Fatma KARAKOÇ

advertisement
Kadın Çalışanların
Korunması ve Cinsiyet
Eşitliği Semineri
02-03 Haziran 2008
ANKARA
Türkiye’de
Kadınların Ekonomik ve Sosyal
Haklara Eşit Erişimi
Fatma KARAKOÇ
Kadının Ekonomik Statüsünü Güçlendirme
Daire Başkanı
Toplumsal cinsiyet eşitliği nedir?
 Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadın ve erkeğin, kamusal ve özel alanda
eşit fırsatlar, haklar ve sorumluluklara sahip olması,
Kadın ve erkeğin eşit biçimde görünür, güçlü ve eşit yurttaşlar olması
anlamına gelmektedir.
 Toplumsal cinsiyet eşitliği sayısal verilerde eşitlik değil, fiili eşitliğin
gerçekleştirilmesidir.
 Kadınlar ve erkekler arasında görev, sorumluluk ve rollerin
paylaşımındaki eşitsizlikler; eşit olmayan güç ilişkilerine, kadınların
ikincilleştirildiği bir sosyal yapıya neden olur.
 Sonuçta ortaya çıkan Toplumsal cinsiyet eşitsizliği sadece
kadınların sorunu değil, bir demokrasi ve demokratikleşme
sorunudur.
Ulusal Gelişmeler
 1923 yılında Cumhuriyetin ilanını izleyen ilk 10 yılda gerçekleştirilen
reformlar, kadınların eşit yurttaşlar olarak haklarını kazanmasını ve
toplumun yeniden yapılanmasını sağlamıştır.
Kadınların eğitim, çalışma yaşamı, siyaset gibi kamu alanlarına
girmesi mümkün kılınmış, eşitlikçi kamu politikaları ile devlet bu
katılımı özendirmiş ve desteklemiştir.
 Süreç içerisinde yasalarımız, kadın erkek eşitliği açısından tekrar
gözden geçirilmiş ve Anayasa,Türk Medeni Kanunu, Türk Ceza
Kanunu, İş Kanunu, 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun,
Belediyeler Kanununda gerekli düzenlemeler yapılmıştır.
Ulusal Gelişmeler
(devam)
 Yasalardaki eşitlikçi yapıya rağmen;
- Ekonomik, sosyal ve siyasal göstergelerde katılım ve temsil
konusunda kadınlar bakımından eşitsizlik olduğu,
- Fiili eşitliğin sağlanamadığı görülmektedir. Neden?
Geleneksel değer yargılarının etkileri, kadınların yaşamı üzerinde
belirleyici olmaya devam ettikçe, yasalarla uygulamalar arasındaki
açıklık sürecektir.
 BM Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi
(CEDAW) 1981 yılında kabul edilmiş, Türkiye Sözleşmeyi, 1985
yılında imzalamış ve 1986 yılında yürürlüğe girmiştir.
Ulusal Gelişmeler
(devam)
 6. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda kadın konusu ilk kez bir sektör
olarak yer alması,
 1987 yılında, Devlet Planlama Teşkilatı’nda Kadına Yönelik
Politikalar Danışma Kurulu’nun kurulması,
 1990 yılında Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü’nün
kurulması, 2004 yılında yürürlüğe giren Teşkilat Kanunu ile Genel
Müdürlüğün yeniden yapılandırılması,
 Kadın hareketinin, dernekler ve vakıfları olarak örgütlenmesi,
 Üniversitelerde Kadın Araştırmaları Ana Bilim Dalları, Kadın
Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezlerinin kurulması
Türkiye’de Kadının Durumu
Eğitim
Eğitim, her Türk vatandaşı için sunulan yasal bir hak ve imkandır.
 Türkiye’de örgün eğitim kapsamında 2007/08 öğretim yılına göre;
14.817.654 öğrenci bulunmaktadır.
 6.985.335’ini (%47,1) kız öğrenciler oluşturmakta,
 Kız öğrencilerinin katılımın en yüksek olduğu eğitim kademesi
%47,7 ile İlköğretim,
 En düşük olduğu eğitim kademesi ise %42,8 ile Yükseköğretim
kademesidir.
Türkiye’de Kadının Durumu
Eğitim(devam)
 Yetişkinler arasındaki okuryazarlık oranı, 2006 yılında % 88,1’dir.
 Bu oran kadınlar için; %80,4 iken, erkekler için %96 civarındadır.
 Gençler arasındaki toplumsal cinsiyet farkı/uçurumu çok daha küçük
olmakla birlikte tam olarak kaybolmamıştır; 2006 yılı verilerine göre;
15-24 yaş arası kadınların okuryazarlık oranı %94,1 iken erkeklerde
aynı oran %98,4’tür.
 Okuma-yazma bilmeme oranında, her iki cinsiyet için de
“gençlerden yaşlılara”, “kentsel nüfustan kırsal nüfusa” ve
“Batıdan Doğuya” gidildiğinde artış görülmektedir.
Türkiye’de Kadının Durumu
Eğitim(devam)
Kız çocuklarının eğitiminde fırsat eşitliğini engelleyen başlıca
nedenler;
 Geleneksel yapıdaki toplumsal cinsiyet rolleri, ataerkil aile yapısı,
geleneksel düşünce kalıpları,
 Kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesi,
 Ekonomik açıdan
imkânsızlıklar, kız
çalıştırılmaları,
 Mevsimlik tarım
çalıştırılması,
düşük gelir düzeyine sahip olma/maddi
çocuklarının ev işlerine yardımcı olarak
işçiliği,
ev işçiliği
gibi
alanlarda
çocukların
Türkiye’de Kadının Durumu
Eğitim(devam)
 Bölgesel gelişmişlik farklılıkları,
 Nüfus kayıt sisteminde yaşanan sorunlar, nüfusa kaydedilmeyen
(saklı nüfusa dâhil) çocukların varlığı,
 Kırsal alanda yerleşim yerlerinin dağınık olması, ulaşım imkânlarının
kısıtlı olduğu bölgelerde eğitim hizmetlerine erişimde yaşanan
sorunlar,
 Kadın öğretmenlerin büyük bölümünün kentlerde görev yapmaları ve
köylerde kadın rol modellerinin olmayışı,
Türkiye’de Kadının Durumu
Eğitim(devam)
Türkiye’nin hedefi, 2010 yılına kadar kız ve erkek çocuklar için
ilköğretimde okullaşma oranını % 100’e çıkarmaktır. Bu amaçla;
 1997 yılında sekiz yıllık temel eğitime geçilmiş,
 Yatılı ve pansiyonlu ilköğretim okulları açılmış,
 Yatılı ilköğretim bölge okullarının (YİBO’ların) sayısı ve okullardaki
kız öğrenci kontenjanı artırılmış,
 Sekiz yıllık ilköğretimin yaygınlaştırılması amacıyla, “Taşımalı
İlköğretim Uygulaması” yürütülmekte,
 İlköğretim kurumlarının 6, 7 ve 8. sınıfları ile ortaöğretim kurumları
için bursluluk hizmetleri de verilmekte,
 “Kız Çocuklarının Okullaşmasına Destek Kampanyası -Haydi Kızlar
Okula”, “ Baba Beni Okula Gönder”, “Kardelenler-Çağdaş Türkiye’nin
Çağdaş Kızları” gibi kampanyalar
Türkiye’de Kadının Durumu
Eğitim(devam)
 “Eğitime %100 Destek Projesi” ve “Temel Eğitime Destek Projesi”
gibi projeler yürütülmekte,
 Halk Eğitim Merkezleri, GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı,
Çok Amaçlı Toplum Merkezleri ve sivil toplum kuruluşları tarafından
kurslar düzenlenmektedir.
Ülkemizde üniversitelerde öğretim elemanı kadın oranı %36 olup,
toplam profesörler içinde kadın oranı %25’e ulaşmıştır. Mimarların %
36,5’i, doktor ve operatörlerin % 29’u, avukatların ise % 33’ü
kadındır.
Türkiye’de Kadının Durumu
İstihdam
 Kadınların işgücüne ve istihdama katılımları düşük olup, yıllar
itibariyle de azalmaktadır. Bu azalışın başlıca nedenleri arasında;
- Nüfus artış hızı,
- Köyden kente göç,
- İşgücü talebinin arzından düşük olması,
- Kadın işgücünün eğitim seviyesinin düşüklüğü ve
- Geleneksel kalıp yargılar yer almaktadır.
 2006 yılında kadınların istihdam oranı %22,3’dür. İstihdam edilenlerin
cinsiyete göre sektörel dağılımlarına bakıldığında;
Tarım sektöründe istihdam edilenlerin %48,5’i,
Sanayi sektöründe %14,4’ü;
Hizmetler sektöründe %37,1’i kadındır.
Türkiye’de Kadının Durumu
İstihdam (devam)
Kamu sektöründe kadın istihdam oranı % 23,6 iken,
Özel sektörde %26,4’tür.
İstihdam edilen kadınların % 14,3’ü girişimcidir.
Kadınların üst düzey pozisyonlardaki temsili % 2,7 (Cam tavan)
Kayıt dışı istihdam toplamda % 48,5, kadınlarda % 66, erkeklerde
ise % 42,3 olarak kaydedilmiştir.
 Kadınların büyük çoğunluğu kayıt dışı olarak, ücretsiz aile işçisi
konumunda tarımsal faaliyetlerle uğraşmaktadır (%76,8). Kadınlar,
ev eksenli işlerde, giyim, tekstil, ambalajlama ve gıda üretimi gibi
alanlarda çalışmaktadır.





Türkiye’de Kadının Durumu
İstihdam(devam)
 Anayasanın 10 uncu ve 90 ıncı maddelerinde 2004 yılında yapılan
değişiklikler,
 2003 yılında yürürlüğe giren Yeni İş Kanununun getirdiği en önemli
ilerleme, ilerleme; işveren işçi ilişkisinde cinsiyet dahil hiçbir
nedenle temel insan hakları bakımından ayrım yapılmayacağı
hükmünün yasada yer alması,
 Ebeveyn izni uygulaması ve bu haktan evlat edinme halinde de
yararlanılması amacıyla hazırlanan “Kanun Tasarısı”
 “Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme
Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelik” ve “Kadın
İşçilerin Gece Postalarında Çalıştırılma Koşulları Hakkında
Yönetmelik”,
Türkiye’de Kadının Durumu
İstihdam(devam)
 Gelir Vergisi Kanunu’nda yapılan değişikle ev içi üretimden elde edilen
gelirlerde vergiden muafiyet( 2007),
 Kamu Hizmetlerine Personel Alımında Cinsiyete
Yapılamayacağına Dair Başbakanlık Genelgesi(2004),
Dayalı
Ayrımcılık
 Aktif işgücü programları,
 Avrupa İstihdam Stratejisi ile uyumlu Ulusal İstihdam Stratejisi hazırlıkları,
 2007-2013 dönemini kapsayan Dokuzuncu Kalkınma Planı’nda yer alan
tedbirler,
 Kadın girişimciliğinin desteklenmesi ve yaygınlaştırılması amacıyla bankalar
tarafından yürütülen kredi programları,
Türkiye’de Kadının Durumu
İstihdam(devam)
• Türkiye Halk Bankası Girişimci Destek Paketi,
• Garanti Bankası Kadın Girişimci Destek Paketi
 Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Kadın Girişimciler Kurulu,
 Kadın istihdamı ve girişimciliğini artırmaya yönelik olarak kamu
kuruluşları, meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşları tarafından
yürütülen projeler,
 Mikro kredi uygulamaları
Türkiye’de Kadının Durumu
Yetki ve Karar Mekanizmaları
Türk kadınlarının, yerel ve genel seçimlerde seçme ve seçilme
hakkına 1930 ve 1934 yıllarında kavuşmuştur.
 Kadınlar, TBMM'de, 50 milletvekiliyle yani % 9,1’lik oranla
temsil edilmektedir.
2004 yılı yerel seçim sonuçlarına göre; kadın belediye başkanı
oranı binde 6, belediye meclis üyesi oranı yüzde 2,3, il genel
meclisi üyesi oranı ise yüzde 1,8’dir.
 Kamu yönetiminde kadınlarımızın üst düzey karar verici
konumlarda yer alması da oransal olarak düşüktür.
 Diplomatik görevlerde Türk Dışişlerinde 15 kadın büyükelçimiz
görev yapmaktadır.
 Yüksek yargı organlarında görevli kadınların oranı yaklaşık
%29’dur.
 Halen 28 kadın, mülki idare amiri olarak, vali yardımcılığı ve
kaymakamlık görevini yürütmektedir.
Türkiye’de Kadının Durumu
Yetki ve Karar Mekanizmaları (devam)
Siyasete katılım ve karar alma süreçlerinde kadınların karşılaştığı
başlıca engeller;
 Toplumda kadınlar için ve siyasetçiler için kabul gören davranış
kalıplarının farklı olması,
 Aynı eğitim düzeyine sahip olsalar da, erkek adayların tercih
edilmesi,
 Kadınların maddi kaynak bulamaması, aile içindeki maddi olanakları
da erkek eşin kullanması,
 Siyasal sistem ve partilere ilişkin yapısal ve kültürel unsurlar,
 Kadınların erkeklerden daha üstün niteliklere sahip olması
konusunda toplumsal bir normun varlığı,
Türkiye’de Kadının Durumu
Kadına Yönelik Şiddet
 Bir insan hakları ihlali olan kadına yönelik şiddet, kadınların hak ve
fırsatlara erişimlerini kısıtlayan, toplumsal maliyeti çok yüksek bir
sorundur.
 Kadına yönelik şiddet ve töre/namus cinayetlerinin önlenmesi için,
mücadele edilmesine ihtiyaç vardır.
 Bu mücadelede, önleyici, koruyucu, rehabilitasyon hizmetlerini ve
toplumsal
zihniyet
dönüşümünü
gerçekleştirmeye
yönelik
çalışmaları içeren; çok yönlü, bütünleşik, sektörler arası işbirliğine
dayalı çabalar gerekmektedir.
Türkiye’de Kadının Durumu
Kadına Yönelik Şiddet(devam)
Genel Müdürlüğümüz ilgili tarafların işbirliği ile önemli çalışmalar ve
projeler yürütmektedir.
 2006 tarihli Başbakanlık Genelgesi kapsamında;
• “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planı”nın
hazırlanması ve yürürlüğe girmesi,
• 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanuna ilişkin Değişiklik
Kanunu’nun Mayıs 2007 tarihinde yürürlüğe girmesi,
• Yasanın uygulamasına ilişkin Yönetmeliğin, Mart 2008
tarihinde yürürlüğe girmesi,
 “Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesinde
Uygulanacak Prosedürler Eğitimi Protokolü”
Polisin
Rolü
ve
 “Kadına Yönelik Aile içi Şiddetle Mücadelede Sağlık Personelinin
Rolü ve Uygulanacak Prosedürler Eğitimi Protokolü”
Türkiye’de Kadının Durumu
Kadına Yönelik Şiddet(devam)
 “Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesinde Din Görevlilerinin Rolü ve
Uygulanacak Prosedürler Eğitimi Programı”
 Görsel ve basılı yayınlar yoluyla toplumsal duyarlılığın artırılması,
 “Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesi” kapsamındaki
eğitimler yoluyla toplumsal cinsiyet eşitliği bakış açışının kamu plan
ve politikalarına yansıtılabilmesi,
 “Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele Projesi” kapsamında ise,
şiddet mağduru kadınlara sunulan hizmet sunum modellerinin
iyileştirilmesi konusunda eğitim programlarının düzenlenmesi,
 Kadına Yönelik Aile içi Şiddetin Sebep ve Sonuçlarının Tespiti Alan
Araştırması Projesi,
Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için;
Kadınlarımızın;
 Eğitim imkânlarından daha fazla yararlanmalarını sağlamak,
 İşgücüne katılımlarını artırmak,
 Geleneksel çalışma alanları dışında farklı sektörlerde istihdama
katılım düzeylerini yükseltmek,
 Sosyal güvenlik göstergelerini iyileştirmek,
 Sağlık hizmetlerine erişimlerini artırmak,
 Kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetle mücadele etmek amacıyla
çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.
Geleceğe Yönelik Çalışmalar
Önümüzdeki dönemde sürdürülmesi gereken eylem ve girişimlerimiz
şunlar olmalıdır:
Kız çocuklarının eğitimin her kademesinde okullulaşma oranını
arttırmaya yönelik faaliyetlere devam edilmeli,
Yetişkin kadınlarımız için yaygın eğitim faaliyetlerine (okuma
yazma kursları, mesleki bilgi beceri elde etmeye yönelik kurslar vb.)
işgücü piyasasının ihtiyaçları da göz önünde bulundurularak devam
edilmeli,
Kadınların istihdamının önündeki engelleri ortadan kaldıracak
politikalara önem verilmeli,
Geleceğe Yönelik Çalışmalar
 Aile sorumluluklarını eşit biçimde paylaşarak, siyasi, kamusal ve
profesyonel hayata kadınların eşit katılımlarını sağlamaya
yönelik sosyal destek hizmetleri geliştirilip yaygınlaştırılmalı,
 Bilinç ve duyarlılık arttırıcı eğitim programları yaygınlaştırılmalı,
 Kadın girişimciliği desteklenmeli ve yaygınlaştırılmalı,
 Ebeveyn iznine ilişkin yasal düzenleme gerçekleştirilmeli,
 Yetki ve karar alma mekanizmalarında kadınların temsilinin
artırılmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Hedefi İçin
 İşbirliği,
 Koordinasyon ile,
Yasal Düzeyde Sağlanmış olan
Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin
Tüm Alanlarda Hayata
Geçirilmesidir.
Çünkü; Eşitlik Güçlendirir.
İLGİNİZ İÇİN
TEŞEKKÜR EDERİM.
Fatma KARAKOÇ
Kadının Ekonomik Statüsünü Güçlendirme
Daire Başkanı
www.ksgm.gov.tr
[email protected]
Tel: 0 312 430 45 77 Faks: 0 312 430 00 69
Download