Cinsellikle İlgili Norm Dışı Davranışlar Cinsel Sağlık Dersi 2015 Bahar Norm dışı davranışlar- cinsel yönelimler, anormallikler/sapmalar Hangi davranışın anormal ya da sapma olduğu açık değildir. Değişik bakış açılarından tanımlamalar yapılabilir (Özgüven İ). Anormal; Nadir-az rastlanan ya da doğal olmayan, insanların çoğunun yapmak istemediği bir şeyi tanımlar. Bir şeyi yapmanın normal ve doğal bir yolu olduğu, bu yolun dışındaki davranışların sapma sayılacağı varsayımına dayanır ( mantıksal tanım). Toplumsal değerlerle örtüşmeyen davranışlar (toplumsal tanım), Başkalarına zararı dokunan/zorla, aldatarak yapılan cinsel davranışlar anormal olarak kabul edilir. her türlü cinsel ilişkide bu ilişkiye katılanların özgür ve zorlamasız olması, tarafların birbirine zarar vermemesi gibi insancıl boyutları vurgular.(ahlaksal tanım) . Bütün bunlar anormal cinsel ilişki tanımı yapmanın karmaşık bir iş olduğunu göstermektedir. Bu davranışların çoğu normal heteroseksüel cinsel yaşamla bir arada bulunabilir. Oldukça sağlam bir ölçüt olarak, anormal cinsel davranışlar, kişinin yaşamı boyunca sürüp gitmiyorsa, her fırsatta normal cinsel yaşamı bir yana itip, onun yerine geçiyorsa, anormal davranışın bozukluk düzeyine ulaştığı kabul edilir (Freud) Cinsel sorunlar Cinsel işlev bozuklukları . Cinsel kimlik bozuklukları Parafililer Cinsel Kimlik sorunları Cinsel kimlik: kişinin biyolojik olarak temel özelliklerini yansıtır. kromozomları, dış genital organları, iç genital organları, hormonsal yapıyı ve ikincil seks özelliklerini içeren kişinin biyolojik cinsel özellikleridir. Cinsiyet kimliği: dişilik ve erkeklik algısıdır, biyoloji Cinsel kimlik rolü; Kişinin cinsiyeti ile cinsel kimliği çoğu zaman iç içe girmiştir ile ilgili değildir. aile, kültür ve toplum değerleri tarafından belirlenir ve kadının kadın gibi, erkeğin de erkek gibi davranmasını öngörür. (kadınca ve erkekçe davranış biçimlerini tanımlar) Cinsel kimlik bozuklukları Kişinin biyolojik cinsiyeti ile cinsiyet kimliğinin uyumsuz olmasına transseksüalite denir. Trans biyolojik karşıtlığı tanımlayan bir ön ektir. Kız ve erkek çocukların beden yapıları ve iç salgı bezleri bakımından doğuştan itibaren ayrı yaratılmışlardır. Bir çocuğun kız ya da erkek doğması, cinsel kimliğini kazanması için ilk koşuldur ama yeterli ve tek koşul değildir. Biyolojik faktörler eksiksiz gelişimini tamamlasa bile erkeklik ya da kadınlık/cinsiyet kimliği gelişiminde bir farklılık olabilir. Cinsel kimlik bozuklukları Cinsiyet kimliğinin gelişmesinde yaşamın ilk yıllarındaki deneyimlerin etkisi büyüktür. Cinsiyet kimliği başta anne-baba olmak üzere aile üyeleri, öğretmenler ve yakın arkadaşlarla yaşanan sonsuz deneyimlerden köken alır. Öğrenmeler İlk ilişkiler Özdeşimler Sevgi Nesnesi Cinsel kimlik bozuklukları Bireyin ilk sevgi nesnesi annesi daha sonra baba ve kardeşleridir. Bu ilişkilerde süregelen ağır bozukluklar olmadıkça yetişmekte olan çocuğun ileride olumlu sevgi ilişkileri kurma olasılığı yüksektir. Cinsel kimlik bozuklukları Özdeşimi Olumsuz Yönde Etkileyen Durumlar Bozuk karı-koca ilişkileri Ruh sağlığı sorunu olan ana-baba Sevgisizlik Aile içi şiddet Eşlerin birbirini aşağılaması Cinsel kimlik bozuklukları ETİYOLOJİ VE HIZLANDIRICI ETKENLER Cinsel kimlik bozukluklarının etiyolojisi tam olarak tanımlanmamıştır. Bilişsel yetenekler, kardeşlerin cinsiyet dağılımı, yaradılış özelliği, endokrinolojik ya da kromozomal anomalilerle ilgili yapılan araştırmalar etyolojiye ilişkin belirgin bir kanıt sağlayamamıştır. Cinsel kimlik bozuklukları Psiko-sosyal alanda çocuklarla yapılan araştırmalar; ebeveynlerin evlilik çatışmalarının, çocuklarıyla güvensiz ilişkiler kurmalarına bir zemin hazırladığını ileri sürmektedir. Bu tür çevrede yetişen çocuklar güvensiz ve aşırı duyarlı olup yüksek düzeyde anksiyete yaşarlar. Cinsel kimlik bozuklukları çocukluğunda cinsel kimlik bozukluğu öyküsü olan erkek çocukların yaklaşık %75’i homoseksüel veya biseksüel yönelim, geri kalanı ise heteroseksüel yönelim göstermektedir. Cinsel kimlik bozuklukları Cinsel kimlik bozuklukları, çok sık görülmez ancak erkeklerde, kadınlara oranla dört kat daha fazla rastlanan bir bozukluktur. Cinsel kimlik bozukluğu olan kadınların hemen tamamında eşcinsel eğilimler vardır. Bu bozukluğu gösteren erkeklerin yarısında eşcinsel eğilimler, diğer yarısında ise heteroseksüel, biseksüel ya da aseksüel eğilimler görülür. Cinsel kimlik bozuklukları Çözümlenememiş cinsel kimlik çatışmaları; anksiyete, depresyon, alkolizm, madde kötü kullanımı ve intihara yol açabilir. Cinsel kimlik bozuklukları Cinsel gelişmenin bedensel, toplumsal, duygusal ve zihinsel yönleri vardır. Bedensel boyut: üreme organlarının, sekonder seks karakterlerinin büyüme ve gelişmesi,-cinsel kimlik Toplumsal boyut kız ve erkek çocukların kadın ve erkek olarak nasıl davranacakları, rollerini nasıl belirleyeceklerine ilişkin deneyimleri kapsar. Toplumun kültürel beklentileri bu rolleri belirler.-Topl. Cins. Rolü Duygusal boyut; kişinin kendi bedenini nasıl hissettiğini, cinsel kişiliğine ilişkin duygularını içerir. Cinsiyet kimliği Zihinsel yönü ;bu sürece ilişkin bilgilerin kazanılması ile ilgilidir. Beden yapısı, cinsiyet farkları, kültürel çerçeve içinde cinsel rollerin öğrenilmesi cinsel gelişimin zihinsel boyutudur. Cinsel Kimlik Bozuklukları (CKB)/cinsel yönelimler CKB, bireyin cinsiyet kimliğini algılaması ile cinsel anatomibiyolojisi arasında uyuşmazlık olduğunda ortaya çıkan bir durumdur. Cinsel kimlik sorunları olan bireyler, yoğun bir biçimde kendi biyolojik cinsiyetleri ile aslında olmak istedikleri karşı cinse ilişkin sıkıntılar yaşarlar. Cinsel Kimlik Bozuklukları/cinsel yönelimler Ergenler ve yetişkinlerde Çocuklarda imgesel oyunlarda sürekli karşı cinsin rollerini oynamayı isteme, karşı cinsin alışılagelmiş oyunlarına ve eğlencelerine katılma, karşı cinsten oyun arkadaşları seçme, cinsiyetine aykırı giyimi, kendilerinin karşı cinsten olduklarına inanma, Kişinin biyolojik cinsiyetinden ya da cinsel rolünden sürekli rahatsızlık duyması karşı cinsten olma isteğini dile getirme, diğer cinsiyette gibi yaşamayı ve davranılmasını isteme, ya da diğer cinsiyete özgü duygularının ve tepkilerinin olduğuna dair bir inanç tarzı. Cinsel Kimlik Bozuklukları/cinsel yönelimler Bireyde bir miktar rahatsızlık yaratmaktan, şiddetli düzeyde anksiyete yaratmaya kadar değişkenlik gösterebilir ve bireysel fonksiyon bozukluğuna neden olabilirler. Davranışlar, toplum ve kültür tarafından kabul edilen cinsel ölçülerden saptığında sert bir biçimde yargılanır. Bu yargılar kabul görmeyen birey için, potansiyel bir suçluluk ve utanç kaynağıdır. Cinsel Kimlik Bozuklukları/cinsel yönelimler CİNSEL YÖNELİM- cinsiyet kimliği Kişinin cinsel ve duygusal olarak çekim duyduğu cinsiyete göre tanımlanan bir özelliktir. HETEROSEKSÜEL (Karşı cinse) HOMOSEKSÜEL (Eşcinsel)/gey/lezbiyen BİSEKSÜEL(her iki cinse) TRAVESTİ(karşı cins giyim ve davranış tarzı) TRANSSEKSÜEL(ruhsal ve bedensel diğer cinsiyete sahip olduğuna inanan) Cinsel Kimlik Bozuklukları/cinsel yönelimler HOMOSEKSÜEL (Eşcinsel)/gey/lezbiyen Eşcinselliğin farklı dereceleri bulunmaktadır. Çokcinsel: hem kendi cinsi hem de karşı cinsle ilişkiye girebilen Eşcinselliğin geçmişi MÖ zamanlara kadar uzanır. O çağlarda yanlış olan eşcinsellik değil,insanları baskı ile ilişkiye zorlamaktı. Dini inançlar toplumda yer tutmaya başlayınca örn musevilikte; cinsellikle ilgili görüşler değişmiş, evlilik ilişkileri dışındaki tüm ilişkilere yasak gelmiştir. Hristiyanlık da musevi dininden etkilendiği için cinsellik konusundaki düşünceler bu dine de aktarılmış,çocuk sahibi olmaya yönelik olmadıkça tüm Cİ kötü olarak tanımlanmıştir. Hristiyanlık çeşitli mezhep ve reformcu gruplara ayrıldıkça görüşler daha az kısıtlayıcı olmaya doğru gelişmistir. Bu kurallara benzer yasaklar daha sonra islam dininde de yeralmıştır. Eşcinsellere karşı tutum Homoseksüel davranışlar genellikle aile içinde ve toplumda hoşgörü ile karşılanmamaktadır. Diğer insanların kendileri gibi olmayanlara karşı hoşgörülü olmaları gerekir. Olgun bir kişi bireyler arasında gözlenen bu farklılıkları diğer bireysel farklılıklar gibi hayatın bir gerçeği olarak kabul edip eşcinselleri şu ya da bu şekilde aşağılamayan bir tutumu benimsemeli ve insanları oldukları gibi kabul etmelidir. Eş cinsel ilişkiler bir çok toplumda serbest bırakılmış, eşcinsel evlilikler kanunlar önünde kabul edilmiştir. Eşcinsellikle ilgili bilinmesi gerekenler Eşcinsellik hayatın bir gerçeği olarak ortaya çıkmaktadır. Aileler bu durumda anlayışla davranmalı ve çocukları ile konuşabilmelidirler. Eşcinsel yaşantıları olanların çok azı karşı cins gibi giyinip davranmaktadırlar. Aynı zamanda bu özelliklerden bir ya da birkaçına sahip ve eşcinsel olmayan pek çok erkek vardır. Ülkemizde aynı cins arkadaşlığı güçlüdür ve bu arkadaşlığı karşılaştıkları zaman öpüşme ve kucaklaşma ile ifade ederler. Ergenlerin karşı cinsle çıkmak, beraber olmak eğilimleri ile alay etmek, ya da bu ilişkileri yakından takip etmeye çalışarakilişkide sinsi, gizli, kirli bir şey varmış hissi vermek cinsel eğitim açısından doğru değildir. Bu davranışlar ergenle araya mesafe girmesine, gizli ilişkiler geliştirmesine hatta eşcinselliğe itebilir. Eşcinsellikle ilgili bilinmesi gerekenler Anne-babalar ergenlik döneminde çocukları sıkıntılı koşullarda yepyeni bir dünyaya uymak için uğraşırken her konuda onlara gereksindikleri sevgi, yakınlık ve desteği sağlamalıdırlar. Her aile çocuklarının toplumsal değerlere uygun davranmasını ister. Tersi olduğunda anlayışsız ve hoşgörüsüz davranabilirler. Bu durumu da çocuklar anlayışla karşılamalıdırlar. tipik okul çağı arkadaşlık tutkusu ile cinsel duygular içeren yakınlığı birbirinden ayırmak ve arasındaki çizgiyi belirlemek önemlidir. Ergenlik döneminde kız ve erkekler arasında geçici denemelik aynı cinsle cinsel oyun ya da deneyimler olabilir. Ancak bu denemeler tekrarlanmadığı ve karşı cinse olan ilginin devam etmesi durumunda bir sorun yoktur. Travesti: karşı cins giyim ve davranış tarzı. Travestiler karşıt cinse benzemek, karşıt cins gibi giyinmek istemektedirler. Karşı cinse özgü olan giyim eşyalarına, biçimine ve davranışlarına ilgi gösteren ve tutkun olan travestit kişiler genellikle cinsel gücü zayıf olan kişiler olduğundan genellikle homoseksüellik ile bir arada olma oranları yüksektir. Bu giyim tutkusu, davranış, ilgi ve özentisinin genellikle bireyin “özdeşleşme” mekanızmasında olan bir çarpıklığa dayandığı ileri sürülmektedir. TRANSSEKSÜEL(ruhsal ve bedensel diğer cinsiyete sahip olduğuna inanan) Transseksüeller sadece karşıt cins gibi giyinmek ya da karşıt cinsle Cİ kurmak değil, kadın ya da erkek olmak isterler. Eşcinseldirler ancak karşıt cinsle özdeşleştikleri ve kendilerini o şekilde algıladıkları için eşcinsel olmadıklarına inanırlar. Operasyonla karşıt cinse değişmek isterler. Transseksüalizm bazen trasvestizim ile başlar. Cinsel bozukluklar-sapkınlık/ parafililer Parafili Pedofili (Çocuğa Cinsel Sevi) Transvestizm(Karşıt Giysicilik) Eksyibizyonizm (Teşhircilik) Fetişizm Voyerizm (Gözetleyicilik) Cinsel Mazokizm Cinsel Sadizm Frottörizm ( Sürtünmecilik) Başka türlü adlandırılamayan parafili Pedofili (Çocuğa Cinsel Sevi- sübyancı) Çocuklarla cinsel ilişki kurma isteği. Bu ilişki homoseksüel ve heteroseksüel nitelikte olabileceği gibi bireyin kan bağı olan çocuklarla da olabilir. daha çok kız çocuklara yöneliktir. Cİ için savunmasız çocukları seçmek ancak suçun ortaya çıkmasını önlemek için cinayet işleyebilirler. Ekshibizyonizm (Teşhircilik) Toplum içinde genital organlarını başkalarına gösterme isteği Genellikle erkeklerde görülür. Amaç kadınlarda bir şok yaratmaya çalışmaktır. Kadınlarda da teşhirciliğe rastlanır. Cinsel yönden cazip yerlerin duruş ve oturuş biçimleri ile sergilenmesi. Fetişizm Fetiş kelimesinin anlamı ilkel toplumlarda doğa üstü bir güç ve etkisi olduğuna inanılan canlı, cansız eşyalar, tapınılan putlar anlamına gelmektedir. Ayakkabı, çorap,giysi gibi aslında başkaları için cinsel anlamı olmayan ancak birey için simgesel bir cinsel anlamı olan nesne (fetiş) ile cinsel doyum sağlama isteği. Fetiş sayılan eşya, eşyanın ait olduğu kişiden bağımsız olarak cinsel duyguların uyandırılmasını ve cinsel isteğin doyurulmasını sağlar. Voyerizm (Gözetleyicilik) Başkalarının cinsel organlarını ya da cinsel davranışlarını gözetleme isteği ya da eylemi Frottörizm ( Sürtünmecilik) Cinsel organlarını kadınlara sürterek uyarılma ve cinsel doyum sağlama Cinsel Mazohizm Kendine acı verdirerek cinsel doyum sağlama. Egemenliğe girme, pasif olma, saldırgan davranışları kabul etme ve bundan cinsel haz duymadır. Cinsel Sadizm Başkalarına acı vererek cinsel doyum sağlama. Cinsel nesneyi egemenliği altına almaya yönelik bir saldırganlık eğilimi Biyolojik olduğu kadar toplumsallaşma süreci içinde de erkeğin kuvetli ve saldırgan, kadının ise zayıf ve pasif olma davranışlarının pekiştirilmesi vve abrtılması ile ortaya çıkar. Nekrofili Ölü (ceset) ile cinsel ilişki kurma Zoofili Hayvanlarla cinsel ilişki kurma Kırsal bölgelerde, cinsel doyum olanağının bulunmaması nedeni ile bazan hayvanlarla cinsel ilişki kurma davranışlarına rastlanabilir. Ancak karşı cinsten biri ile ilişki kurulabilecek bir ortam sağlandığında bile bu davranış sürüyorsa o zaman bozukluk olarak değerlendirilmelidir. Cinselliğini Etkiliyen Gelişimsel dönemler Bebeklik ve Çocukluk Dönemi Ergenlik Dönemi Yetişkinlik Dönemi Yaşlılık Dönemi Bebeklik ve Çocukluk Döneminde Cinsellik Çocukluk döneminde cinsel gelişim açısından en önemli olay cinsel kimliğin ortaya çıkmasıdır. (3-4 yaş) Bu dönemde çocuklar (erkek /kız) , hormonal farklılıklar henüz olmadığından toplumdaki rolleri açısından cinsel kimlik farklılıklarını öğrenir. Çocukluk Döneminde Cinsellik-1 cinsellik ön planda değildir ancak çocuklar cinsel hazzı (kendi ve başkalarının bedenlerini merak ederek ve keşfederek, cinsel organlarına dokunarak vs) bu dönemde tanıyabilir. Ergenlik Döneminde Cinsellik-1 Çocukluktan yetişkinliğe geçişin olduğu gelişimsel bir dönemdir. Ergenlik döneminde biyolojik, psikososyal ve cinsel davranışlar açısından değişiklikler yaşanır. Ergenlikte cinsel davranışlar-2 Bu dönemde genç, cinsel gelişimini sürdürürken cinsel döngünün evrelerini de yaşar. Cinsel fantaziler ve masturbasyon ortaya çıkar. 18 yaşında bir genç cinsel özelliklerin tümünü kazanmıştır. Ergenlik Döneminde Cinsellik-2 Avustralya’da lise öğrencilerinin katıldığı çalışmada mastürbasyon oranı, kızlarda %42,7, erkeklerde ise %58,2 olduğu belirtilmektedir. Ülkemizde 15-24y gençlerle yapılan araştırmada, mastürbasyon, erkeklerde %97,5 ve kızlarda %25 ve üniversite öğrencilerinde erkeklerde %78,7 ve kızlarda %24.6 oranında olduğu saptanmıştır Ergenlik Döneminde Cinsellik-3 Ergenlerde aktif cinsel yaşamın erken yaşlarda başlaması İstenmeyen gebeliklere, Cinsel yolla bulaşan hastalıklara neden olur. Ergenlerde sağlıklı cinsel gelişimi etkileyen faktörler; Cinsel bilgi kaynaklarının sınırlı olması, Toplumda cinsellikten konuşmanın ayıp, uygun olmayan bir eylem olarak görülmesi (ahlakçı tutum), Ergen açısından cinsel gelişimini hissedeceği ve yaşayacağı aktivitelerin ahlakçı tutumlar ile sınırlandırılması, Ebeveynlerin cinsellik ile ilgili kısıtlayıcı ya da yok sayıcı tutumları ileri dönemlerde bireyin cinsel sorunlar yaşama olasılığını arttırmaktadır. Erişkinlik Döneminde Cinsellik-1 Bireyin sağlıklı bir ergenlik dönemi yaşaması, kendi vücudunu daha iyi tanımasına dolayısıyla bir zincir halkası gibi sağlıklı bir yetişkinlik dönemi yaşamasına da neden olacaktır. Erişkinlik Döneminde Cinsellik Erişkinlik dönemi bireyin cinselliği rahat yaşayabildiği, cinsel olarak aktif olduğu bir dönemdir. Gebelik, erişkinlik döneminde kadın cinselliğini etkileyen en önemli olgudur. Gebelikte cinsellik konusunda bugüne dek pek çok farklı inanç ve uygulamalara rastlanmıştır. Ülkemizde de gebelik sırasında cinsel ilişki en azından pek hoş karşılanmayan bir durum olarak görülmektedir. Cinselliğin, cinsel birleşmenin bebeğe zarar verebileceği, cinsel birleşmenin erken doğum veya düşüğe yol açabileceği gibi önyargılar yaşanmaktadır. Erişkinlik Döneminde Cinsellik Sorunlu bir gebelik olmadığı sürece (ki sorunlu pek çok gebelikte bile) cinsellik ve cinsel birleşme bebeğe zarar vermez, haz alan annenin kendisini daha iyi hissedeceği ve cinsellik çifti birbirine yakınlaştıran bir eylem olduğu için annenin daha huzurlu olmasını sağlayabileceği düşünülmektedir. Gebelikte cinsel yaşamın olmazsa olmazı cinselliği kadının belirlemesi ve gebeliğin mutlaka izlem altında olmasıdır. Orta yaş dönemi Pek çok çift, hem kadın hem erkek açısından güvenli ve doyumlu cinselliğin tek bir eş ile uzun süren sağlıklı ve mutlu bir ilişkinin sonucu gelişebildiğini bilmektedir. Cinsellik, farklı aşamalardan geçerek, yıllar içinde yerine yerleşen bir ilişkinin doğal sonucu olarak geliştiğinde, kişilerin birbirlerine yaptıkları yatırımlar, biriktirdikleri deneyimler onları birbirine daha yakın kılabilecek, yaşlanmanın getirdiği fiziksel yıpranmalara çok daha hoşgörü ile bakmalarını sağlayacak ve hayatı birbirlerinin gözünden görebilmelerini sağlayacak zenginleştirici bir deneyimdir. Orta yaş dönemi Birçok açıdan yaşın ilerlemesi cinsel eylemin kalitesi açısından ciddi bir olumsuzluk yaratmadığı gibi aktif cinsel yaşamı olan bir bireyde avantajlar da sunar. Bununla birlikte kadının cinselliğe bakış açısı yaşlanma ve olgunlaşmanın cinsel yaşama etkisinde belirleyicidir. menopoz Menopozda ,Kadının cinsel isteği azalmadığı gibi üreme riskinin ortadan kalkmış olması cinselliğin daha korkusuz yaşanması avantajını da sağlar. Bununla birlikte menopozal dönemde uyarılma sorunları ile birlikte istek azlığı da bazı kadınlarca dile getirilmektedir. Bu durum çoğunlukla menopozun psikososyal algılanışı ve buna verilen psikolojik tepki ile ilgili olduğu bildirilmektedir. Dikkatten kaçmaması gereken başka bir konu da bu dönemde yaşanan depresyon ya da anksiyete belirtileridir. Bu belirtiler de cinsel istek azlığına neden olabilir. menopoz Fizyolojik nedenler; Hormon seviyelerinde menopozla birlikte azalma olması, Menopozda cinselliğe ilişkin yanlış bilgilerinin olması, Kronik hastalığın olması (diyabet, hipertansiyon, kanser vb.) ve ilaç kullanması, Depresyon durumunun varlığı, Eşte cinsel fonksiyon bozukluklarının olması menopoz Menopozun biyolojik önemi kadar sosyal ve kültürel etkileri de vardır. Kadının üreme özelliğini yitiriyor olması, ergenlikte edindiği ve erişkinliği boyunca yaşadığı döngüselliğin (adet dönemi) sona ermesi gibi biyolojik değişiklikler kadının ruhsal yaşamında ciddi değişiklilere neden olur. Menopoz sonrası dönem kültürel algılamalara bağlı olarak kadının üretkenlikten, çalışma yaşamından çekilmesine de neden olmaktadır. menopoz Menopozun tüm bu etkileri birlikte düşünüldüğünde cinsel yaşama olan etkisi diğer yaşam dönemlerinde olduğu gibi kadının cinselliği algılama ve yaşama biçimi ile bire bir bağlantılıdır. Kadının cinselliği görev olarak algılaması, alacağı cinsel hazzı ikinci planda düşünmesi gibi yaklaşımlar yaşlanma ve menopoz ile birlikte kadının cinsel yaşamdan uzaklaşması sonucunu doğurmaktadır. menopoz Sosyo-kültürel nedenler ile genç erişkinlikten itibaren cinsel aktiviteden uzak durmayı yeğleyen kadınlar için menopoz sonrası dönem cinsel kaçınmalarını kolaylaştıran bir ölçüde meşrulaştıran bir dönemdir. Menopoz cinsel yaşamdan uzaklaşmak için bir milat ve bir fırsat gibi algılanmaktadır. Doğurganlık fonksiyonunu başarı ile tamamlayan kadın, ilişkisinin cinsellik kısmını gönül rahatlığı ile “emekli” edebilmekte ve artık kocasından arkadaşlık ve şefkat beklediği bir döneme adım atmaktadır. menopoz İlişkisel faktörlere baktığımızda, cinselliğin özellikle kadınlar için eşlerine duydukları yakınlık ve sevginin bir neticesi olduğunu, dolayısıyla yaşlandıkça eşinden yeterince ilgi ve sevgi göremeyen kadının kırıldığını görüyoruz. Oysa erkekler için cinsellik kadınlar kadar ilişkisel olmadığı ve daha çok haz odaklı olduğu için, eskisinden daha az da olsa, yaşlanmakta olan erkek hala kendisini cinsel yönden aktif görmek istemekte ve cinselliği talep etmektedir. Yaşlanma cinsel yaşam açısından sadece bir dönemdir. Vulvovaginal atrophy is strongly associated with female sexual dysfunction among sexually active postmenopausal women Levin ve arkadaşlarının, cinsel yönden aktif ve postmenopozal dönemde olan 1480 kadın üzerinde yaptığı çalışmaya göre, Vajinal atrofi (cinsel ilişki sırasında vajinal kuruluk, kaşınma, ağrı, kanama belirtilerinden en az bir ya da fazlasını yaşama) prevelansı % 57, CFB prevelansı ise % 55 olarak bulunmuştur. Volume 15(4), July/August 2008, pp 661-666 Cerrahpaşa Menopoz Polikliniği'ne başvuran, 94 menopoz döneminde olan kadında yapılan çalışmada, en sık bildirilen menopoz belirtileri arasında cinsel isteksizlik, ağrılı cinsel ilişki belirtilmektedir. Yetişkin kadının cinsel yaşamını etkileyen özel dönem ve durumlar Gebelik, Doğum sonu dönem, İnfertilite Gebelikte cinsel yaşamı etkileyen faktörler; Gebelikte cinsel yaşam; Psikolojik faktörlerden (bebeğe zarar verme korkusu,cinsel açıdan çekici hissetmeme), Cinsel yaşam hakkındaki yanlış inançlar, Cinsel disfonksiyonlardan (disparoni gibi), Kadındaki fiziksel değişikliklerden etkilenebilmektedir (bulantı-kusma, yorgunluk) . Gebelikte Cinsellik-1 I. trimesterda, kadında cinsel aktivitede değişiklik olmamasına rağmen, cinsel ilişki sıklığında azalma olabilmektedir. II. trimesterde, bütün gebelerde cinsel ilgi ve etkinlikte artış olabilmektedir. III.trimesterde tekrar cinsel etkinlikte azalma olmaktadır. Gebelikte Cinsellik-2 Gebelikte cinsel yaşamı sınırlayan önemli bir durum, Cinsel bilgi ve olgunlaşmanın yetersiz olmasına bağlı olarak cinselliğin sadece birleşme olarak algılanması ve genel olarak cinselliğin sınırlı yaşanmasıdır. GEBELİKTE, birleşmeye endeksli olmayan cinsel ilişki (koitus dışı cinsel davranışlar; masturbasyon gibi) ile çiftler hemen her koşulda cinsel hazzı yaşayabilir. Doğum sonrası dönemde kadının cinsel isteğinde, uyarılmasında ve haz almasında sorunlar yaşamasına neden olan durumlar; Hormonal değişiklikler, Emzirme, Yorgunluk, Epizyotomi ağrıları , Annenin yaşı, Etnik köken. Disparoni (doğum sürecindeki laserasyonlara bağlı gelişebilir) , Depresyon, Kültürel-dini faktörler, Doğum Sonu Dönemde Cinsellik-1 kadında cinsel aktivite DS ilk 3.-4. ayda düşük olduğu belirtilmektedir. Bu durum 1 yıla kadar uzayabilmektedir Bunun nedeni laktojenik hormonun yüksekliğine bağlı over hormon düzeylerindeki düşüş ile açıklanmaktadır. Doğum Sonu Dönemde Cinsellik-2 DSÖ verisi: Doğum sonu kadınların 8. haftada %71’i, 10. haftada %90’ı cinsel ilişkiye başlamaktadır Emzirmenin kadınların cinsel aktivitelerini negatif etkilediği bildirilmektedir. Emziren kadınların, Daha geç cinsel aktiviteye döndükleri, Daha az cinsel ilgi yaşadıkları, Daha fazla disparoni yaşadıkları , Cinsel birliktelikten daha az keyif aldıkları bildirilmektedir. İnfertilite ve cinsel yaşam-1 İnfertilite, cinsel işlev ve memnuniyette bozulmalara neden olabilmektedir. Nedenleri; Siklusun fertil zamanları sırasında cinsel ilişkide bulunma gerekliliği, Cinsel ilişkinin doğallığının kaybolup ev ödevi gibi yaşanması, Kişinin infertilitesinden dolayı cinsel olarak kendini yetersiz hissetmesi ya da depresyon İnfertilite kadınlarda, Cinsel disfonksiyon, Cinsel istek kaybı, Cinsel uyarılmanın gerçekleşmemesi, Orgazm olamamaya neden olabilmektedir. Aynı zamanda tedavide kullanılan hormonlar da kadınların cinselliğini olumsuz etkilemektedir. TEŞEKKÜR EDERİM