1.PARA PİYASASI Para piyasası, mali piyasanın bir alt piyasası

advertisement
1.PARA PİYASASI
Para piyasası, mali piyasanın bir alt piyasası olarak nitelendirilmektedir. Kısa vadeli olması
nedeniyle sermaye piyasasından ayrılır.
Türkiye’de para piyasası 3 ayrı piyasadan oluşur. Bunlar; Bankalararası Piyasa, Merkez
Bankası Piyasası ve Takasbank Piyasasıdır. Ortak özellikleri kısa vadeli işlemler olması ve
teminatların hazine bonosu olmasıdır. Bu piyasalarda paranın yabancı para olması durumunda
para piyasası yerini Forex piyasasına bırakır.
Para piyasalarının işleyişi aynı sermaye piyasası gibidir. En belirgin farkı ise; sermaye
piyasasında aracı ihraç eden bir ihracatçı olması ve ihracatçı ile doğrudan karşılaşılan birinci
piyasayı takip eden piyasanın Borsa ya da Forex piyasası olmasıdır. Para piyasasında
ihracatçının önemi yoktur, fiili piyasa önem kazanmıştır.
Para piyasası organize olabildiği gibi, Forex piyasası gibi bir formatta da işlem yapabilir.
Yatırımcılar kur, gösterge ve fiyat ile pazara katılıp, karşı tarafın gösterge kurlarını görür. Kur
ve fiyatlar piyasayı oluşturup, tüm potansiyel katılımcılara durum ile ilgili bilgi verebilir.
Para piyasası bir telekomünikasyon piyasası olduğu için, borsaya benzemez. Sistem üyesi
olanlar tarafından kabul edilen her katılımcı sisteme girip çıkabilir.
Para piyasasına özgü yatırım aracı bulunmamaktadır. Ayrıca kısa vadeli fon, arz ve talebin
oluştuğu piyasalar dikkate alındığında ortaklık içeren bazı yatırım araçlarının olmadığı da
görülmektedir. Genel olarak;
Mevduat, Mevduat Sertifikası, Hazine Bonosu, Finansman Bonosu, Euro – Dolar ve Varlığa
Dayalı Menkul Kıymetler kullanılmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Piyasası (TCMB): Sistemler arasında en organize
olanıdır. Para piyasalarında en yüksek işlem hacmine sahip olan Merkez Bankası piyasasıdır.
Katılımcılar işlemlerini Merkez Bankası üzerinden gerçekleştirir. Katılımcılar Merkez
Bankası’nda teminat gösterme karşılığında borç alır ya da para satar. Kimin kimden para
aldığının belli olmaması bu sistemin avantajıdır. Katılımcılar Merkez Bankası’nın açtığı kadar
borçlanabilecek ve istedikleri teminatı yatırabilecektir. Satış işlemleri Merkez Bankası’na
yapılıyor gibi görünmektedir. Ama Merkez Bankası topladığı kaynakları makul bir kar oranı
ile beraber fon ihtiyacı olan diğer aracılara satmaktadır. Yani kurumlar birbirlerinden
borçlanmaktadır.
Merkez Bankası oldukça büyük, garantili ve düzenli bir piyasadır. Katılımcıları tarafından
yaygın kullanılır ve limit problemleri ve maliyet yüksekliği nedeniyle farklı piyasaları da
gündeme getirirler.
Bankalararası Para Piyasası: Bazı durumlarda katılımcılar Merkez Bankası’na
borçlanmakta güçlük çekebilirler. Bu maliyetin yüksek olmasından, Merkez Bankası’nda
borçlanma limiti dolmuş olabileceğinden ve teminatlarının yeterli olmamasından olabilir.
Güvene ve karşı tarafın kabul edeceği bir teminata dayalı olarak bankalara borçlanabilirler.
1
Bu sistemin garantisi yoktur, bu nedenle katılımcılar birbirlerinin riskini analiz eder ve gayri
resmi limitler tanırlar. Belirlenen limitler doğrultusunda işlem yürütülmektedir. Borçlanma
repo şeklinde de yapılabilir. Direkt borçlanma yerine tarafların karşı tarafın bonolarını teminat
kabul ederek müşteri repo yapan banka konumunda hareket eder.
Takasbank Para Piyasası: Merkez Bankası piyasasına benzer şekilde ve ilkelerde çalışan
piyasada tarafların kimliği saklı tutulur. Tek bir muhatap vardır ve teminat esasına
dayanmaktadır. Yakın dönemde hacmi oldukça büyüyünce Takasbank para piyasası
bankaların ilgi odağı olmuş ve katılımcılara hizmet verir hale gelmiştir.
Takasbank A.Ş, BIST’de işlem gören hisselerin büyük bölümünün fiziki olarak saklandığı ve
aynı oranda paranın el değiştirdiği bir kurumdur. Forex piyasasına Sermaye Piyasası Kurulu
tarafından denetimler getirilince Forex yatırımcılarının sermayeleri Takasbank nezdindedir ve
yatırımcı yararına çalışır. Takasbank sermaye güvenliği açısından önem taşımaktadır.
Takasbank bir para piyasası olarak bankalara göre daha küçük tarzda ve aracı kurumlar için
Takasbank Para Piyasası’nı oluşturmuştur.
1.1.Para Piyasası Araçları
Hazine Bonosu: Devletin cari yıl Bütçe Kanununa dayalı olarak bütçe açıklarının
finansmanında kullanılmak üzere çıkarmış olduğu devlet iç borçlanma senetlerinden vadesi 1
yıldan az olanlara Hazine Bonosu , vadesi 1 yıl veya daha uzun olanlara ise Devlet Tahvili
denir. Hazine bonoları yatırımcılara ihraç tarihinde nominal değerin altında bir değerle diğer
bir ifadeyle iskontolu olarak satılırlar. Vade sonunda nominal değerle satış değeri arasındaki
fark yatırımcının faiz gelirini oluşturur.
Geri Satın Alma Anlaşması (REPO): Finansal varlıkların belirli bir tarihte, belirlenmiş bir
fiyattan geri satın alınacağının taahhüt edildiği anlaşmalardır. Bu işlemde söz konusu olan
finansal varlıklar yatırımcıya teslim edileceği gibi, çoğu zaman satan finansal kurum
tarafından yatırımcı adına saklanmaktadır. Ancak, bu durumda yatırımcıya geri satın alma
taahhüdünü taşıyan bir makbuz verilmektedir. Repo yapan taraf, elindeki menkul değerleri
kısa süre sonunda geri almak vaadiyle satarak kısa vadeli fon ihtiyacını karşılamaktadır.
Reponun vadesi 1 gece ile 30 gün arasında olmakla birlikte daha da uzun olabilmektedir.
Banka Mevduatı: Banka mevduatları ülkemizde tasarruf sahiplerinin tasarruflarını
değerlendirdikleri en önemli finansal araçlardır. Bankalar yatırılan bu fonları başka finansal
araçlara dönüştürerek finansal piyasalarda çok önemli işlev görürler.
Finansman Bonoları: Anonim şirketler tarafından kısa vadeli borç sağlamak üzere çıkarılan
menkul değerlerdir. Finansman bonolarının vadeleri 3 ay ve katları olmak üzere en fazla 1
yıldır. Finansman bonoları da hazine bonoları gibi iskontolu olarak satışa sunulur. Büyük ve
riski düşük işletmelerin kısa süreli finansman ihtiyaçlarını karşılamak üzere çıkarılan
finansman bonoları, aracı kurumlara ya da doğrudan yatırımcılara satışa sunulabilir.
Finansman bonoları 30 günden az olmamak üzere ve 30 günün katları olarak çıkarılır.
Finansman bonolarının işletmeler açısından başlıca üstünlükleri şunlardır:
o Alternatif finansman yöntemlerine göre (örneğin banka kredileri) daha ucuzdur.
o
Finansman kurumlarından fon sağlanması uzun formaliteleri gerektirmektedir. Bu açıdan
finansman bonoları daha kısa sürede ve daha az formaliteye ihtiyaç göstermektedir.
o
Finansman bonolarının ikincil piyasasının da olması işletmeye prestij sağlamaktadır.
o
Finansman bonoları banka kredilerine göre işletmeler açısından daha düşük maliyetle fon
sağlama aracı olmaktadır.
Bankalar topladıkları mevduatlar için birtakım kısıtlamalara tabidirler ve karşılıklar ayırmak
durumundadırlar. Bu ise kredi faizlerini yükseltmektedir. İşletmelerin banka yerine finansman
2
bonoları ihraç ederek yatırımcılara doğrudan yönelmeleri, bu fonların daha düşük maliyetli
olmasını sağlamaktadır. Böyle bir durumda hem işletme için banka kredisine göre daha ucuz,
hem de yatırımcı için mevduata göre daha yüksek getiri sağlanması söz konusudur.
Finansman bonoları yoluyla kısa süreli fon ihtiyaçlarının karşılanması, ancak belirli koşulları
sağlayan anonim şirketleri için söz konusudur. İşletmelerin fon ihtiyaçlarını karşılanmasında
hemen hemen tüm işletmelerin geniş ölçüde kullandıkları kısa süreli fon kaynağı hâlâ ticari
krediler ya da satıcı kredileri olarak adlandırılan kredilerdir Ticari krediler, herhangi bir nakit
ödemesi yapmaksızın satıcının alıcıya belirli bir ödeme süresi tanımasıdır.
Banka Bonosu: Kalkınma ve yatırım bankalarının kaynak sağlamak üzere çıkarmış oldukları
kısa vadeli bonolardır.
Varlığa Dayalı Menkul Kıymetler (VDMK): İhraç eden kurumların kendi ticari
işlemlerinden doğan veya diğer işletmelere ait olup da kendileri tarafından devralınmış
alacaklar karşılığında ihraç edilebilecek finansal varlıklardır. VDMK belli bir faiz ve vade ile
ihraç edilse de vadesinden önce satılabilir. Ülkemizde bankalar yanında genel finans
ortaklıkları ve finansal kiralama şirketleri de VDMD ihraç edebilmektedir.
3
Download