Dijital Fotoğrafçılığın Temelleri Bölüm 1: Fotoğrafçılık

advertisement
Dijital Fotoğrafçılığın Temelleri Bölüm 1: Fotoğrafçılık
Nitelikli fotoğraflar çekebilmeyi öğrenmek ve iyi bir fotoğrafçının sahip olması gereken görüşü
geliştirmek için ilk yapılması gereken şey çok sayıda başarılı fotoğraf örneği görmektir.
Gazete ve dergi sayfalarındaki başarılı fotoğraflardan ödüllü fotoğraf sanatçılarının eserlerine
kadar elden geldiğince çok fotoğraf incelenmeli ve bir fotoğrafın nasıl çekilmemesi gerektiği
konusunda fikir geliştirmeye çalışmalıdır. Söz konusu fotoğrafları incelerken de nesne ve
figürlerin kadraja nasıl yerleştirildikleri ve ve kompozisyonun nasıl bir bütün içinde
oluşturulduğu,renklerle tonların ve ışıkla gölgenin nasıl kullanıldığı irdelenmelidir
Nitelikli fotoğraf dergilerinin ve sanatçı albümlerinin pahalı olması da günümüzde sizlere engel
olabilecek bir durum değildir. Nitekim web üzerindeki yüzlerce fotoğraf sitesinde ve forumunda
sayısız amatör ve profesyonel fotoğrafçının çalışmalarını ücret ödemeden izlemek mümkündür.
Üstelik
bu
sitelerin
ve
forumların
büyük bir bölümünde yararlı tekniklere ve eğitici makalelere yer verilerek fotoğrafçılığa yeni
adım
oluşturulmuştur.
atanlar
için
önemli
bir
kaynak
Bütün bunların yanısıra; İstanbul gibi bir şehirde yaşıyorsanız ve en azından kompakt bir dijital
fotoğraf makineniz varsa şehrin tarihi ve turistik yerlerini gezmek ve gezerken de fotoğraflamak
eğlenceli ve verimli bir çalışma olacaktır. Yıldız Parkı, Çırağan Sarayı, Deniz Müzesi ve
Dolmabahçe ile Beşiktaş; İstiklal Caddesi, Çiçek Pasajı, Galata Kulesi ve Kiliseleri ile Beyoğlu;
Mısır Çarşısı, Sultan Ahmet Cami, Ayasofya ve Yerebatan Sarnıcı ile Eminönü; Haydarpaşa Tren
İstasyonu, Moda İskelesi, Nostaljik Tramvayı ve Helyum Balonu ile Kadıköy; Kız Kulesi ve Fethi
Paşa Korusu ile Üsküdar; adını burada sayamayacağımız daha birçok yer fotoğraf çekmek için
ideal mekanlardır.
Sonuç olarak; makinenizi yanınızdan ayırmayın ve sürekli gezerek her olayı ve her etkinliği
fotoğraflama fırsatı yakalayın. Böylece; gerek geleneksel, gerek dijital fotoğrafçılıkta size yol
gösterebilecek temel ilkeleri paylaşmak, fotoğraf tekniklerini etkili ve verimli biçimde
kullanabilmeniz için gerekli bilgi ve becerileri kazanma-nıza yardımcı olabilmek amacıyla
başladığımız bu yazı dizisi sizler için yararlı bir kaynak olabilsin. Dizi boyunca her sayıda ayrı bir
konu üzerinde duracağız: Fotoğrafçılık; Fotoğraf Makinesi; Fotoğrafta Işık ve Renk; Çekim
Teknikleri; Filtreler ve Araçlar; Fotoğrafta Kompozisyon; Dijital Fotoğrafçılık.
Fotoğrafçılıknedir?
Yazı dizimize birkaç soruyla başlamak istiyorum: “Fotoğrafçılık nedir?” “Fotoğraf nedir?”
Fotoğrafçılık, bir kamera kullanmak suretiyle ışığı hassas bir yüzey üzerine kaydederek görüntü
oluşturma işine verilen isimdir. İşlevsel uygulamaları nedeniyle bir zanaat olduğu gibi, estetik
yönüyle
bir
sanat
olarak
kabul
edilir.
Fotoğraf kelimesi, Yunanca “photo” (ışık) ve Latince “graph” (iz bırakmak) sözcükleri
birleştirilerek türetilmiş bir isimdir. Kelime anlamı, ışık yardımı ile iz bırakmaktır. Fotoğraf
cisimlerden yansıyan elektromanyetik radyasyonun toplanıp odaklanmasıyla oluşturulur. En
yaygın rastlanan fotoğraflar insan gözünün görebileceği kalıcı görüntüler yaratan dalga boylarıyla
yaratılan fotoğraflardır. Fotoğrafta en önemli unsur ışıktır. Işık, üzerine vurduğu nesneleri
görülebilir kıldığı gibi, fotoğraf oluşumuna da olanak sağlar. İşte bu yüzden fotoğrafı çekecek
makinedeki objektif büyük önem taşır. Objektifin optik çapı ne kadar büyükse içeriye giren ışık
miktarı
o
oranda
çok
olacağından,
fotoğraf
çekiminde
daha
yüksek
enstantaneler
kullanılabilecektir.
Çoğu fotoğraf, ışığı fotoğraf filmine, CCD’ye ya da CMOS görüntü algılayıcısına odaklayan fotoğraf
makinesiyle
çekilir.
Fotoğraf
elde etmek için ya nesneler ışığa duyarlı bir kağıdın üzerine yerleştirilip ışığa maruz bırakılır ki
buna “fotogram” adı verilir, ya da bir tarayıcının üzerine konulur. İyi fotoğrafın ne olduğu veya
nasıl olması gerektiğiyse her zaman tartışma konusu olmuştur.
Fotoğrafın Kısa Tarihçesi
Görüntüyü görünür kılma kimyasal bazı işlemler gerektirir. “Gümüş ışıkla etkileştiğinde kararır”
prensibinden
doğan
sonuçları
iğne deliği kamera (Camera Obscura) ile aynı anda, ilk kez deneyen Thomas Wedgwood’un
kuramsal
çıkarımları
doğrudur.
Ancak denemelerindeki ışıklama süresinin çok uzun olması, oluşan görüntüdeki kararmayı
durduramaması, üstelik oldukça genç sayılacak yaştaki ölümü 1839’da, Sir John Herscel’in
Yunanca’da türeterek “ışıkla yazmak” anlamında adlandırdığı “fotoğraf”ın mucidi olmasını ne
yazık ki engeller.
Fransa’dan Joseph Nicephore Niepce, Louis Jacques Mande Daguerre, Hippolyte Bayard, ve
İngiltere’den William Henry Fox Talbot bu başarıya ulaşırlar. 1813’de Joseph Nicepore Niepce
ışığa duyarlı bir levha üzerinde, kalıcı görüntüler elde etmeyi başarır. Niepce’in görüntüsü sekiz
saat boyunca ışıklanır. 1829’da benzer çalışmalar yapan Louis-Jacques- Mande Daguerre ile
ortaklık kurar. Yine ne acıdır ki Niepce, çalışmaları kabul görmüş bir yönteme dönüşemeden
vefat eder.
1835 yılına gelindiğinde, birgün Daguerreışıklanmış bir levhayı içinde kimyasalların bulunduğu bir
kaba yanlışlıkla koyar. Birkaç gün sonra levhayı farkettiğinde, elde ettiği sonuçtan kendi adını
vereceği
yöntemi
bulur.
Şanslı
adam!
Daguerrotype
adını
verdiği
bu buluş, 1838’de Fransız Bilimler Akademisi tarafından resmileştirilir.
Bu gelişme, halk arasında bu işlere ilgi uyanmasına ve fotoğrafın yaygınlaşmasına yarayacaktır.
Ayna görüntüsünün tersinin elde edildiği bu yöntemde; bir gümüş levha, iyot buharına tutulur ve
yüzeyinde
gümüş
iyodürden
oluşan
bir
tabaka
elde
edilir.
Bu
yüzey, karanlık kutu yeterince ışıklandıktan sonra civa buharıyla yıkanır.
Benzer çalışmaları İngiltere’de sürdüren William Henry Fox Talbot 1839’da karanlık kutu ile
edinilen ilk kalıcı görüntüyü kendisinin bulduğunu ileri sürse de ilgi ve kabul görmemiştir.
Çalışmalarını sonraki yıllarda da sürdüren Talbot negatif/pozitif işlemlerini içeren Calotype adını
verdiği yönteminde; gümüş tuzlarına batırılmış bir kağıt kullanarak elde edilen negatif
görüntülerden, yine aynı teknikle hazırlanmış kağıtlara istenilen sayıda pozitif fotoğraf basmayı
başarır. 1826 daki bilinen en eski fotoğrafsa bir köyü andırmaktadır.
Dijital Fotoğrafçılık yazı dizimizin bir sonraki makalesinde sizlere; fotoğraf makinelerini
tanıtacak;
basit
bir
iğne
deliği
kameradan
büyük formatlı makinelere, kompakt makinelerden refleks makinelere makine tipleri hakkında
temel
bilgiler
verecek;
fotoğraf
makinesinin bileşenlerini anlatacak; objektifler ve görüş açıları hakkında bilgi sahibi olmanızı
sağlayacağız. Bir sonraki sayıda görüşmek dileğiyle!
Fotoğraf
Tarihin
1
bilinen
ilk
fotoğrafı:
Fotoğraf
Joseph
Nicepore
Niepce’nin
Penceresinden
(1826)
2
1839 yılında Amerka’da çekilen Catherine Draper portresi tarihin ilk kadın fotoğrafıdır.
Fotoğraf
3
Temple Bulvarı’nın Louis Daguerre tarafından 1838 sonlarında çekilen fotoğraf, bir insana ait ilk
fotoğraftır. Kalabalık bir sokağın fotoğrafı olmakla birlikte çekim süresi 10 dakikadan fazla
olduğundan, trafiğin akışı fotoğrafta görünmek için fazla hızlı kalmıştır. Fotoğraftaki tek istisna,
ayakkabılarını fotoğrafta görünecek kadar uzun süre cilalatan sol alt köşedeki adamdır.
Fotoğraf
4
Tarihin ilk renkli fotoğrafı olarak bilinen fotoğraf Louis Ducos du Hauron tarafından 1872 yılında
çekilmiştir. Güney Fransa’da Angouleme kasabasının manzarasını yansıtan fotoğraf, günümüzde
kullanılan renkli fotoğraf tekniğine yakın bir yöntem kullanılarak; eksiltme (subtractive - CMY)
yöntemiyle çekilmiştir. 1869 yılında geliştirilen eksiltme tekniğinin ticari olarak kullanımı için
1930’lara dek beklemek gerekmiştir.
Download