Şizofreni

advertisement
ŞİZOFRENİ
IÇERIK
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Şizofreni Tanımı
DSM-V Göre Tanılama
Tarihçe
Epidemiyoloji
Etiyoloji
Klinik Belirti ve Bulgular
Pozitif Negatif Belirtiler
Gidiş ve Sonlanım
Tedavi
Hemşirelik Bakımı
ŞİZOFRENİ
Genellikle 18- 45 yaş arasında
başlayan, düşünce, algılama,
hareket, duygulanımda ve kişiler
arası ilişkilerde bozulma, mesleki
ve sosyal işlevsellikte gerilemeye
neden olan kronik seyirli bir
psikiyatrik bozukluktur.
TARİHÇE
• Orta Çağ’da şeytana tutulmuş olarak adlandırılanların
büyük çoğunluğu şizofrenlerdir.
• Morel ‘Dementia Praecox’ (erken bunama).
• Hecker (1871) hebefreniyi, Kahlbaum (1874) katatoniyi,
Kraepelin paranoid ve basit tipleri tanımlamışlardır.
• Eugen Bleuler literatürde ilk kez ‘Dementia Praecox’
yerine zihin yarılması anlamına gelen ‘Şizofreni’ terimini
kullanmıştır.
" Şizo " (schizein) (Bölünme) + "frenos" (phren) (Akıl)
DEVAMI….
• Bleuler tüm şizofreni hastalarında dört temel belirtinin
olduğunu öne sürmüştür.
Bu belirtiler 4A belirtisi olarak tanımlanmıştır:
• Otizm (autism): Gerçeklikten çekilme ve fantastik bir
dünyada yaşama eğilimi
• Ambivalans: Birbirine zıt duygu ve düşüncelerin,
eğilimlerin olması
• Affektif Bozukluklar: Duyguların uygunsuzluğu, küntlüğü
• Asosiyasyon Bozuklukları: Düşünce ve çağrışımlarda
çözülme
EPİDEMİYOLOJİ
Erişkinlerdeki prevalansı %0.3 ile %1.5
arasında değişmektedir.
Hastalığın başlama yaşı erkeklerde
15-25, kadınlarda 25-35’dir.
ETİYOLOJİ
1- Genetik Etkenler
2- Çevresel Etkenler
3- Nörokimyasal Etkenler
•
•
•
•
•
Dopamin
Seratonin
Glutamat
Gama Aminobütirik Asit (GABA)
Östrojen
4- Beyin Görüntüleme Bulguları
5- Nörogelişimsel Varsayım
6- Nörodejeneratif Varsayım
1- GENETİK ETKENLER
Şizofreni hastalarının ailelerinde bu hastalığın görülme
sıklığı toplum ortalamasından belirgin düzeyde
yüksektir.
Sağlıklı aileler tarafından evlat edinilen ancak biyolojik
annesi şizofreni hastası olan çocuklarda şizofreni
görülme olasılığının daha fazla olduğu bulunmuştur.
Tek yumurta ikizlerinin birinde şizofreni görülmesi
durumunda diğerinde de şizofreni ortaya çıkma
olasılığı %50 olarak tespit edilmiştir.
Anne ya da babası şizofreni olan birinin yaşam boyu
şizofreniye yakalanma olasılığı %13’tür.
Hem annesi hem de babası şizofreni olan birinin
yaşam boyu şizofreniye yakalanma olasılığı %35- 40
dolaylarındadır.
Şizofrenisi olan kişilerin birinci derecede biyolojik
akrabalarında şizofreni ortaya çıkma olasılığı, genel
topluma göre 10 kat daha yüksektir.
2- ÇEVRESEL ETKENLER
Stres yaratan yaşam olayları (Doğal afetler, kayıp…)
Göç
Sosyo-ekonomik durum (Düşük sosyo-ekonomik durum)
Mevsimsellik (Yapılan araştırmalarda şizofren hastaların
daha çok ilkbahar aylarında doğdukları saptanmıştır.)
3- NÖROKİMYASAL ETKENLER
Dopamin:
Dopamin haraket denetimi, zevk ve
acıyı duyma gibi tepkiler ile ilgili beyin
süreçlerinde yer alan önemli bir
nörotransmitterdir.
Dopaminerjik sistem, birçok nörolojik
ve psikiyatrik hastalığın belirtilerine
zemin hazırlayabilmesi açısından da
önemlidir.
DEVAMI…
Beyinde beş dopamin yolağı bulunmaktadır.
Bunlar;
• Mezolimbik,
• Mezokortikal,
• Nigrostriatal,
• Tuberoinfundibular
• Talamusu uyaran dopamin yolağıdır.
DEVAMI…
Şizofrenide subkortikal yapılarda aşırı dopamin
etkinliği, prefrontal kortikal yapılarda ise azalmış
dopamin etkinliği olduğu belirlenmiştir.
Subkortikal mezolimbik dopamin yayılımındaki aşırı
etkinlik pozitif belirtilere,
Mezokortikal
dopamin
yayılımın
etkinliğindeki
azalmanın ise negatif belirtilere ve bilişsel kayıplara
yol açmaktadır.
Seratonin:
Şizofrenide serotonerjik ve dopaminerjik sistemler ile
ilişkili bozukluklar birbirinden bağımsız süreçlerden çok
iki
sistem
arasındaki
dinamik
etkileşimlerle
açıklanmaktadır.
DEVAMI….
Serotonin çeşitli beyin bölgelerinde farklı etkiler
ortaya çıkararak dopamin nöronları üzerinde
düzenleyici bir etki göstermektedir.
Bu etki bir taraftan ekstrapiramidal yan etki riskinin
azalmasına yol açarken, diğer taraftan da atipik
antipsikotiklerin
negatif
belirtilere
etkisini
düzenlemektedir.
DEVAMI…
Glutamat:
Glutamat, beyinde neredeyse tüm nöronları uyarma
yeteneğine sahip bir nörotransmitterdir.
N-metil-D-aspartat reseptör kanalı antagonisti olan
fenilsiklidinin sağlıklı kişilere verilmesinin şizofreni benzeri
bir sendroma yol açtığı bildirilmiştir.
Bu kişilerde paranoya, ajitasyon, işitme varsanıları gibi
pozitif; apati, toplumdan çekilme, dikkatte azalma
gibi negatif belirtilere görülmüştür.
Gama Aminobütirik Asit (GABA):
Şizofrenide GABA ile ilgili bulgular kortikal GABAerjik
ara nöronlarda azalma, prefrontal kortekste GABA-A
reseptör yoğunluğunda artma, hipokampusta GABA
gerialım bölgelerinde azalma olarak sıralanabilir.
Östrojen:
Yapılan çalışmalarda kadınların östrojen seviyelerinin
düştüğü premenstürasyon döneminde psikotik atak
sayılarının arttığı, östrojen seviyesinin yüksek seyrettiği
gebelik döneminde kronik psikozların düzelme
gösterdiği bulunmuştur.
Östrojenin antidopaminerjik etkisi sayesinde kadınların
şizofreniye karşı korunduğu düşünülmektedir.
4- BEYİN GÖRÜNTÜLEME BULGULARI
Şizofreni hastalarındaki fonksiyonel
manyetik rezonans (fMRI) ile yapılan
beyin devrelerinin görüntülemeleri,
biliş ve duyguyla bağlantılı beyin
bölgelerindeki anormal bilgi işleme
sürecini ortaya çıkarmaktadır.
DEVAMI…
• Yapılan beyin çalışmalarında şizofreni hastalarında
normal kontrole göre serebro spinal sıvı volümü %7
oranında artış gösterdiği,
• Tüm beyin, beyaz ve gri madde hacimleri %2-3
oranında daha düşük olduğu,
• Ventrikül hacminde artma olduğu tespit edilmiştir.
Lateral ventriküllerdeki genişleme arttıkça negatif ve
bilişsel belirtilerin arttığı tespit edilmiştir.
5-NÖROGELİŞİMSEL VARSAYIM
Nörogelişimsel varsayıma göre, şizofreninin beynin
gelişimi sırasında oluşmaya başlayan bir bozukluk
olduğu ileri sürülmektedir.
Nöronal gelişimin erken dönemlerinde beyin
maturasyonunu etkileyen bazı patolojik süreçlerin
etkisiyle beyin hasarı oluşmaktadır.
6- NÖRODEJENERATİF VARSAYIM
Nörodejeneratif kurama göre hastalık başladıktan
sonra beynin belli bölgelerinde dejenerasyon
olmakta, bu da klinik olarak kötüleşmeye eşlik
etmektedir.
Şizofreninin
negatif
belirtilerinin
hastalığın
ilk
dönemlerinde pek fazla görülmemesi ya da hafif
olması, hastalık kronikleştikçe negatif belirtilerin
şiddetlenerek ön plana geçmesi bu kuramı
desteklemektedir.
KLİNİK BELİRTİ VE BULGULAR
Şizofreni için tanı koydurucu tek bir belirti yoktur; kişinin
algılamasını, düşüncesini, duygularını, hareketlerini,
dikkatini, yargılamasını etkileyen bir hastalıktır.
Öğrenme, kendine bakım, çalışma, insan ilişkileri ve
yaşam becerileri gibi birçok işlev alanında
yetersizliklere neden olarak, iş ve toplumsal
yaşamında sorunlara yol açabilir.
Tanı için DSM-V, ICD-10 tanı kriterleri kullanılmaktadır.
1- GENEL GÖRÜNÜM VE DAVRANIŞ
Şizofreni çok değişik belirtiler gösteren
bir hastalık olduğundan tipik bir genel
görünüm tanılanmaz.
Hastaların çoğunda ilgisiz, donuk ve
çekingen görünüm hakimdir.
Kronik seyirli hastalarda bakımsız ve
dağınık görülebilirler.
2- KONUŞMA VE ILIŞKI KURMA
Şizofrenik bozukluğun ağırlığına, dönemine göre
konuşma ve ilişki kurmada değişiklikler görülür.
Ses tonu tek düze olabilir, duygularını belli
edemeyebilir.
Alınan ilaçların yan etkilerine bağlı olarak sözcükleri
yuvarlayarak konuşma, konuşma güçlükleri görülebilir.
Kendi kendine konuşma, konuşmada düzensizlik,
dağınıklık, stereotipi, çocuksuluk, mutizm görülebilir.
3- DUYGULANIM
Şizofrenide
duygu
azalması
ve
küntlüğü
görülebilmektedir.
Bireylerin olaylara duygusal tepkisi az ya da yoktur,
hastalar vurdumduymaz, aldırmaz, duygusuz gibi
görülebilirler.
Ancak bu belirtiler hastaların duygusuz olduğunu, acı
çekmediğini, sıkıntılarının olmadığını göstermez.
Kimi vakalarda da acayip, yersiz anlamsız gibi görünen
gülme, ağlama, taşkınlık ve duygulanımda uygunsuzluk
(affective disharmony) görülebilmektedir.
4- BILIŞSEL (COGNITIVE) YETILER
• Bilinç, Yönelim, Bellek: Şizofrenide bilinç
ve yönelim genellikle yerindedir.
Zekada belirgin gerileme olmasa da
soyutlama yetisinde zayıflamanın ve
belirgin yıkımın görüldüğü hastalarda
mental retardasyon izlenimi verebilirler.
DEVAMI…
• Algılama: Şizofrenide önemli algı bozuklukları olur.
Dikkatleri çabuk dağılır. Bu nedenle algıda azalma
çevreye ilgide azalma olabilir.
Paranoid özelliklerin görüldüğü
hastalarda
ise
algı
artması
görülebilmektedir.
DEVAMI…
• Varsanı
(halüsinasyon)
ve
yanılsamalar (illüzyon) şizofrenide sık
görülmektedir.
• Varsanılar hastaların davranışlarını,
tutumlarını etkiler.
• Şizofreni
hastalarında
ayrıca
depersonalizasyon ve derealizasyon
algıları da görülebilmektedir.
5- DÜŞÜNCE
• Düşünce sürecinde/ biçiminde bozukluk:
Düşüncenin
hızında,
amaca
uygunluğunda,
çağrışımların düzeninde bozukluklar gözlenebilir.
Hastanın kendine özgü dil kullanımına bağlı uydurma
sözcükler olabilir.
• Düşünce içeriğinde bozukluk:
Şizofrenide görülen en temel düşünce içeriği bozuklukları
sanrılardır (hezeyan).
Sanrıların dışında hipokondriyak, mistik uğraşlar, çeşitli
saplantılar (obsesyonlar) da sık görülmektedir.
6- HAREKET
• Genel davranış ve harekette en sık ve önemli belirti
ağır ilgisizlik, istekli eylemin azlığı (avolition) ve
toplumdan çekilmedir.
• Bu belirtilerin yanı sıra kimi hastalar,
kendisine komut verildiğinde hemen
yerine getirirler.
• Stereotipi, manyerizm (garip yüz
hareketleri),
katatoni,
katatonik
eksitasyon görülebilir.
7- BEDENSEL VE FIZYOLOJIK BELIRTILER
• Aşırı yemek yeme kilo alma- yememe zayıflama
• Uyku- uyanıklık düzeninde bozulma
• Cinsel isteksizlik ve güçsüzlük
Pozitif Belirtiler
Negatif Belirtiler
Duygusal
alanda düşüş
Dilde
yoksulluk
İlgide azalma
Dilsel yeteneği
kaybetme
POZİTİF BELİRTİLER:
 Düşünce Bozuklukları (Sanrılar)
 Algı Bozuklukları (Varsanılar)
 Duygulanım Belirtileri
 Hareket ve Davranış Alanındaki
Anormallikler
NEGATİF BELİRTİLER
•
•
•
•
•
Düşünce İçeriğinde Fakirleşme
Avolüsyon (Kalkışamama)
Anhedoni
Afekt Küntleşmesi
Kendine Bakımın Bozulması
GİDİŞ VE SONLANIM
OLUMLU
OLUMSUZ
Başlangıç yaşı
Geç
Erken
Cinsiyet
Kadın
Erkek
Medeni durum
Evli
Bekar
Hastalık öncesi uyum
İyi
Kötü
Ailede şizofreni öyküsü
Yok
Var
Psikososyal destek
Var
Yok
Klinik belirtiler
Pozitif Belirtiler
Negatif Belirtiler
Duygudurum belirtileri
Var
Yok
Obsesyon/kompulsyonlar
Yok
Var
Nörolojik bulgular
Yok
Var
Yapısal beyin anomalisi
Yok
Var
Aktif dönem
Kısa
Uzun
Gidiş
Epizodik
Kronik
ŞİZOFRENİ AÇILIMI KAPSAMINDA VE
PSİKOZLA GİDEN DİĞER
BOZUKLUKLARIN DSM-V
TANILAMASI
1. Şizotürü(şizotipal) Kişilik Bozukluğu
2. Sanrılı Bozukluk
3. Kısa Psikoz Bozukluğu
4. Şizofrenimsi (Şizofreniform) Bozukluğu
5. Şizofreni
6. Şizoduygulanımsal (Şizoaffektif) Bozukluğu
7. Maddenin/İlacın Yol Açtığı Psikoz Bozukluğu
8. Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı Psikoz Bozukluğu
9. Katatoni
a) Başka Bir Ruhsal Bozukluğa Eşlik Eden Katatoni
(katatoni Belirleyicisi)
b) Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı Katatoni Bozukluğu
c) Belirlenmemiş Katatoni
10. Tanımlanmış Diğer Bir Şizofreni Açılımı Kapsamında
ve Psikozla Giden Diğer Bozukluklar
11. Tanımlanmamış Şizofreni Açılımı Kapsamında ve
Psikozla Giden Diğer Bozukluk
1- ŞIZOTÜRÜ(ŞIZOTIPAL) KIŞILIK
BOZUKLUĞU
Şizotipal kişilik bozukluğunda;
(a)Davranış ve görünümde acayiplik,
(b)Kişilerarası ilişkilerde yüzeyellik, çekingenlik,
(c)Duygulanımda soğukluk, ilgilerde kısıtlılık
(d)Gerçek sanrı derecesine varmamış, acayip, fantastik,
otistik düşünceler,
(e)Cinsel, saldırgan dürtülerle, sakat kalmakla ilgili düşünce
saplantıları
(f)Depersonalizasyon, derealizasyon,
(g)Fazla dağınık ve karışık olmamakla birlikte müphem,
stereotipik düşünceler,
(h)Zaman zaman sanrı taslakları, yanılsamalar, varsanılar ile
belirli tam oluşmamış psikoz durumlarının ortaya çıkması.
***Çok sık olmamakla birlikte şizofreniye dönüşebilir.
2. SANRILI BOZUKLUK
Sanrılı bozukluğun başlıca özelliği, en az bir ay süreyle,
bir ya da birden çok sanrının varlığıdır.
Genellikle işlevsellikte çok ciddi bir bozulma olmaz
ancak toplumsal işlevsellikte düşme ve toplumdan
çekilme sanrısal inanışlara bağlı olarak görülebilir.
En sık görülen alttürü kötülük görme türüdür.
(Erotomani, grandiyöz, kıskançlık, kötülük görme,
bedensel türde alt tipleri vardır)
3. KISA PSIKOZ BOZUKLUĞU
Sanrı, varsanı, darmadağın konuşma… gibi pozitif psikoz
belirtilerinden en az birinin birden başlaması ve en az bir
gün, ancak bir aydan daha kısa bir süre sürdükten sonra,
hastalık öncesi işlevsellik düzeyine geri dönülmesidir.
• Sonlanımı iyidir.
• Hastalık kısa sürse de, işlevsellik çok düşebilir.
Bu belirtiler doğum sonrası dört hafta içinde ortaya
çıkmışsa ‘doğum sonrası başlayan’ belirleyicisi kullanılır.
4. ŞIZOFRENIMSI (ŞIZOFRENIFORM)
BOZUKLUĞU
Şizofrenimsi bozukluğun özellikleri şizofreni ile aynıdır
ancak hastalık süresi ve işlevsellikte değişiklik vardır.
Şizofreni benzeri bulguların en az 1 ay, en fazla 6 ay
sürmesi ile karakterizedir.
Toplumsal ya da işle ilgili işlevsellikte bir düşme olması
gerekmez.
5. ŞIZOFRENI
(1)Sanrı,
(2)Varsanı,
(3)Darmadağın konuşma,
(4)İleri derecede dağınık davranış ya da katatoni,
(5)Negatif belirtiler
Bu belirtilerin iki ya da daha fazlasından her biri, bir aylık
bir sürenin önemli bir kesiminde bulunur.
Bu belirtilerden en az bir tanesi, ilk üç maddeden biri
olmalıdır.
Bu bozukluğun süregiden bulguları en az 6 ay sürer
DEVAMI….
Bu bozukluğun başlangıcından beri geçen zamanın
önemli bir kesiminde, iş, kişiler arası ilişkiler ya da
kendine bakım gibi, bir ya da birden çok ana alanda
işlevsellik düzeyi, bu bozukluğun başlangıcından önce
erişilen düzeyin belirgin olarak altındadır.
6. ŞIZODUYGULANIMSAL
(ŞIZOAFFEKTIF) BOZUKLUĞU
Sanrı, varsanı,
darmadağın konuşma,
ileri derecede dağınık
davranış ya da negatif
belirtilerden en az
ikisinin bir aylık bir
sürenin önemli bir
kesiminde bulunması
gerekmektedir.
Depresyon ya da mani
dönemleri gibi
duygudurum
belirtilerinin, hastalığın
toplam süresinin büyük
bir kesiminde görülmesi
gerekmektedir.
DEVAMI…
Şizoduygulanımsal bozukluğu, psikoz özellikleri gösteren
depresyon ya da bipolar bozukluktan ayırmak için,
Duygudurum bozukluğu dönemleriyle (depresyonmani) giden bir hastalık sırasında, bu dönemler dışında
en az iki hafta süreyle sanrılar ya da varsanılar
bulunmalıdır.
DEVAMI….
Şizoduygulanımsal bozukluğun süresi en az bir aydır.
Ancak kesintisiz hastalık dönemi yıllarca sürebilir.
Bu tanıyı alan hastalar, daha sonra, sadece majör
depresyon, bipolar bozukluk tanısı alabilecekleri gibi,
şizofrenimsi bozukluk geçirip şizofreni tanısı da
alabilirler.
*İkiuçlu (bipolar) türü, depresyon türü olmak üzere iki
türü vardır.
7. MADDENIN/İLACIN YOL AÇTIĞI
PSIKOZ BOZUKLUĞU
Sanrı ya da varsanıların biri ya da her ikisinin,
Madde- ilaç entoksikasyonu,
Yoksunluğu,
Alınımından az bir zaman sonra gelişmesidir.
*Bu bozukluk deliryum gidişi sırasında ortaya
çıkmamaktadır.
*İş, toplumsal ya da diğer işlevsellik alanlarında
belirgin kayba neden olmaktadır.
8. BAŞKA BIR SAĞLIK DURUMUNA
BAĞLI PSIKOZ BOZUKLUĞU
Başka bir sağlık durumuna bağlı psikoz bozukluğunun
başlıca özellikleri, başka bir sağlık durumunun fizyoloji
ile ilgili etkilerine bağlı ve başka bir ruhsal bozuklukla
daha iyi açıklanamayan belirgin sanrı ya da
varsanılardır.
Bu bozuklukta işlevsel yeti yitimi ağır olur, ancak bu
durum sağlık sorununun türüne göre önemli ölçüde
değişiklik gösterir ve altta yatan durumun başarıyla
tedavi edilmesiyle birlikte iyileşme eğilimi gösterebilir.
9. KATATONI
 Stupor (Çevreyle etkin bir biçimde ilgilenmeme),
 Katalepsi (yerçekimine karşı edilgin bir konum alma),
 Balmumu esnekliği
 Mutizm
 Negativizm (Yönerge ya da dış uyaranlara karşı gelme ya da hiç tepki
göstermeme)
 Postür bozukluğu
 Mannerizm
 Basmakalıp davranışlar
 Ajitasyon,
 Grimas(yüzünü buruşturma),
 Ekolali,
 Ekopraksi , gibi tanı ölçütlerinde yer alan 12 psikodevinsel özelliğin üç
ya da daha çoğunun bulunması ile tanımlanmaktadır.
***Bu duruma Başka Bir Ruhsal Bozukluk ya da Sağlık Durumu sebep
olabilir.
Örn: Major depresyon bozukluğuna eşlik eden katatoni
TEDAVİ
• Farmakolojik tedavi
•
•
•
•
Birinci kuşak antipsikotikler
İkinci kuşak antipsikotikler
SSRI grubu ve diğer antidepresanlar
Antikolinerjik ilaçlar
• Elektro-Konvülsif Tedavi (EKT)
• Psikoterapi
• Aile psikoterapisi
BİRİNCİ KUŞAK ANTİPSİKOTİKLER
•
•
•
•
Klorpromazin(Largactil),
Mesoridazin (lidanil),
Trifluoperazin(stilizan),
Haloperidol(nörodol),
İKINCI KUŞAK ANTIPSIKOTIKLER
(ATIPIKANTIPSIKOTIKLER)
•
•
•
•
•
•
Klozapin (leponex),
Olanzapin (zyprexa),
Risperidon (risperdal),
Ketiapin (seroquel),
Ziprasidon (zeldox),
Aripiprazol (abilify),
ANTIKOLINERJIK ILAÇLAR
Gerek birinci kuşak gerekse ikinci kuşak antipsiktiklerin
akatizi, tremor, akut distoni… gibi yan etkilerini
gidermek için kullanılır.
Akineton
ELEKTRO-KONVÜLSIF TEDAVI
İlaç sağaltımına sınırlı yanıt veren
olgularda EKT uygulaması yararlı
olabilir.
İlaçlara dirençli, çok ajite, intihar
düşünceleri olan ya da katatonik
hastalarda kullanılabilir.
PSIKOTERAPI
Destekleyici psikoterapi ve kognitif davranışçı terapi
en çok kullanılan yöntemlerdir.
Tek başına şizofreni tedavisi için yeterli değildirler.
HEMŞİRELİK BAKIMI
TANI
VERİLER
Bilgi
1.Hastanın
eksikliği tanı,tedavi
ve
ilaçlarıyla
ilgili
kendisinin
ve ailesinin
yeterli
bilgiye
sahip
olmaması
2.Hastanın
servisin
işleyişi
hakkında
bilgi sahibi
olmaması
HEDEF
GİRİŞİMLER
1.Ailenin ve
hastanın tanı
tedavi ve ilaçlarla
ilgili
bilgilendirilmesine
yardımcı olmak
2.Hastanın servise
oryante olmasını
sağlamak
1.Ailenin hastalık hakkındaki
bilgi düzeyi belirlenecek.
2.Aileye hastalık süreci
hakkında bilgi verilecek.
3.Ailenin doğru bilgiye
ulaşması sağlanacak.
4.Hastanın tedavi planı
hastaya açıklanacak.
5.Servisin işleyişi (kalkış-yatış
saatleri, yemek
saatleri,sigara-çay
saatleri,servis kuralları,ziyaret
günleri,telefon saatleri...)
hakkında hasta
bilgilendirilecek.
TANI
VERİLER
AMAÇ
GİRŞİMLER
Kendine
bakımda
yetersizli
k
1.Banyo
yapmayı
reddetme ya
da
yapamayışı
3.Uygun giysi
seçemeyişi
veya
görünümüne
aldırmayışı
5.Tuvalet
alışkanlıklarını
yardımsız
yerine
getiremeyişi
4.Günlük
temel
gereksinimleri
ni
karşılayamayı
şı
Hastanın
kendi
bakımını
yapabilir
duruma
gelmesi
1.Hastanın yetenekleri ölçüsünde
günlük yaşam etkinliklerini yerine
getirilmesine izin verilir ve buna
cesaretlendirilir.
2.Bağımsızlık teşvik edilir; ancak
hasta bunları yapamayacak
durumdaysa hemşirelik girişimleriyle
yapılması sağlanır.
3.Hastanın dikkati bağımsız olarak
yapabildiği şeylere çekilir ve olumlu
pekiştirilir.
4.Yapmakta zorlandığı etkinlikler
varsa nasıl yapıldığı somut olarak
gösterilir.
6.Eğer hasta üstünü kirletiyorsa
temizlenmesi için bir program
yapılır.
TANI
VERİLER
HEDEF
GİRİŞİMLER
Aile
sürecin
de
değişim
Aniden
ortaya
çıkan
şizofreni
belirtileri
1.Kişinin aile sürecine
uyumunda yardımcı
olmak
2.Aile sürecinde
uyumu sağlamak
1.Aileye bireyin hastalığı
hakkında bilgi verilecek.
2.Ailenin bireye destek
olması sağlanacak.
3.Ailede başka benzeri
hastalıklar var mı
araştırılacak.
4.Ailenin tedavide etkin
şekilde rol alması
sağlanacak.
5.Bireyin aile içi süreçlerde
olabildiği kadar rol alması
sağlanacak.
6.Ailenin hastalık durumuyla
başa çıkmasına yardımcı
olunacak.
TANI
VERİLER
HEDEF
GİRİŞİMLER
Sosyal
yalıtım
(izolas
yon)
1.Yalnız
kalmaya
eğilimlidir.
2.Konuşmaz
3.Zihni
tümüyle
kendi
düşünceleriyl
e meşguldür
4.Tekrarlayıcı
, anlamsız
hereketleri
vardır.
Hastanın,
diğer
hastalar ve
çalışanlarla
kendiliğind
en birlikte
olabilmesi
1. Kısa ve sık aralarla hastanın yanına
gidilerek kabullenici tavır gösterilir.
2. Hastaya koşulsuz ilgi gösterilir.
3. Grup etkinliklerine katılmasını
desteklemek için başlangıçta gruba
hastayla birlikte katılınır.
4. Dürüst davranılır ve verilen sözler
yerine getirilir.
5. Hastanın yönelimi bozuksa,
zamana, yere ve kişiye yönelimi
sağlanır.
6. Gerekmedikçe fiziksel olarak
hastaya dokunulmaz.
7. Hasta başkalarıyla kendiliğinden
etkileşime girdiğinde olumlu
pekiştirme yapılır.
TANI
VERİLER
HEDEF
GİRİŞİMLER
Bireysel
başetme
de
yetersizlik
1.Başkalarında
n şüphelenme
2.Temel
gereksinimleri
karşılamada
yetersizlik
3.Düşük benlik
saygısı
4.Savunma
mekanizmaları
nın uygun
kullanılmayışı
5.Sosyal
katılımlarda
değişme
Hastanın,
şüphecilik
ve
yansıtma
gibi
belirtileri
azaltaca
k uyum
sağlayıcı
başetme
yetenekl
erini
kullanabil
mesi.
1.Güven sağlayıcı bir ilişki için,
hastayla mümkün olduğu kadar
sınırlı sayıda ve aynı kişilerin
ilgilenmesi sağlanır.
2.Fizik temastan kaçınılır.
Gülmekten, fısıltıyla
konuşmaktan, hastanın
görebildiği fakat işitemediği bir
mesafede konuşmaktan kaçınılır.
3.Hastaya dürüst davranılır ve
verilen tüm sözler tutulur.
4.Verilen tablet ya da kapsülleri
yutup yutmadığından emin
olmak için hastanın ağzını açtırıp
kontrol etmek gerekebilir.
5.Hasta gerçek duygularını
anlatması için cesaretlendirilir.
6.Fazla yöneltici olmayan , sakin
ve dostca yaklaşım şüpheci
hasta için daha az tehdit edicidir
TANI
VERİLER
Sözel
1.
iletişimde Çağrışımlard
bozulma a bozukluk
2. Anlamı
yalnızca bir
yere özgü
sözcükler
türetme
(neolojizm )
3. Bir anlamı
olmayan
fakat
aralarında
ses uyumu
olan
sözcüklerin
arka arkaya
sıralanması (
klank
çağrışım)
4.Duyduğu
AMAÇ
GİRİŞİMLER
Hastanın
iletişim
yeteneğin
in sosyal
yönden
kabul
edileblir
düzeye
gelmesi
1.Hastanın şifreli iletişim örüntüsü
çözülmeye, anlaşılmaya çalışılıır.
2.Hastanın güven getirebilmesi,
kendi davranışlarını ve iletişim
biçimini anlayabilmesi için uzun
süreli bir ilişki ve ilgi sağlanır.
3.İletişim örüntüsünün bozuk
olduğu dönemde, hastanın
gereksinmeleri önceden düşünülür
ve karşılanır.
TANI
VERİLER
Uyku
1. Uykuya
alışkanlıkl dalmakta
arında
güçlük
bozulma 2. Sabah
erken
uyanma
3.Huzursuzlu
k
4.Gezinme,
uykusuzluğa
bağlı öfke
belirtileri
HEDEF
GİRİŞİMLER
Hastanın
yeterli
uyuyabilme
si
1.Uyku örüntüsü gözlenir ve
kaydedilir.
2.Gece rahat uyuyabilmesi için
gündüz uyumaması sağlanır.
3.Gün boyu uykulu olmaması için,
antipsikotik ilaçlar yatacağı zaman
verilir.
4.Ilık, uyarıcı olmayan içecekler,
hafif yiyecekler , sırt masajı gibi
uyumayı kolaylaştırıcı şeylerle
hastaya yardımcı olunur.
5.Uyku öncesi hafif bir müzik ve
gevşeme egzersizleri yararlı olabilir.
5.Çay, kahve ve kola gibi kafeinli
içecekler sınırlanır. Kafeinin uyarıcı
etkisi hastanın dinlenmesini ve
uyumasını önler
6.Gece idrar çıkışını önlemek
içim,belli bir saaten sonra sıvı alımı
kısıtılanacak,gece yatmadan
önce bireyin ürinasyonu sağlanır.
TANI
VERİLER
AMAÇ
GİRŞİMLER
Düşünce
süreçlerind
e değişme
1.Düşünce
içeriğinde
sanrılar
2.Tetikte (alert)
olma
3.Gerçeği
yanlış
yorumlama
4.Dikkatini
yoğunlaştırama
ma
5.Emirler verme
6.Obsesyonlar
7.Karar verme,
sorun çözme,
neden-sonuç
ilişikisini
kurma,soyut
düşünme vb.
Yeteneklerde
bozulma.
hastanın,
gerçeklerl
e sanrısal
düşünce
arasındak
i ayrımı
yapabilir
duruma
gelmesi
1.Hastanın sanrısı desteklenmez,
ancak kişinin bu yanlış inanışlara
gereksinme duyduğu kabul edilir.
2.Hastanın sanrıları tartışılmaz ve
yadsınmaz.bunun yerine ‘buna
inanmak zor’ gibi tedavi edici
teknikler kullanılabilir.
3.Hastanın kaygısının artmasıyla
sanrılarının ortaya çıkması arasındaki
bağlantıyı kurmasına yardımcı olunur.
4.Gerçekler üzerine yoğunlaşılır.
5.Kaygı, korku, güvensizlik gibi
duygularını ifade edebilmesi için
hasta desteklenir.
6. Yerine getirelemeyecek sözler
vermekten kaçınılır.
TANI
VERİLER
HEDEF
GİRİŞİMLER
Algılarda
değişme
(işitsel,
görsel...)
1.kendi kendine
konuşma,
gülme
2.Dinleme
pozisyonu
(birini
dinliyormuş gibi
kafasını çevirip
kulağını
uzatma)
3.Yönelim
bozukluğu
4.Yoğunlaşmad
a güçlük
5.Farklı
halüsinasyonlar
hastanın,
gerçeği
değerlendire
bilmesi,
tanımlayabil
mesi ve
halüsinasyon
ları ortadan
kaldırabilmesi
1.Halüsinasyon belirtileri gözlenir.
2.Haberi olmadan hastaya
dokunulmaz
3.Hastayı kabullenici biçimde
yaklaşım, hastanın halüsinasyonlarını
hemşireyle paylaşmasını kolaylaştırır.
4.Halüsinasyonlar pekiştirilmez. ‘onlar’
sözcüğünü kullanmak
halüsinasyonunun gerçek olduğunu
kabul etmek anlamına geldiğinden,
onun yerine ‘sesler’ sözcüğü kullanılır.
5.Kaygısının artmasıyla
halüsinasyonunun ortaya çıkması
arasında bağlantı olup olmadığı
gözlenir.
6.İçsel kaynaklardan ortaya çıkan
uyaranlar ile dışsal uyaranları ayırt
etmesi için cesaretlendirilir.
7.Hastanın dikkati,
halüsinasyonundan uzaklaştırılmaya
çalışılır.
TANI
VERİLER
Kendin
e ya da
başkala
rına
yönelik
şiddet
olasılığı
Akatizi
HEDEF
Hastanın
kendine
Çevredeki
ve
nesnelere
başkaların
yönelik yıkıcı
a zarar
hareketler
vermeyec
ek duruma
Kendine zarar gelmesi
verici
davranışlar
Çevredekileri
tehdit edici
sözler
söyleme
Çabuk
kızma,alıngan
lık,huzursuzluk
GİRİŞİMLER
1. Hasta sakin bir odaya alınır,çevredeki
uyaranlar azaltılır. (hafif ışık,az
insan,basit döşenmiş oda,alçak ses
tonu vs.)
2. Hastanın davranışı sık aralıklarla gözlenir
3. Hastanın kendine ve başkalarına zararlı
olabilecek davranışlarına sınır konulurken
açık ve anlaşılır bir dil kullanılır.
4. Hastayla herhangi bir konuyu
tartışmaktan kaçınılır. Yapılacak her
uygulama için hastaya açıklama yapılır.
5. Hastanın çevresinde bulunan tehlikeli
olabilecek tüm nesneler uzaklaştırılır.
6. Hastayla ilişkide sakin tavırlar sürdürülür.
7. Eğer hasta konuşma ve ilaç yoluyla
sakinleştirilemiyorsa, gömlek gibi mekanik
kısıtlayıcıların kullanılması gerekebilir
8. Huzursuzluğu azalmışsa hastanın
kısıtlamadan çıkmaya hazır olup olmadığı
belirlenir.
TANI
VERİLER
HEDEF
GİRİŞİMLER
Yaralan
ma riski
Kendine
ve etrafına
saldırgan
davranışlar
sergileme
1.Bireyin saldırgan
davranışları nı
önlemesine yardımcı
olmak
2.Bireyin kendisine ve
çevresine zarar
vermesini önleme
1.Hasta güvenliği
sağlanacak,ortamdan
kesici delici aletler
uzaklaştırılacak.
2.Ortamdaki uyaranlar
en aza indirilecek
3.Hastanın tedaviye
uyup uymadığı kontrol
edilecek.
TANI
VERİLER
HEDEF
GİRİŞİMLER
İntihar
etme
riski
Daha
önce
intihar
girişimi
olması,
kendini
öldürece
ğinden
açıkca
bahsetm
esi
1.Bireyin intihar
fikrini ortadan
kaldırmasına
yardımcı olmak
2.Bireyin özkıyım
yapmasını
engellemek
1.Bireyin davranışları
gözlenecek., sıkı gözlem
altında tutulacak.
2.Bireyin ilaçlarını düzenli
alması sağlanacak.
3.Bireyin duygu ve
düşüncelerini ifade etmesi
sağlanacak.
4.Bireyin olası sorunlarını
çözümüne yardımcı olacak.
Download