Merhaba sevgili Radio Shema dinleyicileri, Fm 98 Radio Shema’da yeni bir Umut Engel Tanımaz Programında daha sizlerle birlikteyiz. Bu hafta zor bir konu olan bipolar bozukluk konusuna bakacağız birlikte. Hem bilgi sahibi sahibi olacağız hem de konuyla ilgili haber ve makalelere yer vereceğiz. Şimdi uzmanımıza kulak verelim ve bipolar bozukluk detaylı bir şekilde bilgi sahibi olalım: Psikiyatrist Dr. Başar Akman dan dinliyoruz. Sevgili dinleyiciler Psikiyatrist Dr. Başar Akman’ı dinledik ve bipolar bozukluğun ne olduğuna dair bilgiler aldık, haber makalelerimize geçmeden önce bir müzik arası verelim. Melis Danişment’ten seçtik bu hafta müziklerimizi, ilki geliyor ve HERŞEY NORMAL diyor. Sevgili Radio Shema dinleyicileri, Fm 98 Radio Shema’da Umut Engel Tanımaz Programı devam ediyor. Bu hafta konumuz olan Bipolar Bozukluk konusunu işlemeye devam ediyoruz. Geçelim haber ve makalelerimize; İlk haberimiz şöyle: Bipolar bozukluğun sebebi genetik Beyinde yaşlanmaya neden olan hücreyi bulmasıyla tanınan Dr. Önder Albayram, bu kez de psikiyatride çığır açacak bir keşfe imza attı. Dr. Albayram ve ekibi, NCAN adlı gendeki bozukluğun manik-depresyon (bipolar) hastalığına yol açtığını ortaya çıkardı. Geçtiğimiz yıl beyinde yaşlanmaya neden olan hücreyi bularak bilim çevrelerinin takdirini kazanan Dr. Önder Albayram (32), şimdi de psikiyatride çığır açacak bir keşif yaptı. Bonn Üniversitesi Moleküler Psikiyatri Enstitüsü'nde görevli Dr. Albayram, manik-depresyon (bipolar bozukluk) hastalığının Neurocan (NCAN) adlı gendeki bozukluk sonucu ortaya çıktığını buldu. Albayram bu önemli buluşu, aralarında kendi enstitüsünün yanı sıra Mannheim Üniversitesi Psikiyatri Merkezi'nden de bilim insanlarının bulunduğu 10 kişilik araştırma grubuyla yaptığı çalışmada elde etti. Psikiyatrik bozukluğu olan yaklaşık 1500 hasta üzerinde 2,5 yıl süren klinik çalışmadan çıkan bu sonuç büyük yankı uyandırdı. Amerikan Psikiyatri Dergisi'nde ana başlık olarak yayınlanan çalışma, sağlıkla ilgili beş bine yakın basın bülteninde de kullanıldı. FARELER ÜZERİNDE DE UYGULANDI Araştırmada bir diğer önemli sonuca ise farelerde yapılan deneylerde ulaşıldı. Farelerdeki NCAN genini genetik mühendisliği yöntemiyle değiştiren ekip, insanlardaki gibi manik-depresif davranış belirtileri gözledi. Ayrıca, normalde manik-depresyon hastalarının terapisinde kullanılan Lityum bazlı tedavilerin bu farelerde de başarılı olduğu gözlendi. Bulguların önemine dikkat çeken Dr. Önder Albayram, çalışmayla ilgili şunları söyledi: “İnsanda ve faredeki NCAN geni birbirine çok benziyor. İnsanlarda netice veren tedavi yöntemlerinin, NCAN geni değiştirilmiş fare modelinde benzer sonuçlar vermesi son derece önemliydi. Ekibimizin başında bulunan dünyaca ünlü Alman bilim insanı Prof. Andres Zimmer, keşfin psikiyatrik hastalıklarla ilgili birçok gizemli ayrıntıyı gün ışığına çıkaracağı yorumunu yaptı. Artık NCAN geninin manik-depresif hastalıkları etkileyen bir fonksiyonu olduğunu biliyoruz. Bu keşif ve elde edilen fare modeli sayesinde, psikiyatrik hastalıkların moleküler ve genetik temellerinin anlaşılması, bunun devamında da etkin tedavi yöntemlerinin belirlenmesi açısından önemli bir adım atmış bulunmaktayız.” GENETİK ETKİLER TARTIŞILIYORDU Manik-depresif kişilik bozukluğu olarak da bilinen psikiyatrik hastalık, duygusal yaşamı etkileyerek kişinin davranışlarını bozuyor. Hastalığın temel özelliği, nöbetler halinde gelen manik (taşkınlık) veya depresif ataklar. İlerleyen aşamalarda şizofreniye kadar giden ve beyin kimyasındaki bozulmayla ilişkilendirilen bu hastalığın genetik temelli bir psikiyatrik bozukluk olduğu uzun zamandır tartışılıyordu. Diğer bir haber ise şöyle; "Bipolar Bozukluk: Kapadokya'dan Milenyum Notlar" Sempozyumu Duygudurum Vakfı (DUVAK) Kurucu Başkanı Prof.Dr.Ayşegül Yıldız, her yıl dünyada 900 ila 1 milyon ölümün intihar nedeniyle gerçekleştiğini belirtti. Duygudurum Vakfı (DUVAK) Kurucu Başkanı Prof. Dr. Ayşegül Yıldız, her yıl dünyada 900 ila 1 milyon ölümün intihar nedeniyle gerçekleştiğini belirtti. DUVAK tarafından organize edilen ve TÜBİTAK tarafından desteklenen "Bipolar Bozukluk:Kapadokya'dan Milenyum Notlar" sempozyumu 18'i yabancı 27'si Türk 45 bilim insanının katılımı ile Nevşehir'in Avanos ilçesindeki Hilton Oteli'nde gerçekleştirildi. Sempozyumun basın toplantısında açıklama yapan İzmir 9 Eylül Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı öğretim üyesi ve DUVAK Kurucu Başkanı Prof. Dr. Ayşegül Yıldız, vakfı 10 gün önce kurduklarını ve ilk organizasyonlarını daKapadokya'da gerçekleştirdiklerini söyledi. Herkesin dönem dönem dalgalanmasını hissettiği duygu durumuyla ilgili hastalık düzeyinde veya yardım alacak düzeyde dalgalanmalara maruz kalabileceğini, vakıf olarak bu duygu durumunu yaşayanlara yardımcı olmak istediklerini belirten Yıldız, şunları söyledi: "Duygu durum bozlukluklarını ve buna bağlı olarak ortaya çıkan intihar olaylarını incelemek için vakfımızı kurduk. Vakfımızın ilk aktivitesinde dünyadaki en üst düzey bilim insanlarını bir araya getirerek bipolar bozuklukla ilgili bu hastalığın doğduğu topraklarda bilgi alışverişini geliştirmek istedik. Bundan sonra aynı yoğunlukta aynı dirsek temasıyla dünyayla birlikte çalışmalarımıza devam edeceğiz." Yıldız, Türkiye'deki intihar olaylarını incelemek için sağlam ve güvenilir kayıtlara ihtiyaç duyduklarını, bu bilgilerin de emniyet ve jandarma teşkilatında mevcut olduğunu hatırlattı. -"Genç ölümler arsında intiharlar 3.'cü sırada"Yıldız, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 25'inin duygu durum bozukluğu yaşadığını bu gruptaki insanların da hayatlarının bir bölümünde intihara teşebbüs ettiğini ve intihara teşebbüs edenlerden de yüzde 15'inin hayatını kaybettiğini belirtti. -"Batılılar 'şeytan' diye yaktı Selçuklu-Osmanlı tedavi etti"2 bin yıl önce bu topraklarda Hipokratın öğrencisi olan Kapadokyalı Aretaeus tarafında maninin ve melankolinin aynı insanda olabileceğinin tanımlandığını ifade eden Yıldız, "Burada bizim kültürümüz ve tarihimiz devreye giriyor. 2 bin yıl az bir zaman değil. Yani 2 bin yıl önce aslında bu topraklarda Kapadokyalı Hipokratın öğrencisi olan bir hekim tarafından maninin ve melankolinin aynı insanda olabileceği tanımlanıyor" dedi. O dönemlerde batılı ülkelerde farklı amaçlarla akıl hastaları öldürülürken Anadolu tarihinde müzikle, ilaçla, açık hava terapileri ile hastaların tedavi edilmeye çalışıldığına dikkati çeken Yıldız, şöyle devam etti: "Anadolu'nun 2 bin yıllık tarihi ortada. Bu tarihin önemli bir kısmını da Selçuklu ve Osmanlı tarihi oluşturuyor. Tarih içinde, Avrupa'da ve ABD'de etnik, siyasi bazen ekonomik amaçlarla akıl hastaları (içine şeytan girdi) diye yakılmış, idam edilmiş, ya da kısırlaştırılmış. Ama Anadolu tarihine baktığımızda Selçuklular, Osmanlılar akıl hastalarını müzikle, açık hava, su veya bitkisel ilaçlarla tedavi ediyordu. Bu özelliklerimizle gurur duymalıyız." Sevgili Umut Engel Tanımaz dinleyicileri, şimdi ikinci müzik aramızı verelim, yine Melis Danişment’ten dinliyoruz Herşey biter….incelikler yüzünden Sevgili Umut Engel Tanımaz dinleyicileri Melis Danişment’ten ikinci şarkımızı da dinledik. Bu hafta konumuz olan Bipolar Bozukluk konusunu işlemeye devam ediyoruz. Yine bir haber var sırada ; Aşırı makyaj bipolar bozukluk belirtilerinden Bipolar bozukluk, yani iki uçlu duygulanım bozukluğudur. Buna rağmen ruhsal cihazımızın düşünce ve davranış bölümlerinde de bir takım olağan dışı bozukluklar da görülebilir. Şüphesiz bulgu ve belirtiler bozukluğun mani veya depresyon dönemine ilişkin çok ayrı karakteristik özellikler gösterirler. Genel görüntü ve sergilenen davranışlara bakıldığında mani döneminde genel olarak kişiler çok canlı, hareketli, renkli giyinmiş coşkulu bir görünüm arz ederler. Özellikle bayanlarda abartılı makyaj sıkça dikkati çeker. Bununla beraber ilerleyen dönemlerde aşırı hareketlerin ve davranışların artması yüzünden bitkinlik yorgunluk belirtileri de görülebilir. MUTLULUĞUNUZ GERÇEK Mİ Konuşma çok yüksek sesli ve artmıştır. Konuşmalar çok artmakla birlikte "sel gibi" diye tabir edilen türde ve daldan atlama tarzındadır. Bu nedenle zaman zaman sempatik olabilip çokça ve çabucak dostluklar kurarlar. Fakat yüzeysel ve kısa sürelidir. Duygulanımda coşku, aşırı neşe zaman zaman absürd bir öfke hakimdir. Çevresindekilere sataşma açık saçık fıkralar anlatma bazen de küfür ve saldırmalar görülebilir. Nadir de olsa çökkünlük yani depresif belirtiler de gelişigüzel görülebilir. Hastanın dikkati dağınıktır. Başlangıç konuşmalarında hastanın hafızası çok güçlü bir görünüm arz etse de bu geçici ve giderek yanlış hatırlama ve bunların zaman zaman farkında olup yanlış bilgilerle durumu idare etmeğe çalışır. Çok ağır durumlarda illüzyon (yanılsama) ve varsanılar hallüsinasyonlar da görülebilir. Hastalarda düşünce süreci çok hızlanır. Düşüncelerinde kimsenin başaramayacağı işleri başarma içeriği hakimdir. Herkesten üstün bir yeteneğe sahiptir. Bu arada herkesten güçlü ve her şeye hakim olduğu zannı ile bol para harcar. Ve herkese olmadık jestlerde bulunur. Bu arada bitmez tükenmez bir enerjiye sahiptirler. Gece gündüz hareket halindedirler. Yine uykuları çok düzensiz olup uykunun hiçbir standardı yoktur. İştah sıkça artmıştır. Ama nöbetin özellikle depresif bölümlerinde azalır. Depresyon Döneminde İse; Buraya kadar arz edilen bulgu ve belirtiler iki uçlu bozukluğun yani bipolar bozukluğun mani dönemine ilişkin bulgulardır. Öteki uç ise depresyon dediğimiz unipolar, yani tek uçlu olarak çok daha sık görülen hatta çağın nezlesi denilen depresif durumlardır. Ve yukarıda zikredilen bulgu ve belirtilerin tam tersi bulgular görülür. Yani kişinin suskun, kimse ile iletişim kuramadığı kendini adeta tembel, miskin, yetersiz vasıfsız hissettiği genel tabloya neşesizliğin, mutsuzluğun eşlik ettiği bir tablodur. Evet sevgili dinleyiciler haber ve makalelerimizin sonuncusuna geçelim; Akıl hastanesinin ardından ilk kez konuştu Catherine Zeta-Jones cephesinden iyi haberler var Önceki hafta sürpriz biçimde bipolar bozuklukteşhisiyle hastaneye yatan ve bir haftalık tedavinin ardından evine dönen Catherine Zeta Jones , olayın ardından ilk kezaçıklama yaptı. Oscarlı aktris , eşi Michael Douglas ın geçen yıl gırtlak kanseri olmasının ardından çok yoğun bir stres yaşadığını ve Douglas ın hastalığı atlatmasının ardından bile işlerin kendisi için normale dönemediğini ifade etti. "YENİ FİLMİNE BAŞLIYOR" "Tüm dünyada yüzbinlerce kurbanı olan bu hastalığın kurbanlarından yalnızca biriyim. İnsanlara tavsiyem tedavi olmak için bir an önce harekete geçmeleri. Bunda utanılacak hiçbir şey yok. Tedavi sürecinin herkesin gözü önünde gerçekleşmesini istedim çünkü insanlara örnek olabilmeyi umuyorum" diyen Zeta-Jones , önümüzdeki ay Playing the Field adlı romantik komedinin çekimlerine başlayacağını da sözlerine ekledi. The Informant (İspiyoncu) 2009 ABD Oyuncular: Matt Damon, Melanie Lynskey, Clancy Brown, Eddie Jemison, Thomas F. Wilson Başrolde Matt Damon ve gerçek bir yaşamdan alınmış bir hikaye.. 1990′lı yıllarda bir firmada müdür olarak çalışmakta olan Mark Whitacre, şirketinin müşterileri dolandırdığını görünce bunu FBI’a bildirir ve onlar için gönüllü muhbirlik yapar. Bu sırada kendi paranoyaları ve cebini doldurma hevesi sayesinde işleri lehine çevirmeye başlayıp paraları hesabına alır. Bunu gören FBI ise bu saf muhbiri hapse tıkacaktır. Konusu gerçek bir hayattan alınmış ilginç bir hikaye. Matt Damon ise bu film için kilo almış ve tamamen kimlik değiştirmiş bir oyunculuk sergiliyor. 2 dalda Altın Küre ödülüne layık görülen ve toplamda 9 ödül kazanmış bu filmi Vizyonfilmizle.Net olarak sizlere sunuyor ve iyi seyirler diyoruz Evet sevgili Radio Shema dinleyicileri, bugün zor bir konuya baktık birlikte. Şimdi biraz da gözlerimizi umudun kaynağına çevirelim, acaba böyle bir durumda da umut edebilir miyiz? Kutsal Kitap’ta der ki 25. Mezmur Davut'un mezmuru 1 Ya RAB, bütün varlığımla sana yaklaşıyorum, 2 Ey Tanrım, sana güveniyorum, utandırma beni, Düşmanlarım zafer kahkahası atmasın! 3 Sana umut bağlayan hiç kimse utanca düşmez; Nedensiz hainlik edenler utanır. 4 Ya RAB, yollarını bana öğret, Yönlerini bildir. 5 Bana gerçek yolunda öncülük et, eğit beni; Çünkü beni kurtaran Tanrı sensin. Bütün gün umudum sende. 6 Ya RAB, sevecenliğini ve sevgini anımsa; Çünkü onlar öncesizlikten beri aynıdır. Bir başka mezmur’da ise şöyle der; 17 Zafer için at boş bir umuttur, Büyük gücüne karşın kimseyi kurtaramaz. 18 Ama RAB'bin gözü kendisinden korkanların, Sevgisine umut bağlayanların üzerindedir; 19 Böylece onları ölümden kurtarır, Kıtlıkta yaşamalarını sağlar. 20 Umudumuz RAB'dedir, Yardımcımız, kalkanımız O'dur. 21 O'nda sevinç bulur yüreğimiz, Çünkü O'nun kutsal adına güveniriz. 22 Madem umudumuz sende, Sevgin üzerimizde olsun, ya RAB! Ve böylece geldik bir programın daha sonuna sevgili dinleyiciler. Bize programlarımızla ilgili olarak ulaşmanız mümkün. Bize kendi tecrübelerinizi de paylaşabilirsiniz, biz de buradan dilerseniz tüm dinleyicilerimizle paylaşırız, Bize her konuda [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz, ya da UMUT ENGEL TANIMAZ isimli FB sayfasından da ulaşmanız mümkün. Telefonla ulaşmak isterseniz telefon numaralarımız: 0 312 230 77 34 Eğer kısa mesaj atmak isterseniz 98 yazıp boşluk bırakıp mesajınızı yazıp 3854 e yollayabilirsiniz. Haftaya bir başka konuyla sizlerle birlikte olmak üzere esen kalın, umutla kalın umutlarınız engel tanımasın.