100 gram maydanoz mucizesi!

advertisement
100 gram maydanoz mucizesi!
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Köksal Demir,
yaptığı açıklamada, 65 yaş ve üstü bireylerin beslenmelerinde, mikronutrientlere
ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Mikronutrientlerin vitamin ve mineralce zengin sebze ve
meyvelerden karşılandığını belirten Demir, bu açıdan, genel nüfusa oranı artış
gösteren 65 yaş üstü kişilerin mikronutrientlerle beslenmesinin önemli olduğunu
bildirdi.
TÜİK’e göre, Türkiye’de yaşlı nüfusun 2020 yılında 7 milyona
yaklaşacağı, 2025’te ise 8 milyonu geçeceğini vurgulayan Demir, fazla yaşla ilişkili
birçok hastalık, rahatsızlık bulunduğunu anlattı.
Demir, 65 yaş üstü kişilerde, hipertansiyon, kalp hastalığı, eklem iltihabı, çeşitli
kanser türleri, diyabet, nefes darlığı, astım, kronik bronşit gibi hastalıkların sıklıkla
görüldüğünü dile getirerek, "ABD’de yapılan bir araştırmada, 65 yaşın üzerindeki
erkeklerin yüzde 47, kadınların yüzde 52’si hipertansiyon, erkeklerin yüzde 37,
kadınların yüzde 27’si kalp, erkeklerin yüzde 25 ve kadınların yüzde 18’i kanser
hastalıklarıyla mücadele ediyor" dedi.
Bunların yanı sıra hafıza kaybı, bilinç bozukluğu, depresyon, duyma bozuklukları,
görme bozuklukları, Parkinson hastalığı, diş ve ağız sağlığı ile ilgili sorunlar, mide
ve böbrek hastalıkları ve felç gibi rahatsızlıklarla da yaşlılıkta sıkça karşılaşıldığını
belirten Demir, "Yaşlılığın daha sağlıklı geçirilmesinde beslenme büyük önem
taşıyor. Makro ve mikro nutrient ihtiyaçları yaşa bağlı olarak değişiyor" diye
konuştu.
Beslenme öğelerinin makronutrient ve mikronutrient olarak ikiye ayrıldığını
vurgulayan Demir, makronutrientlerin karbonhidrat, protein, yağ ve diyet lifi
olduğunu bildirdi.
MİKRONUTRİENTLERİN FAYDALARI
Prof. Dr. Demir, mikronutrientlerin ise vitamin, mineral ve yağ asitleri olarak 3
grup altında sınıflandırıldığını belirterek, şöyle devam etti: "Vitaminler genel
olarak büyüme ve gelişme, sindirim ve sinir sistemlerinin normal işlevlerinin
sürdürülmesi, bağışıklık sisteminin işlevlerine destek gibi önemli rolleri bulunan
bileşiklerdir. Hayati önem taşıyan mineraller ise vücut sıvılarının elektrolit
dengesinde, asit-baz dengesinin sürdürülmesinde, enzim reaksiyonlarında, büyüme
ve gelişmede, kemik ve kıkırdak oluşumunda önemlidir. A vitamini gözün değişik
ıyık durumlarında, özellikte karanlıkta görmesine yardımcıdır. Yetersizliğinde gece
körlüğü oluşur, epitel dokunun çalışmasında bozukluk dolayısıyla infeksiyon
riskinde artma görülür."
C vitaminin bağ dokularından olan kollajenin sentezinde görev aldığını ifade eden
Demir, kan damarlarının kuvvetli olmasını sağlayan bu vitaminin, vücudu
enfeksiyondan ve bakteri toksinlerinden koruduğunu söyledi.
Yetersizliğinde diş etlerinde şişme, kanama, diş kaybı ve kemik kırılmalarının
yaşanabildiğini dile getiren Demir, önemli mikronutrientlerden olan D vitaminin
eksikliğinde ise iskelet sisteminde raşitizmin ortaya çıkabildiğini anlattı.
Demir, kuvvetli antioksidan olan E vitamininin kan pıhtılaşması için önemli olan
protrombinin yapımında görevli olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
"B1 vitamini de büyük önem taşıyor. Eksikliğinde sinir ve sindirim sistemi
bozuklukları görülür. Eklemlerde şişme, ağrı, denge kaybı ve kalp yetmezliği
ortaya çıkar. B eksikliğinde ise deride, dudak, burun ve göz kenarlarında yaralar
oluşur. Görme ve sinir sistemi bozuklukları görülebilir. Folik asit, kan hücrelerinin
yapılması ve çoğalması için gereklidir."
Vitamin ve minerallerin ayrı ayrı vücut için çok önemli bileşenler olduğuna dikkati
çeken Demir, bu bileşiklerin düzenli alınmasında beslenmenin büyük önem
taşıdığını anlattı.
YAŞLILAR İÇİN ÖNEMLİ VİTAMİN VE MİNERALLERİN BAZI
KAYNAKLARI
Demir, mineral madde kaynağı olarak sebzelerin çok önemli olduğuna
vurgu yaparak, şu bilgileri verdi:
"Ülkemizde tüketilen bazı sebzelerin ve meyvelerin taze formlarının, 100 gramının
içeriğinde bulunan mineral madde oranları farklıdır. 100 gram gıda maddesinin
ortalama mineral madde içeriği ve bu içeriğin yaşlı gruplar için önerilen günlük
alım düzeyini karşılama oranı dikkate alındığında, kalsiyum için dereotu yüzde
16.8, maydanoz yüzde 15.8, ıspanak yüzde 10.8, krom için dereotu
yüzde 81.2, ananas yüzde 44, ıspanak yüzde 37.2, bakır için sarımsak yüzde
33, avokado yüzde 21 ve üzüm yüzde 19.7, iyot için maydanoz yüzde 9, dereotu
yüzde 2.2 ve havuç yüzde 2, demir için ıspanak yüzde 56.3, tere yüzde 28.8 ve
bezelye yüzde 18.6, selenyum için dereotu yüzde 4.9 ve sarımsak yüzde 3.6, çinko
için dereotu yüzde 18.9, sarımsak yüzde 12.2 ve ıspanak yüzde 11.6 olarak
tüketim tercihleri içinde öne çıkıyorlar."
Vitamin açısında bakıldığında ise sebze ve meyvelerin kaynak olarak
ele alınabileceğini belirten Demir, şunları kaydetti:
"100 gram gıda maddesinin ortalama mineral madde içeriği ve bu içeriğin yaşlı
populasyon için önerilen günlük alım düzeyini karşılama oranı dikkate alındığında
ise, A vitamini için havuç yüzde 84, ıspanak yüzde 38.8 ve maydanoz yüzde 52.8,
C vitamini için maydanoz yüzde 373, kuş üzümü yüzde 219.3, brokoli yüzde 146.7,
Brüksel lahanası yüzde 144.2, E vitamini için böğürtlen yüzde 36.7, maydanoz
yüzde 18 ve ahududu yüzde 9.3, K vitamini için maydanoz yüzde 752, brokoli
yüzde 247 ve Brüksel lahanası yüzde 238, tiamin için bamya yüzde 17.4, sarımsak
yüzde 17.4 ve Brüksel lahanası yüzde 10.4, ripoflavin için dereotu yüzde 35.8 ve
ıspanak yüzde 13.3, niasin için dereotu yüzde 16, bezelye yüzde 14.7 ve tere yüzde
16.7, B6 vitamini için sarımsak yüzde 77.5, muz yüzde 187.7 ve yerelması yüzde
18.3 olarak önemli besinsel kaynak niteliğindedir."
Antioksidanca zengin olan gıda ürünleri kadar B12 ve D vitaminince zengin meyve
ve sebzelerin tüketilmesinin yaşlılar için büyük önem taşıdığını vurgulayan Demir,
"Yaşlıların Alzheimer ve Parkinson hastalığı ile bunama gibi rahatsızlıklarla
karşılaşması, sinir sistemi fonksiyonları açısından önem taşıyan B12 vitaminini
önemli kılıyor. İskelet sistemi hastalıklarına karşı da D vitamini gerekliliği
görülüyor" dedi.
Tarih: 13.07.2012
YALOVA SES HABER TV
http://www.yalovases.com/
Download