Mali Eylem Görev Gücü`nün (FATF) Dokuz Özel Tavsiyesi

advertisement
Bankacılar Dergisi, Sayı 52, 2005
Mali Eylem Görev Gücü’nün (FATF)
Dokuz Özel Tavsiyesi
Oktay Üstün*
Giriş
Mali Eylem Görev Gücü (Financial Action Task Force - FATF), 1989 yılında Paris’te
toplanan G-7 ülkelerinin (ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya ve Kanada) temsilcileri tarafından alınan karar üzerine karapara aklama ile mücadele edilmesi amacıyla kurulan ve bu amaç1 doğrultusunda uluslararası düzeyde politika ve standartlar geliştiren bir kuruluştur. OECD bünyesinde faaliyet gösteren FATF’a bugün itibariyle 31 devlet ve 2 uluslararası kuruluş üyedir.2 Kuruluş amacı itibariyle;
ƒ
Karapara aklama tehlikesine karşı bütün dünyaya mesaj vermek ve bu kapsamda, FATF
üyeliğinin genişlemesine dayalı olarak dünya çapında aklamaya karşı girişimleri desteklemek,
ƒ
Karapara aklamaya karşı yasal, finansal, operasyonel ve uluslararası konularda tedbirler
alınması için yayınladığı Kırk Tavsiyenin üye ülkelerce uygulanmasını takip etmek ve değerlendirmek,
ƒ
Karapara aklama teknik ve trendlerine karşı tedbirler ve stratejiler geliştirmek
gibi üç tür misyon üstlenen FATF, karapara aklama ile mücadele standartlarını ortaya koyan
40 Tavsiye Kararını 1990 yılında yayınlamış ve bu tavsiye kararlarını bazı değişikliklerle yenileyerek 1996 yılında tekrar yayınlamıştır.
11 Eylül 2001 tarihinde ABD’de meydana gelen olayların, terörist eylemlerle birlikte
terörizmin finansmanının önlenmesi konusunu ön plana çıkarması üzerine, 29-30 Ekim 2001
tarihlerinde Washington D.C. de yapılan FATF olağanüstü toplantısında, FATF’ın karapara
aklama ile mücadele misyonuna terörizmin finansmanın önlenmesi de eklenmiş ve bu amaçla
hazırlanan 8 Özel Tavsiye 31 Ekim 2001 tarihinde yayınlanmıştır.
Terörizmin finansmanının önlenmesi konusu ile birlikte karapara aklama ile mücadele alanındaki son gelişmeler de dikkate alınarak revize edilen ve yeniden hazırlanan 40 Tavsiye,
Haziran 2003 tarihindeki FATF Genel Kurul toplantısında kabul edilmiş ve yayınlanması kararlaştırılmıştır. Yeni 40 Tavsiye ile terörizmin finansmanının önlenmesi konusundaki 8 Özel
Tavsiye, karapara aklama ile birlikte terörizmin finansmanı ile mücadelenin ortak temelini
oluşturmuştur.
2003 FATF tavsiyelerinin 1996 tavsiyelerine göre en belirgin farklılığı terörizmin finansmanı ile mücadeleye dair hususları da içermesidir.
*
TC Maliye Bakanlığı, Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı, Şube Müdür V.
10
Bankacılar Dergisi
Aşağıdaki özet tablo, 2003 tavsiyelerinin terörizmin finansmanı ile mücadeleyi de
ilgilendiren maddelerini göstermektedir.
Tavsiye No Terörizmin Finansmanı Konusunu da İlgilendiren Tavsiyelerin Özeti
5
7
13
15
16
17
18
19
20
23
24
25
26
27
29
30
31
32
35
36
Finansal kuruluşların isimsiz hesap açmaması
Müşterini Tanı tedbirlerinin uygulanması ve bu tedbirlerin uygulanmasında risk kategorilerinin dikkate alınması
Sınır ötesi bankacılık işlemleri için özel dikkat gösterilmesi
Finansal kuruluşların şüpheli işlem bildiriminde bulunması
Finansal kuruluşlar politika, prosedür, eğitim ve denetim programları geliştirmesi
Avukat, Noter, Muhasebeci gibi meslek sahiplerinin de şüpheli işlem bildiriminde bulunması
Tavsiyelerde öngörülen hususları uygulamayan gerçek ve tüzel kişilere yaptırımlar uygulanması
Ülkelerin “shell” bankaların kurulmasına ve faaliyette bulunmasına izin vermemesi,
finansal kuruluşların “shell” bankalarla muhabir bankacılık ilişkisine girmemesi
Belirli miktarın üzerindeki nakit işlemlerin periyodik olarak bildirilmesini sağlayacak
sistem kurulması
Tavsiye hükümlerinin iş ve meslek sahiplerine de uygulanması
Mali kuruluşların yeterli düzenleme ve denetime tabi olması
“Temel Prensiplere” tabi olan banka, sigorta ve sermaye piyasası kurumlarının terörizmin finansmanı ile mücadele prensiplerine de tabi olması
Diğer kuruluşların da yeterli düzenleme ve denetime tabi olması
Kumarhanelerin kapsamlı bir düzenleyici ve denetleyici rejime tabi tutulması
Diğer mali olmayan kuruluşların da etkin bir gözetim sistemine tabi tutulması
Finansal kuruluşlara kılavuz ve feedback (geribildirim) sağlanması
Şüpheli işlemleri ve diğer bilgileri alan analiz eden ve dağıtan bir Mali İstihbarat Birimi
kurulması
Kontrollü teslimat gibi özel soruşturma tekniklerinin desteklenmesi
Denetleyiciler yeterli denetim gücüne sahip olması
Karapara aklama ve terörizmin finansmanı ile mücadelede yer alan birimlerin yeterli
finansal kaynağa, personele ve teknik donanıma sahip olması
Politika üreten makamlar, yasal uygulama ve denetim birimleri arasında işbirliği ve koordinasyon olması
ŞİB’leri, soruşturma, dondurma, zapt ve müsadere konularında istatistikler çıkarılması
Viyana, Palermo ve Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Sözleşmelerinin tam olarak
uygulanması ve Strazburg Konvansiyonu ve Inter Amerikan Sözleşmesinin onaylanması
Karapara aklama ve terörizmin finansmanında hızlı, etkin ve yapıcı karşılıklı adli yardımlaşma sağlanması
Adli yardımlaşma talebi, konunun finansal ve gizli olduğu ileri sürülerek reddedilmemesi
11
Oktay Üstün
31 Ekim 2001 de yayınlanan terörizmin finansmanının önlenmesine dair 8 Özel Tavsiye şu ana başlıkları ihtiva etmektedir:
1. Birleşmiş Milletler belgelerinin derhal onaylanması ve yürürlüğe konulması,
2. Terörizmin finansmanının, terörist eylemlerin ve terörist örgütlerin suç olarak kabul edilmesi,
3. Terörist mal varlıklarının dondurulması,
4. Terörizmle bağlantılı şüpheli işlemlerin bildirilmesi,
5. Ülkeler arasında karşılıklı yardımın sağlanması,
6. Alternatif havale sistemlerinin kontrol altına alınması,
7. Elektronik fon transferlerinde kimlik tespitinin güçlendirilmesi,
8. Kar amacı gütmeyen kuruluşların istismar edilmesinin önlenmesi.
Daha sonra nakdin, yolcu beraberinde sınırlardan geçirilmesi konusunun terörizmin
finansmanı ile mücadelede dikkate alınması gereken önemli bir husus olduğu görüşünden hareket eden FATF, 22 Ekim 2004 tarihindeki Genel Kurul toplantısında nakit taşıyıcılar konusunu gündemine taşımış ve nakit taşıyıcılar konusundaki (Cash Couriers) IX. Özel Tavsiyeyi
kabul etmiştir. Böylece FATF’ın terörizmin finansmanı ile mücadeleye yönelik olarak yayınladığı Özel Tavsiyelerin sayısı 9 olmuştur. Terörizmin finansmanının önlenmesi konusunda
yayınlanan 9. tavsiye metni şöyledir:
“- Ülkeler, para ve para yerine geçen finansal araçların sınır ötesi fiziki naklini tespit
etmek için bir beyan sistemi ya da diğer açıklama yükümlülüklerini içeren uygun önlemler
almalıdır.
- Ülkeler, yetkili makamlarının, terörizmin finansmanı veya karapara aklama ile bağlantısı olduğundan şüphelenilen veya yanlış ya da yanıltıcı olarak beyan edilen veya açıklanan para veya para yerine geçen finansal araçların durdurulması ya da engellenmesi konusunda yasal yetkilere sahip olmalarını sağlamalıdır.
- Ülkeler, yanlış veya yanıltıcı beyanda bulunan ya da açıklama yapan kişilerle ilgili
olarak etkili, orantılı ve caydırıcı yaptırımların uygulamaya konmasını sağlamalıdır. Para veya
para yerine geçen finansal araçların terörizmin finansmanı ya da karapara aklama ile bağlantılı olması durumunda söz konusu değerlerin müsaderesine imkan veren Tavsiye 3 ve Özel
Tavsiye III’e uygun önlemleri de içeren tedbirleri almalıdır.”
Tavsiyelerin tam metinleri ve bunlarla ilgili bilgiler sırasıyla müteakip bölümde açıklanmıştır3.
A. Özel Tavsiyeler
I. Birleşmiş Milletler Belgelerinin Onaylanması ve Uygulanması
Her ülke 1999 tarihli Birleşmiş Milletler Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Sözleşmesi’ni onaylamak ve tam olarak uygulamak için acil tedbirler almalıdır.
Ülkeler, terörist eylemlerin finansmanının önlenmesi ve durdurulmasına ilişkin Birleşmiş Milletler Kararlarını, özellikle 1373 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararını derhal uygulamalıdır.
12
Bankacılar Dergisi
Tavsiyede adı geçen ve 9 Aralık 1999 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilen Terörizmin Finansmanının Önlenmesine Dair Uluslararası Sözleşme4, taraf devletlerin;
- Sözleşmenin 2’nci maddesinde tanımlanan terörizmin finansmanını suç olarak kabul
etmesini ve bunun için cezai hükümler getirmesini (Md. 4),
- Terörizmin finansmanı suçuna karışan tüzel kişileri de sorumlu tutarak bunları cezai,
hukuki ve idari yaptırımlara tabi tutmasını, (Md. 5),
- Terörizmin finansmanı suçunun işlenmesi için oluşturulan veya kullanılan fonların
veya Sözleşmenin 2’nci maddesinde belirtilen suçlardan temin edilen kazançların tespitini,
teşhisini ve dondurulmasını veya el konulmasını sağlamasını (Md.8),
- Terörizmin finansmanı suçunun soruşturulması ve kovuşturulması için gerekli tedbirleri almasını (Md .9-10),
- Diğer ülkelerle adli yardımlaşmada bulunmasını ve adli yardımlaşma talebini, konusu mali veya siyasi suç olduğu veya banka gizliliği taşıdığı gerekçesi ile geri çevirmemesini
(Md. 12-13-14),
- Finansal kuruluşların, kimlik tespiti yapmak, isimsiz hesap açmamak, kayıtları muhafaza etmek ve şüpheli işlem bildiriminde bulunmak gibi yükümlülükleri yerine getirmesini
sağlamasını, nakit hareketleri izlemesini ve para transferi yapan kurumları denetlemesini (Md.
18),
öngörmüştür.
Tavsiyede uyulması istenilen ikinci husus olarak belirtilen BMGK’nin, terörist faaliyetlerin önlenmesi konusunda muhtelif kararları bulunmaktadır. Bunlardan bazıları; 1267
(1999), 1269 (1999), 1333 (2000), 1373 (2001), 1390 (2001) sayılı kararlardır. Bunların içinde en önemlisi olan ve tavsiye de özellikle vurgulanan BMGK’nin 28 Eylül 2001 tarihinde
4385’inci oturumunda kabul edilen Kararıdır.
1373 (2001) sayılı Karar gereğince bütün devletlerin;
- En kısa sürede, 9 Aralık 1999 tarihli Terörizmin Finansmanın Önlenmesine ilişkin
Uluslararası Sözleşme de dahil olmak üzere, terörizmle mücadele konusundaki uluslararası
sözleşme ve protokollere taraf olmaları ve Güvenlik Konseyi’nin 1269 (1999) ve 1368 (2001)
sayılı Kararlarını uygulaması,
- Terörizmin finansmanını suç olarak kabul etmesi ve bu konuda cezai hükümler getirmesi,
- En geniş şekilde karşılıklı adli yardımlaşmaya katılması ve bilgi değişimini sağlaması,
- Terörist eylemlerde bulunanların, bu eylemlere teşebbüs edenlerin, bu eylemleri kolaylaştıranların mal varlıklarını dondurması,
13
Oktay Üstün
- Terörist eylemlere mali kaynak sağlayanlara, bunları örgütleyenlere ya da bu eylemleri işleyenlere ya da faillerine yardım veya yataklık edenlere sığınma hakkı vermemesi ve
destek sağlamaması
istenilmiştir.
II. Terörizmin Finansmanının ve buna bağlı Karapara Aklamanın Suç Olarak
Kabul Edilmesi
Her ülke, terörizmin finansmanını, terörist eylemleri ve terörist örgüt kurmayı suç olarak kabul etmelidir. Ülkeler, bu suçların karapara aklamanın öncül suçları olarak düzenlenmesini sağlamalıdır.
Tavsiye, ülkelerin, terörizmin finansmanı, terörist eylemler ve terörist örgüt kurma
olarak saydığı üç konuyu suç olarak kabul etmesini ve bu suçları, karapara aklamanın öncül
suçu olarak belirlemesini öngörmektedir.
Terörizmin finansmanı, 1999 tarihli Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Sözleşmesinin 2’nci maddesinde belirli eylemlere atıf yapılarak tanımlanmıştır. Sözleşmeye göre, terörizmin finansmanına konu olan eylemler iki grupta belirlenmiştir. Bunlardan ilki sözleşme
ekinde yer alan 9 sözleşmenin suç saydığı eylemler olup bu kapsamdaki sözleşmeler şunlardır:
1. Uçakların Yasadışı Ele Geçirilmesinin Önlenmesi Sözleşmesi (16 Aralık 1970, Lahey)
2. Sivil Havacılık Güvenliğine Karşı Yasadışı Eylemlerin Önlenmesi Sözleşmesi (23 Eylül
1971, Montreal)
3. Diplomatik Ajanlar Dahil Uluslararası Korunan Kişilere Karşı Suçların Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi (14 Aralık 1973, New York)
4. Rehin Almalara Karşı Uluslararası Sözleşme (17 Aralık 1979, New York)
5. Nükleer Maddelerin Fiziki Korunması Sözleşmesi (3 Mart 1980, Viyana)
6. Uluslararası Sivil Havacılığa Hizmet veren Havalimanlarında Yasadışı Şiddet Eylemlerinin
Önlenmesi Protokolü, Sivil Havacılık Güvenliğine Karşı Yasadışı Eylemlerin Önlenmesi
Sözleşmesine Ek Protokol (24 Şubat 1988, Montreal)
7. Denizcilik Seferyollarının Güvenliğine Karşı Yasadışı Eylemlerin Önlenmesi Sözleşmesi
(10 Mart 1988, Roma)
8. Kıta Sahanlığında Kurulu Sabit Platformların Güvenliğine Karşı Yasadışı Eylemlerin Önlenmesi Hakkında Protokol (10 Mart 1988, Roma)
9. Terörist Bombalamaların Önlenmesi Sözleşmesi (15 Aralık 1997, New York)
Terörizmin finansmanı suçunun dayandığı ikinci gruptaki eylemler ise bir tanım içerisinde ifade edilmiştir. Sözleşmenin 2’nci maddesinde yer alan bu tanıma göre;
“Niteliği veya kapsamı itibariyle bir halkı korkutmak ya da bir hükümeti veya uluslararası kuruluşu herhangi bir işi yapmaya veya yapmamaya zorlamak amacı taşıyan bir olayda
bir sivili ya da silâhlı çatışmaya doğrudan katılmayan herhangi bir kişiyi öldürmeye veya ağır
şekilde yaralamaya yönelik eylemler” terörizmin finansmanına konu teşkil eden ikinci gruptaki eylemler olarak belirtilmiştir.
Sözleşmenin 2’nci maddesine göre, gerek yukarıda sıralanan 9 sözleşmenin suç saydığı eylemler, gerekse tanımda belirtilen eylemlerin, tümüyle veya kısmen gerçekleştirilmesinde
14
Bankacılar Dergisi
kullanılması niyetiyle veya kullanılacağını bilerek, doğrudan veya dolaylı olarak, yasa dışı bir
şekilde fon sağlanması veya toplanması terörizmin finansmanı suçunu oluşturmaktadır.
Sözleşmeye göre, terörizmin finansmanı suçuna konu olan “fon” terimi;
- her ne suretle edinilmiş olursa olsun, maddî veya gayrî maddî, menkul veya gayrimenkul, her türlü kıymeti,
- bu kıymetler üzerinde bir mülkiyet hakkı veya çıkarı kanıtlayan, elektronik veya dijital form da dahil, her türlü belge ve yasal araçları,
- banka kredilerini, seyahat çeklerini, para havalelerini, hisse senetlerini, teminatları,
tahvilleri ve kredi mektuplarını”
kapsamaktadır.
Özel Tavsiye II de geçen “öncül suç”, işlenmesi suretiyle karapara elde edilen her
türlü suç fiilidir. Tavsiye, sayılan üç eylemden (terörizmin finansmanı, terörist eylemler ve
terör örgütü kurma) elde edilen karaparanın aklanması halinde karapara aklama suçu yönünden kovuşturma yapılması gerektiğine işaret etmektedir.
III. Terörist Malvarlıklarının Dondurulması ve Müsaderesi
Terörist eylemlerin finansmanının önlenmesi ve durdurulmasına ilişkin Birleşmiş
Milletler Kararları uyarınca, her ülke, teröristlerin, terörizmi finanse edenlerin ve terörist
örgütlerin fonlarının veya diğer malvarlıklarının gecikmeksizin dondurulması için gerekli
tedbirleri uygulamalıdır.
Her ülke, terörizmin, terörist eylemlerin veya terörizmin finansmanı için kullanılan
veya kullanılması için tasarlanan veya tahsis edilen malvarlığına el konulması ve müsaderesi
bakımından yetkili makamlara imkan sağlayan tedbirleri (yasa gerektiren tedbirler de dahil)
almalı ve uygulamalıdır.
Özel Tavsiye III, ülkelere iki yükümlülük getirmektedir. İlk yükümlülük terörizm
bağlantılı fonların BMGK Kararı uyarınca gecikmeksizin dondurulması, ikincisi ise bu fonların zapt ve müsadere edilmesidir.
FATF’ın, bu tavsiye kapsamındaki bazı terimlerle ilgili açıklamaları şöyledir:
Dondurma (Freezing): Dondurma, yetkili bir mercii veya bir mahkeme tarafından
başlatılan bir hukuki sürece dayalı olarak fonların veya diğer mal varlıklarının belli bir geçerlilik süresince transferinin, dönüştürülmesinin, tasarrufunun veya hareketinin yasaklanmasıdır. Dondurulan fonlar veya diğer mal varlıkları, dondurma anında bunlar üzerinde hakkı olan
kişi ve kuruluşların mülkiyetinde olup dondurma süreci gereğince bir işlem başlatılmadan önce bu kişi ve kuruluşların tevdii etmiş olduğu finansal kuruluşlar veya diğer kurumlarca yönetilebilir.
El koyma (Seizure): El koyma, yetkili bir mercii veya bir mahkeme tarafından başlatılan bir hukuki sürece dayalı olarak fonların veya diğer mal varlıklarının transferinin, dönüştürülmesinin, tasarrufunun veya hareketinin yasaklanması anlamına gelmekle birlikte dondurmadan farklı olarak yetkili bir mercii veya bir mahkemenin bu fon veya mal varlığını kontrol
etme yetkisi bulunmaktadır.
15
Oktay Üstün
Müsadere (Confiscation): Müsadere, yetkili bir mercii veya bir mahkemenin aldığı bir
karar ile fonlardan ve diğer mal varlıklarından zilyet veya malikin sürekli olarak mahrum bırakılması anlamına gelmektedir. Müsadere ile fon ve diğer mal varlığının mülkiyeti devlete
geçmektedir. Müsadere durumunda ilgili kişi ve kuruluşlar müsadere edilen mal varlığı üzerindeki tüm haklarını kaybederler.
Fonlar veya diğer malvarlıkları (Funds or other assets): Fonlar veya diğer mal varlıkları, fiziki ya da kaydi, taşınır ya da taşınmaz olsun, edinilmiş olan her çeşit fonları, mali
varlıkları, ekonomik kaynakları, banka kredilerini, yolcu ve banka çeklerini, havaleleri, hisseleri, menkul kıymetleri, bonoları, poliçeleri, teminat mektuplarını, herhangi bir faizi, temettü veya geliri veya bu gibi fonlardan elde edilen değerleri kapsayan ancak bunlarla da sınırlı olmayan hakkı ya da istifadeyi kanıtlayan elektronik ya da dijital da dahil herhangi bir
formdaki yasal belge ve araçları ifade etmektedir.
Belirli kişiler (Designated persons): Belirli kişiler, 1267 sayılı BMGK Kararı ile oluşturulan Yaptırımlar Komitesi tarafından belirlenen kişi ve kuruluşlar ya da ülkelerin 1373
sayılı BMGK Kararı uyarınca belirledikleri ve kabul ettikleri kişi ve kuruluşları kastetmektedir.
FATF’ın Özel Tavsiye III ile ilgili olarak öngördüğü bazı hususlar özet olarak şu şekildedir:
1. Ülkeler, terörizmle bağlantılı fonların transferini, dönüştürülmesini, tasarrufunu ya
da hareketini zecri tedbirlerle yasaklamalıdır. Buna göre ülkelerin;
- dondurma veya dondurmama kararını vermeye, bu süreci yönetmeye ve bu kararları
uygulayamaya yetkili bir makam ya da mahkemeyi tayin etmesi veya yetkilendirmesi veya
- mal varlığı dondurulacak kişi ve kuruluşlara ait fonları elinde bulunduran kişi ve kuruluşlara, bunları dondurma sorumluluğu ve buna uymamaları halinde gerekli yaptırıma tabi
tutulmalarını öngören yasayı çıkarması
gibi iki seçeneği bulunmaktadır.
Hangi seçenek seçilirse seçilsin zecri tedbirlerin uygulanmasından sorumlu olan yetkili bir makamın açıkça belli olması gerekmektedir.
2. Ülkeler, fonların gecikmeksizin ve belirli kişi ve şirketlere öncelik verilmeksizin
dondurulmasına yönelik prosedürler geliştirmeli ve uygulamalıdır. Bu tür fonları elinde bulunduran kişi ve kurumların bunları dondurma yükümlülüğü yasa ile düzenlenmeli ve bu yükümlülüğe uyulmaması durumunda yaptırımlara tabi olmaları sağlanmalıdır. Ülkeler, dondurma mekanizmaları kapsamında alınan kararların mali sektöre iletilmesi için etkili ve etkin
sistemler geliştirmelidir.
3. Ülkeler, uluslararası yükümlülüklere ve ulusal yasal ilkelere uygun olarak belirli
kriterlerin karşılanması şartı ile BMGK’nin yayınladığı listelerden çıkarılma taleplerinin değerlendirilmesine ve listeden çıkarılan kişi ve şirketlere ait fonlar üzerindeki dondurma kararının kaldırılmasına ilişkin prosedürler hazırlamalı ve uygulamalıdır.
16
Bankacılar Dergisi
4. Belirli kişiler ile aynı ismi taşıyan kişi ve kuruluşlar dondurma mekanizmasından
haksız olarak etkileneceğinden, bu kişi ve kuruluşların gerçekte belirli kişiler olmadığının teyit edilmesi halinde, söz konusu fon veya mal varlığı üzerindeki dondurma kararının kaldırılmasını öngören prosedürler geliştirilmeli ve uygulanmalıdır.
5. Dondurma kararına konu kişi ya da kuruluşların, yetkili bir otorite ya da mahkemenin yeniden değerlendirmesi için söz konusu dondurma kararına karşı başvuruda bulunabilmelerini sağlayacak bir mekanizma oluşturulmalıdır.
IV. Terörizmle İlgili Şüpheli İşlemlerin Bildirilmesi
Karaparanın aklanmasının önlenmesine dair yükümlülüklere tabi olan finansal kuruluşlar veya diğer işletmeler ya da kurumların, fonların terörizm, terörist eylemler veya terörist örgütlerle bağlantılı veya ilgili olduğundan ya da bunlar için kullanıldığından şüphelenmeleri durumunda veya şüphelenmek için geçerli nedenleri olduğunda, bu şüphelerini derhal
yetkili otoritelere bildirmelidirler.
Tavsiyede geçen “şüphe”, işleme konu olan fonların terörist bağlantılı olduğuna dair
işlemi yürüten kişi ve kuruluş nezdindeki bilgi, sezgi veya benzer bulgusuna dair sübjektif bir
kaygısını gösterirken, “şüphelenmek için neden bulunması” hali bu konuda daha objektif bir
malumata işaret etmektedir.
Şüpheli işlemleri bildirim yükümlülüğü FATF genel tavsiyelerinde de açıkça belirtilmiştir. FATF’ın 5 ve 13. tavsiyeleri ile bunların yorumlayıcı notlarına göre; finansal kuruluşlar, fonların suç faaliyetinden elde edildiğinden veya terörizmin finansmanı ile ilgili olduğundan şüphelenmesi durumunda bu şüpheleri ile ilgili bilgilerini derhal ilgili mali istihbarat birimine (Financial Intelligence Unit)5 bildirmelidir.
Ayrıca finansal kuruluşların;
- Müşterinin veya lehdarın kimlik bilgilerini tespit edemediği ve teyidini gerçekleştiremediği,
- Tüzel kişiler ve ortaklıklarda mülkiyet ve kontrolün kimlere ait olduğunu tespit edemediği,
- Yapılmakta olan işlemin türü ve amacı hakkında bilgi sahibi olamadığı
durumlarda da söz konusu işlemle ilgili olarak şüpheli işlem bildiriminde bulunmaları öngörülmüştür.
Belirtilen tavsiye maddelerine göre, finansal kuruluşların, şüpheli işlemle karşılaşmaları durumunda, yapılan işlemin sürekli veya geçici olup olmadığı veya herhangi bir parasal
sınırı aşıp aşmadığını dikkate almaksızın ilgili müşterinin kimliğini tespit ederek durumu mali
istihbarat birimine bildirmeleri gerektiği belirtilmiştir.
FATF, terörizmin finansmanının tespitine yönelik olarak finansal kuruluşlar için bir
rehber hazırlamış ve bu rehberde şüpheli işlem tiplerini örnek olarak belirlemiştir. Buna göre
belirlenmiş olan muhtelif şüpheli işlem tiplerinden bazıları şöyledir:
- Uzun süredir işlem görmeyen bir hesaba düzenli aralıklarla para yatırılması,
- İşlem görmeyen küçük meblağlı bir hesaba bir dizi işlemle para yatırılması, daha
sonra bunların yatan miktarın toplamına baliğ oluncaya kadar hesaptan çekilmesi,
17
Oktay Üstün
- Bir hesap açılırken müşterinin, finansal kuruluşun istediği bilgileri vermeyi reddetmesi veya yetersiz veya yanıltıcı bilgi vermesi,
- Birkaç kişinin imza yetkisinin olduğu ancak bu kişilerin birbirleriyle bir iş ilişkisinin
ya da aile bağının olmadığı hesapların açılması ve çalıştırılması,
- Kısa bir süre önce kurulmuş bir tüzel kişi adına hesap açılması ve bu hesaba o tüzel
kişinin kurucularının gelirlerine göre daha büyük miktarda mevduat girişi yapılması,
- Aynı kişi adına küçük ölçekte birçok hesabın açılması ve bu hesaplar toplamının
müşterinin tahmini geliriyle orantılı olmaması,
- Bir ticari kuruluş için çeşitli parasal araçlar kullanılarak açılan ancak bu tür bir ticari
kuruluşun normal faaliyeti bakımından tipiklik özelliği göstermeyen hesaba mevduat girişlerinin olması (örneğin, ticari çekleri, maaş ödeme çeklerini ve sosyal sigorta çeklerini ihtiva
eden para girişleri),
- Normalde nakit çalışmayan bir ticari hesaptan büyük miktarlarda nakit çekişleri olması,
- İşlemlerini genel olarak çeklerle ya da diğer ödeme araçları ile yürüten bir şahıs veya
kurumun, hesabına büyük miktarda para yatırması,
- Gerekli olmadığı halde bir hesapta nakit ve diğer işlemlerin karışık olarak yapılması,
- Bir finansal kuruluşun aynı şubesinde ancak farklı vezneleri kullanmak suretiyle aynı
gün çok sayıda işlem yapılması,
- Aynı finansal kuruluşun çeşitli şubeleri aracılığıyla ya da bir şubede aynı zamanda
farklı bireyler tarafından meblağın küçük miktarlara bölünerek hesap açılması,
- Düzenli bir şekilde, kimlik tespiti ya da bildirim yükümlülüğünü gerektiren parasal
eşiklerin biraz altındaki tutarlarda çok sayıda para yatırılması veya çekilmesi,
Açıkça kimlik tespiti ya da bildirim yükümlülüğüne tabi olmaktan kaçınmak amacıyla düşük
tutarlı elektronik fon transferi yapılması,
- Transfer işleminde göndericiye ya da işlemin adına yapıldığı kişiye ilişkin bilgilerin
yer almaması,
- Çok sayıda şahsi ve ticari hesabın ya da kar amacı gütmeyen kuruluşların hesaplarının fon toplamak ve akabinde bu fonları hemen ya da kısa bir süre sonra az sayıdaki yabancı
lehdara aktarmak için kullanılması,
- Nakit işlem yapan kişilerin belirtilen iş kolu ile uyumlu olmayan bir yeri veya bir işyerini müşterek adres olarak göstermesi,
- Transferi yapanın belirttiği meslek, işlemin hacmi ya da türüyle uygunluk göstermemesi,
18
Bankacılar Dergisi
- Bir ekonomik amacı görülmeyen ya da kuruluşun belirtilen faaliyeti ile işlem tesisine konu olan diğer taraflar arasında herhangi bir bağlantı kurulamayan finansal işlemlerin
gerçekleştirilmesi,
- Müşterinin ticari faaliyetinin bilinmediği ya da böyle bir faaliyetin kiralık bir kasa
kullanımına gerekçe teşkil etmediğinin anlaşıldığı durumlarda ticari bir işletme adına kiralık
bir kasa kiralanması,
- Müşterinin kimlik tespiti ya da kimlik bilgilerinin doğrulanması sürecinde izaha
muhtaç tutarsızlıkların ortaya çıkması,
- Fonun, dikkat gösterilmesi gereken ülkelere (FATF’la İşbirliği yapmayan ülke ve
bölgeler) havalesini müteakip başka bir para birimine çevrilmesi veya buna benzer kambiyo
işlemlerine tabi tutulması,
- Mevduat hesabı açıldıktan kısa bir süre sonra, hesabın dikkat gösterilmesi gereken
ülke veya bölgelere transfer edilmesi,
- Bir müşterinin, makul bir açıklaması olmaksızın dikkat gerektiren ülke veya bölgelerle finansal işlemleri gerektiren ticari faaliyette bulunması,
- Dikkat gerektiren bölgelere ve/veya bu bölgelerden uluslararası transfer işlemleri
yolu ile fon gönderilmesi ya da alınmasıdır.
V. Uluslararası İşbirliği
Her ülke, karşılıklı yasal yardım veya bilgi değişimine dair bir anlaşma, düzenleme
veya diğer bir mekanizmaya dayanarak bir diğer ülkeye, terörizmin, terörist eylemlerin ve
terörist örgütlerin finansmanına ilişkin cezai, hukuki, idari soruşturma, sorgulama ve tahkikatlarda mümkün olan en geniş yardımı sağlamalıdır.
Ülkeler, terörizmin, terörist eylemlerin veya terörist örgütlerin finansmanı ile suçlanmış şahıslar için güvenli sığınaklar sağlamamayı temin etmek için mümkün olan tüm önlemleri almalı ve mümkünse bu şahısların iade edilmesi için uygun prosedürlere sahip olmalıdır.
Tavsiye, karşılıklı adli yardımlaşma ve idari bilgi değişimini vurgulamaktadır. Adli
yardımlaşma, yabancı ülkelerin; delil toplama, kişilerin ifadelerini alma, arama, el koyma,
dondurma, eşya ve yer incelemesi yapma gibi taleplerinin yerine getirilmesine dair hususları
kapsar. Genelde istinabe talepleri şeklinde cereyan eden adli yardımlaşma, uluslararası sözleşmelerde müstakil madde hükmü olarak yer aldığı gibi ilgili ülkeler arasındaki özel anlaşmalarla da düzenlenmektedir.
FATF’ın 36, 37 ve 38. tavsiyeleri adli yardımlaşma ile ilgilidir. Bu tavsiyelere göre;
- Ülkeler; karapara aklama ve terörizmin finansmanıyla ilgili inceleme, soruşturma ve
tahkikat sürecinde mümkün olduğunca kapsamlı, süratli, yapıcı ve etkin karşılıklı yasal yardımlaşmada bulunmalıdır. Karşılıklı yasal yardımlaşmanın yerine getirilmesine ilişkin açık ve
etkin prosedürler olmalıdır.
19
Oktay Üstün
- Yetkili makamlar; finansal kuruluşlar ve kişiler tarafından tutulan kayıtların sağlanması, bina ve müştemilatının aranması, delillerin ele geçirilmesi ve elde edilmesi için zorunlu
tedbirleri kullanabilmelidir.
- Yargı yeri karışıklığına sebebiyet vermemek için, birden çok ülkede soruşturmaya
konu olan olaylarda, sanıkların kovuşturulacağı yerin belirlenebilmesi için uygun mekanizmalar kurulmalı ve uygulanmalıdır.
- Fiilin her iki tarafta suç olmaması (non dual criminality) durumunda bile ülkeler
mümkün olduğunca en geniş biçimde karşılıklı yasal yardımlaşmada bulunmalıdır.
- Karşılıklı yasal yardımlaşma veya suçluların iadesi için fiilin, iki taraf ülkede de suç
olmasının şart kılındığı durumlarda (dual criminality), suçun aynı kategoride olmasına veya
aynı terminolojiyle adlandırılmasına bakılmaksızın, söz konusu fiilin her iki ülkede de suç
olması kaydıyla, yardımlaşma için gerekli şart yerine getirilmiş sayılmalıdır.
- Yabancı ülkelerin tespit, dondurma, zapt veya müsadere taleplerinde acil mukabele
etme yetkisi olan merciler bulunmalıdır. Ayrıca, müsadere edilen mal varlığın paylaşılmasını
da içerebilecek el koyma ve müsadere işlemlerinde işbirliğine yönelik anlaşmalar yapılmalıdır.
Tavsiyenin vurguladığı ikinci tür işbirliği şekli bilgi değişimidir. Bilgi değişimi, uygulamada mali istihbarat birimleri arasında istihbarı ve idari mahiyetteki bilgilerin talep üzerine veya kendiliğinden (spontaneously) karşı ülke muadili kuruluşlara sağlanması şeklinde
gerçekleştirilen bir yardımlaşma türüdür. Mali istihbarat birimleri arasındaki bilgi değişiminin
genellikle iki ülke arasında düzenlenen ve “mutabakat muhtırası”(memorandum of
understanding) olarak adlandıran belgedeki esaslara göre de gerçekleştirildiği görülmektedir.
Bu durumda iki ülke muadili kurumları arasındaki bilgi değişimi belirli esaslara bağlanmış
olmaktadır.
Karapara aklama ile mücadele alanında mali istihbarat birimleri arasında bilgi değişimini temin etmek üzere 1995 yılında kurulmuş bulunan “Egmont Group”a üye6 mali istihbarat birimleri arasındaki bilgi değişimi “Egmont Secure Web” aracılığı ile sağlanmaktadır.
Egmont Group tarafından 13 Haziran 2001 tarihinde yayınlanan “Mali İstihbarat Birimlerinin
Amaç Bildirgesi”nde, mali istihbarat birimleri arasındaki bilgi değişimimin karapara aklama
ile birlikte terörizmin finansmanı ile mücadele konularını da kapsadığı vurgulanmıştır.
VI. Alternatif Havale
Her ülke, resmi olmayan para veya değer transfer sistemi veya ağı aracılığıyla transfer hizmeti sağlayan acentalar da dahil olmak üzere, para veya değer transferi hizmeti veren
şahıs veya tüzel kişilerin faaliyet izni almaları veya kayıtlı olmaları ve banka ve banka dışı
mali kurumlara uygulanan tüm FATF Tavsiyelerine tabi tutulmalarını sağlamak için gerekli
önlemleri almalıdır. Her ülke, bu hizmeti yasadışı bir şekilde yerine getiren şahısların veya
tüzel kişilerin idari, hukuki veya cezai yaptırımlara tabi olmasını sağlamalıdır.
Alternatif havale, fiziki nakit hareketi olmaksızın paranın, resmi ya da geleneksel
bankacılık kullanılmadan ve ulusal mali ve idari kontrol dışında tutularak dünyanın bir bölgesinden diğerine intikalini sağlayan havale yöntemini ifade etmektedir.
20
Bankacılar Dergisi
Özel Tavsiye VI’nın genel amacı, bütün para ve değer transfer sistemleri üzerindeki özellikle de bilinen geleneksel finansal sektör işlemleri dışında kalan işlemlerde karapara aklama ve terörizmin finansmanını önlemeye yönelik tedbirlerin tutarlı şekilde uygulanmasını
sağlayarak nakit akımlarda saydamlığı artırmaktır.
FATF’ın bu tavsiye kapsamındaki bazı terimlerle ilgili tanımlarına göre ;
Para veya değer transfer hizmeti (Money or value transfer service); nakit, çek, diğer
parasal araçlar ve diğer menkul kıymetleri kabul eden ve bunların karşılığını nakit veya diğer
şekillerde başka yerde bulunan lehdara, haberleşme, mesaj, transfer veya kliring ağı vasıtasıyla ödeyen finansal kuruluşu,
Ruhsat alma (Licencing); para ve değer transfer hizmetini yasal olarak gerçekleştirebilmek için belirli yetkili organlardan izin alma yükümlülüğünü,
Kayıt (Registration); yetkili kurumlara, para ya da değer transfer kuruluşunun yasal
olarak faaliyette bulunmak üzere var olduğunun bildirilmesi ya da üye olunması yükümlülüğünü
ifade etmektedir.
FATF, bu tavsiye ile ilgili olarak;
- Özel Tavsiye VI’nın; para ve para yerine geçen değerleri mesaj, iletişim, network
yoluyla veya banka dışı kurumlar aracılığı gayri resmi yolla aktaran bütün tüzel ya da gerçek
kişilere uygulanması,
- Ülkelerin, lisans veren ve/veya kayıt işlemini gerçekleştiren ve bunların gereği gibi
yapılmasını temin eden ve değer transferi hizmetlerinin FATF Tavsiyelerine uyumlu olmasını
sağlamaktan sorumlu olan bir otorite belirlemesi,
- Bir lisans veya kayıt olmaksızın para/değer transfer hizmeti sağlayan kişilerin idari,
hukuki ve cezai yaptırımlara tabi olması, FATF Tavsiyelerine uyumlu olmayan lisanslı ve kayıtlı para ve kıymet transfer hizmeti verenlerin de gerekli müeyyidelere tabi tutulması,
- Para veya değer transferi hizmeti ile havale hizmeti veren tüm gerçek veya tüzel kişilerin, lisans veya kayıt yükümlülüğüne ve FATF Tavsiyelerine tabi olmalarının sağlanması
ve FATF Tavsiyelerine uymadıklarında yaptırım uygulanması
gerektiğini öngörmüştür.
FATF tarafından Özel Tavsiye VI ile ilgili olarak çıkarılan Uygulama Rehberinde de,
bazı ülkelerde resmi olmayan para ve değer transfer işlerinin yasal ve etkin bir hizmet olarak
sunulduğu bu hizmetlerin geleneksel finansal sektörlerle çalışmanın zor olduğu veya pahalı
olduğu durumlarda daha çok rağbet gördüğü ifade edilmiş ve bu kuruluşların;
- Ruhsata bağlanması ve kayıt altına alınmasının,
- Faaliyetleri hakkında kamuoyunu bilgilendirecek yöntem ve stratejilerin geliştirilmesinin,
21
Oktay Üstün
- Kimlik tespiti yapılması, kayıtların muhafazası ve şüpheli işlemlerin bildirilmesi gibi karapara aklama ve terörizmin finansmanı ile mücadelenin temel unsurlarına ve gözetime
tabi tutulmasının
gerekli olduğu belirtilmiştir.
VII- Elektronik Transfer
Ülkeler, para havale edenler de dahil olmak üzere finansal kuruluşların, fon transferlerinde ve gönderilen ilgili mesajlarda transfer yaptıran (gönderici) kişiye ilişkin doğru ve
anlamlı bilgileri (isim, adres, hesap numarası) içermesini zorunlu kılacak tedbirleri almalıdır. Söz konusu bilgi, transfer veya ödemeler zincirindeki mesajlarda yer almalıdır.
Ülkeler; para havale edenler de dahil olmak üzere finansal kuruluşların, transfer
yaptıran (gönderici) kişiye ilişkin tam bilgiyi (isim, adres, hesap numarası) içermeyen şüpheli
fon transferini sıkı bir şekilde incelemeleri ve izlemelerini sağlamak için tedbirler almalıdır.
Özel Tavsiye VII, terörün finansmanına konu olan fonların elektronik transfer yöntemini kullanarak transfer edilmesini önlemek ve bu şekildeki işlemleri tespit etmek ve özellikle;
- Yetkili yasa uygulama birimi ve/veya adli birimlere terörist ve diğer suçluların ortaya çıkarılması, araştırılması, soruşturulmasında ve bunların varlıklarının izlenmesinde,
- Mali istihbarat birimlerinin, şüpheli ya da olağandışı faaliyetleri analiz etmesi ve ilgili birimlere ulaştırmasında,
- Elektronik transferin alındığı finansal kuruluşların kimlik tespiti yapmasında ve
şüpheli işlem bildiriminde bulunmasında,
yardımcı olmak için getirilmiştir.
FATF’ın bu tavsiye kapsamındaki bazı terimlerle ilgili açıklamaları şöyledir:
Elektronik transfer ve fon transferi (Wire transfer and funds transfer): Elektronik
transfer ve fon transferi, paranın bir finansal kuruluş aracılığı ile başka bir finansal kuruluştaki
alıcıya elektronik ortamda gönderilmesi demektir. Transfer işleminde gönderen ile alıcı aynı
kişi de olabilir.
Sınır ötesi transfer (Cross-border transfer): Sınır ötesi transfer, gönderici ve alıcı konumundaki finansal kuruluşların farklı ülkelerde olduğu elektronik transferler anlamına gelir.
Bu terim ayrıca, en azından bir sınır ötesi unsura sahip elektronik transferler zincirini de ifade
etmektedir.
Yerel transfer (Domestic transfer): Yerel transfer, gönderici ve alıcı konumundaki
finansal kuruluşların aynı ülkede olduğu elektronik fon transfer işlemini ifade eder. Bu terim
bir ülkenin sınırları içerisinde gerçekleşen elektronik transfer zincirini ifade etmek için de
kullanılır.
Gönderici (Originator): Gönderici (transfer yaptıran), bir finansal kuruluşta elektronik
fon transferi yapılmasını sağlayan gerçek veya tüzel kişidir.
22
Bankacılar Dergisi
FATF’ın bu tavsiye ile ilgili olarak öngördüğü bazı hususlar özet olarak şu şekildedir:
- Sınır ötesi elektronik transferlerde göndericiye ait tam ve doğru bilgiler sağlanmalıdır.
- Sınır ötesi elektronik transfere ilişkin olarak elde edilen bilgiler; göndericinin ismini
ve hesabın olduğu yeri, hesap numarasını içermelidir. Bir hesap bulunmaması halinde mutlaka bir referans numarası olmalıdır.
- Elektronik transfere ilişkin olarak alınan bilgiler, göndericinin adres bilgilerini de içermelidir. Ancak, finansal kuruluşlar adresle birlikte nüfus kimlik numarası, müşteri kimlik
numarası ya da doğum tarih ve yeri bilgilerini de alabilirler.
- Para transfer edenler (money remitters) tarafından gönderilenler hariç olmak üzere,
“takım transfer” (batch transfer)7 içinde yer alan sınır ötesi transferler, ülke içi transfer olarak
değerlendirilir. Böyle durumlarda, transferi yapan finansal kuruluşlar tüm göndericilere ait
kimlik tespitinde gerekli olan bilgileri tutmalı, elektronik transferi alan finansal kuruluş veya
yetkili makamlarca istenmesi durumunda verilmek üzere hazır bulundurmalıdır. Finansal kuruluşlar, karapara aklama ya da terörizmin finansmanı riskini artıran rutin olmayan transferlerin “takım transfer” olarak yapılmasına imkan vermemelidir.
- Transferi gerçekleştiren finansal kuruluş, elektronik transferin, göndericisine ait gerekli bilgileri içermesini sağlamalı ve bu bilginin doğruluğunu teyit etmelidir.
- Hem sınır dışı hem de yerel elektronik transferler de, transferi bir aracı olarak yürüten finansal kuruluşlar transfere ilişkin göndericiye ait tüm bilgilerin transfer mesajında yer
almasını sağlamalıdır.
- Ülkeler, finansal kuruluşların elektronik transferleri düzenleyen kural ve düzenlemelere uyumlarını etkili bir şekilde izlemek için uygun önlemler almalıdır. Söz konusu kural
ve düzenlemelere uyum göstermeyen finansal kuruluşlar hukuki, idari veya cezai yaptırımlara
tabi tutulmalıdır.
VIII- Kar Amacı Gütmeyen Kuruluşlar
Ülkeler, terörizme finans sağlamak için istismar edilebilen kurumlarla ilgili kanun ve
düzenlemelerin yeterliliğini gözden geçirmelidir. Kar amacı gütmeyen kuruluşlar özellikle
istismara açıktır. Ülkeler bunların;
(i) terörist örgütler tarafından yasal kurumlar gibi gösterilerek,
(ii) mal varlıklarının dondurulması tedbirlerinden kurtulmak da dahil yasal kurumları
terörizmin finansmanı amacıyla bir araç olarak istismar etmek için,
(iii) yasal amaçlara tahsis edilen fonların örgütlere kanalize edilmesini gizlemek veya
örtmek için,
kötüye kullanılmamasını sağlamalıdır.
Kar amacı gütmeyen kuruluşlar, yardım sağlama ve hayır işleri kapsamında insani,
kültürel, eğitsel ve sosyal amaçlar için kurulmuş olan ve bu amaçlarını gerçekleştirmek için
herhangi bir ticari saikle hareket etmeyen kuruluşlardır.
23
Oktay Üstün
FATF tarafından Özel Tavsiye VIII için yayınlanan Uygulama Rehberinde;
- Kar amacı gütmeyen kuruluşların yasal biçimlerinin ülkeden ülkeye çok çeşitlilik
gösterdiği, soruna risk esasına göre yaklaşması dolayısıyla bunların hukuki tanımından çok
fonksiyonel yapısına önem verilmesi gerektiği,
- Kar amacı gütmeyen kuruluşların gözetiminin devlet, hayır kuruluşları, bu kuruluşlara bağış yapanlar ile bu kuruluşlardan yardım alanlar arasındaki işbirliğine dayandığı, şeffaflık ve hesap verilebilirlik prensiplerinin her kesimin ortak hedefi olması gerektiği,
hususları vurgulanarak kar amacı gütmeyen kuruluşların yasadışı amaçlarla istismar edilmesine karşı mali şeffaflık, kontrol ve yönetim konularında alınabilecek önleyici tedbirlere işaret
edilmiştir.
Belirtilen konularında önerilen bazı tedbirler özetle şu şekildedir:
- Kar amacı gütmeyen kuruluşlar tüm program harcamalarını açıklayan tam program
bütçeleri hazırlamalı ve sunmalıdır. Bu bütçeler alıcıların kimliğini ve paranın nasıl kullanılacağını göstermelidir. Yönetim bütçesi de ayrıca benzer gözetim, bildirim ve emniyet tedbirleri
ile amacından saptırılmaktan korunmalıdır.
- Büyük miktarda paraya sahip olan kar amacı gütmeyen kuruluşlar, mümkün olduğu
ölçüde finansal işlemlerini resmi finansal kuruluşlar üzerinden yürütmelidirler.
- Büyük çaplı kar amacı gütmeyen kuruluş bağışta bulunanların itimadını kazanmak için hesap denetime tabi olmalıdır.
- Mali bilgileri toplayan yetkili kurumlar, vergi indirimine konu olan bağışlarla ilgili
bilgiyi, gerektiğinde terörün finansmanı ile mücadelede yer alan birimlerle paylaşmalıdır.
- Bağışlara ilişkin taleplerde bu bağışın hangi amaçla toplandığı tamamen doğru bir
şekilde ve şeffaf olarak bağış yapanlara anlatılmalıdır. Kar amacı gütmeyen kuruluşların
toplanan bu fonları belirtilen amaç doğrultusunda kullanmaları sağlanmalıdır.
- Kar amacı gütmeyen kuruluşun merkez bürosu bir ülkede ve bağış işlemleri bir başka
ülkede gerçekleşiyor ise, her iki ülkenin yetkili makamları bilgi değişimi, denetimin koordine
edilmesi veya incelemeye ilişkin konularda işbirliğine gitmelidir.
- Kar amacı gütmeyen kuruluşların yönetim kurulu, kurumlarının harcama programları
üzerinde yeterli finansal kontrollerin olmasını sağlamalıdır.
- Kar amacı gütmeyen kuruluşların yönetim kurulu üyeleri, görevlerini yerine getirirken titiz ve dürüst davranmalıdır. Organizasyon işlerinde bilgi yetersizliği ya da pasif katılım,
bir yönetim kurulu üyesinin – ya da kar amacı gütmeyen bir kuruluşun faaliyetlerini ya da
bütçesini denetleyen kişinin- sorumluluğunu ortadan kaldırmamalıdır. Buna göre söz konusu
yönetim kurulu üyelerinin:
i. kuruluşun mali durumunun iyi olmasını ve belirtilen amaçlar çerçevesinde çalışmasını sağlamak üzere kuruluşa ve üyelerine karşı,
24
Bankacılar Dergisi
ii. kuruluşun, bağış yapanlar, müşteriler ve lehdarlar gibi etkileşim halinde olduğu kişilere karşı,
iii. herhangi bir şekilde kuruluşu düzenleme ve denetleme yetkisine sahip resmi mercilere karşı
sorumlulukları olmalıdır.
IX- Nakit Taşıyıcılar
Ülkeler, para ve para yerine geçen finansal araçların sınır ötesi fiziki naklini tespit
etmek için bir beyan sistemi ya da diğer açıklama yükümlülüklerini içeren uygun önlemler
almalıdır.
Ülkeler, yetkili makamlarının, terörizmin finansmanı veya karapara aklama ile bağlantısı olduğundan şüphelenilen veya yanlış ya da yanıltıcı olarak beyan edilen veya açıklanan para veya para yerine geçen finansal araçların durdurulması ya da engellenmesi konusunda yasal yetkilere sahip olmalarını sağlamalıdır.
Ülkeler, yanlış veya yanıltıcı beyanda bulunan ya da açıklama yapan kişilerle ilgili
olarak etkili, orantılı ve caydırıcı yaptırımların uygulamaya konmasını sağlamalıdır. Para
veya para yerine geçen finansal araçların terörizmin finansmanı ya da karapara aklama ile
bağlantılı olması durumunda söz konusu değerlerin müsaderesine imkan veren Tavsiye 3 ve
Özel Tavsiye III’e uygun önlemleri de içeren tedbirleri almalıdır.
Özel Tavsiye IX, suç faaliyetinin finanse edilmesini ya da suçtan elde edilen gelirlerin, nakit para ve para yerine geçen kıymetli evrakların sınır ötesine taşınarak aklanmasını
önlemek amacıyla getirilmiştir. Söz konusu Tavsiye özellikle ülkelerin;
1) Para ve para yerine geçen finansal araçların sınır ötesi fiziki naklini tespit etmesini,
2) Terörizmin finansmanı ya da karapara aklama ile bağlantısı olduğundan şüphelenilen para ya da para yerine geçen finansal araçları durdurması ya da engellemesini,
3) Yanlış veya yanıltıcı olarak açıklanan ya da beyan edilen para ya da para yerine
geçen finansal araçların durdurulması ya da engellenmesini,
4) Yanlış veya yanıltıcı olarak beyan ya da açıklamaya karşılık uygun yaptırımları
uygulamasını,
5) Terörizmin finansmanı ya da karapara aklama ile bağlantılı para ya da para yerine
geçen finansal araçların müsaderesine imkan verilmesine ilişkin önlemleri uygulamaya koymasını
amaçlamaktadır. FATF’ın, bu tavsiye kapsamındaki bazı terimlerle ilgili tanımlarına göre;
Para yerine geçen finansal araçlar (bearer negoitable instruments); seyahat çekleri,
aktarılabilir özellikte ve hamiline düzenlenmiş taşınabilir formda çek, bono ve posta havalesi
gibi araçları 8,
Para (currency); değişim aracı olarak tedavüldeki banknot ve madeni paraları,
25
Oktay Üstün
Fiziksel sınır ötesi nakil (physical cross border transportation); para ya da para yerine geçen finansal araçların bir ülkeden diğer bir ülkeye fiziksel naklini, ayrıca
- bir gerçek kişi tarafından ya da o kişinin beraberindeki valiz ya da araç aracılığıyla
gerçekleşen fiziksel taşınmasını,
- konteynır aracılığıyla nakit sevkıyatını,
- gerçek ya da tüzel kişi tarafından para ya da para yerine geçen finansal araçların posta
ile gönderilmesini,
Yanlış veya yanıltıcı beyan (false declaration); nakle tabi tutulan para ya da para yerine geçen finansal araçların değerinin veya diğer ilgili verilerin yanlış ya da yanıltıcı olarak
beyan edilmesi veya hiç beyan edilmemesini,
Yanlış veya yanıltıcı açıklama (false disclosure); nakle tabi tutulan para ya da para
yerine geçen finansal araçların değerinin veya diğer ilgili verilerin yanlış veya yanıltıcı olarak
açıklanması veya hiç açıklanmamasını,
ifade etmektedir.
FATF, bu tavsiye uygulaması ile ilgili olarak, kuryeler aracılığıyla para nakli konusunda uygulanabilecek sistem türleri konusunda ülkelerin yükümlülüklerini aşağıdaki sistem
türlerinden birini uygulayarak yerine getirebileceklerini, ülkeye gelen ya da çıkan para ya da
para yerine geçen finansal araçlar için aynı tür sistemi kullanmak zorunda olmayacaklarını
belirtmiştir. Belirtilen sistem türleri şunlardır.
a) Beyan Sistemi (Decleration System): Maksimum 15.000 EUR/USD sınırını aşan
nakit para ya da para yerine geçen kıymetli evrakın fiziksel sınır ötesi naklini gerçekleştiren
tüm kişiler belirlenen yetkili makamlara gerçeğe uygun beyanda bulunmakla yükümlüdür.
Beyan sistemi uygulayan ülkeler önceden belirlenen eşiğin Özel Tavsiye IX’un hedeflerini
karşılamak için yeterince düşük olmasını sağlamalıdır.
b) Açıklama Sistemi (Disclosure System): Para ya da para yerine geçen finansal araçların fiziksel sınır ötesi naklini gerçekleştiren tüm kişiler belirlenen yetkili makamlara gerçeğe uygun açıklamada bulunmakla yükümlüdür. Açıklama sistemi uygulayan ülkeler, yetkili
makamlarının bu konudaki gerekli sorgulamalarını, belirli bir hedefe, istihbarata, şüpheye ya
da tesadüfe dayanarak yapabilmelerini sağlamalıdır.
Hangi sistem uygulanırsa uygulansın, sistemler aşağıdaki unsurları içermelidir:
Beyan/Açıklama sistemi, hem ülkeye giren hem de ülkeden çıkan paraya ve para yerine geçen finansal araçlara uygulanmalıdır.
Nakit para ya da para yerine geçen kıymetli evrakla ilgili yanlış veya yanıltıcı bilgi
verildiği veya hiç bilgi verilmediği durumlarda yetkililer, taşıyıcıdan para veya para yerine
geçen finansal araçlara ve bunların hangi amaçla kullanıldıklarına ilişkin daha fazla bilgi isteme yetkisine sahip olmalıdır.
Beyan/Açıklama sürecinde edilen bilgiler ve şüpheli sınır ötesi işlemler Mali İstihbarat
Biriminin erişimine açık olmalıdır.
26
Bankacılar Dergisi
Yerel düzeyde, gümrük, göç idaresi ve diğer ilgili kurumlar arasında Özel Tavsiye
IX’un uygulanmasına ilişkin yeterli koordinasyon bulunmalıdır.
Karapara aklama veya terörizmin finansmanı ile ilgili şüphe olduğu veya yanlış ya da
yanıltıcı beyan veya açıklama yapıldığı durumlarda yetkili makamların, para ve para yerine
geçen finansal araçları, kara para aklama veya terörizmin finansmanına ilişkin delil teşkil etmesi bakımından makul bir süre için durdurma ve zapt etme yetkileri olmalıdır.
Yanlış bildirim ya da beyanda bulunan kişiler ile aklama ve terörizmin finansmanı ile
ilgili para ve para yerine geçen finansal araçların fiziksel sınır ötesi naklini gerçekleştiren kişiler de cezai, hukuki veya idari etkili, orantılı ve caydırıcı yaptırımlara ve söz konusu para
ya da araçların müsaderesine imkan veren önlemlere tabi olmalıdır.
Dipnot:
1
FATF, daha sonra vizyonuna terörizmin finansmanının önlenmesini de katmıştır.
FATF üyeleri: ABD, Almanya, Arjantin, Avustralya, Avusturya, Belçika, Brezilya, Danimarka, Finlandiya,
Fransa, Güney Afrika, Hollanda, Hong-Kong, İngiltere, İrlanda, İspanya, İsveç, İsviçre, İtalya, İzlanda, Japonya,
Kanada, Lüksembourg, Meksika, Norveç, Portekiz, Rusya Federasyonu, Singapur, Türkiye, Yeni Zelanda,
Yunanistan, Avrupa Komisyonu, Körfez İşbirliği Konseyi. Türkiye FATF’a 1991 yılında üye olmuştur.
3
Tavsiye maddeleri bold karakterle, açıklamalar normal yazı karakterinde yazılmıştır.
4
Türkiye, bu sözleşmeyi 27.09.2001 tarihinde imzalamış, 10.01.2002 tarih ve 4738 sayılı Kanun ile onaylamıştır
5
Mali İstihbarat Birimi (Financial Intelligence Unit - FIU) şüpheli işlem bildirimlerini alan, analiz eden ve gereği için ilgili birimlere tevdi eden birimdir.
6
Bu gün itibariyle Egmont Gruba 84 mali istihbarat birimi üyedir. Türkiye, Gruba 1998 yılında üye olmuştur.
7
Batch transfer: Aynı finansal kuruluşa gönderilen ve birden çok ferdi elektronik transferi içeren transfer.
8
Altın, değerli metal ve taşlar gibi değerler bu kapsamda sayılmamıştır.
2
Kaynakça:
Egmont Group (www.egmontgroup.org)
1. Best Practices for the Improvement of Exchange of Information Between Financial Intelligence Units
(FIUs)
2. Statement of Purpose of Egmont Group of FIUs (13 June 2001)
3. Principles for Information Exchange Between FIUs (13 June 2001)
FATF (www1.oecd.org/fatf)
4. Crack Down on Terrorist Financing (31 October 2001)
5. Forty Recommendations (1996)
6. Forty Recommendations (2003)
7. Guidance for Financial Institutions in Detecting Terrorist Financing (24 April 2002)
8. International Best Practices Paper on Non Profit Organizations (11 October2002)
9. International Best Practices Papers on Freezing and Confiscating (3 October 2003)
10. International Best Practice Papers on Combating the Abuse of Alternative Remittance (20 June 2003)
11. Interpretative Note to Special Recommendation III. (3 October 2003)
12. Interpretative Notes to Special Recommendation VI. (14 February 2003)
13. Interpretative Notes to Special Recommendation VII. (14 February 2003)
14. Interpretative Notes to Special Recommendation IX. (24 October 2004)
15. Methodology on Anti money Laundering and Combating Financing of Terrorism (2004)
16. Special Recommendation IX: Cash Couriers (24 October 2004)
17. Special Recommendations on Terrorist Financing (31 October 2001)
18. The Financial War on Terrorism (2004)
United Nations (www.un.org)
19.International Convention for the Suppression of Financing of Terrorism (1999)
20.United Nations Security Council Resolution 1373 (2001)
27
Download