3. TOKSIKOLOJI 3.1. TOKSIKOLOJININ TANIMI Toksisite zehirlilik anlamına gelmekte olup, kimyasal maddelerin organizmalar üzerinde doğurduğu kötü etkiler olarak tanımlanmaktadır. Zehirli maddelerin olumsuz etkileri, durumları, tespiti v.s. ile ilgilenen bilim dalına ise toksikoloji denilmektedir. Bu Bölümde, çeşitli kimyasal maddelerin meydana getirdiği zararlar, insan vücuduna nasıl girip nasıl etkide bulundukları ele alınacaktır. 3.2. ZEHİRLİ MADDELERIN VÜCUDA GIRIŞ YOLLARI Zehirli maddeler vücuda dört ayrı yolla girerler: • Absorbsiyon ile deriden (ABS=Absorption) Absorbsiyon ile gözden (ABS=Absorption) • Sindirim ile ağızdan (ING=Ingestion) • Solunum ile ciğerlerden (INH=Inhalation) Diğer İnjeksiyon (deri altına ) Her kimyasal madde için vücuda giriş yolu veya yolları ayrıdır. 3.3. ZEHİRLİ MADDE FORMLARI Belli başlı toksik madde formları, zararları ve örnekleri aşağıda sıralanmıştır: • Katı Maddeler: Katı formdan toz ve fümelere dönüşmeleri ile zararları meydana gelir. Örnekleri: Poliüretan köpük, yakıldığında siyanür fümeleri verir. Zarar Şekilleri: Soluma (ciğerler), sindirim (tükürük), absorbsiyon (deri). • Tozlar: İnce katı partiküller halinde bulunurlar. Örnekleri: Çimento tozu, delme işlemlerinden metal tozları Zarar şekilleri: Zehirli maddelerin ciğerlere solunması • Fümeler: Metallerin ısıtılması, buharlaşması ve yoğunlaşmasından oluşmuş ince partiküllerdir. Örnekleri: Galvanizli metallerin kaynak edilmesi esnasında oluşan çinko oksit fümeleri Zarar şekilleri: Soluma (ciğerler), sindirim (tükürük), absorbsiyon (deri). • Sıvılar: Asitler, organik solventler, klorlu solventler v.b. gibi solventler. Örnekleri: Benzen, sülfirik asit, 1,1,1-trikloroetan (TCA). Zarar şekilleri: Absorpsiyon (deri), buharların solunması. • Buharlar: Sıvıların buharlaşması ve katıların süblimasyonu ile oluşurlar. Örnekleri: Fosgen (savaşlarda kullanılmış çok zehirli bir gaz) Zarar şekilleri: Soluma (ciğerler), absorpsiyon (deri). • Mistler: Havadaki sıvı zerrecikleri. Örnekleri: Elektrokaplamadan asit mistleri, sprey boyamadan solvent mistleri. Zarar şekilleri: Soluma (ciğerler), absorpsiyon (deri). • Gazlar: Uzayda yer kaplayan formsuz bir akışkan. Örnekleri: Klor, karbondioksit. Zarar şekilleri: Soluma (ciğerler). 3.4. TOKSISITE ŞEKILLERI Toksisite, zararın meydana gelmesi için geçen süreye göre; akut (kısa vadeli etki) kronik (uzun vadeli etki) olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Kısa vadeli toksisite (akut) ile yani zehirlenme ile ilkel çağlara kadar gidildiği zaman da ilgilenildiği, avcıların avlarını kısa sürede daha etkili bir şekilde öldürmek için okları veya mızrakları ucuna zehir sürdükleri görülmektedir. Zehirli maddeler beyin ve sinirleri hedef aldıklarında nörotoksisite olarak tanımlanmaktadırlar. Bu etkiyi yapabilen kimyasal madde örnekleri olarak; DDT, klordan v.s. gibi klorlu hidrokarbon pestisitleri ve malathion, parathion, v.s. gibi organofosfat pestisitler ve sinir gazları verilebilir. Metabolik zehirlenme denildiğinde ise; dokuların etkisiz hale gelmesi anlaşılmaktadır. Siyanür ve flor gibi kimyasallar bu tür etkiler yapabilmektedirler. Kronik toksisite türleri ise şu şekillerde ortaya çıkmaktadırlar: • Kanser: Vücutta tümör gelişimidir. Benzen, benzo(a)piren, DMBA (dimetilaminoazobenzen), DBCP (dibromokloropropan) kanser yapabilen kimyasal maddelerden bir kaçıdır. • Mutajenesiz: Genetik zararın meydana gelmesidir. • Teratojenesiz: Embriyo üzerinde zararların meydana gelmesidir. Thalidomide, dioksinler, alkoller v.b. gibi kimyasallar teratojenik birer örnektir. Kronik toksisite, sanayileşme sonucu üretimi yaygınlaşan sentetik maddelerin insan tabiatıyla uyumsuzluk göstermesi ile meydana gelmektedir. Bu nedenle, bu tür toksisiteye olan ilginin son yüzyılda meydana gelen olumsuz olayların artması ile yoğunlaştığını ifade edebiliriz. 3.5. TOKSISITENIN ÖLÇÜLMESI Kimyasal maddelerin zehirlilik etkileri ile ilgili bilgiler bugüne kadar 2 bilgi kaynağından temin edilmiştir: • Epidemiyolojik ve • Hayvan testi tecrübeleridir. • Epidemiyolojik Tecrübeler: İnsanlar üzerinde kazayla veya çalışma ortamı gereği olarak meydana gelmiş etkiler dikkate alınır. Bir gruptaki etkilenmiş insan sayısı ile diğer bir gruptaki etkilenmiş insan sayısı mukayese edilir. Eğer bir gruptaki hasta sayısı diğer gruplara göre çok fazla ise işe başlanır. Çalışma ve yaşama ortamındaki kimyasal maddelerin farklılığı ve miktarları araştırılır. • Hayvan Deneylerine Dayalı Tecrübeler: Toksikoloji ile ilgili tecrübeler ve bilgiler esasen hayvanlar üzerinde yapılan deneylere dayanmaktadır. İnsanlar üzerinde zehirlilik araştırmaları yapılması pek kabul edilebilecek bir şey değildir. Hayvanlar üzerinde oldukça yüksek dozlara kadar varan uygulamalar yapılabilmektedir. Ancak bu hayvanlara dayalı tecrübelerin insanlar için genelleştirilmesinde bazı çekinceler mevcuttur. İnsanlar ile hayvanların aynı kimyasala aynı tepkiyi göstermesi gibi bir genelleştirme doğru olmamakla birlikte, böyle bir genelleştirmeye mevcut ihtiyaç nedeniyle mecburen gidilmektedir. İnsan ve laboratuar hayvanlarının kimyasallara olan tepkilerini etkileyen belli başlı faktörler şunlardır: 1. Kimyasal maddenin türü 2. Organizma ile temasa gelme şekli 3. Kimyasal maddenin dozu 4. Ferdin etkilenme hassasiyeti 5. Birçok kimyasal maddenin bir arada olması 6. Temasta kalma süresi (akut veya kronik) Zehirli maddelerin etkisini sayısal olarak ifade etmek için LD50 (Lethal Dose 50=Öldürücü Doz 50) kavramı kullanılmaktadır. İki haftada %50 organizmayı öldürecek doz olarak tanımlanır. LD50 değerinin küçük olması toksisitenin büyüklüğünü gösterir. Tablo 3.1'de LD50 örnekleri mukayeseli olarak verilmiştir. Tablo 3.1. LD50 Örnekleri. Toksisite Sınıfı Fevkalade Zehirli Çok çok Zehirli Çok Zehirli Orta derece Zehirli Hafifçe Zehirli Nisbeten zararsız LD50, mg/kg Örnek Yetişkin Öldürücü Doz 5 5-50 50-500 500-5000 5000-15000 190000 TCDD* Strychnine DDT Morfin Etanol Su 10 damla 5 ml 20 ml 250 ml 500 ml 12 litre * 2,3,7,8-tetraklorodibenzo-p-dioksin İşçilerin çalışmaları esnasında veya normal yaşam sırasındaki sağlık koruması ile ilgili tablolarda mevcut olan konsantrasyon türleri bir takım kısalmalarla gösterilmektedir: • IDLH (Immediately Dangerous to Life and Health): Yaşam ve sağlığı ani olarak tehlikeye sokabilecek konsantrasyon • PEL (Permessiable Exposure Level): Müsaade edilir temas seviyesi • REL (Recommended Exposure Level): Salık verilebilir temas seviyesi • TLV (Threshold Limit Value): Eşik limiti değeri, yani zararın başladığı konsantrasyon. Tablo 3.2'de bazı kimyasal bileşiklerin IDLH ve PEL değerleri verilmiştir. Tablo 3.2. Bazı Maddeler Ait IDLH ve PEL Değerleri. Toksik Madde Akrolein Fosgen Toluen IDLH, ppm PEL, ppm 5 2 2000 0.1 0.1 100 İnsanlardaki kanser oluşumunu tahmin etmede iki zorluk bulunmaktadır: • Halihazırda kullanılmakta olan kimyasal maddelerin büyük ekseriyeti laboratuvarda hayvan deneylerinden geçirilmemiştir. • Esasen kimyasal madde ile temasa geldikten 10-40 yıl sonra kanser görülmesi ihtimali sözkonusu olabilmektedir. Böyle uzun vadeli çalışma imkânı yoktur. Toksikolojistler "emin" doz kavramında hemfikirdirler ve bunu TLV ile ifade ederler. Aşağıda bazı kanser yapıcı maddelere ait eşik değerleri (TLV) ppm olarak verilmiştir: Karbontetraklorür: 2 Kloroform: 2 Etilendibromür: 20 Formaldehit: 3 Hidrazin: 0.1 Vinilbromür: 5 İş hayatındaki mevcut kirleticiler için de Maksimum Müsaade Edilir Konsantrasyonlar (MAK) söz konusudur. Bu değerler gün boyunca çalışma süresi olan 8 saat için elde edilmiş değerlerdir. Tablo 3.3’de bazı gazların MAK değerleri örnek olarak verilmiştir. Tablo 3.3. Bazı Gazlara Ait MAK Değerleri. Gaz Propan Bütan Pentan Sikloheksan Heksan Sikloheptan Heptan Oktan Cumol Etilbenzol Toluen MAK Değeri mg/m3 1800 2350 2950 1050 180 1015 2000 2350 245 435 750 Gaz Ksilol Diklorometan Triklorometan Tetrakloroetan 1,1,1-Trikloroetan Dikloroetilen Trikloroetilen Perkloroetilen Klorobenzol Hidrojensülfür MAK Değeri mg/m3 870 360 50 65 1080 40 260 345 230 15 3.6. BIRDEN FAZLA KIMYASAL MADDEYLE TEMASA GELME HALINDEKI FARKLI TEPKILER Laboratuvarda yapılan testler esnasında, bazen kullanılan kimyasal maddelerin etkilerinin ikisinin toplamı şeklinde olmadığı, bir aritmetiğe uymadığı görülür. Bunların örnekleri ve sebepleri aşağıda açıklanmıştır: • Aritmetik Etki(2+2=4): Bu durumda verilen kimyasal maddelerin zararlı etkileri, etkileri oranında birleşerek ortaya çıkar. Bu durum daha çok benzer kimyasal özelliğe sahip bileşikler halinde meydana gelir. Örnek: malathion+diğer organofosfatlar • Sinerjistik Etki(2+2=6): Bazen farklı iki toksik madde basitçe etkilerinin toplamları şeklindeki bir etkiden daha büyük bir etki gösterebilirler. Toksikolojistler bu olayı sinerjizm olarak isimlendirilirler. Örnek: Izopropilalkol+kloroform. Burada; Sudaki çözünürlüğü %30 mertebelerinde olan izopropilalkol vücuda kloroformun girmesini kolaylaştırmaktadır. Ayrıca karaciğerin öncelikle suda kolay çözünen bu alkol bileşiklerini parçalamak istemesiyle kloroform vücutta birikmekte ve zarar yapmaya devam etmektedir. • Potansiyel Etki(0+2=10): Bazı hallerde, hiç bir zararlı etkisi bulunmayan bir kimyasal madde (0), normal zararlı (2) bir madde ile yan yana geldiğinde çok büyük tehlikelere (10) sebep olabilmektedir. Örnek: Etilalkol+Kloroform. Sudaki çözünürlüğü sonsuz olan etilalkol daha önce Tablo 3.1'de de ifade edildiği üzere hafif toksik bir madde olup kanda 500 ml'ye eriştikten sonra erişkin bir insanın ölümüne neden olmaktaydı; etilalkol ve kloroform'un vücutta bulunması halinde etilalkolün kana çok daha fazla kloroformu davet etmesi ve yine karaciğerin otomatik olarak öncelikle etilalkolu detoksifiye etme davranışı içine girmesi nedeniyle, çok önemli oranda vücut zararları ortaya çıkmaktadır. • Antagonizm(4+6=8): Sözkonusu iki maddenin karşılıklı etkileşmesinden dolayı beklenen toplam zarardan daha az zarar görülmesi halidir. Örnek: Phenobarbital+ benzo(a)pyrene. Burada phenobarbital, karaciğerde benzo(a)pyrene'i parçalayan enzimlerin aktivitesini artırmaktadır. Yukarda ikili kimyasal madde gruplarının farklı etkilemeleri açıklanmıştır. Ikiden fazla kimyasal maddenin sözkonusu olduğu durumlarda vücudun etkilenmesi için çok daha büyük boyutlar sözkonusu olacaktır. Bir işgünü boyunca maruz kalınabilecek en yüksek konsantrasyon olan MAK değerleri, birçok maddeden oluşan karışımlar halinde doğrudan uygulanamaz. Tam olarak bilimsel olmamakla birlikte, eğer birlikte bulunarak tek tek yaptıkları etkinin toplamından fazla etki yapan bir karışım mevcut değilse, yani sadece aritmetik etki sözkonusu ise, gazların etkileri kümülatif olarak alınabilir. Kümülatif etki, aşağıdaki denklem 1'deki formülasyon yardımıyla karar verebilmek için kullanılabilir: Eğer karışım içinde bulunan gazların MAK ve mevcut konsantrasyon değerleri (C) formülde yerine konulup birden büyük bir değer elde edilir ise ortamdaki hava sağlık için tehlikeli boyuta erişmiş olarak kabul edilebilir. Eğer bire eşit veya küçük ise ortamda hava aritmetik etki kabulune göre sağlık için bir risk oluşturmuyor denilebilir.