Cuma Sohbetleri Çocuklarımıza iyi örnek olabiliyor muyuz? İslam’a göre evlenmenin en önemli gayelerinden biri de, sıcak bir yuva kurarak neslin devamını sağlamaktır. Çocuklarımız, Allah’ın bizlere bahşettiği en değerli hediyelerdir. Onların dünya hayatının ziyneti olduğu, iyi yetiştirilerek her çeşit kötü alışkanlıklardan muhafaza edilmesi gerektiği Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de bizlere bildirilmektedir. Nitekim Tahrim suresinin 6.ayetinde mealen şöyle buyrulmaktadır: “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. O ateşin başında gayet katı, çetin, Allah'ın kendilerine verdiği emirlere karşı gelmeyen ve kendilerine emredilen şeyi yapan melekler vardır.” Ne ekersek onu biçeriz! Her çocuk belirli bir yaşa gelinceye ve kişiliğini kazanıncaya kadar büyüklerine özenir, onları taklit eder. Taklit edeceği kişilerin başında annesi, babası, hocası gelir. Bunlar çocuğun gözünde güçlü, bilgili ve güvenilir insanlardır. Dolayısıyla çocuklarda, onlar gibi konuşma, onlar gibi davranma isteğinde bulunur. Özellikle anneler, çocuk gelişiminde çok önemli rol oynarlar. Bir düşünür öyle der: “eğitimli bir anne, yüz öğretmene bedeldir.” Peygamberimizin de buyurduğu üzere, dünyaya gelen çocuklar tertemiz, günahsız ve İslam fıtratı üzerine doğarlar. Yalan nedir, kavga nedir, hırsızlık-arsızlık nedir bilmezler. Onlar çevrenin ve eğitiminin katkısıyla ya bu şekilde tertemiz, dürüst, erdem sahibi kişiler olarak yetişecek ya da bozulacak, -maalesef- bu güzel yaratılışı kaybederek helali-haramı hiç hesaba katmayan, büyüğü-küçüğü tanımayan, bir davası ve gayesi olmayan biri olarak yetişecektir. Dolayısıyla, onun nasıl bir kişilik kazanacağı tamamen etrafındakilere bağlıdır. Günümüzde çocuklar üzerinde televizyon ve internetin çok büyük etkisi olduğunu da unutmayalım. Nitekim bu hususa işaret etmek üzere eğitim ve güzel ahlakta rehberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır: “ Her doğan, İslam fıtratı üzerine doğar. Sonra anne-babası onu ya Hristiyan, ya Yahudi, ya da Mecusi yapar.” (Buhari, Cenaiz, 92) Bu hadisi şerife göre bir ebeveyn olarak, bir öğretmen ve yönetici olarak evlatlarımıza karşı büyük sorumluluklarımız ortaya çıkmaktadır. Kanaati acizaneme göre, onlara karşı en büyük görevimiz iyi bir örnek, güzel bir model olabilmektir. Geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin nasıl olmasını istiyorsak, onlara o şekilde yol göstermeliyiz. Bunu da sözle değil, davranışlarımızla ortaya koymalıyız. Mesela, çocuğunun sigara bağımlısı olmasını istemeyen bir baba, kesinlikle sigara kullanmamalıdır. Aynı şekilde, çocuğunun doğru-dürüst biri olmasını isteyen baba da, asla hile ve yalana tevessül etmemelidir. Evladının namaz kılmasını, haktan adaletten ayrılmamasını isteyen bir baba önce bunları kendisi yaparak evladına örnek olmalıdır. Aksi takdirde, sözlü olarak yapacağımız tavsiyelerin hiçbir faydası olmayacaktır. En güzel örneğimiz Peygamberimiz de hayatı boyunca bizlere böyle yol göstermişlerdir. Yani önce kendileri yaşamışlar, sonradan ashabına tavsiyede bulunmuşlardır. Hz. Peygamberin eğitim metodu böyledir. Çocuklarımızı güzel terbiye ile yetiştirmenin önemi konusunda şöyle buyurmuşlardır: “Hiçbir baba çocuğuna güzel terbiyeden daha değerli bir miras bırakmış olamaz.” (250 Hadis, 204) Demek ki, çok sevdiğimiz evlatlarımıza bırakabileceğimiz en güzel miras, dini ve ahlaki değerlerimizdir; milli ve manevi değerlerimizle onları yetiştirebilmektir. Zira, dünya malı kısa sürede tükenip gider. Ama iman ve güzel terbiye hem tükenmeyen bir hazine, hem de sahibine, anne ve babaya öldükten sonra bile fayda sağlayacak bir sadaka-i cariyedir. Yüce Rabbimiz, çocuklarımıza daima sağlık ve afiyetler nasip eylesin. Onları Kur’an yolunda daim eylesin. Ömürlerini uzun, rızıklarını bereketli eylesin. Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi onların ve hepimizin üzerine olsun. Cumanız mübarek olsun. 14/02/2014 Mustafa NURGÜN Devrek Müftüsü