yüksek lisans tezi - Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

advertisement
Ç.Ü Fen Bilimleri Enstitüsü Yıl:2008 Cilt:19-4
YÜKSEK GEÇİŞ SICAKLIKLI SÜPERİLETKENLERDE KRİTİK DURUM
*
MODELLERİNİN İNCELENMESİ
Investigation Of Critical State Models On High-Tc Superconductors
Selda KILIÇ
Fizik Anabilim Dalı
Yüksel UFUKTEPE
Fizik Anabilim Dalı
Ahmet EKİCİBİL
Fizik Anabilim Dalı
ÖZET
Bu çalışmanın amacı, Bi-tabanlı yüksek sıcaklık süperiletkenlerinde kritik
akım yoğunluğunun oluşumunu incelemektir. Çalışmada süperiletken malzemelerin
fiziksel ve magnetik özellikleri incelendi. Yüksek sıcaklık süperiletkenlerinde kritik
akım yoğunluğunun hesaplanmasında kullanılan modeller detaylı bir şekilde
çalışıldı. Bu modellerden Bean Kritik Durum Modeli deneysel sonuçlarla
kıyaslanmıştır.
Anahtar Kelimeler: BSCCO süperiletkenler, Kritik Sıcaklık, Kritik akım yoğunluğu.
ABSTRACT
The purpose of this work is the investigation of Critical Current Density in
High Temperature superconductors. For this, first, the physicial and magnetic
properties of High Temperature superconductors are investigated. Some models
for calculating of Critical Current Density of High Temperature superconductors are
studied in detail. Finally, Bean Critical Model have been compared with the existing
experimental results.
Key Words: BSCCO Superconductors, Critical Temperature, Critical Current
Density.
Giriş
Direncin bir anlamı, iletken üzerinden bir akım geçirmek için iletkene bir
gerilim uygulama gerekliliği, bunun doğrudan sonucu olan diğer bir anlamı da
geçen akımın iletkeni ısıtmasıdır. Direnç ne kadar büyükse, uygulanması gereken
gerilim ve kaybolan enerji de o kadar büyük olur. Fakat bazı iletkenlerde
malzeme, kritik sıcaklık denilen bir sıcaklığın altına kadar soğutulduğunda, akımı
taşıyan elektronlar enerjilerini ısıya çevirme yeteneklerini kaybederler ve direnç
sıfıra düşer. Bu durumda herhangi bir gerilim uygulamadan ve enerji kaybetmeden
bir akım yaratmak mümkün hale gelir. İdeal metalik bir yapıda madde kritik
sıcaklığın altına soğutulduğunda, fonon etkisi ortadan kalkar ve elektronlar yapı
içerisinde örgü ile hiçbir etkileşmeye girmeden rahatlıkla hareket ederler. Bu
durumda yapının direnci kritik sıcaklığın altında aniden sıfıra düşer. Kritik sıcaklığın
altında bu malzemeye süperiletken madde denir.
Süperiletkenlik ile ilgili yapılan ilk çalışmalar 1908 yılında H. Kamerling
Onnes’in Leiden’de helyumu sıvılaştırması ile başlamıştır. Onnes yaptığı çalışmalar
*
Yüksek Lisans Tezi - MSc.Thesis
29
Ç.Ü Fen Bilimleri Enstitüsü Yıl:2008 Cilt:19-4
sonucunda 1911 yılında 4.15 K’de cıvanın özdirencinin sıfıra düştüğünü buldu
(Onnes, 1911). Uygulanan yüksek magnetik alanla süperiletken haldeki
numunelerin, normal hale döndüğü görüldü. Böylece süperiletken metallerin
magnetik davranış gösterdikleri keşfedildi. Bu keşiften sonra süperiletkenlik üzerine
yoğun çalışmalar başladı. Bu çalışmalar sonucunda 1913 yılında kurşunun (Pb)
7.2 K’de (Onnes, 1911) ve 1930 yılında da niyobyumun (Nb) 9.2 K’de (Chapnik,
1930) süperiletken davranış gösterdikleri keşfedildi.
Süperiletkenliğin keşfinden 25 yıl sonra Walter Meissner ve Robert
Ochsenfeld (Meissner, 1933) süperiletkenlerin magnetik alanı sevmediklerini
ortaya çıkardılar. Kritik sıcaklığın altındaki süperiletken bir malzemeye yüksek
olmayan bir alan uygulandığında malzemenin bu magnetik alanı dışarladığını
gözlediler (Şekil 1).Böylece süperiletkenlerin, zengin magnetik uygulamalar için
yolu açılmış oldu. Bunlardan en önemlisi enerji harcamayan güçlü mıknatıslardır.
Şekil 1.Bir süperiletkendeki Meissner olayı.
Süperiletkenler uygulanan alana karşı göstermiş oldukları magnetik
davranışlarından dolayı I. ve II. tip süperiletkenler olmak üzere iki grup altında
incelenmektedir (Şekil 2).I.tip süperiletkenler genellikle saf, basit metallerdirler.
Süperiletkenliğe geçiş sıcaklık eğrileri oldukça keskindir. Bu malzemeler kritik bir
değere kadar uygulanan alanı dışlarlar. Eğer uygulanan alan değeri, kritik alan
değerini aşarsa malzeme süperiletkenlik özelliklerini kaybederek normal duruma
dönecek ve artık alan çizgileri malzeme içerisinden geçmeye başlayacaktır. Bu tür
malzemelerin kritik geçiş sıcaklıkları oldukça düşüktür. II. tip süperiletkenlerin
magnetik davranışları ise tamamen farklıdır. Bu tür malzemeler daha komplike ve
genellikle geçiş elementleri ve diğer metallerden oluşmaktadır. II. tip
süperiletkenlerde, I. tip süperiletkenlerden farklı olarak, ilk kritik alan değerinden
daha yüksek ikinci bir kritik alan değeri daha vardır. Malzemenin magnetik
davranışı birinci kritik alan değerine kadar I. tip süperiletkenlerle benzer davranış
göstermektedir. Fakat uygulanan dış alan birinci kritik alan değerini aştığında
malzemenin süperiletkenlik durumu devam etmektedir. İki kritik alan değeri
arasında malzeme içerisinde hem süperiletken hem de normal bölgeler karışık
olarak bir arada bulunmaktadır. Bu durum girdap (vorteks) mekanizması olarak da
bilinmektedir. Eğer uygulanan alan değeri ikinci kritik alan değerini aşarsa,
malzemenin süperiletkenlik özellikleri yok olacak ve normal davranış göstermeye
başlayacaktır.
30
Ç.Ü Fen Bilimleri Enstitüsü Yıl:2008 Cilt:19-4
Şekil 2. I. ve II. tip süperiletkenlerin şematik gösterimi.
Süperiletkenlik üzerine ilk gerçek yaklaşımlar, 1957 yılında üç Amerikalı
bilim adamı, John Bardeen, Leon Cooper ve John Schrieffer tarafından öne
sürülen ve BCS teorisi olarak da anılan çalışmada ileri sürülmüştür. BCS teorisi
mutlak sıfır civarındaki süperiletkenliği açıklamaya yöneliktir. Cooper, atomik örgü
titreşimlerinin doğrudan bütün elektronları birleştirmekten sorumlu olduğunu fark
etmiştir. Bu titreşimler, elektronların takım halinde çiftlenmesine neden olur ve
kristal örgü içerisindeki engellerle herhangi bir temasa girmeden aralarından
geçmelerini sağlar. Bu elektronların oluşturduğu takımlara Cooper çiftleri adı
verilmektedir.
1986 yılına kadar yapılan süperiletkenlik çalışmalarında kritik sıcaklığın 30
K civarında olduğu bulunmuştur. Ancak 1986 yılında Zürich IBM Araştırma
Laboratuvarında J. George Bednorz ve Karl Alex Müller adlı iki bilim adamı,
süperiletkenlik alanında devrim yaratan bir keşifte bulundular ve lantan, baryum ve
bakırın karışık fazda bulunan bir seramiğinin yaklaşık 35 K de süperiletken
olduğunu bulmuşlardır. Sonrasında ardı ardına bulunan Y-Ba-Cu-O, Bi-Sr-Ca-CuO, Tl-Ba-Ca-Cu-O ve Hg-Ba-Ca-Cu-O sistemleri ile bilinen en yüksek kritik sıcaklık,
günümüzde Hg-tabanlı süperiletken sistem için 166 K’ e kadar yükseltilmiştir.
Materyal ve Metot
Materyal
Bu kısım iki ana başlık altında incelenebilir. Materyal olarak literatürde
rastlanan ve yoğun bir şekilde araştırma konusu olan HT c süperiletken
malzemelerin genel özelliklerini; metod olarak ise malzeme hazırlama teknikleri ele
alınacaktır. Süperiletkenlik ilk olarak metallerde gözlenmiştir. 1964’te Cohen
yarıiletken tipi malzemelerin de süperiletken olabileceğini önermiştir (Cohen, 1964).
Bu tahmin p-tipi yarıiletken olan GeTe’ da süperiletkenliğin gözlenmesiyle
doğrulanmıştır (Mozelsky, 1964). NbO ve TiO malzemeleri ilk süperiletken oksitler
olarak bilinmektedirler. Bu malzemelerin içerisinde oksijen girmesine rağmen
metalik özellikleri devam edebilmektedir. SrTiO3 bileşiği ilk perovskit süperiletken
malzeme olarak bilinmektedir. Perovskit kristal yapısı ABO 3 formundaki bileşiklerin
31
Ç.Ü Fen Bilimleri Enstitüsü Yıl:2008 Cilt:19-4
kübik yapıdaki şekillenimidir. A iyonları kübün köşelerindeki yerini alırken, O
iyonları yüzey merkezlerinde ve bir B iyonu da merkeze yerleşmektedir. Bu yapı
Şekil 3’te görülmektedir.
Şekil 3. Perovskit kristal yapısı.
Tüm yüksek sıcaklık süperiletken malzemeler, yapılarında iki boyutlu
bakır - oksit tabakalar içermektedirler. Elektriksel iletkenlik genellikle bakır-oksit
tabakalarında oluşmaktadır. Yüksek sıcaklık süperiletkenliğin bu bölgelerde
oluştuğu da bilinen bir gerçektir. Yüksek sıcaklık süperiletkenliği, malzeme
yapısındaki kusurlara oldukça duyarlıdır. Yapı içerisindeki oksijen eksikliği,
kristal yapı içerisindeki düzensizlikler, süperiletken malzemenin kritik sıcaklığını
etkilemektedir.
Bi2Sr2Can-1CunO2n+4+y Sisteminin Kristal Yapısı
Bi-Sr-Ca-Cu-O (BSCCO) sistemlerinde süperiletkenlik Maeda ve
arkadaşları tarafından 1988 yılında keşfedilmiştir (Maeda ve Tanaka, 1987). Bu
süperiletken grubun özelliklerinin başlangıç kompozisyonlarına, hazırlama
yöntemlerine ve seçilmiş olan yöntemin değişken parametrelerine (sinterleme
sıcaklığı ve sinterleme süresi vb.) oldukça hassas olduğu görülmüştür (Tarascon,
1988). BSCCO sistemlerinde, Bi2Sr2Can-1CunO2n+4+y genel formülü ile elde
edilebilen üç faz mevcuttur. Genel denklemde n, bir birim hücrede bulunan Cu-O
tabakalarının sayısını vermektedir. n=1 için 30 K sıcaklığa sahip Bi2Sr2CuO6+y
(2201), n=2 için yaklaşık 85 K sıcaklığa sahip Bi2Sr2CaCu2O8+y (2212), n=3 için
110 K kritik sıcaklığa sahip Bi2Sr2Ca2Cu3O10+y (2223) fazları elde edilmektedir
(Tarascon, 1988). Şekil 4’te gösterilen bu fazların birim hücreleri iki çift Bi-O
tabakaları arasına yerleşmiş Sr-O, Cu-O ve Ca-O tabakalarından ibarettir.
32
Ç.Ü Fen Bilimleri Enstitüsü Yıl:2008 Cilt:19-4
a)
b)
c)
Şekil 4. BSCCO sisteminin kristal yapıları a) n=1 fazını b) n=2 fazını c) n=3 fazını
göstermektedir
Bu sistemlerde süperiletkenlik geçiş sıcaklığının, Cu-O tabakalarının
artması ile arttığı görülmektedir. BSCCO sistemlerinin genel yapısal
karakteristiklerinden birisi de bunların tek faz olarak elde edilmesinin zorluğudur.
Bir başka özellikleri de sonuç stokiyometrilerinin başlangıç stokiyometrilerinden
oldukça farklı olabilmeleridir.
Metot
Süperiletken Malzeme Hazırlama Teknikleri
Yüksek geçiş sıcaklığına sahip olan bakır-oksit tabanlı süperiletken
ailelerini (YBCO, BSCCO, TBCOO, HgBaCO) hazırlamak çok zor değildir.
Ancak kimyasal malzemelerle çalışıldığı için, bu malzemeler ile yapılacak olan
çalışmaların her aşamasında sağlık açısından oldukça dikkatli olunmalıdır. Bu
malzemelerin göstereceği süperiletkenlik özellikler, hazırlama yöntemine, ısısal
işlem süresi ve sıcaklığına, çalışılan malzemenin cinsine doğrudan bağlantılıdır.
Kaliteli bir malzeme hazırlamak için, sıcaklık ve zamanın kontrol edilmesi,
malzemenin ısısal işleme tabi tutulduğu ortamdaki kısmi oksijen basıncının
bilinmesi, tanecik boyutları, malzeme içerisine katkı yapılan diğer elementlerin
33
Ç.Ü Fen Bilimleri Enstitüsü Yıl:2008 Cilt:19-4
özelliklerinin iyi bilinmesi ve malzemenin konulduğu potanın cinsi oldukça
önemlidir.
Seramik süperiletken hazırlamanın birkaç değişik yöntemi vardır.
Bunlardan genel olarak kullanılan, katıhal tepkime yöntemi, kimyasal olarak elde
etme yöntemleri, başlangıç tozlarını eriterek döküm yapma veya ani soğutma ile
malzeme elde edilmesi, ince ve kalın film hazırlama yöntemleridir.
Araştırma Bulguları ve Tartışma
Kritik Durum Modelleri
II.tip süperiletkenlerde uygulanan alanın bir fonksiyonu olarak
mıknatıslanmanın ilk tanımlanması C.Bean tarafından 1960’larda verildi
(Bean,1964). Mıknatıslanma magnetik alanın nüfuz ettiği yerlerde oluşan sabit
kritik akım yoğunluğu kullanılarak hesaplandığı için bu model, kritik durum modeli
olarak adlandırılmıştır.
Bean Kritik Durum Modeli
Bean kritik durum modeli II. tip süperiletkenlerin magnetik
karakteristiklerinin hesaplanmasında başarılı bir şekilde kullanılmaktadır. Bununla
birlikte, yüksek magnetik alanlarda model sonuçlarının deneysel sonuçlardan
sapma gösterdiği tespit edilmiştir. Geleneksel süperiletkenler için bu sapmanın
nedeni kritik akım yoğunluğunun magnetik alana bağımlılığından kaynaklandığı
şeklinde açıklanmıştır. Bu bağımlılığın yüksek sıcaklık süperiletkenleri için düşük
magnetik alanların varlığında da etkili olduğu bilinmektedir. Kritik akım
yoğunluğunun magnetik alan bağımlılığı dikkate alınarak Kim ve ark. tarafından
Bean modeli geliştirilmiştir. Alan bağımlılığının hesaplara dahil edilmesi modelden
elde edilen akım yoğunluğu değerleri ile taşıma akım değerleri arasında iyi bir
uyum olmasına katkıda bulunmuştur. Yüksek sıcaklık süperiletkenlerin tanecikli
yapıya sahip olmalarından dolayı, Bean modelinin bu tip süperiletkenlere
uygulanması kuşku ile karşılanmıştır. Ancak yeterince düşük magnetik alanlarda,
tanecikler arası kritik akım yoğunluğu magnetik alandan bağımsız olarak kabul
edilebildiği durumlarda Bean modeli iyi bir yaklaşım olarak kullanılabilmektedir.
Alan bağımlılığını dahil eden diğer kritik durum modelleri ise, daha çok yüksek
magnetik alanlarda deney ile teori arasında iyi bir uyuşum için kullanılması
öngörülmektedir.
Zayıf Bağlı Çevrim Modeli
Bu model zayıf bağlarla bağlanmış olan süperiletken çevrimidir.Bu çevrimin
alçak frekanslı ve genliği küçük olan bir magnetik alan içerisine konması halinde,
çevrimdeki akım alanla birlikte yön değiştirir. Bunun sonucunda da, çevrimin
magnetizasyonu M(t), zayıf bağların akım-gerilimi (I-V) karakteristiğine büyük
ölçüde bağımlı olacaktır (Lynton, 1974).
34
Ç.Ü Fen Bilimleri Enstitüsü Yıl:2008 Cilt:19-4
Clem Modeli
Bu model yüksek sıcaklık süperiletkenlere uygulanan başarılı modellerden
birisidir. Bu modelde tanecikler, bir kenarı ao olan kübük yapılar olarak
düşünülmüştür. Tanecikler birbirlerine maksimum Josephson akımı I o olan
Josephson tipi bağlarla bağlanmıştır. Model, Ginzburg-Landau’nun önerdiği
serbest enerjinin, tanecik içi yoğunlaşma enerjisi ve tanecikler arası etkileşim
enerjisi ile ifade edilebilme özelliğini kullanmaktadır.
Lawrence-Doniach Modeli
Süperiletken bir maddenin katlı yapısının sonuçlarının analizi için uygun bir
model Lawrence ve Doniach tarafından ortaya atılmıştır (Lawrence ve Doniach,
1971). Bu model birçok süperiletken malzeme üzerine uygulanmıştır.
Bu modelin uygulanması sırasında, süperiletken malzemenin anizotropik
olan yapısı fazlaca kullanılmıştır. Matematiksel işlemlerde ve bunların sonuçlarında
bu kendini göstermektedir. Bu modelde malzemeye ait olan serbest enerjiden yola
çıkılmıştır.
Girme derinliği ve kritik magnetik alan değerleri anizotropik yaklaşımlarla
oldukça net sonuçlarla elde edilmiştir. Akı hareketleri ve girdapların çivilenmesi
olayı bu model ile yorumlanmış ve oldukça tatmin edici sonuçlara ulaşılmıştır.
Jc’ de Pik Etkisi
Magnetik akı karışık durumdaki bir süperiletkene, birim akı kuantaları
taşıyan vorteksler şeklinde girer. Bu vorteksler bir diğerini iter ve üçgen bir örgü
biçiminde serbest enerjilerini minimize ederler.
Karışık durumda süperiletken içine akım geçirildiğinde herhangi bir yerdeki
vorteksle olan itme etkileşmesi daha fazla dengelenmeyecektir. Böylece her
vorteks, B ve J’ nin her ikisine orantılı olan net bir kuvvete maruz kalır. Bir Lorentz
kuvvetine denk olan her bir vorteks üzerindeki bu kuvvet vortekslerin hareketine
neden olacaktır. Bu vorteks hareketi J’ ye dik bir elektrik alan doğurur, böylece bir
dirence neden olur ve bu “akı-akış özdirenci” olarak adlandırılır. Akım dağılım
olmaksızın geçirilirse bu vorteks hareketini önlemek gerekir. Bu vortekslerin kusur
bölgelerinde “çivilenmesiyle” elde edilir. Bu kirlilik bölgeleri nokta kusurları ya da
çizgi kusurları olabilir ve boyutları süperiletkendeki Cooper çiftlerinin eşuyum
uzunluğuna yakın olduğunda en uygun çivileme sağlanır.
Çivileme kuvveti, kirlilik bölgeleri ve vortekslerin birbirleri arasındaki
etkileşmelerinin bir sonucudur.
Çivileme kuvvetinin bireysel çivilemenin (ya da kirlilik bölgelerinin) sayısıyla
birlikte arttığı açıktır, fakat çivileme kuvveti çeşitli vortekslerin rastgele çivileme
bölgelerinin içine geçmesini engelleyen vorteks örgüsünün setliğinden dolayı
azalır.Vorteks örgüsünün sertliği Hc2(T)’ye yakın alanlarda azalır ve sonra
makroskobik çivileme kuvveti aniden yükselir. Çivileme kuvvetindeki bu ani
yükseliş, Jc’de “pik etkisi” ile sonuçlanır (Matsushita ve ark.,1994).
Pek çok süperiletkenin kritik akım yoğunluğunda pik etkisi görülmektedir ve
nedeni devam eden bir araştırma konusudur. Bu pik etkileri uygulamalar için
35
Ç.Ü Fen Bilimleri Enstitüsü Yıl:2008 Cilt:19-4
faydalı olup daha pratik YBCO süperiletken malzemelerin yapımı için
çalışılmaktadır. Bu önemi itibariyle pik etkisi üzerine yapılan son çalışmalar
incelenmiştir.
Vorteks çivilemesinin temel ölçüsü birim hacim başına çivileme kuvveti Fp’
dir ve bu Jc’ yi gerektirir. Eğer Fp kabaca alandan bağımsız olsaydı, Jc alan artışıyla
azalacaktı. Azalma hızlıca ve hemen hemen üstel bir şekilde olabilir (Chaddah ve
ark.,1989). Böylece pik etkisi beklenilmezdi. Araştırmacılar pik etkisi bölgesindeki
Fp (ya da Jc) ölçümlerinde “geçmiş etkisi” üzerine yoğunlaşmışlardır ve bu
ölçümlerinde Jc’ nin örneğin işlem sıcaklığına nasıl soğutulacağına bağlılığını göz
önünde bulundurmuşlardır. Steingart ve arkadaşları (1973) ilk olarak niyobyumun
tekil bir kristalinde Jc’ yi ölçtüklerinde, çivileme kuvvetindeki geçmiş etkilerini rapor
ettiler. Onlar pik bölgesi yakınında verilen bir (H,T) noktasında Jc’yi
(a) sabit T’ de alanı sıfırdan yukarı arttırarak (Jc(ZFC) olarak gösterilir)
(b) alanı Hc2’den H’ye azaltarak (Jc(H-) şeklinde gösterilir) ve
(c) sıcaklığı Tc üzerinden düşürerek ya da sabit H’ de alan-soğutma olarak
(Jc(FC) şeklinde gösterilir) ölçtüler. Jc(FC) > Jc(H) > Jc(ZFC) eşitsizliğini buldular.
Steingart ve arkadaşları (1973) Fp’ deki eşitsizliğe ilişkin aşağıdaki makul
açıklamayı verdiler. Hc2 yakınındaki vorteks örgüsünün küçük kesme modülünden
dolayı, FC durumundaki vorteks örgüsü çivileme bölgelerinin kapsamını maksimize
eden tanecikli bir yapıda biçimlendiğini söylediler. Bu kapsam H’ ye kadar
soğuyarak devam eder, halbuki ZFC durumunda vorteks, sıfır alanda pek çok
çivileme bölgelerini ihmal ederek mükemmele yakın bir örgü biçimini alır. Bu
mükemmele yakın örgü H, ZFC durumunda olana kadar devam eder ve çivileme
FC durumundakinden daha az verimlidir.
Şekil 5, alan artışıyla ZFC durumunda gözlenen Jc(H)’ deki pikin bir
şematiğini gösterir. Jc, FC durumunda daha yüksektir. Kullanılan ölçme akımı
şekilde gösterildiği gibi J0 ise orta seviyede alanlarda ZFC durumunda sonlu bir
direnç görülür. Oysa FC durumunda hiç direnç gözlenmez.
Şekil 5. H’ ye karşı Jc şemasında geçmiş-etkisi (Chaudhary ve ark.,2001).
36
Ç.Ü Fen Bilimleri Enstitüsü Yıl:2008 Cilt:19-4
Sonuçlar
Yüksek sıcaklık süperiletkenlerde kritik durum modelleri ve kritik akım
yoğunluğu, süperiletkenliğin oluşum teorileri, mekanizması, magnetik özellikleri ve
kritik akım yoğunluğu incelenmiş, bu konularda yapılmış olan çalışmalar ışığında
yapılacak yeni çalışmalar hakkında bilgi sahibi olunmuştur.
Yüksek sıcaklık süperiletkenlerinde kritik akım yoğunluğu büyük önem
taşımaktadır. Özellikle yüksek kritik akım yoğunluğu değerlerinin teknolojik alanda
kullanımı bakımından ayrı bir önemi vardır. Dünyanın dört bir köşesinde
süperiletken çalışan bilim insanları hazırladıkları süperiletken malzemelerin yüksek
Tc ve yüksek Jc’ leri üzerine yoğunlaşmışlardır. Adeta teknolojik bir devrim olarak
görülen bu hedefte onlarca teorik model yapılan deneysel sonuçlarlarla
kıyaslanmaktadır. Bu modeller içerisinde en başarılı olanı Bean modelidir.
Jc değerini ölçmek için yarı teorik ve pratik metodlar geliştirilmiştir. Pratik
olarak, örneğe uygulanan voltajdan dolayı oluşan akımı ölçerek J c bulunabilir. Yarı
teorik akım yoğunluğunun ölçülmesi için üç yol vardır.
Jm 
Jm 
Jm 
30(M )
Acm2
d
20(M )
Acm 2
a
a(1  )
3b
1
13
B 
1  a 
 Bo 
Acm 2
Bu formüllerden ilk ikisi Bean formulü (Bean, 1964), üçüncüsü Müller formülüdür.
Birinci ve ikinci formüllerdeki M  M   M  ’dir.
Burada M  , pozitif
magnetizasyonu ve M  , negatif magnetizasyonu gösterir. Birinci formüldeki d,
tanecik büyüklüğünü, ikinci formüldeki a ve b, dikdörtgen olarak alınan
numunenin boyutlarını, üçüncü formüldeki Ba uygulanan manyetik alanı, Bo ise
ilk manyetik alanı göstermektedir.
Geçmiş yıllarda ve son dönemlerde yapılan süperiletken malzemelere ait
magnetik özellikleri araştıran deneysel çalışmalarda histeresiz eğrilerinden yola
çıkılarak kritik akım yoğunluğu hesaplamaları yapılmakta ve değişik
konsantrasyondaki malzemeler için bu modelin hala kullanılabileceği öngörülmekte
37
Ç.Ü Fen Bilimleri Enstitüsü Yıl:2008 Cilt:19-4
olup gelecekte de yine deneysel ve teorik sonuçların kıyaslanması için iyi bir model
olduğu düşünülmektedir.
Kaynaklar
BEAN,C.P.,1964.Rev. Mod. Phys.,36:31.
BEDNORZ, J. G., and MULLER, K.A., 1986. Possible High Tc Superconductivity
In The Ba-La-Cu-O System. Zeitschrift Für Physik.64:189.
CHADDAH,P.,BHAGWAT,K.V.,and RAVIKUMAR,G.,1989.Physica C,159:570.
CHAPNIK,I.M.,1962.Sov.Phys.Dokl.,6,988p.
CHAUDHARY,S.,2001.Physica C,353:29.
COHEN,M.L.,1964.Superconductivity in Many-valey Semiconductors and
Semimetals.Physical Rewiew A,134:511-521.
LAWRENCE,W.E., and DONIACH,S.,1971.Proceedings of LT12.
Kyoto,Japan,361p.
LYNTON,E.A.,1962.Superconductivity.Methuen and Company,Ltd.,London.
MAEDA, H., and TANAKA, Y., 1988. Jpn. J. Appl. Phys. Lett.,4(L209).
MATSUSHITA,T., and EKIN,J.W.,1994,In Composite Superconductors,
Marcel-Dekker.
MEISSNER,W., and OCHSENFELD,R.,1933.Naturwissenschaften:21,787p.
MOZELSKY, R., MILLER,R.C., HEIN, R.A., GIBSON, J. W.,and HULM, J.K.,
1964. Superconductivity in Germanium Telluride. Phys.Rev.Letters.
ONNES,H.K.,1908.The Liquefaction of Helium.Leiden University,Leiden:108,18p.
STEINGART,M., and KRAMER,E.J.,1973.J.Appl.Phys.,44:5580.
TARASCON,M. J., and LE PAGE,Y.,1988. Phys. Rev., B 37.
38
Download