Mustafa Mıstık, Arabaya Kıstık, Üç Mum Yaktık, Seyrine Baktık-1

advertisement
MUSTAFA MISTIK, ARABAYA KISTIK,
ÜÇ MUM YAKTIK, SEYRİNE BAKTIK (1)
MUSTAFA Adil Giray Çelik
(Bu yazımızı Cumhuriyet Gazetesinin Tutuklu Köşe Yazarı Mustafa Balbay’ın
saygın anısına sunuyoruz.)
Bulgaristan Komünist Partisi üyesi Dimitrov’un Alman Mahkemesi’nde yargılanması
ve yargılama sırasında yaptığı savunma yargının hangi ölçüde siyasileştiğinin, belirli
dönemlerde yaşanan tutuklamaların acı gerçeklerinin çarpıcı bir örneği olarak TARİHTEKİ
yerini almıştır. Siyaset bilimciler bu davaya ilişkin yüzlerce eser yazmışlardır. Dimitrov
Davası’nda davanın önemli özelliklerinden biri davada yargının, hakim siyasi iktidarın ne
ölçüde etkisi altında kaldığının somut bir örneği olmasıdır.
Georgi Mihailoviç Dimitrov (1882-1949), Bulgaristan işçi hareketinin ve siyasetinin
içerisinde aktif olarak yer alan bir siyasetçidir. 1902 yılında Bulgaristan Sosyal Demokrat
Partisi’ne girer, partinin bölünmesinden sonra Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nde görev alır.
1913 yılında milletvekili olur.
30 Ocak 1933 günü Almanya’da Adolf Hitler başbakan olur. Seçimler yaklaşmakla
birlikte sosyalist hareket yükselmekte, ülke içerisinde hızla taraftar kazanmaktadır. Hitler’i bir
grup ırkçı desteklemekte, hızla halkın ve burjuvazinin desteğini kaybetmektedir. Hitler parti
toplantısında;
"İşçi sınıfının gücünü kırmak ve onu başsız bırakmak gerekir." demiştir.
Nasyonal Sosyalist Mitolojisi’ne göre bir gün Reichstag (Alman Parlamentosu) ateşe
verilecek, kokuşmuş düzenin sorumlusu eski partili ve partililer bu ateşin içerisinde yok
edileceklerdir.
27 Şubat 1933 günü akşamüzeri Komünist Parti milletvekillerinden Torgler’in, Alman
Parlamentosu’nu terk etmesinden yaklaşık 3 veya 3,5 saat sonra, saat 21.00 sıralarında Alman
Parlamento Binası "Reichstag" aniden yanmaya başlar. Gestapo, olay yerinde şaşkın,
anlamsız dolaşmakta olan bir şüpheliyi yakalar. Yangından hemen sonra Nazi Partisi’nin tüm
yöneticileri sözleşmişcesine yangın mahalline gelirler. Şüpheli, Hollandalı Marinus Van Der
Lüppe’dir. Lüppe polis tarafından sorguya çekilir. Lüppe’nin cebinden Alman Komünist
Partisi’nin kartı çıkar.
Yangının solculara yüklenmesi ile olayın "Komünist ayaklanmanın ilk işareti
olduğu" kamuoyuna aktarılır. Böylesi komünist bir ayaklanmayı ancak "faşist diktatörlük"
önleyebilecektir.
Yangından hemen birkaç saat sonra, Lüppe’nin sorguya alınmasıyla birlikte Alman
Nazi Yöneticileri yangının Alman Komünist Partisi ve bir grup solcu tarafından tarafından
çıkartıldığını haykırırlar. Gestapo, önce parlamento binasını en son terk eden kişi olan Alman
Komünist Partisi Milletvekili Torgler’i tutuklar, hemen ardından da 3. Enternasyonal’in
Yürütücü Komite Üyesi, Bulgar Komünist Partisi yöneticisi Georgi Mihailoviç Dimitrov ve
arkadaşları Blagoy Popov, Vasiev Tanev restoranda yemek yerlerken polis işbirlikçisi
garsonun ihbarı ile yakalanır ve tutuklanırlar.
Yangının ertesi günü, 28 Şubat 1933’te "halkın ve devletin korunmasını" öngören bir
kararname imzalanır. Kararname ile Alman Anayasası’nın temel hak ve özgürlükleri güvence
altına alan yedi bölümü toptan ortadan kaldırılır. Bir hafta sonra yapılacak seçimler için
saldırgan sosyalizme karşı "faşist diktatörlük" tek seçenek olarak gösterilmektedir.
1
MUSTAFA MISTIK, ARABAYA KISTIK,
ÜÇ MUM YAKTIK, SEYRİNE BAKTIK (2)
MUSTAFA Adil Giray Çelik
(Bu yazımızı Cumhuriyet Gazetesinin Tutuklu Köşe Yazarı Mustafa Balbay’ın
saygın anısına sunuyoruz.)
Yangından on gün sonra Dimitrov tutuklanır. Dimitrov’un tutuklanmasının en ilginç
yanı yangının olduğu gün yani 27 Şubat’ı 28 ine bağlayan gece Dimitrov Berlin’de olmayıp,
Münih Tirenindedir. Bu konuda sonraları şu açıklamayı yapar;
“Ama hukuki açıdan bir noktanın aydınlatılması gerekiyorsa, ben o gün
Berlin’de değil, Münih’te olduğumu kanıtlayabilirim.”
Dimitrov tutuklu kaldığı ilk günlerde Alman Ceza Yargılama Yasası’nı incelediğinde
kendisinin zincirlenmesinin yasada belirtilen koşulların hiç birisine uymadığını, kendisine
yasa dışı zincir vurulduğunu saptar. Ancak yinede beş ay süreyle zincirlerden kurtulamaz.
Dimitrov bir mektubunda davanın siyasi bir dava olduğunu ve bu davada adaletin
kullanılmak istendiğini belirtir ve özellikle vurgular;
“Adaletin siyasetin bir aracı durumuna ne biçimde sokulduğu en iyi siyasi
davalarda ortaya çıkar.”
Dimitrov avukatlarına gönderdiği mektuplarında "sanık olarak değil, siyasi bir
kurban" olarak seçildiğini belirtir. Bu nedenle savunmasının siyasi olarak yapılmasını
istemektedir.
Dimitrov’un anlatımı ile davanın amacı;
"Dava, faşist Alman Hükümeti’nin dünya komünizmine karşı başarıyla
savaştığını ve kapitalist Avrupa’yı komünist tehlikeden tam zamanında kurtaracağını
kanıtlamayı amaçlamaktadır."
Yargılamanın sonunda Dimitrov, Avukat Marchel Willard’la önceden üzerinde
çalıştıkları biçimde 16 maddeye böldüğü savunmasını yapar. Savunması tüm yargılamanın ve
savunmalarının özeti biçimindedir
Dimitrov’un savunmasından sonra savcı "delil yetersizliğinden" Dimitrov’un ve diğer
Bulgar sanıkların beraatlerini ister. Savcının beraat istemesine rağmen Dimitrov yargılayan
savunmasını şu sözleriyle bitirir;
“Şunları teklif ediyorum:
1. Haksız yere suçlanmamızın sorumlularından hesap sorulmalıdır.
2. Bu sorumlular kaybettirmiş oldukları zamanımızdan ve sağlığımızdan ötürü,
bize çektirmiş oldukları acılardan ötürü tazminat cezalarına mahkûm
edilmelidir.
Bir gün gelecek hukuka aykırı işlemler, eziyetler faiziyle ödetilecektir.”
Üç ay süren yargılamalar sonunda 23 Aralık 1933 günü duruşma sonuçlanır.
Mahkeme, Dimitrov ve arkadaşlarını "delil yetersizliğinden" suçsuz bulur. Sanıklar
kendilerine yöneltilen suçlamalardan beraat ederler. Yargılamadan sonra Dimitrov yargı
kararını ve gerekçeyi eleştirmek isterse de mahkeme heyeti alelacele salonu terk eder.
Dimitrov ve arkadaşlarının mahkemede aklanmalarına karşın cezaevinde tutulmaya
devam ederler. Bu durum dünyanın çeşitli ülkelerinde bireysel ve kitlesel hareketlerle
protestolara neden olur. Alman Hükümeti dünyada yükselen muhalefete duyarsız kalamaz ve
mahkeme kararının üzerinden 2 ay geçtikten sonra Dimitrov ve arkadaşları 27 Şubat 1934
günü cezaevinden tahliye edilirler. Tahliyeden hemen sonra Dimitrov ve üç arkadaşı sınır dışı
edilir.
2
Yaşananlardan 13 yıl sonra Göring ve Dimitrov başka bir mahkemede daha
karşılaşırlar. Göring savaş suçlusu olarak Nürnberg Mahkemesi’nde yargılanmaya başlanır.
Dimitrov, Nürnbegr’e gider ve Göring’in ve diğer savaş suçlularının yer aldığı bölmeye
hafifçe yaklaşır.
Birkaç saniye göz göze gelirler…
3
Download