Cinsel kimlik

advertisement
Cinsellikle İlgili Norm Dışı
Davranışlar
Cinsel Sağlık Dersi
2015 Bahar
Norm dışı davranışlar- cinsel
yönelimler, anormallikler/sapmalar
Hangi davranışın anormal ya da sapma olduğu açık
değildir. Değişik bakış açılarından tanımlamalar yapılabilir
(Özgüven İ).
Anormal;
 Nadir-az rastlanan ya da doğal olmayan, insanların
çoğunun yapmak istemediği bir şeyi tanımlar. Bir şeyi
yapmanın normal ve doğal bir yolu olduğu, bu yolun
dışındaki davranışların sapma sayılacağı varsayımına
dayanır ( mantıksal tanım).
 Toplumsal değerlerle örtüşmeyen davranışlar (toplumsal
tanım),
 Başkalarına zararı dokunan/zorla, aldatarak yapılan
cinsel davranışlar anormal olarak kabul edilir. her türlü cinsel
ilişkide bu ilişkiye katılanların özgür ve zorlamasız olması,
tarafların birbirine zarar vermemesi gibi insancıl boyutları
vurgular.(ahlaksal tanım) .

Bütün bunlar anormal cinsel ilişki tanımı yapmanın
karmaşık bir iş olduğunu göstermektedir. Bu
davranışların çoğu normal heteroseksüel cinsel
yaşamla bir arada bulunabilir.
Oldukça sağlam bir ölçüt olarak, anormal cinsel
davranışlar, kişinin yaşamı boyunca sürüp
gitmiyorsa, her fırsatta normal cinsel yaşamı bir
yana itip, onun yerine geçiyorsa, anormal
davranışın bozukluk düzeyine ulaştığı kabul edilir
(Freud)
Cinsel sorunlar

Cinsel işlev bozuklukları
.

Cinsel kimlik bozuklukları

Parafililer
Cinsel Kimlik sorunları
Cinsel kimlik: kişinin biyolojik olarak temel
özelliklerini yansıtır. kromozomları, dış genital
organları, iç genital organları, hormonsal yapıyı ve
ikincil seks özelliklerini içeren kişinin
biyolojik cinsel özellikleridir.

Cinsiyet kimliği: dişilik ve erkeklik algısıdır, biyoloji

Cinsel kimlik rolü;

Kişinin cinsiyeti ile cinsel kimliği çoğu zaman iç
içe girmiştir
ile ilgili değildir.
aile, kültür ve toplum
değerleri tarafından belirlenir ve kadının kadın gibi,
erkeğin de erkek gibi davranmasını öngörür. (kadınca ve
erkekçe davranış biçimlerini tanımlar)
Cinsel kimlik bozuklukları
Kişinin biyolojik cinsiyeti ile cinsiyet kimliğinin
uyumsuz olmasına transseksüalite denir.
Trans biyolojik karşıtlığı tanımlayan bir ön ektir.




Kız ve erkek çocukların beden yapıları ve iç salgı
bezleri bakımından doğuştan itibaren ayrı
yaratılmışlardır.
Bir çocuğun kız ya da erkek doğması, cinsel kimliğini
kazanması için ilk koşuldur ama yeterli ve tek koşul
değildir.
Biyolojik faktörler eksiksiz gelişimini tamamlasa bile
erkeklik ya da kadınlık/cinsiyet kimliği gelişiminde bir
farklılık olabilir.
Cinsel kimlik bozuklukları






Cinsiyet kimliğinin gelişmesinde yaşamın ilk
yıllarındaki deneyimlerin etkisi büyüktür.
Cinsiyet kimliği başta anne-baba olmak üzere
aile üyeleri, öğretmenler ve yakın arkadaşlarla
yaşanan sonsuz deneyimlerden köken alır.
Öğrenmeler
İlk ilişkiler
Özdeşimler
Sevgi Nesnesi
Cinsel kimlik bozuklukları


Bireyin ilk sevgi nesnesi annesi daha
sonra baba ve kardeşleridir.
Bu ilişkilerde süregelen ağır
bozukluklar olmadıkça yetişmekte olan
çocuğun ileride olumlu sevgi ilişkileri
kurma olasılığı yüksektir.
Cinsel kimlik bozuklukları
Özdeşimi Olumsuz Yönde Etkileyen
Durumlar
 Bozuk karı-koca ilişkileri
 Ruh sağlığı sorunu olan ana-baba
 Sevgisizlik
 Aile içi şiddet
 Eşlerin birbirini aşağılaması
Cinsel kimlik bozuklukları
ETİYOLOJİ VE HIZLANDIRICI ETKENLER


Cinsel kimlik bozukluklarının etiyolojisi
tam olarak tanımlanmamıştır.
Bilişsel yetenekler, kardeşlerin cinsiyet
dağılımı, yaradılış özelliği, endokrinolojik
ya da kromozomal anomalilerle ilgili
yapılan araştırmalar etyolojiye ilişkin
belirgin bir kanıt sağlayamamıştır.
Cinsel kimlik bozuklukları


Psiko-sosyal alanda çocuklarla yapılan
araştırmalar; ebeveynlerin evlilik
çatışmalarının, çocuklarıyla güvensiz
ilişkiler kurmalarına bir zemin
hazırladığını ileri sürmektedir.
Bu tür çevrede yetişen çocuklar
güvensiz ve aşırı duyarlı olup yüksek
düzeyde anksiyete yaşarlar.
Cinsel kimlik bozuklukları


çocukluğunda cinsel kimlik bozukluğu
öyküsü olan erkek çocukların yaklaşık
%75’i homoseksüel veya biseksüel
yönelim,
geri kalanı ise heteroseksüel yönelim
göstermektedir.
Cinsel kimlik bozuklukları



Cinsel kimlik bozuklukları, çok sık görülmez
ancak erkeklerde, kadınlara oranla dört kat
daha fazla rastlanan bir bozukluktur.
Cinsel kimlik bozukluğu olan kadınların hemen
tamamında eşcinsel eğilimler vardır.
Bu bozukluğu gösteren erkeklerin yarısında
eşcinsel eğilimler, diğer yarısında ise
heteroseksüel, biseksüel ya da aseksüel
eğilimler görülür.
Cinsel kimlik bozuklukları





Çözümlenememiş cinsel kimlik
çatışmaları;
anksiyete,
depresyon,
alkolizm,
madde kötü kullanımı ve
intihara yol açabilir.
Cinsel kimlik bozuklukları
Cinsel gelişmenin bedensel, toplumsal, duygusal ve zihinsel
yönleri vardır.
 Bedensel boyut: üreme organlarının, sekonder seks
karakterlerinin büyüme ve gelişmesi,-cinsel kimlik
 Toplumsal boyut kız ve erkek çocukların kadın ve erkek
olarak nasıl davranacakları, rollerini nasıl
belirleyeceklerine ilişkin deneyimleri kapsar. Toplumun
kültürel beklentileri bu rolleri belirler.-Topl. Cins. Rolü
 Duygusal boyut; kişinin kendi bedenini nasıl hissettiğini,
cinsel kişiliğine ilişkin duygularını içerir. Cinsiyet
kimliği
 Zihinsel yönü ;bu sürece ilişkin bilgilerin kazanılması
ile ilgilidir. Beden yapısı, cinsiyet farkları, kültürel çerçeve
içinde cinsel rollerin öğrenilmesi cinsel gelişimin zihinsel
boyutudur.
Cinsel Kimlik Bozuklukları
(CKB)/cinsel yönelimler


CKB, bireyin cinsiyet kimliğini
algılaması ile cinsel anatomibiyolojisi arasında uyuşmazlık
olduğunda ortaya çıkan bir
durumdur.
Cinsel kimlik sorunları olan bireyler,
yoğun bir biçimde kendi biyolojik
cinsiyetleri ile aslında olmak
istedikleri karşı cinse ilişkin
sıkıntılar yaşarlar.
Cinsel Kimlik Bozuklukları/cinsel
yönelimler
Ergenler ve yetişkinlerde
Çocuklarda



imgesel oyunlarda sürekli
karşı cinsin rollerini
oynamayı isteme,
karşı cinsin alışılagelmiş
oyunlarına ve eğlencelerine
katılma,
karşı cinsten oyun
arkadaşları seçme,






cinsiyetine aykırı giyimi,

kendilerinin karşı cinsten
olduklarına inanma,
Kişinin biyolojik
cinsiyetinden ya da cinsel
rolünden sürekli rahatsızlık
duyması
karşı cinsten olma isteğini
dile getirme,
diğer cinsiyette gibi
yaşamayı ve davranılmasını
isteme,
ya da diğer cinsiyete özgü
duygularının ve tepkilerinin
olduğuna dair bir inanç tarzı.
Cinsel Kimlik Bozuklukları/cinsel yönelimler



Bireyde bir miktar rahatsızlık yaratmaktan,
şiddetli düzeyde anksiyete yaratmaya kadar
değişkenlik gösterebilir ve bireysel fonksiyon
bozukluğuna neden olabilirler.
Davranışlar, toplum ve kültür tarafından kabul
edilen cinsel ölçülerden saptığında sert bir
biçimde yargılanır.
Bu yargılar kabul görmeyen birey için,
potansiyel bir suçluluk ve utanç kaynağıdır.
Cinsel Kimlik Bozuklukları/cinsel
yönelimler
CİNSEL YÖNELİM- cinsiyet kimliği

Kişinin cinsel ve duygusal olarak çekim duyduğu cinsiyete göre
tanımlanan bir özelliktir.

HETEROSEKSÜEL (Karşı cinse)

HOMOSEKSÜEL (Eşcinsel)/gey/lezbiyen

BİSEKSÜEL(her iki cinse)

TRAVESTİ(karşı cins giyim ve davranış tarzı)

TRANSSEKSÜEL(ruhsal ve bedensel diğer cinsiyete sahip olduğuna
inanan)
Cinsel Kimlik Bozuklukları/cinsel
yönelimler

HOMOSEKSÜEL
(Eşcinsel)/gey/lezbiyen

Eşcinselliğin farklı dereceleri
bulunmaktadır.

Çokcinsel: hem kendi cinsi hem de karşı
cinsle ilişkiye girebilen




Eşcinselliğin geçmişi MÖ zamanlara kadar uzanır. O
çağlarda yanlış olan eşcinsellik değil,insanları baskı ile
ilişkiye zorlamaktı.
Dini inançlar toplumda yer tutmaya başlayınca örn
musevilikte; cinsellikle ilgili görüşler değişmiş, evlilik
ilişkileri dışındaki tüm ilişkilere yasak gelmiştir.
Hristiyanlık da musevi dininden etkilendiği için cinsellik
konusundaki düşünceler bu dine de aktarılmış,çocuk
sahibi olmaya yönelik olmadıkça tüm Cİ kötü olarak
tanımlanmıştir. Hristiyanlık çeşitli mezhep ve reformcu
gruplara ayrıldıkça görüşler daha az kısıtlayıcı olmaya
doğru gelişmistir.
Bu kurallara benzer yasaklar daha sonra islam dininde de
yeralmıştır.
Eşcinsellere karşı tutum



Homoseksüel davranışlar genellikle aile içinde ve
toplumda hoşgörü ile karşılanmamaktadır.
Diğer insanların kendileri gibi olmayanlara karşı
hoşgörülü olmaları gerekir. Olgun bir kişi bireyler
arasında gözlenen bu farklılıkları diğer bireysel
farklılıklar gibi hayatın bir gerçeği olarak kabul
edip eşcinselleri şu ya da bu şekilde aşağılamayan
bir tutumu benimsemeli ve insanları oldukları gibi
kabul etmelidir.
Eş cinsel ilişkiler bir çok toplumda serbest
bırakılmış, eşcinsel evlilikler kanunlar önünde
kabul edilmiştir.
Eşcinsellikle ilgili bilinmesi gerekenler





Eşcinsellik hayatın bir gerçeği olarak ortaya çıkmaktadır.
Aileler bu durumda anlayışla davranmalı ve çocukları ile
konuşabilmelidirler.
Eşcinsel yaşantıları olanların çok azı karşı cins gibi giyinip
davranmaktadırlar.
Aynı zamanda bu özelliklerden bir ya da birkaçına sahip ve
eşcinsel olmayan pek çok erkek vardır.
Ülkemizde aynı cins arkadaşlığı güçlüdür ve bu arkadaşlığı
karşılaştıkları zaman öpüşme ve kucaklaşma ile ifade ederler.
Ergenlerin karşı cinsle çıkmak, beraber olmak eğilimleri ile alay
etmek, ya da bu ilişkileri yakından takip etmeye çalışarakilişkide
sinsi, gizli, kirli bir şey varmış hissi vermek cinsel eğitim
açısından doğru değildir. Bu davranışlar ergenle araya mesafe
girmesine, gizli ilişkiler geliştirmesine hatta eşcinselliğe itebilir.
Eşcinsellikle ilgili bilinmesi gerekenler



Anne-babalar ergenlik döneminde çocukları
sıkıntılı koşullarda yepyeni bir dünyaya uymak
için uğraşırken her konuda onlara
gereksindikleri sevgi, yakınlık ve desteği
sağlamalıdırlar.
Her aile çocuklarının toplumsal değerlere
uygun davranmasını ister.
Tersi olduğunda anlayışsız ve hoşgörüsüz
davranabilirler. Bu durumu da çocuklar
anlayışla karşılamalıdırlar.


tipik okul çağı arkadaşlık tutkusu ile cinsel
duygular içeren yakınlığı birbirinden ayırmak
ve arasındaki çizgiyi belirlemek önemlidir.
Ergenlik döneminde kız ve erkekler arasında
geçici denemelik aynı cinsle cinsel oyun ya da
deneyimler olabilir. Ancak bu denemeler
tekrarlanmadığı ve karşı cinse olan ilginin
devam etmesi durumunda bir sorun yoktur.
Travesti: karşı cins giyim ve davranış tarzı.



Travestiler karşıt cinse benzemek, karşıt cins
gibi giyinmek istemektedirler.
Karşı cinse özgü olan giyim eşyalarına, biçimine
ve davranışlarına ilgi gösteren ve tutkun olan
travestit kişiler genellikle cinsel gücü zayıf olan
kişiler olduğundan genellikle homoseksüellik ile
bir arada olma oranları yüksektir.
Bu giyim tutkusu, davranış, ilgi ve özentisinin
genellikle bireyin “özdeşleşme” mekanızmasında
olan bir çarpıklığa dayandığı ileri sürülmektedir.

TRANSSEKSÜEL(ruhsal ve bedensel diğer cinsiyete
sahip olduğuna inanan)

Transseksüeller sadece karşıt cins gibi giyinmek ya da
karşıt cinsle Cİ kurmak değil, kadın ya da erkek olmak
isterler.
Eşcinseldirler ancak karşıt cinsle özdeşleştikleri ve
kendilerini o şekilde algıladıkları için eşcinsel
olmadıklarına inanırlar. Operasyonla karşıt cinse
değişmek isterler.

Transseksüalizm bazen trasvestizim ile başlar.

Cinsel bozukluklar-sapkınlık/ parafililer
Parafili
 Pedofili (Çocuğa Cinsel Sevi)
 Transvestizm(Karşıt Giysicilik)
 Eksyibizyonizm (Teşhircilik)
 Fetişizm
 Voyerizm (Gözetleyicilik)
 Cinsel Mazokizm
 Cinsel Sadizm
 Frottörizm ( Sürtünmecilik)
 Başka türlü adlandırılamayan parafili
Pedofili (Çocuğa Cinsel Sevi- sübyancı)
 Çocuklarla cinsel ilişki kurma isteği. Bu
ilişki homoseksüel ve heteroseksüel
nitelikte olabileceği gibi bireyin kan
bağı olan çocuklarla da olabilir. daha
çok kız çocuklara yöneliktir.
 Cİ için savunmasız çocukları seçmek
 ancak suçun ortaya çıkmasını önlemek
için cinayet işleyebilirler.
Ekshibizyonizm (Teşhircilik)
 Toplum içinde genital organlarını
başkalarına gösterme isteği
Genellikle erkeklerde görülür. Amaç
kadınlarda bir şok yaratmaya
çalışmaktır.
Kadınlarda da teşhirciliğe rastlanır.
Cinsel yönden cazip yerlerin duruş ve
oturuş biçimleri ile sergilenmesi.
Fetişizm Fetiş kelimesinin anlamı ilkel
toplumlarda doğa üstü bir güç ve etkisi
olduğuna inanılan canlı, cansız eşyalar,
tapınılan putlar anlamına gelmektedir.
 Ayakkabı, çorap,giysi gibi aslında başkaları
için cinsel anlamı olmayan ancak birey için
simgesel bir cinsel anlamı olan nesne (fetiş)
ile cinsel doyum sağlama isteği.
 Fetiş sayılan eşya, eşyanın ait olduğu kişiden
bağımsız olarak cinsel duyguların
uyandırılmasını ve cinsel isteğin doyurulmasını
sağlar.
Voyerizm (Gözetleyicilik)
 Başkalarının cinsel organlarını ya da
cinsel davranışlarını gözetleme
isteği ya da eylemi
Frottörizm ( Sürtünmecilik)
 Cinsel organlarını kadınlara sürterek
uyarılma ve cinsel doyum sağlama
Cinsel Mazohizm
 Kendine acı verdirerek cinsel doyum sağlama.
Egemenliğe girme, pasif olma, saldırgan
davranışları kabul etme ve bundan cinsel haz
duymadır.
Cinsel Sadizm
 Başkalarına acı vererek cinsel doyum sağlama.
Cinsel nesneyi egemenliği altına almaya yönelik bir
saldırganlık eğilimi
Biyolojik olduğu kadar toplumsallaşma süreci içinde
de erkeğin kuvetli ve saldırgan, kadının ise zayıf
ve pasif olma davranışlarının pekiştirilmesi vve
abrtılması ile ortaya çıkar.
Nekrofili
 Ölü (ceset) ile cinsel ilişki kurma
Zoofili
 Hayvanlarla cinsel ilişki kurma
Kırsal bölgelerde, cinsel doyum olanağının
bulunmaması nedeni ile bazan hayvanlarla
cinsel ilişki kurma davranışlarına rastlanabilir.
Ancak karşı cinsten biri ile ilişki kurulabilecek
bir ortam sağlandığında bile bu davranış
sürüyorsa o zaman bozukluk olarak
değerlendirilmelidir.
Cinselliğini Etkiliyen Gelişimsel dönemler
Bebeklik ve Çocukluk Dönemi
Ergenlik Dönemi
Yetişkinlik Dönemi
Yaşlılık Dönemi
Bebeklik ve Çocukluk Döneminde Cinsellik


Çocukluk döneminde cinsel gelişim
açısından en önemli olay cinsel
kimliğin ortaya çıkmasıdır. (3-4 yaş)
Bu dönemde çocuklar (erkek /kız) ,
hormonal farklılıklar henüz
olmadığından toplumdaki rolleri
açısından cinsel kimlik farklılıklarını
öğrenir.
Çocukluk Döneminde Cinsellik-1
cinsellik ön planda değildir ancak çocuklar
cinsel hazzı (kendi ve başkalarının bedenlerini
merak ederek ve keşfederek, cinsel
organlarına dokunarak vs) bu dönemde
tanıyabilir.
Ergenlik Döneminde Cinsellik-1
Çocukluktan yetişkinliğe geçişin
olduğu gelişimsel bir dönemdir.
Ergenlik döneminde biyolojik,
psikososyal ve cinsel davranışlar
açısından değişiklikler yaşanır.
Ergenlikte cinsel davranışlar-2
Bu dönemde genç, cinsel gelişimini
sürdürürken cinsel döngünün
evrelerini de yaşar. Cinsel fantaziler
ve masturbasyon ortaya çıkar.
18 yaşında bir genç cinsel özelliklerin
tümünü kazanmıştır.
Ergenlik Döneminde Cinsellik-2


Avustralya’da lise öğrencilerinin katıldığı
çalışmada mastürbasyon oranı, kızlarda
%42,7, erkeklerde ise %58,2 olduğu
belirtilmektedir.
Ülkemizde 15-24y gençlerle yapılan
araştırmada, mastürbasyon, erkeklerde
%97,5 ve kızlarda %25 ve üniversite
öğrencilerinde erkeklerde %78,7 ve
kızlarda %24.6 oranında olduğu
saptanmıştır
Ergenlik Döneminde Cinsellik-3
Ergenlerde aktif cinsel yaşamın erken
yaşlarda başlaması
İstenmeyen gebeliklere,
Cinsel yolla bulaşan hastalıklara
neden olur.
Ergenlerde sağlıklı cinsel gelişimi etkileyen
faktörler;




Cinsel bilgi kaynaklarının sınırlı olması,
Toplumda cinsellikten konuşmanın ayıp, uygun
olmayan bir eylem olarak görülmesi (ahlakçı
tutum),
Ergen açısından cinsel gelişimini hissedeceği ve
yaşayacağı aktivitelerin ahlakçı tutumlar ile
sınırlandırılması,
Ebeveynlerin cinsellik ile ilgili kısıtlayıcı ya da
yok sayıcı tutumları ileri dönemlerde bireyin
cinsel sorunlar yaşama olasılığını arttırmaktadır.
Erişkinlik Döneminde Cinsellik-1
Bireyin sağlıklı bir ergenlik dönemi
yaşaması, kendi vücudunu daha iyi
tanımasına dolayısıyla bir zincir
halkası gibi sağlıklı bir yetişkinlik
dönemi yaşamasına da neden
olacaktır.
Erişkinlik Döneminde Cinsellik
Erişkinlik dönemi bireyin cinselliği rahat
yaşayabildiği, cinsel olarak aktif olduğu bir
dönemdir.
Gebelik, erişkinlik döneminde kadın cinselliğini
etkileyen en önemli olgudur. Gebelikte cinsellik
konusunda bugüne dek pek çok farklı inanç ve
uygulamalara rastlanmıştır. Ülkemizde de gebelik
sırasında cinsel ilişki en azından pek hoş
karşılanmayan bir durum olarak görülmektedir.
Cinselliğin, cinsel birleşmenin bebeğe zarar
verebileceği, cinsel birleşmenin erken doğum veya
düşüğe yol açabileceği gibi önyargılar
yaşanmaktadır.
Erişkinlik Döneminde Cinsellik
Sorunlu bir gebelik olmadığı sürece (ki
sorunlu pek çok gebelikte bile) cinsellik ve
cinsel birleşme bebeğe zarar vermez, haz
alan annenin kendisini daha iyi
hissedeceği ve cinsellik çifti birbirine
yakınlaştıran bir eylem
olduğu için annenin daha huzurlu olmasını
sağlayabileceği düşünülmektedir.
Gebelikte cinsel yaşamın olmazsa olmazı
cinselliği kadının belirlemesi ve gebeliğin
mutlaka izlem altında olmasıdır.
Orta yaş dönemi
Pek çok çift, hem kadın hem erkek açısından güvenli
ve doyumlu cinselliğin tek bir eş ile uzun süren
sağlıklı ve mutlu bir ilişkinin sonucu gelişebildiğini
bilmektedir.
Cinsellik, farklı aşamalardan geçerek, yıllar içinde
yerine yerleşen bir ilişkinin doğal sonucu olarak
geliştiğinde, kişilerin birbirlerine yaptıkları
yatırımlar, biriktirdikleri deneyimler onları birbirine
daha yakın kılabilecek, yaşlanmanın getirdiği
fiziksel yıpranmalara çok daha hoşgörü ile
bakmalarını sağlayacak ve hayatı birbirlerinin
gözünden görebilmelerini sağlayacak
zenginleştirici bir deneyimdir.
Orta yaş dönemi
Birçok açıdan yaşın ilerlemesi cinsel
eylemin kalitesi açısından ciddi bir
olumsuzluk yaratmadığı gibi aktif
cinsel yaşamı olan bir bireyde
avantajlar da sunar.
Bununla birlikte kadının cinselliğe bakış
açısı yaşlanma ve olgunlaşmanın cinsel
yaşama etkisinde belirleyicidir.
menopoz
Menopozda ,Kadının cinsel isteği azalmadığı gibi
üreme riskinin ortadan kalkmış olması cinselliğin
daha korkusuz yaşanması avantajını da sağlar.
Bununla birlikte menopozal dönemde uyarılma
sorunları ile birlikte istek azlığı da bazı kadınlarca
dile getirilmektedir. Bu durum çoğunlukla menopozun
psikososyal algılanışı ve buna verilen psikolojik
tepki ile ilgili olduğu bildirilmektedir.
Dikkatten kaçmaması gereken başka bir konu da bu
dönemde yaşanan depresyon ya da anksiyete
belirtileridir. Bu belirtiler de cinsel istek azlığına
neden olabilir.
menopoz
Fizyolojik nedenler;





Hormon seviyelerinde menopozla birlikte
azalma olması,
Menopozda cinselliğe ilişkin yanlış
bilgilerinin olması,
Kronik hastalığın olması (diyabet,
hipertansiyon, kanser vb.) ve ilaç
kullanması,
Depresyon durumunun varlığı,
Eşte cinsel fonksiyon bozukluklarının
olması
menopoz
Menopozun biyolojik önemi kadar sosyal
ve kültürel etkileri de vardır. Kadının
üreme özelliğini yitiriyor olması,
ergenlikte edindiği ve erişkinliği boyunca
yaşadığı döngüselliğin (adet dönemi) sona
ermesi gibi biyolojik değişiklikler kadının
ruhsal yaşamında ciddi değişiklilere neden
olur.
Menopoz sonrası dönem kültürel
algılamalara bağlı olarak kadının
üretkenlikten, çalışma yaşamından
çekilmesine de neden olmaktadır.
menopoz
Menopozun tüm bu etkileri birlikte
düşünüldüğünde cinsel yaşama olan etkisi
diğer yaşam dönemlerinde olduğu gibi
kadının cinselliği algılama ve yaşama
biçimi ile bire bir bağlantılıdır.
Kadının cinselliği görev olarak algılaması,
alacağı cinsel hazzı ikinci planda
düşünmesi gibi yaklaşımlar yaşlanma ve
menopoz ile birlikte kadının cinsel
yaşamdan uzaklaşması sonucunu
doğurmaktadır.
menopoz
Sosyo-kültürel nedenler ile genç erişkinlikten
itibaren cinsel aktiviteden uzak durmayı yeğleyen
kadınlar için menopoz sonrası dönem cinsel
kaçınmalarını kolaylaştıran bir ölçüde
meşrulaştıran bir dönemdir.
Menopoz cinsel yaşamdan uzaklaşmak için bir
milat ve bir fırsat gibi algılanmaktadır.
Doğurganlık fonksiyonunu başarı ile tamamlayan
kadın, ilişkisinin cinsellik kısmını gönül rahatlığı ile
“emekli” edebilmekte ve artık kocasından
arkadaşlık ve şefkat beklediği bir döneme adım
atmaktadır.
menopoz
İlişkisel faktörlere baktığımızda, cinselliğin özellikle
kadınlar için eşlerine duydukları yakınlık ve sevginin
bir neticesi olduğunu, dolayısıyla yaşlandıkça eşinden
yeterince ilgi ve sevgi göremeyen kadının kırıldığını
görüyoruz.
Oysa erkekler için cinsellik kadınlar kadar ilişkisel
olmadığı ve daha çok haz odaklı olduğu için,
eskisinden daha az da olsa, yaşlanmakta olan erkek
hala kendisini cinsel yönden aktif görmek istemekte
ve cinselliği talep etmektedir.
Yaşlanma cinsel yaşam açısından sadece bir
dönemdir.
Vulvovaginal atrophy is strongly associated with female sexual dysfunction
among sexually active postmenopausal women
Levin ve arkadaşlarının, cinsel yönden aktif ve
postmenopozal dönemde olan 1480 kadın
üzerinde yaptığı çalışmaya göre,
Vajinal
atrofi (cinsel ilişki sırasında vajinal kuruluk,
kaşınma, ağrı, kanama belirtilerinden en az
bir ya da fazlasını yaşama) prevelansı
% 57,
CFB prevelansı ise % 55 olarak bulunmuştur.
Volume 15(4), July/August 2008, pp 661-666
Cerrahpaşa Menopoz Polikliniği'ne
başvuran,
94 menopoz döneminde olan
kadında yapılan çalışmada,
en sık bildirilen menopoz belirtileri
arasında cinsel isteksizlik, ağrılı
cinsel ilişki belirtilmektedir.
Yetişkin kadının cinsel yaşamını etkileyen özel dönem
ve durumlar
Gebelik,
Doğum sonu dönem,
 İnfertilite


Gebelikte cinsel yaşamı etkileyen faktörler;
Gebelikte cinsel yaşam;




Psikolojik faktörlerden (bebeğe zarar
verme korkusu,cinsel açıdan çekici
hissetmeme),
Cinsel yaşam hakkındaki yanlış inançlar,
Cinsel disfonksiyonlardan (disparoni gibi),
Kadındaki fiziksel değişikliklerden
etkilenebilmektedir (bulantı-kusma,
yorgunluk) .
Gebelikte Cinsellik-1



I. trimesterda, kadında cinsel
aktivitede değişiklik olmamasına
rağmen, cinsel ilişki sıklığında
azalma olabilmektedir.
II. trimesterde, bütün gebelerde
cinsel ilgi ve etkinlikte artış
olabilmektedir.
III.trimesterde tekrar cinsel
etkinlikte azalma olmaktadır.
Gebelikte Cinsellik-2
Gebelikte cinsel yaşamı sınırlayan önemli bir
durum,


Cinsel bilgi ve olgunlaşmanın yetersiz olmasına
bağlı olarak cinselliğin sadece birleşme olarak
algılanması ve genel olarak cinselliğin sınırlı
yaşanmasıdır.
GEBELİKTE, birleşmeye endeksli olmayan cinsel
ilişki (koitus dışı cinsel davranışlar;
masturbasyon gibi) ile çiftler hemen her
koşulda cinsel hazzı yaşayabilir.
Doğum sonrası dönemde kadının cinsel isteğinde, uyarılmasında
ve haz almasında sorunlar yaşamasına neden olan durumlar;
Hormonal
değişiklikler,
Emzirme,
Yorgunluk,
Epizyotomi ağrıları
, Annenin yaşı,
Etnik köken.
Disparoni
(doğum
sürecindeki
laserasyonlara
bağlı gelişebilir)
,
Depresyon,
Kültürel-dini
faktörler,
Doğum Sonu Dönemde Cinsellik-1


kadında cinsel aktivite DS ilk 3.-4.
ayda düşük olduğu belirtilmektedir.
Bu durum 1 yıla kadar
uzayabilmektedir
Bunun nedeni laktojenik hormonun
yüksekliğine bağlı over hormon
düzeylerindeki düşüş ile
açıklanmaktadır.
Doğum Sonu Dönemde Cinsellik-2


DSÖ verisi:
Doğum sonu kadınların
8. haftada %71’i,
10. haftada %90’ı
cinsel ilişkiye başlamaktadır
Emzirmenin kadınların cinsel aktivitelerini negatif etkilediği
bildirilmektedir.




Emziren kadınların,
Daha geç cinsel aktiviteye
döndükleri,
Daha az cinsel ilgi yaşadıkları,
Daha fazla disparoni yaşadıkları ,
Cinsel birliktelikten daha az keyif
aldıkları bildirilmektedir.
İnfertilite ve cinsel yaşam-1
İnfertilite, cinsel işlev ve memnuniyette
bozulmalara neden olabilmektedir.
Nedenleri;
 Siklusun fertil zamanları sırasında cinsel
ilişkide bulunma gerekliliği,
 Cinsel ilişkinin doğallığının kaybolup ev
ödevi gibi yaşanması,
 Kişinin infertilitesinden dolayı cinsel olarak
kendini yetersiz hissetmesi ya da
depresyon
İnfertilite kadınlarda,





Cinsel disfonksiyon,
Cinsel istek kaybı,
Cinsel uyarılmanın
gerçekleşmemesi,
Orgazm olamamaya neden
olabilmektedir.
Aynı zamanda tedavide kullanılan
hormonlar da kadınların cinselliğini
olumsuz etkilemektedir.

TEŞEKKÜR EDERİM
Download