COVERSYL 2 mg

advertisement
COVERSYL 10 mg
KISA ÜRÜN BİLGİLERİ
1.
BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
Coversyl 10 mg, film kaplı tablet .
2.
KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Bir film kaplı tablet 6.790 mg Perindoprile karşılık gelen 10 mg perindopril arjinin
içermektedir.
Yardımcı maddeler: 145.16 mg laktoz monohidrat
3.
FARMASÖTİK FORM
Yeşil, yuvarlak, bikonveks, bir yüzü
4.
diğer yüzü
baskılı film kaplı
tablet
KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik Endikasyonlar
Hipertansiyon
Stabil koroner arter hastalığı olan hastalarda konvansiyonel tedaviye ilave kullanılan
perindopril, kardiyak olayları azaltmada endikedir.
4.2. Pozoloji ve Uygulama Şekli
COVERSYL 10 mg’ın sabahları günlük tek doz olarak, yemeklerden önce alınması
önerilmektedir.
Dozaj, hasta profili ve kan basıncı yanıtına göre belirlenmelidir.
Özel popülasyona ilişkin ek bilgiler
Hipertansiyon:
COVERSYL 10 mg, monoterapide veya diğer antihipertansif terapi sınıflarıyla
kombinasyonda kullanılabilir.
Önerilen başlangıç dozu, sabahları alınmak üzere günde 5 mg’dır.
Yüksek renin-anjiyotensin-aldosteron sistemi olan hastalar (özellikle, renovasküler
hipertansiyon, tuz ve/veya volüm kaybı, kardiyak dekompansasyon veya şiddetli
hipertansiyon), ilk dozu takiben kan basıncında aşırı düşmeyle karşılaşabilirler. Bu tür
hastalarda başlangıç dozu olarak 2,5 mg önerilmektedir ve tedavinin başlangıcı medikal
takip altında yürütülmelidir.
Tedavinin bir ayından sonra dozaj, günde tek seferde 10 mg’a yükseltilebilir.
COVERYSL 10 mg tedavisine başlanmasının ardından semptomatik hipotansiyon
oluşabilir; daha önce diüretiklerle tedavi edilen hastalarda bunun olması daha olasıdır.
Bu hastalarda tuz ve/veya volüm kaybı olabileceğinden gerekli önlemlerin alınması
gereklidir.
Eğer mümkünse, COVERSYL tedavisine başlanmadan 2-3 gün önce diüretik tedavisi
sona erdirilmelidir (bakınız 4.4 “Özel Kullanım Uyarıları ve Önlemleri”).
Diüretik tedavisi kesilemeyen hipertansif hastalarda, COVERSYL tedavisine 2,5 mg doz
ile başlanmalıdır. Renal fonksiyonlar ve serum potasyum değerleri takip edilmelidir.
Daha sonraki COVERSYL dozajları kan basıncı yanıtına göre ayarlanmalıdır. Eğer
gerekirse, diüretik tedaviye tekrar başlanmalıdır.
Coversyl 10 mg
1/11
Yaşlı hastalarda tedaviye 2.5 mg dozu ile başlanmalı ve renal fonksiyona bağlı olarak
gerekirse önce 5 mg’a sonra 10 mg’a yükseltilmelidir (aşağıdaki tabloya bakınız)
Stabil koroner arter hastalığı:
Coversyl’e iki hafta boyunca günde bir defa 5 mg olarak başlanmalı, eğer 5 mg hasta
tarafından iyi tolere ediliyorsa renal fonksiyonlarına bağlı olarak günde bir defa 10 mg’a
çıkarılmalıdır.
Yaşlı hastalarda, renal fonksiyonlara (bakınız Tablo 1 “Böbrek yetmezliğinde dozaj
ayarlaması) bağlı olarak dozu günde 10 mg’a çıkarmadan önce bir hafta boyunca
günde bir defa 2.5 mg, sonraki hafta günde bir defa 5 mg verilmelidir. Doz sadece bir
önceki düşük doz iyi tolere edildiği takdirde artırılmalıdır.
Böbrek yetmezliğinde dozaj ayarlaması:
Böbrek yetmezliği olan hastalarda dozaj ayarlaması tablo 1’de gösterildiği gibi kreatinin
klerensine bağlı olarak yapılmalıdır.
Tablo 1: Böbrek yetmezliğinde dozaj ayarlaması
Önerilen doz
Kreatinin klirensi (ml/dak)
ClCR ≥ 60
10 mg/gün
30 < ClCR < 60
2.5 mg/gün
15 < ClCR < 30
iki günde bir 2.5 mg
Hemodiyalizli hastalar*
diyaliz gününde 2.5 mg
ClCR < 15
*Perindoprilat’ın diyaliz klerensi 70 ml/dak’dır.
Hemodiyalizdeki hastalar için, doz diyalizden sonra verilmelidir.
Hepatik yetmezlikte dozaj ayarlaması:
Hepatik yetmezliği olan hastalarda dozaj ayarlamasına gerek yoktur (bakınız 4.4 “Özel
Kullanım Uyarıları ve Önlemleri” ve 5.2 “Farmakokinetik özellikler”).
Pediyatrik popülasyon:
Perindoprilin çocuklardaki etkinliği ve
çocuklarda kullanım önerilmemektedir.
güvenilirliği
belirlenmemiştir.
Dolayısıyla,
4.3. Kontrendikasyonlar:
 Perindopril’e, tablet içeriğindeki yardımcı maddelerden birine veya herhangi bir diğer
ADE inhibitörüne karşı aşırı duyarlılık;
 ADE inhibitörü kullanımına bağlı anjiyoödem geçmişi;
 Kalıtsal veya idiyopatik anjiyoödem;
 Gebeliğin 2. ve 3. trimesterleri (bakınız 4.6 “Gebelik ve Laktasyon”).
4.4. Özel Kullanım Uyarıları ve Önlemleri
Stabil koroner arter hastalığı:
Perindopril ile tedavinin ilk ayında stabil olmayan angina pektoris (majör veya değil)
görülmesi halinde tedaviye devam etmeden önce dikkatli bir fayda/risk değerlendirmesi
yapılmalıdır.
Hipotansiyon:
ADE inhibitörleri kan basıncında düşüşe sebep olabilirler. Semptomatik hipotansiyon,
komplikasyonsuz hipertansif hastalarda nadiren görülür ve volüm kaybı olan hastalarda,
örneğin diüretik tedavisi gören hastalar, diyet nedeniyle tuz kısıtlaması, diyaliz, diyare
veya kusma görülen hastalarda veya şiddetli renine-bağlı hipertansiyonu olan
Coversyl 10 mg
2/11
hastalarda (bakınız bölüm 4.5 “Diğer Tıbbi Ürünlerle Etkileşimler ve Diğer Etkileşim
Türleri” ve 4.8 “İstenmeyen etkiler”) görülmesi daha olasıdır. Semptomatik kalp
yetmezliği olan hastalarda, renal yetmezliğe bağlı olsun ya da olmasın, semptomatik
hipotansiyon gözlenmiştir. Bu olayın, yüksek dozda loop diüretikleri kullanımı,
hiponatremi veya fonksiyonel renal yetmezlikle özdeşen daha şiddetli derece kalp
yetmezliği olan hastalarda gerçekleşmesi daha olasıdır. Yüksek semptomatik
hipotansiyon riski olan hastalarda, tedavinin başlangıcı ve doz ayarlaması yakından
takip edilmelidir (bakınız 4.2 “Pozoloji ve Uygulama Şekli” ve 4.8 “İstenmeyen Etkiler”).
Aynı önlemler, kan basıncında aşırı düşüşün miyokardiyal enfarktüsü veya
serebrovasküler olaya neden olabileceği iskemik kalp veya serebrovasküler hastalığı
olan hastalar için de geçerlidir.
Eğer hipotansiyon gerçekleşirse, hasta yatar hale getirilmeli ve gerekirse, intravenöz
yoldan 9 mg/ml (%0.9) sodyum klorid verilmelidir. Geçici hipotansif yanıt, kan basıncı
volüm genişlemesinden sonra arttığında genellikle kolaylıkla verilebilen daha ileriki
dozlar için bir kontrendikasyon teşkil etmez.
Normal veya düşük kan basıncı olan konjestif kalp yetmezliği hastalarının bazılarında,
COVERSYL 10 mg ile sistemik kan basıncının daha da düşmesi söz konusu olabilir. Bu
etki beklenmektedir ve genellikle tedavinin kesilmesine sebep olmaz. Eğer hipotansiyon
semptomatik hale gelirse, dozun azaltılması veya COVERSYL 10 mg tedavisinin
kesilmesi gerekebilir.
Aortik ve mitral valf stenozu / hipertrofik kardiyomiyopati:
Diğer ADE inhibitörleri ile olduğu gibi, mitralvalf stenozu ve aortik stenoz veya hipertrofik
kardiyomiyopati gibi sol ventrikülün akışında engeli olan hastalara COVERSYL 10 mg
dikkatle verilmelidir.
Renal fonksiyon bozuklukları:
Renal bozukluk durumunda (kreatinin klerensi < 60 ml/dak) perindoprilin başlangıç
dozajı hastanın kreatinin klerensine göre ayarlanmalıdır (bakınız 4.2 “Pozoloji ve
Uygulama Şekli”) ve daha sonra hastanın tedaviye yanıtına göre düzenlenmelidir. Bu
hastalar için, potasyum ve kreatininin rutin takibi normal medikal uygulamadır (bakınız
4.8 “İstenmeyen etkiler”).
Semptomatik kalp yetmezliği olan hastalarda, ADE inhibitörleri ile tedavinin başlamasını
takiben hipotansiyon renal fonksiyonların daha da bozulmasına sebep olabilir. Bu
durumlarda, genellikle geri döndürülebilir akut renal yetmezlik gözlenmiştir.
Bilateral renal arter stenozu veya tek böbrekte arter stenozu olan ve ADE inhibitörleri ile
tedavi edilmiş olan bazı hastalarda, kan üresi ve serum kreatininde genellikle tedavinin
kesilmesinden sonra geri döndürülebilen yükselmeler görülmüştür. Bu durum, özellikle
renal yetmezliği olan hastalarda olasıdır. Eğer renovasküler hipertansiyon da varsa,
şiddetli hipotansiyon ve renal yetmezlik riski yükselmektedir. Bu hastalarda, tedavi yakın
medikal takip altında düşük dozlar ile ve dikkatli doz titrasyonu ile başlatılmalıdır.
Diüretikler ile tedavi yukarıda belirtilenleri artıran bir faktör olduğundan, bu tür tedavi
kesilmeli ve COVERSYL 10 mg ile tedavinin ilk haftalarında renal fonksiyon yakından
takip edilmelidir.
Önceden bilinen renal vasküler hastalığı olmayan bazı hipertansif hastalarda, özellikle
de COVERSYL 10 mg’ın bir diüretik ile beraber kullanıldığı durumlarda, kan üresi ve
serum kreatinin seviyelerinde artış gözlenmiştir, ancak bunlar önemsiz ve geçicidir. Bu
durumun özellikle de renal bozukluğu var olan hastalarda gerçekleşmesi daha olasıdır.
Dozajda azaltma ve/veya diüretiğin ve/veya COVERSYL 10 mg’ın kesilmesi gerekebilir.
Hemodiyaliz hastaları:
Yüksek akış zarı ile diyaliz edilen ve aynı anda ADE inhibitörleri ile tedavi gören
hastalarda anafilaktoid reaksiyonlar bildirilmiştir. Bu hastalarda farklı tür diyaliz zarı veya
farklı bir antihipertasif ajan sınıfı kullanılması düşünülmelidir.
Böbrek nakli:
Yakın dönemde böbrek nakli geçirmiş olan hastalarda COVERSYL 10 mg kullanımına
ilişkin bir deneyim yoktur.
Coversyl 10 mg
3/11
Aşırı duyarlılık / Anjiyoödem:
COVERSYL 10 mg’ın da aralarında bulunduğu ADE inhibitörleriyle tedavi edilen
hastalarda ender olarak yüz, ekstremite, dudak, dil, glotis ve/veya larenks anjiyoödemi
vakaları bildirilmiştir (bakınız bölüm 4.8 “İstenmeyen etkiler). Bu durum tedavinin
herhangi bir anında gerçekleşebilir. Bu tür vakalarda, COVERSYL hemen kesilmeli ve
ödem ortadan kalkıncaya kadar hasta izlenmelidir. Semptomları ortadan kaldırmak için
antihistaminikler kullanılmakla birlikte yalnızca yüz ve dudaklardaki ödem genellikle
tedavisiz iyileşmektedir.
Larenks ödemi ile birlikte görülen anjiyoödem fatal olabilir. Solunum yollarında
tıkanmaya yol açabilen dil, glottis ve/veya larenks ödemi vakalarında, gecikmeden acil
tedavi uygulanmalıdır. Bu tedaviler arasında, adrenalin verilmesi ve/veya açık solunum
yolunu korumak sayılabilir. Semptomlar tamamen ve sürekli olarak sona erene kadar
hasta yakın medikal takip altında tutulmalıdır.
ADE inhibitörü tedavisine bağlı olmayan bir anjiyoödem öyküsü olan
hastalarda, ADE inhibitörüne bağlı olan anjiyoödem riski artar (bakınız bölüm 4.3
Kontrendikasyonlar).
Düşük yoğunlukta lipoprotein (LDL) aferizi sırasında anafilaktoid reaksiyonlar:
Nadiren, dekstran sülfat ile düşük yoğunlukta lipoprotein (LDL) aferezi sırasında ADE
inhibitörü kullanan hastalarda hayatı tehlikeye sokan anafilaktoid reaksiyonlar
bildirilmiştir. Bu reaksiyonlar her aferizden önce ADE inhibitörü tedavisinin geçici olarak
durdurulması ile önlenmiştir.
Desensitizasyon sırasında anafilaktoid reaksiyonlar:
Desensitizasyon tedavisi sırasında (örneğin himenoptera venomu) ADE inhibitörü alan
hastalarda anafilaktoid reaksiyonlar gözlenmiştir. Bazı hastalarda, bu reaksiyonlar ADE
inhibitörleri geçici olarak kesildiğinde önlenmiş ancak tekrar denediğinde tekrar ortaya
çıkmıştır.
Hepatik yetmezlik:
ADE inhibitörleri nadiren kolestatik sarılık ile başlayan, fülminan hepatik nekroza
ilerleyen ve (bazen) ölüm ile sonuçlanan bir sendromla ilişkilendirilmiştir. Bu sendromun
mekanizması anlaşılamamaktadır. ADE inhibitörü alırken sarılık başlayan veya hepatik
enzimlerinde belirgin yükselme görünen hastalarda ADE inhibitörü kullanımı kesilmeli
ve gerekli medikal takip başlatılmalıdır (bakınız bölüm 4.8 “İstenmeyen etkiler”).
Nötropeni / Agranülositoz / Trombositopeni / Anemi:
ADE inhibitörü alan hastalarda nötropeni / agranülositoz, trombositopeni ve anemi
bildirilmiştir. Renal fonksiyonları normal olan ve başka komplikasyonu olmayan
hastalarda nötropeni nadiren oluşur. Kolajen vasküler hastalığı, immünosüpresan
tedavi, allopürinol veya prokainamid ile tedavi olan veya komplikasyon yaratan bu
faktörlerin bir arada bulunduğu hastalarda, özellikle de önceden var olan renal fonksiyon
bozukluğu varsa, perindopril çok dikkatle kullanılmalıdır. Bu hastaların bazılarında ciddi
enfeksiyonlar gelişmiş, bazı durumlarda yoğun antibiyotik tedavisine yanıt
alınamamıştır. Bu hastalarda eğer perindopril kullanılacaksa, beyaz kan hücre
sayımının periyodik takibi yapılmalı ve hasta herhangi bir enfeksiyon şüphesi
durumunda bildirimde bulunması konusunda uyarılmalıdır.
Irk:
ADE inhibitörleri siyah hastalarda, siyah olmayan hastalarda olduğundan daha yüksek
anjiyoödem oranına neden olmaktadır.
Diğer ADE inhibitörleriyle de olduğu gibi, perindopril kan basıncı düşürmede siyahlarda,
siyah olmayanlarda olduğundan daha az etkilidir, bu da büyük olasılıkla siyah
antihipertansif popülasyonda düşük renin seviyelerinin daha sık görülmesine bağlıdır.
Öksürük:
ADE inhibitörü kullanan hastalarda öksürük bildirilmiştir. Karakteristik olarak, öksürük
prodüktif değildir, ısrarcıdır ve tedavinin kesilmesinden sonra ortadan kalkmaktadır.
Coversyl 10 mg
4/11
ADE inhibitörü sebebiyle oluşan öksürük, öksürüğün ayırıcı tanısının bir parçası olarak
düşünülmelidir.
Cerrahi / Anestezi:
Önemli operasyonlara girecek olan hastalarda veya hipotansiyona sebep olan ajanlar ile
anestezide, COVERSYL 10 mg zorunlu renin salımından sonraki anjiyotensin II
oluşumunu engelleyebilmektedir. Tedavi, operasyondan bir gün önce kesilmelidir. Eğer
hipotansiyon oluşursa ve bu mekanizmaya bağlı olduğu düşünülüyorsa, volüm
genişlemesi ile düzeltilebilmektedir.
Hiperkalemi:
Perindopril’in de aralarında buludunğu ADE inhibitörleriyle tedavi edilen bazı hastalarda
serum potasyum seviyesinde yükselme görülmüştür. Hiperkalemi riski gelişmesi olası
hastalar arasında renal yetmezliği, kontrol edilemeyen diabetes mellitusu olanlar veya
aynı anda potasyum tutucu diüretikleri, potasyum ilaveleri veya potasyum içeren tuz
değişimleri kullananlar; veya serum potasyumu artırma özelliği olan diğer ilaçları
(örneğin heparin) alanlar bulunmaktadır. Eğer yukarıda belirtilen ajanların beraber
kullanılması uygun bulunduysa, serum potasyumun düzenli takibi önerilmektedir.
Diyabetik hastalar:
Oral antidiyabetik ajanlar veya insülin ile tedavi edilen diyabetik hastalarda ADE
inhibitörleri ile tedavinin ilk ayında glisemik kontrol yakından takip edilmelidir (bakınız
bölüm 4.5 “Diğer Tıbbi Ürünlerle Etkileşimler ve Diğer Etkileşim Türleri,
Antidiyabetikler”).
Lityum:
Lityum ve perindopril’in kombinasyonu genellikle önerilmemektedir (bakınız bölüm 4.5
“Diğer Tıbbi Ürünlerle Etkileşimler ve Diğer Etkileşim Türleri”).
Potasyum tutucu diüretikler, potasyum ilaveleri veya potasyum içeren tuz değişimleri
Perindopril ve potasyum tutucu diüretikler, potasyum ilaveleri veya potasyum içeren tuz
değişimlerinin kombinasyonu genellikle önerilmemektedir (bakınız bölüm 4.5 “Diğer
Tıbbi Ürünlerle Etkileşimler ve Diğer Etkileşim Türleri”).
Laktoz içermesi nedeniyle kalıtsal nadir galaktoz intolerans problemleri, glukoz-galaktoz
malabsorpsiyonu veya Lapp laktaz eksikliği olan hastalar bu ilacı kullanmamalıdır.
4.5. Diğer Tıbbi Ürünlerle Etkileşimler ve Diğer Etkileşim Türleri
Diüretikler:
Diüretik kullanan hastalar, özellikle de volüm ve/veya tuz kaybı olanlar, ADE
inhibitörleriyle tedaviye başladıktan sonra kan basıncında aşırı düşüş ile
karşılaşabilirler. Hipotansif etkinin olasılığını azaltmak için diüretiklerin kesilmesi, düşük
ve gittikçe artan dozda perindoril ile tedaviye başlanmadan önce volüm veya tuz
alımının artırılması gerekmektedir.
Potasyum tutucu diüretikler, potasyum ilaveleri veya potasyum içeren tuz değişimleri:
Serum potasyum normal limitler dahilinde kalsa da, perindopril ile tedavi edilen bazı
hastalarda hiperkalemi oluşabilmektedir. Potasyum tutucu diüretikler (örneğin
spironolakton, triamteren veya amilorid), potasyum ilaveleri veya potasyum içeren tuz
değişimleri serum potasyum seviyelerinde ciddi artışa sebep olabilmektedir. Dolayısıyla
perindoprilin yukarıda belirtilen ilaçlar ile kombinasyonu önerilmemektedir (bakınız
bölüm 4.4 “Özel Kullanım uyarıları ve Önelmleri”). Tespit edilen hipokalemi için beraber
kullanım öngörülmekteyse, dikkatle kullanılmalı ve serum potasyum seviyeleri sık takip
edilmelidir.
Lityum:
Lityumun ADE inhibitörleri ile beraber kullanımı sırasında serum lityum
konsantrasyonlarında ve toksisitesinde geri döndürülebilir artış bildirilmiştir. Tiazid
diüretiklerinin birlikte kullanımı lityum toksisitesi riskinin artmasına ve ADE inhibitörleri
ile artmış olan lityum toksisite riskinin daha da ilerlemesine sebep olabilmektedir.
Coversyl 10 mg
5/11
Perindoprilin lityum ile kullanımı önerilmemektedir, ancak eğer kombinasyon mutlaka
gerekliyse, serum lityum seviyeleri yakından takip edilmelidir.
3 g/gün Aspirin’i de içeren non-steroid anti-enflamatuvar ilaçlar (NSAID’ler)
Non–steroid anti-enflamatuvar ilaçların kullanımı ADE inhibitörlerinin antihipertansif
etkisini azaltabilmektedir. Ayrıca, NSAID’ler ve ADE inhibitörleri, renal fonksiyonun
bozulmasına neden olabilecek olan serum potasyum artışına ek bir etki yapamaktadır.
Bu etkiler genellikle geri döndürülebilirdir. Nadiren, özellikle de yaşlılar veya dehidrate
olanlar gibi renal fonksiyonları tehlikede olan hastalarda, akut renal bozulma meydana
gelebilmektedir.
Antihipertansif ajanlar ve vazodilatörler:
Bu ajanların beraber kullanılması perindoprilin hipotansif etkisinin artmasına sebep
olabilmektedir. Nitrogliserin ve diğer nitratlarla, veya diğer vazodilatörlerle beraber
kullanım kan basıncını daha da düşürebilmektedir.
Antidiyabetik ajanlar:
Yapılan epidemiyolojik çalışmalarda ADE inhibitörleri ve antidiyabetik ajanların
(insülinler, oral hipoglisemik ajanlar) beraber kullanımının hipoglisemi riski taşıyan kanglükoz azaltma etkisinin artışına sebep olduğu sonucuna varılmıştır. Bu olayın, kombine
tedavinin ilk haftalarında ve renal yetmezliği olan hastalarda ortaya çıkması daha
olasıdır.
Trisiklik antidepresanlar / Antipsikotikler / Anestezikler:
Bazı anestezik tıbbi ürünlerin, trisiklik antidepresanların ve antipsikotiklerin ADE
inhibitörleri ile beraber kullanılması kan basıncının daha da düşmesine neden
olabilmektedir (bakınız bölüm 4.4 “Özel Kullanım Uyarıları ve Önlemler”)
Sempatomimetikler:
Sempatomimetikler ADE inhibitörlerinin antihipertansif etkisini azaltabilmektedir.
Asetilsalisilik asit, trombolitikler, beta-blokerleri, nitratlar:
Perindoril, asetilsalisilik asit (trombolitik olarak kullanıldığında), trombolitikler, betablokerleri ve/veya nitratlar ile beraber kullanılabilmektedir.
4.6. Gebelik ve Laktasyon
Gebelik dönemi:
COVERSYL 10 mg film kaplı tablet gebeliğin ilk trimestresinde kullanılmamalıdır.
Gebelik planlanıyorsa veya gerçekleşmişse, en kısa sürede alternatif bir tedaviye geçiş
yapılmalıdır. ADE inhibitörleri ile insanda kontrollü çalışmalar yapılmamıştır ancak, ilk
trimestrede ilaca maruz kalınan bazı vakalarda insan fetotoksisitesi ile bağlantılı
aşağıda belirtilen malformasyonlardan herhangi biri gözlenmemiştir.
Perindopril gebeliğin ikinci ve üçüncü trimestrelerinde kontrendikedir.
İkinci ve üçüncü trimestrelerde ADE inhibitörlerine uzun süre maruz kalma, insan
fetotoksisitesine
(renal
fonksiyonlarda
azalma,
oligohidramnios,
kafatası
ossifikasyonunda gecikme) ve neonatal toksisiteye (renal bozukluk, hipotansiyon,
hiperkalemi) sebep olmaktadır (bakınız bölüm 5.3 “Klinik Öncesi Güvenlilik Verileri”).
Gebeliğin ikinci trimestresinden itibaren perindoprile maruz kalınmışsa, renal fonksiyon
ve kafatasının ultrason kontrolü önerilmektedir.
Laktasyon dönemi:
Perindoprilin insan sütüne geçişiyle ilgili yeterli bilgi yoktur. Dolayısıyla emziren
kadınlarda COVERSYL 10 mg film kaplı tablet kullanımı önerilmemektedir.
4.7. Araç ve Makina Kullanımı Üzerindeki Etkiler
Araç ve makina kullanıma üzerindeki etkilerini araştırmaya yönelik herhangi bir çalışma
yapılmamıştır.
Coversyl 10 mg
6/11
Araç veya makina kullanırken baş dönmesi veya yorgunluk olabileceği
alınmalıdır.
dikkate
4.8. İstenmeyen Etkiler
Aşağıdaki istenmeyen etkiler ile perindopril tedavisi sırasında karşılaşılmıştır ve şu
frekansa göre sıralanmıştır:
Çok sık (> 1/10); sık (>1/100, 1<10); seyrek (>1/1000, <1/100); nadir (>1/10000,
<1/1000); çok nadir (<1/10000), ayrı raporlar da dahil edilmiştir.
Kan ve lenfatik sistem bozuklukları:
Hemoglobin ve hematokritte azalma, trombositopeni, lökopeni/nötropeni ve
agranülositoz ve pansitopeni vakaları nadiren bildirilmiştir. Konjenital G-6PDH yetmezliği
olan hastalarda, çok nadir olarak hemolitik anemi vakaları bildirilmiştir (bakınız bölüm
4.4. “Özel Kullanım Uyarıları ve Önlemleri”)
Psikiyatrik bozukluklar:
Seyrek: Ruh hali veya uyku bozuklukları
Sinir sistemi bozuklukları:
Sık: başağrısı, baş dönmesi, vertigo, parestezi
Çok nadir: Konfüzyon
Göz bozuklukları :
Sık: görme rahatsızlıkları
Kulak ve labirent bozuklukları:
Sık: tinnitus
Kardiyovasküler bozukluklar:
Sık: hipotansiyon ve hipotansiyona bağlı etkiler
Çok nadir: Büyük olasılıkla yüksek risk hastalarında çok yüksek hipotansiyon sebebiyle
inme (bakınız bölüm 4.4.”Özel Kullanım Uyarıları ve Önlemleri”)
Kalp hastalıkları:
Çok nadir: Büyük olasılıkla, yüksek risk grubu hastalarda, aşırı hipeotansiyona bağlı
olarak, aritmi, anjina pektoris, miyokariyal enfarksiyon ve inme (bakınız bölüm 4.4.”Özel
Kullanım Uyarıları ve Önlemleri”)
Solunum, torasik ve mediastinal bozukluklar:
Sık: öksürük, dispne
Nadir: bronkospazm
Çok nadir: eozinofilik pnömoni, rinit
Gastrointestinal bozukluklar:
Sık: mide bulantısı, kusma, abdominal ağrı, tad duygusunda bozukluk, dispepsi, diyare,
konstipasyon
Seyrek: ağız kuruluğu
Çok nadir: pankreatit
Hepato-biliyer bozukluklar:
Çok nadir: sitolitik veya kolestatik hepatit (bakınız bölüm 4.4.”Özel Kullanım Uyarıları ve
Önlemleri”)
Deri ve deri altı doku bozuklukları:
Sık: kaşıntı, prurit
Coversyl 10 mg
7/11
Nadir: Yüz, ekstremite, dudak, dil, glotis ve/veya larenks anjiyoödemi, ürtiker (bakınız
bölüm 4.4.”Özel Kullanım Uyarıları ve Önlemleri”)
Çok nadir: eritem multiform
Muskoloskeletal, bağlantı dokular ve kemik bozuklukları:
Sık: kas krampları
Renal ve üriner bozukluklar:
Seyrek: renal yetersizlik
Çok nadir: akutrenal bozukluk
Üreme sistemi ve göğüs bozuklukları:
Seyrek: impotans
Genel bozukluklar:
Sık: asteni
Seyrek: terleme
Tetkikler:
Özellikle şiddetli renal yetmezlik, şiddetli kalp yetmezliği ve renovasküler hipertansiyon
olduğunda, kan üresi ve plazma kreatinininde artış ve tedavinin kesilmesiyle geri
döndürülebilir hiperkalemi oluşabilir. Karaciğer enzimlerinde ve serum bilirubinde artış
nadiren bildirilmiştir.
Klinik deneyler:
Randomize EUROPA çalışmasında sadece ciddi advers etkiler toplanmıştır. Ciddi
advers etki görülen hasta sayısı azdır: 6122 perindopril hastasının 16’sı (%0.3) ve 6107
plasebo hastasının 12’si (%0.2). Perindopril ile tedavi edilen hastaların 6’sında
hipotansiyon, 3’ünde anjiyoödem ve 1’inde ani kalp durması görülmüştür. Öksürük,
hiptansiyon ve diğer intolerans nedenlerine bağlı olarak perindopril grubunda plasebo
grubuna göre daha fazla hasta tedaviyi bırakmıştır (%6.0 (n=366)’ya karşılık % 2.1
(n=129)).
4.9. Doz Aşımı ve Tedavisi
İnsanlarda doz aşımına ilişkin sınırlı veri bulunmaktadır. ADE inhibitörlerinin doz aşımı
ile ilişkili semptomları arasında hipotansiyon, dolaşımsal şok, elektrolit bozuklukları,
renal bozukluk, hipervantilasyon, taşikardi, çarpıntı, bradikardi, baş dönmesi, anksiyete
ve öksürük sayılabilir.
Doz aşımının önerilen tedavisi intravenöz yoldan 9 mg/ml (%0.9) sodyum klorid
verilmesidir. Eğer hipotansiyon oluşursa, hasta şok pozisyonuna getirilmelidir. Eğer
mümkünse, anjiyotensin II infüzyonu ve/veya intravenöz katekolamin de düşünülebilir.
Perindopril hemodiyaliz ile genel dolaşım yapılarak da çıkarılabilir (bakınız bölüm
4.4.”Özel Kullanım Uyarıları ve Önlemleri, Hemodiyaliz hastaları”). Terapiye dirençli
bradikardi için pacemaker tedavisi uygulanmalıdır. Hayati göstergeler, serum
elektrolitleri ve kreatinin konsantrasyonları sürekli takip edilmelidir.
5.
FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ
5.1. Farmakodinamik Özellikleri
Farmasötik grubu: ADE inhibitörleri
ATC kodu: C09A A04
Perindopril, anjiyotensin I’i anjiyotensin II’ye dönüştüren enzimin inhibitörüdür
(Anjiyotensin Dönüştürücü Enzim ADE). Dönüştürücü enzim ya da kinaz, anjiyotensin I’i
vazokonstriktör anjiyotensin II’ye çevirirken bir yandan da vazodilatör bradikininin inaktif
heptapeptide degradasyonununa sebep olan bir eksopeptidastır. ADE inhibisyonu,
plazmadaki anjiyotensin II’nin azalmasına neden olarak, plazma renin aktivitesinin
artmasına (renin salımından negatif geribeslemeyi inhibe ederek) ve aldosteron
Coversyl 10 mg
8/11
sekresyonunun azalmasına yol açar. ADE bradikinin aktivitesini kestiği için, ADE
inhibisyonu aynı zamanda dolaşım ve lokal kallikreinkinin sistemlerinin aktivitelerinde de
(ve dolayısıyla prostagladin sistemin aktivitesinde) artışa sebep olur. Bu mekanizmanın
ADE inhibitörlerinin kan basıncı düşürme etkisine katkısı olma olasılığı vardır ve bazı
yan etkilerinden de sorumludur (örneğin öksürük).
Perindopril aktif metaboliti olan perindoprilat aracılığıyla etki gösterir. Diğer metabolitler
in vitro olarak ADE aktivitesinde inhibisyon sergilemez.
Hipertansiyon
Perindopril hipertansiyonun tüm derecelerinde etkilidir: Hafif, orta, şiddetli; hem yatar
pozisyonda hem de ayakta sistolik ve diyastolik kan basıncında bir azalma
gözlemlenmektedir.
Perindopril periferal vasküler direnci azaltarak kan basıncının düşmesine yol açar.
Sonuç olarak, kalp hızına bir etkisi olmadan periferal kan akışı artar.
Renal kan akışı bir kural olarak artar, ancak glomerular filtrasyon oranı (GFR) genellikle
sabit kalır.
Antihipertansif aktivite, tek bir dozdan 4 ila 6 saat sonra maksimum düzeye çıkar ve en
az 24 saat sürer; vadi etkileri doruk etkilerinin yaklaşık %87-100’ünü oluşturmaktadır.
Kan basıncında düşüş hızla gerçekleşir. Tedaviye yanıt veren hastalarda, bir ayın
sonunda normalizasyona ulaşılmıştır ve bu durum taşifilaksi oluşmaksızın sürmektedir.
Tedavinin kesilmesi, rebound etkisine neden olmaz.
Perindopril sol ventrikül hipertrofisini azaltır.
Erkeklerde, perindoprilin vazodilatör etki gösterdiği kanıtlanmıştır. Geniş arter
elastisitesini artırır ve küçük arterlerin ortam/lümen oranını azaltır.
Gerekli olduğunda, bir tiyazid diüretikle yapılan ek tedavi, ilave türde bir sinerjinin
oluşmasına yol açar. ADE inhibitörü ile tiyazid kombinasyonu, tek başına diüretik
tedavisinin oluşturduğu hipokalemi riskini azaltır.
Kalp rahatsızlıkları:
Perindopril ön yük ve ard yükü azaltma yoluyla kardiyak çalışmayı azaltır.
Kalp rahatsızlığı olan hastalarda yapılan çalışmalarda:
-
sol ve sağ ventriküllerde dolum basıncında azalma
-
toplam periferal vasküler dirençte azalma
-
kardiyak atım ve kardiyak parametrelerde düzelme gözlenmiştir.
Karşılaştırılmalı çalışmalarda, hafiften orta dereceye kalp rahatsızlıkları olan hastalara,
ilk 2.10 mg perindopril arjinin kullanımının ardından plaseboya göre kan basıncında
önemli bir düşüş kaydedilmemiştir.
Stabil koroner arter hastalığı:
EUROPA çalışması 4 yıl süren çokmerkezli, uluslararası, randomize, çift-kör, plasebo
kontrollü klinik bir çalışmadır.
18 yaş üstü oniki bin iki yüz on sekiz (12218) hasta 8 mg perindopril tert-bütilamin (10
mg perindopril arjinine eşdeğer) (n=6110) veya plasebo (n=6108) ile randomize
edilmiştir.
Deney popülasyonunda koroner arter hastalığı görülüyordu ancak kalp rahatsızlığına ait
klinik belirtiler bulunmuyordu. Toplamda hastaların %90’ı geçmişte miyokardiyal
enfarktüs ve/veya koroner revaskülarizasyon geçirmişti. Hastaların çoğuna
konvansiyonel tedavinin yanısıra trombosit inhibitörleri, lipid düşürücü ilaçlar ve betablokerleri içeren çalışma ilaçları verilmiştir.
Temel etkinlik kriterleri, kardiyovasküler mortalite, ölümcül olmayan miyokardiyal
enfarktüs ve/veya başarıyla geri döndürülen kardiyak arretinin bir karmasıdır. Günde bir
defa 8 mg perindopril tert-bütilamin (10 mg perindopril arjinine eşdeğer) ile tedavi
Coversyl 10 mg
9/11
sonucunda birincil sonlanım noktasında %1.9 belirgin mutlak bir azalma görülmüştür
(%20 bağıl risk azalması, %95Cl [9.4; 28.6] – p<0.001).
Miyokardiyal enfarktüs ve/veya revaskülarizasyon geçmişi bulunan hastalarda birincil
sonlanım noktasında plaseboya oranla %22.4 RRR’e karşılık gelen %2.2 mutlak
azalma (%95CI [12.0; 31.6] – p<0.001) görülmüştür.
5.2. Farmakokinetik Özellikleri
Emilim: Oral yolla kullanımın ardından, perindoprilin emilimi hızlıdır ve doruk
konsantrasyon 1 saat içinde tamamlanır. Perindopril’in plazma yarı-ömrü 1 saate eşittir.
Gıda alımı perindoprilata dönüşümü, dolayısıyla da biyoyararlanımı azalttığı için,
perindopril arjinin oral yoldan tek doz olarak sabahları yemekten önce alınmalıdır.
Perindopril bir öncü ilaçtır. Aktif metabolit olan perindoprilatın biyoyararlanımı %27’dir.
Dağılım: Bağımsız perindoprilat için dağılım hacmi yaklaşık 0,2 l/kg’dır. Protein
bağlanması zayıftır (perindoprilatın plazma proteinlerine, özellikle de anjiotensin
dönüştürücü enzime bağlanması %20’dir) ancak konsantrasyona bağlıdır.
Biyotransformasyon: Aktif perindoprilata ek olarak, perindoprilin hiçbiri aktif olmayan
beş metaboliti vardır. Perindoprilatın doruk plazma konsantrasyonuna 3-4 saatte
ulaşılmaktadır.
Eliminasyon: Perindoprilat idrar ile elimine olur ve bağımsız kısmın terminal yarı ömrü
yaklaşık 17 saattir, sabit duruma 4 gün içinde ulaşılır.
Doğrusallık: Perindopril dozu ve ortaya çıkan plazma konsantrasyonu arasında
lineerlik kanıtlanmıştır.
Hastalardaki karakteristik özellikler: Perindoprilatın yaşlılarda ve kalp ile renal
yetmezliği olan hastalarda eliminasyonu azdır. Renal yetmezlikte rahatsızlığın
derecesine göre dozaj ayarlaması önerilmektedir (kreatinin klerensi).
Perindoprilatın diyaliz klerensi 70 ml/dakikadır.
Perindopril kinetiği siroz hastalarında değişmektedir: Ana molekülün hepatik klerensi
yarıya düşmektedir. Ancak, oluşan perindoprilat miktarı azalmaz ve bu nedenle doz
ayarlaması gerekmez (bakınız bölüm 4.2 “Pozoloji ve Uygulama şekli” ve 4.4 “Özel
Kullanım Uyarıları ve Önlemleri”).
5.3. Klinik Öncesi Güvenlilik Verileri
Kronik oral toksikoloji çalışmalarında (sıçan ve maymunlarda) hedef organ olan
böbrekte geri döndürülebilir hasar gözlenmiştir.
İn vitro ve in vivo çalışmalarda mutajenisite gözlenmemiştir.
Üreme toksikoloji çalışmalarında (sıçan, fare, tavşan ve maymunlarda) embriyotoksisite
veya teratojenisite belirtisi gözlenmemiştir. Ancak, sınıf olarak anjiyotensin dönüştürücü
enzimleri kemirgenler ve tavşanlarda, geç fetal gelişme üzerine advers etki
uygulayarak, fetal ölüme ve konjenital etkilere yol açmıştır; renal lezyonlar ve peri ile
post natal mortalitede artış gözlenmiştir.
Sıçan ve farelerde yapılan uzun dönem çalışmalarda karsinojenesite gözlenmemiştir.
Coversyl 10 mg
10/11
FARMASÖTİK ÖZELLİKLERİ
6.
6.1. Yardımcı Maddelerin Listesi
*SEPIFILM
Laktoz monohidrat
145,16 mg
Magnezyum stearat
0,9 mg
Maltodekstrin
18 mg
Silis, kolliodal hidrofobik
0,54 mg
Sodyum nişasta glikolat (tip A)
5,4 mg
Yeşil renkli kaplama için ön karışım*
4,828 mg
Makrogol 6000
0.172 mg
NT 3407 Açık-yeşil renkli kaplama için kuru önkarışımın içeriği: gliserol %4,5,
hipromelloz % 74,8, bakır klorofilin (E141 ii) % 0,29, makrogol 6000 %1,8, magnezyum
stearat %4,5, titanyum dioksit (E171) %14,11
6.2. Geçimsizlikler
Yoktur.
6.3. Raf Ömrü
3 yıl
6.4. Saklamaya Yönelik Özel Uyarılar
Yoktur.
6.5. Ambalajın Niteliği ve İçeriği
Polietilen akış düzenleyicisi ve desikant jel içeren polietilen yeşil opak kapaklı kutuda 30
film kaplı tablet içerir.
6.6. Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası ve Diğer Özel Önlemler
Kullanımı gerekmeyen ilaçlar atık su veya kanalizasyon sistemine atılmamalıdır.
Kullanılmayan ilaçları eczanenize götürünüz ve ulusal yönetmeliklere göre nasıl imha
edileceğini sorunuz. Bu önlemler çevre korumasına yardımcı olacaktır.
7.
RUHSAT SAHİBİ
Servier İlaç ve Araştırma A.Ş.
Meydan Sokak, Beybi Giz Kule K: 21/22/23/24 34398 Maslak Istanbul
Tel: (212) 329 14 00
Faks: (212) 290 20 30
8.
RUHSAT NUMARASI
119/59
9.
İLK RUHSAT TARİHİ / RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsatlandırma tarihi: 22.03.2006
Son yenileme tarihi:
10.
KÜB’ÜN YENİLEME TARİHİ
Coversyl 10 mg
11/11
Download