Kuru Göz 1. Bölüm Güncel Klinik Değerlendirme Jennifer P. Craig

advertisement
Kuru Göz 1. Bölüm
Güncel Klinik Değerlendirme
Jennifer P. Craig
Giriş
Yakınlarda yayınlanmış olan Uluslararası Kuru Göz Atölyesinin (DEWS) raporunda, kuru
göz, "gözyaşı ve oküler yüzeyde, rahatsızlık, görme bozukluğu ve gözyaşı tabakası
instabilitesi ile sonuçlanan ve oküler yüzeyde hasara neden olma potansiyeli bulunan,
birçok faktöre dayalı bir hastalık" olarak tanımlanmıştır. Bu hastalığa, gözyaşı
tabakasında artan ozmolarite ve oküler yüzeyde inflamasyon eşlik eder".1
Sağlıklı bir gözyaşı tabakası, oküler yüzeyi
Şekil 1
besler, yağlandırır ve korur. Ana veya yardımcı
gözyaşı bezlerinin, Meibom bezlerinin, göz
Sekretomotor
sinir impulsları
kapaklarının, korneanın, konjonktivanın veya
bağlayıcı nevral refleks arklarının (birlikte,
Gözyaşı
lakrimal fonksiyonal birimi oluşturan bileşenler)
bezi
herhangi bir fonksiyon bozukluğu, gözyaşı
tabakasının instabilitesine, yabancı cisim hissi ve
iritasyon
bulgularına,
oküler
yüzey
inflamasyonuna ve en sonunda oküler yüzey
hasarı ve görme bozukluğu belirtilerine neden olur. (Şekil 1)2
MSS Entegrasyonu
Duyusal sinir impulsları
Kuru göz prevalansı, 40 yaşından büyük hastaların %9'u olarak, 65 yaş üstündekilerde
ise %15'e kadar yükseldiği yönünde bildirilmiştir.3, 4 Giderek yaşlanan bir nüfus eğilimi
göz önüne alındığında, kuru gözün klinik göz bakım hizmetleri üzerindeki etkisi,
önümüzdeki yıllarda artacak gibi görünmektedir. Optometrik uygulamada, göz kuruluğu,
kontakt lens kullananlarda, kontakt lens kullanıcısı olmayan kişilerde %20 orana kıyasla,
kendi kendine bildirilen yaklaşık %50 göz kuruluğu prevalansı bildiren çalışmalarla, hala
azalan lens takma sürelerinin ve kontakt lens bozukluğunun temel nedendir.5
Gözyaşı tabakası, doğal veya temel haliyle şeffaf,
Şekil 2
renksiz ve yaklaşık sadece 7µl hacminde ve 7µm
kalınlığında olduğundan, gözyaşı tabakası muayenesi,
klinisyene önemli zorluklar arz eder. Yapısı, ince bir
Lipid
Musinlerin
yüzeysel lipit katmanı, daha kalın bir aköz ara faz ve
artan
hidrofobik kornea epitelinin üstünü kaplayan,
konsantrasyonu
Aküöz
glikokalikse bitişik, altta bulunan bir mukoza katmanı
ile dikkatli bir şekilde düzenlenmiştir. Yakın zamanda
Mukus
yapılan araştırmalar, daha ziyade tek bir fazdan
oluşan aköz ve musin katmanının, musin
Korneal
konsantrasyonunu epitele doğru artırması göz önüne
Glikokaliks
epitelyum
alındığında, katmanlar arasında sınırların varlığı
konusunda karşıtlıklar içermektedir. (Şekil 2)6 Bu makalede tarif edilen şekilde klinik
gözyaşı tabakası muayenesi amacıyla, trilaminer bir yapının varsayımı yeterlidir.
Normal, bazal (uyarılmamış) gözyaşı akış hızı, yaklaşık %16 yeniden dolma hızıyla,
dakikada 1µl'nin biraz üstündedir, fakat bu, refleksle göz yaşarma uyarımı ile 100 kattan
fazla artırabilir. 7, 8 İnvazif muayene ile uyarılan bu tür refleks yaşları, bazal gözyaşında
bileşim yönünden farklılık gösterir ve dolayısıyla, test sonuçlarının değerini olumsuz
şekilde etkileyebilir.
KURU GÖZ ETİYOLOJİSİ
Kuru göz hastaları, benzer kuruluk, yabancı cisim hissi, iritasyon ve yanma bulguları
bildirirken, nedenleri farklı olabilir. Ulusal Göz Enstitüsü / Endüstri Atölyesinin, kuru göz
üzerinde klinik çalışmalara ilişkin 1995 tarihli raporunu takiben, 2007 DEWS raporu, kuru
gözün, akuöz yetersizlik ve buharlaşıcı kuru göz olmak üzere iki temel etiyolojik grup
altında sınıflandırılabilecek birçok faktöre dayalı bir hastalık olduğunu kabul etmektedir.
1, 9
Akuöz yetersizliğe bağlı kuru göz, hem Sjögren Sendromunu hem de gözyaşı bezi
fonksiyon bozukluğunun Sjögren dışı nedenlerini kapsar. Buharlaşıcı göz kuruluğu, dahili
ve harici nedenlere ayrılır. Dahili faktörler, meibom bez fonksiyon bozukluğu (MGD) ve
göz kapağı anormalliklerini içerirken; harici faktörler, kontakt lens kullanımı ve alerji gibi
oküler yüzey hastalıklarını içerir. (Şekil 3)
KURU GÖZ
Buharlaşıcı
Aköz-yetersiz
Sjögren
Sendromu
Kuru Göz
Primer
Sekonder
er
Şekil 3
Sjögren’e
Bağlı
Olmayan
Kuru Göz
Lakrimal
yetersizlik
Gözyaşı
bezi kanalı
tıkanması
Harici
Dahili
Düşük göz
kırpma
sıklığı
Meybomyan
yağ eksikliği
Refleks
tıkanması
Sistemik
ilaçlar
A vitamini
eksikliği
Topikal ilaçlar
koruyucular
İyatrojenik
Kapak
açıklığı
bozuklukları
Oküler
yüzey
hastalığı
örn. alerji
Kontakt
lens
kullanımı
Aköz yetersizliğe bağlı kuru göz, ana veya yardımcı gözyaşı bezleri tehlikeye
düştüğünde ortaya çıkar. Öte yandan, buharlaşıcı kuru göz ise, kusurlu meybomyan
bezleri, oküler yüzey düzensizlikleri, göz kapağı yapısı anomalileri veya kontakt lenslerin
kullanımıyla meydana gelir.1
Kontakt lensler, lens dehidrasyonu, göz kapağı uygunluğu kaybı ve/veya göz kırpma
refleksi değişikliği neticesinde, lipit katmanının parçalanması, gözyaşı tabakasının
incelmesi, korneal desikasyon ile göz kuruluğuna sebep olur. Tüm kontakt lensler,
gözyaşı tabakasının yapısını bir dereceye kadar zedeler. Lens takılmadan önce sağlıklı
oküler yüzeye ve gözyaşı tabakasına sahip hastalar, bu bozulmaya dayanabilirken;
hassas bir gözyaşı sistemine sahip olanlar, kontakt lens kullanımıyla kuru göz bulguları
bildirmeye daha yatkındır.
Aköz yetersizliğe bağlı ve buharlaşıcı kuru göz, aynı anda var olabilir; fakat, kuru gözü
en etkili şekilde tedavi edebilmek için, detaylı değerlendirme ile en muhtemel nedenin
belirlenmesi önemlidir.
KURU GÖZÜN SUBJEKTİF DEĞERLENDİRMESİ
Kuru göz belirtileri ve bulguları, çoğunlukla pek iyi bağdaşmaz, fakat her ikisi de,
hastanın bulguları ve geçmişi kritik bir rol oynamak üzere, kuru gözün teşhis ve
tedavisinde önemli sayılır.10
‘Kuru’, ‘yabancı cisim hissi’, ‘yanan', ‘irite olmuş' gözler ve ‘bulanık’ görme, göz
kuruluğunun nedeni ne olursa olsun, kuru göz hastaları tarafından sıklıkla yakınılan
bulgulardır. Ancak, göz kuruluğunun nedeninin belirlenmesine yardımcı olmak için,
hastanın değerlendirilmesi sırasında ek bilgilerin verilmesi önemlidir. Bunlar, bir kontakt
lens kullanma geçmişi, daha önce göz kuruluğu tedavisi görme, bulguların sıklığı,
şiddetlendirici uyaranlara karşı hassasiyet, sistemik ilaçların kullanımı ve komorbiditeyi
içerebilir.
Sınırda göz kuruluğu, sigara dumanının varlığında veya yüksek derecede klimatize
edilmiş veya merkezi ısıtmalı ortamlarda kendini gösterebilir. Yüzme havuzlarını
dezenfekte etmek için kullanılan klor, alkol tüketimi sonrasında yaşanan dehidrasyon
gibi, bilinen bir başka tetikleyici uyarandır.
Validasyonlu anketler, hızlı değerlendirme imkanı verir (hatta belki, muayeneden önce
bekleme odasında bile) ve ilgili bilgilerin toplanmasında tutarlılık sağlar. Bu, özellikle,
birden fazla kişinin klinik hizmeti verdiği daha büyük kliniklerde faydalı olabilir. Hastaların
sorulara verdiği yanıtlara değerler verilerek, kuru gözün şiddet derecesinin
puanlandırılması ve tedavilerin etkinliğinin izlenmesi sağlanır.
Göz kuruluğunun değerlendirilmesi alanında popüler iki validasyonlu anket, McMonnies
Kuru Göz Anketi,11, 12 (Şekil 4 – Ek 1'e bakınız) ve Oküler Yüzey Hastalık İndeksidir
(OSDI) ( Allergan Inc.13 (Şekil 5 – Ek 2’ye bakınız).
UYGULAMALI DEĞERLENDİRME
Gözyaşı tabakası ve oküler yüzeyin objektif değerlendirmesi, dört temel alana ayrılabilir.
Kapsamlı bir kuru göz muayenesinde, alanlardan her birinden en az bir test dahil
edilerek, alanlardan her birinin değerlendirilmesi önemlidir.
1. GÖZYAŞI TABAKASININ NİTELİĞİ
Aköz yetersizliğe dayalı ve buharlaşıcı kuru göz durumlarından her ikisinde de, gözyaşı
tabakası stabilitesi azalır ve gözyaşı tabakası ozmolaritesi artar. Her iki ölçüm, genel
gözyaşı tabakasının kalitesi ile ilgili faydalı bilgiler verir. Flöressein, gözyaşı tabakasını
destabilize etme ve ölçülen değeri azaltma potansiyeline sahip olduğundan, gözyaşı
tabakasına veya oküler yüzeye dokunulmadan yapılan non-invazif stabilite testleri,
geleneksel testlerden daha geçerlidir. 14 Non-invazif bir testte, gözyaşı tabakasından
miriler yansıtılır. 15 Aşağıda yer alan Tablo 1'de gösterildiği gibi, çok sayıda oftalmik
cihazın mirileri kullanılabilir. Hasta, gözünü kırpmadan beklerken, bir göz kırpması ile
mirilerin bozulma veya parçalanmasının ilk belirtisi arasında geçen süre, gözyaşı
incelme süresidir.
Non-invazif gözyaşı tabakası stabilite ölçümü için miriler
Sutcliffe tarzı tek pozisyonlu, değişken çiftlemeli keratometre (örn. Bausch & Lomb
keratometre)
Şekil 6b
Şekil 6a
Izgara görüntülü ek parçası ile Tearscope Plus™ (Keeler Ltd., Berkshire, UK)
Şekil 6c
Şekil 6d
Placido temelli bazlı topografi cihazı (örn. Orbscan topografi cihazı, Bausch & Lomb)
Şekil 7
Tablo 1: Non-invazif gözyaşı tabakası stabilite ölçümü için yansıyan mirelerin örnekleri
Gözyaşı tabakası stabilite ölçümleri, yapısı gereği değişken olduğundan, gözlerden her
biri için en az üç değerin ortalaması kaydedilmelidir. Genel olarak, non-invazif stabilite
değerleri, floressein ile ölçülenlerden daha uzundur. Geleneksel floressein kopma süresi
testinde görülen >10 saniyeye kıyasla, non-invazif bir testte, kuru göze karşı sağlıklı
gözün kopma noktasının çoğunlukla >20 saniye olduğu düşünülmektedir.16
Stabiliteyi non-invazif şekilde ölçemeyen veya ölçmek
istemeyen pratisyenler için, geçerli sonuçlar, gözyaşı tabakası
kırılmasının görüntülenmesine yardımcı olmak için floressein
kullanılarak elde edilebilir. Ancak, damlatılan floressein
sodyum miktarı en aza, ideal şekilde yaklaşık 1µl'ye
indirilmelidir (Şekil 8(a)). Auckland Üniversitesi'nde yapılan
araştırma, damlatılan 1µl hacimlerin, gözyaşı tabakasında,
daha büyük hacimlerle aynı destabilizasyona neden
Şekil 8a
olmadığını göstermiştir (Şekil 8(b)).17 Damlatılan sıvıların
hacminin normalde yaklaşık 25 – 40µl olduğu unutulmamalıdır. Kobalt mavi filtreye ek
olarak kullanılan bir Wratten (sarı) bariyer filtresi, flüoresansın görüntülenmesini büyük
ölçüde geliştirir.
Şekil 8b
Gözyaşı tabakasının ozmolaritesi, kuru göze yönelik
köklü bir laboratuar testidir ve esasen, göz kuruluğunun
teşhisinde en iyi tek tahmin testi olduğu düşünülmektedir.
9, 18
Yakın zamanda, ‘çip laboratuar’ teknolojisi,
ozmolarite ölçümünün, klinik ortama ulaşmasını
sağlamıştır (TearLab, Ocusense (Şekil 9)). Gözkapağının
kenarında alt gözyaşı menisküsüne dokundurulan tek
kullanımlık prob, bir nanolitre gözyaşı numunesi toplar ve
Şekil 9
bu numune, saniyeler içinde analiz edilerek klinisyene
ozmolarite okumasını verir. Normal değerler, yaklaşık 304mOsm/kg civarındayken,
320mOsm/kg'nin üzerindeki değerler, göz kuruluğunun göstergesidir.
2. GÖZYAŞI MİKTARI
Geleneksel gözyaşı hacmi testi olan Schirmer testi,
son derece invaziftir ve önemli miktarda refleks
kaynaklı yaşarmaya neden olur. Testten önce topikal
anestezi kullanılması, test sırasında hastanın
rahatlığını artırır, ancak refleks kaynaklı yaşarmanın
test sonucuna düşük, fakat değişken bir katkısı
kaldığından, tavsiye edilmez. 7 Dolayısıyla Schirmer
testi, uygulamalarda en sık görülen, sınırda göz
kuruluğu olan hastaların değerlendirilmesinde sınırlı
değere sahiptir. Faydası, öncelikli olarak, en şiddetli
göz kuruluğu durumlarında, gözyaşı bezinin bir
işlevinin olduğunun doğrulanmasında sınırlıdır. (Şekil
10)
Şekil 10
Şekil 11
Benzer şekilde objektif, fakat önemli ölçüde daha az invazif bir
test ise, fenol kırmızısı boya emdirilmiş ince bir pamuk ipliğinin,
Schirmer testi kağıdına benzer şekilde, alt göz kapağının
yanlamasına üçte birine yerleştirilmesiyle yapılan Fenol Kırmızısı
İplik (PRT) testidir.19 (Şekil 11) Hafifçe alkalin gözyaşı sıvısının
(pH 7.4) absorpsiyonu, iplikte sarıdan kırmızıya bir renk
değişimine neden olur. Islak uzunluk, yalnız 15 saniyelik bir süre
sonra ölçülür ve 10 mm'den düşük değerler, aköz yetersizliğin
göstergesi olarak düşünülür. Bu objektif testin bir avantajı, birçok
hastanın, bu test sırasında gözlerinde bulunan ipliğin neredeyse
hiç farkında olmamasıdır. Ancak, sınırlı ölçüm süresi göz önüne
alındığında, gözyaşı akışının ve yerleşik gözyaşı hacminin, test
sonucuna kesin katkılarına yönelik tartışmalar sürmektedir.20
Seyreltme testleri, gözyaşı akışına yönelik bir gösterge sağlamak üzere kullanılabilir.
Bengal pembesi ve floressein, aynı anda alt fornikse damlatılır ve 5 dakika sonra
seyreltme derecesi gözlemlenir. Menisküs sarı renge dönüştüyse, bu, gözyaşı
dönüşünün sağlıklı olduğunu gösterir, ancak kırmızı kaldıysa, bu, yetersiz dönüşün
işaretidir. Gözyaşı menisküs rengiyle karşılaştırma yapılabilmesini sağlamak ve daha
kantitatif sonuçlar alabilmek için, seyreltme standartları hazırlanabilir.21
Gözyaşı işlev indeksi (TFI), gözyaşı sekresyonu ve gözyaşı drenajının
değerlendirilmesini birleştiren bir ölçüdür. TFI, Schirmer test değerinin (mm cinsinden)
gözyaşı klirens hızına (bölüm olarak ifade edilen seyreltme) bölünmesiyle elde edilen
değerdir. Araştırmacılar, 96'dan düşük bir TFI değerinin, kuru göz işareti olduğunu ortaya
koymuştur.22
Yalnızca, yarıklı lamba biyomikroskopla üst ve alt gözyaşı menisküslerinin üst
kısımlarının gözlemlenmesiyle, gözyaşı miktarı hakkında önemli miktarda bilgi elde
edilebilir. 0.2mm'den az yükseklikler (yarık lamba üzerinde, kalibre edilmiş yarık lamba
yükseklik ayarlayıcı kullanılarak tahmin edilebilecek), azalmış gözyaşı miktarını gösterir.
Menisküs profilinin gözlenmesi de son derece yararlıdır. Normalde sağlıklı bir gözde
düzgün bir gözyaşı menisküsü gözlemlenirken, kıvrımlı kenarlı bir menisküs, çoğunlukla
kuru gözle ilişkilendirilir. (Şekil 12a ve 12b)
Şekil 12a
Şekil 12b
3. GÖZ KAPAKLARI, KİRPİKLER VE LİPİT KATMANININ DEĞERLENDİRİLMESİ
Göz kırpmanın gözlemlenmesi ve göz kapakları ve kirpiklerin detaylı bir yarık lamba
muayenesi, buharlaşıcı kuru gözle ilişkili anormallikleri ortaya çıkarabilir. Göz kırpma
şekli düzenli olmalı, 5 – 6 saniyede bir yaklaşık bir kez (veya dakikada 10 – 12 kez) göz
kırpmalıdır. Artan göz kırpma oranları, kuru göz durumunda; azalan oranlar, nörotrofik
koşullarda görülebilirken; eksik göz kırpma, çoğunlukla kontakt lens kullananlarda
görülür. Göz kırpmanın gözlemlendiğine dikkat çekilmesi, göz kırpma şeklini çarpıcı
biçimde etkileyebileceğinden, geçmiş bilgileri alınırken, fark ettirmeden, göz kırpma
kalitesi de not edilmelidir.
Şekil 13
Blefarit, seboreik (Şekil 13) (yağlı cilt ve konkomitan saç
kepeği ile ilişkili olarak), stafilokoksik (bakteriyel aşırı
kolonizasyon, genellikle S. aureus) veya her ikisinin
kombinasyonu şeklinde olabilir. Blefarit belirtileri
arasında, kirpiklerin etrafında görülen yağlı sekresyonlar,
‘kepek’ veya dairesel çizgiler ve eksik veya yanlış yöne
bakan kirpikler yer alır. Hastalar, fotofobi, yaşarma, ağrı,
kızarıklık, bulanık görme ve/veya iltihaptan şikayet
edebilir. Blefarit çoğunlukla, azalan gözyaşı tabakası
stabilitesi ile kanıtlandığı gibi, düşük kalitede gözyaşı tabakası ile ilişkilidir.
Sağlıklı meibom bezleri, yüzeysel gözyaşı
tabakası katmanını oluşturan berrak bir lipit
sekresyonu üretir. Meybomyan bezi fonksiyon
bozukluğunda (MGD), göz kapağının kenarları
genellikle inflame olur ve bezdeki delikler
tıkanmış veya sayıca azalmış olabilir. (Şekil 14)
Bu tür bez koyulaşma veya soluklaşmaları en
net şekilde transillüminasyonla, ideal olarak ise
kızılötesi görüntüleme sistemiyle gözlemlenebilir.
Bezlerin dijital çekimi, MGD şiddetine bağlı olarak, puslu, opak, yarı katı (diş macununa
benzer) ve hatta mum kıvamında bir maddeyi ortaya koyabilir. Bu çekim, en az beş
puanlık bir ölçekte derecelendirilmelidir (Tablo 2). Gözlemlenerek kaydedilmesi gereken
ilgili özellikler arasında, gözyaşı tabakasında köpük veya debri, göz kapağı kalınlaşması
veya çentiklenmesi ve entropiyon yer alır.
Derece
Gözlemin açıklaması
0
Berrak sıvı görünümü
1
Yağlı, hafifçe bulanık sıvı görünümü
2
Opak, kalınlaşmış görünüm
3
Yarı-katı madde görünümü
4
Mum kıvamında madde görünümü / tamamen tıkalı
Tablo 2: Meibom bezi görünümünün klinik derecelendirmesi
Şekil 14
Lipit miktarı ve kalitesiyle ilgili ilave bilgi, soğuk-katot ışık
kaynağına sahip, geniş açılı bir aydınlatma sistemi yardımıyla
edinilebilir. Klinik ortamda lipit katmanının interferometrik
gözlemine imkan sağlayan bu sistemlerden biri, Tearscope
Plus™'tır (Keeler Ltd., Berkshire, UK). Bu cihaz, ışığı
açılmamış bir yarıklı lamba biyomikroskopla birlikte
kullanılmak suretiyle, görünen lipit şekline dayanılarak, lipit katmanı Şekil 6c
kalınlığının ve kalitesinin tahmin edilmesini sağlar. (Şekil 6c) 1994 yılında
Guillon ve Guillon tarafından tanımlanan şekiller, Tablo 3'te gösterilmektedir. 16Yumuşak
kontakt lensler, lipit kalınlığını ortalama yaklaşık 2 derece
azaltma eğilimindedir; dolayısıyla, kontakt lens kullanımıyla
bağlantılı olarak kuru göz gelişme riskini azaltmak için,
kontakt lens takmadan önce, bir hastanın en azından bir
akış/dalga şekline veya tercihen, amorf veya normal renkli
püskül şekline (Şekil 15) sahip olması faydalıdır. Kuru gözde,
özellikle göz kapağı hastalığı ile ilişkili olduğunda, çoğunlukla
anormal renkli püskül şekilleri görülür. Gözyaşı tabakası
yüzeyinde sürekli lipit katmanına sahip hastalarda, lipit katmanının kalınlığı
Şekil 15
önemli olmaksızın, gözyaşı tabakası buharlaşmasının inhibe olduğu
gösterilmiştir.23 Lipit katmanının anormal veya görünmez olması durumunda, gözyaşı
tabakasının buharlaşma oranı 4 kat artar. Daha ince lipit katmanlarına sahip hastaların,
lipit katmanının sağlamlığını sürdürmek ve gözyaşı tabakasının hızlı kurumasını önlemek
için daha sık göz kırpmaları gerekir.
Lipit katmanı şekli
Görünüm
Tahmini
kalınlık
(nm)
Yok
Gözle görülen bir lipit katmanı yok
<10
Mermer
Fark edilmeyen, gri, mermere benzer 10 – 20
görünümünde açık ağ görünüm, sıklıkla ancak göz kırpma
örgüsü
sonrası hareketle görünür
Mermer
Oldukça belirgin, gri, sıkı ağ örgüsü ile 20 – 40
görünümünde kapalı mermere benzer şekil
ağ örgüsü
Akış
Sürekli değişen dalgaya benzer şekil
30 – 90
Amorf
Ayırt edilebilir özelliklere sahip olmayan 80 – 90
mavi-beyazımsı görünüm
Normal
renkli Renkli enterferans püskülleri görünümü. >100
püsküller
Renk değişiklikleri kademelidir
Anormal
renkli Küçük bir alanda rengi hızla değişen, Değişken
püsküller
oldukça değişken renkli ayrı alanlar.
Tablo 3: Speküler yansıma ile gözlemlenen lipit katmanı şekillerinin görünümünün ve
yaklaşık kalınlığının açıklaması.16
4. OKÜLER YÜZEY
Bulbar ve palpebral konjonktival hiperemi gözlemlenmeli ve standardize edilmiş bir
derecelendirme ölçeğine göre derecelendirilmelidir. Çok sayıda klinik olarak kabul
edilebilir derecelendirme ölçeği mevcuttur. Ancak, çeşitli derecelendirme ölçeklerinin
birbirinin yerine kullanılamayacağı gösterildiğinden, gözlemciler arası ve gözlemci içi
tutarlılığı optimize etmek için, bir uygulama içinde aynı ölçeğin kullanılması önemlidir. 24
Kuru gözde, temel bakış yönünde göz kapağı kenar posterior
çevresini sınırlandıran, göz kapağına paralel konjonktival katlar
(LIPCOF) gözlemlenebilir.(Şekil 16)25 Tablo 4'te, ilişkili kuru göz
riskiyle birlikte, kabul edilmiş bir LIPCOF derecelendirme ölçeği
gösterilmektedir.
Şekil 16
Derece Kat sayısı
0
1
0 derecesine göre, artan kuru göz
riski
0
prizması 15 x
kat yok
tek kat, gözyaşı
yüksekliğinden az
2
birden fazla kat, gözyaşı 63 x
prizması yüksekliğine kadar
3
birden fazla kat, gözyaşı 190 x
prizmasının
yüksekliğinden
fazla
Tablo 4: Göz kapağına paralel konjonktival katların (LIPCOF) derecelendirmesi.13
Ancak oküler yüzeyin bütün non-invazif ve minimum
ölçüde invazif muayenesi tamamlandıktan sonra, korneal
ve konjonktival hücre hasarının görüntülenmesini
kolaylaştırmak için boya maddeleri ajanları kullanılmalıdır.
Optimum şekilde bir bariyer filtresiyle görüntülenen
floressein, epiteliyel hücre kaybını vurgularken; Bengal
pembesi veya Lisamin yeşili, musin protein korumasından
yoksun kalan veya epiteliyel hücre membranlarını
ortaya çıkaran epiteliyel yüzeyleri vurgular. (Şekil 17a
ve 17b) Kuru gözde, kornea ve konjonktivanın inferior,
interpalpebral alanları, yoğunluğu, dağınık noktalardan daha
geniş, birleşik alanlara farklılık göstermek üzere, en yaygın şekilde
boyanma gösterir. Aynı gözde, Bengal pembesi ve Lisamin yeşili,
benzer lekelenme modeli gösterir, ancak Lisamin yeşili, kuru göze
sahip bir hastada bile, damlatıldığında anlamlı şekilde daha az
iritasyona neden olur.
Şekil 17a
Şekil 17b
Bengal pembesi kullanılıyorsa, hastanın
rahatsızlığını en aza indirmek amacıyla,
damlatılan hacmi sınırlandırmak için gayret
sarf
edilmelidir.
Ancak,
lekelemenin
görüntülenmesinin eşit derecede kolaylığı
için, daha büyük hacimli Lisamin yeşili (>
10µl) damlatılması ve görüntülemeden önce
biraz daha uzun beklenmesi gerekebilir
(optimum şekilde, damlatma sonrası 1 ile 4
dakika arası). Boyanmanın şiddeti, bir kez
daha, CCLRU dereceleme ölçeği veya Oxford
dereceleme ölçeği gibi bir dereceleme
ölçeğine göre puanlandırılmalıdır. (Şekil 18)26
Şekil 18
Semptomatik
hastalarda,
rutin
klinik
bulguların yokluğunda, göz kapağı temizleme
alanı epiteliyopatisi gözlenebilir.27 Göz kapağı
temizleme alanı, göz kırpma sırasında oküler yüzeyi silen, üst göz
kapağının kenar konjonktiva kısmıdır. Bitişik epiteliyel yüzeylerin yetersiz
yağlanması nedeniyle artan sürtünmenin, bu epiteliyopatinin gelişmesinde
esas rol oynadığına inanılmaktadır. Üst göz kapağının tersine
döndürülmesinde, göz kapağı temizleme bölgesi, en iyi, Bengal pembesi ve
birbirini izleyen floressein boyanma kombinasyonu ile görüntülenir.
SONUÇ
Preoküler gözyaşı tabakası, belirgin biçimde karmaşık bir yapıdır ve fizyolojisinin bütün
yönleri birbirine bağlıdır. Bu oldukça dinamik tabakanın yapısının ve özelliklerinin
değerlendirilmesi için, birçoğu klinik ortamda kullanıma uygun olan sayısız yöntem
mevcuttur. Ancak, bazı durumlarda, test etme prosedürü, reflekse bağlı yaşarmayı
tetikleyerek, araştırılmakta olan parametreyi etkileyebilir. Son yıllarda, amaç, gözyaşı
tabakasının araştırılmasında daha az invazif veya ideal olarak, non-invazif yöntemlerin
kullanımını geliştirmek ve teşvik etmek olmuştur. Bu şekilde, tabakanın durumu,
‘fizyolojik’ durumuna mümkün olduğunca yakın olarak değerlendirilebilir. Klinisyen,
testleri her seferinde aynı düzende, en az invaziften en invazife gerçekleştirerek, reflekse
bağlı gözyaşlarının kontamine edici etkisini azaltabilir.
Gözyaşı tabakası bileşenlerinin birbiriyle ilişkili niteliği nedeniyle, kuru göz teşhisi
konabilmesi ve en doğru tedavi stratejisinin tahmin edilebilmesi için tek bir klinik testin
yeterince hassas veya spesifik olmadığının unutulmaması önemlidir.28 Etiyolojinin en iyi
şekilde belirlenmesi ve uygulayıcıya en uygun yönetim stratejisini seçme konusunda
yardımcı olması için, her bir kuru göz vakası için yukarıdaki 1 – 4 no.lu bölümlerden her
birinden en az biri olmak üzere, testlerin bir kombinasyonunun yapılması tavsiye edilir.
(Şekil 19 – Ek 3'e bakınız)
Şekil Lejantları
2
Şekil 1: İşlevsel birim. (uyarlama: Stern ME ve ark, 1998)
6
Şekil 2: Gözyaşı tabakasının yapısı. (uyarlama: Dilly, 1994)
Şekil 3: 2007'de yapılan Uluslararası Kuru Göz Atölyesini takiben, majör etiyolojik kuru göz
1
sınıfları. (uyarlama: Ocul Surf 2007;5(2):75-92.)
12
Şekil 4: McMonnies Kuru Göz Anketi, uyarlama: McMonnies ve Ho, 1986. Her yanıt için
puanlar üstte gösterilmektedir.
Şekil 5: OSDI (Oküler Yüzey Hastalık İndeksi) ( Allergan, Inc., Irvine CA, ABD), puanlama
talimatları ile birlikte.
Şekil 6: Gözyaşı tabakasından yansıyan (sırasıyla, (b) ve (d)) keratometre mireleri (a) veya
Tearscope Plus™ (c), gözyaşı incelme süresinin ölçümünü kolaylaştırır.
Şekil 7: Orbscan topograf cihazından Placido halkaları, gözyaşı tabakasından yansıma ve noninvazif gözyaşı tabakası stabilitesinin ölçümü için uygun mirleri verir
Şekil 8: Gözyaşı kırılma süresinin görüntülenmesine yardımcı olması için kullanılan floressein,
gözyaşının destabilizasyonunu önlemek ve en geçerli sonuçları elde etmek için, dikkatli (a) ve
tutumlu (b) şekilde damlatılmalıdır.
Şekil 9: Gözyaşı tabakasının ozmolaritesinin klinik değerlendirmesi için yakın zamanda geliştirilen
TearLab (Ocusense). (Birmingham Optik Grubunun izniyle)
Şekil 10: Schirmer testi: bir filtre kağıdı şeridi, (anestezi uygulanmamış) alt göz kapağının
yanlamasına 1/3 kısmına yerleştirilir ve 5 dakika sonra ıslanan uzunluk kaydedilir. Bu süre içinde
5 mm'den az değerler, aköz yetersizliğe işaret eder.
Şekil 11: Fenol Kırmızısı İplik testi: pamuk iplik, alt göz kapağının yanlamasına 1/3 kısmına
yerleştirilir. 15 saniyede 10 mm'den az ıslanmış uzunluk, aköz yetersizliği gösterir
Şekil 12: Gözyaşı menisküs yüksekliği: menisküs, düzgün ve en az 0.2mm yüksekliğinde
olmalıdır (a). Kenarları kıvrımlı, düzgün olmayan bir menisküs, kuru göz işaretidir (b).
Şekil 13: Seboreik blefaritte, kirpik diplerinin etrafında kuru pulcuklar (‘kepek") (Brian Tompkins’in
izniyle)
Şekil 14: 3. Derece meibom bezi fonksiyon bozukluğu ve bununla ilişkili kalınlaşmış göz kapağı
çevresi ile yüzey telanjiektazisi. Görünümde yarı katı (diş macununa benzer) bir kıvam vardır.
(Brian Tompkins'in izniyle)
Şekil 15: Tearscope Plus™ ile gözlemlenen normal renkli püskül şekli.
Şekil 16: Şiddetli göz kuruluğu olan bir hastada, göz kapağına paralel konjonktival katlar
(LIPCOF). (Brian Tompkins'in izniyle)
Şekil 17: Her ikisi de beyaz ışıkla görüntülenen iki farklı kuru göz hastasında, Bengal pembesi (a)
ve Lisamin yeşili (b) oküler yüzey boyanma. (Şekil 15(b) Brian Tompkins'in izniyle)
Şekil 18: Korneal ve konjonktival boyanmanın derecelendirmesi; Oxford Şeması. Bu ölçek,
26
taranarak klinik kullanım için çoğaltılması tavsiyesiyle yayınlanmıştır. (Bron ve ark.'dan; Cornea
2003; 22(7): 640 –50.)
Şekil 19: Kuru göz hastasının klinik değerlendirmesi için akış şeması. Kuru gözün, aköz
yetersizliğe bağlı veya buharlaşıcı kuru göz olarak ayırt edilebilmesini sağlamak ve hastanın
uygun tedavisini kolaylaştırmak için, her bir gruptan (1 ila 4) en az bir test yapılmalıdır.
Referanslar
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
(No authors listed). The definition and classification of dry eye disease: report of the Definition and
Classification Subcommittee of the International Dry Eye WorkShop (2007). Ocul Surf 2007;5(2):75-92.
Stern ME, Beuerman RW, Fox RI, Gao J, Mircheff AK, Pflugfelder SC (1998) “The pathology of dry eye:
the interaction between the ocular surface and lacrimal glands”. Cornea; 17(6): 584-9
McCarty CA, Bansal AK, Livingston PM, Stanislavsky YL, Taylor HR. The epidemiology of dry eye in
Melbourne, Australia. Ophthalmology 1998;105:1114 –1119.
Schein OD, Munoz B, Tielsch JM, Bandeen-Roche K, West S. Prevalence of dry eye among the elderly.
Am J Ophthalmol 1997;124:723–728.
Nichols JJ, Ziegler C, Mitchell GL, Nichols KK (2005) “Self-reported dry eye disease across refractive
modalities”. Invest Ophthalmol Vis Sci; 46(6): 1911-4
Dilly PN (1994) “Structure and function of the tear film” Adv Exp Med Biol; 350: 239-47
Jordan A, Baum J (1980) “Basic tear flow. Does it exist?” Ophthalmology; 87(9): 920 - 930
van Best JA, Benitez del Castillo JM, Coulangeon LM (1995) “Measurement of basal tear turnover using a
standardized protocol. European concerted action on ocular fluorometry”. Graefes Arch Clin Exp
Ophthalmol; 233(1): 1 - 7
Lemp M (1995) “Report of the National Eye Institute/Industry workshop on Clinical Trials in Dry Eyes”.
CLAO J; 21(4): 221-32.
Smith J, Nichols KK, Baldwin EK. Current patterns in the use of diagnostic tests in dry eye evaluation.
Cornea 2008;27(6):656-662.
McMonnies CW (1986) “Key questions in a dry eye history” J Am Optom Assoc; 57(7): 512 - 517
McMonnies C, Ho A, Wakefield D (1998) “Optimum dry eye classification using questionnaire responses”
Adv Exp Med Biol; 438: 835 - 838
Schiffman RM, Christianson MD, Jacobsen G, Hirsch JD, Reis BL (2000) “Reliability and validity of the
Ocular Surface Disease Index” Arch Ophthalmol; 118(5): 615 - 621
Patel S, Murray D, McKenzie A, Shearer DS, McGrath BD (1985) “Effects of fluorescein on tear break up
time and on tear thinning time” Am J Optom Physiol Opt; 62(3): 188 - 190
Hirji N, Patel S, Callander M (1989) “Human tear film pre-rupture phase time (TP-RPT) – a non-invasive
technique for evaluating the pre-corneal using a novel keratometer mire” Ophthal Physiol Opt; 9(2): 139 142
Guillon JP, Guillon M (2004) “The role of tears in contact lens performance and its measurement” in
Ruben M, Guillon M (eds), Contact Lens Practice (Chapman and Hall Medical, London), pp. 466 - 468
Craig JP, Müller A, Mooi J (2002) “The impact of fluorescein quantity on tear film break-up” Cont Lens
Anterior Eye; 25(4): 202
Khanal S, Tomlinson A, McFadyen A, Diaper C, Ramaesh K. Dry eye diagnosis. Invest Ophthalmol Vis
Sci. 2008;49(4):1407-14.
Hamano T, Mitsunaga S, Kotani S, Hamano T, Hamano K, Hamano H, Sakamoto R, Tamura H (1990)
“Tear volume in relation to contact lens wear and age” CLAO J; 16(1): 57 - 61
Tomlinson A, Blades KJ, Pearce EI (2001) “What does the phenol red thread test actually measure?”
Optom Vis Sci; 78(3): 142-146
Norn MS (1965) “Tear secretion in normal eyes. Estimated by a new method: the lacrimal streak dilution
test” Acta Ophthalmol (Copenh); 43(4): 567-573
Xu KP, Yagi Y, Toda I, Tsubota K (1995) “Tear function index. A new measure of dry eye” Arch
Ophthalmol; 113(1): 84 - 88
Craig JP, Tomlinson A (1997) “Importance of the lipid layer in human tear film stability and evaporation”.
Optom Vis Sci; 74(1): 8 - 11
Wolffsohn JS (2004) “Incremental nature of anterior eye grading scales determined by objective image
analysis” Br J Ophthalmol; 88(11): 1434 - 1438
Schirra F, Hoh H, Kienecker C, Ruprecht KW (1998) “Using LIPCOF (lid-parallel conjunctival fold) for
assessing the degree of dry eye, it is essential to observe the exact position of that specific fold” Adv Exp
Med Biol; 438: 853 - 858
26
Bron AJ, Evans VE, Smith JA (2003) “Grading of corneal and conjunctival staining in the context of other
dry eye tests”. Cornea; 22(7): 640 - 650.
27
Korb DR, Herman JP, Greiner JV et al. Lid wiper epitheliopathy and dry eye symptoms. Eye & Contact
Lens 2005;31(1):2-8.
28
Craig JP (1995) “Tear physiology in the normal and dry eye”. PhD Thesis. Glasgow Caledonian
University.
Ek 1 – Şekil 4
McMonnies Kuru Göz Anketi
Lütfen aşağıdaki soruları size en uygun yanıtın altını çizerek cevaplayınız:
Bayan / Bay.
0
(M1/F3)
(M2/F6)
Yaş: 25 yaşından az / 25 - 45 yaş
/ 45 yaşından fazla
.
Şu an kullandığı: kontakt lens yok / sert kontakt lensler / yumuşak kontakt lensler.
1.
Göz kuruluğunuz için hiç için damla ya da başka bir tedavi reçetesi yazıldı mı?
6
0
0
Evet / Hayır / Emin değilim
2. Aşağıdaki göz semptomlarından herhangi birini hiç yaşadınız mı? (Lütfen size
uygun olanların altını çizin.) 1. Ağrı 2. Kaşıntı 3. Kuruluk 4. Kumluluk hissi 5.
Yanma
0
1
3. Gözleriniz ne sıklıkta bu semptomları yaşıyor? (altını çizin) Asla / Bazen /
4
8
Sıklıkla / Sürekli
4. Gözleriniz olağandışı şekilde sigara dumanına, dumana, klimaya veya merkezi
4
0
2
ısıtmaya karşı hassas mı? Evet / Hayır / Bazen
0
2
5. Gözleriniz yüzerken çok kızarıp rahatsız oluyor mu? Geçerli değil / Evet /
0
1
Hayır / Bazen
6. Gözleriniz alkol aldığınız günün sonraki gününde kuru ve rahatsız oluyor mu?
Geçerli değil0 / Evet4 / Hayır0 / Bazen2
2
2
7. (lütfen altını çizin) Antihistamin tabletler veya antihistamin göz damlaları ,
2
1
1
1
diüretikler (sıvı tabletler), uyku hapları , sakinleştiriciler , oral kontraseptifler ,
1
1
duodenal ülser için ilaç , sindirim sorunları için ilaç , yüksek kan basıncı için
1
1
ilaç , antidepresanlar veya ... kullanıyor musunuz? (Listelenmemiş
kullandığınız ilaçları yazın.)
2
0
0
8. Artritten (eklem yangısı) şikayetçi misiniz? Evet / Hayır / Emin değilim
9. Burunda, ağızda, boğazda, göğüste veya vajinada kuruluk yaşıyor musunuz?
0
1
2
4
Asla / Bazen / Sıklıkla / Sürekli
2
0
0
10. Tiroid bozukluğundan şikayetçi misiniz? Evet / Hayır / Emin değilim
2
0
11. Gözleriniz yarı açık olarak uyuduğunuz size hiç söylendi mi? Evet / Hayır /
1
Bazen
2
0
12. Uykudan uyandığınızda göz rahatsızlığı yaşıyor musunuz? Evet / Hayır /
1
Bazen
Puan: Normal (< 10) Marjinal (sınırda) göz kuruluğu (10 - 20) Patolojik göz kuruluğu (>20)
Ek 2 – Şekil 5
OKÜLER YÜZEY HASTALIK İNDEKSİ©
Lütfen yanıtınızı en iyi temsil eden kutuyu seçerek aşağıdaki soruları yanıtlayınız.
Geçen hafta içinde aşağıdakilerden herhangi birini yaşadınız mı:
Her zaman
1.
2.
3.
4.
5.
Çoğu zaman
Yarı yarıya
Bazı zamanlar
Hiçbir zaman
Gözler ışığa karşı hassas mı? ….
Gözler kumlu hissediyor mu? ………
Gözler ağrılı veya acıyor mu? ………..
Bulanık görüş? ……………………
Zayıf görüş? ………………………..
Geçen hafta içinde aşağıdakilerden herhangi birini yapmanızı sınırlayan problemleriniz oldu
mu:
Her zaman
6.
7.
8.
9.
Çoğu zaman
Yarı yarıya
Bazı
zamanlar
Hiçbir
zaman
Geçerli değil
Okumak? ……………………….
Gece araba sürmek? …..…………..
Bilgisayarla veya banka cihazıyla (ATM) çalışmak? ..
TV izlemek? ..………………..
Geçen hafta içinde gözleriniz aşağıdaki durumlardan herhangi birinde rahatsız hissetti mi:
Her zaman
10.
11.
12.
Rüzgarlı durumlarda? …………….
Düşük nemli (çok kuru) yerlerde veya alanlarda?
………..…
Klimalı alanlarda?
Çoğu
zaman
Yarı yarıya
Bazı
zamanlar
Hiçbir
zaman
Geçerli
değil
OKÜLER YÜZEY HASTALIK İNDEKSİ
Puanlama Talimatları
Madde Puanlama
Toplam OSDI puanı aşağıdaki formül temel alınarak hesaplanır:
OSDI =
(tüm yanıtlanan sorular için şiddet toplamı) X (100),
(Yanıtlanan soruların toplam #’su) X (4)
Şiddet bu ölçeğe dayanarak puanlandırılır
0 = hiçbir zaman,
1 = bazı zamanlar,
2 = yarı yarıya,
3 = çoğu zaman,
4 = her zaman.
Yorumlama
100 değerinde bir puan tam yetersizliğe karşılık gelir (yanıtlanan tüm sorulara “her zaman” yanıtı), 0 değerinde bir puan
ise yetersizlik bulunmamasına karşılık gelir (yanıtlanan tüm sorulara “hiçbir zaman” yanıtı). Böylece,–12.5 temelli bir
değişiklik yanıtlanan soruların yarısında en az bir kategorilik gelişmeye karşılık gelir.
Alt Ölçek Puanlama
Alt ölçeklerin puanları her alt ölçeğin kendi puanını yaratacak şekilde kullanılmasıyla benzer şekilde hesaplanır. Böylece,
ayrı bir şekilde hesaplanan herhangi bir alt ölçek ayrıca 100 değerinde bir maksimum puana sahip olacaktır.
Üç alt ölçek (görüşle-ilgili fonksiyon, oküler semptomlar ve çevresel tetikleyiciler) aşağıdakilerden oluşur:
Alt ölçek
Görmeye bağlı işlev
Oküler Semptomlar
Çevresel Tetikleyiciler
Sorular
4, 5, 6, 7, 8, 9
1, 2, 3
10, 11, 12
Download