TÜM BEL SEN TİS KADIN TALEPLERİ İşkolumuzun kadın emekçileri, iktidar partisi tarafından üretilen ve çalışma yaşamı da dahil olmak üzere hayatın her alanına yayılan güç merkezli ataerkil siyasal kültürden ve bu siyasal kültürün belediyelere yansımasından çok çeşitli şekillerde zarar görmektedir. Siyasal iktidarın ortaya çıkardığı yasa tanımayan, kendiden olmayanı dışlayan ve yok etmeye çalışan lider tipi AKP’li Belediye başkanlarınca da örnek alınmış bulunmaktadır ve bu durumdan en çok kadın emekçiler olumsuz etkilenmektedir.bahsedilen belediye başkanları sendikamıza üye kadın emekçileri sürgün etmekte, mobbing uygulamakta, ulaşım, kreş, yemek gibi sosyal haklarını gasp etmekte, doğrudan ayrımcılık uygulamaları hayata geçirmektedir. Tüm Bel Sen’li kadın emekçiler olarak öncelikle yerel yönetimlerdeki dışlayıcı uygulamalar ve sosyal hak gasplarına son verilmesini, doğrudan ve dolaylı ayrımcılık uygulamalarından vazgeçilmesini talep etmekteyiz ar Ancak, bilindiği gibi ayrımcılık sadece ayrımcılık amacıyla yapılan uygulamalardan kaynaklanmamaktadır. Bir uygulamanın ayrımcı olup olmadığı, niyetlerle değil ortaya çıkardığı sonuçlara bakarak değerlendirilebilir. Dolayısıyla Tüm Bel Sen’li kadın emekçiler olarak yerel yönetimlerde hayata geçirilecek her türlü plan, program, bütçe ve faaliyetin sonuçları itibariyle cinsiyet eşitliği açından olumlu sonuç doğuracak şekilde düzenlenmesinin gereğine dikkat çekiyoruz. Bu doğrultuda TİS taleplerimizi aşağıdaki gibi sıralayabiliriz: - Yerel yönetim bütçelerinin toplumsal cinsiyete duyarlı hale getirilmesi - yerel yönetimlerde istihdam politikaları, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik olarak oluşturulmalı ve bu doğrultuda kota uygulanmalıdır. - sadece işe almada değil, terfi, atama, meslek içi eğitim gibi uygulamalarda da cinsiyet eşitliğinin sağlanması hedefi gözetilmelidir. -mobbinge karşı etkin önlem alınmalı, mobbing uygulamaları karşısında, etkin önlemler alınmalı; işyeri örgütlenmesi mobbingi engelleyecek şekilde sağlanmalı, çalışanlara mobbing karşısında haklarını anlatacak meslek içi eğitim faaliyetleri yürütülmeli ve mobbinge karşı etkin mücadele sağlanmalıdır. Yerel yönetim birimleri şiddetten arındırılmalı; kadınlara ve LGBT-İ bireylere karşı ayrımcılık ve şiddet uygulamalarına karşın etkin tavır alınmalı, işyerlerinde ayrımcılık başvurularını kabul edecek ve etkili şekilde soruşturarak failleri cezalandıracak ayrımcılık masaları oluşturulmalıdır. - Kadın emekçilerin etnik kimlik, dinin inanç, sendikal üyelik ve siyasal tutum dolayısı ile herhangi ayrımcılığa ve baskıya maruz kalmaması için gereken önlemler alınmalı; bu tür uygulamalara karşı ayrımcılık masaları etkin şekilde işletilmelidir. - yerel yönetimlerin hizmet politikaları oluşturulurken, toplumsal cinsiyet eşitliğine hizmet etmesi gözetilmeli; bu amaçla belediyelerde toplumsal cinsiyet eşitliği birimleri kurulmalı ve kadın örgütleriyle işbirliği halinde çalışılmalıdır. -Kadınların evdeki bakım yükümlükülkeri dolayısıyla ikili iş yükü göz önüne alınarak kadın belediye emekçilerine emeklilikte yıpranma payı tanınmalı ve erken emeklilik hakkı verilmelidir. 1 -Yerel yönetimlerde büyükşehir yasası bahanesiyle 200-300km uzaklıkta çalışma koşullarının olmadığı sözde iş yerleri olduğu tespitli yerlere çoğu kadın olan üyelerimiz gönderilmektedir. İnsani olmayan koşullarda ki bu sürgünler şiddettir.Çalışanlara yönelik bu keyfi uygulamalara karşı yasal koruma sağlanarak sürgünler durdurulmalıdır. -İş kolumuzda zabıta,koruma,güvenlik olarak çalışan kadın üyelerimiz başta olmak üzere ,maktu mesaileri düzenli ödenmelidir.Çalışma yeri ve koşulların artırdığı eril dil ve ayrımcılığa karşı cinsiyet eşitlikçi politikalar geliştirilmelidir. -4688 sayılı yasanın 32.maddesinin yerel yönetimlerde uygulanmaya başlanacağı 01.01.2016 itibariyle özgür toplu sözleşme yapılmasının önüne geçilmeye çalışılmaktadır.Bu itibarla kadın üyelerin demokratik ,özgürlükçü ,cinsiyet eşitlikçi ve ekonomik taleplerinin bu anti demokratik koşullarda gerçekleşemeyeceği açıktır.Bu nedenle özgür toplu sözleşmenin yapılmasının önündeki yasal engeller derhal kaldırılmalıdır. -Ankara büyükşehir belediyesinde 12 si üyemiz 14 yerel yönetim emekçisinin işten atılması bize 657sayılı DMK ya rağmen iş güvencemizin olmadığını gösteriyor.Başta kadınları hedef alan esnek ve güvencesizleştirmeye karşı tam güvenceli istihtam temel talebimizdir. -İş yerlerimizde, çalışan kadın sayısına göre değil, kadın erkek toplam çalışan sayısına göre kreş açılmalıdır. Kreş açılması için elverişli olmayacak ölçüde küçük işyerleri için mevcut kreşlerle anlaşma yapılarak, çalışanların ücret ödemeden bu kreşlerden yararlanmaları sağlanmalıdır. -okul saatleri ile çalışma saatleri arasındaki boşluğun doldurulması amacıyla etüt merkezleri açılmalı ya da çalışanların bu merkezlerden yararlanabilmeleri için mevcut merkezlerle yerel yönetimler arasında protokol yapılmalıdır. -İş yerlerimizde emzirme odaları olmalıdır. -Yerel yönetimlerde demokratik , halkçı,cinsiyet eşitlikçi ,kent halkının taleplerini esas alan demokratik bir anayasa ve savaşa karşı barış biz kadınların temel talebidir. -ülkemizdeki kadınların en temel sorunlarından birisi kadına yönelik şiddet sorunudur. Günde ortalama 5 kadının eş, eski eş, nişanlı gibi yakınlarındaki erkekler tarafından katledildiği göz önüne alındığında sığınma evlerinin yaşamsal bir önemde olduğu açıkça görülebilir. Yasada öngörülmüş olmasına karşın yerel yönetimler sığınma evi açma yükümlülüğünü yerine getirmemektedir. Varolan sığınma evleri de son derece yetersizdir. erel yönetimler, nüfus ölçütü dikkate alınmaksızın kadın yaşam evleri açmalıdır; nüfus sadece açılacak yaşam evlerinin kapasitesinin belirlenmesinde göz önüne alınmalıdır. -Resen emeklilik baskıları son bulmalıdır. Özel Talepler Bilindiği gibi Tüm Bel Sen olarak yerel yönetimlerle yetkili olduğumuz belediyelerde tis imzalayan iş koluyuz.Bu çerçevede yerelde var olan taleplerimiz kadınlar olarak aşağıdaki gibidir. 2 -Sözleşmeden yararlanan belediye çalışanlarının, aile bireylerine şiddet uyguladığı tespit edildiği durumlarda,tis’ten faydalananların maaşının tamamı eşine ödenir.Uygulamayı belediye ve sendika birlikte yürütür. -8mart ve 25 kasım da tüm çalışan kadınlar genel eylem ve etkinliklere katılmak üzere izinli sayılırlar. -Metres,kuma,berdel,başlık parası,küçük yaştaki kız çocuğunu evlendirme durumunda ,üye,sendikanın toplu sözleşmeden doğan tüm haklarından men edilerek ,disiplin suçu işlemiş sayılır. -Kız çocuklarını okula göndermeyen çalışanlar,sendikanın toplu sözleşmeden doğan haklarından men edilmiş sayılır. -Belediye çalışanlarının bulundukları yerleşim alanında,hizmeti sundukları halka,iletişim kurmalarını sağlamak amacıyla belediye çalışanlarına farklı ve yerel dillerin öğrenilmesi için belediye gerekli önlemleri alır ve katkı sunar.(genele giriyor ama ben yinede yazdım) -Kreş ,etüt ve gündüz bakım evlerinde anadilde eğitim verir.(genele girer ama ben yinede yazdım) - 3