Dil-Konuşma Güçlüğü Nedir - Ne Yapılabilir

advertisement
DİL KONUŞMA GÜÇLÜĞÜ
NEDİR?
NE YAPILABİLİR?
Hazırlayan: Oya KÖREKEN
Dünyanın neresinde olursa olsun insanoğlu
günlük yaşantısının büyük bir kısmını sözlü
iletişimle geçirmektedir.Yapılan bir araştırmaya
göre bu oranın ,uyku saatleri dışında kalan
sürenin %75 i olduğu ileri sürülmektedir.
Dil ve konuşma sorunlarının son derece
yaygın olmasından ve erken dönem dil ve
iletişim sorunlarının genel gelişimi olumsuz
olarak etkileyeceğinden erken tanılama ve
eğitim son derece önemlidir. Ayrıca erken
dönem iletişim sorunlarının giderilmesi ileri
yaşlarda ortaya çıkabilecek akademik
başarısızlık ve duygusal sorunların da önüne
geçebilmekte ya da en azından
hafifletebilmektedir
 Dünya sağlık örgütünün verileri dikkate alındığında,
özür gurupları içersinde en yüksek oranı dil ve konuşma
güçlüğü yaşayan çocuklar oluşturmaktadır. Dünyada dil
ve konuşma bozukluklarının okul çağı çocuklarda
görülme sıklığının kaba bir tahminle %5 olduğu
saptanmıştır. Bu oranın çoğunlukla ses bozukluklarını (
%3 ) ve kekemeliği (% 1 ) içerdiği bilinir.
Başbakanlık özürlüler idaresi ve devlet istatistik
enstitüsünün birlikte yürüttükleri araştırmada ülkemizde
engelli çocuk oranının 12.95 olduğu ifade edilmektedir. Dil
konuşma güçlüğü olan ve yaşları 0–18 yaş arasında olan
çocuklar bu oranın 3,5 ini oluşturmaktadır.
 Konuşma dilin sözlü anlatımı olup kişinin kendisi ve
çevresiyle dengeli ilişkiler kurma ve sürdürmesine yarayan,
geleneksel sesli sembollerin yer aldığı ve tüm bedensel
tepkiye dayalı bir iletişim dizgesidir. Konuşma için özel tek
bir organ yoktur.
 Konuşma birçok organın birlikte eşgüdüm içersinde
çalışmasıyla oluşan bir iletişim sürecidir ve zamanla
otomatik duruma gelir. İnsanın sonradan kazandığı,
öğrendiği bir beceridir. Bu öğrenme genellikle taklit yoluyla
olur. Bu nedenle çocuklar genellikle yakınlarından ve
özellikle annelerinden konuşmayı öğrenirler.
Konuşma; Düşünleri ifade etme aracı olarak
kullandığımız sembolik bir araç olan sözel dilin,
akciğerden gelen havanın boğaz, ağız ve burun yolunda
şekillenmesi sonucunda oluşan seslere dönüştürülerek
karşımızdaki insan(lar)ın kulakları tarafından
alabilecekleri bir biçime dönüştürülmesi işlemidir.
 Dil ve konuşma güçlüğü; Dil gelişiminde beklenen
aşamalarda gecikmeler olması, konuşmanın dikkati
konuşana çekecek kadar normalden farklılık göstermesi
ve iletişimin bozulduğu, koptuğu durumlardır.
Konuşmanın akışında, ritminde, tizliğinde,
vurgularında,ses birimlerinin çıkarılışında
,eklemlenişinde ,artikülasyonunda ,anlamında
bozukluğu bulunana konuşma özürlü denir.
 Dil konuşma güçlüğü nedenleri;
•
Yapısal nedenler: Konuşma bozukluklarının
bazıları; konuşma organlarının yeteri kadar
işlevsel olmamasından ve bazı
yetersizliklerden kaynaklanır. Örneğin; dudak
damak yarıklığı, diş problemleri, dilaltı bağının
uzun olması, çene kasları, sinir sistemi
zedelenmeleri (CP) , görme ve işitme
yetersizliği, zihinsel yetersizlik… Vb
• Sosyal ve Psikolojik Nedenler: Bazen
konuşma bozukluklarında, konuşma organları
normal gelişimde olduğu halde konuşma
görevlerini gereği gibi yapamamaktadırlar.
Bunun nedenleri arasında; evde konuşulan dilin
niteliğinin bozuk olması, yabancı dil kullanılması,
model olacak kişilerin azlığı, uyaran yetersizliği,
yanlış öğrenmeler ve alışkanlıklar, aile içi şiddetli
çatışmalar, uyum problemleri, içe kapanıklık,
ekonomik ve göç sorunları… Vb
• Dil ve Konuşma Güçlüğü Türleri:
•
Gecikmiş Konuşma: Çocuğun bebeklik döneminde
geçirmesi gereken konuşma evrelerinden birine takılması
veya o aşamalardan birine geri dönüşü sonucunda oluşan,
takvim yaşı ile konuşma gelişimi arasındaki ciddi farkla
ifade edilebilir. Gecikmiş konuşmada hiç konuşmama veya
sözcük darcığının birkaç kelimeden oluşması, ifade
güçlüğü, anlamlı cümleler kuramama… Vb özellikler
görülebilir. Gecikmiş konuşma genellikle zihinsel ve işitme
yetersizlikleri, ciddi sağlık problemleri ve şiddetli aile içi
çatışmalarla beraber görülür.
• BELİRTİLERİ
• Konuşmaları kısıtlıdır.
• Kısıtlılık hiç konuşmamaktan çok zor anlaşılabilen
birkaç sözcük söyleyebilme arasında
değişir.akranlarına oranla pek az sözcük bilirler.
• Tümce kurmada da güçlük çekerler.Başkalarının
konuşmalarına ilgi duymazlar ve dinlemezler.İsteklerini,
duygularını doğrudan fizik hareketlerle belli ederler.
• Bazıları topluluktan uzak durma ayrı kalma
eğilimindedir.Duvarlara vücutlarını sürtmek ,bir
başkasının elini tutmak ,sıkmak gibi haller de
görülebilir.Daha çabuk ağlama,bağırma ,oyuncaklarını
atma ,fırlatma ,kırma ,yırtma ,dağıtma gibi hırçınlıklar
da görülebilir.
• NEDENLERİ
• Başlıca nedenlerinden biri zeka geriliğidir.
• Gelişim döneminde uzun süren hastalıklar çocuğun
konuşmasını etkiler.
• İşitme kaybı dikkate alınması gereken bir husustur.
• Konuşmada çene, dudak, dil, damak gibi konuşma
organlarının kontrolü ve uyumlu işbirliği önemlidir.
• Duygusal çatışma çocuğun konuşma gelişimini
geciktirebilir.
• Aile ve çevre koşullarındaki yetersizlik ve düzensizlik
bazen konuşmayı geciktirebilir.
Artikülasyon bozukluğu:
Artikülasyon: Konuşma seslerini çıkarma işlemine denir.
Artikülasyon bozukluğu: Konuşma seslerinin çıkarılış
yeri, biçimi, hızı, zamanlaması ve basıncının hatalı
üretimine dayalı sorunlar. Çoğunlukla kendi söyledikleri
biçimin doğru söyleyiş biçimi olduğunu düşünürler.
Not: Artikülasyon bozukluğunda bir sesin hiçbir
•kelimede kullanılamaması söz konusudur.
• Fonoloji bozukluğu: Konuşma temelini oluşturan dil
kurallarına ait bilgiyi – ses bilgisini – edinme güçlüğüdür.
Fonolojik bozuklukta ses birimlerin doğru motor devinimi
yoluyla artikülasyonu üretim yönünden bozuk değildir.
Ses birimlerin dil kullanımına uygun dizilememesi söz
konusudur. Örneğin çocuk: Çiçek kelimesini doğru
söyleyebiliyorken( Ç sesi başta ve ortada) saç yerine
saş, havuç yerine havuş diyor. Burada ‘Ç’ sesi sadece
kelime sonunda söylenememektedir.
Not: artikülasyon bozukluğu ve fonetik bozukluk,
konuşma bozuklukları içersinde en sık rastlanan iki
bozukluktur.
• Artikülasyon (sesletim) bozukluklarının sebebi
nedir?
• Sesletim sorunları serebral palsi,yarık dudak,işitme
kaybı,yada ağız yapısıyla ilgili diğer sorunlar(diş
sorunları)gibi fiziksel nedenler sonucu gözlenir.Bununla
beraber birçok sesletim sorunu herhangi bir belirgin
fiziksel özür olmadan da ortaya çıkar.
• İşlevsel sesletim sorunları ,konuşma seslerinin
üretilmesine ilişkin kuralların(fonoloji)yanlış edinilmesi
sonucu gerçekleşebilir.
Artikülasyon bozukluğu ve fonetik bozukluk yaşayan
öğrencilerin öğretmenlerine (okul içersinde
yapılabilecekler konusunda) öneriler:
* Çocuktaki bozukluk türünün doğru tespit edilmesi ve
bozuk olan seslerin belirlenmesi gerekir. Öğretmen bu
tespitler için rehberlik araştırma merkezi dil ve konuşma
güçlüğü biriminden yardım alabilir.
* Organik – biyolojik nedenlere bağlı konuşma
bozukluklarında, çocuk gerekli tıbbi müdahaleler için sağlık
kuruluşlarına yönlendirilmelidir.
* Öğrenci ile birebir konuşup bozuk olan seslerin ona fark
ettirilmesi ve yapılacak çalışmalardan öğrenciyi haberdar
edip, çalışma programını beraber hazırlamak bozukluğun
giderilmesi için yaralıdır.
* Bozukluğu giderilmesinde; dil, dudak, çene, yanak
kaslarını geliştirme ve nefes egzersizleri uygulanabilir
• a.-Dil egzersizleri: Dili hızlı bir şekilde sağa sola hareket
ettirme,
• —Dili burna ve çeneye doğru uzatma,
• b.-Dudak egzersizleri: İki dudağı ağız içine alma,
•
- Ruj dağıtır gibi dudakları birbirine sürtme,
• c.- Yanak egzersizleri: İki yanağı aynı anda şişirme,
• —Dil ile sağ ve sol yanağı şişirme,
• d.-Çene egzersizleri: Çeneyi sağa sola hareket ettirme,
• —Çeneyi gergin tutup ağız açma- kapama
• e.-Nefes egzersizleri: Mum söndürme,
• —Balon şişirme, üflemeli bir enstrüman çalma…
• Not: Burada verilen egzersizler örnek egzersizlerdir. Her
konuşma bozukluğu olan bireylere bu egzersizlerin
uygulanması uygun olmayabilir.
• * Bozuk olan sesin orijinal halini çocuğun duyabilmesi ve
hafızasında yer edinmesi için doğadan yansıma sesler
kullanılabilir. ( örneğin : ‘G’ sesini çıkaramayan çocuğa, ilk
olarak ^ gı gı gı ^ sesi verilir ardından tavuk nasıl ses
çıkarır diye sorularak ^ gıt gıt gıdak ^ söylenebilir.)
• * Tespit edilen bozukluk konuşma terapisi
gerektirmeyecek düzeyde hafifse yani öğrencinin
konuşmasının anlaşılabilirlik düzeyi yüksekse bozuk olan
ses veya seslere yönelik egzersiz programları
hazırlanabilir. ( bozuk sesin hece başında, ortasında,
sonunda kelime ve cümle içersindeki kullanımlarını
kapsayacak egzersiz programları)
• Konuşma bozukluğu olan çocukları dinlemek ve sınıfta
dinlenilmesini sağlamak eğitimleri açısından önemlidir.
•
* Çocukların konuşmasını sağlayınız. Sınıf içinde ve
dışında kasıtlı durumlar oluşturarak çocuğun
konuşturulmaya çalışılması yararlıdır. Çünkü çoğu zaman bu
çocuklarda çekingenlik sorunu vardır ve kendileri iletişim
başlatamazlar. Bu konuşturma çabasında çocuğun iyi
olduğu alanlarda konuşturulması önemlidir.
•
* Çocuğa iyi bir model olun; öğretmen konuşma tarzı, tonu
ve dili etkili kullanma becerisi ile öğrenciye iyi bir örnektir.
•
* Çocuğun konuşması ile asla alay etmeyin; bu durum
çocuğun sosyal olarak içe kapanmasına ve diğer
öğrencilerin alay etme davranışı sergilemesine neden olur.
•
* Sabırlı olun; konuşma bozukluklarının sağaltımı
çoğunlukla uzun zaman alır.
•
• * Öğrencinin yanlış söylediği kelimelerin doğrusunu söyleyin ve
çocuğun tekrarlamasını isteyin.(bu süreci sevenlikle yapmak
önemlidir). Öğrenci bir iki seferde doğru telaffuzu yapamazsa ısrarcı
olmayın.
•
* Okuma parçaları okutulabilir veya öğretmen kendisi okuyarak,
çocuğun bozukluk gösterdiği sesi bilerek çocuk gibi okur ve
öğrenciden hatalı okumaları bulmasını isteyebilir.
• * Çalışmalarda okul psikolojik danışmanı ve aile ile iş birliği
sağlanması, çalışmalar hakkında bilgi verilerek onların da
yardımlarının alınması iyileştirme sürecini hızlandırır.
•
* Konuşma bozukluğu olan çocuğa sınıf içerisinde çeşitli
sorumluluklar verilerek, çocukta öz-güveninin gelişmesi sağlanabilir.
•
Not: Unutulmaması gereken bir nokta; konuşma terapistliği bir
uzmanlık alanıdır; psikolojik danışman veya sınıf öğretmeni sınırlı
seviyede çalışmalar yapabilir, ileri düzey konuşma bozukluğu olan
çocukların uzmanlara yönlendirilmesi önemlidir.
• RİTİM BOZUKLUĞU-KEKEMELİK
• Konuşma özrü dendiğinde ilk akla gelen
kekemeliktir.Konuşma özürleri arasında oran itibarıyla az
olmakla beraber etki bakımından çok önemli yer tutan bir
özür türüdür.Kekemelik kişinin tekrar kekeleme endişesi
ile konuşma sesi, hece, sözcük,ve deyimlerde irkilme,
duraklama,uzatma, patlama, tekrarlama ve bazen
bunların yanında bir takım el kol, vücut hareketlerinin de
eşlik ettiği,konuşmanın ritim ve akıcılığında meydana
gelen bozukluktur.
• TÜRLERİ VE BELİRTİLERİ
• Kekemelik iki ayrı grupta incelenmektedir.Genellikle birinci devre ya
da birincil kekemelik,ikinci devre ya da ikincil kekemelik diye
adlandırılır.
• Birinci devre kekemelikte özür sadece konuşmanın
kendisidir.Konuşana geçmemiştir.Konuşmanın akıcılığını etkileyen
bozukluklar görülür.Çocuk konuşmasında böylesi bozukluk
olduğunun farkında değildir.
• İkinci devre kekemelikte,konuşmanın akıcılığını etkileyen
başlayamama ,duraklama,patlatma,uzatma,tekrarların yanında
konuşmaya eşlik eden jest,mimik ve vücut hareketlerinde de bir
takım belirtiler ortaya çıkar.Kekeleyen kekelediğinin farkında
,bilincindedir.Bunun sonucu kişi de konuşma yılgısı içinde olur ve bu
kaygı çoğunlukla onu yine kekeletir.
NEDENLER:
Kekemeliğin nedenleri konusunda değişik görüşler vardır.
a) Bazı araştırmacılara göre kekeme olan bireyler aslında
kekemeliğe yatkındırlar. Eğer çevre koşulları (anne baba
tutumları gibi) kekemeliği önleyecek durumdaysa çocuk
kekeme olmadan bu dönemi atlatır.
b)Kekemeliği öğrenilmiş bir davranış olarak kabul edenler
bu bireylerin kekeme olmayanlarla kalıtım, fizik ve zeka
gelişimi yönünden farklılıkları olmadığını savunurlar.
c)Bazı psikiyatristler kekemeliğin bir kişilik bozukluğu
belirtisi olduğunu ileri sürerler.
• d) Kekemeliğin bir direniş davranışı olduğunu savunanlar
bireyin bir etki altındayken konuşmaya zorlanması
sonucu, konuşmada tutulma ve yineleme ya da uzatma
biçiminde tepki gösterdiklerini savunurlar.
• e)Kekemeliği tek bir nedene bağlı olmadığı görüşünü
savunanlara göre kekeme çocuklar; duygusal çatışmaları
olan bir geçmişe, normal akıcılık bozukluğunu kekemelik
diye damgalayan bir aileye, kendilerini kekemeliğe kadar
götürecek doğuştan gelen yatkınlığa ve konuşmalarının
akıcılığını engelleyen sınırlı bir çevreye sahiptirler.
KEKEMELİĞİN TEDAVİSİ
• Kekemeliğin tedavisinde izlenen yollar, nedenlere ilişkin
kurumlara bağlı olarak çok ve değişiktir.
Kekemeliğin nedenini yapısal bozukluğa bağlayan ya da
o görüşte olan uzman sağaltımda o yöne ağırlık
verecektir.
Kekemeliği bir kişilik bozukluluğu olarak uzman ise
ruhsal sağaltımı savunur ve onu uygular.
Nedene ilişkin kurumları açıklarken, son olarak değinilen
orta yol görüşü sağaltım için de geçerlidir. Ancak burada
bir önemli noktanın açıklanması gerekmektedir.
Kekemeliği baştan nedenler ruhsal olmasa bile
sonradan, kekemeliğin bir ruhsal sorun haline dönüştüğü
açıktır. Bu bakımdan kekemeliğin düzeltilmesinde ruhsal
sağaltım ile konuşma sağaltımının birilikte düşünülmesi
gerekmektedir.
• Ruhsal sağaltım ya da konuşma sağaltımı için bireysel
ve grup çalışmaları yapılabilir. Kekemelerle yapılacak
ruhsal sağaltım için grup çalışmalarının daha etkin
olduğunu ileri sürenler vardır.
Konuşma tedavisi ve ruhsal sağaltım yöntemleri
kekemeliğin birinci ya da ikinci dönem oluşuna, ağırlık
derecesine, bireye ve sahip olunan olanaklara bağlı
olarak değişkenlik gösterebilir.
Tedavide bir genel kural kekemeliği yaratan, sürdüren,
ağırlaştıran etkenlerin ortadan kaldırılması ya da
etkilerinin azaltılmasına çaba gösterilmesidir.
Kekemeliğin tedavisi diğer konuşma özürlerine göre
daha çok zaman alıcı, uzun süren bir çalışmayı gerektirir.
Bunun baştan kekeme, ailesi ve uzman tarafından
dikkate hatta göze alınması gerekir.
• ÖĞRETMENLERE ÖNERİLER
•
•
•
•
•
•
Kekeme öğrencinin ön sıralarda oturtulup göz temasının sağlanması
Kısa metinler bile olsa sık olarak okuma anlama çalışmalarına katılımının
sağlanması
Sınıfta hızlı okuma yarışmaları düzenlendiğinde, o gün velinin bir bahaneyle
çocuğun okuldan uzaklaştırılmasının sağlanması.Kekeme öğrencinin hızlı
okuma,anlatma çalışmaları konuşma güçlüğünü arttıracaktır.
Konuşma güçlüğü çeken öğrenciye hızlı bir şekilde soru sorup cevabını
vermesini istemeniz onun heyecan katsayısını, korkularını arttırır.Sakin bir
şekil de cevap vermesini ,cümlesinin tamamlanması beklenmelidir.
Öğretmenin diğer öğrencilerle görüşüp, hepsinin böyle bir sorunla karşı
karşıya kalabileceğinin anlatılması.
Kekeme öğrencinin okuyup anlattığı zaman onun sınıfta sözlerle
desteklenip motive edilmesi.Böylece öğrencinin sorununu tek başına
yaşamadığının düşündürülerek,onun rahatlatılması ve sınıf içi sorunların en
aza indirgenmesi.
DESTEK EĞİTİM MODÜLLERİ ve SÜRELERİ
1.Sesletim ve Ses Bilgisi
(48 Ders saati (bireysel)
2.Akıcı Konuşma
(48 Ders saati (bireysel)
3.Ses Bozukluklarının Sağaltımı
(12 Ders saati (bireysel)
4.Gelişimsel Dil
(96 Ders st 72 st bir. ve 24 saat grup)
5.Edinilmiş Dil Bozukluklarının Sağaltımı
(96 Ders saati (bireysel)
1.Sesletim ve Ses Bilgisi
• Konuşma seslerinin ve dile ait ses
birimlerin beklenenden farklı olarak
sesletimi; ve ana dilin ses sistemi ve
ses birleşimlerini düzenleyen kuralları
anlama ve kullanmada güçlüktür.
• Bu bozukluklar; konuşma sesinin
özelliklerinde, çarpıtılmalar; bir ses
yerine başka ses kullanma, ses
düşürme, ekleme, arka sesleri (k, g)
öne getirme (t, d), ya da sürtünmeli
sesleri (f, v, s, z, ş, j) durak sesi olarak
çıkarma (t, d, p, b) gibi hata örüntüleri
ile belirlenir. Bu durum konuşmanın
anlaşılırlığını olumsuz yönde etkiler.
2.Akıcı Konuşma
• Konuşmada beklenenden farklı hız, ritim
gözlenmesi
• Ses, hece, sözcük ya da sözcük öbeği
tekrarları, uzatmalar veya bloklar biçiminde
konuşma akışının kesintiye uğramasıdır.
• Bunlara aşırı gerginlik, çabalama davranışlar
ve ikincil davranışlar eşlik edebilir.
3. Ses Bozuklukları:
• Bireyin yaşına ve cinsiyetine uygun
olmayan ses üretimi ve/ veya ses
kalitesinin, perde (ton), şiddet,
rezonans, ve/veya süre gibi
özelliklerinde ortaya çıkan
bozukluklardır.
4.Gelişimsel Dil
• Konuşma, yazı ve/veya diğer sembol
sistemlerinin alıcı (algılanmasıanlaşılması) ve/veya ifade edici
(kullanılması) boyutlarında dilin biçim
bilgisi (morfoloji), söz dizimi (sentaks),
anlam bilgisi (semantik), edim
bilgisi/kullanım bilgisi (pragmatik) alt
sistemlerini kapsayan bozukluklardır.
• Bu bozukluklar doğuştan veya
bebeklik/çocukluk çağında ortaya
çıkan gelişimsel nitelik taşırlar.
5.Edinilmiş Dil Bozukluklarının
• Bu bozukluklar dil kazanıldıktan sonra
çoğunlukla ergenlik döneminde ya da
yetişkin yaşlarda herhangi bir nedenle
dil ve konuşmanın kaybı biçiminde
görülür.
• Bu bağlamda konuşma, yazı ve/veya
diğer sembol sistemlerinin alıcı
(algılanması-anlaşılması) ve/veya ifade
edici (kullanılması) boyutlarında dilin
biçim bilgisi (morfoloji), söz dizimi
(sentaks), anlam bilgisi (semantik),
edim bilgisi/kullanım bilgisi (pragmatik)
alt sistemlerini kapsayan
bozukluklardır.
DESTEK EĞİTİMİ MODÜLERİNİN AMAÇLARI
1.Sesletim ve Ses Bilgisi
Dildeki sesleri doğru biçimde üreterek,
anlaşılır konuşma becerisi geliştirebilme
2.Akıcı Konuşma
Dil gelişim dönemlerine ve /veya yaşa
uygun bir şekilde akıcı konuşma becerisi
geliştirebilme
3. Ses Bozuklukları:
Sesi yaşa ve cinsiyete uygun biçimde
üretebilme ve kullanabilme
4.Gelişimsel Dil
Alıcı ve ifade edici dil becerilerini
geliştirebilme.
5.Edinilmiş Dil Bozukluklarının
Sağaltımı
Anlama ve ifade etmeye yönelik
iletişim becerilerini geliştirebilme.
• Kaynakça:
• Topbaş, S.S. (2005). Dil ve Kavram Gelişimi. Ankara: Kök
Yayıncılık
• Topbaş, S.S. (2005). Sesletim Sesbilgisi Testi Kullanım
Yönergesi. Ankara:4.Akşam Sanat Okulu Matbaası
• Özgür, İ.(2004). Engelli Çocuklar ve Eğitimi Özel Eğitim.
Adana: Karahan Kitapevi
• Enç, M., Doğan, Ç.,Özsoy,Y.(1987). Özel Eğitime Giriş.
Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi
• Bilir, Ş. (1986). Özürlü Çocuklar ve Eğitimleri. Ankara:
Ayyıldız Matbaası
• Karatepe, H. (2003). Okul Öncesi Dönemde Konuşma
Bozukluğu Olan Çocuklar. Ankara: Karatepe Yayınları
• Toğram, B. Dil ve İletişim Becerilerinin Öğretiminde
Kullanılan Yaklaşımlar
KATKI VE İLGİNİZE TEŞEKKÜR
EDERİZ
Download