Tarih Okulu Dergisi (TOD) Haziran 2015 Yıl 8, Sayı XXII, ss. 135-160. Journal of History School (JOHS) June 2015 Year 8, Issue XXII, pp. 135-160. DOI No: http://dx.doi.org/10.14225/Joh723 HÜNKÂR İSKELESİ ANTLAŞMASINI HAZIRLAYAN KOŞULLAR Fatih GENCER Özet 19. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin karşılaştığı en önemli sorunlarından biri şüphesiz Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın isyanıydı. 1826 yılında yeniçeri ocağını kaldıran, 1828-1829 Osmanlı-Rus Harbi’nde kurmaya çalıştığı yeni ordusunu ve Navarin Baskını’nda donanmasını kaybeden Sultan Mahmut, Mehmet Ali Paşa’nın kuvvetleri karşısında çaresiz kaldı. Mısır ordusu Osmanlı kuvvetlerini defaatle hezimete uğratıp, Bursa’ya kadar ilerledi. Mısır Valisi Suriye’nin tamamının, Adana, İçel ve Alanya sancaklarının kendi yönetimine verilmesini istiyordu. Sıradan bir valisiyle baş edemeyen Padişah, Ruslardan yardım istemek zorunda kaldı. Böylece gelişen olaylar Hünkâr İskelesi Antlaşması’na giden yolu hazırlamış oldu. Anahtar Kelimeler: Hünkâr İskelesi Antlaşması, Mehmet Ali Paşa, İbrahim Paşa, Butenef, Kont Aleksi Orlof THE CONDITIONS THAT LEAD TO THE SIGNING OF THE TREATY OF HÜNKÂR İSKELESİ Abstrac One of the main problems that the Ottoman State had to deal with in the 19th century was surely the rebellion of Mehmet Ali Pasha. Sultan Mahmud, who abolished the Janissary army in 1826, lost the new army he was trying to form during the 1827-28 Ottoman-Russian war, and lost his navy with the ambush at Navarino, was hopeless against the forces of Mehmet Ali Pasha. The Egyptian army defeated the Ottoman forces several times and marched as far as Bursa. The Governor of Egypt wanted the control over whole Syria, and the sancaqs of Adana, Içel and Alanya to be given to him. The Sultan, who could not deal with an ordinary governor, had to ask help from the Russians. The events that developed in this way lead to the signing of the treaty of Hunkar İskelesi. Yrd. Doç. Dr., Bitlis Eren Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Fatih Gencer Key Words: The Treaty of Hunkâr İskelesi, Mehmet Ali Pasha, İbrahim Pasha, Bunetef, Kont Aleksi Orlof Giriş 1831 yılında Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu zor durumdan faydalanmak isteyen Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın, yıllardır hayalini kurduğu Suriye’yi ele geçirmek amacıyla askerlerini Filistin topraklarına sokmasıyla birlikte Osmanlı İmparatorluğu için XIX. yüzyılın en sıkıntılı dönemlerinden biri başlamış oldu. Osmanlı askeri, Akka Kalesi bir yana bırakılırsa, Mısır birliklerinin kumandanı olan İbrahim Paşa’ya hiçbir yerde mukavemet gösteremedi. İbrahim Paşa, Gazze, Kudüs ve Yafa’yı yani bütün Filistin’i hiçbir direnişle karşılaşmadan kolaylıkla ele geçirdi, altı aylık bir kuşatmadan sonra 27 Mayıs 1832 tarihinde Napolyon’un bile düşüremediği Akka Kalesi’ni almayı başardı.1 Babıâli, Mehmet Ali Paşa’ya defalarca nasihatname gönderip birliklerini geri çekmesini istediyse de bir sonuç alamadı. Mehmet Ali Paşa Suriye’nin kendi yönetimine verilmesini ısrarla istemeye devam etti. Bunun üzerine Babıâli hem Mehmet Ali Paşa’yı hem de oğlu İbrahim Paşa’yı asi ilan ederek onları görevlerinden azletti.2 Mısır kuvvetlerinin ilerleyişine daha fazla tahammül edemeyen Sultan Mahmut, İbrahim Paşa’yı durdurmak için Ağa Hüseyin Paşa’ya Serdar-ı Ekrem unvanı verip, onu bir ordu ile Suriye üzerine sevk etti.3 Ancak Ağa Hüseyin Paşa kumandasındaki Osmanlı ordusu 29 Temmuz 1832’de Antakya ile İskenderun arasındaki Beylan (Belen)’da Mehmet Ali Paşa’nın birliklerine yenildi. Böylece Suriye tamamen Mehmet Ali Paşa’nın kuvvetlerinin eline geçerken, Anadolu’nun yolu da Mısır ordusuna ardına kadar açılmış oldu.4 Babıâli’nin Yardım Arayışları ve Rus Donanması’nın İstanbul’a Girmesi Ağa Hüseyin Paşa’nın yenilmesi sonrasında dışarıdan desteğe ihtiyacı olacağını anlayan Sultan Mahmut, İngiltere’den yardım istemek amacıyla 1832 1 Dukakinzâde Feridun, “Türk Ordusunun Eski Seferlerinden Nezip 1831-1840 Seferleri”, Askeri Mecmua, Nr. 83 ilavesi, İstanbul 1931, s.14. 2 Takvim-i Vekayi, Defa 17, 4.L.1247. 3 Takvim-i Vekayi, Defa 18, 14.L.1247. 4 Fahir Armaoğlu, 19. Yüzyıl Siyasî Tarihi (1789-1914), TTK, Ankara 1997, s.198-199. [136] Hünkâr İskelesi Antlaşmasını Hazırlayan Koşullar Kasım’ında Namık Paşa’yı Londra’ya gönderdi.5 Namık Paşa İngiltere’den 15 parça savaş gemisi isteyecek ve İngiltere buna razı olmazsa hiç değilse, aylıklı, subay, topçu ve deniz eri temin etmeye gayret edecekti.6 Bu sırada Osmanlı yetkilileri belki de hiç beklemedikleri bir devletten yani Rusya’dan yardım teklifi aldılar. Çar I. Nikola, uzun süre varlığını sürdüremeyeceğine inandığı Osmanlı Devleti’nin, Mehmet Ali Paşa tarafından yıkılmasını istemiyordu. Eğer zamanında müdahale edilmezse Osmanlı’nın hızlı bir şekilde çökmesi kaçınılmazdı. Böyle bir durumda Rusya’nın güneyinde yeni ve güçlü bir devlet kurulabilirdi. İşte bu şartlar altında Rus Dışişleri Bakanı Neslord’un talimatıyla harekete geçen Rusya’nın İstanbul Büyükelçisi Butenef, Padişahın talep etmesi durumunda Karadeniz’de bulunan Rus donanmasının yardım için İstanbul’a gelebileceğini bildirdi.7 Rus yetkililer bir yandan da padişahın yanında ve Mehmet Ali Paşa’nın karşısında olduklarını göstermek amacıyla İskenderiye’de bulunan Rus konsolos vekilini de geri çektiler. Sultan Mahmut, Rusya’nın bu jestinden duyduğu memnuniyeti huzuruna kabul ettiği Butenef’e bizzat ifade etti.8 Bu arada Rusya’nın özel temsilcisi olarak görevlendirilen General Muravyef 21 Aralık’ta İstanbul’a ulaşıp, Butenef’in yardım teklifini teyit etti. Bunun yanında Mehmet Ali Paşa ile uzlaşılması hususunda üzerine düşecek her şeyi yapmak için sultanın emirlerine amade olduğunu bildirdi.9 Babıâli’nin Mehmet Ali Paşa’nın ordusuna karşı direnemeyeceğini öngören Ruslar, ihtiyaç duyulması halinde hem karadan hem de denizden asker sevki için hazırlıklar yapmışlardı. Denizden sevk edilmesi planlanan birlikler Hocabey’de hazır bekletiliyordu. Ayrıca Eflak ve Boğdan’da General Kisilof kumandasında bulunan bir ordu Rus elçisinin işaretiyle İstanbul’a doğru hareket edecekti.10 Buradaki Rus kuvveti; süvari ve piyade otuz bin asker ile yüz on toptan müteşekkildi.11 Muravyef’in İstanbul’a ulaştığı gün Sadrazam Reşit Mehmet Paşa kumandasındaki Osmanlı ordusu İbrahim Paşa’nın kuvvetleri üzerine saldırdı. 5 Norman Anick, The Embassy of Lord Ponsonby to Constantinople 1833-1841,( Ph.D, McGill University), Montreal 1970, s.15. 6 Fahir Armaoğlu, age, s.201. 7 Bayram Soy, “Lord Palmerston’un Osmanlı Toprak Bütünlüğünü Koruma Siyaseti”, Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Sayı:7, Güz 2007,s.146-147. 8 Takvim-i Vekayi, Defa 45, 24.C.1248 (18 Kasım 1832). 9 Şinasi Altındağ, Kavalalı Mehmet Ali Paşa İsyanı Mısır Meselesi 1831-1841, TTK, Ankara 1988, s.96. 10 Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA) Hatt-ı Hümayûn,(HAT), 1137/45273-A, 29.Z.1248 (1833). 11 BOA, HAT, 365/20180, 29.Z.1248 (1833). [137] Fatih Gencer Hava oldukça sisli olduğundan ordunun ön saflarında savaşan sadrazam, kendi askeri sandığı düşman kuvvetlerinin içine girince esir edildi. Sadrazamın esareti duyulunca da Osmanlı ordusunun düzeni bozuldu ve Konya’da İbrahim Paşa büyük bir zafer kazandı. Böylece İbrahim Paşa’nın önünde artık İstanbul’a yürümek için hiçbir engel kalmadı.12 İbrahim Paşa’nın Mısır’dan oldukça uzak olan bölgelere çok da zorlanmadan ulaşmasının en önemli sebebi, ordusuyla birlikte girdiği bölge halkının kendisine olan teveccühüydü. Kötü yönetimden usanan insanlar, onu muzaffer İslam kumandanı ve kurtarıcı olarak görüyorlardı. Bu nedenle Suriye ve Lübnan bölgelerinde bir kısım ahali mütesellimlerini kovarak İbrahim Paşa’ya tabi olmuştu.13 Ayrıca Mısır ordusu Filistin bölgesini neredeyse kurşun sıkmadan kolaylıkla ele geçirmişti.14 Konya Savaşı’ndan sonra Anadolu halkı da Suriye ve Filistin ahalisi gibi İbrahim Paşa’nın ilerlemesini olumlu karşılamıştı. Bu nedenle kısa süre içerisinde İstanbul’a yakın bölgeler dışındaki ahalinin tamamı İbrahim Paşa’ya itaat etti. Hatta İbrahim Paşa saltanat değişikliği yapmak amacıyla Anadolu’daki valilere mektuplar gönderip bu mühim meselenin çözülmesi için onları İstanbul’da toplanmaya bile davet etti.15 Paşa, Veliaht Abdülmecit’i tahta geçirmek için yola çıkması durumunda ulemanın ve Müslüman ahalinin bu konuda kendisini destekleyeceklerinden neredeyse emindi.16 Osmanlı yetkililerinin çoğu Rus yardımına pek de sıcak bakmıyor, Mehmet Ali Paşa ile uzlaşılması gerektiğini düşünüyorlardı. Bunların telkinleriyle Rus askerinin İstanbul’a gelmesinin tehlikeli olduğunu düşünen padişah, bir süreliğine de olsa Ruslardan yardım istemekten vazgeçti. Ancak Rusların aracılık teklifini kabul edip; General Muravyef’in İskenderiye’ye, Muravyef’in ateşesi Duhamel’in ise Konya’ya gitmesini onayladı.17 Hemen harekete geçen Duhamel, 4 Ocak 1833’te İbrahim Paşa ile görüşüp ondan 12 BOA, HAT, 377/20489-A, 8.Ş.1248 (28 Şubat 1833);Takvim-i Vekayi, Defa 49, 19.Ş.1248. BOA, HAT, 356/19977-D, 19.B.1247 , (24 Aralık 1831) 14 BOA, HAT, 351/19839, 5.N.1247 (7 Şubat 1832). 15 Ali Fuat, “Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa”, Türk Tarih Encümeni Mecmuası, Numero 19(96) İstanbul Devlet Matbaası, 1928, s.85. 16 Gilbert Sinouè, Kavalalı Mehmet Ali Paşa Son Firavun, (Çev. Ali Cevat Akkoyunlu), Doğan Kitap, İstanbul 1999, s.312. 17 Nicolae Jorga, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, V, (Çev. Nilüfer Epçeli), Yeditepe Yayınları, İstanbul 2005, s.310. 13 [138] Hünkâr İskelesi Antlaşmasını Hazırlayan Koşullar birliklerini derhal geri çekmesini ve padişaha itaat etmesini istedi. Aksi halde Rus İmparatorunu bir düşman olarak karşısında bulacaktı18. 1833 yılının ilk günlerinde İngiltere’nin Osmanlı Devleti’ne askeri yardım yapmayacağı anlaşılmıştı. İngiltere Dışişleri Bakanlığı, Babıâli’nin tek başına Mehmet Ali Paşa’ya boyun eğdirebileceğine inandığını ifade eden mesajını İstanbul’daki maslahatgüzar Mandeville aracılığıyla Osmanlı yetkililerine iletti.19 Bu gelişme sonrası saltanatının büyük bir tehdit altında olduğunu gören Sultan Mahmut, tehlikeyi bir an evvel savuşturmak amacıyla Tophane Müşiri Halil Paşa ile Amedci Reşit Bey’i Mısır’a gönderdi. Osmanlı heyeti Mısır, Girit, Cidde, Trablusşam eyaletleriyle, Kudüs ve Nablus sancaklarının Mehmet Ali Paşa’nın yönetimine verildiğini bildiren bir fermanı Mısır Valisi’ne ileteceklerdi.20 Onlara verilen talimatta; Mehmet Ali’nin talepleri daha fazla olursa müzakerelerin hemen kesilmeyip durumun İstanbul’a bildirilmesi isteniyordu. Ayrıca Sadrazam Reşit Mehmet Paşa’nın, savaşlarda esir düşen askerlerin, el konulan gemilerin ve mühimmatın teslim edilmesi istenecekti. Bunların yanında savaşlar vesilesiyle devletin yaptığı masrafın tazmini, Mısır vergisinin ödenmesi, Mısır ordusunun geri çekilmesi Mehmet Ali’den talep edilecekti.21 22 Ocak 1833’te Mısır’a ulaşan Osmanlı heyeti hemen Mehmet Ali Paşa ile müzakerelere başladı. Ancak Mısır Valisi, defalarca imparatorluk ordusunu hezimete uğratmış olmasının sağladığı özgüvenle son derece uzlaşmaz bir tavır sergiledi. Padişahın verdiklerinin yanında, Halep, Şam eyaletleriyle İçil ve Alaiye sancaklarının tamamını istiyordu. Talepleri yerine getirilmezse Mısır askerinin Bursa’ya oradan da İstanbul’a yürüyerek isteklerini zorla elde edeceği tehdidini savurmaktan da geri durmadı. Osmanlı heyeti durumu İstanbul’a bildirince Babıâli, Halil Paşa’nın İskenderiye’de kalıp müzakerelere devam etmesini, Reşit Bey’in ise İstanbul’a dönmesini istedi.22 Bu sırada İngiltere Kralı’nın bazı mühim meselelerden dolayı askeri yardım yapılamayacağını bildiren mektubu İstanbul’a ulaştı. Ancak kral, 18 National Archives (NA), Foreign Office (FO), 78/212, Mandeville to Palmerston, 8 January 1833. 19 NA, FO, 78/212, Palmerston to Mandeville, 5 December 1832. 20 NA, FO, 78/212, Mandeville to Palmerston, 8 January 1833. 21 BOA, HAT, 369/20364-A, 29.Z.1248 (1833). 22 Ali Fuat, agm, s.85-87. Amedci Reşit Bey yani geleceğin Mustafa Reşit Paşa’sı Mehmet Ali’nin küstahça tavırlarından o denli etkilenmişti görüşmeler esnasında bir ara dışarı çıkıp hüngür hüngür ağlamaya başladı. Rivayetlere göre o andan itibaren Reşit Bey Mehmet Ali’nin nüfuz ve iktidarını yok etmeyi kendisine mukaddes bir vazife addetmişti. Bkz. Mehmet Selahattin, Bir Türk Diplomatın Evrâk-ı Siyasiyesi, Alem Matbaası, İstanbul 1306, s.15. [139] Fatih Gencer diplomasi yoluyla Osmanlı’nın yanında olduğunu göstermek için Kolonel Campbell’i İskenderiye’ye göndereceğini ifade ediyordu. Campbell, Mısır Valisi’nin müzakereleri kesip, düşmanca davranışlarda bulunması halinde İngiltere Kralı’nın Osmanlı Devleti’nin parçalanmasına asla müsaade etmeyeceğini sert bir şekilde Mehmet Ali Paşa’ya iletmekle görevlendirilmişti.23 İngiltere’nin Babıâli ile dayanışma içerisinde olduğunu gösteren bu girişimi, Sultan Mahmut’u tatmin etmesi imkânsızdı. Sadece diplomasi yoluyla yardımın Mehmet Ali Paşa’ya geri adım attırmayacağını bilen padişah, Rus Elçisi Butenef’in teklif ettiği askeri yardımı kabul etmeye karar verdi. Bu amaçla Butenef ile görüşen Reis Efendi, Hocabey ve Memleketeyn’de hazır bekletilen Rus birliklerinin ne kadar süre içerisinde İstanbul’a ulaşabileceklerini öğrenmek istedi. Rus elçisi, General Kisilof komutasında Prenslikler’de bulunan askerin yeterli sayıda gemi olmadığı için ancak kırk güne kadar İstanbul’a ulaşabileceğini söyledi. Ayrıca Hocabey’de bekletilen on bin kişilik birliğin yarısının nakli için gemiler hazırlandığını, bunların da İstanbul’a ulaşmasının yirmi günü bulacağını ifade etti. Babıâli bu görüşme sonrasında Rus askerinin sevkinin Fransızlar tarafından nasıl karşılanacağını öğrenmek istedi.24 Padişahın emri üzerine Reis Efendi Ruslardan yardım istenilmesi meselesini Fransız Maslahatgüzarı Varen’e açtı. Varen, Osmanlı yetkililerinin Rus yardımını kabul etmede son derece ciddi olduklarını fark edince Babıâli ile Mısır yönetimini uzlaştırmak için aracılık yapmaya karar verdi. Mısır kuvvetlerinin Anadolu’da daha fazla ilerlemesinin önüne geçmek için İbrahim Paşa’dan bulunduğu yerde durmasını istedi. Ancak daha iyi şartlarda anlaşma yapmak amacıyla İstanbul’a yakın bölgelere kadar ilerlemeyi düşünen İbrahim Paşa, Varen’e verdiği cevapta babasından aldığı emirlere göre Bursa üzerine hareket etmek zorunda olduğunu bildirdi. Bu cevaptan haberdar olan Babıâli yine Rus yardımını talep edecekken, Varen bir kez daha padişahı engellemeyi başardı. Mısır kuvvetlerinin olduğu yerde kalması gerektiğini ifade eden bir mektup daha yazıp İbrahim Paşa’ya gönderdi. Onca çabaya rağmen İbrahim Paşa’nın harekete geçmesi engellenemedi. Mısır askeri 20 Ocak’ta Konya’dan ayrıldı, 2 Şubat’ta Kütahya’da çadır kurdu.25 Burada yeni birliklerle takviye edilen İbrahim Paşa’nın ordusu artık Osmanlı başkenti için oldukça ciddi bir 23 BOA, HAT, 372/20392-B, 29.Z.1248, (1833). BOA, HAT,366/20244, 29.Z.1248, (1833). 25 Kamil Paşa, Tarih-i Siyasi-i Devlet-i Aliye-i Osmaniye, III, Matbaa-i Ahmet İhsan, İstanbul 1327, s.138-139. 24 [140] Hünkâr İskelesi Antlaşmasını Hazırlayan Koşullar tehdit haline geldi.26 Üstelik İbrahim Paşa Sultan Mahmut’u tahttan indirmek istiyordu. Ona göre bu aşamadan sonra mevcut padişah ile gerçek anlamda bir barışın yapılması mümkün olmadığından veliaht tahta çıkarılmalıydı.27 Ocak ayı sonlarında Mısır’a ulaşan Rus İmparatoru’nun özel temsilcisi General Muravyef, Mehmet Ali Paşa ile görüşüp onu daha fazla ilerlemekten alıkoymaya çalıştı. Oldukça sakin olan general, Mısır ordusunun İstanbul’a kolaylıkla girebileceğini söyledi. Ancak Rusların İbrahim Paşa’yı zorla İstanbul’dan çıkaracağını da açıkça ifade etmekten geri durmadı. Bunun yanında Rus İmparatorunun Devlet-i Aliye’ye her türlü yardımı yapmaya kesin kararlı olduğunu vurguladı. Yani İbrahim Paşa daha fazla ilerlemek isterse Rus ordusuyla karşılaşması kaçınılmazdı. General Muravyef’in sert tutumu Kavalalı’yı etkilemiş olacak ki bu görüşme sonrasında İbrahim Paşa’ya daha fazla ilerlememesi talimatını gönderdi.28 Osmanlı yetkilileri İbrahim Paşa’nın Kütahya’da durmasını General Muravyef’in İskenderiye’deki çabalarına bağladıklarından, Rusya’nın yardım teklifinin asla kulak ardı edilmemesi ve sürekli gündemde tutulması gerektiğini düşünüyorlardı. Bu nedenle Şubat ayı başında Rus elçisi Butenef’ten Hocabey’de bulunan donanmanın her an hareket edecek şekilde hazır bulunması ve karadan sevk edilecek ordusunun ise gerektiğinde hızlı bir şekilde İstanbul’a ulaşabilmesi için Tuna boylarına gelmesi istendi. Ayrıca Butenef’in Rus birlikleriyle olabildiğince hızlı iletişime geçebilmesi için Büyükdere’deki Rus elçiliği önünde bir muhabere gemisi her an harekete hazır bir halde bekletilecekti.29 İbrahim Paşa’nın Anadolu’yu istilaya devam etmesi ve Mehmet Ali Paşa’nın uzlaşmaz tavrı karşısında çaresiz kalan Sultan Mahmut, krizden çıkışın en iyi yolunun Rusların bir an evvel İstanbul’a gelmesi olduğuna karar verdi. Bunun üzerine harekete geçen Reis Efendi, Rus elçisinden Hocabey’de bulunan on bin askerin beş bininin derhal İstanbul’a getirtilmesini30 ve geri kalan beş bin 26 D.A. Cameron, Egypt in the Nineteenth Century or Mehemet Ali and His Successors Until The British Occupation in 1882, London 1895, s.162. 27 Altındağ, age, s.103. 28 Ali Fuat, agm, s.90. 29 NA, FO, 78/221, Mandeville to Palmerston, 3 February 1833; BOA, HAT, 356/19975-A 29.Z.1248,(1833). 30 BOA, HAT, 365/20180, 29.Z.1248, (1833). [141] Fatih Gencer askerin ise yine daha sonra sevk edilmek üzere hazır halde bekletilmesini istedi.31 İbrahim Paşa 3 Şubat’ta Varen’in ikinci mektubuna cevap vererek, pederinin emri üzerine Kütahya’dan ileri hareket etmeyeceğini bildirdi. Varen bu cevabı vakit kaybetmeksizin Babıâli’ye iletti. 17 Şubat’ta Fransa’nın yeni büyükelçisi Amiral Roussin’in İstanbul’a ulaşmasıyla, Fransa Rus yardımına daha güçlü bir şekilde karşı koymaya başladı. Bu konuda yoğun bir çaba harcayan Roussin, Reis Efendi’yi Rus yardımının muhtemel tehlikeleri hakkında uyardı.32 Reis Efendi; Mehmet Ali Paşa’nın isteklerinin Osmanlı Devleti’nin varlığını tehdit ettiğini ve bu nedenle Rus yardımını kabule mecbur olacaklarını ifade etti. Buna karşı Roussin; Hocabey’deki Rus askerinin sayısının İbrahim Paşa’yı durdurmaya yeterli olmadığını, Rusların kâfi miktarda asker sevk etmeleri için en az iki aya ihtiyaçları olduğunu dile getirdi. Roussin’e göre İbrahim Paşa’nın İstanbul’a girmesini engelleyecek bir güç yoktu. Bu nedenle Mehmet Ali’nin taleplerinin yerine getirilmesi yapılabilecek en mantıklı hareketti. Roussin’in sarf etmiş olduğu cümleler Babıâli’de büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Görüşmelerden haberdar olan Sultan Mahmut, bu tarihten sonra Fransızların Mehmet Ali’yi koruduklarına tam olarak kanaat getirdi.33 Fransız ve İngiliz diplomatlarının yoğun çabaları sonrasında Babıâli, Rus askerlerinin İstanbul’a sevkini bir süreliğine daha ertelemeye karar verdi. Ardından Rus donanmasının hareket etmemesini haber vermesi için hemen bir gemi yola çıkarıldı. Rus askerinin gelişinin ertelendiğine dair İngiltere ve Fransa elçiliklerine de bir not yazıldı. Bu notta elçilerin vermiş oldukları teminata güvenilerek Rus yardımından bir süreliğine de olsa vazgeçildiği ifade ediliyordu. Ancak İbrahim Paşa’nın Kütahya’da bekliyor olmasına rağmen, atadığı mütesellimler ile Anadolu’nun yönetimini doğrudan kendi eline aldığı da hatırlatıldı. Teminatlarının geçerli olabilmesi için İbrahim Paşa’nın Kütahya’dan çekilmesinin elzem olduğu söylendikten sonra, Mısır birliklerinin bulundukları yerlerde kalması halinde Rus yardımından vazgeçilmesinin mümkün olmadığı da hatırlatıldı.34 Babıâli’nin Rus yardımından vazgeçmesi sonrası Fransızların aracılığıyla Mısır meselesinin halledileceği düşünülürken, 20 Şubat’ta Rus donanması 31 BOA, HAT, 346/19711 29.Z.1248(1833). Kamil Paşa, age, s.139. 33 BOA, HAT, 366/20246, 29.Z.1248, (1833). 34 BOA, HAT, 367/20289, 29.Z.1248, (1833); NA, FO, 78/221, Reis Effendi to Mandeville, 17 February 1833. 32 [142] Hünkâr İskelesi Antlaşmasını Hazırlayan Koşullar aniden İstanbul Boğazı’na girerek herkeste bir şaşkınlık yarattı. Sonradan anlaşıldı ki donanmanın hareket etmemesini bildirmek üzere yola çıkan gemi farklı bir rotayı takip ettiği için Rus donanmasına tesadüf etmemiş, yeni durumdan habersiz olan Rus askeri ise yoluna devam ederek İstanbul’a ulaşmıştı.35 Rus birlikleri sekiz gemi ve on bir tabur piyade askerinden oluşuyordu. Gemiler Rus Büyükelçiliği’nin bulunduğu Büyükdere önlerine demir attı, Rus askerleri ise Hünkâr İskelesi etrafında çadırlara yerleştiler.36 Rus askerinin İstanbul’a girmesine en şiddetli tepkiyi gösteren Amiral Roussin, Fransız hükümetinin Rusların İstanbul’da kalmasına asla izin vermeyeceğini ve yirmi dört saat içerisinde Rus donanmasının Boğaz’dan ayrılmaması halinde, İstanbul’u terk edeceğini Babıâli’ye bildirdi.37 Fransız elçisine göre Osmanlı Devleti bağımsızlığını kaybetmek üzereydi. Ancak kısa bir süre sonra Babıâli Roussin’e bir teklifte bulundu. Eğer Fransız elçisi, Mehmet Ali Paşa’nın, Halil Paşa’nın sunduğu koşulları kabul edeceğini garanti ederse, Rus donanması derhal geri gönderilecekti.38 Roussin teklifi kabul ettiği gibi üstüne yazılı bir taahhütnâme bile verdi. Kâmil Paşa’ya göre Babıâli, bir sefirin sözündense Rus süngülerine güvenmeyi tercih ediyordu. Ancak bu şekilde Fransa’yı da resmen sorumluluk altına sokmuş oldu. Roussin 22 Şubat’ta Kavalalı’ya hitaben kaleme aldığı mektubunda; Akka, Kudüs, Trablusşam ve Nablus sancaklarının Mısır Valiliği’nin yönetimine dâhil edilmesi şartıyla Babıâli ile anlaşmasını istedi. Aksi halde Fransa bu anlaşmanın gerçekleşmesi için silah gücüne başvuracaktı.39 Anlaşma gereği Rus donanmasının İstanbul’dan çıkarılması gerekmekteydi. Ancak Babıâli Rusları incitmek istemiyordu. Bu nedenle İngiltere, Fransa ve Avusturya’nın bu konudaki baskılarından ve donanmanın çıkarılacağına dair Fransa’ya resmi senet verildiğinden bahsedilerek, Butenef’e Rus askerlerinin İstanbul’dan ayrılıp Süzebolu’ya gitmesi gerektiği bildirildi.40 Butenef bu isteğe birkaç gün yanıt vermedi. Daha sonra olumsuz hava şartları nedeniyle Rus askerinin çekilmesinin mümkün olmadığını yetkililere iletti. 28 35 Kamil Paşa, age, s.139. Ahmed Lütfi Efendi, Vakʾanüvîs Ahmed Lûtfî Efendi Tarihi, Tarih Vakfı-Yapı Kredi Yayınları, IV-V İstanbul 1999S.723. 37 NA, FO, 78/221, Mandeville to Palmerston, No: 37, 23 February 1833; BOA, HAT, 365/20198, 29.Z.1248 (1833). 38 NA, FO, 78/221, Mandeville to Palmerston, No: 38, 23 February 1833. 39 Kamil Paşa, age, s.140. 40 BOA, HAT, 360/20078, 29.Z.1249 (1833). 36 [143] Fatih Gencer Şubat’ta hava şartları gemilerin hareketi için oldukça uygundu. Ancak bu sırada Mehmet Ağa adında biri adamlarıyla İzmir’e gidip Mısır valisi adına yönetime el koyduğunu ilan etti. Bu durumdan haberdar olan Osmanlı yetkilileri Rusların çekilmesi konusunda oldukça mütereddit davranmaya başladılar. Sonuçta Rus askerinin geri gönderilmesi bir süreliğine de olsa ertelendi.41 Roussin’in uyarıları Mehmet Ali Paşa üzerinde pek de etkili olmadı. Paşa, Roussin’in tehditlerine kulak asmayıp, 8 Mart’ta ona verdiği yanıtta önerilerini tamamen reddettiğini bildirdi.42 Mehmet Ali Paşa bir valilik, bir paşalık değil, bedel ödeyerek fethettiği Suriye’nin tamamını istiyordu.43 Üstelik 23 Mart’ta doğrudan Babıali’ye bir ültimatom göndererek; beş gün içerisinde bütün Suriye ve Adana Sancağı’nın kendisine terk edilmemesi halinde ordusunun Üsküdar’a yürüyeceği tehdidini savurdu.44 Roussin, Paris’in haberi olmadan devleti adına büyük bir taahhüdün altına girmişti. Mehmet Ali’nin önerilerini kabul etmediği için normal şartlarda Fransa’nın askeri güç kullanarak Babıâli’nin şartlarını Mısır Valisi’ne kabul ettirmesi gerekiyordu. Ancak Rus donanması hala Büyükdere Koyu’nda demirlediği yerde bulunduğundan bu durum Roussin’e geri adım atma imkânı sundu.45 Fransa elçisinin Rus askerini boğazdan çıkarma gayretlerini boşa çıkarmak isteyen Rusya, imparatorun şanı ve onuru gerekçesini ileri sürerek Rus askerinin uzaklaştırılmasını engellemek için harekete geçti. Bunun için kaleme alınan resmi bir yazı Butenef tarafından 26 Mart’ta Babıâli’ye sunuldu. Bu yazıda; Mehmet Ali Paşa’nın müzakereleri uzatması ve İbrahim Paşa’nın Anadolu’da güçlü bir konum elde etmesinin Mısırlıların lehine olduğu uyarısında bulunuluyordu. Öte yandan Rus askerinin boğazlarda bulunmasının Devlet-i Ali’yenin konumunu oldukça güçlendirdiği hatırlatılarak, bu aşamadan sonra Rus askerinin İstanbul’dan ayrılmasının Osmanlı Devleti’nin isteğiyle olmayacağı da şu cümlelerle vurgulanıyordu: “Yardım için gönderilen Rus askeri, İbrahim Paşa Toros Dağları’nın öte tarafına çekilmedikçe ve Mısır Valisi Babıâli’nin şartlarını kabul etmedikçe bulundukları yerlerden ayrılmayacaklardır… Rus İmparatorunun itibarını korumak için bu karar 41 Kamil Paşa, age, s.141. Sinouè, age, s.322. 43 Jorga, age, s.312. 44 Anick, age, s.29. 45 Sinouè, age, s.323. 42 [144] Hünkâr İskelesi Antlaşmasını Hazırlayan Koşullar alınmıştır. Mısır askerleri çekildiği anda imparatorun açıkça ilan ettiği üzere Rus askeri derhal çekilecektir”.46 Rus askerinin İstanbul’a gelmesi, batılı devletlerin tehdit ve baskıları Mehmet Ali Paşa’nın yine geri adım atmasına yetmemişti. Bunun üzerine durum değerlendirmesi yapılması amacıyla İstanbul’da geniş katılımlı bir meclis toplandı. Meclise katılanların tavsiyesiyle Sultan Mahmut Şam ve Halep’in de Mehmet Ali Paşa’ya verilmesine karar verdi. Amedci Reşit Bey, bu öneri ile Kütahya’ya gidip İbrahim Paşa ile pazarlık yapacak ve verilen yerler karşılığında İçil, Alaiye ve Adana’nın boşaltılmasını sağlamaya çalışacaktı. İbrahim Paşa anlaşmaya yanaşmazsa Reşit Bey durumu bu tarafa bildirip onu olabildiğince oyalamaya çalışacaktı. Bu zaman zarfında İstanbul’daki yetkililer asker sayısını çoğaltıp bir yandan da Avrupalı devletlerin Mehmet Ali Paşa’ya karşı cephe almasını sağlamaya çalışacaklardı.47 Bu sırada Reis Efendi İngiliz maslahatgüzarı Mandeville ile görüştü. İngiliz diplomat, İbrahim Paşa’nın oldukça yakında olduğunu, Mısır ordusuna mukavemet edecek yeterli sayıda Rus askerinin gelişinin uzun zaman alacağını ifade ederek, Rus yardımının savaşı İstanbul’a davet etmek demek olacağı konusunda uyarıda bulundu. Reis Efendi Mehmet Ali Paşa’nın istedikleri yerlerin tamamının verilmesinin son derece sakıncalı olduğunu ifade ettikten sonra dost devletlerden yardım beklediklerini, özellikle İngiltere’den daha fazla yardım beklemeye haklarını olduğunu söyledi. Mehmet Ali Paşa’nın Babıâli’yi bu derece sıkıştırmışken İngiltere’nin hiçbir şey olmamış gibi hareketsiz, olaylara seyirci kalması Osmanlı yetkililerini hayal kırıklığına uğratmıştı. Reis Efendi, İngiliz hükümetinin bu tutumunu eleştirerek, mevcut durumun Babıâli’nin Rusya’dan başka dostu olmadığını gösterdiğini İngiliz diplomata iletti.48 Mandeville yine diplomatik yardımdan ötesini vaat edemedi. İbrahim Paşa’ya hitaben bir mektup kaleme alarak ondan Babıâli ile uzlaşmasını istedi.49 29 Mart tarihinde Fransız elçisi Roussin ile yine görüşüldü. Roussin de Mandeville gibi bir mektup yazarak İbrahim Paşa’dan Suriye ile yetinmesini istedi. Mektupları Reşid Bey ile birlikte Kütahya’ya gitmesi kararlaştırılan Fransız maslahatgüzarı Varenne İbrahim Paşa’ya iletecekti.50 Böylece 30 Mart 46 BOA, HAT, 382/20602-B, 29.Z.1248 (1833); NA, FO, 78/222, No:77, Mandeville to Palmerston, 23 April 1833. 47 BOA, HAT, 368/20435, 29.Z.1248(1833). 48 BOA, HAT 365/20181, 29.Z.1248 (1833). 49 BOA, HAT, 365/20180, 29.Z.1248, (1833). 50 NA, FO, 78/222, Mandeville to Palmerston, 31 March 1833. [145] Fatih Gencer 1833 tarihinde Reşit Bey, Şekip Bey ve Varenne İbrahim Paşa ile görüşmek üzere Kütahya’ya doğru yola koyuldular.51 Fransız ve İngiliz diplomatlar Rusların biran evvel İstanbul’u terk etmesi için İbrahim Paşa’nın ilerleyişini durdurmaya gayret ederlerken, aynı tarihlerde Osmanlı yetkilileri de Hocabey’de geri kalan Rus kuvvetlerinin İstanbul’a getirilmesi amacıyla Butenef ile görüşmekteydiler.52 Neticede 5 Nisan’da Amiral Komani komutasındaki bir Rus filosu daha İstanbul Boğazı’na girip Büyükdere önlerinde demir attı53. Son gelenlerle birlikte on bir tabur piyade, sekiz bölük süvariden oluşan Rus kuvvetlerinin sayısı on bini aştı.54 Sultan Mahmut, General Muravyef ile diğer üst düzey subayları 5 Nisan 1833’te huzuruna kabul edip onları taltif etti.55 Boğazdaki Rus askerlerinin sayısının artmasıyla birlikte Mısır sorunu ortaya çıktığından bu yana sessiz kalan İngiltere, meseleye doğrudan müdahil olmaya başladı. İngiliz hükümeti Rusların bir an evvel boğazlardan çıkmasını istiyordu. Bu amaçla Mehmet Ali Paşa’yı anlaşmaya zorlamak için İskenderiye önlerine birkaç savaş gemisi yolladı.56 Ayrıca boğazlardaki Rus varlığından rahatsız olduğunu göstermek ve aynı zamanda Rusların İstanbul’u işgalini engellemek için Çanakkale Boğazı’na savaş gemilerini gönderdi. İngiltere ile birlikte hareket etme kararı alan Fransa ise hem Mısır’a hem de Çanakkale Boğazı’na donanmasını sevk etti.57 Avusturya da harekete geçip Mısır Valisi ile Babıâli’yi uzlaştırmak için özel temsilcisini İskenderiye’ye gönderdi.58 5 Nisan’da Kütahya’ya ulaşan Reşit Bey, birkaç kez görüştüğü İbrahim Paşa ile büyük oranda uzlaşmayı başardı. İbrahim Paşa İçil ve Alaiye’den vazgeçti ancak Adana konusunda asla geri adım atmaya yanaşmadı. Mısır ordusunun İstanbul’a doğru hareket edeceğinden endişelenen Reşit Bey, kendisine yetki verilmemesine rağmen Adana’nın Mehmet Ali Paşa’nın yönetimine verileceğine dair söz vermek zorunda kaldı.59 Babıâli, Reşit Bey’in Adana ile ilgili İbrahim Paşa’ya vermiş olduğu sözden hiç de hoşnut olmadı. Üstelik Adana’nın terk edilmesinin söz konusu bile olmayacağını hemen 51 Ahmed Lütfi Efendi, age,s.744. BOA, HAT, 368/20345-B, 29.Z.1248, (1833). 53 NA, FO, 78/222, Mandeville to Palmerston, 6 April 1833. 54 Takvim-i Vekayi, Defa, 57, 18.Z.1248 55 Takvim-i Vekayi, Defa 56, gurre Z.1248. 56 Sinouè, age, s.323. 57 Armaoğlu, age, s.205. 58 BOA, HAT, 369/20346, 29.Z.1248 (1833). 59 Ali Fuat, agm, s.87. 52 [146] Hünkâr İskelesi Antlaşmasını Hazırlayan Koşullar duyurdu.60 Bu sırada askerlerine geri çekilme emri vermiş olan İbrahim Paşa, Babıâli’nin Adana ile ilgili almış olduğu son kararı duyunca epey hiddetlendi. Bu aşamadan sonra savaşın kaçınılmaz olduğu tehdidini savurmaktan da geri durmadı.61 Mayıs ayı başında İngiltere’nin yeni büyükelçisi Lord Ponsonby İstanbul’a ulaştı. Bu sırada Babıâli ile Mehmet Ali Paşa arasında durum oldukça kritikti. Sultan Mahmut Adana’yı bırakmak istemediği için İbrahim Paşa Kütahya’dan ayrılmayı reddediyordu. Rusların bir an evvel İstanbul’dan ayrılmasını isteyen Ponsonby, Adana’nın tevcih edilerek meselenin bitirilmesi konusunda Osmanlı yetkililerine baskı yapmaya başladı.62 Bu sırada Rus Elçisi Butenef, Reis Efendi ile görüşerek, Eflak ve Boğdan’da bulunan Rus ordusunun İstanbul’a gelmesini önerdi. Ona göre İbrahim Paşa’ya geri adım attırmanın tek yolu karşısına otuz bin kişilik Rus ordusunu dikmekti.63 İbrahim Paşa, Padişahın Adana’yı babasına bırakmayacağını kesin olarak anlayınca, kendisinin de devletin bir veziri olduğunu ifade ederek, Adana’nın kendi yönetimine verilmesi Reşit Bey’e teklif etti. Daha sonra bu teklifini doğrudan Babıâli’ye de iletti. Osmanlı yönetimi artık bir karar vermek zorundaydı; ya Adana’yı İbrahim Paşa’ya verecek veya yeniden büyük bir savaş riskini göze alacaktı. Eğer savaş başlatılacaksa Kütahya’ya Rus askerinin sevki kaçınılmazdı. Üstelik bu durumda Fransa’nın Mehmet Ali Paşa’ya açıktan yardım etmesi bekleniyordu. Tüm bu olasılıkları değerlendiren Sultan Mahmut, devletini yeni bir maceraya sürüklemek istemedi.64 3 Mayıs 1833’te Adana’nın İbrahim Paşa’nın yönetimine verilmesine razı oldu.65 Padişah, Adana meselesinin çözümlenmesiyle daha fazla Rus askerinin İstanbul’a gelmesini istemediğinden, bu konuda Butenef ile görüşmesi için Reis Efendi’ye talimat verdi.66 Bu esnada Avrupalı devletlerin baskısından bunalan Mehmet Ali Paşa, padişahın kararından habersiz olarak Adana konusunda geri adım atmaya razı olduğunu söylemek zorunda kaldı. Ancak İskenderiye’deki Avrupalı 60 NA, FO, 78/222, No:72, Mandeville to Palmerston, 22 April 1833. Ali Fuat, agm, s. 100. 62 G.H. Bolsover, “Lord Ponsonby and the Eastern Question (1833-1839)”, The Slavonic and East European Review, Vol.13, No.37 (jul 1934), s.99. 63 BOA, HAT, 1040/43051, 29.Z.1248. 64 BOA, HAT, 369/20346, 29.Z.1248 65 NA, FO, 78/222, Mandeville to Palmerston, 4 May 1833. 66 BOA, HAT, 1040/43051, 29.Z.1248 (1833). 61 [147] Fatih Gencer diplomatlar sorunu bir an evvel çözmek istediklerinden Mehmet Ali Paşa’nın bu kararını Babıâli’ye iletmediler.67 Adana’nın tevcihi ile ilgili ferman Mühimmât-ı Harbiye Nazırı Emin Efendi ile Kütahya’ya gönderildi. Bir yandan da Anadolu’da genel af ilan edilip üç koldan bütün ahaliye duyuruldu.68 Emin Efendi Kütahya’ya varıp 12 Mayıs’ta padişahın fermanını İbrahim Paşa’ya teslim etti. Adana ile ilgili ricasına Padişah tarafından onay verildiğini söyledikten sonra bir an evvel askerlerini alıp görev yerine dönmesini tembihledi. İbrahim Paşa mühimmatın nakli için gerekli develeri temin eder etmez yola çıkacağını söyledi.69 Bu arada yeni tevcihat ile ilgili Mehmet Ali Paşa’yı bilgilendirmek için hemen bir tatar yola çıkarıldı. İstediğini elde eden Mehmet Ali Paşa’nın teşekkür yazısı İstanbul’a ulaşınca geçici bir süre için de olsa Mısır meselesi çözülmüş oldu.70 Hünkâr İskelesi Antlaşması’nın İmzalanması Mehmet Ali Paşa ile uzlaşma sağlandığı esnada Rus İmparatoru tarafından özel yetkilerle donatılmış olan Kont Orlof, fevkalade büyükelçi olarak İstanbul’a gönderildi. Orlof hem diplomatik ilişkilerin yürütülmesinden sorumlu olacak, hem de İstanbul’da bulunan Rus askerinin komutanlığını yürütecekti.71 5 Mayıs’ta İstanbul’a ulaşan Kont Orlof, özellikle İngiltere’nin Mısır meselesine doğrudan müdahil olması sonrasında Babıâli üzerinde etkisini yitirmeye başlayan Rus nüfuzunu yeniden güçlendirmek72 ve Rus menfaatlerini korumak için Osmanlı Devleti ile bir antlaşma imzalamakla görevlendirilmişti.73 Aslında Sultan Mahmut da Ruslarla bir antlaşma yapmaya istekliydi. Hatta antlaşma talebini ilk olarak padişah dile getirmiş, Ahmet Fevzi Paşa aracılığıyla bu isteğini 1833 Nisan’ında Rus elçisi Butenef’e iletmişti. Rus yetkililer, Osmanlı Devleti’nin antlaşma talebini kabul etmiş, ancak Orlof’a verdikleri talimatta karşılıklı arazi garantisine yanaşmayacaklarını belirtmişlerdi. Yani Rusya Osmanlı İmparatorluğu’nun Afrika’daki topraklarına 67 Anick, age, s.38. Takvim-i Vekayi, Defa 58, 29.Z.1248. 69 BOA, HAT, 357,20020-E, 22.Z.1248 (12 Mayıs 1833). 70 BOA, HAT, 350/20020, 29.Z.1248 (1833) 71 NA, FO, 78/222, Mandeville to Palmerston, 5 May 1833; BOA, HAT, 350/19814, 29.Z.1248 (1833). 72 Altındağ, age, s.148. 73 Bolsover, agm,s.99. 68 [148] Hünkâr İskelesi Antlaşmasını Hazırlayan Koşullar dair herhangi bir yükümlülük altına girmeyecekti.74 Rusya’nın antlaşma imzalamaktaki en önemli amacı; Osmanlı Devleti’nin bütünlüğünden yana olduğunu göstererek, güneye doğru genişleme emelini gizlemekti. Aynı zamanda Osmanlı Devleti’nin bunalımlı zamanlarında Babıâli’yi Çar’ın himayesine almaktı. Böylece Rusya ihtiyaç duyduğunda Osmanlı topraklarına asker sevk edebilecek ve bu hareketi antlaşma vesilesiyle meşru kabul edilecekti.75 Orlof yaptığı ilk açıklamada; Mısır askeri Anadolu’yu terk ettikten hemen sonra Rus askerinin çekileceğini, Rusya’nın savaş istemediği gibi asla topraklarını genişletmek arzusu da bulunmadığını ilan etti. Bu sırada İngiliz ve Fransız savaş gemilerinin boğazlara girme ihtimali bulunuyordu. Orlof, Osmanlı yetkililerinden söz konusu devletlerin donanmalarının boğazlara girişine izin verilmemesini istedi. Kendisi İstanbul’a padişahın izni ile girmişti. Ayrılırken yine padişahtan izin belgesi alıp bu belgeyi boğazların çevresindeki kalelere gösterdikten sonra hareket edeceğini duyurdu. Böylece Rusya’nın boğazların savaş gemilerine kapalılığı ilkesine saygılı olduğunu batılı devletlere göstermek niyetindeydi.76 Mehmet Ali Paşa ile olan ihtilaf halledildikten sonra Rusların boğazlardan çekilmesi için İngiltere ve Fransa’nın baskıları arttı. Osmanlı yetkilileri batılı devletleri tatmin için en az üç yüz Rus askerinin geri gönderilmesini istiyordu. Orlof bu isteği geri çevirdi, zira daha önce ilan edildiği üzere Mısır ordusu Torosları geçmeden Rusların çekilmesi söz konusu bile olamazdı.77 Orlof, Mısır ordusunun çekilişini takip için Baron Siven’i görevlendirerek ondan gelecek haberi bekliyordu.78 Babıâli de İbrahim Paşa’nın hareketini takip için Lağımcı Miralayı Hafız Bey’i tayin etmişti.79 Fransızlar Rus donanmasının çekilmesi için İngilizlerle birlikte boğazlara girmeyi istiyorlardı. Hatta Roussin Çanakkale önlerinde bulunan Fransız donanmasını İstanbul’a getireceğine dair Orlof’a meydan okumuştu. Palmerston, Fransa’nın bu heyecanlı tavırlarına ortak olmadı ve onun talimatı ile İngiliz elçisi Ponsonby son derece soğukkanlı hareket ederek Mısır ordusunun çekilmesini bekledi.80 74 Altındağ, age, s.150-151. Armaoğlu, age, s.208. 76 BOA, HAT, 909/ 39798-A, 29.Z.1248 (1833) 77 BOA, HAT, 909/ 39798-A, 29.Z.1248 (1833) 78 BOA, HAT, 361/20096-A, 29.Z.1248 (1833) 79 BOA, HAT, 367/20289-A, 29.Z.1248 (1833). 80 Bolsover, agm, s.100. 75 [149] Fatih Gencer Orlof, Roussin’in meydan okuyuşunu savaş sebebi sayacağını söyledi. Bu sırada Çanakkale Boğazı’ndan geçmeye çalışan bir Fransız guletinin üzerine kalelerden birkaç el top atışı yapıldı. Gemidekiler ateş açanların Rus askeri olduğunu Fransız elçiliğine bildirdiler. Roussin’in bu konuda bir açıklama istediği Orlof, Çanakkale yakınlarında bir Rus firkateyni olmasına rağmen, bölgede Rus askeri bulunmadığını, bu durumun muhtemelen topçuların hatasından kaynaklandığını söyledi. Ancak Osmanlı yetkilileri bu olay nedeniyle Fransız donanmasının boğazlara zorla gireceğini düşünerek endişelendiler. Orlof, Fransızların böyle bir harekete girişmeye hakları olmadığını belirttikten sonra yetkililerden kendi ifadesine benzer bir açıklama ile Fransız elçisini bilgilendirmelerini istedi. Orlof’a göre Roussin’in amacı bir iki Fransız gemisi ile Rus donanmasını boğazdan çıkarmak ve başarısı nedeniyle gazetelerde boy göstermekti. Eğer Fransızlar Babıâli’den izin almadan boğazlardan geçerse Rus süngüleri ile karşılanacaklarını açıkça söyledi. Zorla geçiş söz konusu olursa derhal kendisine haber verilmesini istedi. Ayrıca böyle bir durum gerçekleşirse Baserabya’da bulunan yüz bin kişilik Rus ordusunu Çanakkale Boğazı’na yürütecek, Hocabey’den İstanbul’a takviye birlikler sevk edecekti. Bir yandan dolaylı yollardan da olsa Osmanlı yetkililerini de tehdit etmeyi ihmal etmedi. İstanbul’un savaş alanına dönmesi istenmiyorsa, Fransızların boğazlar girişine asla izin verilmemeliydi.81 Orlof, Reis Efendi ile görüşmesinde; gereksiz dedikodulara meydan vermemek için Çanakkale önlerinde bulunan Rus firkateynini geri çekmek niyetinde olduğunu ifade etti. Bir yandan da Rusya’nın boğazların savaş gemilerine kapalılığı ilkesine saygılı olduğunu göstermeye çalışıyordu. Bunun için boğazlara giriş çıkış yapan bütün Rus savaş gemilerinin padişahın emri ve rızası ile hareket ettiğini belgeleme gayretindeydi. Bu nedenle daha önce haberleşme amaçlı Yunanistan tarafına gönderilen Rus gemilerini padişahın izin belgesi gelinceye kadar Çanakkale Boğazı önünde bekletti. Reis Efendi İngiliz ve Fransızlardan boğazlardan geçiş için herhangi bir talep gelmediğini, eğer böyle bir istek olursa bu durumdan derhal Rusların haberdar edileceğini söyledi. Ayrıca boğaz önünde bekleyen Rus gemileri için bir an evvel gerekli olan izin belgelerinin hazırlanacağını ve Çanakkale’de bulunan firkateynin geri çekilmesine gerek olmadığını ifade etti. Orlof, firkateynin orada kalmasına izin verilmesinin Rusya’nın şanını muhafaza edecek bir hareket olacağı için Reis Efendi’ye teşekkür etti. Ayrıca Osmanlı yetkililerinin Fransız elçisi ile 81 BOA, HAT, 909/ 39798-A, 29.Z.1248 (1833). [150] Hünkâr İskelesi Antlaşmasını Hazırlayan Koşullar görüşmeleri esnasında siyaset icabı kendisi ve gerekirse Rusya devleti aleyhine sözler dile getirebileceklerini, bu maksatla sarf edilecek cümlelerin kendileri açısından sakıncası olmadığını söyledi.82 Mayıs ayının sonlarına doğru Rus yetkililer ile Osmanlı yetkilileri antlaşma yapmak için müzakerelere başladılar. İki taraf da müzakerelerin gizli yürütülmesine dikkat etse de antlaşma ile ilgili bilgiler bir şekilde sızdırılıyordu. Durumdan haberdar olan Roussin, 23 Mayıs’ta Reis Efendi’yi uyararak; antlaşmanın Osmanlı Devleti’nin bağımsızlığının sonu olacağını söyledi.83 Benzer kaygıları taşıyan Ponsonby ise Rusların Osmanlı topraklarını işgallerini kolaylaştıracak bir antlaşma hazırlığında olduğundan şüpheleniyordu.84 Bu sırada tüm gözler Mısır ordusunun üzerindeydi. Babıâli kadar Fransız ve İngilizler de bir an evvel Mısır ordusunun Torosları aşmasını dört gözle bekliyorlardı. İbrahim Paşa, Mayıs’ın 12’sinde Akşehir’den ayrılıp Konya’ya doğru yola koyuldu. Babıâli’nin görevlendirdiği Hafız Bey, İbrahim Paşa’nın hareketlerini yakından takip ediyor, gelişmeleri hem Babıâli’ye hem de Baron Siven’e aktarıyordu.85 Mayıs ayının sonlarına doğru Mısır askeri Kayseri’yi tamamen boşalttı. Bunun üzerine Kayseri Mutasarrıfı Osman Nuri Paşa Kayseri’ye gidip idareyi ele aldı.86 Mısır askeri geri çekildikçe Babıâli boşaltılan bölgelere kendi idarecilerini atıyordu. Yeni atama yapılan yerler arasında; Aydın, Kütahya, Hüdavendigar, Saruhan, Amasya, Niğde, Kengırı, Beyşehir, Hamid, Aksaray, Kırşehir gibi önemli sancaklar bulunuyordu.87 İbrahim Paşa Mayıs’ın 28’nde Konya’ya, Haziran’ın 2’sinde de Karaman’a ulaştı. Bu sırada Hafız Bey, İbrahim Paşa’nın Gülek Boğazı’nı geçtiğini bizzat görmek için Ulukışla’ya gitti.88 Haziran ayının başında Mısır ordusunun önemli bir kısmı Gülek Boğazı’nı geçip Adana’ya ulaştı.89Anadolu’da sadece İbrahim Paşa’nın maiyetinde bulunan küçük bir birlik kalmıştı. İbrahim Paşa bu durumdan Babıâli’yi haberdar ederek, 11 Haziran’da Gülek Boğazı’nı geçip görev yeri olan Adana’ya ulaşacağı bilgisini verdi. Sonuçta Haziran’ın ortalarına doğru Mısır kuvvetlerinin tamamı 82 BOA, HAT, 365/20199, 29.Z.1248 (1833). Anick, age, s.50. 84 NA, FO, 78/223, Ponsonby to Palmerston, 22 May 1833. 85 BOA, HAT, 361/20096-A, 29.Z.1248 (1833). 86 BOA, HAT, 361/20095-B, 12.M.1249 (1 Haziran 1833) 87 Takvim-i Vekayi, Defa, 59, 13.M.1249. 88 BOA, HAT, 1167/46155-A, 29.Z.1249 (1833) 89 BOA, HAT, 361/20096-C, 22.M.1249 (11 Haziran 1833). 83 [151] Fatih Gencer Anadolu’dan ayrılmış oldu.90 Baron Siven 6 Temmuz’da İstanbul’a dönüp Mısırlıların tamamen Anadolu’dan çıkmış olduklarını Kont Orlof’a bildirdi. Bu haber üzerine Ruslar İstanbul’dan çekilmek için hemen hazırlıklara koyuldular.91 Mısır kuvvetleri çekilirken Osmanlı-Rus ittifak antlaşmasının hazırlıkları da hızlı bir şekilde yürütülüyordu. Muhtemelen Temmuz ayının ilk haftasında Serasker Hüsrev Paşa, Müşir-i Hassa Ahmet Fevzi Paşa ve Reis Efendi antlaşmaya son halini vermek üzere, Kont Orlof ve Butenef’le bir araya geldiler. Orlof daha önce hazırlamış olduğu taslak metni masaya koydu. Taraflar bu metin üzerinde büyük oranda mutabık kaldılarsa da Osmanlı yetkilileri bazı küçük değişiklikler yapılması konusunda ısrarcı oldular. Anlaşıldığı kadarıyla karşılıklı yardım yükümlülüklerini belirleyen ve antlaşmanın belki de en önemli kısmını oluşturan üçüncü madde üzerinde bir kısım değişiklikler yapılacaktı. Mesela taslak metinde Osmanlı Devleti’nin “vikaye-i serbestiyetinin” yani özgürce siyaset üretebilmesinin garanti altına alınmasının esas olduğu belirtiliyordu. Ancak “vikaye-i serbestiyet” tabiri; Babıâli’nin Rus himayesine girmesinin ilanı demekti. Kanaatimizce bu durumda Osmanlı yetkilileri iç ve dış politika ile ilgili atılacak her adımda Rusya’ya danışmak zorunda kalacaklardı. Bu nedenle olsa gerek Osmanlı murahhasları “vikaye-i serbestiyet” tabirinin yerine devletin “beka, istikrar ve istiklal” nin sağlanması ibaresini taslak metne eklettirmişlerdi. Aslında yapılan bu değişikliğe rağmen antlaşma metni devletin prestijini sarsacak ve Padişahı diğer hükümdarlar nazarında küçük düşürecek mahiyetteydi. Yine Osmanlı yetkililerinin müdahalesiyle aynı maddede yer alacak olan taraflardan herhangi birinden “ne mikdar asker ve kuvvet talep olunur ise ol mikdar ita olunması” ibaresine yer verildi. Ayrıca antlaşmanın gizli maddesi üzerinde de duruldu. Bu maddede Osmanlı Devleti’nin Rusya’ya askeri yardım yapacak gücü bulunmadığından, Babıâli askeri yardıma karşılık olmak üzere Bahr-i Sefîd Boğazını (Çanakkale Boğazı) kapatması konusunda mutabık kalındı. Bahse konu olan düzenlemeler ve tashihler yapıldıktan sonra birkaç gün içinde tekrar bir araya gelip, antlaşmanın resmen imzalanmasına karar verildi.92 90 BOA, HAT, 361/20096-B, 22.M.1249 (22 Mayıs 1833). NA, FO, 78/223, No: 31,Ponsonby to Palmerston, 10 July 1833. 92 BOA, HAT, 833/37607, 29.Z.1249 (1833). 91 [152] Hünkâr İskelesi Antlaşmasını Hazırlayan Koşullar Anlaşıldığı kadarıyla Orlof’un hazırladığı antlaşma taslağında tarafları uğraştıran ve en fazla müdahale edilen üçüncü madde olmuştu. Bu maddenin Padişaha sunulmadan önceki son hali şu şekildeydi: “iş bu ittifak muahedesine esas olan muhafaza ve müdafaa-i mütekabile usulü muktezası ve Devlet-i Aliye’nin bekasını ve istikrarını ve istiklali-i tamını temin etmek ihlâs-ı arzusu iktizası üzere fehametlu Rusya İmparatoru cenabları Devlet-i Aliye’yi Rusya’nın iane-i bahriye ve harbiyesini talebe müceddeden ilca ve istilzam edecek ahvalin zuhuru İnşaallahu Teâlâ kat’an me’mul değil ise de olduğu takdirinde matlub-ı Hazret-i Padişahi ile tarafeyn-i fahimeyn-i muahedeyn ne mikdar askeri ve kuvâ lazım görürler ise beren ve bahren itasını taahhüd eder. Binaen-ala-zalik bu takdirde Devlet-i Aliye istiane talep buyurmuş olduğu kuvve-i berriye ve bahriye rey ve irade-i aliyesinde tutulmak üzere kavl ve karar verilmiştir”. Rus heyetinin ayrılması sonrasında Osmanlı yetkilileri bazı ibareler üzerinde yine bir takım küçük değişiklikler yapma ihtiyacı hissettiler. Kanaatimizce yapılan en önemli değişikliklerden biri; “Devlet-i Aliye’nin bekasını, istikrarını ve istiklal-i tamını temin etmek…” cümlesinden “bekası” tabirinin çıkarılması oldu. Anlaşıldığı kadarıyla bu değişiklik yine Osmanlı Devleti’nin itibarını korumak için yapılmıştı. Zira bir devlet, karşılaşabileceği öngörülemeyen olağanüstü hallerde başka bir devletin yardımını talep edebilirdi. Ancak varlığını sürdürmesini ve gelecekte de var olmasını başka bir devletin insafına terk edemezdi. Yani Rusya, yabancı bir güçten, özellikle Mehmet Ali Paşa’dan, gelecek tehditlere karşı Osmanlı Devleti’ni korumayı taahhüt edebilirdi. Ancak Osmanlı Devleti’nin uzun yıllar boyunca varlığını sürdürmesini garanti edemezdi. Aslında “beka” tabirinin çıkarılması Osmanlı yetkililerinin antlaşmaya bakış açılarını da yansıtmaktaydı. Kanaatimizce yetkililer bu tutumlarıyla devletin içine düştüğü buhranı geçici olarak görüyor, bu süreci atlattıktan sonra devletin yine kendi ayakları üzerinde durabileceğine inanıyorlardı. Yine bu maddenin yardım talebi ile ilgili kısmından “matlûb-ı Hazret-i Padişahî” tabiri çıkarılarak Osmanlı Sultanının prestiji korunmuştu.93 Sonuçta Osmanlıların önerdiği değişiklikleri Ruslar kabul etti. Heyetler arasındaki müzakereler neticesinde iki devlet arasında yapılacak olan ittifak antlaşmasının müsveddesi hazırlanıp padişahın onayına sunuldu. Sultan 93 BOA, HAT, 1040/43058-A, 29.Z.1249 (1833). [153] Fatih Gencer Mahmut taslak metni beğenip hemen temize çekilerek resmen arz ve takdim edilmesini istedi.94 Osmanlı-Rus ittifak antlaşması metni hazırlandıktan sonra antlaşmayı imzalamaya kimlerin yetkili olacağına karar verilmesi gerekiyordu. Reis Efendi doğal olarak antlaşmayı imzalayacak heyetin içerisindeydi. Tek başına olması uygun olmadığından Orlof’un unvanına uygun kişilerin murahhas olarak seçilmesi gerekmekteydi.95 Sultan Mahmut 8 Temmuz 1833’te Vezir Hüsrev Mehmet Paşa, Asâkir-i Hassa Müşiri Fevzi Ahmet Paşa ve Reisülküttab Mehmet Akif Efendi’yi antlaşmayı imzalamaya yetkili murahhaslar olarak tayin etti. Rus tarafı ise fevkalade büyükelçi Kont Aleksi Orlof ile Butenef görevlendirilmişti. Böylece 8 Temmuz 1833’te Hünkâr İskelesi Antlaşması olarak bilinen Osmanlı-Rus İttifak Antlaşması imzalandı.96 Antlaşma özetle şu maddelerden oluşuyordu: 1.Madde: Osmanlı Devleti ile Rusya’nın yakın dost olduğu vurgulanıyor, devletler dış tehdide karşı birbirlerine yardım edeceklerini vaat ediyorlardı. 2.Madde:1829 Edirne, 1830 Petersburg ve 1832 İstanbul antlaşmalarının maddeleri tekrar tasdik ediliyordu. 3. Madde: Bu antlaşmanın esasını oluşturan karşılıklı yardım ilkesi gereğince; Rusya Osmanlı Devleti’nin istikrar ve istiklalini temin etmek arzusunda olduğunu ifade ediyor ve Osmanlı Devleti yardım talebinde bulunursa istediği miktarda kara ve deniz gücü göndermeyi taahhüt ediyordu. 4. Madde: Yardım isteyen devlet, yardım sağlayacak devletin bütün masraflarını karşılayacaktı. 5. Madde: Antlaşmanın süresi sekiz yıl olacaktı. 6. Madde: Antlaşma mümkünse iki ay içerisinde tasdik edilecek, tasdik edilmiş nüshaları İstanbul’da mübadele edilecekti. Gizli Madde: Osmanlı Devleti, askeri yardım yapmak yerine gerektiğinde Rusya lehine Çanakkale Boğazı’nı kapatacak ve her ne sebeple olursa olsun yabancı savaş gemilerinin boğaza girmesine müsaade etmeyecekti.97 İngiliz ve Fransızlar, Babıâli’nin Rusya ile antlaşma hazırlığı içerisinde olduğunu biliyorlarsa da Hünkâr İskelesi Antlaşması’nın içeriği ile ilgili herhangi bir bilgiye sahip değillerdi. Gizlenecek bir şey olmadığını düşünen 94 BOA, HAT, 1040/43058, 29.Z.1249 (1833). BOA, HAT, 1297/50424, 29.Z.1249 (1833). 96 BOA, HAT, 1045/43186, 19.S.1249, (8 Temmuz 1833); Ahmed Lütfi Efendi, age, s.811. 97 BOA, HAT, 1169/46234-A, 25.R.1249, (11 Eylül 1833); Muâhedât Mecmûası, IV, TTK, Ankara, 2008, s.90-93; Ahmed Lütfi Efendi, age, s.768-769. 95 [154] Hünkâr İskelesi Antlaşmasını Hazırlayan Koşullar Osmanlı yetkilileri, Avrupalı devletleri şüpheye düşürmemek için antlaşmanın İstanbul’da bulunan elçilere duyurulması düşüncesindeydiler. Bu durumu Rus yetkililerine açtıklarında, Kont Orlof antlaşmanın gizli tutulmasını isteyerek, Osmanlıları ilan fikrinden vazgeçirdi.98 Antlaşmanın imzalandığı tarihin Rus imparatorunun doğum gününe denk gelmesi vesilesiyle Kont Orlof ve Butenef Büyükdere’deki Rus elçiliğinde şenlikler düzenleyerek ziyafet vermişlerdi. Babıâli’nin üst düzey bürokratları neredeyse tam kadro kutlamalara katılmışlardı. Bunlar arasında Sadrazam, Serasker, Müşir-i Asakir-i Hassa, Reisü’l-Etibbay-ı Şehriyari, Kethüday-ı Sadr-ı Ali ve Reis Efendi gibi yetkililer bulunuyordu. Ertesi gün Sultan Mahmut, Orlof, Butenef, Muravyef, Amiral Lazarof’u Serasker’in sahilhânesinde huzuruna kabul etti. Padişah gelenlerin hepsine iltifatta bulunduktan sonra onlara bir takım hediyeler verdi. Padişah sahilhâneden ayrıldıktan sonra Rus yetkililere burada ziyafet verildi. Antlaşma imzalandıktan iki gün sonra yani 10 Temmuz’da Rus askeri İstanbul’dan ayrılmaya başladı. Dönüş hazırlıklarına koyulan Kont Orlof’u 13 Temmuz’da Sultan Mahmut tekrar huzuruna kabul ederek, ona Rus İmparatoru’na takdim edilmek üzere bir mektup verdi. Orlof burada padişaha veda ettikten sonra 14 Temmuz’da İstanbul’dan ayrıldı. Böylece Rusların İstanbul’da herhangi bir askeri varlığı kalmamış oldu.99 Ancak asıl fırtına Rusların ayrılmasından sonra kopacaktı. İngiliz Büyükelçi Ponsonby, Babıâli’deki adamları vasıtasıyla Hünkâr İskelesi Antlaşması’nın sonuçlandırıldığını öğrendi. Daha sonra antlaşmanın iki kopyasını elde edip bunları 12 Temmuz’da Palmerston’a iletti.100 Rusya oldukça yakın ilişkileri bulunduğu Avusturya’yı antlaşmadan haberdar etmiş, Fransa da antlaşma metninin kopyasını elde etmişti. Sonuçta bütün Avrupa kısa sürede antlaşmadan haberdar oldu. Babıâli bir an evvel antlaşma maddelerinin açıklanmasını istiyordu. Çünkü antlaşmaya dair gerçekle ilgisi olmayan dedikodular Avrupalı devletleri tahrik edebilirdi. Prens Metternich de antlaşmanın ilan edilmesi gerektiğini Rus elçisi vasıtasıyla Petersburg’a iletti. Bunun üzerine Rusya, Paris ve Londra’daki elçilerine gerekirse antlaşma ile ilgili açıklama yapma yetkisi verdi. 20 Temmuz’da Rus Dışişleri Bakanı Neslord, artık antlaşmayı gizlemenin son derece sakıncalı olduğunu Babıâli’ye 98 BOA, HAT, 1168/46195-A, 29.Z.1249 (1833). Takvim-i Vekayi, Defa 63, 8.Ra.1249. 100 Bolsover, agm,s.101. 99 [155] Fatih Gencer bildirdi.101 Ancak antlaşmanın duyurulup duyurulmaması Osmanlı Devleti’nin kararına bırakılıyordu. Bu durumu memnuniyetle karşılayan yetkililer Neslord’un gizli maddenin de açıklanması ile ilgili bir tavsiyesi olup olmadığını elçi Butenef’ten sordular. Butenef bu konu ile ilgili Dışişleri Bakanı’nın net bir ifadesi bulunmadığı cevabını verdi.102 Babıâli zaten başlangıcından beri antlaşma maddelerinin duyurulması taraftarıydı. Bu mesele ile ilgili bilgi kirliliğinin önüne geçilmesi için İstanbul’daki yabancı elçilere antlaşmanın kopyasının gönderilmesine karar verdi. Ancak ilk önce antlaşmanın tek amacının asayişin sağlanması olduğunu duyurulacaktı. Bu yolla İngilizlerin, Fransızların ve Mehmet Ali Paşa’nın bir takım vesveselere kapılmasının engellenebileceği düşünülüyordu. Ayrıca elçilere gönderilecek kopyada gizli maddeden bahsedilmeyecek, eğer bu konu sorulursa o zaman gizli madde açıklanacaktı.103 Doğal olarak yetkililer müttefikleri olan Rus elçisinin de gizli maddenin açıklanması ile ilgili fikrini öğrenmek istediler. Yapılan istişareler neticesinde Butenef’in telkinleriyle gizli maddenin bir süre daha açıklanmamasının daha uygun olacağına kanaat getirildi.104 Daha önce belirtildiği üzere Rus donanması İstanbul’a girdiğinde İngiliz ve Fransız savaş gemileri Çanakkale Boğazı önlerine gelmişlerdi. Ancak Ruslar çekildikten sonra bile savaş gemileri Bozcaada önünde beklemeyi sürdürmüşlerdi.105 Bu durumu haber alan Kont Orlof, 17 Temmuz’da Babıâli’ye iletilmek üzere Butenef’e konu ile ilgili bir mektup yazdı. Bu mektupta Rusya’nın taahhütlerine sadık kalacağı vurgulanıyor, Babıâli’ye baskılara boyun eğmemesi salık verilerek, gerektiğinde her türlü yardımın yapılacağı hatırlatılıyordu. Ayrıca antlaşma gereği Boğazların savaş gemilerine kapatılması gerektiği vurgulandıktan sonra ihtiyaç duyulması halinde Rus ordusunun harekete geçeceği ve Karadeniz donanmasının Süzebolu yakınlarında hazır bekletildiği ifade ediliyordu.106 İngiliz ve Fransızların tepkilerinin savaşa sebep olmasından endişelenen Osmanlı yetkilileri, Rus elçisi Butenef’in de olurunu aldıktan sonra Bozcaada önünde neden donanmalarının bekletildiğini elçilere sormaya karar verdi. 101 BOA, HAT, 1045/43183-A, 29.Z.1249 (1833). BOA, HAT, 1045/43183, 29.Z.1249 (1833). 103 BOA, HAT, 1168/46195-A, 29.Z.1249 (1833). 104 BOA, HAT, 948/40772, 29.Z.1249 (1833). 105 Ahmed Lütfi Efendi, age, s.777. 106 BOA, HAT, 1169/46237-A 28.S.1249 (17 Temmuz 1833). 102 [156] Hünkâr İskelesi Antlaşmasını Hazırlayan Koşullar İngiliz elçilik tercümanı Pizani, Babıâli’nin sorusuna; İngiltere Devleti’nin gerekli gördüğü için savaş gemilerinin boğazlar önünde bekletildiği cevabını verdi. Sonra da Osmanlı-Rus İttifak Antlaşması’nın muhakkak gizli maddesi bulunduğunu, bu maddenin de Akdeniz Boğazı ile ilgili ve İngiltere’nin aleyhine olduğunu söyledi. Reis Efendi gizli maddeyi tamamen inkâr ettiyse de tercümanı ikna etmeyi başaramadı. Bunun üzerine tercüman Ponsonby’nin antlaşmayı ve gizli maddeyi zaten bildiğini ve ittifak gereği İngiltere ve Rusya savaşırlarsa, Osmanlı’nın İngiliz donanmasının boğazlara girişini engelleyeceğini söyledi. Fransa elçiliği tercümanı da gizli maddenin bilindiğini ifade eden bir cevap verdi. Böylece Osmanlı yetkilileri hem İngilizlerin hem de Fransızların gizli maddeden haberdar olduklarını anladılar. Bu devletlerin meseleyi büyütmemeleri için gizli maddenin açıklanması gerekiyordu. Ancak yine yetkililer Butenef’in bu konudaki düşüncelerini öğrenmek istediler.107 Ruslar, Osmanlı yetkililerinin gizli maddenin açıklanması konusunda sürekli baskı altında kaldıklarını zaten biliyorlardı. Ayrıca artık ortada gizlenecek bir şey de kalmamıştı. Bu nedenle Rusya gizli madde ile ilgili bir açıklama yapmaya karar verdi. Rus Dışişleri Bakanlığı bu konu ile ilgili resmi bir yazıyı Londra elçiliği eliyle İngiliz Hükümeti’ne iletti.108 Osmanlı ve Rus yetkililer her ne kadar Hünkâr İskelesi Antlaşması’nda İngiltere ve Fransa aleyhine bir madde olmadığını, ittifakın savunma amaçlı olduğunu söyleseler de bu konuda Avrupalı devletleri ikna edemediler. Özellikle İngiltere antlaşmaya şiddetle itiraz etti. İngiliz Hükümeti, Rusya’nın ittifakı bahane edip, Osmanlı’nın iç ve dış meselelerine zorla müdahaleye kalkışmasından endişeleniyordu. Bu nedenle İngiltere’nin gerektiğinde Hünkâr İskelesi Antlaşması’nı yok sayarak hareket edeceğini ilan etti.109 26 Ağustos’ta İngiliz Elçisi Ponsonby Osmanlı-Rus İttifak Antlaşması nedeniyle hükümetinin protestosunu Babıâli’ye takdim etti.110 Aynı tarihte Fransız Elçisi Roussin’de aynı gerekçe ile Osmanlı Devleti’ni protesto etti.111 Söz konusu devletler Petersburg’daki elçileri aracılığıyla protestolarını Rus hükümetine de ilettiler.112 Her ne kadar İngiltere ve Fransa boğazlara donanmalarını gönderip, iki devleti de protesto etmişlerse de artık Hünkâr İskelesi Antlaşması’ndan geri 107 BOA, HAT, 948/40772, 29.Z.1249 (1833). BOA, HAT, 1040/43061, 29.Z.1250, (1833). 109 NA, FO, 78/220, Ponsonby to Palmerston, 7 August 1833. 110 BOA, HAT, 1166/46123-A, 29.Z.1249 (1833). 111 BOA, HAT, 1166/46123-B, 29.Z.1249, (1833). 112 BOA, HAT, 1044/43171, 29.Z.1249 (1833). 108 [157] Fatih Gencer dönüş söz konusu bile olamazdı. İngilizlere göre bu antlaşma o denli tehlikeliydi ki Ruslar elde ettikleri yeni imkânlarla hem Osmanlı Devleti’nin sonunu getirebilirler hem de İngiltere’nin çıkarlarına ölümcül darbeler vurabilirlerdi. Bu nedenle İngiltere’de; zamanında Osmanlı Devleti’ne yardım etmemenin büyük bir hata olduğunu kanaati oluştu. Palmerston Osmanlı Devleti’nin yardım talebine olumsuz karşılık vermeyi “İngiliz Hükümeti’nin korkunç hatası” diye nitelendirirken, 1840’da bu durumu şu şekilde ifade ediyordu: “Sultanın istediği yardım ve korumayı reddetmekle, Lord Grey kabinesinin, dış politikada işlediği hata o kadar büyüktür ki, İngiltere tarihinin hiçbir döneminde hiçbir İngiliz kabinesi böyle bir hata işlememiştir”.113 Hünkâr İskelesi Antlaşması sonrasında İngiltere, Osmanlı Devleti’nin varlığını sürdürmesinin kendisi için ne kadar elzem olduğunu anladı. Bu tarihten sonra bir yandan Rusya’nın Osmanlı Devleti’ne müdahale etmesini engellemeye gayret ederken, diğer yandan da Hünkâr İskelesi Antlaşması’nı ortadan kaldırıp yeni bir antlaşma ile boğazları kendisi açısından güvence altına almaya çalışacaktı.114 Sonuç 1831 yılında Mehmet Ali Paşa’nın isyan edip, Osmanlı ordularını hezimete uğratarak İstanbul’a dayanmasıyla başlayan süreç Sultan Mahmut için bir ölüm kalım savaşından farksızdı. Padişah yardım talebinde bulunduğu devletlerden eli boş dönünce, son çare olarak Rusların yardım teklifini kabul etmek zorunda kaldı. Rus askerinin İstanbul’a girmesiyle Osmanlı Devleti’nin siyaseten Rusya’nın güdümüne girdiğini söylemek yanlış olmaz. Ancak unutulmamalıdır ki bu dönemde Bursa’ya kadar ilerleyen Mısır kuvvetlerinin İstanbul’a girmesini engelleyecek bir Osmanlı ordusu mevcut değildi. Üstelik Anadolu halkının önemli bir kısmı Mehmet Ali Paşa’ya tabi olmuş ve bu da yetmezmiş gibi İbrahim Paşa Sultan Mahmut’u tahttan indirmeye niyetlenmişti. Tüm bu şartlar altında Padişahın Rus yardım teklifini kabul etmekten başka şansı yoktu. Rus askerinin İstanbul’a girişinin Babıâli için bazı olumlu sonuçlar doğurduğu da söylenebilir. Daha önce Mehmet Ali Paşa’nın bütün taleplerinin kabul edilmesi yönünde Babıâli’yi teşvik eden Fransa ve meseleye hiç de 113 Armaoğlu, age, s.202. R.L. Baker, “Palmerston on the Treaty of Unkiar Skelessi”, The English Historical Review, Vol 43, No. 169 (Jan.1928), s.84. 114 [158] Hünkâr İskelesi Antlaşmasını Hazırlayan Koşullar müdahil olma taraftarı olmayan İngiltere, Rus askerinin bir an evvel İstanbul’dan çıkması için Mehmet Ali Paşa’ya baskı yapmaya başladılar. Sonuçta Mısır meselesi Sultan Mahmut’un istemediği şekilde de olsa çözüldü. Sonrasında Osmanlı Devleti ve Rusya karşılıklı arzularıyla Hünkâr İskelesi Antlaşması’nı imzaladılar. Antlaşma, her şeyden önce Osmanlı Devleti’nin acziyetini açıkça ortaya koyuyor ve Osmanlılar bu durumu resmen kabulleniyordu. Ancak Sultan Mahmut, bu antlaşma ile Mehmet Ali Paşa’nın muhtemel saldırılarına karşı Rus yardımını garanti altına alıyordu. Rusya ise Osmanlı Devleti’ne yardım etmiş olmasının karşılığını Çanakkale Boğazı’nı diğer devletlerin savaş gemilerine kapatarak almış oluyordu. Böylece Avrupalı devletlerin güneyden Rusya’ya saldırmalarının önü kesiliyordu. Aslında Çanakkale Boğazı’nın kapatılması dışında Rusya’ya önemli bir taviz verilmediği söylenebilir. Ancak Rusların üçüncü maddeyi yorumlayarak, istikrarın sağlanmasını gerekçe gösterip Osmanlı topraklarına asker sevk edebilecekleri de unutulmamalıdır. Hünkâr İskelesi Antlaşması’na en fazla karşı çıkan Avrupalı devlet İngiltere oldu. İngiliz çıkarları için büyük bir tehdit olarak gördüğü antlaşmayı en kısa sürede ortadan kaldırmanın peşine düştü. Ayrıca İngiliz Hükümeti Osmanlı Devleti’nin varlığını ve bütünlüğünü korumasının kendisi için hayati önemde olduğunu anladı. Bu tarihten 19. yüzyılın sonlarına kadar, Hünkâr İskelesi Antlaşması’nın da katkısıyla, Osmanlı Devleti’ni korumak İngiltere’nin devlet politikası haline geldi. Dolayısıyla bu açıdan değerlendirecek olursak Hünkâr İskelesi Antlaşması Osmanlı Devleti için olumlu sonuçlar doğurduğunu da söyleyebiliriz. KAYNAKÇA I. BOA, (Başbakanlık Osmanlı Arşivi) HAT, Hatt-ı Hümayun II. National Archives (NA) FO, Foreign Office III. Kaynak Eserler, Araştırma ve İncelemeler Ahmed Lütfi Efendi, Vakʾanüvîs Ahmed Lûtfî Efendi Tarihi, Tarih VakfıYapı Kredi Yayınları, IV-V, İstanbul 1999. Belgelerin künyeleri metin içerisinde gösterilmiştir. [159] Fatih Gencer Ali Fuat, “Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa”, Türk Tarih Encümeni Mecmuası, Numero 19(96) İstanbul Devlet Matbaası, 1928, s.64-121. ALTUNDAĞ, Şinasi, Kavalalı Mehmet Ali Paşa İsyanı Mısır Meselesi 1831-1841, TTK, Ankara 1988. ANICK, Norman, The Embassy of Lord Ponsonby to Constantinople 1833-1841, (Ph.D, McGill University), Montreal 1970. ARMAOĞLU, Fahir, 19. Yüzyıl Siyasî Tarihi (1789-1914), TTK, Ankara 1997. BAKER, R.L., “Palmerston on the Treaty of Unkiar Skelessi”, The English Historical Review, Vol 43, No. 169 (Jan.1928), pp.83-89. BOLSOVER, G.H., “Lord Ponsonby and the Eastern Question (18331839)”, The Slavonic and East European Review, Vol.13, No.37 (jul 1934), s.98-118. CAMERON,D.A., Egypt in the Nineteenth Century or Mehemet Ali and His Successors Until The British Occupation in 1882, London 1895. Dukakinzâde Feridun, “Türk Ordusunun Eski Seferlerinden Nezip 18311840 Seferleri”, Askeri Mecmua, Nr. 83 ilavesi, İstanbul 1931, s.1-50. JORGA, Nicolae, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, V, (Çev. Nilüfer Epçeli), Yeditepe Yayınları, İstanbul 2005. Kamil Paşa, Tarih-i Siyasi-i Devlet-i Aliye-i Osmaniye, III, Matbaa-i Ahmet İhsan, İstanbul 1327. Mehmet Selahattin, Bir Türk Diplomatın Evrâk-ı Siyasiyesi, Alem Matbaası, İstanbul 1306. SINOUÈ Gilbert, Kavalalı Mehmet Ali Paşa Son Firavun, (Çev. Ali Cevat Akkoyunlu), Doğan Kitap, İstanbul 1999. SOY, Bayram, “Lord Palmerston’un Osmanlı Toprak Bütünlüğünü Koruma Siyaseti”, Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Sayı:7, Güz 2007, s.141-167. III. Gazeteler Takvim-i Vekayi [160]