DOĞAL AFETLER Doğal Afet Nedir? Doğal afetler, genellikle insanların kontrolü dışında gerçekleşen ve büyük oranda can ve mal kaybına neden olan tehlikeli ve büyük çaplı doğa olayları olarak tanımlanmaktadır. Bu olaylar çoğu zaman kısa süreli olup, bir kez başladıktan sonra insanlar tarafından sonlandırılamazlar. Bazı doğal afetlerin zararları depremlerin yol açtığı yıkımlarda olduğu gibi hemen afet sonunda ortaya çıkarken, kuraklık ve erozyon gibi bazı afetlerin zararları yıllar sonra görülebilir. Doğal Afet Çeşitleri Doğal afetler; jeolojik kökenli (Deprem, Tsunami, Yanardağ patlamaları, Heyelan & Toprak kayması) ve meteorolojik kökenli (Kasırga, Hortum, Sel, Su Taşkını, Erozyon, Çığ) olarak ikiye ayrılırlar. İnsan kökenli ve büyük oranda can ve mal kaybı ile çevre kirliliğine yol açan nükleer, kimyasal ve biyolojik kazalar da üçüncü bir grup olarak doğal afetler kapsamına katılabilir. Deprem Deprem ve 0luşumu Dünyadaki tektonik tabakaların hareketi sonucu meydana gelen ve ortaya çıkardığı büyük enerji ile oluşan sismik dalgaların, geçtiği yerleri ve yeryüzünü sarsması olayına deprem denir. Magma üzerinde yüzen levhaların konveksiyonel akım sayesinde sürekli hareket halinde olması nedeniyle, oluşan kinetik enerjinin aniden büyük bir güçle açığa çıkmasıdır. KONVEKSİYON AKIMLARI Yerin derinliklerinde radyoaktif bozunma ile ortaya çıkan enerji konveksiyon akımları ile yavaş bir şekilde yukarıya taşınır. Bunun sonucunda Astenosfer yavaş bir şekilde hareket eder. Bu hareket Astenosfer üzerinde yüzmekte olan litosferi hareket ettirir. KONVEKSİYON LEVHALARI HAREKET ETTİRİR Levhalar konveksiyon akımlarının etkisi ile birbirlerine yaklaşır, uzaklaşır ya da birbirlerine göre yanal olarak kayarlar. Depremlerin % 95’ in den fazlası tektonik tabaka (Levha) sınırları boyunca meydana gelirler. Dünyada meydana gelen depremlerin % 80’ i Pasifik Okyanusu ve kıyılarında gerçekleşmektedir. Bu bölge “the Ring of Fire” olarak anılmaktadır. DEPREMLERİN OLUŞUM NEDENLERİ • • • • • • Faylar Dalma-Batma zonları Volkanlar Heyelanlar Çökmeler Yeraltı patlatmaları OLUŞUM ŞEKİLLERİNE GÖRE DEPREMLER 1)Çöküntü Depremleri: Yer altındaki mağaraların veya maden ocaklarının çökmesi ile oluşan depremlerdir. 2)Volkanik Depremler : Volkanizma olayı sonucunda etkili olan depremlerdir. 3)Tektonik Depremler: Kıta ve dağ oluşumu hareketleri sırasında yer kabuğunda meydana gelen sıkışma ve kırılmalar sırasında olur. En fazla görülen deprem çeşididir. Etki alanı çok geniştir. Depremlerin Oluşum Derinlikleri... SINIFLANDIRMA ODAK DERİNLİĞİ Sığ Odaklı (Shallow Focus) 0 – 70 km Orta Odaklı (Intermediate Focus) 70 – 300 km Derin Odaklı (Deep Focus) Depremlerin Yaklaşık %3’ü bu sınıftadır. > 300 km Depremlerin büyük çoğunluğunun odak derinliği 100 km’ den azdır. Depremleri Meydana Gelme Sıklığı Büyüklük (Richter Ölçeği) Görülme Sıklığı (Bir Yılda) 0 – 3.4 >800,000 4.9 – 5.4 1400 5.5 – 6.1 500 7.0 – 7.3 15 >8 10 Yılda 1 Kez • Bir deprem dünyanın içinde “focus” denilen bir noktada başlar. Sismik aktiviteyi oluşturan enerjinin salınımı buradan başlar... Depremin Merkez Üssü (Epicentre) Depremlerin yerlerini ifade etmek için ‘’merkez üssü’’ terimi kullanılmaktadır. Bir depremin merkez üssü, odak (focus) noktasının yer yüzündeki dik izdüşümü alınarak belirlenir. • Merkez üssü depremin esas başladığı nokta değildir… FAY NEDİR? Kıtasal kabuk levhalarının, yan yana gelmeleri ve birbirlerine doğru hareket etmelerinden dolayı, yer kabuğunun kendisi ile okyanus tabanındaki sedimanter kayalar birlikte, üst üste bulunan defter sayfaları gibi kıvrılır yada yırtılır-kırılırlar. Oluşan bu türden kırılmalara fay denilir. Bir başka ifade ile fay kayaların yüzey boyunca hareket ettiği yerlerdir. FAYLAR YERKABUĞUNDA KADAR UZANABİLİRLER. 15-20 km DERİNLİĞE Fay Çeşitleri Fayın türü uygulanan kuvvetin doğrultusu ile ayrılmaktadır. 1. Normal Fay 2. Ters Fay 3. Doğrusal Atımlı Fay Deprem Dalgaları (Seismic Waves) Deprem anında blokların ani olarak kayması ile deprem dalgaları üretilir ve bunlar kayalar içerisinde odaktan çevreye doğru yayılırlar. ÜÇ TİP DEPREM DALGASI VARDIR Cisim Dalgaları (BODY WAVES) Yüzey Dalgaları (SURFACE WAVES) P- Dalgası S- Dalgası L- Dalgası P DALGALARI (BOYUNA DALGALAR) En hızlı dalgalardır. Yıkıma yolaçmazlar. Deprem kayıt istasyonlarına ilk gelen dalgalardır. S DALGALARI ( ENİNE DALGALAR) P dalgalarından daha yavaş hareket ederler. Depremlerde hasar yaparlar. L DALGALARI ( YÜZEY DALGALARI) Aynı türde yayılım gösteren ve dünyanın yüzeyi boyunca yayılan deprem dalgalarına da yüzey dalgaları denir. Depremlerde esas hasarı yapan bu tür dalgalardır. DEPREMİN ŞİDDETİ & DEPREMİN BÜYÜKLÜĞÜ Depremin Şiddeti: Herhangi bir derinlikte meydana gelen depremin, yeryüzünde hissedildiği bir noktadaki etkisinin ölçüsü olarak tanımlanır. Depremin Büyüklüğü: Deprem sırasında açığa çıkan enerjinin ölçüsüne göre tanımlanır. DEPREMLERİN ÖLÇÜLMESİ Deprem dalgaları sismograflarla kaydedilir. Sismograflar sismik dalgaları saptayan ve kaydeden araçlardır. Sismograf Antik Çin Sismografı Günümüz Sismografı Tsunami Tsunami Nedir? Okyanus ya da denizlerin tabanında oluşan deprem, volkan patlaması ve bunlara bağlı taban çökmesi, zemin kaymaları gibi tektonik olaylar sonucu denize geçen enerji nedeniyle oluşan uzun periyotlu deniz dalgalarına Tsunami denir. Tsunami, deprem ve volkan patlamaları gibi ani gelişen bir afet değildir. Daha önceden tespit edilmesi mümkündür. Tsunaminin Oluşumu Tsunami deniz tabanında veya yüzeyinde ki ani bir hareketlenmenin su zerreciklerini sürüklemeye başlaması ile oluşur. Derin denizlerde çok yüksek dalga boyları görülmezken, dalgalar sığ sulara ve V şeklindeki körfezlere ulaştığında boyları önemli ölçüde artar. Tsunami ilk oluştuğunda tek bir dalgadır ancak kısa bir sürede üç ya da beş dalgaya dönüşerek çevreye yayılmaya başlar. Bu dalgaların birincisi ve sonuncusu çok zayıftır ancak diğer dalgalar çok etkili bir şekilde ilerler. Bu nedenle depremlerden kısa bir süre sonra kıyılarda görülen anormal su düzeyi değişimi ilk dalganın geldiğini gösterir. Bu değişim, arkadan gelecek olan çok kuvvetli dalgaların ilk habercisi de olabilir. Tsunaminin En Çok Oluştuğu Bölgeler Tsunamiler en fazla, büyük depremlerin ve su altındaki aktif yanardağ faaliyetlerin sıklıkla görüldüğü, okyanus kıyılarıdır. İç denizlerde çok sık olmasa da tsunamilerin oluştuğu bilinmektedir. Dünyada büyük ve yıkıcı tsunamilerin görüldüğü ülkeler, Japonya, Şili, Filipinler, Yeni Zellanda ve Alaska’ dır. Tsunami Uyarı Sistemleri • Tsunami erken uyarı sistemleri, okyanus tabanında ki sensörlerden, su yüzeyindeki şamandralardan ve uydulardan gelen verilerin belli merkezle de sürekli izlenmesinden oluşur. Tsunami oluştuğunda bu merkezler tsunamiden etkilenecek kıyıları belirler ve tsunami uyarısı yayınlar. Yanardağ Patlamaları Volkanlar (Yanardağlar) Magmanın yeryüzünde veya yeryüzüne yakın derinliklerdeki faaliyetine volkanizma denir. Bu sırada sıvı katı ve gaz hallerinde yeryüzüne çıkan magma değişik biçimde volkanları (yanardağları) meydana getirir. Her volkan yer içinin (özellikle üst mantonun) yeryüzüne çıkmıs bir parçası sayılır. Volkanın şekli ve yapısı onu oluşturan magmanın fiziko kimyasal özelliğinin taşlaşmıs bir örnegidir. Normal olarak, yüksek basınç altında magma içerisinde erimiş halde bulunan çeşitli gazlar basıncın azalması ile magmadan ayrılır ve büyük bir güçle yeryüzüne çıkmak ister. Böylece magma köpürür ,hafifler, daha akıcı bir hal alır, kolay püskürme özelliği kazanır. Volkan Türleri Kalkan Volkanlar: bazaltik lavların dar kanallardan yavaş yavaş çıkması ile meydana gelen az eğimli–hafifkubbemsi yapılardır. Cüruf Koni Volkanlar:Akıcı bazaltik lavların yer kabuğunun yarık ve çatlaklarından çıkarak geniş alanlara yayılmalari ile meydana gelir. Kompozit Volkanlar Büyük, uzun süre aktif ve daha çok lav akıntıları ve döküntüler çıkaran volkanlardır. Mt St Helen’s, Washington Kompozit Volkan Volkan Yapıları MAAR: Bir veya birkaçkez patlamayla meydana gelen ve yanlızca (tüflerden) küllerden olusan krater biçimindeki volkanlara maar denir. Bunların çogunluğu dairesel göller şeklinde bulunurlar. KÜL VOLKANI: Bazı volkan konileri yanlızca küllerden oluşmuştur. Bunların şekilleri düz ve muntazamdır. Genellikle birleşik volkan bölgelerinde diğer büyük yapılar arasında yer alır. LAV: Püskürme sırasında yüzeye çıkan magma Lav adını alır. Yanardağın yamaçlarından, lavdan oluşan bir nehir gibi akan lav akıntısının zamanla soğuyup katılaşmasıyla volkanik kayalar oluşur. Volkan Yapıları SÖNMÜŞ VOLKANLAR: Son 10.000 yıl içinde hiçbir etkinlik göstermemiş yanardağlar sönmüş olarak tanımlanır. Bunların yeniden etkin duruma gelme olasılığı yok gibidir. Ancak çok enderde olsa sönmüş yanardağın püskürdüğü olur. UYUYAN VOLKANLAR: Herhangi bir etkinlik belirtisi göstermemesine karşılık, günün birinde yeniden püskürme olasılığı olan yanardağlar için bu terim kullanılır. Bunun yanı sıra günümüzde püskürmeyen ve güncelleştirilmiş etkinlik sınıfına giren yanardağlarda aynı biçimde tanımlanır. Bazı uyuyan yanardağlar kükürt ve karbondioksit gibi volkanik gazlar çıkarır. Dünyadaki En Önemli Volkanlar 1.Etna (Sicilya, İtalya) 12.Mount Shasta (California, ABD) 2.Hekla (İzlanda) 13.St. Helens Dağı (Washington,ABD) 3.Kilauea (Havai, ABD) 14.Novarupta (Alaska, ABD) 4.Krakatoa (Rakata, Endonezya) 15.Popocatépetl (Meksika) 5.Mauna Loa (Havai, ABD) 16.Ağrı Dağı (Türkiye) 6.Mauna Kea (Havai, ABD) 7.Mount Baker (Washington, ABD) Volkanlar yer kabuğunu oluşturan levhaların sınırlarında bulunur. 8.Erebus Dağı (Antarktika) Çoğu okyanus ortası sırtlarda ya 9.Mount Hood (Oregon, ABD) da okyanusların kenarlarındaki 10.Mount Fuji (Honshu, Japonya) dalma -batma alanlarında oluşur. Dünyadaki volkanların çoğu Büyük 11.Mount Rainier (Washington, ABD) Okyanus çevresinde adalarındadır. ve Heyelan (Toprak Kayması) Heyelan (Toprak Kayması) Zemini kaya veya yapay dolgu malzemesinden oluşan bir yamacın yerçekimi, eğim, su ve benzeri diğer kuvvetlerin etkisiyle aşağı ve dışa doğru hareketidir. Bazı heyelanlar büyük bir hızla, bazıları daha yavaş gerçekleşir. Heyelanlar aşınmada önemli rol oynar ve topografyada derin izler bırakırlar. Heyelan Türleri 1. Asıl Heyelanlar 2. Göçmeler 3. Toprak kaymaları olmak üzere üç tipe ayrılabilirler. Heyelanın tipini kopan toprak ve kaya parçalarının kopma ve sürüklenme şekli belirler. Heyelanlarda Kopma Şekilleri 1. Yanal Yayılımlı Kopma 2. Kitlesel Olarak Devrilerek Kopma 3. İç bükey yüzeyde Dönerek Kopma 4. Kayma ile yer değiştirme 5. Yüzeye Paralel Kopma 6. Kayaların Düşmesi Heyelanı Etkileyen Faktörler Eğimin Fazlalığı: Eğim, en önemli faktörlerdendir. Yamaç eğimi arttıkça yamaçtaki kütleler daha kolay yer değiştirir. Yağış : Yağışın artması toprak kaymasını da artırır. Çünkü yağışlarla ya da kar ve buz erimesi sonucu tabakaların arasına sızan sular sürtünmeyi azaltarak kütlelerin kaymasına neden olur. Kaya ve Toprakların Özellikleri: Killi taş ve topraklar bol miktarda su emerek yumuşar. Toprakların gözenekli yapıda olması da tabakaların arasına suların sızmasına neden olur. Bu durumun görüldüğü yerlerde heyelanlar fazladır. Suyu emmeyen sert kütlelerin bulunduğu arazilerde ise heyelan oluşumu azdır. Doğal Afetler-Beşeri Faktörler : Deprem, sel gibi doğal etkenler de heyelanı artırmaktadır. Ayrıca yol, tünel, baraj yapım çalışmaları yamaçların doğal dengesini bozarak heyelanlara neden olur. SEL • Seller oluş hızlarına göre sınıflandırılır; Kuvvetli yağışlardan sonraki birkaç saat içinde veya bir yerdeki suyun aniden serbest kalması ile oluşan seller ani seller olarak isimlendirilir. Bu tip seller örneğin dağlık bölgelerdeki küçük nehirlerin ani ve kuvvetli bir yağışa maruz kalmalarıyla oluşur ve çok hızlı bir şekilde en üst değerine ulaşır. • Sel ise genellikle daha yavaş gelişir ve haftalar boyu etkili olur. Örneğin büyük nehirler boyunca görülen seller bu tip sellerdir. SELİN NEDENLERİ • • Sele en çok nehir yataklarından taşmalar sonucu rastlanır. Ani ve kuvvetli yağışlar ve kar erimesi sonucu taşmalar oluşmaktadır. Nehir yataklarına gelen suyun sele dönüşmesine yatakların amacı dışında kullanılması da çok etkili olmaktadır. Günümüzde çarpık kentleşme sonucu dere yataklarının gecekondulaşma bölgesi haline gelmesi, ağaçlandırılması, doldurulması veya nehir yataklarının değiştirilmesi sonucu her yıl ülkemizde büyük mal ve hatta can kayıplarına rastlanmaktadır. Dağlık alanlarda yağış ve tepelerdeki karın erimesi sonucu dere yatakları taşıyamayacağı miktarda su ile dolar ve ani seller oluşur. Özellikle dağ eteklerindeki yerleşim yerleri için heyelan tehlikesi de yaratan bu seller oldukça tehlikeli olmaktadır. Diğer yandan okyanustaki depremler ve volkanik patlamalar sonucu oluşan Tsunami adı verilen dev okyanus dalgaları karaların iç kesimlerine kadar girerek etkili olur. Önlemler • * Sel baskınları ve taşkınlardan korunmak için her şeyden önce, doğal bitki örtüsünün, özellikle de ormanların korunması gerekir. Çünkü ağaçlar, yağmurun hızını keser ve yağmur sularının toprağa sızmasını sağlar. Böylece sular toprağın yüzünde birikmez ve sel oluşumuna yol açmaz. Ayrıca ağaç, gövdeleri, suyun forumlord yamaçtan aşağıya hızla akmasını önler. * Suyun hızını kesmek için yamaçların teraslandırılması, akarsu yataklarına setler yapılması ve göletler oluşturulması sel baskınlarının yol açacağı zararları büyük ölçüde azaltır. * Yerleşim yerleri sel bölgelerinin dışına çıkartılmalıdır. * Akarsu yatakları temizlenmeli ve genişletilmelidir * Akarsular barajlarla ve bentlerle kontrol altına alınmalıdır. Fırtına & Kasırga & Hortum Çığ • Çığ, genellikle bitki örtüsü olmayan engebeli, dağlık ve eğimli arazilerde, vadi yamaçlarında tabakalar halinde birikmiş olan kar kütlesinin iç ve/veya dış kuvvetlerin etkisi ile başlayan bir ilk hareket sonucu (tetiklenen), yamaçtan aşağıya doğru hızla kayması olarak tanımlanır. • Çığ kısaca, kar tabakası veya tabakalarının iç ve dış kuvvetler etkisi ile yamaç eğim yönünde gösterdiği akma hareketidir. Kar tabakalarının birbirlerinden farklı özellikleri olacağından; çığ, bazen diğer bir tabaka üzerinde kayan bir tabaka veya tabakalar ile veya tüm tabakaların zemin üzerinde topluca kaymaları sonucunda oluşur. Önlemler • Öncelikle çığ bölgelerine yeni yerleşim birimleri kurulmamalı. Çığ ve sel yataklarında var olan yapılar derhal kaldırılmalı. Yamaçlardaki orman ve bitki örtüsü çığ düşmesini azaltır. Bu nedenle, çığ vadilerinde ağaç ve bitki örtüsünün ortadan kaldırılması, ormanın tahrip edilmesi çığ tehlikesini artırır. O halde, ormanlar tahrip edilip çığ güzergâhı yaratılmamalı. Çığı oluşturan arazi ve hava şartları öğrenilmeli. Hava, yol durumu ve çığ tehlikesi hakkında düzenli olarak bilgi veren kaynaklardan yararlanılmalı. Kar yağan aylarda, hava ve yol durumu raporları dikkatlice izlenmeli. Çığ güvenliği ile ilgili bilgi edinilmeli. Çığ oluşmadan önce yapılması gereken en önemli uygulama boşaltma planının yapılmış olmasıdır. Bu planda şu konular yer almalıdır: Boşaltılacak alandaki tüm tehlikeli patikaların tanımlanmış iyi bir çizimi, Acil kaçış yolları, toplanma alanları, park yerleri ve etkilenen insanların geçici olarak iskân edileceği yerlerin saptanması ve her an kullanıma hazır halde bulundurulması, Yakındaki yollarda çığ uyarı işaretleri, yolları çığ olma durumunda kapatacak elle veya otomatik olarak çalışan engellerin kurulması şarttır. Çığ olan veya olma ihtimali bulunan yamaçlarda ağaç kesimine son vermek ve bunu yasal yollarla sağlamak. Daha önce çığ olduğu bilinen yerlere, av veya herhangi bir amaçla gitmemeleri için uyarmak gereklidir. Fırtına & Kasırga & Hortum Rüzgar Hızı : Rüzgarlar hava kütlelerinin dünya üzerinde dünyaya göre yaptıkları hareketlerdir. Bu hareketleri sağlayan atmosferik kuvvetler vardır. Hava kütleleri bu kuvvetlerin bileşke etkisiyle kuvvet yönünde yüksek basınçtan alçak basınç merkezlerine doğru hareket ederler. Bir rüzgar hızı, onu meydana getiren iki nokta arasındaki basınç farkına ve bu iki nokta arasındaki uzaklığa bağlıdır. Basınç farkı ne kadar fazla ve iki nokta arasındaki uzaklık ne kadar az ise rüzgar hızı o ölçüde fazla olacaktır. Rüzgar hızını ölçen aletlerin bulunmadığı yerlerde rüzgar hızını belirlemek için Bofor Ölçeği kullanılır. Bofor No Adı 0 1 Durgun hava Hafif hava 2 Hafif rüzgar 3 4 İnce rüzgar Orta dereceli r. 5 Sert rüzgar 6 Kuvvetli rüzgar 7 8 9 Orta dereceli fırt. Sert fırtına Kuvvetli fırtına 10 Tam fırtına 11 Bora 12 Kasırga Etkileri Duman dik olarak yükselir. Dumanın sürüklendiği yönle rüzgar yönü belirlenebilir. Anemometre çalışmaz. Rüzgar yüze dokunur, yapraklar sallanır. Rüzgar anemometreleri döndürür. Yaprak ve ince dallar durmadan sallanır. Rüzgar, tozu ve sokaktaki kağıtları havalandırır. Küçük dallar havalanır. Küçük ağaçlar sallanır. Göllerde köpüklü küçük dalgalar belirir. Büyük dallar sallanır. Şemsiyeler güçlükle kullanılır. Bütün ağaçlar sallanır. Rüzgara karşı yürümekte güçlük çekilir. Ağaçların ince dalları kırılır. Bazı hafif bina zararı olabilir.(Örneğin; Bacalar yıkılabilir.) Karalarda az rastlanır. Ağaçları köklerinden söker. Binalarda büyük hasarlar yapar. Karalarda ender görülür. Geniş çapta zarar yapar. Hiçbir yelkenli denize açılamaz. Rüzgar hızı (10 m’deki) (m/s) 0.0 - 0.5 0.6 - 1.7 1.8 - 3.3 3.4 - 5.2 5.3 - 7.4 7.5 - 9.8 9.9 - 12.4 12.5 - 15.2 15.3 - 18.2 18.3 - 21.5 21.6 - 25.1 25.2 - 29.0 29.0’dan büyük Fırtına Rüzgar hızı 17.1 m/s den fazla olan rüzgarlara fırtına denir. Fırtınaların üst limiti 75.0 m/s civarındadır. Fırtınalar özellikle tropikal veya ekstratropik fırtınalar eşliğindeki hava olaylarında görülür. Fırtınalar karada ve denizde görülebilir. Denizde olanlar daha fazla zarar vericidir. Çünkü deniz dalgası kabarmalarına ve kıyılardaki alçak alanların sular altında kalmasına sebep olurlar. Fırtınalar bir cephe geçişiyle birlikte görülebileceği gibi, güçlü bir kümülonimbus bulutundan da kaynaklanıyor olabilirler. Kümülonimbus bulutu bazen başlı başına bir tehlike kaynağı olabilir. Çünkü, yıldırım, dolu, şiddetli yağış ve kuvvetli yer rüzgarları bu bulutun ürünlerindendir. Kasırga Kasırga fırtınanın çok şiddetli halidir. Saatteki hızı 300 km yi bulan yağmurlu fırtınalara kasırga adı verilir. Genel olarak büyük can ve mal kaybına neden olur, geniş alanları etkileyebilir. Özellikle ekvatoral kuşakta beklenebilecek doğa olaylarıdır. Kasırgalar, Amerika kıtasının güney ve orta bölümleri başta olmak üzere, deniz suyu sıcaklığının 27 dereceden fazla olduğu sıcak denizlerde görülür. karmaşayı ortadan kaldırmak için kasırgalara ad verilir. Kasırgalar şiddetlerine göre beş kategoriye ayrılır. 1. Kategori : Rüzgar hızı saatte 119-153 km 2. Kategori : Rüzgar hızı saatte 154-178 km 3. Kategori : Rüzgar hızı saatte 179-209 km 4. Kategori : Rüzgar hızı saate 210-250 km 5. Kategori: Rüzgar hızı saatte 250 km yi aşar Hortum Hortum, kümülus bulutları ile bağlantılı olarak silindir şeklinde dönerek gezen bir rüzgâr türüdür. Hortumun (Tornado) oluşması için 3 etken vardır; 1. Yer seviyesinden atmosferin orta seviyelerine kadar nemli hava 2. Karasız hava: yer seviyesinden itibaren sürekli yükselen sıcak hava 3. Kaldırma Gücü: havanın yükselmesi için bir kaldırma gücüne ihtiyaç vardır. Bu güç genellikle zeminin yakınındaki havanın ısınmasıyla oluşur. Hava ısındığı zaman daha hafif olur ve yükselmeye başlar. Yükselen sıcak hava üzerindeki soğuk havayı yukarı doğru itmeye başlar bu durumda hortum oluşumunu tetikler. Hortumların Sınıflandırılması F skalası olarak bilinen Fujita Hortum Skalası, hortumların verdikleri zararlara göre şiddetlerinin belirlenmesi ilkesi ile geliştirilmiştir. F skalasında hortumun şiddetini belirlemek için rüzgar hızı kullanılmaz. F0: Basit Hortumlar (40-72 mph); Hafif hasara yol açar. Bazı ağaçların dalları kırılır ve evlerde küçük hasarlar oluşur. F1: Orta Ölçekli Hortumlar (73-112 mph); orta ölçekli hasara yol açar. Evlerin çatıları, prefabrik yapılar ve araçlar zarar görür. F2: Güçlü Hortumlar (113-157 mph); Gözle görülür derecede hasar verir. Evler, prefabrik yapılar hasar görür, araçlar ve ağaçlar yerlerinden sökülür. • F3: Şiddetli Hortumlar(158-206 mph); Şiddetli zararlara yol açarlar. • F4: Yıkıcı Hortumlar (207-260 mph); İyi inşaa edilmiş yapılar dahi yıkılabilirler. Ormanlar ve şehir donatıları büyük hasar görebilir. • F5: (261-318 mph); İnanılmaz ölçüde büyük yıkımlar görülür. Evler, ormanlar, ekili alanlar ve şehir donatıları tamamen ortadan kaybolur.