ÜLKEMİZDE DANIŞMANLIK

advertisement
ÜLKEMİZDE DANIŞMANLIK
Gelişmiş ülkelerde danışmanlık hizmeti, her farklı danışmanlık alanında bir sektör halini
almış, ve gerek kurumlar, gerekse şahıslar tarafından benimsenmiştir. Elbette danışman
statüsünde olan firmaların, şahısların, kurumların tamamı da bu konuda ülkelerin yasaları
çerçevesinde belirli bazı yeterliliklerin sağlanması ile bu konuma ulaştıklarını da biliyoruz. Bu
durum da hizmeti alanların danışman belgesine sahip firmaları sorgulamaksızın
çalışabilmelerine, bu mesleği de yadırgamamalarına olanak sağlamaktadır.
Tanım olarak bakıldığında danışmanlık, danışman sıfatındaki kişilerin yapmakta oldukları
meslek olarak kabul edilmekte. Belirli bir konu hakkında uzman olan ve kendisine fikir
danışılan kişiye danışman denmekte ve her yıl 23 Kasım’da tüm Dünya’da danışmanlık günü
olarak da kutlanılmakta. Psikolojik danışmanlıktan, yönetim danışmanlığına, dış ticaret
danışmanlığından gümrük danışmanlığına pek çok farklı alanı kapsayan bu meslek grubu,
hem birey hem de kurumlara yönelik sorulara ya da taleplere cevap verilmesi esasına
dayanmakta. Ülkemizde müşavir sıfatına haiz insanların sayısı hayli fazla; müşavirlerin
genellikle danışman olarak kabul edildiğini de hepimiz biliriz. Mali Müşavir ve Gümrük
Müşaviri meslekleri; yasalar tarafından belirlenmiş ve sınavlara tabi tutulmak ve staj
sürelerini tamamlamak suretiyle edilen unvanlar iken, ülkemizde pek çok kişi, farklı alanlarda
kendilerini müşavir olarak tanımlamaktadır. İşte bu durum da, müşavirliğe ve dolaylı olarak
da danışmanlığa olan güveni sarsmaktadır. Bilgisine başvurulan kişi, verdiği bilginin
karşılığında bunun bedelini aldığı takdirde verilen hizmet danışmanlık olarak kabul
edilmelidir. Oysa ki doğrudan bir operasyonun gerçekleştirilmesi hizmeti, müşavirler
tarafından veriliyor dahi olsa, bu bir danışmanlık değil uygulama ücretidir. Ancak genelde
ülkemizde bu hizmeti alanlar, “bir soru sorduk topu topu on beş dakikada cevaplandırdı, ne
ücreti derler”. Bu bir hukukçu, diğer adı ile hukuk müşaviri de olsa aynıdır, bir başka bilgisine
müracaat edilen meslek grubu da olsa aynı. Oysa unutmamalıdır ki, o on beş dakikanın
arkasında kaç senelik birikimin yattığını göz ardı ederiz.
Gelişmiş ülkelerde, ne bir avukata, ne bir yönetim danışmanına, ne mali danışmana, ne dış
ticaret konulu danışmana ödenen bedel, asla ağır gelmez; o ödenen bedelin kat ve kat
fazlasının kazandırılacağı kabulü ile yola çıkılır. Bizde neden bu meslek hak ettiği yerde değil
diye düşündüğümüzde, hatayı ve eksiği yine kendimizde görmeliyiz diye düşünüyorum. Önce
regülasyonları, yani kimlerin danışman olabileceğinin kurallarını belirleyip, devlet tarafından
yasalaşmasını sağlamak ilk adım olmalı. Ancak bu durumda, danıştığımız kişilerin danışman
olduğundan şüphe duymamış oluruz. Sonra da, danışmana ödenen bedelin, bize
sağlayacağı yararları algılamaları ve kabullenmeleri gerekmekte. İşte tüm bunlar,
gelişmişliğin göstergeleri değil midir.
Download