1 farmakoloji

advertisement
1
FARMAKOLOJİ
2
FARMAKOLOJİ
3
FARMAKOLOJİ
ÖNSÖZ
Tıpta Uzmanlık Sınavı’na hazırlık uzun ve zahmetli bir
yoldur. Kaynak seçimi ise kişiye, sınava kadar kalan süreye
ve hedeflenen puana göre değişiklik göstermektedir.
Bu seri “az zahmetli olan” ve “kısa kaynaklardan çalışmak
zorunda olan” kişiler için hazırlanmış ideal bir seridir.
Bu kadar küçük hacim başarı için yeterlimidir?
Daha hacimli kitaplara göre yeterli olmadığı açıktır ama
ŞUNU KESİNLİKLE SÖYLEYEBİLİRİZ ki bu kadar kısa metinle
en fazla sayıda soru yakalayan bir seri oluşturduk.
Çünkü; bu serinin içeriği TUSDATA TUS HAZIRLIK
MERKEZLERİ’nin son 2-3 yıldır yaptığı çok özel TUS
KAMPLARI’nda anlatılan en özet ve en güncel metinlerden
oluşmaktadır.
Biz içeriğe güveniyoruz.
Umarız yararlı olur ve başarınıza katkıda bulunuruz.
Seri Editörleri
4
FARMAKOLOJİ
İÇİNDEKİLER
1. GENEL FARMAKOLOJİ VE TOKSİKOLOJİ .............................. 5
2. KARDİYOVASKÜLER SİSTEM FARMAKOLOJİSİ ...................... 43
3. SANTRAL SİNİR SİSTEMİ FARMAKOLOJİSİ ............................ 70
4. ANTİBİYOTİKLER ................................................................... 98
5. İNTOKSİKASYONLAR ............................................................151
6. NARKOTİK OLMAYAN ANALJEZİKLER (NSAİD) ................... 153
5
FARMAKOLOJİ
GENEL FARMAKOLOJİ VE TOKSİKOLOJİ
Farmakokinetik: Vücudun ilaç üzerindeki etkilerini inceler. Ýlaçlar vücutta sýrayla þu
aþamalardan geçer:
Absorbsiyon, daðýlým, metabolizma, eliminasyon (ADME)
Farmakodinami: Ýlaçlarýn canlý organizmasý üzerindeki etkilerini ve etki mekanizmalarýný
inceler.
İLAÇLARIN FARMASÖTÝK ÞEKÝLLERÝ
a) Katı
Ø Suppozituar: Rektal yoldan kullanýlan, oda sýcaklýðýnda katý, vücut
sýcaklýðýnda ise sývýlaþabilen yardýmcý maddelerle hazýrlanmýþ ilaç þekilleridir
(Örnek: Piroksan).
Ø Ovül: Ýntravajinal yoldan uygulanan oda sýcaklýðýnda katý, vücut sýcaklýðýnda
ise sývýlaþabilen yardýmcý maddelerle hazýrlanmýþ ilaç þekilleridir (Örnek:
Vajinal mantar infeksiyonlarýnda kullanýlan ilaçlar)
b) Sıvı
Ø Solüsyon: Ýki veya daha fazla madde karýþýmýndan oluþan (sývý içinde sývý
veya sývý içinde katý), homojen sývý ilaç þekilleridir (örnek: enjeksiyonluk
solüsyonlar- sodyum pentobarbital).
Ø Süspansiyon: Birbiri içinde çözünmeyen katý ve sývý fazlardan oluþan ilaç
þekilleridir. Genellikle oral yoldan kullanýlýr (örnek: mide ülseri tedavisinde
kullanýlan antasidler).
Ø Kolir: Göze uygulanmak üzere hazýrlanan sývý veya yarý katý ilaç
þekilleridir.
Ø Makroenema: Rektal yoldan uygulanmak üzere hazýrlanmýþ solüsyon veya
süspansiyon þeklindeki, hacmi 100 cc’nin üzerinde olan ilaçlardýr.
Ø Mikroenema: Rektal yoldan uygulanmak üzere hazýrlanmýþ solüsyon veya
süspansiyon þeklindeki, hacmi 1-20 cc arasýnda olan ilaçlardýr.
Ø Losyon: Cilde sürmek yoluyla kullanýlan ilaçlardýr (örnek: akne tedavisinde
kullanýlan ilaçlar).
ÝLAÇ UYGULAMA YOLLARI
Ýlaçlar baþlýca lokal ve sistemik olmak üzere iki yolla uygulanýr.
Lokal Uygulama Yolları
a) Perkütan (epidermal) uygulama: Skrotum vücutta geçirgenliði en fazla
olan bölgedir. Geçirgeliðin iyi olduðu diðer bölgeler, mastoid bölge ve saçlý
deridir.
b) Ýntrakutan (cilt içine) uygulama:
c) Ýntratekal uygulama:
d) Ýntrakardiyak uygulama: Kalp durmasý durumlarýnda adrenalin bu yolla
uygulanabilir.
e) Ýntraartiküler uygulama: Steroidler bu yolla uygulanabilir.
6
FARMAKOLOJİ
f) Konjonktiva üzerine uygulama: Göze uygulama amacýyla hazýrlanan
preparatlara kolir adý verilir.
g) Ýntranazal uygulama:
h) Ýntraperitoneal uygulama:
ý) Ýntraplevral uygulama:
i) Ýntrauterin uygulama:
j) Ýntravajinal uygulama: Bu yolla uygulanan ilaçlara ovül adý verilir (örnek:
mantar infeksiyonlarýnda kullanýlan ilaçlar)
k) Ýntrauretral uygulama: Bu yolla kullanýlan ilaçlara buji adý verilir.
l) Gastrointestinal uygulama: Peptik ülser tedavisinde kullanýlan
antasidler.
m) Bukal uygulama:
Sistemik Uygulama Yolları
Sistemik uygulama þekilleri:
a) Enteral uygulama: Ýlaçlar sindirim kanalýna verilir. 3 tiptir: oral, rektal,
sublingual
b) Parenteral uygulama: Ýlaçlarýn doðrudan kan damarlarý içine veya kana
kolay karýþabileceði dokularýn içine enjeksiyonla uygulanmasýdýr.
c) Transdermal uygulama
d) Ýnhalasyonla uygulama
A) Enteral Uygulama:
A-1 Oral uygulama:
Ø Oral yoldan alýnan bir ilacýn esas emilim yeri, ince barsaklardýr.
Biyoyararlaným: Uygulanan ilacýn absorbsiyon hýzý ve oranýdýr.
Ýlacýn plazma konsantrasyon zaman grafiðinde eðri altýnda kalan
alan (EAA), Ýlacýn maksimum konsantrasyona ulaþmasý için
gerekli süre (Tmaks) ve Maksimum konsantrasyonu (Cmaks)
biyoyararlanýmýn göstergeleridir. Sadece i.v. yoldan verilen
ilaçlarýn biyoyararlanýmýnýn %100 olduðu kabul edilir. Diðer
uygulama yollarýnda biyoyararlaným %100’den azdýr.
A-2 Sublingual (dil altý) uygulama:
Lipofilik, kýsa sürede absorbe edilebilen, barsak veya karaciðerde
önemli ölçüde ilk geçiþ etkisine maruz kalma riski olan ilaçlar bu yolla
verilir. Ýlacýn sistemik dolaþýma geçmesi için karaciðerden geçmesi
gerekmez, etki çabuk baþlar.
A-3 Rektal uygulama:
Rektal uygulama ile uygulanan maddenin özelliðine göre lokal veya
sistemik etki elde etmek mümkündür.
B) Parenteral Uygulama:
B-1 Ýntravenöz (i.v.) uygulama:
Anaflaktik reaksiyonlar bu yoldan yapýlan ilaç uygulamalarýnda daha
sýktýr. Biyoyararlaným %100’dür.
7
FARMAKOLOJİ
B-2 Ýntraarteriyel uygulama
B-3 Cilt altýna (subkutan) uygulama:
B-4 Kas içine (intramuskuler) uygulama:
B-5 Kemik iliði içine uygulama
B-6 Endotrakeal uygulama:
C)
Transdermal uygulama:
D) Ýnhalasyonla uygulama:
FARMAKOKİNETİK (ADME)
ABSORBSÝYON
ÝLAÇLARIN ABSORBSÝYON HIZINI ETKÝLEYEN FAKTÖRLER:
1- Ýlaç molekülünün fiziksel ve kimyasal özellikleri:
- Molekül büyüklüðü fazla olan ilaçlarýn absorbsiyonu genellikle daha
yavaþtýr.
- Lipit çözünürlüðü fazla olan ilaçlarýn absorbsiyonu daha hýzlýdýr.
- Tuz þekli:
- Ýlaçlarýn iyonizasyonu:
Sadece non-iyonize ilaç molekülleri lipitlerde çözünebilme özelliði gösterir
ve absorbe edilmeleri daha kolaydýr.
pKa: Ýlaç moleküllerinin %50’sinin iyonize durumda olduðu pH deðeridir
(Fenobarbital: 7.4, levodopa: 2.3, metildopa: 10.6)
Zayýf asid ilaçlarýn iyonize olmayan kýsýmlarýnýn oraný, ortam pH’sýnýn azaldýðý
ölçüde (ortam ne kadar asidikse) fazlalaþýr ve absorbsiyonu kolaylaþýr (örnek:
asetilsalisilik asid: mideden absorbe edilir). Zayýf bazik ilaçlar (örnek: morfin,
lokal anestezikler) içinse tersi geçerlidir.
2-
Uygulanan ilacýn konsantrasyonu:
Ýlacýn uygulandýðý konsantrasyon ne kadar yüksekse, absorbsiyonu o kadar
hýzlýdýr.
3-
Ýlacýn farmasötik þekli:
Sývý farmasötik þekle sahip ilaçlar, katý ilaçlara göre daha hýzlý absorbe edilir
4-
Absorbsiyon yüzeyinin geniþliði ve geçirgenliði:
Pulmoner alveol epiteli ve barsak mukozasý gibi geniþ yüzeylere sahip ve
geçirgenliði fazla olan bölgelerden ilaçlar daha hýzlý absorbe edilir.
5-
Absorbsiyon bölgesinden geçen kan akýmý:
Masaj veya lokal ýsý uygulamasý yoluyla kan akýmýnýn arttýrýlmasý, ilaçlarýn
absorbsiyonunu hýzlandýrýrken, hipotansiyon, þok ve vazokonstriktör ilaçlar gibi
nedenlerle kan akýmýnýn azalmasý ilaçlarýn absorbsiyonunu yavaþlatýr.
8
FARMAKOLOJİ
6- Kompleks oluþumu:
a) Biyoyararlaným sorunu olan bazý ilaçlar baþka ilaç veya moleküllerle
kompleks haline getirilerek biyoyararlanýmlarý arttýrýlabilir. Örnek: Migren
krizleri sýrasýnda kullanýlan kafergot, kafein ve ergotaminin bileþiminden
meydana gelir. Bu þekilde ergotaminin biyoyararlanýmý arttýrýlmaya
çalýþýlmaktadýr.
b) Bazý ilaçlar besin maddeleriyle çözünmeyen kompleksler oluþturarak absorbe
edilmeden vücuttan uzaklaþtýrýlabilir (örnek: tetrasiklin-kalsiyum)
7-
Mide boþalma süresi:
Ýnce barsaktan emilen ilaçlar için mide boþalma süresinin kýsalmasý
absorbsiyonu arttýrýcý bir faktördür.
Mide boþalmasýný geciktiren ilaçlar: Antikolinerjik ilaçlar, gangliyon blokörleri,
nikotin, opioidler, levodopa, beta agonistler.
8) Diare, malabsorbsiyon sendromlarý ve barsak ödemi gibi durumlar ilacýn
emilimini azaltýr.
9) Kiþisel farklýlýklar
10) Mide barsak mukozasýndan geçen kan akýmý: Þok ve konjestif kalp
yetmezliði durumlarýnda aðýzdan alýnan ilaçlarýn absorbsiyonu azalýr.
11) Uygulama zamaný
1. derece kinetik: Ýlacýn emilim hýzý uygulama yerindeki konsantrasyonu
ile doðru orantýlýdýr. Absorbsiyon hýzý: ka x C1. (Ka= absorbsiyon hýz
sabitesi) (C1= Plazma konsantrasyonu)
0. derece kinetik: Absorbsiyon hýzý sabittir ve konsantrasyondan
baðýmsýzdýr.
Absorbsiyon hýzý: ka x C0 = ka
Aktif transport veya kolaylaþtýrýlmýþ diffüzyonun doyuma ulaþmasý durumu
0. derece kinetiðe uyar.
DAÐILIM
• Ýlaçlar fizikokimyasal özelliklerine göre üç farklý sývý kompartmanýnda
daðýlýr:
1) Plazma
2) Ýnterstisyel sývý kompartmaný (hücrelerarasý sývý, BOS gibi)
3) Ýntraselüler kompartman
• Sadece plazmada daðýlan ilaçlar: Dekstran, heparin, evans mavisi (plazma
hacminin deneysel olarak ölçülmesinde kullanýlýr).
• Organizmanýn tüm sývý kompartmanlarýnda kolayca geçebilen ve i.v.
yoldan verildiðinde total vücut sývýsý hacminin ölçülmesinde kullanýlan
ilaç: antipirin
Plazma proteinlerine baðlanma:
• Genellikle, asidik ilaçlar albümine, bazik ilaçlar ise a1-asid glikoproteine
baðlanýr.
• Albümine baðlanma non-selektiftir, geri dönüþlüdür, ilaçlar birbirleriyle
yarýþýr.
9
FARMAKOLOJİ
• Proteine baðlanma oraný ilacýn konsantrasyonundan baðýmsýzdýr.
• Plazma proteinlerine yüksek oranda baðlanma ilaçlarýn glomerüler
filtrasyon yoluyla atýlýmýný yavaþlatýr, tübüler sekresyonu ise artýrýr.
• Siroz, kronik böbrek yetmezliði gibi durumlarda hipoalbüminemi oluþmasý
nedeniyle ilaçlarýn baðlanma oraný düþeceðinden dozu azaltmak gerekir.
Üremide proteinlere baðlanma oraný düþer.
Yüksek oranda plazma proteinlerine baðlanan ilaçlar:
Bishidroksikumarin (%99.5), diazepam (%99), dijitoksin (%97),
klordiazepoksid (%97), nifedipin (%96), midazolam (%95), valproik asid
(%93), aspirin (%85).
Plazma proteinlerine hiç baðlanmayan ilaçlar:
Etil alkol, aminoglikozidler, gabapentin, lityum, vigabatrin.
Sanal daðýlým hacmi (Vd- litre/kg): Vücuttaki ilaç miktarý (doz)
Ýlacýn plazma konsantrasyonu
- Sanal daðýlým hacmi, verilen dozdaki ilacýn, plazmada bulunan miktara
eþit konsantrasyonda daðýlmasý mümkün olan sývý hacmidir.
Sekestrasyon:
Ýlaçlarýn vücutta bazý yapýlara baðlanýp, buralarda depo edilmesidir. Ýlaçlarýn
etkilerinin ortaya çýkmasýný geciktirebilir, terapötik etkilerinin veya yan
etkilerinin uzamasýna yol açabilir. Bazý ilaçlar ve sekestre olduklarý organlar
aþaðýda verilmiþtir:
Mepakrin
: bazofilik hücre komponentleri, karaciðer, kas
Tiopental
: SSS, adipoz doku
Tetrasiklin
: kemik, diþ
Griseofulvin
: týrnak, saç
Klorokin
: Cilt, iris: Melanin pigmentine baðlanma özelliði vardýr.
Antidepresanlar : Akciðer
Digoksin
: Myokard
Redistrübisyon:
Ýnhalasyon yoluyla kullanýlan genel anestezikler ve tiyopental gibi lipofilik
ilaçlar hastaya verildikten bir süre sonra santral sinir sisteminden uzaklaþarak,
yað dokusunda toplanma eðilimi gösterir. Bu durum ilaçlarýn etki yerinden
hýzla uzaklaþmasýna ve etkinin beklenenden daha kýsa sürede sona ermesine
neden olur.
Testisin Sertoli hücreleri de ilaç moleküllerinin geçiþinin en zor olduðu
bölgedir
METABOLİZMA (BİYOTRANSFORMASYON)
a) Ýlaçlarýn büyük çoðunluðu metabolizma sonucu inaktive olur.
b) Bazý ilaçlar metabolizma sonucu etkin hale gelir; bunlara ön ilaç adý verilir.
Örnek: Kortizon bir ön ilaçtýr; karaciðerde metabolize olarak aktif bir madde
olan hidrokortizona dönüþür. a- ve b- karoten A vitamininin ön ilacýdýr.
Metildopa, kartizon, amitriptilin.
10
FARMAKOLOJİ
Kortizon
Prednizon
Siklofosfamid
Kloralhidrat
Azatiopurin
Enalapril
!
Zidovudin
Metildopa
Vitamin D3
Sulindak
Primidon
Ulofibrat
Hint yaðý
ÖN İLAÇLAR
Hidrokortizon
Prednizolon
Fosforamid mustard
Trikloretanol
Merkaptopurin
Enalaprilat (Dikkat! Aslýnda kaptopril ve lizinopril
hariç ACE inhibitörleri (enalapril gibi) ön ilaçlardýr.
Zidovudin trifosfat
Alfa - metil nöradrenalin
Kalsitriol
Sulfid - Sulindak
Fenobarbital
Klofibrik asid
Risinoleik asid
c) Enzimatik reaksiyon sonucu oluþan metabolitler bazen ana maddeye
benzer þekilde etkinlik gösterebilir. Bu metabolitlere “aktif metabolit”
adý verilir. Bazý ilaçlar ve aktif metabolitleri: amitriptilin-nortriptilin,
kodein-morfin, propranolol-4-hidroksipropranolol, aspirin-salisilik asid,
meperidin-normeperidin, imipramin-desmetilimipramin, klorpromazin-7hidroksiklorpromazin, diazepam-desmetildiazepam.
d) Ýlaçlarýn bir kýsmý ise deðiþmeden itrah edilir. Bazý ilaçlar (azot protoksid,
asetazolamid, furosemid, amilorid, aminokaproik asit, kromoglikat) vücutta
deðiþmeden atýlýr.
Karaciðerde biyotransformasyondan sorumlu enzimlerin aktivitesi genetik faktörlere
baðlý olarak kiþiden kiþiye farklýlýk gösterir (genetik polimorfizm). Örnek: Nasetiltransferaz. Bu durum ilacýn dozunun bireyselleþtirilmesini gerektirir.
Ýlaç metabolizmasýnda rol alan biyokimyasal reaksiyonlar:
-
Faz 1(non-sentetik) reaksiyonlarý: Oksidasyon, indirgenme (redüksiyon),
kopma (hidroliz): Aktivasyon veya inaktivasyon ile sonlanýr.
Faz 2 (sentetik) reaksiyonu: Konjügasyon: Ýnaktivasyon ile sonuçlanýr.
FAZ 1
Oksidasyon:
* En sýk görülen reaksiyondur. Ýlaca bir 02 molekülü eklenir veya
H çýkarýlýr.
* Büyük bölümü karaciðer parankim hücrelerinde granülsüz
endoplazmik retikulumda bulunan mikrozomal enzimler
(sitokrom P450 veya NADPH sitokrom P450 redüktaz) tarafýndan
gerçekleþtirilir.
Örnek:
- Alifatik (barbitürat) veya aromatik halkalarýn hidroksillenmesi
(fenitoin)
11
FARMAKOLOJİ
Mikrozomal olmayan oksidasyon:
• Alkol ve aldehit dehidrogenaz:
• Ksantin oksidaz:
• Tirozin hidroksilaz:
• Monoamin oksidaz:
• Diaminoksidaz (histaminaz)
Redüksiyon:
Oksidasyondan daha az görülür.
Örnek:
Ø Dekarboksilasyon: Histidin, L-dopa gibi prekürsörler karboksil
grubunu kaybedip aminlere dönüþür.
Hidroliz:
Esterazlar: Asetilkolin ve diðer kolin esterlerini parçalayan iki tip
kolinesteraz vardýr:
a) Asetilkolinesteraz: Santral sinir sistemindeki ve periferdeki
sinapslarda, nöroefektör kavþakta ve alyuvarlarda bulunur.
Asetilkoline affinitesi yüksektir.
b) Psödokolinesteraz (bütirilkolinesteraz): Plazma, cilt ve barsakta
bulunur. Esas olarak bütirilkolin ve süksinilkolini parçalar.
FAZ 2
Konjügasyon: Ýlaç molekülüne veya metabolitine endojen bir substratýn
(sülfat, glukronik asid gibi) baðlanmasýdýr. 6 þekilde meydana gelir:
1. Glüküronik asidle konjugasyon:
***En sýk görülen þekildir.
***Mikrozomal enzimler tarafýndan yapýlan tek konjügasyon tipidir. Örn:
Kloramfenikol, salisilik asid, morfin, digoksin, digitoksin
2. Sülfat ile konjügasyon: Asetaminofen, metildopa.
3. N-, O-, S- metilasyon: Histamin N-metiltransferaz, katekol-ometiltransferaz
4. N- asetilasyon: Hidralazin , izoniazid, sülfonamidler N-asetiltransferaz
enzimi ile metabolize olur.
5. Glütatyon ile konjügasyon: Etakrinik asid (glütatyon-S transferaz
tarafýndan indüklenir.): Glutatyonun yapýsýnda bulunan –SH grubu
“nükleofilik” tir. Çeþitli maddelerin elektrofilik merkezlerine
baðlanarak onlarý nötralize eder.
6. Glisin ve glutamin ile konjugasyon: Asetilsalisilik asid
Mikrozomal enzim indüksiyonu yapan ilaçlar:
• Barbitüratlar (*Sekobarbital hariç)
• Griseofulvin
• Aminoglutetimid
• Glukokortikoidler
• Fenitoin
• Etil alkol (kronik kullaným)
• Varfarin
• Karbamazepin
12
FARMAKOLOJİ
•
•
•
*
INAH
Rifampin
Spironolakton
Fenitoin, fenobarbital ve glutetimid k.c. de D vitamininin
inaktivasyonuna neden olarak hipokalsemi ve osteoporoza yol
açabilir.
Mikrozomal enzim inhibisyonu yapan ilaçlar:
• Monoamin oksidaz (MAO) inhibitörleri
• Kloramfenikol
• Simetidin: Doðrudan enzim inhibisyonunun yanýnda karaciðer kan
akýmýný da azaltýr
• Beta blokörler: Karaciðer kan akýmýný azaltýr
• Kinidin, allopürinol, izoniazid
• Ketokonazol, itrakonazol, eritromisin, klaritromisin (CYP3A4).
• Etil alkol (akut kullaným)
• Nöroleptikler (CYP2D6 – kompetetif inhibitör, TAD’ýn plazma düzeyini
artýrýyor)
Disülfiram: Alkol metabolizmasýnda rol alan aldehit dehidrogenazý inhibe
eder ve vücutta toksik bir madde olan asetaldehit birikir. Alkol ile birlikte
alýndýðýnda asetaldehid sendromuna neden olur. Hastalarda yüzde
sýcaklýk hissi, kýzarýklýk, taþikardi, hiperventilasyon ve bulantý görülür.
Etil alkol → Asetaldehid →
Asetik asid→
CO2
+ H20
Alkol
Aldehid
dehidrogenaz
dehidrogenaz
Disülfiram benzeri etki gösteren ilaçlar: Klorpropamid, metronidazol,
sefalosporinler (moksalaktam, sefamandol, sefaperazon), prokarbazin,
kloralhidrat.
Enzimatik olmayan biyotransformasyon: Bazý ilaçlar enzimatik
olmayan yollarla metabolize olur. Örnek:
- Penisilin G: Mide asidinde kýsmen parçalanýr.
- Atraküryum: Kan pH sýnda parçalanýr (Hoffman eliminasyonu).
ÝTRAH (ELÝMÝNASYON)
Ýlaçlarýn vücuttan atýlmasýnda en önemli rol böbreklerindir. Böbreklerden itrah
baþlýca iki yolla meydana gelir: Glomerüler filtrasyon, tübüler sekresyon.
Glomerüler filtrasyon: (GF)
Pasif difüzyon yoluyla meydana gelir. Böbreklerden dakikada filtrasyona
uðrayan sývý hacmi 130 mililitredir (190lt/24 saat) Ancak idrarla günde
sadece 1.5 lt sývý atýlýyor çünkü filtratýn %99’u (büyük bölümü proksimal
tübülden olmak üzere) geri emiliyor. Emilme oraný glukoz için %100’dür.
Sadece albüminden küçük ilaç molekülleri glomerüler filtrasyona uðrar. Plazma
proteinlerine yüksek oranda baðlanan ilaçlarýn GF hýzý düþüktür.
***Glomerüler filtrasyon hýzýný ölçmede kullanýlan maddeler (sadece
glomerüllerden filtre olur, geri emilmez): Ýnülin ve kreatinin
13
FARMAKOLOJİ
***Klerensleri renal plazma akým hýzýna yakýn olan maddeler: p-aminohipürik
asid (PAH), penisilin G
Tübüler sekresyon:
Aktif transport yoluyla meydana gelir. Proksimal tübülde meydana gelir.
Glomerüler filtrasyona göre daha hýzlýdýr. Asidik ve bazik ilaçlar için iki farklý
taþýyýcý vardýr.
Probenesid: Tübülde asidik taþýyýcýya baðlanýr.
- Penisilin ve sefalosporin gibi asidik ilaçlarýn itrahýný azaltarak plazma
düzeylerini yükseltir.
- Ürik asid reabsorbsiyonunu inhibe eder. Hiperürisemili hastalarda
kullanýlýr.
Renal Klerens: Ýlacýn böbreklerden itrahý yoluyla bir dakikada ilaçtan
temizlendiði varsayýlan plazma hacmidir.
Klerens: Ke.Vd
Yarý ömür (t 1⁄2) (eliminasyon yarý ömrü=t 1/2 b): Vücuttaki ilaç miktarýnýn
%50 oranýnda azalmasý için gerekli süre.
**Kinetik incelemelerde etkisi redüstribüsyon ile sonuçlanan ilaçlar için daðýlým
yarý ömrü (t 1/2a) daha deðerlidir.
Eliminasyon hýz sabiti (ke birimi: 1/saat) :
0.693
t 1⁄2
Örnek: Ke deðeri 0.2 ise ilacýn bir saat içerisinde %20 si atýlýyor anlamýna gelir.
Tekrarlanan ilaç uygulamalarýnda ilacýn kararlý durum konsantrasyonunun
(Css) %94’üne ulaþabilmesi için geçmesi gereken süre, ilacýn yarý ömrünün 4
katýdýr. Bu süre doz intervalinden baðýmsýzdýr, yarý ömre baðlýdýr.
** Sitokrom p-450
enzimleri
Substratları
Uyarıcıları
CYP 1A2
Asetaminofen, antipirin, kafein, klomipramin,
tamoksifen, teofilin, varfarin
Sigara dumanı, kömürde
pişirilmiş gıdalar
CYP2A6
Kumarin
-
CYP2C9
Heksobarbital, fenitoin, ibuprofen, tolbutamid
Barbitüratlar, rifampin
CYP2C19
Diazepam, naproksen, propranolol, omeprazol
-
CYP2D6
Amitriptilin, klomipramin, klozapin, kodein,
debrizokin, desipramin, enkainid, flekainid,
fluoksetin, haloperidol,imipramin, metoprolol,
paroksetin, timolol, selejilin
-
CYP2E1
Asetaminofen, enfluran, halotan, etanol
-
CYP3A4
Asetaminofen, alfentanil, amiodaron, astemizol,
kokain, diltiazem, lidokain, mikonazol, midazolam,
tamoksifen, terfenadin
Barbitüratlar,
glukokortikoidler, eritromisin,
rifampin
Sitokrom p-450 enzimleri içerisinde, ilaç metabolizmasýnda en çok kullanýlaný CYP3A4'tür.
14
FARMAKOLOJİ
Böbrek dýþýnda ilaçlarýn itrahýnda rol alan diðer organ ve vücut
sývýlarý:
-
Karaciðerden safraya itrah:
Akciðerlerden itrah
Salya ile itrah: Ýyodür, bromür ve lityum bu yolla atýlan ilaçlardýr. Antipirin
gibi ilaçlarýn kan konsantrasyonlarý, salyadaki miktarlarý ölçülerek
saptanabilir. Pasif difüzyon yoluyla meydana gelir.
- Süt içinde itrah: Emziren kadýnlarda kontrendike olan ilaçlar ve bebekte
oluþturduðu yan etkileri:
Antineoplastikler
: Kemik iliði depresyonu
Kloramfenikol
: Kemik iliði depresyonu
Ýndometazin
: Konvülziyon
Lityum
: Hipotermi
Tetrasiklin
: Diþlerde renk deðiþiklikleri
Ýyodür, Amiodaron
: Tiroid bozukluðu
Östrojenler
: Erkek bebeklerde jinekomasti
Ergotamin
: Ergotizm tablosu
Vitamin A ve D
: Hipervitaminoz
Antikoagülan ilaçlar, kalp glikozidleri ve rezerpin dýþýndaki antihipertansif
ilaçlar süte bebekleri etkileyecek düzeyde geçmezler.
ÝLAÇLARIN ETKÝSÝNÝ DEÐÝÞTÝREN FAKTÖRLER
Vücut aðýrlýðý ve daðýlým hacmi
Yaþ
a) Yeni doðanlar ve bebekler: Sývý kompartmanlarýnýn oraný fazla, yað
dokusu daha düþüktür. Plazma proteinleri azdýr. Renal eliminasyon
yetersizdir. Kan-beyin bariyeri tam oluþmamýþtýr. Mide asid salgýsý
nötraldir. Kalp debisi ve kan akým hýzý dolayýsýyla ilacýn daðýlým
hýzý daha fazladýr. Metabolizmada rol alan enzimler yetersizdir.
Kloramfenikol, eriþkin dozlarýnda verilirse, solunum ve dolaþým
depresyonu, hipotermi ve ciltte gri renk ile kendini gösteren “gri
sendrom” durumunu meydana getirir.
b) Yaþlýlar: Mide asiditesi azalýr, villuslar atrofiye uðrar, vücut sývýsý azalýr,
yað kitlesi artar, karaciðer kan akýmý azalýr, enzim aktivitesi düþer,
böbrek kan akýmý, glomerüler filtrasyon hýzý ve tübüler sekresyon
azalýr.
Yaþlýlarda barbitüratlar, anksiyolitikler, morfin, nöroleptikler, oral
antidiabetikler, antidepresanlar ve diüretiklere duyarlýlýk artmýþtýr.
Hedef hücrelerde insülin ve beta adrenerjik agonistlerin reseptörleri (cAMP’ye
baðýmlý protein kinaz aktivitesi azalýr, desensitizasyon geliþir, katekolamin
düzeyi yükselir) azalýr.
Genetik faktörler
*** Atipik psödokolinesteraz: Bu enzimi taþýyan kiþilerde süksinilkolin uzun
süreli apneye neden olur.
15
FARMAKOLOJİ
*** N-asetiltransferaz: Ýzoniazid, hidralazin, sulfonamidler, prokainamid
(HIPS) gibi ilaçlarýn metabolizmasýnda rol alýr. Bazý kiþilerde bu
enzimin aktivitesi yavaþtýr. Bu gruptaki kiþiler “yavaþ asetilleyiciler”
olarak adlandýrýlýr.
*** Eritrositlerde glukoz-6-fosfat dehidrogenaz eksikliði: Sýtma ilaçlarý
(kinidin, mepakrin, primakin), sülfonamidler, nitrofurantoin,
dimerkaprol, INAH, kloramfenikol, probenesid, aminopirin, dipiron,
fluorokinolon kullananlarda hemolitik anemi görülür.
*** Hepatik porfiria: Sulfonamidler, barbitüratlar, alkol, klorokin,
griseofulvin, fenitoin, klordiazepoksid, rifampin, kontraseptifler.
*** Akatalazia: Dokuda ve eritrositlerde bulunan katalaz enziminin
azalmasýdýr. Yaraya oksijenli su uygulandýðýnda köpürme olmaz.
Eliminasyon organlarýnda bozukluk
Hipoalbüminemi
Özellikle proteinlere yüksek oranda baðlanan ilaçlarýn serbest
konsantrasyonlarý artar ve toksik etkiler ortaya çýkar (örn:
kumarin).
Ýlacýn veriliþ yolu ve dozu
Ýlaçlarýn oral dozlarý parenteral uygulamaya oranla daha
yüksektir.
Gebelik
Tolerans
Ýlaçlarýn uzun süreli kullanýmýnda etkilerinin giderek azalmasýdýr. *Ayný
etkiyi sürdürebilmek için dozun arttýrýlmasý gerekir. Ýlacýn tedavi için gerekli
etkilerinin yanýsýra, istenmeyen etkilerine karþý da tolerans geliþebilir.
Çapraz tolerans
Etki mekanizmasý ayný olan ilaçlardan birinin etkisine tolerans geliþtiðinde
çoðunlukla diðerlerine de geliþir. Örnek: Alkoliklerde uyku ilaçlarýna karþý
görülen tolerans.
Biyokimyasal tolerans
Barbitüratlar, alkol ve karbamazepin kendilerini inaktive eden enzimleri
indükleyerek, kendi metabolizmalarýný hýzlandýrýr. Bu ilaçlar devamlý
uygulandýklarýnda vücutta etkilerine karþý tolerans geliþir.
Taþiflaksi
Çabuk geliþen tolerans durumudur. Genellikle ilacýn etkisi birkaç dozdan
sonra azalýr. Toleranstan önemli bir farký ilacýn dozu arttýrýlsa da etkisinin
deðiþmemesidir.
Efedrin, tiramin, amfetamin, ADH, nikotin, vazopressin ve 5-HT3 reseptör
agonistleri taþiflaksi geliþebilen ilaçlardýr.
16
FARMAKOLOJİ
Desensitizasyon
Hedef hücrelerin yanýt verebilirliðinin azalmasýdýr. Genellikle reseptör sayýsýnda
azalma (down regülasyon) görülmez.
Desensitizasyon geliþme mekanizmalarý:
Ø Reseptörlerin agoniste olan afinitesinin azalmasý
ØReseptör-G proteini kenetinin bozulmasý
Ø Ýkinci haberci mekanizmalarýndaki deðiþiklikler
Ø Sekestrasyon: Reseptörlerin biraraya gelerek birleþmesi sonucu
uyarýlabilirliklerinin azalmasý
Örn: Nikotinik kolinerjik reseptörler, beta adrenerjik reseptörler, opioid
reseptörler.
ÝLAÇ-RESEPTÖR ÝLÝÞKÝSÝ
Reseptör: Ýlaçlarý veya endojen maddeleri yüksek afinite göstererek ve seçici bir
þekilde baðlayan ve etkinin oluþmasýna aracýlýk eden protein yapýsýndaki baðlanma
noktalarýdýr. Enzimler (metotreksat - dihidrofolat redüktaz), iyon kanallarý (Na+
kanallarý- lokal anestezikler) veya taþýyýcý moleküller de çeþitli ilaçlar için reseptör
görevi yapabilir.
Akseptör: Ýlaç moleküllerini baðlayan ve ilaçla baðlandýðýnda bir etki oluþturmayan
moleküllerdir. (Albümin)
Agonist: Reseptörlere baðlanarak aktive eden maddelerdir.
Antagonist: Reseptörlere baðlandýðýnda etki oluþturmayan ancak agonistin
baðlanmasýný ve yanýt oluþmasýný önleyen maddelerdir.
Parsiyel Agonist: Agonistlere benzer biçimde tek baþlarýna yanýt oluþturabilen
ancak agonistle beraber verildiðinde oluþan yanýtý baskýlayan maddelerdir.
Disosiasyon sabitesi (K D ): Reseptörlerin %50’sini iþgal eden agonist
konsantrasyonudur. **Agonistin reseptöre olan afinitesini gösterir. KD deðeri 10-9
M olan bir agonistin afinitesi 10-6 M olan bir agoniste göre daha fazladýr. Kd Eðer
dokuda yedek reseptör yoksa EC50 deðerine eþittir.
Reseptör Türlerİ:
a)
Lipid Çözünürlüðü Ýyi Olan Maddeler Ýçin Hücre Ýçi Reseptörler:
Kortikosteroidler, mineralokortikoidler, seks streroidleri, D vitamini ve
tiroid hormonu: Gen yakýnýndaki spesifik DNA dizinlerine baðlanarak
çekirdekteki genlerin transkripsiyonunu aktive eder.
b) Ligandla Regüle Olan Tirozin Kinaz Gibi Transmembranal
Enzimler:
Ýnsülin, epidermal büyüme faktörü (EGF), trombosit-kaynaklý büyüme
faktörü (PDGF), atrial natriüretik faktör (ANF), transforming growth
faktör-b: Bunlarýn reseptörleri tirozin kinaz, serin kinaz veya guanilat
siklaz gibi sitoplazmik bir enzim ile kenetlidir.
c)
Sitokin Reseptörleri
Büyüme hormonu, eritropoietin ve çeþitli interferonlar
17
FARMAKOLOJİ
d)
Ligandla Kenetli Reseptörler:
Asetilkolin, GABA, glisin, apartat, glutamat: Reseptörlerin uyarýlmasý
ilgili iyon kanallarýný açar.
e)
G proteinleri ve 2. haberciler:
KONSANTRASYON-ETKÝ ÝLÝÞKÝSÝ
Maksimum etki (E maks): Agonistin oluþturduðu maksimum etki
EC50: Maksimum yanýtýn %50’sini oluþturan agonist konsantrasyonu
Efikasite = Etkinlik. E maks efikasitenin göstergesidir. Oluþturduðu maksimum
etki daha düþük olan ilacýn efikasitesi de daha düþüktür. Örnek: Aspirin ve morfin
analjezik etkiye sahip ilaçlardýr, ancak efikasiteleri çok farklýdýr.
Potens: Agonistin etki oluþturma gücüdür. EC50 ve konsantrasyon-yanýt eðrisinin
eðimi potensin göstergesidir. Ayný etkiyi daha küçük miktarýyla oluþturan yani EC50
deðeri daha düþük olan ilaç daha potenttir. Klinikte ayný etkiye sahip ilaçlardan
efikasidesi yüksek olan tercih edilir.
İLAÇ - İLAÇ ETKİLEŞMELERİ
1-
Farmasötik etkileþmeler
Ýlaçlar vücuda girmeden önce meydana gelir. Bazý ilaçlar birbiriyle geçimsizdir ve
ayný sývý içerisinde hastaya uygulanamaz:
Tiyopental - süksinilkolin
Hidrokortizon - kloramfenikol
Vücut dýþýnda gerçekleþen etkileþmelerin özel bir þekli ilacýn, enjektör ya da serum
setinin plastik borusu ile etkileþmesidir. Ýnsülin plastik borunun çeperine yapýþýr ve
ilacýn bir kýsmý dolaþýma giremez. Bu olay sorpsiyon olarak adlandýrýlýr.
RESEPTÖR-G PROTEİNİ ETKİLEŞMESİ
G Proteini
Reseptörler
2. haberci mekanizma
Gs
β-adrenerjik aminler, glukagon, histamin,
serotonin ve diğer birçok hormon
Adenilat siklaz ↑ →cAMP ↑
Gi1, Gi2, Gi3
α2-adrenerjik aminler, muskarinik, opioidler,
serotonin ve diğer birçok madde
Adenilat siklaz ↓ →cAMP ↓
Golf
Olfaktor epitel
Adenilat siklaz ↑ →cAMP ↑
Go
Beyindeki nörotransmitterler
Belli değil
Gq
Muskarinik, bombesin, serotonin (5-HT1C)
Fosfolipaz C ↑ → IP3, diaçilgliserol,
sitoplazmik Ca+2
Gt1, Gt2
Fotonlar (retinal rod ve kon hücreleri)
↑ cGMP fosfodiesteraz → cGMP ↓
18
FARMAKOLOJİ
2-
Farmakokinetik etkileþmeler
- Antikolinerjik ilaçlar (propantelin), GÝS kanalý motilitesini azaltýp parasetamolün
emilimini azaltýr.
- Tetrasiklinler, süt ve süt ürünlerindeki kalsiyum ile baðlanýr, emilimi azalýr.
- Mikrozomal enzimleri indükleyen ilaçlar (Barbitüratlar), Varfarin, fenitoin,
digitoksinin metabolizmasýný hýzlandýrarak etkinliðini azaltýr.
- Mikrozomal enzimleri inhibe eden ilaçlar (simetidin), Varfarinin metabolizmasýný
yavaþlatýr ve toksisiteye neden olur.
- Oral kontraseptifler su-tuz tutulumunu artýrma ve daðýlým hacmini artýrma
yoluyla fenitoinin etkinliðini azaltýr.
- Asetazolamid, Ýdrarý alkalileþtirerek salisilatlarýn atýlýmýný hýzlandýrýr.
- Kinidin, Digoksinin atýlýmýný azaltarak ve çizgili kasa baðlanmasýný önleyerek
plazma düzeyini arttýrýr.
3-
Farmakodinamik etkileþmeler
I.
Ayný yöndeki etkileþmeler (Sinerjizma)
a) Additif etkileþme (sumasyon): Etki mekanizmasý ayný olan iki ilaç eþit
etkin dozlarda birlikte kullanýldýðýnda elde edilen etki, her birinin tek baþýna
iki kat dozda kullanýldýðýnda oluþan etkiye eþdeðerdir (a+b=2a veya 2b).
Örnek: a) 0.5 gr parasetamol + 0.5 gr aspirin = 1gr aspirin. b) Barbitüratlar
+ sedatif hipnotikler.
Ancak ilaçlarýn doz yanýt eðrileri hiperbolik olduðundan genellikle oluþan
toplam etki ilaçlarýn bireysel etkilerinin toplamýndan daha azdýr.
b) Potansiyalizasyon: Oluþan kombine etkinin miktarý ilaçlarýn bireysel
etkilerinin toplamýndan fazladýr. Örnek: a) Efedrin+ Monoaminoksidaz
(MAO) inhibitörleri
Barbitürat+alkol
Asetilkolin+kolinesteraz inhibitörleri
Kokain+ katekolaminler
II.
Zýt yöndeki etkileþmeler (Antagonizma)
a) Kimyasal antagonizma
Ýlaçlar birbiriyle kimyasal olarak baðlanýr ve yeni bir bileþik oluþturur. En iyi
örneði zehirlenmelerde kullanýlan antidotlardýr. Örnek: Dimerkaprol (BAL),
Arsenik ve civa zehirlenmesi, heparin-protamin sülfat, digoksin - digoksin
spesifik antikor digoksine spesifik antikor.
b) Fizyolojik antagonizma
Her iki ilaç da agonisttir ancak etkileri zýt yöndedir.
Örnekler: Pilokarpin - myozis, efedrin - midriazis
Barbitüratlar ve opioidler - solunum depresyonu, kafein, analpetik (solunumu
uyarýcý) etki
Aspirin ve indometazin - beta blokörler ve furosemidin antihipertansif
etkinliðini azaltýr.
c) Farmakolojik antagonizma
Antagonistin ilgili reseptöre baðlanarak agonistin etki oluþturmasýný
önlemesidir. Ýki tiptir:
19
FARMAKOLOJİ
Kompetetif antagonizma:
Ø Agonist ve antagonist reseptöre geri dönüþümlü olarak baðlanýr ve
reseptöre baðlanmak için birbiriyle yarýþýr.
Ø Agonist konsantrasyonunu artýrarak ayný yanýtý elde etmek
mümkündür.
Ø Antagonist varlýðýnda eðri saða ve paralel olarak kayar.
Ø Maksimum yanýt deðiþmez.
Ø Antagonist konsantrasyonu ile doz oraný arasýnda lineer bir iliþki, vardýr
ve bu çizginin eðimi antagonistin reseptöre olan afinitesini gösterir.
Örnek: Asetilkolin-atropin, morfin-nalokson
pA2: Antagonistli ortamda ayný etkinin oluþabilmesi için agonist miktarýnýn
iki katýna çýkmasýný gerektiren antagonist konsantrasyonunun negatif
logaritmasýdýr. Antagonistin reseptöre olan afinitesini gösterir.
Örnek: Gerekli antagonist konsantrasyonu 10 -9 M ise, pA2 deðeri
9’dur.
pA2 deðeri yükseldikçe antagonistin reseptöre afinitesi de artar.
pD2 deðeri ise agonistin reseptöre olan affinitesini gösterir.
YENİ İLAÇ GELİŞTİRİLMESİ
Faz 1: Kýsýtlý sayýda gönüllü saðlýklý kiþilerde ilacýn güvenli doz aralýðý saptanarak
farmakokinetik özellikleri ve plazma konsantrasyonu ile etkisi arasýndaki iliþki
araþtýrýlýr.
Faz 2: Kýsýtlý sayýda hastada gerçekleþtirilir. Ýlacýn uygun dozu, doz aralýðý ve yan
etki profili tespit edilir.
Faz 3: Çok sayýda hastada ilacýn plasebo ve tedavide kullanýlan diðer ilaçlarla
karþýlaþtýrýlmasý yapýlýr. Genellikle çok merkezli yürütülen çalýþmalar birkaç yýl
sürer.
Faz 4: Ýlaç ruhsatlandýrýldýktan sonra farklý endikasyon, yaþ grubu, veriliþ yolu
veya dozda ilaç uygulanýr.
OTONOM SİNİR SİSTEMİ
OTONOM SİNİR SİSTEMİ
Periferik efferent sinir sisteminin bir parçasýdýr.
Çizgili kas damar yataðý dahil tüm damar yataklarýný, kalbi, düz kaslarý ve ekzokrin
salgý bezlerini innerve eder. Otonom sinir sistemi tarafýndan innerve edilen
sistemlerin ortak özelliði istem dýþý çalýþmalarýdýr.
20
FARMAKOLOJİ
ANATOMÝ
Periferik kýsým: Medulla spinalisten çýkan 1. sýra (preganglionik) nöronlar
periferdeki ganglionlarda sinaps yaptýktan sonra, gangliondan çýkan 2. sýra
(postganglionik) nöronlar hedef organdaki efektör hücrelerle nöroefektör
kavþaðý oluþturur. Periferik kýsým 3 bölüme ayrýlmaktadýr: sempatik sinir sistemi,
parasempatik sinir sistemi ve non-adrenerjik non-kolinerjik sistem
Adrenerjik ve kolinerjik olmayan sistem mediatörleri: dopamin, ATP,
Vazoaktif intestinal peptid (VIP), substans P, nöropeptid Y, nitrik oksid.
Nörotransmitterler: Sinirsel uyarýnýn iletiminden sorumlu kimyasal mediatörlerdir.
• Sempatik ve parasempatik sinir sistemine ait ganglionlarda iletimden
sorumlu mediatör asetilkolindir.
• Nöroeffektör kavþakta ise parasempatik sinirlerde asetilkolin, sempatik
sinirlerde ise noradrenalindir.
-Ekrin ter bezleri ve çizgili kas damarlarýný innerve eden sempatik
nöronlarda iletimden sorumlu mediatör asetilkolindir. - Renal damar
yataðýnda sempatik sinirlerde postganglionik transmitter dopamindir.
Ko-transmiter: Adrenerjik sinir uçlarýndan noradrenalin ve kolinerjik sinir
uçlarýndan asetilkolin ile birlikte salgýlanan ve bu mediatörlerin sinapslarda ve
kavþaklardaki etkilerini modifiye eden maddelerdir.
Örnek: Vazoakif intestinal peptid (VÝP) asetilkolinin, ATP, somatostatin ve
nöropeptid Y noradrenalinin ko-transmiteridir.
Nörotransmitterlerden farklý olarak sadece hiperaktivasyon durumlarýnda
salýverilir.
Ko-transmiterler sinir uçlarýnda tek baþlarýna etkili deðildir (nöropeptid Y hariç).
Nöropeptid Y: Vazokonstriktör. NA ile birlikte salýverilir ve presinaptik reseptörler
aracýlýðýyla NA salýverilmesini inhibe eder.
SEMPATİK
ACh
Ganglion
(Nikotinik reseptör)
NA
R
Adrenerjik
PARASEMPATİK
ADRENAL MEDULLA
ACh
ACh
R
Muskarinik
ACh (Nikotinik reseptör)
R
Adrenalin salıverilmesi
21
FARMAKOLOJİ
RESEPTÖRLER
A- Kolinerjik reseptörler:
A.1. Muskarinik reseptörler: Ortak özellikleri G proteini ile kenetli
olmalarýdýr.
A.1.1. M1 reseptörler:
- Beyinde öðrenme ve hafýza ile ilgili kolinerjik yolaklarda, periferde
ekzokrin bez hücrelerinde ve mide-barsak kanalýnda pariyetal
hücrelerde bulunan postsinaptik yerleþimli reseptörlerdir.
- Bu reseptörlerin uyarýlmasý IP3 ve DAG sentezini uyarýr ve hücre içi
Ca+2 artar.
A.1. 2. M2 reseptörler:
- Kalpte bulunan muskarinik reseptörler bu tiptedir. Bu organda
postsinaptik olarak yerleþmiþlerdir.
- Sempatik ve parasempatik sinir uçlarýndaki nöroefektör kavþakta ve
otonomik ganglionlarda adrenalin veya asetilkolinin salýverilmesini
inhibe eden presinaptik yerleþimli reseptörlerin (otoreseptör) çoðu bu
tiptedir.
- Bu reseptörlerin uyarýlmasý, K+ kanallarýnýn açýlmasý ve adenilat
siklazýn inhibisyonuna neden olur.
A. 1. 3. M3 reseptörler:
- Ekzokrin salgý bezlerinde salgýyý arttýrýr, GÝS, trakea, bronþ ve mesanede
düz kas kasýlmasýna neden olurlar.
- Damar endotelinde nitrik oksid (NO) sentezinden sorumlu reseptörler
de bu tiptedir. Hücreiçi kalsiyum yükselir ve kalsiyum kalmodulin
baðýmlý NOS aktive olur ve NO sentezi artar.
- Bu reseptörlerin uyarýlmasý IP3 ve DAG sentezini uyarýr ve hücre içi
Ca+2 artar.
A.1.4. M4 reseptörler:
- Otonomik ganglionlarda ve ön beyinde bulunur.
Bu reseptörlerin uyarýlmasý adenilat siklaz ve voltaj baðýmlý kalsiyum
kanallarýnýn inhibisyonuna neden olur.
A.1.5. M5 reseptörler:
- Beyinde substantia nigra ve hipokampusta yerleþmiþtir.
A.2. Nikotinik reseptörler:
-
Muskarinik ve adrenerjik reseptörlerden farklý olarak Na+ kanallarýna
kenetli olarak çalýþýr. Reseptörlerin uyarýlmasý sodyum kanallarýnýn
açýlmasýna ve depolarizasyona neden olur.
A.2. 1. Çizgili kas tipi reseptörler (NM):
Nöromuskuler kavþakta bulunur, uyarýlmalarý çizgili kaslarda kasýlmaya
neden olur.
- Kompetetif (depolarizasyonsuz) blokörler: d-tübokürarin, panküronyum,
alfa-bungarotoksin (yýlan zehiri)
22
FARMAKOLOJİ
-
Depolarizasyonlu blokaj yapan: süksinilkolin
A. 2. 2. Nöron tipi reseptörler (NN):
Otonomik ganglionlarda, santral sinir sisteminde (SSS), adrenal
medullada, sinus caroticus ve arcus aortada bulunur.
- Agonist: nikotin, lobelin, dimetilfenilpiperazinyum (DMFP)
- Kompetetif blokörler: Trimetafan, tetraetilamonyum, hekzametonyum,
kappa-bungarotoksin (yýlan zehiri)
- Depolarizasyonlu blokaj yapan: nikotin, lobelin.
B- Adrenerjik reseptörler:
B.1. Alfa-adrenerjik reseptörler:
Katekolaminlerin etki gücü: adrenalin>noradrenalin>izoproterenol.
α1-adrenerjik reseptörler (Alfa1A, Alfa1B, Alfa1D):
- Postsinaptik yerleþimlidir.
- Agonistleri: Fenilefrin, metoksamin, meteraminol
- Antagonistleri: Prazosin, doksazosin, terazosin.
Bu reseptörlerin uyarýlmasý IP3 ve DAG sentezini uyarýr ve hücre içi Ca+2
artar.
Alfa1
-
aracýlý etkiler:
Düz kas kasýlmasý
Pupil dilatör kasýnda kasýlma (Midriyazis)
Piloerektör kaslarda kasýlma
Prostatta kasýlma
Kalbin kasýlma gücünde artýþ
Dalak kapsülünde gerilme
Alfa2-adrenerjik reseptörler (Alfa2A, Alfa2B, Alfa2C):
- Presinaptik yerleþimli olanlar adrenerjik ve kolinerjik sinir uçlarýndan
mediatör salýverilmesini inhibe eder (presinaptik otoreseptör)
- Postsinaptik reseptörler ise:
A) Kan damarlarýnda vazokonstriksiyondan sorumludur, alfa 1
reseptörlerden farklý olarak bu reseptörlerin uyarýlmasý daha
yavaþ, uzun süreli ve kalsiyum kanal blokörleri tarafýndan
önlenebilen bir kasýlma oluþturur.
B) Trombosit agregasyonunu uyarýr.
C) Santral sinir sisteminde bulunur.
D) Yað hücrelerinde bulunan reseptörlerin uyarýlmasý lipolizin
inhibisyonuna neden olur.
Bu reseptörlerin uyarýlmasý, adenilat siklazýn inhibisyonuna neden olur
cAMP¯.
- Alfa2 -adrenerjik agonistleri: Klonidin, Alfa-metildopa, guanabenz,
guanfazin. oksimetazolin
- Alfa2 -adrenerjik antagonistleri: Rovolsin, yohimbin, prazosin
• Selektif olmayan Alfa-adrenerjik reseptör antagonistleri:
Fenoksibenzamin, fentolamin, tolazolin, dihidroergokriptin.
23
FARMAKOLOJİ
B.2. Beta adrenerjik reseptörler:
β1 reseptörler:
- Etkileri: Kalpte (+) inotrop ve (+) kronotrop etki, yað dokusunda
lipolizin artmasý
- Agonistleri: Ýzopreterenol, dobutamin, ksamoterol, denopamin /
Antagonistleri: Propranolol, betaksolol
β2 reseptörler:
- Etkileri: Damar düz kasýnda, trakea ve bronþta gevþemeye, karaciðer
ve kasta glikojen yýkýmýna neden olur.
- Agonistleri: Prokaterol (en selektif), terbutalin / Antagonistleri:
Butoksamin
β3 reseptörler: Lipolizi arttýrýr, bazal metabolizmanýn hýzlanmasýna
neden olur.
β4 reseptörler: Kalpte stimülasyona neden olur.
Tüm beta adrenerjik reseptörlerin uyarýlmasý adenilat siklazý uyararak
cAMP düzeyinin artmasýna neden olur.
Katekolaminlerin etki gücü: b1 ve b2 adrenerjik reseptörler için: ISP>A>NA
b3 adrenerjik reseptörler için: NA=ISP>A
- Vücuttaki organlarýn çoðu sempatik ve parasempatik innervasyona
sahiptir (dual innervasyon) ve iki sistem birbirlerinin etkisini dengeler.
Örneðin: parasempatikler kalp hýzýný düþürürken, sempatikler
artýrýr.
- Organlar genellikle bu iki sistemden birinin kontrolü altýndadýr.
Örneðin kalp hýzýný belirlemede vagus daha baskýndýr.
- Sadece sempatik innervasyona sahip organlar: Damarlar,
uterus (damarlar tek innervasyonlu, düz kasta innervasyon yok) dalak
kapsülü, kalp ventrikülü, piloerektör kaslar. Bazý deney hayvanlarýndaki
membrana niktitans
- Sadece parasempatik innervasyona sahip olan organ: Gözde
silier kas, parotis bezi
NON-ADRENERJSK NON-KOLİNERJİK SİSTEM
Dopamin
-
Sadece i.v. infüzyon yoluyla kullanýlýr.
Düþük hýzda infüze edilirse, sadece dopaminerjik reseptörleri uyarýr ve bu
reseptörler üzerinden vazodilatasyona neden olur, böbrek kan akýmýný ve
GFR’yi artýrýr, diüretik ve natriüretik etkisi vardýr.
Ýnfüzyon hýzý artýrýlýrsa, kalpteki Beta1 reseptörleri aktive eder ve (+)
inotrop etki gösterir, kalp atým sayýsýný fazla artýrmaz. Beta2 reseptörler
üzerine etkisi yoktur bronkodilatasyon yapmaz. Alfa- adrenerjik reseptörleri
uyararak vazokonstriksiyona neden olur ve kan basýncýný yükseltir.
24
FARMAKOLOJİ
C-DOPAMİNERJİK RESEPTÖRLER
D1 (DA1), D5
Beyin, renal
(dilatasyon)
damar
yatağı
düz
kası Adenilat siklaz ve cAMP artar
D2 (DA2)
Beyin, düz kas, presinaptik sinir uçları Adenilat siklaz ve cAMP azalır,
(noradrenalin salıverilmesinde azalma)
potasyuma geçirgenlikte artma.
D3
Beyin
Adenilat siklaz ve cAMP azalır
D4
Beyin, kardiyovasküler sistem
Adenilat siklaz ve cAMP azalır
** D1, D2, D3, D4, D5 santral sinir sisteminde, DA1 ve DA2 periferde yerleşmiştir.
-
Þokta ve dijital tedavisine cevap vermeyen akut konjestif kalp yetmezliðinin
tedavisinde tercih edilir.
Yýkým sonucu homovanilik aside (HVA) dönüþür.
Yan etkileri: Taþikardi, uzun süren infüzyonlarýnda gangren, baþ aðrýsý,
anjina nöbeti.
Agonistleri: Dopamin, fenoldopam.
Dobutamin
β1 ve Alfa1 adrenerjik reseptör agonistidir. i.v. olarak kullanýlýr. Akut ve
kronik konjestif kalp yetmezliðinde kullanýlýr. Kardiyojenik ve septik þokta
da yararlýdýr.
Fenoldopam
D1 reseptörlerinin agonistidir. Aðýr hipertansiyon olgularýnda kullanýlýr.
B) Katekolamin olmayanlar: Katekolaminlerden farklý olarak aðýz yoluyla
kullanýlabilir.
B.1. α1- mimetikler
a)
Hipotansif hastalarda kullanýlanlar:
Direkt ve indirekt etkili olanlar: Efedrin, meteraminol
Direkt etkililer: Fenilefrin, metoksamin.
Efedrin
- Direkt etkisi de olmasýna karþýn esas etkisi indirekttir; adrenerjik
sinir uçlarýndaki NA depolarýnýn boþalmasýna neden olur. Kalp
debisini artýrarak ve periferik vazokonstriksiyon yoluyla kan
basýncýný yükseltir, bronkodilatör etkisi vardýr.
- SSS’ni uyarýcý etkisi nedeniyle uyku bozukluðuna neden olur,
fiziksel performansý artýrýr, keyif vericidir. Katekolaminlerden
farklý olarak oral yolla da kullanýlabilir. Taþiflaksi geliþebilir.
- Endikasyonlarý: Spinal anestezi sonucu oluþan hipotansiyon, nazal
konjesyon, bronþit, amfizem, enürezis nokturna.
Metaraminol
- Direkt ve indirekt etkileri vardýr. Ailesel Akdeniz ateþi (FMF)
tanýsý için kullanýlýr (i.v. yoldan verildiðinde nöbet oluþturmasý
nedeniyle).
- Özellikle myokard infarktüsüne baðlý hipotansiyon durumunda
tercih edilir.
25
FARMAKOLOJİ
Fenilefrin
- Direkt etkisiyle alfa1-adrenerjik reseptörleri uyarýr. Parenteral
yolla uygulandýðýnda, vazokonstriksiyon, kan basýncýnda
yükselme ve refleks bradikardiye neden olur. Endikasyonlarý:
Nazal dekonjestan (oral yoldan asetaminofen veya parasetamolle
kombine preparatlarý ÜSYE’de kullanýlýr), antihipotansif olarak,
PAT tedavisinde, lokal anesteziklerle beraber, midriyazis amacýyla
oftalmik solüsyonlar biçiminde kullanýlýr.
Midodrin
- Alfa reseptörlerinin selektif agonistidir. Ön ilaçtýr. Enzimatik olarak
hidrolize olur ve desglymidodrin'e dönüþür. Postural hipotansiyon
tedavisinde kullanýlýr.
Metoksamin
- Direkt etkili bir alfa1 agonisttir. Etkileri fenilefrine çok benzer.
Genel anestezi sonucu oluþan hipotansiyonun tedavisinde
kullanýlýr. Diðer sempatomimetiklerden farklý olarak ventrikül
kasýnýn aksiyon potansiyeli süresini uzatýr ve A-V iletimi yavaþlatýr
(muhtemelen beta1 reseptör blokajýna baðlý)
b) Dekonjestanlar:
Lokal etkililer: Nafazolin, ksilometazolin, oksimetazolin (alfa2
reseptörlere afinitesi fazladýr, klonidin benzeri hipotansif etkisi vardýr),
siklopentamin, tetrahirozolin.
Sistemik etkililer: Psödoefedrin, fenilpropanolamin.
B.2. SSS’ni uyarýcý etki gösterenler
Amfetamin
- Noradrenalinin salýverilmesini uyararak, indirekt sempatomimetik
etki gösterir. Alfa-adrenerjik reseptörleri uyararak kan basýncýný
yükseltici etkisi vardýr. Santral sinir sistemini uyarýcý etkisi vardýr. Ýþtahý
azaltýr, etkisine tolerans geliþmesi ve baðýmlýlýk yapma potansiyeli
nedeniyle obezitede kullanýlmasý pek önerilmez. Parkinson, petit-mal
epilepsi, çocuklarda dikkat yetersizliði sendromunda ve narkolepside
kullanýlýr.
Amfetamin türevleri: Metamfetamin, **hidrokisamfetamin
(baðýmlýlýk yapma potansiyeli düþük), fenmetrazin (anorektik etkili),
metilfenidat.
B.3. Beta-mimetikler:
- Bronkodilatörler (bronþiyal Beta2 reseptör agonistleri): Orsiprenalin,
terbutalin, salbutamol, albuterol, fenoterol, bitolterol (ön ilaç),
metaproterenol, salmeterol
- Vazodilatörler (vasküler Beta2 reseptör agonistleri): Ýzoksüprin,
nilidrin.
- Tokolitik etkililer: Ritodrin: Uterustaki Beta2 reseptörleri uyarýr. Erken
doðum eylemini durdurmak için kullanýlýr. Terbutalin ve salbutamol de
26
FARMAKOLOJİ
-
bu amaçla kullanýlabilir. Tokolitik etkili diðer ilaçlar: alkol, magnezyum
sülfat ve indometazindir.
Kardiyostimülan etkililer(Beta1 adrenerjik reseptör agonistleri):
Dobutamin (alfa1’leri de uyarýr), prenalterol, ksamoterol,
butopamin.
B.4. Diðerleri:
Tiramin
• Ýlaç deðildir, fermente gýdalar içerisinde (peynir, þarap) bulunur.
MAO inhibitörüdür.
• Amfetamine benzer þekilde indirekt etkiyle vezikül içerisine
girerek adrenerjik sinir ucunda veziküllerden sitoplazmaya geçen
noradrenalini boþaltýr.
• Monoaminoksidaz inhibitörleri ile beraber alýndýðýnda hipertansif
kriz oluþur.
• Rezerpin, indirekt etkili sempatomimetiklerin etkisini azaltýr.
ORGAN
PARASEMPATİK
SEMPATİK
Kalp
(-) inotrop ve (-) kronotrop etki, A-V iletimde (+) inotrop ve (+) kronotrop etki, A-V
yavaşlama (M2)
iletimde hızlanma (β1, β2)
Kan damarları
Endotel tabakasından EDRF salıverilmesi Büzülme (α), genişleme (β2)
(M3)
Genişleme (M3)
Bronşlar
Kasılma, mukus salgısında artış (M3)
Göz
İrisin sfinkter (sirküler) kasında kasılma İrisin radyal kasında kasılma (midriyazis)
(myozis), iridokorneal açı genişler, göz içi (α1)
basıncı düşer (M3).
** Parasempatolitiklere göre avantajı:
Midriyazis daha kısa ve akomodasyon
felci yok.
Gevşeme (β2)
Silyer kasta kasılma (yakın görme) (M2)
Silyer epitel (uzak görme) (β): Göziçi
sıvısının salgılanması (β1)
GİS
Motilitede ve mide asit salgısında artış, Motilite azalır (β2)
sfinkterlerde gevşeme, özofagus alt Sfinkterler kasılır (α1)
sfinkterinde kasılma (M3).
Mesane
Detrusor kas
miksiyon (M3)
Uterus
---------------
Kasılma (α), gevşeme (β2)
Ter Bezleri
--------------
Ekrin bezler: Salgılama (M3)
Apokrin bezler: Koyu salgı (α)
Cilt
----------------
Pilomotor kaslarda kasılma (α1)
Metabolik
fonksiyonlar
---------------
Glukoneogenez (β2), glukojenoliz (β2),
lipoliz artar (β1).
Renin salgılanmasında artış (β1)
kasılır,
sfinkter
gevşer, Detrusor gevşer (β2), sfinkter kasılır
(α1), idrar retansiyonu
Oksijen tüketimi ---------------
Artar (kalorijenik etki) (β3)
Tükrük bezleri
Koyu ve mukuslu
Salgı bol ve akışkan
27
FARMAKOLOJİ
Vücutta beta-adrenerjik reseptörlerin uyarılması ile oluşan
etkiler:
Beta1:
- Kalp: + inotrop ve + kronotrop etki, AV iletimde hızlanma
- Göz: aköz hümör oluşumu
- Barsak: tonus ve motilitede azalma
- Yağ dokusu: lipolizin uyarılması
- Renin salgısında artış
- Vazopressin salgısında artış
Beta2:
- Kalp: + inotrop ve + kronotrop etki, AV iletimde hızlanma, koroner
damarlar ve iskelet kası damarlarında dilatasyon
- Bronkodilatasyon, mukus sekresyonunda artış
- Barsak: tonus ve motilitede azalma
- Safra kesesinde gevşeme
- Dalak kapsülünde gevşeme
- Mesane: Fundusta gevşeme
- Uterus: Gevşeme
- İnsülin ve glukagon salgısında artış
- Renin salgısında artış
TABLO 9. RESEPTÖR-G PROTEİNİ ETKİLEŞMESİ
G Proteini
Reseptörler
2. haberci mekanizma
Gs
β-adrenerjik aminler, glukagon, histamin,
serotonin ve diğer birçok hormon
Adenilat siklaz ↑ →cAMP ↑
Gi1, Gi2, Gi3
α2-adrenerjik aminler, muskarinik, opioidler,
serotonin ve diğer birçok madde
Adenilat siklaz ↓ →cAMP ↓
Golf
Olfaktor epitel
Adenilat siklaz ↑ →cAMP ↑
Go
Beyindeki nörotransmitterler
Belli değil
Gq
Muskarinik, bombesin, serotonin (5-HT1C)
Fosfolipaz C ↑ → IP3,
diaçilgliserol, sitoplazmik Ca+2
Gt1, Gt2
Fotonlar (retinal rod ve kon hücreleri)
↑ cGMP fosfodiesteraz → cGMP ↓
SEMPATOMİMETİK İLAÇLAR
Direkt etkili sempatomimetikler: Doðrudan adrenerjik reseptörleri uyararak etki
gösterir (katekolaminler ve reseptör agonistleri).
Ýndirekt etkili sempatomimetikler: Adrenerjik sinir ucuna nöronal uptake
mekanizmasý (uptake 1) ile girerek burada sitoplazmada depolanmýþ noradrenalin
(NA)’in salýverilmesine neden olur (tiramin ve b-feniletilamin)Etkileri vezikülden
ekzositozu gerektirmez ve kalsiyumdan baðýmsýzdýr. Daha düþük oranda vezikül
içerisinde depolanmýþ olan NA’i de boþaltýr.
28
FARMAKOLOJİ
Ýndirekt etkili sempatomimetiklerin etkinliðini azaltan faktörler:
- Kokain ve trisiklik antidepresanlar
- Rezerpin
- Kronik sempatik denervasyon
Karma etkililer: Hem direkt hem de indirekt etkileri vardýr. Örn: amfetamin,
efedrin, meteraminol
DIREKT ETKILI SEMPATOMIMETIKLER:
A) Katekolaminler: Adrenalin, noradrenalin, izoproterenol, dopamin, levo-dopa,
dobutamin.
B) Katekolamin olmayanlar: α- ve β- adrenerjik reseptör agonistleri, SSS
stimülanlarý (amfetamin ve benzeri ilaçlar)
A) Katekolaminler
• Katekolaminlerin Sentezi:
Fenilalanin → Tirozin → Dopa → Dopamin → Noradrenalin → Adrenalin
1
2
3
4
5
1. Fenilalanin hidroksilaz
2. Tirozin hidroksilaz: **Hýz kýsýtlayýcý enzim. Ýnhibitör: α-metil paratirozin
(metitirozin)., alüminyum. Kofaktör:Tetrahidrobiyopterin Aktivatör:
fenoksibenzamin
3. Dopa dekarboksilaz (L-aromatik aminoasid dekarboksilaz): Kofaktör: piridoksin
(B6 vitamini). Ýnhibitörler: Benserazid, karbidopa
4. Dopamin beta hidroksilaz: Plazma düzeyi vücuttaki sempatik aktiviteyi gösterir.
**1. ve 2. enzimlerden farklý olarak vezikül içerisinde bulunur. Kofaktör: Askorbik
asid Ýnhibitör: Disülfiram. Ailesel disotonomia: Bu enzimin eksikliðidir.
5. Feniletanolamin N-metil transferaz: Bu aþama sadece adrenal medullada
kromafin hücrelerde ve SSS’de var. Dönüþüm sitoplazmada meydana geldikten
sonra adrenalin ve noradrenalin vezikül içerisinde toplanýr. Glukokortikoidler
bu enzimin güçlü aktivatörüdür. Kofaktör: S-adenozilmetiyonin
Diðer yol: Bu yolun insanlarda fizyolojik önemi yoktur.
Tirozin → Tiramin → Oktapamin → Noradrenalin
L-aromatik aminoasid dekarboksilaz
Dopamin β hidroksilaz
Hidroksilaz
NORADRENALÝNÝN SÝNAPTÝK ARALIKTAN UZAKLAÞTIRILMASI
1)
Nöronal uptake (uptake 1):
- NA, sitoplazma membranýnda yerleþmiþ olan noradrenalin
taþýyýcýsý tarafýndan sinir ucuna geri alýnýr.
- Bir aktif transport olayýdýr, doyurulabilir bir olaydýr.
- Nöronal uptake inhibitörleri: Anoksi, kokain, fenoksibenzamin,
TAD (desipramin), tiramin, amfetamin, metaraminol, uvabain
2)
Ekstranöronal uptake (uptake 2):
- NA düz kaslar, diðer efektör hücreler gibi sinir ucu dýþýndaki
yapýlar tarafýndan geri alýnýr.
29
FARMAKOLOJİ
3)
Kolaylaþtýrýlmýþ diffüzyon yoluyla meydana gelir.
Ekstranöronal uptake inhibitörleri: Glukokortikodler, östrojen ,
fenoksibenzamin, metanefrin, mineralokortikodler, teofilin.
Enzimatik Yýkýlým:
- Efektör hücre ve ekstraselüler sývýda, katekolamin o-metil
transferaz (KOMT) ve adrenerjik sinir ucunda monoamin
oksidaz (MAO) tarafýndan gerçekleþtirilir.
Diðer metabolit: MHPG (3 metoksi 4 hidroksifeniletilenglikol)
(Santral sinir sisteminde)
Ýdrarda VMA düzeyinin yükselmesi, katekolamin yýkýmýnýn arttýðýný
gösterir.
- Adrenal medulla tümöründe (feokromositoma) veya
sempatik etkinliðin arttýðý diðer durumlarda idrarda VMA
düzeyi yükselmiþtir.
- Tedavi: Alfa blokör (fenoksibenzamin), Alfa+Beta blokör,
Alfa-metil Beta-tirozin (metirozin, tirozin hidroksilaz inhibitörü:
özellikle inop. ve metastatik olgularda) ve cerrahi olarak tümörün
çýkarýlmasý.
- Feokromositoma olgularýnda tek baþýna b-blokör kullanýlmasý, kan
basýncýnda yükselmeye neden olacaðýndan, kontrendikedir.
**COMT inhibitörü: Pirogalol (Endojen noradrenaline etkisi yoktur,
dýþarýdan verilen ve adrenal medulladan salýverilen noradrenalini
parçalar).
**Selektif olmayan MAO inhibitörleri. Fenelzin, tranilsipromin.
Katekolaminlerin Etkileri:
1)
Kardiyovasküler sistem:
Adrenalin: - Düþük dozlarda beta2 reseptörler alfalara göre daha
duyarlý olduðu için vazodilatasyona ve kan basýncýnda azalmaya
neden olur. Yüksek dozlarda alfa-adrenerjik reseptörler üzerinden
vazokonstriksiyon ve kan basýncýnda artýþa yol açar.
Sistolik kan basýncýný artýrýr, diastolik kan basýncýný azaltýr, nabýz
basýncýný artýrýr.
Noradrenalin: - Alfa ve beta1 reseptörlere etkilidir, beta2’lere
etkisi yok denecek kadar azdýr.
Koroner damarlar hariç tüm damar yataklarýnda vazokonstriksiyon,
sistolik ve diastolik kan basýncýnda artýþ nabýz basýncýnda artýþ.
- Bradikardi: Total periferik damar direncinin artmasý ve vagal
inhibisyona baðlýdýr.
Ýzoproterenol: -Beta reseptörler üzerindeki etkisi belirgindir,
taþikardi yapar.
- Güçlü vazodilatördür, postural hipotansiyon yapar.
Diyastolik kan basýncýný düþürür, sistolikte deðiþiklik yapmaz.
- Bronkodilatör , kalp duýrmalarýnda veya kardiak stimülan olarak
þoktaki hastalarda kullanýlýr.
30
FARMAKOLOJİ
AdrenalÝnÝn endİkasyonlari
- Akut alerjik reaksiyonlar: Ý.m. veya s.c. yolla uygulanýr.
- Anaflaktik þok: Ý.m. yolla 0.5-1 mg uygulanýr, düzelme olana kadar
10 dakikada bir tekrarlanýr. Tedaviye anitihistaminik ve/veya kan
basýncýný düzeltebilmek için i.v. glukokortikoid eklenebilir.
- Kardiyak arrest: Ý.v., intrakardiyak veya endotrakeal yolla verilir.
*Ventriküler fibrilasyona baðlý arrestte sadece defibrilasyon baþarýsýz
olursa uygulanýr, adrenalinden sonra kardiyoversiyonun baþarý þansý
daha fazladýr.
- Açýk açýlý glokom tedavisi ve midriyazis oluþturmak için: *
Parasempatolitik ilaçlardan farký akomodasyon felci yapmamasýdýr.
* Kapalý açýlý glokomda kontrendikedir. Açýk açýlý glokomda göz içi
sývýsýnýn drenajýný artýrmasý nedeniyle tercih edilir.
- Lokal anestezi: Lokal anestezik solüsyonlarýn içerisine katýlan adrenalin,
ilacýn emilimini önler, anestezi süresini uzatýr, toksik etkileri azaltýr.
Yan etkiler
- En önemli yan etki kalp aritmileri ve kan basýncýnda yükselmedir.
- Halojenli hidrokarbon içeren genel anestezikler (halotan gibi),
dijitaller, MAO inhibitörleri, trisiklik antidepresanlar ve kokain kalbin
katekolaminlere olan duyarlýlýðýný artýrýr.
- Uzun süreli kullanýmda oluþan vazokonstriksiyon nedeniyle
hipovolemiye neden olabilir. Bunun nedeni postkapiller damarlarýn
büzülmesi ve kapiller basýncýný artmasý sonucu transkapiller sývý
kaybýnýn artmasýdýr. Ýlaç aniden kesildiðinde bu nedenle hipotansiyon
görülebilir. Adrenalin uygulamasý sýrasýnda uygun sývý tedavisi de
yapýlmalýdýr.
- Vazokonstriksiyon sonucu renal kan akýmý ve GFR düþer.
- Anksiyete, baþ aðrýsý.
ADRENALİN KONTRENDİKASYONLARI
- Anjina pektoris ve myokard infarktusu - Dar açýlý glokom
- Konjestif kalp yetmezliði
- Halojenli hidrokarbon içeren
- Hipertiroidi
maddelerle yapýlan genel
anestezi (Halotan)
- Taþikardi ve hipertansiyon
- Gebeler (aerosol formu hariç)
Adrenaline duyarlýlýðý artýran faktörler
Adrenaline duyarlýlýðý azaltan
faktörler
- MAO inhibitörleri
- Asidoz
- Trisiklik antidepresanlar
- Miksödem
- Kokain
-Adrenal korteks yetmezliði
- Rezerpin
- Glukokortikoidler
31
FARMAKOLOJİ
SEMPATOLİTİK İLAÇLAR
I. Adrenerjik nöron blokörleri: Adrenerjik sinir ucundan NA salýverilmesini azaltýr:
Rezerpin, guanetidin, betanidin, debrizokin.
II. Adrenerjik reseptör blokörleri: beta- ve alfa- adrenerjik reseptör blokörleri.
ALFA-BLOKÖRLER:
En önemli etkileri vazodilatasyon ve kan basýncýný düþürmeleridir. Hem
arteriyel hem de venodilatasyon yaparlar. Refleks taþikardiye ve postural
hipotansiyona neden olurlar.
Selektif alfa1-blokörler: Prazosin (en kýsa yarý ömürlü), terazosin, doksazosin
(en uzun yarý ömürlü), trimazosin, Tamsulosin, Alfuzosin, Ýndoramin
Selektif alfa2-blokörler: Yohimbin, rovolsin, korinantin, piperoksan
Selektif olmayanlar: Fenoksibenzamin, fentolamin, tolazolin, ergot
alkaloidleri.
Fenoksibenzamin
-
Uzun süreli kullanýmýnda refleks olarak RAA sistemi aktive olur ve su-tuz
retansiyonu meydanýna gelir. Bu durum vazodilatör etkilerine karþý tolerans
geliþmesine neden olur.
- NA’in sinir ucu tarafýndan geri alýnýmýný (nöronal uptake, uptake 1) ve
ekstranöronal yolla (uptake 2) geri alýnýmýný bloke eder.
- Tirozin hidroksilazý aktive eder, sinir uyarýmý sonucu salýnan NA miktarýný
artýrýr (presinaptik alfa2.reseptörleri bloke etmesi nedeniyle). **Bu nedenle
bazen fenoksibenzamin uygulanan hastalarda kan basýncýnda zamanla
yükselme görülebilir.
Adrenalinle beraber uygulandýðýnda adrenalinin kan basýncýný yükseltici
etkisini tersine çevirir.
Fentolamin ve tolazolin
- Bu ilaçlar alfa reseptörler için parsiyel agonisttir.
- Beta reseptör aktivasyonu (taþikardi, aritmi), parasempatomimetik etki
(GÝS motilitesi artýþý), histamin tip 2 reseptör aktivasyonu (mide asid
salgýsýnda artýþ) gibi etkileri de vardýr.
Tolazolin yeni doðanlarda görülen persistan pulmoner hipertansiyon
tedavisinde kullanýlýr. Fentolamin feokromositoma taný ve tedavisinde
kullanýlýr.
Prazosin
-
α1 adrenerjik reseptör blokörüdür. Hipertansiyon tedavisinde kullanýlýr
arteriyel ve venöz dilatasyona neden olur. En önemli yan etkisi ilk
doz senkobudur. Bu nedenle tedaviye düþük dozlarda baþlanýr ve doz
giderek artýrýlýr. Raynaud sendromunda ve benign prostat hipertrofisinde
yararlýdýr.
32
FARMAKOLOJİ
Terazosin
Doksazosin
Tamsulosin: Alfa1A reseptörlerine selektif etki gösterdiði için prostat üzerine
etki gösterirken, sistemik kan basýncýnda deðiþikliðe neden olmaz (prostata
selektif etki)
Labetalol
-
Hem α1 hem β reseptörleri bloke ettiði için feokromasitoma tedavisinde,
klonidinin aniden kesilmesi ile oluþan hipertansiyonda ve preeklampside
tercih edilir
Karvedilol
-
α1 ve β adrenerjik reseptörleri bloke eder ve antioksidan etki gösterir.
Ergot alkaloidleri
Etkileri:
− α reseptörler ve serotonin reseptörleri için parsiyel agonist, dopamin
reseptörleri için agonisttir.
Ergot alkaloidlerinin özellikleri:
- Ergotamin güçlü vazokonstriktördür.
- Migren proflaksisinde metizerjid (Serotonin reseptör blokörü)
kullanýlýr
- Oksitosik etkisi nedeniyle doðum sonrasý kanamalarý önlemede
ergonovin ve metilergonovin kullanýlýr.
- Santral a2-adrenerjik reseptörleri aktive ederek kan basýncýný azaltýr
(Klonidin benzeri etki) ve bradikardi oluþturur.
- Bromokriptin dopaminerjik reseptörleri uyarýr. Akromegali, galaktore
ve hiperprolaktinemi tedavisinde kullanýlýr. Kusma merkezindeki
dopaminerjik reseptörleri aktive ederek bulantý ve kusmaya neden
olur.
- Lizerjik asid dietilamid (LSD) güçlü halüsinojenik etki gösterir.
- Dihidroergotoksin serebral vazodilatör olarak kullanýlýr.
- SSS’e etkisi en düþük olan ve vazokonstriktör etkisi en az olan
ergonovindir.
• Yan etkileri: **En sýk görülen yan etki bulantý-kusmadýr.
Güçlü vazokonstriksiyon nedeniyle gangren, sedasyon.
• Ergotizm: Uzun süreli kullanýmda ortaya çýkan zehirlenme tablosudur.
Tedavide sodyum nitroprusiyat kullanýlýr.
33
FARMAKOLOJİ
ERGOT ALKALOİDLERİNİN ÖZELLİKLERİ
İlaç
5-HT
Alfa-adrenerjik Dopamin
reseptörü reseptör
reseptörü
Oksitosik Endikasyon
etki
Yan etki
Ergotamin
Parsiyel
agonist
(5-HT1)
Parsiyel agonist
İnaktif
(damarda)
Antagonist (diğer
bölgelerde)
++
Migren
Emezis
Dihidroergotamin
Parsiyel
agonist
(5-HT1)
Antagonist
İnaktif
+
Migren
Emezis
Ergometrin
Parsiyel
agonist
(5-HT1)
Parsiyel agonist
Zayıf
+++
Postpartum
kanama
Bromokriptin İnaktif
Zayıf antagonist
Parsiyel
agonist
-
Parkinson
hastalığı,
hiperprolaktinemi,
akromegali
Emezis
Metizerjid
-
-
-
Karsinoid tümör
Migren (proflaksi)
Retroperitoneal ve
mediastinal fibrozis
Parsiyel
agonist
Alfa blokörlerin endikasyonlarý
Yohimbin
• Presinaptik ve postsinaptik alfa2-reseptörleri bloke eder. Klonidinin
antihipertansif etkisini antagonize eder.ADH salýverilmesini
artýrýr.
BETA ADRENERJÝK RESEPTÖR BLOKÖRLERÝ
• Selektif beta1 (kardiyoselektif) blokörler: Astma, periferik damar hastalýðý,
gebeliðe baðlý hipertansiyon ve diyabetli hastalarda tercih edilir
Atenolol, asebutolol , betaksolol, bisoprolol ** (selektivitesi en yüksek olan), esmolol,
metoprolol, seliprolol, praktolol (toksisitesi nedeniyle kullanýlmýyor)
• Selektif beta2 blokör: alfa- metilpropranolol, butoksamin. Klinikte
kullanýlmaz.
• Selektif olmayan beta-blokörler:
Tedavide kullanýlan ilaçlarýn çoðu selektif olmayan beta blokörlerdir
Alprenolol, propranolol, karteolol, nadolol, penbutolol, pindolol, sotalol, timolol,
oksprenolol
Parsiyel agonist (intrinsik sempatomimetik etkili) beta-blokörler: Bronkospazma ve
kalp bloðuna eðilimi olan, periferik damar hastalýðý olanlarda tercih edilir.
alprenolol, asebutolol, oksprenolol, penbutolol***pindolol (en yüksek), seliprolol,
karteolol
***En uzun etkili beta blokörler: Nadolol, betaksolol
***En kýsa etkili beta blokör: Esmolol
Böbrek kan akýmýný artýran: Pindolol
Su-tuz retansiyonu yapmayanlar: Nadolol ve tertatolol
34
FARMAKOLOJİ
ALFA BLOKERLERİN ENDİKASYONLARI
Feokromositoma
Fentolamin tanı amacıyla kullanılır. Bu ilaç verildiğinde 2
dakika içinde SKB’de 35 ve DKB’de 25 mm Hg’dan fazla
düşüş olursa test (+) dir.
Şok
Bu ilaçlar hastaya uygulanmadan önce uygun sıvı veya
plazma replasmanı yapılmalıdır. Dopamin, dobutamin
gibi ilaçları önemi daha fazladır.
Vazospazmın önlenmesi
Böbrek transplantasyonlarından önce vazospazmı
önleyebilmek için fenoksibenzamin kullanılır.
Raynaud, akrosiyanoz gibi periferik damar
hastalıkları
Sempatomimetiklerin aşırı dozunun tedavisi
(Amfetamin zehirlenmesi)
Benign prostat hipertrofisi
Prostat dokusunda düz kasları gevşeterek prostat
dokusu üzerindeki basıncı hafifletir.
Beta blokörlerin endikasyonlarý
a)
Kardiyovasküler sistemle ilgili endikasyonlar:
• Hipertansiyon
• Aritmi
• Hipertrofik obstrüktif kardiyomyopati:Myokardýn kasýlma gücünü
azaltabilmek için.
• Anjina pektoris proflaksisi
• Myokard infarktüsü
• Portal hipertansiyon: Propranolol ve nadolol özofagus varis kanamasýný
önlemede proflaktik olarak kullanýlýr.
• Kronik konjestif kalp yetmezliði: dilate kardiyomyopatili ve diyastolik
fonksiyon bozukluðu olanlarda kullanýlmalýdýr.
b)
Diðer endikasyonlarý:
- Açýk açýlý glokom: timolol aköz hümor salgýsýný azaltýcý etkisi nedeniyle
tercih edilir (betaksolol, karteolol, levobunonol, metipranolol diðer
kullanýlan beta blokörlerdir).
- Hipetiroidi (tirotoksikoz): beta-adrenerjik reseptörlerde up-regülasyon
meydana gelen bu hastalarda tedavide ilk tercih Propranololdür. .
- Anksiyete
- Migren proflaksisi
- Alkol yoksunluðu sendromu
- Özofagus varisi olan sirozlu hastalarda kanamayý önlemek için
Yan etkileri
- Bulantý-kusma-diyare.
- Bronkokonstriksiyon
- Kalp yetmezliði
- Sinüs bradikardisi, A-V blok
- Glukoz intoleransý: Ýnsülin yaptýðý hipogliseminin þiddeti artar ve süresi
uzar. Pankreastan insülin salýverimesini Beta2 adrenerjik reseptörleri
bloke ederek azaltýr ve açlýk kan þekerini yükseltebilir.
35
FARMAKOLOJİ
-
HDL düþer, VLDL ve trigliserid düzeyi yükselir.
Çabuk yorulma, egzersiz toleransýnda azalma
Kesilme sendromu
Praktalol: Keratokonjonktivitis sikka, kornea delinmesi, körlük, cilt
lezyonlarýndan oluþan göz-deri sendromu.
Karaciðer mikrozomal enzimlerinde inhibisyon.
SSS: Depresyon, uyku bozukluðu, sedasyon.
Ýmpotens, hiperkalemi.
Antitrombositik etkililer: Propranolol, timolol, metoprolol
Kontrendikasyonlarý
- Astma
- Konjestif kalp yetmezliði, kardiyojenik þok, perikardit
- Bradikardi, AV blok
- Diabet (Beta2 blok ile insulin salýnýmýný azaltmanýn yaný sýra
hipogliseminin semptomlarýný baskýladýðý için)
- Karaciðer (lipofilikler) ve böbrek yetmezliði (hidrofilikler)
- Ýleri yaþ
- Gebelik: Uterus kasýlmasýna neden olur.
- Depresyon.
Beta blokörlerle oluþan zehirlenmelerde:
- atropin+ beta agonist (izopreterenol, dopamin veya dobutamin)
- glukagon: cAMP düzeyini yükselterek etki gösterir.
ADRENERJÝK NÖRON BLOKÖRLERÝ
REZERPÝN
Adrenerjik sinir uçlarýnda Mg+2 ve ATP’ye baðlý olarak çalýþan veziküler amin
pompasýný irreversibl olarak inhibe ederek, noradrenalin(NA)’in veziküller
içerisine alýnmasýný önler. NA, sitoplazmadaki MAO tarafýndan parçalanýr.
- Dopamin ve serotonin depolarýný da boþaltýr.
- Santral ve periferik etkileri vardýr. Kan basýncýný düþürür, bradikardiye yol
açar.
- Yan etkileri: Ortostatik hipotansiyon, sedasyon (en sýk), depresyon, intihara
eðilim,uzun süreli kullanýmda Parkinson benzeri tablo, konvülziyon eþiðinde
azalma, diare, ülser aktivasyonu, bradikardi, burun týkanýklýðý, ejekulasyon
inhibisyonu, hiperprolaktinemi.
- Alkol ve hipnosedatif ilaçlarla beraber alýnmamalýdýr.
Guanetidin
-
Antihipertansif olarak kullanýlýr.
SSS’ne geçemez, periferik etkilidir.
Adrenerjik sinir uçlarýnda veziküller içerisine girerek NA’in yerini alýr (yalancý
nörotransmitter) ve adrenerjik sinir uçlarýnda membran stabilizasyonuna
neden olarak NA salýverilmesini önler.
Kokain ve trisiklik antidepresanlar gibi nöronal uptake (uptake 1) blokörleri
guanetidinin etkisini azaltýr.
36
FARMAKOLOJİ
Hemikolinyum
Kolinin sinir ucuna alınmasını bloke eder.
Vezamikol
Asetilkolini vezikül içerisine sokan taşıyıcıyı bloke eder.
Botulinum toksini
Vezikül ile kolinerjik sinir ucu membranı arasındaki birleşmeyi sağlayan
sinaptobrevinin yapısını bozarak asetilkolinin salıverilmesini engeller.
Asetilkolinesteraz
Sinaptik aralıkta asetilkolinin parçalanmasını sağlar.
BRETÝLYUM
-
Adrenerjik nöronlarda blokaj yapýcý etkisi vardýr, sinir uçlarýndan NA
salýverilmesini önler. Ancak hipotansif etkisine tolerans geliþmesi nedeniyle
hipertansiyon tedavisinde kullanýlmaz.
Ventriküler fibrilasyon tedavisinde kullanýlýr.
KOLİNOMİMETİK İLAÇLAR
A) PARASEMPATOMIMETIKLER:
Parasempatomimetik alkaloidler
Pilokarpin:
- En belirgin özelliði aþýrý terleme yapmasýdýr.
- Glokom tedavisinde en fazla tercih edilen ilaçtýr. Gözde iris sfinkterini
kasarak myozis yapar böylece iridokorneal açýyý geniþleterek göz içi
basýncýný düþürür.
Muskarin:
Arekolin:
- SSS’de eksitasyon ve öfori oluþturur
- Öðrenme ve bellekle ilgili M1-reseptörleri selektif olarak aktive eder,
Alzheimer tipi demans olgularýnda denenmektedir.
- Oksotremorin: - Sentetik bir ilaçtýr.
- Striatumdaki M1 kolinerjik reseptörleri selektif olarak aktive ederek, tremor,
rijidite gibi Parkinson hastalýðýna benzer belirtiler oluþturur.
M1 reseptörlere selektif etki gösteren ilaçlar: Arekolin, oksotremorin,
pilokarpin
KOLİNERJİK SİNİR UCUNDAKİ PRESİNAPTİK RESEPTÖRLER
Otoreseptör
İnhibitör
Uyarıcı
M2 muskarinik
Alfa2 adrenerjik
Beta2 adrenerjik Dopamin (DA 2)
Adenozin (A1), GABA, µ, Serotonin
Asetilkolin (nikotinik)
37
FARMAKOLOJİ
KOLİN ESTERLERİ
Muskarinik etki
Nikotinik etki
Kolinesteraza duyarlılık
Asetilkolin
+++
+++
++++
Metakolin
++++
-
+
Karbakol
++
+++
-
Betanekol
++
-
-
b) Antikolinesterazlar:
Kolinesteraz enzimini inhibe eden ilaçlar, inhibisyonun reversibl ve irreversibl
olmasýna göre iki grupta incelenmektedir. Kolinerjik sinapslarda asetilkolin
birikimine neden olarak muskarinik ve nikotinik etkiler gösterir.
Reversibl inhibitörler (karbamilli grup):
• Tersiyer amin grubu içeren ve SSS’ne geçebilenler: fizostigmin, takrin,
donepezil, rivastigmin
• Neostigmin, pridostigmin, ambenonyum, demekaryum, edrofonyum ve
distigmin kuvarterner amin grubu içerir ve SSS’ne geçemez. Neostigmin
doðrudan nikotinik reseptörleri uyarabilme özelliðine sahiptir.
• Reversibl inhibitörler enzimin anyonik ve esteratik bölgelerine baðlanýr ve
karbamiller.
• En kýsa etkili inhibitör: edrofonyum
• En uzun etkili inhibitör: distigmin, 2. uzun etkili ambenonyum.
Irreversibl inhibitörler (fosfatlý antikolinesterazlar):
- Bunlar organofosfat bileþikleridir. Kan-beyin bariyerini geçebilir ve santral
etkiler oluþturabilirler.
- Etki süreleri reversible inhibitörlere göre daha uzundur.
- Tarým alanýnda kullanýlan insektisidler: malatyon, paratyon.
- Glokom tedavisinde göze lokal olarak uygulanan: ekotiofat, diizopropilflorof
osfat(DFP).
- Antihelmintik etkisi olan: metrifonat
Kolinesteraz inhibitörlerinin farmakolojik etkileri:
- Parasempatomimetik etkiler: Myozis, akomodasyon spazmý, diyare.
- Parasempatomimetiklerden farklý olarak sempatik gangliyonlardaki ve
adrenal medulladaki nikotinik reseptörlerin uyarýlmasý nedeniyle kan
basýncýnda yükselmeye neden olabilir.
- Çizgili kaslarda:
- Fasikülasyonlar meydana gelir.
- SSS etkileri:Solunumu uyarýr, vazomotor merkezi uyararak kan basýncýný
yükseltir.
38
FARMAKOLOJİ
KOLÝNOMÝMETÝKLERÝN ENDÝKASYONLARI
• Nörojenik mesane: betanekol
• Kronik açýk açýlý glokom: Tedavide beta-blokörler, parasempatomimetikler
(pilokarpin en sýk kullanýlan ilaçtýr, fizostigmin), adrenalin, karbonik anhidraz
inhibitörleri kullanýlýr. Parasempatomimetikleriin buradaki etkisi siliyer kasý
kasmalarýna baðlýdýr.
• Dar açýlý glokom: Parasempatomimetikler ve karbonik anhidraz inhibitörleri
tercih edilir. Gerekirse cerrahi müdahale yapýlýr.
• Atropin ve fenotiazin grubu nöroleptikler gibi santral etkili antikolinerjiklerle
meydana gelen zehirlenmeler: i.v. fizostigmin
• Refluks özofajit: Betanekol (oral).
• Atropin zehirlenmesinin teþhisi: Hastaya metakolin verildikten sonra aþýrý terleme
meydana gelir.
• Postoperatif ileus ve mesane atonisi: Neostigmin ve betanekol tedavide
kullanýlýr.
• Kompetetif tipte nöromuskuler blokaj yapan ilaçlarýn (kürar ve benzeri ilaçlar)
etkisini ortadan kaldýrmak için: Neostigmin, edrofonyum.
• Alzheimer hastalýðýnýn erken dönemleri: Fizostigmin., rivastigmin
Myastenia gravis tedavisi
- Tedavide neostigmin, pridostigmin veya distigmin kullanýlýr. Diðer ilaçlar
(efedrin, potasyum klorür, glukokortikoidler, azatiopürin).
- Tedavi sýrasýnda bazen hastalýk belirtileri tekrar ortaya çýkabilir. Bu durum
ilaç dozunun yetersizliðine (myastenik kriz) veya dozun fazlalýðýna (kolinerjik
kriz) baðlý olabilir. Hastaya i.v. yoldan edrofonyum verildiðinde belirtiler
düzeliyorsa, myastenik kriz söz konusudur; ilaç dozu yükseltilir. Belitiler
daha da þiddetleniyorsa hasta kolinerjik krizdedir, ilaç dozu fazla gelmiþtir;
doz düþürülür
Alzheimer tedavisi
-
Fizostigmin: Kontrollu salýnýmlý tablatleri kullanýlýr.
Takrin: Hepatotoksik etkisi kullanýmýný kýsýtlamaktadýr. Ataksiye yol açar.
Presinaptik uçtan asetilkolin salýverilmesini de azaltýr.
Donepezil: Yan etkileri: bulantý, kusma, diare, uykusuzluk, kas
kramplarý.
Rivastigmin: Nöronlarda beta-amiloid birikimini engellemesi nedeniyle
tedavide tercih edilir. Kognitif fonksiyonlar üzerinde olumlu etkisi vardýr.
Hastalar bu ilacý oldukça rahat tolere eder.
E vitamini, melatonin ve selejilin gibi antioksidan maddelerin de tedavide
yararlý olduðu bildirilmiþtir.
ORGANOFOSFAT BÝLEÞÝÐÝ ÝÇEREN ÝNSEKTÝSÝDLERLE ZEHÝRLENME
Belirtiler
a) Parasempatik etkinliðe baðlý belirtiler: terleme, myozis, akomodasyon
spazmý, görme bozukluðu, ishal, bradikardi, hipotansiyon, idrar
tutamama.
39
FARMAKOLOJİ
b) SSS: Konuþma güçlüðü, konfüzyon, reflekslerde bozulma, ataksi,
konvülziyon
c) Çizgili kaslarda fasikülasyon, güçsüzlük, istem dýþý hareketler.
d) Bazý olgularda zehirlenmeden yaklaþýk 2-4 hafta sonra polinöropati ve felç
görülür. Felçler önce gevþek, sonra spastiktir ve ekstremitelerin distalini
tutar.
Tedavi
• Ýlk yapýlacak iþlem hastanýn zehirle temasýnýn kesilmesidir.
• Solunum yolu açýk tutulur, gerekirse mekanik solunum yaptýrýlýr, oksijen
verilir.
• Zehirlenmede ölüm nedeni solunum yetmezliðidir.
• Atropin: Muskarinik reseptörleri bloke eder. i.v veya im yoldan 2-4 mg
olarak baþlanýr, 3-10 dakikada bir 2 mg dozunda aðýz kuruluðu, flushing
gibi belirtiler ortaya çýkana kadar verilir.
• Pralidoksim (PAM), obidoksim: Organofosfat bileþiklerini enzimden
ayýrarak, enzimi yeniden aktive eder. 1 gr - i.v. Erken dönemde
kullanýlmalýdýr, aksi halde etkisizdir. Atropinden farký santral sinir sistemine
geçememesidir.
PARASEMPATOLİTİK (ANTİKOLİNERJİK) İLAÇLAR
I. ANTİMUSKARİNİK İLAÇLAR (MUSKARİNİK RESEPTÖR
BLOKÖRLERİ):
-
Tüm muskarinik reseptörlere afiniteleri eþittir. Kuvaterner amin yapýsýndaki
bileþikler (metantelin, propantelin) dýþýndakiler nikotinik reseptörleri
etkilemez.
** En kolay bloke edilen muskarinik reseptörler: tükrük, ter ve solunum yollarýnýn
mukozasýnda bulunan bezlerdir.
** Antimuskarinik etkiye en dayanýklý hücreler: midede asid salgýlayan hücreler.
ATROPÝN
-
Belladon alkaloididir. Etkisi yaklaþýk 3-4 saat kadar devam eder. **En geç
ortadan kalkan etkisi midriyazisdir (24 saat). Skopolaminden en önemli
farký sedasyon yapmamasýdýr.
Sistemik Etkileri
KVS: - Kan basýncýnda bir deðiþiklik yapmaz. Düþük dozlarda bradikardi,
yüksek dozlarda vagal tonusun ortadan kalkmasý sonucu taþikardiye
neden olur. Kalpte atrioventriküler (AV) iletimi hýzlandýrýr, ektopik
atýmlara neden olabilir. Bradikardi ve AV blok tedavisinde kullanýlýr. Ciltte
kýzarma (flushing): Oluþan vazodilatasyona ve histamin salýverilmesinde
artýþa baðlýdýr.
GÖZ: - Midriyazis, fotofobi. Silyer kasý gevþetir, lensin bombeliði ve
kýrýcýlýðý azalýr, yakýn görme bozulur (siklopleji- akomodasyon felci).
Göz yaþý salgýsýný azaltýr, gözde kuruluða neden olur.
40
FARMAKOLOJİ
Dar açýlý glokomda, glokom krizine neden olur, kontrendikedir. Üveit ve
iritte sineþiyi ortadan kaldýrmak için kullanýlýr. DIÞ SALGI BEZLERÝ: - Aðýz
kuruluðu, ciltte kuruluk, terlemenin inhibe edilmesi nedeniyle hipertermi
görülür.
GÝS: Peristaltizm azalýr (kontipasyon), mide asid salgýsý etkilenmez,
sfinkterleri gevþetir, antispazmodik olarak kullanýlýr.
SSS: Ajitasyon, deliryum.
Ýdrar retansiyonu
Atropin’in endikasyonlarý
- Sikloplejik etkisi nedeniyle lensin refraksiyon kusurlarýnýn ölçülmesi
- Üveit ve iritte oluþan sineþi
- Mesane ve GÝS’te antispazmodik olarak
- Organofosfat bileþikleri ve mantar zehirlenmeleri
- Ameliyat öncesinde sekresyonlarý azaltmak için
- Bradikardi, A-V blok
- Parkinson hastalýðý
- Belirgin vagal deþarj görülen myokard infarktüsü olgularý
Kontrendikasyonlarý: Dar açýlý glokom, prostat hipertrofisi, ileus, barsak
ve mide atonisi.
Atropin zehirlenmesi
Hastanýn görünümü: “Kemik kadar kuru, yarasa kadar kör, pancar kadar
kýrmýzý”
Atropin zehirlenmesinde i.v. fizostigmin kullanýlýr.
Skopolamin
- Atropinden farký sedasyon yapmasý, amnezi oluþturmasý ve kýsa
süreli hafýzayý bloke etmesidir.
- Toksik dozlarda atropin ve skopolamin ajitasyon ve konfüzyona
neden olur.
Diðer santral etkili antikolinerjikler
Triheksifenidil, biperiden, benztropin, sikrimin: **Parkinson tedavisi
ve nöroleptiklerin yan etkilerinin ortadan kaldýrýlmasý amacýyla
kullanýlmaktadýr.
Belladon alkaloidlerinin sentetik analoglarý
-
Oftalmik solüsyonlar þeklinde sikloplejik ve midriyatik olarak kullanýlanlar:
homatropin, ökatropin, siklopentolat, tropikamid
Antispazmodik etkililer: oksifensiklimin, piperidolat, adifenin.
Kuvaterner amin bileþikleri (metantelin, propantelin,
ipratropium bromür,hyosin-N-butilbromür/butilskopolamin)
-
Sentetik maddelerdir, SSS’ne giremezler. Sempatik ve parasempatik
gangliyonlardaki nikotinik reseptörleri de bloke eder, postüral hipotansiyon,
idrar retansiyonu ve impotens gibi belirtilere neden olur.
Yüksek dozda nöromüsküler blok da yapabilir.
41
FARMAKOLOJİ
-
Butilskopolamin: Mesane spazmý, GIS spazmý ve biliyer spazm tedavisinde
tercih edilir.
Ýpratropium: Astým, kronik bronþit ve amfizemli hastalarda kirz tedavisinde
kullanýlýr. Diðer antikolinerjiklerden farký mukosiliyer transportu
bozmamasýdýr.
Glikopirolat: Tükrük salgýsýný inhibe edici etkisi atropinden yüksektir.
Atropine göre daha az taþikardi yapar. Preanestezik medikasyonda i.v.
uygulanýr.
Propantelin: Nörojenik mesane ve enürezis nokturna tedavisinde
kullanýlýr.
Selektif Etkisi Parasempatolitiktir
Pirenzepin, Telenzepin
- Tip 1 muskarinik reseptörlerin (M1) blokörüdür. Mide parietal
hücrelerinden asid salgýlanmasýný güçlü bir þekilde inhibe eder, ülser
tedavisinde fazla tercih edilmez.
II. OTONOMİK GANGLİONLARA ETKİLİ İLAÇLAR
YER
PREDOMİNANT SİSTEM
GANGLİON BLOKAJI SONUCU OLUŞAN
ETKİLER
Arterioller
Sempatik
Vazodilatasyon, hipotansiyon
Venler
Sempatik
Dilatasyon, kanın periferde göllenmesi, venöz
dönüşte azalma, kardiak outputta azalma
Kalp
Parasempatik
Taşikardi
İris
Parasempatik
Midriyazis
Silier kas
Parasempatik
Siklopleji
Gastrointestinal sistem
Parasempatik
Motilitede azalma, konstipasyon, gastrik ve
pankreatik sekresyonlarda azalma
Mesane
Parasempatik
İdrar retansiyonu
Tükrük bezleri
Parasempatik
Kserostomi
Ter bezleri
Sempatik (kolinerjik)
Anhidroz
42
FARMAKOLOJİ
TABLO 7. OTONOM SİNİR SİSTEMİNDE ETKİLİ MADDELER VE ETKİ MEKANİZMALARI
İŞLEM
ÖRNEK
ETKİ YERİ
MEKANİZMA
Aksiyon
potansiyelinin
uzaması
Lokal anestezikler,
tetrodotoksin.
Sinir aksonları
İletimin ve sodyum
kanallarının blokajı
Transmitter
sentezi
Hemikolinyum
Kolinerjik sinir uçları
Alfa-metiltirozin
(metirozin)
Adrenerjik sinir uçları ve
adrenal medulla
Kolin uptakeini bloke
eder ve sentezi yavaşlatır
Sentezi bloke eder
Norepinefrin, dopamin,
asetilkolin, anjiotensin II
Botulinum toksini
Alfa-latrotoksin
Sinir uçları membran
reseptörleri
Kolinerjik veziküller
Kolinerjik ve adrenerjik
veziküller
Adrenerjik sinir uçları
Salıverilmenin
düzenlenmesi
Adrenerjik sinir uçları
Transmitter geri alımını
önler
Transmitter
salıverilmesi
Tiramin, amfetamin
Transmitter geri
alımı
Kokain, trisiklik
antidepresanlar
6-hidroksidopamin
Salıverilmeyi önler
Şiddetli salıverilmeye
neden olur
Transmitter
salıverilmesine neden
olur.
Adrenerjik sinir uçları
Sinir uçlarını tahrip eder.
Reseptör
aktivasyonu veya
blokajı
Transmitterin
enzimatik
inaktivasyonu
Norepinefrin
Adrenerjik reseptörler
Alfa reseptörleri uyarır
Fentolamin
Adrenerjik reseptörler
Alfa reseptörleri bloke
eder
Izoproterenol
Adrenerjik reseptörler
Alfa reseptörleri uyarır
Propranolol
Adrenerjik reseptörler
Alfa reseptörleri bloke
eder
Nikotin
Nikotinik reseptörler
Reseptörleri uyararak
postsinaptik
membrandaki kanalları
acar
Tübokürarin
Nöromuskuler kavşak
Blokaj
Betanekol
Muskarinik reseptörler
Aktive eder
Neostigmin
Tranilsipromin
Kolinerjik sinapslar
Adrenerjik sinapslar
Kolinesteraz inh.
MAO inh.
43
FARMAKOLOJİ
KARDİYOVASKÜLER SİSTEM FARMAKOLOJİSİ
HÝPERTANSÝYON TEDAVÝSÝ
1. DÝÜRETÝKLER
-
-
En çok tiyazid grubu diüretikler (klorotiyazid, hidroklorotiyazid) veya
tiyazid benzeri diüretikler (klortalidon, indapamid, metozalon) tercih edilir.
Konjestif kalp yetmezliði veya kronik böbrek yetmezliði olan hastalarda ise
furosemid tercih edilir.
Etki mekanizmasý: Sývý hacmini ve periferik damar direncini azaltýr.
Vazodilatör etkileri damar düz kas hücrelerinde Na+ ve Ca+2 miktarýný
azaltmalarýna baðlýdýr.
2. ADRENERJÝK NÖRON BLOKÖRLERÝ (Rezerpin, Guanetidin,
Guanadrel)
Diðer antihipertansif ilaçlarla beraber kullanýlýr. Tek ilaç kullanacak hastalarda
tercih edilmez.
HT TEDAVİSİNDE KULLANILAN İLAÇLARIN ETKİ YERLERİ VE MEKANİZMALARI
İlaç
Kalp
ADE
inhibitörleri
AT1 blokörleri
α-blokörler
Kalp
kasılma
gücü ve
hızında
azalma
β-blokörler
Kalp
kasılma
gücü ve
hızında
azalma
Böbrek
Damar
düz kası
Plazma
hacminde
azalma
Etki
Renin
Salgısı
Gevşeme
Kardiak output
↓
Periferik damar
direnci ↓
↑
Gevşeme
Kardiak output
↓
Periferik damar
direnci ↓
←
Kardiak output
↓
Periferik damar
direnci ↓
↓
Periferik damar
direnci ↓
↑←
Kardiak output
↓
Periferik damar
direnci ↓
↑←
Kardiak output
↓
↑
Plazma
hacminde
azalma
Kalsiyum kanal
blokörleri
Sempatik
etkinlikte
azalma
Gevşeme
Santral etkili
sempatolitikler
Diüretikler
Vazodilatörler
Santral sinir
sistemi
Sempatik
etkinlikte
azalma
Plazma
hacminde
azalma
Gevşeme
↑
44
FARMAKOLOJİ
Rezerpin
Yan etkileri:
- ***Sedasyon ve konsantrasyon gerektiren iþleri yapmada güçlük (en sýk),
depresyon, intihara eðilim.
- Burun týkanýklýðý, bradikardi, ortostatik hipotansiyon, peptik ülser oluþumu
ve ülser kanamasý.
- Konvülziyon eþiðinde düþme.
- Mide barsak kanalýnýn motilitesinde artýþa baðlý diyare ve mide
asitsalgýsýndaki artýþa baðlý peptik ülser oluþturabilir.
- Ejakülasyon ortadan kalkabilir.
Guanetidin
-
Etki mekanizmasý: Nöronal up-take yoluyla adrenerjik sinir ucuna alýnýr
ve sinir uçlarýnda veziküller içerisine girerek noradrenalinin yerini alýr ve
adrenerjik sinir ucunda membran stabilize edici etki gösterir.
Ýlaç etkileþimleri:
Nöronal uptake’i bloke eden trisiklik antidepresanlar, kokain,
fenoksibenzamin gibi ilaçlarla alýnýrsa guanetidinin etkinliði ↓
Guanetidin, indirekt etkili sempatomimetikler olan tiramin ve amfetaminin
etkisini ¯.
3. ADRENERJÝK RESEPTÖR BLOKÖRLERÝ:
3. A. Beta adrenerjik reseptör blokörleri
- Kalp hýzýnda ve kalp debisinde azalmaya neden olur.
Vazodilatör etkisi vardýr.
- Sistolik kan basýncýný, diastolik kan basýncýna göre daha belirgin olarak
düþürür.
- BETA BLOKÖRLERÝN ÖZELLÝKLE TERCÝH EDÝLDÝÐÝ DURUMLAR (çoklu
yarar prensibi):
Angina pektorisi olan, myokard infarktüsü geçirmiþ, glokomu olan, migreni
olan, supraventriküler aritmisi olan, 60 yaþýn altýndaki hastalar, renin düzeyi
yüksek olan hastalar.
3.B. ALFA ADRENERJÝK RESEPTÖR BLOKÖRLERÝ
Selektif olmayan alfa blokörler (fenoksibenzamin ve fentolamin gibi) yan
etkilerinin sýk olmasý (refleks taþikardi, renin salgýsýnda artýþ), ve uzun
süreli kullanýmlarýnda etkilerine tolerans geliþmesi nedeniyle rutin tedavide
kullanýlmaz.
Prazosin (yarý ömrü en kýsa), terazosin, alfuzosin, doksazosin (yarý ömrü en
uzun), uradipil
3. C. LABETOLOL
-
α1, β1 ve β2 adrenerjik reseptörlerin blokörüdür. Etkisi β blokörlere göre
daha çabuk baþlar.
Yan etkileri: Ortostatik hipotansiyon, impotens, antinükleer antikor ve
antimitokondriyel antikor oluþumu, göz toksisitesi.
45
FARMAKOLOJİ
4. SANTRAL ETKÝLÝ SEMPATOLÝTÝKLER (klonidin, guanfazin, guanabenz ve metildopa)
Klonidin
Etki mekanizmasý:
- Beyin sapýnda nucleus tractus solitarii ve vazomotor merkezdeki
postsinaptik α2 reseptörleri uyararak vazomotor merkezi inhibe
eder.
- SSS’de noradrenerjik akson uçlarýnda presinaptik imidazol
(Ý) reseptörlerini aktive eder. Bu yolla NA salýverilmesi artar.
NA postsinaptik bölgedeki α2 adrenerjik reseptörleri uyararak
vazomotor merkezi inhibe eder.
- Yüksek dozda periferde adrenerjik sinir uçlarýndaki presinaptik
α2 reseptörleri uyararak NA salýverilmesini önler.
Klonidinin diðer endikasyonlarý:
- Morfin benzeri analjezik etki gösterir ve morfin
yoksunluk sendromu belirtilerini hafifletir veya ortadan
kaldýrabilir. Yoksunluk sendromu belirtilerinin çoðu
sempatik hiperaktiviteye baðlýdýr. Bu endikasyonda
hipotansif etkisinin az olmasý nedeniyle daha çok lofeksidin
kullanýlýr.
- Hipotalamustan GHRH salgýsýný artýrarak GH salgýsýný uyarýr. Test
ilacý olarak kullanýlýr.
- Postmenapozal flushing ve glokom tedavisi
- CRH salgýsýný azaltýr. Nalokson, klonidin zehirlenmesinin
antidotudur.
Yan etkileri
Sedasyon (***en sýk görülen yan etkisi), rebound hipertansiyon
(klonidine devam veya alfa veya β blokör verilir), kanda kortizol
düzeyini düþürür, aðýz kuruluðu, bradikardi ve konstipasyon.
Klonidin beta blokörlerle beraber kullanýlmaz, rebound hipertansiyon
belirginleþir.!!!!
Metildopa
Metildopa, bir ön ilaçtýr periferde ve beyinde sempatik sinir uçlarýna
girerek noradrenalinin sentez yolaðýna katýlýr ve α2 reseptör agonisti
olan α-metilnoradrenaline (yalancý mediatör) dönüþür.
- Yan etkileri: ortostatik hipotansiyon, yorgunluk ve sedasyon (en
sýk), Coombs testi (+), reversibl hemolitik anemi, ejakulasyon
bozukluðu, impotens, libido kaybý.
α-adrenerjik reseptörlerden çok imidazolin reseptörlerine baðlananlar:
Moksonidin ve rilmenidin: Sedasyon daha az, aðýz kuruluðu daha
sýk.
46
FARMAKOLOJİ
5. KALSÝYUM KANAL BLOKÖRLERÝ
Dihidropiridin türevleri: Nifedipin, nikardipin, nitrendipin, nizoldipin,
amlodipin, felodipin, nimodipin.
- *** Dihidropiridin türevleri vazoselektiftir, damarlarý gevþeten dozlarda kalp
üzerinde belirgin etki oluþturmaz.
- Avantajlarý kan basýncýný düþürmelerine raðmen böbrek ve serebral kan akýmýný
azaltmamalarýdýr (Diüretikler ve beta blokörler azaltýr). Dihidropiridin türevleri
ayný zamanda diüretik ve natriüretik etki gösterir. Bu nedenle refleks olarak
su-tuz tutulumunu artýrmaz.
- Vazoselektifliði en fazla olanlar **amlodipin, felodipin ve lasidipindir.
- Nizoldipin, kanallara afinitesi en yüksek olan kalsiyum kanal blokörüdür.
- Amlodipin en uzun etkili kalsiyum kanal blokörüdür. Diðer DHP grubu ilaçlar
sadece voltaja baðlý kanal blokajý yaparken, amlodipin hem voltaj hem de
frekansa baðlý blokaj oluþturur.
- Beta blokörlerle kombine tedavide vazoselektif olmalarý nedeniyle dihidropiridin
grubu tercih edilir.
- Nimodipin serebral damar yataklarýnda belirgin etki gösterdiði için subaraknoid
hemorajilerde refleks vazospazmý önlemek için kullanýlýr, en kýsa etkili kalsiyum
kanal blokörüdür.
Fenilalkilamin türevleri:Verapamil
-
Verapamil kalp üzerindeki etkisi en belirgin olan kalsiyum kanal blokörü
olmasý nedeniyle beta blokörlerle kullanýlmasý kontrendikedir.
Supraventriküler aritmisi veya hipertrofik kardiyomyopatisi olanlarda tercih
edilir.
Benzotiazepin türevleri: Diltiazem
-
Myokard infarktüsü geçiren hastalarda mortaliteyi azaltýr. Pulmoner
konjesyonu olan myokard infarktusu olgularýnda kullanýlmamalýdýr, bu
olgularda mortaliteyi artýrýr.
Piperazin türevleri: Sinarizin, flunarizin
-
Sinarizin (antihistaminik etkili) Meniere hastalýðý ve taþýt tutmasýnda
kullanýlýr. Flunarizin ise migren, cluster tipi baþ aðrýsý, kulak çýnlamasý ve
vertigoda endikedir.
Bepridil
Anginalý hastalarda kullanýlýr. Kalsiyum kanallarýnýn yanýsýra kalpte sodyum
ve potasyum kanallarýný da bloke eder. Diðer kalsiyum kanal blokörlerinden
en önemli farký periferik vazodilatasyon yapmamasýdýr
Mibefradil
T tipi kalsiyum kanallarýna etkisi daha güçlü, L tipi kanallara etkisi
zayýftýr.
****Dihidropiridin grubu, verapamil ve diltiazem kalp ve düz kasta
yerleþmiþ olan L tipi kanallarý bloke ederken, flunarizin ve mibefradil
kalpte bulunan T tipi kanallarý bloke eder.
47
FARMAKOLOJİ
Kalsiyum Kanal Blokörlerinin Diðer Endikasyonlarý:
Ø Pulmoner hipertansiyon (Nifedipin)
Ø Migren nöbetlerinin proflaksisi
Ø Hipertrofik kardiyomyopati
Ø Difüz özofageal spazm
Ø Dismenore
Ø Erektil impotens
Ø Reperfüzyon aritmileri
6. ANJÝOTENSÝN ANTAGONÝSTLERÝ
A) Anjiotensin dönüþtürücü enzim (ADE) inhibitörleri
(benazepril, enalapril, fosinopril, kaptopril, kinapril, lisinopril,
perindopril, ramipril, silazapril, trandolapril)
Etki mekanizmasý: Anjiotensin I’in anjiotensin II’ye dönüþümünü inhibe
ederek periferik damar direncini azaltýr, aldosteron sentezini inhibe edip
su-tuz tutulumunu azaltýr, bradikininin yýkýmýný önler (ADE=kininaz II).
Kinin peptidler nitrik oksid (NO) ve prostaglandin sentezini artýrdýðý için,
ADE inhibitörleri böbrekte indirekt olarak NO ve prostaglandin I2 aracýlý
vazodilatasyona neden olur.
Arteriyel ve venöz dilatasyona yol açar. Hipertansiyon dýþýnda preload
ve afterloadu azaltmasý nedeniyle konjestif kalp yetmezliði, akut MI gibi
hastalarda da kullanýlýr.
Diðer endikasyonlarý
- ADE inhibitörleri efferent arteriolü afferent arteriole göre daha fazla
gevþettiklerinden glomerül içi basýncý düþürür. Bu nedenle diyabetik
nefropatide yararlýdýr (proteinüriyi azaltýr) ve yine bu nedenle böbrek
kan akýmýný artýrmalarýna raðmen GFH’ný artýrmaz.
- Akut myokard infarktusu (iskemik alan çapýnýn büyümesini ve sol ventrikül
dilatasyonunu) önler ve konjestif kalp yetmezliði olgularýnda erken
dönemde tedaviye baþlanmasý mortaliteyi önemli ölçüde azaltýr.
- Ön ilaç olmayan ADE inhibitörleri: Kaptopril ve lizinopril .
- Fosinopril hariç böbrekle atýlýrlar.
Yan etkiler:
Genel yan etkiler: Hiperkalemi, öksürük (kinin peptidlerin birikimine baðlý),
anjiyoödem, hipotansiyon.
Sülfidril grubu taþýyan ADE inhibitörü kaptoprile özgü yan etkiler: Cilt
döküntüsü, tad duyusu kaybý, proteinüri, kemik iliði depresyonu.
B) Anjiotensin reseptör antagonistleri:
Losartan, Valsartan, Ýrbesartan, Eprosartan, Kandesartan
- Anjiotensin tip 1 reseptör blokörüdür. ADE inhibitörlerinin aksine kininlerin
düzeyini yükseltmediðinden öksürük yapmaz. Gebelikte ve bilateral renal
arter stenozunda kullanýmý sakýncalýdýr.
- Yan etkileri: Hipotansiyon, tad duyusu kaybý, hiperkalemi ve
anjiyoödem.
48
FARMAKOLOJİ
Saralazin
- Anjiotensin tip 1 ve tip 2 reseptörlerinin parsiyel agonistidir. Peptid yapýlý
olduðu için i.v. infüzyon þeklinde kullanýlýr.
7. DÝREKT ETKÝLÝ VAZODÝLATÖRLER
Arteriolleri gevþeterek sistemik damar direncini azaltýr.
Hidralazin
Vazodilatör etkisinin mekanizmalarý:
- Endotelden NO salýverilmesi
- Damar düz kas hücrelerinde hiperpolarizasyon
- Hücre içi depolardan kalsiyum salýverilmesinde azalma
- Antihipertansif ilaçlarýn (özellikle de sempatolitiklerin) aksine böbrek
kan akýmýný artýrýr. Diðer artýranlar: Kalsiyum kanal blokörleri, ADE
inhibitörleri.
- Gebelik sýrasýnda geliþen pre-eklampsi ve eklampsi olgularýnýn acil
tedavisinde kullanýlýr.
- Hidralazin’in yan etkileri:
- Refleks taþikardi ve renin salgýsýnda artýþa neden olduðundan bir diüretik
veya β-blokörle beraber kullanýlýr. SLE benzeri nefrit tablosu yapmasý en
önemli yan etkisidir.
*** SLE benzeri nefrit yapan diðer ilaçlar: Fenitoin, asebutolol, metildopa,
hidralazin, INAH, prokainamid, penisilamin, sulfonamidler (FAMHIPPS)
- Periferik nöropatiye neden olur. Piridoksin ile tedavi edilebilir.
8. POTASYUM KANALLARINI AÇAN ÝLAÇLAR
Minoksidil
-
Potasyum kanallarýný açarak arteriyol membranýnda hiperpolarizasyon
yoluyla gevþemeye yol açar
Hipertrikozis (aþýrý kýllanma) yapar, topikal solüsyonlarý kellik tedavisinde
kullanýlmak üzere pazarlanmýþtýr.
Kromokalim
-
Antihipertansif ve bronkodilatör etkileri vardýr.
β-blokörler, ADE inhibitörleri ve furosemid böbrekte prostaglandin
sentezini artýrýr. Non-steroid antiinflamatuar ilaçlar ile beraber
alýndýklarýnda bu ilaçlarýn kan basýncýný düþürücü etkisi azalýr.
9. ACÝL HÝPERTANSÝF DURUMLARIN TEDAVÝSÝ
Sodyum nitroprussiyad
Etki mekanizmalarý:
1) Potasyum kanallarýný açarak hiperpolarizasyona neden olur.
2) Reseptör baðýmlý kalsiyum kanallarýndan kalsiyum giriþini bloke eder
3) Damar düz kas hücrelerinde nitrik oksid (NO) salýverilmesine neden olarak,
arteriyol ve venüllerde geniþlemeye neden olur NO Guanilat siklazý uyarýr
ve cGMP düzeyi artar.
49
FARMAKOLOJİ
-
-
Yan etkileri: Siyanür zehirlenmesine (metabolik asidoz, hipotansiyon)
neden olur. Tedavi: sodyum tiyosülfat solüsyonu (sülfür verici, ilacýn
metabolizmasýný hýzlandýrýr), hidroksikobalamin (siyanid ile birleþip
siyanokobalamine dönüþür), amilnitrit inhalasyonu
Diðer yan etkileri: Methemoglobinemi, hipotrioidi (siyanür vücutta
mitokondrial bir enzim olan rodanaz ile tiyosülfata dönüþür. Bu madde
tiroide iyodür uptake’ini azaltýr)
Trimetafan
-
En kýsa etkili ganglion blokörüdür.Yan etkileri: Paralitik ileus, mesane
disfonksiyonu, aðýz kuruluðu, görme bulanýklýðý, ortostatik hipotansiyon,
seksüel disfonksiyon. Ý.v. infüzyon yoluyla uygulanýr.
Diazoksid
-
Sadece infüzyon pompasý bulunmayan veya kan basýncýnýn yakýndan
izlenmesinin mümkün olmadýðý durumlarda tercih edilir. Ý.v. yoldan
verilir. Etkisini K+ kanallarýnýn açýlmasý sonucu hücreyi hiperpolarize
ederek gösterir.Yapý olarak tiazidlere benzer, diüretik etkisi yoktur.
- Yan etki: Hiperglisemi. **Ýnsülinoma tedavisinde kullanýlýr.
Hipertansiyon olgularýnda görülen insülin direnci üzerine antihipertansif
ilaçlarýn etkisi:
Artýranlar: Beta blokörler, diüretikler
Azaltanlar: ADE inhibitörleri, prazosin
Deðiþtirmeyen: Kalsiyum kanal blokörleri
DİÜRETİKLER
Diüretiklerin etki yerine göre sýnýflandýrýlmasý:
- Proksimal tübül: Karbonik anhidraz inhibitörleri, osmotik diüretikler, ksantin
türevleri.
- Henle kývrýmý: Kývrým (lup) diüretikleri: Henle kulpunun çýkan kolunun kalýn
kýsmýný etkiler.
- Distal tübül: Tiazid ve tiazid benzeri diüretikler (klortalidon, klopamid, klorotiazid,
mefrusid.).
- Toplayýcý kanallar: ADH antagonistleri, potasyum tutucu diüretikler.
- Fraksiyonel sodyum itrahý: (FSÝ) Ýtrah edilen sodyum miktarý
Filtrasyona uðrayan sodyum miktarý
Tübüllerde filtrasyona uðrayan tuzun %99’u geri emildiði için bu deðer normalde
%1’dir.
*Diüretiklerin etkinliði ne kadar fazlaysa bu deðeri o kadar artýrýrlar.
50
FARMAKOLOJİ
HİPERTANSİYONLA BERABER BAŞKA BİR HASTALIK VARLIĞINDA İLAÇ SEÇİMİ
Kronik Böbrek Yetmezlği
Konjestif Kalp Yetmezliği
Diüretikler (lup)
Angina pektoris
PAT
Migren
Kalsiyum kanal blokörleri
Konjestif Kalp Yetmezliği
Gençler
Proteinüri (Diabet)
ADE inhibitörleri
Angina Pektoris
MI
Migren
Tremor
Beta adrenerjik reseptör blokörleri
DİÜRETİKLERİN MEKANİZMALARI
51
FARMAKOLOJİ
I. KARBONÝK ANHÝDRAZ ÝNHÝBÝTÖRLERÝ
Asetazolamid
Etki mekanizmasý: CO2 + H2O ——————— H2CO3 —————— H+ +
HCO3- (tübül hücresi)
karbonik anhidraz
- Ýzoenzim I ⇒ mide pariyetal hücrelerinde
izoenzim II ⇒ böbrek tübül hücrelerinde ve processus ciliariste bulunur.
- Karbonik anhidraz idrarýn asiditesini ve asit-baz dengesinin korunmasýný
saðlar. Gözde processus ciliariste aköz hümörün oluþumunu saðlar.
- Karbonik anhidraz enzimi inhibitörleri izoenzim II’yi inhibe eder. Ýzoenzim
I inhibisyona dayanýklýdýr.
- Tübülde H+ oluþumunu azaltarak idrarý alkalileþtirir. Ýdrarý
alkalileþtirerek kalsiyumun çökmesini kolaylaþtýrýr ve böbrek taþý
oluþma þansýný artýrýr.
- Hipokalemik asidoza neden olur.
- Amonyaðýn plazma düzeyini yükseltir. Sirozda kontendikedir
- Karbonik anhidraz inhibitörlerinin etkisine 24 saat içinde tolerans
geliþir.
Endikasyonlarý
- Glokom: Aköz hümör salgýsýný azaltmalarý nedeniyle
- Epilepsi: Antikovülzanlara yardýmcý olmak için grand-mal ve petit-mal
epilepside kullanýlýr.
- Akut dað hastalýðý
Yan etkileri: Ýþtahsýzlýk, kilo kaybý, güçsüzlük, libido kaybý ve impotens
yapabilir.
Dorzolamid
Göze lokal olarak uygulanýr. %2’lik solüsyonu günde 3 kez göze damlatýlýr.
II. TÝAZÝD GRUBU DÝÜRETÝKLER
Tiazid ve tiazid benzeri diüretikler: klorotiazid, hidroklorotiazid, klortalidon,
indapamid, metozalon
Ýndapamid dýþýndakilerin zayýf karbonik anhidraz enzimi inhibitörü etkisi vardýr.
Ýndapamid direkt olarak vazodilatasyona neden olur.
Tiazid Grubu Diüretiklerin Etki Mekanizmasý:
- Distal tübülde Na+ ve Cl- kotransportunu inhibe eder.
- Henle kývrýmýnýn çýkan kolunun kortikal kýsmýnda Na+ ve Cl- reabsorbsiyonunu
azaltýrken distal tübülde aktif Ca+2 geri emilimini de artýrýr.
- Periferik damar direncini düþürür.
Endikasyonlarý:
- Konjestif kalp yetmezliðine baðlý ödem
- Esansiyel hipertansiyon
- Kronik böbrek yetmezliði
- Nefrojenik tipte diabetes insipidus: Antidiüretik hormon etkinliðinin azaldýðý
bu durumda, idrar miktarýný azaltýcý etkileri var. Bunun nedeni hipovolemi
ve GFH’nýn düþmesi sonucunda refleks olarak proksimal tübülden su ve
sodyum geri emilimini artýrmalarýdýr.
52
FARMAKOLOJİ
-
Ýdiyopatik kalsüri ve kalsiyum taþlarý: Ýdrarla kalsiyum atýlýmýný azaltmasý
nedeniyle tercih edilir.
Tiyazid grubu diüretiklerin yan etkileri:
a) Genel:
- Hipokalemi: Tübülde sodyum geri emiliminin azalmasý sonucu
tübülün distalinde Na+-K+ deðiþtokuþunu hýzlandýrmalarýna
ve indirekt olarak renin-anjiotensin aldosteron sentezini
uyarmalarýna baðlýdýr.
- Hipokalemi hastalarda ventriküler ektopik atým riskini artýrýr.
- Hipokalemik metabolik alkaloz, hipomagnezemi.
- Hiponatremi: Konfüzyon, baþ dönmesi ve kaslarda çekilme gib
bulgulara neden olur.
- Hiperglisemi: Hipokalemiye baðlý olarak insülin salýverilmesinde
azalmaya ve hipertansiyonlularda görülen insülin direncine
baðlýdýr.
- Hiperlipidemi: LDL ve VLDL yükselmesine baðlý olarak kolesterol
ve trigliserid düzeylerinde artýþ görülür.
- Hiperürisemi: Ýki nedenle meydana gelir:
- Lityumun kan düzeyini yükseltir (Furosemid gibi): Refleks olarak
proksimal tübülde sodyum iyonunun geri emiliminin artmasý
lityum geri emiliminin de bu bölgeden artmasýna neden olur.
b)
Tiazidlere özgü yan etkiler:
- Hiperkalsemi
- Safra taþý olanlarda akut kolesistite neden olur
- Sarýlýk: bilüribini albüminden ayýrýr.
- Trombositopeni, agranülositoz, allerjik cilt döküntüsü.
- Depresyon, empotans
Tiazid benzeri diüretikler (Klortalidon, indapamid, klopamid,
kinetazon, mefrusid ve metozalon)
Ýndapamid
Düþük dozlarda vazodilatasyon yapar, yüksek dozlarda diürez oluþturur
Tiyazidlerden farký hiperlipidemi yapmamasý ve böbrek yetmezliði olgularýnda
etkinliðinin kaybolmamasýdýr.
III. KIVRIM DÝÜRETÝKLERÝ: (Sülfonamid türevleri: furosemid,
bumetanid, torasemid- sülfonamid türevi olmayan: etakrinik asid)
En güçlü diüretiklerdir. Sülfonamid türevleri ayný zamanda zayýf karbonik anhidraz
enzim inhibitörüdür.
Furosemid
Diüretik etkisi 2 yolla oluþur:
1) Henle kulpunun çýkan kolunun kalýn kýsmýnda Na+ /K+/ 2Clkotransportunu önler.
2) Kalsiyum ve magnezyumun geri emilimini önleyerek idrarla kalsiyum ve
magnezyum atýlýmýný artýrýr
53
FARMAKOLOJİ
3) Böbrekte afferent arteriyolde PGE2 aracýlý vazodilatasyona neden olur ve
glomerüler filtrasyon hýzýný artýrýr. **Ýndometazin, aspirin ve diðer nonsteroid antiinflamatuarlar furosemidin diüretik etkisini azaltýr.
Endikasyonlarý:
- Hiperkalemi: Beraberinde NaCl ve su uygulanarak K+ atýlýmýný artýrmasý
saðlanýr.
- Akut akciðer ödemi: i.v. yoldan uygulanýr. Venodilatasyon yaparak
pulmoner kapiller basýncýný düþürür.
- Siroza baðlý ödem
- Zehirlenme durumlarýnda zorlu diürez oluþturmak için
- Hiperkalsemi: Serum fizyolojik infüzyonu ile beraber uygulanmalýdýr.
- Akut ve kronik böbrek yetmezliði:
Yan etkileri:
- Hipovolemi, hipokalemi (tiyazid grubuna göre daha az), hiponatremi,
hipomagnezemi, hiperürisemi, hiperglisemi, hipokalsemi.
- Ototoksik etki: Reversibl saðýrlýða yol açabilir. Bu etki ilaçlarýn iç kulak
endolenfinin elektrolit içerini deðiþtirmelerine baðlýdýr ve parenteral yoldan
yüksek dozlarda kullanýldýðýnda meydana gelir.
- Sirozlu hastalarda hepatik ansefalopati riskini artýrýr.
Torasemid kullananlarda hipokalemi riski daha düþüktür.
IV. POTASYUM TUTUCU DÝÜRETÝKLER
Triamteren ve amilorid
-
Toplayýcý kanallarýn kortikal kýsmýnda sodyum geri emilimini azaltýrlar. Bu
yolla tübüle K+ ve H+ salgýlanmasýný azaltýrlar. Toplayýcý tübüle eriþen
Na+ miktarýnýn artmasý K+ tutulumunu artýrýr.
- Yan etkileri: hiperkalemi (en sýk, özellikle böbrek yetmezliði ve diabeti
olan hastalarda belirgindir), hiperkalemik metabolik asidoz, hiperazotemi,
gastrointestinal bozukluklar.
Triamteren folik asiteksikliðine baðlý megaloblastik anemi ve böbrek
tübüllerinde çökerek taþ oluþumuna neden olabilir.
Spironolakton
Aldosteron reseptörlerinin kompetetif antagonistidir.
Endikasyonlarý:
- primer ve sekonder aldosteronizm
- siroz (hipokalemiye yol açmadýðýndan hastalarda hepatik koma riski yoktur)
ve kronik böbrek yetmezliðine baðlý ödem ve asit
- dijital tedavisi
- kadýnlarda hirsutizm
Yan etkileri:
- Hiperkalemi: Böbrek yetmezliði ve diabet olgularýnda risk artar.
- Antiandrojenik etki: Erkekte jinekomasti, libido kaybý, impotens, BPH,
kadýnda menstruasyon bozukluklarý
- Konfüzyon.
54
FARMAKOLOJİ
DİÜRETİKLERİN İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ
İlaç
Etkileşim
ADE inhibitörleri
Steroidler
Aminoglikozidler
Antiaritmikler
Antidiabetikler
Klorpropamid
Dijital
İndometazin
Lityum
Fenitoin
Probenesid
Sotalol
Beta-blokörler
Hiperkalemi (Potasyum tutucu diüretiklerle beraber kullanıldığında)
Hipokalemi
Nefrotoksisite, ototoksisite
Antiaritmik etkinlikte azalma
Antidiabetik etkinlikte azalma
Hiponatremi
Dijital toksisitesinde artış
Antihipertansif etkinlikte azalma
Plazma lityum düzeyinde artış (tiyazid ve furosemid)
Furosemidin diüretik etkisinde azalma
Lup diüretiklerinin etkinliğinde azalma
Aritmi riskinde artış
Kan şekeri, ürik asit ve lipid düzeyinde artış
V. OSMOTÝK DÝÜRETÝKLER (MANNITOL, ÜRE, IZOSORBID)
Etki mekanizmasý
Glomerüllerden süzüldükten sonra tübüllerden reabsorbsiyonu çok az olan veya
hiç olmayan; idrar ozmolalitesini yükseltmesi sonucunda lümenden su ve sodyum
reabsorpsiyonunu azaltan ilaçlardýr. Su atýlýmýný tuz atýlýmýna göre daha fazla
artýrýr.
Mannitolün endikasyonlarý:
- Kafa içi basýncýnýn arttýðý durumlar
- Beyin ameliyatlarýndan önce BOS basýncýný düþürmek için.
- Oligüri ve anüri tedavisi.
- Zehirlenme tedavisinde zorlu diürez amacýyla furosemid ile beraber.
- Göz içi basýncýn yükseldiði durumlar
Izosorbid kapalý açýlý glokomlu hastalarda kriz sýrasýnda ve göz içi basýncýný
düþürmek amacýyla oral solüsyon þeklinde alýnýr.
VI- ADH ANTAGONÝSTLERÝ
Lityum ve demeklosiklin
Endikasyonlarý: Uygunsuz ADH salýnýmý sendromu.
ANGİNA PEKTORİS TEDAVİSİ
Angina tedavisinde kullanýlan ilaçlar ve kalbe etkileri:
- Kalsiyum kanal blokörleri ve nitratlar; myokardýn oksijen tüketimini azaltýr ve
koroner dilatasyonla myokard kanlanmasýný artýrýr
- Beta blokörler; kalp hýzýný azaltarak myokardýn oksijen tüketimini azaltýr.
55
FARMAKOLOJİ
I. NÝTRATLAR
-
Etki mekanizmasý: Damar düz kas hücrelerinde sülfidril (-SH) grubu içeren
asetilsistein ve sistein gibi moleküllerle birleþmeleri sonucunda oluþan Snitrozotiol bileþikleri damar endotelinden nitrik oksid (NO) salýverilmesini
uyarýr ve cGMP aracýlý gevþeme meydana gelir.
- Düþük dozlarda venodilatasyona neden olurlar. Yüksek dozlarda ise arteriyel
dilatasyona yol açarak (afterloadu azaltýr) kalbin önündeki yükü azaltýr. Koroner
damarlarda dilatasyon yapmasý ikinci derecede önemlidir.
- En kýsa etkili: Amilnitrit (inhalasyon)
- En uzun etkili: Ýzosorbit mononitrat.
Uzun etkili preparatlar: Pantaeritrol tetranitrat, eritritil tetranitrat, manitol
heksanitrat, izosorbit dinitrat, izosorbit mononitrat
Ýzosorbit dinitrat, izosorbit mononitrat
Proflaktik olarak angina nöbetlerinin önlenmesi amacýyla kulanýlýr
Nitratlarýn endikasyonlarý:
1. Stabil angina pektoris:
Cilde topikal olarak uygulanan “flaster” þeklindeki preparatlar ilacýn etkisini
uzatýr ve özellikle uykuda gelebilecek angina nöbetlerinin önlenmesinde
yararlýdýr.
2. Stabil olmayan angina pektoris
Nitratlar tercih edilir. Oral, sublingual veya transdermal yolla iyi yanýt
alýnamayan olgularda nitrogliserin i.v. yolla verilir. Refleks taþikardiyi önlemek
için beta blokörler ve bunlara ek olarak aspirin ve heparin verilir.
3. Akut myokard infarktusu
4. Variant angina
Nitratlar ve kalsiyum kanal blokörleri b-blokörlerden daha etkilidir. Ýki ilacýn
kombinasyonu hastalarýn %70’inde ataklarýn tamamen ortadan kalktýðý
görülmektedir. Tek ilaç kullanýlacaksa kalsiyum kanal blokörleri tercih edilir.
5. Diðerleri
Nitrogliserin cerrahide kontrollü hipotansiyon oluþturmak için ve kanamayý
azaltmak amacýyla, akut ve ADE inhibitörü alamayan kronik konjestif kalp
yetmezlikli hastalarda tercih edilir. Diðer düz kaslarý da gevþettiði için morfinin
oluþturduðu safra koliðinin tedavisinde de kullanýlýr.
Nitratlarýn yan etkileri:
-
Zonklayýcý tarzda baþ aðrýsý (en sýk).
Ortostatik hipotansiyon, senkop, taþikardi.
Kýzarma
Göz içi sývýsýnýn salgýlanmasýný artýrýp glokom nöbetlerine yol açabilir.
Yüksek dozda oluþan nitrit iyonu hemoglobini methemoglobine dönüþtürür
ve methemoglobinemi ortaya çýkar.
Nitratlarýn kontrendikasyonlarý: Hipertrofik obstrüktif kardiyomyopati ve kor
pulmonale.
56
FARMAKOLOJİ
II. BETA BLOKÖRLER
Etki mekanizmasý: Kalp hýzýndaki azalma sonucu kalbin diyastolde dolma
süresini uzatýr ve myokardýn azalmýþ olan perfüzyonunu düzeltir. Sol ventrikülü
diastol sonu hacmini artýrabilir. Myokard infarktüsü geçiren hastalarda yeniden
infarkt görülme þansýný azaltýrlar ve bu hastalarda ömrü uzatýrlar. Bu nedenle MI
geçirmiþ hastalarda kullanýlýr.
Kontrendikasyonlarý:
- Kardiyak etkisi çok belirgin olan verapamille beraber uygulanmasý
kontrendikedir:
a) Kalp üzerindeki (-) inotrop ve (-) kronotrop etki belirginleþir.
b) Birbirlerinin metabolizmasýný etkileyerek plazma düzeylerini yükseltebilirler.
- Varyant (vazospastik) anginada kontrendikedir.
III. KALSÝYUM KANAL BLOKÖRLERÝ
Antianjinal etkilerinin mekanizmasý:
- Arteriolleri gevþetir, sistemik kan basýncýný ve myokardýn oksijen tüketimini
düþürür.
- Koroner vazodilatasyonla myokard kanlanmasýný artýrýr.
- A-V iletimi yavaþlatýr, kotraktiliteyi azaltýr.
*** Anjina tedavisi sonrasýnda görülen reperfüzyon aritmilerinde 1. tercih kalsiyum
kanal blokörleridir.
Verapamil
-
Kalp üzerindeki etkisi en belirgin olan kalsiyum kanal blokörüdür.
Kontrendikasyonlarý: Bradikardi, AV blok, kardiomegali ve kardiyojenik
þokta kullanýlmaz.
- Yan etki: Kabýzlýk (en sýk), bradikardi, AV blok.
Ø Kalsiyum kanal blokörleri digoksin, propranolol, karbamazepin ve
siklosporinin plazma düzeyini yükseltir.
IV.DÝPRÝDAMOL
Adenozin geri alým blokörüdür. Koroner vazodilatasyona neden olarak etkisini
gösterir. Antiagregan etkisi nedeniyle protez kalp kapakçýðý takýlanlarda
tromboemboliyi önlemek için kullanýlýr.
ARİTMİ TEDAVİSİNDE KULLANILAN İLAÇLAR
Aksiyon potansiyelinin aþamalarý
Faz 0: En kýsa süren fazdýr. Hýzlý sodyum kanallarýnýn açýlmasýna ve hücreye sodyum
girmesine baðlýdýr (hýzlý depolarizasyon fazý).
Faz 1: Sodyum kanallarý kapanýr ve potasyum kanallarý açýlrak K+ hücre dýþýna
çýkar. (hýzlý repolarizasyon fazý).
Faz 2: En uzun süren fazdýr (plato fazý). Hücre içine kalsiyum giriþine baðlýdýr.
Faz 3: Hücre dýþýna potasyum çýkmasýna baðlýdýr (repolarizasyon).
Faz 4: Ýstirahat fazý. Otomatisite gösteren hücreler (SA nod, AV nod) bu fazda
spontan olarak depolarize olur.
57
FARMAKOLOJİ
SINIF 1 ANTÝARÝTMÝK ÝLAÇLAR (Sodyum kanal blokörleri)
IA grubu belirgin proaritmik etki gösterir (Torsades de pointes tipi aritmi).
IA GRUBU
-
Faz 0’ý yavaþlatýr, faz 3’ü (QT mesafesi) ve aksiyon potansiyeli süresini
uzatýr.
Özellikle depolarize hücrelerdeki aktif Na+ kanallarý üzerine
etkilidir ve anormal ektopik pacemaker aktivitesini baskýlar.
Kinidin
Yan etkiler
- Bradikardi, Atropin benzeri antikolinerjik etki ile taþikardiye
neden olabilir.
- AV blok.
- Yüksek dozlarda ventriküler taþikardi (torsade de pointes- tedavisi:
magnezyum, geçici pace-maker takýlmasý)
- Trombositopenik purpura
- Çinkonizm: görme bulanýklýðý, kulak çýnlamasý, baþ aðrýsý,
oryantasyon bozukluðu ve psikoz- nedeni bilinmeyen bir aþýrý
duyarlýlýk reaksiyonudur
- Senkop .
- Digoksinin kan düzeyini yükseltir. Dijital zehirlenmesine baðlý
ventriküler taþikardi ve fibrilasyonda kullanýlmaz.
Prokainamid
- Baþlýca metaboliti olan N-asetilprokainamid sýnýf III ilaçlara benzer
aktivite gösterir.
- Yan etkileri: Alerjik belirtilere, uzun süre kullananlarda lupus
sendromuna, akut glokoma ve idrar retansiyonuna neden olabilir.
ANA (+) leþtirir, agranülositoza yol açabilir.
ANTİARİTMİKLER
GRUP
ETKİ MEKANİZMASI
İLAÇLAR
ETKİ
I.
Sodyum kanal blokajı
1A:Kinidin, prokainamid,
disopramid.
Faz 0 yavaşlar, faz 3 (QT mesafesi)
uzar. Refrakter periyod uzar.
1B: Lidokain, fenitoin,
meksiletin, tokainid.
Faz 3 kısalır. Refrakter periyodu
değiştirmez veya kısaltır
1C: Flekainid, enkainid,
propafenon.
Faz 0 belirgin olarak yavaşlar.
Refrakter periyod uzar.
II.
Beta blokörler
Propranolol, metoprolol,
asebutolol, pindolol
Sinoatrial düğümde ve Pürkinje
liflerinde otomatisiteyi (Faz 4)
baskılar.
III.
K+ kanal blokajı
Amiodaron, bretilyum, sotalol
Faz 3 repolarizasyonu uzatır.
Refrakter periyod uzar.
IV.
Ca+2 kanal blokajı
Verapamil, diltiazem
Aksiyon potansiyelini kısaltır.
58
FARMAKOLOJİ
Dizopiramid
- Belirgin (-) inotrop ve kinidinden daha güçlü antikolinerjik etkinliðe
sahiptir.
IB GRUBU
-
Faz 0’a hafif etkilidir, faz 3'ü ve dolayýsýyla aksiyon potansiyeli süresini
kýsaltýr, fibrilasyon eþiðini yükseltir. Özellikle iskemik dokulardaki hýzlý
depolarizasyonu baskýlar.
**Kinidinden en önemli farký hem aktif hem de inaktif sodyum
kanallarýný bloke etmesidir.
Lidokain
- Endikasyonlarý: Dijital zehirlenmesi, kalp cerrahisi, kalp kateterizasyonu
ve akut myokard infarktusu sýrasýnda geliþen akut ventriküler aritmilerin
önlenmesinde kullanýlýr. Karaciðerde ilk geçiþ etkisine maruz kaldýðý
(%70) için i.v. olarak verilir.
- Tüm antiaritmikler içerisinde kalbe toksik etkisi en az olandýr. Atrial
ve nodal aritmilere karþý etkisizdir.
Diðer ilaçlar: Meksiletin, tokainid (pulmoner fibrozise neden olur),
fenitoin.
IC GRUBU
-
Faz 0'ý belirgin þekilde deprese eder, efektif refrakter periyodu uzatýr, AV
iletimi yavaþlatýr. Þiddetli ventriküler taþikardilerde kullanýlýr. Ventriküler
prematüre atýþlarda arreste neden olabileceði için kontrendikedir. Ýlaçlar:
Flekainid (Wolf-Parkinson White sendromunda), lorkainid, enkainid,
propafenon.
SINIF II ANTÝARÝTMÝK ÝLAÇLAR
(Beta adrenerjik reseptör blokörleri)
Propranolol
-
Faz 4 ‘ü baskýlayarak otomotatisiteyi azaltýr. Bu nedenle, baskýlayýcý etkisi SA
ve AV düðüm üzerinde çok belirgindir. (-) inotrop ve (-) kronotrop etkilidir.
Antiaritmik amaçla en sýk kullanýlan beta blokördür.
Endikasyonlarý:
AV iletimi yavaþlatýr, en önemli kullanýlýþ yeri supraventriküler aritmilerdir
(atrial flatter, atrial fibrilasyon). Heyecan, stres, egzersiz ve hipertiroidizm
gibi sempatik aktivitenin arttýðý durumlarda ortaya çýkan aritmilere karþý
da oldukça etkilidir.
Myokard infarktusu geçiren hastalarda aritmi proflaksisinde kullanýlýr.
Dofetilid
Atrial fibrilasyonlu hastalarda normal sinus ritmine döndürmek ve sinus
ritmini devam ettirmek için kullanýlýr. QT süresini uzatýr, hipokalemiye
neden olur.
Ýbutilid
Atrial flutter ve atrial fibrilasyonda, medikal kardiyoversiyon amacý ile i.v.
kullanýlýr. QT süresini çok uzattýðý için torsades de pointes tipi aritmiye
neden olabilir.
59
FARMAKOLOJİ
SINIF III ANTÝARÝTMÝK ÝLAÇLAR (K+ KANAL BLOKÖRLERI)
-
Potasyum kanallarýný inhibe ederek bu iyonun hücre dýþýna çýkmasýný önler ve
bunun sonucunda faz 3'ü (repolarizasyon) yavaþlatýr.
Amiodaron
-
Yarý ömrü en uzun olan antiaritmiktir.
Sadece dirençli ve yaþamý tehdit eden ventriküler taþikardinin tedavisinde
kullanýlýr.
Ýlaca baþlamadan önce tiroid fonksiyonlarý mutlaka incelenmelidir.
**Hipotiroidik veya hipertiroidik hastalara verilmemelidir.
Sodyum kanallarýný bloke eder ancak kinidinden en önemli farký aktive
edilmiþ kanallardan çok inaktif durumdaki kanallara afinitesinin yüksek
olmasýdýr.
EKG: QT ve QRS uzar.
Yan etkileri: Pulmoner fibrozis ve Torsades de pointes tipi aritmiye neden
olur.
Sotalol
-
Bir β-blokördür. Torsades de pointes tipi aritmiye neden olur.
Bretilyum
-
Adrenerjik nöronlarda blokaj yapýcý etkisi vardýr. Ancak hipotansif etkisine
tolerans geliþmesi nedeniyle hipertansiyon tedavisinde kullanýlmaz.
SINIF IV ANTÝARÝTMÝK ÝLAÇLAR
(Ca+2 kanal blokörleri)
En çok kullanýlan, kalp üzerindeki etkileri en belirgin olan verapamildir. Vazoselektif
olan dihidropiridin türevleri (nifedipin) etkisizdir.
Diltiazem ve bepridil suptraventriküler aritmilerin tedavisinde verapamile benzer
etkinlik gösterir.
Verapamil
-
En belirgin etkisi AV iletimi yavaþlatmasýdýr. Paroksismal atrial taþikardi
(PAT) tedavisinde ve proflaksisinde ilk tercihtir. Supraventriküler aritmilerin
nedeni olan reentry aritmilerini önemli ölçüde baskýlar.
DIÐER ANTIARITMIKLER
Digoksin
-
AV nodda refrakter periyodu uzatmasý nedeniyle atrial taþikardi ve
fibrilasyon tedavisinde kullanýlýr.
Adenozin
-
K iletkenliðini artýrýr; adenozin ve/veya pürinerjik-1 (P1) reseptörleri
etkileyerek kalsiyumun hücreye giriþini yavaþlatýr. AV iletimi güçlü bir
þekilde baskýlar ve PR mesafesinde belirgin uzamaya neden olur. PAT
tedavisinde i.v. olarak kullanýlýr. AV iletimi yavaþlatýcý etkisi en güçlü olan
ve yarý ömrü en kýsa olan antiaritmiktir.
Magnezyum
-
Torsades de pointes tipi aritminin tedavisinde kullanýlýr.
60
FARMAKOLOJİ
BRADİKARDİ TEDAVİSİNDE KULLANILAN İLAÇLAR:
Atropin
-
Kalp üzerinden vagal tonusu kaldýrýr, SA ve AV nodda iletimi hýzlandýrýr.
Sinüs bradikardisi, SA blok, AV blok, dijital zehirlenmesinde görülen aðýr
bradikardide kullanýlýr.
Ýzopreterenol
-
Beta adrenerjik reseptörleri uyararak kalp atým sayýsýný artýrýr, AV iletimi
hýzlandýrýr ve kalp debisini artýrýr. Ýkinci derece veya üçüncü derece (tam
blok- Adams-Stokes sendromu) AV blok tedavisinde kullanýlýr.
Torsades de pointes tipi aritmiye (QT uzamasý) neden olan
ilaçlar
Sotalol, amiodaron (Sýnýf III)
Grup 1A antiaritmikler
Trisiklik antidepresanlar
Pimozid
Eritromisin
Terfenadin
Diðer nedenler: Bradikardi, hipokalemi, hipomagnezemi
ANTİARİTMİK İLAÇLARIN EKG ÜZERİNE ETKİLERİ VE ENDİKASYONLARI
İlaç
Refrakter Periyod Sempato- PR
litik Etki
QRS
QT
Normal Depolariz.
Klinik
Kullanım
SV**
Pacemaker
Aktivitesi
V**
Adenozin
-
-
+
↑↑↑
-
-
++++
Amiodaron
↑↑
↑↑
+
↑↑
↑
↑↑↑↑
+++
+++
↓↓
Bretilyum
↑↑↑
↑↑↑
++
-
-
-
-
+
↑↓
Diltiazem
-
-
-
↑
-
-
+++
-
↓↓
↑↑
-
↑↓
↑↑
↑↑
+
+++
-
Dizopiramid
-
Flekainid
-
↑
-
↑
↑↑↑
-
+
++++
↓↓
Lidokain
↓
↑↑
-
-
-
-
-
+++
↓↓
Propafenon
↑
↑↑
+
↑
↑↑↑
-
+
+++
↓↓
Propranolol
↓
↑↑
+++
↑↑
-
-
+
+
↓↓
Kinidin
↑
↑↑
+
↑↓
↑↑
↑↑
+
+++
↓↓
Tokainid
-
↑↑
-
-
-
-
-
+++
↓↓
Verapamil
-
↑
+
-
-
-
+++
-
↓↓
61
FARMAKOLOJİ
KONJESTİF KALP YETMEZLİĞİ TEDAVİSİ
I. KALP GLİKOZİDLERİ (DİJİTALLER):
Digoksin, digitoksin, ouabain.
Endikasyonlarý:
-
Düþük debili ve ventriküllerde sistolik fonksiyonun bozulduðu KKY, atrial
flatter, atrial fibrilasyon, PAT.
Akut KKY’de etkili deðildir.
Etki mekanizmalarý:
Kalp hücrelerinde membranda bulunan Na+-K+ ATP’az (Bu enzim hücreden 3
sodyum iyonunu atarken, 2 K+ iyonunu hücreye sokar) enzimini inhibe eder ve
hücreiçi Na+ ve Ca+2 miktarý artar. Bu yolla kalpte + inotrop etki oluþturur.
Kalpte dijitallerin etkisine en duyarlý hücreler ventrikül myokard ve Pürkinje
hücreleridir. Dijitallerin kalp üzerine etkileri:
AV iletimi yavaþlatýr ((-)dromotrop etki): indirekt ve direkt etkilerine baðlý.
Kalp hýzýna etkisi:
Düþük dozlarda bradikardiye neden olur (parasempatik tonusun artmasýna
baðlýdýr, atropin ile bloke olur).
Doz yükseldikçe kalpte otomatisiteyi arttýrarak ektopik odaklarýn oluþmasýna
neden olurlar. Bigemini (atropin uygulanýr), trigemini nabýz, ventriküler
taþikardi ve fibrilasyon görülür. Bu etkilerinde sempatik sinir sisteminin aktive
edilmesinin de rolü vardýr.
Diðer etkileri: Vazokonstriksiyon sonucu kan basýncýnda yükselme,
diüretik ve natriüretik etki.
EKG deðiþiklikleri:
T dalgasý düzleþir veya tersine döner, P-R uzar, ST segmenti çöker, Q-T
mesafesi kýsalýr.
Dijitallerin ilaç etkileþimleri:
Magnezyum ve aluminyum türevi antasidler, kolestiramin, sulfasalazin,
neomisin ve metoklopramid digoksinin emilimini azaltýr.
Kinidin, propafenon, verapamil, amiodaron, kaptopril, diltiazem, nifedipin,
eritromisin, omeprazol ve tetrasiklinler digoksinin plazma düzeyini artýrýr.
(+) inotrop etki sonucunda meydana gelen değişiklikler:
•
•
•
•
•
kalp atış hacmi ve debisinde artar
kalbin diyastolik hacminde azalma
sistol sonunda ventrikül içerisinde kalan kan miktarında azalır
santral ve periferik venöz basınç ile akciğer veç basıncında azalma
kalp debisinde artış ile beraber böbrek kan akımı ve GFR artar
Hastaların dijitallere duyarlılığının arttığı durumlar:
• hipokalemi: diüretikler (K+ tutucu olanlar hariç), glukokortikoidler,
amfoterisin B, uzun süreli ishal veya kusma.
• hipomagnezemi
62
FARMAKOLOJİ
•
•
•
•
•
•
hiperkalsemi
hiponatremi
yaşın ileri olması
kaşeksi
böbrek ve karaciğer yetmezliği
dijitallerin plazma düzeyini yükselten ilaçlar: kinidin, verapamil, amiodaron,
eritromisin.
• beta blokörler (AV blok gelişebilir)
• hipotiroidi (eliminasyon yavaşlar)
Duyarlılığın azaldığı durumlar:
•
•
•
•
•
•
hipertiroidi
hiperkalemi
hipokalsemi
yenidoğan
kor pulmonale
mikrozomal enzimleri indükleyen ilaçlar: fenitoin, fenobarbital (digitoksin
için)
Dijitalin mutlak kontrendikasyonlarý:
2. ve 3. Derece AV blok, hipertrofik obstrüktif kardiyomyopati (atrial fibrilasyon
yoksa), Wolf-Parkinson White Sendromu (QRS mesafesi daha da belirgin olarak
uzar), kardiyoversiyon.
Dijital zehirlenmesi:
-
Kalp: Bigemini veya trigemini nabýz (en sýk rastlanýlan kardiyak bulgu), AV
blok, ventriküler
taþikardi ve fibrilasyon, PAT.
Þidddetli bulantý kusma, baþ aðrýsý, iþtahsýzlýk ve yorgunluk (en sýk
rastlanýlan ve genellikle ilk ortaya çýkan ekstrakardiyak bulgu)
Görme netliðini azaltýr, sarý-yeþil renkleri ayýrdetmede güçlük, cisimler
etrafýnda hale görülmesi
SSS: Konfüzyon, deliryum, halüsinasyon.
Erkeklerde jinekomasti, kadýnlarda meme bezlerinde büyüme.
Nevralji
Hastalarda en önemli ölüm nedeni ventriküler taþikardi ve ventriküler
fibrilasyondur.
DİJİTALLERİN KALP ÜZERİNE ETKİLERİ
Parametre
Atriyum
Ventrikül
Purkinje
Uyarılabilirlik
↓ (yüksek dozda)
↑ (düşük dozda)
↓ (yüksek dozda)
↑ (düşük dozda)
↓ (yüksek dozda)
↑ (düşük dozda)
Refrakter periyod Uzama (düşük dozda Kısalma
kısalma)
İletim Hızı
Otomatizma
↓ (yüksek dozda)
↑ (düşük dozda)
↓ (yüksek dozda)
↑ (düşük dozda)
A-V düğüm Sinüs
düğümü
Kısalma
Uzama
↓
↓
↑
↓
63
FARMAKOLOJİ
Dijital zehirlenmesinde tedavi:
1- Ýlaç kesilir.
2- Serum K+ düzeyi ölçülür. K+ düzeyi düþükse ve AV blok yoksa düzenli
aralýklarla EKG çekilerek ve kan potasyum düzeyi ölçülerek i.v. yolla
KCl verilir. Magnezyum düzeyi kontrol edilmeli, düþükse magnezyum
verilmelidir.
3- Ventriküler taþiaritmilerde i.v. yolla lidokain veya fenitoin uygulanýr.
4- Dijitoksin kullananlarda, bu ilaç enterohepatik siklusa uðradýðý için oral
yoldan kolestiramin veya aktif kömür vermek ilacýn emiliminin azalmasýný
saðlar.
5- Digoksine spesifik antikor fragmanlarý kullanýlýr. **Kardiyoversiyon
kontrendikedir.
II. DİÜRETİKLER
Ekstravasküler sývý hacmini ve kalp üzerindeki yükü azaltýr. Tiazid grubu diüretikler
veya tiazid benzeri gruptan metozalon ile tedaviye baþlanýr, dirençli ve aðýr
olgularda furosemide geçilir.
III.ANJİOTENSİN DÖNÜÞTÜRÜCÜ ENZİM(ADE) İNHİBİTÖRLERİ
- KKY sýrasýnda, renin- anjiotensin-aldosteron sisteminde görülen refleks
hiperaktiviteyi düzeltir.
- Etkileri:Arteriyel ve venöz dilatasyon yaparak kalp üzerindeki yükü azaltýr.
Egzersize toleransý artýrýr.
Diüretik ve/veya dijitallerle beraber kullanýldýðýnda, hastalarýn ömrünü uzatmasý
nedeniyle KKY tedavisinde en çok kullanýlan ilaçlarýn baþýnda gelmektedir.
Diðer vazodilatörlere ve diüretiklere göre avantajý böbrek kan akýmýný ve iþlevini
bozmamasý, renal kan akýmýný artýrarak indirekt natriüretik ve diüretik etki
yapmasýdýr.
IV. VAZODİLATÖRLER
-
Özellikle diastolik fonksiyon bozukluðu olan ve ventrikül dolma basýncýnýn önemli
ölçüde arttýðý, sinüs ritmindeki olgularda etkilidir.
-
Kronik KKY için oral yoldan alýnan vazodilatörler:
a) Afterload’u azaltanlar (Arteriyel dilatörler): Hidralazin, nifedipin, fentolamin:
Bu gruptaki ilaçlar senkop geliþen hastalarda tercih edilir.
b) Preload’u azaltanlar (Venodilatörler): Nitrogliserin, izosorbid dinitrat: Bu
ilaçalr pulmoner konjesyon nedeniyle dispnesi olan hastalarda kullanýlýr.
c) Preload ve afterload’u azaltanlar: Prazosin (Kronik KKY’de en fazla tercih
edilen vazodilatör)
-
Akut KKY tedavisi için i.v. yoldan alýnan vazodilatörler::
a) Vazodilatör ve +inotrop ilaçlar: (diðer ilaçlara dirençli olgularda) Dopamin,
dobutamin, dopeksamin, prenalterol, salbutamol.
b) Afterload ve preload’u azaltan ilaçlar: Sodyum nitroprussiyad, nitrogliserin,
fentolamin.
64
FARMAKOLOJİ
KKY'DE NEDEN BETA BLOKER KULLANILIR?
Konjestif kalp yetmezliði (KKY)nde erken dönemde vücutta sempatik
aktivitede bir artýþ siz konusudur. Zaten yetmezliðe girmiþ kalp bir de
sempatik adrenerjik uyarý ile (artmýþ katekolaminlerden dolayý) iyice yük
altýna girer. Kendisine verilen bu zor görev altýnda çýlgýnlar gibi çalýþan
kalbe sakin ol! deyip miyokard hücrelerini uzun vadede korumak için
tedavide Beta Bloker (kardevilol) kullanýlýr.
Dikkat: Ejeksiyon fraksiyonu (EF) azalmýþ kronik döneme girmiþ kalp
yetmezliðinde Beta Bloker kontrendikedir. [Lütfen karýþtýrmayýn]
!
V. POZİTİF İNOTROP ETKİLİ İLAÇLAR
Amrinon
-
Etki mekanizmasý: Fosfodiesteraz tip III inhibitörüdür. Myokard hücresinde
cAMP ve Ca+2 düzeyini yükselterek +inotrop etki gösterir, vazodilatör etkisi
vardýr.
Yan etki: Doza baðýmlý trombositopeni, hepatotoksisite.
Milrinon
-
Fosfodiesteraz tip III inhibitörüdür Amrinondan tek farký yan etkilerinin az
olmasýdýr. Bu nedenle daha çok kullanýlýr.
Dobutamin
-
β1 ve α1 adrenerjik reseptörleri uyararak + inotrop etki gösterir.
Ksamoterol
-
β1 adrenerjik reseptörleri uyaran bir parsiyel agonisttir.
Özellikle nefes darlýðý olmayan ve eforla semptomlarýn belirgin hale geldiði
hastalarda yararlýdýr.
VI. BETA BLOKÖRLER
Antioksidan özelliði nedeniyle tercih edilen karvedilol, özellikle diyastolik fonksiyon
bozukluðu olan hastalarda tercih edilir.
HİPERLİPİDEMİ TEDAVİSİNDE KULLANILAN İLAÇLAR
I. LOVASTATIN, MEVASTATIN, SIMVASTATIN, PRAVASTATIN,
FLUVASTATIN, ATORVASTATIN, SERIVASTATIN (STATÝNLER)
-
Kolesterol sentezinde hýz kýsýtlayýcý enzim olan HMG- KoA (3-hidroksi-3metilglutaril-koenzim A) redüktaz enzimini inhibe ederler.
LDL düzeyini en belirgin olarak düþüren ilaçlardýr
Antiaterojenik etkisi bulunan HDL düzeyini artýrýr.
En önemli endikasyonlarý Tip 2A hiperlipidemiler ve nefrotik sendrom ya da
böbrek yetmezliðine baðlý hiperlipidemilerdir. Tip 3,4 ve 5’te diðer ilaçlarla
beraber kullanýlýr.
65
FARMAKOLOJİ
-
Yan etkileri: En sýk gastrointestinal þikayetler (kabýzlýk, diare, karýn aðrýsý). Uzun
süreli kullanýmda transaminazlarda yükselme, rabdomyoliz, myozit benzeri
sendrom.
Gebelerde, emziren kadýnlarda ve çocuklarda kullanýlmasý kontrendikedir.
Serivastatin gravimetrik gücü en yüksek olan statindir.
II. NİKOTİNİK ASİT(NİASİN)
-
En geniþ spektrumlu antihiperlipidemiktir.
Adipoz dokuda trigliseridlerden yað asidi dönüþümünü saðlayan hormon sensitif
lipazý inhibe ederek lipolizi önler (c AMP antagonisti).
Aterojenik etkisi olan lipoprotein (a) sentezini de azaltýr.
HDL düzeyini en belirgin olarak artýran antihiperlipidemiktir. Ýlaçlarýn HDL’yi
yükseltme gücü: Nikotinik asit> fibratlar > lovastatin
En önemli endikasyonu kolesterol ve trigliserid düzeyinin beraber yükseldiði tip
2B hiperlipidemilerdir. Diðer hiperlipidemilerde öteki ilaçlarla kombine olarak
verilir.
En sýk görülen yan etkileri ciltte kýzarma (flushing), sýcak basmasý ve
kaþýntýdýr.
III. FİBRİK ASİT TÜREVLER
Klofibrat
Lipoprotein lipaz enzimini indükleyerek VLDL’den trigliseridlerin ayrýlmasýný ve
trigliserid düzeylerini düþürücü etki gösterir. HDL düzeyini yükseltir.
Yan etkileri:
a) Gastrointestinal ve hepatobiliyer neoplazi riskini artýrmasý nedeniyle
günümüzde kullanýlmamaktadýr.
b) Karaciðerden safraya kolesterol salgýlanmasýný artýrarak safra
kesesinde kolesterol taþý oluþumuna neden olur.
c) Trombosit adezyon ve agregasyonunu önler.
Gemfibrozil
-
Hipertrigliseridemi'de tedavide ilk seçenektir.
Etkisi klofibrata benzer. Yan etkilerinin az olmasý nedeniyle tercih edilir.
HDL düzeyini klofibrata göre daha fazla yükseltir.
Yan etki: Antikoagülanlarý plazma proteinlerinden ayýrarak plazma düzeyini
yükseltir.
Diðerleri: Fenofibrat (kolesterol düzeyini düþürücü etkisi klofibrata göre daha
belirgindir; primer hiperkolesterolemide ilk tercih) , bezafibrat, siprofibrat.
IV. PROBUKOL
-
LDL’nin plazmadan uptake’ini artýrarak plazma kolesterol düzeyini düþürür.
Antioksidan özelliði vardýr.
Tip 2A hiperlipidemilerde kullanýlýr.
En önemli yan etkisi gastrointestinal sistem þikayetleri ve EKG’de QT mesafesini
uzatmasýdýr (Torsades de pointes). **HDL’yi düþürür.
66
FARMAKOLOJİ
V. SAFRA ASÝTLERÝNÝ KONJUGE EDEN ÝLAÇLAR:
Kolestiramin ve kolestipol
-
Safra asidlerini baðlanma yoluyla konjuge ederek enterohepatik dolaþýma
geçmelerini önler ve feçesle atýlýmlarýný artýrýr.
Sonuçta LDL ve kolesterol düzeyleri düþer. Hücrelerde LDL reseptörlerinin
artmasý sonucu LDL’nin hücreye giriþi ve hücredeki yýkýmý artar. HDL
düzeyini artýrýr.
Tip 2 hiperlipidemilerde, özellikle sadece kolesterolün yükseldiði
tip 2A’da en sýk kullanýlan ilaçlardýr.
Tip 3, 4, ve 5’te trigliserid düzeylerini yükseltebilmeleri nedeniyle
kontrendikedir.
Neomisin
-
Aminoglikozidler grubundan bir antibiyotiktir.
Kalýn barsakta antiseptik etki oluþturmak amacýyla kullanýlýr.
Kolesterolü düþürür, trigliseridi etkilemez, safra asidlerini konjuge eder.
Tip 2 hiperlipidemili hastalarda tercih edilir.
ANTİKOAGÜLANLAR
HEPARÝN
Etki mekanizmasý
a) Antitrombin III’ü (heparin ko-faktörü) aktive eder. Antitrombin III, trombin
(faktör IIa) ve faktör Xa baþta olmak üzere aktif merkezinde serin rezidüsü
bulunan bazý pýhtýlaþma faktörlerini (faktör IXa, XIa, XIIa ve kallikrein)
inhibe eder. AIII’ün arginin rezidüsü serin rezidüsüne baðlanýp pýhtýlaþma
faktörlerinin inaktive olmasýna neden olur. Heparin fibrine baðlý durumda
bulunan trombine etkisizdir.
b) Lipoprotein lipazý aktive ederek, antkoagülan etkisini ortaya çýkmadýðý
düþük dozlarda trombosit adezyonunu önleyebilir.
c) Prostasiklini nötralize etmesine ve trombositlerden ADP salýverilmesini
artýrmasýna baðlý olarak tromboza neden olabilir.
Heparin alan bir hastada aktive edilmiþ parsiyel tromboplastin zamaný
(PTT) izlenmelidir. Normal süresi 24-36 saniye kadardýr. Tedavi sýrasýnda
bu süre iki buçuk kat uzar. PTT ile faktör VII dýþýndaki tüm faktörlerin
etkinliðindeki azalma ölçülmektedir (intrinsik ve ortak yol) .
Düþük molekül aðýrlýklý heparin (nadroparin, fraksiparin,
enoksaparin):
*Standart heparin preparatlarýndan farklarý:
- Kanama riski daha düþüktür.
- Antitrombotik etkinliði diðer heparin preparatlarýna yakýndýr.
- Plazmada daha uzun süre kalýr ve daha yüksek konsantrasyonlara ulaþýr
yarý ömrü daha uzundur.
- Lipoprotein lipazý daha düþük oranda aktive eder.
67
FARMAKOLOJİ
-
AT-III -trombin kompleksinde sadece AT-III’e baðlandýklarý için, trombini
inhibe edici etkinliði düþük, faktör Xa’yý inhibe edici özelliði güçlüdür. Tedavi
süresince etkinliði deðerlendirmek için faktör X'a düzeyine bakýlýr.
Heparinin yan etkileri
-
Kanama (en sýk): hematüri, melena.
Aþýrý duyarlýlýk reaksiyonlarý
Osteoporoz (D vitamini sentezini önler)
Erken trombositopeni: Geri dönüþlüdür, hafif seyreder.
Ýlaç kullanmaya baþlandýktan 5-10 gün sonra ortaya çýkan geç
trombositopeni: Trombosit üzerindeki antiheparin antikor ile heparinin
birleþmesine baðlýdýr. Doz baðýmlý deðildir.
- Tromboemboli (damar endotelindeki heparan sülfat ile antiheparin
antikorlarýn birleþmesine ve heparin- ATIII etkileþiminin bozulmasýna
baðlýdýr).
Heparinin antidotu protamin sülfattýr. 100 heparin ünitesini 1-1.5 mg protamin
sülfat antagonize eder. Ý.v. injeksiyon yoluyla kullanýlýr. Yan etkiler: Kanama
ve hipotansiyon. Diðer antidotlar: Toluidin mavisi ve heksadimetrin
ORAL ANTÝKOAGÜLANLAR
Etki mekanizmasý:
-
Oral antikoagülanlar karaciðerde K vitaminine baðýmlý aktivite gösteren
pýhtýlaþma faktörlerinin (faktör II-protrombin, faktör VII, faktör IX, faktör
X) ve antikoagülan faktörlerin (protein C ve protein S ) sentezini önler.
- Oral antikoagülanlar epoksid redüktaz enzimini inhibe ederek K vitamini
epoksidinin oluþumunu inhibe eder.
- Doz aþýmýnýn tedavisi:
- Acil durumlarda taze dondurulmuþ plazma veya taze tam kan tercih
edilir.
- Antidotu K1 vitamini (fitomenadion) dir . K vitamininin etkisi yaklaþýk
24 saatte ortaya çýktýðýndan acil durumlarda etkisizdir.
- Oral antikoagülanlarla tedavi sýrasýnda doz ayarlamasý tek basamaklý
protrombin zamaný testi (PZ) ile yapýlmalýdýr. Normal deðeri 11-12sn’dir.
Tedavi sýrasýnda bu deðerin, normal deðerin 1.5-2.5 katý olmasý istenir.
- PZ ile etkinliðindeki azalma ölçülen faktörler: II, V, VII, X (Ekstrensek ve
ortak yol). Esas olarak faktör VII etkinliði ölçülür çünkü bu faktörün yarý
ömrü diðerlerinkinden kýsadýr.
Doz ayarlamasýnda kullanýlan diðer bir parametre INR’dir. (Ýnternational
Normalised Ratio)
- INR: (ilaç sonrasý PZ/ortalama kontrol PZ).
Oral antikoagülanlarýn ilaç etkileþimleri:
A- Oral antikoagülan etkinliðin artmasýyla sonuçlanan
etkileþmeler:
- Oral antikoagülan ilacýn albumine baðlanmasýný azaltan ilaçlar: Klofibrat,
Etakrinik asit, Mefenamik asit, Nalidiksik asit, Uzun etkili sulfonamidler,
sulfonilüre grubu oral antidiabetikler, Aspirin
68
FARMAKOLOJİ
-
Karaciðer mikrozomal enzimlerini inhibe eden ilaçlar: Kloramfenikol,
Disulfiram, Merkaptopurin, Nortriptilin, Simetidin, Metronidazol
- Vitamin K alýnýmýný azaltan ilaçlar: Klofibrat, Anabolik steroidler, Parafin
likit ile Tetrasiklinler, Kloramfenikol ve Neomisin gibi geniþ spektrumlu
antimikrobik ilaçlar.
- Koagülasyon faktörlerini inhibe edenler: Klofibrat, Dekstrotiroksin, Kinidin,
Salisilatlar
B - Oral antikoagülan etkinliðin azalmasýyla sonuçlanan
etkileþmeler:
- Oral antikoagülanlarýn GI absorbsiyonunu azaltanlar: Kolestiramin,
Rifampin, Griseofulvin
- Mikrozomal enzimleri indükleyenler: Barbitüratlar, Glutetimid, Rifampin
Koagülasyon faktörlerinin sentezini arttýranlar: K Vitamini, ACTH, Östrojenler,
Oral kontraseptifler
ANTÝTROMBOSÝTÝK (ANTIAGREGAN) ÝLAÇLAR
Kanama süresini uzatýrlar.
Aspirin
Düþük dozlarda trombositlerdeki siklooksijenaz enzimini irreversible olarak
inhibe ederek TxA2 sentezini önler ve antiagregan etki oluþturur.
Dipridamol
Koroner vazodilatör etkisi vardýr. Fosfodiesteraz enzimini inhibe ederek,
trombositlerde cAMP düzeyini artýrarak trombositlere kalsiyum giriþini önler.
Eritrositlerde adenozin geri alýmýný inhibe eder. Adenozin de cAMP düzeyini
artýrýr.
Tiklopidin ve Klopidogrel
Fibrinojenin trombositlere yapýþmasýný bloke eder ayrýca trombositlerdeki ADP
reseptörlerine irreversible baðlanarak trombosit agregasyonunu inhibe ederler.
Her ikisi de ön ilaçtýr. Tiklopidin karaciðer enzimlerini inhibe eder.Tiklopidinine
en sýk görülen yan etkisi diare ve alopesidir. Koroner stent uygulamalarýndan
sonra trombozu önlemede kullanýrlar.
Absiksimab
Trombositlerde bulunan ve trombin tarafýndan aktive edilen glikoprotein
IIb/IIIa reseptörlerinin monoklonal antikorudur.
Tirobifan
Glikoprotein IIb/IIIa reseptörlerinin kompetetif antagonistidir.
TROMBOLÝTÝK (FIBRINOLITIK) ÝLAÇLAR
Plazminojenin plazmine dönüþmesini saðlarlar. Plazmin fibrinolitik etkili bir
maddedir.
Streptokinaz ve ürokinaz sistemik etki gösterir ve kanama eðilimini daha fazla
artýrýrken, doku plazminojen aktivatörü (t-PA) ve anistreplaz fibrine spesifik lokal
bir etki meydana getirir.
69
FARMAKOLOJİ
Doku plazminojen aktivatörü (t-PA)
En önemli avantajý allerjik yan etkisinin az olmasýdýr. **Yarý ömrü streptokinaz
ve ürokinaza göre daha kýsadýr. Ýntraserebral kanamaya ve felce neden
olabilir.
Streptokinaz
Antijenik özelliði çok yüksektir, hipotansiyon, deri döküntüsü, ateþ ve anaflaktik
reaksiyonlar ortaya çýkabilir.
Ürokinaz
Anistreplaz (anizole plazminojen streptokinaz aktivatör kompleksi)
- Plazma yarý ömrü en uzun trombolitiktir.
Fibrinolitik ilaçlarýn antidotlarý: ε-amino kaproik asit ve
Traneksamik asit
Plazmin’in fibrine, plazminojen’in fibrinojene baðlanma yeri olan lizin
bölgesini kompetitif tarzda bloke ederek plazminojen’in plazmine dönüþümünü
önler.Ayrýca ürokinazý da inaktive eder.
Aprotinin
-
Plazmini ve plazmin aktivatörlerini inhibe eder.
Kallikreini inhibe eder. Bu nedenle kinin oluþumunun fazla olduðu
durumlarda (akut pankreatit, karsinoid sendromu v.s. gibi) ve
hiperfibrinoliz’e baðlý kanamalarda kullanýlýr
70
FARMAKOLOJİ
SANTRAL SİNİR SİSTEMİ FARMAKOLOJİSİ
GENEL ANESTEZİKLER
GENEL ANESTEZİKLER
İnhalasyon anestezikleri
Katı anestezikler (i.v. olarak kullanılır)
halotan
izofluran
enfluran
azot protoksid
eter
metoksifluran
sevofluran
barbitüratlar (tiopental, tiamilal, heksobarbital,
tiobarbital)
ketamin
benzodiazepinler (midazolam,flunitrazepam)
opioidler (fentanil, alfentanil, sulfentanil)
propofol.
GABA
•
Beyindeki ana inhibitör nörotransmitterdir.
•
Glutamattan glutamik asit dekarboksilaz aracılığıyla sentezlenir.
•
Etkisi reuptake, deaminasyon veya GABA transaminaz ile sonlanır.
•
Nöronlarda hiperpolarizasyon ve inhibisyona neden olur.
GABAA reseptör kompleksi:
GABAAreseptörü
Benzodiazepin reseptörü
Barbitürat-pikrotoksinin reseptörü
Etanol ve ivermektin için bağlanma yeri
Klor kanalı
GABA A reseptörleri: Genellikle postsinaptik yerleşimlidir ve klor kanalları ile
kenetlidir. Agonisti: Muscimol, BDZ, barbitüratlar. Antagonisti: Bikukulin
GABA B reseptörleri: G proteinleri ile kenetlidir. Uyarıldığında cAMP oluşumu azalır.
Pre ve postsinaptik inhibisyona yol açar. Agonist: Baklofen, Antagonist: Saklofen
71
FARMAKOLOJİ
GENEL ANESTEZİNİN EVRELERİ:
1)
2)
Analjezi:
Eksitasyon:
* Ýlk iki döneme birden anestezide “indüksiyon dönemi” adý verilir. Bu
aþamanýn hýzla geçilmesi için inhalasyon anestezisi uygulanmadan önce
sodyum pentobarbital i.v. yoldan hastalara verilir.
3) Cerrahi anestezi: Solunum düzenli hale gelir. Çizgili kaslarda gevþeme
görülür. Göz refleksleri giderek azalýr. Cerrahi müdahale bu dönemde
yapýlmalýdýr.
4) Bulber paralizi: Solunum merkezi ve vazomotor merkez felç olmuþtur.
Kan basýncý düþer, dolaþým yetmezliði ve ölüm görülür.
Eter verilen bir hastada anestezinin bütün evrelerini izlemek mümkündür ancak
eter yanýcý ve patlayýcý bir madde olmasý nedeniyle kullanýlmaz.
GENEL ANESTEZİKLERİN FARMAKOKİNETİÐİ
Ýnspirasyon ⇒ Alveol havasý ⇒ perialveoler kan ⇒ a) SSS b) Karaciðer ve böbrek
c) Adipoz doku
Ýnhalasyon yoluyla verilen bir genel anestezik için indüksiyon ve anesteziden çýkma
hýzý çeþitli faktörlere baðlýdýr:
a) Anesteziðin kandaki çözünürlüðü:
• Anesteziðin çözünürlüðünün bir göstergesi kan/gaz partisyon
katsayýsýdýr (OSWALD KATSAYISI).
* Bu deðer yüksekse (örnek: **metoksifluran- en yüksek) ilacýn kandaki
çözünürlüðü fazladýr.
• Kandaki çözünürlüðü düþük olan anestezikler, (örnek: **azot
protoksid- en düþük, en hýzlý indüksiyon) çok düþük dozlarda kanda
etkin konsantrasyon saðlayarak beyine geçebilir.
• Kandaki çözünürlüðü yüksek olan anesteziklerin (örnek: metoksifluran)
etkileri daha geç ortaya çýkar. Anesteziden çýkýþ da daha yavaþtýr.
b) Solunum Hýzý:
c)
Anesteziðin alveol havasýndaki konsantrasyonu:
d)
Alveoler kan akýmý:
Sadece kanda çözünürlüðü düþük olan ilaçlarýn indüksiyon hýzý, kan
akýmý arttýkça artar.
e) Alveoler hava (arteriyel kan) ile venöz kan arasýndaki parsiyel
basýnç farký:
Bu fark ne kadar yüksekse diffüzyon o kadar hýzlý olacaktýr.
• MAK (Minimum alveoler konsantrasyon): (MAK) inhalasyon yoluyla
uygulanan genel anesteziklerin etki gücünün (potens) göstergesidir.
Güçlü anestezikler için MAK deðeri düþüktür .
72
FARMAKOLOJİ
EN POTENT İNHALASYON ANESTEZİĞİ METOKSİFLURAN’DIR. MAK : 0.16
Anestezik
Nitröz oksid
Desfluran
Sevofluran
İzofluran
Enfluran
Halotan
Metoksifluran
Kan:Gaz partisyon katsayısı
0.47 (En hızlı indüksiyon, çıkış en hızlı)
0.42
0.69
1.4
1.8
2.3
12 (En yavaş indüksiyon, anesteziden
çıkış en yavaş)
Minimal Alvaoler Konsantrasyon (%)
> 100
6-7
2
1.4
1.7
0.75
0.16** (en potent inhalasyon anesteziği)
ÝNHALASYON ANESTEZÝKLERÝ
Ýnhalasyon anesteziklerinin sistemik etkileri:
• Böbrek kan akýmýný ve glomerüler filtrasyon hýzý ile karaciðer kan akýmýný
azaltýr.
• Termoregülatör merkezi inhibe ederek, ciltte vazodilatasyon sonucu ýsý
kaybýna neden olur ve hipotermi meydana gelir.
• Azot protoksid hariç uterusta gevþemeye neden olur. Uterus gevþetici
etkisi en belirgin olanlar: Halotan, izofluran, enflurandýr.
• Genellikle solunum derinliðini inhibe eder . Solunum depresyonu azot
protoksidde görülmez.
• Belirgin hipotansiyon yapanlar: Halotan, desfluran ve izofluran kardiak
outputu azaltarak, enfluran ise vazodilatasyona yol açarak kan
basýncýný düþürür.
• Serebral kan akýmýný artýrarak BOS basýncýný yükseltenler: Halotan,
enfluran, azot protoksid, metoksifluran, etomidat, ketamin (son ikisi katý
anestezik).
Halotan ve enfluran kalp debisini düþürerek, izofluran ise vazodilatasyon
oluþturarak hipotansiyona neden olur.
HALOTAN
Etkileri
- Bronkodilatasyona neden olur.
- Hipotansiyon meydana getirir. Hipotansif etkisi nedeniyle kanama
kontrolünün önemi olduðu beyin cerrahisi ve plastik cerrahi ameliyatlarýnda
tercih edilir
Yan etkileri
- Hepatotoksik etki: Halotan hepatitine neden olur.
- Kafa içi basýncýný yükseltir. BOS basýncý yüksek hastalarda
kullanýlmamalýdýr.
- Malign hipertermi (Hiperkalemi, asidoz, hipertermi, myoglobinüri,
aritmi) ye neden olabilir. Tedavi: %100 O2, sodyum bikarbonat, dantrolen,
prokainamid.
ENFLURAN
-
Santral sinir sistemini uyararak konvülziyona eðilimi artýrýr. EEG’de
“diken ve dalga” kalýbý oluþturur.
73
FARMAKOLOJİ
METOKSÝFLURAN
-
En güçlü inhalasyon anesteziðidir (MAK: %0.16)
Yan etkileri:
- Nefrotoksik etki: Flor birikimine baðlý diabetes insipidus” meydana
gelir.
- Ýdrarda kalsiyum okzalat taþý oluþumuna yol açabilir.
DESFLURAN
Kan:gaz partisyon katsayýsý en düþük olan inhalasyon anesteziðidir ve buhar
basýncý çok yüksektir ancak indüksiyon beklendiði kadar hýzlý deðildir çünkü
desfluran solunum yollarýnda irritasyona neden olur.
SEVOFLURAN
Halotana göre daha hýzlý bir indüksiyona neden olur ve daha az metabolize
edildiði için toksik etkileri daha düþüktür.
AZOT PROTOKSÝD (NÝTRÖZ OKSÝD (N2O))
• Analjezik etkisi çok güçlüdür.
• Hipotansif ve myokardý deprese edici etkisi en düþük olan inhalasyon
anesteziðidir
Yan etkileri:
- B12 vitaminini inaktive eder, uzun süre maruz kalýnýrsa, lökopeni veya
pansitopeniye neden olabilir.
- Vücutta hava içeren boþluklara difüze olarak barsak distansiyonu, pulmoner
kist oluþturabilir.
- Ýlacýn anestezi sýrasýnda kandaki parsiyel basýncý yüksek olduðu için ayýlma
sýrasýnda kandan alveollere hýzla geçiþ yaparak alveol havasýndaki basýncý
yükselir. Ýnsirasyonla alýnan oksijenin alveol havasýndaki parsiyel basýncý
da düþer ve buna baðlý difüzyon hipoksisi geliþir.
KATI GENEL ANESTEZÝKLER
Preanestezik medikasyonda kullanýlan ilaçlar:
Narkotik analjezikler: (morfin, meperidin, fentanil)
• Narkotik analjezik uygulanan hastalarda postoperatif kabýzlýk ve idrar
retansiyonu görülme olasýlýðý yüksektir.
Benzodiazepinler:
Diazepam hastanýn sakinleþtirilmesi için kullanýlýr.
Lokal anesteziklerin neden olduðu konvülziyonu önlerler.
Atropin, skopolamin:
a) Bronþiyal salgýyý ve tükrük salgýsýný azaltýr .
b) Ameliyat sýrasýnda çeþitli organ ve sinirlerle temas sonucu refleks
mekanizmayla oluþan veya genel anesteziklerin ya da süksinilkolinin
meydana getirdiði bradikardi ve hipotansiyonu önlemek için kullanýlýr.
Atropin kullanýlmasý durumunda en önemli sorun taþikardidir. Bunu
önlemek için glikopirolat daha fazla kullanýlan bir antikolinerjiktir.
Nöroleptikler:
Sedasyon amacýyla droperidol kullanýlýr.
74
FARMAKOLOJİ
KATI ANESTEZİKLERİN ÖZELLİKLERİ
İlaç
İndüksiyon ve Anesteziden Çıkış
Özellikler
Etomidat
Hızlı başlangıç, orta hızlı çıkış
Kardiyovasküler stabilite, steroid yapımında
azalma, istemsiz kas hareketleri, flushing.BOS
basıncını düşürür, nöroşirürjide tercih edilir.
En önemli yan etkisi ACTH’ye dirençli adrenal
korteks depresyonu yapmasıdır.
Ketamin
Orta hızlı başlangıç ve çıkış
Kariyovaskuler stimülasyon, beyin kan
akımında artış, anstaziden çıkış gürültülü,
dissosiyatif anestezik.
Midazolam
Yavaş başlangıç ve çıkış, antidotu
flumazenil
Dengeli anestezide kullanılır, belirgin amneziye
neden olur.
Propofol
Hızlı başlangıç ve hızlı çıkış
İndüksiyon ve idamede kullanılır, hipotansiyon,
antiemetik etkili
Tiopental
Bolus uygulamada hızlı başlangıç ve
anesteziden hızlı çıkış, infüzyonda
anesteziden çıkış daha yavaş
İndüksiyonda kullanılır, kardiyovaskuler
depresyon, porfirialılarda kullanılması
sakıncalıdır.
Fentanil
Yavaş indüksiyon ve çıkış, antidotu
nalokson
Dengeli anestezide kullanılır, belirgin analjezi
Barbitüratlar
Hastanýn sakinleþtirilmesi için narkotik analjeziklerin yerine kullanýlabilir.
Morfine göre avantajý daha az postoperatif bulantý kusmaya neden
olmasýdýr. Preoperatif aðrý varsa kullanýlmamalýdýr.
KOMBÝNASYON ANESTEZÝLERÝ
Nörolept analjezi
Narkotik analjezik (fentanil) ve nöroleptik (droperidol) birarada verilir.
Nörolept anestezi
Azot protoksid, narkotik analjezik (fentanil) ve nöroleptik (droperidol) birarada
verilir. Çizgili kas rijiditesini hafifletmek için çizgili kas gevþetici de vermek
gerekir.
LOKAL ANESTEZÝKLER
• Etki mekanizmasý: Hücre membranýnda sodyum kanalýnda bulunan reseptörlerine
baðlanma yoluyla sodyum kanallarýnýn açýlmasýný ve hücreye sodyum giriþini
önler ve sinir membranýný stabilize eder.
• Tetrodotoksin (TTX): Çok düþük konsantrasyonlarda sodyum kanallarýný bloke
eden güçlü lokal anestezik etkili bir maddedir.
Lokal anesteziklerin etkisine en duyarlý lifler: Sempatik postganglionik C lifleri
(küçük çaplý), dorsal kök C lifleri(aðrý), preganglionik otonomik B lifleri.
En dirençli lifler: Çizgili kaslarda bulunan alfa-motor aksonlarý.
75
FARMAKOLOJİ
Lokal anesteziklerin etkisine duyarlýlýk farkýnýn nedenleri:
* Lokal anestezik uygulanan kiþilerde duyularýn kaybolma sýrasý: Aðrý (C lifleri
ve A delta lifleri tarafýndan taþýnýr), ýsý, dokunma, derin basýnç duyusu,
motor iletim
* Lokal anestezik etkili ilaçlar üç kýsýmdan oluþur: Hidrofilik grup, ara zincir
ve lipofilik grup.
* Ara grup ne kadar uzunsa ilaç o kadar güçlü ve toksiktir
* Lokal anesteziklerin absorbsiyon hýzý:
İnterkostal (en hýzlý)>kaudal>epidural>brakial pleksus. Siyatik veya
femoral sinire uygulanan ilacýn absorbsiyonu çok yavaþtýr.
Lokal anesteziklerin yan etkileri:
• En önemli yan etkisi SSS belirtileridir. Anksiyete, ajitasyon, tremor, kulak
çýnlamasý ve konvülziyona neden olur.
• Solunum depresyonu (analeptiklere yanýt iyi deðildir, ventilasyon
uygulanmalýdýr).
• Kalpte kinidine benzer antiaritmik etki.
• Duyarlý kiþilerde kýsa süreli nörojenik hipotansiyon ve senkop.
• Allerjik reaksiyonlar.
Ester yapýlý lokal anestezikler:
Kokain
• Topikal anestezi dýþýnda kullanýlmaz. SSS etkileri: Öfori yapar. Doping
ilacý olarak kullanýlýr. Keyif vericidir, baðýmlýlýk yapma özelliði vardýr.
KVS: Adrenerjik sinir uçlarýnda noradrenalinin re-uptake’ini bloke
ederek taþikardi, vazokonstriksiyon ve kan basýncýnda yükselmeye
neden olur. Ýçerisine adrenalin katýlmadan kullanýlabilir. Vücut ýsýsýný
artýrýr.
Prokain
• Metabolizmasý sonucu Paraaminobenzoik asid (PABA) açýða çýkar. PABA
sülfonamidlerin etkinliðini azalttýðý için sülfonamid ve ko-trimoksazol
kullananlarda alýmamalýdýr. Sadece infiltrasyon anestezisinde
kullanýlýr.
Amid yapýlý lokal anestezikler
Sadece karaciðerde hidroliz yoluyla parçalanýr
Lidokain
• Ventriküler aritmilerin proflaksisi ve tedavisinde i.v. yolla kullanýlýr. Bu
amaçla kullanýlan preparatlarýnda vazokonstriktör bulunmaz
• Kalbe toksik etkisi en düþük olan lokal anesteziktir.
• Süksinilkolinin nöromuskuler blokaj yapýcý etkisini artýrýr.
Prilokain
• En önemli yan etkisi methemoglobinemidir. Tedavisi: Oksijen
inhalasyonu + i.v. metilen mavisi veya askorbik asid. Ýnfiltratif, regional
ve spinal anestezide kullanýlýr
76
FARMAKOLOJİ
Amid yapılı lokal anestezikler
lidokain, bupivakain, mepivakain, etidokain,
prilokain, dibukain, ropivakain
Ester yapılı lokal anestezikler
kokain, benzokain, prokain, klorprokain,
tetrakain
•
•
•
•
karaciğerde hidrolize uğrar, etki süreleri
uzundur.
** bupivakain ve etidokain: en uzun etkililer
prilokain: amid yapılılar içinde en kısa etki
süresine sahip olandır.
•
büyük bölümü plazma psödokolinesterazı
tarafından yıkılır yarı ömrü kısadır.
En kısa ömürlü lokal anestezikler prokain ve
klorprokaindir.
Bupivakain
• En uzun etkili 2 lokal anestezikten biridir ve kalbe toksik etkisi en fazla
olan lokal anesteziktir
• Bu nedenle obstetrikte epidural anestezide tercih edilir.
Dibukain
• Psödokolinesterazý inhibe eder (%80); ancak atipik psödokolinesteraz
üzerindeki etkisi zayýftýr.
** Dibukain sayýsý genetik olarak atipik psödokolinesteraza sahip kiþileri
saptamak için kullanýlýr. Dibukain sayýsý atipik psödokolinesteraza
sahip olanlarda azalmýþtýr (Heterozigotlarda %40-70, homozigotlarda
%20).
Etidokain
• En uzun etkili 2 lokal anestezikten biridir. Epidural anestezide tercih
edilir.
NÖROMUSKULER BLOKAJ YAPAN İLAÇLAR
• Botulinum toksini: Kolinerjik sinir uçlarýndan asetilkolin salýverilmesini irreversibl
olarak bloke eder.
Çizgili kaslarda gevþeme saðlamak amacýyla tortikollis, distoni, diplopi, lumbalji
tedavisinde ve yüzdeki kýrýþýklýklarýn giderilmesi amacýyla lokal olarak kullanýlýr.
A) KOMPETETIF (DEPOLARIZASYONSUZ) BLOKAJ YAPANLAR:
(Kürar, gallamin, panküronyum, roküronyum, veküronyum, atraküryum)
• Asetikolin ile kas son plaðýndaki nikotinik reseptörler için yarýþýr.
• Oluþturduklarý felç kavþaktaki asetilkolin konsantrasyonunun artýrýlmasýyla
(örnek: kolinesteraz inhibitörlerinin uygulanmasý) azalýr.
• Bu gruptaki ilaçlarýn varlýðýnda kas sinirine uygulanan uyarýnýn frekansýnýn
artmasýna raðmen kasýlma giderek azalýr. Buna tetanik zayýflama adý verilir,
***kompetetif blokajýn bir göstergesidir.
• Kaslarýn bu ilaçlarýn etkisine olan duyarlýlýðý farklýdýr:
- En hýzlý felç olanlar: göz,yüz,çene ve dil kaslarý
- En yavaþ felç olan: diyafram (ilacýn etkisi geçtiðinde felçten ilk kurtulan
kastýr)
77
FARMAKOLOJİ
Tüm nöromuskuler blokaj yapan ilaçlarýn uygulanmasý sýrasýnda gerektiðinde yapay
solunum yapýlabilecek þartlar hazýr bulundurulmalýdýr. Bu ilaçlarý kullananlarda
ölüm solunum felci ile olur. Kompetetif blokörler arasýnda etkisi en çabuk baþlayan:
Roküronyum (indüksiyon amacýyla kullanýlýr).
TÜBOKÜRARÝN (KÜRAR)
• Nöromuskuler kavþak dýþýnda otonom ganglionlarý da bloke eder. Buna
baðlý olarak bu ilacý alanlarda hipotansiyon sýklýkla görülür.
• Histamin salýnýmýna yol açar, kan basýncýný düþürmesinde bu olayýn da
rolü vardýr. **Bronþiyal astmasý veya myastenia gravisi olanlarda, atopik
kiþilerde kullanýlmamalýdýr.
• Aminoglikozid grubu antibiyotikler zayýf çizgili kas felci yapabilme özelliðine
sahip olduklarý için tübokürarin ile beraber kullanýlmamalýdýr.
PANKÜRONYUM
• Etki gücü d-tübokürarinden yüksektir. Hipotansiyon yapmaz, histamin
salýverilmesine yol açmaz.
• Plazma kolinesterazýný inhibe eder, bu ilacý takiben süksinilkolin verilirse,
süksinilkolinin etki süresi uzar.
• Galamine benzer þekilde kalpte postsinaptik M2 reseptörleri bloke eder
taþikardiye neden olur.
En uzun etkili kompetetif blokör: doksaküryum
Plazmada kendi kendine parçalanan: atraküryum (Hoffman eliminasyonu)
Psödokolinesteraz tarafýndan parçalanan: mivaküryum
Atraküryum ve mivaküryumun yarý ömrü diðerlerine göre daha kýsadýr
Kompetetif blokörlerin ilaç etkileþimleri
Blokajý hafifleten:
Antikolinesterazlar (neostigmin,fizostigmin)
Kompetetif blokörlerin etkisini hafifletir veya tamamen ortadan
kaldýrabilir. Yüksek dozlarda kavþaktaki asetilkolin miktarlarýnýn
artmasýna ve depolarizasyonlu blokaja neden olabilir.
Nöromuskuler Blokajý artýran ilaçlar:
Halotan gibi halojenli hidrokarbon anestezikleri
Nöromuskuler blokajý þiddetlendirir.
Aminoglikozidler (streptomisin)
Kolinerjik sinirlerde Ca+2 iyonu ile yarýþarak asetilkolin salýverilmesini
önler ve nöromuskuler blokajý þiddetlendirir.
Lokal anestezikler
kas felcini artýrýr.
Kinidin ve benzeri sýnýf I antiaritmikler
blokajý artýrýr.
78
FARMAKOLOJİ
B) DEPOLARİZASYONLU BLOKAJ YAPANLAR (Süksinilkolin,
dekametonyum)
SÜKSİNİLKOLİN
• Etkisi en çabuk baþlayan ve en kýsa süren nöromuskuler blokördür.
Entübasyon yapýlacak hastalarda en çok tercih edilen ilaçtýr.
Asetilkolinesteraza dirençlidir, psödokolinesteraz tarafýndan yýkýlýr.
Etkisi:
a) Süksinilkolin aslýnda agonisttir. Öncelikle nikotinik reseptörlere baðlanarak
Na+ kanallarýnýn açýlmasýna ve hücre membranýnda depolarizasyona
neden olur (faz 1 blok). Depolarizan blokörlerin nikotinik reseptörlerdeki
etkisi asetilkolinin aksine uzun sürdüðü için ilaç uzun süre reseptöre baðlý
kalarak kompetetif tipte blok ve desensitizasyon geliþir (faz II blok).
b) Kompetetif blokörlerden farklý olarak diðer kaslarda felç oluþtuðunda
diyafram da tutulmuþtur, tetanik zayýflama görülmez,
c) Neostigmin bu ilacýn etkisini sadece faz II blokta bazen geçirebilir, faz I
blokta felci þiddetlendirir.
d) Kürar faz 1’I bloke eder, faz 2’yi þiddetlendirir
HİPNOSEDATİF İLAÇLAR
Hipnotiklerin SSS’de doz baðýmlý olarak oluþturduklarý etkiler:
Uyuþukluk ⇒ Sedasyon ⇒ Somnolans (uyuklama) ⇒ Uyku ⇒Koma
Etki mekanizmasý
• Hipnosedatifler nöronlarda bulunan GABAA/benzodiazepin reseptörü/klor
kanalý kompleksini uyararak etki oluþturur. Gamaamino butirik asid (GABAA)
postsinaptik nöron membranýnda GABAA reseptörlerini aktive ederek bu
reseptörlere kenetli olan klor kanalýný açarak hiperpolarizasyona ve nöronda
inhibisyona neden olur.
• GABA A reseptörü ortasýnda klor kanalý olan pentamerik bir yapýdýr.
• Sedatif-hipnotik ilaçlarla etil alkol ve genel anestezikler arasýnda çapraz tolerans
vardýr. Ýlaçlarýn sedatif ve hipnotik etki dýþýndaki etkilerine karþý tolerans geliþir.
Tek baþlarýna analjezik etki oluþturamadýklarý için þiddetli aðrýsý olan bir hastaya
mutlaka narkotik analjeziklerle beraber uygulanmalýdýr.
79
FARMAKOLOJİ
NÖROMUSKULER BLOKÖRLER
İlaç
Eliminasyon
Otonom
Ganglionlara
Etkileri
Kalpteki
Muskarinik
Reseptörlere
Etkileri
Histamin Deşarjı
Atraküryum
Spontan **
-
-
Hafif
Doksaküryum
Böbrek
-
-
-
Mivaküryum
Psödokolinesteraz*
-
-
Hafif
d-Tübokürarin
Böbrek (%40)
Zayıf blokaj
-
Orta
Panküronyum
Böbrek (%80)
-
Orta derecede
blok
-
Pipeküronyum
Böbrek (%60) ve
karaciğer
-
-
-
Roküronyum
Karaciğer (%75-90)
ve böbrek
-
Hafif
-
Veküronyum
Karaciğer (%75-90)
ve böbrek
-
-
-
Gallamin
Böbrek (%100)
-
Güçlü blokaj
-
Süksinilkolin
Psödokolinesteraz*
Stimülasyon
Stimülasyon
Hafif
Tübokürarin
Süksinilkolin
Faz 1
Faz 2
Tübokürarin
↑
↓
Süksinilkolin
↓
↑
↑
Neostigmin
↓
↑
↓
Tetanik uyarıya yanıt
↑
Fade
Fade yok
Fade
Posttetanik
fasilitasyon
Var
Yok
Var
Etki süresi
30-60 dakika
4-8 dakika
>20 dakika
1- BENZODÝAZEPÝNLER
• Anksiyolitik amaçla en sýk kullanýlan ilaçlardýr. Anksiyete tedavisinde daha etkin
ve terapötik indekslerinin geniþ olmasý nedeniyle tercih edilir.
Etki mekanizmasý
− GABAA reseptörlerinin hemen yanýnda bulunan benzodiazepin
reseptörlerine baðlanýr ve allosterik etkiyle GABA reseptörlerinin bu
maddeye olan afinitesini artýrýr. Klor kanallarý açýlarak hiperpolarizasyon
meydana gelir.
- Barbitüratlardan farký benzodiazepinlerin etki gösterebilmesi için ortamda
mutlaka GABA bulunmalýdýr.
- Klor kanallarýnýn açýlma sýklýðýný artýrýr.
- Kanallarýn açýk kalma süresini etkilemediðinden GABA ve GABA
agonistlerine maksimum yanýtý deðiþtirmez
80
FARMAKOLOJİ
Farmakolojik etkileri
-
Anksiyolitik etki
Yüksek dozda motor koordinasyon bozukluðu
Psikomotor reaksiyon hýzýnda azalma
Anterograd bellek bozukluðu
Antikonvülsan etki.
Çizgili kas gevþemesi: Klonazepam sedatif olmayan dozlarda da gevþemeye
neden olur.
Avantajlarý
-
-
Fiziksel ve psiþik baðýmlýlýk yapma potansiyelleri diðer hipnosedatiflere
göre oldukça düþüktür. Terapötik indeksi en geniþ hipnosedatiftir. Alkol
ve diðer depresanlarla beraber alýndýðýnda ölüme neden olma þanslarý
daha azdýr.
Karaciðerde mikrozomal enzimleri etkilemezler. (Diðer hipnosedatifler bu
enzimleri indükler). Bu nedenle sadece farmakodinamik tolerans geliþir.
Anksiyolitik etki gösterdikleri dozlarda sedasyon yapmaz (selektif anksiyolitik
etki).
Etki süreleri
a) Kýsa etkililer (3-8 saat): midazolam, **triazolam (en kýsa etkili). Hipnotik
olarak veya preanestezik medikasyon amacýyla kullanýlýr. ***Rebound
uykusuzluk, anterograd bellek bozukluðu ve fiziksel baðýmlýlýk en
fazla bu grupta görülür. Tolerans geliþimi hýzlýdýr.
b) Orta etkililer (10-20 saat):
- Anksiyolitik olarak kullanýlanlar: oksazepam, ***alprazolam (antidepresif
etkili).
- Hipnotik olarak kullanýlanlar: lorazepam, temazepam, nitrazepam ve
flunitrazepam.
c) Uzun etkililer (1-3 gün): diazepam, klordiazepoksid (anksiyolitik etkisi en
uzun olan), klorazepat,
***flurazepam (en uzun etkili), parazepam, halazepam, medazepam
ve kuazepam. Hipnotik ve anksiyolitik (flurazepam, kuazepam) olarak
kullanýlýr.
Aktif metaboliti olmayan BDZler: oksazepam, lorazepam , midazolam,
triazolam (oksazepam ve lorazepam akut viral hepatit ve siroz olgularýnda
terci edilir).
Aktif metaboliti klinik açýdan önem taþýmayan: Alprazolam Benzodiazepin
reseptör antagonisti: flumazenil.
Benzodiazepinlerin endikasyonlarý:
a) Anksiyete: Diazepam tercih edilir. 4-6 hafta kullanýlýr. Benzodiazepinlerin
anksiyolitik etkilerine tolerans geliþmez.
b) Panik ataklarý, fobik anksiyete: Alprazolam ve klonazepam, TAD.
c) Çizgili kas spazmý: Diazepam.
d) Konvülziyon tedavisi: Diazepam: Grand-mal epilepsi ve status epileptikus
tedavisinde tercih edilir. Klonazepam da kronik tedavide kullanýlýr.
e) Alkol yoksunluk sendromu: Uzun etkili benzodiazepinler tercih edilir.
f) Uyku bozukluklarý:
81
FARMAKOLOJİ
g) Preanestezik medikasyon: diazepam
• Fiziksel baðýmlýlýk ve retrograd amnezi oluþturma potansiyelleri ile
aniden kesildiðinde yoksunluk sendromu yapma özelliði kýsa etkili
benzodiazepinlerde diðer gruplara göre daha yüksektir.
Yan etkileri:
-
SSS depresyonu: uyuþukluk, uyku eðilimi, konfüzyon, dezoriyantasyon,
ataksi, amnezi, araba sürme gibi psikomotor beceri isteyen iþlerin
yapýlmasýnda güçlük.
Artýk etki: Etki süresi uzun olan benzodiazepinleri gece alan hastalarda
ertesi gün devam eden uyuþukluk ve sedasyon halidir. Kiþinin günlük
performansýný olumsuz yönde etkiler.
Rebound uykusuzluk: Orta ve kýsa etkili benzodiazepinlerin aniden
kesilmesine baðlý olarak ortaya çýkan uykusuzluk durumudur. REM uykusu
artmýþtýr; kiþi kabuslar görür.
DÝÐER ANKSÝYOLÝTÝKLER
BUSPÝRON
-
5-HT 1A reseptörleri için parsiyel agonisttir. Anksiyolitik etkinliði
benzodiazepinlere yakýndýr. Antidepresan etkisi de vardýr. Benzodiazepinlere
göre dezavantajý etkisinin 1-3 hafta sonra ortaya çýkmasýdýr.
Avantajlarý:
a) Sedasyon ve amnezi oluþturucu etkisi çok azdýr.
b) Tolerans, baðýmlýlýk ve yoksunluk sendromu oluþturmaz.
c) Alkol ve diðer santral sinir sistemi depresyonu yapan ilaçlarla
alýndýðýnda belirgin depresif etkiye yol açmaz.
d) Diðer hipnosedatiflerle beraber alýndýðýnda çapraz tolerans ve
baðýmlýlýk görülmez.
Klordiazepoksid
↓
Desmetilklordiazepoksid*
↓
Demoksepam*
Diazepam
Prazepam
Des-metil-diazepam*
↓
Oksazepam*
↓
Flurazepam → Aktif metabolitler*→ Konjugasyon
↓
Klorazepat (inaktif)
Alprazolam ve Triazolam
↓
Alfa Hidroksimetabolitleri
Lorazepam
İdrarla atılım
*(aktif metabolit)
Çok kısa etkili barbitüratlar
(tiopental, 20 dakika)
Orta etkili barbitüratlar
(pentobarbital, sekobarbital,
amobarbital, 3-8 saat)
Uzun etkili barbitüratlar
(fenobarbital ve barbital , 1-2
gün)
•
•
•
•
anestezide indüksiyon
amacıyla tercih edilir.
sedatif amaçla kullanılmaz.
sedatif ve hipnotik amaçla
kullanılır.
•
uyku ilacı olarak kullanılmaz;
artık etkiye neden olur.
Fenobarbital grand-mal
epilepside tercih edilir.
82
FARMAKOLOJİ
HÝDROKSÝZÝN
ETANOL
BETA BLOKÖRLER
ÝMÝPRAMÝN- KLOMÝPRAMÝN
• Panik, fobi veya depresyonun eþlik ettiði anksiyete bozukluklarýnda
kullanýlýr.
• **Klomipramin obsesif-kompulsif bozukluklarda kullanýlýr. Bu hastalýkta
selektif serotonin re-uptake inhibitörü olan fluoksetin, sertralin, paroksetin
ve trazodon da kullanýlýr
DÝÐER HÝPNOSEDATÝFLER
a. BARBÝTÜRATLAR
Etki mekanizmasý:
a. Allosterik etkiyle GABA’nýn reseptörüne olan afinitesini artýrýrken,
ayrýca doðrudan klor kanallarýný açarak hiperpolarizasyona neden
olur.
b. Benzodiazepinlerden farký, barbitüratlarýn etki gösterebilmesi için
ortamda GABA bulunmasý þart deðildir.
c. Ca+2 baðýmlý K+ kanallarýnýn açýlmasý sonucu da hiperpolarizasyon
meydana gelir.
d. GABA ya maksimum yanýtý artýrýr.
Barbitüratlarýn etkileri ve yan etkileri:
1. Sedatif ve hipnotik etki:
• Uykunun REM dönemini kýsaltýr, zamanla bu etkilerine tolerans
geliþir.
• Rebound uykusuzluk: Ýlaç aniden kesildiðinde görülür. REM süresi
uzar, kabus görülür.
• Artýk etki.
2. Genel anestezi:
3. Antikonvülzan etki
4. Solunum depresyonu: Bu etkileri özellikle amfizem ve astmalý
hastalarda belirgindir.
5. EEG: Aktivasyona (düþük amplitudlu yüksek frekanslý dalgalara) neden
olur. Bu etkisi barbitüratlarýn davranýþ üzerine etkisi ile tamamen
terstir.
6. Anestezik dozlarda i.v. yolla verilen barbitüratlar uterus
kontraksiyonlarýnda azalmaya ve yeni doðanda solunum depresyonuna
neden olur.
7. -Sedatif ve hipnotik dozlarda kan basýnciný fazla etkilemez.
- Genel anestezi için verilen dozlarda: a) Sistemik kan basýncýný
düþürür. b) Kafa içi basýncýný düþürür. *** Kafa travmalarýnda ve
beyin kanamalarýnda kafa içi basýncý düþürmek için kullanýlýr.
8. Karaciðerde mikrozomal enzimleri indükleyerek:
83
FARMAKOLOJİ
a) Kendilerine karþý tolerans geliþtirir (biyokimyasal tolerans).
b) Diðer ilaçlarýn etkisini azaltýr.
c) Glukronil transferaz enzimini de indükler ve bilüribinin
konjugasyonunu artýrýr. Bu nedenle yeni doðanlarda
hiperbilüribinemi ve kernikterusta, ayrýca hemolitik sarýlýkta
kullanýlýr (fenobarbital).
9. Delta-aminolevülinik asid (d-ALA) sentetaz enzimini indükleyerek
porfirin sentezini artýrýr. **Porfiriada kontrendikedir.
10. Safra oluþumunu ve akýmýný artýran: fenobarbital .
Barbitüratlara tolerans geliþen kiþilerde diðer hipnosedatiflere, genel
anesteziklere ve etil alkole de tolerans geliþir. Keyif vericidir. Baðýmlýlýk
yapar. Ýlaç aniden kesildiðinde ortaya çýkan yoksunluk sendromu fiziksel
baðýmlýlýðýn bir göstergesidir.
Barbitüratlarýn ilaç etkileþimleri:
1) Anksiyolitik ilaçlar ve uyku ilaçlarýnýn etkisini artýrýr (additif etki). Bu
ilaçlarla beraber alýnýrken barbitüratlarýn dozu azaltýlmalýdýr.
2) Alkolle birbirlerinin etkilerini potansiye ederler (potansiyalizasyon).
Nedeni alkolün mikrozomal enzim inhibisyonu yapmasýdýr.
3) Oral antikoagülan, kortikosteroid, oral kontraseptif, fenitoin, trisiklik
antidepresanlar gibi ilaçlarýn etkinliðini mikrozomal enzim indüksiyonu
nedeniyle azaltýr.
4) MAO inhibitörleri barbitüratlarýn etkisini artýrýr.
PARKİNSON HASTALIĞI TEDAVİSİ
Parkinson hastalýðý beyinde substansia nigra ve corpus striatumdaki inhibitör
dopaminerjik nöronlarýn aktivitesindeki azalmaya baðlý olarak geliþen, nedeni tam
olarak bilinmeyen kronik bir hastalýktýr. Korpus striatum çizgili kaslarýn kasýlmasý ve
tonusunun düzenlenmesinden sorumludur. Buradaki nöronlarda dopamin inhibisyona,
asetilkolin ise uyarýya neden olur. Parkinson hastalýðýnda bu denge asetilkolin lehine
bozulmuþtur.
Semptomlar:
- Bradikinezi: Ýstemli hareketlerde azalma, maske yüz.
- Rijdite: Çizgili kaslarda görülür.
- Tremor
- Yürüme ve postür bozukluklarý
Hastalarda bu bulgulara depresyon, demans ve duyusal bozukluk da eklenebilir.
LEVODOPA
• Kan-beyin bariyerini geçerek, bazal ganglionlarda dopaminerjik sinirlerde
aromatik l-aminoasid dekarboksilaz enzimi tarafýndan dopamine dönüþür.
Dopamin kan-beyin bariyerini geçemediði için Parkinson hastalarýna verilmez.
Hastalýðýn ilerlemesini durdurmaz, palyatif etkilidir.
84
FARMAKOLOJİ
DOPAMİN
•
Dopamin ⇒ DOPAC (dihidroksifenolasetik a.) ⇒ HVA
Dopaminerjik yolaklar:
Nigrostriatal yolak: Motor kontroldan sorumludur. Lokomotor aktivitenin düenlenmesi ve
postürün sağlanmasında rolü vardır.
Mezolimbik ve mezokortikal yolak: Lokomotor etkinliğin başlatılması ve sürdürülmesinde,
uyanç oluşmasında ve kognitif fonksiyonlarda rolü vardır.
Tüberoinfindibular yolak: Sekresyonların düzenlenmesinde rol alır (Prolaktin, GH ve
gonadotropinin salgısını inhibe eder).
Periventriküler yolak: İştahın düzenlenmesinden sorumludur.
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Dopaminin Etkileri:
Prolaktin ↓
KTZ yi uyararak bulantı ve kusma
Amfetamin ve apomorfin gibi dopaminerjik aktiviteyi artıran ilaçlar stereotipik davranışa neden
olur.
Erkeklerde ereksiyonu kolaylaştırıcı rolü vardır.
Bağımlılık oluşturan maddelerin pozitif pekiştiri oluşturmasında dopamin rol oynar ve bu etkiden
sorumlu beyin bölgesi nucleus accumbens tir.
Dopamin Reseptörleri:
D1: Kendi başına pek etkisi yoktur, D2 reseptörleri ile oluşan etkileri düzenler.
D2: - Ekstrapiramidal sistem ile ilgili motor etkileri
- Endokrin etkileri
- Emosyonel ve kognitif fonksiyonlara aracılık eder.
** nöroleptiklerin çoğu D2 ve D3 reseptörleri bloke eder.
D3: Emosyonel ve kognitif fonksiyonlara aracılık eder.
D4: Striatumda bulunmaz, limbik sistemde yerleşmiştir, klozapinin ekstrapiramidal yan etkisinin az
olmasının nedeni bu reseptörlere afinitesinin daha yüksek olmasıdır.
D5: Önemi belli değildir.
Ø
Ø
Ø
Apomorfin: Dopaminerjik reseptör agonisti, hayvanlara verildiğinde stereotipik davranışlara neden
oluyor.
6-OH dopamin: Dopaminerjik nöronları tahrip eder, akinezi, hipofaji gibi bulgulara neden olur.
Kokain ve amfetamin gibi ilaçların “pozitif pekiştirici” etkisinde sinapslarda dopaminerjik aşırımın
aktive olmasının rolü var.
• Beraberinde aromatik l-aminoasid dekarboksilaz enzimi inhibitörleri (benserazid
veya karbidopa) verilmesi levodopanýn periferde dopamine dönüþümünü
azaltarak etkinliðini arttýrýr; etkinin daha hýzlý ortaya çýkmasýný saðlar,
levodopanýn dozu bu uygulama sýrasýnda düþürüleceði için yan etkiler azalýr.
Yan etkileri:
-
Bulantý, kusma, iþtahsýzlýk (bu belirtiler en sýk görülen yan etkileridir)
Ortostatik hipotansiyon, taþikardi, ventriküler ekstrasistol
Flushing, midriyazis, Coombs’ testi pozitifleþmesi
Psiþik etkiler: Öfori, mani
On-off olayý:
- Ýlaç etkinliði tedavi sýrasýnda arada bir, kýsa bir süre için kaybolur. Ýlacýn
dozunun azaltýlýp daha sýk aralýklarla verilmesi, Ýlacýn bir süre kesilmesi
(ilaç tatili) gibi önlemler uygulanabilir. Yeni tedavi yaklaþýmlarýnda ilacýn
dozu artýrýlmaktadýr ve tedaviye KOMT inhibitörleri eklenmektedir.
85
FARMAKOLOJİ
-
-
Akinezi:
- Alýnan ilacýn etkinlik süresinin (3-4 saat) sonuna doðru hastalýk
belirtilerinin ortaya çýkmasýdýr. Ýlacýn dozu düþürülerek daha sýk
aralýklarla verilebilir.
Diskinezi (istem dýþý hareketlilik): Kore, atetoz, distoni, myoklonus ortaya
çýkmasýdýr. **Diskinezi ortaya çýkarsa ilacýn dozu düþürülmelidir. Tedaviye
ara verilebilir (Ýlaç tatili). Myoklonus için serotonin antagonisti metizejid
kullanýlýr.
Levodopanýn kontrendikasyonlarý:
Psikoz, aktif peptik ülser, dar açýlý glokom ve malign melanomda
kontrendikedir.
Ýlaç etkileþimleri:
Piridoksin: Dopa dekarboksilazýn kofaktörüdür, levodopanýn santral etkisini
azaltýr.
Rezerpin: Dopamin depolarýný boþaltmasý nedeniyle evodopa’nýn etkinliðini
azaltýr.
Nöroleptikler: Dopamin reseptörlerini bloke ederek levodopa’nýn etkisini
azaltýr.
Antikolinerjikler: Mide boþalmasýný geciktirerek, levodopanýn
biyoyaralanýmýný düþürebilir.
MAO inhibitörleri ve metildopa: Levodopanýn etkinliðini artýrýr, hipertansif
krizlere neden olabilir. MAO inhibitörleri en erken 2 hafta sonra L-dopa
kullanýlabilir.
BROMOKRÝPTÝN
-
Tip 2 dopaminerjik reseptör agonistidir. L-dopaya cevap vermeyen olgularda
kullanýlýr. Genelde levodopa ile beraber uygulanýr.
Prolaktin salgýlanmasýný inhibe etmesi nedeniyle hiperprolaktinemiye baðlý
galaktore ve amenore olgularýnda tercih edilir.
Kontrendikasyonlarý: Periferik damar hastalýklarý bulunanlarda spazma neden
olur, peptik ülser, psikoz ve myokard infarktusunde kullanýlmaz.
LÝZURÝD
-
Postsinaptik D2 reseptörlerinin parsiyel agonistidir. D1, 5-HT1 ve 5-HT2
reseptörleri üzerinde de uyarýcý etkisi vardýr. Hiperprolaktinemi tedavisinde de
kullanýlýr.
PERGOLÝD
-
Yarý sentetik bir ergot türevidir. D2 ve D1 reseptörlerini uyarýr. Periferik yan
etkilerini azaltmak için domperidon (dopamin reseptör blokörü) kullanýlýr.
AMANTADÝN
-
Dopaminerjik sinir uçlarýnda dopamin sentezini artýran ve dopamin uptake’ini
inhibe eden antiviral etkili bir ilaçtýr. Etkinliði levodopaya göre düþüktür ancak
yan etkisinin az olmasý bir avantajdýr.
86
FARMAKOLOJİ
-
Hasta levodopa’ya cevap vermiyorsa amantadine de vermez.
Yan etkileri: Periferik ödem, konjestif kalp yetmezliði ve livedo retikülaris
SELEJÝLÝN
-
-
Beyindeki monoaminoksidaz B (MAO B) enziminin selektif ve irreversibl
inhibitörüdür. Antioksidan özelliði de olmasý tedavide yararlýdýr. Hastalýðýn
baþlangýcýnda tek baþýna veya ilerlemiþ olgularda diðer ilaçlarla beraber
kullanýlabilir.
Mide mukozasýndaki MAO A enzimi üzerinde bir etkisi olmadýðýndan, tiraminden
zengin gýdalarla alýndýðýnda hipertansif krize neden olmaz.
SANTRAL ETKÝLÝ ANTÝKOLÝNERJÝKLER
(triheksifenidil, biperiden, difenhidramin)
-
Hafif olgularda ilk tercih edilen ilaçlardýr. Özellikle tremor üzerine olumlu etkileri
vardýr. Difenhidramin antihistaminik olmasýna raðmen santral antikolinerjik
etkisi olmasý nedeniyle kullanýlabilir.
TOLKAPON VE ENTAKAPON
-
Dopamin’i perifer ve santral sinir sisteminde parçalayan katekol-O-metil
transferaz (KOMT)’ýn inhibitörüdürler. Levodopa-benserazid kullanan ve
stabilize edilemeyen hastalarda kullanýlýr.
Parkinsonizm oluþturan ilaçlar: Rezerpin, fenotiyazinler, haloperidol,
oksotremorin
SANTRAL SİNİR SİSTEMİ STİMÜLANLARI
A. KONVÜLZÝYON OLUÞTURAN MADDELER (ANALEPTÝKLER)
Düþük dozlarda solunumu uyarmak için kullanýlýrlar. Ýlaçlarýn konvülziyon oluþturan
minimum dozlarý ile solunum merkezini uyaran minimum dozlarý arasýndaki orana
göre sýralanýrsa (küçükten büyüðe): Striknin, pikrotoksin, pentilentetrazol,
niketamid, doksapram.
DOKSAPRAM
Ýndirekt sempatomimetik etkilidir. En güvenli analeptiktir.
STRÝKNÝN
SSS’de inhibitör bir nöromediyatör olan glisin’in etkisini antagonize eder. Fare
zehiridir. Çok güçlü konvülzan etkisi olan bir maddedir.
PÝKROTOKSÝN
Allosterik etkiyle GABA’nýn klor kanallarýný açmasýný engelleyerek, GABA’nýn
inhibitör etkisini antagonize eder.
KOKAÝN
-
Etki mekanizmasý: Presinaptik sinir ucuna noradrenalin, serotonin ve
dopaminin geri alýmýný bloke eder.
87
FARMAKOLOJİ
-
Sistemik etkileri: Zihinsel uyanýklýk, öfori, halüsinasyon, paranoya. Yüksek
dozlarda tremor, konvülziyon, solunum ve dolaþým depresyonuna neden
olur.
- Konvülziyon oluþan hastalarda diazepam, aritmiler için ise beta-blokörler
tercih edilir.
Yan etkileri:
- Anksiyete (terleme, kan basýncýnda artýþ, taþikardi). Kokaine bağlı
gelişen anksiyete tedavisinde Benzodiazepin veya fenotiyazinler.
- Depresyon: Uzun süreli kullanýmda görülür.
- Burun yoluyla uzun süre kullanýlýrsa, burun damarlarýndaki
vazokonstriksiyon sonucu nazal septumda nekroz ve delinmeye neden
olabilir.
B. PSÝKOSTÝMÜLAN ÝLAÇLAR
AMFETAMÝN
-
-
Noradrenalin, serotonin ve dopaminin sitoplazmik uptake’ini inhibe ederek,
indirekt sempatomimetik etki gösterir. Zayýf monoaminoksidaz (MAO)
inhibitörü etkinliði vardýr. Eksitasyon ve öfori yapar. Kiþi yorgunluðunu
duyumsayamaz. Konsantre olabilme yeteneðini ve dikkati artýrýr. Ýþtahý
azaltýr, bu etkisine 1-2 hafta içinde tolerans geliþir. Solunumu uyarýr. aadrenerjik reseptörleri uyararak kan basýncýný yükseltici etkisi vardýr.
Baðýmlýlýk yapar.
Parkinson, petit-mal epilepsi, çocuklarda dikkat yetersizliði sendromunda
ve narkolepside kullanýlýr.
FENFLURAMÝN
-
Ýþtah kesici etkisi vardýr ancak pulmoner hipertansiyon oluþturmasý
nedeniyle artýk kullanýlmamaktadýr.
FENSÝKLÝDÝN
-
Güçlü halüsinojenik etkilidir (melek tozu). Dopamin, serotonin ve
noradrenalinin sinir uçlarýna geri alýmýný önleyerek etki gösterir. Ketamin
analoðudur; disosiyatif anestezi oluþturur.
NÖROLEPTİKLER
Þizofreni baþta olmak üzere psikozlarýn tedavisinde (mani ve deliryum) kullanýlan ve
beyindeki nöronlarda dopaminerjik reseptörleri (D2 ve D3) bloke ederek etki gösteren
ilaçlardýr
SINIFLANDIRMA
1. FENOTÝAZÝNLER
1.A. Alifatik fenotiazinler: klorpromazin, asepromazin, levomepromazin
(**ortostatik hipotansiyon en fazla).
88
FARMAKOLOJİ
1.B. Piperazinli fenotiazinler: flufenazin (etki gücü en yüksek olan
fenotiyazin), perfenazin, trifluoperazin, karfenazin (***antiemetik etkisi
en güçlü).
1.C. Piperidinli fenotiazinler: tiyoridazin, mezoridazin (**aðýz kuruluðu,
kabýzlýk gibi antikolinerjik yan etkiler)
2. YAPI OLARAK FENOTÝYAZÝNLERE BENZEYENLER
(tiyoksantinler)
Klorprotiksen, zuplopentiksol, tiotiksen, loksapin, klozapin.
3. BUTÝROFENONLAR
Haloperidol, droperidol, benzperidol, trifluperidol, melperon
4. ATÝPÝK NÖROLEPTÝKLER
Bu gruptaki ilaçlarýn çoðunun D 3 reseptörler üzerindeki etkinliði D 2
reseptörlerden fazladýr.
Selektif dopamin D2 blokörleri: sulpirid, remoksipirid, raklopirid.
*Sulpirid diðer nöroleptiklerden farklý olarak çok yükse dozlarda dahi katalepsi
yapmaz.
D1 ve D2 blokör etkisi eþit olan D3 , D4 ve serotonin 5-HT2 reseptörleri için
güçlü blokör: klozapin, olanzapin, risperidon
Difenilbutilpiperidin türevleri: pimozid, penfluridol
* Pimozid: Glukozüri yapar.
NÖROLEPTÝKLERÝN ETKÝLERÝ
a- Antipsikotik etki: Þizofrenide görülen hallüsinasyon ve ajitasyonlarý engeller.Bu
etkileri mezolimbik ve mezokortikal yolakta bulunan D2 ve D3 dopaminerjik
reseptörleri bloke etmelerine baðlýdýr . D2 reseptörleri bloke edici etkileri D1
‘den daha güçlüdür ****(Klozapin: D1 = D2)
b- Ekstrapiramidal etki: Nigrostriatal dopaminerjik yolaðýn innerve ettiði bazal
gangliyon hücrelerindeki D2 reseptörlerin blokajýna baðlýdýr. Kronik tedavide
Parkinson belirtileri, distoni, tardif diskinezi (en çok aðýz ve dil bölgesini tutar)
gibi bulgulara neden olur.
c- Antiemetik etki: ** Piperazin grubu bu açýdan en güçlüdür. Kemoreseptor
trigger zone’daki D2 dopaminerjik reseptörlerin blokajýna baðlýdýr.
d- Antikolinerjik etki: Tüm nöroleptikler, özellikle tioridazin aðýz kuruluðu, görme
bulanýklýðý, kabýzlýk ve idrar retansiyonuna neden olur.
e- Alfa- blokaj: Ortostatik hipotansiyona neden olurlar (klorpromazin en
güçlü).
f- hipotermi
g- prolaktin salgýlanmasýnda artýþ (Tuberoinfundibular yol üzerindeki
dopaminerjik reseptörlerin blokajýna baðlý)
- Atipik nöroleptikler: Þizofreninin negatif semptomlarýnýn (afektif
küntleþme, konuþma zorluðu) tedavisinde tercih edilir. Negatif semptom
gösterenlerde dopaminerjik sistem normal veya hipoaktif olduðu için klasik
nöroleptikler etkili deðildir.
89
FARMAKOLOJİ
NÖROLEPTÝKLERÝN YAN ETKÝLERÝ
Ekstrapiramidal yan etkiler: Bazal ganglionlardaki dopaminerjik reseptörlerin
blokajýna baðlýdýr.
1. Akut distoni: Göz, yüz, dil, aðýz, boyun ve sýrt kaslarýnda kas spazmý, tortikollis,
opistotonus görülür. Tedavide santral etkili antikolinerjikler (triheksifenidil,
biperiden, difenhidramin) verilir. Tedavinin erken döneminde ortaya çýkar.
2. Parkinsonizm: Tremor, rijidite, bradikinezi, maske yüz, yürüme bozukluðu gibi
belirtiler, birkaç hafta içinde ortaya çýkar. Tedavi: Ýlaç dozu azaltýlýr; yeterli
olmazsa biperiden veya amantadin verilebilir.
3. Akatasia: Hastada aþýrý derecede hareketlilik göze çarpar. Oturduðunda
bacaklarý oynatýr. Tedavi: Ýlacýn dozu azaltýlýr, yeterli olmazsa propranolol
veya benzodiazepinler verilir.
4. Tardif diskinezi: En geç ortaya çýkan yan etkidir (3-6 ay sonra). Bazý hastalarda
ilaç kesildikten sonra da ortaya çýkabilir. Baþlangýçta yüzde,dilde ve dudakta
diskinezi ve tikler ortaya çýkar (bukolingomastikatuvar sendrom). Daha sonra
gövde ve ekstremitelerde distoni ortaya çýkar. ***Geri dönüþsüz olabilir.
Uzun süre nöroleptik kullanýlmasý sonucunda bazal gangliyonlarda D2
reseptörlerinde up-regülasyon oluþmasýna baðlýdýr. Parkinson sendromunun
tam tersidir. **Antikolinerjik kullanýlmasý veya ilacýn kesilmesi tabloyu daha da
kötüleþtirir. Tedavi: Fizostigmin, kalsiyum kanal blokörleri ve benzodiazepinler
denenmektedir. Önlenebilmesi içinse nöroleptik mümkün olan en düþük dozda
ve kýsa sürede kullanýlmalýdýr.
Ekstrapiramidal yan etkisi az olan nöroleptikler: Tioridazin, sulpirid,
risperidon, olanzapin, klozapin (en az).
NÖROLEPTİKLERİN NÖROLOJİK YAN ETKİLERİ
ETKi
ÖZELLLİKLERİ
MAKSİMUM RİSK
SÜRESİ
MEKANİZMA
TEDAVİ
Akut distoni
Dil, yüz, boyun,
sırt kaslarında
spazm
1-5 gün
Bilinmiyor
Difenhidramin ve
benztropin gibi
antikolinerjik etkili
ilaçlar
Akatizi
İstem dışı
hareketlilik
5-60 gün
Bilinmiyor
İlacın dozu düşürülür
veya ilaç değiştirilir.
Yeterli olmazsa
propranolol veya
benzodiazepinler
verilir.
Parkinsonizm
Bradikinezi, rijidite, 5-30 gün
tremor, maske yüz
Dopaminin
etkinliğinde azalma
Parkinson tedavisinde
kullanılan ilaçlar
Tardif
diskinezi
Oral-fasiyal
Tedaviden aylar veya Aşırı dopamin
diskinezi,
yıllar sonra
aktivitesi
koreatetoz, distoni
Önlenmesi gerekiyor,
tedavi yeterli değil.
Nöroleptik
malign
sendrom
Katotoni, ateş,
kan basıncında
düzensizlik,
myoglobinemi
Nöroleptiğin hemen
kesilmesi gerekir.
Dantrolen veya
bromokriptin yararlıdır.
Haftalar, ilaç
kesildikten sonra
günlerce sürebilir
Dopaminin
etkinliğinde azalma
90
FARMAKOLOJİ
NÖROLEPTİKLER
İLAÇLAR
Sedatif
etki
Ekstrapiramidal
Etki
Hepatotoksik
etki
Antiemetik
etki
Ortostatik
hipotansiyon
+++
++
+++
++
+++
++
+++
++
+++
+
+++
+
+
+
++
Butirofenonlar
(haloperidol,
droperidol)
+
++++
+
++
+
Tiyoksantinler
(klorprotiksen,
loksapin)
+
++
+
-
+
Sulpirid
+
+
+
-
Pimozid
+
+
+
-
++
+
-
-
+
Alifatik
fenotiyazinler
(klorpromazin,
asepromazin,
levomepromazin)
Piperazinli
fenotiyazinler
(flufenazin,
perfenazin,
trifluoperazin)
Piperidinli
fenotiyazinler
(tiyoridazin,
mezoridazin)
Atipik nöroleptikler
Klozapin
(D4 ve D3blokörü)
-
Diğerleri: Olanzapin, risperidon
ŞİZOFRENİ TİPLERİNDE NÖROLEPTİKLERİN ETKİLERİ
Tip 1 sendrom
Tip 2 sendrom
Akut
Nöroleptiklere yanıt iyi
Prognoz iyi
Kognitif bozukluk yok
Dopaminerjik reseptör duyarlılığı veya dopamin
düzeyi artmıştır.
Pozitif semptomlar (Halüsinasyon, düşünce
bozukluğu)
Kronik
Nöroleptiklere yanıt iyi değil
Prognoz kötü
Kognitif bozukluk
Beyinde dopaminerjik nöron kaybı
Negatif semptomlar (Afekt künt, konuşma
zorluğu)
91
FARMAKOLOJİ
NÖROLEPTÝKLERÝN ÝLAÇ ETKÝLEÞÝMLERÝ
-
Parkinson tedavisinde kullanýlan ilaçlar (biperiden, triheksifenidil, difenhidramin):
Nöroleptiklerin ekstrapiramidal yan etkilerinden bazýlarýný azaltýr.
Lityum: Nöroleptiklerin etkinliði artar.
Genel anesteziklerin santral depresan etkinliðini artýrýr.
Lokal anesteziklerin konvülziyon ve depresyon yapýcý etkilerini azaltýr.
ANTİDEPRESANLAR ve MANİ TEDAVİSİNDE KULLANILAN
İLAÇLAR
Depresyon ve maninin tedavisinde kullanýlan ilaçlardýr. MAO inhibitörleri dýþýndakiler
normal kiþilere verildiðinde ruhsal etkinlikte artýþa neden olmaz.
Etki mekanizmasý: Antidepresan ilaçlarýn büyük bölümü beyinde serotonin ve/veya
noradrenalin re-uptake’ini inhibe eder.
1. TRISIKLIK ANTIDEPRESANLAR
Trisiklik antidepresanlar (TAD) fluoksetin ile beraber verilmez çünkü TAD’ýn plazma
düzeyi artar ve zehirlenme tablosu meydana gelebilir.
Etkileri
-
Saðlýklý kiþide sedasyon, depresyon hastalarýnda antidepresif etki yapar.
Etkileri tedaviye baþlandýktan yaklaþýk 15 gün sonra ortaya çýkar. Uykuda
REM dönemini kýsaltýr; non-REM’i uzatýr.
Þartlandýrýlmýþ hayvanlarda sakýnma reaksiyonunu önler ancak kaçma
yanýtýný etkilemez (Nöroleptikler gibi)
KVS: Ortostatik hipotansiyon (tolerans geliþir) ve refleks taþikardi meydana
gelir.
Ýmipramin kinidin benzeri antiaritmik etki gösterir.
Antikolinerjik etkiler: Muskarinik reseptörleri bloke ederler. Yakýn görme
bozukluðu, aðýz ve ciltte kuruluk, kabýzlýk gibi belirtiler ortaya çýkar.** En
güçlü antikolinerjik etkiye sahip TAD amitriptilindir (konfüzyon).
Analjezik etki: Klomipramin, amitriptilin ve imipramin analjezik etki gösterir
ve morfinle beraber verildiðinde analjezik etkinlik artar.
Etki mekanizmasý: TAD serotonin, noradrenalin ve dopaminin nöronal reuptake’ini bloke eder, serotoninerjik, a-adrenerjik, muskarinik ve histamin
reseptörlerini bloke eder
Yan etkileri
-
Antikolinerjik etkiler (en sýk)
Uyuþukluk, sedasyon, yorgunluk, hallüsinasyonlar.
Tremor
Konvülzan ve prokonvülzan (konvülziyonu kolaylaþtýrýcý) etki.
Ortostatik hipotansiyon
Libido kaybý, impotens (NA geri alýmýný önleyenler).
Allerji
92
FARMAKOLOJİ
•
NA reuptake’ini en güçlü bloke
edenler:
•
Desipramin ve protriptilin (en güçlüler) ,
nortriptilin, maprotilin.
•
Serotonin reuptake’ini inhibe
edici etkisi en güçlü olan (TAD
içerisinde):
•
Klomipramin
•
Selektif olarak NA geri alımını
inhibe edenler (SNRI) :
•
Reboksetin, venlafaksin, mirtazapin
•
Yarı ömrü en uzun olan:
•
Protriptilin
-
Kilo alma: Selektif serotonin re-uptake inhibitörleri dýþýndakiler iþtah
artýþýna neden olur. SSRI’lar anorektik etkilidir.
Nadiren antidepresan etkilerine karþý tolerans ve zayýf bir fiziksel baðýmlýlýk
geliþebilir.
Ýlaç etkileþimleri
a- TAD etkinliðini artýranlar:
- MAO inhibitörleri: TAD’ýn metabolizmasýný yavaþlatýr. Hipertansiyon,
konvülziyon görülür.
- Alkol ve diðer SSS depresanlarý: Belirgin sedatif etki.
b- TAD etkisini azaltanlar:
- Barbitüratlar: TAD’ýn metabolizmasýný hýzlandýrarak etkinliðini azaltýr.
c- TAD ile beraber alýndýðýnda etkinliði azalan ilaçlar:
- Guanetidin: Bu ilacýn adrenerjik sinir ucuna alýnmasýný bloke ederek
antihipertansif etkisini azaltýr.
- Ýndirekt etkili sempatomimetikler: Bu ilaçlarýn adrenerjik sinir ucuna
girmesini engeller ve etkilerini azaltýr.
- Klonidinin antihipertansif etkisini bloke ederler.
d- TAD ile beraber alýndýðýnda etkinliði azalan ilaçlar:
- Tioridazinin kardiyotoksik etkisini artýrýr.
Diðer Endikasyonlarý:
a- Blumia nervosada kullanýlan: Ýmipramin
b- Obsesif kompulsif bozukluklarda 1. Tercih: klomipramin
2. TRİSİKLİK OLMAYAN ANTİDEPRESANLAR
2.A. Selektif serotonin re uptake blokörleri Fluoksetin,
fluvoksamin, sertralin, paroksetin, trazodon.
Avantajý:TAD’a göre avantajlarý antikolinerjik ve kardiyotoksik etkilerinin
daha az olmasýdýr.
Ýlaç etkileþimleri: MAO inhibitörleri ile beraber alýnmalarý kontrendikedir,
sinapslarda aþýrý miktarda serotonin birikmesine (serotonin sendromu) neden
olurlar.
En belirgin kesilme sendromuna neden olan, en kýsa etkili ve
antikolinerjik etkisi en yüksek olan: Paroksetin
Endikasyonlarý: Obsesif-kompulsif bozukluklar ve panik ataklarý.
93
FARMAKOLOJİ
Fluoksetin
- Eliminasyon yarý ömrü en uzun antidepresandýr (1-3 gün) Karaciðerde
aktif metaboliti olan norfluoksetine dönüþür. Bunun yarý ömrü daha
da uzundur (7-15 gün)
2.B. Selektif noradrenalin re-uptake inhibitörleri (SNRI):
venlafaksin, reboksetin
2.C. Diðerleri
Mianserin
- Tetrasiklik bir bileþiktir. TAD’dan farklý olarak re-uptake blokörü etkinliði
belirgin deðildir; serotonin, histamin ve presinaptik α2-blokörüdür. En
önemli yan etkileri aplastik anemi ve agranülositozdur
Maprotilin, viloksazin, bupropion ,amineptin, tianeptin (diðer ilaçlardan
farký beyindeki serotoninerjik sinapslarda geri alýmý hýzlandýrýr, etkisi
çabuk baþlar),
3. MONOAMİNOKSİDAZ (MAO) İNHİBİTÖRLERİ
-
-
MAO, noradrenerjik, dopaminerjik ve serotoninerjik sinir uçlarý, karaciðer,
barsak ve akciðerde daha yüksek oranda olmak üzere çeþitli bölgelerde bulunan
mitokondriyel bir enzimdir. MAO inhibitörleri beyinde çeþitli nöromediyatörlerin
(NA, dopamin, serotonin gibi) etkinliðini artýrýr.
Selektif MAO A inhibitörleri: moklobemid, klorjilin. **Moklobemid tercih edilir,
etkisi geri dönüþlüdür. MAO A noradrenalin (NA) ve serotonin (5-HT)’nin
yýkýmýndan sorumludur.
Etkileri
1. Sadece depresif kiþilerde deðil, saðlýklý kiþilerde de stimülasyona (öfori,
uykusuzluk) neden olur.
2. Antidepresif etkileri TAD’a göre daha kýsa sürede ortaya çýkar (10 gün).
3. Ýþtahý artýrýr.
4. Amfetamine benzer þekilde SSS’ni uyarýcý etki gösterirler.
5. REM dönemini kýsaltma açýsýndan en güçlü ilaçlardýr. Narkolepside
kullanýlýr.
6. Uzun süreli kullanýmlarý sonucu sempatolitik etkileri (ortostatik
hipotansiyon) ortaya çýkar. Bunun nedeni adrenerjik sinir uölarýnda
birikerek noradrenalinin yerini alan oktapamin adlý yalancý mediatörün
birikmesine neden olmalarýdýr.
7. Ýndirekt etkili sempatomimetiklerin etkisini artýrýr.
8. En önemli yan etkileri selektif olmayan ilaçlarda görülen hepatit ve periferik
nöropatidir.
4. LİTYUM KARBONAT
Endikasyonlarý:
Bipolar hastalýkta en fazla tercih edilen ilaçtýr. Alternatifi: Karbamazepin.
Bipolar afektif bozukluklarýn tedavisinde lityum dýþýnda, karbamazepin,
valproik asit, lamotrijin, gabapentin, kalsiyum kanal blokörleri, haloperidol
ve diazepam gibi ilaçlar kullanýlýr.
94
FARMAKOLOJİ
Manik ataklarda tek baþýna ve antidepresanlara iyi yanýt vermeyen depresyonlu
hastalarda antidepresanlarla beraber de kullanýlabilir.
Farmakokinetik:
-
0.5-1 mmol/lt plazma konsantrasyonlarýnda etkili, 1.5 mmol/lt nin
üzerindeki plazma konsantrasyonlarýnda toksik etkiler ortaya çýkmaya
baþlar. Terapötik indeks dardýr.
Plazma yarý ömrü çok uzundur. Aðýzdan alýnan dozun yarýsý 12 saatte,
kalan yarýsý ise 1-2 haftada atýlýr.
Böbrek hastalýklarý, aþýrý terleme, diyare ve kusma gibi dehidratasyona yol
açan durumlar, tiyazid grubu diüretik kullanýmý Li zehirlenmesine eðilimi
artýrýr.
Ýlaç etkileþimleri:
-
Tiyoridazin, furosemid, NSAID (aspirin ve parasetamol hariç), tiyazid grubu
diüretikler lityum düzeyini artýrýr.
Aminofilin: Lityumun renal klerensini artýrýr ve plazma düzeyini düþürür.
Nöromuskuler blokörlerin etkinliðini artýrýr.
Nöroleptik kullananlarda nöroleptik malign sendrom riski artar.
Yan etkileri:
-
tremor (en sýk), kore, ataksi, disartri, konfüzyon.
bulantý, kusma, diare
poliüri , ***Böbrek tübül hücrelerinin ADH’ya yanýtýný azaltýr, nefrojenik
tipte diabetes insipitus: tedavi tiazid grubu diüretik
- susama
- tiroid hiperplazisi ve hipotiroidi: tiroid hormon sentezinin inhibisyonuna ve
yatkýnlýðý olanlarda antitiroid antkor oluþturmasýna baðlýdýr.
- kilo alýmý.
- ödem
- EKG: T dalgasý düzleþir.
Diðer kullaným alanlarý: Lökositoz yapmasý nedeniyle agranülositoz ve aplastik
anemi tedavisi ile cluster tipi baþaðrýsýnda denenmektedir.
* Mani tedavisinde kullanýlan diðer ilaçlar
Karbamazepin, nöroleptikler, verapamil
* Depresyon tedavisinde kullanýlan diðer ilaçlar
Alprazolam, klonazepam, L-triptofan
ANTİEPİLETİK İLAÇLAR
FENİTOİN(DİFENİLHİDANTOİN)
Sedasyon meydana getirmeden atinepileptik etki oluþturmasý nedeniyle oldukça
selektif etkili bir ilaçtýr. Çoðu epilepsi tiplerinde tercih edilir, ***ancak absenste
etkisizdir, hatta nöbetleri þiddetlendirebilir.
95
FARMAKOLOJİ
İLAÇ ETKİLEŞMELERİ
TAD etkinliğini artıranlar
TAD ile kullanıdığında etkinliği değişenler
Fluoksetin
Guanetidin, amfetamin, efedrin (sinir ucuna girmesi
önlenen bu ilaçların etkinliği azalacaktır)
MAO inhibitörleri
Klonidin (antihipertansif etki azalır)
Alkol, hipnotikler (belirgin sedasyon)
Tiyoridazin (aritmi eğilimi artar)
Endikasyonlarý:
-
Absens dýþýnda tüm epilepsi tipleri
Status epileptikus
Trigeminal nevralji
Aritmi
Farmakokinetik özellikleri:
-
Oral yoldan alýndýðýnda etkinliði iyidir. Plazma proteinlerine %80-90
oranýnda baðlanýr. Salisilatlar, fenilbutazon ve valproik asid, fenitoinin
baðlanmasýný kompetetif olarak inhibe eder.
Mikrozomal enzimleri indüklemesi nedeniyle oral antikoagülanlar gibi
ilaçlarýn metabolizmasýný hýzlandýrýr.
Karaciðerde mikrozomal enzimler tarafýndan metabolize edilmesi nedeniyle
ilacýn metabolizma hýzý kiþiden kiþiye farklýlýk gösterir. Eliminasyon yarý
ömrü ortalama 20 saattir.
Eliminasyon doza baðýmlý kinetik gösterir. Doz %50 artýrýldýðýnda kararlý
durum plazma konsantrasyonu 4 kata yakýn artýþ gösterir. Dolayýsýyla ilacýn
plazma düzeyinin yakýndan izlenmesi gerekir.
Yan etkileri:
-
En sýk görülenler nörolojik belirtilerdir. En erken dönemde ortaya çýkan
nörolojik belirti nistagmustur. Ataksi ve disartri görülebilir.
Diþ eti hiperplazisi: Ýrreversibldýr.,
Akciðer fibrozisi.
Allerjiye baðlý ciltte morbiliform döküntü: Ýlacýn döküntü ortaya çýktýðýnda
kesilmesi gerekir.
Folik asit eksikliðine baðlý megaloblastik anemi: Folik asit fenitoini
karaciðerde metabolize eden enzimlerin kofaktörüdür (Folik asit eksikliðine
neden olan diðer antiepileptikler:Fenobarbital, primidon).
D vitamini eksikliðine baðlý osteomalazi veya raþitizm.
Hirsutizm
Mide irritasyonu
Teratojenik etki: Yarýk damak, yarýk dudak (Fötal hidantoin sendromu)
SLE ve Steven-Johnson sendromu.
KARBAMAZEPİN
Trisiklik antidepresan derivesidir. Absens ve myoklonik nöbetler hariç diðer
nöbetlerde kullanýlýr. Antimanik ve antidepresan etkinliði de vardýr.
96
FARMAKOLOJİ
Diðer endikasyonlarý:
- Trigeminal nöralji (fenitoinle beraber)
- Diabetik, postherpetik ve üremik nöralji
- Kanser aðrýsý
- Nörojenik tip diabetes inisipidus (ADH )
Etkinliði fenitoine göre daha düþük olmakla beraber yan etkilerinin az olmasý
nedeniyle tercih edilir.
Yan etkileri:
-
GÝS: Bulantý- kusma, iþtahsýzlýk, diare
Nörolojik bozukluklar: Uyuþukluk, baþ dönmesi, diplopi, nistagmus
Antikolinerjik etkiler: Yapýca imipramine benzediði için aðýz kuruluðu,
midriyazis yapabilir.
- Kemik iliði depresyonu (lökopeni, agranülozitoz,aplastik anemi)
- Mikrozomal enzim indüksiyonu. ***3-4 hafta kullanýldýktan sonra kendisini
metabolize eden enzimleri indükler (biyokimyasal tolerans).
- Alerjik cilt döküntüleri
- Uzun süreli uygulamada ADH salgýlanmasýna ve su tutulumuna neden
olarak dilüsyonel hiponatremiye yol açar.
- Teratojenik etki: Kraniyofasiyal defektler, týrnak hipoplazisi ve nöral tüp
defektine neden olabilir.
Okskarbazepin Karbamazepin türevidir, ayný endikasyonlarda kullanýlýr;
farký mikrozomal enzimleri indüklememesidir.
SODYUM VALPROAT (VALPROİK ASİD)
Endikasyonlarý:
Absens nöbetlerinde tek baþýna kullanýlýr. **Bu nöbetlerde 1. tercih olan
etosüksimidin alternatifidir.
Kompleks parsiyel nöbetler
Tardif diskinezi
Bebeklerde febril konvülziyonda diazepam ve fenobarbitalin alternatifidir.
Etki mekanizmasý:
GABA transaminaz’ý inhibe ederek GABA’nýn etkinliðini artýrýr.
Yan etkileri:
- Bulantý, kusma, diyare (**en sýk )
- Ýdiyosinkratik olarak hepatotoksik etki gösterir. Öldürücü hepatite neden
olur.
- Karaciðerde yað asitlerinin b- oksidasyonunu inhibe ederek ketoasidoza
yol açar.
- Hiperamnoyemi ve buna baðlý ansefalopati
- Teratojenik etki: Spina bifida, nöral tüp defek
ETOSÜKSİMİD
-
***Absens nöbetlerinde 1. tercihtir.
Etki mekanizmasý bilinmemektedir.
97
FARMAKOLOJİ
-
Yan etkileri: Bulantý, kusma, uyuþukluk, letarji, öfori, allerjik deri döküntüleri,
Steven-Johnson sendromu, lupus eritematosus, fatal kemik iliði depresyonu.
TRİMETADİON
-
Diðer ilaçlara dirençli absens olgularýnda ve etosüksimide alerjisi olan hastalarda
proflakside kullanýlýr.
Yan etkileri: En sýk uyuþukluk, sedasyon ve göz kamaþmasý sonucu görme
bulanýklýðý (hemeralopi) Cilt döküntüsü, kemik iliði depresyonu (aplastik anemi),
lupus tablosu
FENOBARBİTAL
Primidonun aktif metabolitidir.
Endikasyonlarý:
-
***Absens ve infantil spazm dýþýndaki tüm nöbetlerde etkilidir.
***Febril konvülziyonlarda 1. tercihtir.
Bebek ve çocuklarda status epileptikusta i.v. yoldan kullanýlýr ve fenitoine
tercih edilir.
Yan etkileri
Sedasyon (en sýk, zamanla tolerans geliþir), çocuklarda huzursuzluk,
hiperaktivite
Megaloblastik anemi, raþitizm, osteomalazi.
Ciltte alerjik döküntüler, lenfadenopati, lökopeni, trombositopeni
Mikrozomal enzim indüksiyonu
Fenitoine benzer biçimde makrositik anemi, raþitizm, K vit eksikliði
**Ýlaç aniden kesilmemelidir. Nöbetlerin sýklaþmasýna neden olur.
PRIMIDON
-
Fenobarbitalin dezoksi türevidir.
Vücutta fenobarbitale dönüþür. Primidonun kendisi de antikonvülzif
etkilidir.
-
Fenobarbitalin endike olduðu durumlarda tercih edilir.
BENZODİAZEPİNLER
DİAZEPAM
Etkinliðinin düþük olmasý, antikonvülzan etkinliðinin düþük olmasý ve sedasyon
yapmasý nedeniyle sadece status epileptikusta (i.v.) ve febril konvülziyonda
kullanýlýr. Klonazepam (absens nöbetleri, myolklonik spazm, infantil spazm,
status epileptikus depresyon ve panik ataklarý) ve klorazepat epilepsi tedavisinde
kullanýlan diðer benzodiazepin türevleridir.
98
FARMAKOLOJİ
ANTİBİYOTİKLER
• Kemoterapide temel amaç konakçýda mümkün olan en az hasarý yapan bir kimyasal
madde ile organizma üzerine yeterli etki oluþtumaktýr ki bu kavram selektivite
olarak tanýmlanýr. Penisilinler en selektif ilaçlardýr. Bakterisid etkinlikleri oldukça
iyi olmasýnýn yanýsýra konakçý hücrelerinde toksik etkisi yok denecek kadar azdýr.
Buna karþýlýk *tetrasiklinler selektivitesi en düþük antibiyotiklerdir.
Bakteriyostatik etkili ilaçlar:
-
Ýlaçlar için bakteriyostatik etki gücü kültürde saptananan minimum
inhibitör konsantrasyon (MÝK) deðeridir. Bu deðer küçüldükçe ilacýn
bakteriyostatik etkisi güçlenir.
Etambutol, Kloramfenikol, Klindamisin, Makrolidler, Metronidazol,
Nitrofurantoin, Novobiosin,
Sülfonamidler, Tetrasiklinler, Trimetoprim
Bakterisid etkili ilaçlar:
-
Minimum bakterisid konsantrasyon (MBK): Kültür ortamýnda
bakterilerin tamamýný öldüren minimum ilaç konsantrasyonudur. Ýlacýn
bakterisid gücünün bir göstergesidir.
- Bakterisid etkili ilaçlar:
Penisilinler
Fluorokinolonlar
Sefalosporinler
Metronidazol,ornidazol, tinidazol
Aminoglikozidler
Amfoterisin B
Vankomisin
Polimiksin B, basitrasin, tirotirisin
Rifampin
Ýzoniazid, pirazinamid
Ýlaçlarýn etki gösterebilmeleri için plazma konsantrasyonlarý MÝK ve MBK'nýn
üzerinde olmalýdýr.
• Geniþ spektrumlu antibiyotikler (tetrasiklin, imipenem, kloramfenikol
gibi) etkenin tam olarak saptanamadýðý infeksiyonlarda tedavide tercih
edilir. Ancak bazý önemli sakýncalarý vardýr:
- Bakterilerde direnç geliþmesine neden olurlar.
- Barsakta florayý bozarak süperinfeksiyon oluþma riskini artýrýrlar (örnek:
Candida).
Antibiyotiklerin etki mekanizmalarý:
1. Bakterilerin hücre duvarýnýn sentezini inhibe edenler (penisilin, sefalosporin,
klavulonik asit, sulbaktam ,imipenem, aztreonam, vankomisin, sikloserin,
teikoplanin, fosfomisin, basitrasin):
• Bu ilaçlar genellikle bakterisid etkilidir.
• Sadece geliþmekte olan bakterilere etkilidir, çünkü geliþmesini
tamamlamýþ olanlarda hücre duvarý sentezi de tamamlanmýþtýr.
2. Sitoplazma membranýnýn geçirgenliðini artýrarak etki gösterenler
(polimiksinler, siklosporin A, gramisidin, amfoterisin B, nistatin, katyonik
deterjanlar):
• Bu ilaçlar sitoplazmada bulunan amino asid ve nukleotidler gibi
önemli bileþiklerin hücre dýþýna çýkmalarýna neden olur ve bakterisid
etki gösterir.
99
FARMAKOLOJİ
ÇEŞİTLİ İNFEKSİYONLARDA TERCİH EDİLEN İLAÇLAR
İnfeksiyon etkeni
1. tercih
I. Gram (+) kokuslar
Staph aureus (pen.G’ye duyarlı)
Penisilin G
Staph aureus (pen.G’ye dirençli)
Penisilinaza dirençli penisilin (metisilin)
Staph aureus (metisiline dirençli)
Vankomisin ± gentamisin
Strep. pyogenes (grup A)
Penisilin G veya Penisilin V, klindamisin
Strep. viridans
Penisilin G (65 yaş yukarı) ± gentamisin veya streptomisin
(65 yaş aşağı)
Strep. agalactiae (grup B)
Ampisilin veya penisilin G
Strep. pneumoniae
*penisiline dirençli
Penisilin G
Vankomisin veya 3. jenerasyon
Enterococcus
Endokardit ve diğer ağır infeksiyonlar
Üriner infeksiyonlar
Penisilin G veya ampisilin + Gentamisin veya streptomisin
Ampisilin veya penisilin G
II. Gram (-) kokuslar
Neisseria meningiditis (meningokok)
* menenjit, bakteriemi
** portör
* penisilin G
** rifampin
Branhamella catarhallis (otit, sinüzit, pnömoni etkeni)
kotrimaksazol
III. Gram (-) basiller
E. coli
*üriner infeksiyon
** diğer infeksiyonlar ve bakteriyemi
*Kinolonlar, ko-trimaksazol, sülfonamidler, 1. jenerasyon
sefalosporin
**Sefotaksim, seftizoksim.
Klebsiella pneumoni
* Üriner sistem infeksiyonu
**pnömoni
* 3. jenerasyon sefalosporin
** 3.jenerasyon sefalosporin + aminoglikozid
Proteus mirabilis
Proteus vulgaris
Ampisilin veya amoksisilin
3. jenerasyon sefalosporin
Salmonella
* tifo, paratifo, bakteriemi
** Akut gastroenterit
* Fluorokinolonlar, seftriakson, ko-trimaksazol
** Norfloksasin veya siprofloksasin
Shigella
Fluorokinolonlar
Serratia
İmipenem, kinolon, kotrimaksazol
Sefoksitin, sefotetan
Bacterioides fragilis
Metronidazol, klindamisin
Bacterioides türleri (oral, farengeal)
Bacterioides türleri (oral, farengeal)
Brucella
Doksisiklin + gentamisin veya rifampin
Francisella tularensis
Streptomisin
Hemophilus influenza
* otit, sinüzit, bronşit
** epiglottit, pnömoni, menenjit
*Ko-trimaksazol
** Kloramfenikol, sefuroksim, seftriakson, sefotaksim
Hemophilus ducreyi
Seftriakson, azitromisin
Leigonella pneumophilia
Eritromisin ± rifampin veya klaritromisin
Pseudomonas aeruginosa
* Üriner infeksiyon
** Pnömoni, bakteriyemi
* Karbenisilin, tikarsilin, fluorokinolonlar
** Geniş spektrumlu penisilin (tikarsilin)+ aminoglikozid
(tobramisin)
100
FARMAKOLOJİ
å DEVAMI
Pseudomonas mallei
Streptomisin+ tetrasiklin
Pseudomonas pseudomallei
Seftazidim
Vibrio cholerae
Doksisiklin
Yersinia pestis (veba)
Streptomisin ± tetrasiklin
Yersinia enterocolitica
* sepsis
** yersiniozis
* aminoglikozidler
** ko-trimaksazol
IV. Gram (+) basiller
Bacillus antracis
Penisilin G
Cl. perfiringens (gazlı gangren)
Penisilin G
Cl. tetani (tetanus)
Penisilin G
Cl. difficile (kolit)
Metronidazol (oral)
Corynbacterium diphteriae
* farenjit, pnömoni
** portör
* Eritromisin
** Eritromisin
Listeria monocytogenes
Ampisilin veya penisilin G ± gentamisin
V. Aside dayanıklı basiller
Mycobacterium tuberculosis
İzoniazid + rifampin ± pirazinamid
Mycobacterium leprae
Dapson + rifampin ± klofazimin
VI. Spiroketler
Treponema pallidum (sfiliz)
Penisilin G
Borellia recurrentis
Doksisiklin
Borellia burgdorferi (Lyme hastalığı)
* cilt tutulumu
** nörolojik, kardiyak, artrit
*Tetrasiklin
** Penisilin G
Leptospira (Weil hastalığı)
Penisilin G
VII. Aktinomisetler
Actinomyces israelii
Penisilin G, ampisilin
Nocardia
Ko-trimaksazol
Sülfonamid
VIII. Klamidyalar- Riketsiyalar- Diğerleri
Chlamydia psittaci (psitakoz)
Tetrasiklinler
Chlamydia pneumonia
Tetrasiklinler
VIII. Klamidyalar- Riketsiyalar- Diğerleri
Chlamydia psittaci (psitakoz)
Tetrasiklinler
Chlamydia pneumonia
Tetrasiklinler
Chlamydia trachomatis
* trahom, inklüzyon konjoktiviti
** lenfogranuloma venerum
*** nonspesifik üretrit, PID
* Doksisiklin (oral), oksitetrasiklin (göze)
** Tetrasiklinler
*** Doksisiklin
Mycoplasma pneumonia (atipik pnömoni)
Tetrasiklin, Eritromisin
Pneumocystis carinii
Ko-trimaksazol
Riketsiya
Tetrasiklinler
Ureoplasma urealyticum
Tetrasiklinler
101
FARMAKOLOJİ
3. Protein sentezini inhibe edenler:
Bakterilerin ribozomlarý 70 S ribozomudur ve insanlardaki 80 S ribozomuna
göre antibiyotiklere duyarlýlýðý daha fazladýr. 70S ribozomunda 23 S, 16
S ve 5 S proteinleri bulunur ve 70 S protein sentezi sýrasýnda 30 S ve 50 S
alt birimlerine ayrýlýr.
• 30 S alt ünitesine baðlananlar: Aminoglikozidler, tetrasiklin.
• 50 S alt ünitesine baðlananlar: Kloramfenikol, tiamfenikol, eritromisin,
azitromisin, spiramisin, klaritromisin klindamisin, linkomisin
• Aminoglikozidler dýþýndakiler bakteriyostatiktir.
Bu gruptaki ilaçlar memeli hücrelerinin mitokondrilerinde bulunan 55S
ribozomlarý aracýlýðýyla meydana gelen protein sentezini inhibe eder (en
etkilisi kloramfenikoldür) ancak sitoplazmada bulunan 80S ribozomlarýndaki
protein sentezine etkili deðildir.
4. DNA veya mRNA sentezini bozanlar:
• Antineoplastikler (mitomisin, aktinomisin, daunorubisin,
doksorubisin)
• Aktinomisinler ve rifamisinler: DNA’ya baðýmlý RNA polimeraz enzimini
inhibe ederek mRNA sentezini (transkripsiyon) önler.
• Kinolonlar (nalidiksik asid, fluorokinolonlar): DNA jiraz enzimini inhibe
ederek, bakterinin ölümüne neden olurlar.
• Mitomisinler: DNA zincirini alkilleyerek DNA moleküllerinin birbirinden
ayrýlmasýný önler. Böylece DNA replikasyonu durur.
5. Bakterinin metabolizmasý için gerekli maddelerin sentezini
önleyenler:
• Sülfonamidler, sülfonlar, trimetoprim, p-aminosalisilik asid,
izoniazid.
I. BETA LAKTAM ANTİBİYOTİKLER
I.A. PENÝSÝLÝNLER
• Özellikle penisilin G antibakteriyel gücü en yüksek olan antibiyotiklerdir. Tüm
penisilinlerin temel yapýsý 6-aminopenisilanik asid (6-APA) dir. 6-APA tiazolidin
halkasýyla bu halkaya baðlý durumdaki dörtlü bir beta-laktam halkasýndan
meydana gelmektedir.
beta laktamaz
• 6-APA ———————— penisiloik asid
Penisiloik asidin antibakteriyel etkisi yoktur. Vücutta penisilinlere karþý antikor
oluþmasý ve alerjik reaksiyondan sorumludur. Penisiloik asidin bazý peptidlerle
yaðyýðý bileþikler cilt testi materyali olarak kullanýlýr.
Etki mekanizmasý:
Bakterilerde hücre duvarýnýn sentezini inhibe ederek bakterisid etki gösterir.
Bu etkilerini iki þekilde oluþturur:
102
FARMAKOLOJİ
-
-
Penisilin ve sefalosporinler asil-D-alanil D-alanin grubunun yapýsal
analoðu olduðu için, transpeptidaz enzimi üzerinden hücre duvarý
sentezini transpeptidasyon aþamasýnda inhibe ederek hücre
duvarýnýn yapýsýna katýlan peptidoglikan sentezini önler. Penisilin ve
sefalosporinler bu enzime geri dönüþsüz (kovalent) olarak baðlanýr.
Penisilinler tarafýndan inhibe edilen transpeptidazlar da penisilin
baðlayan proteinlerin bir alt grubunu oluþturur(PBP 1a ve 1b).
Penisilinler genellikle PBP1 ve PBP3’e baðlanýr.
Hücre duvarýnda bulunan otolitik enzimleri (murein hidrolazlar) inhibe
eden faktörleri inaktive ederek hücre duvarýnýn erimesine neden
olurlar.
Farmakokinetik Özellikleri:
Penisilinlerin çoðu böbrek yoluyla vücuttan atýlýr, nafsilin, oksasilin ve
penisilin V safra yoluyla itrah edilir. Özellikle nafsilin safrada çok yüksek
konsantrasyonlara ulaþýr.
Penisilin Türevleri
1.Penisilin G (benzilpenisilin)
1. tercih olarak kullanýldýðý durumlar: Strep. pneumonia, strep.
pyogenes, neisseria meningitidis,
Cl. perfiringens, Cl. tetani, bacillus antracis ve treponema pallidum (sfiliz),
aktinomikozis, tetanos, leptospirozis, Vincent anjini.
Mide asidine duyarlý olmasý nedeniyle sadece parenteral yoldan (i.v. veya
i.m.) kullanýlýr. Beta laktamza da duyarlýdýr.
Gravimetrik gücü en yüksek penisilin türevidir.
Depo preparatlarý:
** Sadece i.m. olarak kullanýlýr.
- Prokain penisilin G: Pnömokoksik pnömoni, streptokokal anjin
ve gonorede tercih edilir.
- Takviyeli prokain-penisilin G (Pronapen, Devapen, Procilin):
Kristalize penisilin ile prokain penisilin G (oran 1/3) karýþýmýdýr.
- Benzatin penisilin G (Penadur, Pentin LA, Deposilin): Streptokokal
anjin, gonore ve romatik ateþ geçirenlerde nüksleri önlemek için
kullanýlýr. * En uzun etkili penisilindir.
2. Aside dayanýklý penisilinler (penisilin V, azidosilin, propisilin,
fenetisilin, propisilin)
Oral yoldan kullanýlabilirler.
3. Beta-laktamazlara dayanýklý penisilinler
Sadece penisilin G’ye dirençli Staph. aerus ve Staph. epidermidis
infeksiyonlarýnda kullanýlýrlar. Metisiline dirençli staph.aerus
infeksiyonlarýnda vankomisin tercih edilir.
Oral yoldan kullanýlanlar: Kloksasilin, dikloksasilin, fluoksasilin ( bu grupta
en uzun etkili ve biyoyararlanýmý en yüksek- Floksin) **
103
FARMAKOLOJİ
Parenteral yoldan kullanýlanlar: Metisilin, nafsilin, oksasilin, temosilin
Temosilin beta-laktamaz üreten bakterilerden sadece gram-negatif
olanlara etkilidir.
4. Etki spektrumu geniþçe olan penisilinler-aminopenisilinler
(Amoksisilin, ampisilin, bakampisilin, siklasilin, pivampisilin)
Ampisilin (Alfasilin, Ampisina, Topsilin)
- Bakteriyel menenjit olgularýnda etken belli deðilse tek baþýna
veya kloramfenikolle birlikte kullanýlýr.
Eðer menenjit etkeni menengokok veya pnömokok ise penisilin G
tercih edilir.
Yan etki: Ýnfeksiyoz mononükleozlu hastalarda, KLL, böbrek
yetmezliði ve hiperürisemi olgularýnda makülopapüler döküntüye
neden olmaktadýr. ****Psödomembranöz kolite yol açar
Amoksisilin (Alfoxil, Amoksina)
Bakampisilin (Penbak)
- Ön ilaçtýr, vücutta ampisiline dönüþerek etkinlik gösterir.
5. Geniþ spektrumlu (antipsödomanal) penisilinler
• Ampisilin ve amoksisiline üstünlükleri P. aeruginosa, Serratia, Ýndolpozitif proteus türleri,
Klebsiella (mezlosilin ve piperasilin etkili) ve Bacterioides fragilis’e karþý
etkili olmalarýdýr. Ýki grupta incelenirler:
a) Karboksipenisilinler: Karbenisilin (Geopen), tikarsilin, karindasilin,
karfesilin
b) Asilüreidopenisilinler: Azlosilin, mezlosilin (Baypen), piperasilin
(Pipraks): karboksipenisilinlere göre beta laktamazlara daha
duyarlýdýr.
• i.v. veya i.m. yoldan kullanýlýrlar, sadece karindasilin ve karfesilin oral
yoldan kullanýlabilir
• **Psödomanaslara karþý etkinliði en düþük olan:
karbenisilin
• **Psödomanaslara karþý etkinliði en güçlü olanlar: azlosilin
ve piperasilin
• ***Ayný bakterilere etkili aminoglikozidlerle beraber uygulanacaklarý
zaman ayný sývý içerisinde verilmemelidir, çökmeye neden olurlar
(farmasötik etkileþme için bir örnektir)
Penisilinlerin yan etkileri:
• Penisilin kullanan bir hastada en sýk görülen yan etki aþýrý duyarlýlýk
reaksiyonlarýdýr
• Anaflaktik reaksiyonlar prokain-penisilin alanlarda diðer penisilin türevi
ilaçlarý kullananlara göre daha sýktýr.
• Diðer yan etkileri:
Nörolojik bulgular (baþ dönmesi, görme ve duyma bozukluðu): prokainpenislin G
104
FARMAKOLOJİ
Diare: Ampisilin
Hepatit: oksasilin, karbenisilin Ýnterstisiyel nefrit: metisilin, oksasilins
Nötropeni: nafsilin
Antiagregan etki: karbenisilin, tikarsilin, piperasilin, penisilin G.
Vaskülit, trombositopeni,
Coombs testi (+) leþmesi Hipernatremi ve hipopotasemi: karbenisilin,
tikarsilin
I. B. BETA-LAKTAMAZ ÝNHÝBÝTÖRLERÝ
(KLAVULANIK ASID, SULBAKTAM, TAZOBAKTAM)
• Klavulanik asid, sulbaktam, tozabaktam enzime irreversibl olarak baðlanýr.
Kendi baþlarýna antibakteriyel etkinlikleri az olduðu için penisilin türevleri ile
kombine preparatlar halinde kullanýlýr.
I. C. SEFALOSPORÝNLER
Etki mekanizmasý: Transpeptidaz enzimlerini inhibe ederek peptidoglikan çapraz
baðýnýn oluþmasýný inhibe eder.**Temel yapýsý 7 aminosefalosporanik asit (7
ASA)tir.
Gram (+) koklara (staph. aerus, staph. epidermidis, strep. pnömonia, anaerob
streptokoklar) ve enterobakterlere (klebsiella, E.coli, proteus KEP) etkilidir.
• ***Sefazolin cerrahide proflaksi amacýyla tercih edilen sefalosporindir.
2. jenerasyon
Oral kullanýlanlar:
Sefaklor (Ceclor, Kefsid)
Seftibuten
Sefiksim (Fiksoral, Suprax)
Sefprozil (Serozil)
Lorakarbef (Lorabid)
Parenteral kullanýlanlar:
Sefamandol
Oral ve parenteral
Sefuroksim (BOS’a
geçer)(Zinnat, Cefatin)
Sefetamet
Sefoksitin (Mefoxin)
Sefotetan
Sefonisid
Sefmetazol
Sefotiam
• 1. jenerasyondan farklarý H. Ýnfluenza, Enterobakter aerogenes ve gram (-)
koklar (Neisseria HEN) türlerinde de etkili olmalarýdýr. Tüm 2. jenerasyon
sefalosporinlerin gram (+)’lere etkinliði 1. jenerasyona göre daha düþüktür.
H.influenzaya etkili olanlar: Sefuroksim, sefaklor, sefamandol, sefonisid. Penisiline
dirençli H. influenza ve Klebsiella infeksiyonlarýnda özellikle sefuroksim tercih
edilir.
Sefoksitin beta laktam antibiyotikler arasýnda bacteroides fragilis’e en fazla
etkinlik gösteren ilaçtýr. Beta laktamazlara dirençli tek 2.jenerasyon
sefalosporindir. (B. Fragilise etkili diðer sefalosporinler: Sefmetazol, sefotetan).
3. jenerasyon
Parenteral uygulananlar: Seftazidim (Fortum, Seftaz), sefoperazon (Sefobid,
Primasef), sefsulodin, sefotaksim (Claforan, Sefoksim), seftizoksim (Cefizox),
seftriakson (Rocephin, Uracefin), moksalaktam, sefpirom, sefmenoksim,
sefozidim.
Oral uygulananlar: Sefprozil, sefpodoksim proksetil
105
FARMAKOLOJİ
Penisiline dirençli N.gonorrhoeae olgularýnda seftriakson ve sefiksim
kullanýlýr.
Asinetobakter’e karþý sefotaksim, Serratia’ya karþý seftizoksim en güçlü etkiyi
gösterir.
Antipsödomonal etkililer:
Seftazidim (psödomanaslara karþý en güçlü, beta laktamaza en dirençli
3. jen)
Sefsulodin
Sefaperazon
4. jenerasyon: Sefepim
Sefepim (Sefepim)
• Özellikle hastane infeksiyonlarýnýn tedavisinde kullanýlýr.
Sefalosporinlerin Genel Özellikleri
•
•
•
•
•
Branhamella catarrhalis’e etkili olanlar: Sefaklor, sefuroksim
H. influenza’ya baðlý otitis media: Sefaklor
Salmonella infeksiyonlarýnda kullanýlan: Seftriakson
Nefrotoksik etkisi olmayan: Sefalotin
Cerrahi giriþimlerden önce proflaktik olarak kullanýlanlar: Sefazolin,
sefoksitin.
FARMAKOKÝNETÝK
-
Plazma proteinlerine yüksek oranda baðlananlar: **Sefazolin (en fazla),
sefoperazon, seftriakson, sefoksitin.
Dokulara geçiþ özelliði en yüksek olan (sanal daðýlým hacmi en yüksek
olan): Sefpirom
Sefazolin: Kemik dokusuna geçiþi iyidir ve stap.aerusa karþý etkilidir.
Enterohepatik siklusa giren, böbrekle atýlmayan, safrada birikme özelliði
olan ve bu nedenle safra yolu infeksiyonlarýnda tercih edilen:
sefaperazon
En uzun etkili sefalosporin: Seftriakson
Safra yoluyla itrah edilmeleri nedeniyle böbrek yetmezliði olgularýnda tercih
edilenler: Sefiksim, seftibuten, sefaperazon, seftriakson.
Sefalosporinlerin Yan Etkileri
• Alerjik reaksiyonlar: **En sýk görülen yan etkilerdir. Makülopapüler
döküntü, eozinofili ve ürtiker þeklinde görülür. Penisilinlere çapraz alerji
görülür. Penisilinlere duyarlý kiþilerde görülen reaksiyon çok þiddetli deðilse,
sefalosporin verilebilir.
• **Alkol alanlarda disülfiram benzeri reaksiyon: Moksalaktam,
sefamandol, sefaperazon
• Hipoprotrombinemi ve kanama: Moksalaktam (Toksik etkileri nedeniyle
kullanýlmýyor), sefaperazon, sefamandol, sefotetan, sefmetazol. Bu ilaçlarý
kullanacaklara K vitamini proflaksisi uygulanýr.
• GÝS bozukluklarý: ** En fazla diyare yapan seftriaksondur.
• Nefrotoksik (sefaloridin) ve hepatotoksik etki görülür.
106
FARMAKOLOJİ
1. jenerasyon
Oral kullanılanlar:
Sefaleksin (Maksipor, Sef)
Sefaloglisin
Sefadroksil (Atacef, Cefradur)
Parenteral kullanılanlar:
Sefalotin (Keflin)
Sefazolin (Cefozin, Cezol)
Sefasetril (Celospor)
Sefapirin
Oral ve parenteral kullanılan:
Sefradin (Cefra, Sefril)
ÇEŞİTLİ BETA-LAKTAM ANTİBİYOTİKELRİN BETA-LAKTAMAZLARI İNDÜKLEME GÜÇLERİ
Hafif
Orta
Yüksek
Piperasilin
Sefsulodin
Karbenisilin
Sefotaksim
Sefuroksim
İmipenem
Klavulonik asid
Moksalaktam
Sefamandol
Sefoksitin
Seftazidim
• Safra kesesinde çökelti (psödolitiazis, safra çamuru) yapan: Seftriakson ve
seftazidim
• Süperinfeksiyon
• Sefaklor: Serum hastalýðý benzeri tabloya neden olur..
• i.m. uygulama lokal irritasyon ve aðrýya (sefazolin ile bu durum
görülmez),
i.v. uygulama tromboflebite neden olabilir.
Penisilin ve sefalosporinler antibiyotikler içerisinde en çok ilaca baðlý ateþin
en sýk görüldüðü gruptur.
1. D. KARBAPENEMLER
Ýmipenem (Tienam)
Etki spektrumu en geniþ beta laktam antibiyotikdir.
Ýmipenem dihidropeptidaz enzimi tarafýndan metabolize edildiðinden, etkinliðini
artýrmak için bu enzimi inhibe eden silastatin ile beraber kullanýlýr.
Meropenem(Meronem)
Dihidropeptidaza dayanýklýdýr. Etki spektrumu benzer süresi daha uzundur.
Febril nötropenide kullanýlýr.
1.E. MONOBAKTAMLAR (AZTREONAM-(AZACTAM)
Parenteral yolla kullanýlýr. Anaerob ve gram (+)’lere etkisizdir, gram (-)’lere karþý
kullanýlýr. Beta laktamazlara dayanýklýdýr.
Diðer beta laktam antibiyotiklere çapraz alerji geliþtirme potansiyeli azdýr.
107
FARMAKOLOJİ
II.MAKROLİDLER(eritromisin,klaritromisin,azitromisin,
spiramisin, diritromisin, roksitromisin)
ERITROMİSİN (ERİTROCİN)
• Etki mekanizmasý: Bakterilerin ribozomlarýnýn 50 S alt birimine geri
dönüþsüz baðlanarak buraya aminoasil tRNA molekülünün polipeptid zincirine
baðlanmasýný, protein zincirinin uzamasýný ve protein sentezini inhibe eder
(bakteriyostatik etki).
• Kloramfenikol ve linkozamidler eritromisinin bu bölgeye baðlanmasýný
kompetetif olarak inhibe ettiði için bu üç ilaç birlikte kullanýlmamalýdýr.
• Diðer makrolidlerle arasýnda çapraz direnç söz konusudur. Linkozamid ve benzer
etki mekanizmasýna sahip olan Streptotogramin B’ye de çapraz direnç görülür
(MLS tipi rezistans)
En kýsa yarý ömürlü makrolid antibiyotikdir. Eliminasyon yarý ömrü 1-3 saattir.
1. tercih olduðu durumlar
-
Lejyoner hastalýðý (Legionella pneumophila pnömonisi, tek baþýna veya
rifampin ile beraber)
Difteri, difteri portörü tedavisi
Mycoplazma’nýn meydana getirdiði atipik pnömoni (mycoplasma
pneumonia’nýn hücre duvarý yoktur).
Boðmaca
Bebeklerde klamidya pnömonisi, gebelikte klamidyalarýn oluþturduðu pelvik
infeksiyon
Penisiline dirençli staphylococcus, streptococcus ve pnemococcus
infeksiyonlarý.
Proflaktik olarak verildiði durumlar
-
Kalýn barsaða uygulanacak cerrahi giriþimlerden önce neomisin ile
beraber.
-
Romatik ateþ geçiren veya kalp kapakçýk bozukluðu olan penisiline alerjisi
olan kiþilerde diþ çekimi ve benzeri cerrahi giriþimlerden önce bakteriyel
endokardit geliþimini önlemek amacýyla.
KİNOLONLARIN FARMAKOKİNETİK ÖZELLİKLERİ
İlaç
Yarı ömür (saat)
Oral biyoyararlanım
Atılım yolu
Enoksasin
3-6
90
Böbrek
Levofloksasin
5-7
95
Böbrek
Lomefloksasin
8
95
Böbrek
Norfloksasin
3.5-5
80
Böbrek
Ofloksasin
5-7
95
Böbrek
Sparfloksasin
18
92
%50 renal %50 fekal
108
FARMAKOLOJİ
Ýlaç etkileþimleri
Karaciðerde mikrozomal enzim inhibisyonu yapmasý nedeniyle çeþitli
ilaçlarýn (teofilin, karbamazepin, siklosporin, azatiopürin) plazma düzeylerini
yükseltir.
Böbrek yetmezliði olan hastalarda rahatlýkla kullanýlýr.
Yan etkileri
Kolestatik hepatit, reversibl iþitme kaybý, ateþ, eozinofili, i.v. uygulamada
tromboflebit, süperenfeksiyona baðlý enterokolit.
Eritromisin gastrointestinal düz kaslarda motilin reseptörlerini uyarýr ve
motiliteyi artýrýr.
Klaritromisin (Klacid)
Eritromisinden farký M.avium intercellülare, M.leprae, H.pylori ve
toksoplazmozis infeksiyonlarýnda etkili olmasýdýr. Streptokok ve stafilokoklara
karþý da eritromisinden daha etkilidir.
Eritromisine benzer biçimde fagositler içine giriþi iyidir. Aktif metaboliti 14hidroksiklaritromisin dir.
AZİTROMİSİN(ZİTROMAX)
Eritromisin ve klaritromisinden farklarý Klamidya, H.influenzae, Leigonella
enfeksiyonlarýnda oldukça etkili olmasý ve mikrozomal enzimleri inhibe
etmemesidir.
SPİRAMİSİN (ROVAMYCINE, AZACID, AZITRO)
En uzun yarý ömürlü makroliddir. Gram (+) kokuslara etkilidir.
ROKSİTROMİSİN
Antibakteriyel spektrumu eritromisine benzer. Hücre içine giriþi diðer makrolidlere
göre daha iyidir. Yarý ömrü 11 saattir.
III. LİNKOZAMİDLER
(Linkomisin (Lincocin, İncosilin), Klindamisin (Klindan,Cleocin)
Etki mekanizmasý
Bakterilerin ribozomlarýnýn 50 S alt birimine baðlanarak protein sentezini durdurur
(bakteriyostatik).
Etki spektrumu
Gram (+) bakterilerin çoðuna ve gram (-) anaerob bakterilerin bazýlarýna karþý etkilidir.
Klindamisin özellikle Bacteroides fragilise karþý oldukça etkilidir ve buna baðlý karýn ve
pelvis içi infeksiyonlarda kullanýlýr. Dar spektrumlu antibiyotiklerdir.
Yan etkileri
- Bulantý, diyare, kusma (en sýk bu üç belirti)
109
FARMAKOLOJİ
-
Psödomembranöz kolit. Sýk olarak psödomembranöz kolit yapan diðer
antibiyotikler ampisilin ve sefalosporinlerdir. Hastalarda sulu, bazen mukuslu ve
kanlý diyare, kolik tarzda karýn aðrýsý, ateþ, lökositoz gibi belirti ve bulgulara rastlanýr.
Enterotoksijenik Cl. difficile’nin salgýladýðý toksine baðlý olarak geliþen bir tablodur.
Tedavide metronidazol ilk tercihtir.
IV. TETRASİKLİNLER
ETKİ MEKANİZMASI
Bakteri hücresinde ribozomlarýn 30S alt ünitesine baðlanarak, ribozomlarýn
50 S alt birminin akseptör noktasýna aminoaçil t RNA’nýn baðlanmasýný önler
(bakteriyostatik).
Protein sentezini inhibe eden antibiyotikler içerisinde ise selektivitesi en düþük
olanlardýr. Ýnsan hücrelerindeki ribozomlarda da protein sentezini inhbe edip azot
dengesini negatifleþtirebilir.
1. tercih olarak kullanýldýðý durumlar:
-
Brucella (rifampisin veya streptomisin ile)
Ureoplasma uretriti
Vibrio cholera
Pseudommonas mallei
Klamidya (psitakoz, trahom, lenfogranuloma venorum)
Pseudomonas pseudomallei
Riketsiya (tifus, Q ateþi)
Granuloma inguinale (calymmatobacterium granulomatis)
B. recurrentis
Whipple hastalýðý (intestinal lipodistrofi)
Veba (Streptomisin, gentamisin veya rifampin ile birlikte kullanýlýr)
Ýnflamatuar nitelikte akne vulgaris olgularýnda aðýzdan kullanýlýr. Diðer
tercihler eritromisin, klindamisin.
- Plasmodium falciparum sýtmasýnda kinin sülfatla kombine olarak akut
ataklar sýrasýnda kullanýlýr.
Demeklosiklin özellikle anaeroblara baðlý enfeksiyonlarda tercih edilir.
Etki sürelerine göre sýnýflama
• Kýsa etkililer: tetrasiklin (Tetralet, Tetra), oksitetrasiklin (Terramycin, Geotril),
klortetrasikilin
• Orta etkililer: demetilklortetrasiklin, metasiklin
• Uzun etkililer: doksisiklin (Tetradox, Monodoks, Doksin), minosiklin
Ýlaç etkileþimleri
Tetrasiklinlerin emilimini azaltanlar:
• Besinler içerisinde bulunan metal bileþikleri (aluminyum, magnezyum,
kalsiyum, çinko, demir)
GÝS’te tetrasiklinlerle çelat yaparak bu ilaçlarýn emilimini azaltýr. Uzun etkili
penisilinlerin (minosiklin, doksisiklin) emilimi gýda alýmýyla deðiþmez.
110
FARMAKOLOJİ
• Antiasid ilaçlar (sodyum bikarbonat hariç).
• Demir preparatlarý
Yýkýmýný hýzlandýranlar:
Karbamazepin, fenitoin, barbitüratlar.
Nefrotoksik etkiyi artýranlar:
Metoksifluran, furosemid.
*Tetrasiklinler oral kontraseptif ve penisilinlerin etkinliðini azaltabilir.
Kontrendikasyonlarý
Tetrasiklinler, gebelerde 4. aydan sonra, bebeklerde ve 8 yaþýn altýndaki
çocuklara verilmemelidir.
Yan etkileri
-
Bulantý, kusma, anoreksi, ishal
Aðýzda hoþ olmayan tat
Barsak florasýnýn bozulmasýna baðlý olarak enterokolit, stomatit (oral
kandidiyazis), vulvovajinit gibi süperinfeksiyonlar.
- Diþ ve kemiklerde renk bozukluðu, diþlerde mine tabakasýnda hipoplazi,
kemik geliþmesinde bozukluk. Ultaviyole ýþýðý altýnda diþlerde fluoresans
görülür.
- Nefrotoksik etki: Demeklosiklin: Reversibl nefrojenik diabetes insipidusa
neden olur. Uygunsuz ADH salýným sendromunun tedavisinde kullanýlýr.
- Doksisiklin: Böbrek yetmezliði olanlarda kullanýlabilecek tek preparattýr.
Safra ile atýlýr.
- Allerji
- Fotosensitivite: Güneþ ýþýnlarýna aþýrý duyarlýlýk geliþtirirler. En fazla
fotosentiviteye yol açan demeklosiklindir.
- Yeni doðan ve bebeklerde kullanýldýðýnda pseudotumor cerebri’ye yol
açabilir.
- Fanconi sendromu (böbrekte proksimal tübül disfonksiyonu)
- i.v yoldan uygulandýðýnda tromboflebit geliþir.
- Barsak florasýný bozarak K vitamini sentezini azaltýr ve oral antikoagülanlarýn
etkinliðini artýrýr.
Minosiklin: Kan beyin bariyerini geçebilen tek tetrasiklin. Vestibüler bozukluk:
Denge bozukluðu, baþ dönmesi, kulak çýnlamasý, ataksi.
V. AMFENİKOLLER
KLORAMFENIKOL
(Kemicetine, Armicetine)
Etki mekanizmasý
Bakteri ribozomlarýnýn 50 S alt birimine baðlanarak peptidil transferaz enzimini
ve peptid baðý oluþumunu ve protein sentezini inhibe eder, bakteriyostatik
etkilidir. Tetrasiklinler gibi geniþ spektrumludur.
111
FARMAKOLOJİ
Endikasyonlarý
-
Salmonella typhi infeksiyonudur (tifo).
H. influenza menenjitinde ampisilin ile beraber kullanýlýr.
Neisseria veya strep. pneumoniae’ya baðlý menenjitlerde penisilin G’ye
alerjisi olanlarda kullanýlýr.
Riketsiya infeksiyonlarýnda gebelik, 8 yaþýn altýndaki çocuklar gibi
tetrasiklinin kontrendike olduðu durumlarda tercih edilir.
Bacteroides fragilis’in oluþturduðu beyin abselerinde tek baþýna, gram
(-) bakterilerle rol oynadýðý karýn veya pelvis içi infeksiyonlarda bir
aminoglikozid ile beraber kullanýlýr.
Göz infeksiyonlarýnda sistemik olarak kullanýlýr.
Yersinia enterocolitica sepsisi
Aplastik anemi riski nedeniyle proflaksi amacýyla kullanýlmasý tercih
edilmez.
Farmakokinetik özellikleri
Lipid çözünürlüðü en yüksek olan ve kan-beyin bariyerini en rahat geçen
antibiyotiktir.
Dokulara ve vücut sývýlarýna (örn. Göz içi sývýsý) çok rahat geçer.
Kloramfenikol, Strep. pneumonia ve H. influenza’ya karþý bakterisid etki
gösterir.
Yan etkileri
- Kemik iliði depresyonu: Ýki þekilde meydana gelir:
a) Doza baðýmlý olarak ortaya çýkar, reversibldir, anemi, serum demir düzeyi
ve demir baðlama kapasitesinde artma þeklinde kendini gösterir. Kemik
iliðinde kan hücrelerinin yapýmýyla ilgili ana hücrelerin ribozomlarýnda
protein sentezinin inhibisyonuna baðlýdýr.
b) Aplastik anemi: Duyarlý kiþilerde ilk dozdan sonra bile ortaya çýkabilir.
Ýrreversibldir. Göze lokal uygulamadan sonra da ortaya çýkabilir. Aplastik
aneminin arkasýndan lösemi geliþebilir.
- Gri sendrom: Prematüre ve yeni doðanlarda görülen hipotermi, cildin gri
renk almasý, solunum ve dolaþým depresyonu ile karakterli bir tablodur.
Bu nedenlerle prematürelerde ve iki haftalýktan küçük bebeklerde
kloramfenikol kontrendikedir.
- Nörotoksik etki: Baþaðrýsý, depresyon.
- GÝS bozukluklarý: iritasyon ve süperinfeksiyon görülebilir.
- Herxheimer reaksiyonu: Tifoda yüksek dozda kloramfenikolün etkisiyle
tifo basillerinden ortaya çýkan endotoksine baðlý olarak geliþen dolaþým
yetmezliði tablosudur. Tedavide glukokortikoid uygulanýr.
- Aþýya karþý immün cevabý azaltýr.
Ýlaç Etkileþimleri
Kloramfenikol mikrozomal enzimleri inhibe ederek tolbutamid, fenitoin ve
varfarinin etkinliðini artýrýr. Asetaminofen kloramfenikolün inaktivasyonunu
yavaþlatýr.
112
FARMAKOLOJİ
VI. AMİNOGLİKOZİDLER:
Gentamisin (Genta, Gentamin), streptomisin, kanamisin (Kanamycin),
tobramisinamikasin(Amiklin,Mikasin),sisomisin,netilmisin(Netromycine),
neomisin (Cebemyxine, Neosporin, Thiocilline),paromomisin, viomisin,
netilmisin)
• Lipofilik özellikleri en az olan, mide-barsak kanalýndan emilimi çok az olan ve bu
nedenle çoðunlukla parenteral olarak uygulanan antibiyotiklerdir. Bazik özellik
gösterir.
Farmakokinetik özellikleri
BOS’a geçemezler. Plazma proteinlerine hiç baðlanmazlar. Streptomisin
dýþýndakiler safra içerisine geçemez. Sadece ekstraselüler sývýda daðýlýr.
Etki mekanizmasý
Ribozomlarda 30S alt ünitesine irreversibl olarak baðlanýr ve bakterisid etki
gösterir. Bu þekilde mRNA’nýn 30 S alt ünitesine baðlanmasý bozulur ve
bakterisid etki gösterirler. Streptomisin dýþýndaki aminoglikozidler 50 S e
de baðlanýr.
Endikasyonlarý:
a
b)
•
•
•
•
•
•
•
En fazla gram (-) aerobik basillere etkilidir. Bunlar:
- Enterobacteriaceae türleri: E.coli, proteus, klebsiella, shigella, erratia,
salmonella.
- Pseudomonas aeruginosa
- Brucella
- Yersinia tularensis (tularemi), yersinia pestis (veba), haemophilus
influenza
Mycobacterium tuberculosisde de oldukça etkilidir. (streptomisin)
- En geniþ spektrumlu olan ve aminoglikozidlere dirençli olgularda
kullanýlan: Amikasin (Hastane infeksiyonlarýnýn tedavisinide
kullanýlýr).
Spektinomisin: Penisiline dirençli N. gonorrhoae olgularýnda kullanýlýr.
E. histolytica ve tenyalara karþý etkili olan tek aminoglikozid:
paramomisin
Brucella, yersinia, m. tuberculosis’e en fazla etkili olan: streptomisin
Pseudomonas aeruginosa’ya en güçlü etki gösterenler amikasin, tobramisin
ve gentamisindir. Bu ilaçlar antipsödomonal penisilinlerle (karbenisilin)
beraber kullanýlýr. Birlikte kullanýldýklarýnda beta laktam antibiyotiklerin
etkinliðini artýrýr.
Hepatik ansefalopatide barsakta amonyak yapýmýný azaltarak hepatik
komayý önlemek için kullanýlan: Neomisin.
Kolorektal cerrahi öncesinde proflaksi için: eritromisin + neomisin
Brucella ve veba: streptomisin tedavide ilk tercihtir. Gerekirse tetrasiklinle
kombine kullanýlýr.
113
FARMAKOLOJİ
Yan etkileri
1.
Reversibl nefrotoksisite:
Proksimal tübül hasarýna neden olur. Akut tübüler nekrozu taklit eden
bir klinik tablo oluþturur.
- en az nefrotoksik etki gösteren: streptomisin
- en güçlü nefrotoksik: neomisin. Nefrotoksik etkisi güçlü olan diðer
ilaçlar: tobramisin, gentamisin.
- Sefalosporinler, metoksifluran, polimiksin B, ve vankomisin
aminoglikozidlerin nefrotoksik etkisini artýrýr.
- Ýdrarda N-asetil-b-glukozaminidaz bulunmasý nefrotoksisitenin
habercisidir.
2.
Nöromuskuler blok:
- Tedavi: i.v. kalsiyum glukonat, kolinesteraz inhibitörleri (fizostigmin)
- en güçlü nöromuskuler blok: neomisin
- en zayýf nöromuskuler blok: gentamisin ve tobramisin
3.
Ototoksik etki:
- Bazen irrerversibldýr.
- Ýþitme ve denge bozukluðu yapabilir.
- en güçlü ototoksik: neomisin. Diðerleri: kanamisin, amikasin.
- en zayýf ototoksik: netilmisin
- vestibülotoksik etkisi en güçlü olanlar: streptomisin,
gentamisin.
Postantibiyotik Etki
Antibiyotiðin ortamda olmamasýna ya da konsantrasyonunun yetersiz olmasýna
karþýn bakterinin çoðalmasý hala inhibe olmaktadýr. Aminoglikozidlerin
postantibiyotik etkisi çok uzundur. Bu nedenle günde 1 veya 2 kez
verilebilir.
VII. FLUOROKİNOLONLAR
−
-
Ofloksazin (Tarivid, Girasid)
Fleroksasin
Enoksasin (Comprecin)
Nalidiksik asid
Norfloksasin (Noroxin)
Pefloksasin (Peflacine)
Dikloksasin
Levofloksazin (Cravid)
Siprofloksasin (Ciproxin)
Amifloksasin
Pipedimik asid
114
FARMAKOLOJİ
Etki mekanizmasý
Bakterilerde DNA jiraz (topoizomeraz II) enzimini inhibe ederek, DNA
replikasyonunu ve transkripsiyonunu bozar. Bakterisid etkilidir.
Farmakokinetik
-
Yarý ömrü en kýsa olan: Siprofloksasin
Yarý ömrü en uzun olan: Rufloksasin
Etkinliði en düþük olan: Norfloksazin
Etkinliði en yüksek olan: Sparfloksazin
1. tercih olduðu durumlar:
• Salmonella ve shigella enteriti ile bakteriyel gastroenteriti olan hastalarda
etken saptanana kadar kullanýlýr.
• Gram (-) bakterilere baðlý idrar yolu infeksiyonlarýnda tercih edilir
(Norfloksasin ve orfloksasin).
• Nadiren direnç geliþmesi avantajlarýdýr.
• Penisiline dirençli N. gonorrhoeae, N. meningiditis, Vibrio cholera,
Chlamydia trachomatis,
• Mycoplasma pneumonia ve Mycobacterium tuberculosis’de etkilidir.
• Levofloksazin Gram (+) lere etkili olmasý nedeniyle en geniþ etki
spektrumuna sahip olan fluorokinolondur.
• Fluorokinolonlar anaeroblara karþý etkisizdir.
Yan etkileri
•
•
•
•
•
GIS belirtileri (en sýk): bulantý,kusma, iþtahsýzlýk, diyare, karýn aðrýsý.
Cildin ýþýða duyarlýlýðýný artýrýr (fotosensitivite).
Aðýzda metalik tat býrakýr.
Candida infeksiyonu geliþebilir
Eklem harabiyeti (12 yaþýn altýndakiler, gebeler ve emziren kadýnlarda
kontrendike).
• Konvülziyon görülebilir.
Ýlaç etkileþimleri
- Teofilin ve kafeinin metabolizmasýný yavaþlatýr ve toksisitesini artýrýr.
- Antasid ve demirle beraber alýndýgýnda etkinliði azalýr.
- Simetidinle beraber alýndýðýnda etkinlik artar.
Novobiosin: Asidik bir antibiyotikdir. DNA jirazýn B alt ünitesini inhibe eder.
Klinikte kullanýlmaz.
VIII. SULFONAMİDLER
Ýlk kullanýma giren antibiyotiklerdir.
dihidropteorat
sentetaz
dihidrofolat
dihidrofolat
sentetaz
redüktaz
PABA+pteridin——Dihidropteorik asid——Dihidrofolik asid——Tetrahidrofolik asid.
115
FARMAKOLOJİ
Etki mekanizmasý
Bakterilerde dihidropteorat sentetaz enzimini inhibe ederek Para amino benzoik
asit (PABA) ten folik asid sentezini bozar (bakteriyostatik). Memeli hücrelerinde
bu enzim bulunmadýðýndan, sulfonamidler selektif etki gösterir.
Farmakokinetik
Sülfonamidler karaciðerde n-asetilasyon yoluyla metabolize edildiði
için etkinlikleri kiþiden kiþiye farklýlýk gösterir. Bazý depo sulfonamidler
asetillenmenin dýþýnda glukroink asidle konjugasyona da uðrayabilir.
1. Kýsa ve orta etkili sülfonamidler (Sulfadiazin, Sulfizoksazol,
Sulfametoksazol)
• Üriner sistem infeksiyonlarýnýn tedavisinde tercih edilir. Bu ilçlar metdana
gelebilecek kristalüriyi önlemek için hastalarýn bol su içmesi önerilir.
• BOS içine en fazla geçen sulfadiazindir.
• Sistemik infeksiyonlarýn ve idrar yolu infeksiyonlarýnýn tedavisinde en çok
tercih edilen sulfonamid:
Sulfizoksazol.
2. Uzun etkili (depo) sulfonamidler
• Genellikle kullanýlmazlar, sadece sulfadoksin (en uzun etkili) klorokine
dirençli falciparum sýtmasýnda tercih edilir (pirimetamin ile kombine
uygulanýr).
3. Lokal kullanýlanlar
• Yanýk tedavisinde: Gümüþ sulfodiazin, Mafenid (***diðerlerinden farký
etkisinin PABA tarafýndan antagonize edilmemesidir; en önemli yan etkisi
metabolik asidozdur).
• Ülseratif kolit, Crohn hastalýðý, romatoid artrit tedavisinde: Sulfasalazin
(5-aminosalisilat ile sulfapiridine metabolize olur.- Salazoprin tablet).
• Sulfapiridin dermatitis herpetiformis e karþý etkili tek ilaçtýr.
• Sülfonamidler Nocardia infeksiyonlarýnda sýklýkla tercih edilir. Trahom ve
inklüzyon konjuktivitinde tetrasiklinin alternatifidir.
Yan etkileri
1. Allerjik reaksiyonlar: Ürtiker, makülopapüler döküntü, Steven-Johnson
sendromu, hepatit, interstisiyel nefrit., myokard bozukluðu.
2. Ýdrar yollarýnda çökme: Kristalüri, hematüri. Sulfonamidler böbrek
yetmezliði olgularýnda kullanýlmamalýdýr.
3. Glukoz 6 fosfat dehidrogenaz eksikliðine baðlý hemolitik anemi
4. Kemik iliði depresyonu: lökopeni, agranülositoz.
5. Duyarlý kiþilerde methemoglobinemi
6. Doðuma yakýn dönemde alýndýðýnda kernikterus riskini artýrýr. ** Doðumdan
soraki ilk 2 ay bebeklerin ve emziren annelerin sulfonamid kullanmasý
sakýncalýdýr.
7. Baþ aðrýsý, baþ dönmesi.
116
FARMAKOLOJİ
KO-TRÝMAKSAZOL
(BACTRIM, KEMOPRIM, SEPTRIN)
• Trimetoprim-sulfametoksazol (1/5) kombinasyonudur. Bu kombinasyon
bakterisid etkilidir.
Endikasyonlarý
-
Ýmmünsupresif hastalarda görülen Pneumocystis carinii infeksiyonunda
1. tercihtir.
- Turist diyaresinin proflaksi ve tedavisinde kullanýlýr.
- Shigella flexneri gastroenteritinde fluorokinolonlar ile beraber en fazla
tercih edilen ilaçtýr.
- Kronik rekurrent idrar yolu infeksiyonlarý
Sulfonamidlere dirençli bakteriler Ko-trimoksazole duyarlý olabilir.
A grubu streptokoklar ile oluþan farenjit ve tonsillitte kontrendikedir.
Penisilinlere ve eritromisine göre etkisi daha geç ortaya çýkabilir veya etkisiz
kalabilir.
Pseudomonas aeruginosa, anaerob bakteriler ve Treponema pallidum kotrimoksazole karþý dirençlidir.
Yan etkileri
-
En sýk görülen yan etkisi deri lezyonlarýdýr (kaþýntý, makülopapüler
döküntü).
Folik asit eksikliðine baðlý megaloblastik anemidir. Tedavi sýrasýnda bu
etkiyi önlemek için folinik asid verilebilir.
IV. DAR SPEKTRUMLU ANTİSTAFİLOKOKAL İLAÇLAR:
Vankomisin (Vancocin)
Etki mekanizmasý
Bakteri hücre duvarýnda fosfolipidlerin sentezini ve asil-D-alanil-D-alanin
e baðlanarak peptidoglikan polimerizasyonunu bozarak bakterisid etki
gösterir.
Endikasyonlarý:
Dar spektrumlu bir antibiyotikdir.
- Psödomembranöz kolit (metronidazolün alternatifidir)
- Stafilokoklara baðlý kolit
- Aðýz içerisine cerrahi giriþim uygulanacak olgular
Oral yoldan verildiðinde emilimi olmadýðý için sadece Cl.difficile kolitinin
tedavisinde oral yoldan kullanýlýr.
Yan etkileri
- Ýþitme kaybý (irreversibl olabilir)
- Nefrotoksik etkisi vardýr.
- i.v. uygulama sonrasý yüzde, boyunda kýzarma (red-neck sendromu)
- ilaç ateþi.
117
FARMAKOLOJİ
Teikoplanin (Targocid)
• Etki spektrumu ve mekanizmasý vankomisine benzer. Gram (+) bakterilere
etkilidir, gram (-) leri etkilemez.
• Eliminasyon yarý ömrü çok uzundur.
Mupirosin (Bactroban)
• Etki mekanizmasý: Ýzolözil tRNA sentetaz enzimini inhibe eder.
• Metisiline duyarlý veya dirençli S aureus ve streptokok infeksiyonlarýnda
(ekzema, impetigo) topikal uygulanýr.
Fusidik asid (Fucidine)
-
Steroid yapýsýndaki tek antibiyotiktir.
X. POLİPEPTİD YAPILI ANTİBİYOTİKLER
(Polimiksin B, basitrasin, tirotrisin, kolistin- Polimiksin E)
• Katyonik (bazik) deterjan özelliðindeki bu maddeler, bakteri hücresinin sitoplazmik
membranýnýn permeabilitesini artýrarak bakterisid etki gösterir.
POLIMIKSIN B
• Toksisitesi en düþük olan polipeptid antibiyotiktir.
• Yan etkileri: Görme bozukluðu, nöromuskuler blok, hematüri, proteinüri.
XI. ANAEROBİK BAKTERİLERE ETKİLİ İLAÇLAR
METRONIDAZOL
(FLAGYL, NIDAZOL)
• Bakterisid etkilidir.
Etki mekanizmalarý:
a) DNA sentezinin inhibisyonu: 5-nitroimidazol grubu ilaçlara duyarlý
hücrelerin özelliði anaerobik olamalarý ve elektron taþýyýcý protein
içermeleridir. Bu proteinler nitroimidazol grubu ilaçlarý indirgeyerek onlarý
etkin ara metabolitlere ve serbest radikallere dönüþtürürler. Bu radikaller
DNA sentezini inhibe ederek hücre ölümüne neden olur.
b) Hücrede elektron transport zincirini bozarak NADH ve NADPH eksikliðine
neden olurlar.
Endikasyonlarý:
Bacterioides, Clostridium perfiringens (gazlý gangren),
Fusobacterium türleri (Vincent anjini)
T.vaginalis, E. histolytica
BOS’ a rahat geçer (Beyin absesi ve B. fragilis menenjitinde tercih edilir).
Cl. diffisile’nin neden olduðu psödomembranöz kolitte ilk tercihtir
118
FARMAKOLOJİ
Metronidazolün yan etkileri:
•
•
•
•
•
•
•
**GÝS belirtileri (en sýk): bulantý, kusma.
Aðýzda metalik tat.
Oral Candida infeksiyonu, glossit, stomatit
Periferik nöropati, ensefalopati
Ýdrarda renk deðiþikliði
Reversibl nötropeni
Tinidazol ve metronidazol alkol kullananlarýn bazýlarýnda disülfiram
benzeri reaksiyon görülür (Ornidazol bu etkiyi oluþturmaz).
TINIDAZOL (FASİGYN)
• BOS’a geçiþi metronidazole göre daha iyidir.
XII. ÜRİNER SİSTEM ANTİSEPTİKLERİ
Metenamin, nitrofurantoin: Sistit ve pyelonefrit gibi üriner sistem infeksiyonlarýnda
kullanýlýr.
METENAMİN
(HELPA, PURINOL)
• Ýdrar pH’sý 5.5’in altýna indiðinde antibakteriyel bir madde olan formaldehite
dönüþür.
• Proteus idrarý alkalileþtirdiði için bu ilaca karþý dirençlidir.
NİTROFURANTOİN
(PIYELOSEPTIL, FURACIN)
• Asit idrarda etkinliði daha fazladýr.
• Bir kür 14 günden fazla sürmemeli ve kürler arasýnda 4 hafta býrakýlmalýdýr.
119
FARMAKOLOJİ
XIII. ANTİBİYOTİKLERE KARŞI DİRENÇ GELİŞME MEKANİZMALARI
İLAÇ
MEKANİZMALAR
Sulfonamidler
a)
b)
c)
Bakterinin ilaca geçirgenliğinde azalma
Enzimin ilaca olan afinitesinde azalma
Bakterilerde PABA sentezinde artış.
Trimetoprim
a)
Gram (-) bakterilerin dihidrofolat redüktaz enzimlerinin ilaca afinitesinde
azalma
Penisilin,
sefalosporin.
a)
b)
c)
Beta-laktamaz aktivitesi
Bakteri hücre membranının penisiline geçirgenliğinde azalma
Transpeptidazların ve hedef bakteri çeperindeki penisilin bağlayan
proteinlerin ilaca afinitesinin azalması
Vankomisin
a)
Vankomisinin hücrelere bağlanmasında azalma
Tetrasiklin
a)
b)
c)
İlacın hücre içerisinde birikiminin engellenmesi (dışarı pompalanır)
Enzimatik inaktivasyon
Ribozoma bağlanmada azalma
Aminoglikozidler
a)
b)
Aminoglikozidlerin ribozomun 30S alt ünitesine afinitesinde azalma
İlacın hücre içine girişini sağlayan aktif transport mekanizmasında
bozulma.
Enzimatik inaktivasyon (asetiltransferaz v.b.)
c)
Eritromisin
a)
b)
c)
İlacın hücre içine girişinde azalma
Metilaz enziminin salgılanması: ribozomal bağlanma yerinin
modifikasyonuna neden olur.
Esteraz enziminin salgılanması ile makrolidlerin hidrolizi.
Kloramfenikol
a) Enzimatik inaktivasyon (asetil Co A transferaz)
b) Membran geçirgenliğinde azalma
Klindamisin
a)
b)
Ribozomal reseptörlerde mutasyon
Metilaz enziminin salgılanması : reseptör modifikasyonuna neden olur.
Kinolonlar
a)
b)
DNA girazın kinolonlara afinitesinde azalma
İlacın bakteriye girişinde ve hücrede birikiminde azalma.
Yan etkileri
-
Ýþtahsýzlýk, bulantý, kusma
Sinir liflerinde demyelinizasyon ve dejenerasyon yapar buna baðlý polinörit
oluþabilir.
Glukoz 6 fosfat dehidrogenaz eksikliðinde hemolitik anemi yapar.
Böbrek yetmezliðinde kontrendikedir.
NÖROMUSKULER BLOKAJA YOL AÇAN ANTİBİYOTİKLER
-
Aminoglikozidler
Tetrasiklinler
Polimiksin B
Linkomisin
120
FARMAKOLOJİ
TÜBERKÜLOZ TEDAVİSİNDE KULLANILAN İLAÇLAR
1. seçenek Tbc ilaçlarý: Ýzoniasid (INAH), rifampisin, pirazinamid, morfazinamid,
streptomisin, etambutol.
2. seçenek Tbc ilaçlarý: PAS (paraaminosalisilik asid), etionamid, sikloserin,
kapreomisin, kanamisin, amikasin, kinolonlar, klofazimin. *** Bu ilaçlar 1. Seçenek
ilaçlara dirençli olgularda 4-5’li kombinasyonlar þeklinde uygulanýr.
M. avium kompleksi (MAC) türü bakterilere etkili ilaçlar: Rifabutin, klaritromisin,
azitromisin, siprofloksazin, amikasin, klofazimin. Bu ilaçlar AIDS olgularýnda
dissemine atipik tüberküloz oluþumundan sorumlu olan MAC türü mikobakterilere
karþý kullanýlýr.
Primer direnç: En az etambutol ve rifampin kullananlarda görülür.
Sekonder direnç: Ýzoniazid en az sekonder direnç geliþen ilaçtýr.
Kaviter lezyonlarda: Streptomisin en güçlü etkiyi gösterir.
Makrofaj içerisinde: En etkili ilaç pirazinamiddir.
Kazeöz lezyonlarda: Ýzoniazid, rifampin ve pirazinamid etkilidir.
I. SEÇENEK İLAÇLAR
ÝzonÝazÝd (INH) (Tibinazin)
Etki mekanizmasý
Bakteri hücre duvarýnda mikolik asit sentezini inhibe eder. Hýzlý çoðalan
bakterilere karþý bakterisid etkilidir. Bir ön-ilaçtýr.
Tbc proflaksisinde tek baþýna kullanýlýr.
Farmakokinetik özellikleri
• Karaciðerde N- asetilasyon ve kýsmen izonikotinik aside dönüþerek
metabolize olur ve bu olay genetik polimorfizm gösterir.
Yan etkileri:
Ø Cilt döküntüsü, ateþ, sarýlýk
Ø Hepatotoksisite
Ø Periferik nöropati
Ø SLE benzeri nefrit
(Diðer ilaçlar: Asebutolol, hidralazin, penisilamin, prokainamid,
fenitoin, metildopa, sülfonamidler)
Ø Glukoz 6 fosfat dehidrogenaz eksikliðinde hemolitik anemi (Diðer
ilaçlar: Sýtma ilaçlarý (kinidin, mepakrin, primakin), sülfonamidler,
nitrofurantoin, dimerkaprol, kloramfenikol, probenesid, PAS,
dapson).
Ø Histaminaz ve monoaminoksidaz inhibisyonu
Ø Pellegra.
Ø Mikrozomal enzim inhibisyonu: Varfarin, fenitoin, karbamazepin,
teofilin, ketokonazol gibi ilaçlarýn etkinliðini artýrýr.
Ø Aðýz kuruluðu, idrar retansiyonu.
121
FARMAKOLOJİ
RİFAMPİN (Rİfadİn, Rİfcab)
Etki mekanizmasý
DNA baðýmlý RNA polimerazý inhibe eder, hücre içi ve dýþýndaki
bakterilere karþý bakterisid etkilidir.
Endikasyonlarý
Tbc, lepra, viral infeksiyonlar, meningogok ve H. influenza infeksiyonlarýnda
proflaktik olarak, trahom (clamidia trahomatis).
Yan etkileri
- Mikrozomal enzim indüksiyonu
- Hepatotoksik etki: Transaminazlarda yükselme, bilüribin düzeyinde
yükselme.
- Kolestatik sarýlýk
- Trombositopenik purpura
- Ateþ = “Grip-benzeri” sendrom.
- Tüm vücut sývýlarý (idrar, ter, göz yaþý, kontak lens) portakal rengine
boyanýr.
- Tedavi sýrasýnda T lenfosit fonksiyonlarýný ve tüberküline duyarlýlýðý
baskýlar, PPD’yi negatifleþtirir.
PÝRAZÝNAMÝD (PIRALDINA, PIRAZINID)
Monosit ve makrofaj içindeki yavaþ çoðalan mikobakterilere karþý en etkili ilaçtýr.
Yan etkileri
Hepatotoksisite, Hiperürisemi (akut gut ataðýna neden olabilir.)
Ýlaç ateþi
ETAMBUTOL (Embutol, Miambutol)
• Mikolik asidin mikobakterinin duvarýna katýlmasýný önleyen bakteriyostatik etkili
bir ilaçtýr.
• Rifampinle beraber primer direncin en az görüldüðü iki ilaçtan biridir.
•
Yan etkileri:
Retrobülber nörit (en sýk), santral skotom, renk körlüðü (çocuklarda kullanýmý
kontrendikedir)
Hiperürisemi: Gut ataklarýný provake edebilir.
STREPTOMÝSÝN
Diðer anti-Tbc ilaçlardan farký, özellikle hücre dýþýndaki bakterilere (alkalen
ortamda) etkili olmasýdýr.
Kaviter lezyonlarda en güçlü etki gösteren ilaçtýr.
2. seçenek ilaçlar
PAS (aminosalisilik asit)
• Etki mekanizmasý: PABA ve sülfonamidlere yapýca benzeyen bu ilaç
folik asid sentezini bozar; bakteriyostatiktir.
122
FARMAKOLOJİ
• Yan etkileri: G6PD eksikliðinde hemoliz, hepatotoksisite, INAH ile
beraber verildiðinde bu ilacýn asetilasyonunu inhibe ederek plazma
konsantrasyonunu artýrýr, rifampinin etkinliðini azaltýr.
Sikloserin (Seromycin)
• Etki mekanizmasý: L-alaninin D-alanine dönüþümünü saðlayan alanin
rasemaz ile D-alanin molekülünden D-alanil-D-alanin oluþmasýný saðlayan
dipeptidil sentetaz enzimlerini inhibe ederek hücre duvarýnýn sentezini bloke
eden bakteriyostatik etkili bir ilaçtýr. Alaninin antimetabolitidir.
• Yan etkileri: Periferik nöropati, depresyon, psikotik reaksiyon, epilepsi
nöbetleri.
TBC tedavisi prensipleri:
1) En az 4 ilaçla tedavi (INAH+rifampisin+pirazinamid+ etambutol veya
streptomisin)
2) Ýlk 2 ay 4’lü daha sonra 2’li (INAH+rifampisin) tedavi
3) Kesintisiz tedavi
4) En az 6-9 ay tedavi
Tedavi rejimi
Süre (ay)
Ýzoniazid +rifampin+pirazinamid
6
Ýzoniazid+rifampin
9
Rifampin+etambutol
12
Izoniazid+etambutol
8-24
Ø Gebelikte kullanýlabilecek ilaçlar, Izoniazid, rifampin, etambutol
ve PAS’týr
Ø Ýzoniazid, pirazinamid, etionamid ve sikloserin beyin omurilik
sývýsý (BOS)’na rahatlýkla geçer, menenjit olgularýnda kullanýlýr.
Diðer ilaçlar sadece inflamasyon sonucu kan-beyin bariyeri’nin
geçirgenliðinin arttýðý durumlarda BOS’a geçebilir.
Ø Böbrek yetmezliði olan hastalarda izoniazid, rifampin ve
etionamid’in dozunu düþürmeye gerek yoktur. Diðer ilaçlarýn
dozunun düþürülmesi gerekir.
ANTÝNEOPLASTÝK ÝLAÇLAR
Nitrozoüre grubu, prokarbazin, 5-fluorourasil, 6-merkaptopürin, siklofosfamid ve
epipodofilotoksinler SSS’e geçebilir.
Döneme özgü etki gösteren ajanlar
1. Bleomisin G2 ve G0
2. Epipodofilotoksinler (etoposid (VP16), teniposid) G2
3. Antimetabolitler (metotreksat, 5-fluorourasil, floksuridin, sitozin arabinozid,
tioguanin, 6-merkaptopurin) S
4. Vinka alkaloidleri (vinkristin, vinblastin) M
5. Paklitaksel G2
6. Hidroksiüre S
Döneme özgü etki göstermeyen ajanlar
1. Sisplatin, karboplatin
123
FARMAKOLOJİ
2. Antibiyotikler (Aktinomisin D, daunorubisin, doksorubisin, mitramisin,
mitomisin.)
3. Alkilleyici ajanlar (Siklofosfamid, melfalan, dakarbazin, prokarbazin,
streptozotosin, BCNU, CCNU)
Yan Etkileri
1.
Kemik iliði supresyonu:
Antineoplastik ilaçlarla tedavide en önemli mortalite nedenidir.
Kemik iliðini baskýlayýcý etkileri düþük olan antineoplastikler:
Hormonlar
Bleomisin
Sisplatin
Vinkristin
Asparaginaz.
**Busulfanýn kemik iliði toksisitesi oldukça yüksektir.
2. Bulantý- kusma:
• Kemoterapi alan hastalarda en sýk görülen yan etkidir.
Sisplatin en güçlü bulantý kusma yapan ajandýr.
• Tedavide 5-HT3 antagonistleri (ondansetron, tropisetron),
metoklopramid ve fenotiyazin grubu nöroleptikler kullanýlýr.
3. Karsinojenik ve mutajenik etki:
Özellikle alkilleyici ajanlar kullananlarda sýklýkla ortaya çýkar. Hodgkin
hastalarýnda en sýk görülen iyatrojenik kanser AML (akut myelositik
lösemidir).
4. Ýmmünosupresif etki: Bu etkilerini azaltabilmek amacýyla antineoplastikler
aralýklarla uygulanýr.
5. Aðýzda, barsaklarda ülser ve stomatit.
6. Alopesi
7. Gonadlar üzerindeki baskýlayýcý etkileri nedeniyle spermatogenez
ve oogenezin baskýlanmasý.
8. Teratojenik etki: Kemoterapi alan hastalar gebe kalmamalýdýr.
9. Hiperürisemi:
10. Alerjik reaksiyon: Asparajinaz, sisplatin ve melfalan tedavisi alanlarda
sýk görülür.
ANTİNEOPLASTİK İLAÇLARIN SINIFLANDIRILMASI
1. Alkilleyici ajanlar:
Azotlu hardallar: Siklofosfamid, ifosfamid, mekloretamin, melfalan, klorambusil
Nitrozoüreler: Streptozotosin, karmustin (BCNU), lomustin (CCNU)
Triazen ve hidrazin türevleri: Dakarbazin, prokarbazin
Etileniminler ve metilaminler: Aziridin, altretamin
Alkil sülfonatlar: Busulfan.
2. Sisplatin, Karboplatin
124
FARMAKOLOJİ
3. Hormonlar ve hormon antagonistleri: Tamoksifen, androjenler (testosteron,
dromostanolon), androjen antagonistleri (flutamid), prednizon.
4. L-Asparaginaz
5. Antibiyotikler: Aktinomisin D, daunorubisin, doksorubisin, bleomisin,
mitramisin, mitomisin.
6. Antimetabolitler:
• Folik asid antimetabolitleri: Metotreksat
• Purin antimetabolitleri: 6-merkaptopurin, tioguanin
• Pirimidin antimetabolitleri: 5-fluorourasil, floksuridin, sitozin arabinozid
7.Vinka alkaloidleri: Vinblastin, vinkristin,.
8. Epipodofilotoksinler: Teniposid, etoposid
9. Diðer: Hidroksiüre, prokarbazin, mitotan, IL-2.
1. ALKÝLLEYÝCÝ AJANLAR
• Hepsi ön-ilaçtýr, etkilerin karbonyum türevlerine dönüþerek gösterir.
Bu moleküller DNA’ya kovalent baðlarla baðlanarak alkiller ve DNA
replikasyonu durur.
• Bu ilaçlarýn hücrelerde meydana getirdiði deðiþiklikler hücrelerin Xýþýnlarýna maruz kalmasý durumunda ortaya çýkan deðiþikliklere çok benzer.
Bu nedenle bu ilaçlara “radyomimetik etkili ilaçlar” da denir.
• En kýsa etkili: Siklofosfamid
• Kemik iliði toksisitesi en yüksek olanlar: Busulfan (trombositopeni),
nitrozoüre
• Kemik iliði toksisitesi en düþük olan: Streptozotosin
1. A. Azotlu hardallar: Siklofosfamid, ifosfamid, mekloretamin, melfalan, klorambusil
Siklofosfamid
• Karaciðerde sitokrom p450 enzim sistemi tarafýndan aktif
metaboliti olan 4-hidroksisiklofosfamide dönüþtürülür.
• Hodgkin ve Hodgkin-dýþý lenfomalar, akut ve kronik lenfositik
lösemi baþta olmak üzere birçok malign hastalýkta kullanýlýr.
Güçlü immünsupresif etkinlik gösterir: RA, Behçet ve bazý
otoimmün hastalýklarýn tedavisinde kullanýlýr.
Yan etkileri
En spesifik yan etkisi hemorajik sistittir. (Bu etkisinden sorumlu
olan metaboliti akroleindir).
Mesane kanserine de neden olabilir.
Alopesi
Myokard nekrozu
Antidotu: Mesna, n-asetilsistein.
I. B. Alkil sulfonatlar
Busulfan
• Endikasyonlarý: KML, polisitemia vera, myelofibrozis
125
FARMAKOLOJİ
• Yan etkileri: En önemli yan etkisi akciðer üzerinedir. Hastalarda
öksürük ve dispneyle karakterli bir sendrom oluþturur, deri
pigmentasyonu, çok güçlü kemik iliði supresyonuna neden
olur.
I.C. Nitrozoüreler: Streptozotosin, karmustin (BCNU), lomustin
(CCNU), semustin (metil CCNU)
• Alkilleyici ajanlar arasýnda kemik iliði toksisitesi en fazla olan gruplar
busulfan ve nitrozoüre grubudur.
Diðer alkilleyicilerden farklý olarak SSS’e geçebilme özelliðine sahiptir bu
nedenle SSS tümörlerinde kullanýlýr.
Streptozotosin
- Pankreas Langerhans adacýk hücreleri tarafýndan selektif olarak
alýnýr.
- Metastatik pankreas adacýk hücresi tümörlerinin tedavisinde
kullanýlýr.
- Karsinoid tümör ve insülinoma (1.tercih) tedavisinde kullanýlýr.
Triazen ve hidrazin türevleri: Dakarbazin, prokarbazin.
Dakarbazin
• Pürin, RNA ve protein sentezini inhibe etmelerinin yanýsýra
alkilleyici özellikleri de vardýr.
• Endikasyonlarý:
- Hodgkin hastalýðý (ABVD kombinasyonu ile)
- Malign melanom
- Yumuþak doku sarkomlarý
Prokarbazin
• Hodgkin tedavisinde kullanýlýr (MOPP kombinasyonu)
• Zayýf MAO inhibitörüdür, alkolle birlikte alýndýðýnda disülfiram
benzeri reaksiyon yapabilir.
• Doz kýsýtlamasýný gerektiren en önemli yan etkileri kemik iliði
supresyonudur.
2. SÝSPLATÝN VE KARBOPLATÝN
Sisplatin
Over, mesane, prostat, serviks, özofagus kanserleri ve seminom dýþý testis
tümörleri gibi solid tümörlerin tedavisinde kullanýlýr.
• Etki mekanizmasý: Alkilleyici ajanlar gibi DNA sentezini bloke eder.
Yan etkileri:
- Akut tübüler nekroz: Bunu önlemek için hastaya bol su ve mannitol
beraber uygulanmalýdýr.
- Ototoksik etki.
- Þiddetli bulantý-kusma.
- Hipomagnezemi, hiponatremi.
126
FARMAKOLOJİ
3. HORMONLAR VE HORMON ANTAGONÝSTLERÝ:
Tamoksifen sitrat
• Östrojen reseptör blokörüdür.
Postmenapozal kadýnlarda meme kanserlerinin tedavisinde
kullanýlýr.
• Özellikle östrojen reseptörü bulunan meme kanserlerinde tedavide
daha baþarýlýdýr.
• Yan etkileri: Sýcak basmasý, hiperkalsemi, endometrium kanseri
riskinde artýþ
Gonadotropin salýnverisi hormon (GnRH) analoglarý
• Prostat Ca tedavisinde kullanýlýr.
• Kullanýmýn ilk haftalarýnda gonadotropin sentezini artýrmalarýna karþýn,
daha sonra hipofiz ön lob hücrelerinde etkilerine karþý desensitizasyon
geliþtiði için gonadotropin ve testosteron sentezi durur.
• Bu amaçla löprolid, goserelin, buserelin gibi preparatlar kullanýlýr.
Testosteron reseptör blokörleri
• En selektif ve en güçlü blokaj yapan: Nilutamid
• Diðerleri: Siproteron asetat, flutamid, bikalutamid
• Metastatik prostat kanserinin palyatif tedavisinde kullanýlýr. Bu amaçla
GnRH analoglarý ile kombine edilir.
Projestinler
• Antiöstrojenik etkileri nedeniyle radyoterapiye dirençli metastatik
endometrium kanserlerinde kullanýlýr.
• Bu amaçla medroksiprogesteron (i.m.) ve megestrol (oral)
kullanýlýr.
Aminoglutetimid
• Etki mekanizmasý: Sürrenal korteksinde hormon sentezini bozar
(kimyasal adrenelektomi).
• Adrenal korteks tümörlerinde ve meme kanserinin palyatif tedavisinde
kullanýlýr.
4. L-ASPARAGÝNAZ
ALL tedavisinde kullanýlýr. Etki mekanizmasý: Kanda bulunan ve malign
hücrelerin canlýlýklarýný koruyabilmek için gereksinim duyduðu asparajinin
aspartik aside dönüþümüne neden olur.
Yan etkileri: Doz kýsýtlamasýný gerektiren en önemli yan etki allerjik
reaksiyonlardýr. Hiperglisemi, kanama ve hipoalbüminemi görülen diðer
yan etkilerdir.
5. ANTÝBÝYOTÝKLER
Aktinomisin D (Daktinomisin)
• Etki mekanizmasý: DNA çift zincirine intercalation yaparak DNA
replikasyonunu ve transkripsiyonu (mRNA sentezini) bozar.
• Gebelikte görülen koryokarsinom, Wilms tümörü, testis tümörleri ve
sarkomlarda tercih edilir.
127
FARMAKOLOJİ
Daunorubisin
• Etki mekanizmasý: DNA çift zincirine intercalation yaparak DNA
replikasyonunu ve transkripsiyonu bozar.
• AML ve ALL tedavisinde kullanýlýr. (**Daunorubisin+sitarabin+tiogua
nin en sýk kullanýlan kombinasyondur).
• Yan etkileri:
- Kardiyotoksik etki: Doza baðýmlý olarak kardiyomyopati ve kalp
yetmezliðine neden olur. Genellikle dijitale dirençlidir.
Doksorubisin
• Etki mekanizmasý: DNA çift zincirine intercalation yaparak DNA
replikasyonunu ve transkripsiyonu bozar
• Daunorubisin gibi i.v. yoldan kullanýlýr. Yan etkileri daunorubisin’le
aynýdýr.
• Etkisi döneme özgü deðildir.
Bleomisin
Etki mekanizmasý: Hücrelerde serbest radikal oluþumuna neden olarak
DNA zincirinde kýrýlmalara yol açar.
• **En fazla G0 ve G2 dönemindeki hücrelere etkilidir.
• Yan etkileri: Akciðer fibrozisi , hiperpigmentasyon.
Mitramisin
• Etki mekanizmasý: DNA baðýmlý RNA polimerazý inhibe eder.
• En önemli yan etkisi kanama diatezidir.
Kemiklerde osteoklastik aktiviteyi baskýladýðý için hiperkalsemi tedavisinde
kullanýlabilir.
Mitomisin
• Etki mekanizmasý: DNA sentezini bozar.
• Mide kanserinde kullanýlýr.: FAM kombinasyonu (Fluorourasil+adria
misin+mitomisin)
6. ANTÝMETABOLÝTLER
• Hücrede DNA, RNA, protein ve diðer komponentlerin sentezinin deðiþik
aþamalarýnda rol oynayan çeþitli metabolitlerin enzimlere baðlanmalarýný
inihibe ederek etki gösterir. Etkisi S dönemine özgüdür.
• Folik asid analoglarý: Metotreksat
• Purin analoglarý: 6-merkaptopurin, 6-tioguanin, pentostatin
• Pirimidin analoglarý: 5-fluorourasil, floksuridin, sitozin arabinozid
Metotreksat
Etki mekanizmasý: DNA ve RNA sentezi için gerekli olan pürin bazlarýnýn
(adenin, guanin) sentezinde rol oynayan koenzim olan tetrahidrofolat
sentezini önler. Bu etkisini dihidrofolat redüktaz enzimini inhibe ederek
gösterir.
• S dönemindeki hücreler üzerinde sitotoksik etkisi vardýr. Protein
sentezini de inhibe ettiði için hücrenin S fazýna geçiþini de yavaþlatýr;
böylece kendi etkisini sýnýrlar.
128
FARMAKOLOJİ
• Antidotu folinik asit (lökovorin) dir. Kalsiyum folinat þeklinde,
metotreksatýn düþük dozlarý ile yapýlan uygulamalarda yan etkileri
azaltmak için veya metotreksat zehirlenmesinin tedavisinde
kullanýlabilir.
Endikasyonlarý:
- ALL
- Menenjiyal lösemi ve lenfoma
- Aðýr psöriyazis.
- Koryokarsinom
- Osteosarkom, çocukluk lösemileri , Non-Hodgkin lenfoma tedavisinde
lökovorin ile beraber.
Yan etkileri: Kemik iliði depresyonu, nefrotoksisite, aðýz ve barsak
mukozasýnda ülserasyon (mukozit).
6- Merkaptopürin (6-MP)
Pürin analoðudur. Etki gösterebilmesi için hipoksantin-guanin-fosforibozil
transferaz (HGPRT) tarafýndan nukleotid þekline dönüþtürülmelidir, bir
ön-ilaçtýr.
Etki mekanizmasý: Kanser hücresinde DNA ve RNA sentezini bozar.
Etki S fazýna spesifiktir.
Yan etkileri: Hiperürisemi ve hiperürikozüri.
6-MP ksantin oksidaz tarafýndan tioürik aside dönüþtürülerek böbrekten atýlýr.
Allopürinol ksantin oksidaz enzimini inhibe ederek 6-MP’nin metabolizmasýný
yavaþlatarak etkinliðini artýrýr. Bu nedenle allopürinol ile beraber alýnacaðý
zaman 6-MP’nin dozunun düþürülmesi gerekir.
• Oral uygulanýr. ALL tedavisinde öncelikle tercih edilir.
5- fluorourasil
• Pirimidin analoðudur. Ön ilaçtýr
Etki mekanizmasý: Timidilat sentazý inhibe eder. S fazýna spesifiktir.
Parenteral yoldan uygulanýr, BOS'a geçer.
Kolorektal kanser, meme kanseri ve mide adenokarsinomu baþta olmak
üzere birçok solid tümörün tedavisinde kullanýlýr. Ciltte bazal hücreli
kanserde merhem þeklinde lokal olarak uygulanýr.
Yan etkileri
- Fotosensitivite
- GÝS bozukluklarý (bulantý, kusma, iþtahsýzlýk): en sýk
- Kemik iliði supresyonu
- Ý.v. infüzyona baþlandýktan sonra koroner spazmý görülebilir.
- Serebellar ataksi
Sitozin arabinozid (Sitarabin,ara-C)
Gözyaþý yoluyla sekrete edildiðinden konjonktivite neden olabilir.
129
FARMAKOLOJİ
7. VÝNKA ALKALOÝDLERÝ (vinkristin, vinblastin, vinerolbin)
Etki mekanizmasý: Mikrotübüler proteinlere baðlanarak hücre bölünmesinin
metafazda durmasýný saðlar ve hücre ölümüne neden olurlar. **Etkileri M
dönemine özgüdür. Bu ilaçlara mitoz zehiri de denir.
Vinblastin
Endikasyonlarý:
- Testis Ca.: Sisplatin ve bleomisin ile kombine olarak kullanýlýr.
- Hodgkin (ABVD) ve non-Hodgkin lenfoma.
- Meme Ca.
- Koryokarsinoma
- Neuroblastoma
- Mikozis fungoides ve histiositozis X.
"
En sýk görülen yan etkisi lökopenidir. Trombositopeni ve anemi
nadirdir. i.v. olarak uygulanýr.
Vinkristin(Oncovin)
Endikasyonlarý:
- ALL
- Hodgkin hastalýðý (MOPP), non-Hogkin lenfoma
- Sarkom
- Wilms tümörü
- Meme ve akciðer Ca.
Yan etkileri:
En önemli doz kýsýtlamasýný gerektiren yan etki periferik nöropatidir.
Uygunsuz ADH salýnýmýna neden olur. Damar dýþýna kaçýrýlmamalýdýr,
aksi halde güçlü irritasyona neden olur. Ýlacýn damar dýþýna kaçmasý
durumunda antidot olarak hyaluronik asid kullanýlýr.
8- DİÐERLERİ:
Hidroksiüre
Etki mekanizmasý
DNA sentezinde gerekli olan ribonükleotidlerin sentezini saðlayan
ribonükleotid redüktaz enzimini inhibe eder.** Etkisi S fazýna
spesifiktir.
Endikasyonlarý
- KML (Busulfana dirençli hastalarda)
- Beyin tümörleri
Paklitaksel (taxol)
Etki mekanizmasý: Mikrotübülleri stabilize ederek Hücrenin G2 (mitoz)
fazýný etkileyerek hücre çoðalmasýný durdurur. (vinka alkaloidlerinin tam
tersi!!)
130
FARMAKOLOJİ
Endikasyonlarý: Metastatik meme ve over kanserleri, malign melanom,
küçük hücreli dýþýndaki akciðer tümörleri, baþ boyun kanserleri.
Yan etkileri: Kemik iliði supresyonu, saç dökülmesi .
Amsakrin
- AML tedavisinde kullanýlýr
Altretamin
- Ýlerlemiþ over kanserlerinin tedavisinde kullanýlýr.
Pentostatin
- Hairy cell lösemi'de tercih edilir.
Ýzotretionin
- Akut promyelositik lösemi'de kullanýlýr.
Ýrinotekan ve topotekan
- Topoizomeraz I enziminin inhibitörleridir. Ýrinotekan metastatik
kolorektal kanserlerin, topotekan ise metastatik over kanserlerinin
tedavisinde tercih edilir.
TABLO 10. ÇEŞİTLİ ANTİNEOPLASTİKLER VE KULLANIM ŞEKİLLERİ
Mekloretamin
IV
Klorambusil
Oral
Siklofosfamid
Oral, IV
Melfalan
Oral
Tiotepa
IV
Busulfan
Oral
Karmustin
IV
Lomustin
Oral
Semustin
Oral
Dakarbazin
IV
Prokarbazin
Oral
Sisplatin
IV
Karboplatin
IV
Sitozinarabinozid
IV infüzyon veya SC
Fluorourasil
IV
Merkaptopurin
Oral
Metotreksat
Oral , intratekal
Tioguanin
Oral
Fludarabin
IV
Gemsitabin
IV
131
FARMAKOLOJİ
ÝMMÜNOTERAPÝ
BCG AÞISI
-
En baþarýlý olduðu tümörler: Cilt melanomu (lezyon içine uygulanýr),
transizyonel hücreli mesane kanseri (mesane içine uygulanýr).
Malign melanom, ALL, AML, KML, meme Ca., baþ-boyun kanserleri ve
kolon kanserinde de kullanýlýr.
ÝNTERFERON
-
Hairy cell lösemi ve condylomata acuminata tedavisinde tercih edilir.
IL-2 (aldeslökin)
- Melanom ve böbrek tümörlerinde tek baþýna veya diðer antineoplastiklerle
beraber kullanýlýr.
Bazý antineoplastikler ve önemli yan etkileri:
- Nefrotoksik etki: Sisplatin, streptozosin, metotreksat
- Periferik nöropati: Vinkristin, vinblastin, sisplatin
- Kardiyomyopati: Doksorubisin, daunorubisin.
- Myokard nekrozu: Siklofosfamid
- Hepatotoksisite: Metoreksat, fluorourasil, sitarabin, asparajinaz,
merkaptopurin
- Akciðer toksisitesi: Bleomisin,busulfan, mitomisin, siklofosfamid
- Karsinojenik etki ve kýsýrlýk: Prokarbazin, alkilleyici ajanlar (Klorambusil,
siklofosfamid)
- Ülser: Metotreksat, fluorourasil, daktinomisin, doksorubisin, bleomisin,
vinkristin.
- Mukozit: Metotreksat
ANTİPROTOZOAL İLAÇLAR
SITMA TEDAVÝSÝ
Ýlaçlarýn etkileri:
• Doku þizontosidi: Primakin: Karaciðerdeki parazitlere karþý etkilidir.
Gametositler üzerindeki öldürücü etkisi nedeniyle bulaþmayý da önler.
• Kan þizontosidleri: Klorokin, kinin, meflokin, primetamin: ***Akut ataklarýn
tedavisinde ve proflakside kullanýlýr.
• Gametosidosid etkililer: Kandaki gametositleri yok eder anofellerin enfekte
olmasýný ve hastalýðýn yayýlmasýný önler. Örnek: Primakin: P. falciparum
/ Klorokin: P. vivax, P. malariae, P. ovale.
• Sporontosid etkili ilaçlar: Anofellerde gametositleri etkisiz hale getirerek
hastalýðýn bulaþmasýný önleyen ilaçlardýr. Primetamin, proguanil.
Primakin
-
Egzoeritrositer döneme sahip olan pl. vivax ve pl. ovalede radikal küratif
etki gösteren tek antimalaryaldir.
Gametosidler üzerindeki etkinliði nedeniyle hastalýðýn bulaþmasýný önler.
132
FARMAKOLOJİ
Yan etkileri:
- Glukoz 6-fosfat dehidrogenaz eksikliðinde hemolitik anemi.
- Klorokinle beraber kullanýldýðýnda karýn aðrýsý
- Methemoglobinemi.
- Siyanoz
- Aritmi, hipertansiyon
Klorokin
Etki mekanizmasý
Eritrositlerde polimeraz enzimini inhibe ederek hem birikimine neden
olur; bu durumda parazit ölür. Parazitin DNA’sýnda baz çiftleri arasýna
baðlanarak (interkalasyon) çoðalmayý da önler.
Endikasyonlarý
-
Falciparum sýtmasýnda ve proflaksisinde: Direnç çok yaygýndýr. Bu
olgularda primetamin-dapson kombinasyonuyla beraber kullanýlýr.
Pl. vivax , pl.ovale infeksiyonlarý
Sistemik amibiazis
Romatoid artrit.
Yan etkileri
- Bulantý, kusma, baþaðrýsý.
- Cilt döküntüsü, pruritus, saçta depigmentasyon
- Ýrreversible retinopati, ototoksisite, myopati.
- Yüksek dozlarda konvülziyon
- Baþ aðrýsý
- Psöriazis ve porfirialý hastalarda semptomlarý þiddetlendirir.
- Eritrositlerde glukoz 6 fosfat dehidrogenaz enzimi eksik olanlarda
hemolitik anemiye neden olur.
• Klorokin tüm malarya tiplerinde proflakside ilk tercihtir.
Kinin
Etki mekanizmasý
DNA replikasyonunu önler.
Yan etkileri
Kinidin gibi kýnakýna türü aðaçlarýn kabuðunda bulana bir alkaloid
olduðundan yan etkileri kinidine benzer.
- Çinkonizm (Bulantý-kusma, cilt döküntüsü, ateþ, dispne, kulak
çýnlamasý, vertigo, bulanýk görme)
- Oksitosik ve çizgili kas gevþetici etki
- Görme bozukluðu
- Deliryum ve halusinasyon
- Coombs testi (+), hemolitik anemi
- Duyarlý kiþilerde Karasu ateþi (intravasküler hemoliz)
Meflokin
Klorokine dirençli falciparum sýtmasýnda ve dirençli bölgelerde kemoproflaksi
için en fazla tercih edilen ilaçtýr. Yarý ömrü çok uzundur (13-33 gün)
133
FARMAKOLOJİ
Pirimetamin
Etki mekanizmasý
Dihidrofolat redüktaz enzimini inhibe ederek pürin ve pirimidin sentezinde
rol oynayan tetrahidrofolatýn sentezini önler.
Endikasyonlarý
- Klorokine dirençli pl.falciparum ataklarýnýn tedavisinde (primetamin
+sulfadiazin+kinin) tedavisine ek olarak kullanýlýr.
- Klorokine dirençli pl.falciparum ve pl. vivax proflaksisinde
(primetamin+sulfadiazin) klorokinle beraber uygulanýr.
ANTÝAMÝBÝK ÝLAÇLAR
Tedavide kullanýlan ilaçlar ve etki yerleri:
Luminal amibisidler (barsak lümenindeki amiplere etkili) Diloksanid
furoatAntibiyotikler: Tetrasiklin, paramomisin Halojenli hidroksikinolinler:
Ýyodokinol (diiyodohidroksikin), kliokinol (iyodoklorhidroksikin)
Sistemik amibisidler (barsak duvarý ve karaciðerdeki amiplere etkili) Emetin,
dehidroemetinKlorokin: Sadece karaciðerde etkilidir. Amibik abse tedavisinde
kullanýlýr.
Karma amibisid (hem lümende hem sistemik etkili) Nitroimidazol grubu:
Metronidazol, ornidazol, tinidazol, seknidazol.
Klinik durumlar ve tedavi seçenekleri:
Asemptomatik intestinal infeksiyon (portör): En sýk görülen infeksiyon þeklidir. 1.
tercih: Diloksanid furoat. Alternatif: iyodokinol
Hafif - orta dereceli intestinal infeksiyon (non-dizanterik kolit): nitroimidazol grubu
+ luminal amebisid (diloksanid furoat veye iyodokinol).
Aðýr intestinal infeksiyon (dizanteri): nitroimidazol grubu + luminal amebisid
(diloksanid furoat veye iyodokinol).
Hepatik abse: Metronidazol + iyodokinol veya Dehidroemetin + klorokin.
Metronidazol
Etki mekanizmasý: Ýlacýn parazitler veya anaerob bakteriler içinde ferredoksin
tarafýndan indirgenmesi sonucu oluþan sitotoksik bileþikler DNA hasarýna
neden olur.
Endikasyonlarý
1. tercih olarak kullanýldýðý durumlar:
• E. histolytica (intestinal ve ekstraintestinal amebiasis)
• Trichomanas vaginalis
• Beyin absesi
• Cl. diffisile’nin neden olduðu psödomembranöz kolit
Yan etkileri
- GÝS belirtileri (en sýk): bulantý, kusma.
- Ýdrar renginde deðiþiklik.
- Aðýzda metalik tat, oral Candida infeksiyonu
134
FARMAKOLOJİ
-
Periferik nöropati, ensefalopati
Alkol kullananlarda disülfiram benzeri reaksiyon görülür: Ýlk dozdan
önceki 24 saat süresince, tedavi boyunca ve son dozdan sonra 48 saat
süreyle alkol alýnmamalýdýr.
Ornidazol, Tinidazol
Ýnvazif amibiyazis olgularýnda güçlü etkinlik gösterir. Oral yoldan
alýndýklarýnda metronidazol göre daha yüksek plazma konsantrasyonlarýna
ulaþýr.
Seknidazol
En uzun etki süreli nitroimidazol türevidir. Tek doz kullanýlabilmesi en
önemli avantajýdýr.
Diloksanid Furoat
Amibisid etkilidir, etki mekanizmasý bilinmemektedir. Ýntestinal amebiyazisde
ve asemptomatik taþýyýcýlardaki kistlerin tedavisinde kullanýlýr.
Paramomisin
Aminoglikozid yapýsýndadýr. Luminal formlara etkilidir, cryptosporidiozis
tedavisinde de kullanýlýr.
Klorokin
• Metronidazol ve diloksanid furoat ile birlikte karaciðer amip absesinde
tedavi ve proflakside kullanýlýr.
• Alternatifleri: Emetin (toksik etkileri nedeniyle kullanýmý kýsýtlýdýr:
Kardiyotoksisite, çizgili kaslarda güçsüzlük, baþ dönmesi) ve dehidroemetin.
Bu ilaçlar aðýr vakalarda tercih edilir.
Emetin
Etki mekanizmasý
Protein sentezini inhibe eder.
Amibik hepatit, karaciðer absesi ve amibik kolitin akut alevlenmelerinin
tedavisinde kullanýlýr.
Yan etkileri
• Kardiyotoksisite:Taþikardi, atrial ve ventriküler aritmiler, kardiyak
dilatasyon, hipotansiyon
• EKG: T düzleþmesi, PR ve QRS te uzama
• Bulantý, kusma, diare.
• Kas güçsüzlüðü.
• Nörit
HALOJENLÝ 8- HÝDROKSÝKÝNOLÝNLER
Ýyodokinol (diiyodohidroksikin)
♦ Blastocystis hominis olgularýnda 1. tercihtir.
♦ Yan etkileri: Optik sinir atrofisi, görme kaybý, periferik nöropati, iyodizm
(ürtiker, kaþýntý, ateþ)
135
FARMAKOLOJİ
Kliokinol (iyodoklorhidroksikin)
♦ Ýyod içeriði daha düþük olan bu ilaç genel özellikleri açýsýndan iyodokinole
benzer.
♦ Yan etki: subakut myelo-optik nöropati (SMON)
LEISHMANIASIS TEDAVÝSÝ
Bu hastalýðýn üç tipi vardýr: Kutanöz, mukokutanöz ve visseral (karaciðer
ve dalak tutulur).
Hastalýðýn bütün formlarýnda ilk tercih sodyum stiboglukonattýr (5 deðerli
antimony bileþiði).
TOKSOPLASMOSÝS TEDAVÝSÝ
Primetamin + Sulfodiazin
Yan etkiler
Sulfonamidlerin nefrotoksik etkisini önleyebilmek için hastalara sodyum
bikarbonat verilerek idrar alkalileþtirilir.
Primetamin folik asit eksikliði, baþaðrýsý ve GÝS semptomlarýna yol açar. Folinik
asid (lökovorin) ile beraber uygulanmalýdýr.
GÝARDÝASÝS TEDAVÝSÝ
Tedavi
1. tercih: Mepakrin veya kinakrin
TRICHOMONAS VAGINALIS:
Tedavide metronidazol tercih edilmektedir. Eþler de tedavi edilmelidir.
DİÐER PROTOZOALARA BAÐLI İNFEKSIYONLARDA İLK
TERCİHLER:
-
P. carini: Trimetoprim-sulfometaksazol. Alternatif: Pentamidin.
Tripanosoma kruzi (Chagas hastalýðý): Nifurtimoks. 2. tercih: Benznidazol
Tripanosoma brucei gambiense veya rhodesiense (Afrika uyku hastalýðý):
a) Erken dönemde: Suramin. 2. Tercih: pentamidin.
b) SSS tutulumu varsa: Melarsoprol
136
FARMAKOLOJİ
ENDOKRİN SİSTEM FARMAKOLOJİSİ
GONADOTROPİN SALIVERİCİ HORMON (GNRH-LHRH)
-
Hipofizden FSH ve LH salýverilmesinden sorumludur.
Fizyolojik siklusa uygun þekilde verilirse gonadotropin salýverilmesini uyarýr.
Hipogonadizme baðlý infertilite tedavisindeki uygulama þekli budur.
Löprolid, goserelin gibi analoglarý sürekli yüksek dozda verildiðinde oluþan
desensitizasyon nedeniyle gonadotropin salýverilmesini baskýlar Prostat kanseri,
endometriozis, polikistik over sendromu, puberte prekoks tedavisinde bu þekilde
uygulanýr.
SOMATOSTATİN
-
Büyüme hormonu, glukagon, insülin ve gastrinin salýverilmesini inhibe eder.
Vazokonstiksiyon oluþturur, antitümöral ve antiproliferatif etkinliði vardýr.
Oktreotid sentetik bir somatostatin analogudur, karsinoid tümör, akromegali,
gastrinoma tedavisinde kullanýlýr.
OKSİTOSİN
-
Doðum indüksiyonu (i.v.) veya laktasyonu uyarmak (nasal) amacýyla
kullanýlýr.
Vazopressine göre vazokonstriktör ve antidiüretik etkinliði daha düþüktür.
VAZOPRESSİN (ADH)
Etkileri
-
Vazopressin adenilat siklazý aktive ederek cAMP düzeyini artýrýr.
Böbreklerde toplayýcý kanaldaki V2 reseptörlerine baðlanarak toplayýcý
kanallardan suyun geri emilimini artýrýr. Böbrek dýþý V2-benzeri reseptörler
faktör VIII ve von Willebrand faktörü sentezini uyarýr.
V1 reseptörleri damar düz kasýnda ve karaciðerde bulunur ve glikojenoliz
ve vazokonstriksiyondan sorumludur.
Diðer etkileri
-
Bronkokonstriksiyon
Uterus düz kasýnda kasýlma
Portal basýnçta düþme
ACTH salýverilmesinde artýþ.
Endikasyonlarý
-
Nörojenik tipte diabetes insipidus, özofagus varisine baðlý kanamalar ve
enürezis nokturna tedavisinde kullanýlýr.
Bu endikasyonlarda ADH'ya göre daha uzun etkili olan ve vazokonstriksiyon
oluþturmayan vazopressin analoðu desmopressin intranasal yoldan
kullanýlýr.
Desmopressin pýhtýlaþma faktörlerinin (faktör 8) sentezini de artýrdýðý için
hemofili tedavisinde de kulanýlýr.
En önemli yan etkisi hiponatremidir.
137
FARMAKOLOJİ
TİROİD BEZİ FONKSİYON BOZUKLUKLARINDA KULLANILAN
İLAÇLAR
TİROİD HORMONLARININ ETKİLERİ
-
-
-
Dokularda oksijen tüketimini artýrýr (kalorijenik etki). Kalorijenik etkileri
membranda bulunan sodyum pompasýný (Na+, K+-ATPaz) indüklemesine
baðlýdýr. Bazal metabolizmayý hýzlandýrýr (kalorijenik etki), iþtahý artýrýr, vücut
ýsýsýný artýrýr, kilo kaybýna yol açar.
Soðuða toleransý artýrýr, sýcaða toleransý azaltýr.
Düþük dozlarda insülinin etkisini artýrýrken, yüksek dozlarda glukagonun etkisini
artýrýr. Düþük dozlarda protein, trigliserid ve karbonhidrat sentezini artýrýr
(anabolik etki), yüksek dozda veya hipertiroidi olgularýnda ise glukojenolizi ve
glukoneogenezi stimule ederek hiperglisemiye, lipit yýkýmýný uyararak serbest
yað asidi sentezinde ve protein yýkýmýnda artýþa neden olur (katabolik etki).
Myokardda Beta1-adrenerjik reseptör sýklýðýný artýrýr.
Vücuda dýþarýdan uygulandýðýnda kardiak outputu ve kalp hýzýný artýrýr.
Somatik ve mental geliþimde rol oynar.
Hipertiroidi olgularýnda suda çözünen tiamin, riboflavin, B12 ve C vitamini gibi
vitaminlerin tüketimi artar. A vitaminine gereksinim artar.
Eritrosit yapýmýný uyarýr
Glomerüler filtrasyon hýzýný artýrýr.
Yüksek dozlarda gastrointestinal sistemin motilitesini artýrýr.
Kemik oluþumunu ve yýkýmýný hýzlandýrýr (TURNOVER artar).
TİROİD HORMONLARININ ETKİ MEKANİZMALARI
a) Tiroid hormon reseptörlerinin büyük bölümü hücre çekirdeðinde yerleþmiþ
durumdadýr. Steroid reseptörlerinden farký ortamda hormon yokken de çekirdeðe
baðlý durumda bulunmalarýdýr. Bu reseptörlerin uyarýlmasý hücrelerde gen
transkripsiyonunu uyarýr.
b) Etkilerinin bir kýsmýnda ise mitokondrilerdeki reseptörler rol oynamaktadýr. Bu
reseptörlerin uyarýlmasý hedef hücrelerin mitokondrilerinde oksijen tüketimini,
oksidatif fosforilasyonu ve ATP oluþumunu artýrýr.
c) Ayrýca hücre membranýnda sodyum pompasýný (Na+, K+-ATPaz) indükler. Bu
durum hücrelerde ATP kullanýmýný artýrýr.
HİPERTİROİDİ (TİROTOKSİKOZ) TEDAVİSİ
I.
Antitiroid ilaçlar (Tiyoüre grubu)
Propiltiyourasil (PTU), Metimazol, Karbimazol
Etki mekanizmasý
Peroksidaz enzimini, iyodun tirozine baðlanmasýný ve MIT ve DIT'ýn
birbirleriyle birleþmesini önleyerek T3 ve T4 sentezini de önler. TSH
düzeyini artýrýr.
138
FARMAKOLOJİ
-
Propiltiyourasil, metimazol, propranolol, amiadaron ve radyokontrast
maddeler periferde T4'ün T3'e dönüþümünü saðlayan iyodotironin
5'-deiyodinaz (Tip I) enzimini de inhibe eder.
Hastalarýn bir bölümünde TSH stimülasyonuna baðlý olarak tiroid
bezinde büyüme meydana getirirler bu nedenle "guatrojen ilaçlar"
da denir. Diðer guatrojen ilaçlar: Lityum, amiodaron, barbitüratlar,
sulfonamidler.
Yan etkileri
Raþ þeklinde cilt döküntüsü (en sýk) , agranülositoz (görülme þansý en
düþük olan metimazol), baþ aðrýsý, sarýlýk.
II. Ýyodür
-
Etki mekanizmasý: Tiroid hormon sentezini baskýlar (Wolf-Chaikoff etkisi),
tiroidde vaskülarizasyonu azaltýr. Bu amaçla potasyum iyodür veya lugol
solüsyonu kullanýlýr.
Yan etkileri: Hipersensitivite reaksiyonu (anijoödem, cilt kanamalarý, serum
hastalýðý), akne benzeri döküntüler, muköz membran ülserasyonlarý,
konjuktivit, ilaç ateþi, aðýzda metalik tad.
Tiyoüre türevlerine göre en önemli avantajý etkinin çabuk baþlamasýdýr. Bu
nedenle tirotoksikoz krizinde ve hipertiroidik hastalarý ameliyata hazýrlamak
için preoperatif dönemde kullanýlýr.
III. Radyoaktif iyod (I131)
-
Etki mekanizmasý: Yaydýðý ýþýnlarý ile tiroid folikülleri içerisine girerek
harabiyete neden olur.
En önemli yan etkisi tiroid bezindeki hasar nedeniyle meydana gelen
hipotiroidizmdir. Radyasyon tiroiditi (tiroid bezinde þiþme, aðrý) diðer bir
yan etkisidir.
Özellikle toksik nodüler guatr ve tiroid kanserinde tercih edilir.
IV. Beta blokörler
-
V.
Tremor, anksiyete ve çarpýntý gibi bulgularý düzeltmek için kullanýlýr. Hasta
ötiroidik olduðunda kesilmelidir.
Tiyosiyanat,Perklorat
-
Ýyodun tiroid bezine alýnmasýný bloke eder. Aplastik anemi oluþturabilmeleri
ve etkinliklerinin düþük olmasý nedeniyle nadir olarak kullanýlýr.
HIPOTIROIDI TEDAVISI
Acil durumlar dýþýnda T4 (Levotiroksin) kullanýlýr. Miksödem komasý gibi acil
durumlarda T3 (liotironin) tercih edilir.
Tiroid hormonlarýnýn yan etkileri: Aritmi, kalp yetmezliði, anjina semptomlarý,
hipertiroidi benzeri belirtiler.
ADRENAL KORTÝKOSTEROÝDLER
Kortikosteroid sentezini veya reseptörlerini bloke eden
antagonistler:
139
FARMAKOLOJİ
a) Spiranolakton: Aldosteron reseptörlerinin kompetetif antagonistidir.
b) Metirapon:
11- hidroksilaz enzimini inhibe ederek ACTH düzeyini refleks olarak
artýrýr.
c) Aminoglutetimid:
Kolesterolden pregnanolon oluþumunu önler. Metirapona benzer amaçla
kullanýlýr.
Adrenal korteks tümörlerinde kimyasal adrenelektomi amacýyla
kullanýlýr.
d) Mitotan:
Kortikosteroid sentezini direkt olarak inhibe eder.
e) Amfenon B:
21 - 11 - ve 17 - hidroksilaz inhibitörüdür.
f) Mifepriston (RU 486):
Progesteron reseptör antagonistidir, abortus amacýyla kulanýlýr, ayný
zamanda glukokortikoid reseptörlerini de bloke eder.
g) Ketokonazol:
Yüksek dozlarda adrenal bezde ve gonadlarda steroid sentezini inhibe
eder. Karaciðerde P450 enzimlerini inhibe etmektedir.
h) Trilostan:
Pregnonolonu progesterone dönüþtüren 3 -hidroksisteroid dehidrogenaz
inhibitörüdür.
GLUKOKORTÝKOÝDLERÝN ETKÝLERÝ
1.
Metabolik etkiler:
Glukoneogenezi uyarýr hiperglisemi. Karaciðerde glukojen sentaz
aktivitesi.
Protein yýkýmýný artýrýr
Lipolizi artýrýr
Çizgili kaslarda erime, osteoporoz, ciltte incelme.
2.
Antiinflamatuar etki:
Hedef hücrelerin sitoplazmasýnda bulunan makrokortin (lipokortin)
moleküllerinin sentezini uyarýr. Makrokortin fosfolipaz A2 enzimini inhibe
ederek PG ve LT sentezini azaltýr.
Ýnflamatuar hücrelerde COX II ekspresyonunu azaltýr.
3.
Ýmmünosupresif etki:
Hücresel immün yanýtý önler. Yüksek dozlarda antikor yapýmýný
baskýlar.
Steroid tedavisi infeksiyona eðilimi artýrýr.
4.
Kan tablosu:
Lökositoz, trombositoz, eritrositoz.
Monosit ve lenfosit sayýsýnda azalma (Hücrelerin kandan lenfoid dokuya
geçiþini artýrýr).
Hiperkoagübilite
140
FARMAKOLOJİ
5.
Böbrek:
Kortizol, mineralokortikoid etkisiyle su-tuz tutulumunu artýrýrak
hipertansiyona neden olur.
6. Göz: Göziçi basýncýný artýrýr, kornea ülserlerine neden olabilir.
7. Tüberküloz enfeksiyonunu aktive edebilir. Tbc geçirmiþ hastaya INAH
ile beraber verilmelidir.
8. Kafa içi basýncýný düþürür.
9. Uzun süreli kullanýmda büyümeyi yavaþlatýr
10. Mide asit salgýsýnda artýþ.
11. Yara iyileþmesinde gecikme.
12. Santral etkileri: Uyarýcý etkiye sahiptir, hastalarda öfori oluþturabilir.
Glukokortikoidler konvülziyon eþiðini düþürür.
13. Strese karþý yanýtý düzenler.
DİABETES MELLİTUS TEDAVİSİ
Hb A1c (glikozillenmiþ hemoglobin): Son birkaç aydaki plazma glukoz konsantrasyonunun
bir göstergesidir. Diabetiklerin kan þekerinin ne derece kontrol altýnda tutulduðunun
bir göstergesidir.
TÝP 1 DM TEDAVÝSÝ
ÝNSÜLÝN
Ýnsülinin etkileri
Karbonhidrat metabolizmasý: Glikojenolizi inhibe eder, glukoneogenezi
azaltýr.
a) Glukozun çizgili kas, yað dokusu ve kalp hücrelerine giriþini ve glikojen
þeklinde depolanmasýný saðlar.
Lipid metabolizmasý
- cAMP düzeyini düþürerek hormona duyarlý lipoprotein lipaz enzimini
baskýlayarak trigliseridlerin serbest yað asidlerine dönüþümünü (lipolizi
inhibe eder)
- Yað ve karaciðer hücrelerinde lipoprotein lipazý indükleyerek
trigliseridlerin sentezini artýrýr. TG'ler vücuda en fazla enerji veren
bileþiklerdir.
- Serbest yað asidi miktarý azaldýðýndan keton cisimlerinin oluþumu ve
ketoasidoza eðilimi azaltýr.
- HMG-Ko A redüktazý stimule ederek kolesterol sentezini artýrýr.
Diðer
- Protein sentezini yýkýmý , üre sentezini .
141
FARMAKOLOJİ
Tip 1 (İnsüline bağımlı diabet- IDDM)
Tip 2 (İnsüline bağımlı olmayan diabetNIDDM)
Genellikle çocukluk veya pubertede
Erişkinlerde
Vücut ağırlığı olması gerekenden düşük
Obezite
Virus enfeksiyonlarına (kabakulak, coxsackie
virus) veya beta- hücrelerine karşı antikor gelişimi
nedeniyle bu hücrelerde hasar
-
Beta hücrelerindeki hasar nedeniyle insülin azalır
• İnsülin normal veya artar (hedef hücrelerde
reseptör sayısında azalma veya direnç)
• Pankreas beta hücrelerinde GLUT-2 proteini
azalmıştır (GLUT 2=hücreye glukoz girişini sağlayan
transportör molekül)
Ketoasidoz
-
Çeşitli HLA tipleri ile ilişkilidir.
Genetik yatkınlık
%10-20 oranında görülür
%80-90
-
Membranda bulunan sodyum potasyum ATP'az'ý aktive ederek
K+ iyonunun karaciðerde hücre içine giriþini artýrýr. Hiperkalemi
tedavisinde kullanýlýr.
Mitojenik etkisi vardýr, DNA ve RNA oluþumunu artýrýr.
Ýnsülin preparatlarý
a) Çok kýsa etkili insülin: Ýnsülin lispro (3-4 saat)
b) Kýsa etkili insülin preparatlarý (5-7 saat):
Regüler (kristalize) insülin: S.c. veya i.v. uygulanýr. **i.v. uygulanabilen
tek insülin preparatýdýr.
c) Orta etkili insülin preparatlarý:
Semilente insülin: Etkisi çabuk baþlar, ancak uzun sürer. Endikasyonu
olmadýðý için üretilmiyor.
NPH (izofan) insülin: Sadece s.c. verilir. **i.v. yoldan verilmez, acil
durumlarda kullanýlmaz.
Lente insülin: %30 semilente ve %70 ultralente (uzun etkili) insülin
karýþýmýndan oluþur. Sadece s.c. verilir.
d) Uzun etkili insülin preparatlarý:
Ultralente insülin
Ýnsülinin yan etkileri
Hipoglisemi: En sýk görülen yan etkisidir. En sýk görülen nedeni
açlýk ve aþýrý egzersizdir.
Hipoglisemi aniden geliþtiyse taþikardi, hipertansiyon, anksiyete, terleme
ve sinirlilik gibi sempatik aktivite belirtileri ortaya çýkar. Yavaþ geliþen
hiperglisemideyse konfüzyon, baþaðrýsý, görme bulanýklýðý, amnezi gibi
bulgular görülür. Tedavisinde %50'lik glukoz solüsyonu veya glukagon
kullanýlýr.
Ýlaca karþý antikor geliþmesi nedeniyle hastalarda görülen direnç ve allerjik
reaksiyonlar: Ýnsüline karþý antikor geliþmesine baðlýdýr. Antijenik özelliði
düþük olan insan insülini ile tedaviye devam edilir.
142
FARMAKOLOJİ
Ýnsülin direncinin tedavisinde glukokortikoidler kullanýlýr.
Lipodistrofi: Bu olayý önlemek için enjeksiyon yeri sýkça
deðiþtirilmelidir.
Görme bozukluðu: Lensin kýrýcýlýðýný deðiþtirir. Kendiliðinden düzelir.
Yüzde ve ayakta ödem.
Kilo alma
TÝP 2 DM TEDAVÝSÝ
Ýlaç dýþýnda hastalara diyet, egzersiz ve kilo verilmesi önerilmelidir. Bu önlemlerle 3
ay sure içerisinde kan þekeri kontrol edilemezse tek ilaç tedavisine geçilmelidir.
Oral Antidiyabetikler
1.
Sülfonilüreler
Etki mekanizmalarý: ATP baðýmlý K+ kanallarýný bloke ederek hücrelerinden glukoza yanýt olarak insülin salýverilmesini artýrýr.
Ýnsülinin hedef doku ve reseptörlere baðlanmasýný artýrýr. Bunu insülin
reseptörlerinin sayýsýný ve insülinin reseptöre afinitesini artýrarak
yapar.
Serum glukagon düzeylerinde azalmaya neden olur.
- En kýsa etkili sulfonilüre: Glipizid (2-4 saat)
- En hýzlý emilen oral antidiyabetik: Glipizid.
- Etki gücü en yüksek olan sülfonilüre: Gliburid
- Antiagregan etkisi olan ve diabetik mikroanjiopatinin ve
retinopatinin tedavisinde kullanýlan: Gliklazid.
2.
Biguanidler (metformin)
Etki mekanizmasý: Glukoneogenezi inhibe eder.
- Etki süresi tolbutamide eþittir (8 saat).
- Ýnsülin sekresyonunu uyarmaz, hipoglisemi daha nadir görülür.
- Kilo kaybýna neden olmasý nedeniyle obez hastalarda tercih edilir.
Hiperlipidemiyi önler (LDL'yi düþürür, HDL'yi yükseltir).
3.
Akarboz ve Miglitol
Etki mekanizmasý: Barsak epitelindeki -glukozidaz enzimini inhibe eder.
Böylece laktoz dýþýndaki karbonhidratlarýn emilimini azaltýrlar.
Yan etkileri: Þiþkinlik ve gaz (en sýk), diyare.
4.
Diðer Ýlaçlar
Troglitazon: Hedef hücrelerde insulin etkinliðini artýrýr. Hepatotoksik etkisi
kullanýmýný kýsýtlar.
Aldoz Redüktaz İnhibitörleri (Tolrestat, sorbinil, alrestatin)
Glukozun sorbitole dönüþümünü saðlayan bu enzimi inhibe ederler.
143
FARMAKOLOJİ
KALSİYUM DENGESİNİ DÜZENLEYEN HORMONLAR
PTH
D vitamini
Barsak
Kalsiyum ve fosfor emiliminde artış
(1,25(OH)2D3 sentezini artırarak)
Kalsiyum ve fosfor emiliminde artış
Böbrek
Kalsiyum atılımında azalır
Fosfor atılımında artar
Kalsiyum ve fosfor atılımında
azalır (1,25(OH)2D3 ve 25(OH)D3
aracılığıyla)
Kemik
Yüksek dozlarda kalsiyum ve fosfor
rezorbsiyonu.
Düşük dozlarda kemik oluşumunu
artırır.
Kalsiyum ve fosfor
rezorbsiyonu(1,25(OH)2D3
aracılığıyla).
Eskimiş kemik dokusundan kemik
rezorbsiyonunu artırırken, yeni
kemik dokusunda yapımı uyarır.
Kemik oluşumu 24, 25(OH)2D3
aracılığıyla artırılabilir.
Serumdaki elektrolit
değişiklikleri
Kalsiyum ↑
Fosfor ↓
Kalsiyum ↑
Fosfor ↑
Tiroiddeki parafolliküler (C) hücrelerinden salgýlanýr.
Etkileri:
Osteoklast aktivitesini azaltarak kemiklerden kalsiyum açýða çýkmasýný
azaltýr.
Ýdrarla kalsiyum ve fosfor atýlýmýný hýzlandýrýr: Hipokalsemi
**PTH'nýn antagonistidir.
BÝFOSFONATLAR
(ETIDRONAT, ALENDRONAT, PAMIDRONAT, KLODRO-
NAT)
Kemik dokusunda hidroksiapatit kristallerine baðlanýrlar ve osteoklastlarýn
birfosfonatlarý içeren hidroksiapatit kristallerini fagosite etmesini ve rezorbsiyon
yeteneklerini inhibe eder.
Endikasyonlarý: Osteoporoz, paget hastalýðý, tumor metastazýna baðlý
hiperkalsemi.
GLUKOKORTÝKOÝDLER
Etkileri
Barsaklardan kalsiyum emilimini azaltýr .Ýdrarla kalsiyum atýlýmýný artýrýr. Kemikte
kollajen sentezini azaltýr. Kronik kullanýmý osteoporoza neden olur. Hiperkalsemi
tedavisinde kullanýlýr.
ÖSTROJENLER
PTH'nin oluþturduðu kemik rezorbsiyonunu önler. Bu yolla postmenapozal
kadýnlarda görülen kemik kaybýný önler.
144
FARMAKOLOJİ
GOSSÝPOL
Testiste seminifer hücreleri tahrip ederek azospermiye neden olur. Sperm motilitesini
bozar.
Erkeklerde kontrasepsiyon amacýyla kullanýlýr. Etkisi geri dönüþlüdür.
ANDROJEN RESEPTÖR BLOKÖRLERİ
Siproteron asetat: Testosteron reseptör antagonistidir. Kadýnlarda hirsutismus
tedavisinde kullanýlýr.
Flutamid: Testosteron reseptörlerinin antagonistidir. Hirsutismus tedavisinde ve prostat
ca. da kullanýlýr.
Bicalutamid: Prostat ca. tedavisinde.
Spironolakton: Aldosteronun kompetetif antagonistidir.Hedef dokularda androjen
reseptörleri için dihidrotestosteron ile yarýþýr.
OBESİTE TEDAVİSİNDE KULLANILAN İLAÇLAR
Fenfluramin ve deksfenfluramin
Pulmoner hipertansiyon ve kalp kapakçýk defekti nedeniyle kullanýmdan kalkmýþtýr
Fluoksetin
Antidepresan olarak kullanýlan bu ilaç tedavi baþladýktan birkaç ay sonra kilo
kaybettirir.
Fentermin
Sempatomimetikdir. Rebound olarak kilo alýmýna yol açmasý nedeniyle 12 haftadan
daha uzun süreli kullanýlmaz.
Sibutramin
Sempatomimetik ve 5-HT reseptörleri üzerine etkilidir.
Orlistat
Barsakta lipid yýkýmýný pankreatik lipazý inhibe ederek önler.
Ýnsülotropin
Mide boþalmasýný geciktirir ve insülin düzeylerini artýrýr.
145
FARMAKOLOJİ
TABLO 1: BAZI MADDELERİN YOKSUNLUK SENDROMU BELİRTİLERİ
MADDE
YOKSUNLUK SENDROMU BELİRTİLERİ
Alkol
Alkol arama davranışı, tremor, irritabilite, bulantı, uyku bozuklukları, taşikardi,
hipertansiyon, terleme, konvülziyon, deliryum tremens
Benzodiazepin
Anksiyete, ajitasyon, ışık ve sese karşı artmış duyarlık, parestezi, kas krampları,
myoklonik kasılmalar, uyku bozuklukları, sersemlik, konvülziyon, deliryum
Nikotin
İrritabilite, huzursuzluk, disfori, depresyon, konsantrasyon güçlüğü, bradikardi, iştah
artışı, kilo alımı
Morfin
Pupiller dilatasyon, terleme, piloereksiyon, taşikardi, kusma, daire, hipertansiyon,
uykusuzluk, anksiyete
Kokain
Disfori, depresyon, uykusuzluk, yorgunluk, kompulsif tarzda ilaç arama, bradikardi
146
FARMAKOLOJİ
TABLO 2 . YAN ETKİ İNDEKSİ
Alopesi
Etionamid, Heparin, Antineoplastikler
Agranülositoz
Altın tuzları, fenilbutazon, fenotiyazinler, indometazin, karbimazol, kloramfenikol,
kotrimaksazol, metimazol , oksifenbutazon, propiltiourasil, antineoplastikler,
sulfonamidler, tolbutamid, trisiklik, antidepresanlar
Ağız kuruluğu
Atropin, skopolamin, klonidin, levodopa, metildopa, trisiklik, antidepresanlar,
fenotiyazin grubu nöroleptikler
Aplastik anemi
Altın tuzları, Fenilbutazon, Fenitoin, Kloramfenikol, Mepakrin, Oksifenbutazon,
Antineoplastikler, Trimetadion
Fotosensitivite
Fenotiazinler, furosemid, griseofulvin, klordiazepoksid, nalidiksik asit, oral
kontraseptifler, sulfonamidler, sülfonilüreler, tiazidler, demeklosiklin
Galaktore
Deksamfetamin, fenotiyazin grubu nöroleptikler, metildopa, rezerpin, trisiklik
antidepresanlar
Glukoz-6 fosfat
dehidrogenaz
eksikliğinde
hemolitik anemi
yapan ilaçlar
Aminopirin, aspirin, C vitamini, dapson, dimerkaprol, dipiron, fenasetin,
fluorokinolon, izoniazid, kinidin, kloramfenikol, kotrimaksazol, K vitamini,
nalidiksik asit. nitrofurantoin, p-aminosalisilik asit (PAS)., probenesid,
prokainamid, sıtma ilaçları (kinidin, mepakrin, primakin), sülfonamidler
Halüsinasyonlar
Amantadin, levodopa, meperidin, narkotik analjezikler, pentazosin, propranolol,
skopolamin, trisiklik antidepresanlar
Hiperglisemi
Büyüme hormonu, diazoksid, etakrinik asit, furosemid, klortalidon,
kortikosteroidler, oral kontraseptifler, tiazidler
Hiperkalemi
Amilorid, dijital, lityum, propranolol, spironolakton, süksinilkolin, triamteren
Hipokalemi (Dijital Amfoterisin B, B12 vitamini
intoksikasyonuna
Diüretikler, gentamisin, insülin, karbenoksolon, kortikosteroidler, laksatif
eğilimi artıran
alışkanlığı, metisilin, nafsilin
ilaçlar)
Jinekomasti
Dijital, östrojenler, etionamid, griseofulvin, izoniazid, metildopa, rezerpin,
spironolakton, testosteron
Kardiyomyopati
Adriamisin, daunorubisin, emetin, fenotiazinler, lityum, sempatomimetikler,
sulfonamidler
Konvülziyon
Amfetaminler, analeptikler, fenotiyazin, fizostigmin, izoniazid, lidokain, lityum,
morfin, nalidiksik asid, penisilinler, teofilin, trisiklik antidepresanlar, vinkristin
Lökositoz
Kortikosteroidler, lityum
SLE benzeri tablo
(FAMHIPPS)
Fenitoin, asebutolol, metildopa, hidralazin, izoniazid, prokainamid, penisilamin,
sulfonamidler
Nefrojenik tip
diabetes insipidus
D vitamini, demeklosiklin, lityum, metoksifluran
Osteoporoz
Heparin, kortikosteroidler, fenitoin, fenobarbital
Porfiria nöbetini
şiddetlendirenler
Alkol, barbitüratlar, östrojenler, fenitoin, griseofulvin, glutetimid, klordiazepoksid,
klorpropamid, meprobomat, oral kontraseptifler, rifampin, sulfonamidler
Renal tübüler
asidoz
Amfoterisin B, asetazolamid, tetrasiklin
Torades de
pointes tipi aritmi
Sotalol, amiodaron, grup 1A antiaritmikler, trisiklik antidepresanlar, pimozid,
eritromisin, terfenadin, bradikardi, hipokalemi, hipomagnezemi
147
FARMAKOLOJİ
TABLO 3. OPİOİD ANALJEZİKLER
ADI
Oral:Parenteral Güç Oranı
Anlajezik etki süresi (saat)
Morfin
Düşük
4-5
Hidromorfon
Düşük
4-5
Oksimorfon
Düşük
3-4
Metadon
Yüksek
4-6
Meperidin
Orta
Fentanil
Sadece parenteral
Sufentanil
Sadece parenteral
1-1.5
Alfentanil
Sadece parenteral
0.25-0.75
Levorfanol
Yüksek
4-5
Kodein
Yüksek
3-4
Oksikodon
Orta
3-4
Dihidrokodein
Orta
3-4
Propoksifen
Sadece oral
4-5
Pentazosin
Orta
3-4
Nalbufin
Sadece parenteral
3-6
Buprenorfin
Sadece parenteral
4-8
Butorfanol
Sadece parenteral
3-4
2-4
1-1.5
148
FARMAKOLOJİ
TABLO 4. İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ
İlaç veya İlaç
Grubu
Beraberinde Alınan ilaç
Etkileşim Sonucu
Alkol
ØAsetaminofen
ØHipnotikler
ØSefamandol, sefaperazon,
moksalaktam, klorpropamid
Øİnsülin
ØAsetaminofenin toksik metabolitlerinde artış
ØAdditif etki sonucu santral sinir sistemi depresyonu
ØDisülfiram benzeri reaksiyon
ØAkut alkol alımı insülinin hipoglisemik etkisini artırır
Allopürinol
ØAntikoagülanlar
ØAzatiopürin
ØMerkaptopürin
ØHipotrombinemik etkide artış
ØAzatiopürinin metabolizmasında yavaşlama
ØMerkaptopürinin metabolizmasında yavaşlama
Antasidler
ØDidoksin, demir, itrakonazol,
ketokonazol, kinolonlar, tetrasiklinler
ØSalisilatlar
ØGastrointestinal emilimde yavaşlama ve bu ilaçların
etkinliğinde azalma
ØSalisilatların atılımında artış
Antidepresanlar
(trisiklik ve
heterosiklik)
ØBarbitüratlar
ØKarbamazepin
ØSimetidin
ØGuanetidin
ØMonoaminoksidaz inhibitörleri
ØSelektif serotonin re-uptake
inhibitörleri
ØAntidepresanların metabolizmasında hızlanma ve
etkilerinde azalma
ØAntidepresanların metabolizmasında hızlanma
ØAntidepresanların metabolizmasında yavaşlama
ØGuanetidinin antihipertansif etkisinde azalma
ØEksitasyon, hiperpreksi, mani, konvülziyon
ØTrisiklik antidepresanların metabolizmasında yavaşlama
Antikogülanlar
(oral)
ØAntikoagülanların etkinliğini artıranlar: amiodaron,
kloramfenikol, simetidin, siprofloksazin, klofibrat, danazol,
dekstrotiroksin, disülfiram, eritromisin, flukonazol,
gemfibrozil, lovastatin, mikonazol, metronidazol,
aspirin, fenilbutazon, kinidin, sulfonamidler, trimetoprimsulfametoksazol
ØAntikoagülanların etkinliğini azaltanlar:
aminoglutetimid, barbitüratlar, glutetimid, karbamazepin,
kolestiramin, glutetimid, nafsilin, fenitoin, rifampin
Antikolinerjikler
ØLevodopa
ØLevodopanın barsakta parçalanmasını artırarak etkinliğini
azaltır.
Barbitüratlar
ØBeta adrenerjik reseptör
blokörleri, kalsiyum kanal blokörleri,
kortikosteroidler, doksisiklin,
itrakonazol, ketokonazol,
fenotiyazinler, kinidin
ØSedatif hipnotikler
ØBarbitüratlar bu ilaçların metabolizmasını hızlandırır.
ØMetildopa, kinolonlar, tetrasiklinler,
tiroid hormonları
ØDemir bu ilaçların metabolizmasını yavaşlatır.
Demir
Dijital
Disulfiram
ØAdditif sedatif etki
ØEtkinliği artıranlar: amiodaron, diltiazem, eritromisin,
propafenon, kinidin, verapamil, diüretikler
ØEtkinliği azaltanlar: Kaolin-pektin, penisilamin, rifampin,
sulfasalazin.
ØBenzodiazepinler
ØMetronidazol
ØKlordiazepoksid ve diazepamın metabolizmasında
yavaşlama
ØKonfüzyon ve psikoz
Fenitoin
ØFenitoinle beraber alındığında
metabolizması hızlanan ilaçlar:
Kortikosteroidler, doksisiklin, metadon,
kinidin, teofilin, verapamil
ØFenitoinin metabolizmasını yavaşlatan ilaçlar:
Amiodaron, kloramfenikol, felbamat, flukonazol, fluoksetin,
izoniazid, mikonazol
Kalsiyum kanal
blokerleri
ØKarbamazepin
ØSimetidin
ØKarbamazepinin metabolizmasında yavaşlama
ØKalsiyum kanal blokörlerinin metabolizmasında yavaşlama
ØSiklosporinin metabolizmasında yavaşlama
ØKalsiyum kanal blokerlerinin metabolizmasında hızlanma
ØSiklosporin
ØFenitoin, karbamazepin
å DEVAMI
149
FARMAKOLOJİ
Karbamazepin
ØKortikosteroidler, siklosporin,
doksisiklin, östrojenler, haloperidol,
teofilin
ØSimetidin, klaritromisin
ØBu ilaçların metabolizmasında hızlanma
Kinidin
Ø.Asetazolamid
ØKinidinin böbrekten atılımında yavaşlama ve serum
düzeylerinde yükselme
ØSerum kinidin düzeylerinde artış
ØSerum kinidin düzeylerinde azalma
ØAmiodaron
ØRifampin
ØKarbamazepinin metabolizmasında yavaşlama
Kloramfenikol
ØFenitoin, sülfonilüreler
ØFenitoin ve sülfonilüre grubu oral antidiabetiklerin
metabolizmasında yavaşlama
Levodopa
ØKlonidin, papaverin, fenotiyazin,
feniotin, piridoksin
ØMAO inihibitörleri
ØLevodopanın etkisinde azalma
Lityum
ØACE inhibitörleri, NSAID (sulindak
hariç)
ØTiyazidler
ØHaloperidol
ØMetildopa
ØTeofilin
ØLityumun klerensinde azalma
Monoaminoksidaz
inhibitörleri
ØOral antidiabetikler
ØGuanetidin
ØNarkotik analjezikler
ØFenilefrin
ØSelektif serotonin reuptake
inhibitörleri
Øİndirekt etkili sempatomimetikler
(efedrin, amfetamin)
ØHipoglisemik etkide artış
ØGuanetidinin hipotansif etkisinde azalma
ØHipertansiyon, rijidite, hiperpreksi
ØHipertansiyon
ØSerotonin birikimine bağlı olarak serotonin sendromu
ortaya çıkar.
ØHipertansiyon
Non-steroid
antiinflamatuar
ilaçlar
ØACE inhibitörleri
ØHidralazin
ØFurosemid
ØPropranolol
ØFenitoin
ØAntihipertansif etkide azalma
ØAntihipertansif etkide azalma
ØDiüretik etkide azalma
ØAntihipertansif etkide azalma
ØFenitoin metabolizmasında yavaşlama
Östrojenler
ØAmpisilin
ØÖstrojenin enterohepatik siklusa girmesini önledği için
oral kontraseptiflerin etkinliğinde azalmaya neden olur.
ØÖstrojen, bu ilaçların metabolizmasın yavaşlatarak
etkilerini artırır.
ØOral kontraseptiflerin etkinliğini azaltır.
ØKortikosteroidler, diazepam
ØHipertansiyon
ØLityumun klerensinde azalma
ØNörotoksisite
ØLityumun santral sinir sistemi toksisitesinde artış
ØLityumun atılımında artış
ØFenitoin, rifampin, griseofulvin
Probenesid
ØKlofibrat
ØMetotreksat
ØPenisilin, sefalosporin
ØAsetilsalisilik asid
ØKlofibratın metabolizmasında yavaşlama
ØMetotreksatın metabolizmasında yavaşlama
ØBu ilaçların serum düzeyinde yükselme
ØProbenesidin ürikozürik etkinliğinde azalma
Salisilatlar
ØKarbonik anhidraz inhibitörleri
ØGlukokortikoidler
ØAsetazolamidin serum düzeylerinde artış
ØSalisilatların eliminasyonunda hızlanma, gastrointestinal
sistem toksisitesi
ØAspirinle beraber heparin alındığında kanama riskinde artış
ØSülfinpirazonun ürikozürik etkisinde azalma
ØHeparin
ØSülfinpirazon
Siklosporin
Sisaprid
ØAminoglikozidler, amfoterisin B
ØBarbitüratlar, fenitoin, rifampin,
karbamazepin
ØAndrojenler, diltiazem, eritromisin,
flukonazol
ØNefrotoksik etki
Ø
Klaritromisin, eritromisin,
itrakonazol, ketokonazol, selektif
serotonin reuptake inhibitörleri
Ø
ØSiklosporinin etkinliğinde azalma
ØSiklosporinin etkinliğinde artma
Sisapridin metabolizmasında yavaşlama
150
FARMAKOLOJİ
TABLO 8.
• KİMYASAL ANTİDOTLAR
MADDE
ANTiDOT
Civa,arsenik, altın
Dimerkaprol (i.m.)
Parasetamol
N-asetilsistein (p.o., i.v.)
Demir tuzları
Deferoksamin (i.v.)
Heparin
Protamin sülfat (i.v.)
Bakır
Penisilamin (p.o.)
Siyanür, sodyum nitroprussiyda
Hidroksikobalamin (i.v.)
Amilnitrit (inhalasyon)
Talyum
Ditizon (p.o)
Kurşun
Penisilamin (p.o.) (kronik zehirlenme)
Ca Na2 EDTA (i.m.) (akut zehirlenme)
• FARMAKOLOJİK ANTİDOTLAR
MADDE
ANTiDOT
Atropin, trisiklik antidepresanlar
Fizostigmin
Parasempatomimetikler, antikolinesterazlar
Atropin
Morfin
Nalokson
• FİZYOLOJİK ANTİDOTLAR
MADDE
ANTiDOT
Beta-blokörler
Glukagon
Konvülzan maddeler
Diazepam, barbitüratlar
Vazokonstriktör ilaçlar (ergot bileşikleri)
Nitrovazodilatörler
İzoniazid
Pridoksin
• DİĞERLERİ
MADDE
ANTiDOT
Oral antikoagülanlar
K vitamini
Metotreksat
Folinik asid (lökovorin)
5-fluorourasil
Timidin
Metil alkol
Etil alkol
Organofosfat bileşikleri
Pralidoksim (PAM)
151
FARMAKOLOJİ
İNTOKSİKASYONLAR
ETKEN MADDE
Amfetamin, Kokain
§
§
Arsenik
§
§
§
Atropin ve
antikolinerjikler
(Skopolamin, datura
stramonium, trisiklik
antidepresanlar,
antihistaminikler)
Karbon monoksid
§
Klorlu insektisidler
(DDT, Lindan)
§
§
§
§
§
ZEHİRLENMELERDE SEMPTOMDAN TANI VE TEDAVİYE
SEMPTOMLAR
DESTEKLEYİCİ TEDAVİ
SPESİFİK TEDAVİ
Anksiyete, taşikardi, hipertansiyon, midriazis, § Havayolu açılmalı
§ Hipertansiyon için
ajitasyon, psikoz, metabolik asidoz.
§ Konvülziyon tedavi
fentolamin, nifedipin
Ağır olgularda konvülziyon ve hipertermi
edilmeli
veya labetalol
§ Vücut ısısı düşürülmeli
uygulanmalı
§ Aktif kömür
uygulanmalı
Karın ağrısı, kusma, sulu diare, çizgili kas
§ Kusturma
§ Parenteral yoldan
krampları.
§ Gastrik lavaj
dimerkaprol
Dehidratasyon
§ Aktif kömür
uygulamasının
Kronik zehirlenmede periferik sensoral
ardından oral yoldan
nöropati
penisilamin verilmeli
Ağız kuruluğu, yurtma güçlüğü, görme
§ Aktif kömür
§ Fizostigmin
bulanıklığı.
uygulanmalı
Midriazis, cilt kuruluğu ve kızarıklığı,
§ Kusturma
taşikardi, delirium, ileus, myoklonus.
kontrendike!!!
§ Gastrik lavaj
Düşük dozlarda: Baş ve karın ağrısı, bulantı §
Yüksek dozlarda: Konfüzyon, dispne,
senkop, hipotansiyon, koma, konvülziyon
İrritabilite, kas seğirmeleri, konvülziyon,
§
koma, aritmi.
Hepatik ve renal hasar
§
§
§
Siyanür
§
§
Demir
§
§
§
Başağrısı, sersemlik, bulantı, karın ağrısı,
anksiyete
İzleyen dönemde konfüzyon, senkop, şok,
konvülziyon.
Nefeste “acı badem” kokusu
Bulantı, diare, hipotansiyon, asidoz
Fulminan hepatik yetmezlik
§
§
§
§
§
Kursun
§
§
§
LSD ve Diğer hallüsi
nojenler(fensiklidin,
toluen)
§
Civa
§
§
Kolik tarzda karin ağrısı, kabızlık, başağrısı, §
irritabilite, koma ve konvülziyon
§
Kronik maruziyet çocuklarda öğrenme
güçlüğü ve motor nöropatiye yol açar
Mikrositer anemi ve serbest eritrosit
protoporfirininde yükselme
Flushing, midriyazis, taşikardi, idrar
§
retansiyonu, halüsinasyonlar, hipertermi
Metalik tad, salivasyon, susuzluk hissi,
oral mukoz membranlarda renk değişikliği,
boğazda yanma hissi
Kronik maruziyet: Halsizlik, ataksi,
irritabilite
Havayolu açılmalı
ve solunum
desteklenmeli
Aktif kömür
uygulanmalı
Kusturma
kontrendike!!!
Gastrik lavaj
Konvülziyonlar için
diazepam
Kusturma
Gastrik lavaj
Aktif kömür
§
% 100 oksijen
§
Amilnitrit veya
sodyum nitrit
Havayolu açılmalı
ve solunum
desteklenmeli
Hipotansiyon
için %0.9 luk SF
veya ringer laktat
solüsyonu
Gastrik lavaj
Aktif kömür
§
Parenteral
deferoksamin
§
Kalsiyum disodyum
EDTA
Dimerkaprol (BAL)
§
Havayolu açılmalı
ve solunum
desteklenmeli
§
§
Ajitasyon ve disfori
için diazepam,
aritmiler için
lidokain veya beta
blokörler
Dimerkaprol
152
FARMAKOLOJİ
Zehirlenmelerdeki tipik bulgular ve neden olan maddeler:
Koma
Antihistaminikler, barbitürat, banzodiazepin, etanol, opioid, fenotiyazinler.
Hipotermi
Opioidler, etanol, hipoglisemik ajanlar, fenotiazinler, sedatif hipnotikler.
Hipotansiyon
Antihipertansif ilaçlar, demir, teofilin, fenotiazinler, barbitüratlar, trisiklik
antidepresanlar, siyanür, karbon monoksid, arsenik, mantar.
Hipertansiyon
Amfetamin, antikolinerjikler, kokain, fenilpropanolamin, MAO inhibitörleri
(bir baþka ilaçla beraber alýnýrsa).
Aritmi
Sinüs bradikardisi: Beta blokörler, verapamil, organofosfatlar,
digitaller, opioidler, klonidin, sedatif hipnotikler.
AV blok: Beta blokörler, verapamil, digitaller, trisiklik antidepresanlar,
lityum
Sinüs taþikardisi: Teofilin, kafein, kokain, amfetamin, fensiklidin, beta agonistler,
demir, antikolinerjikler, trisiklik antidepresanlar, antihistaminikler.
QRS geniþlemesi: Trisiklik antidepresanlar, grup 1A ve 1C antiaritmikler,
fenotiazinler, hiperkalemi
Konvülziyon:
Amfetamin, antihistaminikler, kokain, INAH, fensiklidin, feniotiyazinler, teofilin,
trisiklik antidepresanlar, hipoksi, hipoglisemi, hiponatremi, kafa travmasý.
Hipertermi:
Amfetamin, atropin, kokain, fensiklidin, salisilatlar, striknin, trisiklik
antidepresanlar, fluoksetin veya sertralinin MAO inhibitörleri ile alýnmasý,
nöroleptikler (malign nöroleptik sendrom).
153
FARMAKOLOJİ
NARKOTİK OLMAYAN ANALJEZİKLER (NSAİD)
Siklooksijenaz izoform 1 (COX-1): Hücrelerde sürekli olarak sentezlenen ve
bulunan yapýsal bir enzimdir. Bu enzim tarafýndan sentezlenen prostaglandin ve
lökotrienler fizyolojik etkilerden sorumludur. Örneðin mide mukozasýnda COX-1
tarafýndan sentezlenen prostasiklin (PGI2) mukoza bütünlüðünü koruyucu etki
gösterir.
Siklooksijenaz izoform 2 (COX-2): Ýnflamasyon hücrelerinin sitokinler ve
büyüme faktörleri tarafýndan uyarýlmasý sonucu indüklenir. Uyarý yoksa, enzim
aktivitesi ve dolayýsýyla sentez olmaz. Proinflamatuar prostaglandinlerin sentezinden
sorumludur.
SALÝSÝLATLAR
Aspirin (Asetil Salisilik Asit)
- En kýsa etkili NSAÝD'dir
- Cox enzimini irreversible inhibe eder.
- Düþük dozda (< 2 gr) ürik asit atýlýmýný azaltýrken yüksek dozlarda (>
5 gr) ürikozürik etkisi vardýr.
PARA-AMÝNOFENOL TÜREVLERÝ NSAÝD'LER
Asetaminofen
- Karaciðerdeki aktif metaboliti N-Asetil-P-benzokinonimindir.
- Anti-inflamatuor etkisi yoktur.
- Yüksek dozda karaciðerde akut sentrilobuler nekroza neden olur.
- Toksisitesinde N-asetil sistein kullanýlýr.
PÝRAZOLON TÜREVÝ NSAÝD'LER
3 önemli yan etkileri vardýr.
- Kemik iliði depresyonu (Agranülositoz aplantik anemi,
trombositopeni)
- Peptik ülser
- Belirgin su ve tuz retansiyonu
Propifenazon ve Aminopirin
Dipiron
Metabolitleri idrarý kýrmýzýya boyayabilir.
Tedavi sýrasýnda kan tablosu yakýndan izlenmelidir.
PROFENLER (FENÝL PROPÝONÝK ASÝT TÜREVÝ) NSAÝD'LER
Ýbuprofen
SLE'li hastalarda septik menenjite neden olabilir.
Naproksen
Fenil propionik asit türevleri içinde en uzun etkilidir.
Trombosit agg. inh. eder. Kanama zamanýný uzatýr.
154
FARMAKOLOJİ
FENÝL ASETÝK ASÝT TÜREVÝ
Diklofenak Sodyum
Nabumeton
Relatif olarak COX1 selektif olanlar:
Aspirin, indometazin, sulindak, tolmetin
COX 1 ve COX2’ye afinitesi eşit
olanlar:
Relatif olarak COX 2 selektif olanlar:
Naproksen, diklofenak
Nimesulid, nabumeton, tenoksikam ,
selekoksib, rofekoksib, etodolak
ÝNDOL TÜREVLERÝ
Tnolometaziv
* Anti-inflamatuar ve analjezik etkisi aspirinden daha yüksektir.
* Ýn vitro fosfodiesterazý inhibe eder. cAMP'yi artýrýr.
* En sýk görülen yan etkisi baþaðrýsýdýr.
* Renin düzeyini azaltýr
* Kemik iliðini deprese edebilir
Tolmetin
* Yapýca indometazine benzer
* Juvenil Romatoid Artrit tedavisinde kullanýlýr.
Ketorolak tirometamin
Analjezik etkisi çok güçlüdür.
Sulindak
Yapýca indometazine benzer bir ön ilaçtýr.
FENAMÝK ASÝD TÜREVLERÝ
Mafenamik Asit
Analjezik antipiretik ve anti-inflamatuar etkileri vardýr.
Gastrointestinal ve nefrotoksik etkisi uzun süreli tedavi belirginleþtiði için
bir haftadan uzun süreli kullanýlmasý tavsiye edilmez.
UZUN ETKÝLÝ NSAÝD'LER
Piroksikam
Vücuttan en yavaþ elimine edilen ve en uzun süreli analjeziklerden
biridir.
Tenoksikam
Yarýlanma süresi en uzun NSAÝD'dir (60-75 saat)
Oksaprozin
Propionik asit derivesidir. Yarýlanma ömrü 50 saattir.
Diflunisal
GIS irritasyonu aspirine göre daha düþüktür. Antipiretik etkisi yoktur.
155
FARMAKOLOJİ
NARKOTÝK (OPÝOÝD) ANALJEZÝKLER
Ortak özellikleri:
• Güçlü analjezik etkiyle beraber, SSS’de yaygýn depresyon ve narkoz hali
meydana getirir.
• Antipiretik ve antiinflamatuar etkinliði yoktur.
• Kolik, infarktüs, kemik kýrýðý, yaralanma ve yanýk gibi þiddetli aðrý
durumlarýnda tercih edilir.
• Hepsinde baðýmlýlýk yapma potansiyeli vardýr.
• Opioidler arasýnda çapraz baðýmlýlýk ve tolerans söz konusudur.
• En güçlü baðýmlýlýk yapan: Diasetilmorfin (eroin).
Etki mekanizmasý: Opioid peptidler membrandaki
reseptörlerine baðlanarak:
1) K+ kanallarýnýn açýlmasý sonucu hiperpolarizasyona neden olarak
nöronlarda inhibisyon yapar. Ancak SSS’deki nöronlarýn bazýlarý inhibitör
nöron olmasý nedeniyle bu nöronlarýn inhibisyonu (disinhibisyon)
stimülasyona neden olur. Bu nedenle opioid peptidler bazen öforiye neden
olur.
Narkotik analjezikler:
1. Morfin, kodein ve yarý sentetik opiyatlar (eroin): opiyatlar grubunu oluþturur
(opyum alkaloidleri).
2. Sentetik agonistler (Meperidin, fentanil, metadon)
3. Agonist-antagonist (karma) etkili opioidler: Pentazosin
Morfin
Morfinin bir bölümü karaciðerde aktif metaboliti olan morfin-6-glukuronata
dönüþür. Diðer metaboliti morfin-3-glukronatýn aktivitesi yoktur.
A.
Santral etkileri
1. Analjezi: Kiþinin aðrýya toleransýný artýrýr. Etkisi tamamen santraldýr.
Gerek spinal (delta ve kappa reseptörleri) gerekse supraspinal (Mü
reseptörleri) düzeyde analjezik etki gösterir.
2. Sedasyon, uyuþukluk, hareketlerde azalma, libido kaybý, bazen
anksiyete ve gerginliðin ortadan kalkmasýna baðlý olarak öfori yapabilir.
Aðrýsý olmayanlarda ise anksiyete, endiþe ve disfori yapabilir.
3. Konvülzan ilaçlara karþý duyarlýlýðý artýrýr.
OPİOİD ANALJEZİKLERİN SİSTEMİK ETKİLERİ VE BUNLARA ARACILIK EDEN RESEPTÖRLER
Opiyat reseptörü
Etki
Mü (µ1)
Supraspinal analjezi, öfori, prolaktin salgılanması, katalepsi
(µ2)
Solunum depresyonu, gastrointestinal motilitenin yavaşlaması
Kappa
Spinal analjezi, myozis, sedasyon, ADH salgılanmasında azalma
Sigma
Halüsinasyonlar, disfori, vazomotor uyarı.
Delta (&)
Spinal analjezi, heyecan, solunum depresyonu,
156
FARMAKOLOJİ
OPİOİDLERİN RESEPTÖRLER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Reseptör Alttipi
Madde
Mü (µ)
Delta (δ)
Opioid peptidler
Enkefalinler
Beta-endorfin
Dinorfin
Agonist
Agonist
Zayıf agonist
Agonist
Agonist
Agonistler
Kodein
Fentanil
Meperidin
Metadon
Morfin
Zayıf agonist
Agonist
Agonist
Agonist
Agonist
Zayıf agonist
Agonist-antagonistler
Buprenorfin
Nalbufin
Pentazosin
Antagonistler
Nalokson
Naltrekson
Agonist
Zayıf agonist
Parsiyel agonist
Parsiyel agonist
Antagonist veya
parsiyel agonist
Antagonist
Antagonist
Kappa (κ)
Zayıf agonist
Agonist
Agonist
Antagonist
Antagonist
Antagonist
Antagonist
4. Solunum depresyonu yapar. Solunumun hem hýzýný hem de derinliðini
azaltýr:
− Solunum ileri derecede deprese olduðunda, solunum merkezi
hipoksiye baðlý olarak uyarýlan kemoreseptörlerden gelen
uyarýlarla çalýþýr. ***Böyle bir hastaya mekanik solunum
yaptýrmadan oksijen verilmemelidir, bu durumda hipoksi azalarak
solunum durabilir (oksijen apnesi).
- Akut zehirlenme sýrasýnda solunum sayýsý dakikada 4-5’e kadar
düþer ve düzensizdir (Cheyne-Stokes solunumu)
- Solunum depresyonu sonucunda birken karbondioksid beyin
damarlarýnda vazodilatasyona ve BOS basýncýnda artmaya
neden olur.
5. Öksürük refleksini inhibe eder:
6. Postoperatif idrar retansiyonu, öksürük refleksinin inhibisyonuna baðlý
pnömoni yapabilir. Ameliyat sonrasý aðrýsý olan hastalarda düþük
dozda kullanýlmalýdýr.
7. Bulantý-kusma
8. Myozis: Mezensefalonda bulunan gözle ilgili parasempatik merkez
Edinger-Westfall çekirdeðinin disinhibisyonuna baðlýdýr.
9. Hipotansiyon, ortostatik hipotansiyon
10. Hipotermi
11. Prolaktin salgýlanmasýný artýrýr; ADH, ACTH ve gonadotropin salýverici
hormon (GnRH) salgýlanmasýný inhibe eder .
12. Katekolamin salýverilmesini artýrýr, hiperglisemi yapabilir.
157
FARMAKOLOJİ
B.
Periferik etkileri:
1. Ýdrar retansiyonu: Detrüssör ve sfinkter tonusunu artýrýr. ADH salgýsýný
artýrýr.
2. GÝS:
- aðýz kuruluðu
- asid salgýsýnda ve mide motilitesinde azalma
- mide, ince barsak ve kalýn barsakta spazm
- konstipasyon: Ýnce barsak tonusununu artmasý sonucu bu
bölgecen suyun geri emiliminin artmasýna ve anal sfinkterin
kasýlmasýna baðlýdýr. Antidiareyik olarak kullanýlanlar:
difenoksilat, loperamid.
- Oddi sfinkteri ve safra kanallarýnda spazma neden olur. *Safra
koliðine neden olur. Tedavisi: Nitrogliserin veya nalokson.
3. Histamin açýða çýkarmasý nedeniyle bronþiyal astmalý hastalarda
bronkokonsitriksiyona neden olur.
4. Ýmmün sistemi baskýlar.
Oral, s.c. i.m. veya epidural uygulanýr. ** Epidural uygulamada en sýk
görülen yan etkisi kaþýntýdýr. En hýzlý tolerans geliþen uygulama þekli epidural
uygulamadýr.
Uzun süreli uygulandýðýnda etkilerine tolerans geliþir. Reseptör duyarlýlýðýnýn
azalmasýna baðlýdýr (farmakodinamik tolerans). Myozis, konvülziyon eþiðini
düþürücü etki, konstipasyon ve antagonistik etkiye tolerans geliþmez.
Morfine tolerans geliþen hastalarda diðer narkotik analjeziklere karþý da
tolerans görülür (çapraz tolerans)
Yoksunluk sendromu tedavisi:
2 temel yaklaþým vardýr:
a. Ýlaç aniden kesilir ve yoksunluk sendromu belirtilerini hafifletebilmek
için klonidin (7-21 gün) (locus coreleus’taki a2 reseptörlerin
uyarýlmasýna baðlý olarak bu bölgeyi inhibe eder) veya lofeksidin (7
gün) verilir.
b- Ýlaç kesildikten sonra metadon (5 - 21gün) verilir.
Morfin zehirlenmesi:
- Bulantý-kusma
- Solunum depresyonu
- Koma
- Pupillalarda simetrik ve ileri derecede büzülme (toplu iðne baþý gibi
pupilla)
- Vücut ýsýsýnda düþme
- Çizgili kaslarda gevþeme. ** Ölüm solunum durmasýna baðlýdýr.
Tedavi: Nalokson (i.v.) verilir.
KODEÝN (metilmorfin)
• Morfinin metilli türevidir. Morfinin metilasyonu sonucu meydana gelir.
Analjezik etkisi karaciðerde demetilasyonu sonucu morfine dönüþmesine
baðlýdýr. Antitusif etki gösterdiði düþük dozlarda analjezi oluþturmaz.
158
FARMAKOLOJİ
HEROÝN (diasetilmorfin)
• En kýsa etkili ve baðýmlýlýk oluþturma gücü en yüksek opiyattýr.
• Analjezik etkisi morfine göre daha güçlüdür.
MEPERÝDÝN (petidin)
• Diðer opiyatlardan farklý olarak antikolinerjik etkisi nedeniyle, ilacý kullanan
hastalarda myotik etkisi diðer narkotik analjeziklere göre daha zayýftýr.
• Doðum aðrýlarýný uterus kontraksiyonlarýný etkilemeden geçirmesi,
doðumdan sonra uterus involüsyonunu geciktirmemesi ve hipnotik etkisinin
az olmasý nedeniyle obstetrikte tercih edilir.
FENTANÝL, SULFENTANÝL, ALFENTANÝL
• En güçlü opioid analjeziklerdir. Morfinden 80 kat daha güçlüdür.
• Nörolept analjezi, dengeli anestezi gibi kombinasyon anestezilerinde
kullanýlýr
DÝFENOKSÝLAT, LOPERAMÝD
Antidiyareik olarak kullanýlýr
METADON
• Difenilpropilamin türevi sentetik bir ilaçtýr. Etkisi morfine göre daha geç
baþlar ve uzun sürer.
• Morfin ve eroin baðýmlýlarýnýn idame tedavisinde kullanýlýr.
• Sedasyon, öfori ve bulantý daha az görülür.
• Opiyatlar arasýnda yoksunluk belirtileri en hafif olan ilaçtýr.
LEVOMETADÝL
• En uzun etkili opioid analjeziktir. Opioid baðýmlýlarýnda metadon yerine
kullanýlabilir.
DEKSTROMETORFAN
• Antitusif etkili bir ilaçtýr.
• Analjezik etkisi ve baðýmlýlýk yapma özelliði yoktur.
AGONÝST-ANTAGONÝST ETKÝLÝLER PENTAZOSÝN
Morfinden farklarý:
• Analjezik etkileri daha zayýftýr.
• Solunum depresyonu daha azdýr (yüksek dozlarda)
• Analjezik etkileri sadece spinal düzeydedir.
• Baðýmlýlýk yapma potansiyelleri zayýftýr.
• Fiziksel baðýmlýlýk geliþen kiþilere verildiðinde yoksunluk
sendromuna yol açar. Yoksunluk sendromuna girmiþ kiþilerde
ise semptomlarý hafifletir.
Diðerleri: buprenorfin, tramadol, nalorfin.
159
FARMAKOLOJİ
NARKOTÝK ANTAGONÝSTLER:
NALOKSON
• Mü, delta ve kappa reseptörlerinde antagonist etki gösterir ancak en güçlü
etkiyi mü reseptörleri üzerinde gösterir. Morfin zehirlenmesinde parenteral
olarak uygulanýr. Morfin baðýmlýlarýnýn taranmasý için naloksonla teþhis
testi yapýlýr. Baðýmlýya verildiðinde yoksunluk sendromu belirtilerini ortaya
çýkarýr.
NALTREKSON: Etki süresi ve gücü naloksandan fazladýr. Farký
aðýzdan kullanýlabilmesidir.
ANALJEZİK ETKİLİ DİĞER MADDELER VE ENDİKASYONLARI
MADDE
ETKİ MEKANİZMASI
ENDİKASYONU
YAN ETKİSİ
Baklofen
GABA B reseptör
agonisti
Trigeminal nöralji
Sedasyon
Gabapentin
Kalsiyum kanal
blokörü
Diabetik nöropati
Postherpetik nöralji
-
Klonidin
Alfa2-adrenerjik
agonist
Postoperatif ağrı
Nöropatik ağrı
Hipotansiyon
Topikal kapsaisin
Substans P
deplesyonu
Diabetik nöropati
Lokal ağrı
Download