(AKP dönemi ekonomik rapor mukayeseli özet) 2002 - 2009

advertisement
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME
MERKEZİ (ARGE)
EKONOMİ’DE 7 YIL
(AKP DÖNEMİ 2002–2009)
ÖZET MUKAYESE
16 OCAK 2009
İÇİNDEKİLER
Ekonomi.................................................................................................................................... 1
İthalat ........................................................................................................................................ 8
İhracat ....................................................................................................................................... 9
Dış Ticaret Açığı ....................................................................................................................... 9
Cari İşlemler Dengesi ............................................................................................................. 10
Sıcak Para ............................................................................................................................... 10
İç Borç .................................................................................................................................... 11
Dış Borç .................................................................................................................................. 12
Toplam Borç ........................................................................................................................... 12
Kişi Başına Düşen Borç Stoku ................................................................................................ 13
Merkezi Yönetim Toplam Borç Stoku .................................................................................... 13
Özel Sektör Borç Yükü ........................................................................................................... 14
Merkezi Yönetim Bütçe Gerçekleşmeleri ............................................................................... 15
Kamu Yatırımları .................................................................................................................... 19
İllerde Yapılan Yatırımlar ....................................................................................................... 20
Doğrudan Yabancı Yatırımlar ................................................................................................. 20
Yabancılaşma .......................................................................................................................... 23
Özelleştirme ............................................................................................................................ 25
Vergi Yükü ............................................................................................................................. 28
İşsizlik-İstihdam...................................................................................................................... 32
Ücretler ................................................................................................................................... 44
Gelir Dağılımı ve Yoksulluk ................................................................................................... 50
Tüketici Güven Endeksi .......................................................................................................... 62
Büyüme ................................................................................................................................... 63
Sanayide Kapasite Kullanımı Oranı ........................................................................................ 68
Sanayi Üretim Endeksi ........................................................................................................... 70
Enflasyon ................................................................................................................................ 72
Sosyal Güvenlik ...................................................................................................................... 77
Kapanan İş Yerleri .................................................................................................................. 79
Protestolu Senet/Karşılıksız Çek ............................................................................................. 82
Ödenmeyen Tüketici Kredileri/Kredi Kartları ........................................................................ 85
Vatandaşın Geliri İpotek Altına Alınmıştır ............................................................................. 89
Tarım/Çiftçiler ........................................................................................................................ 92
En Son Ekonomik Göstergeler .............................................................................................. 123
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
EKONOMİ
2008 sonu itibariyle Türkiye ekonomisini değerlendirmemiz aynen
şöyleydi;
“Enflasyonu düşürdüğü iddiasını sürdüren Başbakan Erdoğan, Tercih
etmiş olduğu ekonomik anlayışla AKP’nin ülkemizi sonu olmayan
maceralara götürdüğü yıllardır bilinen ve vurgulanan gerçeklerdir. Bu
konudaki uyarılarımız dikkate alınmamıştır.
AKP iktidarının altı yıldır sürdürdüğü “yüksek faiz, düşük kur, sıcak
para” tezgâhı ile sürdürdüğü ithalata dayalı ekonomik çark ve faiz
sarmalının devamında beklenen zorluk ve güçlükler baş göstermeye
başlamıştır.
Vatandaşlarımız, hükümetin ekonomideki politika tercihlerine karşı
güvenini kaybetmiş ve gelecekten endişe etmeye başlamışlardır. Gelir
artışını sağlayacak yatırımlar gerilemiştir. Reel sektörde siparişler ve
satışlar zayıflamıştır. Sarfiyat olmadığından stoklar artmış durgunluk
hakim unsur haline gelmiştir.
Çarşılar, pazarlar siftah yapmadan kapanan, bir süre sonra iflas eden
işyerleriyle doludur. Borçlarını ödeyemeyen, haciz kıskacına
yakalanan esnafımızın hali perişandır. Büyük iş merkezlerindeki
işyerleri kiralarını ödeyemeyip iflas noktasına gelmiştir.
Borç batağına saplanan vatandaşlarımız en temel ihtiyacını bile
karşılamaktan uzaktır. Okuyan çocuğuna para gönderemeyen, ev
kirasını ödeyemeyen, pazarda filesini dolduramayanların sayısı her
geçen gün çığ gibi artmaktadır.
Amerika’da konut kredilerinde başlayan finansal kriz giderek patlamış
Avrupa’yı ve tüm dünyayı etkileyecek seviyeye ulaşmıştır. Küresel
ekonomik kriz olarak nitelendirilen ve Türkiye’yi de büyük ölçüde
etkileyen bu süreci, Başbakan hafife alarak “bize bir şey olmaz”
diyerek geçiştirmeye çalışmıştır. Ancak ekonomik veriler ve gelişen
borsa ve döviz rakamları başbakan’ı hemen yalanlamıştır. Borsa % 50
ye yakın değer kaybetmiş, döviz fiyatları bir haftada % 50’nin
1
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
üzerinde artış göstermesine rağmen hükümet hiçbir tedbir
geliştirememiş, yapısal anlamda hiç bir iyileştirme yapamamıştır.
Başbakan durumu seyretmek ve her zamanki gibi boş laflarla meydan
okumakla vaktini geçirmiştir.”
Peki günümüzdeki durum nedir? Onu da karşılaştırmalı olarak
değerlendirelim.
OECD 2009 Ekonomik Görünüm Raporu;
OECD'nin, Haziran 2009 ''Ekonominin Görünümü Raporu''na göre,
küresel ekonomideki gerilemenin etkileri yüzünden düşen iç talep
nedeniyle 2008 yılında ekonomisi daralmaya başlayan Türkiye, bu
yıl yüzde 5,9 daralacak. OECD, Türkiye'nin ekonomisinin gelecek
yıl ise yüzde 2,6 büyüyeceği öngörüsünde bulundu.
İşsizlik oranının bu yıl yüzde 15,4 olacağı ve gelecek yıl ise bu oranın
yüzde 16,4'e çıkacağı ifade edilen raporda, tüketici fiyat endeksinin
2009'da yüzde 6,3, 2010 yılında ise 5,9 olmasının beklendiği
bildirildi.
Orta vadeli mali yapıyı, hükümet hesaplarının tam zamanında
sunulmasıyla ve güvenilir harcama tavanlarıyla güçlendirmenin
güveni destekleyeceği vurgulanan raporda, IMF ile bir stand-by
anlaşmasını sonlandırmanın güvenilir fon kaynağı ve güvenilir izleme
sağlamasına yardımcı olacağına dikkati çekildi.
Bu yıl yüzde 5,9 daralması beklenen Türkiye ekonomisinin,
uluslararası ekonominin düzelmesine bağlı olarak 2010 yılında tekrar
büyümeye başlayacağı bildirilen raporda, kısa ve orta vadeli risklerin
göreli olarak dengeye kavuştuğunun gözüktüğü kaydedildi.
Raporda, uluslararası ekonomideki düzelmenin tahmin edilenden hızlı
olması ve Türkiye'nin ihracatının rekabet edebilirliğinin sürmesinin
büyümeyi destekleyeceği, buna karşın uluslararası koşulların
kötüleşmesi
ve
Türkiye'nin
makroekonomik
yapısının
2
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
sürdürülebilirliğine güvenin zayıflaması durumunda düzelmenin
gecikebileceği ifade edildi.
2008 yılının tamamındaki büyüme TÜİK’in yaptığı revizyonlardan
sonra yüzde 1.1’den yüzde 0.9’a geriledi. Böylece Türkiye 2008
yılında yüzde 1 bile büyüyememiş oldu.
Daralma’nın 2009 yılında da devam etmektedir. Ekonomik üretim,
istihdam ve büyümeye ilişkin açıklanan tüm öncü göstergeler ve
makro ekonomik temel göstergelere yansımaları, ekonomide üretim,
istihdamı ve ihracatı destekleyen gerçekçi ve köklü tedbirler
alınmadığı için 2009 yılında ekonomi birinci 3 aylık çeyrekte -14,7,
ikinci 3 aylık çeyrekte -7,9 revize edildi. Üçüncü 3 aylık çeyrekte 3,3 küçüldü.
2009 yılı Ekim ayında ihracat % 27,6, ithalat % 36,8 gerilemiştir.
TÜİK tarafından açıklanan verilerde sanayi üretimi son üç aydır
büyük bir hızla gerilemektedir. Pek çok sektörde üretim durma
noktasına gelmiştir. Kapasite kullanım oranlarında çift haneli düşüşler
yaşanmakta on yılların en düşük düzeylerinde seyretmekte ve hızla
gerilemeye devam etmektedir. Sanayi üretimindeki bu gelişme GSYH
da son çeyrekte bir daralmaya işaret etmektedir.
Buna ilave olarak, inşaat, tekstil, otomotiv gibi ülke ekonomisinin
lokomotif sektörlerindeki üretim ve ihracat gerilemesi kaygı verici
boyutlara ulaşmış bulunmaktadır.
Dolayısıyla son verilerde ortaya çıkan cari işlemler açığındaki
daralma, ekonominin performansından değil, bizatihi kriz
dinamiklerinden, üretimdeki gerilemeden iç talep ve ithalattaki
daralmadan kaynaklanmaktadır. Enflasyondaki gerileme ise iç
talepteki zayıflama ve gerilemenin sinyallerini vermektedir. Kısacası
tüm göstergeler ekonomide negatif büyüme döneminin çanlarını
çalmaktadır. Nitekim Merkez Bankası 2009 yılına yönelik enflasyon
hedeflerini düşürürken bu tehlikeye zımni olarak dikkat çekmiş
bulunmaktadır. Sanayide bu düşük performansın devamı halinde
3
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Türkiye ekonomisinin 2009 yılında büyük ölçüde daralmasını
beklemek sürpriz olmayacaktır.
2008 yılında bütçe açığı 2007 yılına göre bile yüzde 25’e yakın
artmıştır.
2008 yılı bütçe rakamları mali disiplinin darmadağın olduğunu,
hükümetin küresel krizi bir tarafa bırakıp seçim yatırımlarına
başladığını açıkça ortaya koymuştur.
Ekim 2008'den 29 Mart 2009 Mahalli İdareler Seçimi sonuna kadar
başta Sayın Başbakan olmak üzere bütün iktidar mensupları gerçek
dışı bir ekonomik tablo çizerek toplumu aldatmaya çalışmışlardır.
Defterlerini tuttuğu şirketlerin aylık mizanlarını ayarlamaya çalışan
muhasebe bürosuna dönen TUİK rakamları bile gerçeklerin üstünün
örtülmesine imkân vermemiştir.
Seçimler bittikten sonra ekonomi yönetimi, Milliyetçi Hareket
Partisinin 2009 bütçesinin görüşüldüğü Bütçe Plan Komisyonunda,
TBMM Genel Kurulunda ve bütün ortamlarda dile getirdiği “2009
bütçesinin makro büyüklüklerinin gerçekçi olmadığı” görüşünü kabul
etmek zorunda kalarak revize edilmiş büyüklükleri “Katılım Öncesi
Ekonomik Program”da açıklamıştır.
TÜİK, 2009 yılı ilk çeyreğinde yüzde 13.8 olarak açıkladığı küçülme
oranını, yüzde 14.7’e yükseltti. 2009 yılı ilk çeyrekte TÜİK, GSYH
değerini sabit fiyatlarla yüzde 13.8’lik azalışla 21 milyar 145 milyon
TL olarak açıklamıştı. TÜİK yaptığı revizyonla bu rakamı 20 milyar
879 milyon TL’ye çekti. İlk çeyreğe ilişkin yapılan revizyonla daha
önce 210 milyar 997 milyon TL olarak açıklanan cari fiyatlarla
GSYH değeri, yapılan revizyonla 209 milyar 781 milyon TL’ye
indi. 2009 yılının tamamında ise ekonomide yüzde 4 büyüme
öngörülmüştü ve bu rakam daha sonra yüzde 3.6 küçülme olarak
revize edildi. Ancak bu rakam I. Çeyrek -14,7, II. çeyrek -7,9,
III.çeyrekte -3,3 oldu.
Cumhuriyet tarihinin ikinci en büyük küçülmesi
4
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
* İlk çeyrekte yüzde 14.7 ile Türkiye 1945’te gördüğü yüzde 15.3
küçülmeden sonraki en büyük küçülmeyi yaşadı.
* 2009 ilk çeyrekte yaşanan yüzde 14.7’lik küçülme oranına yakın en
yüksek küçülmelerden bir diğeri ise yüzde 12.8 ile 1927 yılında
görülmüştü. Böylece Birinci Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşı ve 1929
dünya ekonomik krizini atlatan Türkiye bu krizde çok daha ağır bir
küçülme yaşadı.
* Yılın ilk çeyreğinde görülen çift haneli bu küçülme 1932 yılında
yaşanan yüzde 10.7’lik, 1941 yılında yaşanan yüzde 10.3’lük
küçülmelerle birlikte Cumhuriyet tarihinin beş kez yaşanan çift haneli
küçülmesinden biri oldu.
* 2001 yılında Türkiye ekonomisi yüzde 7.7 küçülmüştü.
Bütçe ve kamu finansmanı ile ilgili bütün büyüklüklerde revize
edilmiştir. AKP iktidarı ve bütün uyarılara rağmen ekonominin içinde
bulunduğu şartları dikkate almadan fütursuzca seçim ekonomisi
uygulamış, bütçe dengelerini alt üst etmiştir. 2009 yılının tamamı
için öngörülen 10 milyar 398 milyon liralık bütçe açığı tutarı ilk altı
ayda 31Milyar 336 milyon lirayı aşmış, bütün yıl için öngörülen 48
milyarı aşacağı ifade edilmiştir. Bütçede harcamalarda artış sürerken
vergi gelirlerinde hedeflerin altında kalınması açığı dahada
büyütmektedir.
ABD’de başlayıp tüm dünyayı etkileyen küresel malî krizin
Türkiye’ye olan yansımaları ve krizi önleme çabalarının yakından
izlenmesi amacıyla, Ekim ayının başında MHP TBMM gurubunda
Genel Başkan Sayın Dr. Devlet BAHÇELİ’nin talimatıyla “Küresel
Finans Krizi İzleme ve Değerlendirme Komisyonu” oluşturulmuştur.
Milliyetçi Hareket Partisi, her defasında hükümeti biran önce sorumlu,
ciddî ve tutarlı adımlar atması yönünde göreve çağırmıştır.
2001 yılında yaşanan ekonomik kriz öncesi ve sonrasında alınan
önlemlerin ve yapılan reformların bugün yaşanmakta olan mali kriz
5
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
karşısında ekonomimize nasıl bir katkı sağladığı kamu oyuna
açıklamıştır.
ABD ve Avrupa’da yoğun olarak devam eden mali krizin aynı şiddette
ekonomimizde henüz hissedilmemesinde o dönemde finans
sistemimizin güçlü hale getirilmesi amacıyla bağımsız “Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme Kurumu” oluşturulması ve “Merkez
Bankası”nın özerkliğe kavuşturulmasının büyük rol oynadığı
belirlenmiştir.
Türk ekonomisinde küresel malî krizin etkileri şimdilik daha az
hissedilmesinde ve finans sektörümüzün bu sarsıntıyı daha az hasarla
atlatabilmesinin temelinde 1999 yılından itibaren 57’nci Hükümet’in
yaptığı yapısal reformlar etkili olmuştur.
2000 yılı Ekonomik Programı ve 2001 Krizi sonrasında alınan
ekonomik ve malî tedbirler sonucunda Türk ekonomisi bugün eskisine
nazaran küresel krizlere daha dayanıklı hale getirilmiştir. Zaten
bugünkü iktidar ve ekonomi yönetiminin tek sağlam dayanağı da o
gün alınan bu tedbirlerdir. 57. Hükümet tarafından 2001 krizi
sonrasında;
 İlk aşamada, bankacılık sektörüne ilişkin tedbirler süratle
alınarak, malî piyasalarda belirsizliğin azaltılması için Haziran
1999’da Bankacılık Yasası kabul edilmiştir.
 Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında
Kanun yürürlülüğe konulmuştur.
 Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu hariç Bütçe içi 69 fon
kapatılmıştır.
 1999 yılında Sosyal Güvenlik Reformu yapılmıştır.
 Üç kamu bankası için ortak bir yönetim kurulu oluşturulmuş, bu
yönetim kuruluna profesyonel bankacılar atanarak, siyasî hiç bir
baskı olmadan çalışmaları sağlanmıştır.
 Kamu bankalarına zarar oluşturacak görevler verilmemiştir.
6
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
 Yeniden yapılanma sürecinde, ekonominin ve özellikle küçük ve
orta ölçekli özel girişimin en verimli şekilde çalışabilmesi için,
sadece kamu bankaları değil tüm bankacılık sistemi göz önünde
tutularak, yeni bir perspektif getirilmesi amacıyla her türlü tedbir
o dönemde alınmıştır.
 TMSF’ye devredilen bankaların likidite ihtiyaçları kamu
bankalarına benzer bir yöntemle çözülerek, sorun yaratan kısa
vadeli yükümlülükleri, bir plân dahilinde tasfiye edilmiş ve Fon
bankalarının sorunlu alacaklarının tahsili ile ilgili yasal
düzenlemeler süratle yapılmıştır.
 Dalgalı döviz kuru rejimine geçilmesi ile beraber Merkez
Bankası’nın para politikasına yeni bir çerçeve kazandırılmıştır.
Tek ve nihai hedef olan fiyat istikrarını desteklemek amacıyla
finansal piyasalardaki istikrarı korumak Merkez Bankası’nın
öncelikleri arasına alınmıştır. Bu amaçla Merkez Bankası
Kanunu değiştirilerek bağımsız olması sağlanmış ve kurumsal
altyapısı güçlendirilmiştir.
 Dalgalı kur rejimine geçilmesiyle birlikte Merkez Bankası’nın
döviz piyasalarına müdahaleleri döviz kurunda kısa dönemde
oluşacak aşırı dalgalanmaları telafi etme yönünde olmuş, döviz
kurunun uzun dönem denge değerini etkileyecek içerik ve
boyutta olmamıştır.
 Yukarıda da değinildiği gibi bağımsız bir “Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme Kurumu” oluşturulmuştur.
Bu dönemde MHP iktidara ekonomik krize yönelik önerilerini sunarak
öteden beri süregelen sorumlu siyaset anlayışını devam ettirmiştir.
Zaten MHP en az iki yıldan beri ekonomimizdeki olumsuz gelişmeleri
dile getirip iktidarı uyarmakta idi. MHP, iktidarın sorumsuz yönetim
anlayışı sebebiyle vatandaşlarımızın gelecekte daha da ağırlaşacak
olan krizin doğuracağı kötü sonuçların bedelini ödememesi için
gerekli önlemlerin ivedi olarak alınmasını istemektedir.
7
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Milliyetçi Hareket Partisi’nin alınmasını istediği tedbirler üç ana
başlık altında toplanmıştır. Bunlar: Kurumsal, Malî piyasalar ve Reel
Sektör ile ilgili tedbirlerdir.
Ekonomimizi son derece kırılgan hale getiren, cari açığı hızla
büyüten, ekonomik politikalara yöneltilen eleştirilere duyarsız kalan
AKP Hükümeti bu konudaki sorumluluğunu kabul etmekten uzak
kalmış, nitekim ekonomik krizden en fazla etkilenen ülke Türkiye
olmuştur.
Son olarak, Hükümet, uyguladığı sosyal adaletten yoksun politikalarla
çaresiz bıraktığı, dar gelirli vatandaşlarımızın, çiftçilerimizin ve
tüketicilerimizin bankalara olan ve gün geçtikçe artan borçlarına
yönelik gerekli tedbirleri almalıdır. Devam eden icra ve hacizler
durdurulmalı, bu borçlu kesimin borçları ile ilgili yeni ve etkili
çözümler geliştirilmelidir.
Milliyetçi Hareket Partisi bu defa daha büyük bir vurgu ile hükümeti
uyarmakta ve tedbir alınmasını istemektedir.
2002’den bu güne kadar;
İTHALAT
Türkiye’nin yıllık ithalatı;
 2002 yılında 51,5 Milyar dolar iken,
 2003 yılında 69,3 Milyar dolara,
 2004 yılında 97,5 Milyar dolara,
 2005 yılında, 116,3 Milyar dolara,
 2006 yılında 139,6 Milyar dolara,
 2007 yılında 170 Milyar dolara,
 2008 yılında 201,8 Milyar dolara,
8
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
 2009 Ocak-Kasım dönemi 125,5 Milyar dolara ulaşmıştır.
İHRACAT
Türkiye’nin yıllık İhracatı;
 2002 yılında 36,5 Milyar dolar iken,
 2003 yılında 47,2 Milyar dolara,
 2004 yılında 63,2 Milyar dolara,
 2005 yılında 73,4 Milyar dolara,
 2006 yılında 85,5 Milyar dolara,
 2007 yılında 107,2 Milyar dolara,
 2008 yılında 132 Milyar dolara,
 2009 Ocak-Kasım dönemi 92,1 Milyar dolara ulaşmıştır.
DIŞ TİCARET AÇIĞI
Yıllık dış ticaret açığı,
 2002 yılında 15 Milyar dolar iken,
 2003 yılında 22 Milyar dolara,
 2004 yılında 34 Milyar dolara,
 2005 yılında 43 Milyar dolara,
 2006 yılında 54 Milyar dolara,
 2007 yılında 63 Milyar dolara,
 2008 yılında 69,8 Milyar dolara,
 2009 Ocak-Kasım dönemi 33,4 Milyar dolara ulaşmıştır.
9
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
CARİ İŞLEMLER DENGESİ (AÇIĞI)
Yıllık cari işlemler açığı,
 2002 yılında 1,5 Milyar dolar iken,
 2003 yılında 8 milyar dolara,
 2004 yılında 15 Milyar dolara,
 2005 yılında 23 Milyar dolara,
 2006 yılında 33 Milyar dolara,
 2007 yılında 38,2 Milyar dolara,
 2008 yılı sonunda 41,4 Milyar dolara,
 2009 Kasım döneminde 9,9 Milyar dolara ulaşmıştır.
Cari açığın milli gelire oranı,
 2002 yılında % 0,8 iken;
 2003 yılında % 3,4,
 2004 yılında % 5,2,
 2005 yılında % 6,4,
 2006 yılında % 8,2,
 2007 yılında % 7,6,
 2008 yılında % 8 olmuştur,
 2009 Kasım itibariyle % 2,7 olmuştur.
SICAK PARA
Sıcak para, yüksek getiri peşinde koşan fonlardan oluşan yabancı
kökenli mali akımlara verilen genel addır. Hızlı bir şekilde hareket
edebildikleri için bu tür fonlara “sıcak” yakıştırması yapılmıştır.
10
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Bir ülkeye çok hızlı bir şekilde girer ve o ülkeden çok hızlı bir şekilde
çıkarlar. Kalıcı değildir. Türkiye’deki sıcak para stoku birikimli olarak
2002 yılı sonunda 8,9 Milyar dolar iken 2007 yılı Ekim ayında 108
Milyar dolar’a yıl sonunda da 107,1 milyar dolar olmuştur. 2008
Ağustos itibariyle 89,8 Milyar dolara, Küresel mali krizin kasırgaya
dönüştüğü son haftalarda rekor hızla eriyen sıcak para hacmi, 10 Ekim
2008 itibariyle 59,5 Milyar dolara, 2008 yılsonu itibariyle 54 milyar
612 milyon dolara kadar indi.
2009 Temmuz sonunda 73,9 milyar dolar düzeyinde bulunan
yabancılara ait Türkiye'deki sıcak para stoku 2009 Ekim itibariyle
82,4 Milyar dolar olmuştur.
Sıcak para hapsedilemez. Sıcak para çıkmaya karar verdiğinde onu
yükselen kurlar bile engelleyemez. Sıcak paranın ülkeye 'net' bir
faydası yoktur. Fayda gibi görülen gelişmeler, sıcak para çıktığında
kaybolur gider. Dolayısıyla dikkat edilmez ve önlem alınmaz ise sıcak
para son derece tehlikeli ve zararlıdır. Ani olarak terk ettiği yerde
büyük bir yıkıma sebep olabilir.
İÇ BORÇ
AKP iktidarı Cumhuriyet tarihinin en yüksek borçlanmasını yaparak
iç borç stokunu artırmıştır.
 2002 yılının 149 Milyar YTL , 2002 yılında 91,7 Milyar Dolar,
 2003 yılında 194 Milyar YTL, 2003 yılında 139,3 Milyar Dolar,
 2004 yılında 224 Milyar YTL, 2004 yılında 167,3 Milyar Dolar,
 2005 yılında 245 Milyar YTL, 2005 yılında 182,4 Milyar Dolar,
 2006 yılında 251 Milyar YTL, 2006 yılında 178,9 Milyar Dolar,
 2007 yılında 255 Milyar YTL, 2007 yılında 218,2 Milyar Dolar,
 2008 yılında 274,8 Milyar YTL’ 2008 yılında 181,7 Milyar Dolar’a
11
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
 2009 Kasım itibariyle 329,2 Milyar TL, 222,1 Milyar Dolar’a
ulaşmıştır.
DIŞ BORÇ
AKP iktidarı Cumhuriyet tarihinin en yüksek borçlanmasını yaparak
toplam brüt dış borç stokunu artırmıştır.
Toplam brüt dış borç stokumuz;







2002 yılında 130 Milyar dolar iken,
2003 yılında 145 Milyar dolara,
2004 yılında 162,2 Milyar dolara,
2005 yılında 171 Milyar dolara,
2006 yılında 207,8 Milyar dolara,
2007 yılında 247,2 Milyar dolara,
2008 yılında 276,8 Milyar dolara,
212,8 Milyar YTL’ye
201,5 Milyar YTL’ye
216,1 Milyar YTL’ye
226,4 Milyar YTL’ye
290,8 Milyar YTL’ye
303,2 Milyar YTL’ye
422,1 Milyar YTL’ye
 2009 III. çeyrek 273,5 Milyar dolara, 405,4 Milyar YTL’ye
ulaşmıştır.
TOPLAM BORÇ
Cumhuriyet tarihinin en yüksek borçlanmasını yapan AKP döneminde
toplam borç stoku;
 2002 yılında 222 Milyar dolara,
 2003 yılında 283,5 Milyar dolara,
 2004 yılında 327,9 Milyar dolara,
 2005 yılında 351,2 Milyar dolara,
 2006 yılında 385,4 Milyar dolara,
 2007 yılında 465,4 Milyar dolara,
361,8 Milyar YTL,
395,5 Milyar YTL,
440,1 Milyar YTL,
471,4 Milyar YTL
541,8 Milyar YTL,
558,2 Milyar YTL,
12
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
 2008 yılında 458,5 Milyar dolara,
696,9 Milyar YTL,
 2009 Kasım itibariyle 495,6 Milyar dolara, 734,6 Milyar
TL’ye çıkmıştır.
KİŞİ BAŞINA DÜŞEN BORÇ STOKU
2002 yılında (nüfusu 69 Milyon 302 bin kişi) 3 194 dolar iken, 2006
yılında (nüfusu 72 Milyon 974 bin kişi) 5,281 dolara, 2008 yılında
(Türkiye nüfusu 71.517.100 kişidir.) 6,411 dolara çıkmıştır.
AKP’nin iktidar döneminde kişi başına düşen toplam borç;
 2002 yılında 3.194 dolar iken,
 2003 yılında 4.036 dolara,
 2004 yılında 4.608 dolara,
 2005 yılında 4.873 dolara,
 2006 yılında 5.281 dolara,
 2007 yılında 6.593 dolara,
 2008 yılında 6,411 dolara
 2009 Kasım itibariyle 6,931 dolara, ulaşmıştır.
2002 yılında AKP iktidara geldiğinden bu yana kişi başına düşen borç
dolar cinsinden % 217 artmıştır.
MERKEZİ YÖNETİM TOPLAM BORÇ STOKU
Merkezi Yönetim Toplam Borç stokumuz;
 2002 yılında 242,7 Milyar YTL iken;
 2003 yılında 282,8 Milyar YTL,
 2004 yılında 316,5 Milyar YTL,
13
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
 2005 yılında 331,5 Milyar YTL,
 2006 yılında 345 Milyar YTL,
 2007 yılında 333,5 Milyar YTL,
 2008 yılında 380,3 Milyar YTL,
 2009 Kasım itibariyle 440,7 Milyar TL’ye ulaşmıştır.
ÖZEL SEKTÖR BORÇ YÜKÜ
2008 yılında 2002 yılına göre % 432 artarak 189,2 Milyar dolara
ulaşmıştır. 2009 Eylül itibariyle Özel sektör toplam dış borcu
176.3 Milyar dolar olmuştur.
Özel sektörün kısa vadeli dış borç stoku 2007 yılında 37,4 Milyar
dolara 2008 yılında 46,6 Milyar dolara ulaşmakta ve bu nedenle
ekonominin karşı karşıya olduğu riskler giderek artmaktadır.
Kısa Vadeli Özel Sektör Dış Borçları: 2009 Eylül sonu itibarıyla
kısa vadeli özel sektör dış borcu 44,1 milyar dolar seviyesinde
gerçekleşmiştir. Bu tutar içinde bankacılık sektörünün payı 22,2
milyar dolar ile yüzde 50,3 olmuştur.
Uzun Vadeli Özel Sektör Dış Borçları: 2009 yılı Eylül itibarıyla
orta-uzun vadeli dış borçları 132,2 milyar ABD doları olarak
gerçekleşmiştir. Finansal olmayan kuruluşlar 95,4 milyar ABD doları
ile uzun vadeli özel sektör dış borç stoku içinde en büyük paya sahip
olmuştur.
Özel sektör kuruluşların toplam dış borçları,
 2002 yılında 43,9 Milyar dolar iken;
 2003 yılında 50,2 Milyar dolara,
 2004 yılında 65,7 Milyar dolara,
 2005 yılında 86,0 Milyar dolara,
 2006 yılında 122,1 Milyar dolara,
14
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
 2007 yılında 162,3 Milyar dolara,
 2008 yılında 189,2 Milyar dolara,
 2009 Eylül itibariyle 176,3 Milyar dolara, ulaşmıştır.
Özel sektör iç borçları da hızla artmaktadır.
Merkez bankası verilerine göre; Özel sektör kuruluşlarımızın borçları
dış borçlardan ibaret olmayıp, bankaların 2009 Ekim ayında (Mevduat
Bankaları 270 Milyar 645 milyon TL, Katılım ve Yatırım Bankaları 6
Milyar 495 milyon TL) firma bazında nakdi krediler ve tasfiye
olunacak krediler toplamı da,
 2002 yıl sonunda 34 Milyar 215 milyon YTL iken,
 2003 yıl sonunda 51 Milyar 349 milyon YTL’ye,
 2004 yıl sonunda 76 Milyar 300 milyon YTL’ye,
 2005 yıl sonunda 121 Milyar 762 milyon YTL’ye,
 2006 yıl sonunda 170 Milyar 431milyon YTL’ye,
 2007 yıl sonunda 210 Milyar 732 milyon YTL’ye,
 2008 yıl sonunda 265 Milyar 629 milyon YTL’ye,
 2009 Ekim itibariyle 277 Milyar 141 milyon TL’ye,
ulaşmıştır.
MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİ
2009 yılı Ocak-Kasım itibariyle Merkezi Yönetim Bütçesi kümülatif
gerçekleşmeleri çerçevesinde bütçe giderleri, bütçe gelirleri, bütçe
dengesi ve faiz dışı fazla aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.
Merkezi Yönetim Bütçesi Merkezi yönetim bütçesi Ocak-Kasım
2008 döneminde 8 milyar 272 milyon TL açık vermiş iken OcakKasım 2009 döneminde 46 milyar 356 milyon TL açık vermiştir.
15
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
2008 yılının Ocak-Kasım döneminde 40 Milyar 518 milyon TL olarak
gerçekleşen faiz dışı fazla 2009 yılının aynı döneminde 5 Milyar 803
milyon TL olmuştur.
2008 yılı Ocak-Kasım döneminde 202 Milyar 030 olarak gerçekleşen
bütçe giderleri, 2009 yılının aynı döneminde yüzde 18,6 oranında
artarak 239 Milyar 542 milyon TL olmuştur. 2008 yılın OcakKasım öneminde bütçe giderleri gerçekleşme oranı yüzde 89,0 iken,
bu yılın aynı döneminde söz konusu oran yüzde 92,4 olmuştur.
Merkezi Yönetim Bütçe Gerçekleşmeleri
Milyon TL
Bütçe Giderleri
- Faiz Hariç
Giderler
- Faiz Giderleri
Bütçe Gelirleri
- Vergi Gelirleri
Bütçe Dengesi
Faiz Dışı Denge
2008
Ocak-Kasım
Yıllık
227.031
176.369
50.661
209.598
168.109
17.432
33.229
Gerç.
%
202.030
153.240
48.791
193.758
156.073
8.272
40.518
227.031
176.369
50.661
209.598
168.109
17.432
33.229
Yıllık
259.156
201.656
57.500
248.758
202.090
10.398
47.102
2009
Ocak-Kasım
Değişim
Gerç.
%
%
239.542
187.383
52.159
193.186
154.247
46.356
5.803
92,4
92,9
90,7
77,7
76,3
445,8
12,3
18,6
22,3
6,9
-0,3
-1,2
460,4
-85,7
BÜTÇE AÇIĞI 2009 OCAK-KASIM DÖNEMİNDE % 445,8 ARTTI
Merkezi Yönetim Bütçe açığı 2009 Ocak-Kasım döneminde 46
Milyar 356 Milyon TL’ye yükseldi. Bu sonuç hedeflenen yıllık
bütçe açığının (35.958 Milyar TL) yılın ilk onbir ayında dört katını
aşmıştır.
Bütçe giderleri % 18,6 artarken, bütçe gelirlerinde % -0,3 azalış oldu.
Faiz giderleri de % 6,9 artarak, 48 Milyar 791 Milyon TL’den, 52
Milyar 159 Milyon TL’ye çıkmıştır.
Vergi gelirleri % 1,2 azalarak, 156 Milyar 073 Milyon TL’den, 154
Milyar 247 Milyon TL’ye geriledi.
16
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Özetle;
 Geçen yıl ilk onbir ayda 202 Milyar 030 milyon TL olan bütçe
giderleri bu yılın ilk onbir ayında 239 Milyar 542 milyon TL
çıkmıştır. Geçen yıla göre yüzde 18,6 artış vardır.
 Bütçe gelirleri ise yüzde -0,3 düzeyinde azalmış ve 193.758
Milyar TL’den 193.186 Milyar TL’ye düşmüştür.
 Bu durumda bütçe açığı büyümüştür. Geçen yılın onbir ayında
8 Milyar 272 Milyon TL fazla verilmişken bu yılın aynı
döneminde 46 Milyar 356 milyon TL olmuştur. Açıktaki artış %
445,8 düzeyindedir. Yıllık bütçe açığı hedefinin tamamı, onbir
ayda dört katını aşmıştır.
 Faiz dışı fazla 40.518 Milyar TL den 5.803 Milyar TL’ye inmiştir.
Buradaki daralma ise yüzde 85,7 düzeyindedir.
 Bütçeyi bu duruma getiren üç nedenden biri, Faiz giderleri 2009
yılı Ocak-Kasım döneminde 2008 yılının aynı dönemine göre
yüzde 6,9 oranında artış göstererek 52 milyar 159 milyon TL
olarak gerçekleşmiştir. Böylece faiz harcamaları için bütçede
öngörülmüş olan 57 milyar 500 milyon TL ödeneğin yüzde 90,7’si
bu dönemde kullanılmıştır.
 Bütçeyi bozan ikinci etken, vergi gelirlerindeki yüzde 1,2’lik
azalmadır. Bu durumun oluşmasında kriz etkili olmuştur.
 Bir de yerel seçim, harcamaları da etkiledi. 2009 bütçesini yıkan
faiz dışı harcamaları yüzde 21,6 artırdı.
Dünya ekonomisinin 2009 yılında yüzde 1,7 ila 2,8 oranında
daralması beklenirken 2008 yılının son çeyreğinde yüzde 6,5 oranında
daralan Türkiye ekonomisinde 2009 yılının ilk çeyreği için açıklanan
yüzde 13,8 küçülme rakamı, yüzde 14,7 olarak revize edildi. NisanMayıs-Haziran dönemini kapsayan ikinci çeyrekte yüzde 7,9,
üçüncü çeyrekte ise 3,3’lük küçülme meydana geldi. “Teğet geçti.”
denen kriz dünyada ilk sıralarda ülkemizi etkilemiştir.
17
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Borçlanma limitindeki bu olağanüstü artış bizlere, yedi yıllık AKP
Hükümetinin maliye politikasının iflas ettiğini, mali disiplinin yerle
bir olduğunu, gerçekçi bir bütçe yapamadığını ve uygulayamadığını
göstermektedir. Ekonomik krizin teğet geçmediğini, ekonomide ağır
tahribata yol açtığını ancak Hükümet tarafından gerekli ve yeterli
tedbirlerin alınmadığını göstermektedir. “Mevcut duruma göre 2009
yılı bütçesinin gelir gider tahminlerinin gerçeklerden çok uzak
olduğu ortadadır.” 2009 yılının sekiz ayında bütçe açığında yüzde
300’e varan bir hedef sapması söz konusudur. Dolayısıyla 2009 yılı
bütçesinin acilen revizyona tabi tutulmasına yarar vardır. Hükümet
TBMM’ye bütçenin bir an önce ek bütçe sunarak bu bütçenin
yasalaştırılmasını sağlamalıdır.
Maliye Bakanlığı, 2010 bütçesi için düğmeye bastı...
2010 Bütçesi TBMM’ye sunuldu. Plan Bütçe Komisyonunda
görüşmeler başladı.
2010 Merkezi Yönetim Bütçe Tasarısı (Milyon TL)
18
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
2010 MERKEZİ YÖNETİM TAHMİNİ BÜTÇE DENGESİ-TASARISI
GENEL BÜTÇE GELİRLERİ
Vergi Gelirleri
Vergi Dışı Gelirler
(Milyon TL)
236.794
193.324
43.470
GENEL BÜTÇE GİDERLER
Personel Giderleri
Sosyal Güvenlik kurumlarına Devler Prim Giderleri
Mal ve Hizmet Giderleri
Faiz Giderleri
Cari Transferler
Sermaye Giderler
Sermaye Transferleri
Borç Verme
Yedek Ödenekler
286.928
60.349
11.110
25.186
56.750
102.173
18.928
3.426
6.903
2.103
BÜTÇE ACIĞI
FAİZ DIŞI FAZLA
50.134
6.616
KAMU YATIRIMLARI
Yatırım harcamaları AKP döneminde düşmüştür. DPT’ye göre 2002
yılında 9 Milyar 835 Milyon YTL olan toplam yatırım harcamaları
(mahalli idareler yatırımları hariç) 2002 yılı fiyatlarıyla deflete
edildiğinde;







2003 yılında 7 Milyar 574 milyon YTL,
2004 yılında 7 Milyar 278 milyon YTL,
2005 yılında 9 Milyar 829 milyon YTL,
2006 yılında 10 Milyar 647 milyon YTL,
2007 yılında 10 Milyar 378 milyon YTL,
2008 yılında 10 Milyar 406 milyon YTL,
2009 yılında (Planlanan) 13 Milyar 086 milyon TL olmuştur.
AKP bütçedeki cari harcamaların oranını artırırken yatırım
harcamalarını düşürmüştür. Altyapı yatırımı yapılmamakta kalkınma
feda edilmektedir.
19
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
İLLERDE YAPILAN YATIRIMLAR
Devletin yatırımlarını devlet adına izlemekle görevli DPT rakamlarına
göre 2002 fiyatlarıyla deflate edildiğinde; 81 ile yapılan toplam
yatırım tutarı








2002 yılında 15.533.564 bin YTL iken,
2003 yılında 12. 776.714 bin YTL’ ye
2004 yılında 11. 611.359 bin YTL’ ye
2005 yılında 13. 040.267 bin YTL’ ye
2006 yılında 13 040 658 bin YTL’ ye,
2007 yılında 12 306 401 bin YTL’ ye,
2008 yılında 13 687 532 bin YTL’ye
2009 yılında (Planlanan) 16 687 238 bin TL olmuştur.
DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLAR
2007 yılında 19.136 milyon Doları olan uluslararası doğrudan yatırım
girişinin 11.662 milyon doları mali aracı kuruluşlardan
kaynaklanmıştır.
2008 yılında giriş yapan 18 Milyar 315 milyon dolarlık yatırımın 6
Milyar 069 milyon doları mali aracı kuruluşların faaliyetleri, 3 Milyar
924 milyon doları imalat sanayi’nden kaynaklanmıştır.
2009 Ocak-Ekim dönemi giriş yapan 6 Milyar 622 milyon dolarlık
yatırımın, 312 milyon doları mali aracı kuruluşların faaliyetleri, 1
Milyar 327 milyon doları imalat sanayiinden geldi. Geçen yılın
aynı dönemi ile karşılaştırıldığında mali aracı kuruluşların faaliyetleri
5 Milyar 109 milyon dolar, imalat sanayi yatırımları 2 Milyar 048
milyon dolar azaldı.
Doğrudan Yatırımlarda Azalmayla Birlikte, Kar Transferi
Azaldı,
20
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Doğrudan yatırımlarda kar transferleri 2000 yılında 300 milyon
dolar düzeyinde gerçekleşirken, 2002'de 401 milyon dolara, 2003
yılında 643 milyon dolara yükselmişti. 2004 yılıyla birlikte belirgin
bir şekilde artan kar transferleri, doğrudan yatırımlarda 1 milyar 43
milyon dolara ulaşmıştı. Doğrudan yatırımlarda kar transferi 2005’te 1
milyar 51 milyon, 2006’da 1 milyar 182 milyon ve 2007 yılında 2
milyar 208 milyon dolara çıktı. 2008 yılı sonunda ise 2 milyar 738
milyon dolarlık bir kar transferi yaşandı. Bu gelişmelerle doğrudan
yatırımlarda 2003 başından bu yana gerçekleşen toplam kar transferi
11 milyar 240 milyon dolar düzeyine çıktı.
2009 yılı Ocak-Kasım döneminde bir önceki yılın aynı dönemine
göre yüzde 91.7 azalarak 35 milyar 613 milyon dolardan 2 milyar 936
milyon dolara geriledi. Doğrudan yatırımlar kalemi altında,
Türkiye'deki yabancı sermayeli şirketlerin yurtdışındaki ortaklarından
kullandıkları kredileri ve yurtdışında yerleşik kişilerin Türkiye'de
gerçekleştirdikleri gayrimenkul alımlarını da içeren yurtdışında
yerleşik kişilerin yurtiçinde yaptıkları net yatırımlar, 2008 yılı OcakKasım döneminde 17 milyar 31 milyon dolar olarak gerçekleşirken,
2009 yılının aynı döneminde yüzde 59.2 azalışla 6 milyar 956 milyon
dolar oldu.
2009 yılında kriz nedeniyle doğrudan sermaye girişi geçen yıla göre
azalırken, “doğrudan” yatırımlardan elde edilen karlardan yapılan
transferlerin de son bir yılda azaldığı gözlendi. 2008 yılının OcakKasım dönemine göre yüzde 3.5 azalarak net 6 milyar 999 milyon
dolar oldu. Yatırım geliri kaleminin altında büyük ölçüde kar
transferlerinden oluşan doğrudan yatırımlardan gerçekleşen net çıkış,
sırasıyla yüzde 11.1 azalışla 2 milyar 169 milyon dolara geriledi.
Yabancı Yatırımcıların Türkiye’den Kar Transferleri
Yabancılar, bu dönemde Türkiye’deki doğrudan yatırımlarından elde
ettiği karın 11 Milyar 287 milyon dolarını, portföy yatırımlarından
kazandığının da 23 Milyar 326 milyon dolarını götürdü. Yabancı
21
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
yatırımcılar son 8,5 yıllık dönem içinde Türkiye’deki
yatırımlarından elde ettiği toplam 35.6 Milyar dolarlık getiriyi kendi
ülkelerine transfer etti. Anka Ajansı’nın Merkez Bankası
rakamlarından yazdığı habere göre yabancı yatırımcıların, 2002
başından 2009’un Kasım sonuna kadar olan dönemde Türkiye’deki
doğrudan yatırımlarından yaptıkları kar transferleri ile sıcak para
olarak gelen dış sermayenin portföy yatırımlarından elde ettiği
getirilerden ülkelerine aktardığı tutarın toplamı 35 Milyar 613
milyon dolara ulaştı.
Yabancı yatırımcıların kendi ülkelerine aktardıkları kaynağın 11
Milyar 287 milyon dolarlık kısmı doğrudan yatırımlarından elde
ettiler. Yaklaşık 23 Milyar 326 milyon dolarlık kar transferi ise
yabancı yatırımcıların borsa, devlet iç borçlanma senetleri gibi
finansal araçlara yaptıkları portföy yatırımlarından kaynaklandı.
Yabancı Yatırım 18 Milyar $’a indi, stok 75 Milyar dolar eridi
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü’nün UNCTAD 2009
dünya yatırım raporuna göre Türkiye uluslar arası doğrudan yatırım
stoku açısından 40’ıncı sırada yer aldı. Bunda da dünyada varlık
değerlerinin düşüş trendine girmesi etkili oldu. Türkiye’nin 2007
yılında 145 Milyar dolar olan stok değeri, 2008’de 69.9 Milyar dolara
indi. Yatırım stokunun milli gelire oranı ise 2008 yılında yüzde
22
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
22,2’den yüzde 9,6’ya geriledi. YASED Başkanı, “Ben bu verileri
doğrudan yabancı yatırımın geri çekilmesi olarak okumuyorum. Bence
bunda yerli yatırım oranındaki artışın da etkisi var” dedi. Listede ilk 3
sırada yer alan ABD, Fransa ve İngiltere, 14.9 trilyon dolarlık yabancı
doğrudan yatırım stokunun yüzde 30,4’ünü elinde bulundurdu.
Dünya’da 20’nci oldu
* Türkiye 2008 yılında çektiği 18 Milyar dolarlık Uluslar arası
Doğrudan Yatırım (UDY) ile dünya sıralamasında 20’nci oldu.
* Giren yatırımda yaşanan 4 Milyar dolarlık düşüşe rağmen, dünya
sıralamasında 5 sıra birden yükselmeyi başardı.
* Uluslararası doğrudan yatırım 2007 yılında 22 Milyar dolar olarak
gerçekleşmişti.
* Dünya genelinde de uluslar arası doğrudan yatırım girişleri, önceki
yıla oranla yüzde 14’lük düşerek 1.7 trilyon dolara geriledi.
YABANCILAŞMA
AKP iktidarı özelleştirme yerine yabancılaştırmayı, milli kalkınma
modeli yerine uluslar arası pazar olma yolunu tercih etmiştir.
 Yabancı yatırımlar AKP’nin ithalata dayalı ekonomi politikasına
uyumlu bir şekilde toptan perakende ticareti alanında
yoğunlaşmış ve 1954-2003 yılları arasında 2,282 olan sayı, 2004
yılından 2009 Ekim ayına kadar olan dönemde 4,582 yabancı
toptan ve perakende ticareti şirketi ülkemizde yatırım yapmıştır.
 Telekomünikasyon sektörü tamamen yabancılaştırılmıştır.
Türk telekomünikasyon sektöründe Türk Telekom’un Öger’e,
Telsim’in Vadafon’a, Aycell + Aria (AveA) İtalyan ve Öger’e
satılması, Türkcell’in hisselerinin Alfa grubunun almasıyla bu
stratejik sektörde yabancılaştırma tamamlanmıştır.
23
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
 Türk bankacılık sektöründe Şekerbank, Denizbank,
Demirbank, Dışbank, Tekfenbank, Garanti Bankası, Finansbank,
TEB, Akbank, Koç Bank, MNG Bank, CBank, Türkiye Finans,
Oyakbank ve Yapı kredi Bankasının çoğunluk veya önemli
oranlardaki hisseleri yabancı bankalara satılmıştır.
 İMKB yabancılaştırılmış, yerli yatırımcıların borsadaki payları
yüzde 33’e inmiştir.
 AKP döneminde 3,304 yabancı şirket ile ikinci sırayı
gayrimenkul şirketleri almıştır.
İşte YABANCILAŞMADA AKP gerçekleri;
*Türk Telekom, Arap'ın...
*Telsim, İngiliz'in...
*Kuşadası Limanı, İsrailli’nin...
*İzmir Limanı, Hong Konglu'nun...
*Araç muayene işi, Alman'ın...
*Başak Sigorta, Fransız’ın...
*Adabank, Kuveytli'nin...
*İETT Garajı, Dubaili'nin...
*Avea, Lübnan ve İtalya’nın…
*Rakı, Amerikalı'nın...
*Finansbank, Yunanlı'nın...
*Oyakbank, Hollandalı’nın...
*Denizbank, Fransız ve Belçikalı'nın... *Türkiye Finans, Kuveytli'nin...
*TEB, Fransız'ın...
*Cbank, İsrailli'nin...
*MNG Bank, Lübnanlı'nın...
*Alternatif Bank, Yunanlı'nın...
*Dışbank, Hollandalı ve Belçikalı'nın... *Şekerbank, Kazak'ın...
*Yapı Kredi'nin yarısı, İtalyan'ın...
*Turkcell'in yarısı, Finli'nin + Rus'un...
*Beymen'in yarısı, Amerikalı'nın...
*Enerjisa'nın yarısı, Avusturyalı'nın…
*Garanti'nin yarısı, Amerikalı'nın... *Eczacıbaşı İlaç, Çek'in...
*İzocam, Fransız'ın...
*TGRT(Fox), Amerikalı'nın...
*Demirdöküm, Alman'ın...
*Döktaş, Fransız'ın...
*Süper FM, Kanadalı'nın...
* Demirbank, İngiliz’in...
*Petkim Ermeni’nin
*Akbank’ın bir bölümü Amerikali’nin
*AVM/Alışveriş merkezleri ve marketlerin nerdeyse tamamı yabancıların
Daha Yüzlercesi, Hepsi TÜRK’tü! Sadece 7 yıl önce...
24
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
ÖZELLEŞTİRME
Özelleştirmeyi, Devletin sahip olduğu değerli varlıkları haraç-mezat
şekline ucuza satmak olarak algılayan AKP hükümeti 2002 sonuna
kadar 17 yılda yapılan yaklaşık 8 Milyar Dolar özelleştirmeye karşın,
7 yılda, 34 Milyar 483 milyon Dolar özelleştirme gerçekleştirmiştir.
1986 yılından itibaren 270 kuruluştaki kamu hisseleri, 22 yarım
kalmış tesis, 524 taşınmaz, 8 otoyol, 2 boğaz köprüsü, 103 Tesis, 6
Liman, şans oyunları lisans hakkı ile Araç Muayene İstasyonları
özelleştirme kapsamına alınmıştır.
Halen özelleştirme kapsamında 2, kapsam ve programda 17 olmak
üzere toplam 19 kuruluş bulunmaktadır. Bu kuruluşların 11
tanesinde % 50’nin üzerinde kamu payı vardır. Söz konusu 2
kuruluşun programa alınması yönündeki çalışmalar sürdürülmektedir.
Bunun yanısıra, özelleştirme kapsamında 192 taşınmaz, 77 tesis, 5
liman, 8 otoyol, 2 boğaz köprüsü, şans oyunları lisans hakkı da yer
almaktadır.
Özelleştirme idaresince (TMSF, Diğer kurumlar, Onay ve Sözleşme
aşamasında olanlar hariç) 1986’dan bu yana Türkiye 38 Milyar 612
Milyon 694 bin 183 dolarlık varlığını özelleştirmiştir. 2002 yılı esas
alındığında; özelleştirme işlemleri şu şekilde ifade edilebilir.
1986 - 2009 DÖNEMİ GERÇEKLEŞTİRİLEN ÖZELLEŞTİRME İŞLEMLERİ
1986 – 2007 ($)
2008 ($)
2009 ($)
TOPLAM ($)
-
Blok Satış
18.159.166.639
2.040.000.000
0
20.199.166.639
-
Tesis/Varlık Satışı
4.821.223.576
2.256.200.287
2.270.211.611
9.347.635.474
-
Halka Arz
5.180.202.610
1.911.000.000
0
7.091.202.610
-
1.261.053.768
0
0
1.261.053.768
-
İMKB'de Satış
Yarım Kalmış
Tesis Satışı
4.368.792
0
0
4.368.792
-
Bedelli Devirler
TOPLAM
615.730.069
89.923.687
3.613.144
709.266.900
30.041.745.454
6.297.123.974
2.273.824.755
38.612.694.183
* 1995 uygulamalarına METAŞ'ın rehinli hisse satışı olan 57.900.000 $ dahil değildir.
25
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
YÖNTEMLER İTİBARİYLE ÖZELLEŞTİRME İŞLEMLERİ
Halka Arz
%19
IMKB'de Satış Bedelli Devir
%3
%2
Blok Satış
%53
Tesis ve Varlık
Satışı
%23
Toplam Özelleştirme Miktarı (Milyon $)
1985-2002 2003-2009 1985-2009
Özelleştirme
Toplam
7.996
30.617
38.612
Onay ve
Sözleşme
Aşamasında
Olan 2009
Genel
Toplam
3.867
42.479
Onay ve sözleşme aşamasında bulunan özelleştirmeler toplamı olan 3
Milyar 867 Milyon Dolarlık miktarda dahil edildiğinde 2009 yılı
Kasım itibariyle 38,612 + 3.867 = 42.479 Milyar dolar özelleştirme
toplamı oluşacaktır. Bunun AKP dönemine isabet eden kısmı
42,479 – 7,996 = 34,483 Milyar dolar dır.
2009 Kasım ayı itibariyle 1,98 Milyar ABD doları gelir elde
edilirken, ihalesi tamamlanmış ancak henüz devir işlemi yapılmamış
işlemlerden de 3.867 Milyar ABD doları bekleniyor.
2008’in başından itibaren satış veya devir işlemleri tamamlanan
özelleştirme gelirleri 6,3 milyar doları buldu.
İhalesi Tamamlanmış Onay ve Sözleşmesi
İmza Aşamasındaki Projeler
TOPLAM
Satış Devir Bedeli ($)
1.978.989.398
1.888.000.000
3.866.989.397
26
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
2008 yılında Pektim Petrokimya Holding AŞ’nin özelleştirme
işleminden 2 milyar 40 milyon dolar Tekel ve Sigara Sanayi
işletmeleri ve Ticaret AŞ’nin devir bedelinin de içinde yer aldığı tesis
ve varlık satış veya devrinde toplam 2 milyar 256 milyon dolar, Türk
Telekom’un halka arzından 1 milyar 911 milyon dolar, bedelli devir
işletmelerinden ise 89,2 milyon dolar gelir elde edildi.
Diğer işlemlerle birlikte AKP döneminde toplam 50 Milyar dolar satış
yapıldığı tahmin ediliyor.
Öte yandan, ihalesi tamamlanmış onay ve sözleşmesi imza
aşamasındaki kuruluşlar arasında;
2009 Kasım ayından itibaren satış veya devir işlemleri tamamlanan
özelleştirme gelirleri 1,98 Milyar doları buldu. Öte yandan, ihalesi
tamamlanmış onay ve sözleşmesi imza aşamasındaki kuruluşlar
arasında TCDD’ye ait İzmir, Derince, Bandırma ve Samsun limanları
ile Meram Elektrik Dağıtım A.Ş. ve Aras Elektrik Dağıtım A.Ş. var .
Sümer Holding AŞ’ye ait Adıyaman taşınmazı ve Tekel ve Sigara
Sanayi İşletmeleri’ne ait Ayvalık Tuzlası da ihalesi tamamlanmış onay
ve sözleşmesi imza aşamasındaki kuruluşlar arasındadır.
AKP hükümeti tarafından 2009 yılında da Milli Piyango, Köprü ve
Otoyolların özelleştirilmesi planlanmaktadır.
27
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Ayrıca AKP hükümeti, "Babalar gibi satarım" anlayışını sürdürürken,
özelleştirmeler bu yılda bütün hızıyla sürecek. ÖİB Başkanı,
önümüzdeki dönemde, BOTAŞ, MKEK, TKİ gibi kamu varlıklarının
özelleştirilebileceğini açıkladı. ÖİB Başkanı, "Krizin etkileri ortadan
kalkmaya başladıktan sonra, sisler dağıldıktan sonra”, yeni
kuruluşların özelleştirme portföyüne dahil edilmesi planlanmaktadır.
Özelleştirme portföyüne alınacak kuruluşlarla ilgili çalışmaları sürekli
yaptıklarını belirten ÖİB Başkanı, dünya ekonomisinde yaşanan krizin
bu tür değerlendirmelerin ertelenmesine neden olduğunu belirten ÖİB
Başkanı, bu özelleştirmelerin tamamının Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı portföyünde yapılmasının söz konusu olmayabileceğini
belirtti.
VERGİ YÜKÜ
AKP, vergi oranlarını yükseltmiş, alınan vergilerde enflasyonun çok
üstünde artışlar yapmıştır. Neticede kişi başına düşen vergi 2002
yılında 857 YTL iken 2005 yılında % 72 oranında artarak 1 475
YTL’ye, 2007 yılında ise % 152 oranında artarak 2 165 YTL’ye, 2008
yılı da 2 381 YTL’ye, 2009 Kasım itibariyle 2 157 TL’ye ulaşmıştır.
AKP Dolaylı Vergileri de Artırarak Vatandaşı Ezmiştir;
AKP hükümeti döneminde; kazanç üzerinden vergi alınmasını
sağlayan doğrudan vergiler düşmüş, tüketim üzerinden alınan dolaylı
vergiler artmıştır.
AB ülkelerinde doğrudan vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki
payı % 35’ken, AB’ye uyum iddiasında olan AKP hükümeti
döneminde 2005 yılında tersine, doğrudan vergiler % 27,2 ye düşmüş,
sabit/düşük gelirlileri ezen bir vergi türü olan dolaylı vergiler %
72,8’e ulaşmıştır. 2008 yılında 168.087 milyon YTL olan toplam
vergiler içersinde doğrudan vergiler miktarı 59.021 milyon YTL
28
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
olurken, dolaylı vergiler miktarı 109.066 milyon YTL’dir. Toplam
vergiler içindeki oranları, doğrudan vergiler % 35,1, dolaylı
vergiler ise % 64,9 olmuştur.
2008 yılı Ocak-Kasım döneminde 156 milyar 073 milyon TL vergi
tahsilatı yapılmışken, 2009 yılının aynı döneminde yüzde 1,2 oranında
bir azalışla 154 milyar 247 milyon TL vergi tahsil edilmiş ve yılsonu
bütçe hedefinin yüzde 76,3’ü bu dönemde gerçekleştirilmiştir.
Vergi türleri itibariyle 2009 Ocak-Kasım dönemi gerçekleşmelerine
bakıldığında; geçen yılın aynı dönemine göre Gelir Vergisinde yüzde
3.4, Harçlar yüzde 8.7 ve ithalatta meydana gelen azalışa paralel
olarak İthalde Alınan Katma Değer Vergisinde yüzde 17 oranında
azalış meydana gelirken Kurumlar Vergisi yüzde 6.3, Banka ve
Sigorta Muameleleri Vergisi yüzde 10.8, Dahilde Alınan Katma Değer
Vergisi yüzde 11.4, Özel Tüketim Vergisi yüzde 2.6, Damga Vergisi
binde 8 ve diğer vergiler tahsilatı ise yüzde 2,4 oranında artış
göstermiştir.
2009 Ocak-Kasım döneminde 154.247 milyon TL olan toplam
vergiler içersinde doğrudan vergiler miktarı 51.374 milyon TL
olurken, dolaylı vergiler miktarı 102.873 milyon TL’dir. Toplam
vergiler içindeki oranları, doğrudan vergiler % 33,3, dolaylı vergiler
ise % 66,7 olmuştur.
29
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Pek çok gelişmiş ülkede vergi gelirleri içinde Dolaylı Vergilerin
oranının yüzde 20-30 arasında iken Türkiye’de maalesef bu oranın
yüzde 70’lere dayanmaktadır. Dolaylı Vergilerin en adaletsiz
verdilerdir çünkü vergi adaletinin sağlanabilmesi için az kazanandan
az, çok kazanandan çok vergi almak gerekmektedir. Dolaylı vergileri
gelir düzeyi ne olursa olsun tüm tüketiciler aynı miktarda
ödemektedir. Dolaylı vergiler, alınan mal veya hizmetin içindedir.
Katma değer vergisi, özel tüketim vergisi gibi vergiler asgari
ücretliden de, gelir düzeyi yüksek kişilerden de aynı miktarda
alınmaktadır.
Toplam vergi gelirleri içersinde dolaylı vergilerin payının halen çok
yüksek olduğu düşünüldüğünde ÖTV ve KDV artışları gelir
dağılımını daha da bozacak ve geniş kitlelerin yoksulluğunu
arttıracaktır. Dolaylı vergiler ile istihdam üzerindeki vergiler birlikte
değerlendirildiğinde durum ülkemiz açısından azımsanmayacak
düzeyde olumsuzluklar içermektedir.
Maliye Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye OECD ülkeleri
içinde sosyal güvenlik primleri dahil dolaylı vergi gelirlerinin
toplam vergi gelirleri içindeki payı açısından Meksika’dan sonra
yüzde 47,8 ile ikinci sıradadır. Yine Türkiye OECD ülkelerinde
sosyal güvenlik primleri hariç dolaylı vergi gelirlerinin toplam
vergi gelirleri içendeki payı açısından da Meksika ve Slovenya’dan
sonra yüzde 65 ile üçüncü sıradadır. Bu yapılanma, ülkemizde
uygulanan vergi politikalarının gelir dağılımını bozan ve istihdam
yaratmayı engelleyen özellikte olduğunu göstermektedir.
AKP İktidarında Vergi Tabanı Daralmıştır;
AKP iktidarında vergi tabanı daralmıştır. Toplam mükellef sayısı
2002 yılının Aralık ayında 8 Milyon 425 bin iken, 2006 yılının Aralık
ayında 8 Milyon 155 bine, 2008 yılında da 6.096.888’a inmiştir.
2009 yılı Aralık döneminde faal durumdaki gelir vergisi
mükelleflerinin sayısı bir önceki yıla göre 1 milyon 701 bin 865’den 1
30
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
milyon 683 bin 308’e, katma değer vergisi (KDV) mükelleflerinin
sayısı da 2 milyon 266 bin 053’den 2 milyon 249 bin 950’ye düştü.
Küçük esnafın oluşturduğu basit usule tabi mükelleflerin sayısı da 744
bin 188’den 739 bin 092’ye kadar geriledi. Kurumlar vergisi mükellefi
olan faal işletme sayısı da 640 bin 679’dan 640 bin 786’ya çıkmıştır.
Ancak bütün bu çabalara karşın son 7 yılda toplam mükellef sayısında
296 bin 272 adet azalma meydana geldi. 2002 yılında 6 milyon 449
bin 485 olan gelir, KDV, kurumlar, gayrimenkul sermaye iradı ve
basit usule tabi mükellef sayısı, 2009 Aralık itibariyle 6 milyon 153
bin 213'e geriledi. Buna karşılık bu dönemde Türkiye nüfusu 66,8
milyondan 71,5 milyona çıktı.
TOPLAM MÜKELLEF SAYISI
Mükellef Grupları
Gelir Vergisi
GMSİ
Basit Usul
KDV
Kurumlar Vergisi
Toplam
2002
2008
2009 Aralık
1.729.260
1.701.865
1.683.308
436.479
744.103
840.077
810.167
744.188
739.092
2.887.598
2.266.053
2.249.950
585.981
640.679
640.786
6.449.485
6.096.888
6.153.213
2009 YILI VERGİLERİ;
Maliye bakanlığınca belirlenen yeniden değerlendirme katsayılarına
göre 2009 yılında emlak vergileri % 6 oranında diğer vergi ve cezalar
% 12 oranında arttırılmıştır.
Buna göre;
2009 Yılı Gelir Vergisi Tarifesi




8.700 TL'ye kadar yüzde 15
22.000 TL'nin 8.700 TL'si için 1.305 TL, fazlası yüzde 20
50.000 TL'nin 22.000 TL'si için 3.965 TL, fazlası yüzde 27
50.000 TL'den fazlasının 50.000 TL'si için 11.525 TL, fazlası
yüzde 35 oranında vergilendirilecek.
31
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
2010 yılı Gelir Vergisi Tarifesi




8.800 TL'ye kadar yüzde 15,
22.000 TL'nin 8 bin 800 TL'si için 1.320 TL, fazlası için yüzde 20,
50.000 TL'nin 22.000 TL'si için 3.960 TL, fazlası için yüzde 27,
50.000 TL'den fazlasının 50.000 TL'si için 11.520 TL, fazlası için
yüzde 35 olarak yeniden belirlendi.
İŞSİZLİK VE İSTİHDAM
“Çalışma hakkı ve ödevi
Anayasa Madde 49-Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet,
çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını
geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı
desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam
yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır.”
7 yıldan bu yana iktidar olan AKP hükümetleri TBMM de büyük bir
çoğunlukla temsil edilmesine ve tek başına iktidar olmasına rağmen
her alanda olduğu gibi ekonomide de başarısızlığa uğramıştır.
Ekonomik önlemlerin yetersiz olduğu ve sürdürülen ekonomik
politikaların doğru olmadığı yönündeki bütün ikazlara kulak tıkayan
AKP hükümetlerinin yaptıkları uygulamalar sonunda ekonomimiz
iflasa sürüklenmiştir.
Üretimden uzaklaştırılan ülkemizin eninde sonunda varacağı yerin
işsizliğin tavan yaptığı, yoksulluğun yaygınlaştığı vahim bir nokta
olacağı önceden belli idi. MHP olarak defalarca bu konularda
yaptığımız uyarılar maalesef hükümetçe dikkate alınmamıştır.
Kamu İstihdamı
Maliye Bakanlığı tarafından derlenen verilere göre 2009 yılı III.
Döneminde toplam kamu istihdamı 2 milyon 977 bin kişi oldu.
32
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Ekim 2009 döneminde çalışma çağındaki nüfus geçen yılın aynı
dönemine göre 860 bin kişi artmıştır.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), her ay kamuoyuna duyurduğu
Hanehalkı İşgücü Araştırması 2009 Ekim Dönemi Sonuçlarına göre;
2009 yılı Ekim döneminde Türkiye'de kurumsal olmayan nüfus bir
önceki yılın aynı dönemine göre 813 bin kişilik bir artış ile 70
milyon 773 bin kişiye, kurumsal olmayan çalışma çağındaki nüfus ise
860 bin kişi artarak 51 milyon 933 bin kişiye ulaşmıştır.
Ekim 2009, İşsizlik oranı % 13 iken, tarım dışı işsizlik oranı %
16,4’dur.
Türkiye genelinde işsiz sayısı geçen yılın aynı dönemine (2008) göre
569 bin kişi artarak 3 milyon 299 bin kişiye yükselmiştir. İşsizlik
oranı ise 1,8 puanlık artış ile % 13 seviyesinde gerçekleşmiştir.
Kentsel yerlerde işsizlik oranı 2,5 puanlık artışla % 15,5, kırsal
yerlerde ise 0,6 puanlık artışla % 8,2 olmuştur.
Türkiye'de tarım dışı işsizlik oranı geçen yılın aynı dönemine göre 2,4
puanlık artışla % 16,4 seviyesinde gerçekleşmiştir. Bu oran
erkeklerde geçen yılın aynı dönemine göre 2,2 puanlık artışla %
14,7, kadınlarda ise 2,3 puanlık artışla % 22 olmuştur.
25.000
20.000
15.000
10.000
5.000
İstihdam ve İşsizlik Oranı
6
11,0 4
1
4 10,5 7
4
9
4
4 10,3 9
8
9
10,3 5
5
7
3
1
. 10,3 .0
9 9,9 .1
9,9
.1
.1
.1
.
2
1
1
1
0
2
6 2 8
2 2 9
1 2 5
3
1 2 8
8 2 7
8 2
9
4
.8
.9
.3
.5
.2
.5
.1
3
3
4
5
5
5
6
1
1
1
1
1
1
1
13
11,2
7
6
5
.
1
2
2
9
.2
6
1
9
1
0
.2
2
8
4
.4
6
1
0
13,5
11,5
9,5
7,5
2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008
Tarım Dışı İstihdam
Toplam İstihdam
2008 2009
Ekim Ekim
33
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
İşgücü durumu (Ekim)
Kurumsal olmayan nüfus (000)
TÜRKİYE
KENT
2008(*) 2009
2008(*) 2009
KIR
2008(*) 2009
69 960
70 773
48 464
48 857
21 496
21 916
15 ve daha yukarı yaştaki nüfus (000)
51 073
51 933
35 813
36 284
15 260
15 649
İşgücü (000)
24 297
25 319
16 337
16 854
7 960
8 465
21 567
22 019
14 211
14 249
7 356
7 770
2 730
3 299
2 125
2 605
605
695
İşgücüne katılma oranı (%)
47,6
48,8
45,6
46,4
52,2
54,1
İstihdam oranı (%)
42,2
42,4
39,7
39,3
48,2
49,7
İşsizlik oranı (%)
11,2
13,0
13,0
15,5
7,6
8,2
Tarım dışı işsizlik oranı (%)
14,0
16,4
13,5
16,0
16,4
18,3
Genç nüfusta işsizlik oranı(1)(%)
21,8
24,0
24,0
26,6
17,1
18,5
26 776
26 614
19 477
19 430
7 299
7 184
İstihdam (000)
İşsiz (000)
İşgücüne dahil olmayanlar (000)
(1) 15-24 yaş grubundaki nüfus
Not: Rakamlar yuvarlamadan dolayı toplamı vermeyebilir.
(*) 2008 Ekim dönemi sonuçları yeni nüfus projeksiyonlarına göre revize edilmiştir.
TÜRKİYE
Yıllara göre İşgücü Durumu
2006
2007
2008
2008 Ekim
2009 Ekim
Kurumsal olmayan sivil nüfus (000)
68 133
68 925
69 549
69 960
70 773
15 ve daha yukarı yaştaki nüfus (000)
48 485
49 263
50 627
51 073
51 933
İşgücü (000)
23 250
24 400
23 561
24 297
25 319
İstihdam (000)
20 954
22 249
21 228
21 567
22 019
İşsiz (000)
2 295
2 151
2 333
2 730
3 299
İşgücüne katılma oranı (%)
48.0
49.5
46,5
47,6
48,8
İstihdam oranı (%)
43.2
45.2
41,9
42,2
42,4
İşsizlik oranı (%)
9,9
8,8
9,9
11,2
13,0
Tarım dışı işsizlik oranı (%)
12,6
11,6
12,3
14,0
16,4
Genç nüfusta işsizlik oranı(1) (%)
18,7
18,6
17,6
21,8
24,0
25 235
24 863
27 066
26 776
26 614
İşgücüne dahil olmayanlar (000)
34
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Ekonomik krizin etkilerini 2008 Eylül ayından sonra ciddi bir şekilde
hissetmeye başlayan Türkiye’de, işsiz sayısındaki hızlı artış devam
etmektedir. Her geçen gün işsiz sayısına çığ gibi yenileri
eklenmektedir.
İşteki Durum ve Ekonomik Faaliyete Göre İstihdam Edilenler
2008 ADNSK Toplam Nüfus Rakamları Kullanılmıştır)
Toplam (bin kişi 15+)
2006 Yıllık
Sayı
Toplam
Ücretli
İşveren
%
20.954 100
2007 Yıllık
Sayı
%
2008 Yıllık
Sayı
%
2008 Ekim
Sayı
2009 Ekim
Sayı
%
Kendi hesabına
21.228 100 21.567 100,0 22.019 100,0
10.338 49,3 12.250 59,9 12.969 61,1 13.122 60,8 13.319 60,5
1.127 5,4 1.178 5,8 1.186 5,6 1.293 6,0
1.224 5,6
4.923 23,5 4.502 22
4.350 20,5 4.382 20,3 4.449 20,2
Ücretsiz aile işçisi
3.065
Ekonomik faaliyetler
20.954 100
Tarım
Sanayi
İnşaat
Hizmetler
5.713
27,3 4.908
24
4.135
19,7 4.289
21
12,8 2.770
21.228 100 21.567
5.059 23,8 5.275
4.399 20,7 4.471
1.189
5,7
5,5
1.234
9.918
20.443 100
14,6 2.513
12,3 2.723
20.443 100
12,8 3.026 13,7
100,0 22.019 100,0
24,5
5.571
25,3
20,7
4.269
19,4
5,8 1.320 6,1
47,3 10.115 49,5 10.538 49,6 10.501 48,7
1.381
6,3
1.130
10.796 49,0
Krizle birlikte baş gösteren daralma istihdam üzerindeki negatif
baskısını artırırken, işten çıkarmaların etkisiyle 2008 döneminde işsiz
sayısı 2 milyon 995 bin kişiye ulaşmıştı. Açıklanan Ekim 2009
rakamlarına göre bu rakam 3 milyon 299 bin kişiye ulaşmıştır. Bu
rakam durumun vahametini net olarak ortaya koymaktadır.
Ayrıca bu rakamların gerçek işsizliği tam olarak yansıtmadığı da
unutulmamalıdır.
Şubat 2009 döneminde % 16,1’le İşsizlik tavan yaptı;
İşsizliğin tavan yaptığı ve işsizlik oranının, 2004’ün birinci
çeyreğinden bu yana en yüksek düzeye ulaştığı Şubat 2009 döneminde
% 16,1 olan resmi işsizlik oranı Türkiye’yi dünya işsizler liginde ilk 2
arasına soktu. Mart 2009 döneminde de % 15,8’le dünya işsizler
liginde yerini korudu. Mayıs 2009’da % 13,6 olan işsizlik oranıyla üç
35
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
sıra gerileyerek dünya beşincisi oldu. Ekim 2009’da % 13’lük işsizlik
oranıyla yerini korudu.
Bir ayda 456 bin kişi işsiz kaldı
Mevcut işsizlerin % 13,8’ini (456 bin kişi) bu dönemde işten
ayrılanlar oluşturmaktadır.
Ekim 2009 verilerine göre; İşsizlerin % 26,5’ini çalıştığı iş geçici olup
işi sona erenler, % 22,1’ini işten çıkarılanlar, % 16,2’sını kendi
isteğiyle işten ayrılanlar, % 8,1’ini işyerini kapatan/iflas edenler, %
7’sini ev işleriyle meşgul olanlar, % 10,6’sini öğrenimine devam eden
veya yeni mezun olanlar, % 9,5’ini diğer nedenler oluşturmaktadır.
Genç nüfusta işsizlik oranı ise 2,2 puanlık artışla % 24’e yükseldi.
Her 4 gençten biri işsiz. Vasıfsız işçiler biryana, üniversite mezunu
çok iyi yetişmiş gençler dahi iş bulmaktan umudunu kesmiş
durumdadır. Bunlar asgari ücretle çalışmaya bile razı olarak iş
aramaktadırlar.
Resmi verilere göre Türkiye işsizlikte Dünya 5.cisi
Ekim 2008’de açıklanan % 10,9’luk oranla Türkiye, dünyada işsizlik
oranı en yüksek 6’ncı ülke konumundaydı, Şubat 2009 % 16,1’e
ulaşan işsizlik oranıyla Türkiye dünya liginde iki basamak yukarıya
çıkarak dünya ikincisi oldu... İşsizlik % 16,1'le yeni bir rekor kırdı.
Mayıs 2009’da % 13,6 olan işsizlik oranıyla üç sıra gerileyerek dünya
beşincisi oldu. Ekim 2009’da % 13’lük işsizlik oranıyla yerini korudu.
Bu rakam önde gelen 58 ülke arasında en yüksek beşinci işsizlik
oranını ifade ediyor.
Önümüzdeki aylar için beklentiler daha da kötüleşti
Mevcut rakamlar 2009 Ekim ayına ait, ancak 2008 Ekim ayından bu
yana olan gelişmeler değerlendirildiğinde Aralık ayını da kapsayacak
olan Kasım ayı verilerinde de bu artış olduğu görünüyor. Kasım
ayının ve önümüzdeki ayların rakamlarının daha da kötü çıkacağı
beklenmektedir.
36
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
İşsizlikte OECD ikinciliğine demir attık
Türkiye’nin de üyesi olduğu OECD'den bugün yapılan açıklamaya
göre, Eylül ayında % 8,7 olan OECD bölgesindeki işsizlik oranı Ekim
ayında % 8,8'e çıktı. Eylül ayında % 9,8 olan Avro Bölgesi'ndeki
işsizlik oranı ise Ekim ayında bu seviyesini korudu. Ekim ayında
OECD bölgesinde işsizlik oranı geçen yıl aynı döneme göre % 2,3
yükselirken, Avro Bölgesi'nde ise bu oran % 1,9 arttı.
OECD İşsizlik oranları
Ülke
İspanya
Türkiye
İrlanda
Slovakya
ABD
Yunanistan
Macaristan
2009 (%)
19.3
13
12,8
12,2
10.2
9.6
10.3
Dönem
Eylül
Ekim
Ekim
Ekim
Ekim
Temmuz
Eylül
Ülke
Fransa
Rusya
İngiltere
Japonya
Almanya
Hollanda
İtalya
2009 (%)
10
7.6
7.8
5.3
8.1
5.1
7.4
Dönem
Eylül
Eylül
Eylül
Eylül
Ekim
Eylül
2. Çey
Son açıklanan işsizlik verilerine göre OECD’de ortalama işsizlik %
8,8 oldu. Küresel krizin olumsuz etkilerinden tüm ülkeler payını
alırken, ülkelerin düşürmek için mücadele ettiği işsizlik oranı da,
OECD’de tüm ülkelerde arttı. Meksika, Polonya ve Türkiye dışındaki
OECD üyeleri Dünya Bankası tarafından “yüksek gelirli ülkeler”
olarak kabul ediliyor.
OECD raporunda; örgütün kurucu üyelerinden Türkiye’nin geçen
seneki işsizlik oranının % 9,8 olduğu hatırlatıldı; bu sene açıklanan
son oran ise % 13’dür. OECD’nin yayımladığı rapora göre Euro
bölgesindeki işsizlik oranı Ekim ayında % 9,8 oldu. ABD’de kasım
ayında işsizlik oranı son 26 yılın en yüksek seviyesine çıkarak % 10,2
'ye ulaşmıştı. Kasım ayında ise işsizlik oranı % 10'a geriledi; bu
ülkede işsizlik oranının geçen seneye göre % 59,7 (3,2 puan) arttığı
görüldü. OECD’de; İrlanda ve Danimarka’daki işsizliğin geçen yıla
göre adeta katlanması dikkat çekti.
37
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
OECD verilerine göre, Türkiye’de ekonomik büyüme hızı 2010
yılında, OECD ve AB geneline kıyasla daha fazla olacak; ancak
işsizlik artmaya devam edecektir. 2010 yılında Türkiye, OECD
Ülkeleri içinde işsizlik oranının yüksekliği açısından İspanya’dan
sonra ikinci sırada gelecektir.
OECD’nin Türkiye’de büyümeyi 2009’da %-5,9; 2010’da %2,6
olarak tahmin ettiği dikkate alındığında, 2010’da pozitif büyümeye
rağmen işsizlik oranında artış öngörülmesi dikkat çekicidir.
TİSK: İşsizlikte dünya beşincisiyiz
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu'ndan (TİSK) yapılan
açıklamada, Türkiye'nin Mayıs 2009'da % 13,6, Ekim 2009’da % 13
ile işsizlik oranının yüksekliği açısından OECD Ülkeleri arasında
ikinci sıradadır. Dünya piyasalarında sözü geçen 39 ülke içinde ise
Güney Afrika (%23,6), İspanya (%19,3) ve Letonya (%16,3),
Estonya’dan (%15,6) sonra en yüksek işsizlik oranına sahip beşinci
sırada bulunduğu belirtilerek, "hızla önlem alınmadığı takdirde
Türkiye'nin, işsizlikte bir numara olmaya aday olduğu" öne sürüldü.
TİSK: Türkiye istihdamı artırmaya en elverişsiz ülkeler arasında
Dünya Bankası tarafından yayınlanan Doing Business 2010 Raporu
ülkemizde iş ve yatırım ortamının istihdam yaratma açısından daha
elverişsiz hale geldiğini göstermektedir. Türkiye iş yapma kolaylığı
açısından bir önceki yıl 183 ülke arasında 63. sırada yer alırken, 10
sıra birden düşerek 73. sıraya gerilemiştir. Ülkemiz, koşulların işçi
çalıştırmaya uygunluğu açısından ise 145. sırada yer almaktadır.
TİSK: İşsizlik artacaktır; işsizlik oranının gelecek yıllarda %15–
16 patikasına oturması önlenmelidir.
İstihdam alanında olumlu gelişmeler elde etmek için reel sektörün
üretimini ve ihracatını canlandırmak zorunludur.
2008 ve 2009 yılları, ekonomi açısından kayıp yıllardır. 2010 yılına
ilişkin yapılan tahminler ise büyüme alanında zayıf bir toparlanma
38
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
yaşanacağına, buna karşılık işsizliğin artacağına işaret etmektedir.
OECD, Türkiye ekonomisinin 2009 yılında kaydedeceği %6,5
oranındaki küçülmeyi 2010 yılında %3,7 oranındaki büyümeye
çevireceğini, ancak aynı dönemde işsizliğin %14,6’dan %15,2’ye
tırmanacağını öngörmektedir.
Orta Vadeli Program’da gerçekçi bir durum tespiti yapılmasına ve
kalkınmanın özel sektör eliyle başarılması yönünde hedef
konulmasına rağmen, bu hedefe nasıl ulaşılacağı belirli değildir.
Program döneminde ülkemizde 1 milyon 250 bin kişiye istihdam
yaratılacağı ifade edilmektedir. Ancak 2010- 2012 yılları arasında
dünyada işsizlik artarken Türkiye’de işsizlik oranının nasıl
düşürüleceği sorusuna açık ve net bir yanıt verilememektedir. Kriz
sürecinde aynı sayıda kişi işini kaybetmiş olup, söz konusu üç yılda 1
Milyon 800 bin ila 2 milyon 100 bin kişi daha işgücüne eklenecek ve
iş talebinde bulunacaktır.
Gerçek İşsizlik açıklanan rakamlardan çok daha fazla %19,4
Gerçek işsizliğin % 20'lere dayandığı hesaplanıyor. Ekim 2009 işsizlik
verileri, ekonomide 2008 Ekim ayı sonrası hızlanan daralmanın ortaya
çıkardığı işsizlik fotoğrafını tam olarak ifade etmiyor. Resmi olarak
TUİK’in “İşgücü olarak verdiği 25.319 milyonun içinde yer almayan,
“işgücü” sayılmayan, gerçekte ise önemli bir kısmı işsiz olan ve iş
arayanlar arasında sayılması gereken 1 Milyon 897 bin kişilik bir
nüfus daha söz konusudur.
Bunlar iş bulmaktan umudunu kestiğinden iş aramadığı için işsiz
sayısı arasında yer almamaktadır. Bu nüfusun ‘işgücü’ olarak
tanımlanmaması, gerçek işsizliğin boyutlarının görülmesini de
engelliyor.
Gerçek işsiz sayısını görmek için, TÜİK’in verdiği 2009 Ekim
ayında 3 milyon 299 bin olan resmi işsiz sayısına (işsizlere), “iş
bulmaktan umudunu kesmiş”, “iş aramayan ancak iş bulursa
çalışacak”, “mevsimlik”, “eksik istihdam” başlıklarındaki işsizlerin
39
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
de işsiz rakamlarına eklenmesi gerekir. Bunların toplamı 1 Milyon
897 bini buluyor.
Hane halkı İş gücü Anketi kapsamında üç aylık dönemde 28 saatten az
çalışanlar “eksik istihdam” tanımına dahil edilerek istihdamdaki
nüfus içinde değerlendiriliyor.
Buna göre, söz konusu dönemde bir gün bile çalışmış olan biri iş
sahibi olarak kabul edilip çalışanların sayısına ekleniyor. Hâlbuki bu
insanlar da iş bulsa çalışacak iş gücüdür.
2009 yılı Ekim ayında Açık işsizler, umudunu yitirmiş ve iş
aramayıp işbaşı yapmaya hazır olanların sayısı 1 Milyon 897 bin
olmuş, işsiz sayısı 3 Milyon 299 bin ve mevsimlik çalıştığı için halen
işsiz durumda bulunan 45 bin kişi eklendiğinde GERÇEK İŞSİZ
SAYISI Ekim ayında geçen yılın aynı dönemine göre 825 bin kişi
artarak 5 Milyon 241 bin %19,4 olmuştur.
Kayıt Dışı İstihdam Geçen Yıla Göre 0,2 Puan Arttı
Kayıt dışı istihdam 2009 yılı Ekim döneminde geçen yılın Ekim
dönemine göre 0,2 puan artarak, % 44,3’den % 44,5’ye yükseldi.
2009 Ekim döneminde kayıt dışı çalışanların toplamının 4 milyon
805 bini tarımda, 5 milyon 004 bini ise tarım dışı sektörlerde
bulunuyor.
Kayıt dışılık oranı tarımda % 87,8’den % 86,3'e düşerken, tarım dışı
sektörlerde % 30,2’den % 30,4’e yükselmiştir.
İstihdamdaki nüfus ve
2008
kayıt dışı çalışanlar (Ekim Toplam
2008-2009-Bin kişi)
İstihdam
2008 Kayıt
2009
2008 Kayıt
dışı
Toplam
dışı oranı
İstihdam
İstihdam
2009 Kayıt
2009 Kayıt
dışı
dışı oranı
İstihdam
Toplam
Ücretli/yevmiyeli
İşveren
Kendi hesabına
Ücretsiz aile işçisi
Tarım
Tarım dışı
9.557
3.631
368
2.916
2.643
4.631
4.926
9.808
3.650
343
3.053
2.762
4.805
5.004
21.567
13.122
1.293
4.382
2.770
5.275
16.292
44,3
27,7
28,5
66,5
95,4
87,8
30,2
22.019
13.319
1.224
4.449
3.026
5.571
16.448
44,5
27,4
28,0
68,6
91,3
86,3
30,4
40
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
İŞKUR: Başvurular geçen yılın aynı ayına göre % 41,37 oranın da
artmıştır…
İŞKUR’a kayıtlı işgücü sayısı geçen yılın aynı ayına göre 825 bin
408 kişi artarak 1 milyon 831 bin 822 kişi, kayıtlı işsiz sayısı ise 760
bin 872 kişi artarak 1 milyon 667 bin 137 kişi olmuştur. Kayıtlı
işgücü % 82,01 oranında, kayıtlı işsiz sayısı % 83,96 oranında
artmıştır.
2009 yılı Kasım ayı içerisinde 87 bin 250 kişi İŞKUR
faaliyetlerinden
yararlanmak
için
başvuruda
bulunmuştur.
Başvuranlardan 80 bin 636 kişisi işsiz, 3 bin 627 kişisi şu an
çalışmakla beraber daha iyi şartlarda iş arayanlar, 124 kişi emekli, 2
bin 863 kişisi de belirli bir işyerinde çalışmak isteyenlerden
oluşmaktadır. İŞKUR’a ay içerisindeki başvuranların % 38’i kadın
işgücüdür. Başvuruların % 52,3’ü lise altı, % 20,4’ü lise ve dengi
okullu, % 16,5’i lise üstü eğitim mezunu ve % 9,9’u okuryazar
olmayanlardan oluşmaktadır. Ay içerisinde başvuruların % 34,4’ü 1524 yaş arasında yer almaktadır.
2009 Kasım ayında 223.706 kişiye 75.019.177,18.-TL ödeme
yapılmıştır.
Ücret Garanti Fonu İşsizlik Sigortası Fonu içinde değerlendirilmekte
olup Fonun varlığı, 30.11.2009 tarihi itibariyle, ödemeler toplamı
31.258.716,00.-TL düşüldükten sonra 108.526.888,00.-TL’dir.
2009 Kasım ayında Ücret Garanti Fonu’ndan 743 kişiye toplam
818.577,43.-TL ödeme yapılmıştır.
30 Kasım 2009 tarihi itibariyle, Fonun girişler toplamı; 15 milyar 893
milyon TL İşçi ve İşveren primi, 5 milyar 381 milyon TL Devlet
Katkısı, 15 milyon 622 bin TL İdari Para Cezası, 349 milyon 26 bin
TL Gecikme Zammı, 194 bin TL Diğer Gelirler, 114 milyon 580 bin
TL İade girişi, 29 milyar 65 milyon TL faiz geliri olmak üzere toplam
50 milyar 819 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. İşsizlik Sigortası
41
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Fonu toplam varlığı, çıkışlar toplamı 9 milyar 223 milyon TL
düşüldükten sonra 41 milyar 596 milyon TL’dir.
İŞKUR 2008-2009 KASIM AYI TEMEL GÖSTERGELER
2008 Kasım
2009 Kasım
Değişim
Erkek
Kadın
Toplam
Erkek
Kadın
Toplam
(%)
102.750
46.060
148.810
54.020
33.230
87.250
-41,37
İşsiz
96.070
43.163
139.233
49.686
30.950
80.636
-42,09
Diğer
6.680
2.897
9.577
4.334
2.280
6.614
-30,94
BAŞVURU
AÇIK İŞ
13.571
10.274
-24,29
Kamu
1.615
437
-72,94
Özel
11.956
9.837
-17,72
İŞE YERLEŞTİRME
7.190
2.410
9.600
5.106
1.416
6.522
-32,06
Kamu
486
89
575
305
70
375
-34,78
Özel
6.704
2.321
9.025
4.801
1.346
6.147
-31,89
Normal
5.466
2.099
7.565
3.304
1.147
4.451
-41,16
Kamu
434
86
520
257
62
319
-38,65
Özel
5.032
2.013
7.045
3.047
1.085
4.132
-41,35
Özürlü
1.699
310
2.009
1.784
268
2.052
2,14
Eski Hükümlü
25
1
26
18
1
19
-26,92
Terör Mağduru
0
0
0
0
0
0
0,00
KAYITLI İŞGÜCÜ
746.005
260.409
1.006.414
1.298.976
532.846
1.831.822
82,01
KAYITLI İŞSİZ
241.663
664.602
906.265
1.169.287
497.850
1.667.137
83,96
YURTDIŞI BAŞVURU
18
48
66
57
31
88
33,33
YURTDIŞI GÖNDERME
3.170
81
3.251
1.880
52
1.932
-40,57
Rakamlar, veriler, istatistikler ve gerçekler ortada. İcraatın içinden
programlarını ve partinin grup toplantılarını yandaş TV’lerden canlı
olarak naklen yayınlatıp, baskılanmış kur ve rakamlarla ekonomide
sanal tozpembe tablolar çizerek böbürlenmek marifet değildir.
Asıl marifet; işsize iş ve 15 milyona yaklaşan yoksul ve 1 milyona
yaklaşan açlık sınırında bulunan vatandaşlarımıza bayat gıda ve
kömür poşetleriyle değil ama onurlarına yakışır kalıcı ve düzenli bir
şekilde iş ve aş sağlayarak, ülke yararına ve milli menfaatlerimize
uygun doğru ekonomi politikalarını hayata geçirmektir.
Türkiye’nin en acil sorununun istihdam ve işsizlik olduğu, Türkiye
yangın yerine dönmeden soruna çözüm bulunması gerektiği açık
şekilde ortadadır. İşsizliğin, yoksulluğun ve gelir dağılımındaki
42
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
adaletsizliğin giderilmesi, işsizliğin yarattığı sorunlara ve gelir
yoksunluğuna, mevcut yaklaşımlarla çözüm bulmak mümkün değildir.
Hükümet öncelikle, ekonomiyi istihdam odaklı hale getirmek ve
istihdamı artırıcı ve işsizliği önleyici politikaları uygulamak
durumundadır.
İstihdam ve işsizlik sorununa karşı izlenecek politikalar geniş odaklı
ve geniş kapsamlı olmalı ve bütünlük içerisinde çözüm oluşturmalıdır.
MHP işsizliğe çözüm oluşturmada özgün projeleri olan ve bu konuda
en hazırlıklı olan partidir. İstihdam politikalarını kararlılıkla
uygulayacak bilgi ve birikimde kadroları olan bir siyasi parti olarak
işsizliğe çözüm Milliyetçi Hareket Partisinin iktidar olmasıdır.
Muhalefet partilerinin iktidara “işsizliğe karşı çözüm” projeleri
üreterek sunma görevi yoktur. Ancak MHP olarak genel ekonomik
konularda olduğu gibi ülkemizi ve milletimizi ilgilendiren her konuda
düşünce ve önerilerimizi milletimizle ve kamuoyu ile paylaşmaktayız.
TBMM gurubumuzda her vesile ile her konuda eleştirilerimizi ve
önerilerimizi ortaya koymaktayız. Ancak bunlardan çok azı iktidar
tarafından
dikkate
alınmaktadır.
Sayın
Başbakan
bizim
söylediklerimize iyi kulak verirse doğru yolu bulması kolaylaşacaktır.
Demokrasilerde iktidar olanlar sorunlara çözüm bulmak zorundadır.
Demokrasinin anlamı ve özelliği de budur.
İşsizliğe çare bulamadığını itiraf eden Sayın Başbakan işsizliğe çareyi
muhalefetin bulmasını istemiştir. Eğer muhalefet çare bulursa siyaseti
bırakmaya hazır olduğunu söylemiştir. Bu bir acziyetin ve tükenişin
ifadesidir.
Başbakan bu sözleriyle başarısızlığını kabul ve itiraf etmiştir. Bu
nedenle Başbakanlık makamında daha fazla kalmaması gerekir.
Demokrasilerde sorunları çözemeyenler giderler, çözebilecek olanlar
gelirler.
43
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
ÜCRETLER
TÜİK’in üç aylık sanayi istihdam anket’inin 2007 yılı sonuçlarına
göre; kişi başına aylık ortalama brüt ücret 1,813 YTL, kişi başına
aylık ortalama brüt kazanç ise 1,670 TL olarak gerçekleşmiştir. 2008
yılının da kişi başına aylık ortalama brüt ücret 2,046 YTL, kişi başına
aylık ortalama brüt kazanç ise 1,893 YTL olarak gerçekleşmiştir.
Memur Ücretleri
Memur zamları Devlet memurları ve kamuda çalışan sözleşmelilerin
maaşlarına 2009 yılının ilk 6 ayında yüzde 4, ikinci 6 ayında yüzde
4,5 oranında zam yapıldı. Sözleşmeli personelin ücret tavanı, 1 Ocak
2009-30 Haziran 2009 döneminde 2 bin 809 lira, 1 Temmuz 2009-31
Aralık 2009 döneminde ise 2 bin 935 lira olarak uygulanmakta.
Hükümetin memur maaşlarına gelecek yıl yüzde 2,5 artı 2,5 zam
yapılması teklifiyle en düşük memur maaşı 1 Ocak 2010'da 25,47
lira artarak 1044,29 liraya ulaşacak.
Türkiye Kamu-Sen AR-GE Merkezi, hükümetin gelecek yıl memur
maaşları için sunduğu zam teklifinin maaşlara yansıması konusunda
sosyal yardımların dışarıda tutulduğu bir hesaplama yaptı. Buna göre,
yüzde 2,5'lik zam teklifiyle memur maaşları 1 Ocak 2010'da itibaren
yılın ilk yarısı için 25,47 ile 115,26 lira arasında artacak. Başbakanlık
Müsteşarı'nın maaşı 1 Ocak 2010'da 4 bin 610,25 liradan 115,26 lira
artışla 4 bin 725,51 liraya ulaşacak.
En düşük memur maaşı olarak bilinen ve işe yeni giren hizmetlinin
aldığı bin 18,82 lira ise yüzde 2,5'lik artışla 1 Ocak 2010'da 25,47 lira
artacak. En düşük memur maaşı gelecek yılın ilk yarısında bin 44,29
lira olacak. 1 Ocak 2010'dan itibaren 16 yıllık çalışması olan avukatın
maaşı 43,54, öğretmenin maaşı 34,96, imamın maaşı 32,42,
hemşirenin maaşı 30,91 ve lise mezunu memurun maaşı 26,84 lira
artacak.
44
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Gelecek yılın ikinci yarısında ise Başbakanlık Müsteşarı'nın maaşı 4
bin 834,65 liraya ulaşacak. En düşük memur maaşı ise 1 Temmuz
2010'da itibaren bin 70,40 liraya çıkacak. Hükümetin memur
maaşlarına gelecek yılın birinci ve ikinci altı ayları için yaptığı yüzde
2,5 artı 2,5 zam teklifiyle bazı unvanlardaki maaş artışları sosyal
yardımlar hariç şöyle olacak:
Kamu işçisinin toplu sözleşme süreci anlaşmayla sonuçlandı.
300 bin kamu işçisi için Türk-İş ve hükümet arasındaki pazarlık
anlaşmayla sona erdi. 2009 yılı ilk altı ayda yüzde 3, ikinci altı ayda
yüzde 5.5 zam yapıldı, düşük ücretler 60 TL artırılacak. 2010 yılının
ilk ve ikinci altı ayında yüzde 2.5'ar zam yapıldı.
 En düşük 666 TL olan ücret kümülatif yüzde 18.5 zamla 123 TL
artacak.
 1000 TL olan ücret kümülatif yüzde 15 zamla 152 TL artacak.
 1200 TL’lik ücret kümülatif yüzde 8.7 zamla 104 TL artacak.
 1500 TL’lik ücret kümülatif 8.7 zamla 130 TL artacak.
45
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
 1750 TL ücret kümülatif 8.7 zamla 152 TL artacak.
 2000 TL ücret kümülatif 8.7 zamla 173 TL artacak.
Memurlar da hastane ücreti ödeyecek;
2009 yılı merkezi yönetim bütçe kanununun 28. maddesi ile memurlar
ve bakmaya yükümlü olduğu aile fertleri için katılım payı uygulaması
getirilmiştir. Uygulamanın detayları 31 Aralık 2008 tarihli 7. mükerrer
resmi gazetede yayımlanan tebliğ ile ayrıntılı bir şekilde
düzenlenmiştir. Buna göre sadece sağlık ocağına ve aile hekimine
gidilmesi halinde katım payı verilmeyecektir.
Hastanelerin ticarethane mantığıyla işletilmesini asla kabul
edilmeyecek bir durumdur. Katkı paylarının çoğunun vatandaşın
haberi olmadan maaşlarından otomatik olarak kesilmektedir. Devlet
hastanelerinde muayene başına 5 TL, özel hastanelerde her muayene
başına 12 TL katılım payı ödüyoruz. Ayrıca eczaneye gittiğimizde
reçete başına 3 TL alınıyor. Tedavilerde ve kullanılan araç gereçlerde
katılım payı adıyla alınan paralar arttırıldı. Üstelik bu paraların çoğu
zaman haberimiz olmadan maaşlarımızdan otomatik olarak
kesilmektedir.
Hastanelerde kişi başına ortalama 143 TL farkına varmadan
vatandaşın cebinden alınmaktadır. Madem hastaneye her gidişimizde
para ödeyeceğiz, neden bir de sağlık sigortası primi ödüyoruz?
Bakanlığın verilerine göre, Türkiye’de kişi başına yıllık 4 muayene
yapılıyor. Başka deyişle yılda ortalama 4 kez doktora gidiyoruz.
Muayene katılım payı, reçetelerden kesilen 3 TL, ilaç ve tedavi
katılım paylarıyla birlikte 70 milyon nüfustan yıllık toplam en az
10milyar TL alınıyor. Yani kişi başına ortalama 143 TL’miz
hastanelerde farkına varmadan cebimizden alınıyor.
Memur maaşına yapılan zam ortalama 37,5 TL iken, verilen bu zam
kepçe ile geri alınıyor. Dört kişilik aileden kesilen para yıllık 572 TL,
yani aylık 48 TL’ye denk geliyor. En düşük memur maaşına yapılan
zam ortalama 37,5 TL dir. Bir taraftan verirken, diğer taraftan kepçe
46
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
ile alıyor. Hastaneye adım attığımız andan ilaç alıncaya kadar tedavi
süreci hastalıktan daha acı verici hale gelmektedir. Bugün bir asgari
ücretliden ayda 86 lira 63 kuruş kesinti yapılmaktadır. Bunlara
memurlar, Bağ kur’lular ve yüksek ücret alan işçilerin ödedikleri
yüksek orandaki katkı payı dahil değildir. Özel sağlık sigortası, bir
kişiden 1.500 lira alıyor. Özel hastanelerde en iyi şekilde muayene
ettiriyor. Oysa sadece asgari ücretliden yıllık 1.040 lira alınıyor. İlaç
için çalışandan yüzde 20, emekliden yüzde 10 kesiliyor. Bu yaklaşım
sosyal devlet anlayışına terstir. Sağlık herkese lazım. Çünkü sağlığın
pazarlığı olmaz…
Emekliler Açlık sınırı altında yaşamaya bırakılmıştır;
Türkiye’de Tüm işçi emeklileri derneği verilerine göre 8 milyonu aşan
İşçi, Bağ-kur ve memur emeklisi 2008 yılında maaşlarına 2 dönemde
yapılan % 9,2’lik (ortalama yıllık 55 TL) artış verilirken, sadede temel
ihtiyaç maddelerine (Gaz, Su, Elektrik) gelen zamlar aylık 150-160
TL (Gıda Harcamalar Hariç) yük getirmiştir. 2009 yılı için öngörülen
altışar aylık ücret-maaş artışları kamu çalışanları (memur) ve
emeklileri için yüzde 4,0 ve 4,5 oranlarında gerçekleşmiştir. İşçi ve
esnaf emeklilerinin maaş artışları ise yüzde 3,8 ve 1,8 oranıyla sınırlı
tutulmuş, % 80’ni açlık sınırı altında yaşamak zorunda bırakılmıştır.
2010 yılı Emekli Zamları Ele Geçmeden Eridi; Birleşik Emekliler
Derneği ve Türk Emekli-Sen tarafından 2010 Yılında emeklilere
yapılan maaş zamları ile ilgili basın açıklaması göre;
S.S.K, BAĞ-KUR ve Tarım Emeklisinin: en düşük aylığına %
20.4, en yüksek aylığına % 4.5 oranında zam yapılarak; 601.- TL olan
en düşük S.S.K Emekli Aylığı 683.-TL’ye, en düşük Tarım s.s.k
Emekli Aylığı 480.- TL, en düşük BAĞ-KUR Emeklisi aylığı 555.TL’ye, en düşük BAĞ-KUR Tarım Emekli Aylığı 380.- TL’ye
çıkıyor. Memur Emeklisi de % 2,5 zamma TALİM ediyor.
Ocak 2010 tarihinden geçerli ZAM ORANLARINA bir bakalım;

Akaryakıt % 35
Elektrik % 8
47
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)






Ulaşım % 8
Kırımızı Et % 53
Kuru Soğan % 85
Deterjan % 15
Gazete % 44
Su % 16
Gaz % 11
Tavuk % 41
Sebze % 31
Sigara % 30
Bakliyat % 28
Hükümetin ücretliye yapmış olduğu zammın yetersiz olduğu,
AKP’nin ücretlilere ceza vermeye devam ettiği ortadadır. Memurun ve
işçinin ayakta duracak geçimini sağlayacak gücü ve sabrı kalmamıştır.
Kredi kartları borçlarından dolayı yüz binlerce memur ve işçinin
evlerine maaşlarına hacizler gelmektedir. Buna rağmen başbakan hala
tabloyu pembe görmekte, işçilerin, memurların hayat standartlarını
yükseltmeyle ilgili her hangi bir atılım yapmamaktadır. Her geçen gün
memur, işçi ve emeklilerin aldıkları ücretler enflasyon karşısında çok
hızlı erimektedir. Emekliye sadece yüzde 4 zam yaparken emekli
kimsesiz yaşlılarımızın kaldığı huzurevlerine yüzde 30 zam
yapılabildiler.
Asgari ücret
2009 yılında 16 yaşından büyük işçiler için ilk 6 ay % 4,3, ikinci 6 ay
% 4,1 zam yapıldı. 2010 yılında geçerli olacak yeni asgari ücreti
belirledi. 16 yaşından büyük işçiler için ilk 6 ay % 3, ikinci 6 ay % 3
zam yapıldı.
2009-2010 Asgari ücretler:
01.01.2009-30.06.2009 Tarihleri Arası
Saatlik Asgari
Brüt Ücretler
Günlük Asgari
Brüt Ücretler
Aylık Asgari
Brüt Ücretler
16 Yaşını Doldurmuş İşçiler
2,96 TL
22,20 TL
666,00 TL
16 Yaşını Doldurmamış İşçiler
2,52 TL
18,90 TL
567,00 TL
01.01.2010-30.06.2010 Tarihleri Arası
Saatlik Asgari
Brüt Ücretler
Günlük Asgari
Brüt Ücretler
Aylık Asgari
Brüt Ücretler
16 Yaşını Doldurmuş İşçiler
3,24 TL
24,3 TL
729 TL
16 Yaşını Doldurmamış İşçiler
2,76 TL
20,7 TL
621 TL
48
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
01.07.2009-31.12.2009 Tarihleri Arası
16 Yaşını Doldurmuş İşçiler
16 Yaşını Doldurmamış İşçiler
01.07.2010-31.12.2010 Tarihleri Arası
16 Yaşını Doldurmuş İşçiler
16 Yaşını Doldurmamış İşçiler
Saatlik Asgari
Brüt Ücretler
3,08 TL
2,62 TL
Saatlik Asgari
Brüt Ücretler
3,38 TL
2,88 TL
Günlük Asgari
Brüt Ücretler
23,10 TL
19,65 TL
Günlük Asgari
Brüt Ücretler
25,35 TL
21,6 TL
BEKAR BİR İŞÇİ İÇİN NET ASGARİ ÜÇRET
DÖNEMİ
01.01.2009 01.07.2009 01.01.2010
ASGARİ ÜCRET
666,00
693,00
729,00
NET ELE GEÇEN TUTAR
527,13
546,50
576,57
ASGARİ ÜCRETİN İŞVERENE MALİYETİ
DÖNEMİ
01.01.2009
Brüt Aylık Ücret
666
İşveren Sgk Payı (%19,5)
129,87
İşveren İşsizlik Sigortası (%2)
13,32
İşveren Maliyet Tutarı
809,19
01.07.2009
693
135,13
13,86
841,99
Aylık Asgari
Brüt Ücretler
693,00 TL
589,50 TL
Aylık Asgari
Brüt Ücretler
760,5 TL
648 TL
01.07.2010
760,50
599,12
01.01.2010
729
142,16
14,58
885,74
01.07.2010
760,5
148,3
15,21
924,01
Ücretler, 1986 yılının çok gerisinde kaldı;
1967-82 yılları arası 1968=100 Tüketici Fiyat Endeksi, 1983-87
dönemi için 1978-79=100 Tüketici Fiyat Endeksi, 1988-94 yılları için
1987=100 Tüketici Fiyat Endeksi, 1995-2003 dönemi için 1994=100
Tüketici Fiyat Endeksi, 2004 ve sonrası için 2003=100 Tüketici Fiyat
Endeksi esas alınırsa; 1980 yılındaki 1 Liranın satın alma gücü, Mart
2009'da da 1 Liradır. Şubat 2009'da, 0.9966 lira idi. Bunun ne anlama
geldiği, basit bir örnekle açıklanabilir.
Şöyle ki: 1986 yılının Ocak ayında 300 TL. Maaş alan bir kişinin
bugünkü maaşının, 2.831.265 TL. olması gerekmektedir. Bugünkü
ücret politikasında bu, mümkün değildir. Açık ifadeyle halk, bugün
aldığı ücretlere göre, 1986 yılının ücretlerinin çok gerisindedir. Satın
alma gücü 8-10 kat azalmıştır. Zaten fukaralığın ve işsizliğin
yaygınlaşması, bu gerçeği yansıtmaktadır.
49
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
GELİR DAĞILIMI VE YOKSULLUK
AKP iktidarı Türk Milletini “yoksullukta eşitliğe” mahkûm etmiştir.
1 Aralık 2009 tarihinde TÜİK tarafından açıklanan 2008
Hanehalkı Bütçe Araştırması’ndan elde edilen yoksulluk
göstergeleri ile yeni nüfus projeksiyonlarına göre revize edilmiş 2007
yoksulluk göstergelerine yer verilmiştir.
Türkiye’de yoksulluk oranı % 17,11’dir…
2008 yılında Türkiye’de fertlerin yaklaşık % 0,54’ü yani 374 bin kişi
sadece gıda harcamalarını içeren açlık sınırının, % 17,11’i yani 11 933
bin kişi ise gıda ve gıda dışı harcamaları içeren yoksulluk sınırının
altında yaşamaktadır.
Kişi başı günlük harcaması, satınalma gücü paritesine göre 1 Doların
altında kalan fert bulunmamaktadır. Buna karşın satınalma gücü
paritesine göre kişi başı günlük 2,15 Dolar olarak tanımlanan
yoksulluk sınırı altında bulunan fert oranı %0,47, yoksulluk sınırı 4,3
Dolar olduğunda yoksul fert oranı ise % 6,83 olarak tahmin edilmiştir.
2007 yılında % 0,48 olarak tahmin edilen açlık sınırının altında
yaşayan fert oranı 2008 yılında % 0,54’e yükselmiş, yoksul fert oranı
ise % 17,79’dan % 17,11'e düşmüştür.
2008 yılında, 4 kişilik hanenin aylık açlık sınırı 275 YTL, aylık
yoksulluk sınırı ise 767 YTL olarak tahmin edilmiştir.
Kırsal yerlerde yaşayanların yoksulluk riski kentsel yerlerde
yaşayanlardan fazladır…
Kırsal yerleşim yerlerinde yaşayanlarda 2007 yılında % 34,80 olan
yoksulluk oranı 2008 yılında % 34,62’ye, kentsel yerlerde
yaşayanların yoksulluk oranı da % 10,36’dan % 9,38’e düşmüştür.
Hanehalkı büyüklüğü arttıkça yoksulluk riski artıyor
2008 yılında hanehalkı büyüklüğü 3 veya 4 kişi olan hanelerde
bulunan fertlerin yoksulluk oranı % 8,48 olurken, 7 ve daha fazla olan
50
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
hanelerde fertlerin yoksulluk oranı % 38,20 olarak hesaplanmıştır. 7
ve daha fazla kişiden oluşan hanelerden kentsel yerlerde oturanlar için
yoksulluk riski % 26,95 iken kırsal yerlerde bu oran % 54,03’dür.
Fertlerin çalışma durumlarına göre yoksulluk riski de değişiyor
2008 yılında ücretli-maaşlı çalışanlarda yoksulluk oranı % 5,93 iken,
yevmiyeli çalışanlarda bu oran % 28,56, işverenlerde % 1,87, kendi
hesabına çalışanlarda % 24,10 ve ücretsiz aile işçisi olanlarda ise %
32,03 olmuştur.
En yüksek yoksulluk riskine sahip olan tarım sektöründe çalışanlarda
yoksulluk oranı 2007 yılında % 32,05 iken, 2008 yılında % 37,97
olarak tahmin edilmiştir. Sanayi sektöründe çalışanlarda 2008 yılında
yoksulluk oranı % 9,71 olarak hesaplanırken, bu oran hizmet
sektöründe çalışanlarda % 6,82 olmuştur. 2008 yılında ekonomik
olarak aktif olmayan fertlerin yoksulluk oranı % 13,73 iken, iş arayan
fertlerin yoksulluk oranı % 17,78’dir.
Eğitim durumu yükseldikçe yoksul olma riski azalıyor…
2008 yılında okur-yazar olmayanlarda yoksulluk oranı % 39,59
olurken, ilkokul mezunlarında bu oran % 13,44, lise ve dengi meslek
okulları mezunlarında % 5,64, yüksekokul, fakülte ve üstü mezuniyete
sahip fertlerde % 0,71 olmuştur. İlköğretime başlamamış olan 6
yaşından küçük çocukların yoksulluk riski ise % 22,53’tür.
A-
Veriler ilişkin özet bilgiler
• En son Yoksulluk Araştırması 1 Aralık 2009 tarihinde yayınlandı
ve 2008 yılını referans etmektedir.
• En son Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 17 Aralık 2009’da
yayınlanmış olup, 2006 ve 2007 yıllarını referans göstermekle
birlikte bu gelir verileri aslında 2005 ve 2006 yıllarına aittir. Bu
konuda rakamları dikkatli kullanalım.
• Nispi yoksulluk konusunu ön plana çıkartalım.
51
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
B-
Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması hakkında bilgiler
• Anketin saha çalışması 2006-2007 yıllarını kapsamaktadır.
• Ankette elde edilen gelirler 2006 için 2005 yılını, 2007 için 2006
yılını ifade etmektedir.
• Bu ankete göre en yoksul kesim(ilk % 20), en zengin kesimin (en
üst % 20) yaklaşık 1/8’i kadar gelir almaktadır.
• Gini oranının 0.43’ten 0.41’e gerilediği ifade edilmektedir.
Yoksullukta eşitliğe doğru bir gelişme vardır.
• 2005 yılında ortalama yıllık eşdeğer hane halkı geliri 18.827
YTL’dir. Ortalama dolar kuru ile(1.3410) bu gelir 14.040 dolardır.
• 2006 yılında (anket 2007 yılında yapılıyor) 2005 yılına göre maaş
ve ücretlilerin GSMH’dan aldıkları pay yüzde 40.8’den yüzde
39.1’e geriliyor.Memurlar 2006 yılında 1.1 puanlık gelir kaybı
yaşıyor ve yoksullaşıyorlar.
• Sosyal transferler 2006 yılında GSMH’nın yüzde 18.2’sine
ulaşıyor.
• Sosyal transferler içinde emekli maaşlarının oranı yüzde 94.0
• Sosyal transferlerin yüzde 3.8’i yoksullara gidiyor.
• En zengin gruba yapılan sosyal transferlerin oranı ise yüzde 43,2.
• 2006 yılı verilerine göre eşdeğer hane halkı geliri dikkate
alındığında nüfusun yüzde 20.6’sı yoksuldur. (Eşdeğer medyan
gelirin % 50’si yöntemine göre. Bu yöntem OECD, Eurostat ve
AB gelir ve yoksulluk istatistiklerinde en çok kullanılan
yöntemdir.)
• Bu değer TÜİK tarafında 2005 yılı gıda +gıda dışı yoksulluk sınırı
olan yüzde 20.5’lik değerle karıştırılmamalıdır. Buradaki yüzde
20.6’lık değer 2006 yılı rakamıdır. TÜİK yoksulluk
araştırmasında gıda+diğer yoksulluk sınırı hesabına göre
yoksulluk yüzde 17.81’dir. İkisi arasında yüzde 16.0’lık fark
52
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
•
•
•
•
•
•
•
C-
vardır. Dolayısıyla yoksulluk rakamları konusunda da TÜİK
verilerinin şaibeli olduğu buradan çok açık bir şekilde anlaşılıyor.
Eşdeğer medyan değer ile gıda +gıda dışı harcamaların verdiği
yoksulluk değeri verisi 2005 yılına dahi ait olsa aynı olması zaten
kabul edilebilir değildir.
Yüzde 50’lik eşdeğer hane halkı geliri dikkate alındığında
nüfusun ayrıca yüzde 18.0’ yoksullaşma riski ile karşı karşıyadır.
Bir ekonomi kriz halinde yoksulluk oranı asgari yüzde 40’lara
dayanacaktır. Bu veriler göre 2008 ve 2009’da yoksulluk oranının
bu rakamlara ulaşması beklenmektedir.
Yoksullaşma riski kırda yüzde 15.0 iken kentlerde yüzde 1.7’dir.
Nüfus açısından hesaplandığında kentlerde çok daha ağır bir
tabloyla karşılaşılması söz konusudur.
Orta Anadolu, Akdeniz ve Doğu Marmara’da Gini oranı
değişmemiştir. Yani bu bölgelerde gelir dağılımında bir iyileşme
yoktur.
Kuzeydoğu Anadolu bölgesinde ise gelir dağılımı daha da
bozulmuş ve 0.38 olan Gini katsayısı 0.41’ yükselmiştir.
Bu iki değer Türkiye’de aslında gelir dağılımının kağıt üzerinde
iyileştirildiğinin bir göstergesidir.
Yoksulluk Çalışması hakkında bilgiler
• Bu çalışmalarda kullandığımız yoksulluk sınırı verileri 2002 ve
2003 yılları hariç sonraki yıllara olduğundan çok daha düşük
gösterilmiştir.
• AKP döneminde bu bilerek ve bir plan dahilinde yapılmıştır.
TÜİK bu konuda vebal altındadır.
• Yoksulluk sınırındaki gelişmeler, aynı dönemdeki asgari ücret,
GSYİH, fert başına düşen gelir gibi göstergelerle
karşılaştırıldığında, geçim şartlarındaki zorluklara ve TEFE ve
TÜFE’deki oyunlara rağmen olduğundan düşük tutularak
53
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Türkiye’deki yoksul sayıları gizlenmiştir. İşsizlik, işyeri
kapatmalar ve aile içi yardımlaşmaların arttığı, belediyelerin
yardım paketlerinin milyonları aştığı bu dönemlerde yoksulluğun
azalma eğilimi içinde olması kabul edilemez.
Yoksulluk sınırı yöntemlerine göre fert yoksulluk oranları, 2002-2008
Fert yoksulluk oranı (%)
Yöntemler
2002
Gıda yoksulluğu (açlık)
Yoksulluk (gıda+gıda dışı)
Kişi başı günlük 1 $'ın altı
(1)
Kişi başı günlük 2.15 $'ın altı
Kişi başı günlük 4.3 $'ın altı
(1)
(1)
Harcama esaslı göreli yoksulluk (2)
2003
2004
2005
TÜRKİYE
2006
2007(*)
2008
1.35
1.29
1.29
0.87
0.74
0.48
0.54
26.96
28.12
25.60
20.50
17.81
17.79
17.11
0.20
0.01
0.02
0.01
0.00
0.00
0.00
3.04
2.39
2.49
1.55
1.41
0.52
0.47
30.30
23.75
20.89
16.36
13.33
8.41
6.83
14.74
15.51
14.18
16.16
14.50
14.70
15.06
0.92
0.74
0.62
0.64
0.04
0.07
0.25
21.95
22.30
16.57
12.83
9.31
10.36
9.38
0.03
0.01
0.01
0.00
0.00
0.00
0.00
2.37
1.54
1.23
0.97
0.24
0.09
0.19
24.62
18.31
13.51
10.05
6.13
4.40
3.07
11.33
11.26
8.34
9.89
6.97
8.38
8.01
KENT
Gıda yoksulluğu (açlık)
Yoksulluk (gıda+gıda dışı)
Kişi başı günlük 1 $'ın altı
(1)
Kişi başı günlük 2.15 $'ın altı
Kişi başı günlük 4.3 $'ın altı
(1)
(1)
Harcama esaslı göreli yoksulluk (2)
KIR
Gıda yoksulluğu (açlık)
Yoksulluk (gıda+gıda dışı)
Kişi başı günlük 1 $'ın altı
(1)
Kişi başı günlük 2.15 $'ın altı
Kişi başı günlük 4.3 $'ın altı
(1)
(1)
Harcama esaslı göreli yoksulluk (2)
2.01
2.15
2.36
1.24
1.91
1.41
1.18
34.48
37.13
39.97
32.95
31.98
34.80
34.62
0.46
0.01
0.02
0.04
0.00
0.00
0.00
4.06
3.71
4.51
2.49
3.36
1.49
1.11
38.82
32.18
32.62
26.59
25.35
17.59
15.33
19.86
22.08
23.48
26.35
27.06
29.16
31.00
(1) Satınalma gücü paritesine göre 1 $'ın karşılığı olarak 2002 yılı için 618 281 TL; 2003 yılı için 732 480 TL; 2004 yılı için 780 121 TL,
2005 yılı için 0.830 YTL, 2006 yılı için 0.921 YTL, 2007 yılı için 0.926 YTL ve 2008 yılı için ise 0.983 kullanılmıştır.
(2) Eşdeğer fert başına tüketim harcaması medyan değerinin %50'si esas alınmıştır.
(*) Yeni nüfus projeksiyonlarına göre revize edilmiştir.
Bu çerçevede;
i. Hane halkı Büyüklüğüne Göre Belirlenmiş Nominal Açlık
Sınırları Gerçekçi Değildir.
ii. Açlık ve Yoksulluk Sınırları Arasındaki İlişkilerin Boyutu Açlık
Sınırının Daha Düşük Tutulduğunu Göstermektedir.
iii. Açlık Sınırının Yoksulluk Sınırına Oranı Düşürülmüştür.
54
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
iv. GSMH ve Fert Başına Düşen Milli Açısından da Açlık Sınırı
Değerleri Düşük Gösterilmektedir.
v. Açlık Sınırının GSMH ile ilişkisi tatmin edici değildir.
vi. Açlık Sınırının Fert Başına Düşen Milli Gelir ile ilişkisi
kurulmamıştır.
vii. Fert Başına Düşen Milli Gelir Artarken Yoksulluk Sınırının
Gerilemesi Kabul Edilebilir Değildir.
viii. Milli Gelir Artarken Yoksulluk Sınırının Reel Olarak Sabit
Tutulması Gerçekçi Değildir.
ix. Yoksulluk Sınırı İle Asgari Ücret Arasındaki Denge Bozulmuştur.
Ekonomik Kriz İntihar Vakalarını Artırdı...
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2008 yılı intihar istatistiklerini açıkladı.
Buna göre 1999’da 1853 olan intihar sayısı 2008’de 2816 kişiye yükseldi.
Geçen yıl intihar edenlerin 1602’si işsiz olduğu belirlendi. 2006’da geçim
zorluğu ve ticari başarısızlık nedeniyle 271 kişi intihar ederken, bu
rakam ekonomik krizin başladığı 2008’de 408 kişiye çıktı.
Verilere göre, özellikle ekonomik kriz dönemlerinde geçim zorluğu ve
ticari başarısızlık nedeniyle intihar edenlerin oranlarında artış yaşandı.
2000 yılında 323 kişi geçim zorluğu, 84 kişi ise ticari başarısızlık nedeniyle
intihar ederken, ekonomik kriz dönemi olan 2001’de geçim zorluğu
nedeniyle intihar edenlerin sayısı 525’e ticari başarısızlık nedeniyle
yaşamını yitirenlerin sayısı ise 148’e yükseldi. 2008’de intihar eden
2816 kişiden 1602’sinin işsiz olduğu belirlendi.
TÜİK gelir dağılımı tablosuna göre, AKP iktidarında nüfusun %
80’i yoksulluk sınırının altında kalmıştır. En fakir % 20’lik kesim ile
en zengin % 20’lik kesimin harcamaları arasındaki farklılaşma AKP
döneminde artmıştır.
AKP’nin 7 yıllık iktidarı sonucunda Maliye Bakanlığı verilerini esas
alarak Türkiye Kamu-Sen’in yaptığı araştırmaya göre, 2008 yılında
55
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
memurlarının % 42,5’i açlık sınırının, % 56,7’si de yoksulluk
sınırının altında ücret alır hale gelmiştir.
Türkiye Kamu-Sen Araştırma Geliştirme Merkezi’nin Türkiye
İstatistik Kurumu’ndan alınan 2009 Aralık ayına ait asgari geçim
endeksi sonuçları açıklanmıştır.
KAMU-SEN 4 KİŞİLİK BİR AİLENİN ASGARİ GEÇİM HADDİ
(YOKSULLUK SINIRI)
Kasım 2009 (TL)
Aralık 2009 (TL)
FARK
(TL)
DEĞİŞİM
%
TEK KİŞİ (ÇALIŞAN)
1.442,13
1.445,91
3,78
0,26
ÇALIŞMAYAN EŞ
547,20
549,03
1,83
0,33
ÇOCUK (OKULA GİTMEYEN)
304,35
305,58
1,23
0,40
ÇOCUK (İLKÖĞRETİME GİDEN)
588,66
591,00
2,34
0,40
ASGARİ GEÇİM HADDİ
2.882,34
2.891,52
9,18
0,32
Türkiye İstatistik Kurumu’ndan alınan Aralık 2009 fiyatlarına göre
yapılan araştırmada çalışan tek kişinin yoksulluk sınırı 1.445,91 TL
olarak hesaplanmıştır. Dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddi
ise 2.891,52 Lira olarak belirlenmiştir.
Kasım 2002=100 olarak kabul edildiğinde Türkiye Kamu-Sen ARGE
Merkezi tarafından hazırlanan açlık sınırı endeksi 232,69 olurken;
yine Kasım 2002=100 olarak hesaplanan TÜFE endeksi 197,38 olarak
hesaplanmıştır. Buna göre anılan dönemde açlık sınırındaki artış
TÜFE’den % 35,31 daha fazla olmuştur.
Çalışanların aileleri ile birlikte insan onuruna yaraşır bir yaşam düzeyi
sağlayacak geliri elde etmeleri esastır. İnsanların temel ihtiyaçlarını
karşılayamadığı durumlarda yoksulluk sorunu gündeme gelmektedir.
TÜRK-İŞ’in verileri temel alındığında 2009 Aralık ayı itibariyle
değişimi şöyledir.
 Asgari ücretle insan onuruna yaraşır geçim çok zor…
 Dört kişilik ailenin açlık sınırı 795.- TL, Yoksulluk Sınırı 2.588.- TL
 Tek işçi için asgari ücret hesaplaması:
56
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
TÜİK
TÜRK-İŞ
İŞVEREN-HÜKÜMET
: NET 719,77 YTL
: NET 722,82 YTL
: NET 546,48 TL
TÜRK-İŞ Dört Kişilik Ailenin Açlık ve Yoksulluk Sınırı (YTL/Ay)
Aralık
Aralık
Aralık
Kasım
Aralık
Yetişkin İşçi
2006
169,67
2007
191,12
2008
205,28
2009
213,89
2009
218,48
Yetişkin Kadın
142,88
159,72
170,31
179,32
184,04
15–19 Yaş Grubu Çocuk
179,34
200,54
216,40
228,43
233,25
4–6 Yaş Grubu Çocuk
123,34
136,66
147,67
155,89
158,86
Açlık Sınırı
615,23
688,05
739,67
777,53
Yoksulluk Sınırı
2.004,02
2.241,22
2.409,35
2.464,75
* Gıda harcaması tutarı, yuvarlama nedeniyle, toplamda farklı olabilmektedir.
794,63
2.588,36
“Çalışanların geçim koşullarını ortaya koyan önemli bir gösterge olan
“TÜRK-İŞ Açlık ve Yoksulluk Sınırı” çalışmasının Aralık 2009
ayı sonucuna göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 794,63 TL ve
yoksulluk sınırı 2.588,36 TL tutarında hesaplandı.
İnsan onuruna yaraşır bir yaşam düzeyi” için gerekli tutar 2009 Aralık
ayı itibariyle 2.588,36 TL olarak hesaplanmıştır. Dört kişilik bir
ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapılması
gereken harcama tutarı ise 794,63 TL’dir. Oysa halen ülkede geçerli
olan asgari ücret net 546,48 TL tutarındadır.
TÜRK-İŞ Açlık-Yoksulluk Sınırı ve Asgari Ücret* (YTL/Ay)
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009 Aralık
337.-
443.-
483.-
527.-
576.-
642.-
721.-
794.-
Yoksulluk Sınırı
1.025.-
1.346.-
1.468.-
1.717.-
1.876.-
2.092.-
2.347.-
2.588.-
Net Asgari Ücret
174.-
226.-
311.-
350.-
380.-
411.-
492.-
546.-
Açlık Sınırı
Memur-Sen’in 2009 Aralık ayında Türkiye’de 4 kişilik bir çekirdek
ailenin tüketmesi zorunlu olan gıdalar için harcaması gereken tutar
57
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
yani açlık sınırı bir önceki aya göre, 879.972 TL olarak belirlendi.
Yoksulluk sınırı ise 2352.885 TL olarak belirlendi.
Gıda Harcaması (Açlık Sınırı) – En az Gelir Düzeyi (Aylık TL)
Günlük (TL)
Aylık (TL)
Çalışan Kişi (2800 Kalori)
7.932
237.953
Çalışmayan Eş (2800 Kalori)
7.932
237.953
(0-6) Yaş Grubu Çocuk (2400 Kalori)
5.537
166.113
(6-15) Yaş Grubu Çocuk (2800 Kalori)
7.932
237.953
4 KİŞİLİK BİR AİLENİN AÇLIK SINIRI
29.332
879.972
Memur-Sen’in araştırmasına göre, ekonomik krizin etkileri iyice
hissedilmeye başladı. Hükümetin açıkladığı paketlerin insanların
yaşam standardına katkısının henüz yansımadığını gösteren
araştırmaya göre, 4 kişilik bir ailenin açlık ve yoksulluk sınırı
Temmuz ayında artış gösterdi.
Asgari Geçim Endeksi (Yoksulluk Sınırı)
Günlük (TL)
Aylık (TL)
Çalışan Kişi
47.971
1439.153
Çalışmayan Eş
11.742
352.251
(0-6) Yaş Grubu Çocuk
7.582
227.482
(6-15) Yaş Grubu Çocuk
11.134
333.999
4 KİŞİLİK BİR AİLENİN YOKSULLUK SINIRI
78.429
2352.885
Yurttaş Borca Battı...
Cumhuriyet'in ESTIMA'ya yaptırdığı araştırmaya göre, her iki aileden
birinin aylık geliri toplam giderlerini karşılamaya yetmiyor. Bütçe
açığı borç ya da veresiyeyle kapatılıyor.
Her iki Türk ailesinden birinin borçlu olduğu belirlendi. Ailelerin
geçiminin her yıl daha da zorlaştığı, ailelerdeki çalışan kişi sayısının
artan işsizlik nedeniyle düştüğü, ailelerin yüzde 54,5’inin borçlu
58
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
olduğu, ailelerin yüzde 83,5’inin son 5 yıl içinde gelirlerinde olumlu
bir gelişmenin yaşanmadığı ve ailelerin yüzde 39,5’inin ise
gelirlerinin azaldığı ortaya çıktı.
Borcu borçla kapatıyoruz...
Araştırmaya göre, aileler bütçelerindeki açığı da en çok aile
büyüklerinden ya da arkadaşlarından borç alarak ve “veresiye”
yazdırarak gideriyor. “Aylık aile bütçesinin açığını nasıl
karşılıyorsunuz” sorusuna katılımcıların yüzde 48’i “aile
büyüklerinden/arkadaşlardan borç alarak”, yüzde 29.4’ü de
“Veresiye”, yüzde 25.7’si “Banka kredisi”, yüzde 15.8’i “Çalıştığım
kurumdan avans çekerek”, yüzde 15.4’ü “Aile birikimlerimizi
bozdurarak”, yüzde 6.1’i “Çek, senet gibi finansal alternatiflerle
giderleri taksitlendirerek”, yüzde 4.9’u “Ek iş yaparak”, yüzde 3.9’u
“Kredi kartıyla” borçlarını kapattığı ortaya çıkmıştır.
Tek geçim kaynağı maaş...
Araştırma; “Ailenizin aylık gelirini düşündüğünüzde, size saydığım
düzenli gelir türleri arasında hangilerine sahipsiniz” sorusuna verilen
yanıtlar şöyle: Yüzde 53 “Çalıştığım şirketten maaş alıyorum”, yüzde
46.6
“Emekli
maaşı
alıyorum”,
yüzde
15.3’ü
“Aile
büyüklerinden/çocuklardan aylık mali destek alıyorum”, yüzde 13.9’u
“Kira geliri alıyorum”, yüzde 6.7’si “Serbest meslek sahibiyim”,
yüzde 6.7’si “Çeşitli kurumlardan maddi destek alıyorum”, yüzde
3.9’u “Dul/yetim maaşı alıyorum”, Türk ailelerinin yarısından
fazlasının, kira gibi ek bir gelire sahip olmadığını, tek düzenli gelirinin
maaşları olduğunu ortaya koydu.
Gelirler kira ve taksitlere gidiyor…
Ailelerin 100 liralık gelirlerinin dağılımı şöyle: “Ev kirası 30 TL”,
“Isınma, elektrik, su 15.1 TL”, “Taksitler ve borç ödemeleri 10.6 TL”,
“Okul eğitim giderleri 9.7 TL”, “Mutfak ve beslenme giderleri 7.8
TL”, “Giyim giderleri 7 TL”, “Çocukların giderleri 6.2 TL”, “Ulaşım
giderleri 4.9 TL”, “Sağlık giderleri 4.3 TL”, “Diğer giderler 4.4
59
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
TL”dir. Ailelerin aylık gider kalemleri sıralamasında ise ilk üç sırada
“Kira gideri”, “Isınma elektrik, su gideri”, “Taksitler ve borç
ödemeleri” yer aldı.
Elektrik Fiyatı AKP Döneminde Yüzde 86.2 Arttı..
Konutta kullanılan elektriğin kilovat saati 2002 yılından 2009 yılı
ekim ayına kadar yüzde 86.2 artarak 11,480 kuruştan 21,376 kuruşa
çıktı.
2000 yılında konutta 3,818 kuruş olan elektrik fiyatının 2002 yılında
11,480 kuruş olduğu görüldü. Konutta kullanılan elektriğin kilovat
fiyatının 2002 Kasım-2003 döneminde 12,975 kuruş, 2003 Mart-2006
Kasım döneminde 12,780 kuruş, 2003 Kasım 2006 Aralık döneminde
12,780 kuruş, 2007 yılının tamamında 12,405 kuruş, 2008 OcakHaziran döneminde 14,830 kuruş, 2008 Temmuz-Eylül döneminde
17,944 kuruş, 2008 Ekim-Aralık döneminde 19,572 kuruş olduğu
görüldü. 2009’un ilk çeyreğinde konutta kullanılan elektrik fiyatının
kilovatı 19.803 kuruş, Nisan-Eylül 19,489 kuruş, Ekim ayı itibariyle
ise 21,376 kuruşa yükseldi.
Türkiye Kamu-Sen Araştırma Geliştirme Merkezi’nin hazırladığı
“Gelir Dağılımı’nın İyileştirilmesi Sorunu ve Politikalar”
raporuna göre Türkiye, OECD ülkeleri arasında gelir dağılımının
en bozuk olduğu ikinci ülke konumunda. Yoksulluk oranının ise
en yüksek olduğu üçüncü ülke durumunda.
Türkiye, Gelirin En Adaletsiz Olduğu İkinci Ülke…
Araştırmada en yüksek gelirli grup ile en düşük gelirli grup arasındaki
fark ve gelirin paylaşımındaki adalete göre 0 ile 1 arasında değişen
değerler alan Gini katsayısı kullanıldı. Buna göre eğer bir ülkede gelir
tam olarak adil bir şekilde paylaşılıyorsa Gini katsayısı “0”; bir
ülkedeki gelirin tamamını yalnızca bir kişi alıyorsa Gini katsayısı “1”
rakamını alıyor. Bu rakamın büyüklüğü o ülkedeki gelir dağılımındaki
adaletsizliği de ortaya koyuyor. Buna göre Gini katsayısı
Danimarka’da 0,22, İsveç’te 0,24, Çek Cumhuriyeti ve Finlandiya’da
60
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
0,26, Macaristan’da 0,29, İspanya’da 0,30 olarak ölçüldü. OECD
ülkeleri arasında en yüksek Gini katsayısı ise 0,38 ile Türkiye ve 0,46
ile Meksika’da. Buna göre OECD’ye üye ülkeler içinde gelir dağılımı
en bozuk olan ülkelerin başında Türkiye ve Meksika geliyor.
Sosyal Patlamalar İçin Kritik Eşikteyiz…
Türkiye’de halen en düşük gelire sahip 14 milyon fert, toplam gelirin
yalnızca %6,1’ini alırken; en yüksek gelirli 14 milyon fert ise toplam
gelirin %44,4’ünü alıyor. Ülkemizde en düşük gelirli grup ile en
yüksek gelirli grup arasında yaklaşık 7,3 kat fark bulunuyor. Uluslar
arası bilim çevrelerine göre bu fark 8 kat olduğunda ülkede sosyal
patlamalar yaşanıyor. Buna göre Türkiye, 7,3 kat farkla son derece
kritik bir eşikte bulunuyor.
Araştırmada Ülkelerdeki Yoksulluk Oranları Da Oldukça Dikkat
Çekiyor...
Türkiye Kamu-Sen’in araştırmasına göre yoksulluk oranları
bakımından da Türkiye’nin OECD içinde en yüksek oranlardan birine
sahip olduğu görülüyor. Buna göre Danimarka’da nüfusun yalnızca
%2,1’i, Norveç’te %2,9’u, İsveç’te %3,2’si, Çek Cumhuriyeti’nde
%5,6’sı, Almanya’da %10,4’ü Yeni Zelanda’da %13,6’sı yoksulluk
sınırının altında kalırken bu rakam Türkiye’de %17,11, ABD’de
%18,4, ve Meksika’da da %21,3 olarak tespit edildi. Türkiye, OECD
içinde yoksulluğun en yüksek olduğu üçüncü ülke konumunda.
Açıklanan son enflasyon rakamlarına göre, Kasım ayında enflasyonun
%1,29 olarak tespit edilmesi ve zorunlu tüketim harcamalarında
yaşanan fiyat artışları, yoksulluk oranlarını biraz daha artırdı.
Geç kalınmadan Tedbir Alınmalı…
“Bu durum hükümetin Türkiye’de gelir dağılımı konusuna daha fazla
önem vermesi ve konunun farklı boyutlarını dikkate alması gereğini
ortaya koymaktadır. Toplumda ortaya çıkan ve kimi zaman çatışmaya
dönüşen, bir çoğunda da çatışmaya dönüşme potansiyeli taşıyan
sorunların çözümü için atılacak ilk adım, uygulanan ekonomi
61
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
politikalarındaki tercihlerin dar ve sabit gelirlilerin öncelikli talepleri
doğrultusunda değiştirilerek, gelir dağılımı yapısının, daha fazla geç
kalınmadan düzeltilmelidir.”
TÜKETİCİ GÜVEN ENDEKSİ
Türkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
işbirliği ile yürütülen Aylık Tüketici Eğilim Anketi, tüketicilerin
harcama davranış ve beklentilerini değerlendirmektedir.
Endeksin 100’den büyük olması tüketici güveninde iyimser durum,
100’den küçük olması tüketici güveninde kötümser durum, 100 olması
ise tüketici güveninde ne iyimser ne de kötümser durum olduğunu
göstermektedir.
2007 yılında % 93,9 ile en yüksek seviyesinde olan Tüketici Güven
Endeksi, 2008 yılı yılında 69,9 olmuştur.
2009 yılı Ekim ayında 80,46 olan Tüketici Güven Endeksi, 2009
yılının Kasım ayında Ekim ayına göre %2,59 oranında azalarak
78,38 değerine düşmüştür.
Tüketici güven endeksi, alt kalemleri ve değişim oranları
Tüketici Güven Endeksi
Satın alma gücü (mevcut dönem)
Satın alma gücü (gelecek dönem)
Genel ekonomik durum (gelecek dönem)
İş bulma olanakları (gelecek dönem)
Mevcut dönemin dayanıklı tüketim malı
s
a
t
ı
n
a
l
m
a
k
i
ç
i
n
u
y
g
u
n
l
u
ğ
Bir önceki aya göre
değişim oranı (%)
10/2009
11/2009
-1,79
-2,59
09/2009
81,92
Endeks
10/2009
80,46
11/2009
78,38
75,16
78,74
76,28
73,08
74,02
77,66
76,23
72,61
72,56
76,32
73,48
72,33
-1,52
-1,38
-0,07
-0,64
-1,98
-1,72
-3,61
-0,40
106,35
101,77
97,21
-4,30
-4,48
u
Vatandaşların ekonomiye olan güveninin sayısal göstergelerinden biri
olan, Merkez Bankası ve TUIK tarafından ortaklaşa hazırlanan
62
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Tüketici Güven Endeksi vatandaşın ekonomiden ümidini kesmeye
başladığını net bir biçimde ortaya koymaktadır.
BÜYÜME
Tüm yıl revize edildi...
2008 yılı rakamlarında da revizyona giden TÜİK, 2008 yılı gayri
safi yurtiçi hasıla değerini cari fiyatlarla yüzde 12.7’lik artışla 950
milyar 98 milyon TL, sabit fiyatlarla yüzde 0.9’luk artışla 102 milyar
164 milyon TL olarak açıkladı. 2008 yılında kişi başına gayri safi
yurtiçi hasıla değeri cari fiyatlarla 13 bin 367 TL, dolar cinsinden 10
bin 436 dolar olarak hesaplandı. 2008 yılının tamamındaki büyüme
TÜİK’in yaptığı revizyonlardan sonra yüzde 1.1’den yüzde 0.9’a
geriledi. Böylece Türkiye 2008 yılında yüzde 1 bile büyüyememiş
oldu.
2008 yılında Milli gelir 950,1 milyar YTL'lik (741,8 milyar dolar) bir
ekonomi haline gelirken sanayi ve ticaret sert fren yaptı. Türkiye
İstatistik Kurumu (TÜİK) yılı dördüncü çeyrek büyüme verilerini
açıkladı. 2008 yılında ise birinci çeyrekte 7,3 olan büyüme ikinci
çeyrekte 2,8'e, üçüncü çeyrekte ise 1,2'ye geriledi. Büyüme 2008
63
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
yılının son çeyreğinde ise eksi 6,2 olarak gerçekleşti. Yılın dördüncü
çeyreğinde cari fiyatlarla 232 149 milyar YTL'lik gayri safi yurt içi
hasıla (GSYİH) yaratılırken son bir yıllık GSYİH 950,1 milyar YTL
olarak hesaplandı.
2008 yılında kişi başına gayri safi yurtiçi hasıla değeri cari fiyatlarla
13 367 YTL, ABD doları cinsinden 10 436 Dolar olarak
hesaplanmıştır.
Bu rakamlar 2002-2007 döneminde ulaşılan yüksek oranlı büyüme
döneminin sona erdiğine işaret etmektedir.
Türkiye 2009 yılı ilk 9 ayda yüzde 8,4 küçüldü, çifte revizyon
‘TÜİK kuşkusu’ yarattı.
2009’un ilk çeyreğinde de küçülerek teknik olarak resesyona giren
Türkiye ekonomisi 2009’un üçüncü çeyreğinde de küçülmeyi
sürdürdü. Ekonomideki küçülme dört çeyrektir devam ederken,
geçmiş dönemlere ait büyüme rakamlarının revize edilmesi dikkat
çekti.
Üçüncü çeyrek yüzde 3,3 küçülme…
* Geçen yılın aynı dönemine göre 2009 üçüncü çeyrekte sabit
fiyatlarla GSYH yüzde 3,3’lük azalmayla 27 milyar 129 milyon lira
oldu.
* Cari fiyatlarla ise GSYH yüzde 0,1 azalışla 262 milyar 229 milyon
lira düzeyinde gerçekleşti.
* Yılın ilk çeyreği için açıklanan yüzde 13.8 küçülme rakamı da
yüzde 14.7 olarak revize edildi.
* Türkiye ekonomisi, üçüncü üç ayda, dolar bazında da cari fiyatlarla
yüzde 23,6 küçüldü ve GSYH 447 milyar 076 milyon dolar olarak
gerçekleşti.
* Geçen yılın üçüncü çeyreğinde, GSYH cari fiyatlarla yüzde 13,0 ,
sabit fiyatlarla yüzde 1,0 büyümüştü.
64
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Dokuz aylık küçülme
* 2009 yılının dokuz aylık döneminde sabit fiyatlarla GSYH geçen
yılın aynı dönemine göre yüzde 8,4 azalarak 71 milyar 294 milyon
TL’ye geriledi.
* Yılın ilk dokuz ayında cari fiyatlarla GSYH yüzde 2,3 azalarak 700
milyar 958 milyon TL’ye geriledi.
Büyük revizyon...
TÜİK, 2009 yılı ilk çeyreğinde yüzde 13,8 olarak açıkladığı küçülme
oranını, yüzde 14,7’e yükseltti. 2009 yılı ilk çeyrekte TÜİK, GSYH
değerini sabit fiyatlarla yüzde 13,8’lik azalışla 21 Milyar 145 milyon
TL olarak açıklamıştı. TÜİK yaptığı revizyonla bu rakamı 20 Milyar
879 milyon TL’ye çekti. İlk çeyreğe ilişkin yapılan revizyonla daha
önce 210 Milyar 997 milyon TL olarak açıklanan cari fiyatlarla
GSYH değeri, yapılan revizyonla 209 Milyar 781 milyon TL’ye indi.
2009 ikinci çeyreğinde GSYH değerini sabit fiyatlarla yüzde 7.9
azalışla 23 Milyar 285 milyon TL oldu. ikinci çeyrekte cari fiyatlarla
GSYH değeri yüzde 4,4’lük azalışla 228 Milyar 948 milyon TL’ye
olmuştur.
65
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
2009 yılının üçüncü üç aylık döneminde bir önceki yılın aynı
dönemine göre sabit fiyatlarla gayri safi yurtiçi hasıla % 3.3’lük
azalışla 27 129 Milyon TL olmuştur. 2009 yılının ilk dokuz aylık
döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre cari fiyatlarla gayri
safi yurtiçi hasıla %2.3’lük azalışla 700 958 Milyon TL olmuştur.
2009 yılının ilk dokuz aylık döneminde bir önceki yılın aynı
dönemine göre sabit fiyatlarla gayri safi yurtiçi hasıla % 8.4’lük
azalışla 71 294 Milyon TL olmuştur. 2009 yılı üçüncü üç aylık
döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre cari fiyatlarla gayri
safi yurtiçi hasıla %0.1’lik azalışla 262 229 Milyon TL olmuştur.
Üreticinin Hali Vahim;
2009'un üçüncü çeyreğine ilişkin açıklanan GSYH verilerine göre,
geçen yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 4,3 küçülen inşaat sektörü, bu
yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 3,3 ile önemli ölçüde daralma gösterdi.
Yüksek oranda küçülme gösteren diğer sektörler arasında yer alan
madencilik ve taş ocakçılığı sektöründe yüzde 3,2’lik daralma
yaşandı. Bu sektörde geçen yılın ikinci çeyreğinde yüzde 3,9 büyüme
olmuştu. Toptan ve perakende ticaret sektörü de geçen yılın üçüncü
çeyreğinde yüzde 1,5 küçülme göstermişti ancak bu yılın aynı
döneminde söz konusu sektörde yüzde 7,2 küçülme gözlendi. İmalat
sanayinde de geçen yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 0,3 büyüme
kaydedilmişti, yılın aynı döneminde söz konusu sektörde yüzde 3,9
66
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
daralma meydana geldi. Geçen yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 1,2
büyüme gösteren ulaştırma-haberleşme sektörü de bu yılın üçüncü
çeyreğinde yüzde 6,9 daraldı. Vergi-sübvansiyon yüzde 8,4, elektrik,
gaz, buhar ve sıcak su üretimi ve dağıtımı da yılın ikinci çeyreğinde
yüzde 4,8 küçüldü.
Tarım
Ticaret
İmalat Sanayi
İnşaat
Ulaştırma
Mali Kuruluşlar
D.Ölç.Mali
GSYH
Artış (%)
Arac.Hiz.
2007
-7,3
5,7
5,4
5,7
7,1
9,8
1,5
4,6
Üretim Yönüyle Katkı
2008 2009 I Çeyrek 2009 II Çeyrek 2009 III Çeyrek
3,9
-0,4
6,4
2,7
-1,1
-26,3
-15,4
-7,2
0,8
-21,8
-11,2
-3,9
-8,2
-18,9
-21,4
-18,1
1,3
-17,7
-12,2
-6,9
9,1
10,8
7,5
7,8
8,4
10,7
6,6
9,5
0,9
-14,7
-7,9
-3,3
Büyüme Gösteren Sektörler; Üçüncü çeyrekte büyüyen sektörler
arasında balıkçılık yüzde 6,2, tarım, avcılık ve ormancılık da yüzde
2,7 ile öne çıktı. Mali aracı kuruluşların faaliyetlerinde yüzde 7,8,
dolaylı ölçülen mali aracılık hizmetlerinde yüzde 9,5 büyüme
gözlendi. Yılın ilk çeyreğinde söz konusu sektörlerde sırasıyla yüzde
10,9 ve 10,7 büyüme olmuştu. Üçüncü çeyrekte oteller ve lokantalar
yüzde 5,2, konut sahipliği yüzde 3,8, gayrimenkul kiralama ve iş
faaliyetleri yüzde 6,3, kamu yönetimi ve savunma, zorunlu sosyal
güvenlik yüzde 1,7, sağlık işleri ve sosyal hizmetler yüzde 3,6 ile
büyüme gösteren diğer sektörler arasında yer aldı. Eğitimdeki büyüme
söz konusu dönemde yüzde 2,0 oldu.
Teğet geçen kriz dünyadaki en büyük üçüncü yıkımı Türkiye'de
yaşattı.
TÜİK, bu yılın üçüncü çeyreğinde (Temmuz-Ağustos-Eylül) bir
önceki yılın aynı dönemine göre büyüme oranını yüzde -3,3 olarak
açıkladı. Geçen sene üçüncü çeyrekte ekonomi daralmaya başlamıştı.
Büyüme oranı yüzde 1,0’e düşmüştü. Baz etkisi nedeniyle GSYH’
nın eksi yüzde 3,3 küçülmesi, daha fazla önem kazanıyor. Üçüncü
67
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
çeyrekte, yüzde 3,3 küçülme, Türkiye’ nin G-20’ ler içinde en
fazla küçülme yaşayan ülke olduğunu gösteriyor.
Bazı G-20 Ülkelerinde İkinci Çeyrekte, Bir Önceki Yılın Aynı
Dönemine Göre Büyüme Oranı;
AB (27) -4.8, ALMANYA -5.9, FRANSA -2.6, İTALYA -6.0,
ABD -3.9, TÜRKİYE -3,3
SANAYİDE KAPASİTE KULLANIMI ORANI
Aylık İmalat Sanayi anketine göre 2007 yılında % 81,1 olan üretim
değeri ağırlıklı kapasite kullanım oranı, 2008 yılında % 64,7
seviyesine düşmüştür.
İmalat sanayiinde kapasite kullanım oranı, geçen yılın aynı ayına
göre 5,0 puan artarken, bir önceki aya göre 1,0 puan azalarak
69,7 seviyesinde gerçekleşmiştir.
NACE Rev.1.1’e göre Aylık İmalat Sanayi Eğilim Anketi'ne cevap
veren 4835 işyerinden derlenen verilerin analiz sonuçlarına göre,
2008 yılı Aralık ayında 64,7 olan üretim değeri ağırlıklı kapasite
kullanım oranı, 2009 yılı
Aralık ayında
69,7 seviyesinde
gerçekleşmiştir.
68
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
İç pazarda talep yetersizliği, işyerlerinin tam kapasite ile
çalışmamasının en önemli nedenidir. 2009 Aralık ayında,
işyerlerinin, tam kapasite ile çalışmamasının nedenleri arasında talep
yetersizliği ilk sıradadır. İç pazarda talep yetersizliği %53,9 ve dış
pazarda talep yetersizliği %31,2 oranında etkili olmuştur. Mali
imkansızlıklar %3,3, yerli mallarda hammadde yetersizliği %3,7 ve
ithal mallarda hammadde yetersizliği %1,6, işçilerle ilgili meseleler
ise %0,9 oranında etkili olmuştur.
Sanayide Mevcut ve Beklenen Durumu. Aralık 2009
Geçen aya göre
artış belirten
işyerleri (%)
Geçen aya göre
azalış belirten
işyerleri (%)
Geçen aya
göre değişim
oranı (%)
Gelecek ay için
beklenen değişim
oranı (%)
Üretim miktarı
36,3
33,2
1,2
0,1
Yurtiçi satışlar
40,3
30,4
10,5
-5,9
Satış fiyatları
11,3
20,6
-0,2
0,3
Hammadde
fiyatları
20,2
5,7
0,5
0,5
Konusu
Üretim miktarı, Aralık ayında bir önceki aya göre %1,2 artmıştır.
İşyerlerinde 2009 yılı Aralık ayı üretim miktarı bir önceki aya göre
%1,2 artmıştır. Ocak ayında üretim miktarının %0,1 artacağı
beklenmektedir. Aralık ayı satış miktarı %10,5 artmıştır. Ocak ayında
%5,9 azalacağı beklenmektedir. Aralık ayı satış fiyatları bir önceki
aya göre %0,2 azalmıştır. Ocak ayında %0,3 artacağı beklenmektedir.
69
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Aralık ayı hammadde fiyatları %0,5 artmıştır. Ocak ayında %0,5
artacağı beklenmektedir.
Sanayide Kullanılan Elektrik Yüzde 70.1 Arttı...
2000 yılında sanayide kullanılan elektriğin kilovat saati 3,767 kuruş
olurken, 2002 yılında 11,340 kuruş, 2009 Ekim itibariyle ise 19,284
kuruşa ulaştı. 2002-2009 yılları arasında sanayide kullanılan elektriğin
kilovat saatinin ise yüzde 70.1 arttığı görüldü.
SANAYİ ÜRETİM ENDEKSİ
Sanayi Üretim Endeksi, 2009 yılı Kasım ayında 2008 yılı Kasım
ayına göre %2,2, bir önceki aya göre ise %8,6 azalmıştır.
NACE Rev.1.1’e göre hesaplanan 2005=100 temel yıllı Sanayi Üretim
Endeksi, 2009 yılı Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %2,2
azalarak 107,8 olmuştur.
Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2009 yılı Kasım ayında, bir
önceki yılın aynı ayına göre Madencilik ve Taşocakçılığı sektörü
endeksi %0,6 artarak 116,7’den 117,3’e; Elektrik, Gaz ve Su sektörü
endeksi %1,1 artarak 114,7’den 116,0’a yükselirken; İmalat Sanayi
sektörü endeksi ise %2,8 azalarak 109,4’ten 106,4’e düşmüştür.
İKTİSADİ FAALİYET
KOLLARI
Endeks
Değişim
2008 Kasım
Endeks
Değişim
2009 Kasım
TOPLAM SANAYİ
110,3
-13,3
107,8
-2,2
MADENCİLİK
116,7
-0,4
117,3
0,6
İMALAT SANAYİ
109,4
-14,9
106,4
-2,8
ELEKTRİK, GAZ VE SU
114,7
-3,7
116,0
1,1
70
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Ana Sanayi Grupları (MIGs) Sınıflamasına göre, 2009 yılı Kasım
ayında bir önceki yılın aynı ayına göre en yüksek azalış %7,2 ile
Dayanıklı Tüketim Malları İmalatında görülmüştür.
Ana Sanayi Grupları (MIGs) Sınıflamasına göre diğer gruplar
incelendiğinde, Dayanıksız Tüketim Malı İmalatının %4,0, Enerji’nin
%2,1, Ara Malı İmalatının %1,1 azaldığı, Sermaye Malı İmalatının ise
%1,0 oranında arttığı görülmektedir.
71
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Takvim Etkisinden Arındırılmış Endeks 2009 yılı Kasım ayında
bir önceki yılın aynı ayına göre %5,8 artış gösterirken, Mevsim ve
Takvim Etkilerinden Arındırılmış Endeks bir önceki aya göre %
0,2 artış göstermiştir.
140
ARINDIRILMAMIŞ İLE MEVSİM VE TAKVİM ETKİLERİNDEN ARINDIRILMIŞ SANAYİ ÜRETİM
ENDEKSİ
130
120
110
100
90
TOPLAM SANAYİ ENDEKSİ (ARINDIRILMAMIŞ)
20
09
-1
20
09
-2
20
09
-3
20
09
-4
20
09
-5
20
09
-6
20
09
-7
20
09
-8
20
09
-9
20
09
-1
0
20
09
-1
1
20
08
-1
20
08
-2
20
08
-3
20
08
-4
20
08
-5
20
08
-6
20
08
-7
20
08
-8
20
08
-9
20
08
-1
0
20
08
-1
1
20
08
-1
2
80
MEVSİM VE TAKVİM ETKİLERİNDEN ARINDIRILMIŞ ENDEKS
ENFLASYON
Bilindiği üzere, hükümetin, enflasyonla mücadele amacıyla, 1 Ocak
2006'dan itibaren uygulamaya başladığı “açık enflasyon
hedeflemesine” rağmen yükseliş durdurulamamış ve enflasyon tekrar
iki haneli rakamlara ulaşmıştı.
2007’de GSYİH % 4,5 büyümüştür. Esasen büyümedeki düşüş, 2004
yılından bu yana hızlanarak sürmektedir. 2008 yıllık büyüme oranı ilk
çeyreği % 7,2, ikinci çeyreği % 2,8, üçüncü çeyreği % 1 son çeyrekte
de % -6,5 gerçekleşmiştir. 2007 büyümesi de % 4,6’dan % 4,7’ye
revize edilmişti. 2008 yılında kaydedilen % 0,9’luk, büyüme oranı
2009 I.Çeyrekte % -13,8’lik büyüme revize edilerek % 14,3’e,
II.Çeyrekte % -7,0 olarak gerçekleşmiştir.
72
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Bu rakamlar 2002-2007 döneminde ulaşılan yüksek oranlı büyüme
döneminin sona erdiğine işaret etmektedir. Esasen büyümedeki düşüş,
2004 yılından bu yana hızlanarak sürmekte 2009 yılı I.Çeyreğinde
1945 ten buyana en yüksek küçülme rakamlarıdır. Uygulanmakta olan
ekonomi politikasının en önemli hedefi fiyat istikrarını sağlama ve
enflasyonla mücadeledir.
2005’te % 7,72 olan TÜFE endeksi 2006’da % 9,65, 2007’de % 8,39,
Şubat 2008’de % 9,1, 2008’de ise % 10,06 olmuştur. Demek ki son
dört yılda hedef hiç tutturulamamış, enflasyon yüksek seyrini
korumuştur.
Ancak ortaya çıkan global kriz neticesi daralan satın alma gücü
nedeniyle endekslerde nispi düşüşler gözlenmektedir.
TÜİK verilerine göre; TÜFE’de aylık değişim %0,53 olarak
gerçekleşti. 2009 yılı Aralık ayında 2003=100 Temel Yıllı Tüketici
Fiyatları Endeksi’nde bir önceki aya göre %0,53, bir önceki yılın
Aralık ayına göre %6,53, bir önceki yılın aynı ayına göre %6,53 ve
on iki aylık ortalamalara göre %6,25 artış gerçekleşmiştir.
Ana harcama grupları itibariyle bir ay önceye göre en yüksek artış
%2,22 ile gıda ve alkolsüz içecekler grubunda gerçekleşmiştir.
73
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Aralık ayında endekste yer alan gruplardan haberleşmede %0,93,
lokanta ve otellerde %0,63, çeşitli mal ve hizmetlerde %0,50, konutta
%0,49 artış, alkollü içecekler ve tütünde %-0,05, ulaştırmada %-0,26,
ev eşyasında %-0,36, eğlence ve kültürde %-0,38, sağlıkta %-0,44,
giyim ve ayakkabıda 2,79 düşüş gerçekleşmiştir. Eğitim grubunda
değişim olmamıştır.
Bir önceki yılın aynı ayına göre TÜFE’de en yüksek artış %20,91
ile alkollü içecekler ve tütün grubunda gerçekleşmiştir. Çeşitli mal
ve hizmetler (%13,75), gıda ve alkolsüz içecekler (%9,26), eğlence ve
kültür (%8,92), ulaştırma (%7,89), lokanta ve oteller (%7,31) artışın
yüksek olduğu diğer harcama gruplarıdır.
2009 yılı Aralık ayında endekste kapsanan 449 maddeden; 67
maddenin ortalama fiyatlarında değişim olmazken, 223 maddenin
ortalama fiyatlarında artış, 159 maddenin ortalama fiyatlarında ise
düşüş gerçekleşmiştir.
TÜİK verilerine göre; ÜFE’de aylık değişim %0,66 olarak
gerçekleşti. 2009 yılı Aralık ayında 2003=100 Temel Yıllı Üretici
Fiyatları Endeksi’nde bir önceki aya göre %0,66, bir önceki yılın
Aralık ayına göre %5,93, bir önceki yılın aynı ayına göre %5,93 ve on
iki aylık ortalamalara göre %1,23 artış gerçekleşmiştir.
Üretici Fiyatları Endeksi Yıllık Değişim Oranları (%)
20,00
17,03
18,41
16,53
16,00
14,67
14,56
12,00
8,00
13,29
12,25
8,11
8,15
7,90
5,93
6,43
6,44
4,00
3,46
-0,35
01
-4,00
12,49
10,50
02
03
04
05
06-1,86 07
-2,46
08
-3,75
0,47
-1,04
09
1,51
0,19
10
11
12
Aylar
2008
2009
Aylık değişim tarım sektöründe %1,90, sanayi sektöründe %0,36
olarak gerçekleşti. Tarım sektörü endeksinde, bir önceki yılın Aralık
74
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
ayına göre %14,22, bir önceki yılın aynı ayına göre %14,22 ve on iki
aylık ortalamalara göre %2,34 artış gerçekleşmiştir. Sanayi sektörü
endeksinde ise bir önceki yılın Aralık ayına göre %4,14, bir önceki
yılın aynı ayına göre %4,14 ve on iki aylık ortalamalara göre %1,02
artış gerçekleşmiştir.
ÜFE
sonuçları
sanayinin
alt
sektörleri
bazında
değerlendirildiğinde en yüksek aylık artış %10,27 ile ham petrol
ve doğalgaz çıkarımı alt sektöründe gerçekleşti.
Sanayinin üç sektöründen madencilik ve taşocakçılığı sektöründe
%2,31, elektrik, gaz, su sektöründe %0,64, imalat sanayi sektöründe
%0,28 artış gerçekleşmiştir.
Bir önceki aya göre endekslerin en fazla artış gösterdiği alt sektörler,
ham petrol ve doğalgaz çıkarımı (%10,27), metal cevheri (%2,98), ana
metal sanayi (%1,86), tekstil ürünleri imalatı (%1,48), tıbbi, hassas ve
optik aletler imalatı (%1,10), gıda ürünleri ve içecek imalatı (%0,84),
mobilya imalatı (%0,78), elektrik, gaz üretimi ve dağıtımı (%0,71) alt
sektörleridir. Buna karşılık giyim eşyası imalatı (%-2,37), deri
ürünleri imalatı (%-1,30), ağaç ve mantar ürünleri imalatı (%-0,87),
kok kömürü, rafine edilmiş petrol ürünleri (%-0,59) bir ay önceye
göre endekslerin en fazla gerilediği alt sektörler olmuştur.
2009 yılı Aralık ayında endekste kapsanan 768 maddeden; 208
maddenin ortalama fiyatlarında değişim olmazken, 362 maddenin
ortalama fiyatlarında artış, 198 maddenin ortalama fiyatlarında ise
düşüş gerçekleşmiştir.
Beklenti tutmadı...
Aralık ayının beklenti anketlerinde enflasyonda Kasım ayına göre bir
kötüleşme görülmektedir. Aralık ayının II. anketinde, yıl sonu TÜFE
enflasyon beklentisi, % 5,81’den % 6,27’ye, 12 ay sonrası için
enflasyon beklentisi ise % 6,29’dan % 6,56’ya yükselirken, 24 ay
sonraki enflasyon beklentisi % 6,36’dan % 6,31’e gerilemiştir.
75
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Merkez Bankası, daha önce yaptığı açıklamada, “Ekim ayında baz
etkisi ve vergi ayarlamaları nedeniyle yıllık enflasyonda
gözlenebilecek yükselişin kalıcı olmayacağı, sonrasında enflasyonun
düşük seyrini koruyacağı tahmin edilmektedir” demişti.
Esasen düşük gelirli halkımızın sık kullandığı mal ve hizmetlerden
oluşturulacak bir sepetle ölçülebilecek olan “hissedilen enflasyon”un
% 14-20 aralığında olacağı söylenebilir.
Açıklanan fiyat artışları ile vatandaşlarımızın karşılaştığı fiyat artışları
arasında fark bulunmaktadır. 2002 - 2009 yılları arasından AKP
döneminde enflasyon % 60 olmuştur. Aynı dönemde bazı temel
ihtiyaçlar bakımından fiyat artışları aşağıda yer alan tabloda
mukayeseli olarak verilmektedir.
Ülkemizde en yoksul ve en zengin kesim arasındaki enflasyonun aynı
oranda gerçekleşip gerçekleşmediği çok tartışılan bir konudur.
Harcamalarına göre sıralı % 20’lik dilimlere ait 2009 (Aralık)
enflasyonu hesaplanmıştır. Hesaplamalar en yoksul % 20’lik harcama
diliminde 2003=100 bazlı enflasyon endeksinin 161,67, en zengin %
20’lik harcama diliminde ise endeksin 176,09 çıktığını gösteriyor.
Enflasyon, ortalama tüketici sepeti için 170,91 olarak gerçekleşmiştir.
Rakamlardan da anlaşılacağı gibi en yoksul ve en zengin % 20’lik
dilimler arasında 14,42 puanlık bir enflasyon farkı vardır. Bu fark,
tüketicilerin
tüketim
sepetlerindeki
bileşim
farklarından
kaynaklanmaktadır.
En yoksul kesim, bütçesinin büyük bir kısmını gıda, konut gibi
zorunlu harcamalara ayırırken en zengin kesim bu ihtiyaçların yanında
eğlence, eğitim ve ulaştırma gibi ihtiyaçlara da bütçesinde daha fazla
yer verebilmektedir. Enflasyon, zorunlu harcamalarda daha yüksekse,
bütçeleri içindeki payı daha fazla olduğu için en yoksul kesim bu
artışlardan daha çok etkilenecektir.
76
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
SOSYAL GÜVENLİK
Sosyal güvenlik açıklarını azaltmak amacıyla 57. Hükümet
döneminde, 25.08.1999 tarih ve 4447 sayılı 23.05.2002 tarih ve 4759
sayılı Kanunlarla yaş haddi kadınlarda 58, erkeklerde 60 olarak
belirlenmiş, prim gün sayısı 5000 günden 7000 güne yükseltilmiş,
mevcut sigortalılar için de kademeli geçiş öngörülmüştür.
Sosyal güvenlik reformu sonrası emeklilik…
SOSYAL güvenlik reformunun uygulama Kanunu, 2008/Ekim
ayından itibaren tüm hükümleriyle birlikte yürürlüğe girmiştir.
30.04.2008 tarihi ve öncesinde işe girenlerin emeklilik (yaş, prim
ödeme gün sayısı ve sigortalılık süresi açısından) şartlarında bir
değişiklilik söz konusu değildir. İlk defa Sosyal Güvenlik
Reformu’nun uygulama Kanununa (5510 s.k.na) tabi olarak çalışanlar
normal emeklilik için; Memur ve esnaf, sanatkâr ve diğer bağımsız
çalışanlar (Bağ-Kur’lular); Kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını
doldurmuş olmaları ve en az 9000 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm
sigortaları primlerinin olması,
İşçiler (SSK’lılar) ise;
Kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmuş olmaları ve en az 7200
gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin olması,
şartlarının bulunması halinde normal emeklilik maaşına hak
kazanmaktadırlar. Ancak, belirtilen yaş şartı “prim gün sayısı şartının
doldurulduğu” aşağıdaki tarihler arasına denk geldiğinde o
tarihlerdeki yaş şartı aranmaktadır.
1) 1/1/2036 ilâ 31/12/2037 Tarihleri Arasında Kadın için 59, Erkek
2) 1/1/2038 ilâ 31/12/2039 Tarihleri Arasında Kadın için 60, Erkek
3) 1/1/2040 ilâ 31/12/2041 Tarihleri Arasında Kadın için 61, Erkek
4) 1/1/2042 ilâ 31/12/2043 Tarihleri Arasında Kadın için 62, Erkek
5) 1/1/2044 ilâ 31/12/2045 Tarihleri Arasında Kadın için 63, Erkek
6) 1/1/2046 ilâ 31/12/2047 Tarihleri Arasında Kadın için 64, Erkek
7) 1/1/2048 Tarihinden İtibaren ise Kadın ve Erkek için 65 yaş yapılmıştır.
için
için
için
için
için
için
61
62
63
64
65
65
77
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
AKP iktidarında SGK’nın gelir-gider-açık ve bütçe transferinin
gelişimi şöyle olmuştur;
SOSYAL GÜVENLİK KURUMUNUN GELİR VE GİDER DENGESİ Bin TL -Thousand TL
Artış
Toplam
Artış Oranı
Gelirler
Giderler
Açık
Oranı (%)
Gelirlerin
(%) Rate of
Rate of
Revenues
Expenditures
Deficit
Toplam
Increase
Increase
Giderleri
20.018.189
27.982.464
-7.964.275
2002
49,8
56,9
71,5
Karşılama
27.916.539
41.336.077
-13.419.538
2003
39,5
47,7
67,5
Oranı %
34.689.248
50.621.622
-15.932.374
2004
24,3
22,5
68,5
41.249.438
59.941.373
-18.691.935
2005
18,9
18,4
68,8
53.830.886
71.867.475
-18.036.589
2006
30,5
19,9
74,9
56.874.830
81.915.401
-25.040.571
2007
5,7
14,0
69,4
67.257.484
93.159.462
-25.901.978
2008
18,3
13,7
72,2
2009
68.574.547
96.545.943
-27.971.396
71,0
Ocak - January
6.079.866
8.581.059
-2.501.193
70,9
Şubat - February
6.058.422
8.120.534
-2.062.112
-0,4
-5,4
74,6
Mart - March
6.750.685
8.919.938
-2.169.253
11,4
9,8
75,7
Nisan - April
6.486.249
8.854.352
-2.367.995
-3,9
-0,7
73,3
Mayıs - May
6.142.706
8.213.317
-2.070.611
-5,3
-7,2
74,8
Haziran - June
6.060.452
8.964.249
-2.903.797
-1,3
9,1
67,6
Temmuz - July
6.618.238
9.309.674
-2.691.436
9,2
3,9
71,1
Ağustos - August
5.808.952
8.613.587
-2.804.635
-12,2
-7,5
67,4
Eylül -September
6.163.483
9.323.844
-3.160.361
6,5
8,5
66,1
Ekim - October
6.493.792
9.350.709
-2.856.917
5,4
0,3
69,4
Kasım -November
6.068.902
8.446.417
-2.377.516
-6,5
-9,7
71,9
Aralık -December
Toplam- Total
68.574.547
96.545.943
-27.971.396
71,0
2009
Yıllar
Years
NOT: Yatırım ve yönetim giderleri revize edilmiştir.
T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı'nın 2009 Kasım ayında
4/a, 4/b ve 4/c’lilere ait aktif, pasif sigortalı sayıları ve mali bilgiler ile
Kurum faliyetlerine ilişkin diğer verileri şöyledir: Toplam 15.259.717
aktif sigortalı bulunurken, toplam dosya bazında 8.437.757 pasif
(emekli) sigortalı bulunmaktadır. Aktif / pasif oranı 1,81 olarak
gerçekleşmiştir.
Devlet memuru sayısında, özellikle 2009 yılında ilginç bir azalma var.
Mart 2009 ayında, memur sayısı bir önceki aya göre yüzde 7.84
yani 193.874 kişi azalmış. Kasım 2009'da ise 2008 yılına göre yüzde
2,3 yani 351.473 kişi azalmıştır.
Mevcut kanunlar ortadadır. AKP’nin getirdiği ve 1 Ekim 2008’de
yürürlüğe giren düzenleme ortadadır. Hesap ortadadır.
78
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Zaten mevcut emekli aylıklarının dahi açlık sınırının altında olduğu
dikkate alındığında, bu Kanuna göre bağlanacak aylıklarla emeklilerin
hayatını nasıl idame ettirebilecekleri tümüyle göz ardı edilmektedir.
Sosyal güvenlik kuruluşlarının finansman açıkları bütçeden yapılan
transferlerle karşılanmaktadır. 2002 yılında 8,3 katrilyon olan
sosyal güvenlik açıkları, AKP iktidarında 2003 yılında 13,4 Milyar
YTL, 2004 yılında 16,3, 2005 yılında 19,6, 2006 yılında 18,6, 2007
yılında 26 Milyar YTL ye ulaşmıştır. 2008 yılının Kasım ayı itibariyle
31.7 Milyar YTL, 2008 yıl sonunda ise 35 Milyar 016 milyon YTL
olmuştur.
2009 Ocak-Kasım bütçeden yapılan transferler 50 Milyar 139
milyon 790 TL’ye ulaşmıştır.
KAPANANAN İŞYERLERİ
2008 yılında; 2007 yılına göre kurulan şirket ve kooperatif sayısı %
11,5 azalarak 55350’den 49003’e, kurulan ticaret ünvanlı işyeri sayısı
% 4,7 azalarak 48673’den 46401’e düşmüştür.
2009 yılı Kasım ayında; 2008’in aynı ayına göre kurulan şirket ve
kooperatif sayısı % 14,2 artarak 3088’den 3526’ya yükselmiştir.
79
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
2009 Kasım ayında; 2008’in aynı ayına göre kurulan ticaret ünvanlı
işyeri sayısı % 20,2 artarak 3000’den 3606’ya yükselmiştir. Kapanan
ticaret ünvanlı işyerleri sayısı ise geçen yılın aynı ayına göre %23
azalarak 1880’den 1448’e düşmüştür.
Şirket Kooperatif Ve Ticaret Ünvanlı İşyerlerinin
Bir Önceki Yıl Aynı Dönemine Göre Değişimi (TÜİK)
Kasım
Şirket, kooperatif ve
ticaret ünvanları
Şirketler ve kooperatifler
Kurulan
Kapanan
Ticaret Ünvanlı İşyerleri
Kurulan
Kapanan (*)
Ocak-Kasım
Değişim
2008
2009
(%)
2008
Değişim
2009
(%)
3 088
640
3 526
664
14,2
3,8
46 327
8 388
40 295
8 860
-13,0
5,6
3 000
1 880
3 606
1 448
20,2
-23,0
43 707
35 227
39 927
30 289
-8,6
-14,0
* Kapanan ticaret ünvanlı işyerleri sayısı, yapılan tebligatlarla ticari faaliyeti bulunmadığı tespit edilen ticaret ünvanlı işyerlerinin
kayıtlarının ilgili ticaret sicil memurlukları tarafından Ticaret Sicili Tüzüğünün 41. maddesine istinaden resmen silinen işyerlerini
de kapsamaktadır. 2009 yılı Kasım ayında 136, Ocak-Kasım döneminde 10331 ticaret unvanlı işyeri resmen kapatılmıştır.
2009 Kasım
ayında kurulan toplam 3606 ticaret ünvanlı
işyerinin; 1572’si Toptan ve perakende ticaret, motosiklet, kişisel ve
ev eşyalarının onarımı, 637’si İnşaat, 367’si malat, 299’u Otel ve
lokantalar, 249’u Ulaştırma, depolama ve haberleşme, 226’sı
Gayrimenkul kiralama ve iş faaliyetleri, 125’i Diğer toplumsal, sosyal
ve kişisel hizmet faaliyetleri, 51’i Mali aracı kuruluşların faaliyetleri,
42’si Eğitim, 17’si Sağlık işleri ve sosyal hizmetler, 10’u Madencilik
ve taşocakçılığı, 9’u Tarım, avcılık ve ormancılık ve 2’si balıkçılık
sektöründen oluşmaktadır.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin Ticaret Sicili verilerine
göre, 2009 yılı Aralık ayında, 2008 yılı Aralık ayına göre kurulan
şirket sayısında yüzde 55,90’lık, kurulan kooperatif sayısında yüzde
53,73’lük ve kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısında yüzde
51,33'lük bir artış oldu.
Aynı verilerden, bu yılın ilk 12 ayında geçen yılın aynı dönemine
göre; kurulan şirket sayısında yüzde 9,90'lık, kurulan kooperatif
80
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
sayısında yüzde 11,92’lik, kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısında
da yüzde 6,72'lik bir azalma olduğu görülüyor.
2009 yılı Aralık ayında, 2008 yılı Aralık ayına göre tasfiyeye giren
şirket sayısında yüzde 28,86’lık bir artış olurken, tasfiyeye giren
kooperatif sayısında da yüzde 25,74'lük bir artış oldu.
ŞİRKET
TÜRÜ
Şirketler
Kooperatif
Ger. Kişi Tic. İşl.
İLAN
TÜRÜ
Kurulan
Tasfiye
Kapanan
Kurulan
Tasfiye
Kapanan
Kurulan
Kapanan
(OCAK- ARALIK)
(12 Aylık)
2008
2009
48.003
43.250
11.658
13.459
9.925
10.429
1.309
1.153
2.561
2.444
1.815
1.842
47.583
44.387
38.340
32.289
ARALIK
(1 Aylık)
2008
2009
48.003
43.250
11.658
13.459
9.925
10.429
1.309
1.153
2.561
2.444
1.815
1.842
47.583
44.387
38.340
32.289
Aynı verilerden, bu yılın ilk 12 ayında geçen yılın aynı dönemine
göre; tasfiyeye giren şirket sayısında yüzde 15,45'lik artış olurken,
tasfiyeye giren kooperatif sayısında yüzde 4,57’lik bir azalma olduğu
görülüyor.
2009 yılı Aralık ayında, 2008 yılı Aralık ayına göre kapanan şirket
sayısında yüzde 27,53’lük, kooperatif sayısında yüzde 7,01'lik ve
kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısında da yüzde 0,09’luk bir artış
oldu.
Aynı verilerden, bu yılın ilk 12 ayında geçen yılın aynı dönemine
göre; kapanan şirket sayısında yüzde 5,08’lik, kapanan kooperatif
sayısında yüzde 1,49’luk artış olurken, kapanan gerçek kişi ticari
işletme sayısında ise yüzde 15,78’lik bir azalma olduğu görülüyor.
Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Sicil Gazetesi terkin edilen
(işyerini kapatan) esnaf ve sanatkâr sicil kayıtlarına göre, 2004
yılında 92 bin 700, 2005 yılında 282 bin 600, 2006 yılında 177 bin
213, 2007 yılında 118 bin 835, 2008 yılında 117 bin 810, 2009 OcakAralık itibariyle 91 bin 165 esnaf faaliyetine son vermiştir.
81
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Türkiye Esnaf Sanatkarlar Odası Sicil Gazetesi 2004-2009
Tescil
Tadil
S.Terkin
M.Terkin
2004
146,095
26,617
92,700
2005
196,494
42,221
282,600
4,916
2006
217,050
12,026
177,213
15,241
2007
170,752
20,281
118,835
11,472
2008
166,823
19,907
117,810
10,521
2009 Ocak-Aralık
162.911
24.795
91.165
10.046
AKP İktidarında Çek–Senet Manzarası;
AKP’nin iktidarının 7 yılı sonunda; esnaf, sanatkâr ve ticari işletmeler
borcunu ödeyememe veya alacağını tahsil edememe durumuna
gelmiştir.
2002 yılında 1 milyon 241 bin olan Protestolu senet ve karşılıksız
çek sayıları 2005 yılında 1 milyon 927 bin adet olmuştur. 2007 yılı
sonu itibariyle de, protestolu senet 1 471 bin, karşılıksız çek 1 325 bin
olmak üzere toplam 2 milyon 796 bin adet olmuştur.
Protestolu Senet/Karşılıksız Çek
PROTESTO EDİLEN SENET
KARŞILIKSIZ ÇIKAN ÇEK
TUTARI MİLYON TL
SAYISI ADET
TUTARI MİLYON TL
SAYISI ADET
816
498.748
2.204
743.000
2003
908
480.231
3.494
690.000
2004
1.652
589.892
5.497
894.000
2005
2.803
920.641
6.975
1.006.000
2006
4.055
1.177.910
9.604
1.144.000
2007
5.732
1.470.758
11.728
1.325.000
2008
6.760
1.574.031
15.742
1.537.194
7.066.562.665
1.451.464
-
Ksm. 1.776.365
2002
2009 Kasım
82
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
2008 yılında protestolu senet 1 milyon 574 bin 031 adet, 2008 yılında
karşılıksız çek 1 milyon 537 bin 194 adet olmak üzere, toplam 3
milyon 111 bin 225 adet olmuştur.
2009 yılının Kasım ayında protestolu senet 1 milyon 451 bin 464
adet, 2009 Kasım ayında karşılıksız çek 1 milyon 776 bin 365 adet
olmak üzere, toplam 3 milyon 230 bin 829 adet olmuştur.
Karşılıksız çek, 2009 Kasım ayında %27,8 arttı (10 Aralık 2009)
Merkez Bankası tarafından bankalara duyurulan toplam karşılıksız
çek sayısı, 2009 yılının onbir ayında geçen yılın aynı dönemine
göre, (1 Milyon 389 bin 802), yüzde 27,8 artarak 1 milyon 776 bin
365'e çıktı.
Aynı dönemde, mahkemeler tarafından yapılan bildirimlere göre
ise, Merkez Bankası'nca duyurulan yasaklanan çek sayısı da
Kasım ayında, 2008 yılının aynı ayına göre yaklaşık yüzde 7,7
artarak 71 bin 476'dan, 77 bin 039'a yükseldi.
Mahkemeler tarafından yapılan bildirimlere göre, Merkez
Bankasınca duyurulan yasaklanan çek sayısı da Kasım ayında,
2008 yılının aynı ayına göre yüzde 73,8 artarak 7 bin 161'den 9
bin 720'ye yükseldi.
Kasım ayında bir önceki aya göre Merkez Bankası tarafından
bankalara duyurulan toplam karşılıksız çek sayısı 2009 Kasım
ayın da bir önceki aya göre yüzde 35,8 azalarak 154 bin 277'den
113 bin 584'e, birikimli karşılıksız çek sayısı yüzde 6,8 yükselerek
1 milyon 662 bin 781'den 1 milyon 776 bin 365'e çıktı.
Mahkemeler tarafından yapılan bildirimlere göre, Merkez
Bankası'nca duyurulan yasaklanan çek sayısı 2009 Kasım ayın da
bir önceki aya göre yaklaşık yüzde 25,2 oranında azalarak 12 bin
170'dan 9 bin 720'e yükseldi.
Aynı dönemde, mahkemelerin bildirimleriyle Merkez Bankası'nca
duyurulan yasaklanan birikimli çek sayısı 2009 Kasım ayın da bir
83
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
önceki aya göre yüzde 4,1 artarak 67 bin 319'dan 70 bin 039'a,
bankalarca Merkez Bankasına yapılan bildirimlere göre, Merkez
Bankası'nca duyurusu yapılan karşılıksız kaldıktan sonra
ödenmiş çek sayısı yüzde 39,1 azalarak 99 bin 551'den 71 bin
538'e çıktı.
Adalet Bakanlığı Verilerine göre; 14 Mayıs 2009 itibariyle
karşılıksız çek keşide etme suçundan dolayı verilen Adli para
cezalarının infazı gereğince cezaevlerinde tutuklu sayısı 68.021 kişi,
Sahte çek kullanma suçuyla tutuklu olanların sayısı 1.125 kişi ve adli
para cezası kesinleşmiş ve aranan kişi sayısı 676 bin kişi’ye
ulaşmıştır.
Merkez Bankası verilerinden yapılan hesaplamaya göre 2008 yılının
da 1 milyon 574 bin 031 olan protestolu senet sayısı 2009'un Kasım
ayında 1 Milyon 451 bin 464 kişi oldu. 2008 yılının da protestolu
senet tutarı 6 milyar 760 milyon 278 bin TL düzeyindeyken, 2009'un
Kasım ayında 7 milyar 066 milyon 562 bin TL'yi buldu.
Ekonomik krizin yaşandığı 2001'den sonra ödenmeyen senet sayısı ve
tutarı, 2005'te 2001 seviyesine ulaşıp, 2006'da ise hızlı bir artış
trendine girdi. 2006 sonunda protestolu senetlerin toplam tutarı
önceki yıla göre yüzde 44,6, 2007 sonunda yüzde 41,3, 2008'de ise
84
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
yüzde 17,9 oranında artış gösterdi. 2009 yılının Kasım döneminde
protestolu senet tutarı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17,9
oranında artışla 7 Milyar 066 milyon 562 TL'ye ulaştı.
2005-2007 döneminde protestolu senet sayısının artmasında,
ekonomik canlılığa karşın uygulanan sıkı para politikaları etkili
oldu. 2008 yılı ve 2009 yılında ise küresel ekonomik krizin etkisi
kendisini hissettirmeye başladı.
ÖDENMEYEN TÜKETİCİ KREDİLERİ/KREDİ KARTLARI
Enflasyon yıllık % 10 düzeyine inmiş ancak kredi kartı borç faizleri
yıllık % 90’lar seviyesinde devam etmektedir.
Bankalar Arası Kart Merkezi (BKM)’nin verilerine göre; 2009
Kasım itibariyle Türkiye’de kredi kartı sayısı 44 milyon 199 bin 008
adet’e ulaşmıştır. Banka kartı sayısı 64 milyon 167 bin 492 adet’e
yükselmiştir. Krizle birlikte tüketicinin kredi kartına yüklendiği
gözlendi. Yılın onbir aylık döneminde ekonomideki daralmaya karşın
kredi kartı ile yapılan harcamalar ve nakit avans kullanımları yüzde 12
arttı. 2008 yılında kredi kartı ve banka kartlarından yapılan
harcama miktarı geçen yıl 186.549 milyon TL iken, 2009 kasım
ayında 186.238 milyon TL’ye ulaşmıştır.
Kredi Kartı ve Banka Kartı İşlem Tutarları (BKM) (Milyon TL)
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
Kasım
Alışveriş
22.567
36.064
59.035
78.042
99.082
128.787
166.725
167.736
Nakit Avans
3.046
4.270
6.653
8.452
10.077
14.000
19.824
18.501
Toplam
25.613
40.334
65.688
86.494
109.159
142.787
186.549
186.238
Visa/MasterCard ve Diğer kredi kartlarının yurtiçi kullanım cirosu
(Turistlerin kullanımı dahil.) (Milyon TL)
85
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Merkez Bankası verilerine göre; 2002 yılında ferdi kredi borcunu
ödememiş kişi 5 bin 664 iken 2005 yılında 3 kat artışla 16 bin 532’e
ulaşmıştır. 2002 yılında kredi kartı borcunu ödememiş kişi sayısı 33
bin 419 iken 2005 yılında 5 kat artışla 166 bin 813 olmuştur.
2007 yılı içinde ferdi kredi borcunu ödememiş kişi sayısına 40 bin 262
yeni kişi, kredi kartı borcunu ödememiş kişi sayısına da 143 bin 832
kişi eklenmiştir.
2008 yılında ferdi kredi borcunu ödememiş kişi sayısına 175 bin 989
kişi, kredi kartında ise 377 bin 470 kişiye ulaşmıştır. Ferdi kredi ve
kredi kartı borcunu ödemeyen kişilerin sayısı toplamda 553 bin 459
kişi olmuştur.
Merkez Bankası verilerine göre; 2009 Ekim itibariyle ferdi kredi
borcunu ödememiş kişi sayısına 393 bin 146 kişi, kredi kartında ise
601 bin 465 kişiye ulaşmıştır. Ferdi kredi ve kredi kartı borcunu
ödemeyen kişilerin sayısı toplamda 994 bin 611 kişi olmuştur.
Kredi kartlarında 2 milyon adet kart takiptedir. Takipte olan kartların
tutarı 3,3 Milyar TL’dir. Takibe düşmeden kredi kartını
taksitlendirerek faiz ödeyen kişi sayısı 7 milyon 76 bin kişidir. Yani
her 3 kredi kartı sahibinden birisi borcunu taksit taksit
ödeyebilmektedir.
FERDİ KREDİ
BORCUNU ÖDEYEMEMİŞ
KİŞİ SAYISI
KREDİ KARTI
BORCUNU ÖDEYEMEMİŞ
KİŞİ SAYISI
FERDİ KREDİ + KREDİ
KARTI BORCUNU
ÖDEYEMEMİŞ KİŞİ
SAYISI
2002
5.664
33.419
39.083
2003
4.196
31.608
35.804
YILLAR
2004
9.995
51.414
61.409
2005
16.532
166.813
183.345
2006
13.807
139.389
153.196
2007
40.262
143.832
184.094
2008
175.989
377.470
553.459
2009 Ekim
372.676
558.549
931.225
2002-2009 Toplam
659.591
1.545.410
2.205.001
86
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Kredi kartında azami faiz % 2,91’ indirdi,
Merkez bankası kredi kartı işlemlerinde uygulanan azami faiz oranını
yüzde 3.26’dan yüzde 2,91’e indirdi. Merkez bankası bankaların kredi
kartı işlemlerinde uyguladığı azami faizi düşürdü.
Merkez bankası “Kredi Kartı İşlemlerinde Uygulanacak Azami Faiz
Oranları Hakkında Değişiklik Yapılmasına Dair” 2009/9 sayılı
Bankamız Tebliği gereğince, 01.01.2010 tarihinden itibaren
bankalarca kredi kartı işlemlerinde uygulanacak aylık azami akdi faiz
oranı, TL için yüzde 2,91, ABD doları için yüzde 2.54 ve Euro için
yüzde 2.30, aylık azami gecikme faiz oranı ise, TL için yüzde 3,66,
ABD doları için yüzde 3.11 ve Euro için yüzde 2.82 olarak belirledi.
Söz konusu oranlar azami oranlar olup, bankalarca kredi kartı
işlemlerinde 1 Ekim’den itibaren bu oranların üzerinde bir faiz oranı
uygulanamıyor. Bankalar, bu oranları, geçmemek üzere faiz oranlarını
serbestçe belirleyebilecek.
Kara Listedeki Vatandaş 2.5 Milyona Tırmanıyor...
Daha şimdiden borcunu ödeyememiş ve kara listeye alınmış aile
sayısının 2 milyonu aştığı görülüyor. Her ay, tüketici kredisi ve kredi
kartı taksitini ödeyemediği için Merkez Bankası tarafından kara
listeye alınan borçlu sayısı 150 bini aşıyor. Merkez Bankası tarafından
ağustos sonunda 1 milyon 900 bine yakın olarak açıklanan kara
listedeki borçlu sayısının ekim sonunda 2 milyon 150 bini bulduğu
tahmin edilirken bu sayının, yıl sonunda da 2.5 milyona ulaşması
şaşırtıcı olmayacak.
2004 sonunda 26 milyar TL dolayında olan aile borçları, izleyen
yıllarda hem taşıt ve konut kredilerine olan talebin artması hem de
kredi kartı kullanımının ve harcamalarının hızla artmasıyla çığ gibi
büyüdü. 2005’te 47 milyar TL’yi bulan harcamalar 2008 sonunda 118
milyar TL’ye, 2009 Kasım ayı itibariyle 128 Milyar 380 milyon
TL’ye kadar çıktı.
87
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
AİLELERİN BORCU VE KARA LİSTEDEKİLER
Yıllar
Ailenin Borç Stoku
Kara Listeliler
2005
(Milyon TL)
(Kişi)
47.036
120.184
2006
69.582
249.838
2007
95.474
433.932
2008
118.011
987.391
2009-9 ay
124.286
1.884.305
2009-12 ay (Tah.)
124.500
2.500.000
Kaynak: TCMB
Buna karşılık borcu borçla kapatmak için alınan ihtiyaç kredisi 41
milyarı aşarak yüzde 6’ya yakın artmış görünüyor.
İhtiyaç kredisi ise borcu borçla kapatma ihtiyacı aslında. Kredi kartı
kullanımı ile borçlanma, risk almaya devam mesajı taşıyor. Ama öte
yanda ailelerin batıkları da artıyor.
Tüketici kredilerinin yüzde 6.1’ini oluşturan 7.6 milyar liralık kısmı
“takibe alınan,” yani batık kredilerden oluşuyor. Batık kredi oranı,
kredi kartı borçlarında ise yüzde 11.5’e kadar yükseliyor. Eylül ayı
sonu itibarıyla, bankalar ve katılım bankalarının tüketicilerden
yaklaşık 36.3 milyar liralık kredi kartı alacağı bulunuyor. Bu alacağın
yaklaşık 4 milyar liralık kısmı ise zamanında ödenmeyen kart borçları.
Bugüne kadar borcu borçla kapatarak, eş dost dayanışması ile
yüzdürülen gemi şimdi ciddi biçimde su almaya başladı. Emniyet
subapları da bir bir tüketildi. Bankalarla başı belada olan nüfusun 2.5
milyona tırmanması, çok zorlu bir kışa girildiğinin de işareti aynı
zamanda.
Kısa vade için tüketici kredisi kullanın,
Bankaların, diğer ülkelerde olduğu gibi, kredi kartı faiz oranlarını
bireysel kredi faizlerine göre daha yüksek belirlediğine işaret edilen
açıklamada, bu nedenle, kısa vadeli kredi gereksinimi olan kredi kartı
sahiplerinin bu gereksinimlerini kredi kartları yerine tüketici kredileri
yoluyla karşılamaları önerildi.
88
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
VATANDAŞIN GELİRİ İPOTEK ALTINA ALINMIŞTIR
BDDK (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu) verilerine
göre; AKP’nin iktidara geldiği 2002-2009 yılları arasında vatandaşın
bankalara olan tüm tüketici kredileri ve bireysel kredi kartı borçları
toplamı;
 2002 yılında 6 Milyar 605 milyon YTL iken,
 2003 yılında 12 Milyar 842 milyon YTL’ ye,
 2004 yılında 26 Milyar 616 milyon YTL’ ye,
 2005 yılında 47 Milyar 036 milyon YTL’ ye,
 2006 yılında 69 Milyar 582 milyon YTL’ ye,
 2007 yılında 95 Milyar 474 milyon YTL’ ye,
 2008 yılında 118 Milyar 011 milyon YTL’ye,
 2009 Kasım itibariyle 128 Milyar 380 milyon TL’ye
ulaşmıştır.
AKP döneminde, bireysel kredilerde borç patlaması yaşanmıştır. 2002
yılında bireylerin bankalara kişi başına borcu 92 YTL iken 2007
sonu itibariyle 1.295 YTL’ye, 2008 yılında 1.664 YTL’ye, 2009
Kasım itibariyle de 1.796 TL’ye ulaşmıştır.
89
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Türkiye KAMU-SEN’e göre; ekonomik krizin Türkiye’yi teğet
geçmedi. Günde 2 602 ev ve işyerine haciz amacıyla icra memurları
gidiyor. Her gün ortalama 123 araç haciz ediliyor, 273 fabrika ve
işyeri kapanıyor, 26 260 çek karşılıksız çıkıyor ve 4 bin 312 senet de
protesto ediliyor.
İSMMMO'nun 09.08.2009 Tarihli Raporu...
İSMMMO’nun raporuna göre, tasfiye durumundaki kredi kartı ve
tüketici kredilerin oranı da her geçen gün artıyor. 24 Temmuz
itibarıyla tasfiye olunacak kredi kartı borcu 3.6 milyar TL’ye, bireysel
krediler de 3.1 milyar TL’ye ulaşmış durumda. Ocak başından bu yana
tasfiye olunacak kredi kartlarının oranı yüzde 52 artarken bireysel
kredilerde bu rakam yüzde 68’i aştı. Bu rakamlar da gösteriyor ki borç
yükü altında ezilen aileler, ciddi bir ödeme güçlüğü yaşıyor.
İSMMMO’nun “Çocuklar Duymasın; Aile Borçlu” başlıklı raporunda
yer alan saptamalar ve değerlendirmeler şöyle:
51 Fabrikaya El Kondu…
Son bir yılda el konulan fabrika sayısı 51'e yükseldi. El konulan
fabrikaların muhammen bedeli de 235 milyon TL olarak hesaplandı.
El konulan büyüklü küçüklü işyeri sayısı 654'ü, dükkan sayısı da 261'i
buldu. İSMMMO'nun raporuna göre, işyeri ve fabrika hacizlerinin
yanı sıra 425 adet arsa, 983 adet villa ve daire tipi konut, 77 adet bina
ve 166 adet tarlaya da el konulduğu ortaya kondu.
Vatandaş ta hacizden nasibini aldı…
Son bir yılda kredi çekip kredisini ödeyemeyen bireysel müşteriler ev,
bina, tarla ve arsasından oldu. Bina, mesken, tarla ve boş arazi ve 94
diğer mallar olmak üzere toplam bin 745 kişinin malına el konmuş
oldu.
Takipteki alacaklar 2 milyar 625 milyon TL'den 6 milyar 771 milyon
TL'ye çıktı. 2007 yılında kullandırılan 30 milyar TL'lik konut
kredisinin 217 milyon TL'lik kısmı takipteyken, 2009 yılının Haziran
90
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
ayında kullandırılan 37 milyar TL'lik konut kredisinin takipteki kısmı
796 milyon TL'ye ulaştı.
En Sorunlu Kalem İhtiyaç Kredisi...
Farklı ihtiyaçlarını kredi kullanarak karşılamaya çalışan ve bunun için
ihtiyaç kredisi kullanan kişilerin de son dönemde borçlarını
ödemedikleri gözleniyor. Kullandırılan 34 milyar TL'lik ihtiyaç
kredisinin 2007'de 350 milyon TL olan takipteki alacak miktarı, 2009
Haziran'da 1 milyar 514 milyon TL oldu. 35,1 milyar liralık
büyüklüğe ulaşan kredi kartı borçlarının takipteki alacak miktarı ise
şimdiden 3,6 milyar liraya dayandı.
Taşıt ve diğer bireysel kredilerde takipteki durum ne diye
baktığımızda 4 milyar 645 milyon TL'lik taşıt kredisinin ödenmeyen
kısmı 231 milyon TL'den 463 milyon TL'ye çıktı. Bugüne kadar
kullandırılan 5 milyar 119 milyon TL'lik diğer tüketici kredilerinde de
takipteki alacak rakamı 2007'de 108 milyon TL iken, 2009 Haziran'da
bu rakam 421 milyon TL oldu.
Bu durum bu konuda çıkardığı affa rağmen AKP’nin vatandaşı
düşürdüğü durumu göstermesi açısından ibret verici bir durumdur.
Sosyal patlama yaşıyoruz…
Türkiye KAMU-SEN’ın yaptığı araştırmaya göre Cumhuriyet
Tarihinde ilk defa ceza ve tevkif evlerinde mahkûm ve tutuklu sayısı
100 bin barajını aşarak 111 bin kişiye ulaştı. Son bir yılda 950 bin
kişinin evine iş yerine ya da maaşına icra geldi. 45 bin araç haczedildi.
Kapanan iş yeri ve fabrika sayısı 100 bine dayandı. Karşılıksız çek
sayısı 9 milyon 585 bine, protestolu senet sayısı 1 milyon 574 bine
çıktı.
AKP iktidarının 2009 rakamları netleşiyor…
Rekor düzeyde cari açık 63 milyar TL civarında. Faiz harcamaları
rekor düzeye ulaşmış 56 milyar TL. İşsizlikte ise OECD ülkeleri
içersinde başa güreşiyoruz. Küçülme eksi 6’ya ulaşmış. 2009 yılı kişi
91
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
başı milli gelir 2008 yılına göre %20 gerilerdedir. Önümüzdeki yılda
da büyümede bir sıçrama görülmemektedir. Büyüme olmadan işsizlik
aşılamaz, yoksulluk aşılamaz.
İşsizlik, yoksulluk ve yolsuzluk üçlü sarmalı toplumumuzu
kuşatmaktadır. Asgari ücret 546 lira 50 kuruş, açlık sınırı 780 liranın
üstünde 5 milyon 202 bin işçi emeklisinin % 82’si aylık açlık sınırının
altında maaş almaktadır. Yani emekliler açlıkla boğuşmaktadır.
Resmi rakamlar gerçeği yansıtmamaktadır. Gerçekte her üç gençten
biri işsizdir. 6 milyon insanımız işsizlikten kıvranmakta, iş bulamadığı
için gözyaşları boşalmaktadır. İşsizlik fonu amacı dışında bütçeye
destek olarak kullanılmaktadır.
TARIM/ÇİFTÇİLER
AKP İktidarları döneminde yapılan uygulamalar ile Tarım sektörünün
çöküşü hazırlanmış, çiftçimiz, üreticilerimiz yoksulluğa itilerek tarım
kesimi yok edilmeye çalışılmıştır. AKP iktidarınca; tarım
sektöründeki nüfusun ve tarımın milli gelir içerisindeki payı
azaltıldıkça, gelişmiş batılı ülkelerin standartlarına daha çabuk
ulaşılacağı zannedilmiştir. Tarımdan kaçış başlamış, gerek istihdamda
gerekse işlenen alanlarda önemli düşüşler olmuştur.
Tarım Sektörü Büyüme verileri;
Tarımda kalıcı sorunlar temel olarak; toprak, sermaye, işgücü ve bilgi
kullanım şeklinden kaynaklanmaktadır. AKP iktidarının tarım
politikaları planlaması yoktur. GSYİH’dan tarımın aldığı pay hızla
azalmaktadır.
2002-2007 yılları arasında GSYİH yılda ortalama %6,8 büyürken,
tarımsal katma değer sadece %1,8 büyümüştür.
Son yıllarda tarım ve gıda ithalatı, ihracata oranla daha hızlı artıyor.
İşlenmiş gıda ihracatının toplam tarım ve gıda ihracatı içindeki payı %
15’i geçemiyor.
92
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Tarımda üretkenliğin, etkinliğin, ürün niteliğinin ve çeşitliliğinin
artırılması gerekir. Bunun için gerekli bilginin üretilmesi şarttır. Bilgi
akışı sağlanamamaktadır. Geç kalmanın iktisadi ve sosyal maliyeti
daha fazla olacaktır. Rekabet gücünün artırılması için kurumsal
örgütlenme ve örgütlenmedeki beşeri sermayenin kalitesini artırmak
gereklidir.
2007 yılında tarım %7,2 gerilemiştir. Bu gerilemede yaşanan
kuraklığın da etkisi olmuştur. 2008 yılında da Güneydoğu Anadolu
bölgemizle birlikte Doğu Anadolu ve İç Anadolu bölgelerimizin bazı
yörelerinde kuraklıktan önemli oranlarda hasar gören ürünlerimiz
olmuştur.
2007 de büyük oranda gerileyen tarım sektörü için büyüme 4,1’de
kalınca, 2008 yılı çiftçimiz için iyi bir yıl olmamıştır.
Tarımda birinci çeyrekte büyüme oranı -3,0 olarak gerçekleşen
2009 yılı için de iyimser olmamıza imkan görünmüyor.
Tarım Sektöründe İstihdam;
TÜİK’in yıllık istihdamın sektörel dağılımı verilerine göre 2002
yılında tarım kesiminde 7 Milyon 458 bin kişi çalışırken bu sayı 2005
yılı sonunda 6 Milyon 493 bine, 2006 yılında 2002’ye göre 1 Milyon
745 bin kişi azalarak 5 Milyon 713 bine gerilemiştir. 2007 yılında
daha da azalarak sayı 5 Milyon 601 bine, 2008 yılı Kasım itibariyle
2007 yılına göre tarım sektöründe çalışan sayısı 107 bin kişi daha
azalmış ve 2008 yılında 2002 ye göre % 26.4’e düşerek tarımda
çalışan sayısı 5 Milyon 494 bin kişiye inmiştir.
Tarım dışı işsizlik oranının geçen yılın aynı dönemine göre 3,5
puanlık artışla % 16,9 seviyesine ulaştığı 2009 Eylül döneminde,
tarımda istihdam 5 Milyon 754 bin olmuştur. Böylece 2002 yılından
bu yana tarım sektöründeki istihdam sayısı 1 Milyon 704 bin kişi
azalmıştır.
93
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Son açıklanan “İstihdam ve Teşvik Paketi”nde de tarıma yer
verilmemiştir.
Yeni açıklanan Teşvik Paketi’nde sadece Doğu ve Güneydoğu
Anadolu bölgesinde “tarım ve tarıma dayalı imalat sanayii” teşviki
vardır. Diğer bölgelerde tarım ve tarıma dayalı sanayiler teşvik
edilmemiştir.
Tarım sektörünün kullandığı traktörde, temel girdilerden gübre ve
mazot gibi girdilerin KDV ve ÖTV’lerinde herhangi bir indirim
yapılmamıştır.
Sorun istihdamsa, tarımda istihdam artıyor. Bazı alanlarda KDV
ve ÖTV uygulamaları yanında kredi kartı borçları ile ilgili kolaylıklar
sağlayan yetkililerin, çiftçi borçları, tarımsal girdi maliyetleri
konularında da aynı hassasiyeti göstermeleri beklenmektedir.
2007 de büyük oranda gerileyen tarım sektörü için 2008 yılı da iyi bir
yıl olmadı.2009 yılı ise, özellikle bütçe kesintisini de göz önüne
alırsak, çiftçilerimiz için IMF’nin baskısı altında ve çok zor geçeceğe
benziyor. 2009 yılı için iyimser olmamıza imkan görünmüyor.
Yaşanan global krizin yanısıra; maliyetlerin yüksekliği, desteklerin
yetersizliği, kredi kullanımındaki zorluklar gibi çiftçilerimizin içinde
bulunduğu olumsuz ekonomik koşulların da bu sonuçta payı
bulunmaktadır.
Tarımda çalışanların
gitmektedir.
ekonomik
durumu
sürekli
kötüye
2002 yılında kişi başına düşen gelir 2 598 dolar, tarımda ise kişi
başına düşen gelir ise 916 dolar iken, 2007 yılında kişi başına düşen
gelir 9 333 dolar, tarımda kişi başına düşen gelir ise 2 392 dolar, 2008
yılında kişi başına düşen gelir 10 436 dolar, tarımda ise 2 272 dolar
olurken, 2009 yılı II.çeyrek itibariyle kişi başına düşen gelir 8 978
dolar, tarımda ise 1 995 dolar olmuştur.
94
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
GSYİH’dan tarımın aldığı pay hızla azalıyor;
2002 yılında yaklaşık olarak % 10’larda olan tarımın payı 2009 yılı ilk
yarısı rakamlarına göre % 5’lerin altına inmiştir. Kişi başına gelir
dağılımında tarımda çalışanların gelirinin Ülke ortalamasına oranları
2002’de % 35 iken 2009 yılı ilk yarısı rakamlarına göre % 22’lere
gerilemiştir.
Yıllar
GSYİH
(Milyon $)
Tarımsal
GSYİH
(Milyon $)
Kişi Başına
Gelir ($)
Tarımda Kişi
Başına Gelir ($)
Toplam
İstihdam
Tarım
Sektöründe
İstihdam
2002
230 512
23 715
2 598
916
21 354
7 458
2003
305 033
30 275
3 390
1 180
21 147
7 165
2004
390 309
37 002
4 172
1 419
21 790
7 399
2005
481 462
45 045
5 008
1 576
22 046
6 493
2006
526 427
43 496
5 477
1 947
22 330
6 088
2007
658 786
50 699
9 333
2 392
21 189
5 601
2008
620 441
48 157
8 675
2 272
21 194
5 016
2009 6 Aylık
438 251
23 306
8 978
1 995
21 947
5 801
Ekim alanları daralmıştır;
AKP iktidarları döneminde izlenen tarım politikaları nedeniyle
ülkemiz için stratejik öneme sahip ürünlerin ekim alanlarında özellikle
son 7 yılda pamukta %26,4, tütünde %24,1, şeker pancarında %19,3
ve buğdayda %13’e varan azalmalar gerçekleşmiştir.
Köyünde yaşarken kendi aile ekonomisi içerisinde ürettiği et, süt,
yoğurt, tahıl gibi temel gıda maddelerini yeterli seviyede tüketen
insanlar, AKP politikalarıyla açlığa, yoksulluğa ve yardıma muhtaç bir
hale getirilmiştir.
Bugün çiftçimizin cebinde sadece son ödeme tarihi geçmiş faturalar,
icra tebliğleri ve çaresizlik içinde sıkılmış yumruklar vardır.
Topraktan ekmeğini kazanmak için çırpınan, tarlasından çocuklarının
rızkını çıkarmak için didinen, kış aylarında köy kahvesinde içecek çay
parası dahi bulamayan, ihtiyaçlarını harman veresiyesi ile gideren
95
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
aziz çiftçi vatandaşlarımızın şikayetleri artmış, geleceğe yönelik umut
verici hiçbir girişim ve gelişme olmamıştır.
Destekleme ve Bütçe
Bilindiği üzere tarım destekleri bir yıl gecikmeyle ödenmektedir. 2008
yılı üretimine ait destek ödemeleri ancak 2009 tarım destek
bütçesinden ödenecektir.
2008 yılında çiftçilerimize ödenen desteklerin toplamı 5,4 Milyar TL
olmuştur. Bu desteğe ilave olarak 535 Milyon TL kuraklık desteği
ödenmiştir.
İlk defa MHP’nin hükümette olduğu dönemde başlatılan genel
destekleme aracı olan DGD 2008 yılında kaldırılmış, 2007 yılında hak
edilen 7 TL/da DGD ödemesi 2008 yılı içinde son kez yapılmıştır.
2001 yılında pilot projeyle başlayan, 2002 yurt genelinde uygulanan
doğrudan gelir desteği uygulanmaya başladığı yıllarda tarım destek
bütçesinin %80’ini oluşturmaktaydı. 2008 yılında ise DGD ödemeleri
tarım destek bütçesinin %40’ını oluşturmuştur.
Gübre ve mazot desteği
Son yıllarda en büyük destekleme kalemi olan DGD, 2009 yılından
itibaren ödenmeyecektir. 2008 yılında son kez 2007 yılına ait DGD
ödemeleri yapılmıştır.
2009 yılı tarım destek bütçesinde mazot destekleri için ayrılan kaynak
583 Milyon TL’dir. 2008-2009 üretim sezonunda mazot fiyatının
değişmeyeceği varsayıldığında bile çiftçilerimiz toplam olarak
yaklaşık 9,5 Milyar TL mazot bedeli ödeyecektir.
Ürün Grupları
Sebze, meyve, süs bitkileri, özel çayır, mera
ve orman emvali ürün alanları
Hububat, yem bitkileri, baklagiller ve yumru
bitkiler alanları
Yağlı tohumlu bitkiler ve endüstri bitkileri
Toplam Gübre ve Mazot Desteği (TL/Da)
2008
2009
%
3,23
5
55
5,01
7,50
50
8,4
12
43
96
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Destekleme amacıyla verilen 583 Milyon TL, çiftçinin mazot
giderinin yaklaşık %6’sını karşılayabilecektir.
2009 yılı bütçesinde gübre desteği için ayrılan bütçe 737 Milyon
TL’dir. Ancak bu destek ürünlere göre incelendiğinde, üzüm için
yapılan gübre masrafının %4’ünü, fındık gübre masrafının %4,6’sını,
çeltikte gübre masrafının %4’ünü, patatesteki gübre masrafının
%3’ünü, şeker pancarı gübre masrafının %5’ini ancak karşılamaktadır.
Cumhuriyet tarihinde ilk defa ve yeni bir destekleme kalemi olarak
verildiği iddia edilen mazot ve gübre desteği asla yeni bir uygulama
olmadığı gibi Doğrudan Gelir Desteğinden kesilen miktarların başka
bir isim altında verilmesinden başka bir şey değildir.
Ayrıca, Türk Çiftçisinin dünyanın en pahalı mazotunu ve gübresini
kullandığı ve ağır girdi maliyetleri altında ezildiği ve bu nedenle
üretim yapamaz duruma geldiği de açık bir gerçektir. Az sayıda
üretim yapabilenlerin de maliyetlerinin yüksekliğinden dolayı ya satış
yapamadığı yada zararına sattığı yaşanan bir gerçektir.
Destekleme Bütçesi,
Türkiye’de son 7 yılda Hükümet tarafından iddia edildiği gibi
tarıma verilen destekler giderek artmamış, bilakis azaltılmıştır.
2009 yılına ait tarımsal destek bütçesi 5.5 Milyar TL olarak
açıklanmıştır. Bu durumda 2009 yılı ve önceki yıl tarım destek
bütçesi 100’er Milyon TL ve her yıl sadece %1,9 oranında
artırılmıştır. Genel bütçede %13-14 artışlar olduğu halde, tarım için
ayrılan kaynağın % 1,9 artırılmasının sebebi anlaşılamamıştır. Ancak,
bu miktar bile yetersiz olmasına rağmen Tarımsal Destekleme
Bütçesi’nde 2009’da %10 kesintiye gidilerek daha da azaltılmıştır.
Ayrılan bu bütçenin tarımın ihtiyacını karşılaması, çiftçilerimizi diğer
ülkelerin çiftçileri düzeyinde desteklemesi mümkün değildir.
AKP iktidarının ciddi, kalıcı, istikrarlı bir destekleme politikası
olmamıştır. Destekler yazboz tahtasına çevrilmiştir. Gerek hayvancılık
97
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
destekleri gerekse bitkisel ürün destekleri Bakanlar Kurulu Kararları
ile sürekli azaltılmıştır.
2009 dahil yedi yıllık süreç incelendiğinde tarım destek bütçesinin
Milli Gelirden aldığı pay gittikçe düşmektedir.
2002 yılında tarımı desteklemek için milli gelirin %0,65’i ayrılırken
2009’da bu oran %0,44’e düşmüştür.
2006 yılında çıkarılan 5488 sayılı Tarım Kanununa göre tarıma
verilen destekler toplamı GSMH’nın %1’inden az olmaması
gerekmektedir. Ama kanunun öngördüğü yüzde 1’in %66 gerisine
gidilmiş, nüfusun % 26’sını oluşturan bir kesime, Tarım Kanunu
ile verilmesi gereken asgari miktarın yarısı bile verilmemiştir.
Bu miktar bu kadar yetersizken bir de Tarımsal Destekleme
Bütçesinde %10 kesintiye gidilmiştir. Bu durumda, yaklaşık 5.5
Milyar TL olan tarımsal destekleme bütçesi, 5 Milyar TL’nin altına
(4.95 Milyar TL’ye) düşürülmüştür. Yasa hükmüne uygun bir bütçe
hazırlansaydı, tarımsal destek bütçesinin asgari 11 Milyar TL olması
gerekirdi.
Tarım Destek Bütçesi
Destek Bütçesi
(Milyar TL)
Destek Bütçesi
Endeks
TÜFE
Endeks
TÜFE'ye Göre Deflate Edilmiş
Destek Bütçesi (Milyar TL)
Desteğin
GSYH’ya
oranı (%)
2002
2003
2,28
3,02
100
132
100
118
2,28
2,55
0,65
0,66
2004
3,08
135
129
2,38
0,55
2005
3,71
162
139
2,66
0,57
2006
4,75
207
153
3,11
0,62
2007
5,30
231
166
3,19
0,62
2008
5,40
235
184
2,93
0,54
2009
5,50
239*
198*
2,78
0,49
2009
4,95**
217
198
2,50
0,44
(*) 2009 Hedef Enflasyona göre hesaplanmıştır. (**) 2009 kesintili Destekleme Bütçesi
Not: 2007 yılında 300 Milyon, 2008 yılında ise 584 Milyon TL bütçe dışı kuraklık yardımı yapılmıştır.
Rakamlar artmış gibi gözükse de Genel Bütçe içinde tarıma ayrılan
Desteğin yüzde payı sürekli azalmıştır.
98
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Bütçeden tarıma ayrılan pay Türkiye’de % 2,5’un altında;
ABD’de %3,4, AB’de (27) % 38’dir...
ABD, AB-27 ve Türkiye’nin 2008 ve 2009 Mali Yılı Tarımsal
Bütçeleri Ve Tarımsal Nüfusa Kişi Başına Düşen Destek Miktarları
karşılaştırıldığında bu miktarların ne kadar yetersiz olduğu daha açık
görülecektir.
ABD:
2008 yılı;
Toplam Bütçe Gelirleri
: 2.662 Milyar Dolar
Tarım Bütçesi
: 90 Milyar Dolar (%3,38)
Tarım Nüfusu
: 6 milyon (%2)
Tarımda Kişi Başı Tarımsal Destek:15.000 Dolar
AB-27:
2008 yılı;
Toplam Bütçe Gelirleri
: 120 Milyar Avro
Tarım Bütçesi
: 45 Milyar Avro (%38)
Tarım Nüfusu
: 27 milyon (%5,8)
Tarımda Kişi Başı Tarımsal Destek:1.800 Avro
Türkiye:
2008 yılı;
Toplam Bütçe Gelirleri
: 217 Milyar TL
Tarım Bütçesi
: 5,4Milyar TL (%2,48)
Tarım Nüfusu
: 19 milyon (%27)
Tarımda Kişi Başı Tarımsal Destek: 284 TL (yaklaşık 178 Dolar)
99
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Geçen yıl 856 Milyar 387 milyon TL olan GSYH’nın 2009 yılında 1
Trilyon TL’yi aşacağı düşünülürse, tarımsal desteklerin bütçedeki
büyümenin çok gerisinde kaldığı görülür. Bütçe gelirine
oranlandığında tarımsal desteklemeler bütçenin %2’si civarındadır.
Oysa Bu oran ABD’de %3,38, AB’de %38’dir.
Hayvancılığın Desteklenmesi
Bakanlar Kurulu’nun “Hayvancılığın Desteklenmesi Hakkında
Karar”ı 15 Nisan 2008 tarihli Resmi Gazete’de yayınlandı. Buna göre,
melez ırklar için büyükbaş hayvan başına 300 lira, saf ırklar için 350
lira, hastalıklardan ari işletmelerde hayvan başına 400 lira, manda
başına 300 lira, damızlık koyun ve keçi başına 10 lira doğrudan ödeme
yapılacaktı.
Bu karar, Bakanlar Kurulunun 24 Mayıs 2008 tarihli Resmi Gazete’de
yayınlanan yeni bir kararı ile değiştirilerek hayvan başına destek
kalemleri 50′şer lira düşürüldü. Bu son kararla da yetinmeyen
Hükümet, bu iki karara dayanarak “Hayvancılığın Desteklenmesi
Hakkında Uygulama Esasları Tebliği”ni 13 Haziran 2008 tarihli
Resmi Gazete’de yayınladı.
Hayvancılık için de 2009 yılı destekleri 2 grupta toplanıyor: (1)
Toprak büyüklüğüne göre yem destekleri (2) Hayvan başı ödeme.
Hayvan başı ödeme, hastalıktan ari sığırda 300 TL, mandada 250 TL,
koyun ve keçide 10 TL olarak belirlendi. Arıcılara kovan başı 6 TL,
çipura ve levrek üretenlere kilo başına 85 Kr, inek sütü üretenlere 4
Kr, koyun sütü üretenlere 10 Kr prim ödenecek.
Bitkisel üretimde yaşananlar hayvancılıkta yaşananlardan çok farklı
değil. 25 Ocak 2009 günü Resmi Gazete’de yayınlanan tebliğlerle
2008 ürünü pamuk, yağlık ayçiçeği, soya fasulyesi, kanola, aspir,
zeytinyağı, buğday, mısır, kuru fasulye, mercimek, nohut, çeltik, arpa,
yulaf, çavdar, tütün vb. bir çok üründe destekleme priminde ciddi
kesintiler yapıldı.
100
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Tarıma desteğe 2010 için bütçeden 5.6 milyar TL ayrıldı...
Bu yıl tarım desteklerine bütçeden 5.6 milyar TL ayrıldı. (Bütçe
harcamalarının toplamı 286 milyar TL. Personele ayırılan para 71
milyar TL. Faize ayırılan para 56 milyar TL. Tarım desteğinin amacı
üretimi artırmaktır. 2010’da tarım desteğine ayrılan para faize ayrılan
paranın onda biri kadardır.
Bizde tarım üreticisi, üretime başlamadan devletin ne destek
vereceğini bilerek yola çıkamaz. Destek yola çıktıktan sonra açıklanır.
Destekler 2010’un ilk yarısında ödenecek.
Buğday ve mısırda ürün piyasaya çıktıktan, TMO ürün alımına
başladıktan sonra destekler açıklandı. Başta yağlı tohumlar olmak
üzere diğer ürünlerde desteğin ne olacağını üretici ürün elden çıktıktan
sonra öğrenebilecek.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz ülkemizin her yöresinin, her yöre
insanın adaletli ve eşit şartlarda desteklenmesinden yana olduğumuzu
her vesile ifade etmişizdir.
Ancak AKP İktidarı illere verilen desteklerde, hem toplam destek
miktarı hem de çiftçi başına destekleme miktarı bakımından son
derece adaletsizdir ve iller arasında ayrımcılık yapılmıştır. AKP
kayıtlı yaklaşık 2,5 Milyon çiftçiye bölgesel ve il bazında adaletli
davranmamıştır.
Biz, krizden zarar görmeye başlayan sektörün bu zararlarına karşılık
destekleme bütçesinin artırılmasını beklerken, tam tersi yapılmıştır.
Tarımda Teşviklerde yeniden yapılanma
AKP döneminde adeta yazboz tahtasına dönen ve neye? kime?
hizmet ettiği pek anlaşılamayan teşvik ve destek politikaları sıkça
değiştirilmekte ve yapılan değişikliklerle genellikle belirli kişi, bölge
ve kesimlere ayrıcalıklar sağlanarak adeta haksız kazanç fırsatı olarak
değerlendirilmektedir.
Tarımda üretim ve destekleme modeli sil baştan değişiyor.
101
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Tarım ve Köy İşleri Bakanı Mehdi Eker tarafından 1 Haziran 2009’da
Bakanlar Kurulu’na sunulan sistem, ürün temelinde kurulan mevcut
destekleme politikasını değiştiriyor.
Mevcut sistemde destekleme kapsamında bulunan bir ürün,
Türkiye’nin neresinde üretilirse üretilsin destek alıyordu. Yeni
sistemde ürünlerin hangi bölgelerde üretileceği önceden belirleniyor.
Destekleme modeli de buna göre kuruluyor. Üretici destekten
faydalanmak için kendi bulunduğu bölgede desteklenen üründen
üretmek zorunda kalacak.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığının 3 yıldan beri sürdürdüğü
"Türkiye'nin Tarım Havzaları Üretim ve Destekleme Modeli" ana
hatları ile şu değişiklikleri içeriyor:
- Türkiye 30 ayrı üretim bölgesi olarak tanımlanıyor. Havza adı
verilen bu üretim bölgeleri, ekolojik olarak aynı veya benzer yerlerden
oluşuyor. Bu havzaların tesbiti ve en uygun ürünün belirlenmesi, yeni
tarımsal yapının en önemli dayanaklarından birini oluşturuyor. Yeni
teşvikler bu havzalar bazında verilecek.
- Havzalarda farklı üretimlere farklı teşvikler verilecek. Bu yolla bazı
ürünlerin teşviği artırılacak, bazılarınınki azaltılacak. Sonuçta
Türkiye'nin gıda ihtiyacı ve ihracat olanakları göz önünde
bulundurularak bir üretim planlamasına gidilecek. Ekonomik değeri
olmayan, Türkiye'nin ihtiyacından fazla ve ihraç edilmeyen ürünler ya
da katma değeri az ürünlerden vazgeçilecek.
- Üretim planlaması ile ithal edilen tarımsal ürünlere daha yüksek
teşvik verilecek. Bu açıdan yeni modelin uygulanmasıyla sadece
buğday, mısır ve zeytinyağına yapılan destek miktarında 2008’e göre
düşüş olacak. Diğer 13 üründe ise destek miktarları artacak. En
yüksek artış ise yağlı tohumlarda, ayçiçeği, soya, kanola, aspir ve
pamuk ürünlerine sağlanacak. Bu ürünlere verilen teşvikler yüzde
300'den fazla artırılacak. Çaya verilen teşvik de bir kattan fazla
artırılıyor.
102
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
- Yeni havza modeli uygulaması 2010'dan itibaren kademeli şekilde
başlayacak.
- Öncelik halen primle desteklenen 16 ürüne verilecek. Gelecek yıldan
itibaren havza desteği alacak 16 ürün arpa, aspir, ayçiçeği, buğday,
çavdar, çay, çeltik, kuru fasulye, kanola, mercimek, mısır, nohut,
pamuk, soya, yulaf ve zeytin olacak.
- Üretim planlaması ve toprağa uygun üretimle 5.3 Milyar liralık
ekstra ekonomik değer yaratılacak. Bu, hem katma değeri daha yüksek
ürünlere yönelinmesi hem de verimlilik artışıyla sağlanacak.
Modelin Amaçları şöyle sıralanmaktadır;
* Tarım envanteri hazırlamak,
* Hangi ürünün nerede ne kadar üretileceğini belirlemek,
* Çiftçinin gelirini artırmak,
* Geleceğe ait talep projeksiyonları yapmak,
* Arz açığı olan ürünlerde üretim artışı sağlamak,
* Destekleri rasyonel, yönlendirici ve etkin bir şekilde kullanmak,
* Doğal kaynakları korumak ve sürdürülebilir kullanımını sağlamak,
* Havza bazlı planlama ve yönetimle,
ilgili sektör talebini karşılamak.
Önerilen Yeni sistemin de eksikliği çok;
- Yeni model, tarımın en sorunlu alanlarına dokunmuyor. En azından
2010 yılında başlayacağı belirtilen uygulamada bu sorunlu alanlar yer
almamış. Fındık, tütün, şeker pancarı tarımın en sorunlu ürünleri.
Bu alanlardan Fındık için tam hasatın başladığı dönemde ve üreticiyi
sıkıntılara sokan ve ileride detayları ile verilen bir uygulama
başlatılmıştır. Ekim alanlarını sınırlayan, hatta fındığın sökülmesini
teşvik etmeye yönelik bir sistem değişikliği getirilmektedir.
103
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
- Meyve ve sebze ile balıkçılığa da yer verilmemiş. Bu da yeni
modelin alanını ve etkisini sınırlıyor.
- Buğday’da teşvikin düşürülmesi düşündürücüdür. Nüfus artış hızı ve
küresel ısınmanın etkisiyle buğdayın bir stratejik ürün olduğu kabul
ediliyorsa, ihtiyacın sınırında gezen bir üretim gelecek yıllarda risk
doğurmaz mı?
- Yine sık sık üretim açığı verdiğimiz ve ithalat yapmak zorunda
kaldığımız mısırın teşviki de azaltılıyor. Bu da ilginç bir gelişme.
- Buna karşılık ihtiyacımızın fazlasını ürettiğimiz ve ihraç
olanağımızın bulunmadığı çaya teşvikin artırılması herhalde siyasi
olsa gerek.
Yıllarca ihmal edilen ve bir arpa boyu yol alınamayan tarımda,
yeniden yapılanmanın gerçekleştirilmesi sadece nüfusun üçte birini
doğrudan ilgilendirmiyor. Onları üretim ve gelir yönüyle elbette
ilgilendiriyor. Ama kentlerde yaşayan tüm insanları, hatta yeme
eylemi içindeki tüm canlıları da yakından etkiliyor. Hem kalite olarak
hem parasal olarak...
Teşvik Sistemi 5.3 Milyar TL kazandıracak;
Ürün
Arpa
Ayçiçeği
Buğday
Çavdar
Çay
Çeltik
Kanola
K.Fasulye
Mercimek
Mısır
Nohut
Pamuk
Soya
Yulaf
Zeytin (Y)
TOPLAM
Mevcut Sistem*
3.361
726
8.789
115
1.893
732
21
428
843
1.944
651
2.866
19,3
94,5
1.923
23.413
Yeni Sistem*
4.262
1.895
9.347
210
820
946
113
658
779
2.670
702
2.895
407
92
2.885
28.719
Fark
901
1.169
558
95
-72
214
91
229
-64.9
726
50,9
29
388
-2,3
961
5.306
*Ekonomik değeri (Milyon TL)
104
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Tarımda değişim veya reformun ötesinde, aslında devrim yapmak
lazımdı.
Ama
kim
yapacak?
AKP
İktidarının
bunu
gerçekleştirebilmesi pek mümkün görülmemektedir.
Havza destekleme modelinin uygulanması ile yıllık 23 Milyar lira
olan tarımsal ürün büyüklüğünün, 16 ürüne verilen destek miktarının
yılda 1 Milyar lira artırılarak 2.9 Milyar liradan 3.9 Milyar liraya
yükseltilmesiyle toplamda 28 Milyar liraya çıkarılacağı iddia
edilmektedir.
Bu ürünlerin üretiminde sağlanacak artış ile yıllık 5.3 Milyar liralık
ekonomik değer artışı sağlanacağı ifade ediliyor.
Tarım Sektörünün Enflasyona Etkisi;
2008 Yılında Çiftçinin Ürünleri Para Etmemiştir.
2008 yılında yıllık Üretici Fiyatlarında artış %8,11 iken, ÜFE alt
gruplarından Tarım Fiyatları %0,16 artmıştır.
2009 Ekim ayı değişimi tarım sektöründe %1,13, sanayi
sektöründe %0,10 olarak gerçekleşti.
Tarım sektörü endeksinde, bir önceki yılın Aralık ayına göre %9,74,
bir önceki yılın aynı ayına göre %5,52 ve on iki aylık ortalamalara
göre %0,79 artış gerçekleşmiştir. Sanayi sektörü endeksinde ise bir
önceki yılın Aralık ayına göre %2,64 artış, bir önceki yılın aynı ayına
göre %-0,97 düşüş ve on iki aylık ortalamalara göre %2,56 artış
gerçekleşmiştir.
Çiftçilerimizin kredi borçları arttı...
2007 yılında Ziraat Bankası 4.8 Milyar TL, diğer bankalar 4 Milyar
TL, Tarım Kredi Kooperatifleri ise 1.7 Milyar TL tarımsal kredi
kullandırmıştır.
Tarım sektörüne toplam 12 banka ile tarım kredi kooperatifleri ve
girdi ihtiyaçlarının karşılanması için düşük miktarlarda olmak üzere
tarım satış kooperatifleri kredi kullandırmaktadır. 2008 yılında
105
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
kullanılan toplam kredinin %45’i Ziraat Bankası ve %15’i tarım
kredi kooperatifleri, %8,2’si İş Bankası, %7,9’u Denizbank, %5’i de
Halkbank, geri kalanı ise diğer bankalar tarafından kullandırılmıştır.
Bu durumda kredilerin %60’ı Ziraat Bankası ve tarım kredi
kooperatifleri,
%40’ı
da
diğer
bankalar
tarafından
kullandırılmıştır.
Bankaların kullandırdığı tarımsal kredi miktarları (Milyon TL)
Bankalar
2006
2007
% Artış
2008
% Artış
Türkiye İş Bankası
536
907,5
69
1140
25,6
Denizbank
512
803,6
57
1100
36,9
Halkbank
391
566,7
45
737
30,0
Akbank
350
550
57
430
-21,8
Yapıkredi
339
401,4
18
410
2,2
Garanti Bankası
473
292
-38
382
30,8
Şekerbank
400
235
-41
350
48,9
Vakıfbank
175
11,6
-93,3
309
-
-
35
-
231
-
Finansbank
108
168,4
56
219
30,0
Fortis
61
72,7
19
100
37,5
Diğer Bankalar Top.
3.345
4.043
20,8
5.408
33,7
Ziraat Bankası
3.522
4.810
36,5
6.358
32,2
Tarım Kredi Koop.
1.452
1.723
18,6
2.124
23,2
Ziraat Bankası ve TKK
4.974
6.533
31,3
8.482
25,1
Genel Toplam
8.319
10.576
27,1
13.890
31,3
TEB
Not: Akbank: 2006,2007 yıllarına ait veriler bankanın ilgili şubelerinden, 2008 yılı ise bankanın yıllık faaliyet raporundan temin edilmiştir.
Fortis: Bankanın yıllık faaliyet raporundan temin edilmiştir. Diğer banka verileri ise bankaların ilgili şubelerinden temin edilmiştir.
TÜİK, tarım sektörü üretim ve katma değer tablosuyla hayvancılık
üretimine ait verileri açıklamadığı için, bu sektörle ilgili daha ayrıntılı
bir değerlendirme yapılamamaktadır.
Ancak çiftçilerimizin karşı karşıya bulunduğu ekonomik zorluklar
yanında, iki yıldır devam eden kuraklığın ve küresel ekonomik krizin
bu sektörü de olumsuz etkilediği 2008 yılında kredi sübvansiyonu
için ayrılan kaynak bir önceki yıla göre %131 oranında artırılarak
400 Milyon TL’ye çıkarılmış, 2009 yılında ise 475 Milyon TL
ayrılmıştır.
106
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Faiz indirimi için verilen bu destek çiftçilerimiz için sevindirici
olmakla birlikte, halen kredi miktarının %40’ının yüksek faizle
kullanılması kabul edilir bir durum değildir.
Kredi Sübvansiyonu İçin Ayrılan Kaynak
Yıllar
Miktar (Milyon TL)
% Artış
2006
2007
2008
2009
120,0
173,0
400,0
475,0
79,1
44,2
131,2
18,7
Tarım sektörünün kredi ihtiyacı ortadadır. Tarım sektörü 2008 yılında
toplam 14 Milyar TL kredi kullanmıştır. Ancak, sadece Ziraat
Bankası ve TKK tarafından kullandırılan 8.5 Milyar TL kredi faiz
indirimli kullandırılmıştır.
Gübre Fiyatlarındaki İndirimden Çiftçiler Yararlanamamıştır.
Çiftçi Gübresinin Önemli Bir Kısmını Aldıktan Sonra İndirimler
Yapılmıştır.
2007 yılında dünyada petrol ve buna bağlı olarak doğalgaz fiyatları
arttıkça amonyak ve dolayısıyla da kimyasal gübre fiyatları
yükselmiştir. 2006 yılına göre 2007 yılında meydana gelen kimyevi
gübre fiyatlarındaki artış yüzde 54,5’e ulaşmıştır. Bu nedenle 2007
yılında gübre tüketimi 2006 yılına göre %4 oranında azalmıştır.
2008 Ekim ayı itibarıyla son bir yılda gübre fiyatlarında;
Kompoze (20-20-0)’de % 154, ürede % 123, amonyum nitratta (%
26N) % 122, amonyum sülfatta ( %21 N) % 112, DAP’ta %120,
amonyum nitratta (% 33N) ise % 98 oranında artışlar olmuştur.
Bu fiyat artışları sebebiyle 2008 Ocak-Ağustos Dönemi gübre
tüketiminde bir önceki yılın aynı dönemine göre % 12 oranında
azalma olmuştur. Son bilgiler 2008 yılında gübre tüketiminin % 30
azaldığını ortaya koymaktadır.
107
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Ülkemizde 2008 yılı Ekim ayı sonuna kadar gübre fiyatlarındaki artış
devam etmiş, Kasım ayında ise fiyatlar düşmeye başlamıştır. Kimyevi
gübrelerde meydana gelen fiyat düşüşleri sonbaharda, gübre
kullanımından sonra ortaya çıkmıştır.
2003 – 2009 Yılı Gübre Fiyatları Değişimi (YTL/Kg)
GÜBRE
FİYATLARI
Amonyum
Sülfat(%21N)
Amonyum
Nitrat(%26N)
Amonyum
Nitrat(%33N)
2003
2004
2005
2006
2007
2008
5 - 24 Aralık
Tarihleri
2009
2 -21 Ocak
Tarihler
0,27
0,28
0,28
0,33
0,51
0,50– 0,38
0,40-0,50
0,27
0,3
0,31
0,35
0,51
0,48– 0,48
0,48-0,54
0,31
0,35
0,34
0,44
0,61
0,504– 0,45
0,45-0,60
Üre
0,37
0,46
0,49
0,58
0,76
0,68– 0,64
0,64-0,85
DAP
0,45
0,52
0,53
0,62
0,85
1,6 – 1,35
1,35-1,50
Kompoze 20-20-0
0,32
0,42
0,39
0,48
0,65
1,05 – 0,9
0,90-1,10
1,10– 0,93
0,93-1,05
Kompoze15-15-15
Çiftçi alacağı gübreyi Eylül-Ekim ayında alıp tarlasına attıktan sonra,
gübrenin ucuzlamasının çiftçimize herhangi bir yararı olmamıştır.
Gübre fiyatlarındaki olağanüstü artışların olduğu dönemde gübre
kullanmak
zorunda
kalan
çiftçilerimiz
bu
düşüşten
yararlanamamıştır.
Mazot destekleri yetersiz ve anlamsız;
2009 yılı tarım destek bütçesinde mazot destekleri için ayrılan kaynak
583 Milyon TL’dir. Fiyatının değişmeyeceği varsayılsa bile
çiftçilerimiz kullanacağı mazota yaklaşık 9,5 Milyar TL ödeyecektir.
Bunun 1,72 Milyar TL si KDV, yaklaşık 3,4 Milyar TL’si de
ÖTV’dir. Destekleme amacıyla verilen 583 Milyon TL, çiftçinin
mazot giderinin yaklaşık % 6’sını, kullandığı mazot için ödediği
toplam verginin % 11’ini karşılayacaktır.
108
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Gübre ve mazot için verilen desteklerin artırılması çiftçilerimizin
toplamda desteğinin arttığını göstermeyecektir. Çünkü toplam bütçe
miktarı sadece % 1,9 artırılmıştır. Gübre ve mazot desteğindeki
artışlar DGD için verilen kaynağın bu girdilere aktarılmasından
ibarettir.
Tarımda kullanılan elektrikte destekleme politikasını 2003 yılı
Ocak ayından itibaren kaldırılmıştır.
Diğer yandan bitkisel ve hayvansal üretimde kullanılan elektrik
enerjisinin, tarımsal üretim maliyeti içinde önemli bir orana ulaşması,
elektrik faturasının ödenmesinde ciddi sorunlara neden olmaktadır.
Bilindiği üzere, tarımda kullanılan elektrikte destekleme politikasının
2003 yılı Ocak ayından itibaren kaldırılmış olması, söz konusu alanda
fiyatların yüzde 34,4 oranında artmasına yol açmıştır.
Bu artışın ardından, elektriğe 2008 yılının Ocak, Temmuz, Ekim
aylarında olmak üzere üç defa daha zam yapılmış, maliyet bazlı
fiyatlandırma mekanizmasına geçiş ile birlikte tarımsal sulamada
kullanılan elektriğin birim fiyatı 2008 yılında yaklaşık yüzde 50
oranında yükselmiştir. Bilindiği üzere elektriğe son günlerde %10
mertebesinde bir zam daha gelmiştir. 2002-2009 yılları arasında
tarımsal sulamada kullanılan elektriğin kilovat saatinin ise yüzde 70.1
arttı.
Fındık;
AKP Hükümetlerinin iktidarda olduğu son 7 yılda sürekli tartışma
konusu olan fındık hasadı, bu yıl da üreticiyi ürettiğine pişman
etmiştir. 1938 yılında kurulan ve devlet adına destekleme görevi
verilen FİSKOBİRLİK devre dışı bırakılarak, kamu zararının
artmasına neden olunmuştur. FİSKOBİRLİK işlemez hale
getirilerek, Sakarya’dan Trabzon’a kadar olan bölgede kurulu
tesisleri ve fabrikaları çürümeye bırakılmıştır.
109
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
AKP hükümeti fındık üretiminde, üretim az da olsa çok da olsa
üreticiyi üzmeyi, ürettiğine pişman etmeyi başarmıştır. TMO’nun
müdahale alımı için bir kaynağının olup olmadığı belirsizdir. Yetersiz
alım merkezleri ve teknik personel yetersizliği ve alım prosedürleri,
üreticiyi çileden çıkarmıştır. TMO tarafından adeta fındık
almamak için “alım merkezleri” kurulmuştur.
Fındık piyasasında ancak iki yıl kalan ve 15 Temmuz 2009 tarihli
Bakanlar Kurulu Kararı ile fındık piyasasından çekilen TMO,
stoklarında bulunan 535 bin ton fındığı ne yapacağı belirsizdir.
Hükümetin açıklamış olduğu 2009 yılı fındık stratejisi sonrası fındık
fiyatlarında hızlı bir düşüş yaşandığını, açıklama öncesi 4,2 TL olan
müdahale fiyatı, serbest piyasada fındık fiyatlarının 3 TL’den, 2,5
TL’ye düşmesine sebep olmuştur.
Müdahale fiyatı açıklanmadan önce 3-3,5 lira arasında serbest
piyasada işlem gören fındık, bugün 2,5 lira altında işlem görmektedir.
FİSKOBİRLİK’i devre dışı bırakan ve birkaç ihracatçıyı
piyasanın aktörü haline getirmeye çalışan oyun, tüm hızıyla
devam etmektedir.
Mart ve Nisan aylarında ihracatçıların 3,5 liradan fındığı sattığını bu
fiyatın pazarda en fazla 2,80 TL ye geleceğini Milliyetçi Hareket
Partisi olarak Meclis Genel Kurulunda dile getirdik ve bu
tahminimizde yanılmayı çok istedik. Ancak bugün görüyoruz ki fiyat
3 TL’nin bile ne yazık ki altına düşmüştür.
2008-2009 yılı Buğday fiyatı 50 kuruş...
“Bu yıl hububatta rekolte normal yıllardaki üretim seviyesine yakın
gerçekleşmektedir. Geçen iki yılda kuraklık, girdi maliyetlerinin
yüksekliği nedenleriyle mağdur olan çiftçilerimiz, bu yıl ürettikleri
hububattan alın teri emeklerinin karşılığını almayı beklemekteyken
hüsrana uğramışlardır.
110
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Açıklanan 50 Kr/Kg buğday fiyatı maliyetin altında kalmıştır. Bu
fiyat alım sırasında en düşük kalite buğdayın fiyatı kabul edilmeli ve
kalite kriterleri yükseldikçe fiyat belli oranda yükselmelidir. Kısacası
açıklanan fiyat taban fiyat olmalı, tavan fiyat olmamalıdır.
Açıklanan bu fiyata göre, çiftçinin en azından maliyetini
karşılayabilmesi için prim miktarının TZOB tarafından belirlenen
61 Kr/Kg 2008/2009 ürünü buğday maliyetine erişebilmesi için
pirim desteği 11 Kr/Kg olması gerekmektedir. Ancak prim miktarı 5
Kr/Kg olarak açıklanmıştır.
Açıklanan bu fiyat geçen yıl 56 Kr/Kg olan piyasa fiyatlarının altında
kalmıştır.
Arpa fiyatları 28 kuruşa kadar düştü...
2007 ve 2008 yıllarında ülkemizde yaşanan kuraklık arpa üretimini
olumsuz etkilemiş ve arpa üretimi 2007 yılında 7.3 Milyon tona 2008
yılında ise 5,9 Milyon tona gerilemiştir. Üretim masraflarının
artmasına rağmen bu iki yılda yeterli ürünü elde edemeyen üretici
zarar etmiştir. 2009 yılında ise yağışların normallerin üzerine çıkması
neticesinde arpa rekoltesi ilk tahmin sonuçlarına göre 7,2 Milyon ton
beklenmektedir.
2008-2009 üretim döneminde arpa üretiminin yoğun olarak
gerçekleştirildiği ilçelerdeki Ziraat Odalarımızdan alınan bilgilerle
gerçekleştirilen çalışmaya göre arpa maliyeti 55 Kr/Kg olarak tespit
edilmiştir.
2009 yılı arpa maliyeti 55 kr/kg iken arpa fiyatları 28 kr/kg’a
kadar gerilemiştir. Artan girdi fiyatları ile üretim maliyeti yükselen
üreticiler bu yıl iyi bir pazarlama yılı olmasını beklerken ucuz fiyatlı
ikame ürünlerle rekabet etmek zorunda bırakılmıştır.
111
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
TMO fındıkta olduğu gibi mısırda da piyasayı düzenleyememiştir.
Bu yıl AB’ye uyum kapsamında yürürlüğe giren yönetmeliğe göre
TMO, 1 Hazirandan önce piyasaya müdahale etmeyecek, 3 tonun
altında ürün almayacak ve 1 Kasım itibarıyla da sadece çiftçiden değil,
tüccardan da alım yapacaktır.
TMO'nun mısır müdahale alım fiyatları da Tarım ve Köyişleri
Bakanı tarafından açıklandı.
Toprak Mahsulleri Ofisi'nin mısıra müdahale fiyatı olarak 43 Kr/Kg
ve kilogram başına da 4 Kr prim olarak belirlenmiştir.
Yapılan hatalar sonucunda 2007 yılında 1,1 Milyon ton mısır ithal
edilmiştir. 2008 yılında 1,5 Milyon tonun üzerinde mısır ithalatı
yapıldıktan sonra Gümrük Vergi Oranları artırıldı. Zamanında
artırılmayan vergi oranları üreticiyi koruyamamıştır.
TMO tarafından açıklanan 43 Kr/Kg fiyat üreticilerimizin maliyetini
dahi karşılamamaktadır. Ayrıca, önemli olan husus TMO’nun alım
yaparken uygulayacağı en yüksek fiyatıdır. TMO, üreticinin getirdiği
mısırı 43 Kr/Kg’dan almamaktadır. TMO mısırdaki nem oranına,
yabancı madde oranına ve hektolitreye bakarak fiyat düşürmektedir.
Özellikle ikinci ürün mısır üretiminde nem oranları yüksek
olmaktadır.
Bu sebeple ikinci ürün mısır fiyatları özellikle Marmara Bölgesinde
25 Kr/Kg’a kadar gerilemiştir.
Rakamlar mısır üreticisinin içinde bulunduğu durumu açıkça ortaya
koymaktadır. 45 Kr/Kg maliyeti olan mısırı üretici ortalama 30 Kr/Kg
ancak pazarlayabilmiştir. Daha öncede belirtildiği gibi fiyatlar,
özellikle ikinci ürün mısırda 25 Kr/Kg kadar gerilemiştir. TMO’nun
verdiği 43 Kr/Kg fiyat ve prim olduğu halde mısır fiyatlarının düşmesi
engellenememiştir. Bu nedenle seneye mısırdan kaçış olması ihtimali
kuvvetlidir.
112
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Ayçiçeği Avans Alım Fiyatı 0,765 TL/Kg.
Türkiye bitkisel yağlar tüketiminde ayçiçeği yağının % 65-70
civarında payı ve % 40 civarındaki yüksek yağ oranı ile yağlık
ayçiçeği, ülkemizin en önemli yağlık tohumudur.
2008/2009 sezonu Türkiye yağlık ayçiçeği üretiminin 800-850 bin ton
seviyelerinde gerçekleşmesi beklenmektedir. 2008/2009 iş yılı yağlık
ayçiçeği avans alım fiyatı 0,765 TL/Kg. olarak açıklanmıştır.
2009 Yaş çay alım fiyatı 90,5 kuruş olarak açıklandı...
Ekvator kuşağı dışında dünyada çay üretilen nadir ülkelerden biri olan
Türkiye, Dünya üretiminde önemli bir paya sahiptir. Avrupa
Birliği'nde tek çay üreticisi olan Türkiye, çay üretiminde Dünyada
5.sıradadır.
Türkiye'de ÇAYKUR tarafından 553 bin ton yaş çay alımı
yapılıyordu. Özel sektör ile birlikte 790 bin ton yaş çay alımı
yapılıyor. 2008 yılında ÇAYKUR 650 bin ton yaş çay alımı
gerçekleştirdi. Toplamda ise 2002 yılında 790 bin ton olan rakam, 1
Milyon 100 bin tona çıktı.
Türkiye'de 100 kişiden 96'sı her gün çay içmekte, yıllık kişi başı çay
tüketimi 2,80 kg dır. Türkiye'nin yıllık kuru çay talebi 200.000 ton
civarındadır. Ancak AKP hükümeti tüketimin bu oranda yüksek bir
düzeyde
bulunduğu
ülkemizde
çay
üreticisini
sıkıntıya
düşürülmektedir.
Tarım ve Köyişleri Bakanı, 2009 yılı yaş çay alım fiyatını kilogram
başına 79 kuruş ve 11,5 kuruş ta prim uygulaması ile toplam 90,5
kuruş olarak açıkladı.
Yaş çay alım fiyatları geçen yıl kilogram başına 73,7 kuruş fiyat, 11,3
kuruş da prim olmak üzere toplam 85 kuruş olarak açıklanmıştı.
113
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Beyaz altın Sarımsak, beyaz pul oldu...
Çin’den genleriyle oynanmış, HİBRİT sarımsak ithal edilmektedir.
Hibrit genleriyle oynanıp büyükbaş haline getirilen, diş sayısı
çoğaltılmış sarımsak sağlığa faydalı değildir. Sarımsağın kendisine
has bir kokusu ve kendine has bir tadı vardır. Çin sarımsağının kokusu
dahi farklı ve mide bulandırıcıdır. Yerli üretimimiz sarımsak içinde
çok sayıda mineral ve vitamin içeren gerçekten kaliteli bir üründür.
İktidar vekillerinin beyaz altın dediği sarımsağımız, AKP iktidarının
uyguladığı yanlış politikalar sonucu beyaz pul olmuştur.
Zam şampiyonu sarımsak 1 TL'ye düştü...
Rekoltenin geçen yıla oranla yaklaşık yüzde 50 oranında artması 4
TL'ye kadar çıkan sarımsağın fiyatını düşürdü. Son 3 yıl içinde
sarımsağın iyi para etmesinden dolayı rekoltenin artması sonucu, 4
TL'ye satılan sarımsak, kademeli olarak 2 TL ve şimdi 1 TL'ye kadar
düştü. Piyasada çok fazla sarımsak olması nedeniyle daha önce 5-6 TL
olan birinci kalite sarımsak dahi 1,8 – 2,3 TL’ye, İkinci kalite
sarımsak 1,3-1,8 TL, üçüncü kalite sarımsak ise 0,5 – 1,3 TL’ye kadar
düştü.
Tarım Ürünlerinde Dışa Bağımlılık;
AKP iktidarında, Türkiye’de tarım ürünleri ithalatı giderek
artmaktadır. Buna karşılık ihracat göreceli olarak azalmaktadır.
Böylece ülkemiz, en önemli özeliklerinden biri olan kendi kendine
yetebilme özelliğini kaybetmektedir.
AKP iktidarı ile birlikte, tarımsal ithalat adeta patlamıştır.
2001 yılında 3 Milyar dolar olan tarımsal ithalat, 2007 yılında
neredeyse 10 Milyar dolara ulaşmıştır. İthal ürünler yoluyla çiftçimiz
tüketilmiştir.
2006 yılı on aylık döneminde; Tarım ürünleri ithalatı %11 artarak
yaklaşık 6 Milyar dolar olmuştur. Tarım ürünleri ihracatı aynı
dönemde %1,5 artarak 6.7 Milyar dolar olmuştur.
114
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
2007 yılı dış ticaret rakamları ise şöyle gerçekleşmiştir. İthalat,
yaklaşık 7.4 Milyar dolar bu rakam 2006 yılı aynı dönemine göre %42
daha fazladır. İhracat ise 9.7 Milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu
rakam 2006 yılı aynı dönemine göre % 15 fazladır. Fasıllara göre
yapılan incelemede tarım ürünleri ithalatındaki artış oranı ihracat
artışının 2,5 katıdır.
Bir önceki yıla göre 2008 yılında tarım ve ormancılık ihracatı %5,4
artarken, ithalatı % 37,7 artmıştır. Bu artışlar sonucu 2008 yılında
tarım ve Ormancılık ihracatı 3 Milyar 927 Milyon dolar olurken,
ithalat 6 Milyar 391 Milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Balıkçılık
ihracat rakamları 240 Milyon dolar olurken, ithalatı 41,1 Milyon
dolar olmuştur.
Bir önceki yıla göre, 2009 yılı Ocak-Ağustos döneminde tarım ve
ormancılık ihracatı %8,2 artarken, ithalatı %36,1 azalmıştır. Bu
sonuçlara göre, 2009 Ocak-Ağustos döneminde Tarım ve
Ormancılık ihracatı 2 Milyar 358 Milyon dolar olurken, ithalatı 2
Milyar 958 Milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Bir önceki yıla
göre, Balıkçılık ihracat rakamları (% 15,9 azalarak) 125 Milyon dolar
olurken, ithalatı (% 30 azalarak) 18,8 Milyon dolar olmuştur.
Tarım Alanları Yok Ediliyor...
Türkiye’de toplam 26,5 Milyon hektar tarım alanı
bulunmaktadır. Bu miktarın ancak 5,1 Milyon hektarı her türlü
tarıma ve işlemeye elverişli 1. sınıf tarım arazisi, 6,7 Milyon hektarı
ise işlemeli tarıma orta elverişli 2. sınıf tarım arazisidir. Başka bir
değişle ülkemizin toplam alanının ancak % 6,5 i verimli 1.sınıf
tarım arazisidir.
Diğer taraftan ülkemizde arazilerin bir kısmı ise kabiliyetlerine uygun
kullanılmamaktadır. Orman ve mera olarak kullanılması gerekirken 6
Milyon hektar kadar bir arazide işlemeli tarım yapılırken, verimli bazı
tarım arazileri de tarım dışı amaçlarla kullanılmaktadır.
115
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Dokuzuncu Kalkınma Planı raporunun (2007-2013'te Plan Öncesi
Dönemde Türkiye'de Ekonomik ve Sosyal Gelişmeler) başlığı altında
son on yılda tarım dışına çıkarılan yüksek verimli tarım alanları
toplamının 1,26 Milyon hektara ulaştığı belirtilmektedir ki, bu rakam
büyük verimli ovalarımızdan biri olan Amik Ovası’nın 11 katıdır.
Türkiye dünyada toprak rezervi azalan 20 ülkeden biridir. Bu
nedenle topraklarını çok dikkatli ve doğru kullanmak zorundadır.
Toprak ve su kaynaklarının korunması insanlığın ve yaşamın
sürdürülebilirliği için önemlidir.
Alternatif olarak kullanılabilecek geniş verimsiz alanlar varken
verimli, hatta yatırım yapılarak sulamaya açılmış tarım arazilerinin
bile tarım dışı amaçla kullanımı israftan ve geleceğimizi yok
etmekten başka bir şey değildir.
Genel durum ve değerlendirmeler;
Genel değerlendirmeye geçmeden evvel bir yıl önce yaptığımız bir
değerlendirmeyi aynen dikkatlerinize sunuyoruz;
Gıda fiyatlarındaki artışlara tepki olarak Mısır, Haiti, Filipinler,
Bolivya gibi ülkelerde açlık ve yoklukla boğuşan halk yönetimlerine
karşı ayaklanma halindedir.
Çiftçilerimiz kuraklıktan dertli, tarımda büyük yangın var. Hükümet
hiçbir tedbir almadı.
Çiftçi borçlarına yeni yapılandırma yok diyen Tarım Bakanı Tarım
Kredi Kooperatifleri tarafından çiftçilere kullandırılan kredilerin
vadelerinde ödenmemesi halinde 2 aylık idari takip süresi tanındığını,
bu sürede de borçların ödenmemesi halinde yasal yollarla alacakların
tahsil edildiğini kaydetti. Ürününü satamayan çiftçiler, borçlarını
ödeyebilmek için traktör, tarla ve römorkunu satışa çıkarmıştır.
Ülkemizde de başta buğday olmak üzere bulgur, pirinç fiyatlarında
son dönemlerdeki önlenemeyen artış; vatandaşımızın sofradan aç
116
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
kalkmasını ortaya çıkarabilecek bir tehlikeli noktaya ulaşmıştır.
Ancak nedense böyle bir konjüktürde bile üretici çiftçimiz perişan
haldedir.
Son günlerde gıda fiyatlarındaki artışların ortaya çıkaracağı infial
haliyle ilgili içten ve dıştan yapılan uyarılarda bir yoğunlaşma olduğu
anlaşılmaktadır. Fiyatlar bu şekilde artmaya devam ettiği takdirde,
dünyada yüz binlerce insanın açlık çekeceği, açlıktan ölümlerin
olabileceği dillendirilirken, siyasi iktidarın meseleyi basit sözlerle
geçiştirmesi, temelsiz gerekçelerle sorunun ciddiyetini görmezden
gelmesi yeni bir aymazlığın işareti olarak yorumlanmalıdır.
Özellikle buğday ve pirinç fiyatındaki artışa mazeret bulmaya çalıştığı
görülen AKP Hükümeti; daha şimdiden fiyat artışının müsebbibi
olarak “enerji tarımını” göstermiştir. Ayrıca buğday ve pirinç
stokundaki alarm zillerini hafife alan hükümetin ilgili bakanı; bu
konuda bir sorunun olmadığını yeterli stok olduğunu belirtmiştir.
Buradan başta Başbakan Erdoğan ve ilgili Bakan’a sormak
lazımdır:
- Madem buğday ve pirinçte yeterince stok vardır; bu fiyat
artışlarının ve piyasadaki telaşın asıl sebebi nedir?
Eğer stoktan kast edilen açık denizlerde, ülkemizdeki durumu
kollayan, içeri mal sokmak için uygun zamanı bekleyen vurguncuların
ve sinsi fırsatçıların sahip olduğu hububat yüklü gemiler ise elbette
söylenecek bir şey yoktur.
- Yaşanılan fiyat artışlarından dolayı elini ovuşturan ve spekülasyon
yaparak anormal kazanç elde etmenin peşinde olan fırsatçılarla ve
böylesi zamanların değişmez simaları olan vurguncularla ilgili bir
tedbir alınmış mıdır?
- Piyasayı düzenlemekle görevli kuruluşların etkisi şimdiye kadar
neden hissedilmemiştir?
117
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
- Böylesine bir durumun ortaya çıkma haline karşılık daha önceden
herhangi bir önlem alınmış mıdır? Alındıysa, bunlar hangileridir?
Ve daha da önemlisi, bu karaborsa ortamından yararlanarak
servetine servet katmayı planlayan AKP’li yandaşlar ve aile fertleri
var mıdır?
Altı yılı aşkın süredir, simit-çay hesabıyla milletimizle alay eden
Başbakan Erdoğan’ın sürekli tekrarlayıp durduğu istikrar ve
gelişme masalının sonu gelmiştir. Bu sanal maceranın sonunda
açlık vardır, yoksulluk vardır, yolsuzluk vardır.
Bu bunalımın en ağır yaşandığı yer olan mutfaklar ne hazindir ki tam
anlamıyla yangın yerine dönmüş, bulgurdan kuru fasulyeye kadar
ortaya çıkan fiyat artışları, orta halli vatandaşımızı gerçek anlamda
krize sokmuştur.
Sabahın erken saatlerinde, sadece ucuz ekmek alabilmek için
saatlerce kuyrukta bekleyen aziz vatandaşlarımızın manzarası iflas
eden ekonomik politikaların, ucuz siyasi polemiklerin, belagat yüklü
hamasi sözlerin artık bir anlamının kalmadığını çok net bir şekilde
resmetmektedir. Ekmeği büyüttüğünü iddia eden Başbakan Erdoğan,
görünen odur ki yakında sofralardaki ekmeği tamamen küçültecek,
hatta vatandaşımızı ekmeğe muhtaç bir hale getirecektir.
Gözünü toprak doyursun, diyerek azarlanan ve yanlış tarım
politikaları sonucunda çok zor şartlar altına giren Türk çiftçisinin
artık dayanılacak durumu kalmamıştır.
2001 yılında 19 Milyon ton olan buğday üretiminin 2007’de 17
Milyon 234 bin tona düştüğüne dikkat’e alındığında, bir süre sonra
ekmeği bile ithal etmeye başlanılacağını söylemek yanlış
olmayacaktır. 2008 yılındaki kuraklık ürün miktarını büyük ölçüde
düşürmüş çiftçi emeğinin karşılığını alamamıştır.
Ekonomik bozulmadan ikinci sırada etkilenen küçük işletmeler tarım
sektöründe faaliyet gösterenler oldu. Daha çok hane şeklindeki
118
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
işletmelerden oluşan Türkiye tarımı son yıllarda uygulanan
destekleme politikaları nedeniyle sürekli kan kaybederken, 2008
yılının firma haline gelebilmiş olan tarım işletmeleri de kötü etkilendi
birçoğu kapanmak zorunda kaldı.”
Şimdi de günümüzdeki duruma bir göz atalım ve hiçbir şeyin
değişmediği
AKP
İktidarının
çiftçi
politikalarını
özetle
değerlendirelim;
İçinde bulunduğumuz 2009 yılında yağışların mevsim normallerinin
üzerinde gerçekleşmesi sevindirici bir gelişme olmuş, mağdur halde
bulunan çiftçilerimizin bir nebze de olsa yüzünü güldürmüştür.
Bu yağışlar, son iki yıldır ülkemizde tarımsal üretimi olumsuz
etkileyen kuraklığı da ortadan kaldırmış, buğday, arpa ve kırmızı
mercimek verimlerinde geçen yıla göre artış olmuştur.
Bu gelişmelerin doğal sonucu olarak ürün rekoltesinin artması,
çiftçilerimizin az da olsa rahatlamaları beklenebilir. Ancak AKP
tarafından uygulanan yanlış politikalar bu olumlu havayı ortadan
kaldırmaktadır.
Yaşanmakta olan küresel gıda krizi yanında ABD’de başlayıp tüm
dünyayı etkisi altına alan küresel ekonomik krizden özellikle yılın
ikinci yarısında ülkemiz ve tarım sektörümüz de etkilenmeye
başlamıştır.
Kriz nedeniyle çeşitli sektörlere destek verilirken, tarımın göz ardı
edilmesi, daha da kötüsü akıllara dahi gelmemesi çiftçilerimizin kendi
hallerine terk edilmesinin en bariz göstergesi olmuştur.
Borç tuzağına düşen ve borçlarını ödeyemez hale gelen sektör
mensupları, artık sadece ihtiyaçlarını karşılamak için banka kredi
kuyruklarında bekleyen çiftçi kardeşlerimiz, varlıklarını ipotek
ettirerek ekonomideki sorunların neden olduğu baskılara direnmeye
çabalamakta, geçimlerini sağladıkları ve alın terleriyle ekmeklerini
kazandıkları arazilerini haraç mezat satışa çıkarmaktadırlar.
119
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
İcraların hızla arttığı, iflasların nefes aldırmadığı tarım kesimindeki
problemler çığ gibi büyürken, Başbakan Erdoğan ve hükümeti
duyarsızlıklarını inatla sürdürmektedir.
Ülkemiz toplam nüfusunun yaklaşık üçte birini oluşturan tarım
kesiminde çalışan Milyonlarca insanımız, Tarım Kredi Kooperatifleri
ve bankalar tarafından tam anlamıyla kıskaca alınmışlardır.
Son bir yılda sırtına kaldırmayacağı bir yük yüklenen çiftçilerimiz,
AKP iktidarının anlaşılamaz ve kabulü mümkün olmayan yanlış
uygulamaları yüzünden çok zor durumda kalmışlardır.
Desteklemelerde görülen gerilemeler; çiftçilerimizin katlanmak
zorunda kaldığı girdi maliyetlerindeki artışlar, tarım kesiminde
çözülme ve dağılmayla son bulacak bir sürecin de önünü açmıştır.
Büyük fedakârlıklarla ve zorluklarla mücadele eden çiftçilerimizin
sorunları, geldiğimiz bu aşamada sözle, vaatle geçiştirilemeyecek
kadar büyümüştür.
Bir yandan da, KDV ve ÖTV'yi peşin olarak ödeyen, sattığı
ürünlerinden KDV'sini mahsup edemeyen Türk çiftçisi, zarar etmesine
rağmen bir de her satışında stopaj vergisini ödemek durumunda
kalmaktadır. Nitekim tarım sektöründe sadece mazota ödenen KDV
ve ÖTV miktarı bile destekleme bütçesini aşmaktadır.
AKP hükümetinin tarımın yapısal sorunlarını çözecek, tarımsal girdi
yükünü azaltacak ve tarım sektörünü yeniden ayağa kaldıracak
tedbirleri alma niyet ve isteğinin olmadığı ortaya çıkmıştır.
Üretemeyen ve toplumun diğer kesimlerinde olduğu gibi borç içinde
yüzen “Milletin Efendisi” çiftçilerimiz, bu gidişle Hükümetin erzak
yardımlarına muhtaç hale gelecektir.
Bir bakıma siyasi iktidarın ilgi ve destek alanının dışında bulunan
köylülerimiz, sadece seçim dönemlerinde hatırlanıp sorunları dile
getirilmekte, seçimler bittikten sonra eski anlayış ısrarla
sürdürülmektedir.
120
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Milliyetçi Hareket Partisi olarak çiftçilerimizin sorunlarını hiçbir
zaman aklımızdan ve gündemimizden çıkarmadık ve onların lehine
olan her girişimin yanında ve arkasında olduk.
Bundan sonra da, Milyonlarca tarım kesimi çalışanımıza yönelik
desteğimizin artarak devam edecek onların her sorunu bizim asli
meselelerimizden birisi olacaktır.
MHP olarak, 2007 Seçim Beyannamesinde küçük ölçekte faaliyet
gösteren çiftçilerimizin desteklenmesi amacıyla; elektrik, mazot,
gübre, ilaç ve tohum gibi temel tarımsal girdilerin üzerindeki ÖTV ve
KDV'nin kaldırılması gerektiğini açıkça vurgulamıştık.
Bunun yanında, orta ve büyük ölçekte üretim yapan çiftçilerimizin
kullandığı bu temel girdilerin üzerindeki ÖTV ve KDV'nin de
kademeli olarak yüzde 50 oranında düşürülmesi yönünde siyasi
kararlılığımızı ortaya koymuştuk.
Bu kriz ortamında her sektörle ilgili akla gelen ve uygulamaya
başlanılan KDV ve ÖTV indirimlerinin çiftçilerimizden esirgenmesi,
sıra bu aziz kardeşlerimize geldiğinde tedbirlerin Başbakan'ın
deyimiyle teğet geçmesi, AKP hükümetinin gerçek niyet ve yüzünü
deşifre etmesi açısında iyi bir örnektir.
Türk çiftçisinin sorunları bunlarla sınırlı değildir.
İhmallerle, vurdumduymazlıklarla gelinen bugünkü süreçte
çiftçilerimizin tahammülleri, dayanma güçleri tükenme noktasına
gelmiştir.
Kolay para kazanmanın prim yaptığı AKP iktidarları döneminde, kol
ve bilek gücüyle hayatını kazanmaya çalışan çiftçilerimizin hayat
standardında en ufak bir iyileşme olmamış, aksine bugün dünden daha
da kötü olmuştur.
Bu süreçte MHP olarak çiftçi kardeşlerimizin yanında bulunacağımızı,
dertlerinin ortağı olacağımızı ifade ediyoruz.
121
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Tarla ürünleri
Üretim Miktarı *
Üretim (Ton)
2006
Pay (%)
2007
Toplam
59 247 672
100
50 816 134
Tahıllar
34 642 986
58,47
29 256 990
Buğday
20 010 000
33,77
17 234 000
Mısır
3 811 000
6,43
3 535 000
Çeltik
696 000
1,17
648 000
Arpa
9 551 000
16,12
7 306 800
Çavdar
271 000
0,46
240 540
Yulaf
208 787
0,35
189 099
Kaplıca
6 341
0,01
6 977
Darı
6 955
0,01
7 094
Kuşyemi
61
0
62
Mahlut
3 971
0,01
2 826
Tritikale
77 642
0,13
86 476
Sorgum
229
0
116
Patates, kuru baklagiller,
5 828 124
9,84
5 511 082
yenilebilir kök ve yumrular
Patates
4 366 180
7,37
4 227 726
Baklagiller (toplam)
1 430 578
2,41
1 264 809
Bakla (yemeklik)
10 897
0,02
11 006
Bakla (hayvan yemi)
10 419
0,02
10 037
Bezelye
4 373
0,01
3 503
Nohut
551 746
0,93
505 366
Fasulye
195 970
0,33
154 243
Mercimek (kırmızı)
580 298
0,98
508 378
Mercimek (yeşil)
42 326
0,07
26 803
Börülce
2 937
0
1 845
Burçak (dane)
14 863
0,03
23 850
Buy
632
0
36
Mürdümük (culbant)
16 117
0,03
19 742
Yüksek nişasta içerikli yumru ve
31 366
0,05
18 547
kökler
Tatlı patates
31 125
0,05
18 481
Yerelması
241
0
66
Yağlı tohumlar
1 312 593
2,22
1 031 552
Soya
47 300
0,08
30 666
Yerfıstığı
77 454
0,13
86 409
Ayçiçeği
1 118 000
1,89
854 407
Susam
26 545
0,04
20 010
Aspir
395
0
2 280
Kolza
12 615
0,02
28 727
Keten (tohum)
84
0
48
Kenevir (tohum)
13
0
24
Haşhaş (tohum)
30 187
0,05
8 981
Tütün
98 137
0,17
74 584
Şeker pancarı
14 452 162
24,39
12 414 715
Diğer yem bitkileri (tahıl samanı
158 771
0,27
151 611
ve kabuklar hariç)
Hayvan pancarı
158 771
0,27
151 611
Tekstilde kullanılan ham bitkiler
2 550 068
4,3
2 275 044
Pamuk (kütlü)
2 550 000
4,3
2 275 000
Keten (lif)
8
0
6
Kenevir (lif)
60
0
38
Parfümeri, eczacılık ve benzeri
204 831
0,35
100 556
alanlarda kullanılan bitkiler,
Hayvan yemi bitkilerinin tohumlar
Haşhaş (kapsül)
27 443
0,05
8 164
Acı bakla
482
0
401
Şerbetçi otu
1 384
0
1 423
Fiğ
175 522
0,3
90 568
* Avrupa Birliği'nin Faliyete Göre Ürünlerin İstatistiki Sınıflaması (FÜS 2002).
Pay (%)
2008
Pay(%)
2007/2008
Değişim(%)
100,00
57,57
33,91
6,96
1,28
14,38
0,47
0,37
0,01
0,01
0,00
0,01
0,17
0,00
10,85
53 177 789
29 315 927
17 782 000
4 274 000
761 800
5 923 000
254 730
206 921
7 221
7 245
17
3 401
95 466
126
5 121 566
100,00
55,13
33,44
8,04
1,43
11,14
0,48
0,39
0,01
0,01
0,00
0,01
0,18
0,00
9,63
4,6
0,2
3,2
20,9
17,6
-18,9
5,9
9,4
3,5
2,1
-72,6
20,3
10,4
8,6
-7,1
8,32
2,49
0,02
0,02
0,01
0,99
0,30
1,00
0,05
0,00
0,05
0,00
0,04
0,04
4 211 354
882 527
10 720
10 355
3 922
536 330
156 845
111 502
25 975
3 017
6 046
195
17 620
27 685
7,92
1,66
0,02
0,02
0,01
1,01
0,29
0,21
0,05
0,01
0,01
0,00
0,03
0,05
-0,4
-30,2
-2,6
3,2
12,0
6,1
1,7
-78,1
-3,1
63,5
-74,6
441,7
-10,7
49,3
0,04
0,00
2,03
0,06
0,17
1,68
0,04
0,00
0,06
0,00
0,00
0,02
0,15
24,43
0,30
27 547
138
1 227 317
33 643
82 025
992 000
20 110
6 755
81 732
40
12
11 000
100 000
15 210 000
156 573
0,05
0,00
2,31
0,06
0,15
1,87
0,04
0,01
0,15
0,00
0,00
0,02
0,19
28,60
0,29
49,1
109,1
19,0
9,7
-5,1
16,1
0,5
196,3
184,5
-16,7
-50,0
22,5
34,1
22,5
3,3
0,30
4,48
4,48
0,00
0,00
0,20
156 573
1 938 024
1 938 000
2
22
108 382
0,29
3,64
3,64
0,00
0,00
0,20
3,3
-14,8
-14,8
-66,7
-42,1
7,8
0,02
0,00
0,00
0,18
9 849
290
1 556
96 687
0,02
0,00
0,00
0,18
20,6
-27,7
9,3
6,8
122
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
Dönemsel Gerçekleşmeler
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009 (P)
Dönem
Gerçekleşme
GSMH Cari (Milyon TL)
454.781
559.033
648.932
758.391
843.178
950.144
1.111.438
Ocak-Eylül
700.958
GSMH
304.901
390.387
481.497
526.429
656.670
741.792
788.365
Ocak-Eylül
447.076
5,3
9,4
8,4
6,9
4,7
1,1
4,0
Ocak-Eylül
-8,4
4.531
5.779
7.027
7.609
9.305
10.436
10.913
Toplam Sanayi Üretim Endeksi
100,0
107,8
115,3
114,3
Ekim
117,9
İmalat Sanayi Üretim Endeksi
100,0
107,7
114,8
112,8
(Milyon $)
Büyüme Hızı
(%)
Kişi Başına GSMH ($)
116,7
İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı (%)
78,5
81,5
80,3
81,0
81,8
78,1
İşsizlik Oranı (%)
10,5
10,3
10,3
9,9
10,3
11,0
10,4
Deflatör
23,27
12,40
7,08
9,33
6,22
11,50
7,50
(%)
13,90
13,80
2,66
11,58
5,94
8,11
6,40
(%)
18,40
9,30
7,72
9,65
8,39
10,06
6,00
(%)
ÜFE
Yıl Sonu
TÜFE
BÜTÇE
DIŞ TİCARET
ÖDEMELER DENGESİ
Yıl Sonu
İhracat
(Milyar $)
47.253
63.167
73.476
85.535
107.272
132.025
149.000
İthalat
(Milyar $)
69.340
97.540
116.774
139.576
170.063
201.963
232.500
Dış Ticaret Dengesi
(Milyar $)
İhracatın İthalatı Karşılama Oranı ( % )
İhracat
BORÇLANMA
-34.373
-43.298
-54.041
-62.791
-69.939
-83.500
68,1
64,8
62,9
61,3
63,1
65,4
64,1
(TİM Verilerine Göre - Milyar$)
Cari İşlemler Dengesi
(Milyon $)
Cari İşlemler Dengesi / GSMH
70,7
Eylül
13,4
Aralık
0,66
Aralık-Aralık
5,93
Aralık
0,53
Aralık-Aralık
6,53
92.116
125.610
Ocak-Kasım
73,3
Ocak-Aralık
-7.515
-14.431
-22.088
-32.051
-38.219
-41.514
-50.400
-2,5
-6,4
- 33.493
97.074
-7.903
Ocak-Ekim
-3,7
-4,6
-6,1
-5,9
-5,6
Doğrudan Yabancı Sermaye Girişi (Milyon $) 1.702
2.785
10.031
20.185
22.046
18.012
TCMB Brüt Döviz Rezervleri (Milyon $)
33.724
36.006
48.320
58.332
71.263
70.075
Bütçe Giderleri
( Milyon TL.)
141.248
152.093
159.687
178.126
204.068
225.967
259.156
239.542
Bütçe Gelirleri
( Milyon TL.)
101.037
122.919
152.784
173.483
190.360
208.898
248.759
193.186
Bütçe Dengesi
( Milyon TL. )
-40.210
-29.173
-6.903
-4.643
-13.708
-17.069
-10.397
Faiz Dışı Fazla
( Milyon TL.)
18.317
27.318
38.777
41.320
35.045
33.592
47.103
6.622
Aralık
69.631
-46.366
5.803
Vergi Gelirleri
( Milyon TL )
82.484
100.342
119.627
137.480
152.835
168.087
202.090
Faiz Giderleri
( Milyon TL. )
58.527
56.491
45.680
45.963
48.753
50.661
57.500
52.159
(%)
71,0
56,3
38,2
33,4
31,9
30.1
28.5
33,3
Bütçe Gelirleri / Bütçe Giderleri ( % )
71,5
80,8
95,7
97,4
93,3
92.4
96,0
80,6
Faiz Dışı Fazla / GSMH
(%)
4,0
4,9
6,0
5,4
4,2
3.5
4,2
Bütçe Giderleri / GSMH
(%)
31,1
27,2
24,6
23,5
24,2
23,8
23,3
Bütçe Gelirleri / GSMH
(%)
22,2
22,0
23,5
22,9
22,6
22.0
22,4
Faiz Giderleri GSMH
(%)
12,9
10,1
7,0
6,1
5,8
5.3
5,2
Bütçe Dengesi GSMH
(%)
-8,8
-5,2
-1,1
-0,6
-1,6
-1.8
-0,9
Kamu Kesimi Borçlanma Gereği/GSYİH(% )
7,33
3,65
-0,31
-1,97
-0,10
0,87
-0,02
Merk. Yönt. İç Borç Stoku ( Milyon TL )
194.387
224.483
244.782
251.470
255.310
274.827
Merk. Yönt. Dış Borç Stoku (Milyon $ )
63.346
68.583
64.643
66.576
67.120
69.757
Merk. Yönt. Toplam Borç Stoku (Milyon TL) 282.807
316.528
331.520
345.050
333.485
380.321
Kamu Net İç Borç Stoku ( Milyon TL )
172.277
199.298
228.224
227.729
237.141
248.380
Kamu Net Dış Borç Stoku ( Milyon TL)
78.316
74.897
42.051
30.468
11.237
19.420
Toplam Kamu Net Borç Stoku /GSMH (%)
55,1
49,0
41,6
34,0
29,5
28,2
DİBS. Faiz Oranı Ay Ort.Yıllık Bileşik (%)
46,0
24,7
16,3
18,1
18,4
19,2
Emisyon
10.676
13.465
19.612
26.815
27.429
31.743
İNTERBANK O / N Faiz Oranı Yıl. ( % )
26,0
18,00
13,50
17,50
15,75
15.00
6,50
IMKB = 100 Endeksi Ay Sonu
18.625
24.972
39.778
39.117
55.538
26.864
52.825
Ortalama Dolar Kuru ( TL / $ )
1,4931
1,4223
1,3408
1,4311
1,3015
1.2929
1.4098
Dönem Sonu Dolar Kuru ( TL / $ )
1,3958
1,3421
1,3430
1,4131
1,1647
1.5123
1.4390
Faiz Giderleri / Vergi Gelirleri
PARA- BANKA
SERMAYE PİYASASI
-22.087
Kasım
Ocak-Kasım
FİYATLAR
MİLLİ GELİR- ÜRETİM
İSTİHDAM
TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELER (ARALIK–2009)
2009
Yıllık Gerçekleşme
( Milyon TL )
154.247
329.191
Kasım
75.240
440.735
276.059
Eylül
Kasım
26.885
8,5
38.627
Aralık
1,4995
1,5057
Kaynak: Maliye Bakanlığı, TCMB, DPT, Hazine, TÜİK.
123
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE)
EN SON EKONOMİK GÖSTERGELER (11 OCAK 2009)
2002
2004
2006
2007
2008
BÜYÜME (98 bazlı)
GSYH (Milyar $)
GSYH (Milyar YTL)
Büyüme Oranı
ENFLASYON (%)
2009 (*)
Eylül
Kasım
Ekim
230,5
350,5
6,2
390,4
559,0
9,4
526,4
758,4
6,9
658,8
856,4
4,5
741.792
950.144
0,9
I.Ç 126,9
I.Ç 209,4
I.Ç -14,7
2.Ç 145,6
2.Ç 228,8
2.Ç -7,9
30,8
29,7
13,8
9,35
11,58
9,65
5,94
8,39
8,11
10,06
0,47
5,27
0,19
5,08
36,1
51,5
-15,5
-0,6
63,2
97,5
-34,4
-14,4
91,9
133,3
-41,7
-31,9
107,5
170,0
-62,9
-37,4
132,0
201,8
69,8
-41,4
73,1
100,1
-27,0
8,6
83,2
112,8
29,6
İç Borçlar (Milyar YTL)
149,9
224,5
251,5
255,3
274,8
320,6
327,2
İç Borçlar (Milyar $)
Dış Borçlar (Milyar $)
Kamu Sek. Ve TCMB
Özel sektör (FK dahil)
Top. Borç (Milyar $)
91,7
130,1
85,6
44,5
221,8
167,3
162,2
95,2
67,0
329,5
178,9
207,8
87,2
120,5
386,7
219,2
247,2
89,2
158,0
466,4
181,7
276,8
91,7
185,1
458,5
216,3
2.Ç268,6
91,6
177,0
484,9
220,7
2.Ç268,6
91,6
177,0
489,3
115,7
51,8
63,6
75,6
59,6
16,0
-40.1
11,8
141,0
56,5
84,5
110,7
99,1
17,5
-30,3
26,2
175,3
45,9
129,4
171,3
137,6
33,8
-4,0
42,0
203,5
48,7
154,8
189,6
152,8
36,4
-13,9
34,8
225,9
50,7
175,3
208,9
168,1
34,7
-17,1
33,6
197,17
45,5
151,7
156,4
125,3
31,1
-40,8
4,7
218,6
50,2
168,4
175,4
139,2
36,2
-43,2
7,0
Ekim
197,17
45,5
151,7
156,4
125,3
31,1
-40,8
4,7
TÜFE bazlı Reel Kur E.
$/YTL
Avro/YTL
Avro/$
DİĞER
125,4
1,63
1,70
1,04
143,2
1,34
1,82
1,35
160,1
1,41
1,85
1,31
190,4
1,16
1,71
1,46
168,5
1,52
2,13
1,40
170,6
1,48
2,16
1,46
170,8
1,48
2,20
1,48
1,48
2,23
1,50
Protesto Ed. Sen.(Bin Ad)
499
589
1.178
1.471
1.574,0
1.215,6
1.342,5
Karşılıksız Çekler (Bin Ad)
748
965
1.213
1.325
1.537,2
1.508,1
1.662,8
1.776,4
191,4
296,8
340,4
433,4
486,0
504,5
505,7
63,5
82,3
102,6
101,6
120,6
123,1
124,2
97,3
207,6
261,7
343,2
371,6
382,0
382,2
34,9
91,6
124,6
152,6
158,6
161,4
162,9
ÜFE (yıllık)
TÜFE (yıllık)
ÖDEMELER DENGESİ
(Milyar $)
İhracat
İthalat
Dış Ticaret Dengesi
Cari Denge (Revize)
BORÇ STOKU
3.Ç 174,3
3.Ç 262,2
3.Ç -3,3
1,51
5,53
BÜTÇE GERÇEKLEŞ
(Milyar YTL)
Harcamalar
Faiz harcamaları
Faiz dışı harcamalar
Gelirler
Vergi gelirleri
Vergi dışı gelirler
Bütçe Dengesi
Faiz Dışı Fazla
DÖVİZ KURLARI
Top. Mevduat (Milyar TL)
YP Mevduat (Milyar $)
Krediler (Milyar YTL)**
28,8
Bireysel Kr. (Milyar TL)
Tüketici Kredi (Mlyr TL)
2,27
12,7
47,5
67,6
83,2
86,0
89,1
90,3
Kredi Kartı (Milyar TL)
4,33
13,9
22,0
27,8
34,8
36,1
36,4
36,7
Kaynak: TÜİK, TCMB, Hazine Müsteşarlığı, İş Bankası, Dış Ticaret Müsteşarlığı Raporları (*) Dış ticaret ödemeler dengesi ve bütçe
rakamları birikimlidir. ((**) Mali kesime verilenler hariç.
124
EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010
Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki
ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.
Download