YAHUDİ TARİHİ - PAUL JOHNSON İSRAİLLİLER Hebron-El Halil kenti yahudiliğin kanıtıdır. Peki bu yer nasıl bir yerdir? Musevilerin 4 kutsal şehirlerinden biridir. Filistin topraklarında yer alır ve günümüzde bir kısmı işgal altındadır. Hebron'un kutsal görülmesinin sebeplerinden biri incilde değinilen dörtlerin köyü adı verilen bu yerde 4 çiftin gömülü olduğunun rivayet edilmesidir. Adem ve Havva , İbrahim ve Sara , İshak ve Rabia , Yakup ve Leah. İslam kaynaklarında is Adem ile Havva'nın cennetten kovulduktan sonra vahye muhattap olan ilk insan yerleşim yeri olduğuna dair rivayetler vardır. Hebron yahudilerin sahip olduğu ilk toprak olması hasebiyle önemlidir. (Book of Genesis /23) Hz. İbrahim'in bu topraklarda alışveriş sebebiyle geldiğini görmekteyiz ve Hz. İbrahim'in soyundan birçok peygamber gelmiştir. Oğulları İsmail ve İshak'tır. İsrail kavmi İshak'tan Arap kavmi İsmail'den türemiştir.İbrahim(a.s) nesebi Hz. Nuh'un oğlu olan Sam'a dayanır. Yahudilere göre Hz. İbrahim'in zihninde tek tanrılı din pek yer edemez. Fakat bu düşünceye katılmıyorum. Çünkü Kuran-ı Kerim'de Hz. Musa'nın Allah'ı aklıyla bulduğu,putları kırdığı ,neticesinde yakıldığı fakat ateşin ona serinlik olduğu sonrasında Mısır'a göç ettiği yazmaktadır. Genesis'te Hz. Musa'nın tanrıyı kademe kademe kabul ettiği söylenir.Buna emsal teşkil etmesi açısından Allah tarafında bizim İsmail yahudilerin İshak olarak kabul ettiği Hz.Musa'nın oğlullarının bizzat kendisi tarafından kurban edilmesini istemesidir. Burada verilmek istenen mesaj insanın sahip olduğu sandığı her şeyin aslında asıl sahibinin Allah olduğudur. Yahudilere göre Allah toprağı yarattı ve İsrail topraklarını kendine ayırdı. İncil'de belirtildiği üzere yahudiler bu topraklarda yalnızca misafirdir ve sahibi olmadıkları bu toprakları da ebediyete kadar satamazlar. Fakat sonrasında bu topraklar yanı tüm Kenan topraları daimi mülkiyet olarak yahudilere bırakılmıştır. İsrailliler'e göre bu Tanrı'nın vaadidir. Bu yüzden toprak bir süreliğine kaybedilse bile ebediyete kadar İsrail'e ait olacaktır. Çünkü Pentateuch'ta belirtildiği üzere asıl amaç budur,asıl amaç vaadin yerine getirilmesidir. Hz. Yakub'un oğlulları Simon ve Levi , Schelem kralına ve hakim oldukları yere karşı başarılı bir savaş düzenleyerek ilk defa büyüyecekleri bir kente sahip oldular. Bu yerin ismi Schelem'dir ve İncil'de geçen ilk Kenan toprağıdır. Bu toprak uzun süre Hz. Yakub'un elinde kaldıktan sonra oğlu Yusuf'a geçmiştir. Yusuf'un kardeşleri Mısır'da köle iken sayıca fazla olan bir İsrail topluluğunun Schelem'e hakim olması , Schelem'i İsraillilerin asıl merkezi haline getirmişti. Museviler ,Noah'ın üç oğlundan biri olan 'Şem/Sam' ın soyundan geliyor olmaları itibariyle 'Sami/Semit' olarak adlandırılırlar. Batı Semitler M.Ö 3. bin yılın sonu gibi kalabalık gruplar halinde Mısır'a gelmişlerdir. Dönemi Mısır firavunu bir rüya görmesi üzerine doğan bütün erkek çocukların öldürülmesi talimatını verdi.Bunun üzerine de Musa'nın annesi onu nehre bıraktı ve nehre bırakılan Musa firavunun eşi tarafından bulundu. Hz.Musa firavunun sarayında büyüdü. Daha sonra Hz. Musa yanlışlıkla bir mısırlıyı öldürmesi sebebiyle Mısır'ı terk etmek zorunda kaldı. Fakat bu sırada İsrailoğulları zulüm altında oldukları için Hz. Musa'ya onları bu zulümden kurtarma görevi verildi. İsraioğulları'nın nasıl kurtulduğunu Kuran'dan açıkça görebilmekteyiz. 'Hz. Musa ve kavmi Allah'ın buyurduğu gibi Mısır'ı gizlice terk ettiler.' (Şuara/52) Firavunun adamlarına yakalanmamak için Mısır'dan uzaklaşırken bir sahile geldiler. İki topluluk birbirlerini gördüklerinde Musa'nın adamları 'eyvah yakalandık' dediler. Bunun üzerine umutsuzluğa kapılmayan Hz. Musa'ya gelen vahiy üzerine asasını denize vurdu ve deniz ikiye ayrıldı. Böylece İsrailoğulları firavunun zulmünden kurtulmuş oldu.İşte bu olay sonrasında her ne kadar İsrail ırkının kurucusu Hz. İbrahim olsa da o ırkın yönetici gücü olarak da artık Hz.Musa vardır. Çünkü yahudilere göre Hz. Musa sayesinde yahudiler seçkin bir ulus mertebesine eriştiler.İsrail halkının yaptığı bu büyük göç diğer bir değimle exodus politik bir ayrılış ve bir bakıma Mısır'da yaşadıkları köle hayatına bir başkaldırı bir direniş hareketiydi. Hz.Musa insan hayatına büyük önem verirdi. Bunu boynuzları ile öldüren öküz yasasına bakarak anlayabiliyoruz. İnsan öldürmek öyle büyük bir suçtur ki insan bunu kendi canıyla ödemelidir. Musa yasasında mülkiyete yönelik suçlarda idam cezası yoktu. Mülkiyet hakların ihlaline kıyasla, insan hayatı kutsaldı ve başkasının hesabına cezalandırma fikri de kabul görmemekteydi. Musa yasasının nüsvesini (çekirdek) on emir oluşturmaktadır. Yahudi ve Hristiyan literatüründe on emir diye bilinen hükümlerde İsrailoğullarının yükümlü kılındıkları dini ve ahlaki vecibelerden bazıları hatırlatılmaktadır. Bu emirler şu şekildedir: 1.Allah'tan başka ilahların olmayacak 2.Kendin için oyma put yapmayacaksın 3.Cumartesi günü hiç bir iş yapmayacaksın 4.Allah'ın ismini boş yere anmayacaksın 5.Babana ve annene hürmet edeceksin 6.Adam öldürmeyeceksin 7.Zina etmeyeceksin 8.Çalmayacaksın 9.Yalancı şahitlik yapmayacaksın 10.Komşunun hiç bir şeyine göz dikmeyeceksin Kuran-ı Kerim İsra suresi 101. ayet de ''Andolsun biz Musa'ya açık seçik 9 ayet verdik. Haydi İsrailoğulları'na sor!'' şeklinden ifade ettiği 9 ayetin Tevrat da ki on emrin c.tesi günü dışında kalanları anlaşılmaktadır.Çünkü Nahl suresi 124. ayette şöyle buyurulmaktadır : ''Cumartesi gününün hürmeti ancak onda görüş ayrılığına düşenlere farz kılındı.'' Bu ayetten de anlaşılacağı üzere bu emrin tüm İsrailoğulları'na inmediğini görmekteyiz. On emirde yer alan kurallar insan tabiatının bir gereğidir ve evrensel nitelikte ilkeler oldukları için yalnızca yahudilikte değil diğer ilahi dinlerde de söz konusudur. Yahudi inancına göre bu emirler ilk olarak İbrahim tarafından yapılmıştır ve sonra Yakup tarafından yenilenmiştir. Daha sonra Hz.Musa ve halkı tarafından açıkça yenilenmiştir. İsrailliler tarafından ilk büyük askeri komutan olarak isimlendirilen Joshua'yı ölümünden önce Hz.Musa resmi bir törenle liderliğe getirmiştir. Joshua fırsat bulduğunda savaşmaktan çekinmiyordu ve yaşamında da zaferler elde etmişti. Fakat öldüğünde Kenan'ın fethi henüz tamamlanmamıştı. Paul Johnson'ın bahsettiği Hakimler Kitabı ilk olarak ibranice yazılmış bir incil kitabıdır. Bu kitap İsrailoğulları'na yönetim ve adalet konularında yardım ediyordu.Kitap da bahsi geçen Samson da Hakimler Kitabı'nda söz edilen öteki savaşçılar gibi İsrailoğulları'nı köleleikten yabancı egemenliğinden kurtarmaya çalışan bir önderdir. Kitap da bahsi geçen bir başka kitap da Samuel kitaplarıdır. Samuel bir önderdir. Samuel'in Tarnrı'ya yalvarması üzerine Saul taç giymiştir. Saul'un taç giymesinden sonra Filistin ordusu Gilboa Tepesi'nde ki yeni krallık ordusu yok edildi. Saul paralı asker politikası yürütüyordu. Kitap da belirtildiğine göre Hz.Davud Saul'un paralı askeriydi. Saul öldükten sonra Hz.Davud kral olmuştur ve İsrailoğulları altın yıllarını yaşamıştır.Hz.Davud'un bu nedenli başarı olmasında ki 3 neden: ruhban ve kral rolünü bir arada yürütebilmesi,askeri başarıları ve kendisinin fethetmiş olduğu bir başkent kurması.Hz.Davud Tanah ve Esi Ahit'e göre Kudüs'ü alarak başkent yapar .Hz.Davud yaşlandığında varisi olarak oğlu Salomon(Hz.Süleyman) atar. Yahudi tarihine göre Salomon laik biriydi. Aşiretlere vergi yükümlülüğü getirmişti ve ticaretten de sağladığı gelirlerin büyük bir kısmını kraliyet sermayesine aktarıyordu. Salomon'un getirdiği zorunlu çalışma sistemi İsraililere Mısır da yaşadıkları kölelik günlerini hatırlattığı için zor geliyordu.Daha sonra Salomon'un oğlu Rehoboam başa geçti ve kitap da söylenilenlere göre insanları daha ağır bir boyundurluk altına soktu ve böylece düşüş süreci yıllarca sürdü. Krallık kuzeyliler ve güneyliler olmak üzere ikiye ayrılmıştır.Başlangıçta gelişen Kuzey krallıktır. Kuzay krallıkta ki Omri de Salomon gibi yabancılar ile yapılan evlilikler sonucu gücünü genişletiyordu. Ahab da babası gibi başarılı ve savaşçı bir kraldı. Ahab,Yahweh mezhebini gözardı ederek karısının mensup olduğu Baal mezhebini kabul etmiştir. Böylece Tanrı'nın gözünde büyük bir günah işlemiştir. Eliah'da Samson gibi fakirleri savunan biriydi. Eliah yahudiler arasında muhalefetin ilk peygamberi olarak geçmektedir. Kral Ahab'ı öldürmüştür ve bu sebepten hayatının büyük bir bölümünü aranan bir kaçak olarak geçirmiştir. Daha sonra krallar kitabında bahsedilen Elisha,Sehu ile anlaşarak onu kral yapmıştır ve Jehu da bir yerden sonra keyfi davranmaya başlamıştır.9. yy. da Asurlular'ın giderek güçlenmesiyle birlikte İsrailliler topraklarından çıkartılmıştır.Kuzey İsrailliler Asur'a zorla gönderilmiştir.Böylece Kuzey de ki on aşiret tarih sahnesinden çıkmıştır. JUDAİZM M.Ö 597'de zorla sürgüne gönderilen grubun içine Ezekrel (Zülkifl) adında bir rahip vardı. Judaizm'in kesin hatlarının belirlenmesinde Ezekiel'in büyük etkisi olmuştur ve Judaizm temel manada musevilerin dinsel inanç ve ilkeleri demektir.M.Ö 734-581 arasında İsrailliler altı defa sınır dışı edildiler.Bu tarihten sonra yahudilerin çoğu vaad edilmiş toprakların dışında yaşadı.Yahudiler 4 önemli ve yönlendirici dönem geçirmişlerdir.İbrahim dönemi,Musa dönemi,Sürgün öncesi ve sonrası ve ikinci tapınağın yıkılışından sonra ki dönem.İlk iki dönem Yahweh dininin kurulmasına sebep oldu diğer ikisi de Judaizm'i geliştirerek düzenledi. Sürgünde ki insanları Kudüs'e tekrar dönmeye teşvik eden Pers kralı Cyrus'tu.Pers otoriteleri kendi krallıklarına saygı duymak koşulu ile her inanca saygı gösteriyordu.Cyrus'un desteğinin aksine ilk geriye dönüş girişimi başarısız oldu.Başarıya diplomat ve faaliyet adamı olan Nehemiah'ın Kudüs'te yerleşim çalışmalarını kolayca yönetebileceği bir bölge teşkil etmesiyle ulaşıldı.Bu sırada Nehemiah ve Ezra adında ki bir rahip Eski Ahit'in aciliyetini gördüler.Herkes tarafından onaylanan ve imzalanan yeni ve resmi bir akit yapıldı. Bu dönemde Batı da gelişen ve gelişmeye devam eden bir Yunan Medeniyeti/Polis vardı.Yunanlı koloniciler Batı Asya'ya giderek her yerde evler,yerleşim yerleri inşa ettiler.Yunanlıların yoğun olduğu yerlerden biri de Filistin'dir ve Yunanlılar bulundukları yerlerde ki insanları helenleştirmeye çalışıyordu. Fakat yahudiler inançlarıyla ve gelenekleriyle yahudi kültüründen çok farklıydı.Yahudilerin bir kısmı helenleşmeye gönüllü davranıyordu ve hatta bu tempoyu hızlandırmaya çalışan bir yahudi partisinin ortaya çıkmasıyla Yahudilerin ve Yunanlıların bir arada yaşayabilme ümitleri sona erdi.M.Ö 175'te yeni Seleucid kralı Antiochus helenleştirilmenin bir an önce gerçekleştirilmesini istiyordu.Kral bununüzerine baş rahip olarak Jason'ı atadı.Jason Kudüs'ü Polis'e döndürmeye başladı.Bunun üzerine Hammer ve 5 oğlu Seleucid ve onu destekleyen yahudilere karşı bir gerilla kampanyası düzenlediler ve Kudüs'ün çevresinde bulunan tüm Yunanlıları kovdular.M.Ö 164 mabedi tekrar Yahweh'e verdiler.Bu olay her yılın Aralık ayında yahudiler tarafından Hannukah Bayramı olarak halen kutlanmaktadır. John'un oğlu Herod'un politikasının temelinde yahudilerin ve judaizmin yükselişinin bilinci vardı.Herod Roma yönetimi altında ki yahudilerin güvenliğini sağlıyordu.Samaria kenti Herod'un yardımıyla yeniden inşa edilmişti.Herod'un ölümünden sonra Antipas kentinin büyük bir kısmı yıkılmıştı.Yahudi doktrinin deki Mesih kavramına bakacak olursak; Mesih inancına göre Hz.Davud ve onun ahfadı kıyamete kadar İsrail'e ve yabancı halklara hükmedecektir.Mesih çoğunluğun düşüncesine göre askeri ve politik bir lider olacaktı.Yahudilere göre Hz.İsa dünyaya dağılan dindar yahudilerden biriydi.Onlara göre Hz.İsa Hristiyanlığı kurdu.Onun faaliyetleri ve öğretileri Judaizm'e ters olduğundan dolayı Yahudi yöneticilerin onu tutuklayarak mahkemeye çıkarması onlar açısından tabi bir durumdu.Yargılayanların tek delili Mesih olduğunu iddia edenlerin eninde sonunda isyan çıkartacak olması fikriydi ve Hz.İsa böylesine manasız bir fikir sonrası çarmıha gerildi. M.S 1. yy da ortaya çıkan ve hızla yayılan yahudi düşmanlığı diğer bir değim ile anti-semitizm geniş çapta Yunanlı yazarların etkisi ile oluşmuştur.Yahudileri devletin dini geleneklerine uymayı reddettikleri için hain olarak nitelendiriyorlardı. Büyük Neron'un ölümünden sonra Yahudi ve Romalılar'ın ilişkisi iyice bozuldu.M.S 55 yılında meydana gelen büyük isyan ve Kudüs kuşatması Yahudi tarihinin önemli olaylarından biridir.Yahudiler fraksiyonlara bölünmüşlerdir.Halkın çoğunluğu savaşa karşıydı ve bu savaşı çıkaranda her iki tarafın küçük-kötü niyetli azınlıklarıydı.Kudüs düştükten sonra 3 direniş noktası kaldı fakat kısa bir süre sonra onlar da ele geçirildi.Gittikçe büyüyen bir Yahudi nefreti söz konusuydu.En son Yahudi isyanları doğu da bulunan imparator Hadrian saltanatı sırasında gerçekleşti ve sert bir biçimde bastırıldı.Bunun üzerine yahudiler bir başka isyana daha cesaret edemedi.Fakat Hadrian oradan ayrılır ayrılmaz Yahudiler yine ayaklandı.Bu ayaklanma 4 yıl sürdü ve Romalılar bu süreçte ağır kayıplar verdiler.Sonrasında Romalılar bu durumun intikamını yeterince ağır bir şekilde aldılar.Öyle ki söylenilenlere göre bozgundan sonra o kadar çok Yahudi esir varmış ki, bir esirin fiyatı bir atın fiyatından daha düşükmüş.Fakat daha sonra Yahudilerin değimiyle Tanrının lütfu sayesinde Yahudiler M.S 2. yy kısa perspektifinde yıkılmaya yakın bir dönem yaşadıktan sonra bunun üstesinden gelerek güçlü,milli ve dini bir grup olarak ortaya çıkmıştır.Judaizm'in yıllar boyunca birlik içinde devam edebilmesinin başlıca sebebi; çoğunluğun aldığı kararlara gösterin saygı ve karar alındıktan sonra bu karara katılmayanlara verilen caydırıcı cezalardı. Yahudilere olan düşmanlık gittikçe daha çok artıyordu.3. yy da Sasani hanedanının gelişiyle ve zerdüştlüğün yeniden ortaya çıkmasıyla Yahudi topluluklarına uygulanan baskı arttı.4. yy başında Kudüs ve Hz.İsa ile bağlantısı olan diğer bütün kentler Hristiyanlaştırılarak kiliseler ve manastırlar inşa edildi.4. yy sonlarında tüm Roma imparatorluğunda Hristiyanlık geçerli oldu.636 da müslümanlar tüm Filistin'i ve Suriye'nin çoğu kısmını fethetti.Bütün bu yüzyıllar sonunda orda yaşamakta olan tüm farklı dinlere İslam galip gelmişti.