CANLILARDA ÜREME BÜYÜME VE GELİŞME HÜCRE: Canlıların en küçük yapı taşları olan ve yaşamın tüm özelliklerini sergileyen birimlere hücre denir. Genel olarak tüm hücreler temelde aynı yapıya sahiptirler. Fakat bulundukları dokuya ve işlevlerine bağlı olarak bazı özelleşmeler gösterirler. Bitkisel ve hayvansal her organizma temel yapı taşı olan hücrelerden oluşur. Bazı canlılar bir tek hücreden oluşurken bazıları da pek çok hücrenin bir araya gelmesiyle organizma durumuna gelmiştir. Hücreyi ilk defa İngiliz bilim adamı Robert Hooke görmüştür.Hooke şişe mantarından bir kesit alarak incelemiş ve hücreyi mikroskopla görebilmeyi başarmıştır. Hücrenin Yapısı: Tüm hücreler "hücre zarı" denilen bir yapıyla çevrelenirler. Hücrelerin içinde "sitoplazma" denilen bir sıvı ve bunun içinde dağılmış "organel" denilen yapılar bulunur. Hücre içinde enerji üretme ve kullanma besin alma solunum ve artık ürünleri boşaltma gibi bir takım olaylar gerçekleşir. Belli bir büyüklüğe ulaşan hücreler bölünerek çoğalırlar.Gelişmiş organizmalarda aynı görevi üstlenmiş olan hücreler birleşerek doku denilen yapıları oluşturur.Dokular birleşerek organlarıi organlar birleşerek sistemleri sistemler de orgaznizmayı meydana getirir. Hücre .........> doku ..........> organ ..........> sistem ..........> organizma Hücrenin Bölümleri: 1. Hücre Zarı: "Sitoplazmik hücre zarı" da denir. Hücreyi dış ortamdan ayırır. Seçici geçirgen ve canlı bir yapıdır.Hücre zarı hücreye şekil verir besin maddelerinin ve artık maddelerin hücreye giriş çıkışını ayarlar. Zar aynı zamanda hücrenin koruyucusudur. Hücre zarı gözenekli ve yarı geçirgen yapıya sahiptir. Esas yapı taşları lipid ve proteinlerdir. Hücreye gelen bütün kimyasal maddeler ve elektriksel iletiler hücre zarı ile alınır.Hücre zarının yapısında protein yağ ve karbonhidrat bulunur. Hücre zarının görevleri; * * * * * Sitoplazmayı çevreleyerek hücreye şekil verir ve dağılmasını engeller. Madde alış verişini düzenler. Salgı görevi vardır. Enzimleri taşıyıcı görevi vardır. Uyarı iletimi yapar. 2. Sitoplazma: Hücre zarı ile çekirdek zarı arasında kalan hücre bölümünü kaplayan yumurta akına benzeyen devamlı değişim halinde bulunan bir eriyiktir. Sitoplazma çeşitli iyonlar metal tuzları asit ve bazlar organik maddeler (protein yağ karbonhidrat nükleik asitler hormonlar) ve sudan ibarettir. Sitoplazmanın içerisinde çeşitli canlı yapılar (organeller) ve cansız yapılar bulunur. Tüm yaşamsal olaylar burada geçer. Büyük oranda sudan ibaret olduğu halde ne sıvı ne de katı özellik gösterir . Sitoplazma çözünmüş ve dağılmış tanecikler içerir. İçinde bulunan genel organeller şunlardır: * endoplazmik retikulum * mitokondri * lizozom * ribozom * golgi aygıtı * plastidler * koful Organeller:Vücut için organ ne ise hücre için de organel odur.Türkçe'deki tam karşılığıyla organcık(küçük organ) demektir. ENDOPLAZMİK RETİKULUM: Endoplazmik retikulum sitoplazmada besin dolaşımını yağ ve hormon sentezini sağlar. Bazı hücre ürünlerinin depolanmasını sağlar. Hücre zarı ve çekirdek zarı arasında yer almış bir sıra karışık kanallar sistemidir. MİTOKONDRİ: Elips biçiminde parçalardır. Sosis veya çomak biçimindedir. Hücrenin enerji meydana getirici üniteleridir. Çift zarla çevrilidir.Fazla enerjiye ihtiyaç duyan hücrelerde mitokondri sayısı fazladır. LİZOZOM: Yuvarlak zarla çevrili organellerdir. Hücrenin sindirim görevini üstlenmiş olan yapılardır. Hücre içi fazla ve zararlı yapıları ortadan kaldırırlar. Lizozomlar sitoplazma içinde kese veya taneciklerdir.Yaşlanmış organelleri parçalarlar. Lizozomun zar yapısı bozulursa içerdiği sindirim enzimleri hücre içine dağılır.Hücre kendi kendini sindirir.Bu olaya otoliz denir. RİBOZOM: Hücrenin protein sentez yerlerine verilen addır. Virüsler hariç tüm hücrelerde bulunur. Sitoplazmada serbest veya endoplazmik retikulum' a bağlı olarak buluNUR. 120 - 200 Å (angstrom) çapında yapılardır. Ribozomlar protein sentezlerinin yapıldığı merkezlerdir. Ribozomlar tek yahut gruplar halinde bulunurlar. Endoplazmik retikulum'a bağlı olanlar hücre dışına verilecek proteinleri (pankreas sindirim enzimleri v.b) serbest ribozomlar ise hücrenin ihtiyaç duyduğu yapısal proteinleri sentezler. GOLGİ AYGITI: (cisimciği) Golgi aygıtı zarımsı tüp ve keseciklerin biraraya gelmesiyle meydana gelir. Genellikle çekirdeğe yakındır. Bilhassa aktif salgı yapan bez hücrelerinde göze çarpar. Paketleme ve salgı görevi yapar. Salgı bezlerinin hücrelerinde sayıları daha fazladır. Örnegin; ter bezleri süt bezleri. Golgi aygıtı büyük çalışmalar sonucu bulunmuştur. SENTROZOM: Sadece hayvan hücrelerinde bulunur.Sentriollerden oluşur.Hücre bölünmesi sırasında iğ ipliklerini oluşturur. PLASTİTLER: Yalnızca bitki hücrelerinde bulunurlar Plastitler; Kloroplastlar Kromoplastlar ve Lökoplastlar olmak üzere üçe ayrılır: * Kloroplastlar parlak turuncu sarı veya kırmızı renkli plastitlerdir.Kromoplastlar çiçeklerde olgun meyvelerde sebzelerde ve yüksek yapılı bitkilerin köklerinde bulunur.Örneğin ;havuçta karoten domateste likopen pigmentleri (renk maddeleri)oluşur.Sonbaharda yaprakların sararması klorofil pigmentinin yapısının bozulup kloroplastların kromoplasta dönüşmesinden ileri gelir. * Kromoplastlar renkli plastitlerdir. Turuncu renkte olanlara “karoten” sarı renkte olanlara “ksantofil” sarımsı kırmızı olanlara da “likopen” denir. Havuç ve domates gibi meyve ve sebzelerin kendine has renklerini verirler. * Lökoplastlar renksizdirler. Bitkilerin ışık görmeyen kısımlarında (kök yumru vb.) bulunurlar. Nişasta depolarlar. KOFUL: Kofullar içleri kendilerine has bir özsu ile dolu yapılar olup bitki hücrelerinde hayvan hücrelerinden daha fazla bulunur. Genç hücrelerde küçük yaşlı hücrelerde ise tek tek ve büyüktür. Bir hücreli hayvanlarda besinlerin sindirildiği besin kofulları ile fazla su ve zararlı maddelerin atıldığı boşaltım kofulları vardır. 3. Çekirdek:(nükleus) Hücre çekirdeği tanecikli ve lifli bir yapıya sahiptir. Hücreyi yönetir. Çekirdek zarı çekirdek özsuyu çekirdekçik ve kromatin iplikten oluşmaktadır. Çekirdek Zarı: iki tabaka halinde ve çok gözenekli bir yapıya sahiptir. Üstünde geçitler bulunur. Çekirdek Özsuyu:Sitoplazma sıvısına benzer. Nükleoplazma çekirdeğin özü olup özellikle protein ve tuzlar içerir. İşlevi hücrenin yaşamını sürdürmek ve çalışmasını düzenlemektir. Çekirdekçik:Çekirdek özsuyunun içindedir.Koyu renkli ve yuvarlaktır.RNA ve ribozom bulundurur. Kromatin İplik:DNA ve protein içerir. Bölünme sırasında kromozom oluşturur. Çekirdek ölecek olursa hücre de ölür. Çekirdek birçok küçük organelin birbirleriyle uyumlu olarak çalışmasını sağlar. Çekirdeğin hücre bölünmesinde rolü vardır. * İnsan vücudunda en yaşlı hücre 15 yaşındadır. * Bilinen en büyük hücre devekuşu yumurtasıdır. çeşitli hücreler HÜCRE ÇEŞİTLERİ Prokaryotik Hücreler Bakteriler ve mavi-yeşil alglerdeki hücre tipleri bu gruba girer. Bunların çekirdek zarı ile çevrili çekirdekleri yoktur. Sitoplazmalarında mitokondri gibi zarlı organeller yoktur. Kalıtım maddesi olan DNA sitoplazma içerisine dağılmış durumdadır. Ribozomları vardır. Bu hücrelerin hayati faaliyetleri sitoplazmada ve hücre zarında gerçekleşir. Ökaryotik Hücreler Kalıtsal materyal hücre içerisinde belirli bir zarla çevrilmiş çekirdeğin içinde bulunur. Kromozomlar DNA'dan ve proteinden oluşmuş olup mitozla bölünürler. Ökaryotlar sitoplazmalarında karmaşık organeller bulundururlar. Ökaryotik hücreler Prokaryotlara göre çok gelişmişlerdir.Hayvanlar bitkiler mantarlar ve protistler gibi BİTKİ HÜCRESİ VE HAYVAN HÜCRESİ ARASINDAKİ FARKLAR 1. Bitki hücresinin etrafında selülozdan yapılmış hücre çeperi bulunur.Hayvan hücresinde hücre çeperi yoktur. 2. Hayvan hücresinde sentrozom vardır.Bitki hücresinde sentrozom yoktur. 3. Bitki hücrelerinde kloroplast organeli olduğu için fotosentez olayı gerçekleşir besin üretilir.Hayvan hücresinde besin üretimi gerçekleşmez. 4. Bitki hücrelerinde büyük kofullar vardır hayvan hücrelerinde küçük kofullar vardır. 5. Bitki hücresi köşeli bir yapıya sahiptir.Hayvan hücresi yuvarlaktır. 6. Bitki hücresinde kloroplast lökoplast kromoplast gibi plastidler vardır.Hayvan hücresinde plastid yoktur. Bitki Hücresi Hayvan Hücresi DOKULAR Yapı ve görev bakımından birbirine benzeyen hücrelerin bir araya gelerek oluşturdukları yapılara doku denir. Bitkisel Dokular: Bitkilerde kök gövde çiçek yaprak gibi yapıların her biri dokulardan oluşur.Bitkilerde farklı dokular vardır ve bu dokuların hepsi de farklı görevler üstlenmiştir. 1. BÖLÜNÜR DOKULAR: Sürekli olarak bölünen ve bölünmeler sonucu büyüyen dokulardır.Bu doku bitkinin büyümesini sağlar.Bitkinin her yerinde kalınlaşma olduğuna göre bölünür doku bitkinin her yerinde (kök gövde dal gibi) bulunur. BÖLÜNMEZ DOKU: Bölünme özelliğini kaybetmiş olan dokulardır.Bölünür dokular farklılaşarak bölünmez dokuyu meydana getirir. a. Temel Doku: (Parankima) Yaprağın ortasında kökte gövdede bulunur.Bulunduğu tere göre farklı görevler yapar. - Yeşil yapraklarda fotosentez görevi yaptığı için özümleme parankiması olarak adlandırılır. - Su bitkilerinde kökte hava depoladığı için havalandırma parankiması adını alır. - Üretilen besin maddelerini taşıma işini üstlenen parankimaya iletim prankiması denir. - Besin depolamada görevli olan depo parankiması vardır.(Örneğin kaktüste su fındıkta yağ nohutta protein patateste nişasta depolar.) b. Koruyucu Doku:(Örtü doku) Bir bitkide kök gövde yaprak çiçek gibi tüm organlarını saran ve bitkiyi dış etkilerden koruyan dokudur.Koruyucu doku hücreleri şeffatır.Koruyucu dokunun hücre çeperi mantarlaşmamışsa epidermis denir.Bazı koruyucu dokularda hücre çeperi mantarlaşmıştır. Yaprakla gövde arasındaki doku mantarlaşırsa su ve gaz alışverişi kesilir ve yaprak sararak dökülür. c. Destek Doku: Hayvanlardaki iskeletin yerine bitkilerde bu görevi gören dokuya destek doku denir.Bitkinin dik durmasını sağlar.Meyvelerin yaptığı ağırlığa karşı bitkiye direnç sağlar.Destek dokuyu oluşturan hücrelerin çeperlerine mantar ve odun maddesi birikip kalınlaştırır. d. İletim Doku: Besin üretimi içim topraktan su ve mineral alınması üretilen besinlerin bitkinin diğer organlarına taşınması ile görevli olan özel hücrelerden oluşmuş dokudur.İletim dokusu borucuklar şeklinde bitkinin her yerine ulaşır.İletim dokusu odun boruları ve soymuk boruları olarak ikiye ayrılır. e. Salgı Doku: Salgı maddelerini golgi aygıtı oluşturur.Bir bitkide salgı yapma yeteneği olan hücreler birleşerek salgı dokuyu oluşturur.Salgı maddeleri bitkiyi çürümekten korur tozlaşmada yardımcı olur. Epitel Doku:Üstderi ya da soluk borusunun ve bağırsakların iç yüzeylerinde bulunan salgı bezleri epitel dokudan meydana gelir. Bağ ve Destek Doku:Bağdoku; kas kemik kıkırdak dokuyu eklem bağlarını kirişleri kan ve yağ dokuyu ve lifsi dokunun içlerinde bulunduğu doku tiplerini kapsar. a. Temel Bağ Doku:Tüm organları birbirine bağlar. b. Kıkırdak Doku:Kemik uçlarında bulunup sürtünmeyi önleyen dokudur. c. Kemik Doku:Vücudun çatısı olan iskeleti oluşturan dokudur. d. Yağ Doku:Isı kaybını önleyen ve vücudu mekanik etkilere karşı koruyan dokudur. e. Kan Doku:Vücuda besin ve oksijen taşıyan bizi hastalıklara karşı koruyanve pıhtılaşmayı sağlayan dokudur. Kas Doku:Tüm vücudun hareketini sağlayan dokudur. Sinir Doku:Duyu alımlarını ve tepkileri oluşturan dokudur.Tüm vücudu ağ şeklinde sarmıştır.Beyin ile hareket ve duyu hücreleri arasındaki ilişkiyi düzenler. ÜREME Bir canlının kendine benzer yeni bireyler meydana getirmesine üreme denir.Üreme ile anne ve babadan alınan özellikler yeni bireye aktarılır.Üreme canlıların ortak özelliklerinden biridir. Üreme eşeyli üreme ve eşeysiz üreme olarak iki şekilde meydana gelir. Eşeysiz üremede; vücuttan kopan parçalar veya vücutta oluşan hücrelerin gelişmesi ile yeni bireyler oluşur.Bu üremede kalıtsal bakımdan çeşitlilik yoktur. Eşeyli üremede ise erkek ve dişide üretilen üreme hücreleri bir araya gelerek yeni birey oluşturur.Eşeyli üremede kalıtsal çeşitlilik görülür. İNSANLARDA ÜREME BÜYÜME GELİŞME İnsanlarda üreme erkek üreme hücresi olan sperm ile dişi üreme hücresi olan yumurtanın birleşmesi ile gerçekleşir. Erkek Üreme Hücresi(sperm): Erkek bireylere ait üreme hücresidir.Testislerde oluşur.Sperm üretimi ergenlik döneminde başlar. Baş kısmında döllenme sırasında yumurtaya aktaracağı kalıtsal bilgi (DNA) taşır. Kuyruğu vardır bu kuyruk sayesinde çok hızlı hareket eder.Dişi üreme hücresi yumurtayı bir tek sperm döller.Yumurtaya ulaşmak için çok uzun bir yol katedileceğinden çok fazla sayıda sperm üretilir. Spermin başı bir hücre çekirdeği gibidir. İçinde kalıtsal bilgiler ( genetik şifre ve DNA) vardır. Dişi Üreme Hücresi (yumurta): Yumurta dişinin çoğalma hücresidir.Tek ve hareketsizdir.Yumurta her hücre gibi çekirdek sitoplazma ve hücre zarından oluşur. Ergenlik çağından sonra her ay yumurtalıklarda olgunlaşan bir yumurta spermle döllenebilir. Döllenmediğinde vücuttan atılır. Bu döngü her ay olur ve adet(regl)olarak adlandırılır. Sperm ve yumurtanın birleşerek kaynaşması ile döllenme meydana gelir. yumurta Spermin yumurtayı döllemesi ERKEK ÜREME SİSTEMİ: Erkek üreme sistemi; testisler sperm kanalı yardımcı üreme bezleri ve penisten oluşur. Testisler:Bir çifttir.Vücut sıcaklığından etkilenmemeleri için skrotum denilen bir torba içinde ve vücut dışında bulunurlar.Erkek üreme hücresi olan spermleri ve erkek eşey hormonu olan testosteron üretirler.Spermler ergenlik dönemine girilince hormonal olarak üretilmeye başlar ve tüm yaşam boyu üretilir. Sperm Kanalı:Testislerde üretilen spermlerin penise iletildiği kanallardır.Spermler bu yolla vücut dışına atılır. Penis:Spermlerin özel bir sıvı ile vücut dışına atıldığı kısımdır.İdrar da penisten dışarı atılır. DİŞİ ÜREME SİSTEMİ: Dişi üreme sistemi; yumurtalık(ovaryum) yumurta kanalı döl yatağı(rahim) vagina ve dış jenital organlardan oluşur. Yumurtalık:Bir çifttir.Hem yumurta üretirler hem de dişi eşey hormonlarını üreterek salgılarlar. Yumurta Kanalı:Yumurtalıklardan bırakılan yumurtanın rahime taşındığı kanaldır.Döllenme yumurta kanalında gerçekleşir. Rahim(döl yatağı)(Uterus):Bol miktarda kılcal damar vardır.Döllenmiş yumurta rahim duvarına tutunur ve gelişimini burada tamamlar. Vajina: Kaslı bir yapıdır.Spermlerin dölyatağına iletilmesini sağlar.Doğum esnasında yavrunun dışarı bırakılması olayında görevlidir. İnsanda Üreme Olayı: İnsanlarda görülen üreme şekli eşeyli üremedir.Üreme 3 aşamada gerçekleşir. 1. Üreme hücrelerinin (gamet) oluşumu 2. Döllenme 3. Gelişme 1. Üreme Hücrelerinin Oluşumu: Ergenliğe ulaşan erkek bireylerde çok sayıda sperm üretilir ve üretim ömür boyu sürer.Dişi bireyde ise ayda 1 kez yumurta oluşur. Dişide yumurta oluşması olayı belli bir yaşa kadar devam eder. 2. Döllenme:Döllenme yumurta kanalında olur.Sperm yumurta kanalına bırakılan yumurtayı bularak döller.İki hücre birleşip kaynaşır ve oluşan yeni hücreyezigot denir. 3. Gelişme:Zigot oluşumu ile başlar birey ergin olana kadar devam eder.Bu olayların bütününe gelişme denir. Embriyo rahim duvarına tutunarak gelişmeye başlar.Plasenta içindedir.Plasenta yarısı anneye yarısı da embriyoya ait bir tabakadır.Embriyo plasentaya göbek bağı ile bağlanır.Embriyoya gereken besin ve oksijen ihtiyacını buradan sağlar. Embriyo gelişimini yaklaşık 36 hafta(9 ay) içinde tamamlar.Bu sürenin sonunda fetüs doğumla dışarı atılır. Bebek doğumdan sonra anne sütü ile beslenerek gelişimine devam eder. fetüs fetüs ERGENLİK DÖNEMİ: Anne karnında geçirilen yaklaşık 36-38 haftalık dönem doğum öncesi dönem olarak adlandırılır. Doğumdan sonra 11-12 yaşına kadar olan döneme de çocukluk dönemi denir.Çocukluk döneminden yetişkinliğe geçiş dönemi ergenlik dönemidir.Hızlı bir büyüme ile yetişkinliğe geçilir. Ergenlik büyüme çağının bir parçasıdır.Çocuk bu dönemde cinsel olgunluğa geçer.Ancak büyüme ergenlik bittikten sonra da devam eder. Kızlarda ergenlik yaşı yaklaşık 12-13'tür.Ergenliğin ilk belirtisi 9-11 yaşlarında şişmeye başlayan göğüslerdir.Ancak göğüs büyümesi 7-9 yıl daha sürer.Kıllanma önce cinsel organlarda başlar.Koltuk altı kıllanması ise 1-2 yıl sonra olur.Boy uzaması 9-11 yaşlarında başlar.15-17 yaşa kadar devam eder.En hızlı boy uzaması 12-14 yaş arasıdır.Bu dönemde ilk adet(regl) de görülür.İlk adet görme coğrafi bölge ve ırklara göre farklılık gösterir.Kızları fiziksel gelişimi en geç 20 yaşında biter. Erkeklerde ergenlik yaşı 14-15'tir.Erkeklerin boyu 18 yaşına kadar uzar.sonra duraklar.Omuz ve göğüs kafesi genişler.Kaslar gelişir.Ses kalınlaşır.Yüz sivilcelenir.Ergenlik başladıktan yaklaşık 5 yıl sonra yanaklar ve çene altında kıllanma olur.Sakal ve bıyıklar çıkar. Ergenlik sivilceleri ergenliğin diğer belirtileri tamamlandıktan sonra da sürebilir.Ancak ilk gençliğin tamamlanmasıyla ortadan kalkar.Bu bir hastalık olarak değil normal bir gelişim olarak görülmelidir. HAYVANLARDA ÜREME BÜYÜME VE GELİŞME Hayvanlar belli bir olgunluğa ulaştıktan sonra ürerler.Bazı hayvanlar üremesini doğurarak bazıları da yumurtlayarak yaparlar. MEMELİLER doğurarak sürüngenler balıklar kuşlar böcekler yumurtlayarak ürerler.Yarasa kuş görüntüsünde olmasına rağmen memeli bir hayvandır doğurarak çoğalır.Balina yunus ve fok da memeli olduğundan doğurarak ürer. Doğurarak üreyen hayvanlarda yavru doğana kadar anne karnında büyür ve gelişir.Yavru doğunca anne sütü ile beslenir. Yumurta ile çoğalan hayvanların bir kısmı yumurta ısısını ayarlamak için kuluçkaya yatar. Balık kurbağa böcek gibi canlılar yumurtadan çıktıktan sonra başkalaşım geçirirler.Başkalaşım larva pupa ve ergin olarak 3 aşamada gerçekleşir. ÇİÇEKLİ BİTKİLERDE ÜREME BÜYÜME VE GELİŞME Çiçekli Bitkiler:En ileri yapılı bitkilerdir.Tohum verebilme yeteneğine sahiplerdir ve tohumla çoğalırlar.Çiçekli bir bitkide kök gövde yaprak ve çiçek olmak üzere 4 bölüm bulunur. KÖK:Kök bitkinin toprak altındaki bölümüdür.Dallanmış br yapısı vardır.Kök ucunda emici tüyler bulunur. Topraktaki madensel maddeler ve su bu emici tüyler yardımı ile alınır. Kökün Görevleri: *Bitkinin toprağa tutunmasını sağlar.Bazı bitkilerde bitkinin ağaç ya da duvara tutunabilmesi için gövdeden çıkan kökler de bulunur. *Topraktan su ve mineralleri alır. *Bazı bitkilerde besin depo eder.(havuç şeker pancarı vb) Saçak kök kazık kök ve depo kök gibi çeşitleri bulunur. saçak kök kazık kök depo kök Buğday soğan mısır vb. Nohut fasulye bamya vb Havuç turp şeker pancarı vb GÖVDE:Toprak üstünde bulunan çiçek yaprak yan dal gibi organları üzerinde taşıyan kalın ve dayanıklı kısımdır. Aynı zamanda kök ile yapraklar arasındaki bağlantıyı da kurar.Ağaçların gçvdelerinin dışı cansız bir mantar tabakası ile kaplıdır. 1. OTSU GÖVDE:Otlar tahıllar ve sebzelerin gövdeleri genelikle yeşil renkli ve incedir.Bir yıl yaşayan bitkilerde bulunan bu gövde otsu gövdedir. 2. ODUNSU GÖVDE: Çok yıllık bitkilerin kalın ve dayanıklı gövdelerine ise odundu gövde denir.Yaş halkaları ve mantar tabakası taşır.Elma armut çam kavak gibi ağaçların gövdeleri odunsu gövdeye örnek sayılabilir. 3. YUMRU GÖVDE: Besin depo edilen ve toprak altında bulunan gövdedir. Örnek: Patates ve yer elması. 4. SÜRÜNGEN GÖVDE:Toprak üzerinde dik durmayısan sürünen gövdedir. Örnek: Karpuz ve çilek. 5. SARILGAN GÖVDE: Sarmaşık asma ve fasulye gibi bitkilerin gövdesi bu tiptir. 6. YASSI GÖVDE:Lahana marul soğan ve sarımsak gibi bitkilerin gövdesi yassı gövdedir. 7. DEPO GÖVDE:Kaktüs gibi hücrelerinde su depo eden gövdelerdir. Gövdenin Görevleri: - Kökler ve yapraklar arasında madde iletimi sağlar.Köklerle alınan su ve mineraller gövde boyunca uzanan odun boruları ile yukarı taşınır.Yapraklarda fotosentezle üretilen ürünler de aynı yolda uzanan soymuk boruları ile aşağı taşınır. - Bitkinin dik durmasını sağlar. - Yaprak yan dal meyve çiçek ve tohumları taşır. - Bazı bitkilerde su ve besin depo eder. YAPRAK:Gövde üzerinde bulunan genellikle yeşi renkli ve yassılasşmış bitki organlarıdır. Yaprak kını; yaprak sapının genişleyerek dala bağlandığı kısımdır. Yaprak sapı; yaprağı gövdeye bağlayan bölümdür.Su taşıyan borular içerir. Yaprak ayası; yaprağın geniş ve yassı kısmıdır.Üzerinde gaz alışverişini sağlayan stoma denen gözenekler bulunur. Yaprağın Görevleri: - En önemli görevi fotosentez yapmaktır.Yaprak üzerindeki gözenekler yardımı ile alınan karbondioksit gazı (CO2) iletim demetlerinin getirdiği su (H2O) ile güneş ışığından elde edilen enerji yardımı ile birleştirilir.Bu birleştirme kloroplast organelinde gerçekleşir.Fotosnetez sonucunda glikoz adı verilen besin maddesi üretilir.Yan ürün olarak atmosfere oksijen(O2) verilir. Karbondioksit ve suyun kullanılıp besin ve oksijenin oluşturulduğu bu canlılık tepkimesine fotosentez(ışıklı üretim) denir. - Yapraklar bitkinin solunum organıdır. Yapraklar gece gündüz sürekli bizim yaptığımız gibi solunum yapar.Yüzeyinde bulunan gözenekler ile oksijen alıp karbondioksit verirler. Fotosentez için ise karbondioksit gazına ihtiyaç vardır.Karbondioksit gazı sadece gündüzleri stomalar tarafından alınır.Bitkiler fotosentezi sadece gündüzleri yapar.Gündüz solunumla çıkardıkları karbondioksiti ortama vermeyip fotosentezde kullanırlar.Bu nedenle bitkiler gündüzleri gecelere göre daha az karbondioksit gazı verirler. - Yapraklar bitkilerin terleme organıdır.Topraktan alınan suyun bir kısmı fotosentezde kullanılır.Diğer kısmı ise bitkinin güneş altında yanmaması için terleme yapılarak dışarı atılır.Terleme yapraklardaki gözeneklerle yapılır. Terleme ile hem bitkinin su dengesi hem de topraktaki suyun kökler tarafından çekilmesi sağlanır.Terleme hızı arttıkça topraktan su ve mineral emilimi de fazlalaşır. - Yapraklar bitkilerin katı atıklarının boşaltıldığı organlardır.Bitkilerde metabolik olaylar sonucu oluşan katı atıklar kofullarda birikir.Bu atıklar zamanla kristalleşir.Sonbahar geldiğinde yaprağın dökülmesi ile bu atıklar bitkiden uzaklaştırılmış olur. - Bazı yapraklar besin depo eder.Soğan lahana marul pırasa gibi... ÇİÇEK:Bitkinin üreme organıdır.Bir çiçek; çiçek tablası çiçek sapı çanak yaprak taç yaprak dişi organ ve erkek organdan oluşur. Çiçek sapı; çiçeği dala bağlar ve madde iletimi sağlar. Çiçek tablası; çiçeğin diğer organlarının dizildiği geniş bölümdür. Çanak yapraklar; en dışta bulunur.Çiçeği tomurcuk halindeyken dış etkilerden korur. Yeşil renklidir. Fotosentez yapar. Taç yapraklar; renkli ve kokulu olduklarından böceklerin ilgisini çeker. color=red]Tozlaşmada[/color] yardımcı olur. Erkek organlar; taç yaprakların iç kısmına dizilidir. Sayıları fazladır. Başçık ve sapçık olmak üzere iki bölümden oluşur.Başçık şişkin bölümdür. Polen adı verilen erkek üreme hücreleri buradadır. Sapçık başçığı taşır. Dişi organ; çiçeğin ortasında bulunur.Dişi organ dişicik tepesi dişicik borusu ve yumurtalık olmak üzere üç bölümden oluşur.Dişicik tepesi polenleri tutmaya yarayan yapışkanımsı ve nemli kısımdır.Dişicik borusu dişicik tepesi ile yumurtalık arasında kalan kısımdır.Yumurtalık; dişi organın şişkinleşmiş alt bölgesidir.Burada yumurta ana hücresi bulunur. Yumurtalık döllenmenin gerçekleştiği yerdir.Döllenmeden sonra oluşan döllenmiş yumurta gelişerek tohumu oluşturur.Yumurtalık da gelişerek meyveyi meydana getirir. Çiçeğin Görevi: Çiçeğin asıl görevi bitkinin üremesini sağlamaktır. Tozlaşma ile başlayan üreme dönemi tohum oluşana kadar devam eder ve tohumların etrafa yayılması ile sona erer. Tozlaşma:Polen tanelerinin erkek organ başçığından herhangi bir aracı ile dişi organın tepeciğine taşınması olayıdır.Tozlaşmaya - sıcaklık - rüzgar - canlılar ( böcekler kuşlar insanlar) - su aracılık eder. Döllenme:Yumurtalıktaki tohum taslakları içindeki yumurta hücresi ve polen taneleri içindeki erkek üreme hücresinin birleşmesne döllenme denir. Dişi organın tepeciğine ulaşan polen burada çimlenir.Polen çekirdeklerinden biri polen tüpünü oluşturarak yumurta hücresine kadar uzanır.Yumurta hücresi ile polen çekirdeği kaynaşır ve zigot oluşur..Bu üreme şekli eşeyli üremedir. Gelişme:Döllenme sonucu oluşan zigot bölünmelerle embriyoyu oluşturur. Embriyo etrafındaki hücreler de besin depo ederek çeneği meydana getirir.Böylece tohum meydana gelir.Bir tohumun yapısı üç kısımdan oluşur. a) Kabuk b) Besi doku(çenek) c) Embriyo a) Kabuk:Embriyoyu dış etkilere karşı korur. b) Besin Doku( çenek ) :Embriyonun beslenmesini sağlayan dokudur.Embriyo yeşil yaprak oluşturup fotosentez yapacak hale gelene kadar çenekten beslenir. c) Embriyo :Zigotun gelişmesi ile oluşur.Embriyo da gelişerek kökü yaprakları ve gövdeyi oluşturur. Tohumun Çimlenmesi:Tohumun içindeki embriyonun uygun koşullarda gelişemsine ÇİMLENME denir.Tohumun çimlenmesi için - Su (nem) - Oksijen - Sıcaklık gerekir. Tohum çimlenme süresince solunum yaptığı için oksijen gereklidir.Su tohumun kabuğunu çatlatır ve enzimlerin çalışması için gereklidir. Sıcaklık da enzimlerin etkin olabilmesi için şarttır. UYARI:Bir bitkinin büyümesi için su ışık ve yeterli sıcaklık gereklidir.Fakat tohumun çimlenmesi için ışık gerekli DEĞİLDİR. Çeşitli meyve türleri soylarını sürdürebilmek için farklı meyve ve tohumlara sahiptir.Bu meyve ve tohumlar canlılar için besin olur.Canlılar fasulye bezelye ayçiçeği fıstık gibi bitkilerin tohumunu; çilek elma dut ve üzümün de meyvesini tüketir. Ayrıca bitkiler boya yapımı tekstil gübre ve ilaç sanayi kağıt yapımı yağ sanayi parfümeri ve kozmetik yapımında lif ve zamk yapımında kullanılır. ORGANİK TARIM ( EKOLOJİK TARIM) Son yıllarda tarım ilaçları ve gübrelerin bilinçsizce kullanımı insan sağlığını tehdit edecek kalitesiz ürünlerin çıkmasına neden olmuştur.Bu olumsuz etkilerin ortadan kaldırılması amacıyla kimyasal gübre ve tarım ilaçlarının hiç kullanılmaması ya da çok az miktarda kullanılması bunların yerine aynı görevi yapan organik gübre kullanılan organik tarım sistemi geliştirilmiştir. Organik tarımla toprağı ve su kaynaklarını kirletmeden çevre bitki hayvan ve insan sağlığını korumak mümkündür. - Toprağın yapısını korumak - Doğal bitki örtüsünü korumak - Hayvan topluluklarını korumak - Çölleşemeyi engellemek - Toprağın verimini korumak - yeterli miktar ve iyi kalitede gıda üretmek - Her türlü kirliliği önlemek - Tarımsal ilaçların canlılar üzerinde yarattığı tehditleri ortadan kaldırmak organik tarımın amaçları arasındadır. TÜRKİYE'DE ORGANİK TARIM Avrupalı firmalar ekolojik tarımdaki gelişmelere uygun olarak Türkiye'deki firmalardan ekolojik ürün talebinde bulunmuş ve 1984-1985 yıllarında yurdumuzda ekolojik tarım başlamıştır.Bu yıllarda ihraç ürünlerimizden olan kuru üzüm ve kuru kuru incir üretimi Ege Bölgesi'nde organik tarım ile üretilmiştir. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı çeşitli kurum ve kuruluşların işbirliği ile yönetmelik hazırlama çalışmalarına başlamış ve "Bitkisel ve hayvansal Ürünlerin Organik Metotlarla Üretilmesine İlişkin Yönetmelik" 24 Aralık 1994 tarih ve 22145 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürülüğe girmiştir.