transgenik bitkilerin insan sağlığı ve çevre üzerine etkileri

advertisement
TRANSGENİK BİTKİLERİN
İNSAN SAĞLIĞI VE ÇEVRE
ÜZERİNE ETKİLERİ
Prof.Dr.SERPİİL ÜNYAYAR
Prof.Dr.SERP

Genetik Modifikasyon (Değişiklik)
Genetik değişiklik organizmanın DNA’sının değişmesidir
değişmesidir..
DNA’nın bir bölgesi değiştirilerek veya yeni bir gen ilave
edilerek yapılır
yapılır..

Bir domates geninin diğer bir domates bitkisine
aktarılması gibi aynı türden bireyler arasında ya da
domates geninin bir balığa aktarılması gibi iki farklı tür
arasında yeni bir gen ilave edilebilir
edilebilir..

Bir bitkiden diğer bir bitkiye ya da bir hayvandan bir
bitkiye gen aktarmak mümkündür
mümkündür.. Bu bütün genler için
söz konusudur, her nerede olursa olsun bu genin
aktarıldığı aynı materyaldir
materyaldir-- DNA
DNA..
Genetiği değiştirmenin amacı
Pestisit
ve herbisit gibi zararlı kimyasal maddeler
maddelerin
in
tarlalarda kullanılmasını azaltmaktır
azaltmaktır.. Herbisite
tolerans özelliği, bitkilere gen teknolojisiyle
aktarılan ilk özelliklerden birisidir
birisidir..
Gıda
ürününün besin değerini ve lezzetini arttırmak,
böcekleri öldürmek ve besinlerin daha uzun süre taze
kalmasını sağlamaktır
sağlamaktır..
Hızlı
artan
insan
nüfusunun
beslenme
gereksinimini karşılamak için birim tarım alanından
elde edilen verimin arttırılması ve kirlenmiş
toprakların tarımsal üretim amacıyla kullanılması
için bu yeni teknoloji kullanılmaktadır
kullanılmaktadır..
 Glifosat
içerikli herbisitlerin gelin böceği
(afidlerin predatörü) gibi yararlı böcekleri
öldürdüğü bildirilmektedir.
 Bromoxinil
içeren herbisitler laboratuvar
hayvanlarında sakat doğuma neden
olduğu, balıklara toksit etki ettiği ve
insanlar üzerinde kanserojen etkiye sahip
olduğu belirlenmiştir.
 Yabani
otlarla mücadelede bu herbisitlere
karşı zamanla bir dİrenç geliştiği
görülmüştür.
Gen Teknolojisi
Modern biyoteknolojidir
biyoteknolojidir.. Yediğimiz
gıdalar gibi, ürünleri yapmak ve
özelliklerini
değiştirmek
için
canlıların kullanılmasıdır
kullanılmasıdır..

İlk genetiği değiştirilen ürün domatestir
domatestir..

Soya ve yağlı tohumlar
tohumlar..

Mısır ve pamu
pamuğun
ğun böcekleri öldüren bir zehir
üretmeleri ve hasara karşı ürünleri korumak için
genetik yapıları değiştirildi
değiştirildi..

Patates
Bilim insanları bir soğuk su balığından bir antifreeze genini
aktararak soğuğasoğuğa-dirençli domates geliştirdiler
geliştirdiler.. Bu gen çok
soğuk şartlarda yaşayabilen bir balık olan soğuk susu-dil
balığından alınan antifreeze genidir.
genidir.
Balığın hücresi içindeki kromozomlardan antifreeze geni
ayrılır.
Antifreeze DNA’sı plazmid olarak adlandırılan DNA
parçasına eklenir. 2 farklı kaynaktan gelen DNA
kombinasyonu olan bu hibrid DNA, rekombinant
DNA olarak adlandırılır. Antifreeze geni içeren bu
rekombinant DNA bir bakteriye yerleştirilir.
Bakteri rekombinant DNA’nın çok sayıda kopyasını üretir.
Domates hücreleri bakteriyle infekte edilir. Sonuç olarak,
bakterideki plazmidde bulunan antifreeze geni domates bitki
hücresine geçer.
Domates hücreleri bitki hücrelerinin büyümesi için uygun
olan büyüme ortamına konur.
Domates fidesi saksıya dikilir.
Bu GD domates bitkisi her bir hücresinde balık antifreeze
geninin bir kopyasını içerir. Daha sonra bitkide balık geninin
hala çalışıp çalışmadığı test edilir. Donmaya dirençli mi? Evet
dirençli.
1994’de ilk ticari GD gıda ürünü marketlerde satışa sunuldu. Flavr savr
domatesi raf ömrü uzatılmış bir genetik mühendislik ürünüdür.
Domateste hücre duvarının parçalanmasını önlemek için DNA’sına yeni
bir gen ilave edilmiştir.
Biyoteknolojik ürünlerin küresel benimsenme oranı
(%) (Milyon hektar)
GDO bitki ekim alanı

Yıllar


1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
1.7
11.0
27.8
39.9
44.2
52.6
58.7
67.7
81.0

Türkiye yüzölçümü
78.0







Alan(mha)
Dünya üzerinde 250 milyon insan vitamin A eksikliğinden
dolayı daimi körlük riski altındadır. Bilim insanları bir tip
körlüğü önleyen bir pirinç varyetesi geliştirdiler. ß-karoten
üreten nergis geni içeren altın pirinç ürettiler.
Böceklere karşı direnç kazandırılan
(Bt geni içeren) GD pamuk
pamuk..

Bu toksin Helicoverpa böceğinin
gelişmesini engellediği için pestisit
kullanımının
azaldığı
rapor
edilmiştir..
edilmiştir

Bt toksininin toprakta kolayca
parçalandığı
belirtilmektedir..
belirtilmektedir
Ancak, Bt geni aktarılmış bitkilerin
ürettiği protein, bakterinin ürettiği
proteinden farklıdır ve bu bitkilerin
ürettiği toksin toprakta 2-3 ay
parçalanmadan kalır ve toksik
etkisini sürdürür
sürdürür..
 Bt
geni aktarılmış bitkilerin yaygın
olarak yetiştirilmesi halinde, Bt
toksininin hedef aldığı böceklerle
beslenen böceklerin de
populasyonunu azalacaktır.
 Böceklere
dayanıklı transgenik
bitkilerden doğal melezlemelerle
toksin genlerinin yabani otlara
geçmesi halinde ekosistemin dengesi
bozulacaktır.

GD ürünü olan Bt mısır
sadece mısır üzerinde
beslenen böcekleri öldüren
bir pestisit üretir
üretir.. Fakat
1999’da,
1999
’da,
Cornell
Üniversitesinde araştırıcılar
zararsız kral kelebeğinin
tırtıllarını da öldürdüğünü
buldular..
buldular
Tozlaşma
sırasında BT poleni ile bu
tırtılların
beslenmesi
sırasında bunların yarısının
öldüğü anlaşıldı
anlaşıldı..
pestisitlerini üreten Bt bitkileri
bitkilerinin
nin
ürettiği toksinlere dirençli olan süper
böcekler ortaya çıkabilir
çıkabilir.. Toksinlere
dirençli genleri olan böcekler BT
toksinleriyle karşılaştıklarında kolaylıkla
hayatta kalır ve soylarına bu direnç
genini aktarabilirler
aktarabilirler.. Bu durumda direnç
geni böcek populasyonunda yaygın hale
gelir..
gelir
 Kendi
1997’de bilim insanları Brezilya fındığından
aldıkları bir geni besin değerini arttırmak için
soya fasulyesine aktardılar. Fakat bu gen
insanlarda alerji meydana getiren özelliklerin
de geçmesine neden olmuştur.
Bt mısırdan yapılmış tacolar. Amerika’da 2000
yılının eylül ayında alerjiye neden olan bir toksin
oluştuğu anlaşıldığı için marketlerden toplatılmıştır.
Genetiği değiştirilmiş
patatesler mantar ve
virüslere maruz kaldığında
daha fazla toksin üretirler.
Buradaki en büyük korku
bitki metabolizmasını
değiştiren genetik
değişikliğin insan
tüketimine uygun olmayan
yeni metabolitleri üretme
olasılığıdır.
Bu patateslerin fareler için
toksik olduğu, bağışıklık
sisteminde bozukluklar, viral
enfeksiyonlar gibi bir çok
etkileri olduğu ortaya
çıkarılmıştır.

GDO lar sadece onlara özgü
pestisitlerin ve herbisitlerin
kullanımını arttırabilir.

Amerika’da glifosat gibi
herbisitlerin kullanılması
nedeniyle tehlike altında olan
74 bitki türü vardır
vardır..

Tarımsal üretimde pestisidler, tozlaştırıcılar
ve su daha az kullanılarak çevreye daha az
zarar verilir. Ürünler kurak ve tuzlu
topraklarda yetiştirilebilir.
 Gen
teknolojisi ile sütteki laktoz
ortadan kaldırılır, böylece laktoza
toleransı olmayan kişiler süt ürünlerini
tüketebilir..
tüketebilir
 Gen
değişimi bağışıklığı destekler ve
kümes hayvanları ve diğer yararlı
hayvanlar
için
aşılar
geliştirilir..
geliştirilir
 GD
gıdaların besin değeri ve tatları
arttırılmış olduğundan daha lezzetlidir
ve daha uzun süre saklanabilir
saklanabilir..

Biyoteknoloji Devriminin insan tedavisinde
kullanılan çok pahalı aşı ve ilaçların bitkiler
üzerinde çok ucuza ve bol miktarda
üretilmesine olanak sağlaya
sağlayabilir
bilir..

Bilindiği gibi hepatit B virüsü kronik karaciğer
hastalığına neden olmaktadır
olmaktadır.. Bu hastalığa
karşı mayalardan aşı geliştirilmesine karşın,
fiyatının yüksek olması ve eksik donanım aşı
kullanımını engellemektedir
engellemektedir..
Ø Amerika’da
biyoteknolojik yöntemler
kullanarak hepatit B yüzey antijeni
(HbsAg
HbsAg)) üreten transgenik tütün ve
patates bitkileri elde edilmiştir.

Patates yumrularının farelere
yedirilmesi sonucunda da farelerin
savunma sistemlerinin uyarıldığı
belirlenmiştir.

Kızamık, çocuk felci, difteri, kuduz ve viral
hastalıklara karşı kullanılan aşıların bitkilerde
üretimi
konusunda
yoğun
çalışmalar
yapılmaktadır..
yapılmaktadır

Kistik fibrosis ve karaciğer hastalıklarında
kullanılan
ά-1-antitripsin
proteini
çeltik
bitkisinde, Gaucher hastalığında kullanılan,
dünyanın en pahalı ilacı olan ve insan
plasentasından elde edilen Glukoserebrosidaz
ise tütün bitkisinde üretilebilmiştir
üretilebilmiştir..
Sonuç Olarak
Olarak;;

Rekombinant DNA teknolojisi tehlikeli
olmasa da, eğer aktarılan gen tehlikeli
bileşiklerin üretilmesine neden oluyorsa
elde edilen ürünler tehlikeli olabilir
olabilir..

Gıda güvenliği için genetiği değiştirilmiş
bitki, hayvan ve mikroorganizmalardan
kaynaklanacak yan etkileri doğru olarak
belirleyen bilimsel yöntemlerin geliştirilmesi
gerekir..
gerekir
 Beklenmeyen
etkilere karşı GDO
ürünleri için insan sağlığına potansiyel
riskleri ayrıntılı olarak araştırılmalıdır
araştırılmalıdır..
 Bunun
için Avrupa birliği çerçeve
programlarında gıda güvenliği öncelikli
alanlar arasında yer almaktadır
almaktadır..
 BM
Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesine
ek Biyogüvenlik Protokolü
Protokolü,, biyolojik
çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir
kullanımı üzerinde olumsuz etkilere
sahip olabilecek GDO’ların güvenli bir
şekilde
nakli,
muamelesi
ve
kullanımı alanında yeterli bir koruma
düzeyinin sağlanmasına katkıda
bulunmayı amaçlamaktadır
amaçlamaktadır..

Biyogüvenlik Protokolü 24 Mayıs 2000 tarihinde
ülkemiz
tarafından
da
imzalanmıştır..
imzalanmıştır
Protokolün uygulanması ve ülkemizin genetik
kaynaklarının zarar görmemesi için biyogüvenlik
sisteminin kurulması doğrultusunda insan
kaynağı ve teknik altyapı oluşturulması
gerekmektedir.. Kaçak girişlerin önlenmesi için
gerekmektedir
gümrük kontrollerinde yeni bir yapılanmaya da
ihtiyaç duyulmaktadır
duyulmaktadır..
Bir ürünün transgenik olup olmadığı test
edilebilir.

Bu yeni teknoloji, bugünkü haliyle bazı risklere sahiptir
sahiptir..
1950’lerde
1950
’lerde bit kontrolü için insanların üzerine DDT
püskürtülmesi ve doğada aşırı DDT kullanılmasında
olduğu gibi bir hataya düşmemek gerekir
gerekir..

“Frankeştayn gıdalar” ve “agroterörizm” ile gezegenimizi
bozmak yerine GDO ürünlerinin uzun vadeli etkilerini
ortaya çıkarmak gerekir
gerekir..

Sağlık ve çevre riskinin minimum düzeyde olması gerekir
gerekir..
TEŞEKKÜRLER
Download