UND`nin Sesi

advertisement
’NİN SESİ
OCAK 2017 SAYI: 413
Uluslararası Nakliyeciler Derneği Yayın Organı
Komşu ülkelerle yaşanan sorunlar, taşıma maliyetlerindeki artış,
döviz kurlarındaki yükselme, iç ve dış terör saldırılarI,
ihracattaki durgunluk, ithalatın azalması,
KOTALAR, VİZELER, GEÇİŞ BELGELERİ...
2016 zor oldu
AB KOMİSYONU:
TÜRK TIRLARINDAN
ÜCRET
ALINAMAZ
teker yerine oturuyor
19 Ocak’ta
Avrupa adalet
divanı’nda nakliye
sektörü için tarihin
en büyük davası
görüldü.
içindekiler
Ocak
2017
52
50
15 İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu: Gümrük Birliği’nin
güncellenmesi hizmet ihracatını artıracaktır
İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu Gümrük Birliği güncellemesine
ilişkin yazılı açıklama yaptı.
18 Hizmet İhracatımız 139 milyar dolara çıkacak
HSBC Grubu Dış Ticaret Tahmin Raporu’nu yayınladı. Rapora göre Türkiye’nin
hizmet ihracatı yıllık yüzde 7,5 büyüme ile 2030 yılında 139 milyar dolara
yükselecek. Hizmet ihracatında ilk 5’i sırasıyla; ABD, İngiltere, Çin, Almanya ve
Fransa alacak. Türkiye ise 139 milyar dolarla en fazla hizmet ihracatı yapan
15’inci ülke olacak.
20 Hizmet ihracatı şampiyonları belli oldu
İlk kez gerçekleşen ve TİM tarafından organize edilen “Türkiye’nin 500
Büyük Hizmet İhracatçısı” araştırması sonuçlandı. Eşya Taşımacılığı ve
Lojistik Hizmetler sektöründe ilk 3 sırayı alan firmalar; Netlog Lojistik
Grubu A.Ş, Taha Kargo Dış Ticaret A.Ş ve Ekol Lojistik oldu.
22 Bakan Tüfenkci Dünya Gümrük Örgütü
Liyakat Sertifikası’nı UND’ye verdi
Dünya Gümrük Günü etkinliği 26 Ocak’ta Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
tarafından gerçekleştirildi.
24 Türkiye Gümrük Birliği içindeki
karar alıcı ülkelerden olacak
AB Komisyonu’nun, Gümrük Birliği’nin güncelleştirilmesi müzakerelerine
başlamak için AB Konseyinden yetki istedi. AB ve Türkiye arasında 20 yıl
önce yapılmış olan Gümrük Birliği anlaşmasının güncelleştirilmesiyle karşılıklı
ticaretin ve refahın artması bekleniyor.
UND Danışmanlık ve Tanıtım
Hizmetleri A.Ş Adına Sahibi
Ömer Çetin Nuhoğlu
Genel Yayın Yönetmeni
Fatih Şener
Sorumlu ve Yazı İşleri Müdürü
Hatice Hacısalihoğlu
Yayın Kurulu
Ali Çiçekli, Şerafettin Aras,
www.locamedya.net
Nagihan Soylu,
Banu Damla Alışan
Mali İşler Müdürü
Muhammet Haybarlık
Editör
Hasan Karakurt
Yazı Kurulu
Alper Özel, Muammer Ünlü,
Elif Sevim
Reklamlar için;
0212 359 26 00 / 208
Grafik Tasarım
Erhan Aydın
Yayına Hazırlık
LOCA MEDYA
ORG. VE REK. HİZ. LTD. ŞTİ
İletişim
0212 579 92 35
Genel Yönetmen
Mutlu Doğan
ctp baskı ve cilt
İstanbul Basım Ltd.Şti
0212 603 26 20
Ocak 2017
Haber Merkezi
Alpdoğan Kahraman,
Berkalp Kaya, Erman Ereke,
Gürol Gülbeyaz,
İbrahim Çolak, Burak Çığa,
Kadir Çirkin
Adres: Cennet Mah. Hürriyet Cad. No: 1/1 B Blok Cennet / Küçükçekmece - İSTANBUL - TÜRKİYE
Tel: 0212 579 92 35 Fax: 0212 598 47 62 / [email protected] / Yerel ve Süreli Yayın
19
34 İhracatın lokomotifi yine otomotiv olacak
KPMG Türkiye Denetim Şirket Ortağı ve Otomotiv Sektör Lideri Ergün
Kış’a göre Türkiye ekonomisinin lokomotifi olarak kabul edilen otomotivde yakalanan olumlu ivmenin; 2017’de üretim, satış ve ihracata yüksek
rakamlarla yansıması bekleniyor.
32
10
46 2016 yılı dış ticaretimiz 341 milyar dolar oldu
Geçtiğimiz yıl ihracatımız yüzde 0,8 oranında gerileyerek 142 milyar 610
milyon dolar, ithalatımız da yüzde 4,17 oranında gerileyerek 198 milyar
577 milyon oldu. Türkiye’nin dış ticareti de önceki yıla oranla yüzde 2,8
oranında daralarak 2016 yılında 341 milyar 187 olarak gerçekleşti.
48 Sektörün en büyük sorunu nakit olacak.
Peki finansman olanakları neler?
Bu yıl sektörün temel sorunlarından biri de nakit sıkıntısı olacak. Peki
finansman olanakları neler? Sektöre özel ne tür krediler ve destekler var?
53 YGM’ler raporları e-imza ile gönderebilecek
Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği raporlarının gönderiminde
e-imza kullanımı 7 Ocak 2017 itibari ile başladı.
54 Michelin’den nakliyecilerin verimliliğini
artıracak proje YÜKLE GİTSİN
Michelin, boş katedilen mesafelerin önüne geçmek ve firmaların verimliliklerini artırmak için nakliyeciler ile yük veren firmaları aracısız bir dijital
platformu olan YükleGitsin’de buluşturuyor.
14
58 Tırsan 40’ıncı yılında rekorlarla lider oldu
Tırsan, 40. yılına da lider olarak girdi. Tırsan, Türkiye’de pazar payını
yüzde 41’e yükseltirken, Türkiye’nin Avrupa’ya gerçekleştirdiği ihracatın yüzde 97’sini tek başına gerçekleştirdi. 2016 yılında, bir önceki sene
de olduğu gibi, Avrupa’nın en hızlı büyüyen markası oldu.
60 Hatay Ro-Ro hizmet ihracatçısı sıralamasında
55’inci oldu
“2014 yılında kurulan Hatay Ro-Ro aslında bir çeşit sosyal sorumluluk
örneğidir. Hiç deniz taşımacılığını bilmeyen 55 Karayolu taşımacısının
inancı ile kurduk ve Ekim 2014 tarihi itibarıyla ilk seferimizi başlattık.
Bu süreçte kiralık gemiler kullandık.
58
BAŞYAZI
Değerli Dostlarım,
S
ektörümüzün ve ülke ihracatçımızın en büyük sorunlarından
biri de geçiş ücretleridir. Yıllardır bu sorunun çözümü için dernek olarak yoğun bir çalışma içerisindeyiz. 2013’ü; bu sorunun çözümü için atılacak adımların, girişimlerin analizlerinin oluşturulması ve yol haritasının çıkarılma yılı olarak belirlemiş önemli çalışmalar
yapmıştık. 2014 yılı ise eylem yılıydı. Sorunların sürekli gündemde
tutulduğu, Dünya Bankası ve AB Komisyonu gibi kuruluşlar başta
olmak üzere farklı alanlarda haklılığımızı anlatma ve bunu da ortaya
koyma yılıydı.
Türk nakliyecisinin ve ihracatçısının emeğine sahip çıkmak için gece
gündüz çalışıyoruz. Çünkü bunun bir memleket meselesi olduğunu
biliyoruz. Avrupa yönlü yapılan taşımalarda her yıl 100 milyonlarca
Euro geçiş ücreti ödemek zorunda kalıyoruz. Bu taşıma yapan firmalarımızın rekabet gücünü azaltıyor, ihracatçımız üzerindeki yükü
artırıyor. Bunun bir de yatırım boyutu var. Ülkemize yatırım yapmak
için gelecek firmalar için önemli bir gider oluşacağı açık. Yatırım için
gelecek firmaların geri adım atmasına neden olabilecek kadar önemli
bir nokta. Üretim yapan, ürettiğini satan ve uluslararası rekabet eden,
firmaların ürünlerinin taşındığı araçlara siz kota koyarsanız, sürücülere
vize engeli çıkarırsanız, mod dayatması gibi farklı engellerle ürün geçişini zorlaştırırsanız bu sadece bir sektörün meselesi olmaktan çıkar
ve memleket meselesi haline dönüşür. Dünya Ticaret Örgütü’nün
raporuna göre taşınan malların bir gün gecikmesi iki ülke arasındaki
ticareti yüzde 1.2 oranında azaltıyor. Yine AB’nin açıkladığı bir rapora
göre; kotalar, beklemeler ve verimsizlikler yüzünden AB-Türkiye arasında 3.5 milyar Euro’luk mal hareketi yapılamadı. Bu rakamlar somut
olarak şunu ortaya koyuyor: Yüksek potansiyeli bulunan bir ülkenin
önüne siz duvar örmüşsünüz, ayağına pranga vurmuşsunuz ve bizimle yarışın diyorsunuz. Bu nasıl olacak? Buna nasıl gücümüz yetecek? Bu bir haksızlıktır ve malların serbest dolaşımı ilkesine aykırıdır.
AB üyesi Romanya, Macaristan, İtalya, Bulgaristan, Slovenya ve
Avusturya tarafından transit geçişe getirilen kısıtlamalar, ‘Haksız
Rekabet ve Ayrımcılık’tan başka nasıl yorumlanabilir. UND olarak
Türkiye-AB Gümrük Birliği ve 1963 Ankara Anlaşması’ndan kaynaklanan genel ortaklık ilişkisi hukukuna, dolayısıyla AB hukukuna aykırı
olan transit kısıtlaması vb. diğer haksızlıkların incelenip ortadan kaldırılmasını sağlayacak şekilde, AB kurallarının uygulanmasından sorumlu
AB Komisyonu’nun harekete geçmesi gerektiğini defalarca söyledik.
AB Komisyonu bugüne kadar kota ve benzeri kısıtlamalar mesele-
ÖMER ÇETİN NUHOĞLU
UND YÖNETİM KURULU BAŞKANI
sinin AB üye ülkeleri ile Türkiye arasında ikili düzeyde çözülmesi
gerektiğini söyledi. Kendi yetkisinde olmayan bir konu olduğunu
söylemekten başka bir şey yapmadı. Bu sorumluluğu üzerinden
atmaktan başka bir anlam taşımıyordu.
Biz de dedik ki; “Ortak büyüme ideali’ne ulaşılmak isteniyor ise,
Gümrük Birliği’ne taraf olan ülkelere ‘Adil Ticaret ve Taşımacılık’
konusundaki haklarını korumak, Avrupa Birliği ve bağlı tüm kuruluşlarının sorumluluğu olarak kabul edilmesi gerekiyor. Bu durum,
karşılıklı ticaretin büyümesi, Türkiye ve AB ekonomilerinin büyümesini sağlayacağı ve tüm Avrupa vatandaşlarının lehine olacağından,
her iki tarafın ‘ortak problem’i olarak değerlendirilmelidir.”
Nihayet AB Komisyonu bizim tezlerimize geldi. 19 Ocak’ta
Lüksemburg’da Avrupa Adalet Divanı’nda görülen davada AB Komisyonu Türk Tır’larından geçiş ücreti alamaz şeklinde görüş bildirdi. AB Komisyonu Türk tarafının tezleri çerçevesinde, vergi alınmasının AB-Türkiye Ortaklık Konseyi Anlaşması 4. ve 5. maddelerine
aykırı olduğunu ifade etti. Meselenin Gümrük Birliği çerçevesinde
ele alınması gerektiği ifade edilerek, Macaristan’ın da AB üyesi olduğu için bu konudaki yükümlülüklerin Macaristan’ı da bağladığı
vurgulandı. Böylece, geçiş ücretinin kaldırılmasının gerekliliği ortaya
konmuş oldu. 2017 yılı içerisinde Türk Tır’larının geçiş ücreti ödemeden Avrupa yönlü taşımalar gerçekleştirebilecek bir ortam doğdu. Bu hem sektörümüz hem ihracatımız hem de ülkemiz için fevkalade önemli bir gelişmedir. Hep söylediğimiz gibi bizim en büyük
rekabet avantajımız güçlü karayolu filomuzdur. Türk ihraç ürünlerini
bugüne kadar her türlü zorluğa ve engellemeye karşı taşıyabilmiş
ve bugünlere gelmiş bir sektörden söz ediyoruz. Bu sektörün önü
açıldığında neler yapabileceğini inşallah hep birlikte göreceğiz.
Macaristan’a açılan dava daha başlangıç. Sırada Avusturya, Romanya, Slovenya gibi ülkeler var. AB ülkeleriyle yaşanan geçiş belgesi, kota ve vize sorununa karşı mücadelemiz Türk araçlarından
geçiş ücreti alınmayana kadar devam edecektir. Lüksemburg’daki
davada UND gözlemci olarak yer aldı. Burada yine gözlemci olarak yer alan sektörün ve ülkenin haklarının savunulması noktasında çalışan tüm kurumlara da sektörümüz adına teşekkür etmek
istiyorum. Başta Ekonomi ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlığımız olmak üzere TOBB , TİM ve İKV’ye ayrı ayrı teşekkürlerimi iletiyorum.
Saygı ve Sevgilerimle...
8
Ocak 2017
Editör’den
Türk nakliyecisinin haklarını savunmak için gösterdiğimiz
gayretin ve alın terimizin karşılığını almaya başlıyoruz.
Bugüne kadar sesi çıkmayan AB Komisyonu bizim haklı
olduğumuzu söyledi ve “Türk Tır’larından ücret alınamaz”
dedi. Buraya kolay gelmedik. Çok mücadele ettik.
Söylenmeyeni söyledik, yapılmayanı yaptık. Ülkemize
ve sektörümüze güvendiğimizi gösteren açıklamalar
yaparken fiilen de bunu ortaya koyduk. Biz verilenle
yetinmeyeceğimizi hakkımızı eksiksiz ve tam olarak
istediğimiz söyledik.
Merhaba,
T
ürk araçlarından alınan geçiş ücretleri ilgili görülen
davada AB Komisyonu ülkemiz tezlerini destekleyen görüş bildirerek “Türk Tır’larından geçiş ücreti
alınamaz” dedi. Davanın görüşüldüğü Lüksemburg’taki Avrupa Adalet Divanı’nda UND olarak biz de gözlemci olarak
yer aldık. Yanımızda Ekonomi Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik
ve Haberleşme Bakanlığı yetkilileri ile TOBB, TİM ve İKV’den
de gözlemciler vardı. Bu birliktelik; haklı mücadelemizin devlet
ve önde gelen kurum ve kuruluşlar tarafından desteklendiğini,
hepimizin aynı fikirde olduğumuzu göstermesi, mücadelemize güç vermesi açısından önemliydi.
Buraya gelene kadar dernek olarak çok yoğun bir çalışma
gösterdik. 2013 yılında aktif olarak başladığımız mücadelenin böyle sonuçlanması, bugüne kadar ülkemiz lehine tek bir
adım atmamış olan AB Komisyonu’nun bizim haklı olduğumuzu söylemesi emeğimizin boşa gitmediğini gösterdi. Çok
mücadele ettik. Mücadelenin şeklini değiştirdik. Söylenmeyeni söyledik yapılmayanı yaptık. Ülkemize ve sektörümüze güvendiğimizi gösteren açıklamaları eylemlerle destekledik. Biz
verilenle yetinmeyeceğimizi hakkımızı eksiksiz ve tam olarak
istediğimizi söyledik. Avusturya’nın mod dayatmasına tepki göstermek için 26 Ağustos 2013 tarihinde Nickelsdorf’ta
sürücülerimizle birlikte bir eylem gerçekleştirdik ve bu ülkeyi
üzerinde Free Movement Of Goods (Malların Serbest Dolaşımı) dövizler yazan Tır’larla belgesiz geçtik. Hemen ertesi gün
Viyana’da bir toplantı yaparak Ro-La hattının kaldırılmasını 25
bin adetlik geçiş belgesinin Türk tarafına verilmesini istedik.
Türk nakliyecisinin ve ülkemizin haklarını korumak için nerede bir engel varsa oradaydık. Gece gündüz demeden, sabah
bir ülkede akşam başka bir ülkedeydik. Masamızda oturup
oturduğumuz yerden çözüm üretmeye çalışmadık. Sorun neredeyse biz oradaydık.
Türk araçlarının ayrımcı uygulamalara maruz kaldığını bunun
da Türk nakliyecisinden çok daha fazla Türkiye’den ihraç ya-
Fatih ŞENER
UND İcra Kurulu Başkanı
pan firmaları etkilediğini defalarca anlattık. İhracat odaklı bir
büyüme modelini seçen bir ülkeyiz ve önümüze konulan her
engel milli refahın azalması anlamına geliyor dedik. İhracat maliyetleri arttığında bunun yabancı yatırımcıları da etkileyeceğini,
Türkiye yerine başka ülkelere yatırım yapacaklarını söyledik.
Ticarette en önemli unsurun maliyet ve zaman olduğunu geçiş ücretleri ile maliyetlerimizin; engellerle teslimat sürelerinin
uzadığını ve rekabetçiliğimizi yitirdiğimizi ifade ettik. Maliyetleri
bize göre daha düşük olan ülkelerin haksız rekabet yarattığını
yabancı plakalı araçların Türk ihraç yüklerinden aldığı payın arttığını vurguladık.
Türkiye’den sadece Türk firmalarının ihracat yapmadığını, Alman, Fransız, İngiliz, Avusturyalı firmaların da ihracat yaptığını,
Avrupalıların kota ve geçiş ücretleriyle kendi ülkesinin markalarını cezalandırdığını söyledik. Türkiye’de yatırımı olan ve ihracat
yapan firmaların yetkililerine lobi çağrısında bulunduk.
Tabi işin hukuki kısmı da var. Türk araçlarına uygulanan kotalar ve araçlardan alınan geçiş belgeleri GATT Anlaşması’na,
Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) Bali’de aldığı malların serbest dolaşımı kararına ve Gümrük Birliği anlaşmasına aykırı bir
durum. Gümrük Birliği anlaşmasında transit geçişin engellenmesi, kota ve geçiş ücreti uygulaması miktar kısıtlaması veya
eş etkili tedbir olarak değerlendiriliyor. Bu hukuksuzluğun sona
ermesi gerekiyor ve biz bunu başaracağız.
Avrupa Adalet Divanı kararını verecek ve muhtemelen 2017
yılı içerisinde Türk araçlarının geçiş ücreti ödemeden Türk ihraç yüklerini taşıdığını göreceğiz. Bunun kazananı ihracatçımız,
nakliyecimiz, çalışanlarımız, yani ülkemiz olacaktır. Biz önümüzde engel olmadığı zaman neler yapabileceğimizi herkese
ispatlayacağız. Batıya taşıma yapan 25 bine yakın filomuz ile
ülkenin hizmetindeyiz.
Saygılarımla…
10
UND’den
UND Gürcistan’a giderek sürücü sorunlarını yerinde tespit etti
UND Türk araçlarının Orta Asya ve BDT ülkelerine yapılan taşımalarında önemli
transit ülke ve sınır komşumuz konumunda olan Gürcistan’da yaşanan bekleme
süreleri ve sürücülerin yaşadığı sorunların yerinde tespiti amacıyla Batum’daki bir
çok TIR Parkında tespitlerde bulundu.
UND 27 Aralık’ta Türkiye’nin Batum
Başkonsolosu Yasin Temizkan ve
ekibini ziyaret etti. UND Heyeti,
Gürcistan’da Türk araçlarının girmek zorunda bırakıldığı TIR Parkları,
gümrüklerde ve TIR Parklarında “ilk
gelen ilk geçer” kuralının işletilmemesi nedeniyle Türk araçlarının karşı karşıya kaldığı haksız uygulamalar
ve Sarp Sınır Kapısının modernizasyon çalışmaları nedeniyle artan
bekleme süreleri ve söz konusu
beklemelerin doğurduğu zaman ve
maliyet kaybının ticaretimize olumsuz yansımalarını anlattı.
Başkonsolos Temizkan, Türk araçlarının Gürcistan’dan geçiş sürelerinin kısaltılması amacıyla yapılan
çalışmalar, yabancı araçların haksız
rekabetinin önüne geçilebilmesi
amacıyla başlatılan uygulamalar ve
sürücülerin yaşadığı sorunların 24
saat kesintisiz iletilebileceği “TIR
Sürücüleri İçin Acil Yardım Hattı”nın
devrede olduğu yönünde bilgi
paylaştı. Ayrıca, Sarp Sınır Kapısının
modernizasyon çalışmalarından ticaretin en az etkileneceği yönündeki tedbirlerin de ilgili tüm taraflar ile
birlikte alındığı ve koordineli şekilde
takip edildiğini belirterek, Sarp sınır
kapısının inşaat çalışmaları nedeniyle Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
tarafından alınan tedbirler ile de
kapıdaki yoğunlukların azaltıldığı
belirtildi.
28 Aralık’ta Yasin Temizkan önderliğinde, 4 ayrı TIR Parkı ziyaret
edilerek, TIR Parklarında bulunan
sürücüler ile bir araya gelindi ve
sürücülerin yaşadığı sorunlar tüm
heyet tarafından özenle dinlendi
Ocak 2017
ve sorunların çözümüne yönelik
önlemlerin alınması amacıyla konular ilgili muhataplarınca not edildi.
Aynı gün Artvin Vali Yardımcısı ve
Sarp Sınır Kapısı Mülki İdare Amiri
Mehmet Ali Öztürk makamında
ziyaret edildi. Öztürk, sınırda Türk
araçlarına herhangi bir haksız uygulama yapılmaması amacıyla TIR
araçlarının giriş-çıkış işlemlerinin ve
sayılarının yakından takip edildiği
ve konunun Başkonsolosluğumuz
ile koordineli olarak yürütüldüğünü
söyledi.
Ziyaretlerin sonucunda, Türk
gümrüklerinde ve sınır kapılarında
işletilen “ilk gelen ilk geçer” kuralının
Gürcistan’da da işletilmesinin sağlanması, giriş-çıkış sayılarının adil
şekilde yapılması, TIR Parklarındaki
bekleme sürelerinin azaltılması ve
gümrüklerdeki işlemlerin hızlandırılması amacıyla alınacak tedbirler
ve yürütülecek çalışmalar değer-
lendirildi. TIR Parkları ve Sarp Sınır
Kapısı ziyaretlerine, Yönetim Kurulu
Üyeleri Abdullah Özer, Alişan Ender Topaloğlu, İcra Kurulu Başkanı
Fatih Şener, İcra Kurulu Üyesi Elif
Sevim ve Trabzon Bölge Temsilcisi
Hakan Demircan katıldı.
11
UND vize veren müşavir firmalarla
Türkmenistan vize sorunlarını konuştu
UND Ankara Bölgesinde, sektörde
faaliyet gösteren firmalarda çalışan
sürücüler için vize hizmeti veren
müşavir firmaların temsilcileri ile
16 Ocak’ta bir araya geldi. UND
Ankara Ofisinde gerçekleştirilen
toplantıda, Türkmenistan vizelerinin temininde yaşanan sorunlar ve
özellikle vize onay belgesi sürecinden kaynaklanan zaman kayıpları
konuları değerlendirildi.
Toplantıda, Türkmenistan vize
başvurularının önemli bir bölümüne
“ret” verildiği, Türkmenistan’dan
alınan “vize onay belgesinin” temin
sürecinin en iyi şartlarda 30 gün
olduğu ve bu sürecin yılın belirli
dönemlerinde 40-50 güne çıkabildiği, isim benzerliği nedeniyle “ret”
verilen başvurulara TC kimlik numarasının esas alınması ile çözüm
bulunabileceği ve vize maliyetlerine
ilişkin konular görüşüldü.
Sektöre vize süreçlerinde hizmet
veren müşavir firma temsilcileri
ile yapılan toplantı sonucunda,
Türkmenistan vize sürecinde
yaşanan sorunlar not edildi ve söz
konusu sorunların Türkmenistan
Ankara Büyükelçisi ve Konsolosu
ile yapılacak resmi görüşmelerde
paylaşılacağı ve bu yönde ilgili tüm
resmi kanallar nezdinde girişimlerde bulunulacağı aktarıldı.
Gümrük idarelerinde yaşanan sorunlar ele alındı
UND Gümrük ve Antrepo Çalışma
Grubu Toplantısı yaparak; İstanbul ve diğer gümrük idarelerinde
yaşanan sorunları ele aldı. Yapılacak
girişimler konusunda bilgi alış verişi
yapıldı.
Gümrük ve Antrepo Çalışma Grubu
Toplantısı’nda, başkanlık görevini yürütmekte olan Mars Lojistik
firması yöneticisi Mustafa Kemal
Avcı, görev süresi dolması sebebiyle görevini Sittnak firması yöneticisi
Yalçın Karakoç’a devretti. Yapılan
Başkan Yardımcılığı seçiminde ise
Ekol Lojistik gümrük operasyonları
yöneticisi Muhammet Ali Arslan
Çalışma Grubu Başkan Yardımcısı
pozisyonuna getirildi.
Çalışma gurubu toplantısında şu
konular ele alındı:
•Gümrük ve ticaret bakanlığı ile yapılması planlanan toplantı hazırlıkları,
•Fazla mesai ücretleri ve yolluk ödemelerine dair uygulama sorunları,
•İhracat işlemlerine ilişkin AB ve
ülkemizdeki uygulama farklılıklarının
giderilmesine yönelik UND girişimleri,
•Yetkilendirilmiş yükümlü statüsünün uygulanmasında karşılaşılan
sorunlar,
•Transit beyannamelerinden damga
vergi tahsilatının kaldırılması hususu,
•Sınır kapılarındaki beklemeler ve
süreç iyileştirme çalışmaları,
•İstanbul, Bursa ve İzmir Gümrük
İdarelerinde yaşanan sorunlar,
•Antrepolardaki yetkilendirilmiş gümrük müşaviri ve gümrük
memuru bulundurma zorunluluğunun yarattığı sorunlar ve konu ile
ilgili yeni yayınlanan 2016/23 sayılı
Genelge’nin getirdikleri,
•Gümrük ve Ulaştırma Bakanlıklarınca gerçekleştirilen işlemlerdeki
zaman kaybına sebebiyet veren
bürokratik engeller.
Ocak 2017
12
UND’den
Gümrük sorunlarını çözecek komisyon kuruldu
TİM tarafından organize edilen 2016
İhracat Zirvesi etkinliği kapsamında
taşımacılar ve ihracatçıların yaşadığı
gümrük ile ilgili sorunların çözümüne
yönelik TİM, UND ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından hayata geçirilen Etki Analizi Komisyonunun ilk hazırlık toplantısı 19 Ocak ‘ta Gümrükler
Genel Müdürlüğünde gerçekleştirildi.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Cenap Aşçı’nın talimatı ile kurulan
komisyona Genel Müdür Yardımcısı
Önder Göçmen başkanlık ederken,
Gümrükler Genel Müdürlüğü’nden İhracat Dairesi Başkanı Erdal Karahisar,
TIR Dairesi Başkanı Hakan Dalçık,
Transit Dairesi Başkanı Burak Serkan
Yaşar, Gümrükler Dairesi Başkanı
Mehmet Hatipoğlu’nun Bakanlıktaki
diğer birimlerden uzmanların katılım
sağladığı toplantıda UND’yi İcra
Kurulu Üyesi Erman Ereke ve UND
Ankara Temsilcisi Nejla Albayrak
temsil etti. Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanlığı, Ekonomi
Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, TİM ve
TOBB’dan gelen yetkililer de toplantıda hazır bulundu. Toplantında UND
olarak, sınır kapılarındaki beklemeler,
bu beklemelerin nedenleri, şu ana
kadar UND olarak yapılan çalışmalar,
iç gümrük idarelerindeki beklemelere
ve ilave maliyetlere sebebiyet veren
uygulamalar gündeme getirilirken,
komisyonun yapacağı çalışmaların
detayları ve çalışma metotları görüşüldü. Gümrük idarelerinde yapılacak
saha çalışmaları, raporlamalar ve etki
analizleri ile sorunların çözümüne
büyük katkı sağlayacağı düşünülen
komisyonun çalışmalarının çok yakın
bir süre içinde başlatılması planlanıyor. Komisyona destek sağlayacak
ve gerek sınır gerekse iç gümrük idarelerindeki bekleme ve ilave maliyet
kaynaklı sorunların çözümüne yönelik
UND girişim ve çalışmaları ise ayrıca
devam ettiriliyor.
Kızılay Kapıkule’de mahsur kalan şoförlere el uzattı
Yoğun kar yağışı sebebiyle
Kapıkule’de oluşan Tır kuyrukları
35 kilometreyi aşınca binlerce şoför
büyük mağduriyet yaşadı. Gümrük
sahasının karla dolması üzerine araç
geçişlerinin çok az sayıda olması
sebebiyle İhracat kamyonları yollarda
kaldı. Kuyruğun uzaması ile yol kenarında oluşan uzun kuyruklarda 3-4
gün süreli beklemeler oluştu.
Kızılay yollarda kalan şoförlere yardım
eli uzatarak 3 öğün çay, çorba ve
kumanya dağıttı. Yanlarında Kızılay’ı
bulan sürücüler, yetkililere teşekkür ettiler. Uluslararası Nakliyeciler
Derneği Başkanı Çetin Nuhoğlu
“Kapıkule’de son dönemde beklemeler yüzünden büyük mağduriyetler
Ocak 2017
yaşanıyordu ancak Kar yağışı ile bu
sorun iyice büyüdü. Kar sebebiyle
Tır kuyruğu iki katına çıkarken aynı
zamanda kuyrukta bekleyen sürücülerin ihtiyaçlarını karşılamaları çok zor
duruma gelmişti. Çağrılarımıza olumlu
yanıt verip sürücülerimize kumanya
dağıtan Kızılay yetkililerine teşekkür
ederiz. Kızılay bu milletin haklı gurur
vesilesidir. En zor zamanlarda mille-
tinin yanında olan Kızılay, ihracatımızın
taşıyıcısı olan şoförlerimize de aynı
anlayışla sahip çıkmıştır” dedi. Türkiye
ihracatının yaklaşık olarak yarısının
çıkış yaptığı Kapıkule Gümrük Kapısı
son dönemde çok uzun kuyruklarla
gündeme geliyor. Günde 750 Tırın çıkış
yapabildiği kapıda beklemelerin bitmesi
için 1500 aracın geçişinin sağlanması
sürücüler tarafından isteniyor.
14
güncel
Aşkabat Küresel Sürdürülebilir Ulaştırma Konferansı
SÜRDÜRÜLEBİLİR GELİŞİMDE EN BÜYÜK GÜÇ ULAŞTIRMADIR
Küresel Sürdürülebilir Ulaştırma Konferansı Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’ta yapıldı.
Konferansta yük ve yolcu taşımacılığında; ulaşım alanları, karayolu, demiryolu, havayolu
ve denizyolu taşımacılığı konuları ele alınarak yaşanan problemler değerlendirildi. Konferansta ulaştırmanın sürdürülebilir gelişmede en büyük güç olduğuna vurgu yapıldı.
B
M Genel Sekreterliğinin
girişimleriyle, tarihte ilk
defa 26-27 Kasım 2016
tarihlerinde, Küresel Sürdürülebilir Ulaştırma Konferansı düzenlendi. Türkmenistan’ın başkenti
Aşkabat’ta yapılan bu ilk konferans,
Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın
sürdürülebilir kalkınma ve iklim
değişikliğiyle mücadele stratejisi
ve yükümlülükler çerçevesinde
ulaştırmanın yerine işaret etmesi
açısından büyük önem taşıdı.
Konferansa hükümetlerin, BM
kuruluşlarının, çok taraflı kalkınma
bankalarının, iş dünyasının ve sivil
toplum örgütlerinin önemli isimleri
katıldı. Konferansta UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener de yer aldı.
Şener yaptığı açıklamada, konferansın çok başarılı geçtiğini vurgulayarak bölge açısından önemli
kazanımlar elde edileceğini belirtti.
Şener, “Küresel sürdürülebilir
ulaştırma Konferansında gösterilen
sıcak karşılama ve misafirperverlik,
ayrıca konferansın organizasyon
hazırlığı için desteklerinden dolayı
Türkmenistan Cumhurbaşkanına,
Türkmenistan Hükümetine, Dışişleri Bakanlığına ve Türkmenistan
halkına derin şükranlarımızı sunarız”
dedi.
Türkmenistan’ın inisiyatifi sonucunda BM üyesi ülkeler tarafından oy
birliğiyle kabul edilen BM Genel Kurulu 70/197 No’lu kararnamesi ile
desteklenen bu konferansta, daha
önce gerçekleşen organizasyon ve
çalışmaların sonuçları değerlendirildi. Konferansta; az gelişmiş ülkeler
İstanbul Eylem Programı, denize
erişimi olmayan gelişmekte olan
ülkeler için Viyana Eylem Programı,
gelişmekte olan küçük ada ülkeleri
için ‘Samoa Yolu’ Eylem Programı, afet riskini azaltma için Sendai
Çerçeve Programı, Addis Ababa
Eylem Programı, 2030 yılına kadar
olan dönem için sürdürülebilir kalkınma gündemi, Paris Anlaşması ve
kentsel gelişim için yeni programlar
Ocak 2017
gibi çok taraflı belgelerin sonuçları
üzerinde çalışmalar yapıldı.
Forum sırasında düzenlenen ileriye
dönük ve pratik eylemlere odaklanan çeşitli görüşmelerde sürdürülebilir ulaştırmanın elverişli koşulların yaratılmasına sağladığı etkisi
vurgulandı ve onun sürdürülebilir
kalkınma hedeflerine ulaşma konusunda üstlendiği çok yönlü rolünün
önemine değinildi.
Genel ve tematik oturumlarda
gerçekleştirilen görüşmeler, ulaştırmanın sürdürülebilir kalkınma
yolundaki kapsayıcı büyümesinin
çalıştırma gücü olduğu, milli, bölgesel ve küresel pazarlara ulaşarak
ticaret ve turizmin gelişmesine katkı
sağladığı belirtilerek, bunun yanında
ulaşım sektörü, yerel ve ulusal
düzeyde gayri safi yurtiçi hasılanın,
istihdam ve gelir seviyesinin artmasına önemli ölçüde katkı sağladığı
aktarıldı.
Katılımcılar ayrıca, gelişmekte olan
ülkelerdeki kırsal alan sakinlerinin;
ana ulaşım araçları olan otoyollarına, demiryolu hatlarına ve toplu
taşıma araçlarına erişimini sağlama,
bunun sonucunda onların şehirlerdeki ve büyük yerleşim yerlerindeki
istihdam ve diğer sosyo-ekonomik
imkânlara ulaşımını destekleme
konusunda bağlılıklarını yenilediler.
Söz konusu koşullar için alınan
tedbirler, 2030 yılına kadar olan
dönemi kapsayan sürdürülebilir kalkınma Programının hayata
aktarılması için gerekli olan önemli
adımlar ve bu program çerçevesinde ‘kimseyi gemi dışında bırakmamak’ diye ifade edilen toptan bir
gelişime işaret ediyor.
Konferans katılımcıları aynı zamanda, çok az gelişmiş ülkelerdeki
‘sert’ ve ‘yumuşak’ altyapılara ve
multimodal taşımacılık alanına yapılan yatırımların arttırılmasına yönelik
desteklerini bir kez daha ifade
ettiler. Buna demir yolu ve kara
yolları, deniz yolları, havalimanları,
depo tesisleri, liman tesisleri ve
lojistik hizmetleri de dâhil. Ayrıca,
forum katılımcıları az gelişmiş ülkelerde altyapı tesisleri geliştirmek ve
öncelikli eylem yönlerin gelişimi için
ortaklıkları desteklemek yükümlülüklerini tekrarladılar.
15
İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu
Gümrük Birliği’nin güncellenmesi hizmet ihracatını artıracaktır
İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu tarafından Gümrük Birliği güncellemesine ilişkin yazılı
açıklama yaptı. Zeytinoğlu, gümrük birliğinin güncellenmesinin Türkiye’nin üretim
kapasitesi, tarımsal verimliliği, hizmet ihracatı ve dış pazarlardaki rekabet gücünü
artıracağını ve norm ve standartlarda AB ile entegrasyonu sağlayacağını belirtti.
İ
KV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, 20
yıldır yürürlükte olan gümrük birliğinin Türk sanayii ve dış ticaretine
önemli katkıda bulunduğunu, AB ile
dış ticaret hacmi 4 katına çıkarken, dış
pazarlarda rekabet gücünün arttığını belirtti. Zeytinoğlu, bu faydalarına
rağmen, gümrük birliğinin artık güncel
gelişmelerin gerisinde kaldığını ve
sağlanan faydanın da aşındığını ekledi.
Zeytinoğlu sözlerine şöyle devam etti:
“Gümrük birliğinin güncellenmesinin
milli gelire, istihdama, yabancı yatırımlara ve dış ticarete önemli katkı sağlamasını bekliyoruz. Ekonomi Bakanlığımız
ve Avrupa Komisyonu tarafından yaptırılan araştırmalar özellikle yıllık bazda
GSYİH’da ve ihracatta öngörülen artışı
ortaya koyuyor. Avrupa Komisyonunca
yapılan etki analizinde, GSYİH’nın reel
olarak yüzde 1.44’lük (12,5 milyar avro)
artışa yol açması bekleniyor. Ekonomi
Bakanlığımızca hazırlatılan çalışmada
ise, 2030 itibarıyla, GSYİH’da yüzde
1,9 oranında, AB’ye yapılan ihracatta
yüzde 24,4 oranında artışa yol açacağı
tahmin edilmiştir.”
İKV Başkanı etki analizleri ile varılan
tahminlerin, gümrük birliğinin derinleştirilmesi ve Türkiye’nin üçüncü ülkeler ile
AB’nin imzaladığı STA’lara dahil olması
halinde geçerli olacağını vurguladı ve
şunları söyledi: “Yapılan etki analizlerinde farklı senaryolardan yola çıkarak hesaplamalar yapılıyor. Gümrük birliğinin
olduğu gibi kalması, yerini kapsamlı bir
STA’ya bırakması gibi farklı senaryolar
arasında iki taraf için de en karlı olması
beklenen senaryo gümrük birliğinin
derinleştirilmesi alternatifi. Buna göre
gümrük birliğinin işleyişi iyileştirilecek,
yani uyuşmazlıkların çözümü mekanizmaları güçlendirilecek, Türkiye’nin
AB’nin imzaladığı STA’lardan faydalanması sağlanacak. Aynı zamanda,
gümrük birliğine hizmet ticareti, kamu
alımları piyasaları ve tarım ürünleri de
eklenecek. Bu şekilde karşılıklı olarak
pazarların daha açık hale gelmesi ve
Türkiye’nin üçüncü ülkeler ile imzalanan
STA’lar ile ilgili olarak yaşadığı dezavan-
tajların ortadan kaldırılması AB düzenlemelerine uyum düzeyini artıracak
ve ekonominin genelinde önemli bir
canlanma sağlayacak.”
Başkan Zeytinoğlu son olarak,
gümrük birliğinin güncellenmesinin
sektörel etkilerine de değindi: “Gümrük birliğinin güncellenmesi süreci iç
piyasada rekabeti artıracaktır. Bunun
başlangıçta zorlayıcı etkileri olsa da,
orta ve uzun vadede, sanayide üçüncü ülkeler ile imzalanacak STA’lar
ile pazar payının artmasının yanında
çeşitli tarım ürünleri gruplarında ve
hizmet sektörlerinde verimliliği ve üretkenliği tetikleyecektir. Motorlu taşıtlar,
elektrikli aletler, tekstil ve ayakkabı
gibi sanayi ürünleri, gıda sektörü, taze
meyve ve sebze, kabuklu yemişler
gibi tarım ürünleri ve inşaat, ulaştırma,
mali hizmetler, rekreasyonel hizmetler
gibi alanlarda ihracatı arttırması beklenmektedir. Sanayi dışında, tarım ve
hizmet sektörlerine daha fazla yabancı
yatırım çekilecek ve yeni iş alanları
yaratılacaktır. Söz konusu sürecin,
mevzuat düzeyinde AB’ye uyumu da
artıracağı gibi, şeffaflık, hesap verebilirlik, öngörülebilirlik, hukuki denetim
gibi iyi yönetişim ilkelerinin yerleşmesinde ön ayak olacağını umuyoruz.”
Ekonomi Bakanlığı, Avrupa Birliği
Genel Müdürlüğü tarafından yapılan
Gümrük Birliği Güncellenmesi Etki
Analizi çalışmasında; Avrupa Birliği ile
Gümrük Birliği’nin Güncellenmesinin
ülkemiz ekonomisi üzerindeki uzun
dönemli etkilerini incelendi. Çalışmada 4 teme senaryo ele alındı.
Birinci senaryoda: Gümrük Birliği’nde
yapısal sorunların çözüme kavuşturulması; tarım ürünlerinde yüzde 50
liberasyon sağlanması ve hizmetler
ile kamu alımları piyasalarının karşılıklı
açılması incelendi. Bu senaryoya
göre, Gayrı Safi Yurtiçi Hasılamızın
(GSYİH) yaklaşık yüzde 1 oranında
artacağı hesaplandı.
İkinci senaryoda: ilk senaryoya
ilave olarak tarım ürünlerinde tam
liberasyona gidileceği ve reform
niteliğindeki açılımlar sayesinde
ABD ve Kanada başta olmak diğer
ülkelerle daha fazla serbest ticaret
anlaşması yapılacağı varsayıldı.
Bu durumun GSYİH’mızı yüzde
1,9 arttıracağı hesaplandı. Yine bu
senaryonun gerçekleşmesi halinde,
AB ülkelerine ihracatımızın yüzde 24,
toplam ihracatımızın ise yüzde 15
oranında artış göstereceği; tüketici
fiyatlarının yüzde 1,5 azalırken hanehalkı tüketiminin yüzde 1,6 artması
neticesinde tüketici refahının olumlu
etkileneceği öngörüldü. Üçüncü
senaryoda: sadece sanayi ürünlerini
içeren Gümrük Birliği’nin mevcut dar
kapsamı itibariyle bir Serbest Ticaret
Anlaşmasına dönüştürülmesi ele
alındı. Böylesi bir tercihte, Gümrük
Birliği’nin güncellenmesi neticesinde
elde edilebilecek kazanımların aksine,
GSYİH’da yüzde 0,4 oranında kayıp
yaşanacağı, ayrıca AB’ye ihracatımızda yüzde 16’lık bir düşüş ile karşılaşılacağı belirlendi. Dördüncü senaryoda: Gümrük Birliği’nin bu defa tarım,
hizmetler ve kamu alımlarını da içeren
derin ve kapsamlı bir Serbest Ticaret
Anlaşmasına dönüştürülmesi incelendi. Bu senaryo çerçevesinde, GSYİH
üzerindeki etkinin yüzde 0,16 artış
ile pozitife döneceği; ancak Gümrük
Birliği’nin Güncellenmesi’ne kıyasla
pozitif etkinin çok düşük düzeyde
kalacağı ortaya konuldu.
Ocak 2017
16
UND’den
UND Amanlıyev’i ziyaret etti
Türkmenistan-Türkiye arasındaki sorunlar, fırsatlar ve çözüm önerileri anlatıldı
UND Türkmenistan’ın Ankara Büyükelçisi İşankuli Amanlıyev ve Konsolos Murat
Akmamedov’a iki ülke arasındaki sorunlar, çözüm önerileri ve fırsatlar hakkında
görüşlerini aktardı.
U
ND Heyeti 16 Ocak’ta
Türkmenistan’ın Ankara Büyükelçisi İşankuli Amanlıyev
ve Konsolos Murat Akmamedov’u
makamlarında ziyaret etti. Türkmenistan Ankara Büyükelçisi İşankuli
Amanlıyev, Türkmenistan ile Türkiye
arasındaki taşımacılık konularında
yaşanan gelişmeler, bölge ticaretinin
artırılması amacıyla özellikle Hazar
güzergahının gelişimi için UND’nin
vermiş olduğu desteğe teşekkür etti.
Amanlıyev iki ülke arasındaki görüşmelerin devam ettiğini, ulaştırma
alanındaki işbirliğinin gelişiminde bu
girişimlerin ve katkıların önemli bir
adım olacağını söyledi.
UND Heyeti de Büyükelçi ve ekibine; bölge ticaretinin gelişimi, Hazar
güzergahının canlandırılması amacıyla
ulaştırma alanında yapılan çalışmalar
kronolojik olarak aktarıldı ve Türkmen
Devlet Başkanı Gurbangulu Berdimuhammedov, Türkmenistan Bakanlar
Kurulu Başkan Yardımcısı Raşit
Meredov ve Satlık Satlıkov ile yapılan
görüşmeler ve detayları aktarını aktardı. Hazar güzergahının daha etkin
Ocak 2017
kullanımının sağlanması yönündeki
temel hedefe ulaşılabilmesi amacıyla mevcut süreçte iyileştirme sağlanması gereken konular Amanlıyev
ile paylaşıldı. Bu bağlamda, öncelikle Türkmenistan vize süreçlerinde
yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri
gündeme getirildi. UND tarafından
Türkmenistan’da da üst düzey
yetkililer ile paylaşılan ve araç takip
sistemi ile sağlanacak “Güvenli
Vize Projesi” Büyükelçi’ye anlatıldı.
Özellikle Hazar güzergahı kullanımının teşvikinde, araç takip sistemi
uygulamasının Türkmenistan’a
limandan girişlerinde vize sürecine
bağlı ekstra kolaylık sağlamasının
önemi vurgulandı.
Sürücülerin Türkmenistan’a girişinde sakıncalı bir durum olmadığının
belirtildiği ve en iyi şartlarda 30 gün
içerisinde temin edilebilen “Vize Onay
Belgesinin” daha kısa sürede temin
edilebilmesinin önemi vurgulanarak,
Türkmenistan tarafından başlatılan
ve araçların/sürücülerin izlenmesine
imkan sağlayan araç takip sistemi uygulaması ve UND tarafından önerilen
TC kimlik numarası uygulamasının
bu sürenin kısaltılmasında fayda
sağlayacağı belirtildi. Söz konusu
TC kimlik numarası uygulamasının,
isim benzerliği gibi sebepler ile “ret”
cevabı alınan vize başvurularında
da etkili sonuç doğuracağı aktarıldı.
Diğer yandan, Kazakistan örneğinde
olduğu gibi, Türkmenistan’a girişlerde
30 güne kadar ikamet yeri bildirme
zorunluluğunun aranmaması ancak
30 günü aşacak olan kalış sürelerinde ikamet yeri bildirme zorunluluğunun uygulanması ve 6 ay süreli temin
edilebilen Türkmenistan vizelerinin
yıllık olarak verilebilmesi hususları
talep edildi.
Toplantıda son olarak, Çin’den
Batı’ya yapılacak ticarette
Türkmenistan’ın transit konumu
önemle vurgulandı. Türkmenistan’da
kısa zamanda hayata geçirilen çok
önemli projeler hakkında değerlendirmelerde bulunulurken ülkeler
arasındaki ticaretin geliştirilebilmesi
amacıyla ulaştırma alanında sağlanması hedeflenen iyileştirmelerin
detaylı olarak görüşüldü.
17
İhracatın lokomotifi yine otomotiv olacak
KPMG Türkiye Denetim Şirket Ortağı ve Otomotiv Sektör Lideri Ergün Kış’a göre
Türkiye ekonomisinin lokomotifi olarak kabul edilen otomotivde yakalanan olumlu
ivmenin; 2017’de üretim, satış ve ihracata yüksek rakamlarla yansıması bekleniyor.
K
PMG Türkiye Denetim
Şirket Ortağı ve Otomotiv
Sektör Lideri Ergün Kış,
otomotiv sektör raporunu açıkladı.
Ergün Kış, “Küresel konjonktür ve
Türkiye ekonomisindeki gelişmeler
dikkate alındığında 2016 yılının en
çok otomotiv sektörüne gülümsediği söylenebilir. Otomotiv, üretim ve
ihracat rakamları ile hem büyümeye
hem de cari dengeye en çok katkı
sağlayan sektör oldu” dedi. Kış,
şu rakamlara dikkat çekti: “2016
yılının ilk 11 ayında toplam otomotiv
üretimi yüzde 2 artışla 863 bin adet,
otomobil üretimi ise yüzde 6 artışla
649 bin adet olarak gerçekleşti.
Aynı dönemde Türkiye’de üretilen
her 100 aracın 77’si ihraç edildi.
2015’te bu oran yüzde 73’tü. Her
iki dönemin ilk 11 aylık verileri karşılaştırıldığında, ihraç edilen toplam
araç sayısındaki artış yüzde 14’e
yaklaştı. 2016’nın tüm aylarında en
çok ihracat yapan sektör olma ünvanına sahip otomotiv sektörünün
yakaladığı bu başarılı grafik, ülke
ihracatına da olumlu yansıdı. Sektör
ekonominin lokomotifi oldu.”
TİM verilerine göre otomotiv sektörü, ihracatının yüzde 80’e yakınını
AB ülkelerine gerçekleştirdi. En çok
ihracat yapılan 5 ülke Almanya,
İtalya, Fransa, Birleşik Krallık ve
İspanya oldu. AB ülkeleri ihracat
yapılan ilk 20 ülkenin 14’ünü oluşturdu. İlk 10’da AB ülkeleri dışında
ABD yer aldı. İlk 20’nin diğer ülkeleri
İsrail, Mısır, İran ve Rusya olurken
daha önce üst sıralarda yer alamayan Fas geçen yıl listeye 13’üncü
sıradan girdi.
Ergün Kış, şu değerlendirmeyi
yaptı: “2016’da sektör genelinde
yakalanan olumlu ivmenin 2017’de
süreceği öngörülüyor. 2017, üretim,
satış ve ihracatta daha yüksek
nominal rakamların görüleceği bir
yıl olacak. Ayrıca otomotiv sektörünün 2017’de de firma ve sektör
bazlı liderliklerini devam ettirmesi
bekleniyor. Otomotiv, dışa açıklığı ve küresel tedarik zincirlerine
yüksek entegrasyonu nedeniyle
küresel talep ve ikili/çoklu ticaret
anlaşmalarına duyarlılığı en yüksek
sektör. Hem avantaj hem tehdit
olan bu özellik nedeniyle TTIP, TPP
ve Brexit gibi etkisi geniş gelişmeler sektör için risk faktörü olmaya
devam edecek.”
Ocak 2017
18
RAPOR
HİZMET İHRACATIMIZ 139 MİLYAR
DOLARA ÇIKACAK
HSBC Grubu Dış Ticaret Tahmin Raporu’nu yayınladı. Rapora göre Türkiye’nin hizmet ihracatı yıllık yüzde 7,5 büyüme ile 2030 yılında 139 milyar dolara yükselecek.
Hizmet ihracatında ilk 5’i sırasıyla; ABD, İngiltere, Çin, Almanya ve Fransa alacak.
Türkiye ise 139 milyar dolarla en fazla hizmet ihracatı yapan 15’inci ülke olacak.
H
SBC Grubu’nun Oxford
Economics ile birlikte hazırladığı Dış Ticaret Tahmin
Raporu, iş dünyasının ticaret yaptığı
veya yapmayı planladığı pazarlarda
orta ve uzun vadedeki potansiyel
değişimlere ilişkin analizleri ortaya
koyuyor. Türkiye’nin de dâhil olduğu 24 ülke arasındaki ikili ticaretin
mercek altına alındığı rapora göre;
ihracatını artırmak isteyen şirketler
küresel ekonomik ve politik dalgalanmaların küresel mal ticaretini
yavaşlattığı bir ortamda hizmet ticaretinin sunduğu fırsatları kullanabilir.
Türkiye ekonomisine yön verecek
faktörlere dair öngörüler de içeren
rapora göre; hane halkı tüketimi
büyümenin lokomotifi olmaya devam ederken; politik ortam, yatırım
Ocak 2017
ve ihracat potansiyeli üzerinde
etkilerini sürdürecek. Raporda
yurt içi tasarrufların düşük olması,
istihdam ve ürün piyasalarındaki
kısıtlar ve eğitim sisteminin kalitesi
gibi faktörler uzun vadede Türkiye
ekonomisinin önündeki zorluklar
arasında yer alıyor.
B2B VE ICT’NİN
YILDIZI PARLAYACAK
HSBC Dış Ticaret Tahmin
Raporu’na göre küresel mal ticaretinin yıllık yaklaşık yüzde 6 büyüme
ile 2030 yılında 37 trilyon dolara
ulaşması öngörülüyor. Küresel
hizmet ticaretinin ise yıllık ortalama
yüzde 7’lik bir büyüme ile 2030
yılında 12,4 trilyon dolar olması
bekleniyor.
Uluslararası mal ve hizmet ticareti
verilerinin analiz edildiği raporda,
işletmeler arası (B2B) ve bilişim
teknolojileri (ICT) hizmet ihracatlarının, küresel hizmet ticaretinde
büyümenin lokomotifi olacağı tahmin edilirken, Türkiye’nin jeopolitik
konumunun sağladığı avantajla
hizmet ihracatı gelirlerinde aslan
payının turizm ve ulaşım sektörlerinden gelmeye devam etmesi
öngörülüyor.
Türkiye’nin toplam ihracatında
hizmet ihracatı payının 2030 yılında
yüzde 27’ye yükselmesi öngörülüyor. 2015 yılında 47 milyar dolar
olarak gerçekleşen hizmet ihracatının 2030’da yıllık ortalama yüzde
7,5 büyüme ile 139 milyar dolara
ulaşması bekleniyor.
19
Rapora göre; Türkiye’nin 2030’da
en çok hizmet ihraç edeceği
ülkelerin sırasıyla Almanya, Çin,
Birleşik Krallık, Hindistan ve Birleşik
Arap Emirlikleri’nin olacağı tahmin
ediliyor.
Avrupa, Türkiye için
ana ihracat rotası
olmaya devam edecek
Raporda; Türkiye’nin gerçekleştirdiği mal ihracatında, endüstriyel
makine ve taşımacılık ekipmanlarının önümüzdeki yıllarda da
ön planda olmayı sürdürmesi
bekleniyor. 2021-2030 arasında
endüstriyel makine ve taşımacılık
ekipman ihracatlarının toplam
ihracat büyümesine katkısının
yüzde 33’e yükseleceği ve dış
ticareti domine etmeye devam
edeceği öngörülüyor. Öte yandan maden üretimindeki artış ile
birlikte maden ürünleri ihracatının
tekstil ve ahşabın yerini alacağı
ve toplam ihracat büyümesinde
dördüncü en büyük sektör haline
geleceği tahmin ediliyor. Rapora
göre; Türkiye’nin mal ihracatındaki bu değişimler, Asya’daki büyük
gelişmekte olan ülkelere yapılan endüstriyel ve madeni ürün
ihracatının yükseliş göstermesi ile
birlikte gerçekleşecek.
Avrupa’nın 2030 yılına kadar olan
süre içerisinde Türkiye’nin ana
ihracat rotası olmaya ve mal ihracat
gelirlerinin yarısından fazlasını oluş-
turmaya devam edeceği öngörülüyor. Orta Doğu ve Kuzey Afrika’nın
ise 2021-2030 yılları arasında
Türkiye’nin toplam mal ihracat
gelirlerinin yaklaşık %20’sini oluşturarak ihracatta en önemli ikinci
bölge olmayı sürdüreceği tahmin
ediliyor. 2030 yılında Türkiye’nin mal
ihracatında en büyük paya sahip
ülkelerin sırasıyla Almanya, Birleşik
Krallık, Birleşik Arap Emirlikleri, ABD
ve Fransa olması bekleniyor.
Ocak 2017
20
LOJİSTİK
Hizmet ihracatı şampiyonları belli oldu
İlk kez gerçekleşen ve TİM tarafından organize edilen “Türkiye’nin 500 Büyük
Hizmet İhracatçısı” araştırması sonuçlandı. Eşya Taşımacılığı ve Lojistik Hizmetler
sektöründe ilk 3 sırayı alan firmalar; Netlog Lojistik Grubu A.Ş, Taha Kargo Dış
Ticaret A.Ş ve Ekol Lojistik oldu.
T
İM tarafından yapılan
Türkiye’nin 500 Büyük
Hizmet İhracatçısı araştırması
sonuçlandı. 11 sektörde ilk üçe giren
firmalar ödüllerini Başbakan Binali
Yıldırım’ın katıldığı gecede aldılar.
Gecede Yıldırım’ın beraberinde 10
bakan da yer aldı. “Türkiye’nin 500
Büyük Hizmet İhracatçısı” araştırmasında Türkiye Genelinde ilk sırayı
Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığı
alırken, onu sırasıyla Pegasus Hava
Taşımacılığı A.Ş, Çalık Enerji Sanayi
ve Ticaret A.Ş, Sun Ekspress, Gap
İnşaat Yatırım ve Ticaret A.Ş, Atlas
Global, Yapı Merkezi İnşaat ve Sanayi
A.Ş, Netlog Lojistik Grubu, Odeon
Turizm İşletmeciliği A.Ş, Taha Kargo
Dış Ticaret A.Ş takip etti.
Başbakan Yıldırım’dan
ihracatçılara övgü
Başbakan Binali Yıldırım hizmet
ihracatının şampiyonlarına ödüllerini
verdikten sonra yaptığı konuşmada
hizmet işinin akıl işi olduğunu söyleyerek, “Akıl teri ile para kazanmayı daha
fazla artırmalıyız. Gelişmenin yolu bu.
Akıl şu anda birçok şeyin üzerindedir. Ülkemizi dünyanın her tarafında
tanıtan ihracatçılarımıza hükümetimiz
ve milletimiz adına şükranlarımızı
sunuyoruz. Başarılarının daim olmasını
diliyorum” dedi.
Zeybekci: “Destekler
devam edecek”
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci de
mal ve hizmet sektörleri için verdikOcak 2017
Uluslararası Nakliyeciler Derneği’ne
araştırmaya sunduğu katkıdan dolayı
teşekkür plaketi verildi. Plaket Ekonomi
Bakanı Nihat Zeybekçi ve TİM Başkanı
Mehmet Büyükekşi tarafından UND
Başkanı Çetin Nuhoğlu’na takdim edildi.
leri desteklere devam edeceklerini
belirterek, şunları söyledi: “Bize150
milyar dolar mal ihracatı yetmez bunu
daha yükseklere çıkarmalıyız. Bunun
için yöntem değiştirmeliyiz. 2017’de
önemli bir başarı elde etmek istiyoruz.
Bunun için bir seferberlik başlattık.
Hizmet ticaretinin de önü açılacak.
Bütün gayretlerimiz tek tek yerine
geliyor. İhracata dayalı büyüme için
harekete geçtik. Başbakanımızın
talimatı ile fuarlarla ilgili destekleri ikiye
katladık. İhracat desteklerini de üç
katına çıkardık.”
18,5 milyar dolar ihracat
Ödül töreninin açış konuşmasını yapan TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi
araştırmanın amacının 2023 yılında
150 milyar dolarlık hizmet ihracatı
hedefine ulaşmak olduğunu belirterek
şöyle konuştu: “Son 10 yılda küresel
hizmet ihracatı iki katına çıkarak 4,9
trilyon dolar değerine ulaştı. Ülkemizin ise 2015 yılı toplam hizmet
ihracatı 46,3 milyar dolar. 2015’te 24
milyar dolar fazla vererek net hizmet
ihracatçısı olduğumuzu da eklemek
istiyorum. Özellikle turizm, taşımacılık
ve inşaat hizmetlerinde ihracat fazlası
veriyoruz. Araştırmaya konu olan 500
firmamız 2015 yılında toplam 18,5
milyar dolar hizmet ihracatı gerçekleştirdi. Bu rakam, ülkemizin hizmet
ihracatının yüzde 40’ına tekabül
ediyor”
“Firmalarımız dünya
genelinde, 333 milyar
dolarlık proje üstlendi”
Mehmet Büyükekşi, Türk firmalarının
bu alanda hem girdiği pazarlarda
hem de dünya çapında ön sıralarda
yer aldığını ifade ederek, sözlerini
21
Ekol Lojistik adına ödülü Cavit Değirmenci
Gümrük ve Ticaret Bakkanı Bülent Tüfenkci
ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’den aldı.
Netlog Lojistik adına ödülü Gökalp Çak,
Gümrük ve Ticaret Bakkanı Bülent Tüfenkci
ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’den aldı.
Taha Kargo adına ödülü Emin Taha, Gümrük ve Ticaret Bakkanı Bülent Tüfenkci ve
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’den aldı.
şöyle sürdürdü: “Hizmet ihracatında
ülkemizde çok güzel örneklerimiz var.
Tale-Words isimli bir yazılım firması
geliştirdikleri oyun ile tüm zamanların
en iyi 100 bilgisayar oyunu arasında 30. oldu. Diğer taraftan Türkiye
dünyanın en büyük 250 uluslararası
müteahhitlik firması arasında 43
firmayla Çin’den sonra ikinci sırada
yer aldı. Firmalarımız şu ana kadar
dünya genelinde, 333 milyar dolarlık
proje üstlendi. Medarı iftiharımız THY
geçtiğimiz yıl 6. kez Avrupa’nın en iyi
havayolu şirketi seçildi. Avrupa’nın
yolcu sayısı bakımından en büyük
2. havayolu özelliğini taşıyan THY,
7,6 milyar dolarlık hizmet ihracatı ile
ülkemizin en fazla döviz kazandıran
şirketidir.”
Törene katılan bakanlar
dereceye girenlere
ödüllerini verdiler
Üniversitesi, İstanbul Aydın Üniversitesi,
İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi
2- Görsel-İşitsel Hizmetler: Doğan TV
Haber ve Görsel Yayıncılık A.Ş, Digitürk
Krea İçerik Hizmetleri ve Prodüksiyon
A.Ş, Global Telif Hakları Yap. Tic. A.Ş.
3-Bilişim Hizmetleri: Netaş Telekomünikasyon A.Ş., Ekin Teknoloji Sanayi
ve Ticaret A.Ş. P.I Works TR Bilişim
Hizmetleri Sanayi ve Ticaret A.Ş..
4- İletişim Hizmetleri: Türksat Uydu
Haberleşme Kablo TV ve İşletme A.Ş,
Millenicom Telekominikasyon Hizmetleri A.Ş, Türknet İletişim Hizmetleri A.Ş.
aldı.
5- Mühendislik Hizmetleri: Ford Otomotiv Sanayi A.Ş, Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş, Aselsan A.Ş..
6- Müteahhitlik Hizmetleri: Çalık Enerji
Sanayi ve Ticaret A.Ş, GAP İnşaat
Yatırım ve Dış Tic. A.Ş, Yapı Merkezi
İnşaat ve Sanayi A.Ş.
7- Teknik Müşavirlik Hizmetleri: Yüksel
Proje Uluslararası A.Ş, Temelsu Uluslararası Mühendislik Hizmetleri A.Ş, Ural
Mühendislik A.Ş.
8-Sağlık Hizmetleri : Acıbadem Sağlık
Grubu A.Ş, Medical Park Mlp. Sağlık
Hizmetleri A.Ş, Johns Hopkins Anadolu Eğitim ve Sosyal Yardım Vakfı Sağlık
Tesisleri.
9- Turizm Hizmetleri : Odeon Turizm
İşletmeciliği A.Ş, Kilit Global Turizm
Seyahat Sanayi ve Ticaret A.Ş, Antalya
Pegas Otelcilik Limited Şirketi.
10- Eşya Taşımacılığı ve lojistik Hizmetler: Netlog Lojistik Grubu A.Ş, Taha
Kargo Dış Ticaret A.Ş, Ekol Lojistik
11- Yolcu Taşımacılığı Hizmetleri : Türk
Hava Yolları Anonim Ortaklığı A.Ş,
Pegasus Hava Taşımacılığı A.Ş, Sun
Ekspres Havacılık A.Ş.
2017 yılı ihracat için
atılım yılı ilan edildi
Mehmet Büyükekşi, TİM olarak 2017
yılını ihracat için bir atılım yılı olarak ilan
ettiklerini söyledi. Büyükekşi mevcut
ile yetinmeyeceklerini, daha iyisini
aramaya devam edeceklerini vurguladı. Gümrük Birliği’nin güncellenmesi
konusuna da değinen Büyükekşi,
“Avrupa Komisyonu bir açıklama
yaptı ve görüşmelerin başlaması için
parlamentodan yetki istedi. Hepimiz
biliyoruz ki Ekonomi Bakanımız göreve geldiği günden bu yana bu konuya
oldukça önem veriyor. İnşallah yakın
zamanda bunun meyvelerini almaya
başlayacağız. Güncelleme ile hizmetler, kamu alımları ve yatırımlar anlaşmaya dahil edilmiş olacak. Dolayısıyla
hizmet ihracatımız için de Önemli bir
rekabet gücü sağlayacak. Adeta bir
kaldıraç etkisi yaratacak” dedi.
TİM ev sahipliğinde ve Ekonomi
Bakanı Nihat Zeybekçi’nin desteğiyle
düzenlenen “Türkiye’nin 500 Büyük
Hizmet İhracatçısı” araştırması kapsamında 11 farklı sektörde hizmet
ihracatının şampiyonları ödüllendirildi.
Sektörün potansiyelini gözler önüne
seren ihracat şampiyonları ödüllerini
Başbakan Yardımcıları Nurettin Canikli, Mehmet Şimşek, Veysi Kaynak,
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Bilim, Sanayi
ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Gençlik
ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç,
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, Kültür ve Turizm Bakanı Nabi
Avcı, Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın
elinden aldı.
Hizmet İhracatında
ilk 10 sırayı alan kuruluşlar
1.Türk Hava Yolları Anonim
Ortaklığı,
2.Pegasus Hava Taşımacılığı A.Ş,
3.Çalık Enerji Sanayi ve Ticaret A.Ş,
4.Sun Ekspress,
5.GAP İnşaat Yatırım ve Ticaret A.Ş.
6.Atlas Global,
7.Yapı Merkezi İnşaat ve Sanayi A.Ş.,
8.Netlog Lojistik Grubu,
9.Odeon Turizm İşletmeciliği A.Ş,
10.Taha Kargo Dış Ticaret A.Ş
“Türkiye’nin 500 Büyük Hizmet
İhracatçısı” araştırmasında
sektörlerinde ilk 3’te yer alan
kuruluşlar :
1-Eğitim Hizmetleri : Bahçeşehir
Ocak 2017
22
GÜNCEL
Bakan Tüfenkci Dünya Gümrük Örgütü
Liyakat Sertifikası’nı UND’ye verdi
Dünya Gümrük Günü etkinliği 26 Ocak’ta Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından
gerçekleştirildi. Etkinliğe; Başbakan Binali Yıldırım, Gümrük Bakanı Bülent Tüfenkci ve Gümrük Eski Bakanı, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı katıldı. UND adına etkinlikte İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, İcra Kurulu Üyesi Erman
Ereke ve UND Ankara Temsilcisi Nejla Albayrak yer aldı.
S
öz konusu etkinlikte, Gümrük Müsteşarı Cenap Aşçı,
Ekonomi Bakanlığı Müsteşar
Yardımcısı Hüsnü Dilemre, TOBB
Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Burkay, TİM Sektör Konseyi Başkanı
Salih Zeki Poyraz, Dünya Gümrük
Örgütü Genel Sekreter Yardımcısı
Sergio Mujica ve Dünya Ticaret
Örgütü Genel Müdür Yardımcısı Yi
Xiaozhun’un katılım sağladığı “Ticaret Kolaylaştırılması Kurulu, Ticaretin Kolaylaştırılmasında Kamu-Özel
Sektör İşbirliği” başlıklı bir panel
gerçekleştirildi.
Başbakan Yıldırım: Ticaret
amaç, gümrükler araçtır
Başbakan Binali Yıldırım Dünya
Gümrük Günü etkinliğinde yaptığı
konuşmada, “Ticaret amaç Gümrük
araçtır, araç amaç haline getirilir
ise bundan alan da satan da zarar
görür” diyerek, gümrüklerin ticaretin
kolaylaştırılmasında kritik rol oynadığının altını çizdi.
Tek Pencere sistemine ilişkin
yapılan çalışmalar ile ilgili olarak,
eskiden gümrüklerde vatandaşın
Ocak 2017
polis, gümrükçü, sağlıkçı ve diğer
birimlere tek tek gittiğini ifade eden
Yıldırım, “Onların gönlünü razı
etmeden kapıdan geçemiyor, böyle
bir sistem olur mu? Şimdi kafayı
uzatacak pencere, pencerede tek
bir adam, 14 kişinin hatırını soracağına bir kişinin hatırını sorup geçip
gidecek. Vatandaşa da memura da
ticaret yapana da kolaylık. İnsanın
müdahalesi ne kadar fazla olursa o
kadar sorun olur” dedi.
Başbakan Yıldırım, konuşmasında;
Gümrük ve Ticaret Bakanlığının,
Tır sistemine ilişkin teknik alt yapısı
hazırlanan “e-TIR” projesine öncülük ettiğini, İran ile fiilen başlatılan
“e-TIR” uygulamasının, bu yılın
şubat ayında tamamen yürürlüğe
girmesinin beklendiğini, Gürcistan
ile bu yıl içinde tamamlanması
planlanan “e-TIR” pilot projesinin
uygulamaya konulduğunu, sınır
kapılarında yaşanan son dönem-
23
Sekreter Yardımcısı Sergio Mujica,
gümrük idarelerinin dünyanın her
yerinde baskı altında çalıştıklarını,
bir yanda ticareti kolaylaştırmak için
bir yandan da olası riskleri ortadan
kaldırarak güvenilir ticareti sağlamak
için çaba gösterdiğini ifade ederken,
Dünya Ticaret Örgütü Genel Müdür
Yardımcısı Yi Xiaozhun ise, Dünya
Ticaret Örgütü bünyesinde kabul
edilen Ticaretin Kolaylaştırılması
Anlaşmasının yürürlüğe girmesi için
sadece 2 ülkenin daha anlaşmayı
onaylaması gerektiğini ifade etti
ve anlaşmanın yürürlüğe girmesi
ile birlikte dünyadaki dış ticaretin
gelişmesi yolunda önemli bir adım
atılacağını aktardı.
deki beklemeler ile oluşan mağduriyetleri azaltabilmek için Kapıkule
Sınır Kapısındaki TIR Parkının araç
park kapasitesinin yükseltilmesi
için gerekli desteğin verilebileceğini
aktardı..
Bakan Tüfenkci: Ticaretin
Kolaylaştırılması Kurulu’nda
önemi artıyor
Gümrük Bakanı Bülent Tüfenkci
de yaptığı konuşmada, gümrük
işlemlerinin tek noktadan gerçekleşmesine olanak sağlayan Tek
Pencere sistemini ile ilgili konuştu.
Tüfenkci, “Bu sistemde, ilgili kamu
kurum ve kuruluşları ile özel sektörle
iş birliği ve bilgi paylaşımı yapıyoruz. Tek Pencere’de tüm işlemler
ve bilgi akışı elektronik ortamda
gerçekleşmektedir. Sistem, e-belge
ve e-başvuru olmak üzere iki aşamadan oluşuyor. E-belge aşamasını
tamamladık. 2017’nin ilk yarısında
da e-başvuru aşamasını inşallah
tamamlamış olacağız” dedi.
Bakan Tüfenkci, ticaretin kolaylaştırılmasına yönelik politikaların
belirlenmesinde kamu ile özel
sektör iş birliğinin artırılması amacıyla kurulan Ticaretin Kolaylaştırılması
Kurulu’nun, devlet ve özel sektör iş
birliğinin göstergesi olduğunu ifade
ederken, ilave olarak gümrük idarelerinin etkinliğini artıran projeleri hayata geçirdiklerini, Avrupa Birliği ile
Gümrük Kodu ve Gümrük Birliği’nin
güncellenmesi çalışmalarının devam
ettiğini aktardı.
Söz konusu panelde Gümrük Müsteşarı Cenap Aşçı, kolay ve güvenilir
ticareti sağlayabilmek için Gümrük
ve Ticaret Bakanlığı olarak birçok
projeye imza attıklarını, Sarp Sınır
Kapısının iki katlı olacak şekilde
yeniden modernize edildiğini,
Bilge sistemini yenilediklerini, eTIR
projesi ile ilgili İran ve Gürcistan ile
ortak çalışmalara devam ettiklerini,
Ticaretin Kolaylaştırılması Kurulu
bünyesinde etkin sınır yönetimini
sağlayacak, beklemeleri en aza
indirecek, maliyetleri azaltacak
çalışmaları hayata geçireceklerini
ifade etti.
Ekonomi Bakanlığı Müsteşarı İbrahim Şenel ise, Ticaretin Kolaylaştırılması Kuruluna bakanlık olarak
çok önem verdiklerini, ülkemizin
uluslararası endekslerde sıralamasını arttıracak projelere imza atacaklarını belirtirken, bir yandan da
yurtdışındaki transit geçiş ücretlerini, kota kısıtlamalarını kaldırabilmek
için Bakanlık olarak girişimlerde
bulunduklarını söyledi.
Dünya Gümrük Örgütü Genel
Dünya Gümrük Örgütünden
Derneğimize Liyakat Sertifikası
Dünya Gümrük Örgütü tarafından
2017 yılının ana teması “Etkin Sınır
Yönetimi için Veri Analizi” olarak
belirledi. Söz konusu tema kapsamında, etkin sınır yönetiminin
sağlanması ve günlük geçiş kapasitelerinin arttırılması, gümrük
süreçlerinin basitleştirilmesi ve sınır
kapılarındaki beklemelerin ortadan
kaldırılması konularında birçok projeye imza atarak sınır kapılarındaki
sektörümüz sorunlarının giderilmesi
için çaba sarf eden UND’nin çalışmaları, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
tarafından takdirle karşılandı. Söz
konusu projeler ve çalışmalardaki
katkılarından dolayı UND İcra Kurulu
Üyesi Erman Ereke, Gümrük Bakanı
Bülent Tüfenkci tarafından takdim
edilen Dünya Gümrük Örgütü’nün
Liyakat Sertifikası ile ödüllendirildi.
Gümrük Bakanı Bülent Tüfenkci, gümrüklerde yaşanan sorunların ortadan kaldırılmasına yönelik projelerinden dolayı UND İcra Kurulu Üyesi Erman Ereke’ye Dünya Gümrük
Örgütü’nün Liyakat Sertifikasını verdi.
Ocak 2017
24
GÜMRÜK
Türkiye Gümrük Birliği içindeki
karar alıcı ülkelerden olacak
AB Komisyonu’nun, Gümrük
Birliği’nin güncelleştirilmesi müzakerelerine başlamak için AB Konseyinden yetki istedi. AB ve Türkiye
arasında 20 yıl önce yapılmış olan
Gümrük Birliği anlaşmasının güncelleştirilmesiyle karşılıklı ticaretin ve refahın artması bekleniyor. Konuyla ilgili
değerlendirmelerde bulunan Bakan
Tüfenkci “Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ile karar alma mekanizmaları
içinde Türkiye de olacak” dedi. TİM
Tarafından yapılan açıklamada ise
“Gümrük Birliği’nin güncellenmesi
kaldıraç etkisi yaracaktır”
denildi.
A
B Komisyonunun, 20 yıllık
Gümrük Birliği anlaşmasının
güncelleştirilmesi müzakerelerine başlamak için AB Konseyinden
yetki istedi. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Gümrük ve Ticaret
Bakanı Bülent Tüfenkci, “Bu, Gümrük
Birliğinin güncellenmesiyle ilgili bir
süreç. 20 yıl önceki anlaşmada gelinen süreç itibarıyla Türkiye aleyhine
bazı sıkıntılar ortaya çıkmıştı. Gümrük
Birliğinin karar alma sürecinde Türkiye
yoktu. Şimdi inşallah güncellenme
ile karar alma mekanizmaları içinde
Türkiye de olacak. AB’nin 3. ülkelerle
yaptığı bazı anlaşmalara da Türkiye
taraf olamıyordu. Bu durum Türkiye
aleyhine oluyordu. Şimdi inşallah bu
noktada da o mekanizmanın içinde
olacağız” diye konuştu. TİM de yaptığı
açıklama ile Gümrük Birliği’nin gün-
Ocak 2017
cellemesi ile ilgili yorumunu paylaştı.
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi,
“Gümrük Birliği Anlaşması, AB’ye
tam üyeliğimiz öncesi nihai aşama
AB’YE OLAN İHRACATIMIZ
5 MİLYAR EURO ARTACAK
Güncelleştirmeyle, özellikle
karşılıklı ticarette ve genel refah
seviyelerinde milyarlarca avro artış
beklendiğini anlatan AB kaynakları,
AB’nin Türkiye’ye yıllık ihracatında
27 milyar euro, Türkiye’nin AB’ye
yıllık ihracatında da 5 milyar euro
artış gerçekleşmesinin öngörüldüğüne dikkati çekti. AB kaynakları,
ayrıca Gümrük Birliği güncellemesinin Türkiye’de 12 milyar euro,
AB’de de 5 milyar euro toplam refah
artışı sağlayacağını belirtti.
olarak 1995 yılında tesis edilmişti.
Bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinin
ardından gerçekleştirilen reform niteliğindeki yasal düzenlemeler ülkemize
hızlı bir ilerleme sağladı. Bu sayede,
ülkemizde rekabet gücü ve verimlilik
artışı yaşandı. Aynı zamanda kalite
altyapımızın güçlenmesine ve AB’nin
küresel değer zincirlerine entegrasyonumuza katkı sağladı” dedi.
Bu süreçte, Gümrük Birliği ile
ihracatımızın sektörel kompozisyonun da orta-üst teknolojili ürünler
lehinde olumlu yönde geliştiğini
dile getiren TİM Başkanı Mehmet
Büyükekşi “Bölgeye gerçekleştirdiğimiz ihracatın teknoloji seviyesi de
bu değişimi yansıtıyor. Ülke olarak
ihracatımızda yüksek ve orta-yüksek
sınıflarda gerçekleştirdiğimiz ihracat
toplam ihracatımızın yüzde 33’ünü
25
Gümrük Birliği,
mevcut haliyle sadece
sanayi ürünlerini kapsıyor.
Geleneksel tarım ürünleri ise bu
anlaşmanın kapsamında
yer almıyor. Anlaşmanın
güncelleştirilmesiyle, Gümrük
Birliğindeki ürünlerin niteliği ve
yelpazesinin tarım, hizmetler, sanayi
ve kamu alımları alanlarını kapsayacak şeklide genişlemesi ve AB’nin
3. ülkelerle imzalayacağı serbest
ticaret anlaşmalarında Türkiye’nin
mağdur olmasının da önüne geçilmesi
hedefleniyor.
oluştururken, AB’nin en büyük ekonomisi Almanya’ya ihracatımızda bu
oran yüzde 40’ın üzerinde” ifadesini
kullandı.
Anlaşmanın olumsuz yanlarına da
değinen Büyükekşi “Ülkemiz ekonomisi için sağladığı kazanımlara rağmen
bu anlaşma sadece sanayi ürünlerini
kapsamakta. Ve içinde birçok yapısal
sorunlar barındırıyor. Dolayısıyla mevcut Anlaşma, mevcut haliyle ülkemiz
beklentilerini karşılamakta yetersiz.
Karşılaştığımız en temel sistemsel
sorunlar, ülkemizce AB’nin karar alma
süreçlerinde yeterince yer alınmaması,
AB’nin akdettiği Serbest Ticaret Anlaşmalarının üstlenilmesinde güçlükler
yaşanması ve karayolu kotaları” diye
konuştu.
Avrupa Komisyonunun geçtiğimiz
günlerde yaptığı açıklamayı değerlendiren Büyükekşi şunları kaydetti:
“Anlaşmanın güncellenmesi çalışmaları 2015 yılında Ekonomi Bakanımız
Nihat Zeybekci ile AB Ticaret Komiseri
arasında gerçekleştirilen görüşme ve
sonrasında yapılan ortak basın açık-
laması ile resmiyet kazanmıştı. Şimdi
ise, Avrupa Komisyonu’nun Avrupa
Konseyi’nden Gümrük Birliği Anlaşmasının güncellenmesi görüşmeleri
için yetki istemesi ile bu süreç ivme
kazandı. Son yıllarda bu anlaşmanın
günümüz koşullarına uyarlanmasına
şiddetli bir şekilde ihtiyaç duyuluyor. Deyim yerindeyse bu gömlek
artık ülkemize dar gelmeye başladı.
Bugün dünya ticaretinin yüzde 1’ine
yakın bir bölümü ülkemiz tarafından
gerçekleştiriliyor. Bu oranı daha da
yukarılara taşımak için bu anlaşmanın
güncellenmesi en büyük temennimiz.
2016 yılında ihracatımızın neredeyse
yarısını AB ülkelerine gerçekleştirdik.
İthalatımızda da AB’nin payı yüzde
40’lar seviyesinde. Anlaşmanın güncellenmesi ile hem Avrupa Birliği ülkeleri ile ticaretimizde hem de AB’nin
STA imzaladığı üçüncü ülkelerle olan
ticaretimizde bir kaldıraç etkisi ortaya
çıkacağına inanıyoruz.
Şu an tarım, hizmetler, yatırımlar ve
kamu alımları mevcut anlaşmanın
dışında tutuluyor. Anlaşma sadece
sanayi ürünleri için geçerli. Eksik alanların da eklenmesi ile güncellenecek
yeni bir anlaşma bir taraftan ülkemizin
mal ve hizmet ihracatına önemli katkılar sağlayacak. Diğer taraftan firmalarımızın rekabetçiliğini kamçılayacak.
Her mecrada belirttiğimiz gibi, Ar-Ge,
Tasarım, markalaşma ve inovasyona
önem veren firmalar bu rekabette
kazanan firmalar olacak.
Bugün itibariyle AB’nin ülkemizle
imzaladığı hariç, 37 ülke ve bölgeyi
kapsayan 26 Serbest Ticaret Anlaşması (STA) mevcut. Ancak Türkiye
Gümrük Birliği Anlaşmasının ilgili
maddeleri gereği bu anlaşmaların
müzakerelerinde söz sahibi olamıyor,
hatta anlaşmaların tarafı dahi değil.
Örneğin AB ile Kanada arasında Ekim
ayında Kapsamlı Ekonomi ve Ticaret
Anlaşması imzalandı. Bizim de AB
ile STA anlaşmamız var, ancak yapı
gereği Kanada ile serbest ticaret
gerçekleştiremiyoruz. Güncelleme
ile bu tip sorunlar aşılacak, ülkemiz
AB’nin imzaladığı STA’ların bir parçası
olacak.”
Ocak 2017
26
DOSYA
Türk nakliyecileri için tarihi dava Avrupa Adalet Divanı’nda görüldü
AB Komisyonu:
Türk Tır’larından
ücret alınamaz
Avrupa Adalet Divanı’nda 19 Ocak’ta Türk nakliyecileri için tarihi bir dava görüldü.
Türkiye ile Avrupa arasında 3,5 milyar dolarlık ticaret kaybına neden olan geçiş
engellerinin aşılması için önemli bir adım olan davada; AB Komisyonu Türk araçlarından alınan geçiş ücretlerinin haksız olduğu yönünde görüş bildirerek, “Geçiş
ücreti AB-Türkiye Ortaklık Konseyi Anlaşması 4. ve 5. maddelerine aykırıdır” dedi.
T
ürk nakliyecileri Gümrük
Birliği Anlaşması’na aykırı
olduğu halde Avrupa’ya
ihracat yükü taşıyan araçlardan
alınan geçiş ücretlerine karşı 7
ülkeye dava açtı. İstanbul Nakliyat
tarafından Macaristan’a açılan
dava 19 Ocak’ta Lüksemburg’daki
Avrupa Adalet Divanı’nda görüldü.
Dava, Türkiye ile Avrupa arasında
3.5 milyar euroluk ticaret kaybına
neden olan engellerin aşılması mücadelesinde tarihi bir adım olarak
görülüyor.
UND İcra Kurulu Başkanı Fatih
Şener, mahkemenin Türkiye lehine
olumlu geçtiğini, 1 yıl içerisinde
belli olacak sonuçtan umutlu
olduklarını söyledi. AB ülkeleriyle
yaşanan geçiş belgesi, kota ve vize
sorununa karşı mücadelesini artırarak sürdüren nakliyecilerin bazı
ayrımcı AB ülkelerine dava açtığı
davalardan ilki dün Luxemburg’da
yapıldı. Davacı şirket İstanbul
Lojistik’in üyesi olduğu Uluslararası
Ocak 2017
Nakliyeciler Derneği’nin (UND) yanı
sıra Ekonomi Bakanlığı, Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, AB Bakanlığı, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), TOBB ve İktisadi
Kalkınma Vakfı (İKV) yetkilileri de
davaya gözlemci olarak katıldı.
Dava, Türkiye ihracatına ağır
darbe vuran kota ve geçiş belgesi
gibi haksız rekabete sebep olan
uygulamaların tamamen ortadan
kalkması noktasında tarihi öneme
sahip. Temmuz ayında açıklanan
etki analizine göre Türkiye-AB
arasındaki ticaret engellerinin her
iki tarafta 3.5 milyar euro kayba
neden oluyor.
MALLARIN SERBEST
DOLAŞIMI ENGELLENİYOR
Dava 2014 yılında Macaristan’ın
438 euroluk geçiş ücretini ödemediği için bir TIR şoförüne 2 bin
400 euroluk para cezası verilmesi
üzerine İstanbul Lojistik tarafından
açıldı. UND İcra Kurulu Başkanı
Fatih Şener, bu cezayı ilgili anlaşmalara aykırı olduğu için davaya
dönüştürdüklerini, Macaristan’daki
yerel mahkemenin de konuyu
Avrupa Adalet Divanına taşıdığını
aktardı. Bunun üzerine Avrupa
Adalet Divanı’nın üye ülkeler ile AB
Komisyonuna görüş sorduğunu
ifade eden Şener, Macaristan ve
İtalya’nın benzer görüşleri yazdığını ancak, AB komisyonunun
net olarak, Türk tarafının tezlerinin
doğru olduğunu, alınan ücretlerin
taşımayı pahalılaştırdığını ve dolayısıyla malların serbest taşınması
taahhüdüne uymadığını yazdığını
aktardı.
Fatih Şener, dava sonrası şu
önemli açıklamayı yaptı: “Bugün Türk taşımacılık sektörü
olarak tarihi bir ana tanıklık
ediyoruz. Bir Türk taşımacısına
Macaristan’dan kesilen haksız bir
cezaya karşı açılan bir davaydı.
Avrupa Adalet Divanı’nda (AAD)
açılan davada üç taraf vardı.
27
Mağdur olan taşımacının temsilcisi avukatları, Komisyon, Macaristan devleti. Komisyon aslında
burada Türk tarafının hakkını
teslim etti. Konu aslında Gümrük
Birliği Ortaklık Konseyinin 1/95
sayılı kararı gereği ile ilgili malların
serbest dolaşımı hakkı olan Türkiye Cumhuriyetinin ihraç ürünlerinin geçtiği ülkelerde alınan ekstra
ücretlerle taşımanın pahalılaştırılması ve yönlerinin değiştirilerek
farklı güzergahlarının zorlanmaları.
Biz bu davadan çok umutluyuz.
Burada Macaristan tarafından
alınan 438 euro ücretin malların
serbest dolaşımı ilkesine aykırı
olduğu söylenmişti. Bugün bunlar
duruşmada tekrar gündeme geldi
ve itiraz etti. Bizim değerlendirmemize göre hakimler de çok
doğru sorularla sorarak konunun
haksızlığını ortaya çıkardı. Biz
bu yolla Türk ihracatının önünün açılacağına inanıyoruz. Zira
AB’nin kendi yaptığı etki analizine
göre, şayet bu engeller kalkarsa
Türk dış ticaretine ilave 3.5 milyar
euro katkı olacak. 6 Nisan’da
başkan görüşünü açıklayacak, bu
yıl içinde de dava sonuçlanacak.
Biz bu yolla Türk ihracatçısının
ve ekonomisinin kazanacağına
inanıyoruz. Ekonomi Bakanlığı
yanında, TİM, TOBB, İKV gibi sivil
toplum kuruluşları burada. Bu meselenin bu dava ile çözüleceğini
düşüyoruz.”
SIRADA RO-LA DAYATMASI
YAPAN AVUSTURYA VAR
Türk TIR’larından özellikle Bulgaristan, Romanya ve
Macaristan’dan geçerken geçiş
Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND), Ekonomi
Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlığı, AB Bakanlığı, Türkiye İhracatçılar Meclisi
(TİM), TOBB ve İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV)
yetkilileri de davaya gözlemci olarak katıldı.
ücreti alınıyor. Uygulamanın
taşımayı pahalılaştırdığı için Türk
ürünlerinin Avrupa’daki rekabet
gücünü zayıflattığını dile getiren UND İcra Kurulu Başkanı
Fatih Şener, “Bulgaristan’a 84,
Romanya’ya 236, Macaristan’a
438 euro geçiş ücreti ödüyoruz.
AB-Türkiye Gümrük Birliği Anlaşmasına aykırı olduğu gerekçesiyle
uygulamaya itiraz ettik. Sıradaki
dava ise Türk nakliyecisini trene
bindirmeye zorlayan Avusturya’ya
yönelik olacak” dedi.
BURAYA NASIL GELİNDİ
UND ve TİM, ilgili bakanlıkların
desteğiyle, Macaristan, Avustur-
ya, Bulgaristan, Slovenya, İtalya,
Romanya, Yunanistan’a karşı Türk
tırlarına uyguladıkları kota ve tarifeler nedeniyle kapsamlı bir mücadele başlattı. Böylece, ikili veya transit
geçiş belgesi kotaları, geçiş belgesi
ücretleri, profesyonel sürücü vizesi
işlemlerindeki karmaşıklık, maliyetler ve kalış süresi kısıtlamaların
kaldırılması amaçlandı. Haziran
2015’te AB Komisyonuna gönderilen şikayet dosyasında, söz konusu kısıtlamalar nedeniyle Almanya
ve diğer ülkelerle yapılan ticaretin
ciddi zarar gördüğü belirtildi. AB
Komisyonu da, Temmuz 2015’te
yayınladığı Türkiye-AB Karayolu
Yük Taşımacılığı Anlaşması Etki
Analizinde, sadece geçiş belgesi
kotaları nedeniyle Türkiye ve AB
arasındaki ticaretinin yılda 3,5
milyar avro kaybettirdiğine vurgu
yapıldı. Türkiye’nin en büyük ticaret
partneri Almanya güzergahında
taşımaları engelleyen kota kaynaklı
sorunlara karşı yerel düzeyde idari
davalar açılmaya başlandı. Konu ilk
olarak, Macaristan ve Avusturya’da
mahkemelerin gündemine geldi.
Macaristan’daki davada, anlaşmaya varılamaması üzerine davanın
Avrupa Adalet Divanına taşınmasına karar verildi. Adalet Divanı da
Ocak 2016’da, Türkiye’nin yanı
sıra üye ülkeler ve AB Komisyonundan görüş istedi.
Ocak 2017
28
DOSYA
Lüksemburg duruşmasını değerlendiren Şener;
“TAM SAHA PRESİN KARŞILIĞINI ALMAYA BAŞLADIK”
Bugüne kadar Türk araçlarına uygulanan; kotalar, engellemeler ve kısıtlamalar
konusunda ses çıkarmayan Avrupa Komisyonu 19 Ocak’ta Lüksemburg’ta
Avrupa Adalet Divanı’nda görülen davada Türk tezlerini savunun bir görüş bildirdi.
Komisyon ilk kez “Türk araçlarından geçiş ücreti alınamaz” dedi. Peki komisyonu
itirafa zorlayan ne oldu? UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, “Bu noktaya
gelmek kolay olmadı. Tam saha presimizin karşılığını alıyoruz” diyor.
U
ND İcra Kurulu Başkanı
Fatih Şener Lüksemburg’daki Türk nakliye
tarihinin en büyük olayı dediği davaya hangi aşamalardan
geçerek gelindiğini anlattı. Şener,
başta Başkan Çetin Nuhoğlu
olmak üzere Yönetim Kurulu’nun
büyük desteği ile yola çıktıklarını bu
gücü hep arkalarında hissettiklerini söylüyor. Çetin Bey’in göreve
gelir gelmez AB güzergahlarındaki
haksızlıkların ortadan kaldırılması
için 2006 yılında başlatılan mücadelenin tekrar hız kazanması ve bu
işin artık çözülmesi talimatı verdiğini ve bu amaçla tüm stratejilerin
adım adım bunun için planlandığını
aktarıyor. Şener bu 4 yılı anlatırken
söze “Muazzam bir efor sarfettik”
diye başlıyor. Çetin Nuhoğlu’nun
2013’te başkan seçildiğini kendisini de 1 Nisan’da İcra Kurulu
Başkanlığı görevine davet ettiğini
hatırlatan Şener, “23 Nisan’da
Maribor tren terminalinde eylem
için sahadaydık. O gün bugündür
gece gündüz, bayram seyran demeden çalışıyoruz. Sürekli sahada olan; Habur’da Gürbulak’ta,
Kapıkule’de kuyrukta bekleyen
şoförlere kumanya dağıtan, sırada
bekleyen sürücülerin yanına
giden, Gürcistan Rusya sınırındaki sürücülere kumanya mazot
dağıtılması için dış temsilciliklerle
temasa geçen her yerde sürücülerimizin yanında olan Bakü’de,
Lütfaabad’da Avusturya’da daima
sürücüleri ile yan yana olan bir
UND için çaba sarfettik.” şeklinde konuşuyor. Nerede bir sorun
varsa oraya gittiklerini söyleyen
Şener, “Sürücüler tarafından en
çok tanınan İcra Kurulu Başkanı
olmak sürücüye dokunmakla, onların sorunlarını dinlemek, sorunların
çözmekle oluyor” diyor.
Ocak 2017
19 ŞUBAT 2014 İtalya
Fernetti Eylemi
ÇARESİZ OLMADIĞIMIZI
GÖSTERDİK
Fatih Şener, sektördeki yanlış
algıyı yıkmak için çok çalıştıklarını
söylüyor. “Sektörde özellikle İtalya,
İran, Avusturya, Hazar Geçişleri gibi
bazı konularda öğrenilmiş çaresizlik, kabullenmişlik vardı” diyen
Şener, farklı söylemlerle ve cesaretle sorunların üzerine gidilince
neler yapılabileceğini gösterdiklerini anlatıyor: “İran’ın bizden aldığı
akaryakıt fiyat farkı uygulamasının
önlenmesi için bakanlığı harekete
geçirdik. Mütekabiliyet esasına göre
bakanlığımız siz alırsanız biz de alırız
dedi. Karşılıklı fiyat restleşmeleri
oldu. Sonuçta 2 ay sonra İran, transit geçen Türk araçlarından para
almaktan vazgeçti. Gidiş dönüşte
İran geçiş ücretlerinin kalkması sebebiyle Türkmenistan, Özbekistan
navlunları 7.500 dolar’dan 5.500
dolara düştü. Bu ihracatçıya önemli
bir navlun desteğidir. Transitte para
ödenmeyecek noktasına gelmemiz nedeniyle 2 bin dolarlık navlun
deştiği ortaya çıktı” diyor. İtalya’da
7 yıldır KUKK toplantısı yapılmı-
yordu. KUKK toplantısını yapalım
çünkü belge sorunlarımız var diye
ısrar ettik. Bize cevap bile vermiyor
KUKK toplantısını kabul etmez
denildi. 7 yıldır KUKK toplantısı
yapmayan İtalya ile 4 ay içerisinde
2 defa KUKK toplantısı yapılmasını
sağladık. Bin adet belge verelim
dediler kabul etmedik ve sonunda
4 bin belge verdiler ve bonusları
arttırdılar. Bunun nasıl yaptık? UND
olarak İtalya Ulaştırma Bakanı’na
her platformda ulaşmaya çalıştık.
Başkanımız konuyu İtalya Başbakanı, İtalya Ekonomi Bakanına
defalarca söyledi. İtalya’yı komisyonlara şikayet ettik, dilekçeler
yazdık, ticaret odası başkanı,
büyükelçi, İtalya Ekonomi Bakanı
hepsine ulaşıp durumu anlattık.
Avusturya 18 bin belgenin üzerine
asla çıkmıyordu. Bunun üzeri teklif
dahi edilemezdi. Biz 3 bin belge ve
bonus oranını artırılmasını sağladık.
Bu nasıl oldu? Avusturya’yı çok sıkıştırdık. Yaptığımız eylemlerle sivil
itaatsizliğin en güzel örneklerini verdik. Slovenya’dan Macaristan’dan
ve İtalya’dan yola çıkıp Avusturya
29
gücünü artırmak Avusturya’nın Ro-La
dayatmasına son verdiğimizde bunun
yine en büyük kazananı ülkemiz ve
Türk ihracatçısı olacak” diyen Fatih
Şener, başardıkları en büyük olayın
AB-Türkiye arasındaki taşıma krizini
görünür kılmak olduğunu belirtiyor.
Şener şunları aktarıyor:
AB TÜRKİYE ARASINDAKİ TAŞIMA KRİZİNİ GÖRÜNÜR KILDIK
İtalya Başbakanı Sayın Matteo Renzi
istikametine giden araçlarla bu ülkeyi
belgesiz geçtik. Tren kuyrukları yok
diyen Avusturya heyetine tren
kuyruklarını olduğunu canlı yayında
KUKK toplansında gösterdik. Tarihte
ilk defa sürücüler canlı yayına bağlanarak KUKK toplantısında konuştu.
Tabi tren kuyruklarını görünce ve
duruma apaçık gösterince çaresiz
kaldılar ve 3 bin belge verdiler. Ayrıca
Tür sürücülerin Avrupa’da çektiği
sıkıntıları anlatmak için Kızma Birader
benzeri bir oylun tasarladık. Ve bu
oyunu Fransa Ulaştırma Bakanı’na
Almanya Ulaştırma Bakanına oynattık. Oyunda en az ceza ödeyerek
taşıma yapan iki Avrupalıya ödül
vererek Antalya’da 7 gün tatil hediye
ettik.”
YÖNETİM KURULUNUN
DESTEĞİNDEN GÜÇ ALDIK
Fatih Şener Türk nakliyecileri için
önemli bir geçiş güzergahı olan Hazar
için yoğun çaba gösterdiklerini ve
Azerbaycan Taşımacılık Şurası’nın
kurulacağını söylüyor. Bu sayede Türk
nakliyecisinin transit taşımalardaki
masraflarının inanılmaz ölçüde azaldığının altını çizen Şener, “Hazar’dan
yılda 1.100 araç geçerken ayda bin
araç geçer oldu. Rusya krizi olunca
Rusya üzerinden geçemeyen orta
Asya trafiği Hazar üzerinden geçti.
Şener, Türkiye’de ihracatın öneminin
bilindiğini ama ihraç taşımalarında
karayolunun öneminin yeterince anlaşılmadığını aktarıyor. “UND referans
noktası oldu. TİM ile ilişkiler açısından
taşımacıların da hizmet ihracatçısı
sayılıyor olması, ilk defa ilk 500 hizmet
ihracatçısı ödüllerinin veriliyor olması;
ödül alanların büyük kısmının karayolu
taşımacısı olması meselenin daha
UND EYLEMLERİNİN SONUÇLARI
*
İtalya taşımalarında, 7 yıl aradan
sonra Şubat 2015 tarihindeki KUKK
toplantısı yapıldı. 16.000 adet İkili ve
Transit taşımalar için Euro 3 ve üzeri Geçiş Belgesi, 19.000 adet İkili ve
Transit taşımalar için Euro 5 ve üzeri Geçiş Belgesi, 6.000 adet Transit
Geçiş Belgesi, 5.000 adet Limandan
Limana Transit Geçiş Belgesi, 15.000
adet Römork Çektirme Belgesi, 8.000
adet İkili ve Transit taşımalarda İtalyan
limanlarına indirilen ve tren ile İtalya
topraklarında sevkiyatına devam edecek Türk araç kombinasyonları tarafından kullanılacak geçiş belgeleri, 4
bin adetlik ikili geçiş belgesi alındı.
6 yıldır belge artışı yapmayan Avusturya ile 2014 yılında gerçekleştirilen
KUKK toplanntısında 18.000 olan
belge sayısı 3.000 adet artırılarak
21.000’e çıktı. Bununla birlikte tren
kullanımına karşılık Türk tarafına verilen ödül belgeler için kullanılan hak
ediş oranı 2/1 belgeden 2/1.5 belgeye
çıkartıldı. Böylece 1000 tren seferine
karşılık 500 bonus belge alınırken.
2014 tarihinden itibaren, 1000 tren
seferine karşılık 666 adet Bonus belgesi alındı.
Macaristan’da açılan dava Avrupa
Adalet Divanı7na taşındı. 7 Nisan’da
başsavcının görüşünü açıklaması
bekleniyor. Türkiye lehine görüş çıkması bekleniyor.
*
*
anlaşılır olmasını sağladı” diye ekliyor.
BATIDA 700 EURO’LUK
NAVLUN DESTEĞİ
“Batı taşımalarında da durum aynı.
700 euro’luk geçiş ücreti ödenmeyince bu navlun fiyatlarına dolasıyla ihracatçıya yarayacak. Eskiden Romanya
plakalı araç geçiş ücreti ödemediği
için 700 euro avantajlıydı. 700 euro
daha mı ucuz taşıyordu? Hayır. 50
euro ucuz yapıyordu ve işi alıyordu.
Batı kapılarında UND 700 euro’luk
navlun desteği sağlayacak. Bizim
amacımız da bu. Türkiye’nin rekabet
“Avrupa bir değerler birliğidir ve bir
hukuku vardır. Dünya Bankası tarafından yayınlanan Gümrük Birliği’nin
Değerlendirilmesi Raporu ve Etki
Analiz Rapor’ları bu sürecin kaldırım
taşlarını döşedi. UND’nin bu iki raporda ciddi katkıları vardır. Biz haklılığımızı
sağlam delillerle ispatladık. Raporu
hazırlayanlara sağlam doneler verdik.
Bu raporların arkasından algı değişti.
Ortaya çıktı ki Türkiye ile AB arasında
bir taşıma krizi var.”
TEHDİTLERİN ÜZERİNE
GİDEN KARARLI
BİR DURUŞ GÖSTERDİK
Şener, “Haklılığınızı biliyorsanız
korkmanıza gere yok” diyor ve şunları
aktarıyor: “Onlarca yıldır bir efsane
vardı. Bulgarlar kapıyı kapatınca elimiz
kolumuz bağlanır. Bulgarlar da bizi
kapıyı kapatmakla tehdit ediyorlardı.
Çetin bey Bakanımızı ziyaret ederek
‘Bulgarların kapıyı kapatmasını istiyoruz’ dedi. Kapıyı kapattık. Bu sefer
Bulgarlar 3-5 gün sonra kendileri açtılar. Bu efsane ve korkutma son buldu
ve Bulgaristan ile taşıma soranlarımızın
yüzde 90’ı bitti.”
ALMANYA SÜRÜCÜLERE
KENDİ ÜLKESİNDEN
VİZE VERMİYOR ÇÜNKÜ
HUKUKSUZLUK VAR
Fatih Şener Türk sürücülerinin vize
sorunlarının da takipçisi olacaklarının altını çiziyor. Şener “Vize ile ilgili
de dava açacağız” diyor. Burada
önemli bir haksızlığı ortaya çıkaran
Şener, “Almanya, Danimarka ve
Hollanda şoförlerden vize sorulamaz
diyor. Tabi biz bu ülkelere uçarak
gidemiyoruz. Bu ülkelere gitmek için
vize geriyor. Schengen kitabında
var. Türk sürücüler vizeden muaftır
diyor. Almanya sürücü vizesini de
reddi de Macaristan adına veriyor.
Bunu yasal olarak sorunlu bir iş
yaptığını bildiği için böyle yapıyor.
Ancak sürücülerden vize başvurusu
almak bile suç.”
Ocak 2017
30
DOSYA
Tabi hız artarken ve maliyet de azalacak. Türkiye’nin ve Türk ürünlerinin
rekabet gücü artacaktır.”
BÜTÜN BU MÜCADELEDE
KAMU BİZİMLE OMUZ OMUZA
OLDU…
İtalya Büyükelçisi
Luigi Mattiolo
UBAK BAZ KOTAMIZI
DÜŞÜRELİM
Fatih Şener önemli bir çağrıda bulunarak UBAK Baz Kotamızı düşürelim
diyor. Bunun Türk nakliyecisinin işlerini
arttıracağını söylüyor: “Türkiye’nin
verdiği 3’üncü ülke izin belgesi sayısı
sadece 10 bin olmasına rağmen
Türkiye’den her yıl 95 bin 3’üncü
ülke taşıması yapılıyor. Türkiye’den
yapılan 3’üncü ülke taşımalarının 80
bini UBAK Belgeleri ile yapılıyor. Yani
yabancılar UBAK Belgelerini 3’üncü
ülke taşımaları için kullanıyorlar. Biz ise
belgelerimizin sadece yüzde 10’unu
3’üncü ülke taşımalarında kullanıyoruz. Çünkü bizim ikili ve transit geçişlerde belge ve geçiş ücreti zorluklarımız var. UBAK Belgesi ile Bulgaristan,
Romanya ve Macaristan’a para
ödemiyoruz. Peki bu para kalkarsa
ne olur? 80 bin taşıma Türk nakliyecisinin cebinde kalır. Biz UBAK’tan
çıkabiliriz diye Başkanımız Çetin bey
ilk kez ITF Genel Sekreterine bizzat
söyledi. Genel Sekreter şok oldu. ‘Siz
donör ülkesiniz siz çıktığınızda sistem
çöker’ dedi.
Türkiye ve Rusya sistemin donör ül-
keleri. Rusya baz kotasını 25’e indirdi.
Bizim de baz kotamızı indirmemiz
lazım. Geçiş ücreti kalktığında bizim
zaten UBAK’a bakışımız da değişecek. O zaman bu belgeleri sadece
3’üncü ülke taşımalarında kullanacağız. Baz kotasının indirilmesi Türkiye
gündemine gelmeli. Bu yıl müzakere
edilebilir ve 2018’de indirilebilir. Bu
tarihi bir adım olur. Yıllık 80 bin ilave
ihraç taşımasını Türk nakliyeciler
yapacak demektir. Karayolu taşımalarında seferler yarı yarıya artıracaktır.
23 Nisan 2013 Slovenya Maribor Eylemi
AB Komisyon
Başkan Yardımcısı
Siim Kallas’a tek
tekeri eksik tır
verildi.
26 Ağustos 2013 Macaristan Nickelsdorf Eylemi
Ocak 2017
Fatih Şener: “Son dört yılın özeti
UND ve Kamu arasında güçlü bir
işbirliğidir. Özellikle UDHB yetkileri
İran, Bulgaristan krizlerinde yapılmayanı yaptı. İtalya, Avusturya,
Macaristan’da yaşanan gelişmelerde
çok ciddi destek sağladı. Risk aldı,
sorumluluk aldı. Bizi sahada güçlü
kılan da kamu dan gördüğümüz
bu önemli destektir. UDHB dışında
Ekonomi Bakanlığımız Dış Ticaretin
Lojistiğinde karşılaştığımız zorlukların
aşılmasında Bakanından Bürokratına
kadar çok büyük destek oldu. Bu vesile ile tüm bürokratlarımıza sektörümüz adına çok teşekkür ediyoruz…
Lüksemburg’da Avrupa Adalet Divanı duruşmasına gözlemci olarak katılan UDHB, Ekonomi ve AB Bakanlığı
yetkilileri bu konuya Devlet olarak biz
de sahip çıkıyoruz mesajı verdi. Sivil
Toplum Kuruluşlarımızın desteklerini
de gözardı etmemek lazım. TİM,
TOBB, İKV Brüksel mücadelemizde
bizimle birlikteydi” diye konuşuyor.
31
Baydarol: KONU TIR DEĞİL TAŞINAN MALDIR
Sektörün her yıl milyonlarca
Euro zarar uğramasına neden
olan tarife dışı engeller aynı
zamanda büyük bir hukuksuzluk
taşıyor. UND Yönetim Kurulu
Danışmanı ve AB Uzmanı Can
Baydarol açılan davaların hukuki temellerini anlattı:
Gümrük Birliği, Türkiye ile AB
arasında malların serbest dolaşımını
öngörüyor. Malların serbest dolaşımı dediğimiz zaman, 4 tane temel
yasaklama karşımıza çıkıyor. Bunlar;
1-Taraflar arasında sanayi ürünlerine gümrük vergisi konamaz.
2-Gümrük vergisi ile eş etkili vergiler
yasaktır. Yani adı gümrük vergisi
olmayan ama uygulaması sonucunda gümrük vergisi ile aynı sonucu
doğuran her türlü mali yük yasaktır.
3-Miktar kısıtlamaları yani kotalar
yasaktır.
4-Miktar kısıtlaması ile eş etkili
önlemler yasaktır. Yani adı kota
olmayan ama uygulama sonucunda kota etkisi yaratan uygulamalar
yasaktır.
Bizim başlattığımız “Kotasız Eylem
Planı”na kadar bu iş bir kamyon
meselesi olarak algılandı. Ben bu
plan ile ilgili şunu söyledim: Biz artık
özne değil, nesneyiz. Yani sorun
sorun kamyon değil, kamyonun
içindeki üründür.
Soruna sırf TIR diye bakıldığında;
konu Türkiye-AB hukuku çerçevesinde hizmet sektörüne ve hizmetlerin serbest dolaşımına dahil
oluyordu. O zaman AB Komisyonu,
“Bunun müzakeresi yapılmadı bu
konuyu teker teker ülkelerle müzakere edin” diyordu. Biz işi TIR’a
değil taşınan mala çektiğimiz zaman
argümanlar değişmek zorunda
kaldı. Çünkü AB Adalet Divanı’nın
doğrudan doğruya ulaştırmaya ile
malları birbirinden ayrılmaz bir parça
olarak gören bir dizi yargı kararı
vardı.
İLK DAVAYI TIRSAN
ALMANYA’YA AÇTI
Bu durumda sektörün yapabileceği
tek şey; bir taraftan hem Türkiye’de
hem AB çerçevesinde konuyu anlatmak için lobi yapmak, öte yandan
konuyu hukuk yoluna göndermekti.
Bu çerçevede ilk girişim Tırsan
tarafından yapıldı. Ancak Alman
İdare Mahkemesi, davayı haksız bir
şekilde Avrupa Adalet Divanı’na taşımaktan kaçındı. Bunun üzerinde
konunun bir müddet rafa kalktığını
izledik. Özellikle UND bünyesindeki
yönetim değişikliği sırasında sorunun üstüne gidilmedi. Ardından
Çetin Nuhoğlu’nun yeniden Başkan
seçilmesiyle konunun üstüne daha
ciddiyetle gidilmesi kararı alındı ve
Avusturyalı önemli bir hukuk firması
ile anlaşma yapıldı.
Bütün bu gelişmeler sırasında
Türkiye ile AB arasında Gümrük
Birliği’nin güncellenmesi müzakerelerinin başlatılmasının ön çalışmaları
yapılmaya başlandı.
AB tarafının eğilimi, TIR kotalarının
kaldırılması karşılığında Türkiye’den
karşıt bir avantaj elde etmekti. Müzakerelerin sonucunda gelinecek
al-ver sürecinde Türkiye’den farklı
avantajlar elde etmek istiyordu.
Bunun için hükümetin süreçle ilgili
kaygılarıyla TIR kotalarının kaldırılmasının kazanılmış bir hak olması
iç içe geçti. Başlatılan hukuki süreç
içerisinde İstanbul Lojistik firmasının Macaristan’da aldığı bir ceza
öncelikle Macar mahkemelerine taşındı. Macar hakim konunun kendi
yargı yetkisini aştığına karar verip,
öncelikle Lüksemburg Avrupa Adalet Divanı’nın konuyla ilgili bir yorum
yapmasını talep etti.
Bu bağlamda Avrupa Adalet Divanı
19 Ocak 2017 günü; 5 kişilik bir
oturum yaparak tarafları dinledi.
Öte yandan İstanbul Lojistik’in
Macaristan’a açtığı dava UND ve
TİM tarafından desteklendi.
Bu noktada çok önemli gelişme
oldu. Avrupa Komisyonu Hukuk
Servisi davaya müdahil olarak katıldı
ve tamamen Türkiye tezlerini destekler şekilde görüş bildirdi. Diğer
ifadeyle AB Komisyonu’nun yıllarca
ortaya koyduğu argümanlarının tersine bir tutum aldığına tanıklık ettik.
Hakimlerin hem Macar, hem Türk
hem de komisyona yönelttiği sorularda Macaristan’ın tezlerinin çürütüldüğünü Türkiye’nin tezlerinin ön
plana çıkartıldığını da izledik. Ancak
bu görüntüye bakılarak son kararın
verildiğini söylemek için erken. Mahkemenin izleyeceği prosedüre göre
6 Nisan’da raportör hakim (Genel
Avukat) yazılı görüşünü sunacak.
KARAR BÜTÜN
AB ÜLKELERİNİ BAĞLAR
Mahkemede de bu görüşler doğrultusunda (büyük olasılıkla yüzde
90-95) bu görüşlere uyarak yıl
sonuna kadar açıklayacak. Mahkeme kararı açıklandığı andan itibaren
kararın sonuçları sadece Macaristan
açısından değil, bütün AB ülkeleri
açısından bağlayıcı olacak.
Buradan iki sonuç ortaya çıkar;
1-Artık Türkiye-AB ülkeleri arasında ikili kota anlaşmalarının yerini
Türkiye-AB Komisyonu arasında
alınacak toplu bir kota anlaşmasının
almasını beklemek gerekir. Bu transit kotası da hiçbir şekilde mevcut
ticaret hacminin altında olmayacak.
Yani bir Türk TIR’ı AB ile yapılan ikili
ticarette haksız bir mali yükle karşı
karşıya gelmeyecek. Bir AB plakalı
TIR yol geçişlerinde hangi ücretleri
ödüyorsa, Türk TIR’ı da aynı ücretlere muhatap olacaktır.
2-Bugüne kadar yapılan haksızlık
geriye dönük tazminat davalarının
açılmasına yol açacak. Bugüne
kadar haksız şekilde Türk taşımacılarından alınan ücretlerin faizi ile birlikte geri alınması için AB ülkelerinde
binlerce dava açılabilir. Dolayısıyla
mahkeme kararını beklemeksizin AB
ülkelerinin Türkiye’ye karşı uyguladığı haksız uygulamalara derhal
son vermeleri de bir diğer olasılık
olarak karşımıza çıkıyor. Örneğin
Macaristan’dan 400 euro ödeyerek
1000 kere geçmiş bir Türk taşımacı 400 bin euro artı faizlerini talep
edebilecek.
Ocak 2017
32
DOSYA
Çiçekli: Hem zamandan hem paradan kaybediyoruz
UND Başkan Yardımcısı, İstanbul
Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik
Fakültesi Öğretim Görevlisi,ve
ALC Lojistik Yönetim Kurulu
Başkanı Ali çiçekli, kota ve geçiş
ücretlerinin sektöre ve ülkeye verdiği zararla ilgili şunları söylüyor:
“Bilindiği üzere, GATT (General
Agreement on Tariffs and TradeGenel Tarife ve Ticaret Anlaşması)
Anlaşması’nın 5. Maddesi DTÖ
(Dünya Ticaret Örgütü) üyesi ülkelerin
transit mal geçişlerini serbestleştirmelerini ve birbirlerine karşı sınırlama
getirmemelerini öngörmektedir. AB ve
üye ülkeleri ile Türkiye de DTÖ’ye taraf
olduklarına göre, bu ülkeler arasında
transit geçişlere getirilen sınırlamaların da GATT’a aykırı olduğu açıktır.
Ayrıca 3-6 Aralık 2013 tarihlerinde
Bali’de gerçekleşen DTÖ Bakanlar
Konferansında, Türkiye ve karayolu
ile transit geçtiğimiz AB ülkelerinin de
dahil olduğu 159 ülke bir kez daha
GATT’ın 5. Maddesini vurgulayarak şu
kararı almıştır: ‘Hiçbir üye ülke kendisi
üzerinden diğer bir üye ülkenin transit
geçişini engelleyemez, bu geçişlere
izin verme hakkını caydırıcılık olarak da
kullanamaz.’
Diğer yandan Gümrük Birliği öncelikle taraflar arasında malların serbest
dolaşımını kapsar ve bunun gerçekleşmesi için sadece her türlü vergi ve
miktar kısıtlamalarının ve bunlara eş
etkili tedbirlerin kaldırılmasını değil aynı
zamanda malların gümrük birliğine
taraf olan devletlerin topraklarından
transit geçişini de içerir. ‘Esasen transit geçişin engellenmesi, kotaya tabi
tutulması yada geçiş ücreti alınması;
miktar kısıtlaması veya buna eş etkili
tedbir olarak değerlendirilmektedir.’
Ayrıca Dünya Bankasının TürkiyeAB Gümrük Birliği Değerlendirme
Raporunun 102.Maddesinde de Türk
araçlarının engellendiği tespit edilmiş-
tir. Raporda “Karayolu kotaları ve
özellikle transit izinleri malların serbest
dolaşımı önünde engeller oluşturmakta ve transit trafiğini aksatarak
Gümrük Birliğinin tam anlamıyla
işleyişini sekteye uğratmaktadır. AB
üye ülkeleri kendi topraklarında mal
taşıyabilecek Türk plakalı araçların
geçişini sınırlandırarak AB’ye Türk karayolu taşıma operatörleri tarafından
taşınan Türk mallarını sınırlamaktadır.
Bu durum maliyetleri de yükseltmektedir’’ denilmiştir. Bu engeller ve
uygulamalar nedeniyle; Türk Taşımacısı zaman kaybetmektedir. Ki zaman
en önemli taşıma maliyet kalemlerinin
başında gelmekte olup bundan
dolayı malların tüketiciye maliyeti
de artmaktadır. Mallar Türkiye’den
AB’ne veya AB’den Türkiye’ye yada
ardı ülkelerdeki tüketicilere daha geç
ulaşmaktadır. Macaristan, Romanya,
Bulgaristan, Yunanistan gibi ülkelerin
Türk araçlarından aldığı geçiş ücretleri
taşıma maliyetlerini artırmakta ve
haksız rekabet yaratmaktadır. Zira
aynı ülkeler ne kendi araçlarına ne de
ülkelerinden transit geçen diğer üye
ülkelerin araçlarından benzer geçiş
ücreti almamaktadır.
Avusturya gibi bazı ülkelerin, transit
geçişlerde yalnızca Türk plakalı araçları Ro-La trenine binmek
zorunda bırakması ayırımcılıktır. Zira
aynı zorunluluk diğer ülke araçlarına
uygulanmamakta olup bundan dolayı
Türk taşımacısı zaman ve para kaybetmektedir. Kotaların yetersizliği ve
zaman zaman tükenmesi taşımaların
kesintiye uğramasına ve/veya sınır
kapılarında uzun araç kuyruklarının
olduğu yığılmalara sebep olmaktadır.
Kotalar ve geçiş ücretlerinin kalkması
durumunda sektörde nasıl bir gelişim
olacağıyla ilgili değerlendirmeler de
yapan Çiçekli görüşlerini şu şekilde
aktarıyor:
Bu engellerin ve uygulamaların
kalkması ile; Kotaların kalkması ile
ihraç ürünlerimizin Avrupa pazarına
ulaşması daha hızlı olacaktır. Bu da
taşımacılarımızla birlikte ihracatçılarımızın da performansını artıracaktır.
Taşımacılarımız kotadan dolayı geçiş
belgesi beklemek zorunda kalmayacak ve yük taleplerine anında korkusuzca cevap verebilecektir. Böylece
taşıma filolarımız daha yüksek performansla çalışacaktır.
Ro-La gibi muhtelif taşıma modlarına
zorunlulukların kalkmasıyla taşımacıların operasyonel esneklikleri ve dolayısıyla performansları artacaktır. Bu
performans artışı doğal olarak ihracat
ve ithalatçılarımıza yansıyacaktır.
Geçiş ücretlerinin kalkmasıyla Türk
taşımacısı yabancı taşımacılarla eşit
rekabet koşullarına sahip olacaktır.
Bununla birlikte taşıma maliyetlerimiz
de düşecektir. Taşıma maliyetlerinin
düşmesi ihracat ve ithalatçılarımızın da
rekabet gücünü yükseltip pazar paylarını artıracaktır. Artan pazar paylarımız
domino etkisiyle tüm sektörleri etkileyip ülkemizin dış ticaret ve ekonomik
performansını da artıracaktır.
Ünlütürk: Kazanan Türkiye olacak
Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Koordinatör Başkanı Sabri Ünlütürk de “AB Komisyonu’nun davada Türk tarafının tezlerini
savunarak geçiş ücreti alınmaz kararını büyük bir memnuniyetle aldık. Bu sayede ülkemizin yıllardır mücadele ettiği kota
ve geçiş ücretleri konusunda çok önemli bir adım atılmış
oldu” diyerek bu kararın Türk ihracatı için ne anlama geldiğini
yorumladı: Geçiş ücreti alınması AB ve Türkiye arasında büyük ticari kayıp ve aynı zamanda kısıtlama getiriyor. Dolayısı
Ocak 2017
ile Türkiye kaynaklı malların Avrupa’daki
fiyatlarını doğal olarak olumsuz etkiliyor.
Karar diğer AB üyesi ülkeler için de emsal
olacağından süreci yakinen takip ediyoruz.
İhracatımızın artmasına ve hedeflediğimiz
ihracat oranlarına ulaşmamıza büyük katkı
sağlayacak bu gelişmede kazanan Türk
ekonomisi olacak.
33
Büyükekşi: 2023 hedeflerine ve dünya ticaretinden
yüzde 1,5 pay almaya daha da yaklaşacağız
TİM Başkanı Mehmet Büyük Ekşi
UND’nin Sesi Dergisi için
şu değerlendirmeyi yapıyor:
Başlıca ihracat pazarımız olan AB’ye
Türk ürünlerini taşırken karşılaştığımız
“karayolu taşıma kotaları” ülkemizin
Gümrük Birliği kapsamında karşı karşıya
kaldığı başlıca sorun alanlarından biridir.
Birlik üyesi ülkelerin 2001 yılından bu
yana üçüncü ülke TIR’larına kota uygulaması getirmesinden dolayı, Türkiye de
Gümrük Birliği’ne rağmen söz konusu
kotalara maruz kalıyor.
Tarife dışı engel niteliğindeki bu kotalar,
taşıma maliyetlerini artırarak AB pazarındaki rekabetçiliğimizi ve dolayısıyla
ihracatımızı olumsuz etkiliyor. AB üyesi
yerel taşımacıların ödemediği geçiş ücretlerinin (Örneğin Macaristan için 210-€;
Romanya için 238-€) Türk taşımacıları
tarafından ödenmesi Türk ihracatçısına
lojistik maliyetleri olarak yansıyor. Bu
durum da, nihai ürün fiyatlarını artırmanın
yanında kota ve geçiş ücretlerine ilişkin
işlemler ile ek idari yükümlülüklerden kaynaklanan zaman kaybı sebebiyle ihracatımızı olumsuz etkiliyor.
Uygulanan kotalar, hem Türkiye’den
hem de Avrupa Birliği ülkelerinden çıkan
malların varış noktasına sorunsuz ulaşmasını engelleyen bir etken. Ancak daha
da önemlisi taraflar arasında yıllar içinde
artan ticaret hacmine rağmen taşıma kotalarının değişmemesi Türk ihracatçısının
önünü keserek pazara erişimi kısıtlıyor,
ikili ticaret hacmini aşağıya çekiyor.
Bu konuda, son olarak
Lüksemburg’da Macaristan’a yönelik
açılan davada olumlu gelişmeler
yaşandı. Gümrük Birliği anlaşmasının maddelerinden olan malların
serbest dolaşımı ilkesine aykırı bu
uygulamanın en yakın zamanda sona
ereceğine inanıyoruz. Açılan davanın
haricinde Gümrük Birliği’nin güncellenmesi müzakerelerinde de bu sorunun tamamen ortadan kaldırılmasını
temenni ediyoruz. Yıllardır devam
eden bu haksız uygulamanın ortadan
kalkmasıyla, ihracatçılarımız pazara
daha hızlı erişim sağlayacak ve ürün
tesliminde daha güvenilir hale gelecek. Tedarik zincirindeki aksamalar
ortadan kalkacak ve ihracatçılarımızın
daha etkin şekilde AB pazarında
faaliyet göstermeye başlamasıyla
Türk ürünleri AB pazarındaki yerlerini
sağlamlaştıracak. Ayrıca, transit
serbestisinin sağlanması ve geçiş
ücretlerinin kaldırılması ile ihracatçılarımızın nakliye masrafları da azalacak.
Tüm dünya ticaretin kolaylaşmasını
sağlamak ve engelleri ortadan kaldırmak için çabalarken AB’nin de bu
aşırı korumacı tutumdan bir an önce
vazgeçmesini umuyoruz. Örneğin
110 ülkenin taraf olduğu “Ticaretin
Kolaylaştırılması Anlaşması” yürürlüğe
girdiğinde dünya ticaretinin yıllık 750
milyar dolar ile 1 trilyon dolar artması,
ticaret maliyetlerin yüzde 10 ila 23
arasında azalması, ortalama ihracat
süresinin yaklaşık 2 gün, ortalama
ithalat süresinin ise 1,5 gün azalması
bekleniyor. Türkiye’nin de 2013 yılında
imzaladığı bu anlaşma, kalan 3 ülke
tarafından daha imzalanarak en kısa
sürede yürürlüğe girecek.
Özetle, 2000’li yıllardan itibaren hızla
dünya ekonomisiyle bütünleşen ve kaliteli ürünleriyle küresel pazarlarda her
geçen yıl yerini daha da sağlamlaştıran
Türkiye, AB ekonomisinin de ayrılmaz
bir parçası olmuştur. İhracatımızın
nerdeyse yarısını gerçekleştirdiğimiz
AB’ye nakliye alanındaki bu engelin
kalkması ile ihracatçılarımız pazarda
rakiplerinden sıyrılarak daha etkili, ucuz
ve hızlı şekilde ürün tedarik edebileceklerini kanıtlayacaktır. Üzerimizdeki
bu yükü atmamızla 2023 yılı ihracat
hedefimiz olan dünya ticaretinden
%1,5 pay almaya da bir adım daha
yaklaşmış olacağız.
Öcal: Örnek bir duruş ortaya kondu
Yörük Taşımacılık Sahibi İbrahim Ethem Öcal
Macaristan’a açılan davanın örnek bir duruş olduğunu belirterek, sorun yaşanan ülkelere mütekabiliyet
uygulanması gerektiğini söylüyor. Öcal davayı şöyle
yorumluyor: Avrupa’nın hemen hemen her yerinde
Türk TIR’ları olarak haksızlıklara ve ayrımcılıklarla karşı
karşıya kalıyoruz. Macaristan, Bulgaristan, Romanya
ve Avusturya bu ülkelere örnek olarak verilebilir. Geçiş
ücretleri, kesilen cezalar ve akla mantığa sığmayan
daha birçok uygulamaları da sektörü bitirmek adına
yapılan girişimler olarak düşünebiliriz. Sadece kendi
toplumuna geçerli olan Avrupa adaletini, sahnede oynanan bir tiyatro oyunu olarak tarif etmek hiç de yanlış
bir tabir olmayacaktır. Uygulanan kota ve engellemeler
ile AB-Türkiye arasındaki anlaşmalar çiğnenmekte,
bununla beraber ticaretimize ve Türk nakliyecilerine
zarar verilmektedir. Macaristan’a açılan davanın sektöre
öncü olduğunu bundan sonraki her türlü ayrımcılığa
da örnek duruş olacağı kanaatindeyim. UND ve TİM kuruluşlarının
ilgili bakanlıklarımızın desteğiyle
de kutsal mücadeleyi başlatması
sektör ve ticaretimiz açıdan umut
verici bir durumdur. Sektör ve ülke
olarak zor dönemden geçtiğimizi
biliyoruz. Alınan ücretler ile rekabet
gücümüz kırılıp ekonomik açıdan
bitirilmek hedefindeyiz. Ülke olarak
sorun yaşadığımız ülkelere direkt
mütekabiliyet uygulayabilirsek, bu sorunların üstesinden bir
nebze olsun gelebileceğimiz kanaatindeyim. Kazançlarımız
ile büyüme hedefinde olup, haksızlıklara göğüs gerip, diğer
yandan da ticaretin dürüstlüğünü ve doğruluğunu yukarılara
taşımalıyız. Bu bağlamda atacağımız her adım, engellemelerin hedefine ulaşamaması adına doğru yolda olduğumuzu
bir kez daha gösterecektir.
Ocak 2017
34
DOSYA
Taha: Geçiş ücretleri kalktığında bunun
ihracata etkisi büyük olacaktır
MÜSİAD Lojistik Konsey
Başkanı Emin Taha,
Avrupa’ya yapılan ihraç
taşımalarının önemine vurgu
yaparak süreçle ilgili önemli
değerlendirmeler yapıyor.
Taha, Türk nakliyecisini yapılan
haksızlıklara dikkat çekere
şunları aktarıyor.
2016 yılının toplamında Türkiye’den
Avrupa’ya yapılan ihracat toplamda
43 milyar 193 milyon dolar olarak
gerçekleşmiş olup bunun 40
milyar 886 milyon doları Avrupa
birliği ülkelerine kalan 2 milyar
307 milyon dolarlık kısım ise diğer
Avrupa ülkelerine gerçekleşmiştir.
Yıllık ihracatımızın 142 milyar dolar
olduğu göz önüne alındığında
Avrupa ülkelerine yapılan taşımalar
yıllık ihracatımızın yaklaşık yüzde
30’una tekabül etmektedir. Yıllık
bazda baktığımızda İhracatımızın
yaklaşık olarak yüzde 29’luk kısmı
kara yolu ile gerçekleştirilmektedir.
2016 yılında Avrupa ülkelerine
yaklaşık olarak 363.000 araç
yüklenmiş olup kara yolu ile taşınan
yük miktarı olarak bu rakam toplam
karayolu taşımalarımızın yüzde
30,5’ine tekabül etmektedir. Yine
2016 yılı içerisinde yabancı plakalı
araç yüklenmiştir. 176.000 adet
araç ile taşıma gerçekleştirilmiştir.
2010 yılı değerlerine göre ise Türk
tırları ile yapılan taşımalar 2010
yılında yaklaşık olarak 314.000
adet iken yabancı plakalı araçlarla
yapılan taşımalar ise 127.000 adet
olarak ölçülmüştür. Yani 2010
yılına göre Türk plakalı araçlarla
yapılan taşımalar yalnızca yüzde 15
artarken yabancı plakalı araçlarla
yapılan taşıma yüzde 50 oranında
artış göstermiştir. Bu oranlar
bile geçiş belgeleri sorunu ve
kotalar sebebi ile haksız rekabetin
boyutunu göstermektedir. Sadece
İtalya’nın uyguladığı geçiş belgeleri
sebebi ile araçlarımız yaklaşık
1000 km fazla yol kat ederek
Fransa’ya ulaşmakta ancak Avrupa
ülkeleri araçları hiçbir kotaya
maruz kalmamaktadır. Bunun
yanında Avusturya da tren sırası
beklerken bile Avrupa birliği araçları
sıra beklemezken Türk plakalı
Ocak 2017
araçlar sıraya sokularak zaman
açısından haksız rekabete maruz
bırakılmaktadır.
Ayrıca Avrupa birliği plakalı araçlar
Türkiye’den başka ülkelere
taşımalar yaparak haksız rekabeti
arttırmaktadırlar. Bu durum Türk
taşımacılarının zarar görmesine
yol açmaktadır. Serbest rekabet
ortamında son derece düşük
karlılıkla ayakta kalmaya çalışan
Türk nakliyecileri ve lojistikçileri
ölçek ekonomisinden faydalanma
şanslarını da bu şekilde
kaybetmektedirler.
Emin Taha, bu haksızlığın sona
ermesiyle birlikte Türkiye lehine
nasıl bir değişim olacağını ise
şöyle anlatıyor:
Rakamlar her şeyi söylüyor. Bugün
toplam ihracatımızın yüzde 30 unu
gerçekleştirdiğimiz ülkeler grubunda
yaşadığımız geçiş belgeleri sorunu
defalarca dile getirildi. Ancak en
son Avrupa da
İstanbul Lojistik Hiz. Taş. ve Tic.
Ltd. Şti’nin, Macar Ulusal Vergi ve
Gümrük idaresi aleyhine Avrupa
adalet divanında görülen dava
dönüm noktası teşkil etmektedir.
Dava da özellikle vurgulanan
Tırlardan alınan geçiş ücretlerinin
gümrük birliği anlaşmasının malların
serbest dolaşımı ile ilgili maddesine
aykırı olması ayrıca Türk tırlarından
alınan geçiş ücretlerinin ayrımcılığa
yol açtığı ve Avrupa birliğinin kendi
kurallarına aykırılığı sebebi ile
davada geçiş ücretleri ve kotaların
gümrük birliği anlaşmasının 4. ve
5. maddelerine aykırı olduğu ifade
edildi. Ayrıca geçiş ücretleri ve
kotalar sorunu nedeni maliyetler
artmakta olup bu durum Avrupa
birliği ve Türkiye arasında
milyarlarca dolarlık yük kaybına yol
açmaktadır.
Bu dava Macar devleti aleyhine
sonuçlandığında araç başına
maliyetlerimiz 438 Euro düşecektir.
Bunun tüm birlik ülkelerine karşı
olarak içtihat gösterilerek dava
aşamalarında önemli gelişme
kaydedeceği düşünülebilir. Tüm
birlik üyeleri içtihat kararı olarak
bu kararları uygularsa bunun
ihracatımıza katkısı navlunların
düşeceği varsayıldığında
ülkemizden alım yapmak daha
ucuza geleceğinden Avrupa birliği
ülkeleri bize tercih edeceğinden
ihracatımız artacaktır. Bu arada
taşıma hızımızda artacaktır. Bu
da tercihte önemli bir etken
oluşturmaktadır
Maliyet ne kadar düşerse bu
ithalat yapan ülkeler açısından
birim maliyete yansıdığı oranda
alımlar artacağından ihracatımızda
yaşanan etkisi katlanarak büyümek
şeklinde olacaktır.
Sonuç olarak kısaca ifade etmek
gerekirse kotaların ve geçiş
ücretlerinin kalkması ihracat
yüklerimizi taşıyan araçlarımızın
daha hızlı gitmesini sağlayacak,
Yükler alıcılara daha kısa sürede
ulaşacaktır, bu ülkemizi daha kısa
zamanda teslimat ile rakip ülkelere
göre ülkemizi avantajlı konuma
getirecektir. İhracat sektörümüzü
olumlu yönde etkileyecek olup,
ülkemizin döviz açığını kapatmada
öncü rol oynayacaktır
Bu gelişmeler kuşkusuz 2023 yılı
hedefleri açısından olumlu etki
yaratacaktır. Avrupa ülkelerine
yapılan ihracatın artması açısında
bu gelişme önemli ve büyük bir
adımdır.
Ancak Dünya da yaşanan
ekonomik sorunlar ve gelişmeler ile
sınır ülkelerimizde yaşanan sorunlar
sebebi ile bu hedeflere ulaşmak
için ihracatçı ve nakliyecilerimizin
daha sıkı çalışarak ülkemizi hak
ettiği yere getirmesi gerekmektedir.
35
Kahraman: Kotalar yüzünden her yıl
6,5 milyar dolar daha az ihracat yapıyoruz
Kota ve geçiş ücretlerinin Türk
ihracatçısını nasıl etkilediği ile ilgili açıklama yapan Orta Anadolu
İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği Koordinatör Başkanı Ahmet
Kahraman şunları söylüyor:
Ülkemizin hedef pazarlarına yönelik
taşımalarda üzerinden transit geçilen
ülkelerde ‘sadece Türk taşımacılardan
alınan transit ücretler, yetersiz transit
kotaları, karayolundan farklı taşıma
şekillerinin/hatlarının dayatılması
vb.’ ek maliyet yaratıcı kısıtlamalar
sonucunda daha pahalı hale gelen
taşımalarımız, nihayetinde toplam
ihracatımızdan her yıl ortalama 6,5
milyar dolarlık bir azalma olduğu
bilinmektedir.
Karayoluyla uluslararası eşya taşıyan
araçlar sadece “Türkiye’de kayıtlı
oldukları” için, 28’i AB üye ülkesi
olmak üzere toplam 43 ülke tarafından uygulanan “geçiş belgesi kotası,
sürücü vizesi, transit geçiş ücreti
vb.” tarife dışı kısıtlamalarla karşılaşmaktadır. Bu kısıtlamalar nedeniyle
maliyetleri artan Türk taşımacıları,
rekabet gücünü yitirmektedir. Ortaya
çıkan haksız rekabet sonucunda
yabancı ülke plakalı taşıtların ülkemiz
ihracatındaki payı hızla artmakta; buna karşılık Türkiye’de kayıtlı
taşımacılık firmalarımız pazar kaybı
yaşamaktadır. Profesyonel sürücülerimize uygulanan vize kısıtlamalarının
ve vize süreleri içindeki kalış kısıtla-
Kotalar ve Geçiş Ücretlerinin
kalkması ile ihracatta nasıl bir
ivmelenme olacağı ile ilgili soruya
Kahraman, şöyle cevap veriyor:
malarının yarattığı ek maliyetler ve
zaman kayıpları taşımacılık firmaları
açısından önemli mağduriyetlere yol
açmaktadır.
Buna ilaveten ihracatçılarımız da
bu durumdan dolaylı olarak etkilenmektedir. Türk tırlarından
özellikle Bulgaristan, Romanya ve
Macaristan’dan geçerken alınan geçiş
ücretleri taşımayı pahalılaştırdığı için
Türk ürünlerinin Avrupa’daki rekabet
gücünü zayıflatmaktadır. Biliyorsunuz ki; AB Komisyonu da, Temmuz
2015’te yayınladığı Türkiye-AB
Karayolu Yük Taşımacılığı Anlaşması
Etki Analizinde, sadece geçiş belgesi
kotaları nedeniyle Türkiye ve AB
arasındaki ticaretinin yılda 3,5 milyar
euro kaybettirdiğine vurgu yapmıştır.
Bu karşılıklı bir kayıptır. Bu gerçeği de
dikkate alırsak; bu durumdan sadece
Türkiye değil AB ülkeleri de ticari kayıp
yaşamaktadır.”
“Biliyorsunuz Türkiye’nin ihracatında
AB ülkelerinin çok önemli bir yeri bulunmaktadır. İhracatının yaklaşık yüzde
50’sini bu ülkelerle gerçekleştiren Türkiye için bu denli bir kısıtlamanın kalkması
ihracata hız katacak ve çok olumlu gelişmelere yol açacaktır. Türkiye’ye kota
uygulayan ülkeler arasında Avusturya,
Bulgaristan, Macaristan, Slovenya,
İtalya, Romanya, Yunanistan gibi ülkeler
bulunuyor. Bu gelişmenin Türkiye’nin
dış ticaretine yaklaşık 3,5 milyar Euro
katkı sağlaması beklenmektedir.
Sadece maddi katkı değil psikolojik
etkisi de olumlu olacak bu gelişmenin
ihracatçının yüzünü güldüreceği aşikardır. Tüm bu gelişmeler Türkiye ihracatının ve ekonomisinin kazancı olarak
görülmelidir. Bu gelişme ile ihracatının
önündeki bir engeli daha kaldıran Türk
firmaları 2023 ihracat hedefine daha
hızlı adımlarla ilerleyecek ve hedeflerini
yakalamak için gayretlerine devam edecektir. Zaten tozlu bir yol olan ihracat,
firmalarımızın desteklenmesi gereken bir
parkurdur. Bu şekildeki zorlukların hızlı
bir şekilde ortadan kaldırılması ülkemiz
ihracatını artırmak ve ekonomimize katkı
sağlamak için önemlidir. Ayrıca AB ile
ülkemiz arasındaki yıllardır süren dostluk
ilişkisinin de bir adım daha ileri gitmesine katkı sağlayacaktır.
Gülen: Adalet tecelli etti
Bolu Beyi Uluslararası Nakliyat Genel Müdürü Ömer
Gülen bugüne kadar yaşanılan haksızlıklara işaret ederek
haksızlıkların son bulmasıyla nasıl bir ortamın oluşacağına
vurgu yapıyor: Şu anki uygulamada Türk nakliyecisinin
hangi ruh halinde olduğunu anlatmaya çalışayım. Düşünün ticaret yapıyorsunuz. Ticaretin tüm zincir halkaları
belli bir kazanç sağlar. Fakat bizde biraz farklı. Bizde
aynı işi yapmamıza ve aynı anlaşmalara imza atmamıza
rağmen ayrımcılığı ve art niyetli davranışları hisseder ve
yaşarız. Beyaz/zenci ayrımcılığını günümüzde bize yaşatıyorlar. Bizde bunu bile bile çaresiz eli kolu bağlı belki bir
gün düzelir diyerek yaşam mücadelemizi veriyoruz. Fakat
karşımızdakiler olanca kibiri, bildikleri halde bilmezden
gelen tavırlarıyla, dillerinden dökülen saçma sapan yalan
süslü sözleriyle hep oyalıyorlar ve süreci uzatıp duruyorlar. Bu şekilde menfaatlerini ve yandaşlarını koruduklarını
düşünüyorlar. Dostluklar menfaatlerin sürdüğü yere
kadardır. Menfeatler bittiğinde
dostluklar biter onlar için. Biz de
durum tam tersidir. Dostluk ölene
kadar ve sonrasında da devam
edeceği umudumuz vardır.
Bu işin İnsani ve duygusal tarafıydı;
Bu yalan ve art niyetli davranışın
bittiği anda, asıl ticareti yapacağız.
Emek verenin, hizmeti verenin kazanacağı deyim yerindeyse Sezar’ın
hakkı Sezar’a sözünün karşılığını
yaşayacağız. Kayırmacılık ortadan kısmi şekilde kalkmış olacak. Rekabet şartları eşit hale
gelecek. İhracat , ithalat yapan firmaların maliyet farklılıkları
ortadan kalkacak. Kısaca Adalet tecelli etmiş olacak. Bunun
arkasından vize ve araç maliyet(amortisman) eşitliğinin de
sağlanmasını bekliyoruz.
Ocak 2017
36
KAPAK
LOJİSTİK TÜM SEKTÖRLERİ
TAŞIMAYA DEVAM ETTİ
AMA
ZOR OLDU
Komşu ülkelerle yaşanan sorunlar,
iç ve dış terör saldırılarI, taşıma
maliyetlerindeki artış, döviz
kurlarındaki yükselme, ihracattaki
durgunluk ve ithalatın azalması..
2016 Sektörün en zor yıllarından oldu.
T
ürkiye hem ekonomik hem
siyasi olarak tarihinin en
zor yıllarından birini yaşadı.
15 Temmuz hain darbe girişimini
atlatan Türkiye, bir ülkenin 100 yılda
yaşayacağını bir yıla sığdırdı. İçeride
ve dışarda artan terör saldırıları,
kapı komşularımızla yaşadığımız
sıkıntılar, döviz kurundaki dalgalanmalar derken ülke olarak sürekli yeni
krizlerle boğuştuk. Tüm sektörlerde
Ocak 2017
olduğu gibi lojistik sektörü de bu
durumdan etkilendi. UND Başkanı
Çetin Nuhoğlu sektörün durumunu
anlatırken, “40 yıldır bu sektördeyim
böyle zor bir dönem geçirmedik”
diyor. Uluslararası taşımacılık yapan
firmalar için 2016 zor bir yıl oldu.
Türkiye’nin kendi içinde yaşadığı
sorunlar bir tarafa komşularla yaşanan her türlü sorundan en büyük
zararı lojistik sektörü aldı. Rusya, Irak
ve Suriye’de yaşanan ülkeler arası
sorunlardan direkt etkilendi. Özellikle
bölge nakliyecileri için durum oldukça
ciddi oldu. 2016 yılı ayakta kalma yılı
olarak görülebilir. Şimdi tüm umutlar
2017’de. Ancak görünen o ki 2017
yılı da sektör için zor geçecek. Ancak
2017 yılı için açıklanan 155 milyar
dolarlık ihracat hedefi ve Başbakan
Binali Yıldırım’ın ekonomiye odaklanacağız söylemi umutları artırıyor.
37
Bursa’ya, İzmir’i de Kemalpaşa ayrımına bağlayacak otoyol çalışmalarını
da ki toplam 46 kilometredir, bunu
da bitirdik. İnşallah ocak ayında
bunu da hizmete sokmuş olacağız.
Avrasya Tüneli’ni de 20 Aralık’ta
hizmete soktuk. Bu da 2016’da bitirilen önemli projelerden biri.” dedi.
BAKAN ARSLAN: 2017’DE
ULAŞTIRMAYA YAPILACAK
YATIRIM 25 MİLYAR DOLAR
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, TCDD
Kule Restoran’da düzenlediği basın
toplantısında, Bakanlığının 2016
faaliyetlerini değerlendirdi, 2017
hedeflerini açıkladı. Son 14 yılda
ulaştırma, denizcilik ve haberleşme alanında yaptıkları yatırımların
miktarının 319 milyar 800 milyon lira
olduğunu bildiren Arslan, “2016’da
da yine yatırımlara ara vermeden,
hız kesmeden devam ettiğimizin
göstergesi, biz bakanlık olarak 26,5
milyar liralık yatırım yaptık, sadece kamu tarafı. 2017’de de daha
başlangıç ödeneğimiz 25 milyar 600
milyon lira ki, bunun çok üzerine
çıkacağımız herkesin malumu” dedi.
Bütün projeleri, Türkiye’nin içinde
bulunduğu coğrafyanın öneminin
farkında olarak ve bunun hakkını vererek planladıklarını anlatan
Arslan, “Özellikle ulaştırma ana
planı hazırlıyoruz ki 2017 yılında
tamamlanacak, biz bundan sonraki
çalışmalarımızı gerek bu ana plan,
gerek kalkınma planları çerçevesinde yürütüyor olacağız” dedi. Lojistik
master plan çalışmasını da bitirmek
üzerinde olduklarını belirten Arslan,
bu çalışmanın tamamlanmasıyla,
bütün ulaştırma koridorlarında taşımacılıktan lojistiğe geçmiş olacaklarını söyledi.
Sektörler itibarıyla yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi veren Arslan,
şöyle devam etti: “Bu yıl karayolları
sektöründe harcadığımız para 18
milyar 300 milyon lira. Özellikle 6
bin 100 kilometre olan bölünmüş
yol, bugün itibarıyla 25 bin 197
kilometre oldu. Yani 19 bin kilometrenin üzerinde biz bölünmüş yol
eklemiş olduk. Bu sene 3 bin 613
kilometre bölünmüş yolda çalışmaya devam ettik ve 2016’da 917
kilometre bölünmüş yol bitirdik. Bölünmüş yollar sayesinde ülkemizde
bir yılda yakıt, zaman ve dolaylı
etkileri anlamında sağladığımız
tasarruf 16,8 milyar lira. Neredeyse
yaptığımız yatırım kadar bir tasarruf
sağlamış durumdayız. Bölünmüş
yolların şu anki mevcut ağımıza
oranı yüzde 37, ancak buna rağmen trafik hareketliliğini düşündüğümüzde bölünmüş yollar toplam
trafiğin yüzde 80’ini oluşturuyor.”
Yaklaşık 3,5 milyar dolara mal
olan Yavuz Sultan Selim Köprüsü
ve onun bağlantı yolları da dahil
215 kilometrelik otoyolu hizmete
sunduklarını anımsatan Arslan,
İstanbul-İzmir otoyolunun çok
önemli bir parçası olan Osmangazi
Köprüsü ve 58,5 kilometre otoyolu
da bu sene hizmete açtıklarını dile
getirdi. Bakan Arslan, “Orhangazi’yi
DEMİRYOLU SEKTÖRÜNDE
SERBEST PİYASA DÖNEMİ
BAŞLIYOR
Arslan, demiryolu sektöründe bu
sene yaptıkları yatırım miktarının 6
milyar 900 milyon lira olduğunu ifade ederek, “2017’de demiryolu sektöründe bu yıl harcadığımız paranın
üzerinde bir harcama öngörüyoruz.
Toplam demiryolu uzunluğumuz
bugün itibarıyla 12 bin 532 kilometreye erişmiş durumda ve biz bu
sene 884 kilometre yeni sinyalli hat
yaparak, bu hat uzunluğunu 5 bin
462 kilometreye çıkardık. Elektrikli
hat uzunluğumuzu da 496 kilometre yeni elektrikli hat yaparak 4 bin
350 kilometreye çıkardık. Özellikle
10 bin kilometreye yakın demiryolu
hatlarımızı tamamen yeniledik” diye
konuştu.
BAKÜ-TİFLİS-KARS
DEMİRYOLU PROJESİ YILIN
İLK YARISINDA HİZMETTE
Arslan, 2017 yılında 130 kilometresi
otoyol olmak üzere 840 kilometre
bölünmüş yol, 860 kilometre tek yol,
12 bin 250 kilometre sathi kaplama
bakım onarım, 57 kilometre köprü
yapacaklarını, 41 tünelin hizmete
gireceğini söyledi. Kuzey Marmara
Otoyolu’nda devam eden çalışmaların 3 yılda tamamlanacağını dile
getiren Arslan, 1915 Çanakkale
Köprüsü için 26 Ocak’ta tekliflerin
alınacağını, 18 Mart’ta bu köprünün
temelinin atılacağını söyledi. BaküOcak 2017
38
KAPAK
Tiflis-Kars Demiryolu Projesi’ni
2017 yılının ilk yarısında hizmete
alacaklarını anlatan Arslan, Ovit
Tüneli’nde gelecek yılın sonunda
bitirip, hizmete sunacaklarını bildirdi.
Demiryolu sektöründe yeni 152 kilometre yol yapacaklarını dile getiren
Arslan, “YHT hatlarında 6 adet yeni
set alarak, set adedini 19’a çıkaracağız. Yüksek Hızlı Tren seferlerini
yüzde 50 artıracağız. 10 adet YHT
tren seti alımında ihale süreçleri
devam ediyor. 1 adet YHT Hattı
Test Ölçüm Treni alacağız, çünkü
artık çok sayıda YHT ve hızlı tren
hattında inşaat çalışmaları devam
ediyor. 4 bin kilometreye varan bir
çalışmadan bahsediyoruz. Milli yük
vagonunun çalışmaları tamamlandı
artık seri üretimine geçiyoruz” diye
konuştu.
2017’DE TİCARETİN
RADARINDA 10 ÜLKE
OLACAK
DEİK, Türkiye’nin halihazırda güçlü
olduğu Avrupa ya da yeni yeni açılım yaptığı Afrika ve Güney Amerika
gibi bölgeler bir yana bırakıldığında
5 bölgede 10 hedef ülke belirledi.
Ocak 2017
Bu ülkeler; Uzakdoğu’da Çin ve
Hindistan, komşularda İran ve Irak,
Kuzey Amerika’da ABD ve Kanada,
Orta Asya’da Kazakistan ve Özbekistan, körfezde ise Katar ve Birleşik
Arap Emirlikleri. Her ülkenin kendi
hikayesi, Türkiye açısından ayrı bir
önemi var.
DEİK Başkanı Ömer Cihad Vardan,
hem ticaret hem de karşılıklı yatırımların artması için 2017 ve sonrasında önem verecekleri ülkeleri şöyle
anlattı: “Çin’in önemini anlatmak
bile gerekli değil. Ancak bu ülke ile
dış ticarette ciddi açık var. Bunu
sürdürülebilir bir seviyeye getirmek
için bir rapor hazırladık. Devamı da
gelecek. Hindistan devasa yapısına
rağmen Türkiye’nin radarına çok
giremedi. Bunun için özel olarak
çalışıyoruz. Cumhurbaşkanımızla
bu yıl bir Hindistan ziyareti gerçekleştirebiliriz. Komşulardan İran’da
hala sorunlar aşılmadı. Bunun için
hem yasal sorunların aşılması hem
de güvenin sağlanması gerekiyor.
Bu sağlanınca cirolarda katlarla
ifade edilebilecek büyüme imkanları var. Irak’ta da önemli gelişmeler
oluyor. Oranın istikrara kavuşmasıyla yatırımlar ve ticaret tekrar
artışa geçebilir.
Körfez ülkeleri Katar ve BAE’de
bazı sıkıntılar yaşandı ama bunlar
aşılıyor gibi görünüyor. Petrol fiyatlarının yükselişe geçmesi ile burada oluşacak iş fırsatlarını kaçırmak
istemiyoruz. Aynı şekilde Orta
Asya’da Kazakistan ve Özbekistan
ekonomilerinin de canlanmasını
bekliyoruz. Özellikle yönetimin
değiştiği Özbekistan’da sıçrama
yapabiliriz. En önemlisi ise Kuzey Amerika. Çok büyük piyasa,
39
hacimler çok yüksek. Orada da risk
var. Trump ile birlikte içe dönecek
mi dönmeyecek mi ona bakacağız.
Hedef eyaletler belirledik ve buna
yönelik çalışıyoruz. Öne çıkmayan
ancak etkisi çok büyük ülke ise
Kanada. Bu ülkeye yapacağınız
ticaretin oradan ABD’ye sirayet
etme imkanı daha yüksek. ABD’ye
çok mal satamıyoruz. Belki dolaylı
yapmak direk yapmaktan daha
kolay. Bunları araştıracağız,”
den AB-Türkiye arasında 3.5 milyar
Euro’luk mal hareketi yapılamadı.
Sektöre konulan tarife dışı engeller
ülkemiz dış ticaretini de olumsuz
etkiliyor. Diğer önemli bir sorun da
kapılardaki beklemeler. Özellikle
Kapıkule’de oluşan uzun kuyruklar
nedeniyle sektör büyük mağduriyet
yaşıyor. Münih’e 36 saatte gitmemiz gerekirken bu süre içerisinde
Kapıkule’yi geçemiyoruz.”
SALAH: ZOR BİR YIL OLDU
ZOR BİR YIL DAHA OLACAK
NUHOĞLU: EN REKABETÇİ
SEKTÖRÜZ
UND Başkanı Çetin Nuhoğlu, “2016
yılı sektörümüz için oldukça zor bir
yıl oldu. İçte yaşadığımız gelişmelerin yanında dış ülkelerdeki sorunlar
sektörü olumsuz etkiledi. Hain 15
Temmuz kalkışması başta olmak
üzere gerçekleşen terör saldırıları,
Suriye ile devam eden sıkıntılar, yine
umut olarak gördüğümüz Rusya ile
yaşanan sorun, Irak’taki genel durum birleşince tarihimizde görmediğimiz kadar zor bir dönem geçirdik”
diyor. 2017 için umutlu olduklarını
belirten Nuhoğlu, “Başbakanımız
sayın Binali Yıldırım, Ocak 2017
ile artık ekonomiye odaklanacağız
dedi. Bu gerçekten çok önemli bir
ifade ve bu yönde atılacak adımlar
ile hem sektör hem ülke olarak
rahat bir nefes alabiliriz” diyerek
ekonomi için atılacak adımların
önemine dikkat çekiyor.
Sektörün en büyük sıkıntısının tarife
dışı engeller olduğunu aktaran
Nuhoğlu şunları söylüyor: “Uluslararası rekabet eden firmalarımızın
önü; vize engeli, kota engelli,
mod dayatması, geçiş ücretleri
gibi yöntemlerle kesiliyor. Dünya
Ticaret Örgütü’nün raporuna göre
taşınan malların bir gün gecikmesi
iki ülke arasındaki ticareti yüzde
1.2 oranında azaltıyor. Yine AB’nin
açıkladığı bir rapora göre; kotalar,
beklemeler ve verimsizlikler yüzün-
Selamoğlu Uluslararası Nakliyat
Genel Koordinatörü İzzet Salah,
2016’nın sadece sektör için değil
tüm ülke için zor bir yıl olduğunu
söylüyor. Salah aynı zorlukların 2017
yılında da yaşanacağına işaret ediyor. “2017 ise yine aynı zorluklar-
Ocak 2017
40
KAPAK
engeller-imkansızlıklar ile geçecek,
bilhassa ithalatta” diyen Salah,
dövizdeki artış nedeniyle ithalatın
erteleneceğini böylece taşımaların
azalacağını söylüyor.
MUSUL: ÖNÜMÜZDE
FIRSATLAR VE RİSKLERİN
İÇ İÇE OLDUĞU BİR
DÖNEM VAR
Ekol lojistik Yönetim Kurulu Başkanı
Ahmet Musul, önümüzde büyük
fırsatlar ve risklerin iç içe geçtiği bir
dönem olduğunu söylüyor. Musul, “Bölgemizde yaşanan insanlık
dramına son verecek gelişmeler
ve ülkemizdeki ortamın olumlu bir
Ocak 2017
havaya bürünmesi ve İran’a yönelik
ticaretin köprüsü olmayı başarmamız halinde 2007 yılına benzer bir
ortam yaşayabiliriz. Ama varolan
sorunların derinleşerek devam
etmesi halinde ise zaten ciddi zorluklarla birikimlerinin çoğunu eriten
sektörümüzü çok daha zorlu bir
dönem de bekliyor olabilir. Umarım
bölgemiz istikrara hakim olur ve
herkes kazanır” diyor.
Dövizin yükselmesini; ithalata
bağımlı hale gelen ülkemizin tekrar
yerli üretim ve ihracatın önemini anlaması açısından olumlu bir
gelişme olarak yorumlayan Musul
şunları söylüyor: “Ancak bunun çok
kısa süre içerisinde ani yükselişler
biçiminde olması maalesef piyasadaki güven ve istikrarı yok edip,
spekülatif davranışları ivmelendiriyor. Ancak orta ve uzun vadede
ülkemizin yararına olacağından
kuşkum yok. Sektörümüze olan
etkisi ise: öncelikle kısa vadede
maalesef ciddi bir kur farkı zararına
yol açtı. Sonraki süreçte ise dış
ticaretimize olan etkisine paralel
olarak daralacak ya da artacak iş
hacmine göre belli olacak. Zira şu
an ülkemiz ticaretinin önündeki tek
engel maalesef döviz kuru değil;
çeşitli stratejik yaklaşımlar. Yoksa
bu gibi gelişmelere karşı aşılı bir
ülke olarak bu sıkıntıları da bir an
evvel aşıp, kendimizi yeni normale
uydurabilecek fedakar, esnek ve
yetkin bir özel sektörümüz var.”
GEYİK: SEKTÖR DARALDI
MALİYETLER ARTTI
Barsan Global Lojistik Yönetim Kurulu Üyesi ve Kara Nakliye Direktörü Sedat Geyik, 2016 yılının sektör
için zorlu bir yıl olduğunu özellikle
yılın ikinci yarısından sonra sektörün oldukça zor bir dönem geçirdiğini söylüyor. Rusya ile yaşadığı-
41
mız siyasi kriz, güney sınırımızda,
Suriye’de yaşanan çatışma ortamı,
göçmen krizi, ülkemizdeki terör
olayları, dövizdeki dalgalanmalar ve
yükselişi gibi nedenlerle sektörün bir
önceki yıla oranla 2016’yı daralma
ile kapattığını belirtiyor. Geyik, “Güney sınırlarımızda yaşanan çatışma
ortamı sadece Suriye ve Irak ile olan
ticaretimizi etkilemedi. Göçmen krizi
nedeni ile Avrupa ülkeleri ile olan sınır kapılarımızda güvenlik endişeleri
ile alınan önlemler, uzun kuyruklar ve günlerce süren beklemeler
yaşanmasına neden oldu. Hem
maliyetler arttı, hem de dış ticaretimiz azaldı” diyor.
Dövizde yaşanan dalgalanmalar
ve kurlardaki yükselişler nedeni ile
öngörülmemiş olan yakıt maliyet
artışları yaşandığını ithalat yükleri
azaldığını kaydeden Geyik, kamyon
geçişlerinin Yavuz Sultan Selim
Köprüsü’nden yapılmasının zorunlu
olması da maliyetlerin artmasına
neden olduğunu aktarıyor.
2017’nin sektör için nasıl geçeceğiyle ilgili de görüşlerini paylaşan
Geyik, “Belirsizliklerin devam etmesi
2017’in de kolay bir yıl olmayacağını
gösteriyor. Özellikle ilk çeyreğinin.
Öngörümüz ilk çeyrekte 2016 yılındaki durağanlığın devam edeceği
yönünde” diyor.
Firma olarak nasıl bir yıl geçirdiklerini ve 2017 beklentilerini de aktaran
Geyik şunları söylüyor: “Geçtiğimiz sene büyüme hedeflerimizi ve
yatırım planlarımızı eksiksiz uyguladık. Şirket olarak 2016 yılında
dünyada ticaretin yoğun olduğu
bölgelerde yaptığımız yatırımlarımızı
devam ettirdik. Büyüme hedeflerimizi ve yatırım planlarımızı eksiksiz
uyguladık. Türkiye ile birlikte 19
ülkede ve 56 lojistik merkezde
faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Lojistik
merkezlerimiz, Avrupa Kıtası’nda
Almanya, Hollanda, Fransa,
Belçika, İngiltere, İspanya, Macaristan, İtalya, Polonya, Romanya,
İrlanda’da; Amerika Kıtası’nda ABD,
Brezilya, Kanada’da yer alıyor.
Asya Kıtası’nda Hongkong, Çin,
Güney Kore ve Kazakistan’da;
Ortadoğu’da da Kuzey Irak’ta
bulunuyor.
Gerek coğrafi dağılım, gerek çalışan
sayımız ve gerekse yönettiğimiz
iş hacmimizle markamızın Global
vurgusuna uygun bir şekilde hızla
büyümeye devam ediyoruz.
2016 yılı içerisinde Amerika’da San
Francisco, Atlanta, Seatle, Çin’de
Shenzen ve Ningbo, Brezilya’da
Sao Paulo‘da yatırımlarımızı tamamladık ve hizmet vermeye başladık. Avrupa’da da, Almanya’da
Berlin, Hannover, Münih ve
Stutgart, Macaristan’da Györ,
Belçika’da Gent, Hollanda’da Rotterdam, Romanya Ghiroda, İrlanda
Dublin yine 2016 yılında hizmet vermeye başladığımız lojistik merkezlerimiz. 2017 yılında da yatırımlarımız
devam edecek. Yurt dışında 20 yeni
merkez daha açmak için hazırlıklarımızı sürdürüyoruz.
Şirket olarak, hem ülkemize hem de
sektörümüze güveniyoruz. Ülkemizdeki tüm sıkıntıların geçici olduğunu
ve Türkiye’nin her krizden güçlenerek çıktığını biliyoruz. Demokrasisine
sahip çıkan Türkiye önümüzdeki yılların yıldızı olacaktır. Hem ülkemizin
hem de sektörümüzün büyümesini
sürdüreceğine inanıyoruz.”
KELEŞ: NAVLUN
FİYATLARI MALİYETLERİN
ALTINDA KALDI
Özkeleşler Nakliyat Sahibi Hakkı Keleş, 2016’nın Türkiye ve sektör için
oldukça zorlu geçen bir yıl olduğunu
söylüyor. Keleş yaşadıkları en büyük
zorlukların başında navlun fiyatlarının
maliyetlerin altında kalması olduğunu belirtiyor. Yeni sınır kapılarındaki
İHRACAT İŞLEM SÜRELERİ
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ihracat işlem sürelerini yayınladı. İhracat işlem süresi
ihracat beyannamelerinin onaylandığı zamandan başlıyor, gümrük müdürlüğünce
gerçekleştirilen kontrol ve muayene işlemlerinin bitirilmesine kadar olan süreyi gösteriyor. Buna göre ihracat işlemlerinin yüzde 8,33’ü ilk yarım saat, yüzde 54’ü ilk 4 saat
içerisinde tamamlandı. İlk 24 saat içerisinde ise tamamlanan ihracat işlemlerinin oranı
yüzde 77,12. Toplam ihracat işlemlerinin yüzde 989,24’ü 48 saat içerisinde gerçekleştirilmiş oldu. Yine2016 yılı gümrük işlem sürecinin başladığı andan itibaren işlem
gören ihracat beyannamelerinin, yüzde 81’inin işlemleri ilk yarım saatte, yüzde 95’inin
işlemleri ize ilk 4 saat içerisinde sonuçlandırıldı ve ülkeyi terk edebilir duruma geldi.
2016 yılı ithalat işlemlerine bakıldığında ise, toplam ithalat işlemlerinin yüzde 45,79’u
ilk 24 saat içerisinde gerçekleştirildi. İlk 48 saat içerisinde gerçekleştirilen ithalat işlemlerinin oranı ise yüzde 67. 2016 yılı gümrük işlem sürecinin başladığı andan itibaren
ithalatta işlem gören gümrük beyannamelerinin; yüzde 56’sının işlemleri ilk sekiz
saatte, yüzde 73’ünün işlemleri ise ilk 24 saat içinde tamamlanarak eşyası teslim edilebilir hale geldi. İlk 24 saat itibariyle bu oran fiziki kontrole tabi tutulan beyannameler
için yüzde 46, belge kontrolüne tabi tutulan beyannameler için yüzde 72, mavi hatta
işlem gören beyannameler için yüzde 90, yeşil hatta işlem gören beyannameler için ise
yüzde 95 olarak gerçekleşti.
Ocak 2017
42
KAPAK
uzun beklemeler, yabancı araçlarla
rekabet, geçiş belgelerinin yetersiz
oluşunun 2016’nın sektör için zor
bir yıl olmasına neden olduğunu
ifade ediyor.
“2017 yılının daha farklı olacağı kanısında değiliz” diyen Hakkı Keleş,
“Biz firma olarak 2016 yılında küçülmeye giderek krizi atlattık diyebiliriz.
2017 yılında şahsi düşüncem ve
şirket olarak düşüncemiz; bölgemizdeki siyasi faktörleri göz önünde
bulundurarak karar vermemiz gerekecektir. Bu aşamada en önemli
faktör ABD’nin. 25 ocakta iş başına
gelecek yeni yönetimin Ortadoğu
politikasına göre bizim bölgedeki
firmalar yatırımlarını ona göre yapacakları kanısındayım” diyor.
TULGAR: SEKTÖRDE
KARLILIK YÜZDE 4’ÜN
ALTINA DÜŞTÜ
Mars Logistics Genel Müdürü Ali
Tulgar lojistik sektörünün 2016’yı
yüzde 4 ile 4,5 oranında büyüme ile
kapattığını söylüyor. Bölgemizde ve
dünyada yaşanan siyasi ve ekonomik dalgalanmaların, güvenlik risklerinin, sektörün faaliyetlerini etkilediğini belirtiyor. “Sadece ciro bazında
değil kârlılık bazında da sektörümüzde problemler yaşanıyor” diyen
Tulgar, “Karlılık 5 yıl öncesine kadar
yaklaşık yüzde 10 civarındaydı. Bu
rakam bugün yüzde 4’ün altına kadar düşmüş durumdadır. Bu oran,
şirketlerin yaşama şansını azaltmaktadır. Riskleri azaltmak için yenilikçi
bir anlayışla faaliyetleri sürdürmek
gerekmektedir. Sektörde farklılık
yaratmak, maliyetleri düşürmek,
inovatif çözümler üretmek şart.
Ocak 2017
Özellikle son bir yıldır yaşanan krizler kâr marjlarının daha da azalmasına sebep oldu. Bu durum sadece
Türkiye’yle sınırlı değil. Ülkemizin
bulunduğu coğrafyadaki güvensiz
ortam da lojistik sektörünün potansiyeline ulaşmasını engellemektedir”
diyor.
Sektörün 2017 yılını değerlendiren
Tulgar, “Lojistik sektörünün 2017’de
ülke büyümesinin bir puan üzerinde
yine yüzde 4 büyümesini bekliyoruz.
Türkiye olarak içinde bulunduğumuz
coğrafya bizim için bazı zorluklara
gebe. Diğer yandan sektörümüzde
taşıma modlarına göre farklı sorunlar
yaşanıyor. Denizyolundaki en büyük
sorunumuz, coğrafi konumumuzun
gücüne, 3 tarafımızın deniz olmasına
rağmen limanlarımızın Avrupa’daki
seviyede olmaması. Tren taşımacılığı konusunda coğrafi içyapımızın engebeli oluşu sebebi ile ray
sisteminin tüm yurda yeterli düzeyde
ulaşamamış olması istenen oranda
tren taşımacılığının kullanılmasını
engellemektedir. Kara taşımacılığı ise
ülkemizin Avrupa’nın en büyük filolarından birine sahip olması sebebi
ile önemli bir konumda yer almakta. Ancak filomuzun gücü Avrupa
tarafından uygulanan geçiş belgesi
sınırlandırmaları ile ciddi anlamda
performans kaybına uğramaktadır. Aynı zamanda ithalat ihracat
arasındaki hızlı değişen araç talebi
dengesizlikleri de navlun dengesinin
düzenli gitmesini engellemektedir.
Bunun sonucunda hizmet sağlayan
ve hizmet alan taraflar senelik hedeflerini tutturmada ciddi zorluklar
yaşamaktadırlar. Bir önceki sorunlarda da değindiğimiz gibi öncelikli
olarak bir master plan oluşturmamız
gerekiyor. Master planın ardından
Türkiye lojistik sektörünün tekrar
büyüme ivmesini artırması beklenebilir” diye konuşuyor.
Firma olarak nasıl bir yıl geçirdiklerini de aktaran Tulgar şu bilgileri
veriyor: “2016 yılı Mars Logistics
açısından olumlu geçti. Yüzde 12
büyüdük ve yılı 250 milyon Euro’luk
bir ciroyla kapattık. Filo ve depolarımıza yatırım yaptık. Geride
bıraktığımız yılda birçok yenilikle
sektörümüzde öncü misyon olma
rolümüzü sürdürdük. 2016’da yetkilendirilmiş yükümlülük ve FORS
belgelerini aldık. Ayrıca Milkrun
hizmeti vermeye başladık. Almanya-Giengen arasında başlattığımız
tren seferleri de markamız adına
2016 yılındaki önemli gelişmelerden birisiydi. Öte yandan Bursa,
İzmir ve Mersin ofislerimiz de yeni
yerlerine taşındı. Avrupa’nın yanı
sıra Asya pazarına da açıldık.
2017’de de yüzde 12 büyümeyi
hedefliyoruz. Bu yılın ilk çeyreğinde
Hadımköy’deki yeni lojistik merkezimizi hizmete sokacağız. Bu
yeni tesise 30 milyon Euro’luk bir
yatırım yaptık. Almanya-Türkiye ve
Lüksemburg-Türkiye arasındaki
yeni İntermodal hattımızı 2017’de
daha da geliştireceğiz. Başka bir
güzergahta da yeni bir İntermodal
servisi için fizibilite çalışmalarını
sürdürüyoruz. Ayrıca filomuza da
20 milyon Euro’luk yatırım yapacağız. İstanbul-Anadolu yakasında
da bir lojistik merkezi inşa etme
planımız var. Mars Logistics olarak
“yeşil lojistik” kavramına çok önem
veriyoruz. İntermodal taşıma sistemimizle çevreci ve sürdürülebilir bir
dünya yaratmaya katkı sağlıyoruz.
Bu katkımızı daha da artırarak
sürdüreceğiz.”
43
TÜRKİYE’DEN TOPLAM 1 MİLYON
525 BİN İHRAÇ SEFER YAPILDI
T
ürk araçlarının varış ülkelerine göre ihraç taşıma
rakamlarına bakıldığında
yüzde 1 oranında bir artış görülüyor. 2015’te toplam 1 milyon 198
bin 205 ihraç taşıması yapan Türk
araçları 2016’da ise 1 milyon 205
bin 577 ihraç taşıması yaptı. Ülkeler
bazında bakıldığında geçtiğimiz
yıl yüzde 8 oranında düşüş yaşanmasına karşın en yüksek ihraç
taşımamızı Irak’a yaptık. Bu ülkeye
yapılan taşıma sayısı 436 bin 364
olarak gerçekleşti. Irak’ı yine yüzde
8 düşüş ve 154 bin 330 taşıma ile
Suriye takip etti. Almanya’ya yapılan
ihraç taşımalarımız ise bir önceki
yıla oranla yüzde 5 artış göstererek
94 bin 404 adet oldu. 2016 yılında
Türk araçlarının sefer sayılarını
en çok artırdığı ülkelerin başında
Nahçıvan geldi. Buraya yapılan
sefer yüzde 70 artarak 33 bin 920
adetten 57 bin 567’ye yükseldi.
Türkiye’den gerçekleştirilen ihraç
taşıma paylarına bakıldığında 2016
yılında Türk ve yabancı plakalı
araçların toplam ihraç seferlerinin 1
milyon 525 bin 903 adet olduğunu
görüyoruz. Burada dikkat çeken
en önemli nokta ise yabancı plakalı
araların ihraç taşımalarından aldığı
payın yüzde 20 olarak gerçekleşmesi. Son 10 yıldır yabancı plakalı
araçların toplam ihraç taşımalarımı-
zın 5’te birini gerçekleştirdiklerini
görüyoruz. Geçtiğimiz yıl yabancı
plakalı araçlar Türkiye’den geçtiğimiz yıla oranla yüzde 5 daha fazla
312 bin 69 adet ihraç taşıma yaptı.
Batı kapılarından yapılan ihraç taşımalarının kapılara göre durumuna
bakıldığında Batı kapılarında Türk
ve yabancı plakalı araçların hemen
hemen aynı oranda ihraç seferi
yaptığını görüyoruz. Geçtiğimiz yıl
batı kapılarından toplam 418 bin
921 ihraç taşıması gerçekleştirilirken bunun 226 bin 432 adedini
Türk araçları 192 bin 489 adedini
ise yabancı plakalı araçlar yaptı.
Batı kapılarından yapılan ihraç taşımaları bir önceki yıla göre yüzde 9
artış gösterdi. Türk araçlarının payı
yüzde 54, yabancı plakalı araçların
payı ise yüzde 46 oldu. 2015’te ise
yabancıların payı batı kapılarımızda
yüzde 48’di.
Geçtiğimiz yıl nakliyeciler için yine
sorun kapı olan Kapıkule’den yapılan ihraç taşıma rakamlarını baktığımızda sefer sayıları yüzde 17 oranında artarak 218 bin 989 adetten
257 bin 141 adede yükseldi.
Batı Ro-Ro kapılarına baktığımızda
ise taşımaların 2016’da 2015’e
göre yüzde 4 artarak 153 bin 660
adede çıktığını görüyoruz. Ro-Ro’yu
en çok kullananlar ise Türk araçları
oldu. Türk araçlarının payı yüzde 95
olarak gerçekleşti.
Ocak 2017
ticaret
46
TİCARET
2016 yılı dış ticaretimiz
341 milyar dolar oldu
Geçtiğimiz yıl ihracatımız yüzde 0,8 oranında gerileyerek 142 milyar 610 milyon
dolar, ithalatımız da yüzde 4,17 oranında gerileyerek 198 milyar 577 milyon
oldu. Türkiye’nin dış ticareti de önceki yıla oranla yüzde 2,8 oranında daralarak
2016 yılında 341 milyar 187 olarak gerçekleşti. İhracatın ithalatı karşılama oranı
da yüzde 71,8 oldu. İhracatımızı; otomotiv, hazır giyim-konfeksiyon ve kimyevi
madde sektörleri sırtlarken ithalatta hammadde ürünleri ilk sırayı aldı.
T
ürkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), geçen aralık ayı
ve 2016 yılının tamamına
ilişkin ihracat rakamları ile 2017
yılı hedeflerini başkent Ankara’da
düzenlenen toplantıda açıkladı. TİM
Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin ihracat verilerini paylaştığı toplantıya,
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci de
katılarak 2016 yılına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın
açıkladığı verilere göre Türkiye’nin
aralık ayı ihracatı geçen yılın aynı
dönemine kıyasla yüzde 9,3 artarak
12 milyar 817 milyon dolar oldu.
İhracat aralık ayında kilogram
bazında yüzde 4,7 artış gösterirken,
yıllık bazda yüzde 4,1 artış kaydetti.
Türkiye’nin 2016 yılı ihracatı ise bir
Ocak 2017
önceki seneye kıyasla yüzde 0,8
gerileyerek 142 milyar 610 milyon
dolar olarak gerçekleşti.
8,5 pay ile Afrika ve yüzde 6,6 pay
ile Bağımsız Devletler Topluluğu
ülkeleri izledi.
Otomotiv ve AB
ihracatı sırtladı
Almanya, ABD ve Irak’a
ihracat arttı, Rusya’da
en düşük kayıp oldu
TİM verilerine göre sektör bazında
aralık ayında en fazla ihracatı 2
milyar 348 milyon dolarla otomotiv
sektörü gerçekleştirdi. Bu sektörü
1 milyar 339 milyon dolarla hazır
giyim ve konfeksiyon ile 1 milyar
282 milyon dolarla kimyevi maddeler sektörleri takip etti.
Ülke gruplarına göre ihracatta aralık
ayında ilk sırada yüzde 45,5 pay ve
5 milyar 619 milyon dolar ile Avrupa
Birliği, ikinci sırada yüzde 21,1 pay
ve 2 milyar 599 milyon dolar ile Orta
Doğu ülkeleri yer aldı. Bunları yüzde
Aralık ayında en fazla ihracat
yapılan ilk beş ülke; Almanya, İngiltere, Irak, İtalya ve ABD oldu.
Almanya’ya ihracat yüzde 3,7,
Irak’a yüzde 59, İtalya’ya yüzde
12, ABD’ye yüzde 8,7 artarken,
İngiltere’ye yüzde 2,8 geriledi. Aralık ayında Birleşik Arap
Emirlikleri’ne ihracat yüzde 77,
Irak’a yüzde 59, Bulgaristan’a
yüzde 44 artış gösterdi.
Bunların yanında Rusya’ya
ihracatta yüzde 13 ile bu yılın en
47
düşük kaybı yaşandı.
Mehmet Büyükekşi ihracatın neden
düştüğüyle ilgili yaptığı değerlendirmede ise şunları söyledi:
“Tabii olarak bizim ihracat çabalarımızın yanında, alıcıların siyasi ve
ekonomik durumu, para birimleri de
ihracatı doğrudan ve güçlü şekilde
etkiliyor. 2016 bu etkileri ciddi anlamda hissettiğimiz bir yıl oldu.
Petrol ve emtia fiyatlarındaki zayıflık,
ABD Dolarının güçlü seyri, Çin’in
büyümesinde yavaşlama, yakın
coğrafyamızda yaşanan gelişmeler
2016 boyunca ihracatımızı olumsuz
etkiledi.
2016’da miktar bazında yaklaşık
104 milyon ton ihracat yaptık. Bu
rakam 2015’e kıyasla yüzde 4 artış
demek. Ancak petrol ve emtia
fiyatlarının 2016’da 2015’e kıyasla daha düşük olması ve Doların
güçlü seyri, dünya genelinde ihracat
birim fiyatlarında gerilemeye sebep
oldu. Kilogram başına ihracat
değeri 2015 yılındaki 1,44 dolar
seviyesinden 1,37 dolara geriledi.
Yani 2016’da daha fazla mal sattık
ancak daha az ihracat geliri elde
ettik. İhracat fiyatlarımızın gerilemesi
2016’da yaklaşık 3,5 milyar dolarlık
kayba sebep oldu.
İhracatımızın artışının önündeki bir
diğer engel ise çevremizdeki ülkelerde yaşanan sorunlar oldu. Suriye,
Rusya, Irak ve Libya pazarlarında
önceki yıla kıyasla ihracatımız 3,5
milyar dolar azalmış oldu.
2016 yılında ihracatımızın gerilemesinde TL, Avro ve Sterlin kaynaklı
parite kayıpları da ön plana çıkıyor.
2016 yılında avronun dolar karşısında gerilemesi kaynaklı ihracat
kaybı yaklaşık 300 milyon dolar
civarında oldu. TL kullanarak ciddi
miktarda ihracat yapıyoruz. 2015’te
6 milyar dolara ulaşmıştık. 2016’da
TL’nin değer kaybetmesinden ötürü
700 milyon dolarlık bir negatif etki
gördük. Benzer şekilde Brexit’in
etkisiyle 2016’da sterlinin dolara
karşı değer kaybetmesi sebebiyle
de yaklaşık 500 milyon dolarlık
kayıp yaşadık. Toplamda ise parite
kaynaklı kaybımız 1,5 milyar dolar
oldu.
Dolayısı ile 2016 yılında ihracat fiyatlarımızın gerilemesi, çevre ülkelerde
yaşanan gelişmeler ve para birimlerindeki dalgalanmalar sebepli negatif etkilerin büyüklüğü 8.5 milyar
dolar oldu. Buna rağmen ihracatı-
mızda gerileme yüzde 1’den daha
az ve dünyanın pek çok ülkesinden
daha iyi bir performansımız var.”
İthalatta Çin, Almanya
ve Rusya ilk sırayı aldı
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı verilerine göre en fazla ithalat yapılan
ülkeler sırasıyla; Çin, Almanya ve
Rusya oldu. Geçtiğimiz yıl Çin’den
25 milyar dolarlık ithalat yaparken
Almanya’dan 21, Rusya’dan 15
milyar dolarlık ithalat gerçekleştirdik. Çin’den yaptığımız ithalat
yüzde 2,28 oranında arttı. Almanya’daki artış oranı ise yüzde
0,56’ydı. Rusya’dan yaptığımız ithalatta dörtte bir oranında düşerek
yüzde 25,68 oranında azaldı.
Gümrükler idareleri
76 milyar dolar vergi
topladı
2016 yılı Aralık ayında 8,5 milyar TL
vergi Gümrük İdarelerince tahsil edildi.
Gümrük İdareleri tarafından 2016 yılı
Kasım ayında 8 milyar 234 milyon TL,
2016 yılı Aralık ayında 8 milyar 484
milyon TL vergi tahsil edildi. 2016 yılı
Aralık ayında Gümrük İdarelerince tahsil edilen vergiler bir önceki aya göre
yüzde 3,04 artış gösterdi. 2016 yılı
Ocak-Kasım döneminde ülkemiz vergi
gelirleri toplamı 419 milyar 95 milyon
TL oldu. Aynı dönemde Gümrük İdarelerince tahsil edilen vergiler 76 milyar
442 milyon TL olurken, toplam vergi
gelirleri içerisindeki payı yüzde 18,24
olarak gerçekleşti.
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi:
2017’DE İHRACAT 155 MİLYAR DOLARA ÇIKACAK
Geçen yıl parite, emtia-petrol fiyatlarındaki düşüş ve Rusya, Irak, Suriye,
Libya’daki sorunlar nedeniyle toplamda 8,7 milyar dolar kayıp yaşadık.
Bunlar olmasaydı ihracat yüzde 5 artışla 150,8 milyar dolar olacaktı.
Ancak gururla söyleyebiliriz ki geçen yıl dünya ticaretinden aldığımız
payı yüzde 0,89’a çıkararak rekor kırdık. AB’nin ithalatından alınan pay
da yüzde 1,28’e ulaşarak yine rekor kırdı. 2017’yi atılım yılı ilan ettik.
Yıl sonunda ihracatın 155 milyar dolara yükseleceğini öngörüyoruz.
Bakanımızın öncülüğünde OVP hedefimiz olan 153,3 milyar doları geride
bırakacağız. Petrol ve emtia fiyatlarındaki düşüşün son bulması, petrol
ihracatçısı ülkelerin toparlanacak olması ve reform paketleri gibi gelişmelerle ihracatımız artışa geçecek. Rusya ile yaşanan ihracat kayıpları
azalarak ortadan kalkacak.
Ocak 2017
48
LOJİSTİK
SEKTÖRÜN EN BÜYÜK SORUNU NAKİT OLACAK
FİNANSMAN OLANAKLARI NELER?
Bu yıl sektörün temel sorunlarından biri de nakit sıkıntısı olacak.
Peki finansman olanakları neler? Sektöre özel ne tür krediler ve destekler var?
2
016’da tarihinin en zor yıllarından birini yaşayan sektör
mensupları, 2017’yi de kolay
geçirmeyecekler. Nakit sorunu
tüm sektörler gibi lojistikçileri de
etkileyecek. 6 ayı bulan ödemeler
yüzünden büyük sıkıntı çeken firmaların en büyük korkusu ödeme
sürelerinin daha da uzaması. Her
ay; akaryakıt, kasko, sigorta, SSK,
maaş ödemesi yapmak zorunda
kalan firmalar için nakit sıkıntısı
temel sorun olacak. Bu sorunu
çözmek için de kredi ve desteklere başvuran firma sayısı artacak.
Eximbank’ın Uluslararası Nakliyat
Pazarlama Kredisi (UNPK) ilk seçenek olarak değerlendirilebilir. Yine
TOBB Nefes Kredisi küçük firmalar
için bir finansman avantajı getiriyor. Bankaların da lojistik destek
kredileri adı altında sağladığı krediler bulunuyor. UND’nin sektöre
verilecek destekler konusundaki
çalışmaları yoğun olarak devam
ediyor.
Ocak 2017
ULUSLARARASI NAKLİYAT
PAZARLAMA KREDİSİ (UNPK)
Türk Eximbank, uluslararası
karayolu, denizyolu ve havayolu
taşımacılığı yapan firmalara Uluslararası Nakliyat Pazarlama Kredisi
sunuyor. 25 milyon dolara kadar
verilen kredinin vadesi TL kredilerde 360 gün, döviz kredilerinde ise
720 gün.
Türk Eximbank tarafından uygun
bulunan kredi başvurusu için:
kredinin anapara, faiz ve taahhüt
riskinin toplamı oranında, banka teminat mektubu, Kredi Garanti Fonu
Kefaleti. Devlet İç ve Dış Borçlanma
Senetleri talep ediliyor.
TOBB NEFES KREDİSİ
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne
bağlı oda ve borsa üyesi olan KOBİ’lere %9,9 yıllık faiz oranıyla, (aylık
%0,83) 150.000-TL Kredi imkanı
sunuluyor. Krediden yararlanmak
için Ziraat Bankası veya Denizbank
şubelerine başvurmak gerekiyor.
Kredi 12 ay vadeli olup, geri
ödemesi aylık eşit taksitler halinde
gerçekleşiyor. Kredi vadesinin
uzatılması veya kısaltılması mümkün değil. % 0,825, yıllık % 9,90
aylık bürüt faiz oranıyla sunulan
kredi için çekilebilen üst sınır
150.000 TL.
Kredinin teminatı %85 oranında
Kredi Garanti Fonu (KGF) kefaleti
ile, kalan %15’lik kısım ise ilgili
bankanın mevcut kredi teamülleri
çerçevesinde şekilleniyor.
KOBİ’lerin Nefes Kredisi’ne başvurabilmeleri için öncelikle bağlı
bulunduğu ticaret odasına giderek Faaliyet Belgesi almaları, (bu
belge olmadan banka talep kabul
etmeyecektir), daha sonra Ziraat
Bankası ve Denizbank’ın herhangi
bir şubesine giderek bankanın
talep edeceği kredi evrakları ile söz
konusu krediye müracaat etmeleri
gerekiyor..
49
HALK BANK TAŞIMACILIK
SEKTÖRÜ DESTEK PAKETİ
Halk Bank’ın taşımacılık sektörüne
yönelik sunduğu Taşımacılık Sektör
Paketi ile; hem teminat mektubu
ihtiyaçları avantajlı komisyon oranları
ile karşılanabiliyor hem de işletme
sermayesi ihtiyaçları için nakit akışınıza uygun 36 aya varan vadeler ile
kredi kullanılabiliyor.
Taşımacılık Sektörü Destek
Paketi’nde; Geçici, Kesin, Avans
Teminat Mektubu, Referans Mektubu, Makine/Ekipman Kredisi, Vergi,
SSK veya Çek ödemeleri için Dost
Hesap Kredisi, Çek Karnesi, Paraf
Business Card, POS, KOBİ Sigorta
Ürünleri ve Leasing Hizmetleri sunuluyor. Yine; Dost Hesap, Abone24,
Vergi/SGK Ödemeleri ve Çek Karnesi hizmeti de paket kapsamında
bulunuyor.
İŞ BANKASI LOJİSTİK
SEKTÖRÜ DESTEK PAKETİ
İş Bankası “Lojistik Sektörü Destek
Paketi” ile müşterilerine finansman
imkanı sağlıyor. Banka, nakliye ve
lojistik sektöründe faaliyet gösteren şirketlere Ulaştırma, Denizcilik
ve Haberleşme Bakanlığı’ndan
alınan yetki belgesine sahip olma
koşulu ile lojistik destek paketi
sunuyor.
Lojistik destek paketi kapsamında müşterilere “Lojistik İşletme
Kredisi” imkanı sunuluyor. Lojistik
işletme kredisi ile firmalar işletme sermayeleri için gerekli olan
likiditeyi avantajlı koşullarla edinebiliyor. Paket kapsamında bulunan
“Lojistik Yatırım Kredisi” ile lojistik
deposu, antrepo, makine ve ekipman gibi yatırımları için finansman
sağlanabiliyor.
Finansman geri ödemesi 5 yıl
vade ile yapılabiliyor. Lojistik Destek Paketinde bulunan bir diğer
kredi ise “Yetki Belgesi Kredisi.
Lojistik sektöründeki firmalar, taşımacılık, acentecilik, kargo işletmeciliği, lojistik işletmeciliği gibi daha
bir çok alanda faaliyet gösterebilmek için Ulaştırma Bakanlığı’ndan
alınan Yetki Belgesi’ne ihtiyaç
duyuyor. Söz konusu belge alımı
için gerekli olan finansman kredi
kapsamında İş Bankası tarafından
finanse edilebiliyor ve müşteri
uygun vadelerde geri ödeyebiliyor.
Paket kapsamında “Mesleki Yeterlilik Eğitim Kredisi” de müşterilere sunuluyor.
Yetkili kurumlardan alınacak olan
mesleki yeterlilik eğitimi harcamalarında kullanılacak olan likidite kredi
kapsamında banka tarafından sağlanıyor. Lojistik Destek Paketi da-
hilinde İş Bankası “Faturalı Teknoloji
Kredisi” imkanı da sunuyor. Lojistik
sektörü şirketlerinin, bilişim ve teknoloji altyapısının geliştirilmesi amacı
ile yaptıkları yatırım harcamaları ilgili
kredi imkanı ile finanse ediliyor.
Banka Lojistik Destek Paketi kapsamında müşterilerine “Ticari Taşıt
ve Filo Kredisi” imkanı da sunuyor.
Lojistik sektöründe faaliyet gösteren
şirketler 0 km ya da ikinci el taşıt
veya filo alımlarında söz konusu
kredi ile finansman sağlayabiliyor
ve uygun koşullarda finansman geri
ödemesi yapabiliyor.
VAKIFBANK KOBİDOST
LOJİSTİK SEKTÖRÜ DESTEK
PAKETİ
VakıfBank’ın, 12 farklı sektöre
yönelik sunduğu özel ürün ve
hizmet kampanyalarının içerisinde
KOBİDOST Lojistik Sektörü Destek
Paketi de bulunuyor. KOBİDOST
Lojistik Sektörü Destek Paketi ile;
Vergi, SGK ödemeleri ve Bağkur
ödemeleri, Vakıf Emeklilik’ten uygun
koşullarla emeklilik ve hayat sigortaları, Güneş Sigorta’dan avantajlı koşullarla uygun sigorta ürünleri, Vakıf
Factoring ve Vakıf Leasing işbirliğiyle
factoring-leasing, Kambiyo işlemleri,
döviz, efektif alış ve satış işlemleri
gerçekleştirilebiliyor.
Ocak 2017
50
EKONOMİ
DEİK/Türkiye-Çin
İş Konseyi Başkanı Murat Kolbaşı:
BİR KUŞAK BİR YOL’ PROJESİNE İŞ KONSEYİ OLARAK
DAHİL OLMAK İSTİYORUZ
DEİK Türkiye-Çin İş Konseyi öncülüğünde hazırlanan, Asya Yüzyılında Türkiye-Çin Halk
Cumhuriyeti Ekonomik İlişkilerinin Geliştirilmesi için Yol Haritası” başlıklı raporun basın
lansmanında konuşan DEİK/Türkiye-Çin İş Konseyi Başkanı Murat Kolbaşı, “Çin’in 2013
yılı itibari ile insiyatif aldığı ‘Bir Kuşak Bir Yol’ projesine İş Konseyi olarak dahil olmak istiyoruz. Hatta tarihi İpek Yolu’nun Xian’daki başlangıç anıtının bir benzerini, Asya kıtasının
son noktası olan İstanbul’da yapmak istiyoruz” dedi.
T
ürkiye’nin Çin ile ekonomik
ilişkilerinin sürdürülebilir ve
dengeli bir hale gelmesi
amacıyla 9 adımlık yol haritasını da
içeren “Asya Yüzyılında Türkiye-Çin
Halk Cumhuriyeti Ekonomik İlişkilerinin Geliştirilmesi için Yol Haritası”
başlıklı rapor, DEİK/Türkiye-Çin İş
Konseyi öncülüğünde hazırlandı.
Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) Uzmanı Dr. Altay
Atlı tarafından kaleme alınan rapor,
DEİK/Türkiye-Çin İş Konseyi Başkanı
Murat Kolbaşı ve DEİK/Türkiye-Çin
İş Konseyi Başkan Yardımcısı Necati
Abacıoğlu’nun mali katkıları ile hazırlandı ve iş dünyası ile karar alıcılar
için yüksek nitelikli bir yol haritası
içeriyor. DEİK Başkanı Ömer Cihad
Vardan, raporun basın lansmanında
yaptığı konuşmada “Küresel ekonomi Asya’laşırken, Çin dünyanın
ikinci büyük ekonomik gücü olarak
Ocak 2017
atılımları ile küreselleşme sürecinin
öncüsü haline gelmektedir” dedi.
Çin ile daha yüksek hacimli, kaliteli
ve yüksek katma değerli ekonomik
işbirliğini sürdürülebilir ve dengeli bir
düzlemde tesis etmenin, bir tercihten
öte bir mecburiyet olduğunu ifade
eden DEİK Başkanı Vardan, son
dönemlerde iki ülke arasında artan
karşılıklı diyalog, istişare ve iletişimin, ekonomik işbirliğinin daha üst
seviyelere taşınabilmesi için uygun
ortamı sağladığını söyledi.
DEİK/Türkiye-Çin İş Konseyi
Başkanı Murat Kolbaşı ise konuşmasında, “Bu raporun, 1.200 ürüne
dokunarak 9 başlıkta, Türkiye-Çin
arasındaki ilişkilerine önce ticari,
daha sonra da sosyal ve kültürel
gelişimi için rehberlik edeceğini
düşünüyor ve iş dünyası ile kamuoyunun beğenisine sunuyoruz”
dedi. 1992 yılında kurulan DEİK/
Türkiye-Çin İş Konseyi’nin beşinci Başkanı olduğunu vurgulayan
Kolbaşı sözlerine şöyle devam etti:
“Bu dönemde Türkiye’de faaliyet
gösteren 739 Çinli firma ile Çin’de
faaliyet gösteren Türk firmalarını
ortak bir platformda buluşturmaya
çalışıyoruz. Aynı zamanda Çin’in
2013 yılı itibari ile insiyatif aldığı ‘Bir
Kuşak Bir Yol’ projesine İş Konseyi olarak dahil olmak istiyoruz.
Hatta tarihi İpek Yolu’nun Xian’daki
başlangıç anıtının bir benzerini,
Asya kıtasının son noktası olan
İstanbul’da yapmak istiyoruz. İlişkilerimizi sürdürdüğümüz Bakanlık ve
etki ettiğimiz tüm kamu kurumlarıyla
sivil toplum kuruluşlarını ve özel
kuruluşları tek bir stratejide ortak bir
platformda toplamaya çalışıyoruz.
DEİK/Türkiye-Çin İş Konseyi’nin de
bu doğrultuda en uygun platform
olduğunu herkese anlatıyoruz”.
51
TÜRKİYE ALEYHİNE
DENGESİZ İKİLİ TİCARET
Türkiye-Çin Halk Cumhuriyeti ile
mevcut ticari ve ekonomik ilişkilerinde Türkiye aleyhine büyümeye devam eden ticaret açığı
bulunuyor. Türkiye’den Çin Halk
Cumhuriyeti’ne 2015 yılında toplam
2,4 milyar dolarlık ihracat yapılırken,
Çin Halk Cumhuriyeti’nden yapılan
ithalat 24,9 milyar dolara çıktı.
Türkiye halen Çin Halk
Cumhuriyeti’ne yaptığı her 1 dolarlık
ihracata karşılık 10 dolarlık üzerinde
ithalat yapıyor. Bu eğilimin devam
etmesi durumunda, 2010 yılında
iki ülke hükümetleri tarafından
açıklanmış olan, 2020 yılına kadar
100 milyar dolarlık ticaret hacmi
hedefine ulaşılırsa, Türkiye’nin cari
açığı üzerinde yılda 80 milyar dolar
üzerinde bir yük oluşmuş olacak.
İHRACATIN GELİŞTİRİLMESİ
İÇİN EYLEM PLANI
Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonlarında (GTİP) dört haneye inilerek
toplam 1.200 civarında ürün pozisyonu için değerlendirme yapılarak
Türkiye’nin Çin Halk Cumhuriyeti’ne
ihracat potansiyeli taşıyan ürünleri
ve bu ürünler için önerilen eylem
planı da açıklandı. Plan şu şekilde:
Çin Halk Cumhuriyeti’nden yapılan
ithalatın Türkiye’nin cari açık sorunu
üzerinde ciddi bir etkisi vardır.
Çin Halk Cumhuriyeti’nden ülkemize ithal edilen ara mamuller, üretime
ve Türkiye’nin ihracatına katkıda
bulunmaktadır.
Çin Halk Cumhuriyeti’nden yapılan
ithalat konusunda en yapıcı yaklaşım ara mamul ithalatının, Türkiye
ekonomisine en yüksek katma
değeri sağlayacak şekilde yapılma-
sıdır. Bunun için maliyet avantajına
sahip olmakla birlikte aynı zamanda yüksek kaliteli ara mamullerin
ithalatı teşvik edilmelidir.
Türkiye, teknoloji kapasitesini
yükseltmek için çaba göstermekte
olan bir ülkedir. Bu amaç doğrultusunda ülke içerisinde eğitim,
araştırma geliştirme ve inovasyona
yönelik çalışmaların sürdürülmesinin yanı sıra, yurtdışından teknoloji
ve yüksek teknoloji içeren ara mamullerin alımı önem kazanmaktadır.
Çin Halk Cumhuriyeti’ndeki Türk
yatırımlarının artırılması için üç hedefe odaklanılması öneriliyor:
1.Çin Halk Cumhuriyeti’ndeki
yatırım teşvikine yönelik yeni uygulamalardan (serbest bölgeler gibi)
faydalanmak.
2.Rekabetin daha düşük ve teşviklerin daha fazla olduğu bölgeleri
hedef almak.
3.Hizmet sektöründeki imkanlardan
faydalanmak.
TÜRKİYE-ÇİN EKONOMİK
İLİŞKİLERİNİN GELECEĞİ
İÇİN 9 ADIM
1.Türkiye’nin Çin’e ihracatında artış potansiyeli taşıyan ürünlere odaklanarak bu
ürünlerde pazar paylarının artırılmasına
yönelik çalışmalar yapılması.
2.Türkiye’nin Çin’den ithalatında Türk
ekonomisine yüksek katma değer
sağlayan kalemlerin belirlenmesi ve
ithalata bağımlılığın arttığı alanların
ortaya konulması suretiyle ithalatın Türk
ekonomisine en fazla getiriyi sağlayacak
şekilde yapılması.
3.Ticaret açığının telafi edilmesi ve Türk
ekonomisine katma değer sağlanması
için Türkiye’nin Çin’den daha fazla yatırım
çekmesi; bu bağlamda yüksek potansiyel
sunan sektörlere odaklanılarak bu alanlarda karşılıklı fayda prensibi temelinde
yatırım ilişkileri oluşturulması.
4.Çin’deki Türk yatırımlarının bu ülkedeki
yatırım teşvikine yönelik yeni uygulamalardan faydalanarak, rekabetin
daha düşük ve teşviklerin daha fazla
olduğu bölgeleri hedef alarak ve hizmet
sektöründeki imkanlardan faydalanarak
artırılması.
5.Türkiye’nin Çin ile hizmet ticaretinin
artırılması ve bu kapsamda turizm ilişkilerine ağırlık verilmesi.
6.Çin’le iş yapmaya yönelik kalifiye iş
gücünün geliştirilmesi ve etkin bir şekilde
istihdam edilmesi.
7.Türkiye’nin ülke markasının ve Türk
malı imajının Çin toplumu nezdinde
güçlendirilmesi.
8.Ticaret ve yatırım ilişkileri destekleyen
finansman imkânlarının artırılması.
9.Türkiye’nin Çin ile ilişkilerinde aktif olan
tüm paydaşları kurumsal bir yapı içerisinde sistematik olarak bir araya getirerek
koordinasyonu ve güç birliğini sağlayacak
bir kurulun oluşturulması.
Ocak 2017
52
KISALAR
Ekol Trieste-Kiel arasında tren hattını başlattı
Intermodal Taşımacılığın öncüsü
Ekol, Trieste (İtalya) ile Kiel (Almanya) arasında yeni bir blok treni
hizmete alıyor. Trieste Limanı’nı Baltık-Adriyatik koridoruna bağlayan ilk
tren hattı olan bu çözüm, 25 Ocak
2017’de hizmet vermeye başladı.
Ekol, bu yeni tren bağlantısının yanı
sıra, Stena Line’ın Kiel ile Göteborg
(İsveç) arasındaki hattı üzerinde bir
Ro-Ro bağlantısı sağlayacak.
Trieste ile Kiel arasındaki demir yolu
mesafesi 1.360 km, Kiel ile Göteborg arasındaki deniz yolu mesafesi ise 234 deniz mili. Tren, 32
birim treyler taşıyabilen 16 çift cep
vagondan oluşacak. Bu yeni hattın
treni her Çarşamba saat 10.00’da
Trieste’den yola çıkıp bir sonraki
gün saat 14.00’te Kiel’e ulaşacak.
Pazar günleri ise saat 13.00’te
Kiel’den hareket edip pazartesi
17.00’de Trieste’ye dönecek.
Yeni intermodal bağlantısı üzerine açıklama yapan Ekol Lojistik
Taşımacılık Grubu Genel Müdürü
Murat Boğ; “Ekol’ün genişleme
stratejisinin devamı olarak İskan-
dinavya, Kuzey Almanya, Baltık
Denizi ile Güney Avrupa ve Türkiye,
İran gibi ülkeleri birbirine bağlayacak yeni bir intermodal köprüyü
devreye aldığımız için büyük gurur
duyuyoruz. Kiel’e ulaşacak tren
bağlantısıyla beraber, Göteborg
gibi diğer bölgelere Cuma sabahından başlayarak teslimatlar yapılacak. Yeni bağlantımız ile Kuzey
Almanya, Danimarka, Finlandiya ve
İsveç’e hızlı teslimat yapabileceğiz. Bu avantajı kullanarak Trieste
ve Kiel arasındaki bu yeni intermodal çözümümüzüen kısa sürede
haftada iki sefere çıkarmayı planlıyoruz. Transit sürelerimizi daha da
optimize etmemize yardımcı olacak
bu gelişme, müşterilerimiz için
sevindirici bir haber” dedi.
Kısa süre önce Trieste’de bulunan
EMT Terminal’in çoğunluk hisselerini satın alan Ekol’ün de girişimi
sonucunda Trieste Limanı’nın
kuzeydeki pazarlara doğru daha da
yayıldığını kanıtlayan bu yeni hizmet
ile ilgili Trieste Liman Yönetimi
Başkanı Zeno D’Agostino; “Bu pro-
je Trieste’nin demir yolu taşımacılığı
için ne kadar uygun bir konumda
olduğunu bir kez daha gözler önüne
seriyor. Limanımızın Orta ve Doğu
Avrupa’ya açılan öncelikli giriş kapısı
olduğunu da göstermiş oluyoruz”
açıklamasında bulundu.
Pekin-Londra tren taşımaları başladı
Pekin ve Londra arasında demiryolu taşımaları 3 Ocak 2017 tarihi
itibariyle başladı. Yeni hat Çin
ve İngiltere arasındaki ilk doğrudan demiryolu bağlantısı olması
nedeniyle oldukça önemli. Çin
hükümetinin büyük önem verdiği
Çin-İngiltere arasındaki doğrudan
demiryolu bağlantısı 3 Ocak’ta
hizmete açıldı. Forbes.com’da yer
alan habere göre Çin bu güzergahı
canlandırmayı hedefliyor. Tarihi
Ocak 2017
İpekyolu’nun yeni versiyonu olan
Pekin-Londra hattı birçok zorluk
taşıyor. Demiryolu bağlantıları
ülkeler arasında değişiklik gösterdiğinden yük trenlerinin takas edilmesi gerekiyor. Taşımalar 18 gün
sürüyor. 7 bin 456 kilometrelik hat
boyunca tren; Kazakistan, Rusya,
Beyaz Rusya, Polonya, Almanya, Belçika ve Fransa’yı geçerek
İngiltere’ye ulaşıyor.
Yeni hattın devreye girmesiyle
birlikte lojistikçiler için de önemli
bir alternatif doğmuş oldu. Demiryolu ile yapılan taşımalar 18 gün
sürmesine rağmen daha hızlı olan
havayolu taşımacılığına göre oldukça ucuz. Son yıllarda Batı ve doğu
arasındaki artan ticaret hacmi
düşünüldüğünde hattın önemli bir
alternatif olacağı kesin. Son yıllarda
ticarete konu olan ürünlerin büyümesi ve miktarının artması hattın
elini güçlendiriyor.
53
YGM’ler raporları
e-imza ile gönderebilecek
Y
etkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği raporlarının gönderiminde e-imza kullanımı 7
Ocak 2017 itibari ile başladı. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından
yapılan duyuruya göre, 07.01.2017
tarihinden itibaren YGM tespit
raporlarının PDF formatında oluşturulması ve üzerine e-imza atmaya
olanak verecek bir program vasıtası
ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın
talep ettiği formatta e-imza’lı dosya
haline getirildikten sonra ilgili sistem
üzerinden gönderilmesi gerekiyor.
E-imza ile yapılabilecek işlemlerin
her geçen gün arttığını belirten
E-GÜVEN İş Geliştirme, Satış
ve Pazarlama Direktörü Ayşegül
Tüzün, “E-imza, kamuda e-devlet
uygulamaları, adres değişikliği bildirimleri; özel sektörde ise banka talimatları, bayi ağı iletişiminde sipariş
süreci, çalışan hizmet sözleşmeleri
gibi ıslak imza gerektiren tüm işlemlerde kullanılabiliyor. Gümrük ve
Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan
açıklama ile 07 Ocak 2017 tarihinden itibaren YGM tespit raporlarının
imzalanma işlemlerinde de e-imza
dönemi başladı. E-GÜVEN olarak
elektronik imzanın yanı sıra kurumların ihtiyacına uygun imzalama çözümlerimiz ile iş süreçlerinin hızlı bir
şekilde tamamlanmasını sağlıyoruz.
EBİMZA masaüstü yazılımı sayesinde bilgisayar ortamında bulunan
dokümanların e-imzalanmasını ve
imzalı dosyaların doğrulamasının
kolaylıkla yapılabilmesini mümkün
kılıyoruz. Yenilikçi çözümlerimiz
ile e-dönüşüm süreçlerine değer
katmaya ve desteklemeye devam
edeceğiz.” dedi.
EBİMZA ne tür
avantajlar sağlıyor?
EBİMZA, bilgisayar ortamında bulunan dokümanların e-imzalanmasını
ve imzalı dosyaların geçerlilik
kontrolünün yapılmasını sağlıyor.
E-imza oluşturma ve imza kontrolü
ile birlikte, zaman damgası hizmeti
de sunuluyor. EBİMZA, kullanıcının
imza sonrası talebi halinde, hazırlanan elektronik imzalı dosyanın
e-posta eklentisi şeklinde gönderilmesi işlemine hızlı ara yüz geçişi de
sağlıyor.
Ocak 2017
54
TEDARİK
Michelin’den nakliyecilerin verimliliğini artıracak proje
YÜKLE GİTSİN
Michelin, boş katedilen mesafelerin önüne geçmek ve firmaların verimliliklerini
artırmak için nakliyeciler ile yük veren firmaları aracısız bir dijital platformu olan
YükleGitsin’de buluşturuyor.
M
ichelin Lastikleri’nin bir
projesi olarak hayata
geçirilen “Yükle Gitsin” ile
ilgili olarak fikir sahibi ve İnovasyon
Lideri Alpay Selçuk ve diğer İnovasyon Lideri ve isim babası Mesut Uçar
projeyi tanıttı.
Dünyada dijitalleşme trendiyle mobil
kanalların kullanımı hızla artıyor. Global
firmalar da mobil teknolojileri kullanarak daha hızlı büyümek ve ortaya
çıkan fırsatları değerlendirmek istiyor.
Michelin Grubu her bir lastik pazar
segmentine ilaveten seyahat ve
hareketlilik ile ilgili hizmetlerde de
ön planda yer alıyor ve bu sayede
teknolojik liderliğini, yenilik kapasitesini, yüksek kaliteli ürün ile hizmetlerini
ve güçlü markalarını kuvvetlendirerek
sürdürmeye devam ediyor.
Michelin Lastiklerinin bir projesi olarak
hayata geçirilen Yükle Gitsin’in fikir sahibi ve İnovasyon Lideri Alpay Selçuk:
Ocak 2017
”Dünyanın hızla dijitalleştiği çağımızda
nakliye sektörü de bu değişime ayak
uydurmak durumunda. Türkiye’deki
ticari taşımaların yüzde 25’i boş kat
edilen kilometreler, ülke içinde çalışan
kamyonlar dolu gidip ya yarı dolu
dönüyor ya da gittikleri yerde çok
fazla bekleyip, zaman kaybederek
verimlilik ve karlılıklarından kaybediyorlar. Bizler buradan yola çıkarak
nakliye sektöründe verimliliği arttırmak
için YükleGitsin’i geliştirdik.” diyerek
projeyi özetledi.
“Yükle Gitsin” 2016 yılında
nakliyecilerden 35 bin uygulama
indirme aldı ve aynı sürede
yaklaşık 2 bin 500 yükveren
firmaya ulaştı
Nakliyeciler ile yük veren firmaları aracısız bir dijital platformda buluşturan
YükleGitsin 2015 yılında ilk testlerini
yaptıktan sonra 2016 yılı Nisan ayında
canlı yayına geçti. 2016 yılında 9
aylık süreçte kullanıcılarından büyük
beğeni toplayan YükleGitsin platformu; nakliyecilerden 35 bin uygulama
indirme aldı ve aynı sürede yaklaşık
2 bin 500 yükveren firmaya ulaştı.
YükleGitsin’in diğer İnovasyon Lideri
ve isim babası Mesut Uçar platformu şu şekilde tanımlıyor: “Yük veren
firmalar, kendilerine özel tasarlanmış
olan web sayfamız yuklegitsin.com
üzerinden sistemde ücretsiz hesap
oluşturuyorlar. Oluşturulan bu hesap
YükleGitsin tarafından onaylandıktan
sonra firmalar sistemde yük taşıtma ihalesi açıyorlar. Diğer tarafta
akıllı telefon uygulamamıza üye olan
nakliyeciler yük veren firmaların açmış
oldukları yük ihalelerine yine uygulamamız üzerinden komisyonsuz ve
aracısız bir şekilde taşıma teklifleri
veriyorlar. Açılan ihalelere nakliyecilerden gelen teklifleri değerlendiren yük
55
Yükle Gitsin taşıdığı yükleri,
100.000 TL’ ye kadar
ücretsiz sigortalıyor ve tüm
taşıma GPS üzerinden online
olarak takip edilebiliyor.
Nakliyeciler,“Acil Boşum”,
ve “Boş Kamyon” ilanı
sayesinde dönüş yüklerini,
henüz gidecekleri lokasyona
ulaşmadan, bulundukları
ortamdan,örneğin
evlerinden rahatlıkla
bulabiliyorlar.
isteyen tüm nakliyeciler YükleGitsin
tarafından istenen zorunlu belgeleri
temin ediyorlar.
Yükle Gitsin İnovasyon Lideri Alpay Selçuk, YükleGitsin’i kurarken
amaçlarının kullanıcılarına odaklanarak
kendilerini teknolojileriyle şaşırtmak,
işlerini kolaylaştırmak olduğunu ancak
en önemli amaçlarının zaman ve maliyetten tasarruf sağlatmak olduğunu
belirtiyor. Selçuk “Yaptığımız yenilikle-
rin amacı, varolan offline sistemi dijital
ortama taşımak ve bugün yüz yüze
yapılan işlerin tamamını bilgisayar
ve akıllı telefonlarını kullanarak daha
verimli yapılmasını sağlamaktır. Bu
sebeple platformumuza özellikle
yük veren firmaların ihtiyacı olan
navlun hesaplama aracı “YG Navlun
Algoritması”nı geliştirdik. Taşınacak
yükün, bir noktadan diğer noktaya,
yükün çeşitliliğine, istenilen kamyonun türüne ve kasa tipine, ayrıca
güzergaha göre navlun değerini
hesaplayan ve yük veren firmalarımızın fiyat belirleme sıkıntısını ortadan
kaldıran bir yeniliktir” diyor.
İnovasyon Lideri Mesut Uçar ise
başka bir yenilik olan “Acil Boş
Kamyon” ilanını şu şekilde anlatıyor:
“Acil Boş Kamyon” ilanı, nakliyecilerimizin bulundukları lokasyonda boş
olduklarını, iş aradıklarını belirtmelerine yarayan bu özellik, yük veren
firmalara da , bu boş kamyonları
açtıkları ihalelere davet edip, zaman
kazanmalarını sağlayacaktır. Sistemimizde, yük veren firmanın açtığı yeni
ihale, ihale lokasyonunun etrafında
bulunan kamyonculara, tüm nakliye
bilgilerinin belirtildiği detaylı bir mesaj
olarak gönderilir. Taşınacak yükün
daha hızlı taşınmasına yardım eden
bu özelliğimizin, nakliye sektöründe
işleri kolaylaştıracağını düşünüyoruz.”
Uçar, ”Yeniliklerimizle sektörün
referans noktası olmak için müşterilerimize her zaman yakın olarak, sürekli
öğrenmeye devam etmek, öğrendiklerimizi müşterimizin hizmetine
sunmak ve tekrar tekrar bu döngüyü
devam ettirerek, müşterilerimiz için
en basit ve kullanışlı ürünler ortaya
koymaya devam etmek temel hedeflerimizdendir” diyor.
YükleGitsin’in 2017 hedefi kullanıcı
memnuniyetini arttırarak, daha büyük
bir kitleye hitap etmek. Uzun vadedeki
hedefi ise iş modelini Michelin Grubunun verdiği sinerji ile Avrupa ve diğer
bölgelerdeki ülkelere taşıyabilmek.
veren firmalar kendilerine en uygun
nakliyeciyi seçiyorlar. Yük veren firma
ve nakliyeci, YükleGitsin vasıtası ile
aracı olmadan anlaşarak taşımayı
gerçekleştiriyorlar.”
YükleGitsin, sisteme kayıtlı olan nakliyecileri büyük bir titizlikle ve özellikle
tüm Türkiye çapında kayıtlı kamyon
kooperatiflerinden seçmekte ve
onaylamaktadır. Sisteme kayıt olmak
Ocak 2017
56
KISALAR
Alper Bilgili, Filo Genel Müdürü olarak Ekol’e katıldı
Önemli yatırımlarla sektöre ilham
veren Ekol Lojistik’in, Filo Genel
Müdürü pozisyonuna tecrübeli isim
Alper Bilgili atandı. Alper Bilgili, 2014
yılından bu yana Mars Lojistik’te Filo
Yönetimi Genel Müdürü olarak görev
yapıyordu. 2005-2014 yılları arasında
ise yine aynı şirkette Genel Müdür
Yardımcılığı görevini yürüttü. Aras
Kargo’da Operasyon Yöneticisi olarak çalışan Bilgili öncesinde ise Arkas
Lojistik’te Satış Uzmanı olarak görev
aldı. Bilgili, kariyerinin ilk adımlarını ise
Omsan Lojistik’te attı. Ekol Lojistik Filo Genel Müdürlüğü görevine
getirilen Alper Bilgili, 1997 yılında
Ortadoğu Teknik Üniversitesi İnşaat
Mühendisliği bölümünden mezun
oldu. 2000 yılında araştırma görevlisi
olduğu Boğaziçi Üniversitesi’nde Ulaşım Mühendisliği alanında yüksek lisans eğitimini tamamladı ve 2001’de
de İstanbul Teknik Üniversitesi’nden
MBA derecesini elde etti. Sektörün
tecrübeli ismi Alper Bilgili, 2011
yılında IRU’dan “Yılın Uluslararası
Taşımacılık Üst Yöneticisi”, 2013 ve
2015 yıllarında ise “Atlas Yılın Karayolu Lojistik Yöneticisi” ödüllerini aldı.
Geleceğin kamyonları nasıl ses çıkaracak?
Scania, geleceğin araçları olarak
gördüğü elektrikli kamyonlar için
çalışmalarına devam ediyor. İsveç
Interactive Enstitüsü (ICI), hem yayalara hem de kamyon şoförlerine
“geleceğin elektrikle çalışan kamyonu nasıl ses çıkarmalıdır” diye
sorarak bir anket çalışması yaptı.
Elektrikli araçlar, dizel ve benzinli motora sahip araçlara göre
daha sessizdir. Bu nedenle kabin
içi ve lastik sesleri daha yüksek
duyulmaktadır. Scania, elektrikli araçlarda, yayalar ve trafikteki
diğer araçları ikaz edecek düzeyde
motor sesini yapay olarak üretmeye
hazırlanıyor. Bu amaçla İsveç Interactive Enstitüsü ile yapılan işbirliği
kapsamında yayalara ve şoförlere
“elektrikli motorla çalışan kamyonun
sesi nasıl olmalı” sorusunu sordu ve
çıkan sonuçlara göre geliştirmelerini
yapıyor.
”Sürücünün
Dikkatini Çekmek“
Araştırmalar sırasında elektrikli
kamyonu test eden profesyonel
sürücüler üç farklı motor sesini test
ettiler. İsveçli bilim adamı Johan Fogerlönn, sürücülerin alışık oldukları
motor sesini duymalarının önemli
olduğunu belirterek “motor sesi sü-
Ocak 2017
rücünün, aracın normal çalışıp çalışmadığını ve aracın belirli durumlarda
güç aldığını anlamasına yardımcı
olur. Bizde elektrikli araç içinde bu
sesi yaratmaya çalışıyoruz” diye konuştu. Scania ayrıca testler sırasında ne tür seslerin sürücülerde stres
yarattığını inceleyerek bu yönde
çalışmalarını sürdürüyor.
”Trafik Güvenliğini
Artırmak“
Elektrikli araçların sayısı arttığında
yayaların karşılaşacağı kazaları
önlemek için araçların dış ortama
verdiği ses oldukça önemlidir.
Fogerlönn sözlerine “ Bu araştırmamızda elektrikli araçlardan
yayaların nasıl etkileneceğini
araştırıyoruz. Yaptığımız araştırma
sonuçlarına göre araçlara yayaların
duyabileceği ve yanlarından araç
geçtiğini fark etmelerini sağlayacak
bir ses eklemenin faydalı olacağına
karar verdik” şeklinde devam etti.
Scania, üretim gerçekleşene kadar
araştırmalarına devam edecek.
Scania, yapmış olduğu çalışmalar,
AR-GE yatırımları, uzun kullanım ömrü, dayanıklılığı ve üstün
performansı ile teknoloji öncülüğü
yapmaya devam ediyor.
57
2 milyon ağır vasıta lastiği satıldı
Yıl genelinde 2 milyon ağır vasıta lastiği satışı gerçekleştirildi. Ağır vasıta lastik
pazarı son çeyrekte yüzde 15’in üzerinde bir büyüme gerçekleştirdi.
2
016 yılında Türkiye ağır vasıta
lastikleri pazarı son üç yıldır
olduğu gibi büyüme grafiğini sürdürdü. 2013 yılından bu
yana Avrupa bölgesinde ağır vasıta
lastikleri segmentinde liderliği elinde
bulunduran Türkiye, bu yıl da özellikle son 3 aylık dönemde gerçekleştirdiği satışlarla global pazarlardaki
konumunu pekiştirdi. Özellikle son
yıllarda büyük projelerin inşaasının
da etkisiyle tüm dünyada en hızlı
büyüyen Türkiye ağır vasıta lastik
pazarı barındırdığı yüksek potansiyel nedeniyle Michelin Grup için de
büyük potansiyel taşıyor.
2016 yılında ağır vasıta lastikleri
pazarında beklentilerle uyumlu olarak
büyüme yaşandığını belirten Michelin
Türkiye Ağır Vasıta Lastikleri Ticari
Direktörü Sertan Akçagöz, “Türkiye,
süregelen kentsel dönüşüm, mega
projelerin katkısıyla Avrupa bölgesinde ağır vasıta pazarında stratejik
bir rol üstleniyor. Bu güçlü yapısı
nedeniyle ülke olarak performansımız Michelin Grubu’nun tüm Avrupa
sonuçlarının da başarısını doğrudan
belirliyor. Michelin Türkiye’nin per-
formansı, Avrupa bölge sonuçlarını
direkt etkiliyor.” dedi. Sertan Akçagöz sözlerine şöyle devam etti: “Yıl
boyunca 1 milyon 700 binin üzerinde ağır vasıta lastiği satılırken, 450
binin üzerinde kaplama lastik satışı
gerçekleştirildi ve pazarda toplam
sırt tüketimi 2 milyonun üzerine çıktı.
Son 3 ayda yüzde 15’in üzerinde
büyüyerek ekonomiye olumlu etki
yaratan ağır vasıta lastikleri pazarı, yılı toplamda en az yüzde 5’lik
büyüme ile kapatıyor. Hedeflerimizle
uyumlu bir yıl performansı gerçekleşti.
Ülke olarak geçirdiğimiz süreçte de
hedeflerimizde bir değişiklik olmadı.
Michelin olarak bizim için ise diğer
grup markalarımızın performanslarının da etkisiyle başarılı bir yıldı.
Ağır vasıta segmentinde pazarın da
üzerinde büyüme kaydettik. Bu başarılı performansımızın ardında tabi ki
Michelin markasının kalitesi en büyük
rolü oynuyor. Pek çok mega projede
yer alıyoruz. Lastiklerimiz İstanbul’da
inşaatı devam eden şehrin üçüncü
havalimanında çalışan 300 Volvo FMX
kamyonunu donatıyor ve maliyetlerde önemli ölçüde verimlilik sağlıyor.”
Michelin’in bütün dünyada lastik ve
lastik teknolojileriyle ilgili çözümler
geliştirerek müşterilerine 360 derece
hizmetler sunduğu Michelin Solutions, güvenlik, uzun lastik ömrü, yüksek performans ve maliyet verimliliği
sayesinde büyük filolar tarafından da
tercih ediliyor. Filoların elverişliliğini optimize edip, operasyonel maliyetlerini
düşürerek işletmelerin lastik yönetimini kolaylaştıran Michelin Solutions,
sağladığı performansla maliyetlerde
önemli oranda verimlilik sunuyor.
Avrupa otoyollarında tek kutuya DKV ile geçiliyor
DKV, Daimler ve T-Systems, Avrupa
Elektronik Geçiş Hizmetinin tek bir
cihaz kullanılarak sunulması amacıyla
birlikte çalışma kararı aldı. İşbirliği
için Avrupa Rekabet Kurulu onayı
bekleniyor. Verilecek hizmetin mevcut ve gelecekteki tüm paralı yolları,
ilgili tünel ve köprüleri kapsaması
planlanıyor. T-Systems International
GmbH, Daimler AG ve DKV EURO
SERVICE GmbH + Co. KG bütün
Avrupa’da, Avrupa Elektronik Geçiş
Hizmeti’nin (EETS) geliştirilmesi ve
sunulması amacıyla birlikte çalışma
kararı aldı. Öngörülen işbirliğinin bir
iş ortaklığı olduğunu vurgulayan DKV
Euro Service Türkiye Satış Müdürü
Deniz Çokcoş Sezer, “İş ortaklığının amacı, EETS hizmetini pazarlayacak ve geçiş ücretlerinin son
kullanıcıdan alınması işini yürütecek
satış ortaklarıyla anlaşma yapmak.
İstenen işbirliği için Avrupa Rekabet
Kurulu onayı bekleniyor. Planlanan
hizmetin teknik esası, Avrupa’daki
tüm geçiş ücretlerinin tek bir cihaz
kullanılarak faturalanmasına izin
verecek şekilde tasarlanmış, ulus
aşırı kullanıma açık, araca monteli
bir ünite şeklinde. Verilecek hizmetin
mevcut ve gelecekteki tüm paralı
yolları, ilgili tünel ve köprüleri kapsaması planlanıyor” dedi. 2018’den
itibaren AB otoyollarında tek kutu
uygulamasına geçilmesinin planlandığını bildiren Deniz Çokcoş Sezer,
“İlk etapta Belçika, Almanya, Fransa, Avusturya ve Polonya merkezli
lojistik firmalarına, ikinci aşamada
ise İtalya, Portekiz, İspanya ve
Macaristan merkezli firmalara bu
hizmet verilmeye başlanacak” dedi.
Ocak 2017
58
TİCARİ ARAÇ
Tırsan 40’ıncı yılında rekorlarla lider oldu
Tırsan, 40. yılına da lider olarak girdi. Tırsan, Türkiye’de pazar payını yüzde 41’e
yükseltirken, Türkiye’nin Avrupa’ya gerçekleştirdiği ihracatın yüzde 97’sini tek
başına gerçekleştirdi. 2016 yılında, bir önceki sene de olduğu gibi, Avrupa’nın en
hızlı büyüyen markası oldu.
4
0 yıldır devam eden liderlik
başarısı ile ilgili açıklamada
bulunan Tırsan Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu; “Tam
40 yıldır Türkiye’de pazar lideriyiz.
Sektörün gelişimine yatırımlarımız
ile öncülük ederken, müşterilerimizin
başarısı icin en uygun koşulları sağlıyoruz. Müşterilerimizin memnuniyeti
ve rekabet gücünü arttırmak için,
sürekli daha iyisini nasıl yapabilirim
sorusu ile her konuyu ele alıyoruz.
Yurtiçi ve yurtdışında ki başarılarımızın
arkasında kocaman bir ekip var. Bu
ekip hedeflerine ulaşana kadar asla
vaz geçmiyor ve ben bununla gurur
duyuyorum. Tırsan ailesinin her bir
bireyine özverili çalışmalarından dolayı
çok teşekkür ediyorum” dedi.
2016’da İhracat
Rekoru Kırdı
Tırsan Aralık 2016 itibariyle satışlarının %50’sinden fazlasını ihraç
ederken, Avrupa Birliğine yapılan
toplam treyler ihracatının %97’sini
tek başına gerçekleştirerek rekor
kırdı.
Ayrıca Kässbohrer markası ile
Almanya’da perdeli tenteli segmentinde satışlarını 3 kat arttıran Tırsan,
Bitüm Tankeri segmentinde ise
liderliğini sürdürdü. Polonya’da satışlarını yüzde 50’in üzerinde yükseltti
ve bu ülkenin en çok tercih edilen
ilk 5 treyler üreticisinden biri oldu.
Low-bed, tank, silo ve perdeli-tenteli
segmentinde de satışlarını artırırken,
akaryakıt tankeri segmentinde liderliğini devam ettirdi.
Ülke ihtiyaçlarına yönelik özel olarak
geliştirilen ağır hizmete yönelik
platform treyler ile toplam İngiltere
satışlarını 2 kattan fazla artırdı. Yine
bünyesinde bulunan Talson markası
ile Avrupa’nın en büyük pazarlarında
kutu segmentinde geçen yıla göre
yüzde 62 büyüme elde etti. Öte
yandan Fransa’da en başarılı olduğu
ülkeler arasında yer aldı. İtalya’da 20
farklı satış sonrası hizmet noktasına
ulaştı ve yüzde 26 oranında satışOcak 2017
larını artırdı. Yeni faaliyet gösterdiği
Portekiz pazarında Tenteli/Perdeli
ürün satışları ile 2016 yılı sonunda
yüzde 10 pazar payı elde etti.
2016 yılında Tırsan, ihracatındaki
ivmeyi artıracak yeni bir yatırım
yaparak Almanya’nın güneybatı
eyaleti Baden-Württemberg’de yer
alan Ulm’de üretim ve montaj tesisi
kurdu. Almanya Goch ve Rusya’da
üretim tesisi bulunan Türkiye’nin
tek treyler üreticisi olan Tırsan’ın
bu yatırımı uluslararası arenadaki
gücünü ve hedefini ortaya koyuyor.
Tırsan, bu yeni tesisten, Kässbohrer
ve Talson marka tüm ürünlerin
üretim ve teslimatını gerçekleştirecek
ve ürün yelpazesindeki tüm treyler
modelleri için bakım-onarım hizmeti
sağlayacak.
Tırsan Türkiye’de bir ilki daha
gerçekleştirerek, sektörün ilk ve
tek Ar-Ge merkezinde geliştirdiği
Kässbohrer Yüksek Güvenlikli Bitüm
Tankeri ile Avrupa treyler sektörünün en prestijli yarışmasında Trailer
Innovation 2017 ödülünü kazandı.
Bu ödül Türkiye treyler sektöründe
ilk kez Tırsan tarafından alındı.
Tırsan Ar-Ge merkezi tarafından
geliştirilen Kässbohrer Yüksek
Güvenlikli Bitüm Tankeri, 160
derecenin üzerindeki zift taşımacılığında güvenlik kurallarını yeniden
tanımlarken, 60 yıldır çözülemeyen
güvenlik sorununu da çözdü. Trailer
Innovation ödülü ile birlikte, Türkiye,
ADR mevzuatını aşan bir güvenlik
güvenlik standardını oluşturmuş
oldu.
Müşterilerinin her ihtiyaç duyduklarında yanında olmaya devam
eden Tırsan, Türkiye’de treylere 5
yıl garanti veren ilk ve tek marka
oldu. Mevcut 2 yıl garantinin üzerine
+1 veya +3 yıl garantiyi opsiyon
listesine alarak daha önce benzeri
görülmemiş bir yeniliği müşterilerinin
hizmetine sundu. Tenteli perdeli,
alüminyum ve paslanmaz tanker,
alüminyum silobas, konteyner
şasi, platform, standart ve hidrolik
low-bed, frigo ve kutu tipi treylerde
garanti süresini 5 yıla çıkarttı.
Devre aldığı Tırsan Yol Yardımı
hizmeti ile Türkiye ve Rusya dahil
olmak üzere Avrupa’nın 27 ülkesinde 7 gün 24 saat müşterilerine
hizmet veriyor. Yol Yardım hizmeti
Avrupa’da 12.000 servis noktasında ve 17 dilde hizmet imkanı
sağlıyor. Son olarak, uluslararası
ihtiyaçlarına yönelik Avrupa çapında
yepyeni bir hizmeti hayata geçirdi.
K-Advance Care hizmetiyle, Avrupa
genelinde 16 ülkede 6.000 servis
noktasında Kässbohrer marka
treylerlere ihtiyaca yönelik olarak
belirlenebilen sabit ücret avantajı
sunmaya başladı.
59
Mercedes-Benz Türk
17 bin 266 ticari araç sattı
Mercedes-Benz Türk 2016 yılı rakamlarını açıkladı. Kamyon grubunda 8 bin 581 adetlik satış gerçekleştiren şirket, toplamda 4 bin 690 adetlik kamyon ihracatı gerçekleştirdi. Firma 2017 yılında Aksaray Kamyon Fabrikası’nda temeli atılacak olan yeni Ar-Ge
Merkezi’yle birlikte global hizmet vermeye başlayacak. Mercedes’in otobüs, kamyon ve
haifi ticari araç satışlarının toplamı 17 bin 266 adet olarak gerçekleşti.
S
ektörde 50. yılını kutlayan
Mercedes-Benz Türk A.Ş.,
2016 yılında 616 adet otobüs,
8 bin 581 adet kamyon, 8bin 69
adet hafif ticari araç ve 32 bin 666
adet otomobil satışı gerçekleştirdi.
Şirketin ikinci el satışları ise toplamda
4 bin 907 adede ulaştı. MercedesBenz Türk, 2016 yılında yüksek
performansıyla ulaştığı toplam 49 bin
932 adet araç satışı ile zorlu şartlarda
seneyi yine başarıyla kapattı. Üretime
başladığı 1968 yılından bu yana
toplam 80 bin 481 otobüs ve 232
bin 448 kamyon üreten MercedesBenz Türk, 2016 yılında 3 bin 576
adet otobüs ve 4 bin 690 adet
kamyon ihraç ederek üretim tesislerinde tarihinin en yüksek ihracat
rakamına ulaştı. Şirket, Hafif Ticari
Araç Grubunda ise en yüksek satış
rakamına ulaşan ilk 3 marka arasında
yerini aldı. Mercedes-Benz Otomobil
Grubu, 32 bin 666 satış adediyle
rakiplerini geride bırakarak tarihi bir
rekora imza attı. 2016 yılında 90
milyon eurodan fazla yatırım yapan
şirketin, 1967’de kurulduğu günden
bu güne toplam yatırım tutarı bir
milyar euroyu aştı.
SÜLÜN: GELENEKSEL
LİDERLİĞİMİZİ SÜRDÜRDÜK
Mercedes-Benz Türk Direktörler
Kurulu Başkanı Süer Sülün yüptığı
değerlendirmede; “Zor bir dönemden
geçtiğimiz 2016 yılında MercedesBenz Türk olarak sektörümüz için
elimizden gelenin en iyisini yaptık,
yeni ürünlerimizi piyasaya sunduk ve
gelenekselleşen liderliğimizi sürdürdük.” dedi. Sülün, Mercedes-Benz
Türk’ün 50. kuruluş yıldönümünü
kutladıkları 2017 yılının şirket için çok
önemli bir kilometre taşı olacağını
belirterek şunları söyledi: “2016 yılı
otomotiv sektörü için zorlu bir yıl oldu;
ticari araç sektörü için ise çok daha
zorlu geçti. Yıl boyunca ülkemizde
yaşanan üzücü gelişmeler, bunların
turizme ve dış ticarete etkileri ile kurdaki dalgalanmalar pazarda büyük bir
daralmaya neden oldu. Buna rağmen
hem şehirlerarası otobüs hem kamyon pazarında geleneksel hale gelen
liderliğimizi sürdürmeyi başardık.
Hoşdere Otobüs ve Aksaray Kamyon
Fabrikamız yurt içi talebin azalmasına
bağlı olarak ihracata hız vererek üretimlerini planlanan seviyelerde devam
ettirdi. Otobüs ihracatımız geçen yıla
oranla yüzde 8 artarken, kamyon
ihracatımız yüzde 400 oranında
yükseldi. Mercedes-Benz Türk olarak
Türkiye’nin geleceğine güveniyoruz
ve bu doğrultuda 50 yıldır yaptığımız
gibi yatırımlarımıza devam ediyoruz.
Bu güvenin bir göstergesi olarak
2016’nın Şubat ayında Aksaray
Kamyon Fabrikamız için 113 milyon
euroluk yatırım planımızı açıkladık.
Böylece 2016 yılı sonu itibarıyla toplam yatırımımız 1 milyar euroyu aştı.
Bu yeni yatırımla Aksaray Kamyon
Fabrikamızda oluşturacağımız yeni
tesisler ve üretime dâhil edeceğimiz
yeni makina ve ekipmanlar sayesinde
üretim kapasitemizi ikiye katlayacağız
ve ihracatımız ciddi bir ivme kazanacak. Yeni yatırımlarımızla üretimde
kendi rekorlarımızı kırmayı hedefliyoruz. Yarım asırdır Türkiye’de gururla
var oluşumuzun en önemli sebeplerinden olan olan şirketimize güvenini
her zaman koruyan paydaşlarımız,
müşterilerimiz, çalışanlarımız ve halkımıza teşekkür ederiz. Bizler çalışanlarımıza, eğitime, üretim tesislerimize,
araştırma-geliştirme çalışmalarına
yeni yılda da hız kesmeden yatırım
yapmaya devam edeceğiz.”
Ocak 2017
60
KISALAR
Hatay Ro-Ro
hizmet ihracatçısı
sıralamasında
55’inci oldu
Türkiye’nin 500 Büyük Hizmet
İhracatçısı Araştırması sonucuna
göre Hatay Ro-Ro Hizmet ihracatçısı
sıralamasında 55. sırada yer alırken,
“Eşya Taşımacılığı ve Lojistik Hizmetleri” kategorisinde 20. sırada yer aldı.
Konuya ilişkin olarak Hatay Ro-Ro
Yönetim Kurulu Başkanı Sayın İbrahim Güler’in açıklamaları şu şekilde:
“2014 yılında kurulan Hatay Ro-Ro
aslında bir çeşit sosyal sorumluluk örneğidir. Hiç deniz taşımacılığını bilmeyen 55 Karayolu taşımacısının inancı
ile kurduk ve Ekim 2014 tarihi itibarıyla
ilk seferimizi başlattık. Bu süreçte
kiralık gemiler kullandık. Söz konusu
gemilerin temininde bizden desteklerini esirgemeyen Ulusoy Denizcilik
ile Cenk Denizcilik ’e şükranlarımızı
bir kez daha sunmak isteriz. 2 yıldan
fazla bir süredir her türlü zorluğa
rağmen ülkemizin Suudi Arabistan
ve Ortadoğu ülkelerine olan ihracatını
taşımaya gayret ediyoruz. Bu amatör
ruhumuz ve gayretimiz sonucunda
geldiğimiz nokta bizler için
büyük gurur.”
Lojistik’te birinci oldu
Arkas Lojistik, Marketing Türkiye’nin
Akademetre tarafından yapılan
“İtibar ve Marka Değer Performans
Ölçümü” araştırmasını baz alarak
gerçekleştirdiği “The ONE Awards
Bütünleşik Pazarlama Ödülleri”nde
lojistik kategorisinde 1.’lik ödülünün
sahibi oldu. Pazarlama sektörünün
lider dergisi Marketing Türkiye
adına pazar ve tüketici araştırmaları
konusundaki yetkinliğiyle öne çıkan
Akademetre’nin gerçekleştirdiği “İtibar
ve Marka Değer Performans Ölçümü”
araştırmasının sonuçlarıyla hazırlanan
ve bu yıl üçüncüsü düzenlenen “The
ONE Awards Bütünleşik Pazarlama
Ödülleri” sahiplerini buldu. Ödül töreni
5 Ocak 2017’de Raffles İstanbul Zorlu
Center’da gerçekleştirildi. Toplam
12 ilden 1200 kişiyle gerçekleştirilen
yüz yüze görüşmeler sonucunda
40 kategoride sektörün yıl içinde
itibarını en çok artıran markalar
belirlendi. Lojistik kategorisinde
birincilik ödülüne layık görülen Arkas
Lojistik adına Arkas Holding Yönetim
Kurulu Başkan Yardımcısı ve Lojistik
Hizmetleri Grup Başkanı Diane Arkas
100 yıl önce Lyon’da başladı
Renault Trucks’ın doğduğu ve
bugün merkezi olan Lyon, 100
yılı geride bırakırken geleceğin
ulaşım çözümlerini tasarlamak ve
üretmek üzere hızla çalışmalarına
devam ediyor. Renault Trucks,
2016 yılı boyunca Lyon’da
bulunan merkezinde markanın
kurucusu Marius Berliet’in ve
Fransız kamyonlarının şöhretinin
yayılmasına yardımcı olan ekibin
anılarını yaşatmak için çalıştı.
Ocak 2017
aldı. Sahneye Arkas Lojistik Genel
Müdürü Mustafa Çiper ve Genel
Müdür Yardımcısı Onur Göçmez
ile çıkan Arkas, törende yaptığı
konuşmada, “Bizi bu noktaya taşıyan
tüm müşterilerimize ve bu ödülü
almamızı sağlayan herkese teşekkür
ederiz” dedi.
“İtibar ve Marka Değer Performans
Ölçümü”, “Genel Başarı” ve “Yıl
Performansı” alanlarında dokuz
ana, 16 alt kriterde yüz yüze
anket yöntemiyle gerçekleştirildi.
Çalışmanın genel başarı değeri
Marka Bilinirliği, Yakından Tanıma,
Güven, Farklılık, Tavsiye, Ticari
Faaliyetlerini Destekleme, Sosyal
Sorumluluk Faaliyetlerini Beğeni,
“İletişim ve Reklam Çalışmalarını
Beğeni ve Genel Beğeni skorları
olmak üzere dokuz ana kriterin
itibar ve marka değeri üzerindeki
etkisine göre ağırlıklandırılmasıyla
ortaya çıkarıldı. Çalışmanın ikinci
ayağı olan 2016 performans
değerlendirilmesinde ise aynı
kriterlere göre markaların yıl içi
başarıları dikkat alındı.
61
Otomotik depolamada yüzde 10 büyüdü
Türkiye’de depo otomasyonu denince
akla gelen ilk firmalardan olan Kardex
Remstar, ekonomide 2016 yılını yüz güldüren rakamlarla geride bıraktı. Otomatik depolama ve geri alma sistemlerinin
dünyadaki lider üreticisi Kardex Remstar,
2016 yılında yüzde 10 büyüme gösterdi.
Ülkenin yüzde 3 olan büyüme rakamının
üzerinde bir büyüme yakalayan Kardex
Remstar, 2017 yılında da yüzde 10 büyümeyi hedefliyor. 27 farklı ülkede müşte-
rilerine otomatik depolama ve arşivleme çözümleri sunan Kardex Remstar,
İsviçre merkezli ve Zürih Borsası’na
kote bir şirket. Otomotivden lojistiğe,
savunma sanayinden sağlık sektörüne, makina üretimden havacılığa,
e-ticaret’ten saatçiliğe kadar pek çok
farklı sektöre ürün ve çözümler sunan
Kardex Remstar, otomatik akıllı dikey
depolama sistemlerinin mucidi olarak
hizmetlerine devam ediyor.
Pirelli’ye yeni
İnsan Kaynakları
Direktörü
Pirelli Endüstriyel ve Ticari Lastikler
İnsan Kaynakları Direktörü görevine
Alper Tokalp getirildi. 1989 yılında
Adana Anadolu Lisesi’nden mezun
olan Alper Tokalp, lisans eğitimini
Dokuz Eylül Üniversitesi Endüstri
Mühendisliği’nde yaptı.
Alışan’a Eco-Marathon ödülü
Alışan Lojistik; yatırımlarının yanı
sıra, sosyal sorumluluk bilincinde
gerçekleştirdiği projeler ile de adından söz ettiriyor. Gençleri ve yenilikçi fikirleri desteklemeyi kendine misyon edinen Alışan Lojistik; gençlerin
mühendislik, tasarım ve inovasyon
alanında gelişimine destek veren
Shell Eco-marathon’un Türkiye’den
Avrupa’ya giden takımlarına destek
oluyor.
Geçen yıl Shell Eco-marathon
kapsamında 16 aracın transferini
sağlayan Alışan Lojistik; ödüle layık
görüldü. Shell Eco-marathon’da
hidrojen, elektrik gibi geleceğin
enerji kaynaklarıyla çalışan prototip
otomobiller üreterek yarışan gençleri destekleyen Alışan Lojistik, 7
üniversite ve liseden 60 öğrencinin
katılımıyla düzenlenen törende ödül
aldı.
Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet
Erdem törenin açılış konuşmasını
yaparak “Shell Eco-marathon’a
katılarak mühendislik ve tasarım
yeteneklerini sergileyen ve yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanarak
prototip otomobiller üreten gençlerimizin göstermiş olduğu başarılarla
hepimiz büyük gurur duyuyoruz.
Bugün aramızda çok değerli bir konuğumuz var, Alışan Lojistik’in kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı
Ertuğrul Alışan. Alışan Lojistik, 2009
yılından bu yana takımlarımızın araçlarını Türkiye’den Avrupa’ya taşıyor
ve ülkemize geri getiriyor; gençlerimize çok önemli bir destek sağlıyor.
Ertuğrul Alışan’a ve tüm Alışan Lojistik ekibine katkıları için çok teşekkür
ediyorum’’ dedi ve Ertuğrul Alışan’a
teşekkür plaketini verdi. Alışan Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ertuğrul
Alışan, bu önemli organizasyona bir
kez daha katkı sağlamaktan onur
duyduğunu belirterek: “Alışan Group
olarak sektördeki yatırımlarımızın
yanı sıra; sosyal sorumluluk bilinci
ile gerçekleştirdiğimiz projelere de
çok önem veriyoruz. Bu kapsamda;
özellikle gençlerin eğitimine katkı
sağlayacak projeleri desteklemeye
özen gösteriyoruz. Shell Eco-marathon, bu misyonumuz ile dâhil olmak
istediğimiz ve gönülden inandığımız
projelerden biri. Bu anlamda yarışmaya katılan bütün öğrencilere destek
vermeye devam ederek, önümüzdeki
yıl yarışmaya katılan 3 öğrenciye de
burs vereceğiz. Alışan Lojistik olarak,
Shell Eco-marathon’a verdiğimiz
anlamlı desteğin gururunu yaşamaktayız.” şeklinde konuştu.
Ocak 2017
62
TESLİMAT
Pirelli’ye yeni CEO
Pirelli Otomobil Lastikleri’nde CEO’luğa Gian Paolo Comini Gatti getirildi.
Türkiye’de 55 yılı bulan üretim geçmişi
ile Türkiye ekonomisine önemli katkılarda bulunan Pirelli’de Otomobil
Lastikleri CEO’su olarak Gian Paolo
Comini Gatti atandı. Yaklaşık 30 yıldır
Pirelli Grubu’nda çeşitli görevlerde
bulunan Gian Paolo Comini Gatti
yeni görevine Ocak itibariyle başladı.
1985 yılında Pavia Üniversitesi Siyasi
Bilimler Bölümü’nden mezun olan
Gian Paolo Gatti Comini, kariyerine
1986 yılında Pirelli Grubu’nda başladı. İtalya’da gerçekleştirdiği çeşitli
görevlerin ardından 1998-2000 yılları
arasında Brezilya’da Pirelli Latin Amerika Otomobil Lastikleri Bölümü’nde
Pazarlama Direktörlüğü yaptı. 20012004 yılları arasında Pirelli İsviçre,
2004-2012 yılları arasında da Pirelli
İspanya-Portekiz ve 2012-2013 yılları
arasında da Pirelli Fransa Ülke Direktörü olarak görev aldı. 2013 yılında
Pirelli İtalya Endüstriyel Lastikler
CEO’su olan Comini, 2014-2015
yılları arasında da Pirelli Avrupa Perakande Yöneticiliği yaptı. Son olarak
Pirelli Afrika İhracat Ticaret Direktörlüğü görevini üstlendi.
Continental VDO servisleri ‘Yola çıkıyoruz” mottosuyla ilerliyor
2002 yılından bu yana Continental
VDO’nun Türkiye’deki tek temsilcisi ve distribütörü olan İntermobil;
Türkiye genelinde kurduğu 150’yi
aşkın takograf servisi ve 20 dizel tamir
servisi ile hizmet veriyor. İntermobil
son olarak 2016’nin Ekim ayında
Antalya’da düzenlediği organizasyonla VDO servislerini bir araya getirdi.
Sertrans Bakım, Onarım ve Satın Alma
Sorumlusu Cengizhan Nevroz, Omsan
Filo İşe Alım ve Eğitim Yöneticisi Ahmet
Üzmez, Özkorkmaz Takograf Genel
Müdürü Savaş Korkmaz, İntermobil
Genel Müdürü Rıfat Perahya, VDO
Satış Müdürü Abdullah Taşlıca, VDO
Teknik Müdürü Ferhat Korkmaz ve
VDO Teknik Destek Uzmanı Cihan
Aybek yaklaşık 150 katılımcının dijital
takografa dair sorularını cevaplandırdı.
Üç gün boyunca devam eden toplantı
için dijital takografın ve takım ruhunun
önemini vurgulayan “Yola Çıkıyoruz”
konsepti üzerinden ilerlendi. Birinci
gün Selin Selamet tarafından verilen
kişisel gelişim eğitimiyle başlayan VDO
Servis Toplantısı 2. ve 3. gün teknik
bilgi aktarımı ile devam edip, Takograf
Dünyası Takograf Servisi’ne “Yılın
Birincisi” kupası, plaketi ve hediye
çekinin, Doğan Takograf Servisi’ne
“Yılın İkincisi” plaketi ve hediye çekinin, Günindi Takograf Servisi’ne “Yılın
Üçüncüsü” plaketi ve hediye çekinin
ve yine Günindi Takograf Servisi’nden
Mehmet Günindi’nin VDO Sadakat
Plaketi’ni aldığı ödül töreni ile sona
erdi. Katılımcılara verilen ödüllerin yanı
sıra Özkorkmaz Takograf’a da verilen
“altın plaketler” ile sektöre yaptıkları
katkı ve uyumlu iş birlikleri için teşekkür
edilirken; Sertrans Bakım, Onarım ve
Satın Alma Sorumlusu Cengizhan
Nevroz ve Omsan Filo İşe Alım ve
Eğitim Yöneticisi Ahmet Üzmez’e de
toplantıya yapmış oldukları katkıdan
ötürü birer plaketle teşekkür edildi. Üç
gün boyunca yoğun biçimde bilgi aktarımı yapılan ve VDO markasına dair
yeni mesajlar verilen katılımcılar ayrıca
ilk kez kişisel gelişim konularını hem iş
hem de özel hayatlarında ne şekilde
uygulayabileceklerine dair bilgi sahibi
olma şansı yakaladılar.
Karasu Limanı hizmete başladı
Sakarya’nın Karasu ilçesinde 1995’te
temeli atılan Batı Karadeniz’in en
büyük limanlarından biri olacak Karasu
Limanı hizmete başladı. 4 Ocak 2017
tarihiyle hizmete başlayan liman; genel
kargo, Ro-Ro, konteyner, dökme yük
ve proje yüklerine hizmet verecek.
Marmara Bölgesi ve İstanbul’un
Karadeniz’e Açılan Kapısı sloganı ile
inşa edilen ve Marmara Bölgesi’nin
Karadeniz’deki tek limanı olan Karasu
Ocak 2017
Limanı; genel kargo, Ro-Ro, konteyner, dökme yük ve proje yüklerinin
elleçlenmesine dair yasal mevzuatça
gerekli olan tüm izinleri ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından temin ederek
4 Ocak 2017 tarihi itibariyle liman ve
lojistik hizmetler vermeye başladı.
130 bin metrekarelik geçici depolama sahasına sahip olan Karasu
Limanı, 212 ve 213 metrelik 2 rıhtımı
ve 11 metrelik su derinliği ile hizmet
verecek. Diğer taraftan 11 metrenin altındaki draftlara sahip gemilerin Karasu
Limanı’na yanaşabilmeleri için limanın
açığında limbo yapılacak.
63
U.N. Ro-Ro, Ulusoy RoRo’yu satın alıyor
U.N. Ro-Ro İşletmeleri A.Ş., 215
milyon Euro’ya Ulusoy Denizcilik’i
satın alıyor. Satınalmayla nakliyeciler
U.N. Ro-Ro’nun halihazırdaki Pendik,
Ambarlı ve Mersin limanlarının yanısıra Ege Bölgesi’ne hitap eden Çeşme
Limanı’ndan da ihracat yapabilme
esnekliğine sahip olacak. Böylece
Türk ihracat ürünleri Avrupa’ya daha
rekabetçi fiyatlarla ve daha hızlı ulaşabilecek. Çeşme’den Trieste’ye yapılan sefer sıklığı artacak ve Avrupa’da
Bari ve Lavrio gibi yeni coğrafyalara
hatlar açılarak seferler yapılabilecek. Halihazırda yılda 322 bin araç
kapasiteli 12 modern gemili filosuyla
İstanbul Pendik, İstanbul Ambarlı
ve Mersin’den İtalya’daki Trieste ve
Ancona Limanları’na, Pendik’den
Fransa’daki Toulon Limanı’na düzenli
Ro-Ro seferleri gerçekleştiren U.N.
Ro-Ro, satın almayla beraber İzmir
Çeşme Limanı’ndan haftanın 3 günü
gerçekleşen Trieste seferlerini de 5’e
çıkartacak. Ek olarak, Çeşme-To-
ulon seferleri ile İzmir bölgesi direkt
olarak Fransa’ya bağlanacak. Yeni
başlayacak olan İstanbul-Çeşme-Bari
seferleri ile İtalya’nın güney bölgesine Ro-Ro seferleri başlatılacak ve
Yunanistan geçişlerine alternatif bir
rota hayata geçecek. Satın alma
sonrasında, U.N. Ro-Ro Çeşme-Tri-
este hattında satın alma öncesine
göre avantajlı navlun fiyatlarıyla taşıma gerçekleştirecek. Böylece İzmir
ve çevresindeki nakliyeciler, U.N.
Ro-Ro’nun Ro-Ro ve intermodal
hizmetlerini kullanırken, avantajlı fiyatlardan ve katma değerli hizmetlerden
de yararlanacak.
Orkun Grup 25 adet Mercedes-Benz inşaat aracını teslim aldı
Filosundaki Mercedes-Benz marka
araç sayısını son yıllardaki filo alımları
ile arttıran Orkun Grup yöneticileri, 25
adet Mercedes-Benz Arocs 4145 K
aracı Mercedes-Benz Türk Pazarlama Merkezi’nde törenle teslim aldı.
Mercedes-Benz Türk ile uzun süreli
işbirliklerini yeni bir anlaşma ile taçlandırdıklarını belirten Orkun Grup yöneticileri yeni araç yatırımını özellikle 3.
Havalimanı inşaatında kullanacaklarını
duyurdular. Orkun Grup 25 adetlik bu
son araç alımıyla birlikte 2016 yılında
toplam 53 adet Mercedes-Benz
inşaat aracını bünyesine dâhil etti.
Aksaray Kamyon Fabrikası’nda imal
edilen Mercedes-Benz Arocs 4145
K çiftçeker damper inşaat aracı 25
adet teslim edildi. Mercedes-Benz
Türk Pazarlama Merkezi’nde yapılan
törene Orkun Grup Yönetim Kurulu
Başkanı İlhan Karadeniz ve Orkun
Grup yetkilileri, Mercedes-Benz Türk
Yetkili Bayii Has Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Latif Karaali,
Has Otomotiv yetkilileri, Kamyon &
Otobüs Pazarlama ve Satış Grubu
Direktörü ve Mercedes-Benz Türk
Direktörler Kurulu Başkanı Süer Sülün, Mercedes-Benz Türk Kamyon
Pazarlama ve Satış Müdürü Bahadır
Özbayır ve Mercedes-Benz Türk
yetkilileri katıldılar.
Orkun Grup’un Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Karadeniz, bu araçları tercih etmelerindeki en önemli sebeplerin başında Euro 6 yakıt normlu yeni
nesil inşaat araçların dayanıklılığı,
yakıt ekonomisi, Mercedes-Benz’in
geniş servis ağı ve yedek parça bulunabilirliği olduğunu vurguladı. Karadeniz ayrıca Mercedes-Benz Türk
ile yıllara dayanan güven üzerine
kurulu işbirliklerinin kendileri için çok
değerli olduğunu ifade etti. Orkun
Grup yönetimi, bu büyük yatırım ile
hem sektördeki gücünü, hem de iş
hacmini arttırmayı hedefliyor. 2016
yılında Mercedes-Benz Türk işbirliği
ile yapılan toplam 53 adetlik araç
yatırımıyla Orkun Grup’un MercedesBenz araç parkı 202 adede yükseldi.
Mercedes-Benz Türk Yetkili Bayii
Has Otomotiv tarafından gerçekleştirilen bu satışta Mercedes-Benz
Türk Finansal Hizmetler’in de
desteği alındı.
Ocak 2017
64
TESLİMAT
Mars Logistics yıla filo yatırımıyla başladı
Uluslararası taşımacılığın gözde markası Mars Logistics 2017’ye MAN’dan aldığı 50 adetlik çekici ile
başladı. Mars Logistics Genel Müdürü Gökşin Günhan, 2016’da yüzde 12 büyüdüklerini ve yılı 230 milyon euro ciro ile kapattıklarını söyledi, Günhan, 2017’de araç yatırımlarının süreceğini de kaydetti.
Mars Logistics, uluslararası lojistik
yapmak üzerine filosuna 50 adet
MAN TGS 18.440 LLS-U 4x2 Euro 6
mega çekiciyi dahil etti. MAN Kamyon
ve Otobüs Ticaret A.Ş. adına Genel
Müdür Tuncay Bekiroğlu, “MAN virüs
gibidir. Girdiği ortamda hızla yayılır. Bu
işbirliği uzun vadeli işbirliğinin ilk adımı”
dedi. Anlaşma kapsamında Mars
Logistics’in, 3 yıl / 300.000 kilometre
kullanımlı bakım, onarım ve uzatılmış
garantiyi kapsayan ‘Comfort Repair’
bakım paketi ile birlikte satın aldığı 50
adet MAN TGS 18.440 LLS-U 4x2
Euro 6 mega çekici, MAN’ın İstanbul
İkitelli’deki tesislerinde gerçekleştirilen
törenle teslim edildi. MAN Kamyon ve
Otobüs Ticaret A.Ş. adına Genel Müdür Tuncay Bekiroğlu, Kamyon Satış
Direktörü Serkan Sara, İkinci El Satış
Direktörü Aydın Yumrukçal, İstanbul
Şubesi Kamyon Satış Müdürü İbrahim
Altun ve Uzman Müşteri Temsilcisi
Özgür Tutumlu’nun ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Törende Mars Logistics’i
ise Genel Müdür Gökşin Günhan,
Yurdışı Nakliye Operasyon Müdürü Erkan Özyurt, Yurtiçi Nakliye Operasyon
Müdürü Burak Aykar, Bakım Onarım
Müdürü Bünyamin Doğan, Satınalma
ve İdari İşler Müdürü Mehmet Saib Ergör ile Kurumsal İletişim Müdürü Kader
Özal temsil ettiler. Lokman Koçaslan
Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı
Lokman Koçaslan ile Koçaslan Holding
Yönetim Kurulu Mahmut Koçaslan da
teslimat töreninde hazır bulundular.
MAN’ın odağında
‘sürdürülebilirlik’ var
Dünyanın üretim ve mühendislik devi
MAN’ın, 250 yıllık köklü geçmişi ile
odağında hep ‘sürdürülebilirlik’ olduğunu belirten MAN Kamyon ve Otobüs
Ticaret A.Ş. adına Genel Müdür Tuncay
Bekiroğlu, “MAN, yarattığı her teknolojide, geliştirdiği her sistemde, yaptığı her
imalatta yakaladığı yüksek standartlardaki kalite ve ileri teknolojisi ile; daha
dayanıklı, daha yüksek performanslı,
daha tasarruflu ve daha düşük emisyonlu araçlar üretiyor. Bu da yaşam
boyu iş ortaklarımız olan müşterilerimize; daha düşük işletme giderlerine
karşın daha yüksek performansa sahip
Ocak 2017
olmalarına, dolayısıyla ticari sürdürülebilirlik açısından benzersiz avantajlar sağlıyor. Araçlarımız daha düşük emisyon
değerleri ile de çevresel sürdürülebilirlik
konusunda da her geçen gün sektörde
çıtayı daha da yükseklere taşıyor. MAN
çatısı altında bu konularla ilgili örnek
gösterilecek birçok teknoloji, sistem ve
hizmetimiz bulunuyor. Ancak bunların
arasında bugünlerde en çok öne çıkan
ise hiç şüphesiz MAN uzmanlığının
geliştirdiği benzersiz Euro 6 teknolojisi
oldu” dedi. Mars ve MAN arasında
çekleşen teslimat töreninde bir soru
üzerine MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş. adına Genel Müdür Tuncay
Bekiroğlu, “Euro 5 satışarı için sürenin
uzatılmasını istedik. Bu süre uzatıldı
ancak Türkiye’de üretilen araçlar için
alındı bu karar. 2018’in sonunu kadar
500 adetlik Euro 5 satışı yapabilecekler.
MAN bunu otomotivden ekmek yiyen
bayiler ve küçük şirketler için istedi.
Yoksa bizim buna ihtiyacımız yok. Elimizde Euro 5 araçlar kaldı. Ama miktar
olarak az. Sadece 100-120 Euro 5
aracımız var.” dedi. Mars Logistics’in
bu topraklarda doğmuş küresel bir
marka ve Türkiye’nin lojistik alanındaki
en önemli gurur kaynaklarından biri olduğunu vurgulayan Tuncay Bekiroğlu,
“Mars Logistics, lojistik sektörünün her
alanında, her hizmeti bir arada sunma
kabiliyetine sahip ve bunu mükemmeliyetçi bir yaklaşımla uluslararası
standartlarda dünyanın her noktasında
gerçekleştirebilen küresel bir marka.
MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş.
olarak, Türkiye’nin böylesine önemli bir
markasıyla böylesine önemli bir işbirliği
yapmaktan, Mars Logistics’in başarılı
çalışmalarına katkıda bulunabilmekten
mutluluk duyuyoruz” şeklinde konuştu.
Mars Logistics Genel Müdürü Gökşin
Günhan ise “Mars Logistics olarak
grup şirketlerimizle birlikte; İstanbul
Yenibosna’daki merkezimizin yanı
sıra Avcılar, Tuzla, Esenyurt, Kocaeli,
Bursa, İzmir, Adana, Ankara, Mersin,
Atatürk Havalimanı, Adnan Menderes
Havalimanı, Esenboğa Havalimanı,
Adana Şakirpaşa Havalimanı’nda,
yurtdışında ise Lüksemburg, Trieste,
Guangzhou ve Shanghai’daki şubelerimiz bulunuyor. 1.200’ü aşkın çalışanımız, 100 bin metrekarelik kapalı
ve açık depolama alanlarımız, 2.000
araca yaklaşan filomuz ile; ‘Karayolu
Taşımacılığı’, ‘Denizyolu Taşımacılığı’,
‘Havayolu Taşımacılığı’, ‘Demiryolu
Taşımacılığı’, ‘İntermodal Taşımacılık’,
‘Proje Taşımacılığı’, ‘Fuar ve Etkinlik
Taşımacılığı’, ‘Sigorta’, ‘Depolama ve
Dağıtım’ ve ‘Gümrükleme Yönetimi’
gibi lojistiğin tüm alanlarında hizmet
veriyoruz. Karayolu taşımacılığında,
Avrupa, Kuzey Afrika, Balkanlar ve
Türki Devletler başta olmak üzere
geniş bir coğrafyaya hizmet veriyoruz.
Hava, deniz ve intermodal taşımacılıkla birlikte dünyanın her noktasına
hizmet sunuyoruz” dedi. Tüm MAN
araçlarının, ileri teknolojileri ve yüksek
standartları ile bulundukları segmentlerin premium sınıfını oluşturduklarına dikkat çeken MAN Kamyon ve
Otobüs Ticaret A.Ş. Kamyon Satış
Direktörü Serkan Sara da, “Bilindiği
gibi 2017’nın ilk yarısında EURO 6
araçların satışları devam edecek, yılın
ikinci yarısında ise sektör EURO 6C
araçlar ile tanışacak.
65
Ocak 2017
medya
Download