YAVUZKÖY SAHARA ŞEHİDİ MOLLA ALİ Osmanlı Devleti,1800`lü

advertisement
YAVUZKÖY SAHARA ŞEHİDİ MOLLA ALİ
Osmanlı Devleti,1800’lü yılların sonuna doğru bütün cephelerde
yenilgiye uğramış ve topraklarının büyük bir kısmını kaybetmiştir.
Osmanlının doğu ve kuzeydoğu sınırlarını koruyan ordularının
1878’de Rus Orduları ile yaptığı Savaşı kaybetmesi neticesinde,
Rus’lar ile imzalanan antlaşma gereği Kars, Ardahan ve Batum
(Artvin) toprakları savaş tazminatı olarak Rusya’ya bırakılmıştır.
Kafkas Cephesi’nde yaşayan halkın idaresinin Rus Devleti’ne
geçmesinden sonra bölge halkı, Rus Askeri Komutanlığının emrinde
bulunan Ermeni Askerlerin de etkisiyle baskı ve zulme uğramıştır. Bu
nedenle Halkın mağduriyeti hat safhaya ulaşmıştır.
Bu
durumun
Artvin’den
İstanbul’a
gönderdikleri
Osmanlı
mebusu, Batum temsilcisi aracılığı ile Padişah Sultan Abdülaziz’e
daha sonra yerine geçen İkinci Abdülhamit’e, iletilmesine rağmen bir
netice alınamamıştır.
Savaş tazminatı olarak Rusya’ya verilen üç vilayet de yaşayan
halkın, Osmanlı Devleti yönetiminde yaşama istekleri, Rus’ların, halk
üzerindeki baskısının daha da artmasına neden olmuştur.
1915 yılı, Şavşat Halkı’nın Rus İdaresi’ne karşı ilk direnişi
olmadığı gibi, son direnişi de olmayacaktır.
Osmanlı İmparatorluğu’nun 1915 yılında Çanakkale Savaşında
verdiği var olma mücadelesi, Anadolu Coğrafyası’nın her bölgesinde
oluşturulan milis kuvvetleri tarafından da verilmekteydi.
1916’da Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusunun
Ahıska Bölgesi’ndeki yöresel güçlerini de devreye sokarak direniş
göstermesine rağmen, fazlaca bir başarı sağlanamamış, hatta
Rusların Karadeniz Bölgesi’ni işgal etmesinin yolunu açmıştır.
Rusya'da19l7 yılında başlayan Bolşevik İhtilali sürecine kadar,
Rus yönetimi altındaki birçok bölgede olduğu gibi, Şavşat Halkı’nın
oluşturduğu milis kuvvetleri ile defalarca, Rus askerlerine karşı
direniş olmuştur. Bu direnişler, Rus yönetiminin bu bölgede yaşayan
halk üzerinde etkili olamayacağı kanaati hâsıl olmuştur.
1
Rusya’da
çekilmesine
başlayan
neden
Bolşevik
olmuştur.
Bu
İhtilali,
çekilme
Rus’ların
bölgeden
Kuzeydoğu
Anadolu
Bölgesi’nde yaşayan halkın rahat bir nefes almasını sağlamıştır.
Bu kez de Doğu Anadolu’da Kars ve Erzurum Bölgesindeki
Ermeniler, Rus’ların ve İngiliz’lerin kışkırtmasıyla bölgede etnik
temizliğe (soykırıma) başlamıştır.
1917’den 1921’e kadar Milis Kuvvetleri tekrar Ermenilerle
mücadele etmeye başlamışlar ve çok zaiyat vermelerine rağmen bu
mücadeleden de başarıyla çıkmışlardır.
Türk Kuvayı-Milliye Kuvvetleri batıda Kurtuluş Mücadelesi
verirken, doğudan Rus’ların çekilmesi ve üç vilayet ile ilgili bir hak
talep etmemesi, Anadolu’da ki yerel kuvvetlerin mücadelesinin elini
güçlendirerek, batıdaki mücadelesi başarıya ulaşmıştır.
Kars, Ardahan ve Artvin de oluşturulan küçük Milis Kuvvetleri
ile yapılan muharebelerde zaman zaman şehitler verilmekteydi.
Bu mücadeleler içerisinden yaptığım araştırmalarda tespit
ettiğim Büyük dedem Molla Ali’nin şehit oluşunun hikâyesini,
tamamen gerçek ve abartısız anlatımla okuyucularıma sunmaktayım.
Rus Ordusunun Askeri Karargâhı Ardahan’dadır. Ardahan ve
Artvin Bölgesi (Batum’a kadar) bu birlikler tarafından kontrol
edilmektedir.
Aralık ayından itibaren Ardahan ve Şavşat arası kar ile kapalı
olduğu ve Sahara Dağının en az dört ay geçit vermediği kış
mevsiminde Rus Birlikleri Şavşat’a inememektedir. Bu nedenle
Şavşat
halkı
rahat
hareket
etmekte
ve
gelecek
için
plan
yapmaktadır.
Rus Yöneticileri; Şavşat’ta iyi komşuluk içerisinde azınlık
olarak yaşayan Ermeni’lere ayrıcalıklı davranarak, diğer Ahıska
Kökenli Halk üzerinde baskı kurarak, bu iki halkı birbirine karşı
düşman etmeye uğraşmışlardır.
Halk arasında Şavşat’ın yönetiminin tekrar Osmanlı idaresine
geçmesi için direnç gösterilmesinin, mücadele edilmesinin gerekli
olduğu kanaati güçlenmektedir.
2
Köyler
arası
ileri
gelenler,
kış
geceleri
köyün
ağası
konumundaki (Hali vakti yerinde olan) birinin evinde toplanırlar.
Son
yapılan
toplantıda;
İlkbaharda
Şavşat’a
saldırması
beklenen Rus Askerleri’ni engellemek için Şavşat-Ardahan sathı
üzerindeki köylerden tespit edilecek güçlü ve soğuğa dayanıklı
gençlerden oluşturulacak milis güçlerini yakın Osmanlı Sancağına
gönderip, silah temin etme ve böylece Rus Askerleri’ne karşı
mücadele verme, kararı alınır.
Bu karar Yavuz köye yakın köylere bildirilir.
Yavuz Köyü’nden (Mamanelis’ten) Büyük dedem Molla Ali 55
yaşında olmasına rağmen görev almak istediğini bildirir. Oluşturulan
onbeş kişilik atlı milis gücünün başına Büyük Dedem Molla Ali
görevlendirilir.
Molla Ali, orta boylu beyaz tenli, ince vücut yapısı ile yaşını
göstermeyen 35–40 yaşında, genç görünümü ile cesur vakarlı bir
kişiliktir.
1915 yılı Ocak ayının ilk günleri, Başlarında 55 yaşında olan
Büyük Dedem Molla Ali dâhil onbeş kişilik atlı milis kuvveti
oluşturulmuştur.
Ayaklarında çarık, birer yedek çarık ve ikişer yün çorap, bir
çıkın
ekmek
peynir,
atın
terkisine,
atın
yiyeceği
ile
birlikte
bağlanarak yola çıkarlar…
Şavşat-Çiftlik
köyü
üzerinden
Ardanuç
istikametindeki
köylerden Yusufeli’ne doğru hareket ederler.
İnişli çıkışlı yollar, oldukça meşakkatlidir.
Derin vadilerin soğuğu bir yandan, dar geçitler ve yokuşlar,
diğer yandan; yolculuğun zor geçmesi, milletin hür ve bağımsızlığı
için bu zorluklara katlanılmıştır.
Söz
konusu
mücadele;
din
ve
bayrak
uğruna,
milletin
bağımsızlığı ve özgürlüğü için’se gerisi teferruattır anlayışı, milis
güçlerine şevk ve heyecan vermektedir. Bütün zorluklar onlar için bir
engel değildir.
Üç günlük meşakkatli bir yolculuk sonucu Erzurum Sancağı’na
bağlı Yusufeli Zabıta Komutanlığı’na varılır.
3
Zabıta Komutanı; Şavşat’tan gelen onbeş kişilik bu kuvvetin
başında olan Büyük Dedem Molla Ali’yi Makama kabul eder ve
niyetlerini dinler.
1878 yılında bir anlaşma gereği Osmanlı yönetimi dışında kalan
Şavşat halkının Rus yönetiminde kalmak istememelerini anlayışla
karşılayan Zabıta Komutanı onbeş kişilik Şavşat Milis Gücünü birkaç
gün misafir eder. Hem milisleri, hem de atlarını iyice doyurması için
askerlerini görevlendirir.
Üçüncü gün sonunda Yusufeli Zabıta Komutan’ı, Büyük dedem
Molla Ali’yi makamına çağırarak aldığı kararı bildirir. Şu an elimizde
size
verecek
yeterli
Gümüşhane’nin
silahımız
Hotuşur
ve
köyü’nde,
cephanemiz
yoktur.
Osmanlının
Silah
Ancak,
Fabrikası
bulunmaktadır. Komutanlık olarak sizi Osmanlı askeri gibi kayıtlara
geçirip, bir yazı ile Fabrika komutanlığından, silah ve cephane talep
edersem, size silah ve cephane vereceklerdir. Alıp gelirseniz, hem
sizin işiniz görülür, hem de komutanlığımızın cephane eksikliği
giderilmiş olur denmiştir.
Büyük Dedem Molla Ali, Komutanın sözünü emir telakki eder.
İşlemin
yapılmasını
tamamlanır
talep
eder.
tamamlanmaz,
Komutanlığın
kendilerinden
resmi
onbeş
işlemleri
milis
ve
Komutanlığın beş atlı askeri olmak üzere yirmi at ile yola çıkılır.
Üç günlük bir yolculuk sonucu Hotuşur’a varılır.
Silah Fabrikası Komutanlığı Büyük Dedem Molla Ali’yi ve atlı
milisleri o gece misafir eder. Ertesi gün Komutanlığın istediği silah
ve cephane atlara yüklenir, Kelkit vadisi üzerinden üç gün sonunda
tekrar Yusufeli’ne dönerler.
Zabıta Komutanı silah ve cephaneyi askerlere boşalttırır.
Büyük Dedem Molla Ali’ye ‘’şimdi size bir süre silah eğitimi
vereceğiz,
silah
kullanımını
iyice
öğrendikten
sonra
sizi
göndereceğim’’ der.
Şavşat Milis Kuvvetleri bir ay silah eğitimi alır. Eğitim sonucu
Komutanlık bir ziyafet düzenler. Yemek bitince Molla Ali’ye, ‘’Sizin,
odanızda Kur’an okuduğunuzu, askere namaz kıldırdığınızı gördüm.
Bir yemek duası yaptır da Allah’a Şükrümüzü bildirelim’’ der.
4
Büyük Dedem Molla Ali, dini bilgisi ve ehli dil olması nedeniyle
yemek duasını eder. Arkasından da şairane bir biçimde Osmanlı
yönetimi için bir mersiye okur:
Yarab;
Muğin olup bekle
Zamanın halifesini,
Eğdayi dinden hifseyle
Poladı hem karasıni
Asakiri hamidiye
Hazır başda gözadırlar
Hangi düşmana emrola
Koparırlar kellesini
Muazzeb askerindi var
Bütün nusret alameti
Redif mustahfaza etmiş
Fetih mubin kalasıni
Zayil etme üstümüzden
Siyyema Abdul Reşat Han’a
Sezadır saltanat o’na
Arama hiç simasını,
O’dur cihan padişahı.
Şairane ifade edince, komutanın takdirini alır.
Komutan;
‘’Bu milis birliği artık Osmanlı Devletinin bir kolluk kuvveti olup,
vatan savunmasında yerini almış bulunmaktadır. Sizi de bu birliğe
Komutan olarak görevlendiriyorum’’ der.
Şubat ayının son haftası, onbeş kişilik Milis kuvveti, onbeş
tüfek ve cephane atlara yüklenerek, Şavşat’a dönerler.
Milis gücünde yer alan herkes, yeniden buluşuncaya kadar
evlerine dağılırlar.
5
Silah
ve
cephane
eşit
bir
dağılımla,
milislerce
evlerine
götürülür.
Büyük Dedem Molla Ali; yorucu ve sıkıntılı kış yolculuğu sonucu
vücudunun yorgun ve zayıf düşmesi ile beraber hastalanmıştır.
İlerlemiş yaşı gereği üzerindeki yorgunluğu atmak üzere
Ayvazgil mahallesinde, Haydar Ağa ile evli olan kızı Hacce’nin yanına
gider.
Orada bir hafta hasta yatar. İyileştiği sabah gördüğü rüyayı
kızına anlatmak ister. Kızı ısrar etse de anlatmaz.
Kızına ‘’bu rüyayı Kocabey Köy’ünde bulunan halasının oğlu
Müderris
Yusuf
Efendi’ye
anlatıp,
yorum
aldıktan
sonra
anlatacağını’’söyler.
Rüyasını
yorumlatmak
üzere,
Kocabey
Köy’ünde
bulunan
halasının oğluna gider ve ona gördüğü rüyayı anlatır. Yorumunu alır.
Ayrıca Cuma namazını Kocabey köyü’nde kılar, Cuma sonrası
Kocabey köyü’nden milis gücüne katılan gençlere Mart ayının ilk
günü Sahara’da mevzi belirlemek için, hazır olmalarını söyler. Oradan
ayrılarak evine gelir.
Ertesi gün diğer köylerdeki milis kuvvetlerine haber gönderir.
Bir Mart sabah namazı sonrası, onbeş kişilik milis kuvvetleri
Sahara
Dağına
giderler.
Üç
saatlik
yolculuk
sonucu
şimdiki
Boyunduruk döven denen Rus Askerleri’ni karşıdan gören ormanlık
alana girerler.
Herkes kendine bir mevzi hazırlar.
Büyük Dedem Molla Ali’de, karşı vadiyi net bir şekilde gören, şu
an üzerinde bir çam ağacı bulunan gözenekli taşı kendisine mevzi
seçer.
6
Rus Askerlerinin geleceği günün tespitinde tekrar gelmek üzere
köylerine dönerler.
Özel bir ulak aracılığı ile 15 Mart 1915 Rus Askerlerin Şavşat’a
geleceği öğrenilir.
Onbeş Mart günü imsak la Kocabey köyünün kışlasında bulunan
Han da toplanan Milis Gücü sabah namazına müteakip, Sahara’ ya
yürürler. Birlik bir saat sonra Sahara’da ki mevzilerine yerleşir.
Öğlene saatlerinde Rus birliği tepeden aşağı doğru inmeye
başlar.
Milis güçleri eller tetikte,
düşmanın atış alanı içerisine
girmesini beklerler.
Milis komutanı Büyük Dedem Molla Ali; ben işaret ettiğimde,
sıralı atış başlasın der. (Sıralı atışın anlamı daha çok görünmek için
bir taktikti.)
Rus Birliği atış mesafesine girdiğinde sayılarının yüzlerce
olduğu anlaşılır.
7
Komutan Molla Ali atış emri verir. Muharebe başlar. Yarım saat
geçmiştir.
Cephane
idareli
kullanılmasına
rağmen
hızla
tükenmektedir.
Karşı kuvvet, savunma alanının aleyhlerinde olmasına rağmen
asker sayısının, silah ve cephane gücünün orantısızlığı, Milis Gücünü
etkisiz kılmıştır.
Cephanesinin tamamını bitiren Milisler mevzilerini terk ederek
ormanın
içinde,
geri
çekilerek
dağılmışlardır.
Ancak
rüyası
gerçekleşecek olan Büyük Dedem Molla Ali mevzisinden ayrılmayıp,
son kurşunu bitinceye kadar muharebe etmiştir ve Şehit düşmüştür.
Rus Askerleri Mamanelis(YAVUZ) köyü’ne inerler, şimdiki
Topçu Mahallesinde bulunan Büyük Dedem Molla Ali’nin evine yakın
harman yerinde karargâh kurarlar.
Rus’lar
Şavşat’a
inerken
yol
üzerinde
bulunan
köylerde
yaşayanlardan çocuk ve yaşlılar hariç, gençler ve orta yaşlılar,
erzaklarını yanlarına alarak ormanlara, mağaralara kaçar, kendilerini
Rusların yapacağı kötülüklerden korurlardı. Harmanlarda yerleşen
askerler, çadırlarından çıkar, etrafta dolaşan küçük çocukları
çağırarak, parayla süt ve yumurta istiyorlar.
Büyük Dedem Molla Ali’nin oğlu Fazlı ozamanlar akıllı, uyanık
bir çocuktur.
Nöbet tutan askere yaklaşarak, ‘’Türkçe bilip, bilmediklerini’’
sorar. Bir asker “seni anlıyorum der”. Bugün karşı tepede gördüğüm
eşkıyalar,
sizinle
savaşmaya
gittiler,
karşılaştınız
mı,
gerçi
gördüyseniz de, hepsini öldürmüşsünüzdür. Onlar kaç kişi, siz kaç
kişiydiniz, der.
Asker;
Evet, bize saldırdılar, çok direndiler ama güçleri yetmedi
dağıldılar.
İçlerinden birisi vardı mevziden ayrılmadı, çok arkadaşımızı
vurdu, en son komutanımız etrafını çevirin sağ olarak yakalayın, yine
direnirse vurun emrini verdi.
Bizde etrafını çevirdik, sağ olarak ele geçiremeyince vurduk.
En son yanına vardığımızda kurşununun bitmiş olduğunu
gördük. Bırakıp, yolumuza devam ettik buraya geldik.
8
Fazlı Rus askerleri tarafında öldürülenin babasının olduğunu
anladı, ama bir an içinden o değildir diye de umut etti, sormadan
edemedi, nasıl biriydi? Diye sordu. Yakından gördün mü? Başında
sarık var mıydı? Asker; evet başında rengi solmuş sarı bir sarık vardı,
hatta çok yakından baktım, sağ başparmağı yarıdan kesikti, keskin
nişancı olsa gerek o eksik parmakla attığını vuruyordu. Sonunda da
layığını buldu dedi.
Fazlı içi burkularak oradan ayrıldı kendinden yedi yaş büyük
olan ağabeyi Cevri’yi bularak, bu haberi Hayati anneye nasıl
vereceklerini düşünüyorlardı.
Eve gittiler, üzgün üzgün otururken, anneleri ne oldu hayvanları
suladınız mı? Babanız gelince cevabını siz verirsiniz, yarı gecede
olsa, o otlar sepete doldurulacak. Dedi.
Cevri ağabeyim kendini tutamadı ağlamaya başladı, bende
peşinden
hıçkırıklarımı
tutamadım,
altı
yaşında
olan
yeğenim
Hilmi’de babasının ağladığını görünce o da büyük bir şiddetle
ağlamaya başladı. Cevri ağabeyim anneme;
—Keşke babam gelse de bütün mal açlığından kırılsa der
demez evde bir feryat ve figan koptu. Hayati ana kocasının şehit
edildiğini anladı, sabahtan beri içinde bir sıkıntı olduğunu söyledi ve
iki oğlu ile birbirlerine sarılarak saatlerce ağladılar.
Sabah
oldu,
mart
ayazı,
her
taraf
donmuştur.
Askerler,
çadırlarını sökerek Şavşat’a indiler. Rus askerleri, köy evleri ağaç
olduğu için yakarlar diye evlerde kalmazlardı. Orman tehlikeli diye
ormandan uzak dururlardı.
Hacce, babasının gelmediği haberini alır almaz annesinin
yanına geldi.
İki erkek bir kız kardeş anneleri ile üzüntülerini gelen
komşularıyla paylaştı...
Ölümünden kırk gün sonra, 25 nisan 1915 Kocabey ve Yavuz
köy halkı, Şehidi getirmek için yola çıktılar.
Cevri, Fazlı’ya -Öküzü Kızağa bağla Fariz’i de al kışlaya kadar
gel handa bekleyin. Oradan yukarı yol iyi değil bizde babamın
cenazesini alır geliriz, kızağa koyar köye indiririz dedi ve gitti.
Bizde peşinden öküzü kızağa bağladık, yola koyulduk. Yolda
kar olduğu için kolay yol alıyorduk. İki saat sonra Kocabey köyü
9
kışlasında bulunan hana vardık. Yorulmuş idik, hava hafif sıcak,
öküzün önüne kızakla getirdiğimiz otu verip, hana girdik. Fariz ile
hanın direğine sırtımızı verir vermez uyumuşuz. Odun toplamaya
giden hancı kucağındaki odunlarla içeri girer girmez,
—Kalkın. Ne uyuyorsunuz cenaze gidiyor. Peşlerinden yetişin
insanlar yorulmuştur. Cenaze kızakla kolay taşınır. Der demez
Fariz’le hemen fırladık, öküz kızağa bağlıydı, hemen yola çıktık.
Cenazeye Laşet’lerde yetiştik.
Cenazeyi kızağa koyup yola devam ettik. Eve vardığımızda gün
batmak üzereydi.
Müderris Yusuf Efendi cenaze namazı kıldırmak üzere şehit
cenazesini harmanlarda bulunan musalla taşına koydu.
Şehidin eşi Hayati nine gözleri yaşlı bir şekilde evden dışarı
çıkıp kızı Hacce ile tabuta doğru yürürken, Yusuf efendi karşıladı.
—Bacım, ağlama, ne mutlu size. Biriniz şehit eşi, biriniz şehit
kızı. Bu kadar büyük şeref var mıdır? Kendi çenesini çarığının ipiyle
bağlamış, duasını okumuş, yaratanına şehit olarak yürümüş, kırk gün
orada kalmış, çevresinde kurt, çakal, tilki dolaştığı halde şehide
dokunmamış, “Ne mutlu Ali kardeşim sana, rüyan gerçekleşti.” Der
ve Cenaze namazı kılınır.
Rus askerleri köylerde dolaştığı için, harmanların düzüne mezar
kazdılar. Şehit Molla Ali’yi üzerindeki elbisesi ile gece karanlığında
mezara koydular.
Ruslar Şavşat’ı boşaltıp gittikten sonra, Şehit Molla Ali, Harman
yerindeki mezarından çıkarılarak, halen Topçular mezarlığındaki
ebedi
istirahatgahına
defnedilmiştir.
Defnedilirken
naaşının
bozulmadığının görüldüğü belirtilmiştir. Üzeri Osmanlıca “Sahara
Şehidi” yazılı mezar taşı halasının oğlu Müderris Yusuf Efendi
tarafından yaptırılmıştır.
Şavşat Milis Kuvvetlerinin, Rus Askerleri ile 15 Mart 1915
yılında Sahara dağında yaptığı muharebenin yüzüncü yılı anısına.
1915 yılında Sahara mevkiinde Şehit düşen Molla Ali dedeme,
daha sonraki yıllarda büyük bir cesaretle yöre milislerine ekmek
taşırken, Rus askerleri ile karşılaşan ve Rus askerlerini yamaçta
bulunan taşları yuvarlayarak etkisizleştiren Köyümüz kahraman
kadınlarından Çiçek Ninemize Allahtan Rahmet diliyoruz.
10
DERLEYEN
FAHRETTİN TOPCU
Şehit (Molla) Ali’nin Torununun Torunu
KAYMAKAMLIK MAKAMINA
11
ŞAVŞAT
1915 yılında Şavşat Sahara Dağında; Rus Askeri birliği ile
Yavuz Köy Milis Kuvvetleri arasında yapılan savaşta şehit olan
büyük dedem Molla Ali ‘nin Şehit oluşunun öyküsü ektedir.
Halk arasında yaygın bir şekilde anlatılan ve ayrıca oğlu
kurtuluş gazisi Fazlı Topçudan derlediğim şehitlik olayının resmi
kayıtlara alınmasını,
Halen mezarı topçular mezarlığında olması nedeniyle mezarına
Türk bayrağı dikilmesini,
Emir ve müsaadelerinize arz ederim.14.09.2015
Fahrettin Topçu
Emekli Memur
EKLER :
Sahara Şehidi Molla Ali’nin
Şehit oluşunun öyküsü (11 sayfa)
Adres :
Balcılar Mahallesi
No : 32
Telefon : 0539 207 62 56
YAVUZKÖY
12
BELEDİYE BAŞKANLIĞINA
ŞAVŞAT
1915 yılında Şavşat Sahara Dağında; Rus Askeri Birliği ile
Yavuz Köy Milis Kuvvetleri arasında yapılan savaşta şehit olan
büyük dedem Molla Ali ‘nin Şehit oluşunun öyküsü ektedir.
Halk arasında yaygın bir şekilde anlatılan ve ayrıca oğlu
kurtuluş gazisi Fazlı Topçudan derlediğim şehitlik olayının resmi
kayıtlara alınmasını,
Büyük Dedemiz Sahara Şehidi Molla Ali Dedemizin anısının
yaşatılması için adının bir sokağa verilmesini,
Emir ve müsaadelerinize arz ederim.14.09.2015
Fahrettin Topçu
Emekli Memur
EKLER :
Sahara Şehidi Molla Ali’nin
Şehit oluşunun öyküsü (11 sayfa)
Adres :
Balcılar Mahallesi
No : 32
Telefon : 0539 207 62 56
YAVUZKÖY
TC
13
MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI
ASKERLİK ŞUBESİ BAŞKANLIĞI’NA
ŞAVŞAT/ARTVİN
İLGİ : 28 Eylül 2015 tarih ve 56725961-1680-921-15/per.sayılı yazınız;
1915 yılında Rus birliği ile Şavşat yöresel Milis gücü arasında meydana
gelen çarpışmada şehit olan büyük dedem Molla Ali’nin şehitliğinin kayıtlara
alınması ile ilgili 14.09.2015 tarihli dilekçeme karşılık ilgi yazınız ile bazı belgeler
istenmektedir.
Şavşat Nüfus Müdürlüğü’nde yaptığım araştırma neticesinde Nüfus
kayıtlarının doğum tarihi itibariyle 1870 den öncesinin alınmadığı nedenle vukuatlı
nüfus kayıt örneği temin edilememiştir.
Büyük Dedem Molla Ali’nin oğlu Cevri Topcu ve Fazlı Topcu ile kızı Hatice
İşçi’nin babası olarak yer aldığı kayıtlardan tespit edilmiştir.
Büyük dedem Molla Ali’nin yaşadığı yıllarda Adı : MOLLA ALİ, Sülalesi :
USTAGİL, Köyün adı ise MAMANELİS olarak bilinmektedir.
Büyük Dedem Molla Ali’nin halen Topcu Aile mezarlığında bulunan ve o
yıllarda özel yaptırılan üzeri kabartma yazı ile şehitliğini belgeleyen Osmanlıca
yazılı mezar taşına ait fotoğraf fotokopisi ekte sunulmuştur.
Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim.11.11.2014
Fahrettin Topçu
Emekli Memur
Adres :
Altınpark Mah.M.Şevketpaşa Cad.
No : 44/4
Telefon : 0539 207 62 56
ALTINDAĞ-HASKÖY/ANKARA
EKLER :
Sahara Şehidi Molla Ali’nin
Mezar fotoğrafı fotokopisi
14
15
Download