Ülkü Sevim ŞEN MÜZİK ESTETİĞİ ÜZERİNE ISBN 978-605-318-325-5 Kitap içeriğinin tüm sorumluluğu yazarına aittir. © 2015, Pegem Akademi Bu kitabın basım, yayın ve satış hakları Pegem Akademi Yay. Eğt. Dan. Hizm. Tic. Ltd. Şti.ne aittir. Anılan kuruluşun izni alınmadan kitabın tümü ya da bölümleri, kapak tasarımı; mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik, kayıt ya da başka yöntemlerle çoğaltılamaz, basılamaz, dağıtılamaz. Bu kitap T.C. Kültür Bakanlığı bandrolü ile satılmaktadır. Okuyucularımızın bandrolü olmayan kitaplar hakkında yayınevimize bilgi vermesini ve bandrolsüz yayınları satın almamasını diliyoruz. 1. Baskı: Aralık 2015, Ankara Yayın-Proje: Didem KESTEK Dizgi-Grafik Tasarım: Didem KESTEK Kapak Tasarımı: Ümmü Gülsüm ENGİN Baskı: Vadi Grup Ciltevi A.Ş. İvedik Organize Sanayi 28. Cadde 2284 Sokak No:105 Yenimahalle/ANKARA (0312 394 55 91) Yayıncı Sertifika No: 14749 Matbaa Sertifika No: 26687 İletişim Karanfil 2 Sokak No: 45 Kızılay / ANKARA Yayınevi: 0312 430 67 50 - 430 67 51 Yayınevi Belgeç: 0312 435 44 60 Dağıtım: 0312 434 54 24 - 434 54 08 Dağıtım Belgeç: 0312 431 37 38 Hazırlık Kursları: 0312 419 05 60 İnternet: www.pegem.net E-ileti: [email protected] SANATI, SANATÇIYI SEVEN, YAPTIĞI İCRAATLARLA ÖNE ÇIKARAN… TÜRK KADININI SAYGIN BİR KONUMA GETİREREK İLİM’DE, SİYASETTE, YAŞAMIN HER ALANINDA YÜCELTEN… TÜRK GENÇLERİNİ, TÜRK ÇOCUKLARINI, HALKINI, BU VATANI EMANET EDECEK KADAR ÇOK SEVEN… BÜYÜK TÜRKİYE ÜLKÜSÜ İLE CUMHURİYETİMİZİN KURUCUSU, BÜYÜKÖNDER, BAŞKUMANDAN, BAŞÖĞRETMEN GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN AZİZ ANISINA İTHAF OLUNUR… Bil ki bir aynadır dünya baştan sona, Yüz güneş ışır her bir atomunda. Yüz okyanus oluşur, Parçalarsan bir damla suyu. Baktığında bir kum tanesine, Bir adamı görebilirsin. Bakarsan ayrıntılarına, Fil gibi görünür sivrisinek. Nil’e benzer yağmur damlası, Bakarsan niteliklerine. İçinde yüzlerce harman taşır, Tek tahıl tanesi. Yerleşir bir damlanın özüne dünya. Bir yaşam okyanusu Sivrisineğin kanadında. Bir cennet barınır gözünde insanın. Pek küçükse de özü tohumun, Burda durur iki dünyanın tanrısı. Mahmud Shabistari Ülkü Sevim ŞEN 1976 yılında Kars’ta doğdu. 1993 yılında Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümüne girdi. 1997 yılında mezun oldu. Aynı yıl Kars Anadolu Lisesine müzik öğretmeni olarak atandı. 1999 yılında Erzurum Rıfkı Salim Burçak Kız Meslek Lisesine atandı. Erzurum ilinde çeşitli okullarda görevlendirme ile müzik öğretmenliği yaptı. 2000 yılında Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Müzik Eğitimi alanında Yüksek Lisans eğitimine başladı. Yüksek Lisans eğitimi sürecinde Prof. Dr. Babek KURBANOV’dan Müzik Estetiği ve Sanat Felsefesi dersleri ayrıca Öğr. Gör. Dr. Rafael MEMEDALİYEV’den Keman dersleri aldı. 2002 yılında Doç. Dr. Ilgar İMAMVERDİYEV danışmanlığında “Güzel Sanatlar Eğitimi Alan Öğrencilerin Psikolojik İhtiyaçları” adlı tezi ile Yüksek Lisans eğitimini tamamladı. Aynı yıl Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümüne araştırma görevlisi olarak atandı. 2007 yılında Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsünde (35. Madde ile) doktora eğitimi yapmak üzere Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Müzik Eğitimi Bölümüne araştırma görevlisi olarak atandı. Doktora eğitimi sürecinde Prof. Dr. Ali UÇAN ile Müzik Eğitiminde Program Geliştirme, Prof. Dr. Salih AKKAŞ ile Müzik Sosyolojisi, Prof. Dr. M. Cihat CAN ile Müzik Teknolojisi, Prof. Nuray ÖZEN ve Prof. Feridun BÜYÜKAKSOY ile Seslendirme-Yorumlama (Keman Eğitimi), Prof. Dr. Ülker AKKUTAY ile Türk Eğitim Tarihi, Prof. Dr. H. Güzin SUBAŞI ile Gelişim ve Öğrenme alanlarında çalıştı. 2011 yılında Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsünde Prof. Nezihe ŞENTÜRK danışmanlığında “Müzik Öğretiminde Bilgisayar Destekli Programlı Öğretim Yönteminin Etkililiği” adlı doktora tezi ile doktora eğitimini tamamladı. Aynı yıl Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim dalına Yrd. Doç. Dr. olarak atandı. Aynı kurumda Bireysel Çalgı (Keman Eğitimi), Genel Müzik Tarihi, Eğitim Müziği Dağarı, Eğitim Müziği Besteleme, Okulöncesinde Genel Müzik Yaklaşımları ve (Müzik Eğitiminde) Öğretim Teknolojileri Materyal Tasarımı lisans derslerini yürütmektedir. Ayrıca Müzik Eğitiminde Felsefi Yaklaşımlar ve Müzik Estetiğine Giriş adlı yüksek lisans derslerini yürütmektedir. ŞEN’in ulusal ve uluslararası bilimsel dergilerde yayımlanmış müzik eğitimi ve müzikoloji ile ilgili çeşitli konularda makaleleri bulunmaktadır. Ayrıca yurtiçi ve yurt dışında katıldığı sempozyum, kongre ve konferanslarda bildiriler sunmuş bunların birçoğu yayımlanmıştır. Yapmış olduğu bilimsel yayımlar ile TÜBİTAK Uluslararası Bilimsel Yayın Teşvik ödülü (2014) ve Atatürk Üniversitesi tarafından “Güzel Sanatlar Alanında” makale dalında birincilik ödülüne (2015) layık görülmüştür. Yazar halen Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim dalında Yrd. Doç. Dr. olarak görevini sürdürmektedir. Evli ve bir çocuk annesidir. ÖN SÖZ Müzik; estetik yönünü, ezgiler aracılığıyla insanın ruhuna ve yüreğine hitap etmeyi başarabildiğinde sunar. Müzik ve insan arasındaki bu etkileşim, özel bir bağa dönüşür. Müziğin yol açtığı haz nedeniyle sadece çalgıları veya daha özelde kişilerin kültürünü yansıtan yöresel çalgıları görmek bile çoğu insanın güzel duygular yaşaması için yeterli gelebilmiştir. Müzik, yalnızca müziği meslek edinmiş kişiler veya müzikle yakından ilgilenen kişiler tarafından değil, toplumun büyük bir kesimi tarafından beğeni duyulan bir sanat türü olmuştur. Böylesine ince bir sanata dair, müzikal güzellikleri müzik estetiği adı altında okuyucuya sunmak zorlu bir süreci de beraberinde getirmektedir. “Müzik Estetiği Üzerine” adıyla siz değerli okuyuculara sunduğum çalışma, üç buçuk yıl gibi bir zaman dilimi içerisinde oluşturulup, düzenlenmiş son şekline getirilmiştir. Bu zorlu yolda çalışmamın başladığı günden yayın aşamasına geleceği güne kadar; emekleri, destekleri ve eleştirileri ile yanımda olan değerli insanlar, varlıkları ile bana güç katmışlardır. Kendilerine minnet duygularımı bildirmeyi bir borç olarak gördüğüm değerli hocalarım, arkadaşlarım ve aileme şükranlarımı sunmak istiyorum. Öncelikle öğrencisi olmamı hayatımın dönüm noktası ve şansı olarak kabul ettiğim Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalında uzun yıllar görev yaparak sayısız öğrenci yetiştiren “hocaların hocası” saygıdeğer hocam emekli Prof. Dr. Ali UÇAN’a kitap yazma sürecinde çalışmamı baştan sona titizlikle değerlendirerek, sunduğu katkıları ve manevi desteği için çok teşekkür ediyorum. Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümünde görev yapan saygıdeğer Doç. Dr. Ali UTKU beyefendi’ye çalışmamın başlangıç aşamasından itibaren çalışmamı defalarca okuyarak yönlendirdiği için, eleştirileri için, engin sabrı ve yardımları için çok teşekkür ediyorum. Gaziantep Üniversitesi Devlet Konservatuarında görev yapan müzik estetikçisi değerli hocam Prof. Dr. Babek KURBANOV’a desteği ve eleştirileri için çok teşekkür ediyorum. Çalışmam esnasında desteklerini esirgemeyen Niğde Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalında görev yapan değerli dostlarım Doç. Dr. Mehtap Aydıner UYGUN’a, Doç. Dr. Ferit BULUT’a, Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde görev yapan Yrd. Doç. Dr. Reyhan KELEŞ’e beni yüreklendirerek, çalışmamın şekillenmesindeki katkılarından dolayı çok teşekkür ediyorum. Ayrıca okuyucu kitlesinin önemli bir kesimini oluşturacağını düşündüğümüz öğrencilerimiz adına desteği ve fikirleri ile katkı sağlayan Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalında öğrenim görmekte olan öğrencim Mehmet BAKİ’ye çok teşekkür ediyorum. Kitap kapağını tasarlayan canım kardeşim grafiker Ümmü Gülsüm ENGİN’e çok teşekkür ediyorum. Son olarak aileme, değerli eşim Yrd. Doç. Dr. Yavuz ŞEN’e ve biricik evladım Ceyhun Görkem ŞEN’e sabırlı bekleyişleri ve desteklerinden dolayı çok teşekkür ediyorum. Her çalışma kendi bilimsel çerçevesi içerisinde okuyucusuna faydalı olacak şekilde ulaştırılmayı, anlaşılmayı hedefler. Bu çalışmanın da müzik estetiği konusuna ilişkin temel bir kaynak olarak özellikle müzik eğitimi alanında bir boşluğu doldurması ve bu alana ilişkin yeni çalışmalara öncü bir çalışma olması dileğiyle… Ülkü Sevim ŞEN ERZURUM, EKİM 2015 MÜZİK ESTETİĞİ ÜZERİNE KİTABINI SUNARKEN İnsan yaşamının en doğal ve en temel, en soylu ve en etkili kültür ögelerinden biri Müziktir. Müzik kültürü eşsiz bir yaşam biçimi olarak sanatsal, bilimsel, teknik ve felsefî boyutları olan çok geniş bir alandır. Müzik alanı çoğun sanatsal veya sanat ağırlıklı bir alan olarak kabul edilmekle birlikte uygar dünyada sanatsal, bilimsel, teknik ve felsefî boyutlarıyla çok yönlü bir bütün olarak görülür, tanımlanır ve nitelendirilir. Bu görüş, tanımlayış ve nitelendirişten yola çıkılarak müzik alanı kendi içinde müzik sanatı, müzik bilimi, müzik teknolojisi ve müzik felsefesi denilen ana kollara ve her kol içinde çeşitli dallara ayrılır. Bu çağdaş ayırım ve adlandırma tekil olarak yapılabildiği gibi çoğul olarak da yapılabilir. Çoğul olarak yapıldığında müzik sanatları, müzik bilimleri, müzik teknolojileri ve müzik felsefeleri kollarından söz edilir. Müzik Alanını oluşturan tüm ana kollar ve dallar birbirlerinden ayrık, kopuk ve bağımsız değildir. Çünkü müzik alanının kendine özgü genel çerçevesi içerisinde belli bir içyapısal birliği ve özyapısal bütünlüğü vardır ve bunu sağlayan bir ortak özü ile o özü taşıyan ortak paydaları bulunmaktadır. Bu ortak özün ve onu taşıyan ortak paydaların en odağında, en özeğinde hiç kuşkusuz müziksel estetik veya müzik estetiği gelmektedir. Başka bir deyişle müzik alanını oluşturan tüm kolların ve dalların en orta özü ve en ortak paydası müzik estetiğidir. Bu özelliğiyle Müzik Estetiği müzik alanında kapsanan tüm kol ve dalların kilitlerini açan bir maymuncuk gibidir. Bu bakımdan günümüz dünyasında müzik alanının bütünüyle, herhangi bir koluyla veya dalıyla genel, özengen ve mesleksel kapsam ve düzeyde ilgili-ilişkili olan herkes bu maymuncuğu bilmek ve bilinçlice kullanmak durumundadır. Öyleyse herkesin müzikle ilgisinin-ilişkisinin kapsam, düzey ve derecesine göre müzik estetiği konusunda az çok bilgili ve bilinçli olması kaçınılmaz bir gerekliliktir. Elinizdeki bu kitap işte bu gerekliliği görüp önemseyen ve onun doğurduğu gereksinimi genel anlamda, belli ölçüde gidermeyi amaçlayan yeni bir girişimin ve çabanın bir ürünüdür. Müzik Estetiği kimilerince kimi yönleriyle gizemli bir alan sanılsa da çağdaş dünyada bireylerin, toplumların ve insanlığın müziksel yaşam, kültür ve eğitimlerini geliştirici çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Bu bağlamda ülkemizde Cumhuriyetin ilk evrelerinde gerçekleştirilen köklü atılımların ardından yaşanan duraksamalardan sonra belli evrelerde yeni çalışmalar gündeme gelmiştir. Özellikle müzik yükseköğretim kurumlarının tümüyle üniversitelere bağlanmasıyla müzik alanına ilişkin sanatsal, bilimsel, tekniksel ve felsefî araştırma ve incelemeler ile bunlara dayalı yayınlar giderek artan bir hız ve yoğunluk kazanmıştır. Ancak bu süreçte müzik estetiğine ilişkin olanlar henüz çok azdır. Öyle ki elimizde doğrudan ve sadece müzik estetiği konulu Türkçe bir çeviri ve bir telif kitap ile bir kitap bölümü ve bir bildiri bulunmaktadır. Bunun başlıca nedenlerinden biri olarak belirtmek gerekir ki müzik estetiği üzerinde çalışmak kolay değildir, epey zordur. Çünkü müzik estetiği hem müzik içi hem de müzik dışı alanlararası bir alandır. Bu yönden son derece karmaşık ve çapraşık bir bileşke alan sayılır. Bu nedenle salt bu konu üzerinde yapılmış çalışma sayısı epey sınırlıdır. Bu durum bu kitabın kaynakçasına bakıldığında da açıkça görülebilir. Bunların farkında ve bilincinde olan Yrd. Doç. Dr. Ülkü Sevim ŞEN bilinen zorluğa ve son derece karmaşıklığa-çapraşıklığa karşın yürekli bir girişimle bu çalışmayı yapmış bulunmaktadır. Epey uzun süren dikkatli ve özenli bir araştırmainceleme ürünü olan çalışmasını kitaplaştırarak sizlerle paylaşmaktadır. Yrd. Doç. Dr. Ülkü Sevim ŞEN’in bu kitabı esas olarak tarama-inceleme ve çözümleme-alıntılama temeline dayanan bir nitelik taşıyor. Bu bağlamda uzun sürede yapılan çok yönlü, geniş kapsamlı alanyazın taramasında konuyla doğrudan ve dolaylı ilgili görülen basılı kaynakların hemen hemen tümüne ulaşılmış, her biri incelenip çözümlenmiş, her birinden uzun veya kısa çeşitli alıntılar yapılmış bulunuyor. Bu alıntılar konuya ilişkin süzülmüş görüş ve düşünceler, tanım ve açıklamalar ile yorum ve değerlendirmeler içeriyor. Bunlar yazarın kendi tanım, saptama-açıklama, yorum ve değerlendirmeleriyle beş ana bölüm hâlinde derlenip-toplanıp dizgesel bir bütünlüğe kavuşturuluyor. Her bölüm altbölümler hâlinde düzenlenip ayrıntılanarak kendi içinde tutarlı bir yapı ortaya çıkmış oluyor. Bütün bu nedenlerle kitabın Müzik Estetiği Üzerine biçiminde adlandırılmış olması çalışmanın amaç, kapsam ve içeriğine uygun düşüyor. Kitap, müzik estetiği alanında derli toplu, bağımsız bir telif çalışma özelliği taşıyor. Bu özelliğiyle alanında öteden beri görülen bir boşluğun önemli bir bölümünün doldurulmasına ve duyulan gereksinimin önemli ölçüde giderilmesine anlamlı bir katkı sağlamayı amaçlıyor. Bu nedenlerle işlevsel ve işe yarar bir çalışma olarak değerlendirilip ilgililerin yararlanmalarına sunuluyor. Böylesine değerli bir çalışma yaparak daha şimdiden alana anlamlı bir katkıda bulunan Yrd. Doç. Dr. Ülkü Sevim ŞEN’i candan kutluyorum. Kitap, alanında ve türünde ülkemizde yapılan bağımsız telif çalışmaların ilklerinden biri olması nedeniyle doğal olarak her türlü yapıcı eleştiri, öneri ve katkıya açıktır. Bu bakımdan zamanla ilgililerden gelebilecek bu tür dönütlerle kitabın kuşkusuz daha da olgunlaştırılarak geliştirilmesi beklenir. Bu duygu, düşünce ve beklentilerle kitabın tüm edinenlere, okuyanlara ve kullananlara çok yararlı olacağını umuyorum. Bu umuyla bu tür çalışmalara yenilerinin katılmasını, eklenmesini ve böylece alana ilişkin kaynakların artıp çeşitlenerek zenginleşmesini diliyorum. Ankara, 29 Ekim 2014 Prof. Dr. Ali UÇAN x İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ.........................................................................................................................vi MÜZİK ESTETİĞİ ÜZERİNE KİTABINI SUNARKEN..................................... viii GİRİŞ...............................................................................................................................1 1. BÖLÜM MÜZİK VE MÜZİĞİN TEMEL ÖĞELERİ Müzik Kavramı..............................................................................................................6 Müziğin Temel Öğeleri...............................................................................................13 Ses............................................................................................................................14 Ritim........................................................................................................................15 Melodi/Ezgi............................................................................................................16 Armoni....................................................................................................................16 2. BÖLÜM ESTETİK VE ESTETİĞİN TEMEL KAVRAMLARI Estetik Kavramı...........................................................................................................20 Estetik Özne (Süje) -Estetik Nesne (Obje) ..............................................................22 Estetiğin Kapsamı .......................................................................................................23 Estetiğin Amacı...........................................................................................................25 Estetik ve Güzel Kavramı...........................................................................................26 Estetik Değer................................................................................................................30 Estetik Beğeni...............................................................................................................32 Estetik Algı...................................................................................................................33 Estetik Algılama Sürecinde Duyular.........................................................................35 Estetik Alımlama.........................................................................................................37 Estetik Haz...................................................................................................................38 Estetik Yargı.................................................................................................................40 Estetik Kuramlardan: Mimesis ve Katharsis............................................................43 xi 3. BÖLÜM SANAT ESTETİK İLİŞKİSİ Sanat Kavramı..............................................................................................................48 Sanatçı...........................................................................................................................49 Sanat Yapıtı/Eseri (Obje) ...........................................................................................50 Alımlayıcı (Süje)..........................................................................................................52 Sanatın Amacı/İşlevi...................................................................................................53 Sanatın Kapsamı .........................................................................................................55 Sanatın Dili...................................................................................................................55 Sanat Eğitiminde Estetik Eğitimin Rolü...................................................................56 Müzik Eğitiminde Estetik Eğitimin Rolü.................................................................59 4. BÖLÜM MÜZİK ESTETİĞİ Müzik Estetiği Kavramı..............................................................................................64 Müziğin Dili (Notalar) ...............................................................................................67 Müzik Yapıtının Oluşturucusu/Besteci....................................................................68 Müzik Yapıtını Seslendiren/Yorumcu.......................................................................71 Müzik Yapıtında Biçim-İçerik....................................................................................73 Müziğin Duygularla İlişkisi........................................................................................76 Müzikte Güzel Kavramı..............................................................................................80 Müzikte Estetik Haz Algısı.........................................................................................84 5. BÖLÜM TÜRK MÜZİĞİNE ESTETİK BİR BAKIŞ Genel Özellikleri ve Estetik Yönüyle Türk Müziği..................................................90 Müzik Kültür İlişkisinde Türk Müziği ...................................................................102 SONSÖZ.....................................................................................................................107 Kaynakça....................................................................................................................111 Dizin............................................................................................................................121 xii Giriş İnsan seslerle örülü dünya’da yaşamaya başladığı andan itibaren müziğe kayıtsız kalamaz, duyduğu çeşitli sesler insan üzerinde bir etki oluşturur. Müzik, çoğu zaman insan yaşamının bir parçası konumundadır: en unutulmaz yaşantılar müzik ile hatırlanır ve müzik dinlenilmeye başlandığında bizi farklı diyarlara götürebilen güçlü bir etkiye sahiptir. Müziği; sosyal, ekonomik, kültürel her tür olgu ve olay ile ilişkilendirmek mümkündür. Sosyal, ekonomik, kültürel olgu ve olaylar müziğe etki ederken, müzik de insanlar üzerinde etkisini sürdürmeye devam eder. Müzik ortaya çıktığı, ait olduğu kültürü yansıttığı gibi toplumun sanatı ele alma, değerlendirme tarzı da müziğin insan hayatındaki yeri ve işlevlerine farklı biçimlerde yansıyabilmektedir. Müziğin toplum tarafından algılanışında onun çoğunlukla, bir tüketim aracı olarak mı ya da bir sanat yapıtı olarak mı değerlendirildiği; bestelenen, söylenilen, dinlenilen müziklerin niteliğini etkileyebilmektedir. Müzik, popüler kültür ürünü olarak, eğlenme amaçlı kullanılan bir araç olma özelliğine sahiptir. Fakat popüler kültürü yansıtan veya eğlenme amacıyla kullanılan müziklerde de belirli nitelikler aranması gerekmektedir. Müziğin, tüketim kültürünün, niteliksiz, kaliteden yoksun, bozucu etkileri ile çocukların, gençlerin müziksel beğeni yoksunu olarak yetişmeleri, toplum için de olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir. Müziği doğru bir şekilde ele almayan toplumlar müzik hakkında yanlış algıya sahip olabildikleri, niteliksiz, kötü örneklere, bilinçsizce kapıldıkları görülmektedir. Sanatın ve sanatçının hak ettiği değeri bulamadığı toplumlar sadece niteliksize yönelmemekte aynı zamanda sanatsal üretimden uzaklaşarak, verimsiz bir topluma dönüşmektedirler. Oysaki sanattan anlayan, sanat eserleri üretebilen toplumlar, gelişime açık ve uygar toplumlardır. Müziğin, bireye ve topluma kültürel, ekonomik, eğitsel açıdan katkı sağlamak gibi çeşitli işlevleri vardır. Müziğin, insanın varlığını tüm duyusallığı ile etkisi MÜZİK ESTETİĞİ ÜZERİNE altına alarak, belirli bir beğeni oluşturup, haz duymasını sağlayan yönü ise müziğin estetik işlevi olarak açıklanabilir. Müziğin estetik güzellikleri, nitelikli/sanatsal müzik eserleri ile ortaya çıkabilir. İçerisinde yaşadığımız müziksel çevrede, güzel, nitelikli müzik eserlerini ayırt edebilmek için sanat eğitimine ihtiyaç olduğu görülmektedir. Sanatın bir alanı olan müziği, sanatsal/estetik yönü ile değerlendirerek, bu yönü ile algılayabilmek insanların belli bir anlayış ve eğitime sahip olmalarını gerektirir. Bu anlayışa/düşünceye sahip olma kendiliğinden oluşabildiği gibi insanın kişilik gelişiminin başladığı okul öncesi dönemi de kapsayan yaşamın ilk yıllarından itibaren yavaş yavaş geliştirilebilir. Genel anlamda öncelikle sanatın daha sonra müziğin amaç, kapsam ve işlevselliğinin kavranmasıyla verilecek eğitimin, geniş bir zaman dilimini kapsayacak şekilde aşamalılık göstermesi ve bir sisteme oturtulmuş olarak sunulması, bu sürecin daha sağlıklı yürütülebilmesi açısından gereklidir. Sanat eğitiminin, yaşamın ilk yıllarında verilmeye başlanmasıyla, bireylerde sanat sevgisi daha içten ve kalıcı olabilmekte ayrıca bireylerin yeteneklerinin erken dönemlerden itibaren geliştirilerek sanata yatkın kılınması ile yaşamında sanata yer vererek sanatsal ürünler ortaya koyabilen, sanat ürünlerini estetik olarak algılayabilen nesiller yetiştirilmesi sağlanmaktadır. Sanatı, sadece duyuları harekete geçiren, zamanımızı hoş bir şekilde değerlendirmemizi sağlayan, hayatımızı süsleyen bir etkinlik olarak değerlendirmek doğru bir yaklaşım değildir. Sanat, insana yaşama sevinci verebildiği, bakış açısını genişleterek zenginleştirdiği, yaşam sürecine üretken olarak katılımı sağladığı, sağlıklı düşünce ve davranışa yönlendirdiği sürece doğru değerlendirilmektedir. Sanatsal güzellikler yoluyla yaşama coşkusunu, sevincini hissedebilme, estetik bir algıdır. Sanatsal olarak algılanması yoluyla, müziğin insan ruhunda açığa çıkardığı hazsal coşku, müzikten alınan estetik hazdır. Kişisel gelişim sürecinde sanata yaklaşımımız ve dinlediğimiz müziklerin sanatsal değeri, etkileri çok açık görünmemekle birlikte önemli bir role sahiptir. Müziksel etkinliklerde, alışık olduğumuz kalıplaşmış düşünce ve zevklerimizin dışına çıkarak, müziğin farklı türlerini; sanatsal değer taşıyan yönlerini göz önünde bulundurarak dinlemek, özümsemek, kişisel sanat görüşümüzde değişikliklere yol açabilir. Müziğin zengin yapısı kişisel sanat zevklerimizi geliştirecek güce sahip olduğundan, gelişim ve değişime açık olmak sanat kültürümüz üzerinde olumlu bir etki oluşturacaktır. 2 GİRİŞ Teknolojinin gelişmesi ile birlikte, insanların manevi değerlerden uzaklaşarak bir anlamda maddeler dünyasına yönelmeleri ruh sağlığına olumsuz yönde etki etmektedir. İnsanların maddiyat ve maneviyat arasında bir denge kurmaları, ruh sağlığını korumaları için sanat ve sanatın boyutlarından biri olan müzik, sanatsal/estetik işlevi ile bu görevini yerine getirmeye hazırdır. Bu yönüyle bakıldığında da dinlediğimiz müziklere karşı seçici davranmanın, ruhumuza uygun, ruhu okşayan eserleri tanımanın, keşfetmenin önemi ortaya çıkmaktadır. Müzik eserlerini sanatsal/estetik özelliklerini dikkate alarak dinleme veya seslendirme ile bireyin kazanabileceği davranışları özetleyecek olursak; “estetik/ sanatsal bir müzik beğenisine sahip olabilme; ulusal ve uluslararası müzik eserlerini tanıyabilme; insani yeti ve yeteneklerini geliştirerek estetik ve sanatsal özellikte eserler üretebilme; sanatsal üretime katkı sağlayabilme; müzik eserlerinden estetik haz alınması ile manevi zenginliklerin farkına varabilme ve tüm bu davranışlar yoluyla geniş bir bakış açısına sahip olabilme” şeklinde sıralanabilir. Müziğin sanatsal/estetik olarak bireyi ve toplumu geliştirme sürecinde başarı sağlanabilmesi için gerekli olan ön şart ise öncelikle sanat ve müziğe yönelik bilinçli bir yaklaşım sergilemektir. Öncelikle okullarda sanat eğitiminin önemli bir boyutunu oluşturan müzik eğitimi yoluyla, daha sonra toplumun sanatsal gelişimine katkı sağlayacağı düşünülen TRT Kurumu, Kültür Bakanlığı müzik toplulukları, senfoni orkestraları ve operalar gibi çeşitli sanat kurumları yoluyla, bireylerin dikkatlerinin müziğin estetik yönü üzerine çekilmesi sağlanabilir. Toplumun geniş kesimine sanat değeri taşıyan eserler tanıtılarak, dinlemeleri için uygun ortamlar oluşturulabilir. Bu konuda geliştirilecek, düzenlenecek devlet politikaları ile toplumun büyük bir kesiminin estetik/sanatsal müzik eserleri aracılığıyla müzikal beğeni sahibi olması, toplumun sanatsal gelişimine yansıtılabilir. Ülkemizde müzik eğitimi verilen kurumların öğretim programlarında, Müzik Estetiği derslerine seçmeli ders kapsamında veya yüksek lisans dersleri içerisinde yer verildiği görülmektedir. Oysa bu dersin sanat kültürü kazanma sürecinde gerekliliği göz önünde bulundurularak (Güzel Sanatlar Liseleri, Güzel Sanatlar Fakülteleri, Konservatuvarlar ve Eğitim Fakülteleri Müzik Eğitimi Anabilim Dalları) öğretim programlarında mutlak surette yer alması sağlanmalıdır. Özellikle yükseköğretim basamağında müzik eğitimi verilen kurumların lisans ve lisansüstü programlarında Müzik estetiği derslerine yer verilmesinin; seslendirilen/ yorumlanan eserlere müzikal ifade/derinlik kazandırılabilmesi, müziğin teori ve uygulama boyutlarının bütünlük kazanması, gelişmiş müzik beğenisine sahip olmanın öneminin kavranması ve kavratılması açısından gerekli olduğu 3 MÜZİK ESTETİĞİ ÜZERİNE düşünülmektedir. Ayrıca okul öncesi dönemden yükseköğretime kadar geçen süre içerisinde, müzik öğretmenleri tarafından çocuğa uygun eserler seçilerek dinletilmesi, müziğin estetik olarak duyumsanabilmesi için farklı etkinliklere yer verilmesi, konunun hayata geçirilmesi bakımından önem taşımaktadır. Bu çalışmada müziğin estetik yönü üzerine yurt içi ve yurt dışında yapılmış araştırmalar ele alınmış olup, özellikle ülkemizde müzik alanında bu konuya ilişkin çalışmaların az sayıda ve sınırlı içeriklere sahip olması nedeniyle, felsefe ve estetik alanında yazılan eserler incelenmiştir. Bu süreçte, bir anlamda felsefe ve estetikçilerin gözünden müzik estetiğine bakılmış ve bu bilgiler ışığında müzik estetiğinin ne olduğu sorgulanmıştır. Müzik estetiği disiplinler arası konu ve içeriğe sahip bir alandır. Bu çalışma ile Müzik ve Estetik’in çeşitli kavramlarına ilişkin bilgiler sunularak; Sanat, Felsefe, Estetik ve Müzik alanlarında eğitimini sürdüren veya konuya ilgi duyan kişilere yönelik temel bir kaynak oluşturmak amaçlanmıştır. Konuların ele alınması ve sıralanması, içeriğin oluşturulması sürecinde temel amaç özellikle anlaşılabilir bir kaynak sunmaktır. Çalışma beş bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde; müzik kavramına, müziğin estetik olarak ele alındığı tanımlara yer verilmiş ve müziğin genel kapsamına değinilmiş ayrıca müziği oluşturan temel öğelerden kısaca bahsedilmiştir. İkinci bölümde, estetik kavramı hakkında genel bilgilere değinilerek, estetiğin temel kavramlarına yer verilmiştir. Çalışmanın üçüncü bölümünde, müziğin de içerisinde yer aldığı genel bir kavram olan sanat kavramından, sanatın estetik yapısından bahsedilmiş, sanat ve estetik ilişkisine değinilmiş, sanat eğitimi ve estetik eğitim konuları ele alınmıştır. Dördüncü bölümde, çalışmanın ana amacı olan müzik estetiği kavramı, müziğin estetik açıdan ele alınışında ilgili görülen boyutlarına ilişkin açıklamalara yer verilmiştir. Çalışmanın son bölümünde ise Türk müziğine estetik bir bakış ile Türk müziğinin estetik yönüne değinilmiştir. 4 1. Bölüm MÜZİK VE MÜZİĞİN TEMEL ÖĞELERİ “Aristo der ki; tabiatta her şeyin sınırı vardır ve sınırı olduğu içindir ki, hayat iyi ve hoş şeylerden sayılır.” Suut Kemal Yetkin Müzik insan ile ortaya çıkar, insan tarafından üretilir ve insan ile bir anlam kazanır. Müziğin, insanın kendini ifade etmesi için bir dışavurum aracı olduğunu söyleyebiliriz. İçerisinde insan unsurunu ağırlıklı bir biçimde barındıran müzik, diğer alanlar ile de yakından ilişkilidir. Müzik; insanın duygu ve düşünce yapısıyla ilişkili olduğundan psikoloji; insanın toplum içerisindeki konumu ve kültürel yaşantıları ile ilişkisi bakımından sosyoloji; insanın sağlığına olan etkileri ve tedavi amaçlı kullanımı nedeniyle tıp; içerisinde taşıdığı düşünsel anlam ile felsefe; içerisinde bulundurduğu (ses, aralıklar) oranlar ile matematik; ses unsurunun fiziksel boyutta incelenmesi ve açıklanması nedeniyle fizik gibi, neredeyse tüm disiplinlerle ilişkilidir. Müzik, çeşitliliği, çok yönlülüğü, zamansal oluşu ve soyut yapısı nedeniyle kişiye göre (öznel) hisler oluşturabildiği gibi bazen insan toplulukları üzerinde ortak etkiler de oluşturabilmektedir. Müziğin farklı işlevlere, zengin tür ve içeriğe sahip MÜZİK ESTETİĞİ ÜZERİNE olması, tüm insan topluluklarının kültürlerinden unsurlar taşıması, müziğe bakış açılarının çeşitliliğini de ortaya çıkarır. Müzik her toplumda farklı şekillerde konumlandırılan bir sanat ve bilim alanıdır. Geçmişte, bazı toplumlar müziği din ile bir arada görüp kutsal kabul etmiş, bazı toplumlar onu yasalar ile eş değer görüp devlet yönetiminde etkisi olabileceğini düşünmüş, bazı toplumlar onun teorik yönünü ele alıp bilimsel eserler oluşturmuşlardır. Fakat müziğe ilişkin algı her toplumda aynı doğrultuda olmamıştır. Bazı toplumlarda müzik şeytan işi, günah sayılmış, bazı toplumlar ise müziği büyü amaçlı kullanarak onun büyüsel yönü ile hastalıklardan koruyacağına inanmışlardır. Geçmişten bu güne gelinceye kadar müziğe atfedilen olumlu, olumsuz değerler onun insan yaşamında etkin olarak var olduğunun bir göstergesi kabul edilebilir. Müziğin ele alınışı, değerlendirilişi farklı dönemlerde, toplumlarda da değişime uğramıştır. Müzik, toplum yaşantısında farklı şekillerde konumlandırıldığından, müziğin estetik açıdan ele alınışında da farklılıklar ortaya çıkmaktadır. Bazı toplumlar müziği estetik açıdan değerlendirirken bu konuya ilişkin yapılan bilimsel çalışmalar dâhilinde, müziğin sanatsal özelliklerine, insan üzerindeki etkisine, konser etkinliklerinin amacına, seyirci/dinleyici özelliklerine dikkat ederek onu her yönü ile ele almaktadır. Bazı toplumlar da ise müziğin etkisi ve güzelliği kabullenilirken, onun sanatsal değeri, bilimsel yönü, insana sunduğu ince nüansları dikkate almayan bilinçsiz bir tavır sergilenebilmektedir. Estetik yaklaşım bakımından toplumu bu iki tavra sahip insanlar şeklinde gruplandırabiliriz. Müziğe hayatımızda estetik bir değer olarak yer vermek, onu sanatsal yönü ile ele almak öncelikle onun genel özellikleri hakkında bilgi sahibi olunmasını gerektirir. Çalışmanın ilk bölümünde, müziğin estetik açıdan ele alındığı tanımlara yer verilerek, müziğin kapsamı hakkında genel bilgilere değinilmekte ayrıca müziğin temel öğelerinden bahsedilmektedir. Müzik Kavramı Müziğin etkisi, içeriği, güzelliği, çeşitliliği, çok yönlülüğü, çok amaçlılığı onu her yerde karşımıza çıkarmaktadır. Müzik tüm sanat dallarında olduğu gibi estetik yönü olan bir sanattır. Müziğin estetik yönü, onun sanat olarak yapısındaki inceliği, güzelliği ve etkileyiciliği algılanmaya başlandığında ortaya çıkar. Müziği birçok farklı şekilde tanımlamak mümkündür. Estetik açıdan ele alındığı tanımlara göre; Müzik, insanın en geniş, en kapsamlı, en derin ve en soylu özgürlük, özgünlük ve güzellik alanıdır (Uçan, 2012: 249). 6 MÜZİK VE MÜZİĞİN TEMEL ÖĞELERİ Müzik, duyulan güzel ve ahenkli seslerin ruhlar üzerinde yaptığı derin, unutulmaz ve tatlı bir etkidir (Alaner, 2007: 11). Müzik, insan ve çalgı seslerinin biçimsel bir güzellik veya duygusal bir ifade yaratacak biçimde düzenlenmesini içeren sanattır (Dictionnaire Larousse, 1993: 1740). Müzik; enerji, düzenlilik ve güzellikten oluşan bir bütündür (Sun, 1969: 8). “Sanat olarak müzik, duygu, düşünce, tasarım ve izlenimleri veya başka gereçlerin de katkısıyla belli durum, olgu ve olayları, belli bir amaç ve yöntemle, belli bir güzellik anlayışıyla birleştirilip düzenlenmiş uyuşumlu seslerle, estetik bir yapıda işleyip anlatan bir bütündür” (Uçan, 1996: 15-16). Müziğin tanımlarında yer alan “güzellik, ahenk, derin ve tatlı bir etki” gibi ifadeler, bu sanat alanının estetik yönüne işaret etmektedir. Müziğin estetik yapısı, tüm dinleyiciler tarafından dikkat edilen bir yönü olmasa da müziği bu yönü ile ele alanlar tarafından bilinir, hissedilir. Müziğin yapısındaki estetik güzellik nedeniyle müziğin verdiği hazzı hep yeniden duymak, yaşamak isteriz. Pamir’e (1991) göre “Dünyada ilk yaşayan insanların kulakları ve sesleri olduğuna göre, müzik hep vardı. Belki de çok az şey bilirdi bu insanlar, ama güneşi, ay ışığını, dağı, dereyi, ormanı, denizi, fırtınayı çok iyi bilirlerdi. Bu kadarını bilmek ve duygularını dile getirmek için de müzik gerekliydi. Bu insanların da sevgileri, öfkeleri, inançları, yasları ve gündelik çalışmaları vardı. Müzik aslında bu sevinçlerden, sevgiden, çalışmaktan, acı ve yastan, inançtan doğmuştur diyebiliriz”(s. 9-10). Müziğin köklü bir geçmişe sahip olması, müziğin doğuşu ile ilgili çeşitli görüşlerin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Müziğin icra edildiği anda sadece o zaman dilimini kapsayan soyut yapısı, geçmişine ilişkin bilgi edinmeyi güçleştiren bir unsur oluşturmaktadır. Buna rağmen somut kalıntılar ile müziğin varlığını anlamak isteyen insan, daima izler, işaretler bulmaya çalışmıştır. Tarihin derinliklerine girdiğimizde “bir mağara duvarındaki kurban töreninde halka halinde dans eden insanlar, bir vazo üstündeki kabartmada lir çalan kadın, bir başka freskte tefler, flütler ve davullarla kutlanan tanrısal şölen bize çağlar öncesindeki müziğin varlığını bildiren işaretlerdir” (İlyasoğlu, 1999: 2). Müziğin kökeni ve ortaya çıkışına ilişkin pek çok mit1, efsane bulunmaktadır. Müzik sözcüğünün ortaya çıkışına ilişkin Antik Yunan mitolojisindeki inanış bazı kaynaklarda şöyle yer almaktadır; “Yunanca ‘mousa’, Latince ‘musa’ sözcüğü esin perisi anlamına gelmektedir. Müzik sözcüğü Yunan mitolojisindeki esin perileri 1 Mitler doğa güçlerini ve doğaüstü yaratıkları vurgulayan hayal ürünü öykülerdir. Yunan kültürünün temelini mitler oluşturur. Mitin simgesel ve kutsal bir ağırlığı vardır. Yüzyıllar boyunca bu öyküler birbirlerinden beslenerek zenginleşmişlerdir (Bkz. Estin ve Laporte, 2007: 1). 7 MÜZİK ESTETİĞİ ÜZERİNE ‘musa’lardan kaynaklanır. Musa’ya ait, musa’ya yaraşır bir sanat (perilerin sanatı, perilere yaraşır sanat) anlamındadır. Efsaneye göre eski Grekler baş tanrı Zeus’un bellek tanrıçası Mnemosyne’den olan dokuz kızına ‘Mus’lar’ adını vermişlerdi. Eski Yunanlılar bu kızların tüm dünyanın güzelliklerini, yaratıcılığını ve ahengini düzenlemekle görevli olan esin perileri olduklarına inanırlardı. Bu kızların anlatıcı, sevindirici ve acındırıcı becerilerine ‘muslar sanatı’, ‘muslar becerisi’ anlamına gelen ‘mousike tekhne’ diyorlardı” (Erhat, 1993: 208-209; İlyasoğlu, 1999: 2). Hemen hemen bütün dillerde “müzik” kelimesi, Yunanca’dan alınmıştır. Yunanca’da “mousike” kelimesi Latince’ye “musica”, Arapça’ya “musikıy” şeklinde geçmiştir. Türklerin İslam camiasına girdiği X. yüzyıldan beri musiki kelimesi Arapça’dan alınmıştır (Öztuna, 1990: 72). Öztuna (1990) Büyük Türk Musikisi Ansiklopedisi’nde müzik sanatına dair genel bilgilere şöyle yer vermektedir: “Musiki2: Ses üzerine kurulmuş bir sanat. Güzel sanatların en önemli ve en güçlülerinden biri. Musikide esas insan sesi ile insan sesini takliden yapılmış sazlardır. Bütün güzel sanatlar gibi musiki de, ne kadar geri olursa olsun, en ilkel toplumlarda bile mevcuttur. Batı Musikisi, dünyanın en yaygın sistemi ve musiki sanatıdır. Bugünkü şeklini aşağı yukarı XVII. yüzyılın ilk yıllarında almıştır. Musiki: teksesli-çoksesli, eski-yeni, Batı-Türk, saz-söz, klasik-halk, mutlak-tasvirî, dinî-dindışı, oda-salon, sanat-talimî musiki gibi pek çok şekilde sınıflandırılabilir” (s. 72). Müziğin farklı toplumlarda ve değişik amaçlarla kullanılabilir olması, müziğin sınıflandırılmasındaki çeşitliliği ortaya çıkarmaktadır. Müziğe sanatsal, dinsel, eğitimsel, geleneksel ve eğlence amaçlı kitlesel, ülkesel, bölgesel, evrensel, yöresel, her şekilde yer verilmektedir. Böylesine geniş kapsamı nedeniyle müziğin sınıflandırılması çeşitli şekillerde yapılabilmektedir. Bir ses sanatı olan müzik, plastik sanatların aksine, tıpkı söz sanatları gibi bir zaman sanatıdır. Plastik sanatlarda kullanılan malzemenin (boya, alçı, çamur, taş vb.) elle biçim verilebilen nesneler olmasına ve bu malzemelerle yapılan eserlerin belli bir mekân bölümü içinde yer almalarına karşın, ses ve söz sanatlarının ana malzemesi, ancak işitme duyumuzla algılayabildiğimiz seslerdir. Dolayısıyla bu tür eserler, mekân bölümleri içinde değil, zaman kesimleri içinde yer alabilirler. Bu nedenle de yer aldıkları zaman kesiminin sona ermesiyle yok olurlar. Plastik sanat eserlerini ikinci kez görebilmek için, bulundukları mekân bölümüne bak2Ülkemizde müzik ile ilgili kaynaklarda, müzik ve musiki kelimelerinin bir arada kullanıldığı görülmektedir. Tanrıkorur, Müzik mi, Musiki mi? konusu ile ilgili olarak: “Müziğin, dilimizde iki şekilde de kullanıldığını, ‘müzik’ kelimesinin kolay ve kullanışlı olduğunu ‘musiki’ kelimesinin ahenkli olduğunu bu nedenle cümlenin akışı ve kelimelerin gerektirdiği iç musiki bakımından hem müziğin hem de musikinin aynı metinde kullanılabileceğini” ifade etmektedir (Bkz. Tanrıkorur,1998: 13). Bu çalışmada müzik ve musiki kelimelerinin bir arada kullanımına yer verilmiştir. 8 MÜZİK VE MÜZİĞİN TEMEL ÖĞELERİ mak yeterlidir. Ancak ses sanatının yer aldığı zaman kesimi, ilerleyen her saniyede biraz daha gerilerde kalmış olacağından, bir kez daha yaşayabilmek ve o sesleri bir daha dinleyebilmek mümkün değildir (Say, 2010a: 78-79). Müziğin bir zaman sanatı olduğunu Lavignac (1939) Musiki Terbiyesi adlı eserinde farklı bir şekilde ifade etmektedir; “Öteki sanatların en tesirlisi, en maddi olmayanı ve en fanisi… İşitildiği zaman hemen hemen derhal sönüp kaybolan ve hatırasından başka bir şey kalmayan seslerle uğraşmak musikişinasa nasip olmuştur. İşte o, bu seslerle “kulağı teshir, zihni alâkadar etmek, bazen ruhu yükseltmek mecburiyetindedir” (s. 6). Müziğin seslendirilmesi sırasında, belirli bir zaman içerisinde varlığını ve etkisini sürdürmesi, kâğıt üzerinde (nota) bulunan eserin seslendirilmedikçe dinleyiciyi etkileyemeyeceği, etkisini ancak eserin seslendirilmesi sırasında gösterebileceğinden söz edebiliriz. Günümüz teknolojisinde kayıt özelliği bulunan cihazlar zamansallığın anlamını etkilemişse de müziğin sanal ortamdan çok, canlı icra edildiği zaman dilimindeki etkisi, farklı bir güce, etkileyiciliğe sahiptir. Tüm bu özellikler, müziğe farklı bir anlam yüklemekte ve seslendirilmesi sırasında insanı etkileme gücü yüksek, özel bir ifade şekli olarak karşımıza çıkarmaktadır. Kendine özgü estetik özellikleri olan müziğin, yapısal özellikleri, kimi zaman onun doğru bir şekilde ele alınıp anlaşılmasını zorlaştırırken, kimi zaman da bu özellikler onun gizemli, soyut ve ince yönünü oluşturmuştur. Özışık (1963) Musiki Sanatı adlı eserinde müziğe şu ifadelerle yer vermektedir; “Müzik fevkalade kudreti ve ortak dilinin varlığı dolayısıyla bütün insanları cinsiyet, yaş ve milliyet farklarını gözetmeksizin bir araya getiren güzel sanatların başında yer alır. Müzik his eğitiminin altın anahtarıdır. Gerçekten hislerimizi ilâhi kuvvet ile böylesine inceltip zenginleştiren, davetkâr ilham ile hayal dünyamızı süsleyip genişleten bir başka araç henüz keşfedilmemiştir” (s. 11). İnsan duygusal ve ruhsal açıdan sanata ve dolayısıyla müziğe ihtiyaç duyar. Bu nedenle duyduğu güzel, hoş ezgilere hemen kapısını açar. Müzik eserini ortaya koyan besteci, seslendiren yorumcu kadar, müzik eserini algılayan/alımlayan dinleyici de hayal ve duygu dünyasını zenginleştirebilir. İnsanı çevreleyen ses evreni içinde, müzik diğerlerinden bambaşka özellikler taşır. Bir bakıma “estetik temele dayalı” ya da “estetik boyutlu, içerikli, belirli ses bireşimleri” olarak algıladığımız müzik, müzik dışı seslerden, gerek kaynak (köken), gerek oluşum, gerek tür, gerek amaç ve gerekse işlev bakımından çok farklıdır. En yalın çocuk tekerlemesinden en karmaşık koro parçasına ve en yalın bir çalgı parçasından en karmaşık senfoniye değin, her müzik yapıtı, başlı başına bir yapıdır (Uçan, 1996: 11). 9