ALMAN İMPARATORU II. WİLHELM’İN HEREKE FABRİKA-YI HÜMAYUNU’NU ZİYARETİ (1898) Ö. Kürşad KARACAGİL* Giriş Türk-Alman ilişkilerinin uzun bir tarihsel geçmişi bulunmaktandır.1 İki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesi Prusya’nın yükseliş dönemine rastlarken aynı yıllar ise, Osmanlı’nın gerileme dönemine denk gelmektedir. Bu dönemde Osmanlı Devleti, mücadele halinde olduğu Avusturya ve Rusya’ya karşı uyguladığı denge siyaseti çerçevesinde Prusya’ya yakınlaşma gereği duymuştur. Büyük devlet olma mücadelesi içinde olan Prusya ise, Avusturya ve Rusya’nın yayılmasından rahatsız olduğundan yine aynı siyaset çerçevesinde Osmanlı Devleti’yle ilişkilerini geliştirmiştir. Prusya’nın Osmanlı Devleti’yle sınırları bulunmaması ve Protestan olması gibi sebepler de iki devletin yakınlaşmasında etkili olmuştur. İki ülke arasındaki ilişkilerde III. Selim döneminin önemli bir yeri vardır. Zira aynı dönemde Prusya, Avusturya’nın Alman siyaseti ve Rusya’nın yayılmacı emellerine karşı başarı kazanmak için aradığı müttefiki Osmanlı Devleti’nin şahsında bulmuştur. Taraflar arasında karşılıklılık esasına dayanan bir antlaşma yapılmasıyla beraber (1790) ilişkiler hızlı bir gelişme göstermiştir. Bu bağlamda II. Mahmut döneminde1834 yılında Mekteb-i Fünun-ı Harbiye adıyla kurulan okula Prusya’dan öğretmenler getirilmiştir. Bir süre sonra ise, ilk defa olmak üzere Prusya’dan Helmuth Von Moltke başkanlığında bir askeri heyet de Osmanlı’ya gelmiştir.2 1871’de Alman milli birliğinin sağlanmasına kadar Prusya ile devam eden ilişkiler, bu tarihten sonra Almanya ile de sürdürülmüştür. Alman birliği; Danimarka, Fransa ve Avusturya-Macaristan’ı yenerek sağlanmıştır. Birliğin mimarı Otto von Bismarck’tır. 1862’de başbakanlığa getirilen Bismarck Almanya’nın güçlenmesine oldukça önem verdi.3 Avrupa’nın bu büyük ve önemli geçmişe sahip devletlerini yendikten sonra Almanya’nın bozmuş olduğu dengeleri tekrar sağlama çabası içine girmiştir. Bunun için Almanya’nın menfaatleri gereği dış politikada barışın korunması prensibini benimsemiş ve Şark meselesinde müdahil olmayı ülke çıkarları açısından tehlikeli görmüştür. Bununla beraber Almanya’nın bu dönemdeki Şark siyaseti “pusuya yatmak” olarak da ifade edilmiştir.4 ∗ 1 2 3 4 Yrd. Doç. Dr., İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü, e mail: [email protected]. Kemal Beydilli, 1790 Osmanlı-Prusya İttifakı, İstanbul 1985, s. 1-3. Ayrıntılı bilgi için bkz. Helmuth Von Moltke, Türkiye’deki Durum ve Olaylar Üzerine Mektuplar, (Çev. Hayrullah Örs), Ankara 1960. Rifat Uçarol, Siyasi Tarih, İstanbul 1987, s. 206-207. Muzaffer Tepekaya, “Osmanlı-Alman İlişkileri ( 1870-1914)”, Türkler, Cilt 13, Ankara 2002, s. 40-41. 913 Fakat Almanya, 19. yüzyılın sonlarına doğru bu politikasını değiştirmek zorunda kalmıştır. Bunun başlıca sebepleri arasında; gelişmekte olan Alman sanayii ve ülkedeki nüfus artışı ile bunu besleyecek pazar arayışı gelmekteydi. Bir diğer faktörde, II. Wilhelm’in 1888 yılında Alman İmparatoru olmasıdır. Zira II. Wilhelm’in tahta çıkmasıyla birlikte Başbakan Bismarck’la dış politika konusunda yaşadığı görüş ayrılıkları gün yüzüne çıkmıştır. Görüş ayrılıklarından belki de en önemlisi, Bismarck’ın ihtiyat politikasına karşın II. Wilhelm’in Almanya’nın büyük bir devlet olabilmesi için sömürgecilik yapması ve ilişkilerini dünya çapında genişleterek bir dünya politikası (Welt Politik) takip etmesi düşüncesinde olmasıdır.5 Bu bağlamda, Alman İmparatoru’nun dış siyasetinde Osmanlı Devleti, büyük ekonomik potansiyele sahip olması ve gelecek vaat etmesi gibi nedenlerle, hedef ülke konumuna gelmişti.6 Buna karşın Bismarck Almanya’nın doğuya doğru açılma çabalarından memnun değildi. Onun planında sömürge savaşlarına ve Yakındoğu sorunlarına karışmamak vardı. Bu sebeplerden II. Wilhelm’in 1889 senesinde İstanbul’a gitmesine karşı çıkmıştır.7 Osmanlı Devleti açısından ise bu dönem, 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı sonunda yenilgiye uğramanın da etkisiyle, yeni arayış ve girişimlerin yaşandığı bir sürece tekabül eder. Nitekim dönemin padişahı II. Abdülhamid, dış siyasette bu zamana kadar takip edilen İngiliz ve Fransız politikasına karşı Avrupa’da yeni bir güç olarak parlayan Almanya’ya yakınlaşmak siyasetini izlemeye başlamıştır.8 II. Abdülhamid ile II. Wilhelm’in uzun seneler devam edecek dostluk ilişkisi, 4 Ağustos 1888’de tahta çıkan II. Wilhelm’i tebrik için yollanmış mektup ve hediyelerle başlamış olup, Alman İmparatoru’nun İstanbul’a (1889) gelmesiyle birlikte giderek sağlamlaşmıştır.9 Ziyarette kendisine, eşi İmparatoriçe Augusta Victoria, kardeşi Prens Henri ve Bismarck da eşlik etmiştir. İşte böyle bir öneme sahip söz konusu ziyaret, II. Wilhelm’in kız kardeşi Prenses Sophia ile Yunan veliahttı Konstantin’in düğün törenine katılmak istemesinden dolayı tren yolu yerine deniz yoluyla gerçekleşti. Alman İmparatoru ve maiyetindekileri getiren donanma, 2 Kasım’da İstanbul’a gelerek Dolmabahçe önüne demirledi.10 İstanbul’a gerçekleştirdikleri bu ilk ziyaretlerinde Alman İmparatoru ve eşi; Beyoğlu’nda Protestan Kilisesi, Topkapı Sarayı, Müze-i Hümayun (İstanbul Arkeoloji Müzesi), Sanayi-i Nefise ve Harbiye Mekteplerini, Ayasofya ve Süleymaniye camilerini gezdiler. Bunun yanında İstanbul’da yaşayan Alman vatandaşlarıyla da görüşen II. Wilhelm, Yıldız Sarayı’nda onuruna verilen ziyafetlere de katıldı.11 1889 senesindeki ilk ziyaretten sonra giderek yakınlaşan iki ülke arasındaki olumlu ilişkilerin bir sonucu olarak Alman İmparatoru II. Wilhelm,1898 yılında Kudüs ve Suriye’yi de kapsayan ikinci Osmanlı seyahatini gerçekleştirdi. Ziyaret, bir gövde gösterisinin yanında Osmanlı Devleti’nde Alman nüfuzunun geldiği seviyeyi göstermesi açısından da dikkat çekicidir.12 Bu meyanda II. Wilhelm’in seyahati, 13 Ekim 1898’de Almanya’dan Veli Yılmaz, Türk-Alman İttifakı ve Askeri Yardımlar, İstanbul 1993, s. 6-7. Mustafa Gencer, Jöntürk Modernizmi ve Alman Ruhu, İstanbul 2003, s. 272. R. Uçarol, a.g.e., s. 256-257. Kemal Beydilli, “II. Abdülhamit Devrinde Gelen İlk Alman Askeri Heyeti Hakkında”, Tarih Dergisi, sayı 32, 1979, s. 481. 9 İlona Bayraktar, “Kaiser II. Wilhelm’in İstanbul’a Üç Ziyareti ve Hediyeler”, İki Dost Hükümdar, Sultan II. Abdülhamid Kaiser II. Wilhelm, TBMM Milli Saraylar Daire BaşkanlığıYayın No: 53, İstanbul 2010, s.60. 10 Bedi N. Şehsuvaroğlu, “Alman İmparatoru II. Wilhelm’in Yurdumuzu Ziyaretleri”, Hayat Tarih Mecmuası, sayı 6, Temmuz 1972, s.21. 11 Fatmagül Demirel, Dolmabahçe ve Yıldız Saraylarında Son Ziyaretler Son Ziyafetler, İstanbul 2007, s. 33-35 ve 43; B. N. Şehsuvaroğlu, a.g.m., s. 27. 12 İlber Ortaylı, Osmanlı İmparatorluğu’nda Alman Nüfuzu, İstanbul 2006, s. 81. 5 6 7 8 914 Ö. Kürşad KARACAGİL hareketle başlamıştır.13 İmparator için İstanbul’da yapılan hazırlıklar ise aylar öncesinden başlamış ve tüm şehir bakımdan geçirilmişti. Hatta konukların ağırlanacağı Şale Köşkü’nde bulunan resimler dahi kontrol edilerek bir kısmı tamir edilmiştir.14 II. Wilhelm ve eşi Augusta Victoria’yı taşıyan Hohenzollern yatı, 18 Ekim’de top atışları ve halkın coşkulu sevgi gösterileri eşliğinde Dolmabahçe önlerine demirlemiştir.15 İmparator ve İmparatoriçe, İstanbul’da bulundukları süre içinde birçok ziyarette bulundular. Nitekim İstanbul’daki ilk günlerinde Alman Büyükelçiliği ile Lisesi ve Teutonia kulübünü ziyaret ettiler.16 İkinci gün ise, müzeleri gezdiler. Aynı gün İmparatoriçe Victoria, merak ettiği haremi ziyaret ederek Padişah’ın eşleri ve kızlarıyla tanıştı. Üçüncü gün atla İstanbul’u gezen İmparator, II. Abdülhamid ve çeşitli ülke elçileriyle görüşmeler yaptı. Akşam da tiyatro izledi. Dördüncü gün İzmit’e giderek dünyaca ünlü Hereke Fabrikası’nı ziyaret etti. Beşinci gün Padişahın resmi kabulü ve onuruna verilen yemeğe katıldı. Son gün ise, İmparatoriçe Augusta Victoria’nın doğum günü kutlandı.17 Alman İmparatoru, II. Abdülhamid tarafından Dolmabahçe Sarayı’nda verilen ziyafetten sonra, 22 Ekim 1898 Cumartesi günü Suriye ve Kudüs’e gitmek üzere Dolmabahçe rıhtımından uğurlandı.18 25 Ekim’de Hayfa’ya ulaşan II. Wilhelm Katolik ve Protestan Alman kolonilerinin de bulunduğu bir topluluk tarafından karşılandı.19 Alman İmparatoru’nun kutsal topraklarındaki gezisi, Hayfa’dan başlayarak 11 saatlik bir otomobil yolculuyla Yafa ve daha sonra Kudüs’le devam etmiştir. 31 Ekim’de Kudüs’teki Alman kilisesinin (Erlöserkirche) açılışını yapmıştır. Gezi kapsamında Müslüman ve Hristiyanlara ait kutsal yerleri ziyaret etmiştir. Burada, Siyonist oluşumun lideri konumunda bulunan Theoder Herlz ile de görüşmüştür. 9 Kasım’da Şam ve Beyrut’u ziyaret eden20 İmparator’u taşıyan gemi, 12 Kasım sabahı Almanya’ya dönmek üzere hareket etmiştir.21 Alman İmparatoru’nun son ziyareti ise, 1917 senesinde olup I. Dünya Savaşı yıllarına rastlayacaktır. Söz konusu ziyaret, dünya savaşında müttefiki konumunda bulunan Osmanlı Devleti’ne bir nevi moral ziyareti olacak ve İstanbul dışında Çanakkale’yi de kapsayacaktır.22 İmparatorun Hereke Fabrika-yı Hümayunu’nu Ziyareti Alman İmparatoru II. Wilhelm ve İmparatoriçe Augusta Victoria’nın Hereke ziyaretinin belki de en önemli sebebi, fabrikada üretilen halı ve dokumaların Avrupa’da ün yapmış ve ödüller almış olmasıdır. Peki, bu fabrika ne zaman ve nasıl kuruldu? Hereke Fabrikasının kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, bu konuyla ilgili olarak kaleme alınan çalışmalarda 1843 senesinde kurulduğu yazmaktadır. Başbakanlık Osmanlı Arşiv kayıtlarında ise, Hereke Fabrika-yı Hümayunu’nun kuruluşu hakkında bazı bilgilere tesadüf etmek mümkündür. Nitekim Fabrika-yı Hümayunlar Nazırlığı’na getirilen Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye azası Hasan Efendi’nin 6 Şubat 1846 tarihli müzakere suretinde İzmit ve Hereke fabrikalarının “zât-ı şahane asar-ı celilesinden olmak üzere” 3 13 Necmettin Alkan, “Dış Siyasetin Bir Aracı Olarak Hükümdar Gezileri: Kayser II. Wilhelm’in 1898 Şark Seyahati”, Osmanlı Araştırmaları,S. XXXI, İstanbul 2008, s. 15-16. 14 İ. Bayraktar, a.g.m., s. 71-72. 15 İ. Ortaylı,a.g.e, s. 96. 16 F. Demirel, a.g.e, s. 61-62. 17 İ. Ortaylı,a.g.e., s. 96. 18 İ. Ortaylı, a.g.e., s. 82-83. 19 Ziyaret için bkz. Ö. Kürşad Karacagil, “II. Wilhelm’in Osmanlı İmparatorluğunu Ziyareti ve Mihmandarı Mehmed Şakir Paşa’nın Günlüğü (1898)” İ. Ü. Türkiyat Mecmuası, Cilt 24, Sayı 2 (Aralık 2014), s. 73-97. 20 Kürşad Karacagil, “Alman İmparatoru İstanbul’da (1917)”, Gazi Akademik Bakış, Sayı 12 (Haziran 2013), s.114. 21 K. Karacagil, “II. Wilhelm’in Osmanlı İmparatorluğunu…”,s. 90. 22 Ziyaret için bkz. K. Karacagil, “Alman İmparatoru …”, s. 111-133. 915 sene de meydana getirildiği, 13 Aralık 1845 tarihine kadar muhasebelerinin görüldüğü ve imalatının giderek arttığı bilgisine yer verilmektedir. Bu durumda, her iki fabrikanın 13 Aralık 1845’e kadar muhasebelerinin tutulduğu ve 3 senede meydana getirildiği göz önüne alınırsa fabrika inşaatının 1842 senesinde başladığını söyleyebiliriz.23 Fabrika, Barutçubaşı Ohannes ile eski Seraskerlerden Rıza Paşa tarafından Hereke köyünün İzmit Körfezi sahilinde, 50 adet pamuklu ve 25 adet ipekli dokuma tezgâhı ile işletmeye açılmıştır.24 Fabrika’nın günümüze kadar ulaşmayan ilk binasının mimarı, Garabet Balyan’dır. İki ortağın, 1845 senesinde fabrika üzerindeki haklarından Padişah Abdülmecid lehine vazgeçmelerinden sonra fabrikanın mülkiyeti ve yönetimi “Hazine-i Hassa Nezareti” bünyesine geçmiştir.25 Hereke Fabrikası’nda, 1850 senesinde, ipekli kadife ve mobilyalık jakarlı kısımlar da açılmıştır. İpek üretimi de yapan tesis, bu şekilde, entegre bir hal almıştır. Fabrika, geçirdiği yangın sebebiyle 1878-1883 yılları arasında üretimine ara vermek zorunda kalmakla beraber özellikle 1890 yılı sonrasında son derece istikrarlı bir şekilde kârını arttırmaya başlamıştır.26 Bunda, ürettiği ürünlerin niteliği oldukça önemli bir yere sahiptir. Zaten Hereke fabrikasının ürünleri, kısa bir süre sonra, gerek yurt içinde gerekse yurt dışında adını duyurmuştur. Öyle ki 1894 Lyon, 1910 Brüksel ve 1911 Torino uluslararası sergilerinde “Diplome de Grand Prix” ve “Diploma di Gran Premio” gibi ödüller kazanmasının yanında 1907 Zirai, Sınai-Bursa Sergisi ile 1921 İzmir I. İktisat Kongresi Sergisi’nde de gümüş madalya almıştır.27 Alman İmparatoru ve İmparatoriçesinin Hereke Fabrika-yı Hümayunu’nu ziyareti, 20 Ekim 1898 Perşembe günü başlamıştır. Sabah saat 9’da ikametine ayrılan Şale Köşkü’nden Dolmabahçe rıhtımına28 ve buradan da saltanat kayığıyla Haydarpaşa’ya geçen İmparator ve eşine, Mihmandarı Şakir, Kamphoevener, Ahmet Ali, Berlin Sefiri Tevfik ve Nasır Paşalarla birlikte Süreyya, Mehmet Ali Beyler ve diğer yetkililer eşlik etmiştir.29 II. Wilhelm, ziyaret için general üniforması ve beyaz bir pantolon giyerken eşi Augusta Victoria beyaz renkli bir elbise tercih etmiştir. İmparatoriçenin başında ise, beyaz büyük bir şapka ve bunun üzerinde de siyah kuş tüyleri bulunmakta idi.30 Seyahatin olduğu gün, Haydarpaşa tren istasyonuyla rıhtım arasında Alman İmparatorunu görmek isteyen büyük bir kalabalık toplanmıştır. Misafirler için vapur iskelesinden tren garına kadar hususi bir yol açıldığı gibi31 bu yola kum dökülerek düzenlenmiş ve kıymetli halılar serilmiştir. Belli aralıklara yerleştirilen kırmızı ve beyaz renkli direklere, Osmanlı ve Alman bayrakları asılırken İmparatorun geçeceği güzergâh çiçeklerle süslenmiştir.32 Ayrıca bir itfaiye taburu ile bir piyade bölüğü de, yolun iki tarafında gayet düzgün bir şekilde yerlerini almışlardır. Rıhtımda ise, gösterişli bir zafer takı hazırlanmış olup tepesinde Osmanlı ve Alman bayrakları dalgalanmaktaydı. Tak’ın altında da Selimiye 23 Abdülkadir Buluş, Osmanlı Tekstil Sanayii ve Hereke Fabrikası, (İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Doktora Tezi, İktisat Anabilim Dalı), İstanbul 2000, s. 113-116. 24 Mehmet Topal, Erkan Erdemir, Engin Kırlı, “Tanzimat Dönemi Sanayileşme Hareketinin Türkiye’de İşletmecilik Anlayışının Oluşumuna Etkileri, Hereke Fabrikası ve Nizamnamesi”, Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı 25, Isparta ( Mayıs) 2012, s. 42. 25 Emre Dölen, Tekstil Tarihi, İstanbul 1992, s.414. Hazine-i Hassa Nezareti için bkz. Arzu T. Terzi, Hazine-i Hassa Nezareti, Ankara 2000. 26 M. Topal, a.g.m., s. 43. 27 E. Dölen, a.g.e., s. 415. 28 İkdam, 21 Teşrin-i Evvel 1898, s. 1. 29 Tercüman-ı Hakikat, 21 Teşrin-i Evvel 1898, s. 1. 30 İkdam, 21 Teşrin-i Evvel 1898, s. 1. 31 İkdam, 21 Teşrin-i Evvel 1898, s. 1. 32 Tercüman-ı Hakikat, 21 Teşrin-i Evvel 1898, s. 1. 916 Ö. Kürşad KARACAGİL Kışlası’ndan gelen bir askeri bando ile onun yanında beyaz elbiseleri ve ellerinde çiçek demetleriyle Haydarpaşa Alman Mektebi öğrencileri yerlerini almışlardır.33 Bunun yanı sıra İmparatorun seyahat için kullanacağı tren, dış tarafındaki merdivenlerden vagona kadar itinayla süslenmiştir. Bilhassa merdivenlere, oldukça kıymetli halılar serilmiş ve çiçek saksıları konulmuştur.34 Hereke Fabrika-yı Hümayunu’na yapacağı ziyaret için demiryolunu tercih eden İmparator ve İmparatoriçeyi Hereke’ye götürecek olan “Anadolu Şimendüfer Kumpanyasına” ait tren, sekiz vagondan oluşmaktaydı. Bir ve ikinci vagon, İmparator ve İmparatoriçeye tahsis edilmiştir. Birinci vagon ikiye bölünerek iki ayrı salon meydana getirilirken salonlar altın, gümüş işlemeler ve ipek kumaşlarla süslenmiştir. Üçüncü vagon, İmparator ve İmparatoriçenin maiyetinde bulunanlara ayrılmıştır. Trende bulunan dördüncü vagon, lokanta olarak düzenlenmiştir. Diğer vagon ise, kumpanyanın davetlileri, yazar ve muhabirlere tahsis edilmiştir. Tren, bizzat Mösyö Siemens’in idaresinde bulunduğu gibi sevk ve idaresi de Umur-ı Fenniye Müdürü’nün sorumluluğuna bırakılmıştır. Ayrıca elektrikle aydınlatılan trendeki tüm mefruşat, Hereke fabrikası ürünlerinden oluşmaktaydı.35 Misafirleri taşıyan kayıklar, sabah saat dokuzu kırk geçe Haydarpaşa iskelesine yanaşmıştır.36 Burada Üsküdar Mutasarrıfı Sabri Bey ve Selimiye Kışlası Kumandanı Lütfi Paşa tarafından karşılanan İmparator, solda İmparatoriçe ve arkada maiyetiyle birlikte tren istasyonuna yürümüştür. İmparator rıhtıma çıktığı sırada, Osmanlı askeri bandosu Alman milli marşını çalmakta diğer taraftan da İmparatoru görmek üzere toplanan halkın “yaşa” nidaları duyulmaktaydı. Tren istasyonun kapısına geldiğinde ise, bu sefer Alman mektebi öğrencileri Alman milli marşını söylemişlerdir. İstasyona gelindiğinde, Anadolu Şimendüfer İdaresi Reisi tarafından Almanca bir nutuk okunmuştur. Nutukta, Alman sermayesi ve mühendisleri tarafından meydana getirilen bu demiryolunun II. Wilhelm tarafından kullanmasından duyulan memnuniyet belirtilerek, Osmanlı Devleti’nin gerek ekonomik gerekse ulaşım açısından gelişmesine söz konusu demiryolunun katkısından bahsedilmiştir.37 Bütün bu hazırlık ve seremoninin ardından, Alman İmparatoru, Anadolu Şimendüfer Kumpanyası Meclis-i İdare Reisi ile vagonların önünde kısa bir süre görüşmüştür.38 Bundan sonra İmparatoru taşıyan tren, saat 10’a 10 kala Haydarpaşa garından hareket etmiştir.39 Alman İmparatorunu’nun Hereke Fabrika-yı Hümayunu’nu ziyareti için gerek yol güzergâhında gerekse tren istasyonlarında bazı düzenlemeler yapıldığı gibi güzergâhın güvenliğiyle alakalı tedbirler de alınmıştır. Bu bağlamda, imparatora ait trenin hareketinden önce şirket tarafından iki lokomotif çıkarılarak raylar muayene ettirilmiştir. Güzergâh boyunca, belli aralıklarla asker ve polis yerlerini almıştır. İstasyonlar, gayet muntazam surette donatılmış40 ve burada çalışan memurlara yeni kıyafetler de alınmıştır.41 İmparator ve İmparatoriçenin ziyaretinden bir gün önce, Hereke Fabrika-yı Hümayunu’ndaki güvenliği sağlamak üzere üç komiser ve otuz polis gönderilmiştir. Hat üzerindeki inşaat çalışmalarında görev alan yabancı işçiler ise, güvenlik gerekçesiyle geçici olarak buradan uzaklaştırılmıştır.42 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 İkdam, 21 Teşrin-i Evvel 1898, s.1. İkdam, 21 Teşrin-i Evvel 1898, s.1. İkdam, 21 Teşrin-i Evvel 1898, s.1. İkdam, 21 Teşrin-i Evvel 1898, s.1. Tercüman-ı Hakikat, 21 Teşrin-i Evvel 1898, s. 1. Tercüman-ı Hakikat, 21 Teşrin-i Evvel 1898, s. 1. İkdam, 21 Teşrin-i Evvel 1898, s. 1. Tercüman-ı Hakikat, 21 Teşrin-i Evvel 1898, s. 1. İkdam, 21 Teşrin-i Evvel 1898, s. 1. Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), Yıldız Perakende Evrakı Şehremaneti Maruzatı (Y.PRK. ŞH.), 8/ 4, lef 2. 917 Bunların yanı sıra, Hereke ve ziyaret edilecek fabrikada da bazı hazırlık ve düzenlemeler yapılmıştır. Nitekim Hereke Fabrika-yı Hümayunu, misafirler için özel olarak hazırlanmış olup fabrikanın bahçesi taklar, kamelyalar ve defneyapraklarıyla süslenmiştir. Yollar, istasyondan İmparatorun kalacağı köşke kadar kırmızı halı ile kaplanmıştır.43 Alman İmparatoru ve İmparatoriçesi için belki de Hereke’de yapılan en büyük hazırlık, fabrika’nın bahçesine inşa edilen köşktür. Köşk inşaatının ne kadar sürdüğü konusunda farklı rivayetler olsa da köşkün İstanbul’da yapıldığı ve kısa süre içerisinde Hereke’de monte edildiği bilgisi en akla yatkınıdır.44 Bir kesinlik içermemekle beraber, köşkün mimarı Sarkis Balyan’dır. Köşk tamamıyla ahşap konstrüksiyonla meydana getirilmiştir. Değişik bir tasarım özelliği olarak gerek deniz, gerekse kara tarafına açılan birçok kapı kullanılmıştır. Dışta, ortada hafif bir eğimli çatı ve iki tarafında kubbeleriyle simetrik bir kuruluşa sahip olan Hereke Köşkü, giriş mekânları, salon ve odalar olmak üzere üç kısma ayrılmaktaydı.45 İkdam gazetesinin haberine göre köşk, birkaç bina ve bir yemek salonundan oluşmaktaydı. Köşkün girişi salon şeklinde olup sağ tarafında bir oda, sol tarafında tuvalete mahsus aksamla birlikte diğer bir küçük oda bulunmaktaydı. Köşk, İmparatorun ziyaretleri sırasında kaldığı Şale Köşkü tarzında olup döşemelerinin hepsi Hereke fabrikası imalatıdır. Salonda yer alan döşemeler, ağırlıklı olarak kırmızı ve yeşil renklerden oluşmaktaydı. Bunun yanı sıra salon, Hereke fabrikasında imal edilen halı ve kumaşlarla da kaplanmıştır. Salonun iki tarafındaki pencereler, kıymetli kumaşlardan perdelerle örtülmüştür. Köşkün duvarları ve tavanları tamamen alaturka tarzında işlenmiştir. Denize nazır olan sol kısmından açılan kapıdan yemek salonuna gidilmekteydi. Ayrıca köşkün kapısının iki tarafına, içinde şelaleler meydana getirilen küçük süs havuzları yapıldığı gibi bahçede ise kavak ağaçları bulunmaktaydı.46 İmparator ve İmparatoriçeyi taşıyan trenin öğlen saat 12’de Hereke istasyonuna ulaşmasıyla birlikte47, Tophane-yi Amire Muzikası Alman Milli Marşını çalmaya başladı. Misafirleri karşılayanlar arasında, Hazine-i Hassa Nazırı Ohannes Efendi48, Hereke Fabrikayı Hümayunu Müdürü ve diğer yetkililer bulunmaktaydı. Trenden ilk olarak İmparator ve İmparatoriçe inmiş olup akabinde Mehmed Şakir, Kamphoevener ve Ahmed Ali Paşalarla Almanya Hariciye Nazırı ve Almanya’nın İstanbul Büyükelçisi Baron Marshall trenden inerek hep birlikte köşke geçtiler.49 Burada kısa bir süre istirahat eden misafirlere şerbet ikram edilmiştir.50 Daha sonra fabrikayı gezmeye başlayan İmparator ve İmparatoriçenin ilk ziyaret ettiği yer, ipekli kumaş dokunan tezgâhlar olmuştur.51 Bu bölümde iki tarafa dizilmiş bir şekilde ayakta duran kadın ve erkek işçiler tarafından “yaşa” nidalarıyla karşılanmıştır.52 Gerek imparator gerekse imparatoriçe her tezgâhın önünde durarak mihmandarın tercümanlığıyla tezgâhlarda çalışan işçilerden bilgi almışlardır. Victoria, daha çok dikkatini çektiği için, ipekli kumaşları yakından inceleyerek bu kumaşları yapanları tebrik etmiştir.53 Misafirlerin bir sonraki durağı, halılarla seccadelerin dokunduğu 43 İkdam, 21 Teşrin-i Evvel 1898, s.1. 44 A. Buluş, a.g.t. , s. 137. 45 Mehmet Kenan Kaya, “Hereke Fabrika-i Hümayunu Tarihçesi”, Milli Saraylar Koleksiyonu’nda Hereke Dokumaları ve Halıları, ( Haz. Mehmet Kenan Kaya, Yaşar Yılmaz, Sara Boynak, Vahide Gezgör), İstanbul 1999, s.17. 46 İkdam, 21 Teşrin-i Evvel 1898, s. 1. 47 F. Demirel, a.g.e., s. 74. 48 Ohannes Efendi için bkz. Arzu Tozduman Terzi, “Osmanlı Maliyesinde Söz Sahibi Üç Ermeni Nazır ( Bakan): Agop, Ohannes ve Mikail Paşalar”, Uluslararası Türk-Ermeni İlişkileri Sempozyumu 24-25 Mayıs 2001, İstanbul 2001, s. 21-35. 49 İkdam, 21 Teşrin-i Evvel 1898, s.1. 50 Tercüman-ı Hakikat, 21 Teşrin-i Evvel 1898, s. 1. 51 İkdam, 21 Teşrin-i Evvel 1898, s.1. 52 BOA, Yıldız Perakende Evrakı Hazine-i Hassa (Y.PRK. HH) 30/70,lef 1. 53 İkdam, 21 Teşrin-i Evvel 1898, s.1. 918 Ö. Kürşad KARACAGİL daireler olmuştur. Zikrolunan daireler çok çeşitli olduğundan İmparator ve İmparatoriçe bir daireden çıkıp diğerine girmişlerdir.54 Özellikle tezgâhlarında halı işleyen kızların yanına oturarak bunları nasıl öğrendiklerini sormuşlardır. Kızlardan bazıları hemen cevap verirken bazıları ise mahcup bir ifadeyle cevap verememişlerdir.55 Bu arada II. Wilhelm’in, halı tezgâhlarını gezerken, büyük bir halıyı yapmakla meşgul olan15-16 yaşlarında Faika Hanım ismindeki bir kızın göğsünde takılı olan madalya dikkatini çekmiştir. İmparator madalyayı eliyle tutup tercümanlığını yapan Berlin Sefiri Tevfik Paşa vasıtasıyla bunun ne olduğunu sormuştur. Faika Hanım, bunun Sanayi-i Nefise Madalyası olduğu cevabını verince bu sefer de madalyanın kendisine neden verildiğini sual etmiştir. Faika Hanım ise, Padişah II. Abdülhamid için bir halı işlediğinden dolayı bu madalyayı aldığı cevabını vermiştir.56 Gezintisini tamamlayan misafirlerin bir sonraki durağı, iplik imalathanesi olmuştur. İmalathanede kısa bir gezinti yapan İmparator ve imparatoriçe, bahçeye çıkarak serili olan halıları da incelemişlerdir. Burada yaklaşık olarak 12 metre büyüklüğünde bir halı kendilerine hediye edilmiştir. Daha sonra fabrikanın kumaş ve diğer ürünlerinin sergilendiği odaya giderek incelemelerde bulunmuşlardır.57 Sultan II. Abdülhamid, Alman İmparatoru’nun fabrikayı ziyaretinden dolayı kendisine her ne arzu eder ise takdim edilmesi için bir irade-i seniyye çıkarmıştır. Bundan oldukça memnun olan İmparator, II. Abdülhamid’e tekrar tekrar teşekkürlerini bildirmiştir.58 Bu meyanda, ziyaret anısına Alman İmparatoru ve İmparatoriçesi’ne hediye edilen Hereke mamulatından kumaş, halı ve seccadeler şunlardır:59 İmparatora Verilen Hediyeler İpek karışık kebir halı 1 adet 6,80x4,80 m. Ve diğer kebir yün halı 1 adet 6,70x 5,60 m. Diğer sagir halı 1 adet 3x1,80 m Yün seccade halı 2 adet İpek seccade 2 adet İpek karışık yekpare halı 1 adet 7x 58 m İpek karışık diğer yekpare halı 1 adet 6 x 52 m İmparatoriçeye Verilen Hediyeler Çatma kadife döşemelik kumaş 7 top60 Çiçekli elbiselik kumaş 21 top61 Bürümcek elbiselik kumaş 4 top62 Kadınlara mahsus işlemeli başörtülük 12 adet Kebir yün halı 1 adet 9x 57m Diğer kebir yün halı 1 adet 8 x 55 m Tercüman-ı Hakikat, 21 Teşrin-i Evvel 1898, s. 1 İkdam, 21 Teşrin-i Evvel 1898, s.1. Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA)Yıldız Perakende Evrakı Şehremaneti Maruzatı (Y.PRK. ŞH) 8-48 lef 2 İkdam, 21 Teşrin-i Evvel 1898, s.1. BOA,Y.PRK. HH. 30/70 lef, 1. BOA,Y.PRK. HH. 30/72. Belgeden anlaşıldığı üzere yedi top olan çatma kadifeli kumaş farklı özelliklere sahiptir. Ancak belgede bu durum belirtilmemiş olup sadece uzunluklarına yer verilmiştir. Birinci top 27,10 metre, ikinci top 36,76 m, üçüncü top 19,30 m, dördüncü top15,80 m, beşinci top 22,20, altıncı top 22,90 ve yedinci top 26,10 metredir. 61 21 top olan çiçekli elbiselik kumaşların uzunlukları sırasıyla şu şekildedir. 12 m, 13,26 m, 12,50 m, 16,80 m, 15 m, 13 m, 13,20 m, 13 m, 11,40 m, 15 m, 15,10 m, 21,20 m, 24,90 m, 28,60 m, 23,20 m, 22,10 m, 13,50 m, 15 m, 15 m, 14,60 m, 13,50 m. 62 4 top olan bürümcek elbiselik kumaş uzunlukları sırasıyla şu şekildedir: 34, 28 m, 9,40 m, 14 m, 14 m. 54 55 56 57 58 59 60 919 Alman İmparatoru ve İmparatoriçesine hediye edilen 4 adet halı seccadenin değeri 40.220 kuruş, 8 adet ipek ve yün seccade 30504 kuruş, 7 adet antika yekpare halının değeri 90.096 kuruş, 29 top elbiselik kumaş 29.949 kuruş iken 60 parça döşemelik numune kumaş ise 1.111 kuruştur.63 Yine II. Wilhelm, kendisine hediye edilen 12 metrelik büyük halıyı imal eden on iki genç kızı unutmamış ve bu kızların isimlerini isteyerek bunların çeyiz bedeli olarak bir miktar para göndereceğini söylemiştir.64 Nitekim İmparator sözünde durmuş ve İstanbul’a döndükten birkaç gün sonra Alman Sefareti vasıtasıyla evlenecekleri zaman kendilerine verilmek ve bu süre zarfında da faizde durmak üzere her birine 500 frank para vermiştir.65 Yaklaşık bir buçuk saat süren ziyaretlerini tamamlayan İmparator ve İmparatoriçe66, fabrikanın düzen ve intizamından oldukça memnun kaldıkları gibi böyle bir fabrika meydana getirmesinden dolayı II. Abdülhamid’i de takdir etmişlerdir.67 Daha sonra öğle yemeği için köşke geçen misafirlere, yemekte kırk kişilik bir davetli topluluğu eşlik etmiştir. Sofranın orta kısmına kenarları yıldızlı sandalyeye konulan yemek salonunun denize bakan kısmına İmparatoriçe otururken diğer sandalyeye İmparator geçmiştir. Yemek esnasında, tersane mızıkası da değişik türden müzikler çalmıştır. Bu arada davetlilere ikram edilen yemekler şunlardır; Bulyon (Bouillon) çorbası Börek Balık Bezelyeli kotlet Sebzeli sığır filesi Salçalı piliç Salçalı kereviz Hindi palazı kebabı Domatesli iki nevi pilav Sarmalı ekmek kadayıfı Yemişli elmasiye68 Yaklaşık bir saat süren yemekten sonra köşke geçen İmparator ve İmparatoriçe, burada Hazine-i Hassa Nazırı Ohannes Efendi ve Fabrika Müdürü Akif Bey’i kabul ederek yapılanlardan ötürü teşekkürlerini iletmiştir.69 Padişah’ın emri üzerine teşekkür mahiyetinde Fransızca bir konuşma hazırlayan Ohannes Efendi ise, bunu II. Wilhelm’e hitaben okumuştur.70 Söz konusu konuşmasında; II. Abdülhamid tarafından meydana getirilen fabrikayı ziyaret eden İmparator ve İmparatoriçeyi karşılamak üzere görevlendirildiğinden dolayı son derece bahtiyar olduğunu söyleyen Ohannes Efendi, İmparatorun fen-i millimiz ürünlerini üreten bu kuruma düzenlediği ziyaretin fabrika tarihinde onurlu ve gururlu bir yer alacağını dile getirmiştir.71 63 64 65 66 67 68 69 70 71 920 BOA, Hazîne-i Hâssa İradeler ( H.H. İ) 120/61 lef 1 ve 2. BOA,Y.PRK. HH. 30/ 70 lef 1. BOA, Yıldız Sadaret Hususi Maruzat Evrakı (Y.A. HUS) 390/ 6 lef 1. İkdam, 21 Teşrin-i Evvel 1898, s. 2. Tercüman-ı Hakikat, 21 Teşrin-i Evvel 1898, s. 1. İkdam, 21 Teşrin-i Evvel 1898, s.2. İkdam, 21 Teşrin-i Evvel 1898, s.2. BOA,Y.PRK. HH. 30/ 70 lef 1. BOA,Y. PRK. HH 30 /70 lef 2. Ö. Kürşad KARACAGİL Bu görüşmeden sonra Hereke ziyaretini tamamlayan II. Wilhelm ve eşi Augusta Victoria, İstanbul’a dönmek üzere, bu defa, tren yerine deniz yoluyla gitmeyi tercih etmişlerdir. Bunda İzmit Körfezi, Moda, Fenerbahçe, Kadıköy ve adalar cihetinin manzarasını izlemek arzusunun da etkili olması muhtemeldir.72 Misafirleri İstanbul’a götürecek Alman savaş gemisi Loreley, öğle vakti Hereke’ye ulaşmıştır.73 Bu arada İmparator ve İmparatoriçeyi uğurlamak üzere görevlendirilen silahlı bahriye askerleriyle birlikte bin yüz kadın ve altı yüz erkek işçiden oluşan fabrika çalışanı köşkten sahile kadar olan yolda yerlerini almışlardır.74 Misafirlerin gemiye doğru yürüdüğü esnada, bir taraftan kalabalığın “yaşa” nidaları devam ederken diğer taraftan muzıka da müzik çalmaktaydı. Bu sırada geminin orta direğindeki Alman bayrağı indirilerek yerine İmparatora mahsus flama çekilmiştir. Sevgi gösterileri arasında gemiye binen imparator, uğurlamaya gelenlere, vapurun köşe tepesinden selam ile mukabele ederken İmparatoriçe ise iskele kapısına çıkmış ve memnuniyetini ifade eden bir şekilde ellerinde bulunan çiçek demetini bir iki defa sallayarak karşılık vermiştir. Bunun ardından yola çıkan Loreley, içerisindeki misafirlerle beraber Hereke’den uzaklaşmıştır.75 Sonuç olarak Alman İmparatoru II. Wilhelm’in Osmanlı Devleti’ni ziyaretleri, TürkAlman ilişkilerinin gelişmesi açısından ayrı bir öneme sahiptir. Özellikle 1898 senesinde gerçekleştirilen ve İstanbul dışında tarihi ve kutsal yerleri de kapsayan ziyaret, bir gövde gösterisinin yanında Alman nüfuzunun Osmanlı üzerindeki etkisini göstermesi açısından da oldukça önemlidir. Ziyaretin siyasi yönü dışında dikkat çekici bir ayrıntı da, Alman İmparatoru’nun Osmanlı mensucat sanayii açısından önemli bir yer tutan ve adını Avrupa’da duyurmuş hatta ödüller almış Hereke Fabrika-yı Hümayunu’na düzenlediği seyahattir. II. Wilhelm’in, Hereke’ye giderken deniz yolu yerine Almanya’nın inşa ettiği demiryolunu tercih etmesi de oldukça dikkat çekicidir. Bu arada günübirlik gerçekleşen ziyaret için yapılan hazırlıkların, haftalar öncesinden başladığı ve fabrika bahçesine kısa sürede bir köşk dahi inşa edildiğini belirtmek gerekir. Güzergâh ve seyahat boyunca yoğun bir ilgiyle karşılanan II. Wilhelm ve Augusta Victoria’ya, fabrikada üretilen kumaş ve halılardan hediye edilmiştir. Ayrıca fabrikanın bahçesinde misafirler için inşa edilen köşkte bir ziyafet de verilmiştir. Nihayetinde İmparator ve İmparatoriçenin, Hereke Fabrika-yı Hümayunu’nu ziyaretlerinden dolayı oldukça memnun kaldıklarını söylemek mümkündür. 72 73 74 75 Tercüman-ı Hakikat, 21 Teşrin-i Evvel 1898, s. 2. İkdam, 21 Teşrin-i Evvel 1898, s. 2. BOA,Y.PRK. ŞH 8-48 lef 2. Tercüman-ı Hakikat, 21 Teşrin-i Evvel 1898, s. 2. 921 Alman İmparatoru ve İmparatoriçesinin Fabrika-i Hümayunu Ziyareti (Milli Saraylar Koleksiyonunda Hereke Dokumaları ve Halıları, s. 28) 922 Ö. Kürşad KARACAGİL Hereke Fabrika-i Hümayunu’nda Çalışanlar (Milli Saraylar Koleksiyonunda Hereke Dokumaları ve Halıları, s. 24) Hereke Fabrika-i Hümayunu’nun 1894 Senesinde Uluslararası Sergide Aldığı Ödül (Milli Saraylar Koleksiyonunda Hereke Dokumaları ve Halıları, s. 19) 923 KAYNAKLAR Arşiv Belgeleri Başbakanlık Osmanlı Arşivi ( BOA) Hazîne-i Hâssa İradeler ( H.H. İ) Yıldız Perakende Evrakı Şehremaneti Maruzatı (Y.PRK. ŞH) Yıldız Perakende Evrakı Hazine-i Hassa (Y.PRK. HH) Yıldız Sadaret Hususi Maruzat Evrakı (Y.A. HUS) Süreli Yayınlar İkdam Tercüman-ı Hakikat Kitaplar ve Makaleler Alkan Necmettin, “Dış Siyasetin Bir Aracı Olarak Hükümdar Gezileri: Kayser II. Wilhelm’in 1898 Şark Seyahati”, Osmanlı Araştırmaları S. XXXI, İstanbul 200, s. 9-53. Bayraktar İlona, “Kaiser II. Wilhelm’in İstanbul’a Üç Ziyareti ve Hediyeler”, İki Dost Hükümdar, Sultan II. Abdülhamid Kaiser II. Wilhelm, TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı Yayın No: 53, İstanbul 2010. Beydilli Kemal, 1790 Osmanlı-Prusya İttifakı, İstanbul Üniversitesi Yayınları, İstanbul 1985. Beydilli Kemal, “II. Abdülhamit Devrinde Gelen İlk Alman Askeri Heyeti Hakkında”, Tarih Dergisi, sayı 32, 1979, s. 481-491. Buluş Abdülkadir, Osmanlı Tekstil Sanayii ve Hereke Fabrikası, (İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Doktora Tezi, İktisat Anabilim Dalı), İstanbul 2000. Demirel Fatmagül, Dolmabahçe ve Yıldız Saraylarında Son Ziyaretler Son Ziyafetler, Doğan Kitap, İstanbul 2007. Dölen Emre, Tekstil Tarihi, İstanbul 1992. Fazlıoğlu Ayşe “Osmanlı Saray Halıları” Düğümün Son Halkası; Osmanlı Saray Halıları, (haz. Ayşe Fazlıoğlu) İstanbul, (t. y). Gencer Mustafa, JöntürkModernizmi ve Alman Ruhu, İletişim Yayınları, İstanbul 2003. Karacagil Ö. Kürşad, “II. Wilhelm’in Osmanlı İmparatorluğunu Ziyareti ve Mihmandarı Mehmed Şakir Paşa’nın Günlüğü (1898)” İ. Ü. Türkiyat Mecmuası, Cilt 24, Sayı 2 (Aralık 2014), s. 73-97. MoltkeHelmuthVon, Türkiye’deki Durum ve Olaylar Üzerine Mektuplar, ( Çev. Hayrullah Örs), Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1960. Ö. Kürşad Karacagil, “Alman İmparatoru İstanbul’da (1917)”, Gazi Akademik Bakış, Sayı 12 (Haziran 2013), s. 111-133. Kaya Mehmet Kenan, “Hereke Fabrika-i Hümayunu Tarihçesi”, Milli Saraylar Koleksiyonu’nda Hereke Dokumaları ve Halıları, (Haz. Mehmet Kenan Kaya, Yaşar Yılmaz, Sara Boynak, Vahide Gezgör), İstanbul 1999, s.10-21. Ortaylı İlber, Osmanlı İmparatorluğu’nda Alman Nüfusu, İletişim Yayınları İstanbul 2006. Şehsuvaroğlu Bedi N. , “Alman İmparatoru II. Wilhelm’in Yurdumuzu Ziyaretleri”, Hayat Tarih Mecmuası, sayı 6, Temmuz 1972, s.20-27. Tepekaya Muzaffer, “Osmanlı-Alman İlişkileri ( 1870-1914)”, Türkler Cilt 13, Ankara 2002, s.40-57. Terzi Arzu T. , Hazine-i Hassa Nezareti, Ankara 2000. Terzi Arzu T. , “Osmanlı Maliyesinde Söz Sahibi Üç Ermeni Nazır ( Bakan): Agop, Ohannes ve Mikail Paşalar”, Uluslararası Türk-Ermeni İlişkileri Sempozyumu 24-25 Mayıs 2001, İstanbul 2001, s. 21-35. Topal Mehmet, Erdemir Erkan, Kırlı Engin, “Tanzimat Dönemi Sanayileşme Hareketinin Türkiye’de İşletmecilik Anlayışının Oluşumuna Etkileri, Hereke Fabrikası ve Nizamnamesi”, Süleyman Demirel Üniversitesi FenEdebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı 25, Isparta ( Mayıs) 2012, s.37-64. Uçarol Rifat, Siyasi Tarih, İstanbul 1987. Yılmaz Veli, Türk-Alman İttifakı ve Askeri Yardımlar, İstanbul 1993. 924