Gıda Güvenliği-Halk Sağlığı Etkileşimi ve Risklerin Değerlendirilme

advertisement
Gıda Güvenliği-Halk Sağlığı Etkileşimi ve Risklerin Değerlendirilme Stratejileri
Çalıştayında Elde Edilen Sonuçlar
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası ve Türk Toksikoloji Derneği tarafından 28 Haziran 2011
tarihinde Ankara Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü Meyve Suyu ve Şarap Fabrikası Toplantı
ve Sergi Salonunda düzenlenen kısa ismiyle Risk Çalıştayında konunun uzmanlarıyla,
ülkemizde risk değerlendirme ve risk iletişimi alanlarında yaşanan sorunlar ve bunların
çözümüne yönelik bir beyin fırtınası düzenlenmiştir.
Uzmanların belirlediği sorun alanlarına kısaca; envanter-veri tabanı eksiklikleri, bilim
çevrelerinin tartışmalı konularda sessiz kalmaları ve işbirliği yoksunluğu, medyadan doğru
bilgi aktarımı sağlanmaması, risk değerlendirmede yasal ve kurumsal eksiklikler, toplumda
beslenme ve gıda güvenliği konusundaki bilinçlenmede yetersizlikler ve meslek
örgütü/odalarının gıda ve sağlık konusunda bilim dışı beyanlarda bulunan meslektaşlarının
denetiminde yetersiz kalmaları, olarak sıralanabilir.
Bu alanların her birinin kısaca ne anlama geldiği ve önerilen çözümler bir arada açıklanmaya
çalışılacaktır.
1- Envanter-Veri tabanı eksikleri, gıdadan kaynaklanmış olan risklerin analizinin
sistematik olarak tutulamaması veya olası risklerin toplumu etkileme potansiyelinin
ortaya konulamamasına yol açmaktadır. Bunları aşmak üzere, öncelikli risklerin
belirlenmesi, epidemiyolojik çalışmalar yapılması ve ülkemizde fiilen yaşanan
hastalıklar ile gıda güvenliği arasındaki ilişkiye somut verilerle ulaşılabilirliğinin
sağlanması, ihtiyaca göre veri toplama ve izleme stratejinin ve buna bağlı olarak
veritabanının kurulması, toplumda beslenme kalıplarını da anlamak üzere tüketim
verilerine önem verilmesi ve Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırmasının
sonuçlandırılarak bir an önce yayınlanması önerilmiştir.
2- Bilim çevrelerinin tartışmalı konularda sessiz kalması ve işbirliği yoksunluğu
konusunda temel sorun; konu dışı bilim adamı ya da uzmanların yarattığı bilgi kirliliği
ve bunu aşmak üzere oluşturulması gereken ortak platformların eksikliği
vurgulanmıştır. Bunun çözümü özellikle meslek kuruluşu STK’ların önderliğinde
bilimsel bulgularla beslenecek orta bir platform oluşturulması, gıda güvenliği ve “risk”
kavramı ile ilgili olarak uzmanların ortak bilgi ve terminolojide buluşması için
çalışmalar yapılması
ve kamuoyuna düzenli bilgi akışı sağlanması olarak
görülmüştür.
3- Medyadan doğru bilgi aktarımının sağlanamaması konusunda uzman paydaşlar arası
iletişim sorunları yanında risk iletişim mekanizması yokluğu, mesleki etikte zayıflık,
medyada çıkar ilişkilerinin ve sansasyon talebinin fazlalığı ve medya denetiminin
eksikliği önemli görülmüştür. Çözüm olarak, meslek örgütü/odalarının işbirliği ile
açıklama yapmaları, sosyal paylaşım ağları başta olmak üzere tüm medya
organlarının kullanılması, sağlığı ilgilendiren programlarda çıkar beyanı yapılması ve
bu yönde RTÜK’ün zorlanması, iletişim konusunda uzman desteği alınması ve medya
kuruluşlarının uyarılması gibi öneriler getirilmiştir.
4- Risk değerlendirmede yasal ve kurumsal eksiklikler ise, risk değerlendirmede
üniversite ile araştırma kurumları arasında koordinasyon sağlanamaması, AB başta
uluslararası düzenlemelere uyulmaması, risk değerlendirmeye özgü bir kurumun
bulunmaması, risk değerlendirme yöntemlerinin ve önceliklerinin belirlenmemiş
olması, denetimlerin belli bir programla ve bilimsel zeminde yapılmaması, bu alanda
güven ve şeffaflığın olmaması, risk değerlendirmesi sonrası kamuda iletişim
yetersizlikleri vb. şeklinde ortaya konulmuştur. Çözüm olarak şeffaf, bağımsız,
taraflarla çıkar ilişkileri bulunmayan bilimsel bir risk değerlendirme (ve iletişimi)
kurumu kurulması, bu kurumun tüm paydaşlarla işbirliği yapması, ortak bir anlayışın
geliştirilmesi gibi çıktılar elde edilmiştir.
5- Toplumda beslenme ve gıda güvenliği konusundaki bilinçlenmede yetersizlikler
bağlamında toplumun bilimsel tedavi yöntemlerini benimsememesi, sağlıklı beslenme
konusunda bilinçsizlik, bilgi eksikliği ve risk algısının yetersizliği vurgulanmış buna
karşılık anaokulları da dahil okul eğitimlerinde risk, gıda güvenliği ve sağlıklı
beslenme konusunda bilinç uyandırılması; ortak eğitim modelleri üzerinde çalışılması
ve akşam eğitimleri düzenlenmesi gibi öneriler kaydedilmiştir.
6- Son olarak meslek örgütü/odalarının gıda ve sağlık konusunda bilim dışı beyanlarda
bulunan meslektaşlarının denetiminde yetersiz kalması sorun alanının genelde
meslek etik kurallarının ve meslek örgütünün üyelerine karşı yaptırım gücünün
yeterince devreye sokulamamasından kaynaklandığı belirtilmiştir. Çözümün, bu
mesleki yapıların işbirliğini geliştirmeleri, sürekli iletişim ve koordinasyon içinde
bulunmaları ve oluşturulacak etik kodların paylaşılması olarak görüldüğü
saptanmıştır.
Bu sorunların aşılmasında kamusal nitelikteki sorunların çözümünün Gıda, Tarım ve
Hayvancılık ve Sağlık Bakanlıkları ile yerine göre AB Bakanlığı tarafından, diğer konuların ise
doğrudan meslek örgütleri/odaları, üniversiteler, araştırma kurumları, özel laboratuvarlar ve
diğer paydaşlar tarafından ele alınabileceği belirtilmiştir.
Download