åQFHOHPH Zanzibar Cumhurbaşkanı Dr. Ali Muhammed Shein, 28 Nisan-2 Mayıs 2011 tarihlerinde Türkiye’ye resmi bir ziyarette bulundu. Zanzibar Cumhurbaşkanı Ali Muhammed Shein’ın Türkiye Ziyareti ve Tarihsel Süreçte Zanzibar The President of Zanzibar Ali Mohamed Shein’s Turkey Visit And Zanzibar in the Historical Process Araş. Gör. Mehmet ÖZTÜRK AİBÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü AİBÜ Doktora Öğrencisi Abstract Along with a delegation including ministers as well, the Vice President of the United Republic of Tanzania and the President of Zanzibar/Zengibar Dr. Ali Mohamed Shein paid an official visit to Turkey between April 28th – May 2nd 2011, as guests of the President Abdullah Gül. Stating that this first official visit, which was carried out from Zanzibar to Turkey at a Presidency level, occupied an important place, the President Abdullah Gül indicated that he was pleased with hosting the President Shein in Turkey for the second time. Shein, who paid his first official visit to Turkey after his election as President, stated that with his official visit a new leaf has been turned over in the bilateral relations. In this article, the strategic importance of Zanzibar is going to be highlighted. 93 åQFHOHPH ! " # $% $ $ & Giriş Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı1 ve Zanzibar/Zengibar Cumhurbaşkanı Dr. Ali Muhammed Shein, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün davetlisi olarak yanında bakanların da bulunduğu bir heyetle (Temsilciler Meclisi Sözcüsü Pandu Ameir Kificho, Finans ve Ekonomi Planlama Bakanı Ömer Yusuf Mzee, Eğitim Bakanı Ramazan Abdullah Şaban, Bilgi, Kültür, Turizm ve Spor Bakanı Abdullah Cihadi Hasan ve diğer yetkililer)2 28 Nisan-2 Mayıs 2011 tarihlerinde Türkiye’ye resmi bir ziyarette bulunmuştur.3 Zanzibar’dan Türkiye’ye Cumhurbaşkanı seviyesinde gerçekleştirilen bu ilk resmi ziyaretin özel bir önem taşıdığını kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, Cumhurbaşkanı Shein’i Türkiye’de ikinci kez misafir etmekten memnuniyet duyduğunu ifade etmiştir. Seçildikten sonra ilk resmi ziyaretini Türkiye’ye yapan Shein’ın bu ziyaretiyle ikili ilişkilerde yeni bir sayfanın açılmış olacağını belirten4 Cumhurbaşkanı Gül, “Türkiye’nin Afrika ülkeleri ve halklarıyla yüzyıllardır dostane ilişkiler sürdürdüğünü, Türk halkının Afrika halklarına karşı her zaman özel bir yakınlık duyduğunu, gerçekleşen görüşmelerin, Zanzibar* ile mevcut işbirliğinin daha da güçlendirilmesi açısından yeni ve önemli fırsatlar yaratacağını” da dile getirmiştir. Türkiye’nin “Afrika’ya Açılım Politikası” doğrultusunda, Kıta’daki ilk yeni büyükelçiliğin 2009 yılında Tanzanya’nın başkenti Darüsselam’da açıldığını belirten Gül, “Tanzanya ve Zanzibar ile üst düzey karşılıklı ziyaretlerin artmasını ve son bir yıl içinde Türkiye ile Tanzanya arasında altı anlaşmanın imzalanmış olmasını büyük bir memnuniyetle kaydetmiş bulunmaktayız” demiştir. II. Abdülhamid tarafından, 1878 yılında Zanzibar’a Zanzibar Sultanlığı ile olan 94 ilişkileri pekiştirmek amacıyla, Emin Efendi Elçi olarak gönderilmesinin ardından birçok elçinin buraya gönderilmesinin yanı sıra 1907’de Zanzibar Sultanı Seyyid Ali Said’in İstanbul’a resmi bir ziyaret gerçekleştirmesi, Osmanlı İmparatorluğu ile Zanzibar arasındaki ilişkilerin önemli bir göstergesi olmuştur.6 300 milyon dolarlık Afrika piyasasını, serbest ticaret bölgesi kurarak dünya ile buluşturmayı hedefleyen Zanzibar, bu doğrultuda yabancı yatırımcıyı kollamakta, mevzuatını sade tutmakta, uluslararası firmalara 49 seneliğine yer tahsisi yapmakta, vergi muafiyeti uygulamakta ve firmaların tepe yönetimlerini kendi ülkelerinden getirmelerine, elde ettiği geliri diledikleri yere aktarmalarına imkan tanımaktadır.7 Zira tarihsel geçmişinden kalan miras da buna uygundur. Bu tarihsel geçmişe geçmeden önce Zanzibar hakkında şu genel bilgiler ifade edilebilir: İsmi Farsça Zangh Bar (Zenci Kıyısı) ve Arapça Zayn Z’al Barr (adil ya da güzel topraklar) anlamına gelen8 ve Unguja (Zanzibar olarak da isimlendirilmekte) ve Pemba adalarından oluşan ve başkenti Zanzibar City olan Zanzibar’ın ekonomisi daha çok karanfil, baharat üretimine ve turizme dayalıdır.9 Nitekim, Zanzibar Stone Town 2000 yılında UNESCO Dünya Mirası Sitesi’ne (World Heritage Site) girmiştir.10 İngilizce ve Swahilicenin resmi düzeyde konuşulduğu Zanzibar’da halk arasında Arapça da oldukça yaygındır. Arap, Afrika yerlisi, Pers ve Hint asıllılardan oluşan yaklaşık 1 milyon nüfuslu ve 1658 km2’lik Zanzibar’ın %99’dan fazlası Müslümandır. BM adına bölgeyi yöneten İngiliz yönetiminden 1961’de bağımsızlığını kazanan Tanganyika ile 1963’te İngiltere’den bağımsızlığını åQFHOHPH kazanan Zanzibar 1964 yılında birleşmişlerdir. Doğu Afrika sahillerine yakın adalar gurubu olan Zanzibar, 1964’den beri Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti’nin yarı özerk bir parçasıdır. Ortak dil (Swahili), din (İslam) ve adanın çok ırklı toplulukları (Afrikalılar, Arap, Pers ve Hint asıllı bireyler) arasında oldukça fazla evlilikler yapılmasına rağmen Zanzibar siyaseti, toplumsal ve sosyal barış eksikliği ve şiddetle sonuçlanan siyasi çatışmalardan olumsuz etkilenmiştir.11 1970’lerden beri ülkede ilk demokratik seçimlerin yapılmasıyla birlikte 1995 yılında tek partili yönetimin sonuna gelinmiştir. Ülkede 1995’ten beri uluslararası gözlemcilerce usulsüz bulunan üç seçimi iktidar partisi kazanmıştır.12 Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti’ndeki 26 idari bölgeden 5’i, 130 idari birimden de 10’u Zanzibar’dadır.13 Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı, aynı zamanda, devlet başkanı, hükümet başkanı ve silahlı güçlerin başkomutanıdır. Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti’nin yürütme organı; Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Zanzibar Cumhurbaşkanı, Başbakan ve kabine bakanlarından oluşmaktadır.14 Zanzibar Sultanlığı’nın Kuruluşu, Zanzibar’da Umman Hâkimiyeti Ve Osmanlı İle İlişkiler Hint Okyanusu’nda büyük deniz gücü olan Umman, Afrika’nın doğu sahillerine kadar hükmederek Zanzibar’a kadar hâkimiyetini genişletmiştir.15 Umman’ın Afrika Kıtası’na yönelmesinde daha spesifikleştirecek olursak Zanzibar’a yönelmesi bazı gerekçelere dayanmaktadır. Nitekim, Said bin Sultan (1806-1856) döneminde Muskat, Basra Körfezi üzerindeki etkisini genişletmeye çalışırken Suudi ailesi ve İngiliz muhalefetiyle karşılaşmış ve 1820’de İngiltere’nin Birleşik Arap Emirlikleri’ni oluşturan 5 emirlikle protektorya anlaşmaları imzalaması Said bin Said’in Basra Körfezi topraklarında yayılmasını engellemiştir. Bu gelişmeler üzerine Said bin Sultan bir yandan Hint Okyanusu’nda diğer yandan Afrika kıtasında ticari çıkarlarını genişletme stratejisine öncelik vermiştir. Dolayısıyla, İngiltere ile Arap kabileleri arasında imzalanan 1820 Anlaşmaları Muskat Sultanlığı’nın Arap Körfezi’nde Zanzibar, Afrika kıtasının doğusunda, Tanzanya açıklarında yer alıyor. yayılma amacının büsbütün olarak ortadan kalkmasına yol açmıştır. İngiltere’nin kabilelerin siyasi etkisini ve sınırlarını koruma garantisi vermesi Muskat’ın dış politikasını Basra Körfezi’nden Afrika kıyılarına kaydırmasına yol açmıştır. Köle ve silah ticaretinden daha fazla pay almak isteyen Muskat yönetimi Afrika kıyılarındaki Zanzibar’ı denetim altına almıştır.16 Ayrıca, 18. yüzyılın ikinci yarısında Zanzibar’ın özellikle, kıtanın içlerinden yakalanıp getirilen kölelerin dış dünyaya pazarlanmasında önemli bir liman olması nedeniyle ticari bir canlılığa sahip olması, 19. yüzyılın başında Ummanlı Arapların siyasi merkezlerini buraya taşıma kararı almalarıyla sonuçlanmıştır. Bu sebeple başkentlerini Muskat’tan Zanzibar’a taşımışlardır. Böylece Hint okyanusunda küçük bir ada olan Zanzibar’ın neredeyse tüm Doğu Afrika sahillerine hükmeden ve nüfuzu kıtanın içlerine kadar uzanan Zanzibar Sultanlığı’na dönüşen bir süreci de başlat- 95 åQFHOHPH mıştır. Bu sürece ise şöyle gelinmiştir: Merkezi Umman’da bulunan Arap Bü Said hanedanlığının kurucusu Ahmed bin Said, Farisileri Umman’dan atmak için büyük mücadeleler vermiştir. Osmanlı Devleti de kendi varlığı için tehdit olarak algıladığı Farisilerin bölgeden uzaklaştırılmasına katkı sağlayan bu hanedanlığı ödüllendirmek üzere her yıl ona maddi destek sağlamıştır. Ahmed bin Said’in 1783’te ölümü üzerine yerine geçen oğlu Sultan bin Ahmed’in de korsanlar tarafından öldürülmesinden sonra onun yerine de oğlu Seyyid Said (1807-1856) geçmiştir. Ummandaki saltanat merkezleri ve Doğu Afrika sahillerindeki Zanzibar’a çok büyük önem veren Seyyid Said aynı zamanda asırlarca ilişki içinde oldukları bu bölgeyi kısa sürede Sultanlığın merkezi haline getirmiştir. Başlangıçta Umman ve Zanzibar’ı birlikte idare eden Said, Umman’da Vahhabilere karşı savaş açması sebebiyle Osmanlı Devleti’nin desteğini yanına almıştır. Umman’daki iç karışıklıklardan dolayı yönünü Doğu Afrika’ya çeviren Said, 1832’de Zanzibar’ı başkent yapmasıyla burası Afrika Kıtası’ndaki Arap egemenliğinin başkenti olmuştur.17 Bu dönemde Zanzibar Sultanlığı’nın sınırları; başkenti Zenginbar şehri olmak üzere onun uzantısı şeklindeki Pemba adası, güney Somali sahillerindeki Mogadişu, Marka ve Brava (elBarawa), Kilva’ya kadar olan Kenya ve Tanganyika sahil şeridi ile Mozambik sınırına kadar Mafya adasını kapsamasının yanı sıra Lamu, Pate, Mombasa ve Bagamoya gibi önemli şehirleri de içersine almaktadır. Siyasi olmamakla birlikte kültürel ve dini açıdan Mozambik kanalındaki Komor (Kamer/Comoro) adalarından dört ada grubu da bu Sultanlığın sınırları içindedir.18 Öte yandan, Osmanlı Devleti, kendi egemenliğine girmemekle beraber Zanzibar Sultanlığı (1832-1964) ile de devletler düzeyinde yakın münasebetler geliştirmiş ve bu Sultanlığın da içinde bulunduğu Doğu Afrika bölgesindeki siyasi gelişmeleri de yakından izlemiştir. Ummanlı Araplar tarafından yönetilmekle beraber içerisinde farklı ırklara mensup birçok insanı da barındıran, zamanla Doğu Afrika’nın en önemli siyasi gücü olan ve Batı sömürge hareketlerine karşın 20. yüzyılın başlarına kadar ayakta kalabi- 96 len bu Afro-Arap Sultanlık, Osmanlı Devleti’yle sömürgecilik döneminde de ilişkileri sürmüştür. Bilhassa II. Abdülhamid döneminde bu iki devlet arasındaki ilişkileri geliştirmek için önemli teşebbüslerde bulunulmuştur.19 Zanzibar Sultanlığının kurucusu Seyyid Said bin Sultan (1832-1856) döneminde Zanzibar doğu sahillerinin en önde gelen ticaret merkezi olmuştur. Sultan, Umman’daki Araplara verimsiz Umman’ı bırakıp buraya yerleşerek burada çiftlikler kurmaları için teşvik etmiş ve karanfil ticaretini başlatmıştır. Sultan ayrıca Ummanlı ve Baluçili paralı askerlerinden oluşan çok iyi donatılmış ordusunu Avrupa ve Amerika’da yapılmış ateşli silahlar ve Hindistan’dan ve İran’dan getirdiği subaylarla ordunun eğitimini sağlayarak oluşturmuştur. Bu donanımlı ordusuyla sahilde önemli bir ticari merkez olan Mombasa’yı fethederek, burasını Afrika’nın iç kesimlerinden getirilen fildişileri için önemli bir ticari merkez haline getirilmesini sağlamıştır. Sulatan ayrıca, daha fazla esir toplanması ve yeni toprakların fethi için olduğu ileri sürülen keşifler yapılması için Afrika içlerine doğru askerlerini göndermiştir. Dolayısıyla Zanzibar kısa sürede aslen Ummanlı Bü Said hanedanına mensup Arap Sultanlığının merkezi haline gelmiştir.20 17-19. yüzyıllarda Umman Sultanlığı’nın Hint Okyanusu’nun batı sahillerindeki güçlü varlığı* bu bölgeyi Avurupa’dan gelebilecek büyük tehlikelerden koruyarak sömürgeci ülkeleri Gine Körfezi’nden Ümit Burnu çevresine kadar uzanan batı ve güneybatı hattına yöneltmiştir. Bu dönemde Sahraaltı Afrika’da Osmanlı Devleti, Batı Afrika’da Fas Sultanlığı ve Doğu Afrika’nın iç kesimlerinde ise Umman Sultanlığı’nın bir kolu olan Zanzibar Sultanlığı nüfuz sahibi olmuşlardır. Yine bu yüzyıllar arasında bu üç devlet aralarında yakın dostluklar kurmuşlar ve kıtanın mahalli Sultanlıklarına da destekte bulunmuşlardır.22 Berlin Konferansı (1884-1885) Sonrası Zanzibar Sultanlığı Zanzibar Sultanlığı, 19. yüzyılın ortalarında Doğu Afrika’nın en güçlü siyasi birimi olmak- åQFHOHPH " ! $% ' $ ( ## )*+, ! la beraber söz konusu yüzyılın sonlarına doğru Avrupalıların kendi aralarında Hint Okyanu’nda giriştikleri üstünlük mücadelesinden nasibini almıştır. 16. ve 17. yüzyılda Zanzibar’ı işgal eden Portekizlilerden sonra bölgeye Avrupa’dan gelen ilk sürekli baskıyı İngilizler yapmışlardır. İngiltire’nin Zanzibar’da etkinlik göstermesinin ilk nedeni, Zanzibar Sultanları üzerinde sınırlı da olsa bir etkiye sahip olarak Hindistan’daki İngiliz varlığını idame ettirebilmek ve Hint imparatorluklarının batı sınırını güvence altına almaktır. İkinci nedeni, İngilizlerin, Doğu Afrika’da Zanzibar Sultanlığının merkez olduğu köle ticaretini* aşamalı olarak kaldırma isteğidir. İngiltere’nin köle ticaretinin tamamen sona erdirilmesini değil de belirli bölgelerler sınırlandırılmasını isteyerek yani köle ticaretini önlemekte acaleci davranmamasının da bazı gerekçeleri vardır. Bunlardan ilki, Zanzibar Sultanı Sultan’ın tamamıyla bağımsız bir idareci olması ve Sultanlığın ihracatının büyük kısmının köle ticaretine dayanmasıdır. Bununla ilintili ikinci gerekçe olarak, İngiltere’nin, Orta Doğu’daki Napolyon yayılmacılığını engellemek için köle ticaretini büyük oranda kontrol eden Bü Said hanedanı ile ilişkilerini iyi tutma mecburiyeti gösterilebilir.24 Arap tüccarlar, özellikle güneydoğuda Nyasa Gölü olmak üzere Afrika’nın iç bölgelerine doğru köle bulmak için ilerlemişlerdir.1825’te Hindistan’dan iki tüccar Nyamwezi topraklarına ulaşmak için kabilelerin kullandığı ticaret yollarını kullandığı yolculuğunda fildişi, köleler kadar büyük ilgi çekmiştir. Nitekim Said bin Sultan başkenti Muskat’tan Zanzibar’a taşıdıktan sonra, Arapları fildişi ticareti konusunda teşvik etmiştir.25 1822’de Zanzibar Sultanı ile kendi ismiyle anılan Moresby Anlaşması yapan İngiliz Kaptan Moresby, bu anlaşmada esirlerin hiçbir Hıristiyan güce satılmamaları26 yani Hıristiyan güçlerin vatandaşlarına köle satımını “yasa dışı” yapan İngiltere ve Seyyid Said arasındaki bu anlaşma ayrıca Afrika ve Umman bölgelerindeki limanlarda köle ticaretine de sınırlama getirmekteydi.27 Moresby Anlaşması ve diğer ticari yönetmelikleri onaylamak için ABD 1836’da, İngiltere 1840’da daha sonraları ise Fransa Zanzibar ile diplomatik ilişkilerini geliştirmiş ve burada elçilik açmışlardır. Bu itibarla Zanzibar büyük güçlerle diplomatik ilişkilere sahip olan ilk tropikal Afrika ülkesi olmuştur.28 Fakat köle ticareti ile ilgili ikinci anlaşma Sultan’ı zor durumda bırakmıştır. Zira İngiliz sefiri (elçisi) Kaptan Hamerton (Homerton) Zanzibar’dan Umman’a gerçekleştirilen tüm köle ihracının tamamıyla durdurulmasını istemiştir. Aslında bu istek, Umman’ın, Zanzibar Sultanlığı’nın köle ticaretinde stratejik bir önemde olması sebebiyle bu bölgeye köle ihracının yasaklanması anlamına da gelmekteydi. Resmi olarak bu anlaşmayı kabul etmekle birlikte Sultan, uygulamada bu anlaşmanın şartlarına uymamıştır.29 Bu arada, Said bin Sultan’ın 1856’da ölmesinden sonra yaşanan iktidar mücadelesi sonucu Muskat Sultanlığı içinde yönetim Taymur ve Majid bin Said kardeşler arasında “Muskat” ve “Zanzibar” hanedanlıkları olarak bölünmüştür. Dolayısıyla Said bin Sultan’ın 1856’da ölmesinden sonra İngilizler Majid bin Said’in bağımsızlık talebini destekleyerek Muskat’ın Afrika’daki etkisini de sınırlandırmıştır. Böylelikle 1860’lardan 97 åQFHOHPH Zanzibar’ın zengin etnik yapısı, iç siyasetinde sık sık istikrarsızlığı da getiren bir dinamizme kaynaklık ediyor. sonra Muskat’ın Hint Okyanusu ve Basra Körfezi ile Afrika üzerindeki ticari ve politik etkisi ciddi anlamda sınırlanmıştır. Öte yandan Said’in çocukları arasında yaşanan mücadele ülkenin zayıflamasına ve kısa bir süre sonra da İngiltere’nin etkisi altına girmesiyle sonuçlanmıştır. İngiltere ve Fransa’nın müdahalesiyle, Sultan Taymur kardeşi Majid’in* (1856-1870) Zanzibar’ı Muskat Sultanlığı’na yıllık vergi ödemek koşuluyla yönetmesini kabul etmek zorunda kalmıştır. Sultan Taymur döneminde Zanzibar’ın kardeşi Majid’in egemenliğinde kalması, Muskat Sultanlığı’nda ciddi ekonomik sorunların yaşanmasına yol açmıştır. Majid’in bir süre sonra yıllık vergi ödemeyi kesmesi ve bağımsız bir politika yürütmesi Muskat’ı daha da zor bir durumda bırakmıştır.31 Ekonomik darboğazın artırtığı toplumsal sorunların da etkisiyle Taymur’un oğlu Selim 1866’da babasını öldürüp kendini Muskat Sultanı ilan etmiştir. Ancak tüm bu olaylar diğer İbadi kesimlerin tepkisini artırmıştır.32 98 Buna karşın, köle ticareti Seyid Said bin Sultan el-Busaid’in ve sonrasında Sultan Barghash’ın hakimiyeti dışında da sürmüştür. Bu aynı zamanda, Moresby anlaşmasına destek niteliğindeki 1845 tarihli Hamerton anlaşmasının geçersizliğini gösteren bir gelişmedir. Örneğin, David Livingstone gibi seyyahların aktardıklarına göre, 1867-1869 arasında İngiliz deniz kuvvetlerinin çabalarına rağmen 37 bin köle denizaşırı ülkelere satılmıştır. Sultan Barghash ve İngiltere arasında 1873’te köle ticaretin engellenmesine yönelik anlaşma imzalanarak, köle ticareti gayri meşru hale getirilmiş ve köle pazarı kapılarını tamamen kapatmıştır. Ancak köleliğin derinlere işlemiş yapısı sebebiyle kölelik tamamen kaldırılamamıştır. Gayri meşru olsa da köleliğin yasal statüsü 1897’ye kadar Zanzibar’da kaldırılmamıştır. Köleliği kaldırmaya yönelik çalışmalarda ise 1 Kasım 1886’da Almanya ve İngiltere arasında imzalanan “Sınırlandırma Anlaşması”na atıfta bulunulmuştur. Bu anlaşmayı imzalayan ülkeler, Doğu Afrika’nın bölgeleri üzerindeki åQFHOHPH farklı toprak taleplerini Sultan’a danışmadan karara bağlamaya yönelmişlerdir. Bu 1886’daki İngiliz-Alman anlaşmasına kadar Zanzibar Sultanının ana kıtadaki sömürgeler üzerindeki tasdiklenmiş hak talepleri 10 mil genişliğinde kıyı şeridiyle sınırlıdır. İngiltere ve Almanya, iç bölgeleri kendi aralarında etki alanları olarak bölüşmüşlerdir. Almanların 1888’de sahil hattını ele geçirmesi üzerine söz konusu yılın Ağustosunda bir Müslüman ayaklanması çıkmasına karşın bu ayaklanma İngiliz deniz kuvvetleri ve Alman hükümetince bastırılmıştır. Her ne kadar, Zanzibar 1861’de Umman’dan ayrılarak bağımsızlığını ilan etmişse de 1890’da İngiliz mandası olmaktan kurtulamamıştır.33 1890’da İngiliz himayesine giren Zanzibar’da 1891’de ilk Başbakanı Sir Lloyd Mathews liderliğinde bir anayasal hükümet kurulmuştur. 14 Aralık 1895’te Sultan Hamad ibn Thuwayn, Littoral’ın idaresinin İngiliz Hükümeti’ne geçmesini öngören bir oldubittiyle karşılaşmıştır. Sultan belgeyi imzalamış ve İngiliz hükümeti şirketin ödediği 11 bin sternlik yıllık ücreti ödemeyi sürdürmeyi kabul etmiştir.1896 Ağustosunda Sultanın ölümüyle Zanzibar’daki kraliyet sarayı Barghash’ın oğlu Halid tarafından ele geçirilmesine karşın İngiliz hükümetince bu kabul edilmemiş ve İngiliz donanması sarayı bombalamıştır. Bunun üzerinde Halid kaçarak Alman Doğu Afrikası’nda Alman büyükelçiliğine sığınmıştır. Bu gelişmeler üzerinde Hamid ibn Muhammed 7 Ağustos 1896’da Sultan olarak getirilmiş ve 1897’de köleliğin yasal statüsü tamamen sonlandırılmıştır. 1913’te İngiltere tarafından Zanzibar dış ilişkiler ofisinden sömürge ofisine atanan ve 7 yıl sonra Kenya kolonisi olarak isimlendirilen Doğu Afrika sömürgesinin valisi Edward Nortley’in, Nairobi’deki yüksek komisyona karşı sorumlu olacağı Zanzibar Yüksek Komisyonu’na atanması, aynı zamanda Zanzibar’da bir İngiliz yerleşimcinin sömürgenin yönetilmesi için atanması anlamı taşımaktaydı. Yine aynı yıl, Yasama Konseyi kurulmuş ve İngiliz yönetici, Yasama Konseyi’ni sömürgenin yönetiminin aracı olarak kullanmıştır. Bu kişi, Nairobi’deki yüksek komisyon yerine Londra’daki sömürge sekreterliğine karşı doğrudan sorumlu tutulmuştur. Zan- zibar vatandaşları, Yasama Konseyi’nde azınlık durumda olan atanmış ve gayri resmi üyelerce temsil edilecekti ve Sultanın emirleri yasamanın onayını almak zorunda olacaktı. Fakat konseyde atanmış resmi üyelerin gayri resmi üyelerden fazla olmaları sebebiyle bu onay formalite de kalmıştır. 1911’de Zanzibar Sultanı olan Halife ibn Harub’un uzlaştırıcı etkisi politik kriz dönemlerinde bilhassa II. Dünya Savaşı’nda Afrika’nın doğusundaki Müslüman kamuoyunu yumuşatmıştır. 1960 Ekiminde ölünce yerine en büyük kardeşi Abdullah ibn Halife geçmiştir.34 1890’dan sonraki Britanya protektoryası sürecinde Zanzibar’da Sultan’ın rolü törenlere katılımlarla sınırlı kalırken, çok önemli kararlar Britanya tarafından alınmaya başlanmıştır. Britanya’nın ötekileştirici kural ve politikaları sonucu Zanzibar ve Pemba arasında etnik çatışmalar çıkmıştır. Bunun yanı sıra, 1948’de Zanzibar’da etnik temelli nüfuz sayımına göre, Şirazi, Araplar, Hintliler ve diğer Afrikalı kabileler şeklinde kategorileştirme yapılması ülkede gerilimi bir kez daha artırmıştır. 35 1960 Kasımında İngiliz parlamentosu Zanzibar için yeni bir anayasayı onaylamıştır. Anayasa Konseyi için ilk seçim 1961 Ocağında yapılmakla birlikte36 bir hükümet kurulamaması üzerine 1961 Haziranında yeniden yapılan seçimlere; Zanzibar Araplarını temsil eden Zanzibar milliyetçi partisi (The Zanzibar Nationalist Party/ ZNP), Afro-Şirazi partisi (Afro Shirazi Party/ ASP) , ZNP’nin yan partisi olan Zanzibar ve Pemba Halk Partisi (Zanzibar ve Pemba Peoples Party/ZPPP) ve Ümmet Partisi (The Umma Party) katılmıştır. ZNP/ZPPP ittifakının 13 koltuk, ASP’nin 10 koltuk çıkardığı seçimler sonrası Şeyh Muhammed Shamte başbakanlığında hükümet kurulmuştur. Afrika kolonilerinde ve Zanzibar’da siyasal hizipçilik gibi sıkıntılar yaşaması üzerine Britanya 1963 Haziranında kendi iç yönetimi imtiyazını Zanzibar’a tanımıştır. Zanzibar tam bağımsızlığını ise, 10 Aralık 1963’te kazanmıştır.37 Bunda, İlk Afrikalının Zanzibar Yasama Kurulu’na 1946’da girmesi ve Zanzibar milliyetçi partisinin başa geçmesi üzerine daha fazla baskıya dayanamaması da etkili olmuş- 99 åQFHOHPH tur.38 Bağımsızlıktan sonraki ilk hükümet ZNPZPPP koalisyonuyla oluşturulmuştur. Bağımsız Zanzibar’ın ilk başbakanı ZNPP’den Şeyh Muhammed Shamte olmuştur. Sultan Cemşid ibn Abdullah’ın sultan olarak kalması ASP’nin yoğun protestolarını beraberinde getirmiştir.39 “Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti” Adı Altında Birleşme: 1964 Yılı ve Sonrası Dönem 12 Ocak 1964’te John Okello ve Şeyh Abeid Amani Karume tarafından yapılan kanlı darbe sonrası hükümet devrilmiştir. 40 Çoğunluk Afrikalıların azınlık Arapların kurduğu yönetimi devirdiği bu solcu devrimde, 17 bin kadar insan ölmüştür. Cumhuriyet kurulmuş ve Nisan’da Zanzibara yarı özerklik veren ve anakarada birleşmeye yönelik,41 Karume ile Nyerere bir pakt imzalayarak Zanzibar ile Tanganyika’yı Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti adı altında birleştirmişler ve Karume Zanzibar’ın ilk Cumhurbaşkanı olurken,42 Tanganyika’da ise Julius Nyerere ülkesinin ve Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı olmuştur. Bunlar ülkelerinin birleştiğini açıklarken tüm Afrika’da tek bir hükümet kurulması isteklerini dünya kamuoyuna duyurmuşlardır.43 7 Nisan 1972’de suikast girişiminden kurtulan Karume, babasının ölümünden sorumlu tutan kayınbiraderi tarafından öldürülmekten kurtulamamıştır. Karume’nin yerine Aboud Jumbe Mwinyi geçmiştir. Bu dönemde, 1977’de ASP ve Tanganyika Afrikalı Ulusal Birliği (Tanganyika African National Union/TANU), Devrimci Partisi (Chama Cha Mapinduzi/CCM) adı altında birleştirilmiştir. Jumbe, 1984’de CCM’nin merkez partisi tarafından istifaya zorlanmasının ardından yerini Ali Hasan Mwinyi’ye bırakmıştır. 1985’te Mwinyi, Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olunca, yerine İdris Abdul Wakil seçilmiştir. 1990’daki seçimde ise Salmin Amour Juma Cumhurbaşkanı olmuş ve bu dönemde iç ve dış baskılar nedeniyle Tanzanya bağımsızlığından beri ilk kez çok partili politika yürütülmesine izin vermiştir. Çok partili hayata geçilince Yurttaş Birleşik Cephesi (Civic United Front/CUF) kurulmuştur. 1995’teki seçimleri, 100 CCM’nin hile yaptığı suçlamaları gölgesinde geçmiştir. CCM Partisi’nden Salmin seçimleri kazanırken, 2000 seçimlerini de CCM’den Amani Abeid Karume kazanmış ancak bu seçim de protestolara neden olmuştur. 26-27 Ocak 2001’de Zanzibar’da yasadışı gösteri yapanlara yönelik çok sert müdahale edilmiştir. CCM ve CUF arasında aylarca süren görüşmeler neticesinde iki parti üyelerince Bir Katılım Başkanlık Komitesi (A Joint Presidential Committee) oluşturulurken yine Zanzibar Seçim Komisyonu’nda (Zanzibar Election Commission/ZEC) iki partinin de temsil edilmesi kararlaştırılmıştır. 44 Tek partili sosyalist sistemin kuruluşundan 1992 yılına kadar hakim olduğu45 ve 1992’de Tanzanya’da çok partilili siyasete geçişten itibaren üçüncüsü gerekleştirilen ve Cumhurbaşkanı, temsilciler meclisi üyeleri ve yerel meclis üyelerinin seçildiği 30 Ekim 2005 seçimlerini de46 CCM kazanmıştır. 2000’de birçok CUF yanlısı, polisle girdikleri şiddetli çatışmalardan sonra Kenya’ya kaçmışlardır. 2001’de iki parti uzlaşma anlaşması imzalasalar da çatışmalar devam etmiştir. 2005 seçimlerine protesto olarak CUF 4 yıl süreyle ada parlamentosunu boykot etmiştir. CCM Zanzibar’ın Tanzanya’nın bir parçası olarak kalmasını isterken, devrik Arapların torunları arasında güçlü desteğe sahip olan CUF, daha fazla özerklik isterken, bazı üyeleri bağımsızlık talebinde bulunmaktadırlar. Zanzibar’ın en büyük endüstrisi turizm olamasına karşın Zanzibarlıların bundan çok fazla yararlanamadıkları, günlük 1 dolardan daha az ücret aldıklarından anlaşılmaktadır. 2010 Kasımında gerçekleştirilen seçimleri; muhalif CUF adayı Seif Şerif Hamad’ı az farkla geçen iktidar partisi CCM’nin adayı ve 2001 ve 2005’te anakara Tanzanya’nın Cumhurbaşkan Yardımcısı olarak seçilen Ali Mohamed Shein kazanmıştır. Güç paylaşımı anlaşması doğrultusunda Şerif, Shein’ın Cumhurbaşkanı yardımcılarından biri olarak hizmet etmektedir. Her 5 yılda seçimlerin yapıldığı Zanzibar’da Devrimci Konsey (Revolutionary Council) olarak adlandırılan kabine ve 50 koltukluk Temsilciler Meclisi bulunmaktadır. Kazananın hepsini aldığı önceki seçim sistemi altında muhalefet partisi hiç hükümette temsil edilmemiştir. Ancak seç- åQFHOHPH menler, 2010 Temmuzunda yapılan refarumda, rakip iki partinin güç paylaşımını sağlama noktasında anayasal değişikliği onaylamışlardır.47 Sonuç Zanzibar, Tanzanya siyasi birliği içinde yarı özerk bölge olmakla birlikte kendine ait Cumhurbaşkanı ve parlamentosu bulunmaktadır. Baharat ve köle ticaretinin eski merkezi olan Zanzibar, bugün Afrikalı, Arap, Avrupa ve Hint etkileri ile kaynaştırılmıştır. Zanzibarın en eski yerleşimcileri Bantu dilini konuşan Afrikalılardır. Ancak, 10 yüzyıldan itibaren Perslerin geldiği bölgeye, daha sonraları Araplar bilhassa da Ummanlılar gelmişler ve burada en büyük etkiyi bırakmışlardır. 1832’de Umman Sultanı başkentini Muskat’tan Zanzibar’a taşıyarak burasını köle ticaretinin merkezi haline getirmiş ve Zanzibar bağımsız bir sultanlık olmuştur. Zanzibar’da 1873’te köle ticareti yasaklanmış ve İngiltere 1890’da burasının himayesi altında olduğunu ilan etmiştir. Zanzibar 1963’te bağımsızlığı tekrar kazanabilmiş olmakla birlikte, ülkede çok kısa sürede devrim olmuştur.48 1964 yılında Zanzibar, Tanganyika ile Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti adı altında birleşmişlerdir. Kuruluşundan 1992 yılına kadar çok partili sisteme izin verilmeyen ülkede, 1995 yılında yapılan ilk çok partili seçimlerin ardından 5 yıl arayla düzenlenen seçimler 2000, 2005 ve 2010 yıllıarında da tekrarlanmış ve muhalefet partisi CUF’a üstünlük kuran CCM iktidar olmuştur. 2010 yılında yapılan Anayasa’daki değişikliklere kadar, muhalif partisinin hiçbir hükümette temsilci bulundurmaması ve ülkede iktidar partisine yönelik hilekarlık suçlamaları siyasi hayattaki olumsuzların en önemli örneklerini oluşturmuştur. Zanzibarlıların en önemli geliri olan turizm gelirinden yeterince yararlanamaması, Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti içindeki konumuna yönelik içerden gelebilecek radikal söylemler, ülkede siyasal yaşama katılım yönünde reformların hızla yapılmaması gerek Zanzibar’ın gerekse de Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti’nin geleceğini olumsuz etkileyebilecek başlıca hususlardır. Yüzyıllar öncesine uzanan yakın ilişkilerin bulunduğu bu ülke ve Tanzanya ile Türkiye’nin ilişkilerini sürdürmesi, dış politikada etkinliğin ve çeşitliliğin bir devamı olacaktır. O DİPNOTLAR 1 http://tanzania-un.org/dynamicdata/data/docs/vp%20shein%20bio%20-%20cv%20-%2015.3.06.pdf, Erişim Tarihi: 6.5.2011. 2 “Shein off to Turkey Today for State Visit”, http://in2eastafrica.net/shein-off-to-turkey-today-for-state-visit/, Erişim Tarihi: 6.5.2011. 3 “Zanzibar Cumhurbaşkanı Ankara’ya Geliyor”, http://www.timeturk.com/tr/2011/04/28/zanzibarcumhurbaskani-ankara-ya-geliyor.html, Erişim Tarihi:2.5.2011. 4 “Zanzibar Cumhurbaşkanı Shein Çankaya Köşkü’nde”, http://www.tccb.gov.tr/haberler/170/79659/zanzibarcumhurbaskani-shein-cankaya-koskunde.html, Erişim Tarihi: 2.5.2011. 5 “Türk Halkı Afrika Halklarına Her Zaman Özel Bir Yakınlık Duydu”, http://www.tccb.gov.tr/haberler/170/79678/ turk-halki-afrika-halklarina-her-zaman-ozel-bir-yakinlik-duydu.html, Erişim Tarihi: 2.5.2011. 6 “Zanzibar’dan Türk İşadamlarına Yatırım Kolaylığı”, http://www.timeturk.com/tr/2011/05/02/zanzibar-dan-turkisadamlarina-yatirim-kolayligi.html, Erişim Tarihi: 2.5.2011. 7 Norman Bennett, A History of the Arab State of Zanzibar, (Akt: Farouk Abdullah Al Barwani, People and Culture, http://www.zanzinet.org/zanzibar/people/people.html, Erişim Tarihi: 6.5.2011. 8 “Zanzibar”, http://www.newworldencyclopedia.org/entry/Zanzibar, Erişim Tarihi: 9.5.2011. 9 Rosabelle Boswell, “Scents of Identity: Fragrance as Heritage in Zanzibar”, Journal of Contemporary African Studies, Vol. 26, No. 3, July 2008, ss. 295-311, s. 295. 10 Bernadeta Killian, “The State And Identity Politics in Zanzibar: Challenges To Democratic Consolidation in Tanzania”, African Identities, Vol. 6, No. 2, May 2008, ss. 99–125, s. 99. 11 Tanzania”, http://www.google.com.tr/imgres?imgurl=http://www.lib.utexas.edu/maps/africa/zanzibar_77.jpg& imgrefurl=http://www.nationsonline.org/oneworld/tanzania.htm&h=1462&w=1012&sz=190&tbnid=5UQ_1JIZ 101 åQFHOHPH 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 102 sxf6nM:&tbnh=150&tbnw=104&prev=/images%3Fq%3Dzanzibar&zoom=1&q=zanzibar&hl=tr&usg=__96Rc PMIFJdWPGGQ2yVCBV0OmsRQ=&sa=X&ei=fHXdTM7JFsjAswbbhPzGCw&ved=0CC8Q9QEwBA, Erişim Tarihi: 12.11.2010. “Country Profile”, http://www.tanzania.go.tz/profile.html, Erişim Tarihi: 9.5.2011. “Public Administration”, http://www.tanzania.go.tz/administration.html, Erişim Tarihi: 9.5.2011. Jeffrey A. Lefebvre, “Oman’s Foreign Policy in the Twenty-First Century”, Middle East Policy, Vol. XVII, No. 1, Spring 2010, ss. 99-114, s. 104. Veysel Ayhan, “Oman Sultanlığı: Arap Yarımadasında Geleneksel ile Modernite Arasında Bir Ülke”, ORSAM, Rapor no:16, Nisan 2010, s. 11,13. Uğur, Osmanlı Afrikası’nda Bir Sultanlık: Zengibar, s. 5-6,35,38. B. G. Martin, “Notes on Some Members of the Learned Classes of Zanzibar and East Africa in the Nineteenth Century”, African Historical Studies, Vol. 4, No. 3 (1971), ss. 525-545, s. 526. Uğur, Osmanlı Afrikası’nda Bir Sultanlık: Zanzibar, s. 5,6. Uğur, Osmanlı Afrikası’nda Bir Sultanlık: Zanzibar, , s. 38-39. Benzer şekilde kıtanın kuzeybatı ucunda da Fas Sa’di ve Alevi hanedanlarının güçlü varlıkları Avrupa’dan bu bölgeye gelebilecek büyük tehlikeleri önlemiştir. (Ahmet Kavas, “Türkiye-Afrika İlişkileri: Bin Yılı Aşan Dostluk Köprüsü”, http://www.tasamAfrika.org/tr/arsiv/makaleler/233-tuerkiye-Afrika-likileri-bin-yl-aan-dostluk-koepruesue.html, Erişim Tarihi: 20.10.2010.) Kavas, “Türkiye-Afrika İlişkileri: Bin Yılı Aşan Dostluk Köprüsü” Afrika içlerinde yakalanarak Zanzibara getirilen köleler gemiler aracılığıyla önemli bır kısmı Hindistan’a götürülürken, bir kısmı da Napolyon istilaları ile Fransa’nın kontrolü altında bulunan Mauritus adalarına şeker üretiminde çalıştırılmak üzere götürülmüştür. (Uğur, Osmanlı Afrikası’nda Bir Sultanlık: Zengibar, s. 41.) Uğur, Osmanlı Afrikası’nda Bir Sultanlık: Zengibar, s. 40-41. Boztaş, “Tanzanya: Sömürge Geçmişinden Ekonomik Eşitsizliklere”, s. 345. Uğur, Osmanlı Afrikası’nda Bir Sultanlık: Zengibar, s. 41. “Black Hıstory Glossary”, http://www.itzcaribbean.com/blackhistoryglossary, Erişim Tarihi: 10.11.2010. Boztaş, “Tanzanya: Sömürge Geçmişinden Ekonomik Eşitsizliklere”, s. 345. Uğur, Osmanlı Afrikası’nda Bir Sultanlık: Zengibar, s. 41. Zangibar Sultanları: Majid/Mecit bin/ibn Said (18561870), Barghaş bin Said (1870-1888), Halife bin Said (1888-1890), Ali bin Said (1890-1893), Hamad bin Tuvaini (1893-1896), Halid bin Barghaş (1896), Hamud bin Muhammed (1896-1902), Ali bin Hamud (1902-1911), (Devrik) Halife bin Harub (1911-1960), Abdullah bin Halife (1960-1963), Cemşid bin Abdullah (1963-1964). “Zangibar”, http://tr.wikipedia.org/wiki/Zangibar, Erişim tarihi: 6.5.2011. Ayhan, “Oman Sultanlığı: Arap Yarımadasında Geleneksel ile Modernite Arasında Bir Ülke”, s. 11. 1868 sonrası dönemde ise Muskat Sultanlığı ile Umman İmamlığı arasında başlayan iktidar mücadelesinin etkisiyle Said hanedanlığı askeri olarak İngiltere’nin gücüne dayalı bir şekilde varlığını sürdürmek zorunda kalmıştır. 1871, 1895 ve son olarak 1915 olayları sırasında İngiltere doğrudan askeri güç kullanarak Umman İmamlığı’nın Muskat Sultanlığı üzerinde baskı uygulamasını engellemiştir. İngiliz yazar T. Bent’e göre Maskat’ın korunması politikasına öncelik veren İngiltere’nin temel amacı Hindistan İmparatorluğu ile Basra Körfezi’ndeki çıkarlarını korumaktı. Daha açık bir deyişle Basra Körfezi’ni diğer ülkelerin girişine kapalı bir iç deniz haline getirmek isteyen İngiltere açısından, Muskat ve Umman’ın önemi vazgeçilmezdi. Bununla birlikte Muskat Sultanlığı 1800’lerin ikinci yarısından itibaren İngiltere ile ticaret ve güvenlik alanında birçok anlaşma imzalamasına rağmen, diğer Körfez emirliklerinden (Bahreyn, BAE, Kuveyt ve Katar) farklı olarak İngiltere ile Protektora ilişkisine girmemiştir. Böylece en azından hukuki olarak bağımsızlığını koruyabilmiştir. (Ayhan, “Oman Sultanlığı: Arap Yarımadasında Geleneksel ile Modernite Arasında Bir Ülke”, s. 11,13.) Boztaş, “Tanzanya: Sömürge Geçmişinden Ekonomik Eşitsizliklere”, s. 345-346. Boztaş, “Tanzanya: Sömürge Geçmişinden Ekonomik Eşitsizliklere”, s. 351-352. “History”. http://www.zanzinet.org/zanzibar/history/historia.html, Erişim Tarihi: 6.5.2011. Boztaş, “Tanzanya: Sömürge Geçmişinden Ekonomik Eşitsizliklere”, s. 352. “History”. Boztaş, “Tanzanya: Sömürge Geçmişinden Ekonomik Eşitsizliklere”, s. 349, 350. “History” “History” “Regions and Territories: Zanzibar”, http://news.bbc.co.uk/2/hi/africa/country_profiles/3850393.stm, Erişim Tarihi: 19.10.2010. “History” Boztaş, “Tanzanya: Sömürge Geçmişinden Ekonomik Eşitsizliklere”, s. 353. “History” Boztaş, “Tanzanya: Sömürge Geçmişinden Ekonomik Eşitsizliklere”, s. 349, 350. Hassan O. Ali, “2005 Zanzibar Elections: Neither Free, Nor Fair”, http://www.zanzinet.org/events/vote2005/2005_Zanzibar_Elections_Neither_Free_Nor_Fair.pdf, Eişim Tarihi: 6.5.2011. “Regions and Territories: Zanzibar” “Regions and Territories: Zanzibar”