Bir HIV/AIDS Tedavisi Araştırması Sangamo BioSciences SB

advertisement
Bir HIV/AIDS Tedavisi Araştırması
Sangamo BioSciences
SB-728 kodlu çalışma beş safhadan üç’ünü geride bıraktı
Sangamo BioSciences firması, Amerika Birleşik Devletleri California merkezli bir
biomedical firması. Firma bünyesinde birçok sağlık sorununan tedavisine yönelik
araştırmalar yapılmakta. Bu araştırmalardan biri de HIV’in tam olarak tedavisine
yönelik SB-728 kodlu bir çalışma.
Çalışmaların adımları, 5 safhadan oluşmakta;
1. Araştırma
2. Ön-klinik çalışmaları
3. Birinci faz
4. İkinci faz
5. Üçüncü faz
Çalışmaların adımları aşağıdaki şekilde gösterilmekle beraber, özellikle HIV’in
yok edilmesine yönelik bu çalışma ikinci safha olarak gösterilen adıma erişmiş
bulunmakta.
SB-728 olarak adlandırılan bu araştırmanın ikinci adımı geçmesi halinde, en son
adıma geçmesi mümkün olacak. Bu adımı da başarı ile geçmesi durumunda,
HIV/AIDS’in tarihe karışması an meselesi.
Araştırmayı tam olarak anlamak için bazı kavramlar hakkında bilgi sahibi olmak
bir gereklilik.
SB-728
Bu araştırma, ZFN-bazlı bir yaklaşım içermekte, bu da CCR5 genetik kodu
değiştirmeye yönelik bir yaklaşım. CCR5, insan hücrelerinin dış yüzeyindeki,
HIV’in bağışıklık hücrelerini enfekte etmek için kullandığı bir ana giriş kapısı da
diyebiliriz. Araştırmanın ilk adımı, biyomedikal alandaki T-Cell ürünü olan SB728-T kodu verilmiş olan Değiştirilmiş-ZFN-CCR5 (T-Cell, insan bağşıklığını
sağlayan hücrelerdir.). Bu, 2’inci fazı devam eden çalışmanın, birinci ve ikinci
fazında değerlendirilen ve HIV ve AIDS konulu deneylerinde uygulanan bir ürün.
Ayrıca, SB-728’in kan kök-hücreleri geliştirilmesine yönelik önklinik safhasındaki,
bir program ve ayrıca araştırma safhasındaki biyolojik hücre ürünü çalışması da
devam etmekte.
HIV/AIDS için SB-728
Güncel Tedaviler ve Ulaşılmamış Tedavi İhtiyacı
Güncel standard HIV enfeksiyonu tedavisi, virus çoğalımını düşürücü ve
enfeksiyonu kontrol altında tutma amaçlı günlük antiretroviral (HIV’I baskılayan)
ilaç kullanımı stratejisine dayanmaktadır. Yaklaşık olarak, otoritelerce
onaylanmış, çeşitli safhalarda virus kopyalanmasının önüne geçecek şekilde işe
yarayan 30 antiretroviral ilaç bulunmaktadır. HIV kendini kopyalarken, virüsün
kendini değiştiren ve bazıları antiretroviral ilaçlara dayanıklı farklı şekilleri ortaya
çıkmaktadır. Bu nedenle, HIV ile enfekte olan insanlar, yüksek aktiflikte
antiretroviral terapi (HAART) adı verilen, antiretroviral ilaç kombinasyonları alırlar.
Güncel olarak elde bulunan ilaçlar HIV enfeksiyonunu veya AIDS’i tam olarak
tedavi edememektedir. Virüsü baskılamakta, hatta ölçülemeyecek seviyeye
indirmekte, ancak vücuttan tam olarak silememektedir. Bunun sonucu olarak da,
HIV ile enfekte olmuş insanlar, istenmeyen yan etkilere neden olabilecek günlük
olarak antiretroviral ilaçlar alma ihtiyacındadırlar. Devamlı günlük dozlarda
alınması gerekmeyen, viral yükü düşüren ve CD4 + T-Hücrelerini koruyan,
mevcut bir tedavi yaklaşımı bulunmamaktadır.
Sangamo’ya ait tedavi yaklaşımı
Bu tedavi yaklaşımı, ZFN-kaynaklı gen düzenlemesi/değiştirmesi teknolojisini
kullanarak, çok görülen HIV çeşitlerinin enfeksiyonuna dayanıklı hale getiren,
doğal olarak gerçekleşen değiştirilmiş (mutasyon) insan hücrelerini
kopyalamaktır. CCR5, T-Hücreleri’ne HIV’in girmesini sağlayan bir koreseptördür,
yani giriş kapısıdır. Eğer CCR5 kendi yüzeylerini açmadıkları durumda, HIV
onları daha düşük bir etkinlikte enfekte etmektedir.
Bu virüse bir çok kez maruz kaldığı halde HIV enfeksiyonuna bağışık bir grup
insan, belirlenmiş ve üzerlerinde yoğun şekilde çalışılmıştır. Bu insanların çoğu
doğal mutasyona sahiptirler. Yani, kısaltılmış, budanmış ve fonksiyonel olmayan
CCR5 proteininin CCR5delta32’ye dönüşen haline sahiptirler. Bu mutasyonun,
sağlığa zararlı görünen hiç bir etkisi yoktur. Ek olarak, Aralık 2010’da Blood’da
yayımlanan bir çalışmada, kan kanseri ve AIDS evresinde olan bir kişiye, uyan
bir donörden delta-32 CCR5 mutasyonlu kemikiliği nakli etkin bir tedavi şekli
olarak açıklanmıştı. Bu yaklaşım, yani delta-32’ye sahip donörden hematopoietic
kök hücreleri (HSCs) transferi, kendi kendini yenileyen ve hayat boyu HIV’e
bağışık hücre kaynağı potensiyelini sağlamış oldu. Bu nakilden sonra, HIV
enfeksiyonundan korumanın sağlandığını gösterir bir sonuç olarak, hasta bütün
anti-HIV ilaçlarını bırakabilmiş, CD4 miktarı yükselmiş ve viral yük
farkedilemeyecek seviyelere inmiştir. Ek olarak, CCR5’in mutasyona uğramış iki
kopyasından sadece birine sahip olan kişiler ise “elit kontrolcüler” olarak
bilinmektedirler. Bunlar virüsle enfekte olsalar da, HIV enfeksiyonlarını ilaçsız
kontrol altında tutabilmektedirler.
ZFN-aracılığı ile gen değişim teknolojisi, hastanın bağışıklık sistemindeki CCR5
hücrelerini HIV enfeksiyonuna kalıcı bir şekilde dayanıklı hücreler haline getirmek
için kullanılmaktadır. Amaç, doğal mutasyona sahip hücrelerin karakterlerini taklit
ederek, HIV ile ve fırsatçı enfeksiyonlarla savaşan HIV’e dayanıklı hücre
popülasyonu sağlamaktır.
Klinik Konum
Halen, HIV ile enfekte olan deneklerde ZFN-CCR5-gen değişimi yaklaşımının
CD4 + T-Hücreleri’ndeki güvenliliği ölçen ve tolere edilebiliteyi test eden Faz ½
ve iki Faz 1 klinik deneyleri devam etmektedir.
Bir Faz 1 deneyi, Pennsylvania Üniversitesi’nde (doz araştırması) tek sponsorlu
olan deneydir. İkincisi ise, “bağışıklığa yanıt vermeyen” olarak adlandırılan,
yüksek aktiflikte antiretroviral terapi (HAART) uygulanan ve saptanamayacak
düzeyde virus taşıyan ancak olması gerekenin altında CD4 + T-Hücre sayımına
sahip denekler üzerinde sürdürülen SB-728-T’nin doz-yükseltimli Faz 1 klinik
deneyidir (SB-728-T-902). Faz 1 çalışmalarının ikisinde de, yüksek aktiflikte
antiretroviral terapi (HAART) uygulanan HIV ile enfekte olmuş kişiler üzerinde
denenmektedir. Öncelikle ZFP yaklaşımının güvenliliğini ve tolere edilebilirliliği,
deneklerin CD4 T-Hücre sayıları, değiştirilmiş CCR5 T-Hücre seviyeleri ve viral
yükleri de gözlemlenmektedir. 2011 yılının ilk çeyreğindeki Retroviral ve Fırsatçı
Enfeksiyonlar Konferansı’nda (CROI) ve Eylül 2011’de de 51’inci Antimikrobal
Ajanlar ve Kemoterapi Bilimlerarası Konferans’da (ICAAC), bu iki deneyden de
olumlu ön bilgiler sunuldu. Bu datalar, ilerideki çalışmalar için değerli bilgiler
sağladı.
Bir Faz ½ çalışması (SB-728-T-1002), SB-728-T’nin HIV ile enfekte olmuş düşük
tedavi düzeyinde ve ancak henüz yüksek etkinlikte antiretroviral tedavi (HAART)
almayan kişiler üzerinde denenmesi şeklinde devam etmektedir. Ayrıca, SB-728T-901 çalışması, HAART tedavisinin başarısız olduğu kişiler üzerinde olacak
şekilde genişletilmiştir. Bu klinik program genişlemesi ile, SB-728-T-901
çalışması, henüz HIV ile yeni enfekte olmuş kişilerden, HAART’ın başarısız
olduğu kişileri de kapsayacak şekilde çok geniş bir spektruma yayılmış
bulunmaktadır.
Not: Çeviri, Fatih Egelioğlu tarafından yapılmıştır.
Referans, http://www.sangamo.com/
Download