çalma ve hırsızlık - Piripaşa İlkokulu

advertisement
Okul Öncesi ve İlkokulda Okul Fobisi
Okul Öncesi ve İlkokulda Okul Fobisi
OKUL FOBİSİ NEDİR?
Çocuklarda
kuvvetli bir endişe
nedeniyle okula gitmek istememe ve
gitmeme durumu; okul reddi ya da okul
fobisi olarak adlandırılmaktadır. Zihinsel,
ruhsal ve sosyal yönden okula başlamaya
hazır olan çoğu çocukta, okulun ilk
günlerinde ağlama, okula gitmek istememe,
anneden ayrılamama gibi davranışların
görülmesi doğal bir durumdur. Okula giden
çocukların yaklaşık % 2-4’ünde okul fobisi
görülmektedir.
Okula yeni başlayan çocuk, küçük ve zayıf olduğunun bilincindedir.
Çevresinde olan olayların çoğunda kendini yetersiz hisseder. Bu durum küçük
çocuğun genelde dış dünyadan korkmasına ve paniklemesine yol açar. Okul çağı
ile dış dünyanın kapıları açılmaya başlar ve çocuk kendini ilk kez karşılaştığı ve
bilmediği bir ortamda bulur. Çocuk aile içi güveni ve kurulu düzeni kaybedeceği
endişesine kapılmış olur. Kimi çocuklarda ise okulun ilk günlerinde görülen bu
durum uzar, okula gitmek istememe tepkilerine; şiddetli baş ağrıları, şiddetli
karın ağrıları, mide bulantıları, renkte solukluk ve kilo kaybı eşlik edebilir.
Okulun ilk günlerinde görülen bu korkunun kaynağı genelde anneden
ayrılma kaygısıdır. Okula gittiği zaman anne-babasına bir şey olacağından,
onların başına bir şey geleceğinden, hastalanacaklarından, öleceklerinden
korkmakta ya da çocuk, ebeveynlerinin kendisini terk edeceklerini
düşünmektedir. Bunun yanı sıra, çocuğuna aşırı bağımlı olan anne-babalar da,
çocuklarına okulda bir şey olacağı kaygısı yaşarlar. Ebeveynin korku ve endişesi
aynen çocuğa yansır. Bu durum, çocuğun bağımlı bir kişilik özelliği
kazanmasına yol açabilir.
Ayrılma korkusunda, korkunun nedeni genellikle çocuk değil, annedir.
Anne, bilinçaltında çocuğun kendisinden ayrılıp, okula başlamasını istemez ve
bunu çok dolaylı ve ince mesajlarla çocuğa aktarır. Annenin çocuğa, o okula
başladığında kendisinin bütün gün onu bekleyeceğini, bunu yaparken onu çok
özleyeceğini anlatması, çocukta anneyi yalnız bıraktığı için suçluluk duyguları
oluşmasına neden olabilir ve çocuk okula gitmek istemeyebilir.
Okul korkusu, okula yeni başlayan çocuklarda görüldüğü gibi okula
devam eden çocuklarda da görülebilir. Bazı çocuklar, zorlamalara dayanamayıp
okula gitmek üzere yola çıksa da, yarı yoldan geri döner, ya da sınıftan çıkar eve
2016-2017 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI
PİRİPAŞA İLKOKULU
OKUL REHBERLİK VE PSİKOLOJİK
DANIŞMANIK SERVİSİ
Okul Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Servisi
1
Okul Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Servisi
Okul Öncesi ve İlkokulda Okul Fobisi
Okul Öncesi ve İlkokulda Okul Fobisi
gelir. Çocukta, neşesizlik, uykuya dalmakta güçlük, iştah kesilmesi, ödevlere
karşı ilgide azalma, baş ve karın ağrıları, ateş görülebilir. O gün okula
gitmeyeceğini, öğretmenden korktuğunu ya da bir arkadaşının kendisini rahatsız
ettiğini söyleyebilir.
Ancak bazen okula gitmeme davranışı, çocuğun inatlaşması nedeniyle
geliştirdiği bir davranış olabilir. Bu durumda inatlaşma nedenleri üzerinde
durulmalıdır.
Özellikle anneleri tarafından üzerine çok fazla düşülen, tüm ihtiyaçları
anneleri tarafından karşılanan, hiçbir isteğine hayır denmeyen çocuklarda okula
gitmeme durumunu daha çok görürüz. Çünkü o zamana kadar biricik olduğu
hissettirilerek el üstünde tutulan çocuk okula geldiğinde de aynı ilgiyi ister.
Hatta bu tip aileler çocuklarını arkadaşlarının evine bile oyun oynamak için
göndermekten kaçınırlar. Sonuçta çocukta; ailem bile dış çevreden
kaygılanıyorsa demek ki evin dışındaki yerler güvensiz yerlerdir fikri oluşur.
Yaşamın ilk yıllarında bu tür anne- çocuk ilişkisi çocuğun okula başladığı sırada
önemli bir engel oluşturur. Annelerin bu koruyucu ve kontrollü ortamından bir
an olsun uzak kalmamış olan çocuğun, yabancı bir çevrede ve tanımadıkları
insanlarla birlikte günlerini geçirmesi, onu son derece huzursuz eder.
Boşanma, anne ya da babanın başka biri ile evlenmesi, maddi
sorunlardan kaynaklanan stresli bir ev yaşamı, çocuğun yeni bir kardeşinin
doğması, taşınma, hastalık, yakın birinin ölümü gibi bir stres faktörlerinin
olması nedeniyle okul fobisi sonradan da oluşabilmektedir.
B) Okula Bağlı Nedenler:
 Uygun olmayan bir sınıf içi yerleştirme, özellikle de çocuğun kendini
güvende hissetmediği bir yere oturtulması;
 Sesli okuma-sınıf önünde ders anlatma-beden eğitimi gibi etkinliklerden
korkup, gerçekleştirmede güçlük çekmesine rağmen bunları yapması için
zorlanması;
 Okulda ya da okul yolunda fiziksel olarak tehdit edici bir yerin ya da
birilerinin olması;
 Karmaşanın, şiddetin ve belirsizliğin hüküm sürdüğü olumsuz bir okul
ortamı;
 Çocuğun okulda hırpalanmasına, alay edilmesine, reddedilmesine ve kavga
etmesine yol açacak olumsuz yaşantılar ve iletişim becerilerinde eksikliğinin
olması gibi nedenler fobi kaynağı olabilir.
OKUL FOBİSİ OLAN ÇOCUKLARI NASIL ANLARIZ?
 Okula gitmekten kaçınma davranışı; çocuk okul etkinliklerine karşı
pasif, içe kapanık ve utangaç davranıyorsa, okulda ve evde daha çok
nedensiz ağlamaya, kavga etmeye ve dikkat çekmeye başladıysa, sık sık
hasta olan bir çocuk olmadığı halde; baş veya karın ağrısından şikâyet
ediyorsa, okul fobisiyle açıklanabilir.
 Bu çocuklarda fiziksel ve psikolojik problemler yani çabuk alınma,
küsme, enerji düşmesi, mide bulantısı, çok sık ağlama, huzursuzluk,
iştahsızlık, ani sinirlenme görülebilir.
 Çocuğun okula gitmemesine izin verildiğinde fiziksel şikayetleri de
hemen geçer.
 Okula gitmeye karşı direnme okuldan kaçma ile karıştırılmamalıdır.
Çocuk okula gitmediğinde genelde ebeveynlerin haberi olur. Ayrıca bu
çocuklarda yalan söyleme, cinsel bozukluk veya saldırganlık gibi
davranışlar yoktur.
 Okul fobisi yaşayan çocuklar genelde aileye çok bağlı, onlardan biri
olmadığında iletişim kurmakta zorlanan çocuklardır.
 Bu çocukların okulu sevdikten sonra başarılı olacakları
unutulmamalıdır.
OKUL FOBİSİNİN SONUÇLARI VE TEDAVİSİ
OKUL FOBİSİ NEDEN OLUR?
Okul fobisi, çocuğun okuldan, sosyal faaliyetlerden ve öğrenme
yaşantısından uzaklaşmasına neden olduğundan, akademik ve sosyal gelişmeyi
ciddi bir şekilde etkilemektedir. Okul fobisi, özellikle kronik olduğu takdirde,
ergenlik döneminde gençliğin diğer nörotik belirtilerinden daha zorlu bir takım
psikolojik sorunların oluşumuna yol açar.
Okul fobisinin en çok yaygın olduğu 5-8 yaşlarında bıraktığı olumsuz iz,
ikinci yoğun olan yaş grubu 11-14 yaşlarına oranla daha azdır Okuldan uzak
Okul fobisinin çok farklı sebepleri vardır. Bunları üç başlık altında ele alalım:
1- Ailevi Sebepler:
Çocuklar evde duygusal bağ kurduğu kişiden (genellikle anne) ayrılmak
istemez. Kendisi okuldayken onun başına kötü bir şey geleceği endişesi taşır.
Okul Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Servisi
2
Okul Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Servisi
Okul Öncesi ve İlkokulda Okul Fobisi
Okul Öncesi ve İlkokulda Okul Fobisi
 Çocuğun kaygısı anlayışla karşılanmalı, naz, numara yapıyorsun gibi
sözler söylenmemelidir. Çünkü çocuk gerçekten kaygı duymaktadır.
 Okulda; çocuğun ilgisini çekecek sınıf içi aktiviteler çoğaltılmalıdır.
 Çocuğu sınıf içi çalışmalara katılmaya zorlamaktan kaçınılmalı,
başlangıçta kolaylıkla üstesinden gelebileceği görevleri alması için
yüreklendirilmelidir.
 Öğretmenin tepkileri, çocuk için şaşırtıcı olmamalıdır. Çocuğa karşı
esnek, hoşgörülü ve tutarlı olunmalıdır.
 Yapabileceği sorumluluklar ve görevler verilmeli, akranlarıyla değişik
oyun ve görevler yoluyla ilişkiler kurması sağlanmalı, öğrencide kendi
kendini denetleme yeteneği ve guruba ait olma duygusu geliştirilmelidir.
kalmanın getireceği sorunlar nedeniyle okul fobisi olan çocukların elden
geldiğince bir an önce okula dönmeleri amaçlanır. Uzmanların çoğu, çocuğun
okula dönmesinden önce sorunun nedenlerini anlamasına yardımcı olmak ve
endişelerini azaltmak amacıyla bir süre için psikoterapi yapılmasını
öngörmektedirler. 6-12 ay gibi bir tedavi sürecinden sonra çocukların okula
dönmelerinin başarılı sonuçlar verdiği görülmüştür. Kronik okul fobisinde
çocuğun okula dönmesinde psikoterapi olumlu sonuçlar verir, böyle bir tedavi
yöntemine girişmeden çocuğun okula dönmesi onun okulda giderek daha çok
mutsuz olmasına ve gerek sosyal gerekse akademik başarı açısından arkadaşları
arasındaki statüsünü kaybetmesine neden olur. Akut okul fobisi olan çocukları
okula bağlayabilmek ancak uzman terapistlerin yoğun çabalarıyla olasıdır.
Sağlıklı bir gelişim ancak etkili bir davranış terapisi ve aile yönlendirme
yöntemiyle gerçekleşebilir.
Bu çocukların sınıfta daha az endişe duymalarını, daha huzurlu
olmalarını sağlamak üzere yapılacak özel eğitim egzersizleriyle, okulu çocuğa
yeniden tanıtma ve özendirme girişimleriyle, gerekirse önce 1 saat, sonra yarım
gün, sonunda tam gün okula gitmelerini sağlamakla, gerektiğinde annelerinin de
okula gelmelerini ve çocuk kendini rahat hissedinceye kadar kısa bir süre sınıfta
oturmalarını sağlamakla, nihayet anne ve babaları eğiterek, okulda yeterli bakım
ve eğitim olmadığı yolundaki onların aşırı koruyucu tavırlarından kurtulmalarını
sağlamakla mümkündür.
Tedavi edici programlar, çocuğun okul hakkındaki şüphe ve endişelerini
aydınlığa kavuşturma açısından yararlı olmaktadır Bu tür çalışmalar okul fobisi
olan çocukların %70’inin birkaç gün ya da birkaç ay içinde okula dönmesini
sağlamıştır. Bu konuda yaşında önemli rol oynadığı dikkati çeker. Okul fobisi
olan 10 yaş çocuklarının %90’ı çeşitli tedavi çalışmalarından olumlu sonuç
alırken, aynı sorunu olan 11 yaş çocuklarında başarı oranı %50’yi geçmemiştir.
 Çocuğun eksik ve yetersiz yönlerini vurgulamak yerine, başarıları ön
plana çıkarılmalıdır.
 Öğretmen, kendi iç çatışmalarını, bunalımlarını, öğrencinin ailesine olan
kızgınlığını öğrenciye yansıtmamalıdır. Gerekirse ilgili kuruluşlara
yönlendirme yapmalı, uzman yardımına başvurmalıdır.
 Olumsuz aile davranışlarını tespit edip ailelere; çocuklarının güvende
olduğu, panik yapmamaları, aksi halde bu paniğin çocuğa bulaşacağı
söylenmelidir.
 Çocuğun anne-babası ya da güven duyduğu kişiyle okula gitmesi teşvik
edilmeli, gerektiğinde güven duyduğu yakınının; çocuğun kendini rahat
hissedinceye kadar kısa bir süre sınıfta oturması, kademeli olarak sınıf

ÖĞRETMENLERE ÖNERİLER
 Çocuğun okulda kaygılanmasına neden olan faktörler (akran baskısı,
alay, akademik ve sosyal becerilerde başarısızlık, aile tutumları vb)
tespit edilmelidir.
 Öğretmen sınıfın düzenini korkutmaya ve dayağa başvurmadan
sağlayabilmelidir.
 Çocuğun okulda kendini terkedilmiş ve yalnız hissetmesine yol açacak
kızma, bağırma, küçük düşürme, incitme ve kıyaslama gibi
davranışlardan kaçınılmalıdır.
Okul Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Servisi



3
kapısının dışında, okul kantininde, okul bahçesi gibi uzaklıklarda
durması sağlanmalıdır.
Çocuk ısrarla sınıfa girmek istemiyorsa; ilk günlerde okulun bahçesine,
sonra okul içine, daha sonra sınıfa girmesi; önce bir saat, sonra yarım
gün, sonra tam gün okula gitmesi sağlanarak, adım adım okulla
buluşturulması çocuğun korkusunun yok olmasına yardımcı olacaktır.
Okula gitmeme ne kadar uzarsa, problemin çözümü o kadar zorlaşır.
Çocuğun mümkün olduğu kadar çabuk, yeniden okula devam
edebilmesini sağlamak gerekmektedir. Özel durumlar dışında, her
rahatsız olduğunda okuldan eve gönderilmemelidir.
Özellikle bazı işlerde çocuktan yardım ve öneri isteyerek, kendini
değerli ve önemli hissetmesi sağlanmalıdır.
Çocuğun başkalarıyla tanıştırılması; bağımlılık odaklarını artıracaktır.
Bu, çocuğun tek kişiye olan bağımlılığını ortadan kaldırabilir.
Okul Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Servisi
Okul Öncesi ve İlkokulda Okul Fobisi
Okul Öncesi ve İlkokulda Okul Fobisi
 Geri bildirimler hemen ders sonunda verilmelidir.( “Aferin bu ders güzel
durdun” ya da “ders boyunca dikkatini veremedin, dersini yapamadın,
şimdi teneffüste derslerini bitir” gibi).
 Aşırı ilgi göstermek, çocuğun okul fobisi nedeniyle gösterdiği davranış
biçimlerini, ilgi görmek adına devam ettirmesine neden olabilir. Dengeli
davranılmalı, uygulamalar en fazla bir ay sürdürülmeli, çok aşırı
ayrıcalık tanınmamalıdır.
 Çocuğa; okulda hangi durumlarda kimden, nasıl yardım alacağı,
ihtiyaçlarını nerede ve nasıl karşılayabileceği öğretilmelidir.



AİLELERE ÖNERİLER

 Çocuğa okul açılmadan önce, okul ve öğretmen tanıtılmalı, sırasında
oturtulmalı, okul kuralları ve sınıf içi yaşamla, arkadaş ilişkileri ile ilgili
bilgiler verilmeli, okul sevdirilmeli, fakat okul ve öğretmen ile ilgili
doğru olmayan abartılı şeyler anlatılmamalıdır.

 Çocuğun, hatalı davranışlarında okul ve öğretmen; caydırıcı bir unsur,
bir korkutma aracı olarak kullanılmamalı ; “Böyle yaparsan öğretmenin
seni sevmez”, “seni okula almazlar”, “senin yaramazlıklarını öğretmene
söyleyeceğim” gibi cümlelerden kaçınılmalı, bu tür yaklaşımların
çocuğun okulla ilgili olumsuz düşünceler geliştirmesine neden
olabileceği unutulmamalıdır.
 Okul





alışverişine çocukla birlikte çıkılmalı ve satın alınan araç
gereçlerin nasıl kullanacağı anlatılmalıdır.
İlk günlerde çocuğun, sevdiği bir oyuncağını okula götürmesine izin
verilebilir. Götüreceği oyuncak evinin sembolüdür ve kendisini rahat
hissetmesini sağlayabilir.
Okulun ilk günü bir süre okulda kalınması, çocuğun kendini güvende
hissetmesini sağlayabilir.
Çocuğun, ilk günlerde okulun bahçesine, sonra okul içine, daha sonra
sınıfa girmesi; önce bir saat, sonra yarım gün, sonra tam gün okula
gitmesi sağlanmalı, çocuk adım adım okulla buluşturularak korkusunun
yok olmasına yardımcı olunmalıdır.
Çocuk okulla birlikte yeni düzene, başlangıçta biraz zorlanabilir.
Televizyon seyretmek, arkadaşlarıyla oynamak isteyebilir, ödevlerini
yapmayı ihmal edebilir. Ödevlerini yapmamak ya da tam bitirmemek de
Okul Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Servisi
okula gitmeme nedeni olabilir. Bu nedenle zamanı düzenlemesi için
çocuğa yardım edilmelidir.
Düzenli uyku uyuması sağlanmalı, ödevlerini yetiştiremediği için ya da
bir program izlemek istediği için uykusundan fedakârlık etmesine izin
verilmemelidir.
Okulla ve öğretmeniyle yapıcı bir diyalog içinde olunmalı, çocuğun
okulda kaygılanmasına neden olan faktörlerin (akran baskısı, alay,
derslerde ve sosyal becerilerde başarısızlık, aile tutumları vb) tespit
edilmesi ve düzeltilmesinde öğretmenden ve psikolojik danışmandan
yardım istenmelidir.
Öğretmeniyle ilgili bir otorite karmaşası yaratmamak için çocuğun
yanında öğretmen eleştirilmemelidir.
Çocuğun kendi başına halletmesi gereken durumlarda,
sorunu
kendisinin çözmesine izin verilmelidir.
Çocuğun tüm yaşamı okul olmamalıdır. Arkadaşlarıyla birlikte olması
için fırsatlar yaratılmalı ve bir uğraş edinmesi için teşvik edilmelidir.
Serbest zamanlarını değerlendirme etkinlikleri ve oyun becerileri
kazandırılarak, küçük de olsa kendi işini kendisine yaptırarak; annebabaya bağımlılık azaltılabilir. Böylece çocuk kısa süreli de olsa,
sevdiklerinden ayrı kalmayı ve bağımsız olarak iş yapabildiği için takdir
edilmeyi öğrenecek, cesaretlenecektir. Özellikle sosyal ortamlara
alıştırmak, özgüven kazandırmak ve bağımlılığını azaltmak için ufak
ayrılıklar yaşatacak durumlar yaratılmalıdır.
Çocuğun kaygısı anlayışla karşılanmalı, okula gitmediğinde
suçlamaktan kaçınılmalıdır. ”Bir şeyin yok, naz yapıyorsun, numara
yapıyorsun!..” gibi sözler söylenmemelidir. Çünkü çocuk gerçekten
kaygı duymaktadır.
 Çocuğa kızmak, öfkelenmek, dayak atmak sorunu daha da
ağırlaştıracağından, ona bu korkunun birçok çocukta görülebileceği ve
bu sıkıntılı durumun geçici olabileceği, kendisi ile aynı durumda olan
başka çocukların olduğu anlatılıp
güven verilmeli, çocuk
cesaretlendirilmelidir.
 Çocuğa “ Beni üzersen annesiz kalırsın”, ”Bıktım artık senin annen
olmayacağım” gibi sözlerle anneyi kaybetme korkusu tetiklenmemelidir.
 Her şeyden önce çocuğun okuldan uzak kalmamasına önem verilmelidir.
Evde kalış uzadıkça okula dönüş o ölçüde güçleşir.
4
Okul Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Servisi
Okul Öncesi ve İlkokulda Okul Fobisi
Okul Öncesi ve İlkokulda Okul Fobisi
 Okula gitmesi konusunda ailenin tüm fertlerinin kararlı ve tutarlı olması
işe yarar. Anne-baba çocuğa soğukkanlı bir tutumla yaklaşmalıdır.
Anne-babadan hangisi daha kararlı ve tutarlı davranabiliyorsa çocuğu
okula o göndermelidir. (Çoğunlukla anneler bu görevi
kolay
başaramaz..)
 Bazı durumlar, hariç çocuk okuldan kaçarsa tekrar okula götürmeli ve
özellikle okulda hangi durumlarda kimden nasıl yardım alacağı
öğretilmelidir.
 Okul başarısının şimdilik önemli olmadığı anlatılmalı, sıkıntılar
anlayışla karşılanmalı ama okula gitme konusunda ödün verilmemelidir.
Son dakika uyarılarından kaçınılmalı (aman .....lara dikkat et!.,sakın
.....yapmayı unutma !..gibi.), Çocuk okula götürüldüğünde vedalaşmaları
çabuk ve kısa süreli tutarak, ayrılıkların doğal olduğu hissettirilmelidir.
 Hastayım diye okula gitmediği gün evde yatağında yatıp hasta
muamelesi yapılmalı, gezmesine, oyun oynamasına izin verilmemeli,
sen hastasın yatman gerekiyor denilmelidir.
 Anne okulla ilgili endişesini, tedirginliğini çocuğa yansıtıp
hissettirmemeli, bu durumun problemi daha da büyüteceğini bilmelidir.
 Çocuğun endişeleri, kaygıları ve duyguları üzerinde konuşmak, çocuğa
okulun amacını açıklamak, ona günün nasıl geçeceğini anlatıp, okul
bitiminde saat kaçta ve nerede buluşacakları konusunda bilgi vererek
sözde durmak çocuğun; hem sıkıntısını paylaşmasını hem de
anlaşıldığını hissedip rahatlamasını sağlayabilir.
DAHA FAZLA BİLGİ İÇİN;
OKUL REHBER ÖĞRETMENİ VE PSİKOLOJİK DANIŞMANI İLE
İLETİŞİME GEÇİNİZ…
Okul Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Servisi
5
Okul Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Servisi
Download