On ikinci Bölüm İdarenin Mali Sorumluluğu Hedefler Bu üniteyi çalıştıktan sonra; o İdarenin kusurlu sorumluluğunun hangi durumlarda ortaya çıkacağını öğrenecek o İdarenin kusursuz sorumluluğunun hangi durumlarda ortaya çıkacağını öğrenecek o İdarenin sorumluluğunun şartlarını öğrenecek o İdarenin sorumluluğunu ortadan kaldıran ya da azaltan durumların hangileri olduğunu öğrenecek. Anahtar Kavramlar İdarenin sorumluluğu, kusurlu sorumluluk, hizmet kusuru, kişisel kusur, kusursuz sorumluluk İçindekiler I) İdarenin Mali Sorumluluğu A) Kusurlu Sorumluluk 1) Hizmet Kusuru 2) Kişisel Kusur 3) Rücu Davası B) Kusursuz Sorumluluk 1) Risk Sorumluluğu 2) Kamu Külfetleri Karşısında Eşitliğin Bozulmasından Dolayı Sorumluluk C) İdarenin Sorumluluğunun Şartları 1) Fiil 2) Kusur 3) Zarar 4) Nedensellik Bağı D) İdarenin Sorumluluğunu Ortadan Kaldıran yada Azaltan Haller 1) Mücbir Sebep 2) Beklenmeyen Hal 3) Zarar Görenin Davranışı 4) Üçüncü Kişinin Davranışı 2 Sakarya Üniversitesi Bireysel İşlemler-Düzenleyici İşlemler I. İDARENİN MALİ SORUMLULUĞU Hedef: İdarenin kusurlu sorumluluğunun hangi durumlarda ortaya çıkacağını öğrenmek İdarenin kusursuz sorumluluğunun hangi durumlarda ortaya çıkacağını öğrenmek İdarenin sorumluluğunun şartlarını öğrenmek İdarenin sorumluluğunu ortadan kaldıran ya da azaltan durumların hangileri olduğunu öğrenmek. Kamu idaresi kamu yararı için işlem faaliyette bulunmaktadır. Ancak bu hizmet ve faaliyetler yerine getirilirken yarar amacından çıkarak toplumun tümünün ya da belirli kişilerin malvarlığı ya da hakları üzerinde zarara yol açabilir. İşte bu zararın üstlenilmesi ve karşılanması idare hukukuna idarenin mali sorumluluğu ilkesi olarak geçmiştir. İdarenin sorumluluğu, idarenin bir kişiye verdiği zararın, idarenin malvarlığında bazı değerlerin zarar gören kişinin mal varlığına aktarılmasıyla tazmin edilmesi anlamına gelmektedir. İdarenin mali sorumluluğu, yürüttüğü faaliyetlerin tabi olduğu hukuki rejimine göre değişmektedir. İdarenin özel hukuka tabi faaliyetlerinden doğan mali sorumluluğu özel hukuk hükümlerine tabidir. Buna karşılık, idarenin idare hukukuna tabi olan faaliyetlerinden doğan mali sorumluluğu idare hukuku kurallarınca düzenlenir. İdarenin özel hukuk sorumluluğu, adı üstünde, idarenin özel hukuka tabi olan ve uyuşmazlıkların adli yargıda çözümlenen mali sorumluluğudur. Yani bu tür sorumluluk halinde, idarenin kişilere verdiği zararlar, özel hukuk hükümlerine göre tazmin edilir. Bu konuda uyuşmazlık çıkarsa adliye mahkemelerinde karara bağlanır. 1982 Anayasası’nın 125. Maddesine göre “idare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür”. Bu Anayasa hükmü herhangi bir ayrım yapmaksızın, genel olarak idarenin mali sorumluluğunu belirtmektedir. Bizi burada idarenin idare hukuku esaslarına tabi olan mali sorumluluğu ilgilendirdiğinden , öncelikli olarak zarara yol açan eylem ya da işlemin idari olup olmadığına bakılacaktır. İşte bu nedenle, idarenin idare hukuku esaslarına tabi olan mali sorumluluğunun iki kaynağı vardır: idari sözleşmeler-idari işlem ve eylemler. İdarenin idari sorumluluğu kendi içinde “kusurlu sorumluluk” ve “kusursuz sorumluluk” olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. A) KUSURLU SORUMLULUK Bireysel İdari İşlemler-Düzenleyici İşlemler 3 Kusurlu sorumluluk, idarenin kusurlu eylem ve işlemleriyle yol açtığı zararı tazmin etmesi yükümlülüğüdür. Kusur, mevcut bir ödevin yerine getirilmesindeki eksikliktir. Kısaca idare, gerektiği gibi davranmadığı zaman kusur işlemiş sayılır. 33 İdarenin sorumlu olduğu bütün kusurlar neticede istihdam ettiği kamu görevlileri tarafından işlenir. Ancak kamu görevlilerinin işledikleri kusurlardan bazıları “hizmet kusuru”, diğer bazıları ise “kişisel kusur” teşkil eder. 1) Hizmet Kusuru Hizmet kusuru, kamu görevlilerinin görevlerinin ifasından ayrılamaz nitelikte olan kusurlarıdır. Hizmet kusurunda, idarenin istihdam ettiği kamu görevlileri kusurlu olda da olmasa da, eğer hizmetin kuruluş, düzenleniş ve işleyişinde bir bozukluk veya aksaklık söz konusu ise hizmet kusuru da var demektir. Dolayısıyla hizmet kusurunun varlığını kanıtlayabilmek için kusuru işleyen kamu görevlisinin ortaya çıkmasına gerek yoktur. Gerek öğretide ve gerek içtihatlarda, hizmet kusurunun varlığı şu üç halde kabul edilmektedir. Hizmetin kötü işlemesi: Hizmetin kötü işlemesi, onun gereği gibi yürütülmemesi anlamına gelmektedir. Örneğin, devlet hastanesinde tedbirsizlik ve meslekte acemilik nedeniyle hatalı enjeksiyon yapılarak davacının kolunun kangren olmasına ve kesilmesine yol açılması, idarenin karayolunda asfaltlama çalışması yaparken gerekli önlemleri almayıp davacıya ait hayvanların zift çukuruna düşüp ölmesine neden olması. Hizmetin geç işlemesi: Hizmetin olağan sayılmayacak bir gecikme ile yerine getirilmesi, hizmetin geç işlemesi sayılmaktadır. Eğer hizmetin özelliklerine göre kendisinden beklenen çabukluğu gösterememiş ise, hizmet kusuru işlemiş sayılır. Örneğin, ateş ve lokosit miktarına göre hemen ameliyat edilmesi gereken apandisitli bir hastanın ilgisizlik yüzünden ameliyatının gecikmesi sonucu apandisiti delinerek vefat etmemiş olması. Hizmetin hiç işlememesi: Hizmetin hiç işlememesi halinde de hizmet kusurunun varlığı kabul edilmektedir. Örneğin yol onarımı sırasında geceleyin gerekli ışıklandırmanın yapılmaması gibi. 2) Kişisel Kusur Kişisel kusur, kamu görevlilerinin görevlerinin ifasından ayrılabilir nitelikte olan kusurlarıdır. Hizmetten ayrılabilir nitelikte olan bu kusurlar aşağıdaki şekillerde ortaya çıkmaktadır. Kamu görevlisinin görevinin tamamıyla dışında, özel hayatında işlediği kusurlar: Kamu görevlileri görevleri dışındayken veya özel yaşantılarında işlemiş oldukları suçlar kişisel kusur olarak sayılır. Bunlara saf kişisel kusur da denir. Örneğin, bir askerin izindeyken kendi özel otomobilini kullanarak birisine çarpması, devlet hastanesinde görevli bir doktorun mesai saatleri dışında yaptığı bir muayene 4 Sakarya Üniversitesi Bireysel İşlemler-Düzenleyici İşlemler sırasında bir başkasına zarar vermesi. Saf kişisel kusurlardan idare değil, ilgili kamu görevlisi şahsen sorumludur. Ağır Kusur: Görevin içinde işlenmekle birlikte, fevkalede ağır nitelikteki kusurlar da kişisel kusur olarak kabul edilmektedir. Ağır kusur sayılan halleri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz Kişisel amaçlarla ve kendilerine verilen görevi kötüye kullanarak işlenmiş kusurlar. Örneğin bir memurun kendisine teslim edilen paraları zimmetine geçirmesi. Kişilere karşı cebir ve şiddet kullanılması ve aşırıya kaçan davranışlar. Örneğin polisin gözaltına alınan kişiye işkence yapması. Aşırı ihmal ve mazur görülemeyecek hatalar. Örneğin cephanelerle uğraşan askerlerin sigara içmesi. Yargı kararlarına uymama. Yargı kararlarına uymamanın ilgili kamu görevlisinin kişisel kusuru olduğu kabul edilmektedir. Kamu görevlilerinin ve memurların kötü niyetle davranmaları. Kamu görevlilerinin “yetki saptırması” olarak nitelenen kamu yararı amacı dışında kişisel, siyasal, ideolojik, dinsel veya başka bir amaçla idari karar almaları veya etkinlikte bulunmaları kişisel kusur olarak kabul edilmektedir. Önemli Türkiye’de kamu görevlisinin kişisel kusurlarından dolayı idarenin sorumlu olması kuralı: Kamu görevlisinin kişisel kusuru varsa, zarar gören kişi, zarar veren kamu görevlisine karşı adli yargıda tazminat davası açamaz; idareye karşı idari yargıda tam yargı davası açabilir. Kamu Görevlilerinin eylem ve işlemlerinden dolayı, ister hizmet kusuru, isterse kişisel kusur olsun, zarar görenler, kamu görevlilerine karşı değil, idareye karşı idare mahkemelerinde tam yargı davası açacak ve idareden tazminat alabilecektir. Bu şu anlama gelmektedir, Türkiye’de kamu görevlisinin kişisel kusurundan dolayı zarar gören kişiye karşı kamu görevlisi değil, idare sorumludur. Bu kuralın idare hukukunda tek bir istisnası vardır. O da yargı kararlarına uymamadır. İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 8. Maddesine göre, “mahkeme kararlarının 30 gün içinde kamu görevlilerince kasten yerine getirilememesi halinde ilgili, idare aleyhine dava açabileceği gibi, kararı yerine getirmeyen kamu görevlisi aleyhine tazminat davası açabilir. Bireysel İdari İşlemler-Düzenleyici İşlemler 5 55 ÖNEMLİ Mahkeme kararlarını yerine getirmeyen memur hakkında ilgili kişiler adli yargıda bu memur hakkında tazminat davası açabilir. 3) Rücu Davası Zarar gören kişi, kişisel kusur halinde idareye karşı idari yargıda tam yargı davası açmış ve neticede idare kamu görevlisinin kişisel kusuruyla verdiği zararı ödemek zorunda kalmış olabilir. Bu durumda idare ödediği tazminatı kamu görevlisine yansıtması gerekir. İşte bu “rücu davası” yolu ile olur. Rücu davası adliye mahkemelerinde açılır ve bu davada özel hukuk hükümleri uygulanır. B) KUSURSUZ SORUMLULUK İdareyi eylem ve işlemlerden dolayı sorumlu tutabilmemiz için elbette hepsinde de bir kusur aramamız ya da bir kusura dayandırmamız mümkün değildir. İdarenin bazı eylem ve işlemleri vardır ki, idare kusursuz görünse de işlem ve eylemin sonucunun toplumda yarattığı etkinin giderilmesi için ve birey ya da toplum güvenliği, sağlığı her şeyden önce gelmesi nedeniyle idare sorumlu tutulacaktır. İşte buna idarenin kusursuz sorumluluğu denir. Kusursuz sorumluluğun, “risk sorumluluğu” ve “kamu külfetleri karşısında eşitliğin bozulmasından dolayı sorumluluk” olmak üzere iki çeşidi vardır. 1) Risk Sorumluluğu Risk sorumluluğu, idarenin, hiçbir kusuru olmasa bile, yürüttüğü tehlikeli faaliyetler veya kullandığı tehlikeli araçlar nedeniyle ortaya çıkan zararı tazmin etmekle yükümlü olmasıdır. Ris sorumluluğunun özellikleri şunlardır: Konu olan zarar olağanüstü ağırlıkta bir zarardır. Risk sorumluluğuna yol açan olay istisnai bir olaydır. Kusursuz sorumluluk halidir. Risk sorumluluğunun hallerini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz. a) Tehlikeli Şeyler: İdarenin kullandığı tehlikeli şeyler sorumluluğuna yol açar. Bu tehlikeli şeyler şunlardır: idarenin kusursuz Patlayıcı maddeler (Bilinmeyen bir sebeple cephaneliğin patlaması sonucu ölen erin yakınlarına idarece tazminat ödenmesi) Ateşli Silahlar (Şüpheli bir otomobili durdurmak amacıyla polis otomobile ateş etmiş ve neticede kahvehanenin önünde oturan bir kişinin ölmesi) Tehlikeli bayındırlık eserleri (Doğalgaz boru hattı patlamış ve çevredeki kişiler in ölmesi) Kan Ürünleri (Hastaya kan verilmesi sonucu hastaya AIDES mikrobunun bulaşması) 6 Sakarya Üniversitesi Bireysel İşlemler-Düzenleyici İşlemler b) Tehlikeli Yöntemler: İdarenin kullandığı tehlikeli yöntemlerde idarenin kusursuz sorumluluğuna yol açabilir. Tehlikeli yöntemleri şöyle sıralayabiliriz: Genç suçluların eğitimi (Gözetimli eğitim kurumlarına konulan genç suçlu buradan kaçıp üçüncü kişilere karşı suç işlemiştir. Akıl hastalarının deneme çıkışları ( Akıl hastanesinden izinli çıkan bir kişinin üçüncü kişilere zarar vermesi) Mahkumlara verilen çıkma izinleri (Bir mahkuma geçici olarak çıkma izni verilmiş bu izinde bu mahkum üçüncü kişilere zarar vermişse) c) Mesleki Riskler: Kamu görevlileri yürüttüğü hizmet dolayısıyla çeşitli zararlara uğrayabilir. Görevini yaparken bir iş kazası sonucu yaralanıp sakat kalabilir veya bir meslek hastalığına yakalanabilir. Bu durumda risk esasına göre idarenin kusursuz sorumluluğu söz konusudur. Ülkemizde kamu görevlilerinin görevlerini ifa ederken uğradıkları zarardan dolayı idarenin kusursuz sorumluluk esasına göre sorumlu olduğuna karar vermekte ve hükmettiği tazminat tutarından zarar gören kişiye sosyal güvenlik kurumları tarafından ödenen tazminat ve sosyal hakları düşmektedir. 2) Kamu Külfetleri Karşısında Eşitliğin Bozulmasından Dolayı Sorumluluk İdarenin, nimetlerinden toplumun tümü tarafından yararlanılan eylem ve işlemlerinin neden olduğu külfetlerin sadece belli kişi veya kişilerin üstünde kalması durumunda, bu kişi veya kişilerin uğradığı zararların, idare tarafından, idarenin bir kusuru olmasa bile, tazmin etmekle yükümlü tutulmasıdır. Kamu külfetleri karşısında eşitlik aslında bir şeyin menfaatinden faydalananın, o şeyin külfetine de katlanması görüşüne dayanmaktadır. Kamu külfetleri karşısında eşitliğin bozulmasından dolayı sorumluluğa başvurulabilmesi için ortaya çıkan zararın şu özelliklere sahip olması gerekir. Zarar özel olmalıdır. Yani toplumun bütün üyelerinin uğradığı bir zarar değil, sadece bazı üyelerinin uğradığı bir zarar olmalıdır. Zarar anormal olmalıdır. Yani belli bir ağırlık derecesi olmalıdır. Örnekler Köprü yapımı nedeniyle yol düzeyinden aşağıda kalan binanın sahibine tazminat ödenmesi Yol yapımında kullanılan taş ve kum ocağından çevreye yayılan tozlar nedeniyle pamuk tarlalarının zarar görmesi Trafiğin yönünün değişmesinden dolayı yol üstünde bulunan işletmelerin müşteri kaybından dolayı kapanır hale gelmesi. C) İDARENİN SORUMLULUĞUNUN ŞARTLARI Bireysel İdari İşlemler-Düzenleyici İşlemler İdarenin sorumluluğunun gerekmektedir. ortaya çıkabilmesi için aşağıdaki şartları taşıması 1) Fiil İdarenin sorumluluğundan bahsedilebilmesi için ortada bir fiil bulunması gerekmektedir. Bu fiil idari işlem ya da eylem şeklinde ortaya çıkmaktadır. İdarenin sorumluluğu için ortada idarenin eylem ve işleminin bulunması şartı idarenin hem kusurlu sorumluluğu hem de kusursuz sorumluluğu için geçerlidir. Sorumluluğun şartı olan fiilin idareden çıkmış ya da idareye isnat edilebilir olması gerekir. 2) Kusur İdarenin sorumluluğundan bahsedilebilmesi için idarenin fiilinin kusurlu olması gerekmektedir. Tabi “kusur” sadece idarenin kusurlu sorumluluğu için geçerli bir şarttır. İdarenin kusursuz sorumluluğunun sağlanmasın idarenin kusurlu olmasına gerek yoktur. Kusur, geleneksel olarak hizmet kusuru olarak algılanmış, ve bir kamu hizmetinin kuruluş ve işleyişindeki bozukluk olarak tanımlamıştır. 3) Zarar İdarenin sorumluluğundan bahsedebilmek için ortada bir zarar olması gerekmektedir. Zarara ilişkin şartlar ve zararın özellikleri şöyledir: Ortada bir zarar olmalı Zarar gerçekleşmiş olmalı Zarar , parayla ölçülebilir nitelikte olmalı Zarar öznel olmalı (kusursuz sorumluluk) Zarar anormal olmalı (kusursuz sorumluluk 4) Nedensellik Bağı İdarenin sorumluluğundan bahsedebilmek için fiil ile zarar arasında nedensellik bağı olmalıdır. Yani ortaya çıkan zarar idarenin fiilinden kaynaklanmalıdır. İdareye atfedilen fiil ile ortaya çıkan zarar arasındaki nedensellik bağının dolaylı değil, doğrudan olması gerekir. Nedensellik bağı, idarenin hem kusurlu sorumluluk, hem de kusursuz sorumluluğu için gereklidir. D) İDARENİN SORUMLULUĞUNU ORTADAN KALDIRAN VEYA AZALTAN HALLER Ortaya çıkan zarara idarenin eylem ve işlemi dışında kalan bir başka sebep kısmen ya da tamamen neden olmuşsa idarenin o zarardan dolayı sorumluluğu da kısmen ya da tamamen ortadan kalkar. 7 77 8 Sakarya Üniversitesi Bireysel İşlemler-Düzenleyici İşlemler İdarenin sorumluluğunu ortadan kaldıran veya azaltan haller şunlardır: 1) Mücbir Sebep İdarenin iradesi yani faaliyet alanı dışında meydana gelen, önceden öngörülmesi mümkün olmayan ve karşı konulamayacak nitelikteki olaylardır. Deprem, fırtına, sel, heyelan . Mücbir sebep idarenin hem kusurlu hem de kusursuz sorumluluğunu ortadan kaldırır. Bir olayın mücbir sebep sayılabilmesi için üç şartı taşıması gerekir. Dışlık: idarenin iradesi yani faaliyet lerinin dışında gerçekleşmiş olması gerekir. Öngörülemezlik: Karşı konulamazlık ÖNEMLİ Ancak öngörülemese de, bir tahmin şansı olmasa da bir önleme imkanı varken ya da sonuçlarını hafifletecek bir önlem alınabilecekken idare bunu yapmamışsa sorumlu tutulabilecektir. Depremlerin sık olduğu bir bölgede deprem bir mücbir sebep değildir. Ya da meteoroloji tarafından yağış bilgisi verilirse ortada mücbir sebep kalmaz. Örneğin bir Danıştay kararına göre, “1. Derece deprem bölgesi olan Erzincan ilinde DGM’de görevli bir hakimin şahsına tahsis edilen lojmanın deprem neticesinde yıkılması ve bundan dolayı uğradığı zararın idarece tazmin edilmesi talebini yerinde bulmuştur. 2) Beklenmeyen Hal Beklenmeyen hal, önceden öngörülmesi ve önlenmesi mümkün olmayan idarenin faaliyetleri içinde bulunan olaydır. Örneğin idarenin aracının bilinmeyen bir sebeple kaza yapması, cephaneliğin bilinmeyen bir sebeple infilak etmesi,. Beklenmeyen hal, idarenin kusursuz sorumluluğunu tamamen ortadan kaldırır. Ancak idarenin kusurlu sorumluluğu üzerinde etkili değildir. Bir olayın beklenmeyen hal olarak nitelendirilebilmesi için aşağıdaki şartları taşıması gerekir. Bu olayın idarenin faaliyetleri içinde meydana gelmiş olması gerekir. Öngörülemezlik Önlenemezlik 3) Zarar Görenin Davranışı Zarar tamamıyla zarar gören kişinin kendi davranışı sonucu olmuş olabilir. Ortaya çıkan zarar bakımından idarenin davranışı dolaylı sebep zarar görenin davranışı asıl sebep olabilir. Böyle bir durumda idarenin sorumluluğu bütünüyle ortadan kalkar. 4) Üçüncü Kişinin Davranışı Bireysel İdari İşlemler-Düzenleyici İşlemler 9 Ortaya çıkan zarar üçüncü kişinin davranışı sonucu ortaya çıkmış olabilir. Bu durumda bu zarardan dolayı idarenin sorumluluğu tamamen ortadan kalkar. Örneğin, A, B’yi öldürmek amacıyla trenin gelmesinden hemen önce rayların üzerine itmiştir. B’de trenin altında kalarak ölmüş ise, bundan TCDD değil, B’yi iten A sorumludur. 99 KAYNAKÇA GÖZLER, Kemal ve Gürsel Kaplan (2011), İdare Hukukuna Giriş, Ekin Yayınevi, Bursa. GÖZLER, Kemal (2009), İdare Hukuku, Cilt I, İkinci Baskı, Ekin Yayınevi, Bursa. GÜNDAY, Metin (2003), İdare Hukuku, İmaj Yayıncılık, Ankara. NOHUTÇU, Ahmet (2011), İdare Hukuku, Savaş Yayınevi, Ankara.