ETKİNLİK 12: HAYVANLAR DA KONUŞUR Kaynak 1. Aslan ile Fare Herkes herkese yardım etmeli, Ben büyük, o küçük dememeli İki masalım var bunun üstüne, Başka da bulurum isteyene. Aslan toprakla oynuyormuş bir gün, Birde bakmış pençesinde fare, Aslan, aslan yürekliymiş o gün, Kıymamış canına, bırakmış yere. Boşuna gitmemiş bu iyiliği. Kimin aklına gelir, Farenin aslana iyilik edeceği? Etmiş işte, hem de canını kurtarmış. Günün birinde aslan Biraz çıkayım derken ormandan, Düşmüş bir tuzağa, Ağlar içinde kalmış, Kükremiş durmuş boşuna, Bereket fare usta yetişmiş imdada. Bu iş kükremekle değil, Kemirmekle olur demiş. Başlamış incecik dişlerini işletmeye Gelmiş ipin hakkından kıtır kıtır. Bir ilmik kopunca ağdan hayır mı kalır? Sabır, biraz da zaman Güçten, öfkeden daha yaman. (Gündüz, Göksel, Uğur Aslan ve Mikail İncir, “Fabl Nedir?,” http://www.egeedebiyat.org/docs/552.pdf; çeviri Sabahattin Eyüpoğlu) Kaynak 2 Pançatantra Masalları Fabl türünün “ilk yazılı örneği "Pançatantra" Masalları’dır. Eserin yazılış tarihi MÖ 100–300 yılları arasına rastlamaktadır. Pançatantra Masalları, bu türün en eski ve ilginç bir örneği sayılır. Bazı kaynaklarda da eserin, MÖ 200 yılında Keşmir’de derlendiği belirtilir. Ancak, çok daha sonraki yüzyıllarda (MS 100-150) ortaya çıkan ve ün kazanan bu eserin yazarının kim olduğu ve hangi yıllar arasında yaşadığı henüz kesinlikle bilinmemektedir. Yalnız eserin başında bu masalların, zamanın iki genç prensini eğitmek (yetiştirmek) amacıyla Vishnuşarman adlı biri tarafından anlatıldığı belirtilmiştir. Hem insanların hem de hayvanların yer aldığı ve zaman zaman hikâyeler arasına felsefi mısraların serpiştirildiği Pançatantra Masalları bütünüyle, yetişkinlere hitap eden bir özellik taşır.” (Gündüz, Göksel, Uğur Aslan ve Mikail İncir, “Fabl Nedir?,” http://www.egeedebiyat.org/docs/552.pdf) Kaynak 3 Pançatantra Masalları’ndan: “Açgözlü, iyiliğin karşılığını hiçbir zaman vermez.” Bir zamanlar sık ağaçlı bir ormanda yaşayan, doymak bilmez kurnaz bir kurt yaşarmış. Bir gün akşam yemeğini yerken boğazına bir kemik kaçmış. Büyük bir gayretle boğazından çıkarmaya çalışsa da başarılı olamamış. Kurt acıyla inlemeye başlamış. Acı dayanılmazmış. Kurt endişelenmiş ve düşünmeye başlamış. “Acı bir süre sonra dinecek, ama ya kemik boğazımdan çıkmazsa! Hiçbir şey yiyemeyeceğim ve sonrasında da öleceğim.” Kurt, sorunu çözecek çareler düşünmeye koyulmuş. Aniden aklına gölün kıyısında yaşayan turna kuşu gelmiş ve hemen onun yanına gitmiş. “Arkadaşım, boğazıma bir kemik takıldı. Rica etsem, uzun gaganla boğazımdan onu çıkarır mısın? Yardımının karşılığını verecek ve sana minnettar kalacağım,” demiş. Turna, kurdun acınacak durumunu anlamış ve yardım etmeyi kabul etmiş. Uzun gagasını ve hatta boynunu kurdun boğazının derinliklerine sokmuş ve kemiği dışarıya çıkarmış. Kart bundan çok memnun olmuş. Sonrasında turna, “Haydi, şimdi bu iyiliğimin karşılığınu öde” demiş. “Ne karşılığı? Sen benim boğazımın içine kafanı soktun, ben de onun sağ salim çıkmasına izin verdim. Bu kadar iyilik yeter. Kafanı kaybetmiş olabilirdin! Bu iyiliğimi kabul etmiyorsan, seni öldürür ve etini hüpletirim,” demiş kurt. (http://panchatantrastories.tripod.com/50.html; çeviri Işıl Kandolu) METİN KUTUSU ÇALIŞMA SORULARI 1. Kaynak 1’de La Fontaine’in yazdığı bir “fabl” örneği görüyoruz. Edebi bir tür olarak fablın özellikleri hakkında neler söyleyebilirsiniz? 2. La Fontaine ve Pançatantra masalları arasında ne tür benzerlikler görüyorsunuz? Açıklayınız. 3. Yukarıdaki metin kutusunda “Açgözlü, iyiliğin karşılığını hiçbir zaman vermez” hikayesini şiirleştiriniz. Şiirleştirdikten sonra, bu hikaye nasıl bir ders vermek istiyor sorusunu tartışınız.