i T.C ERCĠYES ÜNĠVERSĠTESĠ ECZACILIK FAKÜLTESĠ ĠLAÇ ETKĠLEġĠMLERĠ KONUSUNDA KAYSERĠ ĠLĠNDEKĠ ECZANE ECZACILARININ FARKINDALIĞINI DEĞERLENDĠRME ÇALIġMASI Hazırlayan Hatice ġĠMġEK DanıĢman Yrd. Doç. Dr. Ġ. Ġpek BOġGELMEZ Bitirme Ödevi Haziran 2014 KAYSERĠ i BĠLĠMSEL ETĠĞE UYGUNLUK Bu çalışmadaki tüm bilgilerin, akademik ve etik kurallara uygun bir şekilde elde edildiğini beyan ederim. Aynı zamanda bu kurallar ve davranışların gerektirdiği gibi, bu çalışmanın özünde olmayan tüm materyal ve sonuçları tam olarak aktardığımı ve referans gösterdiğimi belirtirim. Hatice ġĠMġEK ii YÖNERGEYE UYGUNLUK „„Ġlaç EtkileĢimleri Farkındalığını Konusunda Değerlendirme Kayseri ÇalıĢması’’ Ġlindeki başlıklı Eczane Bitirme Eczacılarının Ödevi, Erciyes Üniversitesi Lisansüstü Tez Önerisi ve Tez Yazma Yönergesi‟ne uygun olarak hazırlanmıştır. Tezi Hazırlayan Hatice ŞİMŞEK DanıĢman Yrd. Doç. Dr. İ. İpek BOŞGELMEZ Farmasötik Toksikoloji Anabilim Dalı BaĢkanı Doç. Dr. Ayşe EKEN iii KABUL VE ONAY „„Ġlaç EtkileĢimleri Farkındalığını Konusunda Değerlendirme Kayseri ÇalıĢması’’ Ġlindeki başlıklı Eczane Bitirme Eczacılarının Ödevi, Erciyes Üniversitesi Lisansüstü Tez Önerisi ve Tez Yazma Yönergesi‟ne uygun olarak hazırlanmış ve Farmasötik Toksikoloji Anabilim Dalı‟nda Bitirme Ödevi olarak kabul edilmiştir. Tezi Hazırlayan DanıĢman Hatice ŞİMŞEK Yrd.Doç.Dr. İ. İpek BOŞGELMEZ Farmasötik Toksikoloji Anabilim Dalı BaĢkanı Doç.Dr. Ayşe EKEN ONAY: Bu Bitirme Ödevi‟nin kabulü Eczacılık Fakültesi Dekanlığı‟nın …………………………tarih ve ……………………. Sayılı kararı ile onaylanmıştır. …../…../………. Prof. Dr. Müberra KOġAR Dekan iv TEġEKKÜR Eğitim süresince yetişmemde büyük emeği geçen, tecrübe ve deneyimlerinden çok şey kazandığım Değerli Hocalarımıza ve Dekanımız Prof. Dr. Müberra KOŞAR‟a; Tezimin hazırlanmasında her aşamada bilgi ve deneyimlerinden faydalandığım, yardım ve katkılarıyla beni yönlendiren değerli hocam Yrd. Doç. Dr. İ. İpek BOŞGELMEZ‟ e; Lisans eğitimim boyunca desteklerini hep hissettiğim başta Seda TAN ve Beyza ÇELİK olmak üzere tüm arkadaşlarıma; Ve tüm varlığıyla bana güç vererek yaşamımı güzelleştiren İbrahim Halil TAŞÇI‟ya; Maddi ve manevi desteklerini her zaman yanımda hissettiğim AİLEME sonsuz teşekkürler. Hatice ġĠMġEK Kayseri, Haziran 2014 v İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ KONUSUNDA KAYSERİ İLİNDEKİ ECZANE ECZACILARININ FARKINDALIĞINI DEĞERLENDİRME ÇALIŞMASI Hatice ŞİMŞEK Erciyes Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Toksikoloji Anabilim Dalı Bitirme Ödevi, Haziran 2014 Danışman: Yrd. Doç. Dr. İ. İpek BOŞGELMEZ ÖZET Günümüzde, ilaçların da aralarında yer aldığı çok sayıda ksenobiyotiğe maruz kalınması nedeniyle ilaç ve diğer pek çok ürüne bağlı olarak karşılaşılabilecek etkileşimler büyük risk oluşturmaktadır. Bir ilacın, başka bir ilaç veya ürünün etkisini nitel ya da nicel olarak değiştirmesi olarak tanımlanabilen ilaç etkileşimleri, ilaçların bilgisizce kullanılması ya da hastanın kullandığı başka ilaç veya ürünlerin dikkate alınmaması sonucunda görülebilmektedir. Halkın ulaşabildiği en yakın sağlık danışanın eczacı olması nedeniyle ilaç etkileşimlerinin önlenmesinde, hastaların ilaç etkileşimleri konusunda bilgilendirilmesinde eczacının rolü büyüktür. Bu çalışma, Kayseri İlindeki eczane eczacılarının ilaçlar arasındaki etkileşimler, ilaç-besin, ilaç-destekleyici ürünler, ilaç-fizyolojik durum, ilaç-hastalık etkileşimleri ile ilgili olarak farkındalığını incelemek ve mevcut durumu değerlendirmek amacıyla planlanmıştır. Analiz sonuçlarına göre, hastaya danışmanlık hizmeti verirken ilaç etkileşimlerinin ilk akla gelen konulardan olduğu tespit edilmiştir.İlaç etkileşimleri konusunda bilgi alınması gereken yerin eczane olduğu ve toplumu bilgilendirmesi gereken kişinin eczacı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Potansiyel ilaç etkileşimleriyle ilgili eczaneye geri dönüşlerin olduğu sonucu görülmektedir. En sık karşılaşılan ilaç etkileşimlerinin antineoplastik ilaçlar, santral sinir sistemi ilaçları, oral kontraseptifler, kardiyovasküler sistem ilaçları, solunum sistemi ilaçları, ortaya çıktığı sonuçlarına ulaşılmıştır. Eczacıların hastayı ilaç etkileşimleri konusunda bilgilendirmede ilk tercih ettiği yolun sözlü anlatım olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ders içeriklerinin güncellenmesiyle eczacıların ilaç etkileşimleri konusunda bilgi birikimlerinin artırabileceği saptanmıştır. Anahtar kelimeler: ilaç, ilaç etkileşimi, anket, eczacı, eczane. vi AN INVESTIGATION ON THE AWARENESS OF COMMUNITY PHARMACISTS IN KAYSERİ PROVINCE ON DRUG INTERACTIONS Hatice ŞİMŞEK Erciyes University Faculty of Pharmacy Department of Pharmaceutical Toxicology Graduation Project, June 2014 Advisor: Assist. Prof. Dr. İ. İpek BOŞGELMEZ ABSTRACT Today, exposure to xenobiotics including medications poses a potential risk for interactions between drugs and other substances such as food, alternative/complementary medicines/herbal products. Drug interactions which are defined as the qualitative and quantitative change in the effect of a medication may be a consequence of irrational drug use or lack of knowledge of other factors such as food or other products. Pharmacies, accepted as one of the first port of call, play important role in the healthcare system and pharmacists are expected to inform the patients about drug interactions along with other issues. The current study was based on the responses to a questionnaire applied in a randomly selected sample of community pharmacies in Kayseri. The main goal of this project was to evaluate the current status in this issue and investigate the awareness of community pharmacists on drug interactions. The results showed that drug interactions are one of the main issues in patient counselling. The top five pharmacological groups of drugs with involvement in interactions were reported as antineoplastic drugs, central nervous system drugs, oral contraceptives, cardiovascular system drugs, and respiratory system drugs, respectively. The results show that pharmacist must inform public about drug interactions and pharmacy is the location where people ask about drug interactions. Another finding was the method of choice for patient communication: The majority of the respondents chose verbal communication. A similar result was found for information sources which turned out as electronic sources. However, the most remarkable outcome of the study was the emphasis on training with regard to drug interactions, especially in pharmacy graduate courses and case studies. Key Words: Medications, Drug interactions, questionnaire, pharmacist, pharmacy. vii ĠÇĠNDEKĠLER BĠLĠMSEL ETĠĞE UYGUNLUK .................................................................................. i YÖNERGEYE UYGUNLUK......................................................................................... ii KABUL VE ONAY ........................................................................................................iii TEġEKKÜR ................................................................................................................... iv ÖZET................................................................................................................................ v ABSTRACT .................................................................................................................... vi ĠÇĠNDEKĠLER .............................................................................................................vii ġEKĠLLER LĠSTESĠ ..................................................................................................... ix 1. GĠRĠġ VE AMAÇ ....................................................................................................... 1 2. GENEL BĠLGĠLER .................................................................................................... 2 2.1.İLAÇ ETKİLEŞİMİ ................................................................................................ 2 2.1.1.İlaç etkileşiminin tanımlanması ........................................................................ 2 2.1.2. İlaç etkileşimlerinin sınıflandırılması .............................................................. 2 2.1.2.1.Farmakodinamik etkileşimler..................................................................... 2 2.1.2.1.1.Antagonizma çeşitleri .......................................................................... 2 2.1.2.2.Farmakokinetik etkileşimler ...................................................................... 3 2.1.3. İlaç-Besin Etkileşimleri ................................................................................. 12 2.2. ANKET ................................................................................................................ 16 2.2.1. Anket Yönteminin Avantajları....................................................................... 17 2.2.2. Anket Yönteminin Dezavantajları ................................................................. 18 2.2.3. Anket Yönteminin Türleri ............................................................................. 18 3. GEREÇ VE YÖNTEM ............................................................................................. 21 4. BULGULAR .............................................................................................................. 22 5.TARTIġMA VE SONUÇ........................................................................................... 48 viii KAYNAKLAR .............................................................................................................. 51 EKLER ........................................................................................................................... 53 ÖZGEÇMĠġ ................................................................................................................... 61 ix ġEKĠLLER LĠSTESĠ ġekil 2.1. İlaç-besin etkileşimi nedeniyle ilaç biyoyararlanımında azalma .................... 13 ġekil 2.2. İlaç-besin etkileşimi nedeniyle ilaç tedavi etkinliğinde azalma ..................... 13 ġekil 2.3. İlaç-besin etkileşiminde additif etkiye örnek (heparin ve sarımsak) .............. 14 ġekil 4.1. Ankete katılan eczacıların toplam mesleki deneyim süresinin dağılımı ........ 23 ġekil 4.2. Eczane eczacısı olarak mesleki deneyim süresinin dağılımı .......................... 23 ġekil 4.3. Hastaların eczacıya reçeteli ve kontrole tabi ilaçlar, reçetesiz ilaçlar, vitamin ve mineral destekleri, bitkisel vd destekleyici/alternatif ürünler, kozmetik/kozmesötikler ile ilgili olarak danışma sıklıklarının dağılımı ................................................................ 24 ġekil 4.4. Ortalama bir işgününde, reçeteli ve kontrole tabi ilaçlar, reçetesiz ilaçlar, vitamin ve mineral destekleri, bitkisel vd destekleyici/alternatif ürünler, kozmetik/kozmesötikler ile ilgili olarak hastaların eczacıdan bilgi talepleri en sık danışılan konuların sıralaması ........................................................................................ 25 ġekil 4.5. Hastaların hekim veya eczacıya danışmadan ilaç kullanmaya başlama durumu ........................................................................................................................... 26 ġekil 4.6. Hastaların hekim veya eczacıya danışmadan ilacı bırakma durumu ............. 27 ġekil 4.7. Hastaların hekim veya eczacıya danışmadan ilaç dozunu değiştirme durumu ........................................................................................................................... 27 ġekil 4.8. Hastaların hekim veya eczacıya danışmadan vitamin-mineral desteği kullanmaya başlama durumu ......................................................................................... 28 ġekil 4.9. Hastaların hekim veya eczacıya danışmadan bitkisel vd destekleyici/alternatif ürün kullanmaya başlama durumu ................................................................................. 28 ġekil 4.10. Hastaların ilaç kullanma talimatlarını inceleme sıklığı hakkında eczacıların görüşü .............................................................................................................................. 29 ġekil 4.11. Eczacıların güvenli ilaç kullanımı ile ilgili uyarı ve önerilerini hastaların dikkate alma durumu hakkında eczacıların görüşü ......................................................... 29 ġekil 4.12. Hastaların reçeteli ilaçlar arasındaki etkileşmelerle ilgili olarak eczacıya danışma durumu .............................................................................................................. 30 ġekil 4.13. Hastaların reçeteli ve reçetesiz ilaçlar arasındaki etkileşmelerle ilgili olarak eczacıya danışma durumu ............................................................................................... 30 x ġekil 4.14. Hastaların ilaçlarla vitamin-mineral destekleri arasındaki etkileşmelerle ilgili olarak eczacıya danışma durumu .................................................................................... 31 ġekil 4.15. Hastaların ilaç-besin etkileşmeleriyle ilgili olarak eczacıya danışma durumu ............................................................................................................................ 32 ġekil 4.16. Hastaların ilaç-bitkisel vd destekleyici/alternatif ürünler arasındaki etkileşmelerle ilgili olarak eczacıya danışma durumu .................................................... 32 ġekil 4.17. Hastaların ilaç-hastalık veya fizyolojik durumlar arasındaki etkileşmelerle ilgili olarak eczacıya danışma durumu ............................................................................ 33 ġekil 4.18. Son bir yılda ilaç etkileşimleri konusunda danışan hasta sayısı artışı .......... 33 ġekil 4.19. „Son bir yılda hastaların ilaç etkileşimleri konusunda farkındalığının arttı‟sorusuna eczacıların yanıtlarının dağılımı ............................................................... 34 ġekil 4.20. İlaç etkileşimleri konusunda, hastaların daha detaylı bilgilendirilmesinin zorunlu olup olmadığı konusunda eczacıların tutumunun değerlendirilmesi ................. 34 ġekil 4.21. Eczacıların, 'Hastalar, ilaçların diğer ilaçlarla olası etkileşimleri nedeniyle istenmeyen sonuçların ortaya çıkabileceğinin farkındadır.' sorusuna yanıtlarının dağılımı ........................................................................................................................... 35 ġekil 4.22. Eczacıların, 'Hastalar, ilaç-vitamin ve mineral destekleri arasındaki olası etkileşimler nedeniyle istenmeyen sonuçların ortaya çıkabileceğinin farkındadır.' sorusuna yanıtlarının dağılımı ......................................................................................... 36 ġekil 4.23. Eczacıların, ' Hastalar, ilaç-besinler arasındaki olası etkileşimler nedeniyle istenmeyen sonuçların ortaya çıkabileceğinin farkındadır.' sorusuna yanıtlarının dağılımı ........................................................................................................................... 36 ġekil 4.24. Eczacıların, 'Hastalar, ilaç-bitkisel vd destekleyici/alternatif ürünler arasındaki olası etkileşimler nedeniyle istenmeyen sonuçların ortaya çıkabileceğinin farkındadır.' sorusuna yanıtlarının dağılımı .................................................................... 37 ġekil 4.25. Eczacıların, 'Hastalar, ilaç-hastalık veya fizyolojik durumlar arasındaki olası etkileşimler nedeniyle istenmeyen sonuçların ortaya çıkabileceğinin farkındadır.' sorusuna yanıtlarının dağılımı ......................................................................................... 38 ġekil 4.26. İlaç etkileşimleri hakkında hastanın bilgilendirilmesi için en uygun yerin eczane olduğu konusunda eczacıların görüşleri .............................................................. 38 xi ġekil 4.27. İlaç etkileşimleri hakkında toplumu bilgilendirecek kişinin eczacı olduğu konusunda eczacıların görüşleri ...................................................................................... 39 ġekil 4.28. Eczacıların ilaç etkileşimleri ile ilgili olarak hastayı bilgilendirme konusunda istekli olma durumları hakkındaki görüşleri ................................................. 40 ġekil 4.29. Eczacıların ilaç etkileşimleri için hastayı bilgilendirme konusunda yeterli zamanı olduğu ile ilgili görüşleri .................................................................................... 40 ġekil 4.30. Hastaya danışmanlık hizmeti verirken ilaç etkileşimlerinin ilk akla gelen başlıklardan biri olduğu konusunda eczacıların değerlendirmesi ................................... 41 ġekil 4.31. Eczacıların ilaç etkileşimleriyle ilgili kapsamlı bilgiye erişebilme durumu konusundaki görüşleri ..................................................................................................... 41 ġekil 4.32. „Hastaların kullandığı diğer ilaçlar, bitkisel ve diğer destekleyici ürünler olup olmadığını sorar mısınız?‟ sorusuna eczacıların yanıtlarının dağılımı ................... 42 ġekil 4.33. Eczacıların ilaç-ilaç, ilaç-besin, ilaç-bitkisel ve diğer destekleyici ürün etkileşimleri hakkında hastaya eğitim verme durumunun değerlendirilmesi ................. 43 ġekil 4.34. Eczacıların ilaç etkileşimleri hakkında bilgiye ulaşma kaynaklarının sıralaması......................................................................................................................... 43 ġekil 4.35. a. Eczacıların son bir yılda potansiyel ilaç etkileşimiyle karşılaşma durumu, b. Eczacıların karşılaştıkları potansiyel ilaç etkileşimi sayısının değerlendirilmesi ....... 44 ġekil 4.36. En sık karşılaşılan ilaç etkileşimine neden olan ilaç gruplarının değerlendirilmesi ............................................................................................................. 45 ġekil 4.37. „Son 10 yıl içinde, ilaç etkileşimleri konusunda meslek içi eğitimlere katıldınız mı?‟ sorusuna eczacıların yanıtlarının dağılımı .............................................. 45 ġekil 4.38. İlaç etkileşimleri konusunda hastaları bilgilendirmede kullanılabilecek yollar konusunda eczacıların tercihleri ...................................................................................... 46 ġekil 4.39. Eczacılık öğrenimi süresince ilaç etkileşimleri hakkında yararlı olabilecek uygulamaların değerlendirilmesi konusunda eczacıların görüşleri uygulamaların değerlendirilmesi konusunda eczacıların görüşleri ...............................................................47 1 1. GĠRĠġ VE AMAÇ Günümüzde, ilaçların da aralarında yer aldığı çok sayıda ksenobiyotiğe maruz kalınmaktadır. Özellikle, danışmaya gerek görülmeden kullanılan ilaç ve diğer pek çok ürüne bağlı olarak karşılaşılabilecek etkileşimler de risk oluşturmaktadır.(7). Bir ilacın, başka bir ilaç veya ürünün etkisini nitel ya da nicel olarak değiştirmesi olarak tanımlanabilen ilaç etkileşimleri, ilaçların bilgisizce kullanılması ya da hastanın kullandığı başka ilaç veya ürünlerin dikkate alınmaması sonucunda görülebilmektedir. Çok sayıda ilaç kullanan hastalarda, belirgin ilaç etkileşimlerinin ortaya çıkma olasılığı daha yüksek olduğundan, eczane eczacılarının bu konuda özellikle dikkatli olması, hastalardan kullanmakta olduğu ilaçlarla ilgili gerekli bilgileri alıp, etkileşimler konusunda detaylı bilgilendirmeyi yapması gerekmektedir. Tümüyle güvenli kabul edilmekte olan vitamin-mineral destekleri ve doğal kaynaklı ürünlerin öngörülemeyen etki ve etkileşimleri ile ilgili olarak bilgi edinilmesi ve hastaların bilgilendirilmesi de önemli hale gelmiştir(5). Tamamlayıcı ve destekleyici ürünlerin yanı sıra, besinler, fizyolojik durumlar ve hastalıklarla ilgili olarak hastaların bilgilendirilmesi gereklidir. Bu bilgiler ışığında, akılcı tedavi sağlanması konusunda, eczane eczacısının görevini yerine getirmesi mümkün olabilmektedir (6,4). Bu çalışma, Kayseri İli‟ndeki eczane eczacılarının ilaçlar arasındaki etkileşimler, ilaçbesin, ilaç-destekleyici ürünler, ilaç-fizyolojik durum, ilaç-hastalık etkileşimleri ile ilgili olarak farkındalığını incelemek ve mevcut durumu değerlendirmek amacıyla planlanmıştır. Konu ile ilgili olarak, ileriki dönemlerde öncelikle eczacıların ve ardından da hastaların nasıl daha etkin bilgilendirilebileceği üzerine detaylı planlamalar için temel teşkil edebilecek veriler elde edilmesi hedeflenmiştir. 2 2. GENEL BĠLGĠLER 2.1.ĠLAÇ ETKĠLEġĠMĠ 2.1.1.Ġlaç etkileĢiminin tanımlanması Bir ilaç başka bir ilacın etkisini nitel ya da nicel olarak değiştiriyorsa bu iki ilaç etkileşiyor denir. Etkileşimin olabilmesi için ilke olarak iki ilacın vücutta aynı anda bulunmaları gerekmektedir. İlaç vücutta enzim inhibisyonu gibi kalıcı bir etki bırakıyorsa, etkileşme ilaç vücuttan atıldıktan sonra da olabilir. Etkileşme bazen bir ilacın terapötik etkisini diğer bir ilaçla artırmak ya da yan etkisini azaltmak için istenerek oluşturulur(8). 2.1.2. Ġlaç etkileĢimlerinin sınıflandırılması 2.1.2.1.Farmakodinamik etkileĢimler Bir ilaç diğerinin etkisini: etki mekanizması düzeyinde etkileşerek; farklı bir mekanizmayla da olsa ters ya da aynı yönde bir etki oluşturarak ya da seyrek de olsa onunla kimyasal olarak etkileşerek değiştiriyorsa, bu iki ilacın farmakodinamik düzeyde etkileştiği söylenir (8). Farmakodinamik etkileşmeler bir ilacın diğerinin etkisini azaltmasına ya da artırmasına göre antagonizma ya da sinerjizma diye adlandırılan iki gruba ayrılır. Farmakodinamik düzeyde, mekanizma bakımından üç tür antagonizma vardır (8). 2.1.2.1.1.Antagonizma çeĢitleri Kimyasal antagonizma Bir ilacın başka bir ilaç tarafından kimyasal olarak bağlanması sonucu etkisiz hale getirilmesidir. Metal iyonlarıyla şelatörlerin etkileşmesi, heparin ile protamin sülfatın etkileşmesi, antidot ya da tedavi amacıyla geliştirilmiş ve kullanılan antikorların hedefleriyle etkileşmesi bu tür antagonizmaya örnektir (8). 3 Fizyolojik antagonizma Bir ilacın etkisinin, ayrı bir reseptör ya da mekanizma aracılığı ile ters yönde etki yapan başka bir ilaç tarafından azaltılması ya da ortadan kaldırılmasıdır. Farklı mekanizmalarla vazodilatasyon ve vazokonstriksiyon yapan ilaçların birbirlerinin etkilerini azaltması bu tür antagonizmadır (8). Farmakolojik antagonizma Aynı reseptöre bağlanabilen iki ilaç ya da bir endojen agonist ile bir ilaç arasındaki antagonizmadır (8). 2.1.2.2.Farmakokinetik etkileĢimler Farmakokinetik ilaç etkileşmeleri absorpsiyon, dağılım, metabolizma, eliminasyon düzeyinde meydana gelen etkileşmelerdir. Bu etkileşmeler sonucunda bir ilaç diğer bir ilacın plazma ve diğer vücut sıvılarındaki düzeylerini değiştirir ve sonuçta ilaçların etkinliği ve/veya toksisitesi değişebilir. Bazı faktörler etkileşmenin klinik önemini artırır. Bu faktörlerden bazıları hasta ile ilgilidir (8). İlaçla ilgili özellikler: Tedavi indeksi dar olan ilaçlar için bu tür etkileşmeler istenmez, çünkü etkileşme sonucunda ilacın plazma düzeylerinin, dolayısıyla dokudaki konsan trasyonunun artması akut zehirlenmelere neden olabilir. Digoksin, lityum ve varfarin tedavi indeksi dar olan ilaçlara başlıca örneklerdir ve diğer ilaçlarla etkileşme sonucun da kolayca toksisite gösterebilir. Genel olarak doz yanıt etkisi dik olan tüm ilaçların etki yerlerindeki konsantrasyonlarındaki ufak artışlar etkide ciddi artışlara veya konsantrasyondaki azalma etkide ciddi düşüşlere neden olabilir (8). Hasta ile ilgili özellikler: Ağır böbrek veya karaciğer hastalığı gibi eliminasyon organlarındaki belirgin yetmezlik etkileşme olasılığını artırabileceği gibi, etkileşmenin ciddi sonuçlar vermesine yol açabilir. Sol ventrikül yetmezliği, ağır anemi, pnömoni, hepatik prekoma gibi ağır hastalık hallerinde de kişinin etkileşme sonuçlarına duyarlılığı artmıştır. Addison hastalığı, immünosüpresyon gerektiren haller ve gebeliği önleyici ilaç kullanımı gibi 4 durumlarda vücuttaki ilaç düzeylerinin stabil kalması gerekir ve ilaç düzeylerini değiştirecek etkileşmeler tedavisi veya baskılanması öngörülen durumun tekrar ortaya çıkmasına neden olabilir (8). a) Absorpsiyon düzeyindeki farmakokinetik etkileĢmeler: Bir ilaç diğer bir ilacın uygulama yerinden absorpsiyon hızını ve/veya derecesini, özetle biyoyararlanımını çeşitli mekanizmalarla artırabilir ya da azaltabilir ve bunun sonucu etkinliğini değiştirebilir. Bazı hallerde ise bir ilaç diğer ilacın absorpsiyonunda sadece yavaşlama meydana getirebilir; ancak, absorbsiyon oranını değiştirmez. Bu tür etkileşimler özellikle ilaçların oral yoldan uygulanmaları sırasında görülmekle birlikte, diğer yollarla uygulamalarda da benzer etkileşimlerla karşılaşılabilir. Örneğin, lokal anestezik çözeltiler vazokonstriksiyon içine adrenalin oluşturulmak veya suretiyle diğer ilacın sempatomimetikler o bölgede katılarak absorpsiyonunu yavaşlatılarak ve lokal etkinliğini artırmak ve kana toksik miktarda geçmesini önlemek mümkündür. En sık başvurulan ilaç uygulama yolu oral yol olduğu için bu şekilde uygulanan ilaçlar arasında absorpsiyon düzeyinde etkileşme daha çok görülmektedir. Mide barsak kanalı hastalıklarının, özellikle de peptik ülserin tedavisinde kullanılan ilaçlar bu tür etkileşmelere neden olmaktadır(8). Absorpsiyon düzeyindeki etkileşmeler farklı şekillerde meydana gelebilir bunlar şöyledir. Mide boĢalma hızını ve barsak geçiĢ süresini etkileyen bir ilaç diğer bir ilacın absorpsiyon hızını değiĢtirebilir: İlaçların esas emilim yeri ince barsaklar olduğu için, mide boşalma hızını, dolayısıyla barsağa geçme ve oradan emilme hızını değiştirebilirler. İlaçlar farmakolojik etkileri nedeniyle doğrudan, ya da mide pH‟sını değiştirmek suretiyle dolaylı olarak bu etkiyi oluşturabilmektedir. Özellikle antikolinerjik etkinliği olan çeşitli ilaçlar ve opioid analjezikler mide boşalmasını geciktirerek kendileriyle birlikte eş zamanlı olarak verilen diğer ilaçların absorpsiyonunu geciktirirler. Prokinetik ilaçlar (metoklopramid ve domperidon gibi) ise mide boşalmasını hızlandırdıkları için diğer ilaçların absorpsiyonunu hızlandırırlar. Antiasidler ile mide asit salgısını azaltan H2-reseptör antagonistleri ve proton pompası inhibitörleri gibi ilaçlarında mide pH‟sını artırmaları nedeniyle, aç karnına alındıklarında mide boşalmasını hızlandırdıkları gösterilmiştir (8). 5 Mide pH’sını değiĢtiren bir ilaç, katı farmasötik Ģekildeki diğer ilacın farmasötik Ģeklinin parçalanmasını, ilacın çözünme ve sonuçta emilim hızını değiĢtirebilir: Peptik ülser tedavisinde kullanılan çeşitli ilaçlar mide pH‟sını yükselttikleri için aside dayanıksız ilaçların biyoyararlanımlarını artırırken, asit ya da baz yapısındaki ilaçların iyonizasyon derecesini değiştirmeleri nedeniyle çözünme ve emilim hızlarını değiştirebilirler. Zayıf baz yapısındaki ilaçların çözünmesi ve emilimi azalırken zayıf asit yapısındaki ilaçların biyoyararlanımı artabilir. Mide pH‟sının yükselmesi, çözünürlüğü ortam pH‟ sından etkilenen enterik kaplı tabletlerin dağılmasını hızlandıracağı için bu şekilde hazırlanmış müstahzarlardan yararlanım değişebilmektedir. Bunun yanı sıra, enterik kaplı tabletlerin ince barsaklar yerine midede dağılıp çözünmesi görülebilmektedir. Örneğin, proton pompası inhibitörlerinin asit salgısını baskılayıcı etkileri geri dönüşsüz ve dolayısıyla mide suyunun pH‟sını yükseltici etkileri uzun süreli olduğu için bunları kullanan hastalarda bu tür etkileşme görülme olasılığı fazladır ve etkileşme olabilecek zaman aralığı daha uzundur (8). Mide ya da barsak lümeninde bir ilaç diğer ilacı bağlayabilir veya onunla kompleks oluĢturarak emilimini yavaĢlatabilir veya tamamen engelleyebilir: Çözelti halindeyken elektriksel yüklü iyonlara ayrışan bileşikler diğer ilaçlarla çözünmeyen kompleksler oluşturabilirler. Bu özellikle, alüminyum ve magnezyum içeren antiasit ilaçlarla görülen bir etkileşimdir. İnce barsakların absorplayıcı epitel yüzeyinin ilaçla örtülmesi diğer ilaçların absorpsiyonunun bozulmasına neden olabilir. Bu etkileşmenin sonuçlarının önemini etkilenen ilacın tedavi indeksi ve etkileşmenin derecesi belirler. Katyon şeklindeki bileşikler lümende iyonize halde bulunan ilaçlarla güç emilen kompleksler oluşturabilir. Bu nedenle fluorokinolon grubu (siprofloksasin, perfloksasin), tetrasiklin grubu veya izoniyazid gibi antibakteriyel ilaçların, demir tuzlarının ve kinidin, digoksin gibi kalp ilaçlarının katyon içeren ilaçlarla birlikte alınmaması gerekir. Genel kural olarak antiasitler gibi midede disosiye olan ilaçların, minerallerin ya da sükralfat gibi mide yüzeyini örten ilaçların, diğer ilaçlardan 2 saat önce veya sonra alınması tavsiye edilmektedir (8). Mide barsak epitelinde absorpsiyonla ilgili mekanizmaları veya epitelin yapısını bozan bir ilaç diğer ilaçların emilimini etkileyebilir: Aktif taşıma veya kolaylaştırılmış difüzyon gibi mekanizmalarla ince barsaktan emilen birden fazla ilaç birlikte kullanıldığında, bunlar arasında taşıyıcı için yarışma olabilir ve ilaçlardan biri 6 diğerinin emiliminin azalmasına neden olabilir. Örnek olarak, fenitoin‟in folik asit, yüksek doz E vitamini ve K vitamininin, proteinden zengin besinlerin ise aminoasit taşıyıcıları aracılığıyla emilen metildopanın barsaklardan emilimini azaltması verilebilir. Neomisin gibi bazı aminoglikozidler ise geri dönüşlü bir mekanizma ile barsak epitel dokusunu bozar ve malabsorpsiyona neden olarak penisilinin, glukoz, tiamin, siyanokobalamin, demir gibi besin maddelerinin emilimini bozar (8). Barsak çeperinde P-glikoprotein ve CYP3A düzeyinde etkileĢimler: Mide barsak kanalı enterositlerinin villuslu uçları, p-glikoproteinler (Pgp) ATP bağlayıcı kaset süper familyasından çeşitli taşıyıcı proteinler ve ayrıca CYP3A enzimleri açısından çok zengindir. Enerjiye bağımlı bir ilaç geri atım pompası olan p-glikoproteinler intraselüler ilaç konsantrasyonlarının azaltılmasında sorumludur. İnsanda faz 1 reaksiyonlarından sorumlu en önemli enzimler olan CYP3A isoformları ise barsak epitelindeki ilaç metabolize edici enzimler içinde en önemli grubu oluşturur. Barsak epiteli ve karaciğerdeki CYP3A enzimlerinin substratları ve bunları indükleyen ya da inhibe eden bileşikler, genelde aynı olmakla birlikte, barsak enzimlerinin bazı indükleyici ya da inhibe edici ilaçlara duyarlılığının daha fazla olduğu; bu nedenle de oral yoldan alınan ilaçlar için bu enzimler düzeyindeki etkileşmenin esas olarak barsakta absorpsiyon düzeyinde meydana geldiği bilinmektedir. Pgplerin ve CYP3A grubu enzimlerin ince barsak enterositlerinde birlikte ve fazla bulunmaları, ayrıca substratların hemen hemen aynı olması, bunların oral yoldan verilen ilaçların emilimini sınırlamak için birlikte çalışan faktörler olduğunu düşündürmektedir. Diğer yandan, bu proteinler hemen hemen aynı maddeler tarafından indüklenir veya inhibe edilir. Greyfurt suyunun bazı ilaçların biyoyararlanımını belirgin biçimde artırdığı görülmüştür. Tedavi indeksi dar olan ilaçlar için bu etkileşme istenmeyen sonuçlar yaratabilir. İlaçların diğer içeceklerle alınması halinde olumlu ya da olumsuz etkileşmeler görülebileceğinden hastalara oral yoldan aldıkları ilaçları daima içme suyu ile almaları tavsiye edilir (8). Son zamanlarda bitkisel kaynaklı bazı ürünlerin tedavi amaçlı olarak kullanımı yaygınlaşmıştır. Bu preparatlar bilinen ve bilinmeyen birçok etken madde içermektedir ve aşırı tüketimi zararlı olabilmektedir hatta toksik etkilere nede olabilmektedir. Bunun yanı sıra hastanın kullanmakta olduğu ilaçlarla etkileşebilmektedir (8). Bazı ilaçlar ise (antibakteriyeller) barsak florasını bozacaklarından enterohepatik dolaĢıma giren ilaçların reabsorpsiyonlarını bozarak o ilaçlarla 7 dolaylı olarak etkileĢebilirler: tetrasiklinler ve ampisilin gibi bazı geniş spektrumlu antibakteriyel ilaçların uzun süreli kullanımına bağlı olarak barsak florası bozulur. Oral kontraseptif kullanan kadınlarda safra içinde barsağa atılan estrojenler ve projestinler gibi steroidlerinkonjuge şekilleri, floranın azalması sonucu hidrolize uğrayamazlar; sonuçta serbestleşemeyen bu steroidler tekrar absorbe edilemeyecekleri için etkinlikleri azalır (8). b) Dağılım düzeyindeki farmakokinetik etkileĢmeler Plazma proteinlerine ileri derecede bağlanan iki ilacın bağlanma noktaları için birbiriyle yarışması sonucu ortaya çıkma olasılığı olan etkileşme türüdür. Bu tür etkileşme daha çok plazma proteinlerine fazla bağlanan asit ilaçlarda görülmektedir. Proteine afinitesi fazla olan ilaç diğer ilaçla yarışarak diğer ilacın bağlanmasını engeller, böylece bağlanamaya ilacın serbest fraksiyonu artar. İlacın sadece serbest fraksiyonu dolaşım dışına çıkarak diğer vücut sıvılarında dağıldığı ve bu arada etki yerine ulaştığı için, sonuçta ikinci ilacın dağılım hacmi artar ve bunun sonucunda etkisinde de artma beklenir. Ancak total vücut sıvısı hacmi, plazma sıvısı hacmine göre çok büyük olduğu için, proteinden ayrılan ilacın plazmada bulunan serbest fraksiyonunda önemli bir artma meydana gelse bile, serbest ilaç total vücut sıvı hacminde dağılarak seyreldiği için önemini yitirecek ve etkide beklendiği kadar fazla bir artma olmayacaktır. Örneğin, serbest fraksiyon %1den %3e çıktığı zaman etkinin üç katına çıkması beklenirken bu artış vücut sıvılarına daha düşük oranda yansır. Ayrıca serbest fraksiyonlardaki artma ilacın eliminasyonunda da hızlanma meydana getireceği için serbest fraksiyonlardaki artışın sonuçları çok kısa süreli olacaktır ve etkileşmenin ardından dengeye ulaştıktan sonra plazmadaki total ilaç konsantrasyonu etkileşmeden öncesine göre daha düşük hale gelecektir (8). Bu tür etkileşme sık görülmekle birlikte, sadece plazma proteinlerine çok yüksek oranda bağlanan ve sanal dağılım hacmi küçük ve tedavi indeksi dar olan bazı ilaçların klinik sonuçları bakımından önemlidir. Örneğin varfarin gibi oral antikoagülan kullanan hastaya salisilat, sulfonamid, fenilbutazon gibi asit ilaçların verilmesi durumunda antikoagülanın serbest fraksiyonunun kısa süreli artması ilacın etkisini potansiyalize ederek kanamalara neden olabilir. Oral antidiyabetiklerin serbest fraksiyonlarındaki artış hipoglisemik reaksiyonlara neden olabilmektedir. Bu tür etkileşme yenidoğan 8 içinde önemlidir. Yaşamın ilk günleri doğal olarak meydana gelen sarılığı devam etmekte olan bir yenidoğan sülfonamidler gibi asit ilaçların verilmesi bilirubin serbest fraksiyonunu artırır ve yenidoğanda kan beyin engeli gelişmemiş olduğundan kernikterusa yol açabilir (8). İlaçların santral sinir sistemi, testis, göz, plasenta gibi organlardan uzaklaştırılmasında görev alan ve organın kapiler endotelinde bulunan pgp ve benzeri dışa atım proteinleri düzeyindeki etkileşmelerdir. Normal koşullarda ilaçlar bu organlardan dışa atım proteinleri ile atılırlar ve böylece dokuda bulunmaz ya da çok düşük düzeyde bulunur (8). c) Metabolizma (biyotransformasyon) düzeyindeki farmakokinetik etkileĢmeler Bir ilacın biyotransformasyonundan sorumlu bir enzimin diğer bir ilaç tarafından indüksiyonu veya inhibisyonu sonucunda, ilk ilacın biyotransformasyon hızının değiştirilmesi ile ortaya çıkan etkileşmedir. Etkilenen ilacın vücut sıvıları ve etki yerindeki konsantrasyonu değişeceği için etki şiddeti ve/veya süresi değişir. Bu enzimler karaciğerden başka barsak çeperi ve böbrekler gibi diğer dokularda da bulundukları için indüksiyon veya inhibisyon sonucu enzimin bulunduğu yere göre farklılık göstermektedir. Bu etkileşme oral yoldan alınan ilaçlar için biyoyararlanımda değişme olarak ortaya çıkabileceği gibi, hepatik klerenste ya da reaktif metabolitlerin oluşma hızında değişme şeklinde görülebilmektedir. Etkilenen enzimler genellikle sitokrom P450(CYP) grubu enzimlerdir (8). Enzim inhibisyonu: Her bir CYP izoformu geniş bir substrat grubu üzerinde katalitik etkinlik gösterir bu yüzden aynı enzimin substratı olan çeşitli ilaçlar enzimin katalitik bölgesi için birbirleriyle yarışabilirler ve bir ilaç diğerinin metabolizmasını inhibe edebilir. Bu nedenle aynı CYP tarafından metabolize edilen iki veya daha fazla sayıda ilaç bir arada verildiğinde, metabolizma düzeyinde etkileşme görülebilir. Bazı ilaçlar kendi biyotransformasyonundan sorumlu olan enzimin dışında başka bir CYP izoformunu da inhibe ederek diğer ilaçların biyotransformasyonunu da etkileyebilir (8). Bir ilacın biyotransformasyonu diğer bir ilaç tarafından engellenirse, ilk ilacın klerensi azalarak plazma düzeylerinde istenmeyen artışlar meydana getirebilir ve buna bağlı olarak ilacın etkisi artar, toksik etkiler görülebilir(8). 9 İnsanda ilaç metabolizmasında rol oynayan en önemli enzimlerden biri olan CYP3A4 birkaç metabolik süreç aracılığıyla çok çeşitli ilaçları okside eder ve karaciğerden başka enterositlerde yüksek oranda bulunur. Bu nedenle enzim inhibisyonu sadece diğer ilaçların eliminasyonunu yavaşlatarak değil, yüksek oranda ilk geçiş etkisine uğrayan ilaçların biyoyararlanımını artırarak da diğer ilacın farmakokinetiğini etkiler. Bu enzimin inhibe edilmesi çok sayıda ilaç etkileşimlerine neden olur (8). Bir ilacın enzim inhibisyonu yapıcı etkisinin sona ermesi inhibisyon yapan ilacın eliminasyon yarılanma ömrü ile ilgilidir (8). İlaçların biyotransformasyon hızının bireyler arasında değişkenlik göstermesi ilaçla tedavi sırasında unutulmaması gereken bir konudur. Değişkenliğin en önemli nedenlerinde biri genetik farklılıklar olup buna bağlı olarak belirli bazı CYP izoformlarının karaciğer ve diğer yerlerdeki miktarı, dolayısıyla enzimatik etkinliği bireyler arasında önemli oranda değişkenlik gösterir. Genetik polimorfizm nedeni ile bireyler, bazı metabolik yolaklar için hızlı ve yavaş metabolize ediciler olarak sınıflandırılır. Yavaş metabolize edenlerde enzim düzeyleri çok düşük olması sebebiyle ya da enzim olmaması sebebiyle bunlar enzim inhibisyonundan fazla etkilenmezler. Hızlı metabolize edicilerde etkileşmenin sonuçları daha belirgindir. Farklı etnik grupların da enzim inhibisyonu duyarlılıkları farklı olabilir. İnhibisyon yapan ilacın kinetiği doza ve zamana bağlı olarak değiştiği için etkileşmenin görülme olasılığı iki ilacın birbirlerine göre veriliş zamanları ile değişim gösterir (8). Antikoagülan, antidepresan ya da kardiyovasküler sistemi etkileyen bir ilaç alan hasta, bu ilaçların terapötik indeksi genellikle dar olduğu için enzim inhibisyonu ile daha fazla risk altına girer. İlaç etkileşmesi ortaya çıktığı takdirde genelde doz ayarlaması ile tedavi düzenini ayarlamak mümkündür bunun yanı sıra yaşamı tehdit eden durumlar ortaya çıkabilmektedir. Bu tür etkileşmelerden tedavi esnasında yararlanmakta mümkündür. Örneğin siklosporin immünosüpresif bir ilaçtır ve pahalıdır. Ketakonazol ile birlikte verildiğinde siklosporinin eliminasyonunun yavaşlaması ve buna bağlı etki süresinin artması söz konusudur. Böylece daha az siklosporin ile daha uzun süreli immünosüpresif etki sağlanır (8). Özellikle antifungal tedavi ve peptik ülser tedavisi gibi uzun süreli ilaç kullanımı gerektiren durumlarda ilaçlara bağlı enzim inhibisyonu nedeni ile diğer ilaçlarla 10 etkileşme daha fazla önem kazanmaktadır. Örneğin tedaviye ilk olarak giren simetidin enzim inhibisyonu yapması nedeni ile çok çeşitli ilaçların klerensini azaltmakta ve bunlara bağlı istenmeyen etkilerin ortaya çıkma sıklığını artırmaktadır (8). Enzim indüksiyonu: Bazı ilaçlarla uzun süreli tedavi sonucunda belirli mikrozomal enzimlerin indüklenmesi ile ilaç etkileşmesi ortaya çıkabilmektedir. İndüksiyon yavaş gerçekleşir ve sonucunda ilaç düzeyleri azalacağı için, zamanla ilaç etkinliğinde azalma görülür. Enzim indüksiyonu yapan ilaçlar sadece indüklenen enzim tarafından metabolize edilen diğer ilaçların değil kendilerinin de eliminasyonunu hızlandırabilirler ve böylece o ilaca karşı biyokimyasal tolerans gelişir (8). İlaçla tedavi esnasında CYP indüksiyonu iki nedenle önemlidir. Birincisi ilaç metabolizmasının artması farmakolojik etkide azalmaya neden olur. İkincisi ise detoksifikasyon ile toksifikasyon arasındaki denge bozulur. İlacın etkinliğini yitirmesi hızlanacağı gibi reaktif metabolitlerin oluşması nedeni ile toksisite de artma gözlenebilir. Enzim indüksiyonu da hızlı metabolize edicilerde yavaş metabolize edicilere göre daha belirgindir(8). Enzim indüksiyonunda hastanın yaşı da önemlidir, genel olarak yaşlılar enzim indüksiyonuna gençlere göre daha az duyarlıdır (8). d) Ġtrah düzeyindeki farmakokinetik etkileĢmeler Değişmeden atılan ilaç fraksiyonunun ve metabolitlerin itrahında rol oynayan en önemli organlar böbreklerdir. Bu nedenle önemli ölçüde değişmeden böbreklerden atılan ilacın itrahını değiştiren olaylar o ilacın kinetiğini buna bağlı olarak etkisini önemli ölçüde değiştirir. Böbreklerden ilaç itrahında rol alan başlıca mekanizmalar glomerüler filtrasyon, tübüler salgılama ve tübüler reabsorpsiyondur. İlaçların plazma proteinlerine bağlanmaları, böbrek kan akım hızı, renal klerens düzeyinde etkileşme ve idrar pH‟sı gibi faktörler ilacın itrah hızını, dolayısıyla kinetiğini değiştirir (8). Glomerüler filtrasyon pasif difüzyonla meydana geldiği için bu düzeyde direkt farmakokinetik etkileşme görülmez. Böbrek kan akımını, dolayısıyla glomerüler filtrasyon hızını azaltan ilaçlar bu şekilde itrah edilen ilaçların eliminasyonunu dolaylı 11 olarak azaltabilir. İtrahın azalması plazma düzeylerinin artmasına yol açacağı için etkinin artmasına neden olacaktır (8). Böbrekten itrah düzeyinde meydana gelen ilaç etkileşimlerinde en sık görülen durum ilaçların tübüler sekresyonu sırasında proksimal tübül hücresindeki taşıyıcı sistem için aralarında yarışmalarıdır. İlacı peritübüler aralıktan tübül lümenine taşıyan başlıca iki transport mekanizması vardır. Bunlar katyon transport sistemi ve anyon transport sistemidir(8). Proksimal tübüllerde p-glikoprotein pompası ile atılan ilaçların eliminasyonu CYP3A enzimi inhibitörlerinden veya indükleyicilerinden etkilenir. Klaritromisin veya itrakonazol gibi bazı lipofilik ilaçlar böbreklerde P-gp‟yi inhibe ederek veya rifampisin gibi ilaçlar indükleyerek diğer ilaçların böbreklerden klerensini sırasıyla azaltabilir veya artırabilir. Örneğin, digoksin böbreklerden P-gp pompası ile aktif olarak salgılanmaktadır ve bu düzeyde etki yapan bazı ilaçlar digoksin kinetiğini değiştirmektedir. Verapamil, kinidin, amiodaron gibi ilaçlar bu yolla böbrekten digoksin itrahını azaltırlar. İtrakonazol de P-gp inhibisyonu ile digoksin ve kinidinin renal klerensini azaltmaktadır bu nedenle de azol antifungaller gibi güçlü P-gp inhibitörü kullananlarda digoksin, kinidin gibi ilaçların plazma düzeyleri izlenmelidir (8). Plazma ve/veya idrar pH‟sı değiştirilmek suretiyle ilacın iyonizasyon derecesi değiştirilebilir ve böylece ilacın tübüllerden pasif difüzyonla geri emilmeye elverişli olan noniyonize fraksiyonunun oranı değiştirilerek itrah edilen miktarı değiştirilebilir. Bir ilacın ortamda iyonize olan fraksiyonunun boyutundaki değişme tamamen ilacın pKa değeri ve ortam pH‟sı arasındaki fark ile ilgilidir. Ortam pH‟sı ilacın pKa değerine ne kadar yakınsa idrar pH‟sındaki artış veya azalışın iyonizasyonda yapacağı değişme de o derece fazladır ve dolayısıyla ilaç itrahında aynı oranda fazla değişme meydana gelir (8). İlacın tübüllerden aktif transport yolu ile geri emilmesi kompetitif veya non kompetitif biçimde değiştirilerek idrarla itrah hızı artırılabilir. Ancak bu şekilde aktif transport ile geri emilme ksenobiyotikler için çok ender bir olaydır ve iki ilaç arasında bu düzeyde etkileşme bilinmemektedir. Vücutta oluşup böbrekten atılan endojen bir madde olan ürik asit reabsorpsiyonunun probenesid tarafından engellenmesi veya ürik asitle aspirin aspirin arasında bu düzeydeki etkileşme buna örnektir (8). 12 İlacın kan dolaşımında plazma proteinlerine bağlanma oranı değişince serbest fraksiyonunda meydana gelen değişme glomerüler filtrasyonla atılan miktarı değiştirir (8). Sonuç olarak, hasta aynı zamanda birden fazla ilaç kullanıyorsa bu ilaçlardan biri veya birkaçı arasındaki farmakokinetik etkileşme olasılığı bulunabileceği hatırlanmalı ve buna bağlı olarak tedavinin yetersiz kalmaması veya istenmeyen durumların ortaya çıkmaması için gerekli özen gösterilmelidir(8). 2.1.3. Ġlaç-Besin EtkileĢimleri İlaç absorpsiyonunun besinler tarafından değiştirilip değiştirilmediğinin bilinmesi önemlidir. Yemekte veya aç karna ilaç alan kişilerin, ilacın absorpsiyon hızı ve derecesi, plazma konsantrasyonu-zaman eğrisinde değişmeler olabilmektedir. Genellikle, aç karna veya tok karna ilaç alınması; ilacın absorpsiyon oranını temel olarak değiştirmez; absorpsiyonun hızını değiştirebilir. Aç karna alınan ilaç, midede uzun süre kalmadan barsağa geçtiği için daha hızlı absorbe edilir, plazma düzeyi daha hızlı yükselir ve daha yüksek doruk konsantrasyon oluşturur. Bu nedenle, etkisi daha çabuk başlar; etki şiddetinde artma olabilir(15). Aç karna ilaç alındığında, tokken ilaç alınması haline kıyasla, ilaç moleküllerinin midede bulunan besin parçacıkları ve mide mukozasını kaplayan musin tabakası tarafından adsorpsiyon veya kompleks oluşması suretiyle tutulması az görülür veya olmaz. Bu durumda, bazı ilaçların absorpsiyonu daha erken başlayabilir ve nadiren de absorpsiyon oranı biraz artabilir(15). Genel bir kural olarak, son yemekten iki saat sonra başlayan ve bir sonraki yemekten bir saat önce biten süre içinde ilaç alınması, aç karna alınma olarak kabul edilir. Yemeğe belirtilen sınırlardan daha yakın olan bir zamanda ilaç alınırsa, absorpsiyon yemek sırasındaki kadar olmasa bile besinden etkilenebilir(15). Lahana, karnabahar ve Brüksel lahanası ile beslenme, CYP1A1 ve CYP1A2 etkinliğinde artışla sonuçlanır. Bu etkinlikten sorumlu olan bileşikler, indol-3 asetonitril ve diğer bazı indol bileşikleridir (15). Greyfurt suyundaki furanokumarin yapısındaki 13 bileşikler ise CYP3A4 enzimini inhibe ederek bu enzimle biyotransformasyona uğrayan bazı ilaçların toksisitesinde artmaya neden olur(15). Önemli veya sık karşılaşılabilecek bazı ilaç-besin etkileşimlerine örnekler, Şekil 2.12.3‟te görülmektedir. Şekil 2.1 İlaç-besin etkileşimi nedeniyle ilaç biyoyararlanımında azalma (10) Şekil 2.2 İlaç-besin etkileşimi nedeniyle ilaç tedavi etkinliğinde azalma (10) 14 Şekil 2.3 İlaç-besin etkileşiminde additif etkiye örnek (heparin ve sarımsak) (11) Sarımsak (Allium sativum L.)-Ġlaç EtkileĢimi Operasyonu takiben gelişen spontan kanamalar ile operasyon öncesinde tüketilen sarımsağın ilişkilendirildiği birkaç etkileşim mevcuttur. Sarımsağın biyoorganik bileşenleri vasıtasıyla platelet agregasyonunu inhibe ettiği in vitro ve in vivo çalışmalarda gösterilmiştir. Öneri olarak da saquinivir tedavisi alan hastaların sarımsak ve sarımsak besin desteklerini tüketim düzeylerinin minimuma indirilmesi verilmiştir(9). 2.1.3. Ġlaç-Bitkisel Ürün EtkileĢimleri Bitkisel ürünler ve ilaç etkileşiminin altında yatan mekanizma henüz tam olarak açıklığa kavuşturulamamış olmakla birlikte, ilaç-ilaç etkileşiminde olduğu gibi farmakokinetik ve farmakodinamik mekanizmalar ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. İlaçların absorbsiyon, metabolizma, dağılım ve atımında değişikliklere neden olması, farmakokinetik etkileşimlere neden olmaktadır. Ayrıca bitkisel ürünlerin sıklıkla ilaç metabolizmasında görev alan CYP enziminin inhibisyonunu ve indüksiyonunu sağlayarak ilaç metabolizmasını değiştirmektedir. İlaçların çoğu böbrekler, safra ve diğer yollarla atılmadan önce esas olarak karaciğerde ve bazen ekstrahepatik dokularda 15 metabolize edilmektedir. İlaçların enzim sisteminde yıkımı faz 1 ve faz 2 olmak üzere 2 fazda gerçekleşmektedir. Faz 1 reaksiyonunda ilaçlar oksidasyon, redüksiyon, hidroksilasyon, deaminasyon tepkimelerine girer. Bu fazda etkin olan enzim sistemi hepatositlerin endoplazmik retikulumunda yer alan karışık fonksiyonlu oksidazlar (MFO) enzim sistemidir. Bitkisel ürünlerin biyotransformasyonundan sorumlu sitokrom enzimleri; CYP1A1/2, CYP2B6, CYP2C8/9/19, CYP2D6, CYP2E1, CYP3A4/5, CYP3A4‟tür. Faz 2 reaksiyonunda ise, polar komponentler glukuronik asit, sülfat, glutatyon, glisin, asetat gibi endojen moleküllerle konjuge edilirler. Bu fazda endoplazmik retikulum ve sitozolde yer alan transferaz enzimleri işlev görür. CYP3A4 ve CYP2C9 enzimlerine etki etmektedir. CYP3A4 enzimi, karaciğerde bulunan bir izoenzimdir ve toplam sitokrom enzimlerinin yaklaşık % 40‟nı oluşturmakta ve ilaçların % 50‟sinden fazlasını metabolize etmektedir (9). Sarı Kantoron (Hypericum perforatum, St. John’s Wort) ve Ġlaç EtkileĢimi Hafif ve orta derecedeki depresyonun kısa süreli tedavisinde kullanılmaktadır. Farmakolojik aktivitesi yapısında bulununan hiperisin ve hiperforinden gelmektedir. Sarı kantaronun kullanımında en önemli sorun, birlikte kullanılan diğer ilaçların metabolizmasını önemli ölçüde etkileme/değiştirme potansiyeline sahip olmasıdır. Sarı kantaron nöronlarda serotonin, noradrenalin ve dopamin geri alımını bloke eder ayrıca günümüz de kullanılan birçok ilacın metabolizmasını gerçekleştiren CYP3A4 mikrozomal enzimleri üzerinde indükleyici etki gösterir (9). Sarı kantaron klaritromisin, benzodiazepin, siklosporin, diltiazem, atorvastatin, estradiol, sildenafil, indinavir, digoksin, matinib gibi metabolizması CYP3A4 enzimi üzerinden gerçekleşen ilaçların plazma düzeyini düşürür. CYP3A4 enziminin substratı olabilecek ilaçların (alfentanil, midazolam, lidokain, kalsiyum kanal blokörleri, serotonin reseptör antagonistlerinin) plazma konsantrasyonunu azaltır. Varfarinin metabolizması için önemli olan ve varfarinin antikoagülan etkisini azaltan CYP2C9 enzimini indükler (9). SSRI ve MAO inhibitörü ilaçlar ile birlikte sarı kantaron etkileşimi sonucu “Serotonin Sendromu” oluşabilir. 5HT1A reseptör aşırı uyarılması ile beyinde serotonin birikir Yaşlı bireylerde sarı kantaron ve sertralin ile nefazodone birlikte kullanıldığında santral serotonerjik sendroma neden olmaktadır (9). 16 Gingko (Gingko biloba) ve Ġlaç EtkileĢimi Nörodejeneratif hastalıklar, tinnitus, vertigo, glokom, periferik vasküler hastalıklar, kognitif hastalıkların ve Alzheimer‟in tedavisinde kullanılmaktadır. Etken maddesi terpenoidler ve flavanoidlerdir. Gingko‟nun içinde bulunan terpenoidlerin biyoyararlanımının yüksek olup, trombosit aktive edici faktörü inhibe ederek kanamalara neden olmaktadır. Gingko, CYP4A3 enzim aktivasyonunu inhibe etmektedir. Ayrıca gama-aminobütirik asit (GABA) antagonisti olarak da hareket edebilmektedir (9). Ginseng (Panax ginseng) ve Ġlaç EtkileĢimi Ginseng, Asya Ginseng ve Amerikan ginseng olarak ikiye ayrılmaktadır. Taksonomik açıdan benzerdirler fakat yapılarında bulunan ginsenoidler ve biyolojik aktiviteleri açısından birbirlerinden farklıdırlar. Farmakolojik etkilerin çoğunu yapısında bulunan ginsenoidler aracılığı ile yapar. Ginsenoidler ilaç metabolizmasından sorumlu sitokrom P450 enzim sisteminde CYP1A1,CYP1A2, CYP2C19, CYP2D6 ve CYP3A4 enzimlerini baskılamaktadır (9). Tip 2 diyabetli hastalarda 8 haftadan uzun süre kullanıldığında açlık kan şekerini ve HbA1c seviyesini düşürücü etkiye sahip olduğu fakat tokluk kan şekerini hızlı şekilde düşürdüğü için hipoglisemi ataklarına neden olabildiği saptanmıştır (9). 2.2. ANKET Anket, sistematik bir veri toplama yöntemidir. Veriler, önceden belirlenmiş insanlara bir dizi soru sorarak elde edilir. Anket yöntemi ile çok farklı türde veri toplamak mümkündür. İnsan davranışları, iş performansları, bilgi düzeyleri, tercihleri, tutumları, inançları, duyguları vb. bunlardan sadece birkaçıdır. Ancak anketten yararlı bilgiler elde edebilmek için anketin hazırlık ve uygulama sürecine özel önem gösterilmelidir. Ayrıca “zaman” ve “maliyet” göz önüne alınması gereken diğer hususlardır. Anket yöntemine özel aşamalar şunlardır :(11) Soru kağıdının hazırlanması, Uygulayıcıların seçimi ve eğitimi, 17 Ön uygulama, Alan uygulaması, Soru kağıtlarının alanda denetimi, Örnekleme çıkan deneklerin ikinci bir örneklem seçerek verilen yanıtların kalite denetimi. 2.2.1. Anket Yönteminin Avantajları Anket çalışması zaman alıcı ve mali yük getiren bir uygulama olduğu için iyi planlanarak kesin ihtiyaç durumunda başvurulmalıdır. Elde yeterli veri yoksa ve başka bir alternatif bulunamıyorsa anket çalışması uygulanır. Güncel ve yeni veriler anket yoluyla elde edilebilir. Verileri kısa zamanda elde etme imkanı vardır. Çok farlı kişilerden çok değişik ve çeşitli veri elde etmek mümkündür. Anket yoluyla veri toplamanın maliyeti, diğerlerine göre çoğu zaman daha düşüktür. Bazen, ihtiyaç duyulan verileri anket dışında başka yöntemle elde etme olasılığı yoktur. Anketi istenen kapsamda ve ayrıntıda düzenlemek mümkündür. Kapalı uçlu soruları yanıtlamak kolaydır. Anketlerde kimlik sorulmadığı ve imza istenmediği için, kişiler çekinmeden yanıtlayabilir. Sorularda üçüncü şahıs tekniğiyle normalde konuşulmak ya da cevaplanmak istenmeyen hususlar anketlerde sorgulanabilir. Veri toplamak dışında; promosyon, tanıtım, iletişim gibi amaçlarla da anket yapılabilir.(12) 18 2.2.2. Anket Yönteminin Dezavantajları Anket yönteminin başlıca sorunu taşıdığı hata payı ve sonucunun yanıltma ihtimalidir. Anket yoluyla elde edilen veriler, farklı nedenlerle gerçek kümeyi temsil edici olmayabilir. Söz konusu hatanın nedenlerini ortaya koymak ve azaltmak mümkündür.(12) Açık uçlu soruları yanıtlamak ve yorumlamak zordur.(12) Cevaplayıcılar istenen bilgiyi vermek istemeyebilir.(12) Soru kağıdındaki yapılandırılmış veriyi toplama bazı veri türleri için daha düşük geçerliliğe sahiptir.(12) İstenen bilginin kelimelerle net bir biçimde ifade edilmesi her zaman mümkün olmayabilir.(12) . 2.2.3. Anket Yönteminin Türleri Anket yönteminde kullanılacak iletişim biçimine göre anket türleri beşe ayrılabilir. Posta anketleri İnternet anketleri Telefon anketleri Karşılıklı görüşme ile yapılan anketler Karma anketler (2). Araştırmacı, araştırmanın amacını ve araştırma problemini göz önünde tutarak anket türlerinden hangisini kullanacağını belirlemelidir. Anket yönteminde kullanılacak türlerin her birinin üstün ve zayıf yönleri vardır. Uygulanacak anket türü kararlaştırılırken bu yönleri dikkatlice değerlendirilmelidir (14). Posta Anketleri Posta anketleri hazırlanan soru formlarının posta yoluyla cevaplayıcılara ulaştırılmasını öngören bir veri toplama yöntemidir (2).Yanıtların posta ile iade yoluyla toplanabileceği gibi elden toplanması da mümkündür (12). 19 Posta anketlerinin avantajları: En az miktarda kaynak gerektiren yöntemdir. Diğer yöntemlerden farklı olarak eğitimli anketörlere ihtiyaç duyulmaz. Gelir düzeyi, eğitim durumu, politik tercihi vb. konulara ilişkin bilgiler, cevaplayıcının anketörden etkilenmesi gibi durumlar söz konusu olmaz. Ayrıca ani karar verme ya da inisiyatif kullanma ihtiyacı gibi durumlar da ortadan kalkar. Posta anketlerinin dezavantajları: Uygulama başladıktan sonra ortaya çıkan problemlerin çözümü mümkün değildir. En uzun zaman alan anket yöntemidir. Cevaplanma oranı en düşük anket yöntemidir. Eksiksiz doldurulmasını sağlamak oldukça güçtür. Ayrıca soruların doğru kişi tarafından yanıtlandığından emin olmak zordur (2). Ġnternet Anketleri İnternet anketleri, posta anketlerinin internet ortamındaki şeklidir. Bu yöntemde soru formu ya da bu formun yer aldığı internet adresinin linki cevaplayıcılara e-posta ile gönderilir ve cevaplayıcılardan bu formu doldurmaları istenir. İnternet anketlerinin avantajları: Anket sorularına verilen cevaplar doğrudan veri tabanına yazıldığı için bilgisayara girilmeleri gerekmez ve analiz programları sayesinde veri toplama işlemini beklemeksizin cevaplar alındıkça sonuçların güncelleşmesi sağlanabilir. Cevaplama işlemi için zaman problemi yoktur. Kişi kendine en uygun zaman aralığında bu işlemi gerçekleştirebilir. Eksik cevaplama durumunda sistem uyarı vererek soruların tümü cevaplanmadan anketin tamamlanmasına izin vermez. İnternet anketlerinin dezavantajları: Hedef kitlenin tümünün internet erişimi yoksa sonuçların geçerliliği azalır. Cevaplayıcılar verilerin elektronik ortamda aktarılmasını güvenli bulmayabilir. 20 Açık uçlu sorular için elverişli değildir (2). Telefon Anketleri Anket sorularının telefonda sorularak, yanıtların anket formu üzerinde işaretlenmesi veya ses bandına kaydedilmesi ile gerçekleştirilir (12). Bu işlem eğitimli anketörler tarafından yapılır (2). Telefon anketlerinin avantajları: Sonuçlar çok hızlı bir şekilde alınabilir. Cevaplayıcı anketörle yüz yüze gelmediği için herhangi bir baskı hissetmez. Anketör soruların tümünün cevaplanması için cevaplayıcıyı teşvik edebilir. Telefon anketlerinin dezavantajları: Diğer anket türlerinde kullanılan görsel yardımcı malzemeler bu anket türünde kullanılamaz. Telefonu olmayan insanlar anket kapsamı dışındadır (2). 21 3. GEREÇ VE YÖNTEM Çalışma kapsamında, Kayseri İli Kocasinan, Melikgazi ve Talas ilçelerinde bulunan eczanelerin eczacılarına yirmi üç (23) sorudan oluşan bir anketin uygulanması planlanmıştır. Anket soruları, çalışma ekibi tarafından hazırlanmış olan, ucu kapalı sorulardan oluşmakla birlikte, gönüllülerin belirtmek istedikleri diğer hususlar ile ilgili olarak, detaylı yanıt vermelerine de olanak verecek şekilde tasarlanmıştır. Anketin ulaştırılması hedeflenen eczaneler, Kayseri Eczacı Odası kayıtları esas alınarak belirlenmiştir. Çalışma için gerekli Etik Kurul Onayı, Erciyes Üniversitesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulu‟ndan alınmış (Ek-1), gönüllülere bilgilendirme yapılarak Bilgilendirilmiş Gönüllü Olur Formu‟nu (Ek-2) onaylamaları ve anketi (Ek-3) yanıtlamaları istenmiştir. Kayseri İli‟ndeki eczane eczacılarının ilaç etkileşimi hakkındaki farkındalığını incelemek ve mevcut durumu değerlendirmeyi amaçlayan anket çalışması Erciyes Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Bitirme Ödevi olarak planlanmıştır. Ankete katılmayı kabul eden 68 eczane eczacısıyla Nisan-Mayıs 2014 aylarında anket çalışması yapılmıştır. 22 4. BULGULAR Kayseri İli‟ndeki eczane eczacılarının ilaç etkileşimleri konusunda farkındalığının değerlendirilmesi amaçlanan anketi yanıtlaması için başvurulan 93 eczacıdan 68‟i katılmayı kabul etmiş olup, ankete katılım oranı, %73,1‟dir. Ankete katılan 68 eczacıdan 41‟i erkek (%60,3), 27‟si kadındır (%39,7). Yaş dağılımı değerlendirildiğinde; 21-30 yaş arasında, 20 kişi (%29,4), 31-40 yaş arasında, 23 kişi (%33,8), 41-50 yaş arasında, 10 kişi (%14,7), 51 yaş ve üstü, 15 kişi (%22,1) olduğu görülmüştür. Eczacıların öğrenim durumuna göre dağılımı incelendiğinde, lisans mezunlarının (60 kişi); yüksek lisans (7 kişi) ve doktora yapmış (1 kişi) olanlardan daha fazla olduğu da saptanmıştır. Eczacıların toplam mesleki deneyim süreleri değerlendirildiğinde (Şekil 4.1); eczacıların %33,8‟inin 20 yıl ve üstü, %29,4‟ünün 1-5 yıl, %16,2‟sinin 11-15 yıl, %13,2‟sinin 6-10 yıl ve %7,4‟ünün 16-19 yıl mesleki deneyim süresine sahip olduğu belirlenmiştir. Eczacıların eczane dışındaki mesleki deneyimleri sorulduğunda alınan yanıtlar; üniversite, ecza deposu, ilaç endüstrisi-ruhsatlandırma, Sosyal Güvenlik Kurumu ve çeşitli hastanelerdeki görevler şeklinde olmuştur (n=10). Eczane eczacısı olarak mesleki deneyim süreleri incelendiğinde ise (Şekil 4.2); eczacıların %30,9‟unun 1-5 yıl, %29,4‟ünün 20 yıl ve üstü, %16,2‟sinin 11-15 yıl, %14,7‟sinin 6-10 yıl ve %8,8‟inin 16-19 yıl mesleki deneyim süresine sahip olduğu belirlenmiştir. Eczacıların ortalama bir işgününde, hastalara danışmanlık hizmeti verme sürelerinin; - 1saat (n=3), 23 - 2saat (n=17), - 3saat (n=9), - 4saat (n=8), - 5saat (n=13), - 6 saat ve üstü (n=18) şeklinde dağıldığı anlaşılmıştır. ġekil 4.1. Ankete katılan eczacıların toplam mesleki deneyim süresinin dağılımı ġekil 4.2. Eczane eczacısı olarak mesleki deneyim süresinin dağılımı 24 Hastaların eczacıya reçeteli ve kontrole tabi ilaçlar, reçetesiz ilaçlar, vitamin ve mineral destekleri, bitkisel vd destekleyici/alternatif ürünler, kozmetik/kozmesötikler ile ilgili olarak “sıklıkla” danıştıkları görülmektedir (Şekil 4.3). Ortalama bir işgününde, reçeteli ve kontrole tabi ilaçlar, reçetesiz ilaçlar, vitamin ve mineral destekleri, bitkisel vd destekleyici/alternatif ürünler, kozmetik/kozmesötikler ile ilgili olarak hastaların eczacıdan bilgi talepleri en sık danışılan konudan başlanarak sıralandığında, Şekil 4.4‟teki sonuçlar elde edilmiştir. “Reçeteli ve kontrole tabi ilaçlar”ın 1.tercihte, ilk sırada yer aldığı görülmektedir. Hastaların hekim veya eczacıya danışmadan ilaç kullanmaya başlama durumu ile ilgili olarak, eczacıların görüşleri Şekil 4.5‟te sunulmuştur. Alınan yanıtlara göre hastaların %36,8‟i bazen, %29,4‟ü sıklıkla, %17,6‟sı nadiren, %11,8‟i her zaman hekime ve eczacıya danışmadan ilaç kullanmaya başlamaktadır. ġekil 4.3. Hastaların eczacıya reçeteli ve kontrole tabi ilaçlar, reçetesiz ilaçlar, vitamin ve mineral destekleri, bitkisel vd destekleyici/alternatif ürünler, kozmetik/kozmesötikler ile ilgili olarak danışma sıklıklarının dağılımı 25 ġekil 4.4. Ortalama bir işgününde, reçeteli ve kontrole tabi ilaçlar, reçetesiz ilaçlar, vitamin ve mineral destekleri, bitkisel vd destekleyici/alternatif ürünler, kozmetik/kozmesötikler ile ilgili olarak hastaların eczacıdan bilgi talepleri en sık danışılan konuların sıralaması (2 ankette, bu soruya yanıt verilmemiş veya işaretleme yapılmış ancak tercih sırası bildirilmemiş olduğu için, n=66) Hastaların hekim veya eczacıya danışmadan ilacı bırakma durumu ise şu şekilde özetlenebilir: Hastaların %45,6‟ sı sıklıkla, %30,9‟u bazen, %11,8‟i her zaman, %10,3‟ü nadiren hekime ve eczacıya danışmadan ilacı bırakmaktadır (Şekil 4.6). Şekil 4.7‟de, hastaların hekim veya eczacıya danışmadan ilaç dozunu değiştirme durumu ile ilgili olarak eczacıların değerlendirmesi sunulmuştur: Hastaların %36,8‟inin bazen, %33,8‟inin nadiren, %16,2‟sinin sıklıkla danışmadan ilaç dozunu değiştirdiği belirtilmiştir. Hekime ve eczacıya danışmadan vitamin-mineral desteği kullanmaya başlama durumu ile ilgili olarak, eczacıların verdiği yanıtlar şu şekildedir: %38,2 bazen, %32,4 sıklıkla, %14,7 nadiren ,%11,8 her zaman (Şekil 4.8). Hastaların hekim veya eczacıya danışmadan bitkisel vd destekleyici/alternatif ürün kullanmaya başlama durumu ile ilgili olarak, eczacıların değerlendirmesi Şekil 4.9‟da 26 gösterilmiştir. Buna göre hastaların %36,8‟i sıklıkla, %26,5‟i bazen, %17,6‟sı nadiren, %16,2‟si ise her zaman danışmadan bu ürünleri kullanmaya başlamaktadır. Hastaların ilaç kullanma talimatlarını inceleme sıklığı hakkında eczacıların görüşü alındığında; hastaların %48,5‟i bazen, %23,5‟i sıklıkla,%16,2‟si nadiren ilaç kullanma talimatlarını incelediği bilgisine ulaşılmıştır (Şekil 4.10). Hastaların ilaç kullanma talimatlarındaki uyarıları dikkate alma durumları eczacılara sorulduğunda alınan cevaplar da benzer bir sonuç vermiştir (%45,6 bazen, %29,4 sıklıkla,%14,7 nadiren). Eczacılar, hastalara yaptıkları güvenli ilaç kullanımına ilişkin uyarı ve önerilerin, %61,8 oranda sıklıkla, %17,6 her zaman, %16,2 bazen dikkate alındığı görüşündedir (Şekil 4.11). Eczacılara göre, hastaların %38,2‟si sıklıkla, %33,8‟i bazen, %16,2‟si nadiren reçeteli ilaçlar arasındaki etkileşmelerle ilgili olarak eczacıya danışmaktadır (Şekil 4.12). Eczacılar, reçeteli ve reçetesiz ilaçlar arasındaki etkileşmelerle ilgili olarak hastaların %44,1‟inin bazen, %27,9‟unun sıklıkla, %19,1‟inin nadiren eczacıya danıştığını belirtmiştir (Şekil 4.13). Eczacılar, hastaların % 44,1‟inin bazen,%23,5‟inin sıklıkla,%23,5‟inin nadiren ilaçlarla vitamin-mineral destekleri arasındaki etkileşmeler konusunda eczacıya danıştığı görüşündedir (Şekil 4.14). ġekil 4.5. Hastaların hekim veya eczacıya danışmadan ilaç kullanmaya başlama durumu 27 ġekil 4.6. Hastaların hekim veya eczacıya danışmadan ilacı bırakma durumu ġekil 4.7. Hastaların hekim veya eczacıya danışmadan ilaç dozunu değiştirme durumu 28 ġekil 4.8. Hastaların hekim veya eczacıya danışmadan vitamin-mineral desteği kullanmaya başlama durumu ġekil 4.9. Hastaların hekim veya eczacıya danışmadan bitkisel vd destekleyici/alternatif ürün kullanmaya başlama durumu 29 ġekil 4.10. Hastaların ilaç kullanma talimatlarını inceleme sıklığı hakkında eczacıların görüşü ġekil 4.11. Eczacıların güvenli ilaç kullanımı ile ilgili uyarı ve önerilerini hastaların dikkate alma durumu hakkında eczacıların görüşü 30 ġekil 4.12. Hastaların reçeteli ilaçlar arasındaki etkileşmelerle ilgili olarak eczacıya danışma durumu ġekil 4.13. Hastaların reçeteli ve reçetesiz ilaçlar arasındaki etkileşmelerle ilgili olarak eczacıya danışma durumu 31 İlaç-besin etkileşmeleriyle ilgili olarak eczacıya danışılma sıklığı sorulduğunda alınan yanıtlara göre; hastaların % 36,8‟i bazen, %26,5‟i nadiren, %20,6‟sı sıklıkla danışmaktadır (Şekil 4.15). Eczacılar, hastaların %10,3‟ünün ise, bu konuda hiç bilgi almadığı görüşündedir. Şekil 4.16‟da, hastaların ilaç-bitkisel vd destekleyici/alternatif ürünler arasındaki etkileşmelerle ilgili olarak eczacıya danışma sıklığı görülmektedir. Veriler, ilaç-besin etkileşimi ile ilgili bulgularla uyumludur (% 36,8 bazen, %26,5 nadiren, %19,1 sıklıkla, %10,3 hiç). Hastaların ilaç-hastalık veya fizyolojik durumlar arasındaki etkileşmelerle ilgili olarak eczacıya danışma sıklığı değerlendirildiğinde alınan yanıtlar, % 38,2 bazen, %38,2 sıklıkla, %14,7 ise nadiren şeklinde sıralanmıştır (Şekil 4.17). Eczacılara son bir yılda, ilaç etkileşimleri konusunda danışan hasta sayısının artıp artmadığı sorulduğunda alınan cevaplar, Şekil 4.18‟de görülmektedir. Buna göre eczacıların %42,6‟sı kısmen katılıyorum, %32,4‟ü katılıyorum, %17,6‟sı ise katılmıyorum yanıtını vermiştir. Son bir yılda, ilaç etkileşimleri konusunda hastaların farkındalığının artışı ile ilgili olarak, eczacıların %33,8‟i katılıyorum, %32,4‟ü kısmen katılıyorum, %25‟i katılmıyorum yanıtını vermiştir (Şekil 4.19). ġekil 4.14. Hastaların ilaçlarla vitamin-mineral destekleri arasındaki etkileşmelerle ilgili olarak eczacıya danışma durumu 32 ġekil 4.15. Hastaların ilaç-besin etkileşmeleriyle ilgili olarak eczacıya danışma durumu ġekil 4.16. Hastaların ilaç-bitkisel vd destekleyici/alternatif ürünler arasındaki etkileşmelerle ilgili olarak eczacıya danışma durumu 33 ġekil 4.17. Hastaların ilaç-hastalık veya fizyolojik durumlar arasındaki etkileşmelerle ilgili olarak eczacıya danışma durumu ġekil 4.18. Son bir yılda ilaç etkileşimleri konusunda danışan hasta sayısı artışı 34 ġekil 4.19. „Son bir yılda hastaların ilaç etkileşimleri konusunda farkındalığının arttı‟sorusuna eczacıların yanıtlarının dağılımı ġekil 4.20. İlaç etkileşimleri konusunda, hastaların daha detaylı bilgilendirilmesinin zorunlu olup olmadığı konusunda eczacıların tutumunun değerlendirilmesi 35 Şekil 4.20‟de, ilaç etkileşimleri konusunda, hastaların daha detaylı bilgilendirilmesinin zorunlu olup olmadığı konusunda eczacıların görüşleri özetlenmiştir. Yanıtlara göre, bu konuda hastaların daha detaylı bilgilendirilmesi zorunluluğuna %51,5‟i kesinlikle katılıyorum, %39,7‟si katılıyorum şeklinde yanıtlamıştır. “Hastalar ilaçlarla ilgili olarak eczacıdan bilgi aldıklarında memnun oluyorlar mı?” sorusuna eczacıların büyük bölümü olumlu yanıt vermiştir (%60,3 kesinlikle katılıyorum, %33,8 katılıyorum). Eczacılara ilaç-ilaç etkileşimlerinin istenmeyen sonuçları olabileceği konusunda hastaların farkındalığı sorulduğunda alınan cevaplar, Şekil 4.21‟de görülmektedir. Buna göre eczacıların %45,6‟sı kısmen katılıyorum, %29,4‟ü katılıyorum, %16,2‟si katılmıyorum yanıtını vermiştir. Eczacılara hastaların ilaçlarla vitamin-mineral destekleri arasındaki etkileşimlerin istenmeyen sonuçları olabileceği konusunda hastaların farkındalığı sorulduğunda alınan yanıtların, %51,5‟i kısmen katılıyorum, %20,6‟sı katılıyorum, %25‟ i katılmıyorum şeklinde bir dağılım göstermiştir (Şekil 4.22). ġekil 4.21. Eczacıların, 'Hastalar, ilaçların diğer ilaçlarla olası etkileşimleri nedeniyle istenmeyen sonuçların ortaya çıkabileceğinin farkındadır.' sorusuna yanıtlarının dağılımı 36 ġekil 4.22. Eczacıların, 'Hastalar, ilaç-vitamin ve mineral destekleri arasındaki olası etkileşimler nedeniyle istenmeyen sonuçların ortaya çıkabileceğinin farkındadır.' sorusuna yanıtlarının dağılımı ġekil 4.23. Eczacıların, ' Hastalar, ilaç-besinler arasındaki olası etkileşimler nedeniyle istenmeyen sonuçların ortaya çıkabileceğinin farkındadır.' sorusuna yanıtlarının dağılımı 37 Şekil 4.23‟te görüldüğü gibi, ilaç-besin etkileşimlerinin istenmeyen sonuçları konusunda hastaların farkında olduğu ifadesine eczacıların % 44,1‟i kısmen katılıyorum, %27,9‟u katılmıyorum, %16,2‟si katılıyorum yanıtını vermiştir. İlaç-bitkisel vd destekleyici/alternatif ürünler arasındaki olası etkileşimlere bağlı istenmeyen sonuçlar konusunda hastaların farkında olup olmadığı eczacılara sorulmuş ve %42,6 oranında kısmen katılıyorum, %32,4 katılmıyorum, %13,2 katılıyorum, %8,8 kesinlikle katılmıyorum yanıtı alınmıştır (Şekil 4.24). İlaç-hastalık veya fizyolojik durumlar arasındaki olası etkileşimlere bağlı istenmeyen sonuçları olabileceği konusunda hastaların farkındalığı sorulduğunda, eczacıların verdiği yanıtların dağılımı Şekil 4.25‟te gösterilmiştir. Buna göre, eczacıların % 44,1‟i kısmen katılıyorum, %33,8‟i katılmıyorum, %17,6‟sı ise katılıyorum cevabını vermiştir. Şekil4.26‟da görüldüğü gibi, hastaların ilaç etkileşimleri hakkında bilgilendirileceği en uygun yerin eczane olduğu konusunda, eczacıların çoğunluğunun olumlu görüş bildirdiği (%50 kesinlikle katılıyorum, %38,2 katılıyorum, %10,3 kısmen katılıyorum) tespit edilmiştir. İlaç etkileşimleri konusunda toplumu bilgilendirecek kişinin eczacı olduğu yönündeki görüşlerin de bu bulguyla uyumlu olduğu Şekil 4.27‟de anlaşılmaktadır (%64,7 kesinlikle katılıyorum, %33,8 katılıyorum, %1,5 kısmen katılıyorum). ġekil 4.24. Eczacıların, 'Hastalar, ilaç-bitkisel vd destekleyici/alternatif ürünler arasındaki olası etkileşimler nedeniyle istenmeyen sonuçların ortaya çıkabileceğinin farkındadır.' sorusuna yanıtlarının dağılımı 38 ġekil 4.25. Eczacıların, 'Hastalar, ilaç-hastalık veya fizyolojik durumlar arasındaki olası etkileşimler nedeniyle istenmeyen sonuçların ortaya çıkabileceğinin farkındadır.' sorusuna yanıtlarının dağılımı ġekil 4.26. İlaç etkileşimleri hakkında hastanın bilgilendirilmesi için en uygun yerin eczane olduğu konusunda eczacıların görüşleri 39 Eczacıların hastaları ilaç etkileşimleri konusunda bilgilendirme ile ilgili olarak da istekli oldukları Şekil 4.28‟deki dağılım incelendiğinde görülmektedir (%42,6 katılıyorum, %22,1 kesinlikle katılıyorum, % 26,5 kısmen katılıyorum). Hastayı ilaç etkileşimleri için bilgilendirme konusunda, eczacıların yeterli zamanı olup olmadığı sorulduğunda, eczacıların %41,2 oranında kısmen katıldığı, %35,3‟ünün katıldığı, %13,2‟sinin kesinlikle katıldığı belirlenmiştir (Şekil 4.29). Hastaya danışmanlık hizmeti verilirken, ilaç etkileşimlerinin ilk akla gelen başlıklardan biridir, ifadesine eczacıların çoğunluğunun olumlu görüş bildirdiği (%47‟1 katılıyorum, %23,5 kesinlikle katılıyorum, % 20,6 kısmen katılıyorum) görülmektedir (Şekil 4.30). Eczacıların ilaç etkileşimleriyle ilgili kapsamlı bilgiye erişiminin yeterli olduğu ifadesine yanıtları değerlendirildiğinde, %45,6‟sının katıldığı, %19,1‟inin kısmen katıldığı,% 17,6‟sının kesinlikle katıldığı tespit edilmiştir (Şekil 4.31) ġekil 4.27. İlaç etkileşimleri hakkında toplumu bilgilendirecek kişinin eczacı olduğu konusunda eczacıların görüşleri 40 ġekil 4.28. Eczacıların ilaç etkileşimleri ile ilgili olarak hastayı bilgilendirme konusunda istekli olma durumları hakkındaki görüşleri ġekil 4.29. Eczacıların ilaç etkileşimleri için hastayı bilgilendirme konusunda yeterli zamanı olduğu ile ilgili görüşleri 41 ġekil 4.30. Hastaya danışmanlık hizmeti verirken ilaç etkileşimlerinin ilk akla gelen başlıklardan biri olduğu konusunda eczacıların değerlendirmesi ġekil 4.31. Eczacıların ilaç etkileşimleriyle ilgili kapsamlı bilgiye erişebilme durumu konusundaki görüşleri 42 ġekil 4.32. „Hastaların kullandığı diğer ilaçlar, bitkisel ve diğer destekleyici ürünler olup olmadığını sorar mısınız?‟ sorusuna eczacıların yanıtlarının dağılımı „Hastaların kullandığı diğer ilaçlar, bitkisel ve diğer destekleyici ürünler olup olmadığını sorar mısınız?‟ sorusuna eczacıların %35,3‟ü evet, genellikle sorarım, %32,4‟ü bazen sorarım, %19,1‟i evet, her zaman sorarım yanıtını vermiştir (Şekil 4.32). Hastaya ilaçların diğer ilaçlar, besinler, bitkisel ve diğer destekleyici ürünler ile etkileşimleri hakkında eğitim verme konusunda; eczacıların %55,9‟u evet hastalar bu konuda bilgilendirilmelidir, %39,7‟si sadece hastalar isterse bilgi veririm, %4,4‟ü hayır yanıtını vermiştir (Şekil 4.33). Eczacıların ilaç etkileşimleri ile ilgili olarak yararlandıkları kaynakları sıralamaları istendiğinde, 1.tercihte ilk sırayı ilaç bilgisayar yazılım programlarının aldığı tespit edilmiştir (Şekil 4.34). 43 ġekil 4.33. Eczacıların ilaç-ilaç, ilaç-besin, ilaç-bitkisel ve diğer destekleyici ürün etkileşimleri hakkında hastaya eğitim verme durumunun değerlendirilmesi ġekil 4.34. Eczacıların ilaç etkileşimleri hakkında bilgiye ulaşma kaynaklarının sıralaması 44 ġekil 4.35. a. Eczacıların son bir yılda potansiyel ilaç etkileşimiyle karşılaşma durumu, b. Eczacıların karşılaştıkları potansiyel ilaç etkileşimi sayısının değerlendirilmesi Eczacıların son bir yılda potansiyel ilaç etkileşimiyle karşılaşma durumu ve sayısı değerlendirildiğinde; eczacıların % 60,3‟ünün hayır, %39,7‟sinin ise evet yanıtını verdiği görülmüştür (Şekil 4.35a). Karşılaşılan ilaç etkileşimleri sayısına göre; sırasıyla %33,3 (1-4 örnek), %18,5 (5-9 örnek), %18,5(10-14 örnek), %14,8 (15 ve üstü) şeklinde olmuştur. Eczacılardan %14,8‟i ise bu konuda bilgi vermemiştir (Şekil 4.35b). Şekil 4.36‟da görüldüğü gibi, eczacılara göre en sık karşılaşılan ilaç etkileşimleri arasında antineoplastik ilaçlar ve santral sinir sistemi ilaçları yer almaktadır. Bunları oral kontraseptifler, kardiyovasküler sistem ilaçları, solunum sistemi ilaçları, sistemik hormonal ilaç ve düzenleyiciler izlemektedir. 45 ġekil 4.36. En sık karşılaşılan ilaç etkileşimine neden olan ilaç gruplarının değerlendirilmesi ġekil 4.37. „Son 10 yıl içinde, ilaç etkileşimleri konusunda meslek içi eğitimlere katıldınız mı?‟ sorusuna eczacıların yanıtlarının dağılımı 46 ġekil 4.38. İlaç etkileşimleri konusunda hastaları bilgilendirmede kullanılabilecek yollar konusunda eczacıların tercihleri Eczacılara „Son 10 yıl içinde, ilaç etkileşimleri konusunda meslek içi eğitimlere katıldınız mı?‟ sorusu yöneltildiğinde, eczacıların toplam %52,9‟unun evet, %45,6‟sının ise hayır yanıtı verdiği tespit edilmiştir (Şekil 4.37). Meslek içi eğitimlerden haberdar olmayan eczacı yüzdesinin %19,1 olması da dikkat çekici bulunmuştur. İlaç etkileşimleri konusunda hastaları bilgilendirmede kullanılabilecek yollar konusunda eczacıların tercihleri değerlendirildiğinde (Şekil 4.38); 1.tercih olarak sözlü anlatım ortaya çıkmakta; bunu 2.tercih olarak kullanım talimatı üzerinde işaretleme, 3.tercihte özellikle yaşlı hastalar için bilgilendirme kartları izlemektedir. Eczacılık öğrenimi süresince ilaç etkileşimleri konusunda yararlı olabilecek uygulamaları sıralanması istendiğinde, 1. tercih ilgili ders içeriklerinin güncellenmesi, 2.tercih 4. ve 5. sınıflarda olgu sunumları olmuştur (Şekil 4.39). Daha sonraki tercihler ise, konferans, panel, yazılı bilgilendirme araçlarının geliştirilmesine katkı, son olarak da stajlarda detaylı inceleme olarak belirtilmiştir. 47 ġekil 4.39. Eczacılık öğrenimi süresince ilaç etkileşimleri hakkında yararlı olabilecek uygulamaların değerlendirilmesi konusunda eczacıların görüşleri 48 5.TARTIġMA VE SONUÇ Çok sayıda ksenobiyotiğe aynı zamanda maruz kalmakta olduğumuz bu dönemde, ilaç etkileşimleri özellikle dikkat edilmesi gereken konulardan biri haline gelmiştir. Bir ilaç, besin veya diğer ürün tarafından bir ilacın etkisinin nitel ya da nicel olarak değiştirilmesi şeklinde ifade edilebilen ilaç etkileşimleri; hastaların akılcı ilaç kullanımı ilkelerini yeterince uygulamaması, polifarmasi, kullanılan diğer ürünlerin beklenmeyen etkileri gibi pek çok nedenle ortaya çıkabilmektedir. Günümüzde, tümüyle zararsız kabul edilmekte olan destekleyici/alternatif ürünler kapsamında yer alan bitkisel ürünler ile ilaçlar arasındaki etkileşimler, üzerinde durulması gereken bir alan haline gelmiştir. Besinlerle ilaçlar arasındaki etkileşimler açısından ilk akla gelen örnek olan greyfurt vd besinler konusunda toplumu bilinçlendirmek de şüphesiz, eczacının görevleri arasındadır. Genel olarak değerlendirildiğinde, hayatı tehdit edecek boyutlarda ilaç etkileşimlerini önlemek amacıyla, eczacıların bu alanda kendini geliştirmesi ve üzerlerine düşen sorumluluğu titizlikle yerine getirmesi gerekmektedir. Araştırmada ulaşılan sonuçlara göre; Hastaların reçeteli ve kontrole tabi ilaçlar, reçetesiz ilaçlar, vitamin ve mineral destekleri, bitkisel vd destekleyici/alternatif ürünler, kozmetik/kozmesötikler ile ilgili olarak “sıklıkla” eczacıya danıştıkları görülmektedir (Şekil 4.3). Eczacılara göre ilaç etkileşimleri konusunda toplumu bilgilendirecek kişinin eczacı olduğu (Şekil 4.27) yönündeki vurgular dikkate alındığında, hastaların akılcı ilaç kullanımı konusunda uygun eğitim araçları kullanılarak yönlendirilmesi mümkün görünmektedir. Bunu destekler şekilde, ankete katılan eczacılar, hastaların ilaç kullanma talimatlarını inceleme ve yazılı uyarıları dikkate alma durumuna (Şekil 4.10) kıyasla, eczacıların güvenli ilaç kullanımına ilişkin uyarı ve önerilerinin (Şekil 4.11) daha etkili olduğu görüşündedir. Eczacıların hastaları ilaç etkileşimleri hakkında bilgilendirme konusunda istekli oldukları (Şekil 4.28), hastaya danışmanlık hizmeti verilirken, bu konunun ilk akla 49 gelen başlıklardan biri olduğu (Şekil 4.30), eczacıların ilaç etkileşimleriyle ilgili kapsamlı bilgiye erişiminin yeterli olduğu (Şekil 4.31); bununla birlikte, bilgilendirme için yeterli zaman ayırmak için kısmen de olsa güçlük çekildiği (Şekil 4.29) görülmektedir. Eczacılar; hastaların hekim ve eczacıya danışmadan ilaca başlama-bırakma, ilaç dozunu değiştirme, vitamin-mineral ve bitkisel destekleyici/tamamlayıcı ürünleri kullanmaya başlama gibi tedaviyi etkileyebilecek tutumları bulunduğu görüşündedir (Şekil 4.5-4.9). Hastaların esas olarak ilaç-ilaç etkileşimi (Şekil 4.12, Şekil 4.13) ve ilaçhastalık/fizyolojik durumlar arası etkileşimler (Şekil 4.17) konusunda danıştıkları; vitamin–mineral destekleri (Şekil 4.14), bitkisel vd destekleyici /alternatif ürünler (Şekil 4.16), ilaç-besin (Şekil 4.15) etkileşimlerinin ise hastalar tarafından nispeten daha az bilinen etkileşimler olduğu değerlendirmesi yapılmıştır. Eczacılara göre, hastaların ilaçlarla ilgili etkileşimler konusunda farkındalığı genel olarak, hedeflenen düzeyde değildir (Şekil 4.21-4.25) ve hastaların daha detaylı bilgilendirilmesi zorunludur (Şekil 4.20). Ciddi etkileşimlerin görülmesine neden olabilecek bu durumun önüne geçilebilmesi için hastaların bilgilendirilmesi bir gerekliliktir. Bunun için, eczacıların mutlaka hastanın kullandığı ilaç ve ürünler hakkında bilgi alması ve buna uygun olarak danışmanlık hizmeti vermesi önerilebilir. Eczacının hastaları için oluşturabileceği ilaç bilgisi içeren kartları, eczacı ve hasta açısından kolaylık sağlayabilecek uygulamalardandır. Ankete katılan eczacıların %60,3‟ü son bir yılda potansiyel ilaç etkileşimiyle karşılaşmadığını belirtmiştir (Şekil 4.35a); bu sevindirici bir durumdur. En sık karşılaşılabilen ilaç etkileşimleri arasında; antineoplastik ilaçlar, santral sinir sistemi ilaçları, oral kontraseptifler, kardiyovasküler sistem ilaçları, solunum sistemi ilaçları, sistemik hormonal ilaç ve düzenleyiciler yer almaktadır (Şekil 4.36). Eczacıların hastalara kullandıkları diğer ilaçlar, bitkisel vd destekleyici ürünler olup olmadığını sordukları (Şekil 4.32) ve ilaç etkileşimleri hakkında hastalara eğitim verme konusunda yaklaşımlarının olumlu yönde olduğu tespit edilmiştir (Şekil 4.33). Eczacıların bir kısmı ise, sadece hasta istediğinde eğitim vereceğini belirtmiş olup, bunun hastanın tutumuna bağlı bir durum olduğu düşünülebilir. Eczacıların ilaç etkileşimleri konusunda yararlandıkları kaynaklar arasında ilk sırayı ilaç bilgisayar yazılım programlarının aldığı görülmüştür (Şekil 4.34); meslek içi eğitimlere 50 katılım konusunda ise, olumlu yanıtların yarıdan fazla olmasına karşın bu etkinliklerden haberdar olmayan eczacıların bulunması dikkat çekmektedir (Şekil 4.37). İlaç etkileşimleri konusunda danışmanlık hizmeti verirken sözlü anlatımın ilk tercih edilen yol olduğu saptanmıştır. Bunun sebebi sözlü anlatımın en etkili ve en kolay yol olmasıdır. Kullanım talimatı üzerine işaretleme, ikinci sırada yer alan yöntemdir ve bilginin kalıcı olabilmesi için tercih edilebilir (Şekil 4.38) Eczacılık öğrenimi sürecinde ilaç etkileşimleri hakkındaki farkındalığı artırmak üzere yararlı olabilecek uygulamalar arasında öncelikle önerilenler, ilgili ders içeriklerinin güncellenmesi ve 4-5. sınıflarda olgu sunumlarının yapılmasıdır. Bu kapsamda, Eczacı Odaları‟nın da katkılarıyla düzenlenecek olan, uygulamaya yönelik konferans-panel gibi etkinlikler ve stajlarda detaylı incelemelere daha fazla yer verilmesi de ilaç etkileşimleri konusunda bilgi birikiminin artırılmasına katkı sağlayabilecektir (Şekil 4.39). Sonuç olarak; Eczacıların verdiği yanıtlara göre toplumun ilaç etkileşimleri ile ilgili bilgilendirileceği yer eczanedir ve bilgilendirecek kişi eczacıdır. Hastaların kolaylıkla ulaşabilecekleri bir sağlık danışmanı olması nedeniyle eczacıların hastalara gerekli danışmanlık hizmeti vermekte gönüllü oldukları ve eczanenin bu aşamada danışmanlık alabilmek için en uygun yer olduğu görüşü ağır basmaktadır. İlaç etkileşimlerinin ciddi yan etkilere sebep olacak bir durum olduğu unutulmamalıdır. Hastalara en iyi danışmanlık hizmetini verebilmek için ilaç etkileşimleriyle ilgili yeterli bilgi birikimine sahip olunması gerekmektedir. Bunu gerek ders içeriklerinin güncellenmesi gerek konferans, panel vd eğitim çalışmalarının düzenlenmesiyle sağlamak mümkün olabilir. Hastanın kullandığı ilaçlar ve diğer ürünler hakkında bilgi almak, muhtemel ilaç etkileşimleriyle ilgili bilgiyi hastaya sunmak eczacının görevidir. Özellikle hayati tehlike oluşturabilecek etkileşimler açısından, eczacıların hastaya eğitim vermesinin yararlı olacağı dikkate alındığında, eczacıların ders içerikleri ve olgu sunumları ile ilgili geliştirme önerileri değerlendirilmelidir. Yapılan kaynak taramasında ulaşılan ilaç etkileşimleri ile ilgili olarak yurtdışında gerçekleştirilmiş anket çalışmalarında da eğitimin rolü vurgulanmaktadır (1). 51 KAYNAKLAR 1. Atayee RS, Singh RF, Best BM, Freedman BA, Morello CM. An active-learning assignment involving peer-to-peer presentations to improve pharmacy students‟ attitudes and knowledge of dietary supplements. Am J Pharm Educ. 2012; 76(6):Article 113. 2. Baş T. Anket-Nasıl Hazırlanır, Uygulanır, Değerlendirilir? Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2013. 3. Hincapie AL, Warholak TL, Hines LE, Taylor AM, Malone DC. Impact of a drug-drug interaction intervention on pharmacy and medical students‟ knowledge and attitudes: A 1year follow-up. Res Social Adm Pharm. 2012; 8:472–477. 4. SGK (T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı) (2013) Eczacılara Yönelik Akılcı İlaç Kullanımı. SGK Yayın No: 107, Ankara. 5. Tabet N, Khan R, Idle H. Vitamin and herbal extracts use in patients diagnosed with dementia: What do health professionals know and think? Aging Ment Health 2011; 15(2): 267-271. 6. Toklu HZ, Dülger GA. Akılcı ilaç kullanımı ve eczacının rolü. Marmara Pharm J. 2011;15: 89-93. 7. Woolley AA Guide to Practical Toxicology-Evaluation, Prediction, and Risk. 2nd ed. Informa Health Care, 2008:NY. 8. Kayaalp, S.O. (Ed.) Rasyonel Tedavi Yönünden Tıbbi Farmakoloji(12), 1. Cilt, Pelikan Yayıncılık, Ankara, 2009: 101-109. 9. Gezmen-Karadağ M, Türközü D, Topağaç-Kapucu D. Bitkiler ve ilaç etkileşimleri. Göztepe Tıp Dergisi, 2013; 28(4):164-170. 10. Rx MediaPharma-2014, İnteraktif İlaç Bilgi Kaynağı. Genel Editör: Prof.Dr.Levent Üstünes (11.06.2014). 11. Web 1.http://reference.medscape.com/drug-interactionchecker (11.06.2014). 12. Arıkan, R. Anketler ve Anket Soruları. Nobel Kitabevleri, 2013:Ankara:40-41. 13. Sümbüloğlu V, Sümbüloğlu, K. Sağlık Bilimlerinde Araştırma Yöntemleri. Ankara: Hatipoğlu Yayınları:69, 2000: Ankara. 52 14. Pınar N. Adana İlindeki İnsanların İlaç Kullanma Alışkanlıkları, Uzmanlık Tezi, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi.Adana 2010:131 15. Kayaalp SO. (Ed.) Akılcıl Tedavi Yönünden Tıbbi Farmakoloji, Pelikan Yayıncılık, 2012:Ankara. 53 EKLER Ek-1 54 55 56 Ek-2 BĠLGĠLENDĠRĠLMĠġ GÖNÜLLÜ OLUR FORMU LÜTFEN BU DÖKÜMANI DĠKKATLĠCE OKUMAK ĠÇĠN ZAMAN AYIRINIZ Sayın Eczacı, Sizi “ĠLAÇ ETKĠLEġĠMLERĠ KONUSUNDA KAYSERĠ ĠLĠNDEKĠ ECZANE ECZACILARININ FARKINDALIĞININ DEĞERLENDĠRĠLMESĠ” başlıklı araĢtırmaya davet ediyoruz. Bu araştırmaya katılıp katılmama kararını vermeden önce, araştırmanın neden ve nasıl yapılacağını bilmeniz gerekmektedir. Bu nedenle bu formun okunup anlaşılması büyük önem taşımaktadır. Eğer anlayamadığınız ve sizin için açık olmayan şeyler varsa, ya da daha fazla bilgi isterseniz bize sorunuz. Bu çalışmaya katılmak tamamen gönüllülük esasına dayanmaktadır. Çalışmaya katılmama veya katıldıktan sonra herhangi bir anda çalışmadan çıkma hakkında sahipsiniz. ÇalıĢmayı yanıtlamanız, araĢtırmaya katılım için onam verdiğiniz biçiminde yorumlanacaktır. Size verilen formlardaki soruları yanıtlarken kimsenin baskısı veya telkini altında bulunmayın. Bu formlardan elde edilecek bilgiler tamamen araştırma amacı ile kullanılacaktır. AraĢtırmayla Ġlgili Bilgiler: AraĢtırmanın Amacı: Bu araştırma, Kayseri İlindeki eczane eczacılarının ilaçlar arasındaki etkileşimler, ilaç-besin, ilaç-destekleyici ürünler, ilaç-hastalık etkileşimleri ile ilgili olarak farkındalığını incelemek ve mevcut durumu değerlendirmek amacıyla planlanmıştır. Ġzlenecek Olan Yöntem ve Yapılacak ĠĢlemler: Çalışma, araştırma amaçlı olup, gönüllüye sadece bir kez anket uygulanacak ve alınacak bilgiler değerlendirilecektir. Bunun dışında, hiçbir işlem yapılmayacaktır. AraĢtırmanın Nedeni: Erciyes Üniversitesi Eczacılık Fakültesi 5. Sınıf-Bitirme Projesi dersi AraĢtırmanın Öngörülen Süresi: Gönüllüler için çalışmaya uzun süreli bir katılım söz konusu değildir (tahmini anket yanıtlama süresi 10 dakika). AraĢtırmaya Katılması Beklenen Gönüllü Sayısı: Araştırmanın, yaklaşık 200 gönüllü ile gerçekleştirilmesi planlanmıştır. AraĢtırmanın Yapılacağı Yerler: Kayseri İli-Kocasinan, Melikgazi, Talas İlçeleri‟ndeki Eczaneler Gönüllü Oluru Formu: Yukarıda yer alan ve araştırmadan önce gönüllüye verilmesi gereken bilgileri okudum ve katılmam istenen çalışmanın kapsamını ve amacını, gönüllü olarak üzerime düşen sorumlulukları tamamen anladım. ÇalıĢma hakkında yazılı ve sözlü açıklama aĢağıda adı belirtilen araĢtırmacı tarafından yapıldı, soru sorma ve tartıĢma imkanı buldum ve tatmin edici yanıtlar aldım. Bana, çalıĢmanın muhtemel riskleri ve faydaları sözlü olarak da anlatıldı. Bu çalışmayı istediğim zaman ve herhangi bir neden belirtmek zorunda kalmadan bırakabileceğimi ve bıraktığım takdirde herhangi bir olumsuzluk ile karşılaşmayacağımı anladım. Bu koşullarda söz konusu araştırmaya kendi isteğimle, hiçbir baskı ve zorlama olmaksızın katılmayı kabul ediyorum. Gönüllünün (Kendi el yazısı ile) Adı-Soyadı:..................................................................................................................................... İmzası: Tarih: Araştırmacının Adı-Soyadı: Yrd. Doç.Dr. İ.İpek Boşgelmez İmzası: Tarih: ANKETĠ YANITLADIĞINIZ ĠÇĠN TEġEKKÜR EDERĠZ. 61 ÖZGEÇMĠġ KĠġĠSEL BĠLGĠLER Adı, Soyadı : Hatice ŞİMŞEK Uyruğu : Türkiye ( T.C. ) Doğum Tarihi ve Yeri : 04.05.1991, SİVAS Medeni Durumu : Bekâr Tel : 05054501991 E-mail : [email protected] EĞĠTĠM Derece Kurum Mezuniyet Tarihi Lisans Erciyes Üniversitesi Eczacılık Fakültesi 2014 Lise Sivas Fen Lisesi 2009 Bilimsel Etkinlikler: Poster: Çelik B, Boşgelmez İİ, Döker S, Uslu M, Tan S, Şimşek H. Ihlamur (Tilia sp.) örneklerinde element düzeylerinin eşzamanlı olarak ICP-MS ile tayini. 21. Bitkisel İlaç Hammaddeleri Toplantısı Bildiri Kitabı, P-43, 28 Mayıs-1 Haziran 2014, ÜrgüpNevşehir.