Yunanca Phyton (Bitki) ile Therapeia (Tedavi) kelimelerinden oluşan Fitoterapi, hastalıkların taze veya kurutulmuş bitkiler ve onların doğal ekstreleri ile tamamlayıcı, destekleyici, koruyucu ve iyileştirici tedavi yöntemine verilen addır. Fitoterapi kullanımı son yıllarda gitgide artmaktadır. Bunun sebebi ise çoğu ülkede kimyasal ilaçlara karşı güvensizliğin oluşması, kimyasal ilaç kullanımı sonucu açığa çıkan yan etkiler ve toksik maddelerdir. İnsanların yeniden doğaya yönelimini de yadsımamak gerekir. Uygulamalarında, günlük rahatsızlıklar olarak isimlendirilen solunum yolları rahatsızlıkları (soğuk algınlıkları, grip, öksürük, vb.), sindirim sistemi rahatsızlıkları (iştahsızlık, hazımsızlık, şişkinlik, kabızlık, ishal vb), sinirsel rahatsızlıklar (gerginlik, uykusuzluk vb), üriner sistem rahatsızlıkları (idrar yolları şikayetleri), bazı kadın rahatsızlıkları (adet sorunları, menopozal basmaları), bazı romatizmal ve cilt rahatsızlıklarında kişiyi rahatlatıcı ve destekleyici olarak ve kalp-damar ve karaciğer koruyucusu olarak tıbbi çaylar ve bitkisel ilaçlardan yararlanılmaktadır. Bitkisel ilaçlar, iyi tarım uygulamaları ile yetiştirilmiş, (etken maddesi, toplama zamanı uygun) bitkilerden iyi laboratuar uygulamaları ile standardize edilen ekstrelerden veya çok özel yöntemlerle üretilen bitki tozlarından iyi üretim koşullarıyla üretilen kapsül, draje, tablet vb. farmasötik formlardaki ilaçlardır. Etki, güvenilirlik ve doze edilme vb. konularında ise sentetik ilaçlarla benzer özellikler taşırlar. AB ülkelerinde özellikle Almanya´da günlük rahatsızlıkların tedavisinde hekimler öncelikle bitkisel ilaçları tercih etmektedirler. Almanya eczanelerindeki 21.000 dolayındaki preparatın 7.000 kadarı bitki ekstresi, özütü, uçucu yağı vb. doğal ürünleri içermektedir. Bitkisel ilaç üretim ve satışında AB ülkeleri içinde Almanya´dan sonra Fransa da 2.sırada yer almaktadır. Fitoterapi ürünlerinin etkinliğinde ve güvenilirliğinde büyük rol oynayan bazı etmenler vardır. Bunlardan ilki, ürün etkinliğinin ve güvenilirliğinin klinik çalışmalarla kanıtlanmış olmasıdır. Fitoterapi ürünlerinde, standart doz çok önemlidir. Tedavide gereken doz aşılmamalıdır, standart doz eczaneyi aktardan ayıran en önemli özelliktir. Ürünün üretim şekli de oldukça önemlidir. Bitkilerin herhangi bir kimyasal çözücü ile muamele edilmesi yerine, dondurularak öğütülmesi gibi, bitkilerin etken maddelerinin bir bütün halinde korunmasını sağlayan ve toksik kalıntı içermeyen, çevre dostu yöntemleri uygulayan markaların ürünleri tercih edilmelidir. Isıya ve oksitlenmeye bağlı bozulmanın meydana gelmemesi için, üretimde ısıl işlem ve havayla temas engellenmelidir. Fitoterapi ürünlerinin % 100 bitkisel olabilmesi ve jelatin gibi hayvansal kaynaklı kapsül kılıflarının olası risklerinden kaçınılması için, kullanılan kapsül kılıfı da bitkisel kaynaklı olmalıdır. Bitkiye uygun jeografik orijin, kültür ve hasat koşullarının ve bitkinin etken maddece aktif kısmının seçimi de çok önemlidir. Bitkinin kökü, yaprağı ya da çiçeği kullanılabilir, üretim bu konuda teknik uzmanlığa sahip kişiler gözetiminde gerçekleştirilmelidir. Üretimin her adımında kalite kontrolü yapılmalıdır. GMP (İyi Üretim Uygulamaları) ve GLP (İyi Laboratuvar Uygulamaları) gibi uluslararası alanda kabul gören kontrol mekanizmaları tarafından üretim kontrol altında tutulmalıdır. ISO 22000 kalite standartlarına uygun üretim yapan markaların ürünleri tercih edilmelidir. Bitkilerle Tedavi ya da Bitki Bilimi, herkesin kolayca öğrenebileceği ve reçeteler yazabileceği bir bilim değildir. Çok iyi bildiğimiz veya bildiğimizi sandığımız, her zaman kullandığımız yüzlerce değişik bitkinin faydalı ve/veya zehirli birçok türleri de doğada yetişmektedir. Uzman kişilerin bile çıplak gözle baktığında toksik olup olmadığını ayırt etmekte zorlandığı ve laboratuvar ortamında tanımlamaya ihtiyaç duyduğunu göz önüne alırsak, fitoterapiye ne kadar dikkatli ve bilinçli yaklaşmak gerektiğini bir kez daha anlayabiliriz. Günümüzde Farmakognozi (Bitki Bilimi) ve Fitoterapi (Bitkilerle Tedavi), Eczacılık Fakültelerinde teorik ve pratik ders olarak okutulmakta olup, bu bilimle ilgilenmek isteyenlerin bu fakültelerden profesyonel yardım almaları gerekmektedir. Örneğin papatya bitkisi, spazm giderici, yatıştırıcı, iltihap giderici olarak kullanılır. Farklı papatya türlerine verilen isimler Tanacetum, Senecio, Bellis ve Matricaria?dır. Uzman olmayan birine göre bütün papatyalar aynıdır. Eczacılar için ise gerçek papatya Matricaria cinsidir. Bunu ayırt etmek halkın sağlığı için çok önemlidir. Günümüzde eczacılık fakültelerinde verilen eğitimde eczacılara tıbbi bitkilerin latince adı, hangi kısmının kullanıldığını ve içerisindeki hangi maddenin bu etkiyi yaptığı ayrıntılı olarak öğretilir. Bu şekilde halka en iyi tedavi, en az yan etki ile sunmak mümkün olmaktadır. Bu nedenle bitkisel herhangi bir ürünü alırken tek yetkili merkez olarak eczaneleri seçmek hastalıklardan korunmaya çalışırken yeni sağlık riskleriyle karşılaşmamak için şarttır. Halkın Fitoterapi ürünlerini eczaneden almasını gerektiren bir diğer neden de bitkilerin kimyasal bileşimindeki çevresel etkenler, tarımsal etkenler, üretim teknolojisi ve saklama koşullarıdır. Çünkü eczane dışında satış noktalarından aldığımız ürünleri satan kişiler, bitkideki ağır metal oranı, bitkinin mikrobiyolojik güvenilirliği, saklama koşulları gibi konularda bilgi sahibi değildir. Fitoterapi ürünlerinde güvenilirlik çok önemli bir etkendir. Kaliteli ambalaj, firma güvenilirliği, sunulan belgeler ve satın alınan yer çok önemlidir. Eczacılar fitoterapik ürünleri satarken bunları göz önünde bulundururlar. Dondurarak öğütme gibi özel bir üretim şekline sahip olan Arkopharma, Avrupa´nın fitoterapide lider markasıdır. Arkopharma fitoterapinin temel gereklerinden olan bitkisel kapsül kılıfına büyük önem verir ve hiçbir ürününde hayvansal içerikli kapsül kılıfı kullanmaz. Ayrıca Arkopharma ürün gamında 10 adet Sağlık Bakanlığı onaylı ürüne sahip tek besin takviyesi markasıdır. http://www.arkopharmaturkiye.com/