DOSYA / KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ Dünya dönüşü olmayan bir yolda!.. Yeryüzünün ateşi yükseliyor… Ateşi yükseldikçe de dengesi bozuluyor. Kutuplarda buzullar eriyor, dev kas›rgalar en gelişmiş medeniyetleri tehdit ediyor, dünyan›n bir yan›n› seller basarken diğer, bir taraf› ise çölleşiyor. Felaketin adı: Küresel iklim değişikliği İ klim değişikliği ve küresel ısınma günümüzde insanoğlunun karşılaştığı en önemli çevre sorunlarından birisi. Küresel ısınmaya ve iklim değişikliğine ek olarak, ekonomik gelişme ve insan etkisi, diğer kaynakların üzerinde de baskı oluşturuyor. Almanya’da faaliyet gösteren Potsdam İklim Araştırmaları Enstitüsü’nce yapılan incelemenin sonuçları, ABD’nin önde gelen bilimsel dergilerinden “Proceedings of the National Academy of Sciences of the United States of America”da yayınlandı. Alman uzmanların yaptığı araştırmalar iklim değişikliğinin dünya üzerindeki olası etkilerine dikkat çekiyor. 130 EKOVİTRİN ŞUBAT 2016 Batı Antartika’daki buz tabakası eriyor G üney Kutbu’nda araştırmalarda bulunan Alman uzmanlar, Batı Antarktika’daki buz tabakasını inceledi. Buz tabakasının büyük kısmı, deniz seviyesinin altında, ana kaya üzerinde yer alıyor. Söz konusu buz tabakasının şimdiye dek deniz suyuyla teması yoktu. Ancak okyanus suyundaki sıcaklık artışının bu durumu değiştirdiği, Batı Antarktika’daki buz tabakasının da erimeye başladığı belirlendi. Uzmanlar, tabakanın erimeye devam etmesi halinde buz tabakasının hızla istikrarını kaybedeceği tehlikesine işaret ediyor. EKOVİTRİN ŞUBAT 2016 131 DOSYA / KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ dönüş olmayacak” uyarısında bulundu. Batı Antarktika’daki istikrar kaybının nedenlerine araştırma sonucunda yer verilmedi. Gelişmenin sera gazı salımı ve bununla bağlantılı küresel ısınmadan kaynaklandığına dair bilimsel veriler elde edilemedi. Sera gazı salımı artışına dikkat Deniz seviyesi yükselecek!.. Batı Antartika’daki erimenin devam etmesi halinde öne alınamayacak bir süreç başlayacak ve dünyadaki deniz seviyesi yükselecek. P otsdam İklim Araştırmaları Enstitüsü’nden Johannes Feldmann, elde edilen veriler doğrultusunda bilgisayar ortamında yapılan simülasyonlarda çarpıcı sonuçlarla karşılaştıklarını söyledi. Feldmann, Batı Antarktika’daki erimenin bu 132 EKOVİTRİN ŞUBAT 2016 hızla devam etmesi halinde önü alınamayacak bir sürecin başlayacağına dikkat çekti. Feldmann’a göre, 10 bin yıl içinde deniz seviyesi dünya genelinde yaklaşık 3 metre yükselecek. Feldmann, “Elbette deniz seviyesi çok yavaş yükselecek. Ancak süreçte geri Araştırma ekibinden Anders Levermann, sera gazı salımında artışın Batı Antarktika’daki buzulların erimesini hızlandıracağını belirtti. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) raporunun hazırlanmasında da katkıda bulunan Levermann, bu gelişmenin de deniz seviyesinin yükselmesini hızlandıracağını kaydetti. Karbondioksit emisyonlarını azaltacak çözümler İnsanlığı hızla karbondioksit emisyonlarını azaltacak çözümler geliştirmeye davet eden Anders Levermann, “Deniz seviyesi yavaş yavaş yükseliyor, Hamburg ve New York gibi sahil kentleri, Dünya Kültür Mirası Listesinde yer alan birçok eseri tehdit ediyor” dedi. EKOVİTRİN ŞUBAT 2016 133 DOSYA / KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ İklim değişikliğini önlemek mümkün mü? İklim değişikliği su kaynaklarını kurutuyor Bilim insanları, bu yüzyılın sonunda dünyada her 10 kişiden birinin mutlak susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya olacağını belirtiyor. Bugünse her 50 kişiden biri bu durumda bulunuyor. S u kaynakları tükeniyor. Bunun tek nedeni, dünya nüfusunun sürekli artması değil. Aynı şekilde iklim değişikliği de bunda bir rol oynuyor, buzulların erimesine ve su kaynaklarının kurumasına neden oluyor. İklim değişikliği sonucu ne kadar suyun kaybedildiğini, Potsdam’daki İklim Sonuçları Araştırma Ens134 EKOVİTRİN ŞUBAT 2016 titüsü’nden bilim insanları yeni bir araştırma yaparak hesapladı. Araştırmacılar iklim değişikliğinin etkileri ile ilgili bir tablo ortaya koymak için 5 küresel iklim modelinin ve 11 farklı küresel hidrolojik modelin verilerini bir araya getirdi. Hedef susuzluk tehdidine karşı etkili olacak yeni yöntemler bulmak. Araştırma- cılardan Jacob Schewe şunları belirtiyor: “İklim değişikliğinin de üzerine geldiği bir gelecek senaryosunda, bunu matematiksel olarak nasıl ortaya koyabileceğimizi düşünmek zorundayız. İklim değişikliğinin toplama ne ölçüde katkısı olduğunu bilebilmemiz gerekir. Hazırladığımız raporda da bunu yaptık.” Schewe bilim insanları açısından iklim değişikliğine engel olmanın mümkün olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Bugün, önümüzdeki yıllarda iklimi sıkı bir şekilde koruma yoluna gidiyoruz, dediğimiz takdirde ısınmayı 1,5 dereceyle sınırlandırmamız mümkün ve su kıtlığı alanındaki gelişmelerin büyük bir kısmına engel olabiliriz.” Yeni araştırmada bilim insanları, endüstrileşme öncesindeki döneme göre 2,7 derecelik bir küresel ısınma olacağını varsayıyorlar. Dünya nüfusu açısından bu yüzyılın sonunda her 10 kişiden birinin mutlak susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya olacağı anlamına geliyor. Bugünse her 50 kişiden biri bu durumda bulunuyor. Mutlak susuzluktan, bilim insanları kişi başına yılda ortalama 500 metreküp su kalmasını anlıyorlar. Günümüzde dünya çapında su tüketimi, yıllık olarak kişi başına ortalama 1200 metreküp su. Sanayi ülkelerinde su tüketimi, gelişmekte olan ülkelere göre çok daha fazla. Washington’daki Dünya Kaynaklar Enstitüsü’nün hazırladığı, dünya susuzluk atlasına göre hâlihazırda 37 ülkede insanlar sınırlı su kaynaklarıyla ayakta kalmaya çalışıyor. Araştırmanın yazarlarından Paul Reig susuzluğun önüne geçmek için yatırım yapılması gerektiğini belirtiyor ve ekliyor: “En yüksek potansiyel tarımda, zira tarım en çok su kullanılan alanlar arasında yer alıyor. Yatırımcıların dikkate aldığı bir dizi teknik yenilik ve çözüm var ve sanıyorum artan su talebimizi karşılamakta bunlar büyük rol oynayacak.” Tarımda dönüşüme İhtİyaç var Yatırımcılar kârlarını artırabilmek için daha az suya ihtiyaç duyulan tarım dallarına yatırım yapıyor. Sulama sistemleri ve ekin türünde de aynı tercihler rol oynuyor. Gıda fiyatlarının artması nedeniyle tarım, gerçekten de yatırımcılar açısından ilginç hale geliyor. Sadece Çinli değil Avrupalı ve Asyalı şirketler de Afrika’da büyük araziler satın alıyor. Yatırımcılar kârlarını artırabilmek için daha az suya ihtiyaç duyulan tarım dallarına yatırım yapıyor. Sulama sistemleri ve ekin türünde de aynı tercihler rol oynuyor. Su kaynaklarının yok olmasının üstesinden gelebilmek için tarımda bir dönüşüme ihtiyaç var. Bu yılın Doğru Yaşam Ödülü sahiplerinden, tarım ve kalkınma uzmanı Hans Rudolf Herren sadece teknik ve sulamada yapılacak yatırımlarla tarımın, küresel iklim değişikliğine uyum sağlayamayacağını belirtiyor. Herren birçok kültür bitkisinin doğal özellikleri karşısında tekniğin bir anlam taşımayacağını kaydediyor. Tarım uzmanı, iklim değişikliği nedeniyle çiftçilerin kuraklık ve sel baskınlarıyla karşılaşacağına dikkat çekiyor. Herren meydana gelecek sel baskınlarının üstesinden gelmek için de biyolojik tarıma yönelinmesi gerektiğini vurguluyor. Biyolojik tarımda toprağın su alma kapasitesinin artacağını ve bunun ileride bitkiler için kullanılabilir olacağını sözlerine ekliyor. EKOVİTRİN ŞUBAT 2016 135 DOSYA / KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ İklim değişikliği yeni göç dalgalarını tetikleyebilir Aşırı sıcaklık, kuraklık ve savaşlar ile yaşam alanlarının sular altında kalması dünyada yeni göç dalgalarına neden olacak. 2050’li yıllarda, insanların bugün yaşadığı alanın yaklaşık yüzde 70’inin sular altında kalacağı tahmin ediliyor. K üresel iklim değişikliği araştırmalarına göre 2050’li yıllarda, insanların bugün yaşadığı alanın yaklaşık yüzde 70’inin sular altında kalacağı tahmin ediliyor. Uzmanlar aşırı sıcaklık, kuraklık ve savaşlar 136 EKOVİTRİN ŞUBAT 2016 ile yaşam alanlarının sular altında kalmasından kaynaklanan yeni göç dalgalarına neden olacağı belirtilerek, gerekli tedbirlerin acilen alınması gerektiğine dikkat çekiyorlar. ABD’deki bir araştırma şirketi tarafından yapılan “küresel iklim değişikliği” araştırmasının sonuçlarına göre, 2050’li yıllarda, insanların bugün üzerinde yaşadığı alanların yaklaşık yüzde 70’inin sular altında kalacağı tahmin ediliyor. Bunun da aşırı sıcaklık, kuraklık ve savaşların tetiklediği göç dalgalarına, yaşam alanlarının sular altında kalmasından kaynaklanan yeni göçlerin ekleneceğini gösterdiği tespiti yapılıyor. ABD’li araştırma şirketi Pew, 2015 yılı Kasım ayı sonunda Paris’te toplanan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşme- si’nin (BMİDÇS) yaptığı küresel iklim değişikliği araştırmasının sonuçlarını yayımladı. 40 ülkede yapılan araştırmada ortaya dikkat çekici sonuçlar çıktı. Araştırmaya göre, ABD’lilerin yüzde 45’i, Kanadalıların yüzde 51’i, Fransızların yüzde 56’sı, Almanların yüzde 55’i ve İngilizlerin yüzde 41’i iklim değişikliğini büyük bir sorun olarak görüyor. Türkiye’de bu oranın yüzde 37, Hindistan’da yüzde 76, Brezilya’da yüzde 86, Endonezya’da yüzde 41 ve Çin’de yüzde 18 olduğu görüldü. Raporda, 2050’li yıllarda, küresel ısınma ve iklim değişikliği sebebiyle, insanların bugün üzerinde yaşadığı alanların yaklaşık yüzde 70’inin sular altında kalacağı tahmini yer aldı. Bunun da aşırı sıcaklık, kuraklık ve savaşlar ile yaşam alanlarının sular altında kalmasından kaynaklanan yeni göç dalgalarına neden olacağı belirtilerek, gerekli tedbirlerin acilen alınması gerektiği vurgulandı. EKOVİTRİN ŞUBAT 2016 137 DOSYA / KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ‘DÜNYANIN NAZAR BONCUĞU’ CAN ÇEKİŞİYOR Konya’nın Karapınar ilçesinde görünümü nedeniyle “Dünyanın Nazar Boncuğu” olarak adlandırılan Meke Gölü, büyük oranda kurudu. Kü­re­sel ›s›n­ma ve 2100 y›l­la­r›nın Tür­ki­ye’si Bi­lim adam­la­rı­na gö­re kü­re­sel ısın­ma ön­le­ne­me­di­ği tak­tir­de Tür­ki­ye 100 yıl için­de Ku­zey Af­ri­ka’ya dö­ne­cek. Türkiye’yi bekleyen tehlikeler neler? Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği Uygulama ve Araştırma Merkezi ve TEMA Vakfı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş, son 25 yılda Türkiye’deki iklim değişikliğine dikkat çekiyor. B oğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği Uygulama ve Araştırma Merkezi ve TEMA Vakfı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş; “Türkiye, iklim değişikliğinin, özellikle uzun süreli şiddetli kuraklıklar ve su kaynaklarının azalması, sıcaklıkların artması, orman yangınları, erozyon, deniz suyu seviyesinin yükselmesi, sel ve fırtına gibi olumsuz sonuçlarından etkilenebilir” görüşünde. Türkiye’de son 25 yıllık dönemde 138 EKOVİTRİN ŞUBAT 2016 iklimin daha ılıman ve sıcak koşullara doğru değiştiğini hem de sıcak hava dalgalarının sıklığında ve şiddetinde farklılıklar yaşandığını vurgulayan Türkeş, “Türkiye gibi iklim sorunları olan ve iklim değişimlerinin etkilerine açık, hassas bir Akdeniz ülkesinde, iklim değişikliğiyle savaşım ve uyum politika ve önlemlerinin birlikte ele alınması ve bütüncül, çok sektörlü, çok disiplinli bir anlayışla çalışma yapılması gerektiğini düşünüyorum” diyor. n Yaz ku­rak­l›ğ› ve or­ta­la­ma s›­ cak­l›k en az 3-4 de­re­ce ar­ta­cak. Kar yağ›ş› gi­de­rek aza­la­cak ve k›şmev­si­mi bi­le or­ta­dan kal­ka­ cak. n Gün­lük ya­ğ›ş mik­ta­r›n­da 0,25 mm’ye ka­dar düşe­cek. Yağ›ş­ lar aza­l›n­ca, baş­ta GAP böl­ge­si ol­mak üze­re, tüm ne­hir­le­rin taş›­d›ğ› su mik­ta­r› düşe­cek. Ba­raj göl­le­ri­nin su se­vi­ye­si aza­la­cak, hid­ro­elek­trik ener­ji üre­ti­mi cid­di oran­da ak­sa­ya­cak. n Ya­ğ›şta­ki aza­l›ş, s›­cak­l›k, bu­ har­laşma ve ku­rak­l›k­ta­ki ar­t›şla bir­lik­te or­man yan­g›n­la­r› ar­ta­cak n Is›n­may­la bir­lik­te de­niz­le­ri­ miz­de­ki su ak›n­t›­la­r› ve s›­cak­l›k re­jim­le­ri de­ği­şe­cek. Ba­l›k­la­r›n göç yol­la­r› bo­zu­la­cak ev tür­le­rin­ de azal­ma ya­şa­na­cak. n Ku­rak­l›k ve ka­vu­ru­cu s›­cak­lar ta­r›m­sal ürün­le­rin hem çeşi­di­nin hem de mik­ta­r›­n›n azal­ma­s›­na ne­den ola­cak. n Ku­rak­l›ğa bağ­l› ola­rak ta­r›m üre­ti­mi aza­la­cak. Aç­l›k ve su­suz­ lu­ğun so­nu­cun­da ta­r›m nü­fu­su kent­le­re ve ku­ze­ye göç ede­cek. n De­niz se­vi­ye­si 1 met­re ka­dar yük­se­le­cek. K›­y› ke­sim­le­rin­de pek çok böl­ge su­lar al­t›n­da ka­ la­cak. n Ye­ral­t› su­la­r› tuz­la­na­cak. Su k›t­l›ğ› ve özel­lik­le iç­me su­yu s›­ k›n­t›­s› yaşa­na­cak. Su­ri­ye ve Irak ile su ko­nu­sun­da an­laş­maz­l›k­lar ya­şa­na­cak. n Yaz ye­ri­ne ba­har tu­riz­mi ya­p›­ la­cak. Gü­ney böl­ge­le­ri, tu­riz­mi ku­ze­ye kap­t›­ra­cak. Dünyayı bekleyen felaketler n Ku­tup­lar­da­ki bu­zul­lar eri­ye­cek ve bu ne­den­le de de­niz­ler­de­ki su se­vi­ye­si yük­se­le­cek. n Kü­çük ada dev­let­le­ri ve ba­z› ül­ke­le­rin sa­hil ke­sim­le­ri de­niz se­ vi­ye­si­nin al­t›n­da ka­la­cak. n Ka­s›r­ga, tay­fun, hor­tum­lar ve or­man yan­g›n­la­r› ar­ta­cak. n Yük­sek s›­cak­l›k ar­t›­ş›y­la be­ ra­ber ge­len aş›­r› bu­har­laşma ve ku­rak­l›k so­nu­cu, göl ve ›r­mak su­la­r›n­da yüzde 20’lik bir azal­ma ola­cak. n Vi­rüs tür­le­rin­de de­ği­şik­lik ola­ cak ve sal­g›n has­ta­l›k­lar ya­y›­la­cak n Te­miz su kay­nak­la­r›­n›n de­niz ile ka­r›ş­ma­s› so­nu­cu su s›­k›n­t›­s› ya­şa­na­cak. n Bu deği­şik­lik­le­re da­ya­na­ma­yan pek çok hay­van ve bit­ki tü­rü­nün so­yu tü­ke­ne­cek. n Ba­z› gaz­la­r›n emis­yo­nu ne­de­ni ile de gi­de­rek in­cel­mek­te olan ozon ta­ba­ka­s›­n›n ko­ru­yu­cu et­ki­si azal­d›ğ› için kü­re­sel ›s›n­ma h›z­ la­na­cak ve ba­z› kan­ser tür­le­ri­ne ya­ka­lan­ma ola­s›­l›ğ› da ar­ta­cak. n Ku­rak­l›­ğ›n ger­çek­leşe­ceği böl­ ge­ler­de­olu­şa­cak göç dal­ga­s›y­la ye­ni ça­t›ş­ma­lar or­ta­ya ç›­ka­cak. n Yer kay­ma­la­r› ve eroz­yon­lar mey­da­na ge­le­cek. EKOVİTRİN ŞUBAT 2016 139