Başta İslam’ın şu prensibini bilmekte fayda vardır: Herhangi bir mesele ile ilgili bir âlimin bütün söz ve yazılarını bir arada değerlendirmek zorundayız. Âlimlerin sözlerinin hepsi bir araya getirilerek incelenmelidir ki mutlak olanı, şarta bağlı (mukayyed) olanından; kapalı (mücmel) olanı, ayrıntılarıyla açıklanmış (müfesser) olanından ayırt edilebilsin. Nasıl ki Kur’an ve Sünnet’ten herhangi bir mevzuyu araştırırken mevzu hakkında varid olan nasları bir bütün olarak değerlendirmek gerekiyorsa, aynı şekilde âlimlerin sözlerini de bir bütün olarak değerlendirmek gerekiyor. Onların sözlerinin durumu da şer’î nasların durumu gibidir (bir araya getirilerek karşılaştırılmalıdır). Bu, âlimlerce ittifak edilmiş bir husustur. Bu kurala riayet etmeden, âlimlerin sözlerinden veya eserlerinden alıntı yapıp kaynak göstermek, onları istismar etmekten başka bir şey olmayacaktır. Şimdi, bazılarının göremedikleri veya görmek istemedikleri merhum Cemaleddin Hocaoğlu (Kaplan)’ın mehmetçikler(!) ve askerlik hakkındaki sözlerini aktaralım: „Yasin-i Şerif Tefsiri“ adlı eserinde merhum Cemaleddin Hocaoğlu (Kaplan) şöyle diyor: „İşte mehmetçikler ve vatan evladı Allah’ın değil, putun askerleri olacaklar!“ „Mehmetçikler Cundullah değil, Allah askerleri değil, Beton Kemal’in askerleridir...“ (Yasin-i Şerif Tefsiri, sayfa 188-189, Merhum Emîr’ülMü’minîn ve Halîfet’ül-Müslimîn Cemaleddin Hocaoğlu Kaplan-) demek, ona ibadet etme demektir. Bu noktaya parmağınızı basın. Şeytana itaat etme demek, ona ibadet etme demektir. Biz Allah’a itaat ediyoruz, Peygambere de itaat ediyoruz. Fakat her itaat ibadet midir? Evet, her itaat ibadettir. Nasıl? Allah’ın izni varsa, o ibadettir. Annemize babamıza itaat ediyoruz. Bu da bir ibadettir, ama kime? Allah’a ibadettir. Çünkü Allah izin vermiştir. İslam, „Meşru olan yerlerde annenizebabanıza itaat edeceksiniz!“ demektedir. Ulu’l-Emr’e de iaat edeceksiniz. Bu da ibadettir. Kime? Ulu’lEmr’e değil, Allah’a ibadettir. Niye? Çünkü O izin vermiştir, O emir vermiştir. Rabb’imiz öyle buyuruyor: Sizden olan emir sahiplerine itaat edeceksiniz! Ulu’l-Emr’e itaat ettiğiniz takdirde bana itaat etmiş olursunuz. Bana olan itaat da ibadettir! Benim iznim olmadan, hele hele benim emrime muhalif, benim emrime aykırı emirler veren, hükümler koyan kişilere, çevrelere, müesseselere itaat ederseniz, işte onlara ibadet etmiş olursunuz!.. Bugün hususiyle Türkiye’deki rejime itaat, o rejime ibadet demektir. Bu rejim taban tabana Şeriat’a zıttır! Allah’ın bir emri şöyle dursun, taban tabana İslam’a zıttır. Böyle bir rejime siz kalkar itaat ederseniz, ne yapmış olursunuz? Allah korusun, ona ibadet etmiş olursunuz, o rejimi tesis edene iabdet etmiş olursunuz, dolayısıyla şeytana ibadet etmiş olursunuz!“ (Yasin-i Şerif Tefsiri, sayfa 162-163, Merhum Emîr’ülMü’minîn ve Halîfet’ül-Müslimîn Cemaleddin Hocaoğlu Kaplan-) „7’den 70’e Askeriz“ adlı konuşmasında merhum Cemaleddin Hocaoğlu (Kaplan) Saf Suresi’nin son ayetini tefsir ederken şöyle diyor: „Allah (c.c.) diyor ki; Ey iman etmiş olanlar! Madem ki benim varlığıma, Peygamberim Hz. Muhammed (s.a.v.)’in hak olduğuna, kitabımın Kur’an olduğuna, sisteminizin Şeriat olduğuna inanıyorsunuz, o halde beni dinleyiniz; Benim askerlerim olacaksınız, M. Kemal’in değil, küfrün kâfirin değil, Demokrasi’nin değil, Komünist sistemin değil. Erkek kadın hepinize söylüyorum, benim askerlerim olacaksınız!“ (7’den 70’e Askeriz, 13.11.1993, Merhum Emîr’ül-Mü’minîn ve Halîfet’ül-Müslimîn Cemaleddin Hocaoğlu -Kaplan-) Hiçbir ikrah (zorlama) olmadan, ellerine çantalarını alıp, tatile gider gibi tağuta itaat edip asker olmaya gidenler acaba kime ibadet etmiş olurlar?!.. Merhum Cemaleddin Hoca „Beyyineler 1“ adlı eserinde, „İnsanı Küfre Götüren Sözler“ başlığı altında M. Kemal’in sünnetinden ibaret olan cumhuriyetin getirdiği bayramlardan birine katılanların küfre girdiklerini ve nikahlarının bozulduklarını yazıyor. Buradan da anlaşılıyor ki, hiçbir ikrah (zorlama) olmadan küfür bayramlarına sadece katılmakla insan küfre düşüyorsa, ikrah olmadan tağuta askerlik yapanlar evleviyetle küfre düşer. Son olarak şunu diyoruz: Bir fetvanın meşru olup olmadığı ancak şer’î delillerle isbat edilir, başka hiç bir söze itibar edilmez! Onun için şer’î delillere dayanan bir fetvaya cevap veremeyip, âlimlerin sözlerini istismar edenlere aldanmayalım! „Sözü dinleyip de onun en güzeline uyanlar var ya, işte onlar Allah’ın hidayete erdirdiği kimselerdir. İşte onlar akıl sahiplerinin ta kendileridir.“ (Zümer, 18) Rabb’imiz (c.c.), bizlere Hakkı Hakk bilip Hakka tabi olmayı, bâtılı da bâtıl bilip bâtıldan ictinab etmeyi, bâtılla mücadele etmeyi, mukatele etmeyi ve bâtılı yıkıp, yerlebir edip yerine Hakkı hâkim kılmayı nasip etsin! (Amin!) Son sözümüz âlemlerin Rabb’i olan Allah (c.c.)’ya hamdolsun! -------------------------------------------------------------------------------www.ilimdiyari.com www.hakkhaber.com / www.hakktv.net Tağuti rejimlere itaat etme, onlara ibadet etme demektir! Merhum Cemaleddin Hocaoğlu (Kaplan) „Yasin-i Şerif Tefsiri“ adlı eserinde Yasin Suresi’nin 60. ayet-i celilesini tefsir ederken şöyle diyor: „Burada bir „ibadet“ meselesi geçiyor ve şeytana ibadet etmeyin deniliyor. Genelde duymamışsınızdır, görmemişsinizdir ki, insanoğlu kalksın da şeytana ibadet etsin, şeytan için namaz kılsın. Böyle bir şey pek vaki değildir. Ama Allah (c.c.) diyor ki, „Ben size demedim mi şeytana ibadet etmeyin?“ Bu nasıl olur? Ya Rabb’i, insanlar içerisinde şeytana ibadet eden pek görmedik, şeytana kul olan pek duymadık. Ya Rabb’i bu nasıl olur?.. Tefsirlere baktığınız zaman deniyor ki, şeytana itaat etme