TEMA Diyor ki

advertisement
TEMA Diyor ki;
Toprağı Koruyun,Küresel Isınmaya El
Koyun!..
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli Raporu (IPCC), küresel ısınmanın son 50
yılda % 90 oranında insan eliyle arttığını ve asırlarca süreceğini resmen ilan etti.
Rapora göre, sera gazlarından biri olan karbondioksitin küresel düzeydeki artışı
büyük ölçüde fosil yakıt (petrol, petrol türevleri,doğalgaz ve kömür)
kullanımından ve tarımsal faaliyetlerden kaynaklanıyor. Metan ve diazot mono
oksit(N20) oranlarındaki değişimlerin kaynağı da yine tarımsal faaliyetler.
ABD, Rusya ve Japonya Atmosferi En Çok Kirleten Üç Ülke
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli Raporu’na (IPCC) göre; atmosfere
karbon salarak dünyayı en çok kirleten ilk üç ülke 5,5 milyar ton ile ABD, 2.8
milyar ton ile Rusya ve 1.3 milyar ton ile Japonya gibi, sanayileşmiş ülkeler.
Türkiye bu sıralamada 2004 yılında atmosfere bıraktığı 294 milyon ton ile 13’ncü
olarak üst sıralarda yer aldı. Sadece bu üç ülkenin yılda atmosfere saldığı 9.6
milyar ton olduğu göz önünde bulundurulursa, Türkiye’nin 294 milyon ton ile
neden olduğu zarar çok düşük oranda kalıyor. Ancak, Raporda Türkiye’nin 19902004 yılları arasında %72,6’lık bir artış kaydederek atmosferi kirletme konusunda
dünyada en hızlı artış kaydeden ülke olması ise endişe verici. Yeni Rapor da
TEMA Vakfı’nın daha önceki IPCC ve NASA Raporları’na dayanarak 15 yıldan bu
yana söylemekte olduğu, eğer tedbir alınmaza Türkiye 40 yıl sonra çöl olacak
uyarısının artık çok uzak bir gelecek olmadığını destekler nitelikte.
Uzmanlar, küresel ısınmanın etkilerinin asırlarca süreceğini kaydediyorlar. Ama
mücadele için kararlı olursak ve harekete geçersek, bu etkiyi azaltabilir, en aza
indirgeyebiliriz. IPCC Raporu’na göre, karbondioksit sera etkisine neden olan en
etkin gazdır. Eğer topraklarımızı doğru yöntemlerle işler ve akılcı kullanırsak hem
sera etkisi yaratan bu gazın azalmasını hem de organik karbon tutulmasını
sağlayarak toprağın verimini arttırırız.
Topraktaki Organik Karbonu Yöneterek, Toprağın Verimini Arttırabilir,
Küresel Isınmanın Etkilerini Azaltabiliriz
Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde toprağın tarımsal üretkenliğinin
azalması tarım, mera, orman vb alanların amacı dışında kullanılarak
kısmen insan etkili toprak kalitesi kaybına neden olmaktadır. Toprak
kalitesi ve tarımsal verimlilik arasındaki pozitif ilişki aynı şekilde toprak
organik karbonu ve toprak kalitesi arasında da mevcuttur. Dolayısıyla
devam eden bozunma süreci toprak kalitesini azaltmaktadır. Bozulan
ekosistem ve tarımsal topraktaki organik karbon da çözünerek CO2 ve CH4
formunda atmosfere salınmakta ve iklim değişikliği nedenleri arasında yer
almaktadır.
TEMA Diyor ki; Küresel Isınmaya Karşı Mücadelede Çaresiz Değiliz
TEMA Vakfı, Dünyaca kabul edilen bilimsel veriler ve toprak konusundaki
15 yıllık bilgi ve deneyimleri ışığında; toprakların doğru ve verimli
kullanılarak toprakta organik karbon oluşumunun ve tutulmasının
arttırılmasının, küresel ısınma, açlık, erozyon, çölleşme, ormansızlaşma ve
tarım alanı kaybı gibi sorunların çözümü için atılacak büyük bir adım
olduğu değerlendirmektedir.
Toprakta organik karbon tutulması her yönüyle kazanç sağlayan bir
süreçtir. Verimliliğini kaybetmiş toprakların rehabilitasyonundan, kaynağı
belli olmayan kirliliğin azaltılarak yüzey, yer altı sularının temizlenmesi
gibi yan faydalarla ekosistem kalitesinin yükseltilmesine ve fosil yakıt
emisyonunu azaltarak atmosferdeki CO2 miktarının azaltılmasına kadar bir
çok yönü vardır. Nitekim, yapılan bilimsel tespitler; toprak işleme
yöntemleri,
bitkilendirme,
tarımsal
ormancılık(ağaç
tarımı)
gibi
uygulamalar ile hektar başına 1.3 tona kadar organik karbonun toprakta
tutulmasının sağlanabildiğini göstermiştir.
İnsan Neslinin Devamı İçin Kararı Biz Vereceğiz
TEMA Vakfı; Tarım, Çevre ve Orman ile Enerji Bakanları’nın biraraya
gelerek ortak eylem planı oluşturmasının olumlu bir gelişme olduğunu
değerlendirmektedir. Ancak bu planda sivil toplum kuruluşlarının görüş ve
çözüm önerileri de mutlaka yer almalıdır. Kaybedecek vakit yoktur. Karar
vericilerin bu konuda sürdürülecek mücadeleyi kağıt üzerinde değil, bizzat
uygulayarak gerçekleştirmesi gerekliliği kamuoyunun beklentisidir. Kararı
bizim neslimiz alacaktır, ama bu karar bizden sonraki tüm insan neslinin
devamlılığını belirleyecektir.
Toprak Yoksa Hayat Yok...El Koyun; Türkiye Çöl Olmasın !..
TEMA Vakfı, “Türkiye Çöl Olmasın!” sloganıyla başladığı ve “Toprak Yoksa
Hayat Yok. El Koyun!” mesajı devam eden mücadelesine hız kesmeden
sürdürüyor. Ülke genelinde başta halkımız, kurum ve kuruluşlar olmak
üzere 300.000’ni aşkın TEMA Gönüllüsü ve Temsilcisi ile gerçekleştirilen
çalışmalar, küresel ısınmanın etkilerinin azaltılması için ülkemizin yaptığı
çalışmalara katkı sağlamaya devam edecektir.
TEMA VAKFI
Editöre Notlar:
Toprak Yoksa Hayat Yok... El Koyun !..
TEMA Vakfı Birleşmiş Milletler tarafından Çöller ve Çölleşme Yılı olarak ilan 2006
yılında Toprak Yoksa Hayat Yok.... Toprak Yoksa Ekmek Yok...Soruna El Koyun”
sloganıyla bir kırsal kalkınma seferberliği başlattı. 2007 yılında da devam eden
kampanya ile 10 köyde daha topraklarımızı verimli kılacak küresel ısınmanın
etkilerini azaltmaya katkı sağlayacak 10 kırsal kalkınma projesi uygulanacak.
Ülker Gıda Kırklareli, Evyap Erzurum, halkımız da Ardahan’a El Koydu. 5 köy
daha el konulmasını bekliyor.
Verimli topraklarımız gidiyor. Biraz dikkatli düşününce sonuç çok açık: toprak
yoksa ekmek yok, toprak yoksa süt yok, toprak yoksa su yok, toprak yoksa
hayat yok...El Koymazsanız 30 yıl sonra el koyacak toprağımız kalmayacak. Daha
fazla bilgi ve katılım yöntemleri için; www.elkoyun.com
IPCC- İklim Değişikliğiyle İlgili Hükümetlerarası Paneli
1988 yılında Birleşmiş Milletler Çevre Programı ve Dünya Meteoroloji
Örgütü’nün desteğiyle kurulan “Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli
(IPCC)” insan kaynaklı iklim değişikliği riskinin anlaşılması konusuna ilişkin
bilimsel, teknik ve sosyo-ekonomik bilgilerin değerlendirilmesi amacına
yöneliktir. Panel, 1990, 1996 ve 2001 yıllarında üç tane geniş çaplı
değerlendirme raporu yayınlamıştır. Bu değerlendirme raporlarının
yanında, özel raporlar da hazırlamakta ve teknik çalışmalar da
yapmaktadır. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin yapmış olduğu
tüm bu çalışmalar, uluslararası politika ve iklim değişikliği hakkındaki
müzakerelerde yol gösterici rehberler olarak kullanılmaktadır.
Toprakta Karbon Tutulması
Dünya toprakları içerdiği 1550 Petagram organik (1 Petagram=1 Milyar ton) ve
750 Petagram inorganik karbonla yerküredeki 5 karbon havuzu içinde okyanuslar
ve jeolojik havuzun ardından üçüncü sırayı alır.
Topraktaki karbon havuzu büyük ve değişken bir stok olduğundan topraktaki
karbon bağlama potansiyelinin alan kullanımı ve yönetimine bağlı değişimlerinin
belirlenmesi önemli bir strateji olarak karşımıza çıkmaktadır. Topraktaki yaşam
(biota) için birincil enerji kaynağı ve besin olan toprak karbon havuzu topraktaki
biyolojik aktivitenin devamlılığını da sağlar.
Sera Gazları
Karbondioksit : Fosil yakıtların (petrol ve türevleri, kömürlerin ve doğal gazın)
sanayide kullanılması sonucunda oluşarak atmosfere karışmaktadır. %80 – 85’i
fosil yakıtlardan, %15-20’si de canlıların solunumundan ve mikroskobik canlıların
organik maddeleri ayrıştırmasından kaynaklanmaktadır. Küresel ısınmada % 50
paya sahiptir. Atmosferdeki ömrü 50 – 100 yıldır.
Halokarbonlar:
En
fazla
bilinenleri
kloroflorokarbonlar
(CFC’ler),
Hidrocloroflorokarbonlar
(HCFC’ler)
ve
Hidroflorokarbonlar’dır
(HFC’ler).
Yoğunlukları diğer sera gazlarının çok altında olup karbondioksiten 3.000-13.000
kat küresel ısınmada etkili olurlar. Doğal olarak çok nadir meydana gelirler.
Atmosferde 400 yıl kadar kalabilirler.
Kloroflourkarbon Gazları (CFC-H): Bu sera gazları için doğal kaynak yoktur.
Spreylerdeki püskürtücü gazlar, soğutucu aletlerde kullanılan gazlar, bilgisayar
temizleyiciler, bu gazların başlıca yapay kaynaklarıdır. Küresel ısınmadaki payları
% 22 oranındadır.
Metan: Organik artıkların oksijensiz ortamda ayrışması sonucunda meydana
gelmektedir. Başlıca kaynakları pirinç tarlaları, çiftlik gübreleri, çöp yığınları ve
bataklıklardır. Etki payı % 13 kadardır.Küresel ısınmada karbondioksite göre 23
kat daha fazla etkilidir. Atmosferde kalış süresi 11-12 yıldır.
Ozon: Başlıca kaynağı, egzoz gazlarının 2/3’ünü oluşturan azot oksitlerin
ultraviyole ışınları ile fizikoşimik reaksiyona girmesidir. Güneşin ışınlarına bağlı
olduğu için (geceleri üretilmez) miktarı çok değildir. Küresel ısınmadaki sera
etkisi % 7 kadardır.
Azot Oksitleri: Kaynakları egzoz gazları, fosil yakıtlar ve organik maddelerdir.
Küresel ısınmadaki payı % 5’dir. Isıyı tutmada Karbondioksitten 200-300 kat
daha etkilidir. Ancak atmosferdeki miktarı karbondioksite göre daha azdır.
Atmosferde kalış süresi 150 yıldır. Atmosferde artmasında azot içeren gübreler,
lağım suyuyla temas etmiş bitkiler ana sebebi olabilir. (Odun yakmak da azot
oksitlerin artmasına neden olur.)
Su Buharı: Küresel ısınmada sera etkisi bakımından en başta gelir. Ancak
yeryüzüne yakın atmosfer içindeki miktarı çok nadir hallerde yükselir. Bol
miktarda
bulunduğu
atmosfer
katmanı genellikle
bulutların
oluştuğu
yükseklerdeki atmosfer tabakalarındadır. O nedenle daha çok güneşten gelen
ışınları tutmada ve yükseklere yansıtmada (albedo) etkilidir. Atmosferdeki
yoğunlukları değişir. Soğuk hava az su tuttuğundan dolayı kutuplarda su buharı
çok azdır. Bunun aksine tropik bölgelerde ise atmosferdeki rutubet % 4’e kadar
su buharı içerebilir. İnsan aktivitelerinin su buharı oluşumu üzerindeki etkisi çok
azdır.
Kaynakça:
1. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli Raporu (IPCC) - Şubat 2007
2. BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), “Çiftlik Hayvanlarının Uzun Gölgesi”.Raporu – Kasım
2006 (Çeviri: Süreyya İsfendiyaroğlu, TEMA Vakfı Proje Yöneticisi)
3. Vagen T. G., Lal R., Singh B.r; (2005): Soil Carbon Sequestration in Sub-Saharan
Africa: A Review ( Afrika’da Sahra-altı Bölgede Toprakta Karbon Tutulması), Land
Degredation & Development Sayı :16, sf: 53-71. (İngilizce).
4. Lal R.; (2003): Offsetting Global Carbon Emissions by Restoration of Degraded Soils
and Intensification of World Agriculture and Forestry, (Bozulmuş Toprakların
Restorasyonu, Dünyaki Tarım ve Ormancılığının Yoğunlaştırılmasıyla Küresel Karbon
Emisyonlarının Azaltılması), Land Degredation & Development Sayı :14, sf: 309-322.
(İngilizce).
5. Lal R.; (2006): Enhancing Crop Yields in the Developing Countries through
Restoration of the Soil Organic Carbon Pool in Agricultural Lands, ( Tarım alanlarındaki
Toprak Organik Karbonu Havuzlarının Restorasyonuyla Gelişmekte Olan Ülkelerdeki Tahıl
Hasadının Arttırılması.), Land Degredation & Development Sayı :17, sf: 197-209.
(İngilizce).
Download