Struma Faciası... Bir insanlık trajedisinin yıldönümü Açıklama: İkinci dünya savaşı insanlık tarihinin en acılı, en utanç verici sayfalarının yazıldığı bir dönemdir. Sorumluları, kendi dışındaki dünyayı 'barbar' olarak gören, batılı/beyaz/Hıristiyan medeni (!) dünyadır. Planlı soykırım bu dönemde yapılmıştır... Kategori: Tiyatroterapi'den Eklenme Tarihi: 24 Şubat 2011 Geçerli Tarih: 18 Temmuz 2017, 20:06 Site: Gazete Tiyatroterapi URL: http://gazete.tiyatroterapi.com/haber_detay.asp?haberID=176 BİR İNSANLIK TRAJEDİSİNİN YILDÖNÜMÜ İkinci dünya savaşı insanlık tarihinin en acılı, en utanç verici sayfalarının yazıldığı bir dönemdir. Sorumluları, kendi dışındaki dünyayı" barbar" olarak gören, batılı/beyaz/Hıristiyan medeni (!) dünyadır. Planlı soykırım bu dönemde yapılmıştır. Gaz odaları, Doktor Mengele’ler, toplama kampları bu döneme aittir. Toplama kampları sanıldığı gibi sadece Nazi Almanya’sın da değil başka ülkelerde de kurulmuştur. ABD ve Kanada kendi yurttaşı olan Japon asıllıları toplama kamplarına tıkmıştır. SSCB de Stalin gözünün üstünde kaşı olanı ya toplama kamplarına ya da idam mangalarının önüne göndermiştir. Yine o dönemde insanlara karşı (hem de iki kere) atom bombası kullanılmıştır. Kısacası her zaman her şeyin en iyisini yapmakla övünen medeni dünya, barbarlığın da en iyisini yaptığını dünya aleme göstermiştir. Bugün o dönemin en acılı olaylarından bir tanesinin; Struma olayının yıldönümü! 1941 Yılının son günlerine gelindiğinde Naziler kıta Avrupası'nın (Fransa dahil) tamamını kontrol altına almışlardı. Ya işgal ederek ya da yandaş yönetimlerin yönettiği kukla hükümetlerle. Romanya da bu durumdaydı. Nazi yanlısı kukla yönetim Romanya da ki Yahudileri toplayıp Nazilere teslim etmeye başlamıştı. Romen Yahudileri'nin tek çaresi bir gemiyle, o zaman gidebilecekleri tek yer olan Filistine gidebilmekti. Filistin o zaman İngilterenin yönetimi altındaydı. Ama İngiltere de tarihinin en zor günlerini geçirmekteydi. Kendi adasın da sıkışmış, Kuzey Afrika da Rommel'in Panzerleri karşısında tutunamaz olmuş bir düşkün kral durumundaydı. Bunlar yetmezmiş gibi Filistinde bitmek tükenmek bilmeyen Arap Yahudi çatışmaları! Filistin'e Yahudi getiren her gemi potansiyel çatışma nedeniydi. İşte bu şartlar altında bir şirket, Struma adlı gemiyle, Romanya’dan Yahudileri Filistine götüreceğini ilan eder. Gemi neredeyse yolcuların hücumuna uğrar. İkiyüzelli kişi kapasiteli gemi 12 Aralık 1941 tarihinde yüzü çocuk yediyüzaltmışdokuz yolcuyla Köstence limanından hareket eder. Daha ilk saatlerde makineler de arıza çıkar. Kör topal giderken Türk karasularına da arızalı olarak girerler. Tam mayınlı alana sürüklenirken Türk römorkörlerin müdahalesiyle kurtarılıp, İstanbul Limanına çekilirler. Tarih 15 Aralık 1941 dir. Yetmiş gün sürecek diplomasi savaşı başlar. İngiltere gemiye vize vermez. Almanlar, biz bu kadar yahudiyi nerede bulsak "ilgileniriz" mealinde tehdit de bulunurlar. Türkiye savaşta tarafsız bir ülkedir. Gemi Panama Bandıralıdır; Panama savaşta taraf ülkedir. İstanbul da ki Yahudi Cemaati, gemiye ellerinden geldiğince yardımcı olmaya çalışırlarsa da savaş ortamında çok yetersiz kalır. İngilizler, bu gemiden sadece dört kişiye vize verirler. İşadamı Vehbi Koç'un araya girmesiyle, gemide bulunan Mobil Şirketinin Romanya Genel Müdürü, eşi ve iki çocuğuna. Aile gemiden alınır, kara yoluyla Filistine gider. Diplomatik çabalar sonuç vermez, gemi içinde kalan diğer yolcularla Karadeniz'e gönderilir. Yiyecek içecek hatta su bile yok derecededir. Makineleri arızalı olan gemi 24 Şubat 1942 Tarihinde sabah saat dokuz sularında Yön Burnu'nun (Yonburun) üç-dört mil açığında şiddetli bir patlama sonucu batar. Gemiden sadece bir kişi kurtulur; Davit Stoliar! Yonburun tahlisiyecileri tarafından kurtarılan Stoliar, Haydarpaşa Numune'ye kaldırılır. İyileştikten sonra vize verilen, karayoluyla Önce Filistin’e, sonra Mısır'a giden Stoilar, ömrünün son günlerine kadar Türk ve Türkiye düşmanlığı yapar. Ancak 1999 da yazdığı bir mektupta hayatını Türkler' e borçlu olduğunu itiraf eder. Geminin neden battığı, batırıldıysa kimin batırdığı hiçbir zaman tam olarak ortaya çıkmadı. Hiç kimse olan bitenin sorumluluğunu üstlenmedi. İnsanlığın insanlığından çıktığı, insanlık tarihinin utanç verici bir döneminde, bir gemi dolusu insan fail-i meçhule gitti. Milliyeti, dili, dini ne olursa olsun, kadını, çocuğu, genci, yaşlısıyla insanlık ailesinin bireyleri olan kurbanları, insanlığımızdan utanarak ve bir daha böyle trajediler yaşamamayı dileyerek saygıyla anıyoruz. Mehmet YAVRUTÜRK