İstilacı Bitkiler Çalıştayı/Invasive Plants Workshop 22 Mayıs/May

advertisement
İstilacı Bitkiler Çalıştayı/Invasive Plants Workshop
Tokat/Turkey
ÖNSÖZ
22 Mayıs/May 2015
Belirli bir ekosistemin doğal flora veya faunasında bulunmayıp dışarıdan taşınan
herhangi bir tür ya da bunların tohum, yumurta, spor veya üreme yeteneğine sahip
diğer biyolojik materyalleri “Yabancı Tür” olarak tanımlanır. Çeşitli yollarla giriş yapan
Yabancı Türlerden insan sağlığı için tehdit oluşturan, ekonomik ya da
çevresel/ekolojik problemlere neden olan ve/veya zarar vermesi muhtemel olan
türlere ise "İstilacı Yabancı Türler" adı verilmektedir. İstilacı yabancı türlerin her
geçen gün artan sayıları, yayılma hızları ve oluşturdukları sorunlar dikkate
alındığında bunların önümüzdeki bir kaç yüzyıl bilim adamlarını uğraştıracağı ön
görülebilir. İstilacı yabancı türler içerisinde yer alan önemli gruplardan birisi de istilacı
bitkilerdir. “İstilacı Yabancı Bitkiler” genel olarak yerli türler olmayıp dışarıdan taşınan
ve doğal dağılım sınırlarının dışında kalan alanlarda dahi çok iyi gelişebilen türlerdir.
Meydana getirdikleri zararlar dikkate alınarak “istilacı yabancı ot” olarak da
tanımlanabilen bu türleri diğer yabancı otlardan ayıran temel farklılık ise bunların
dışarıdan taşınmış olmalarıdır.
Karakteristik olarak bu bitkilerin tolerans sınırlarının son derece geniş olması,
adaptasyon kabiliyetleri ve üreme kapasitelerinin oldukça yüksek olması, yeni
taşındıkları bölgede doğal düşmanlarının olmayışı yüzünden üstlerinde herhangi bir
çevre baskısının bulunmaması ve allelopatik etkileri gibi nedenlerle diğer türlere göre
daha rekabetçidirler. Bu nedenle de yeni taşındıkları bölgelerde agresif olarak gelişir,
yayılır ve taşındıkları alandaki diğer bütün bitki türlerine üstünlük sağlarlar. Kısa
sürede bölgede hâkim konuma geçer ve popülasyonları salgın oluşturacak
seviyelere
ulaşır.Bu
bitkiler
yeni
taşındıkları
alanda;
ekosistemin
fonksiyon/süreçlerini ve besin elementi döngülerini olumsuz etkiler, yerli türlerin
sayısında ve yoğunluğunda azalmaya neden olurlar. Dolayısıyla bir bütün olarak
ekosistemin çeşitliliğini (biyotik ve abiyotik) olumsuz etkilerler. İstilacı bitkiler aynı
zamanda insan sağlığını, tarımı, ormancılığı, hayvancılığı ve balıkçılığı etkiler,
yangın riski oluşturur, içme ve sulama suyunun kullanımını sınırlandırır, altyapıya
(yol, enerji nakil hatları, drenaj kanalı gibi) zarar verir ve rekreasyon alanlarının
kullanımını engellerler. Dolayısıyla da istilacı bitkilerin yol açtığı sorunlar biyolojik
çeşitlilikle sınırlı kalmaz, küresel ölçekte çok farklı sektörlerde ciddi ekonomik
kayıplara neden olur. İstilacı bitkilerin oluşturdukları ekonomik kayıplar tam olarak
belirlenemese de genel olarak ağır ekonomik kayıplara sebep olduğu bilinmektedir.
Yapılan hesaplamalar sonucunda ABD'de istilacı bitkilerden kaynaklanan kayıpların
yıllık 26 milyar $, Avustralya'da 3,6 - 4,5 milyar AUS$, Yeni Zelanda'da ise 200
milyon NZ$ olduğu hesaplanmaktadır. Bu maliyetler sadece mevcut durum için
hesaplanan değerler olup istilacı bitkilerin potansiyel yayılma sınırlarına ulaşmaları
halinde oluşturacakları ekonomik kayıpların daha yukarılara ulaşabileceği
belirtilmektedir. Diğer yandan küresel ısınma ve iklim değişikliğine bağlı olarak
muhtemelen istilacı yabancı otların yayılma sınırlarını arttıracağı ve oluşturduğu
sorunların daha da belirgin hale geleceği öngörülmektedir. Diğer yandan istilacı
bitkiler yeni bir alana yerleştiklerinde, çıkarılmaları (eradikasyon) neredeyse
imkansız hale gelir. Tek bir istilacı bitki türünün kontrol maliyeti milyonlarca doları
bulur. İşte bütün bu olumsuz etkileri dikkate alınarak başta Yeni Zelanda, Avustralya,
İstilacı Bitkiler Çalıştayı/Invasive Plants Workshop
22 Mayıs/May 2015
Tokat/Turkey
ABD ve Kanada gibi ülkelerde istilacı bitkilere karşı son derece hassas bir kamuoyu
olmasına ve yoğun çalışmalar bulunmasına rağmen sadece ülkemizde değil, genel
olarak Avrupa kıtasında son dönemlere kadar bu bitkilere gereken ölçüde önem
verilmemektedir. Ancak Avrupa'da yıllık en az 12 milyar Euro zarara neden oldukları
belirtilen İstilacı Yabancı Türlere karşı son dönemlerde ciddi tedbirler alınmaya
başlanmıştır. Bu çerçeveden Avrupa Komisyonu da bir strateji geliştirme konusunda
taahhütte bulunmuştur.
İklim değişikliğinden sonra dünya çapında biyolojik çeşitlik kaybına neden olan en
önemli ikinci faktör olarak karşımıza çıkan istilacı türler içerisinde yer alan, bir kısım
zararlılar ve hastalık etmenleri özellikle tarım üretim ve çevre için oluşturdukları
belirgin sorunlar/riskler nedeniyle dikkat çekmekte ve bu türler için gereken önlemler
alınabilmektedir. Ancak istilacı yabancı türler içerisinde önemli bir yer tutan (en fazla
oluşturan 100 türden 32'si) istilacı bitkiler genel olarak göz ardı edilmektedir.
Çalıştayla istilacı bitkilere dikkatlerin çekilmesi ve konuya ilişkin olarak yapılacak
çalışmalara öncelik verilmesi yönüyle katkı sağlanması hedeflenmiştir.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel
Müdürlüğü ve Gaziosmanpaşa Üniversitesi işbirliği ile “İstilacı Bitkiler Çalıştayı” 22
Mayıs 2015 tarihinde Tokat’ta Orta Karadeniz Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma
İstasyonu Müdürlüğü’nde düzenlenmiştir.
Çalıştaya; Tokat Valisi, Belediye Başkanı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı
Bitki Sağlığı Araştırmaları Daire Başkanı, GOP Üniversitesi Rektör Yardımcısı,
Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı, Ziraat Fakültesi Dekanı, Mustafa Kemal
Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı, İl Müdürleri, Kurum Müdürleri, araştırma
kuruluşlarından, üniversitelerden, sivil toplum kuruluşlarından ve özel sektör
temsilcilerinden olmak üzere yaklaşık 150 kişilik bir katılım sağlanmıştır.
Çalıştayda tarım, ekonomi, ekoloji ve insan sağlığı açısından büyük risk oluşturan
istilacı yabancı otların gündeme getirilmesi, bu amaçla farklı üniversitelerden öğretim
üyeleri ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına bağlı farklı kurumlardan toplam
48 bilim insanının özverili katkıları ile hazırlanan “Türkiye İstilacı Bitkiler
Kataloğu”nun tanıtımının yapılması ve konuyla ilgili uzmanların bir araya gelerek
sorunların çözümüne yönelik ortak akıl üretilmesi amaçlanmıştır.
Bu çerçevede, “İstilacı Bitkiler”, “Su İçi İstilacı Bitkiler”, “İstilacı Türlerin Biyolojik
Çeşitliliğe Etkisi”, “Ülkemizde İstilacı Türlere Genel Bakış” konularında sunumlar
yapılmış ve istilacı bitkiler ile ilgili poster bildirileri seksiyonu gerçekleştirilmiştir.
İstilacı Bitkiler Çalıştayı/Invasive Plants Workshop
Tokat/Turkey
22 Mayıs/May 2015
Çalıştay ile;
Dünyada
çeşitli
yollarla
ülkelere
yayılan,
ekonomik
ve
çevresel/ekolojikproblemlere neden olan, dolaylı olarak da insan sağlığını
tehdit etme potansiyeli bulunan “İstilacı Bitkiler ”’in önemine dikkat
çekilmiştir.
Ülkemiz için bir ilk olan, konuyla ilgili bilim insanlarına rehber niteliği taşıyan
ve farklı araştırmacılar tarafından hazırlanan “Türkiye İstilacı Bitkiler
Kataloğu”’nuntanıtımı yapılmıştır.
Ülkemizde istilacı bitkiler için karantina tedbirlerinin önemi vurgulanmıştır.
Bundan sonra hazırlanacak kataloğun “Türkiye Su İçi İstilacı Bitkiler
Kataloğu”olmasına karar verilmiştir.
Ülkemizde istilacı bitkiler arasında tehdit oluşturan su sümbülüne karşı
tedbirlerin alınması gerekliliği belirtilmiştir.
Tarımsal araştırma kurumları, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarıyla
birlikte, biyolojik çeşitliliğimizi tehdit eden istilacı bitkilere yönelik yeni
çalışmaların yapılması gerektiği vurgulanmıştır.
Düzenleme Kurulu Adına;
Prof. Dr. Hüseyin ÖNEN
Download