MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE 16 OCAK 2009 İÇİNDEKİLER Ekonomi.................................................................................................................................... 1 İthalat ........................................................................................................................................ 8 İhracat ....................................................................................................................................... 9 Dış Ticaret Açığı ....................................................................................................................... 9 Cari İşlemler Dengesi ............................................................................................................. 10 Sıcak Para ............................................................................................................................... 10 İç Borç .................................................................................................................................... 11 Dış Borç .................................................................................................................................. 12 Toplam Borç ........................................................................................................................... 12 Kişi Başına Düşen Borç Stoku ................................................................................................ 13 Merkezi Yönetim Toplam Borç Stoku .................................................................................... 13 Özel Sektör Borç Yükü ........................................................................................................... 14 Merkezi Yönetim Bütçe Gerçekleşmeleri ............................................................................... 15 Kamu Yatırımları .................................................................................................................... 19 İllerde Yapılan Yatırımlar ....................................................................................................... 20 Doğrudan Yabancı Yatırımlar ................................................................................................. 20 Yabancılaşma .......................................................................................................................... 23 Özelleştirme ............................................................................................................................ 25 Vergi Yükü ............................................................................................................................. 28 İşsizlik-İstihdam...................................................................................................................... 32 Ücretler ................................................................................................................................... 44 Gelir Dağılımı ve Yoksulluk ................................................................................................... 50 Tüketici Güven Endeksi .......................................................................................................... 62 Büyüme ................................................................................................................................... 63 Sanayide Kapasite Kullanımı Oranı ........................................................................................ 68 Sanayi Üretim Endeksi ........................................................................................................... 70 Enflasyon ................................................................................................................................ 72 Sosyal Güvenlik ...................................................................................................................... 77 Kapanan İş Yerleri .................................................................................................................. 79 Protestolu Senet/Karşılıksız Çek ............................................................................................. 82 Ödenmeyen Tüketici Kredileri/Kredi Kartları ........................................................................ 85 Vatandaşın Geliri İpotek Altına Alınmıştır ............................................................................. 89 Tarım/Çiftçiler ........................................................................................................................ 92 En Son Ekonomik Göstergeler .............................................................................................. 123 MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) EKONOMİ 2008 sonu itibariyle Türkiye ekonomisini değerlendirmemiz aynen şöyleydi; “Enflasyonu düşürdüğü iddiasını sürdüren Başbakan Erdoğan, Tercih etmiş olduğu ekonomik anlayışla AKP’nin ülkemizi sonu olmayan maceralara götürdüğü yıllardır bilinen ve vurgulanan gerçeklerdir. Bu konudaki uyarılarımız dikkate alınmamıştır. AKP iktidarının altı yıldır sürdürdüğü “yüksek faiz, düşük kur, sıcak para” tezgâhı ile sürdürdüğü ithalata dayalı ekonomik çark ve faiz sarmalının devamında beklenen zorluk ve güçlükler baş göstermeye başlamıştır. Vatandaşlarımız, hükümetin ekonomideki politika tercihlerine karşı güvenini kaybetmiş ve gelecekten endişe etmeye başlamışlardır. Gelir artışını sağlayacak yatırımlar gerilemiştir. Reel sektörde siparişler ve satışlar zayıflamıştır. Sarfiyat olmadığından stoklar artmış durgunluk hakim unsur haline gelmiştir. Çarşılar, pazarlar siftah yapmadan kapanan, bir süre sonra iflas eden işyerleriyle doludur. Borçlarını ödeyemeyen, haciz kıskacına yakalanan esnafımızın hali perişandır. Büyük iş merkezlerindeki işyerleri kiralarını ödeyemeyip iflas noktasına gelmiştir. Borç batağına saplanan vatandaşlarımız en temel ihtiyacını bile karşılamaktan uzaktır. Okuyan çocuğuna para gönderemeyen, ev kirasını ödeyemeyen, pazarda filesini dolduramayanların sayısı her geçen gün çığ gibi artmaktadır. Amerika’da konut kredilerinde başlayan finansal kriz giderek patlamış Avrupa’yı ve tüm dünyayı etkileyecek seviyeye ulaşmıştır. Küresel ekonomik kriz olarak nitelendirilen ve Türkiye’yi de büyük ölçüde etkileyen bu süreci, Başbakan hafife alarak “bize bir şey olmaz” diyerek geçiştirmeye çalışmıştır. Ancak ekonomik veriler ve gelişen borsa ve döviz rakamları başbakan’ı hemen yalanlamıştır. Borsa % 50 ye yakın değer kaybetmiş, döviz fiyatları bir haftada % 50’nin 1 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) üzerinde artış göstermesine rağmen hükümet hiçbir tedbir geliştirememiş, yapısal anlamda hiç bir iyileştirme yapamamıştır. Başbakan durumu seyretmek ve her zamanki gibi boş laflarla meydan okumakla vaktini geçirmiştir.” Peki günümüzdeki durum nedir? Onu da karşılaştırmalı olarak değerlendirelim. OECD 2009 Ekonomik Görünüm Raporu; OECD'nin, Haziran 2009 ''Ekonominin Görünümü Raporu''na göre, küresel ekonomideki gerilemenin etkileri yüzünden düşen iç talep nedeniyle 2008 yılında ekonomisi daralmaya başlayan Türkiye, bu yıl yüzde 5,9 daralacak. OECD, Türkiye'nin ekonomisinin gelecek yıl ise yüzde 2,6 büyüyeceği öngörüsünde bulundu. İşsizlik oranının bu yıl yüzde 15,4 olacağı ve gelecek yıl ise bu oranın yüzde 16,4'e çıkacağı ifade edilen raporda, tüketici fiyat endeksinin 2009'da yüzde 6,3, 2010 yılında ise 5,9 olmasının beklendiği bildirildi. Orta vadeli mali yapıyı, hükümet hesaplarının tam zamanında sunulmasıyla ve güvenilir harcama tavanlarıyla güçlendirmenin güveni destekleyeceği vurgulanan raporda, IMF ile bir stand-by anlaşmasını sonlandırmanın güvenilir fon kaynağı ve güvenilir izleme sağlamasına yardımcı olacağına dikkati çekildi. Bu yıl yüzde 5,9 daralması beklenen Türkiye ekonomisinin, uluslararası ekonominin düzelmesine bağlı olarak 2010 yılında tekrar büyümeye başlayacağı bildirilen raporda, kısa ve orta vadeli risklerin göreli olarak dengeye kavuştuğunun gözüktüğü kaydedildi. Raporda, uluslararası ekonomideki düzelmenin tahmin edilenden hızlı olması ve Türkiye'nin ihracatının rekabet edebilirliğinin sürmesinin büyümeyi destekleyeceği, buna karşın uluslararası koşulların kötüleşmesi ve Türkiye'nin makroekonomik yapısının 2 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) sürdürülebilirliğine güvenin zayıflaması durumunda düzelmenin gecikebileceği ifade edildi. 2008 yılının tamamındaki büyüme TÜİK’in yaptığı revizyonlardan sonra yüzde 1.1’den yüzde 0.9’a geriledi. Böylece Türkiye 2008 yılında yüzde 1 bile büyüyememiş oldu. Daralma’nın 2009 yılında da devam etmektedir. Ekonomik üretim, istihdam ve büyümeye ilişkin açıklanan tüm öncü göstergeler ve makro ekonomik temel göstergelere yansımaları, ekonomide üretim, istihdamı ve ihracatı destekleyen gerçekçi ve köklü tedbirler alınmadığı için 2009 yılında ekonomi birinci 3 aylık çeyrekte -14,7, ikinci 3 aylık çeyrekte -7,9 revize edildi. Üçüncü 3 aylık çeyrekte 3,3 küçüldü. 2009 yılı Ekim ayında ihracat % 27,6, ithalat % 36,8 gerilemiştir. TÜİK tarafından açıklanan verilerde sanayi üretimi son üç aydır büyük bir hızla gerilemektedir. Pek çok sektörde üretim durma noktasına gelmiştir. Kapasite kullanım oranlarında çift haneli düşüşler yaşanmakta on yılların en düşük düzeylerinde seyretmekte ve hızla gerilemeye devam etmektedir. Sanayi üretimindeki bu gelişme GSYH da son çeyrekte bir daralmaya işaret etmektedir. Buna ilave olarak, inşaat, tekstil, otomotiv gibi ülke ekonomisinin lokomotif sektörlerindeki üretim ve ihracat gerilemesi kaygı verici boyutlara ulaşmış bulunmaktadır. Dolayısıyla son verilerde ortaya çıkan cari işlemler açığındaki daralma, ekonominin performansından değil, bizatihi kriz dinamiklerinden, üretimdeki gerilemeden iç talep ve ithalattaki daralmadan kaynaklanmaktadır. Enflasyondaki gerileme ise iç talepteki zayıflama ve gerilemenin sinyallerini vermektedir. Kısacası tüm göstergeler ekonomide negatif büyüme döneminin çanlarını çalmaktadır. Nitekim Merkez Bankası 2009 yılına yönelik enflasyon hedeflerini düşürürken bu tehlikeye zımni olarak dikkat çekmiş bulunmaktadır. Sanayide bu düşük performansın devamı halinde 3 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Türkiye ekonomisinin 2009 yılında büyük ölçüde daralmasını beklemek sürpriz olmayacaktır. 2008 yılında bütçe açığı 2007 yılına göre bile yüzde 25’e yakın artmıştır. 2008 yılı bütçe rakamları mali disiplinin darmadağın olduğunu, hükümetin küresel krizi bir tarafa bırakıp seçim yatırımlarına başladığını açıkça ortaya koymuştur. Ekim 2008'den 29 Mart 2009 Mahalli İdareler Seçimi sonuna kadar başta Sayın Başbakan olmak üzere bütün iktidar mensupları gerçek dışı bir ekonomik tablo çizerek toplumu aldatmaya çalışmışlardır. Defterlerini tuttuğu şirketlerin aylık mizanlarını ayarlamaya çalışan muhasebe bürosuna dönen TUİK rakamları bile gerçeklerin üstünün örtülmesine imkân vermemiştir. Seçimler bittikten sonra ekonomi yönetimi, Milliyetçi Hareket Partisinin 2009 bütçesinin görüşüldüğü Bütçe Plan Komisyonunda, TBMM Genel Kurulunda ve bütün ortamlarda dile getirdiği “2009 bütçesinin makro büyüklüklerinin gerçekçi olmadığı” görüşünü kabul etmek zorunda kalarak revize edilmiş büyüklükleri “Katılım Öncesi Ekonomik Program”da açıklamıştır. TÜİK, 2009 yılı ilk çeyreğinde yüzde 13.8 olarak açıkladığı küçülme oranını, yüzde 14.7’e yükseltti. 2009 yılı ilk çeyrekte TÜİK, GSYH değerini sabit fiyatlarla yüzde 13.8’lik azalışla 21 milyar 145 milyon TL olarak açıklamıştı. TÜİK yaptığı revizyonla bu rakamı 20 milyar 879 milyon TL’ye çekti. İlk çeyreğe ilişkin yapılan revizyonla daha önce 210 milyar 997 milyon TL olarak açıklanan cari fiyatlarla GSYH değeri, yapılan revizyonla 209 milyar 781 milyon TL’ye indi. 2009 yılının tamamında ise ekonomide yüzde 4 büyüme öngörülmüştü ve bu rakam daha sonra yüzde 3.6 küçülme olarak revize edildi. Ancak bu rakam I. Çeyrek -14,7, II. çeyrek -7,9, III.çeyrekte -3,3 oldu. Cumhuriyet tarihinin ikinci en büyük küçülmesi 4 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) * İlk çeyrekte yüzde 14.7 ile Türkiye 1945’te gördüğü yüzde 15.3 küçülmeden sonraki en büyük küçülmeyi yaşadı. * 2009 ilk çeyrekte yaşanan yüzde 14.7’lik küçülme oranına yakın en yüksek küçülmelerden bir diğeri ise yüzde 12.8 ile 1927 yılında görülmüştü. Böylece Birinci Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşı ve 1929 dünya ekonomik krizini atlatan Türkiye bu krizde çok daha ağır bir küçülme yaşadı. * Yılın ilk çeyreğinde görülen çift haneli bu küçülme 1932 yılında yaşanan yüzde 10.7’lik, 1941 yılında yaşanan yüzde 10.3’lük küçülmelerle birlikte Cumhuriyet tarihinin beş kez yaşanan çift haneli küçülmesinden biri oldu. * 2001 yılında Türkiye ekonomisi yüzde 7.7 küçülmüştü. Bütçe ve kamu finansmanı ile ilgili bütün büyüklüklerde revize edilmiştir. AKP iktidarı ve bütün uyarılara rağmen ekonominin içinde bulunduğu şartları dikkate almadan fütursuzca seçim ekonomisi uygulamış, bütçe dengelerini alt üst etmiştir. 2009 yılının tamamı için öngörülen 10 milyar 398 milyon liralık bütçe açığı tutarı ilk altı ayda 31Milyar 336 milyon lirayı aşmış, bütün yıl için öngörülen 48 milyarı aşacağı ifade edilmiştir. Bütçede harcamalarda artış sürerken vergi gelirlerinde hedeflerin altında kalınması açığı dahada büyütmektedir. ABD’de başlayıp tüm dünyayı etkileyen küresel malî krizin Türkiye’ye olan yansımaları ve krizi önleme çabalarının yakından izlenmesi amacıyla, Ekim ayının başında MHP TBMM gurubunda Genel Başkan Sayın Dr. Devlet BAHÇELİ’nin talimatıyla “Küresel Finans Krizi İzleme ve Değerlendirme Komisyonu” oluşturulmuştur. Milliyetçi Hareket Partisi, her defasında hükümeti biran önce sorumlu, ciddî ve tutarlı adımlar atması yönünde göreve çağırmıştır. 2001 yılında yaşanan ekonomik kriz öncesi ve sonrasında alınan önlemlerin ve yapılan reformların bugün yaşanmakta olan mali kriz 5 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) karşısında ekonomimize nasıl bir katkı sağladığı kamu oyuna açıklamıştır. ABD ve Avrupa’da yoğun olarak devam eden mali krizin aynı şiddette ekonomimizde henüz hissedilmemesinde o dönemde finans sistemimizin güçlü hale getirilmesi amacıyla bağımsız “Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu” oluşturulması ve “Merkez Bankası”nın özerkliğe kavuşturulmasının büyük rol oynadığı belirlenmiştir. Türk ekonomisinde küresel malî krizin etkileri şimdilik daha az hissedilmesinde ve finans sektörümüzün bu sarsıntıyı daha az hasarla atlatabilmesinin temelinde 1999 yılından itibaren 57’nci Hükümet’in yaptığı yapısal reformlar etkili olmuştur. 2000 yılı Ekonomik Programı ve 2001 Krizi sonrasında alınan ekonomik ve malî tedbirler sonucunda Türk ekonomisi bugün eskisine nazaran küresel krizlere daha dayanıklı hale getirilmiştir. Zaten bugünkü iktidar ve ekonomi yönetiminin tek sağlam dayanağı da o gün alınan bu tedbirlerdir. 57. Hükümet tarafından 2001 krizi sonrasında; İlk aşamada, bankacılık sektörüne ilişkin tedbirler süratle alınarak, malî piyasalarda belirsizliğin azaltılması için Haziran 1999’da Bankacılık Yasası kabul edilmiştir. Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun yürürlülüğe konulmuştur. Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu hariç Bütçe içi 69 fon kapatılmıştır. 1999 yılında Sosyal Güvenlik Reformu yapılmıştır. Üç kamu bankası için ortak bir yönetim kurulu oluşturulmuş, bu yönetim kuruluna profesyonel bankacılar atanarak, siyasî hiç bir baskı olmadan çalışmaları sağlanmıştır. Kamu bankalarına zarar oluşturacak görevler verilmemiştir. 6 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Yeniden yapılanma sürecinde, ekonominin ve özellikle küçük ve orta ölçekli özel girişimin en verimli şekilde çalışabilmesi için, sadece kamu bankaları değil tüm bankacılık sistemi göz önünde tutularak, yeni bir perspektif getirilmesi amacıyla her türlü tedbir o dönemde alınmıştır. TMSF’ye devredilen bankaların likidite ihtiyaçları kamu bankalarına benzer bir yöntemle çözülerek, sorun yaratan kısa vadeli yükümlülükleri, bir plân dahilinde tasfiye edilmiş ve Fon bankalarının sorunlu alacaklarının tahsili ile ilgili yasal düzenlemeler süratle yapılmıştır. Dalgalı döviz kuru rejimine geçilmesi ile beraber Merkez Bankası’nın para politikasına yeni bir çerçeve kazandırılmıştır. Tek ve nihai hedef olan fiyat istikrarını desteklemek amacıyla finansal piyasalardaki istikrarı korumak Merkez Bankası’nın öncelikleri arasına alınmıştır. Bu amaçla Merkez Bankası Kanunu değiştirilerek bağımsız olması sağlanmış ve kurumsal altyapısı güçlendirilmiştir. Dalgalı kur rejimine geçilmesiyle birlikte Merkez Bankası’nın döviz piyasalarına müdahaleleri döviz kurunda kısa dönemde oluşacak aşırı dalgalanmaları telafi etme yönünde olmuş, döviz kurunun uzun dönem denge değerini etkileyecek içerik ve boyutta olmamıştır. Yukarıda da değinildiği gibi bağımsız bir “Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu” oluşturulmuştur. Bu dönemde MHP iktidara ekonomik krize yönelik önerilerini sunarak öteden beri süregelen sorumlu siyaset anlayışını devam ettirmiştir. Zaten MHP en az iki yıldan beri ekonomimizdeki olumsuz gelişmeleri dile getirip iktidarı uyarmakta idi. MHP, iktidarın sorumsuz yönetim anlayışı sebebiyle vatandaşlarımızın gelecekte daha da ağırlaşacak olan krizin doğuracağı kötü sonuçların bedelini ödememesi için gerekli önlemlerin ivedi olarak alınmasını istemektedir. 7 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Milliyetçi Hareket Partisi’nin alınmasını istediği tedbirler üç ana başlık altında toplanmıştır. Bunlar: Kurumsal, Malî piyasalar ve Reel Sektör ile ilgili tedbirlerdir. Ekonomimizi son derece kırılgan hale getiren, cari açığı hızla büyüten, ekonomik politikalara yöneltilen eleştirilere duyarsız kalan AKP Hükümeti bu konudaki sorumluluğunu kabul etmekten uzak kalmış, nitekim ekonomik krizden en fazla etkilenen ülke Türkiye olmuştur. Son olarak, Hükümet, uyguladığı sosyal adaletten yoksun politikalarla çaresiz bıraktığı, dar gelirli vatandaşlarımızın, çiftçilerimizin ve tüketicilerimizin bankalara olan ve gün geçtikçe artan borçlarına yönelik gerekli tedbirleri almalıdır. Devam eden icra ve hacizler durdurulmalı, bu borçlu kesimin borçları ile ilgili yeni ve etkili çözümler geliştirilmelidir. Milliyetçi Hareket Partisi bu defa daha büyük bir vurgu ile hükümeti uyarmakta ve tedbir alınmasını istemektedir. 2002’den bu güne kadar; İTHALAT Türkiye’nin yıllık ithalatı; 2002 yılında 51,5 Milyar dolar iken, 2003 yılında 69,3 Milyar dolara, 2004 yılında 97,5 Milyar dolara, 2005 yılında, 116,3 Milyar dolara, 2006 yılında 139,6 Milyar dolara, 2007 yılında 170 Milyar dolara, 2008 yılında 201,8 Milyar dolara, 8 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) 2009 Ocak-Kasım dönemi 125,5 Milyar dolara ulaşmıştır. İHRACAT Türkiye’nin yıllık İhracatı; 2002 yılında 36,5 Milyar dolar iken, 2003 yılında 47,2 Milyar dolara, 2004 yılında 63,2 Milyar dolara, 2005 yılında 73,4 Milyar dolara, 2006 yılında 85,5 Milyar dolara, 2007 yılında 107,2 Milyar dolara, 2008 yılında 132 Milyar dolara, 2009 Ocak-Kasım dönemi 92,1 Milyar dolara ulaşmıştır. DIŞ TİCARET AÇIĞI Yıllık dış ticaret açığı, 2002 yılında 15 Milyar dolar iken, 2003 yılında 22 Milyar dolara, 2004 yılında 34 Milyar dolara, 2005 yılında 43 Milyar dolara, 2006 yılında 54 Milyar dolara, 2007 yılında 63 Milyar dolara, 2008 yılında 69,8 Milyar dolara, 2009 Ocak-Kasım dönemi 33,4 Milyar dolara ulaşmıştır. 9 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) CARİ İŞLEMLER DENGESİ (AÇIĞI) Yıllık cari işlemler açığı, 2002 yılında 1,5 Milyar dolar iken, 2003 yılında 8 milyar dolara, 2004 yılında 15 Milyar dolara, 2005 yılında 23 Milyar dolara, 2006 yılında 33 Milyar dolara, 2007 yılında 38,2 Milyar dolara, 2008 yılı sonunda 41,4 Milyar dolara, 2009 Kasım döneminde 9,9 Milyar dolara ulaşmıştır. Cari açığın milli gelire oranı, 2002 yılında % 0,8 iken; 2003 yılında % 3,4, 2004 yılında % 5,2, 2005 yılında % 6,4, 2006 yılında % 8,2, 2007 yılında % 7,6, 2008 yılında % 8 olmuştur, 2009 Kasım itibariyle % 2,7 olmuştur. SICAK PARA Sıcak para, yüksek getiri peşinde koşan fonlardan oluşan yabancı kökenli mali akımlara verilen genel addır. Hızlı bir şekilde hareket edebildikleri için bu tür fonlara “sıcak” yakıştırması yapılmıştır. 10 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Bir ülkeye çok hızlı bir şekilde girer ve o ülkeden çok hızlı bir şekilde çıkarlar. Kalıcı değildir. Türkiye’deki sıcak para stoku birikimli olarak 2002 yılı sonunda 8,9 Milyar dolar iken 2007 yılı Ekim ayında 108 Milyar dolar’a yıl sonunda da 107,1 milyar dolar olmuştur. 2008 Ağustos itibariyle 89,8 Milyar dolara, Küresel mali krizin kasırgaya dönüştüğü son haftalarda rekor hızla eriyen sıcak para hacmi, 10 Ekim 2008 itibariyle 59,5 Milyar dolara, 2008 yılsonu itibariyle 54 milyar 612 milyon dolara kadar indi. 2009 Temmuz sonunda 73,9 milyar dolar düzeyinde bulunan yabancılara ait Türkiye'deki sıcak para stoku 2009 Ekim itibariyle 82,4 Milyar dolar olmuştur. Sıcak para hapsedilemez. Sıcak para çıkmaya karar verdiğinde onu yükselen kurlar bile engelleyemez. Sıcak paranın ülkeye 'net' bir faydası yoktur. Fayda gibi görülen gelişmeler, sıcak para çıktığında kaybolur gider. Dolayısıyla dikkat edilmez ve önlem alınmaz ise sıcak para son derece tehlikeli ve zararlıdır. Ani olarak terk ettiği yerde büyük bir yıkıma sebep olabilir. İÇ BORÇ AKP iktidarı Cumhuriyet tarihinin en yüksek borçlanmasını yaparak iç borç stokunu artırmıştır. 2002 yılının 149 Milyar YTL , 2002 yılında 91,7 Milyar Dolar, 2003 yılında 194 Milyar YTL, 2003 yılında 139,3 Milyar Dolar, 2004 yılında 224 Milyar YTL, 2004 yılında 167,3 Milyar Dolar, 2005 yılında 245 Milyar YTL, 2005 yılında 182,4 Milyar Dolar, 2006 yılında 251 Milyar YTL, 2006 yılında 178,9 Milyar Dolar, 2007 yılında 255 Milyar YTL, 2007 yılında 218,2 Milyar Dolar, 2008 yılında 274,8 Milyar YTL’ 2008 yılında 181,7 Milyar Dolar’a 11 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) 2009 Kasım itibariyle 329,2 Milyar TL, 222,1 Milyar Dolar’a ulaşmıştır. DIŞ BORÇ AKP iktidarı Cumhuriyet tarihinin en yüksek borçlanmasını yaparak toplam brüt dış borç stokunu artırmıştır. Toplam brüt dış borç stokumuz; 2002 yılında 130 Milyar dolar iken, 2003 yılında 145 Milyar dolara, 2004 yılında 162,2 Milyar dolara, 2005 yılında 171 Milyar dolara, 2006 yılında 207,8 Milyar dolara, 2007 yılında 247,2 Milyar dolara, 2008 yılında 276,8 Milyar dolara, 212,8 Milyar YTL’ye 201,5 Milyar YTL’ye 216,1 Milyar YTL’ye 226,4 Milyar YTL’ye 290,8 Milyar YTL’ye 303,2 Milyar YTL’ye 422,1 Milyar YTL’ye 2009 III. çeyrek 273,5 Milyar dolara, 405,4 Milyar YTL’ye ulaşmıştır. TOPLAM BORÇ Cumhuriyet tarihinin en yüksek borçlanmasını yapan AKP döneminde toplam borç stoku; 2002 yılında 222 Milyar dolara, 2003 yılında 283,5 Milyar dolara, 2004 yılında 327,9 Milyar dolara, 2005 yılında 351,2 Milyar dolara, 2006 yılında 385,4 Milyar dolara, 2007 yılında 465,4 Milyar dolara, 361,8 Milyar YTL, 395,5 Milyar YTL, 440,1 Milyar YTL, 471,4 Milyar YTL 541,8 Milyar YTL, 558,2 Milyar YTL, 12 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) 2008 yılında 458,5 Milyar dolara, 696,9 Milyar YTL, 2009 Kasım itibariyle 495,6 Milyar dolara, 734,6 Milyar TL’ye çıkmıştır. KİŞİ BAŞINA DÜŞEN BORÇ STOKU 2002 yılında (nüfusu 69 Milyon 302 bin kişi) 3 194 dolar iken, 2006 yılında (nüfusu 72 Milyon 974 bin kişi) 5,281 dolara, 2008 yılında (Türkiye nüfusu 71.517.100 kişidir.) 6,411 dolara çıkmıştır. AKP’nin iktidar döneminde kişi başına düşen toplam borç; 2002 yılında 3.194 dolar iken, 2003 yılında 4.036 dolara, 2004 yılında 4.608 dolara, 2005 yılında 4.873 dolara, 2006 yılında 5.281 dolara, 2007 yılında 6.593 dolara, 2008 yılında 6,411 dolara 2009 Kasım itibariyle 6,931 dolara, ulaşmıştır. 2002 yılında AKP iktidara geldiğinden bu yana kişi başına düşen borç dolar cinsinden % 217 artmıştır. MERKEZİ YÖNETİM TOPLAM BORÇ STOKU Merkezi Yönetim Toplam Borç stokumuz; 2002 yılında 242,7 Milyar YTL iken; 2003 yılında 282,8 Milyar YTL, 2004 yılında 316,5 Milyar YTL, 13 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) 2005 yılında 331,5 Milyar YTL, 2006 yılında 345 Milyar YTL, 2007 yılında 333,5 Milyar YTL, 2008 yılında 380,3 Milyar YTL, 2009 Kasım itibariyle 440,7 Milyar TL’ye ulaşmıştır. ÖZEL SEKTÖR BORÇ YÜKÜ 2008 yılında 2002 yılına göre % 432 artarak 189,2 Milyar dolara ulaşmıştır. 2009 Eylül itibariyle Özel sektör toplam dış borcu 176.3 Milyar dolar olmuştur. Özel sektörün kısa vadeli dış borç stoku 2007 yılında 37,4 Milyar dolara 2008 yılında 46,6 Milyar dolara ulaşmakta ve bu nedenle ekonominin karşı karşıya olduğu riskler giderek artmaktadır. Kısa Vadeli Özel Sektör Dış Borçları: 2009 Eylül sonu itibarıyla kısa vadeli özel sektör dış borcu 44,1 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiştir. Bu tutar içinde bankacılık sektörünün payı 22,2 milyar dolar ile yüzde 50,3 olmuştur. Uzun Vadeli Özel Sektör Dış Borçları: 2009 yılı Eylül itibarıyla orta-uzun vadeli dış borçları 132,2 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir. Finansal olmayan kuruluşlar 95,4 milyar ABD doları ile uzun vadeli özel sektör dış borç stoku içinde en büyük paya sahip olmuştur. Özel sektör kuruluşların toplam dış borçları, 2002 yılında 43,9 Milyar dolar iken; 2003 yılında 50,2 Milyar dolara, 2004 yılında 65,7 Milyar dolara, 2005 yılında 86,0 Milyar dolara, 2006 yılında 122,1 Milyar dolara, 14 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) 2007 yılında 162,3 Milyar dolara, 2008 yılında 189,2 Milyar dolara, 2009 Eylül itibariyle 176,3 Milyar dolara, ulaşmıştır. Özel sektör iç borçları da hızla artmaktadır. Merkez bankası verilerine göre; Özel sektör kuruluşlarımızın borçları dış borçlardan ibaret olmayıp, bankaların 2009 Ekim ayında (Mevduat Bankaları 270 Milyar 645 milyon TL, Katılım ve Yatırım Bankaları 6 Milyar 495 milyon TL) firma bazında nakdi krediler ve tasfiye olunacak krediler toplamı da, 2002 yıl sonunda 34 Milyar 215 milyon YTL iken, 2003 yıl sonunda 51 Milyar 349 milyon YTL’ye, 2004 yıl sonunda 76 Milyar 300 milyon YTL’ye, 2005 yıl sonunda 121 Milyar 762 milyon YTL’ye, 2006 yıl sonunda 170 Milyar 431milyon YTL’ye, 2007 yıl sonunda 210 Milyar 732 milyon YTL’ye, 2008 yıl sonunda 265 Milyar 629 milyon YTL’ye, 2009 Ekim itibariyle 277 Milyar 141 milyon TL’ye, ulaşmıştır. MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİ 2009 yılı Ocak-Kasım itibariyle Merkezi Yönetim Bütçesi kümülatif gerçekleşmeleri çerçevesinde bütçe giderleri, bütçe gelirleri, bütçe dengesi ve faiz dışı fazla aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. Merkezi Yönetim Bütçesi Merkezi yönetim bütçesi Ocak-Kasım 2008 döneminde 8 milyar 272 milyon TL açık vermiş iken OcakKasım 2009 döneminde 46 milyar 356 milyon TL açık vermiştir. 15 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) 2008 yılının Ocak-Kasım döneminde 40 Milyar 518 milyon TL olarak gerçekleşen faiz dışı fazla 2009 yılının aynı döneminde 5 Milyar 803 milyon TL olmuştur. 2008 yılı Ocak-Kasım döneminde 202 Milyar 030 olarak gerçekleşen bütçe giderleri, 2009 yılının aynı döneminde yüzde 18,6 oranında artarak 239 Milyar 542 milyon TL olmuştur. 2008 yılın OcakKasım öneminde bütçe giderleri gerçekleşme oranı yüzde 89,0 iken, bu yılın aynı döneminde söz konusu oran yüzde 92,4 olmuştur. Merkezi Yönetim Bütçe Gerçekleşmeleri Milyon TL Bütçe Giderleri - Faiz Hariç Giderler - Faiz Giderleri Bütçe Gelirleri - Vergi Gelirleri Bütçe Dengesi Faiz Dışı Denge 2008 Ocak-Kasım Yıllık 227.031 176.369 50.661 209.598 168.109 17.432 33.229 Gerç. % 202.030 153.240 48.791 193.758 156.073 8.272 40.518 227.031 176.369 50.661 209.598 168.109 17.432 33.229 Yıllık 259.156 201.656 57.500 248.758 202.090 10.398 47.102 2009 Ocak-Kasım Değişim Gerç. % % 239.542 187.383 52.159 193.186 154.247 46.356 5.803 92,4 92,9 90,7 77,7 76,3 445,8 12,3 18,6 22,3 6,9 -0,3 -1,2 460,4 -85,7 BÜTÇE AÇIĞI 2009 OCAK-KASIM DÖNEMİNDE % 445,8 ARTTI Merkezi Yönetim Bütçe açığı 2009 Ocak-Kasım döneminde 46 Milyar 356 Milyon TL’ye yükseldi. Bu sonuç hedeflenen yıllık bütçe açığının (35.958 Milyar TL) yılın ilk onbir ayında dört katını aşmıştır. Bütçe giderleri % 18,6 artarken, bütçe gelirlerinde % -0,3 azalış oldu. Faiz giderleri de % 6,9 artarak, 48 Milyar 791 Milyon TL’den, 52 Milyar 159 Milyon TL’ye çıkmıştır. Vergi gelirleri % 1,2 azalarak, 156 Milyar 073 Milyon TL’den, 154 Milyar 247 Milyon TL’ye geriledi. 16 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Özetle; Geçen yıl ilk onbir ayda 202 Milyar 030 milyon TL olan bütçe giderleri bu yılın ilk onbir ayında 239 Milyar 542 milyon TL çıkmıştır. Geçen yıla göre yüzde 18,6 artış vardır. Bütçe gelirleri ise yüzde -0,3 düzeyinde azalmış ve 193.758 Milyar TL’den 193.186 Milyar TL’ye düşmüştür. Bu durumda bütçe açığı büyümüştür. Geçen yılın onbir ayında 8 Milyar 272 Milyon TL fazla verilmişken bu yılın aynı döneminde 46 Milyar 356 milyon TL olmuştur. Açıktaki artış % 445,8 düzeyindedir. Yıllık bütçe açığı hedefinin tamamı, onbir ayda dört katını aşmıştır. Faiz dışı fazla 40.518 Milyar TL den 5.803 Milyar TL’ye inmiştir. Buradaki daralma ise yüzde 85,7 düzeyindedir. Bütçeyi bu duruma getiren üç nedenden biri, Faiz giderleri 2009 yılı Ocak-Kasım döneminde 2008 yılının aynı dönemine göre yüzde 6,9 oranında artış göstererek 52 milyar 159 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Böylece faiz harcamaları için bütçede öngörülmüş olan 57 milyar 500 milyon TL ödeneğin yüzde 90,7’si bu dönemde kullanılmıştır. Bütçeyi bozan ikinci etken, vergi gelirlerindeki yüzde 1,2’lik azalmadır. Bu durumun oluşmasında kriz etkili olmuştur. Bir de yerel seçim, harcamaları da etkiledi. 2009 bütçesini yıkan faiz dışı harcamaları yüzde 21,6 artırdı. Dünya ekonomisinin 2009 yılında yüzde 1,7 ila 2,8 oranında daralması beklenirken 2008 yılının son çeyreğinde yüzde 6,5 oranında daralan Türkiye ekonomisinde 2009 yılının ilk çeyreği için açıklanan yüzde 13,8 küçülme rakamı, yüzde 14,7 olarak revize edildi. NisanMayıs-Haziran dönemini kapsayan ikinci çeyrekte yüzde 7,9, üçüncü çeyrekte ise 3,3’lük küçülme meydana geldi. “Teğet geçti.” denen kriz dünyada ilk sıralarda ülkemizi etkilemiştir. 17 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Borçlanma limitindeki bu olağanüstü artış bizlere, yedi yıllık AKP Hükümetinin maliye politikasının iflas ettiğini, mali disiplinin yerle bir olduğunu, gerçekçi bir bütçe yapamadığını ve uygulayamadığını göstermektedir. Ekonomik krizin teğet geçmediğini, ekonomide ağır tahribata yol açtığını ancak Hükümet tarafından gerekli ve yeterli tedbirlerin alınmadığını göstermektedir. “Mevcut duruma göre 2009 yılı bütçesinin gelir gider tahminlerinin gerçeklerden çok uzak olduğu ortadadır.” 2009 yılının sekiz ayında bütçe açığında yüzde 300’e varan bir hedef sapması söz konusudur. Dolayısıyla 2009 yılı bütçesinin acilen revizyona tabi tutulmasına yarar vardır. Hükümet TBMM’ye bütçenin bir an önce ek bütçe sunarak bu bütçenin yasalaştırılmasını sağlamalıdır. Maliye Bakanlığı, 2010 bütçesi için düğmeye bastı... 2010 Bütçesi TBMM’ye sunuldu. Plan Bütçe Komisyonunda görüşmeler başladı. 2010 Merkezi Yönetim Bütçe Tasarısı (Milyon TL) 18 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) 2010 MERKEZİ YÖNETİM TAHMİNİ BÜTÇE DENGESİ-TASARISI GENEL BÜTÇE GELİRLERİ Vergi Gelirleri Vergi Dışı Gelirler (Milyon TL) 236.794 193.324 43.470 GENEL BÜTÇE GİDERLER Personel Giderleri Sosyal Güvenlik kurumlarına Devler Prim Giderleri Mal ve Hizmet Giderleri Faiz Giderleri Cari Transferler Sermaye Giderler Sermaye Transferleri Borç Verme Yedek Ödenekler 286.928 60.349 11.110 25.186 56.750 102.173 18.928 3.426 6.903 2.103 BÜTÇE ACIĞI FAİZ DIŞI FAZLA 50.134 6.616 KAMU YATIRIMLARI Yatırım harcamaları AKP döneminde düşmüştür. DPT’ye göre 2002 yılında 9 Milyar 835 Milyon YTL olan toplam yatırım harcamaları (mahalli idareler yatırımları hariç) 2002 yılı fiyatlarıyla deflete edildiğinde; 2003 yılında 7 Milyar 574 milyon YTL, 2004 yılında 7 Milyar 278 milyon YTL, 2005 yılında 9 Milyar 829 milyon YTL, 2006 yılında 10 Milyar 647 milyon YTL, 2007 yılında 10 Milyar 378 milyon YTL, 2008 yılında 10 Milyar 406 milyon YTL, 2009 yılında (Planlanan) 13 Milyar 086 milyon TL olmuştur. AKP bütçedeki cari harcamaların oranını artırırken yatırım harcamalarını düşürmüştür. Altyapı yatırımı yapılmamakta kalkınma feda edilmektedir. 19 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) İLLERDE YAPILAN YATIRIMLAR Devletin yatırımlarını devlet adına izlemekle görevli DPT rakamlarına göre 2002 fiyatlarıyla deflate edildiğinde; 81 ile yapılan toplam yatırım tutarı 2002 yılında 15.533.564 bin YTL iken, 2003 yılında 12. 776.714 bin YTL’ ye 2004 yılında 11. 611.359 bin YTL’ ye 2005 yılında 13. 040.267 bin YTL’ ye 2006 yılında 13 040 658 bin YTL’ ye, 2007 yılında 12 306 401 bin YTL’ ye, 2008 yılında 13 687 532 bin YTL’ye 2009 yılında (Planlanan) 16 687 238 bin TL olmuştur. DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLAR 2007 yılında 19.136 milyon Doları olan uluslararası doğrudan yatırım girişinin 11.662 milyon doları mali aracı kuruluşlardan kaynaklanmıştır. 2008 yılında giriş yapan 18 Milyar 315 milyon dolarlık yatırımın 6 Milyar 069 milyon doları mali aracı kuruluşların faaliyetleri, 3 Milyar 924 milyon doları imalat sanayi’nden kaynaklanmıştır. 2009 Ocak-Ekim dönemi giriş yapan 6 Milyar 622 milyon dolarlık yatırımın, 312 milyon doları mali aracı kuruluşların faaliyetleri, 1 Milyar 327 milyon doları imalat sanayiinden geldi. Geçen yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında mali aracı kuruluşların faaliyetleri 5 Milyar 109 milyon dolar, imalat sanayi yatırımları 2 Milyar 048 milyon dolar azaldı. Doğrudan Yatırımlarda Azalmayla Birlikte, Kar Transferi Azaldı, 20 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Doğrudan yatırımlarda kar transferleri 2000 yılında 300 milyon dolar düzeyinde gerçekleşirken, 2002'de 401 milyon dolara, 2003 yılında 643 milyon dolara yükselmişti. 2004 yılıyla birlikte belirgin bir şekilde artan kar transferleri, doğrudan yatırımlarda 1 milyar 43 milyon dolara ulaşmıştı. Doğrudan yatırımlarda kar transferi 2005’te 1 milyar 51 milyon, 2006’da 1 milyar 182 milyon ve 2007 yılında 2 milyar 208 milyon dolara çıktı. 2008 yılı sonunda ise 2 milyar 738 milyon dolarlık bir kar transferi yaşandı. Bu gelişmelerle doğrudan yatırımlarda 2003 başından bu yana gerçekleşen toplam kar transferi 11 milyar 240 milyon dolar düzeyine çıktı. 2009 yılı Ocak-Kasım döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 91.7 azalarak 35 milyar 613 milyon dolardan 2 milyar 936 milyon dolara geriledi. Doğrudan yatırımlar kalemi altında, Türkiye'deki yabancı sermayeli şirketlerin yurtdışındaki ortaklarından kullandıkları kredileri ve yurtdışında yerleşik kişilerin Türkiye'de gerçekleştirdikleri gayrimenkul alımlarını da içeren yurtdışında yerleşik kişilerin yurtiçinde yaptıkları net yatırımlar, 2008 yılı OcakKasım döneminde 17 milyar 31 milyon dolar olarak gerçekleşirken, 2009 yılının aynı döneminde yüzde 59.2 azalışla 6 milyar 956 milyon dolar oldu. 2009 yılında kriz nedeniyle doğrudan sermaye girişi geçen yıla göre azalırken, “doğrudan” yatırımlardan elde edilen karlardan yapılan transferlerin de son bir yılda azaldığı gözlendi. 2008 yılının OcakKasım dönemine göre yüzde 3.5 azalarak net 6 milyar 999 milyon dolar oldu. Yatırım geliri kaleminin altında büyük ölçüde kar transferlerinden oluşan doğrudan yatırımlardan gerçekleşen net çıkış, sırasıyla yüzde 11.1 azalışla 2 milyar 169 milyon dolara geriledi. Yabancı Yatırımcıların Türkiye’den Kar Transferleri Yabancılar, bu dönemde Türkiye’deki doğrudan yatırımlarından elde ettiği karın 11 Milyar 287 milyon dolarını, portföy yatırımlarından kazandığının da 23 Milyar 326 milyon dolarını götürdü. Yabancı 21 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) yatırımcılar son 8,5 yıllık dönem içinde Türkiye’deki yatırımlarından elde ettiği toplam 35.6 Milyar dolarlık getiriyi kendi ülkelerine transfer etti. Anka Ajansı’nın Merkez Bankası rakamlarından yazdığı habere göre yabancı yatırımcıların, 2002 başından 2009’un Kasım sonuna kadar olan dönemde Türkiye’deki doğrudan yatırımlarından yaptıkları kar transferleri ile sıcak para olarak gelen dış sermayenin portföy yatırımlarından elde ettiği getirilerden ülkelerine aktardığı tutarın toplamı 35 Milyar 613 milyon dolara ulaştı. Yabancı yatırımcıların kendi ülkelerine aktardıkları kaynağın 11 Milyar 287 milyon dolarlık kısmı doğrudan yatırımlarından elde ettiler. Yaklaşık 23 Milyar 326 milyon dolarlık kar transferi ise yabancı yatırımcıların borsa, devlet iç borçlanma senetleri gibi finansal araçlara yaptıkları portföy yatırımlarından kaynaklandı. Yabancı Yatırım 18 Milyar $’a indi, stok 75 Milyar dolar eridi Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü’nün UNCTAD 2009 dünya yatırım raporuna göre Türkiye uluslar arası doğrudan yatırım stoku açısından 40’ıncı sırada yer aldı. Bunda da dünyada varlık değerlerinin düşüş trendine girmesi etkili oldu. Türkiye’nin 2007 yılında 145 Milyar dolar olan stok değeri, 2008’de 69.9 Milyar dolara indi. Yatırım stokunun milli gelire oranı ise 2008 yılında yüzde 22 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) 22,2’den yüzde 9,6’ya geriledi. YASED Başkanı, “Ben bu verileri doğrudan yabancı yatırımın geri çekilmesi olarak okumuyorum. Bence bunda yerli yatırım oranındaki artışın da etkisi var” dedi. Listede ilk 3 sırada yer alan ABD, Fransa ve İngiltere, 14.9 trilyon dolarlık yabancı doğrudan yatırım stokunun yüzde 30,4’ünü elinde bulundurdu. Dünya’da 20’nci oldu * Türkiye 2008 yılında çektiği 18 Milyar dolarlık Uluslar arası Doğrudan Yatırım (UDY) ile dünya sıralamasında 20’nci oldu. * Giren yatırımda yaşanan 4 Milyar dolarlık düşüşe rağmen, dünya sıralamasında 5 sıra birden yükselmeyi başardı. * Uluslararası doğrudan yatırım 2007 yılında 22 Milyar dolar olarak gerçekleşmişti. * Dünya genelinde de uluslar arası doğrudan yatırım girişleri, önceki yıla oranla yüzde 14’lük düşerek 1.7 trilyon dolara geriledi. YABANCILAŞMA AKP iktidarı özelleştirme yerine yabancılaştırmayı, milli kalkınma modeli yerine uluslar arası pazar olma yolunu tercih etmiştir. Yabancı yatırımlar AKP’nin ithalata dayalı ekonomi politikasına uyumlu bir şekilde toptan perakende ticareti alanında yoğunlaşmış ve 1954-2003 yılları arasında 2,282 olan sayı, 2004 yılından 2009 Ekim ayına kadar olan dönemde 4,582 yabancı toptan ve perakende ticareti şirketi ülkemizde yatırım yapmıştır. Telekomünikasyon sektörü tamamen yabancılaştırılmıştır. Türk telekomünikasyon sektöründe Türk Telekom’un Öger’e, Telsim’in Vadafon’a, Aycell + Aria (AveA) İtalyan ve Öger’e satılması, Türkcell’in hisselerinin Alfa grubunun almasıyla bu stratejik sektörde yabancılaştırma tamamlanmıştır. 23 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Türk bankacılık sektöründe Şekerbank, Denizbank, Demirbank, Dışbank, Tekfenbank, Garanti Bankası, Finansbank, TEB, Akbank, Koç Bank, MNG Bank, CBank, Türkiye Finans, Oyakbank ve Yapı kredi Bankasının çoğunluk veya önemli oranlardaki hisseleri yabancı bankalara satılmıştır. İMKB yabancılaştırılmış, yerli yatırımcıların borsadaki payları yüzde 33’e inmiştir. AKP döneminde 3,304 yabancı şirket ile ikinci sırayı gayrimenkul şirketleri almıştır. İşte YABANCILAŞMADA AKP gerçekleri; *Türk Telekom, Arap'ın... *Telsim, İngiliz'in... *Kuşadası Limanı, İsrailli’nin... *İzmir Limanı, Hong Konglu'nun... *Araç muayene işi, Alman'ın... *Başak Sigorta, Fransız’ın... *Adabank, Kuveytli'nin... *İETT Garajı, Dubaili'nin... *Avea, Lübnan ve İtalya’nın… *Rakı, Amerikalı'nın... *Finansbank, Yunanlı'nın... *Oyakbank, Hollandalı’nın... *Denizbank, Fransız ve Belçikalı'nın... *Türkiye Finans, Kuveytli'nin... *TEB, Fransız'ın... *Cbank, İsrailli'nin... *MNG Bank, Lübnanlı'nın... *Alternatif Bank, Yunanlı'nın... *Dışbank, Hollandalı ve Belçikalı'nın... *Şekerbank, Kazak'ın... *Yapı Kredi'nin yarısı, İtalyan'ın... *Turkcell'in yarısı, Finli'nin + Rus'un... *Beymen'in yarısı, Amerikalı'nın... *Enerjisa'nın yarısı, Avusturyalı'nın… *Garanti'nin yarısı, Amerikalı'nın... *Eczacıbaşı İlaç, Çek'in... *İzocam, Fransız'ın... *TGRT(Fox), Amerikalı'nın... *Demirdöküm, Alman'ın... *Döktaş, Fransız'ın... *Süper FM, Kanadalı'nın... * Demirbank, İngiliz’in... *Petkim Ermeni’nin *Akbank’ın bir bölümü Amerikali’nin *AVM/Alışveriş merkezleri ve marketlerin nerdeyse tamamı yabancıların Daha Yüzlercesi, Hepsi TÜRK’tü! Sadece 7 yıl önce... 24 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) ÖZELLEŞTİRME Özelleştirmeyi, Devletin sahip olduğu değerli varlıkları haraç-mezat şekline ucuza satmak olarak algılayan AKP hükümeti 2002 sonuna kadar 17 yılda yapılan yaklaşık 8 Milyar Dolar özelleştirmeye karşın, 7 yılda, 34 Milyar 483 milyon Dolar özelleştirme gerçekleştirmiştir. 1986 yılından itibaren 270 kuruluştaki kamu hisseleri, 22 yarım kalmış tesis, 524 taşınmaz, 8 otoyol, 2 boğaz köprüsü, 103 Tesis, 6 Liman, şans oyunları lisans hakkı ile Araç Muayene İstasyonları özelleştirme kapsamına alınmıştır. Halen özelleştirme kapsamında 2, kapsam ve programda 17 olmak üzere toplam 19 kuruluş bulunmaktadır. Bu kuruluşların 11 tanesinde % 50’nin üzerinde kamu payı vardır. Söz konusu 2 kuruluşun programa alınması yönündeki çalışmalar sürdürülmektedir. Bunun yanısıra, özelleştirme kapsamında 192 taşınmaz, 77 tesis, 5 liman, 8 otoyol, 2 boğaz köprüsü, şans oyunları lisans hakkı da yer almaktadır. Özelleştirme idaresince (TMSF, Diğer kurumlar, Onay ve Sözleşme aşamasında olanlar hariç) 1986’dan bu yana Türkiye 38 Milyar 612 Milyon 694 bin 183 dolarlık varlığını özelleştirmiştir. 2002 yılı esas alındığında; özelleştirme işlemleri şu şekilde ifade edilebilir. 1986 - 2009 DÖNEMİ GERÇEKLEŞTİRİLEN ÖZELLEŞTİRME İŞLEMLERİ 1986 – 2007 ($) 2008 ($) 2009 ($) TOPLAM ($) - Blok Satış 18.159.166.639 2.040.000.000 0 20.199.166.639 - Tesis/Varlık Satışı 4.821.223.576 2.256.200.287 2.270.211.611 9.347.635.474 - Halka Arz 5.180.202.610 1.911.000.000 0 7.091.202.610 - 1.261.053.768 0 0 1.261.053.768 - İMKB'de Satış Yarım Kalmış Tesis Satışı 4.368.792 0 0 4.368.792 - Bedelli Devirler TOPLAM 615.730.069 89.923.687 3.613.144 709.266.900 30.041.745.454 6.297.123.974 2.273.824.755 38.612.694.183 * 1995 uygulamalarına METAŞ'ın rehinli hisse satışı olan 57.900.000 $ dahil değildir. 25 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) YÖNTEMLER İTİBARİYLE ÖZELLEŞTİRME İŞLEMLERİ Halka Arz %19 IMKB'de Satış Bedelli Devir %3 %2 Blok Satış %53 Tesis ve Varlık Satışı %23 Toplam Özelleştirme Miktarı (Milyon $) 1985-2002 2003-2009 1985-2009 Özelleştirme Toplam 7.996 30.617 38.612 Onay ve Sözleşme Aşamasında Olan 2009 Genel Toplam 3.867 42.479 Onay ve sözleşme aşamasında bulunan özelleştirmeler toplamı olan 3 Milyar 867 Milyon Dolarlık miktarda dahil edildiğinde 2009 yılı Kasım itibariyle 38,612 + 3.867 = 42.479 Milyar dolar özelleştirme toplamı oluşacaktır. Bunun AKP dönemine isabet eden kısmı 42,479 – 7,996 = 34,483 Milyar dolar dır. 2009 Kasım ayı itibariyle 1,98 Milyar ABD doları gelir elde edilirken, ihalesi tamamlanmış ancak henüz devir işlemi yapılmamış işlemlerden de 3.867 Milyar ABD doları bekleniyor. 2008’in başından itibaren satış veya devir işlemleri tamamlanan özelleştirme gelirleri 6,3 milyar doları buldu. İhalesi Tamamlanmış Onay ve Sözleşmesi İmza Aşamasındaki Projeler TOPLAM Satış Devir Bedeli ($) 1.978.989.398 1.888.000.000 3.866.989.397 26 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) 2008 yılında Pektim Petrokimya Holding AŞ’nin özelleştirme işleminden 2 milyar 40 milyon dolar Tekel ve Sigara Sanayi işletmeleri ve Ticaret AŞ’nin devir bedelinin de içinde yer aldığı tesis ve varlık satış veya devrinde toplam 2 milyar 256 milyon dolar, Türk Telekom’un halka arzından 1 milyar 911 milyon dolar, bedelli devir işletmelerinden ise 89,2 milyon dolar gelir elde edildi. Diğer işlemlerle birlikte AKP döneminde toplam 50 Milyar dolar satış yapıldığı tahmin ediliyor. Öte yandan, ihalesi tamamlanmış onay ve sözleşmesi imza aşamasındaki kuruluşlar arasında; 2009 Kasım ayından itibaren satış veya devir işlemleri tamamlanan özelleştirme gelirleri 1,98 Milyar doları buldu. Öte yandan, ihalesi tamamlanmış onay ve sözleşmesi imza aşamasındaki kuruluşlar arasında TCDD’ye ait İzmir, Derince, Bandırma ve Samsun limanları ile Meram Elektrik Dağıtım A.Ş. ve Aras Elektrik Dağıtım A.Ş. var . Sümer Holding AŞ’ye ait Adıyaman taşınmazı ve Tekel ve Sigara Sanayi İşletmeleri’ne ait Ayvalık Tuzlası da ihalesi tamamlanmış onay ve sözleşmesi imza aşamasındaki kuruluşlar arasındadır. AKP hükümeti tarafından 2009 yılında da Milli Piyango, Köprü ve Otoyolların özelleştirilmesi planlanmaktadır. 27 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Ayrıca AKP hükümeti, "Babalar gibi satarım" anlayışını sürdürürken, özelleştirmeler bu yılda bütün hızıyla sürecek. ÖİB Başkanı, önümüzdeki dönemde, BOTAŞ, MKEK, TKİ gibi kamu varlıklarının özelleştirilebileceğini açıkladı. ÖİB Başkanı, "Krizin etkileri ortadan kalkmaya başladıktan sonra, sisler dağıldıktan sonra”, yeni kuruluşların özelleştirme portföyüne dahil edilmesi planlanmaktadır. Özelleştirme portföyüne alınacak kuruluşlarla ilgili çalışmaları sürekli yaptıklarını belirten ÖİB Başkanı, dünya ekonomisinde yaşanan krizin bu tür değerlendirmelerin ertelenmesine neden olduğunu belirten ÖİB Başkanı, bu özelleştirmelerin tamamının Özelleştirme İdaresi Başkanlığı portföyünde yapılmasının söz konusu olmayabileceğini belirtti. VERGİ YÜKÜ AKP, vergi oranlarını yükseltmiş, alınan vergilerde enflasyonun çok üstünde artışlar yapmıştır. Neticede kişi başına düşen vergi 2002 yılında 857 YTL iken 2005 yılında % 72 oranında artarak 1 475 YTL’ye, 2007 yılında ise % 152 oranında artarak 2 165 YTL’ye, 2008 yılı da 2 381 YTL’ye, 2009 Kasım itibariyle 2 157 TL’ye ulaşmıştır. AKP Dolaylı Vergileri de Artırarak Vatandaşı Ezmiştir; AKP hükümeti döneminde; kazanç üzerinden vergi alınmasını sağlayan doğrudan vergiler düşmüş, tüketim üzerinden alınan dolaylı vergiler artmıştır. AB ülkelerinde doğrudan vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı % 35’ken, AB’ye uyum iddiasında olan AKP hükümeti döneminde 2005 yılında tersine, doğrudan vergiler % 27,2 ye düşmüş, sabit/düşük gelirlileri ezen bir vergi türü olan dolaylı vergiler % 72,8’e ulaşmıştır. 2008 yılında 168.087 milyon YTL olan toplam vergiler içersinde doğrudan vergiler miktarı 59.021 milyon YTL 28 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) olurken, dolaylı vergiler miktarı 109.066 milyon YTL’dir. Toplam vergiler içindeki oranları, doğrudan vergiler % 35,1, dolaylı vergiler ise % 64,9 olmuştur. 2008 yılı Ocak-Kasım döneminde 156 milyar 073 milyon TL vergi tahsilatı yapılmışken, 2009 yılının aynı döneminde yüzde 1,2 oranında bir azalışla 154 milyar 247 milyon TL vergi tahsil edilmiş ve yılsonu bütçe hedefinin yüzde 76,3’ü bu dönemde gerçekleştirilmiştir. Vergi türleri itibariyle 2009 Ocak-Kasım dönemi gerçekleşmelerine bakıldığında; geçen yılın aynı dönemine göre Gelir Vergisinde yüzde 3.4, Harçlar yüzde 8.7 ve ithalatta meydana gelen azalışa paralel olarak İthalde Alınan Katma Değer Vergisinde yüzde 17 oranında azalış meydana gelirken Kurumlar Vergisi yüzde 6.3, Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi yüzde 10.8, Dahilde Alınan Katma Değer Vergisi yüzde 11.4, Özel Tüketim Vergisi yüzde 2.6, Damga Vergisi binde 8 ve diğer vergiler tahsilatı ise yüzde 2,4 oranında artış göstermiştir. 2009 Ocak-Kasım döneminde 154.247 milyon TL olan toplam vergiler içersinde doğrudan vergiler miktarı 51.374 milyon TL olurken, dolaylı vergiler miktarı 102.873 milyon TL’dir. Toplam vergiler içindeki oranları, doğrudan vergiler % 33,3, dolaylı vergiler ise % 66,7 olmuştur. 29 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Pek çok gelişmiş ülkede vergi gelirleri içinde Dolaylı Vergilerin oranının yüzde 20-30 arasında iken Türkiye’de maalesef bu oranın yüzde 70’lere dayanmaktadır. Dolaylı Vergilerin en adaletsiz verdilerdir çünkü vergi adaletinin sağlanabilmesi için az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi almak gerekmektedir. Dolaylı vergileri gelir düzeyi ne olursa olsun tüm tüketiciler aynı miktarda ödemektedir. Dolaylı vergiler, alınan mal veya hizmetin içindedir. Katma değer vergisi, özel tüketim vergisi gibi vergiler asgari ücretliden de, gelir düzeyi yüksek kişilerden de aynı miktarda alınmaktadır. Toplam vergi gelirleri içersinde dolaylı vergilerin payının halen çok yüksek olduğu düşünüldüğünde ÖTV ve KDV artışları gelir dağılımını daha da bozacak ve geniş kitlelerin yoksulluğunu arttıracaktır. Dolaylı vergiler ile istihdam üzerindeki vergiler birlikte değerlendirildiğinde durum ülkemiz açısından azımsanmayacak düzeyde olumsuzluklar içermektedir. Maliye Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye OECD ülkeleri içinde sosyal güvenlik primleri dahil dolaylı vergi gelirlerinin toplam vergi gelirleri içindeki payı açısından Meksika’dan sonra yüzde 47,8 ile ikinci sıradadır. Yine Türkiye OECD ülkelerinde sosyal güvenlik primleri hariç dolaylı vergi gelirlerinin toplam vergi gelirleri içendeki payı açısından da Meksika ve Slovenya’dan sonra yüzde 65 ile üçüncü sıradadır. Bu yapılanma, ülkemizde uygulanan vergi politikalarının gelir dağılımını bozan ve istihdam yaratmayı engelleyen özellikte olduğunu göstermektedir. AKP İktidarında Vergi Tabanı Daralmıştır; AKP iktidarında vergi tabanı daralmıştır. Toplam mükellef sayısı 2002 yılının Aralık ayında 8 Milyon 425 bin iken, 2006 yılının Aralık ayında 8 Milyon 155 bine, 2008 yılında da 6.096.888’a inmiştir. 2009 yılı Aralık döneminde faal durumdaki gelir vergisi mükelleflerinin sayısı bir önceki yıla göre 1 milyon 701 bin 865’den 1 30 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) milyon 683 bin 308’e, katma değer vergisi (KDV) mükelleflerinin sayısı da 2 milyon 266 bin 053’den 2 milyon 249 bin 950’ye düştü. Küçük esnafın oluşturduğu basit usule tabi mükelleflerin sayısı da 744 bin 188’den 739 bin 092’ye kadar geriledi. Kurumlar vergisi mükellefi olan faal işletme sayısı da 640 bin 679’dan 640 bin 786’ya çıkmıştır. Ancak bütün bu çabalara karşın son 7 yılda toplam mükellef sayısında 296 bin 272 adet azalma meydana geldi. 2002 yılında 6 milyon 449 bin 485 olan gelir, KDV, kurumlar, gayrimenkul sermaye iradı ve basit usule tabi mükellef sayısı, 2009 Aralık itibariyle 6 milyon 153 bin 213'e geriledi. Buna karşılık bu dönemde Türkiye nüfusu 66,8 milyondan 71,5 milyona çıktı. TOPLAM MÜKELLEF SAYISI Mükellef Grupları Gelir Vergisi GMSİ Basit Usul KDV Kurumlar Vergisi Toplam 2002 2008 2009 Aralık 1.729.260 1.701.865 1.683.308 436.479 744.103 840.077 810.167 744.188 739.092 2.887.598 2.266.053 2.249.950 585.981 640.679 640.786 6.449.485 6.096.888 6.153.213 2009 YILI VERGİLERİ; Maliye bakanlığınca belirlenen yeniden değerlendirme katsayılarına göre 2009 yılında emlak vergileri % 6 oranında diğer vergi ve cezalar % 12 oranında arttırılmıştır. Buna göre; 2009 Yılı Gelir Vergisi Tarifesi 8.700 TL'ye kadar yüzde 15 22.000 TL'nin 8.700 TL'si için 1.305 TL, fazlası yüzde 20 50.000 TL'nin 22.000 TL'si için 3.965 TL, fazlası yüzde 27 50.000 TL'den fazlasının 50.000 TL'si için 11.525 TL, fazlası yüzde 35 oranında vergilendirilecek. 31 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) 2010 yılı Gelir Vergisi Tarifesi 8.800 TL'ye kadar yüzde 15, 22.000 TL'nin 8 bin 800 TL'si için 1.320 TL, fazlası için yüzde 20, 50.000 TL'nin 22.000 TL'si için 3.960 TL, fazlası için yüzde 27, 50.000 TL'den fazlasının 50.000 TL'si için 11.520 TL, fazlası için yüzde 35 olarak yeniden belirlendi. İŞSİZLİK VE İSTİHDAM “Çalışma hakkı ve ödevi Anayasa Madde 49-Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır.” 7 yıldan bu yana iktidar olan AKP hükümetleri TBMM de büyük bir çoğunlukla temsil edilmesine ve tek başına iktidar olmasına rağmen her alanda olduğu gibi ekonomide de başarısızlığa uğramıştır. Ekonomik önlemlerin yetersiz olduğu ve sürdürülen ekonomik politikaların doğru olmadığı yönündeki bütün ikazlara kulak tıkayan AKP hükümetlerinin yaptıkları uygulamalar sonunda ekonomimiz iflasa sürüklenmiştir. Üretimden uzaklaştırılan ülkemizin eninde sonunda varacağı yerin işsizliğin tavan yaptığı, yoksulluğun yaygınlaştığı vahim bir nokta olacağı önceden belli idi. MHP olarak defalarca bu konularda yaptığımız uyarılar maalesef hükümetçe dikkate alınmamıştır. Kamu İstihdamı Maliye Bakanlığı tarafından derlenen verilere göre 2009 yılı III. Döneminde toplam kamu istihdamı 2 milyon 977 bin kişi oldu. 32 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Ekim 2009 döneminde çalışma çağındaki nüfus geçen yılın aynı dönemine göre 860 bin kişi artmıştır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), her ay kamuoyuna duyurduğu Hanehalkı İşgücü Araştırması 2009 Ekim Dönemi Sonuçlarına göre; 2009 yılı Ekim döneminde Türkiye'de kurumsal olmayan nüfus bir önceki yılın aynı dönemine göre 813 bin kişilik bir artış ile 70 milyon 773 bin kişiye, kurumsal olmayan çalışma çağındaki nüfus ise 860 bin kişi artarak 51 milyon 933 bin kişiye ulaşmıştır. Ekim 2009, İşsizlik oranı % 13 iken, tarım dışı işsizlik oranı % 16,4’dur. Türkiye genelinde işsiz sayısı geçen yılın aynı dönemine (2008) göre 569 bin kişi artarak 3 milyon 299 bin kişiye yükselmiştir. İşsizlik oranı ise 1,8 puanlık artış ile % 13 seviyesinde gerçekleşmiştir. Kentsel yerlerde işsizlik oranı 2,5 puanlık artışla % 15,5, kırsal yerlerde ise 0,6 puanlık artışla % 8,2 olmuştur. Türkiye'de tarım dışı işsizlik oranı geçen yılın aynı dönemine göre 2,4 puanlık artışla % 16,4 seviyesinde gerçekleşmiştir. Bu oran erkeklerde geçen yılın aynı dönemine göre 2,2 puanlık artışla % 14,7, kadınlarda ise 2,3 puanlık artışla % 22 olmuştur. 25.000 20.000 15.000 10.000 5.000 İstihdam ve İşsizlik Oranı 6 11,0 4 1 4 10,5 7 4 9 4 4 10,3 9 8 9 10,3 5 5 7 3 1 . 10,3 .0 9 9,9 .1 9,9 .1 .1 .1 . 2 1 1 1 0 2 6 2 8 2 2 9 1 2 5 3 1 2 8 8 2 7 8 2 9 4 .8 .9 .3 .5 .2 .5 .1 3 3 4 5 5 5 6 1 1 1 1 1 1 1 13 11,2 7 6 5 . 1 2 2 9 .2 6 1 9 1 0 .2 2 8 4 .4 6 1 0 13,5 11,5 9,5 7,5 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 Tarım Dışı İstihdam Toplam İstihdam 2008 2009 Ekim Ekim 33 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) İşgücü durumu (Ekim) Kurumsal olmayan nüfus (000) TÜRKİYE KENT 2008(*) 2009 2008(*) 2009 KIR 2008(*) 2009 69 960 70 773 48 464 48 857 21 496 21 916 15 ve daha yukarı yaştaki nüfus (000) 51 073 51 933 35 813 36 284 15 260 15 649 İşgücü (000) 24 297 25 319 16 337 16 854 7 960 8 465 21 567 22 019 14 211 14 249 7 356 7 770 2 730 3 299 2 125 2 605 605 695 İşgücüne katılma oranı (%) 47,6 48,8 45,6 46,4 52,2 54,1 İstihdam oranı (%) 42,2 42,4 39,7 39,3 48,2 49,7 İşsizlik oranı (%) 11,2 13,0 13,0 15,5 7,6 8,2 Tarım dışı işsizlik oranı (%) 14,0 16,4 13,5 16,0 16,4 18,3 Genç nüfusta işsizlik oranı(1)(%) 21,8 24,0 24,0 26,6 17,1 18,5 26 776 26 614 19 477 19 430 7 299 7 184 İstihdam (000) İşsiz (000) İşgücüne dahil olmayanlar (000) (1) 15-24 yaş grubundaki nüfus Not: Rakamlar yuvarlamadan dolayı toplamı vermeyebilir. (*) 2008 Ekim dönemi sonuçları yeni nüfus projeksiyonlarına göre revize edilmiştir. TÜRKİYE Yıllara göre İşgücü Durumu 2006 2007 2008 2008 Ekim 2009 Ekim Kurumsal olmayan sivil nüfus (000) 68 133 68 925 69 549 69 960 70 773 15 ve daha yukarı yaştaki nüfus (000) 48 485 49 263 50 627 51 073 51 933 İşgücü (000) 23 250 24 400 23 561 24 297 25 319 İstihdam (000) 20 954 22 249 21 228 21 567 22 019 İşsiz (000) 2 295 2 151 2 333 2 730 3 299 İşgücüne katılma oranı (%) 48.0 49.5 46,5 47,6 48,8 İstihdam oranı (%) 43.2 45.2 41,9 42,2 42,4 İşsizlik oranı (%) 9,9 8,8 9,9 11,2 13,0 Tarım dışı işsizlik oranı (%) 12,6 11,6 12,3 14,0 16,4 Genç nüfusta işsizlik oranı(1) (%) 18,7 18,6 17,6 21,8 24,0 25 235 24 863 27 066 26 776 26 614 İşgücüne dahil olmayanlar (000) 34 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Ekonomik krizin etkilerini 2008 Eylül ayından sonra ciddi bir şekilde hissetmeye başlayan Türkiye’de, işsiz sayısındaki hızlı artış devam etmektedir. Her geçen gün işsiz sayısına çığ gibi yenileri eklenmektedir. İşteki Durum ve Ekonomik Faaliyete Göre İstihdam Edilenler 2008 ADNSK Toplam Nüfus Rakamları Kullanılmıştır) Toplam (bin kişi 15+) 2006 Yıllık Sayı Toplam Ücretli İşveren % 20.954 100 2007 Yıllık Sayı % 2008 Yıllık Sayı % 2008 Ekim Sayı 2009 Ekim Sayı % Kendi hesabına 21.228 100 21.567 100,0 22.019 100,0 10.338 49,3 12.250 59,9 12.969 61,1 13.122 60,8 13.319 60,5 1.127 5,4 1.178 5,8 1.186 5,6 1.293 6,0 1.224 5,6 4.923 23,5 4.502 22 4.350 20,5 4.382 20,3 4.449 20,2 Ücretsiz aile işçisi 3.065 Ekonomik faaliyetler 20.954 100 Tarım Sanayi İnşaat Hizmetler 5.713 27,3 4.908 24 4.135 19,7 4.289 21 12,8 2.770 21.228 100 21.567 5.059 23,8 5.275 4.399 20,7 4.471 1.189 5,7 5,5 1.234 9.918 20.443 100 14,6 2.513 12,3 2.723 20.443 100 12,8 3.026 13,7 100,0 22.019 100,0 24,5 5.571 25,3 20,7 4.269 19,4 5,8 1.320 6,1 47,3 10.115 49,5 10.538 49,6 10.501 48,7 1.381 6,3 1.130 10.796 49,0 Krizle birlikte baş gösteren daralma istihdam üzerindeki negatif baskısını artırırken, işten çıkarmaların etkisiyle 2008 döneminde işsiz sayısı 2 milyon 995 bin kişiye ulaşmıştı. Açıklanan Ekim 2009 rakamlarına göre bu rakam 3 milyon 299 bin kişiye ulaşmıştır. Bu rakam durumun vahametini net olarak ortaya koymaktadır. Ayrıca bu rakamların gerçek işsizliği tam olarak yansıtmadığı da unutulmamalıdır. Şubat 2009 döneminde % 16,1’le İşsizlik tavan yaptı; İşsizliğin tavan yaptığı ve işsizlik oranının, 2004’ün birinci çeyreğinden bu yana en yüksek düzeye ulaştığı Şubat 2009 döneminde % 16,1 olan resmi işsizlik oranı Türkiye’yi dünya işsizler liginde ilk 2 arasına soktu. Mart 2009 döneminde de % 15,8’le dünya işsizler liginde yerini korudu. Mayıs 2009’da % 13,6 olan işsizlik oranıyla üç 35 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) sıra gerileyerek dünya beşincisi oldu. Ekim 2009’da % 13’lük işsizlik oranıyla yerini korudu. Bir ayda 456 bin kişi işsiz kaldı Mevcut işsizlerin % 13,8’ini (456 bin kişi) bu dönemde işten ayrılanlar oluşturmaktadır. Ekim 2009 verilerine göre; İşsizlerin % 26,5’ini çalıştığı iş geçici olup işi sona erenler, % 22,1’ini işten çıkarılanlar, % 16,2’sını kendi isteğiyle işten ayrılanlar, % 8,1’ini işyerini kapatan/iflas edenler, % 7’sini ev işleriyle meşgul olanlar, % 10,6’sini öğrenimine devam eden veya yeni mezun olanlar, % 9,5’ini diğer nedenler oluşturmaktadır. Genç nüfusta işsizlik oranı ise 2,2 puanlık artışla % 24’e yükseldi. Her 4 gençten biri işsiz. Vasıfsız işçiler biryana, üniversite mezunu çok iyi yetişmiş gençler dahi iş bulmaktan umudunu kesmiş durumdadır. Bunlar asgari ücretle çalışmaya bile razı olarak iş aramaktadırlar. Resmi verilere göre Türkiye işsizlikte Dünya 5.cisi Ekim 2008’de açıklanan % 10,9’luk oranla Türkiye, dünyada işsizlik oranı en yüksek 6’ncı ülke konumundaydı, Şubat 2009 % 16,1’e ulaşan işsizlik oranıyla Türkiye dünya liginde iki basamak yukarıya çıkarak dünya ikincisi oldu... İşsizlik % 16,1'le yeni bir rekor kırdı. Mayıs 2009’da % 13,6 olan işsizlik oranıyla üç sıra gerileyerek dünya beşincisi oldu. Ekim 2009’da % 13’lük işsizlik oranıyla yerini korudu. Bu rakam önde gelen 58 ülke arasında en yüksek beşinci işsizlik oranını ifade ediyor. Önümüzdeki aylar için beklentiler daha da kötüleşti Mevcut rakamlar 2009 Ekim ayına ait, ancak 2008 Ekim ayından bu yana olan gelişmeler değerlendirildiğinde Aralık ayını da kapsayacak olan Kasım ayı verilerinde de bu artış olduğu görünüyor. Kasım ayının ve önümüzdeki ayların rakamlarının daha da kötü çıkacağı beklenmektedir. 36 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) İşsizlikte OECD ikinciliğine demir attık Türkiye’nin de üyesi olduğu OECD'den bugün yapılan açıklamaya göre, Eylül ayında % 8,7 olan OECD bölgesindeki işsizlik oranı Ekim ayında % 8,8'e çıktı. Eylül ayında % 9,8 olan Avro Bölgesi'ndeki işsizlik oranı ise Ekim ayında bu seviyesini korudu. Ekim ayında OECD bölgesinde işsizlik oranı geçen yıl aynı döneme göre % 2,3 yükselirken, Avro Bölgesi'nde ise bu oran % 1,9 arttı. OECD İşsizlik oranları Ülke İspanya Türkiye İrlanda Slovakya ABD Yunanistan Macaristan 2009 (%) 19.3 13 12,8 12,2 10.2 9.6 10.3 Dönem Eylül Ekim Ekim Ekim Ekim Temmuz Eylül Ülke Fransa Rusya İngiltere Japonya Almanya Hollanda İtalya 2009 (%) 10 7.6 7.8 5.3 8.1 5.1 7.4 Dönem Eylül Eylül Eylül Eylül Ekim Eylül 2. Çey Son açıklanan işsizlik verilerine göre OECD’de ortalama işsizlik % 8,8 oldu. Küresel krizin olumsuz etkilerinden tüm ülkeler payını alırken, ülkelerin düşürmek için mücadele ettiği işsizlik oranı da, OECD’de tüm ülkelerde arttı. Meksika, Polonya ve Türkiye dışındaki OECD üyeleri Dünya Bankası tarafından “yüksek gelirli ülkeler” olarak kabul ediliyor. OECD raporunda; örgütün kurucu üyelerinden Türkiye’nin geçen seneki işsizlik oranının % 9,8 olduğu hatırlatıldı; bu sene açıklanan son oran ise % 13’dür. OECD’nin yayımladığı rapora göre Euro bölgesindeki işsizlik oranı Ekim ayında % 9,8 oldu. ABD’de kasım ayında işsizlik oranı son 26 yılın en yüksek seviyesine çıkarak % 10,2 'ye ulaşmıştı. Kasım ayında ise işsizlik oranı % 10'a geriledi; bu ülkede işsizlik oranının geçen seneye göre % 59,7 (3,2 puan) arttığı görüldü. OECD’de; İrlanda ve Danimarka’daki işsizliğin geçen yıla göre adeta katlanması dikkat çekti. 37 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) OECD verilerine göre, Türkiye’de ekonomik büyüme hızı 2010 yılında, OECD ve AB geneline kıyasla daha fazla olacak; ancak işsizlik artmaya devam edecektir. 2010 yılında Türkiye, OECD Ülkeleri içinde işsizlik oranının yüksekliği açısından İspanya’dan sonra ikinci sırada gelecektir. OECD’nin Türkiye’de büyümeyi 2009’da %-5,9; 2010’da %2,6 olarak tahmin ettiği dikkate alındığında, 2010’da pozitif büyümeye rağmen işsizlik oranında artış öngörülmesi dikkat çekicidir. TİSK: İşsizlikte dünya beşincisiyiz Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu'ndan (TİSK) yapılan açıklamada, Türkiye'nin Mayıs 2009'da % 13,6, Ekim 2009’da % 13 ile işsizlik oranının yüksekliği açısından OECD Ülkeleri arasında ikinci sıradadır. Dünya piyasalarında sözü geçen 39 ülke içinde ise Güney Afrika (%23,6), İspanya (%19,3) ve Letonya (%16,3), Estonya’dan (%15,6) sonra en yüksek işsizlik oranına sahip beşinci sırada bulunduğu belirtilerek, "hızla önlem alınmadığı takdirde Türkiye'nin, işsizlikte bir numara olmaya aday olduğu" öne sürüldü. TİSK: Türkiye istihdamı artırmaya en elverişsiz ülkeler arasında Dünya Bankası tarafından yayınlanan Doing Business 2010 Raporu ülkemizde iş ve yatırım ortamının istihdam yaratma açısından daha elverişsiz hale geldiğini göstermektedir. Türkiye iş yapma kolaylığı açısından bir önceki yıl 183 ülke arasında 63. sırada yer alırken, 10 sıra birden düşerek 73. sıraya gerilemiştir. Ülkemiz, koşulların işçi çalıştırmaya uygunluğu açısından ise 145. sırada yer almaktadır. TİSK: İşsizlik artacaktır; işsizlik oranının gelecek yıllarda %15– 16 patikasına oturması önlenmelidir. İstihdam alanında olumlu gelişmeler elde etmek için reel sektörün üretimini ve ihracatını canlandırmak zorunludur. 2008 ve 2009 yılları, ekonomi açısından kayıp yıllardır. 2010 yılına ilişkin yapılan tahminler ise büyüme alanında zayıf bir toparlanma 38 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) yaşanacağına, buna karşılık işsizliğin artacağına işaret etmektedir. OECD, Türkiye ekonomisinin 2009 yılında kaydedeceği %6,5 oranındaki küçülmeyi 2010 yılında %3,7 oranındaki büyümeye çevireceğini, ancak aynı dönemde işsizliğin %14,6’dan %15,2’ye tırmanacağını öngörmektedir. Orta Vadeli Program’da gerçekçi bir durum tespiti yapılmasına ve kalkınmanın özel sektör eliyle başarılması yönünde hedef konulmasına rağmen, bu hedefe nasıl ulaşılacağı belirli değildir. Program döneminde ülkemizde 1 milyon 250 bin kişiye istihdam yaratılacağı ifade edilmektedir. Ancak 2010- 2012 yılları arasında dünyada işsizlik artarken Türkiye’de işsizlik oranının nasıl düşürüleceği sorusuna açık ve net bir yanıt verilememektedir. Kriz sürecinde aynı sayıda kişi işini kaybetmiş olup, söz konusu üç yılda 1 Milyon 800 bin ila 2 milyon 100 bin kişi daha işgücüne eklenecek ve iş talebinde bulunacaktır. Gerçek İşsizlik açıklanan rakamlardan çok daha fazla %19,4 Gerçek işsizliğin % 20'lere dayandığı hesaplanıyor. Ekim 2009 işsizlik verileri, ekonomide 2008 Ekim ayı sonrası hızlanan daralmanın ortaya çıkardığı işsizlik fotoğrafını tam olarak ifade etmiyor. Resmi olarak TUİK’in “İşgücü olarak verdiği 25.319 milyonun içinde yer almayan, “işgücü” sayılmayan, gerçekte ise önemli bir kısmı işsiz olan ve iş arayanlar arasında sayılması gereken 1 Milyon 897 bin kişilik bir nüfus daha söz konusudur. Bunlar iş bulmaktan umudunu kestiğinden iş aramadığı için işsiz sayısı arasında yer almamaktadır. Bu nüfusun ‘işgücü’ olarak tanımlanmaması, gerçek işsizliğin boyutlarının görülmesini de engelliyor. Gerçek işsiz sayısını görmek için, TÜİK’in verdiği 2009 Ekim ayında 3 milyon 299 bin olan resmi işsiz sayısına (işsizlere), “iş bulmaktan umudunu kesmiş”, “iş aramayan ancak iş bulursa çalışacak”, “mevsimlik”, “eksik istihdam” başlıklarındaki işsizlerin 39 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) de işsiz rakamlarına eklenmesi gerekir. Bunların toplamı 1 Milyon 897 bini buluyor. Hane halkı İş gücü Anketi kapsamında üç aylık dönemde 28 saatten az çalışanlar “eksik istihdam” tanımına dahil edilerek istihdamdaki nüfus içinde değerlendiriliyor. Buna göre, söz konusu dönemde bir gün bile çalışmış olan biri iş sahibi olarak kabul edilip çalışanların sayısına ekleniyor. Hâlbuki bu insanlar da iş bulsa çalışacak iş gücüdür. 2009 yılı Ekim ayında Açık işsizler, umudunu yitirmiş ve iş aramayıp işbaşı yapmaya hazır olanların sayısı 1 Milyon 897 bin olmuş, işsiz sayısı 3 Milyon 299 bin ve mevsimlik çalıştığı için halen işsiz durumda bulunan 45 bin kişi eklendiğinde GERÇEK İŞSİZ SAYISI Ekim ayında geçen yılın aynı dönemine göre 825 bin kişi artarak 5 Milyon 241 bin %19,4 olmuştur. Kayıt Dışı İstihdam Geçen Yıla Göre 0,2 Puan Arttı Kayıt dışı istihdam 2009 yılı Ekim döneminde geçen yılın Ekim dönemine göre 0,2 puan artarak, % 44,3’den % 44,5’ye yükseldi. 2009 Ekim döneminde kayıt dışı çalışanların toplamının 4 milyon 805 bini tarımda, 5 milyon 004 bini ise tarım dışı sektörlerde bulunuyor. Kayıt dışılık oranı tarımda % 87,8’den % 86,3'e düşerken, tarım dışı sektörlerde % 30,2’den % 30,4’e yükselmiştir. İstihdamdaki nüfus ve 2008 kayıt dışı çalışanlar (Ekim Toplam 2008-2009-Bin kişi) İstihdam 2008 Kayıt 2009 2008 Kayıt dışı Toplam dışı oranı İstihdam İstihdam 2009 Kayıt 2009 Kayıt dışı dışı oranı İstihdam Toplam Ücretli/yevmiyeli İşveren Kendi hesabına Ücretsiz aile işçisi Tarım Tarım dışı 9.557 3.631 368 2.916 2.643 4.631 4.926 9.808 3.650 343 3.053 2.762 4.805 5.004 21.567 13.122 1.293 4.382 2.770 5.275 16.292 44,3 27,7 28,5 66,5 95,4 87,8 30,2 22.019 13.319 1.224 4.449 3.026 5.571 16.448 44,5 27,4 28,0 68,6 91,3 86,3 30,4 40 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) İŞKUR: Başvurular geçen yılın aynı ayına göre % 41,37 oranın da artmıştır… İŞKUR’a kayıtlı işgücü sayısı geçen yılın aynı ayına göre 825 bin 408 kişi artarak 1 milyon 831 bin 822 kişi, kayıtlı işsiz sayısı ise 760 bin 872 kişi artarak 1 milyon 667 bin 137 kişi olmuştur. Kayıtlı işgücü % 82,01 oranında, kayıtlı işsiz sayısı % 83,96 oranında artmıştır. 2009 yılı Kasım ayı içerisinde 87 bin 250 kişi İŞKUR faaliyetlerinden yararlanmak için başvuruda bulunmuştur. Başvuranlardan 80 bin 636 kişisi işsiz, 3 bin 627 kişisi şu an çalışmakla beraber daha iyi şartlarda iş arayanlar, 124 kişi emekli, 2 bin 863 kişisi de belirli bir işyerinde çalışmak isteyenlerden oluşmaktadır. İŞKUR’a ay içerisindeki başvuranların % 38’i kadın işgücüdür. Başvuruların % 52,3’ü lise altı, % 20,4’ü lise ve dengi okullu, % 16,5’i lise üstü eğitim mezunu ve % 9,9’u okuryazar olmayanlardan oluşmaktadır. Ay içerisinde başvuruların % 34,4’ü 1524 yaş arasında yer almaktadır. 2009 Kasım ayında 223.706 kişiye 75.019.177,18.-TL ödeme yapılmıştır. Ücret Garanti Fonu İşsizlik Sigortası Fonu içinde değerlendirilmekte olup Fonun varlığı, 30.11.2009 tarihi itibariyle, ödemeler toplamı 31.258.716,00.-TL düşüldükten sonra 108.526.888,00.-TL’dir. 2009 Kasım ayında Ücret Garanti Fonu’ndan 743 kişiye toplam 818.577,43.-TL ödeme yapılmıştır. 30 Kasım 2009 tarihi itibariyle, Fonun girişler toplamı; 15 milyar 893 milyon TL İşçi ve İşveren primi, 5 milyar 381 milyon TL Devlet Katkısı, 15 milyon 622 bin TL İdari Para Cezası, 349 milyon 26 bin TL Gecikme Zammı, 194 bin TL Diğer Gelirler, 114 milyon 580 bin TL İade girişi, 29 milyar 65 milyon TL faiz geliri olmak üzere toplam 50 milyar 819 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. İşsizlik Sigortası 41 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Fonu toplam varlığı, çıkışlar toplamı 9 milyar 223 milyon TL düşüldükten sonra 41 milyar 596 milyon TL’dir. İŞKUR 2008-2009 KASIM AYI TEMEL GÖSTERGELER 2008 Kasım 2009 Kasım Değişim Erkek Kadın Toplam Erkek Kadın Toplam (%) 102.750 46.060 148.810 54.020 33.230 87.250 -41,37 İşsiz 96.070 43.163 139.233 49.686 30.950 80.636 -42,09 Diğer 6.680 2.897 9.577 4.334 2.280 6.614 -30,94 BAŞVURU AÇIK İŞ 13.571 10.274 -24,29 Kamu 1.615 437 -72,94 Özel 11.956 9.837 -17,72 İŞE YERLEŞTİRME 7.190 2.410 9.600 5.106 1.416 6.522 -32,06 Kamu 486 89 575 305 70 375 -34,78 Özel 6.704 2.321 9.025 4.801 1.346 6.147 -31,89 Normal 5.466 2.099 7.565 3.304 1.147 4.451 -41,16 Kamu 434 86 520 257 62 319 -38,65 Özel 5.032 2.013 7.045 3.047 1.085 4.132 -41,35 Özürlü 1.699 310 2.009 1.784 268 2.052 2,14 Eski Hükümlü 25 1 26 18 1 19 -26,92 Terör Mağduru 0 0 0 0 0 0 0,00 KAYITLI İŞGÜCÜ 746.005 260.409 1.006.414 1.298.976 532.846 1.831.822 82,01 KAYITLI İŞSİZ 241.663 664.602 906.265 1.169.287 497.850 1.667.137 83,96 YURTDIŞI BAŞVURU 18 48 66 57 31 88 33,33 YURTDIŞI GÖNDERME 3.170 81 3.251 1.880 52 1.932 -40,57 Rakamlar, veriler, istatistikler ve gerçekler ortada. İcraatın içinden programlarını ve partinin grup toplantılarını yandaş TV’lerden canlı olarak naklen yayınlatıp, baskılanmış kur ve rakamlarla ekonomide sanal tozpembe tablolar çizerek böbürlenmek marifet değildir. Asıl marifet; işsize iş ve 15 milyona yaklaşan yoksul ve 1 milyona yaklaşan açlık sınırında bulunan vatandaşlarımıza bayat gıda ve kömür poşetleriyle değil ama onurlarına yakışır kalıcı ve düzenli bir şekilde iş ve aş sağlayarak, ülke yararına ve milli menfaatlerimize uygun doğru ekonomi politikalarını hayata geçirmektir. Türkiye’nin en acil sorununun istihdam ve işsizlik olduğu, Türkiye yangın yerine dönmeden soruna çözüm bulunması gerektiği açık şekilde ortadadır. İşsizliğin, yoksulluğun ve gelir dağılımındaki 42 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) adaletsizliğin giderilmesi, işsizliğin yarattığı sorunlara ve gelir yoksunluğuna, mevcut yaklaşımlarla çözüm bulmak mümkün değildir. Hükümet öncelikle, ekonomiyi istihdam odaklı hale getirmek ve istihdamı artırıcı ve işsizliği önleyici politikaları uygulamak durumundadır. İstihdam ve işsizlik sorununa karşı izlenecek politikalar geniş odaklı ve geniş kapsamlı olmalı ve bütünlük içerisinde çözüm oluşturmalıdır. MHP işsizliğe çözüm oluşturmada özgün projeleri olan ve bu konuda en hazırlıklı olan partidir. İstihdam politikalarını kararlılıkla uygulayacak bilgi ve birikimde kadroları olan bir siyasi parti olarak işsizliğe çözüm Milliyetçi Hareket Partisinin iktidar olmasıdır. Muhalefet partilerinin iktidara “işsizliğe karşı çözüm” projeleri üreterek sunma görevi yoktur. Ancak MHP olarak genel ekonomik konularda olduğu gibi ülkemizi ve milletimizi ilgilendiren her konuda düşünce ve önerilerimizi milletimizle ve kamuoyu ile paylaşmaktayız. TBMM gurubumuzda her vesile ile her konuda eleştirilerimizi ve önerilerimizi ortaya koymaktayız. Ancak bunlardan çok azı iktidar tarafından dikkate alınmaktadır. Sayın Başbakan bizim söylediklerimize iyi kulak verirse doğru yolu bulması kolaylaşacaktır. Demokrasilerde iktidar olanlar sorunlara çözüm bulmak zorundadır. Demokrasinin anlamı ve özelliği de budur. İşsizliğe çare bulamadığını itiraf eden Sayın Başbakan işsizliğe çareyi muhalefetin bulmasını istemiştir. Eğer muhalefet çare bulursa siyaseti bırakmaya hazır olduğunu söylemiştir. Bu bir acziyetin ve tükenişin ifadesidir. Başbakan bu sözleriyle başarısızlığını kabul ve itiraf etmiştir. Bu nedenle Başbakanlık makamında daha fazla kalmaması gerekir. Demokrasilerde sorunları çözemeyenler giderler, çözebilecek olanlar gelirler. 43 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) ÜCRETLER TÜİK’in üç aylık sanayi istihdam anket’inin 2007 yılı sonuçlarına göre; kişi başına aylık ortalama brüt ücret 1,813 YTL, kişi başına aylık ortalama brüt kazanç ise 1,670 TL olarak gerçekleşmiştir. 2008 yılının da kişi başına aylık ortalama brüt ücret 2,046 YTL, kişi başına aylık ortalama brüt kazanç ise 1,893 YTL olarak gerçekleşmiştir. Memur Ücretleri Memur zamları Devlet memurları ve kamuda çalışan sözleşmelilerin maaşlarına 2009 yılının ilk 6 ayında yüzde 4, ikinci 6 ayında yüzde 4,5 oranında zam yapıldı. Sözleşmeli personelin ücret tavanı, 1 Ocak 2009-30 Haziran 2009 döneminde 2 bin 809 lira, 1 Temmuz 2009-31 Aralık 2009 döneminde ise 2 bin 935 lira olarak uygulanmakta. Hükümetin memur maaşlarına gelecek yıl yüzde 2,5 artı 2,5 zam yapılması teklifiyle en düşük memur maaşı 1 Ocak 2010'da 25,47 lira artarak 1044,29 liraya ulaşacak. Türkiye Kamu-Sen AR-GE Merkezi, hükümetin gelecek yıl memur maaşları için sunduğu zam teklifinin maaşlara yansıması konusunda sosyal yardımların dışarıda tutulduğu bir hesaplama yaptı. Buna göre, yüzde 2,5'lik zam teklifiyle memur maaşları 1 Ocak 2010'da itibaren yılın ilk yarısı için 25,47 ile 115,26 lira arasında artacak. Başbakanlık Müsteşarı'nın maaşı 1 Ocak 2010'da 4 bin 610,25 liradan 115,26 lira artışla 4 bin 725,51 liraya ulaşacak. En düşük memur maaşı olarak bilinen ve işe yeni giren hizmetlinin aldığı bin 18,82 lira ise yüzde 2,5'lik artışla 1 Ocak 2010'da 25,47 lira artacak. En düşük memur maaşı gelecek yılın ilk yarısında bin 44,29 lira olacak. 1 Ocak 2010'dan itibaren 16 yıllık çalışması olan avukatın maaşı 43,54, öğretmenin maaşı 34,96, imamın maaşı 32,42, hemşirenin maaşı 30,91 ve lise mezunu memurun maaşı 26,84 lira artacak. 44 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Gelecek yılın ikinci yarısında ise Başbakanlık Müsteşarı'nın maaşı 4 bin 834,65 liraya ulaşacak. En düşük memur maaşı ise 1 Temmuz 2010'da itibaren bin 70,40 liraya çıkacak. Hükümetin memur maaşlarına gelecek yılın birinci ve ikinci altı ayları için yaptığı yüzde 2,5 artı 2,5 zam teklifiyle bazı unvanlardaki maaş artışları sosyal yardımlar hariç şöyle olacak: Kamu işçisinin toplu sözleşme süreci anlaşmayla sonuçlandı. 300 bin kamu işçisi için Türk-İş ve hükümet arasındaki pazarlık anlaşmayla sona erdi. 2009 yılı ilk altı ayda yüzde 3, ikinci altı ayda yüzde 5.5 zam yapıldı, düşük ücretler 60 TL artırılacak. 2010 yılının ilk ve ikinci altı ayında yüzde 2.5'ar zam yapıldı. En düşük 666 TL olan ücret kümülatif yüzde 18.5 zamla 123 TL artacak. 1000 TL olan ücret kümülatif yüzde 15 zamla 152 TL artacak. 1200 TL’lik ücret kümülatif yüzde 8.7 zamla 104 TL artacak. 1500 TL’lik ücret kümülatif 8.7 zamla 130 TL artacak. 45 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) 1750 TL ücret kümülatif 8.7 zamla 152 TL artacak. 2000 TL ücret kümülatif 8.7 zamla 173 TL artacak. Memurlar da hastane ücreti ödeyecek; 2009 yılı merkezi yönetim bütçe kanununun 28. maddesi ile memurlar ve bakmaya yükümlü olduğu aile fertleri için katılım payı uygulaması getirilmiştir. Uygulamanın detayları 31 Aralık 2008 tarihli 7. mükerrer resmi gazetede yayımlanan tebliğ ile ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir. Buna göre sadece sağlık ocağına ve aile hekimine gidilmesi halinde katım payı verilmeyecektir. Hastanelerin ticarethane mantığıyla işletilmesini asla kabul edilmeyecek bir durumdur. Katkı paylarının çoğunun vatandaşın haberi olmadan maaşlarından otomatik olarak kesilmektedir. Devlet hastanelerinde muayene başına 5 TL, özel hastanelerde her muayene başına 12 TL katılım payı ödüyoruz. Ayrıca eczaneye gittiğimizde reçete başına 3 TL alınıyor. Tedavilerde ve kullanılan araç gereçlerde katılım payı adıyla alınan paralar arttırıldı. Üstelik bu paraların çoğu zaman haberimiz olmadan maaşlarımızdan otomatik olarak kesilmektedir. Hastanelerde kişi başına ortalama 143 TL farkına varmadan vatandaşın cebinden alınmaktadır. Madem hastaneye her gidişimizde para ödeyeceğiz, neden bir de sağlık sigortası primi ödüyoruz? Bakanlığın verilerine göre, Türkiye’de kişi başına yıllık 4 muayene yapılıyor. Başka deyişle yılda ortalama 4 kez doktora gidiyoruz. Muayene katılım payı, reçetelerden kesilen 3 TL, ilaç ve tedavi katılım paylarıyla birlikte 70 milyon nüfustan yıllık toplam en az 10milyar TL alınıyor. Yani kişi başına ortalama 143 TL’miz hastanelerde farkına varmadan cebimizden alınıyor. Memur maaşına yapılan zam ortalama 37,5 TL iken, verilen bu zam kepçe ile geri alınıyor. Dört kişilik aileden kesilen para yıllık 572 TL, yani aylık 48 TL’ye denk geliyor. En düşük memur maaşına yapılan zam ortalama 37,5 TL dir. Bir taraftan verirken, diğer taraftan kepçe 46 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) ile alıyor. Hastaneye adım attığımız andan ilaç alıncaya kadar tedavi süreci hastalıktan daha acı verici hale gelmektedir. Bugün bir asgari ücretliden ayda 86 lira 63 kuruş kesinti yapılmaktadır. Bunlara memurlar, Bağ kur’lular ve yüksek ücret alan işçilerin ödedikleri yüksek orandaki katkı payı dahil değildir. Özel sağlık sigortası, bir kişiden 1.500 lira alıyor. Özel hastanelerde en iyi şekilde muayene ettiriyor. Oysa sadece asgari ücretliden yıllık 1.040 lira alınıyor. İlaç için çalışandan yüzde 20, emekliden yüzde 10 kesiliyor. Bu yaklaşım sosyal devlet anlayışına terstir. Sağlık herkese lazım. Çünkü sağlığın pazarlığı olmaz… Emekliler Açlık sınırı altında yaşamaya bırakılmıştır; Türkiye’de Tüm işçi emeklileri derneği verilerine göre 8 milyonu aşan İşçi, Bağ-kur ve memur emeklisi 2008 yılında maaşlarına 2 dönemde yapılan % 9,2’lik (ortalama yıllık 55 TL) artış verilirken, sadede temel ihtiyaç maddelerine (Gaz, Su, Elektrik) gelen zamlar aylık 150-160 TL (Gıda Harcamalar Hariç) yük getirmiştir. 2009 yılı için öngörülen altışar aylık ücret-maaş artışları kamu çalışanları (memur) ve emeklileri için yüzde 4,0 ve 4,5 oranlarında gerçekleşmiştir. İşçi ve esnaf emeklilerinin maaş artışları ise yüzde 3,8 ve 1,8 oranıyla sınırlı tutulmuş, % 80’ni açlık sınırı altında yaşamak zorunda bırakılmıştır. 2010 yılı Emekli Zamları Ele Geçmeden Eridi; Birleşik Emekliler Derneği ve Türk Emekli-Sen tarafından 2010 Yılında emeklilere yapılan maaş zamları ile ilgili basın açıklaması göre; S.S.K, BAĞ-KUR ve Tarım Emeklisinin: en düşük aylığına % 20.4, en yüksek aylığına % 4.5 oranında zam yapılarak; 601.- TL olan en düşük S.S.K Emekli Aylığı 683.-TL’ye, en düşük Tarım s.s.k Emekli Aylığı 480.- TL, en düşük BAĞ-KUR Emeklisi aylığı 555.TL’ye, en düşük BAĞ-KUR Tarım Emekli Aylığı 380.- TL’ye çıkıyor. Memur Emeklisi de % 2,5 zamma TALİM ediyor. Ocak 2010 tarihinden geçerli ZAM ORANLARINA bir bakalım; Akaryakıt % 35 Elektrik % 8 47 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Ulaşım % 8 Kırımızı Et % 53 Kuru Soğan % 85 Deterjan % 15 Gazete % 44 Su % 16 Gaz % 11 Tavuk % 41 Sebze % 31 Sigara % 30 Bakliyat % 28 Hükümetin ücretliye yapmış olduğu zammın yetersiz olduğu, AKP’nin ücretlilere ceza vermeye devam ettiği ortadadır. Memurun ve işçinin ayakta duracak geçimini sağlayacak gücü ve sabrı kalmamıştır. Kredi kartları borçlarından dolayı yüz binlerce memur ve işçinin evlerine maaşlarına hacizler gelmektedir. Buna rağmen başbakan hala tabloyu pembe görmekte, işçilerin, memurların hayat standartlarını yükseltmeyle ilgili her hangi bir atılım yapmamaktadır. Her geçen gün memur, işçi ve emeklilerin aldıkları ücretler enflasyon karşısında çok hızlı erimektedir. Emekliye sadece yüzde 4 zam yaparken emekli kimsesiz yaşlılarımızın kaldığı huzurevlerine yüzde 30 zam yapılabildiler. Asgari ücret 2009 yılında 16 yaşından büyük işçiler için ilk 6 ay % 4,3, ikinci 6 ay % 4,1 zam yapıldı. 2010 yılında geçerli olacak yeni asgari ücreti belirledi. 16 yaşından büyük işçiler için ilk 6 ay % 3, ikinci 6 ay % 3 zam yapıldı. 2009-2010 Asgari ücretler: 01.01.2009-30.06.2009 Tarihleri Arası Saatlik Asgari Brüt Ücretler Günlük Asgari Brüt Ücretler Aylık Asgari Brüt Ücretler 16 Yaşını Doldurmuş İşçiler 2,96 TL 22,20 TL 666,00 TL 16 Yaşını Doldurmamış İşçiler 2,52 TL 18,90 TL 567,00 TL 01.01.2010-30.06.2010 Tarihleri Arası Saatlik Asgari Brüt Ücretler Günlük Asgari Brüt Ücretler Aylık Asgari Brüt Ücretler 16 Yaşını Doldurmuş İşçiler 3,24 TL 24,3 TL 729 TL 16 Yaşını Doldurmamış İşçiler 2,76 TL 20,7 TL 621 TL 48 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) 01.07.2009-31.12.2009 Tarihleri Arası 16 Yaşını Doldurmuş İşçiler 16 Yaşını Doldurmamış İşçiler 01.07.2010-31.12.2010 Tarihleri Arası 16 Yaşını Doldurmuş İşçiler 16 Yaşını Doldurmamış İşçiler Saatlik Asgari Brüt Ücretler 3,08 TL 2,62 TL Saatlik Asgari Brüt Ücretler 3,38 TL 2,88 TL Günlük Asgari Brüt Ücretler 23,10 TL 19,65 TL Günlük Asgari Brüt Ücretler 25,35 TL 21,6 TL BEKAR BİR İŞÇİ İÇİN NET ASGARİ ÜÇRET DÖNEMİ 01.01.2009 01.07.2009 01.01.2010 ASGARİ ÜCRET 666,00 693,00 729,00 NET ELE GEÇEN TUTAR 527,13 546,50 576,57 ASGARİ ÜCRETİN İŞVERENE MALİYETİ DÖNEMİ 01.01.2009 Brüt Aylık Ücret 666 İşveren Sgk Payı (%19,5) 129,87 İşveren İşsizlik Sigortası (%2) 13,32 İşveren Maliyet Tutarı 809,19 01.07.2009 693 135,13 13,86 841,99 Aylık Asgari Brüt Ücretler 693,00 TL 589,50 TL Aylık Asgari Brüt Ücretler 760,5 TL 648 TL 01.07.2010 760,50 599,12 01.01.2010 729 142,16 14,58 885,74 01.07.2010 760,5 148,3 15,21 924,01 Ücretler, 1986 yılının çok gerisinde kaldı; 1967-82 yılları arası 1968=100 Tüketici Fiyat Endeksi, 1983-87 dönemi için 1978-79=100 Tüketici Fiyat Endeksi, 1988-94 yılları için 1987=100 Tüketici Fiyat Endeksi, 1995-2003 dönemi için 1994=100 Tüketici Fiyat Endeksi, 2004 ve sonrası için 2003=100 Tüketici Fiyat Endeksi esas alınırsa; 1980 yılındaki 1 Liranın satın alma gücü, Mart 2009'da da 1 Liradır. Şubat 2009'da, 0.9966 lira idi. Bunun ne anlama geldiği, basit bir örnekle açıklanabilir. Şöyle ki: 1986 yılının Ocak ayında 300 TL. Maaş alan bir kişinin bugünkü maaşının, 2.831.265 TL. olması gerekmektedir. Bugünkü ücret politikasında bu, mümkün değildir. Açık ifadeyle halk, bugün aldığı ücretlere göre, 1986 yılının ücretlerinin çok gerisindedir. Satın alma gücü 8-10 kat azalmıştır. Zaten fukaralığın ve işsizliğin yaygınlaşması, bu gerçeği yansıtmaktadır. 49 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) GELİR DAĞILIMI VE YOKSULLUK AKP iktidarı Türk Milletini “yoksullukta eşitliğe” mahkûm etmiştir. 1 Aralık 2009 tarihinde TÜİK tarafından açıklanan 2008 Hanehalkı Bütçe Araştırması’ndan elde edilen yoksulluk göstergeleri ile yeni nüfus projeksiyonlarına göre revize edilmiş 2007 yoksulluk göstergelerine yer verilmiştir. Türkiye’de yoksulluk oranı % 17,11’dir… 2008 yılında Türkiye’de fertlerin yaklaşık % 0,54’ü yani 374 bin kişi sadece gıda harcamalarını içeren açlık sınırının, % 17,11’i yani 11 933 bin kişi ise gıda ve gıda dışı harcamaları içeren yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır. Kişi başı günlük harcaması, satınalma gücü paritesine göre 1 Doların altında kalan fert bulunmamaktadır. Buna karşın satınalma gücü paritesine göre kişi başı günlük 2,15 Dolar olarak tanımlanan yoksulluk sınırı altında bulunan fert oranı %0,47, yoksulluk sınırı 4,3 Dolar olduğunda yoksul fert oranı ise % 6,83 olarak tahmin edilmiştir. 2007 yılında % 0,48 olarak tahmin edilen açlık sınırının altında yaşayan fert oranı 2008 yılında % 0,54’e yükselmiş, yoksul fert oranı ise % 17,79’dan % 17,11'e düşmüştür. 2008 yılında, 4 kişilik hanenin aylık açlık sınırı 275 YTL, aylık yoksulluk sınırı ise 767 YTL olarak tahmin edilmiştir. Kırsal yerlerde yaşayanların yoksulluk riski kentsel yerlerde yaşayanlardan fazladır… Kırsal yerleşim yerlerinde yaşayanlarda 2007 yılında % 34,80 olan yoksulluk oranı 2008 yılında % 34,62’ye, kentsel yerlerde yaşayanların yoksulluk oranı da % 10,36’dan % 9,38’e düşmüştür. Hanehalkı büyüklüğü arttıkça yoksulluk riski artıyor 2008 yılında hanehalkı büyüklüğü 3 veya 4 kişi olan hanelerde bulunan fertlerin yoksulluk oranı % 8,48 olurken, 7 ve daha fazla olan 50 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) hanelerde fertlerin yoksulluk oranı % 38,20 olarak hesaplanmıştır. 7 ve daha fazla kişiden oluşan hanelerden kentsel yerlerde oturanlar için yoksulluk riski % 26,95 iken kırsal yerlerde bu oran % 54,03’dür. Fertlerin çalışma durumlarına göre yoksulluk riski de değişiyor 2008 yılında ücretli-maaşlı çalışanlarda yoksulluk oranı % 5,93 iken, yevmiyeli çalışanlarda bu oran % 28,56, işverenlerde % 1,87, kendi hesabına çalışanlarda % 24,10 ve ücretsiz aile işçisi olanlarda ise % 32,03 olmuştur. En yüksek yoksulluk riskine sahip olan tarım sektöründe çalışanlarda yoksulluk oranı 2007 yılında % 32,05 iken, 2008 yılında % 37,97 olarak tahmin edilmiştir. Sanayi sektöründe çalışanlarda 2008 yılında yoksulluk oranı % 9,71 olarak hesaplanırken, bu oran hizmet sektöründe çalışanlarda % 6,82 olmuştur. 2008 yılında ekonomik olarak aktif olmayan fertlerin yoksulluk oranı % 13,73 iken, iş arayan fertlerin yoksulluk oranı % 17,78’dir. Eğitim durumu yükseldikçe yoksul olma riski azalıyor… 2008 yılında okur-yazar olmayanlarda yoksulluk oranı % 39,59 olurken, ilkokul mezunlarında bu oran % 13,44, lise ve dengi meslek okulları mezunlarında % 5,64, yüksekokul, fakülte ve üstü mezuniyete sahip fertlerde % 0,71 olmuştur. İlköğretime başlamamış olan 6 yaşından küçük çocukların yoksulluk riski ise % 22,53’tür. A- Veriler ilişkin özet bilgiler • En son Yoksulluk Araştırması 1 Aralık 2009 tarihinde yayınlandı ve 2008 yılını referans etmektedir. • En son Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 17 Aralık 2009’da yayınlanmış olup, 2006 ve 2007 yıllarını referans göstermekle birlikte bu gelir verileri aslında 2005 ve 2006 yıllarına aittir. Bu konuda rakamları dikkatli kullanalım. • Nispi yoksulluk konusunu ön plana çıkartalım. 51 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) B- Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması hakkında bilgiler • Anketin saha çalışması 2006-2007 yıllarını kapsamaktadır. • Ankette elde edilen gelirler 2006 için 2005 yılını, 2007 için 2006 yılını ifade etmektedir. • Bu ankete göre en yoksul kesim(ilk % 20), en zengin kesimin (en üst % 20) yaklaşık 1/8’i kadar gelir almaktadır. • Gini oranının 0.43’ten 0.41’e gerilediği ifade edilmektedir. Yoksullukta eşitliğe doğru bir gelişme vardır. • 2005 yılında ortalama yıllık eşdeğer hane halkı geliri 18.827 YTL’dir. Ortalama dolar kuru ile(1.3410) bu gelir 14.040 dolardır. • 2006 yılında (anket 2007 yılında yapılıyor) 2005 yılına göre maaş ve ücretlilerin GSMH’dan aldıkları pay yüzde 40.8’den yüzde 39.1’e geriliyor.Memurlar 2006 yılında 1.1 puanlık gelir kaybı yaşıyor ve yoksullaşıyorlar. • Sosyal transferler 2006 yılında GSMH’nın yüzde 18.2’sine ulaşıyor. • Sosyal transferler içinde emekli maaşlarının oranı yüzde 94.0 • Sosyal transferlerin yüzde 3.8’i yoksullara gidiyor. • En zengin gruba yapılan sosyal transferlerin oranı ise yüzde 43,2. • 2006 yılı verilerine göre eşdeğer hane halkı geliri dikkate alındığında nüfusun yüzde 20.6’sı yoksuldur. (Eşdeğer medyan gelirin % 50’si yöntemine göre. Bu yöntem OECD, Eurostat ve AB gelir ve yoksulluk istatistiklerinde en çok kullanılan yöntemdir.) • Bu değer TÜİK tarafında 2005 yılı gıda +gıda dışı yoksulluk sınırı olan yüzde 20.5’lik değerle karıştırılmamalıdır. Buradaki yüzde 20.6’lık değer 2006 yılı rakamıdır. TÜİK yoksulluk araştırmasında gıda+diğer yoksulluk sınırı hesabına göre yoksulluk yüzde 17.81’dir. İkisi arasında yüzde 16.0’lık fark 52 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) • • • • • • • C- vardır. Dolayısıyla yoksulluk rakamları konusunda da TÜİK verilerinin şaibeli olduğu buradan çok açık bir şekilde anlaşılıyor. Eşdeğer medyan değer ile gıda +gıda dışı harcamaların verdiği yoksulluk değeri verisi 2005 yılına dahi ait olsa aynı olması zaten kabul edilebilir değildir. Yüzde 50’lik eşdeğer hane halkı geliri dikkate alındığında nüfusun ayrıca yüzde 18.0’ yoksullaşma riski ile karşı karşıyadır. Bir ekonomi kriz halinde yoksulluk oranı asgari yüzde 40’lara dayanacaktır. Bu veriler göre 2008 ve 2009’da yoksulluk oranının bu rakamlara ulaşması beklenmektedir. Yoksullaşma riski kırda yüzde 15.0 iken kentlerde yüzde 1.7’dir. Nüfus açısından hesaplandığında kentlerde çok daha ağır bir tabloyla karşılaşılması söz konusudur. Orta Anadolu, Akdeniz ve Doğu Marmara’da Gini oranı değişmemiştir. Yani bu bölgelerde gelir dağılımında bir iyileşme yoktur. Kuzeydoğu Anadolu bölgesinde ise gelir dağılımı daha da bozulmuş ve 0.38 olan Gini katsayısı 0.41’ yükselmiştir. Bu iki değer Türkiye’de aslında gelir dağılımının kağıt üzerinde iyileştirildiğinin bir göstergesidir. Yoksulluk Çalışması hakkında bilgiler • Bu çalışmalarda kullandığımız yoksulluk sınırı verileri 2002 ve 2003 yılları hariç sonraki yıllara olduğundan çok daha düşük gösterilmiştir. • AKP döneminde bu bilerek ve bir plan dahilinde yapılmıştır. TÜİK bu konuda vebal altındadır. • Yoksulluk sınırındaki gelişmeler, aynı dönemdeki asgari ücret, GSYİH, fert başına düşen gelir gibi göstergelerle karşılaştırıldığında, geçim şartlarındaki zorluklara ve TEFE ve TÜFE’deki oyunlara rağmen olduğundan düşük tutularak 53 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Türkiye’deki yoksul sayıları gizlenmiştir. İşsizlik, işyeri kapatmalar ve aile içi yardımlaşmaların arttığı, belediyelerin yardım paketlerinin milyonları aştığı bu dönemlerde yoksulluğun azalma eğilimi içinde olması kabul edilemez. Yoksulluk sınırı yöntemlerine göre fert yoksulluk oranları, 2002-2008 Fert yoksulluk oranı (%) Yöntemler 2002 Gıda yoksulluğu (açlık) Yoksulluk (gıda+gıda dışı) Kişi başı günlük 1 $'ın altı (1) Kişi başı günlük 2.15 $'ın altı Kişi başı günlük 4.3 $'ın altı (1) (1) Harcama esaslı göreli yoksulluk (2) 2003 2004 2005 TÜRKİYE 2006 2007(*) 2008 1.35 1.29 1.29 0.87 0.74 0.48 0.54 26.96 28.12 25.60 20.50 17.81 17.79 17.11 0.20 0.01 0.02 0.01 0.00 0.00 0.00 3.04 2.39 2.49 1.55 1.41 0.52 0.47 30.30 23.75 20.89 16.36 13.33 8.41 6.83 14.74 15.51 14.18 16.16 14.50 14.70 15.06 0.92 0.74 0.62 0.64 0.04 0.07 0.25 21.95 22.30 16.57 12.83 9.31 10.36 9.38 0.03 0.01 0.01 0.00 0.00 0.00 0.00 2.37 1.54 1.23 0.97 0.24 0.09 0.19 24.62 18.31 13.51 10.05 6.13 4.40 3.07 11.33 11.26 8.34 9.89 6.97 8.38 8.01 KENT Gıda yoksulluğu (açlık) Yoksulluk (gıda+gıda dışı) Kişi başı günlük 1 $'ın altı (1) Kişi başı günlük 2.15 $'ın altı Kişi başı günlük 4.3 $'ın altı (1) (1) Harcama esaslı göreli yoksulluk (2) KIR Gıda yoksulluğu (açlık) Yoksulluk (gıda+gıda dışı) Kişi başı günlük 1 $'ın altı (1) Kişi başı günlük 2.15 $'ın altı Kişi başı günlük 4.3 $'ın altı (1) (1) Harcama esaslı göreli yoksulluk (2) 2.01 2.15 2.36 1.24 1.91 1.41 1.18 34.48 37.13 39.97 32.95 31.98 34.80 34.62 0.46 0.01 0.02 0.04 0.00 0.00 0.00 4.06 3.71 4.51 2.49 3.36 1.49 1.11 38.82 32.18 32.62 26.59 25.35 17.59 15.33 19.86 22.08 23.48 26.35 27.06 29.16 31.00 (1) Satınalma gücü paritesine göre 1 $'ın karşılığı olarak 2002 yılı için 618 281 TL; 2003 yılı için 732 480 TL; 2004 yılı için 780 121 TL, 2005 yılı için 0.830 YTL, 2006 yılı için 0.921 YTL, 2007 yılı için 0.926 YTL ve 2008 yılı için ise 0.983 kullanılmıştır. (2) Eşdeğer fert başına tüketim harcaması medyan değerinin %50'si esas alınmıştır. (*) Yeni nüfus projeksiyonlarına göre revize edilmiştir. Bu çerçevede; i. Hane halkı Büyüklüğüne Göre Belirlenmiş Nominal Açlık Sınırları Gerçekçi Değildir. ii. Açlık ve Yoksulluk Sınırları Arasındaki İlişkilerin Boyutu Açlık Sınırının Daha Düşük Tutulduğunu Göstermektedir. iii. Açlık Sınırının Yoksulluk Sınırına Oranı Düşürülmüştür. 54 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) iv. GSMH ve Fert Başına Düşen Milli Açısından da Açlık Sınırı Değerleri Düşük Gösterilmektedir. v. Açlık Sınırının GSMH ile ilişkisi tatmin edici değildir. vi. Açlık Sınırının Fert Başına Düşen Milli Gelir ile ilişkisi kurulmamıştır. vii. Fert Başına Düşen Milli Gelir Artarken Yoksulluk Sınırının Gerilemesi Kabul Edilebilir Değildir. viii. Milli Gelir Artarken Yoksulluk Sınırının Reel Olarak Sabit Tutulması Gerçekçi Değildir. ix. Yoksulluk Sınırı İle Asgari Ücret Arasındaki Denge Bozulmuştur. Ekonomik Kriz İntihar Vakalarını Artırdı... Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2008 yılı intihar istatistiklerini açıkladı. Buna göre 1999’da 1853 olan intihar sayısı 2008’de 2816 kişiye yükseldi. Geçen yıl intihar edenlerin 1602’si işsiz olduğu belirlendi. 2006’da geçim zorluğu ve ticari başarısızlık nedeniyle 271 kişi intihar ederken, bu rakam ekonomik krizin başladığı 2008’de 408 kişiye çıktı. Verilere göre, özellikle ekonomik kriz dönemlerinde geçim zorluğu ve ticari başarısızlık nedeniyle intihar edenlerin oranlarında artış yaşandı. 2000 yılında 323 kişi geçim zorluğu, 84 kişi ise ticari başarısızlık nedeniyle intihar ederken, ekonomik kriz dönemi olan 2001’de geçim zorluğu nedeniyle intihar edenlerin sayısı 525’e ticari başarısızlık nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısı ise 148’e yükseldi. 2008’de intihar eden 2816 kişiden 1602’sinin işsiz olduğu belirlendi. TÜİK gelir dağılımı tablosuna göre, AKP iktidarında nüfusun % 80’i yoksulluk sınırının altında kalmıştır. En fakir % 20’lik kesim ile en zengin % 20’lik kesimin harcamaları arasındaki farklılaşma AKP döneminde artmıştır. AKP’nin 7 yıllık iktidarı sonucunda Maliye Bakanlığı verilerini esas alarak Türkiye Kamu-Sen’in yaptığı araştırmaya göre, 2008 yılında 55 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) memurlarının % 42,5’i açlık sınırının, % 56,7’si de yoksulluk sınırının altında ücret alır hale gelmiştir. Türkiye Kamu-Sen Araştırma Geliştirme Merkezi’nin Türkiye İstatistik Kurumu’ndan alınan 2009 Aralık ayına ait asgari geçim endeksi sonuçları açıklanmıştır. KAMU-SEN 4 KİŞİLİK BİR AİLENİN ASGARİ GEÇİM HADDİ (YOKSULLUK SINIRI) Kasım 2009 (TL) Aralık 2009 (TL) FARK (TL) DEĞİŞİM % TEK KİŞİ (ÇALIŞAN) 1.442,13 1.445,91 3,78 0,26 ÇALIŞMAYAN EŞ 547,20 549,03 1,83 0,33 ÇOCUK (OKULA GİTMEYEN) 304,35 305,58 1,23 0,40 ÇOCUK (İLKÖĞRETİME GİDEN) 588,66 591,00 2,34 0,40 ASGARİ GEÇİM HADDİ 2.882,34 2.891,52 9,18 0,32 Türkiye İstatistik Kurumu’ndan alınan Aralık 2009 fiyatlarına göre yapılan araştırmada çalışan tek kişinin yoksulluk sınırı 1.445,91 TL olarak hesaplanmıştır. Dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddi ise 2.891,52 Lira olarak belirlenmiştir. Kasım 2002=100 olarak kabul edildiğinde Türkiye Kamu-Sen ARGE Merkezi tarafından hazırlanan açlık sınırı endeksi 232,69 olurken; yine Kasım 2002=100 olarak hesaplanan TÜFE endeksi 197,38 olarak hesaplanmıştır. Buna göre anılan dönemde açlık sınırındaki artış TÜFE’den % 35,31 daha fazla olmuştur. Çalışanların aileleri ile birlikte insan onuruna yaraşır bir yaşam düzeyi sağlayacak geliri elde etmeleri esastır. İnsanların temel ihtiyaçlarını karşılayamadığı durumlarda yoksulluk sorunu gündeme gelmektedir. TÜRK-İŞ’in verileri temel alındığında 2009 Aralık ayı itibariyle değişimi şöyledir. Asgari ücretle insan onuruna yaraşır geçim çok zor… Dört kişilik ailenin açlık sınırı 795.- TL, Yoksulluk Sınırı 2.588.- TL Tek işçi için asgari ücret hesaplaması: 56 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) TÜİK TÜRK-İŞ İŞVEREN-HÜKÜMET : NET 719,77 YTL : NET 722,82 YTL : NET 546,48 TL TÜRK-İŞ Dört Kişilik Ailenin Açlık ve Yoksulluk Sınırı (YTL/Ay) Aralık Aralık Aralık Kasım Aralık Yetişkin İşçi 2006 169,67 2007 191,12 2008 205,28 2009 213,89 2009 218,48 Yetişkin Kadın 142,88 159,72 170,31 179,32 184,04 15–19 Yaş Grubu Çocuk 179,34 200,54 216,40 228,43 233,25 4–6 Yaş Grubu Çocuk 123,34 136,66 147,67 155,89 158,86 Açlık Sınırı 615,23 688,05 739,67 777,53 Yoksulluk Sınırı 2.004,02 2.241,22 2.409,35 2.464,75 * Gıda harcaması tutarı, yuvarlama nedeniyle, toplamda farklı olabilmektedir. 794,63 2.588,36 “Çalışanların geçim koşullarını ortaya koyan önemli bir gösterge olan “TÜRK-İŞ Açlık ve Yoksulluk Sınırı” çalışmasının Aralık 2009 ayı sonucuna göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 794,63 TL ve yoksulluk sınırı 2.588,36 TL tutarında hesaplandı. İnsan onuruna yaraşır bir yaşam düzeyi” için gerekli tutar 2009 Aralık ayı itibariyle 2.588,36 TL olarak hesaplanmıştır. Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapılması gereken harcama tutarı ise 794,63 TL’dir. Oysa halen ülkede geçerli olan asgari ücret net 546,48 TL tutarındadır. TÜRK-İŞ Açlık-Yoksulluk Sınırı ve Asgari Ücret* (YTL/Ay) 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 Aralık 337.- 443.- 483.- 527.- 576.- 642.- 721.- 794.- Yoksulluk Sınırı 1.025.- 1.346.- 1.468.- 1.717.- 1.876.- 2.092.- 2.347.- 2.588.- Net Asgari Ücret 174.- 226.- 311.- 350.- 380.- 411.- 492.- 546.- Açlık Sınırı Memur-Sen’in 2009 Aralık ayında Türkiye’de 4 kişilik bir çekirdek ailenin tüketmesi zorunlu olan gıdalar için harcaması gereken tutar 57 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) yani açlık sınırı bir önceki aya göre, 879.972 TL olarak belirlendi. Yoksulluk sınırı ise 2352.885 TL olarak belirlendi. Gıda Harcaması (Açlık Sınırı) – En az Gelir Düzeyi (Aylık TL) Günlük (TL) Aylık (TL) Çalışan Kişi (2800 Kalori) 7.932 237.953 Çalışmayan Eş (2800 Kalori) 7.932 237.953 (0-6) Yaş Grubu Çocuk (2400 Kalori) 5.537 166.113 (6-15) Yaş Grubu Çocuk (2800 Kalori) 7.932 237.953 4 KİŞİLİK BİR AİLENİN AÇLIK SINIRI 29.332 879.972 Memur-Sen’in araştırmasına göre, ekonomik krizin etkileri iyice hissedilmeye başladı. Hükümetin açıkladığı paketlerin insanların yaşam standardına katkısının henüz yansımadığını gösteren araştırmaya göre, 4 kişilik bir ailenin açlık ve yoksulluk sınırı Temmuz ayında artış gösterdi. Asgari Geçim Endeksi (Yoksulluk Sınırı) Günlük (TL) Aylık (TL) Çalışan Kişi 47.971 1439.153 Çalışmayan Eş 11.742 352.251 (0-6) Yaş Grubu Çocuk 7.582 227.482 (6-15) Yaş Grubu Çocuk 11.134 333.999 4 KİŞİLİK BİR AİLENİN YOKSULLUK SINIRI 78.429 2352.885 Yurttaş Borca Battı... Cumhuriyet'in ESTIMA'ya yaptırdığı araştırmaya göre, her iki aileden birinin aylık geliri toplam giderlerini karşılamaya yetmiyor. Bütçe açığı borç ya da veresiyeyle kapatılıyor. Her iki Türk ailesinden birinin borçlu olduğu belirlendi. Ailelerin geçiminin her yıl daha da zorlaştığı, ailelerdeki çalışan kişi sayısının artan işsizlik nedeniyle düştüğü, ailelerin yüzde 54,5’inin borçlu 58 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) olduğu, ailelerin yüzde 83,5’inin son 5 yıl içinde gelirlerinde olumlu bir gelişmenin yaşanmadığı ve ailelerin yüzde 39,5’inin ise gelirlerinin azaldığı ortaya çıktı. Borcu borçla kapatıyoruz... Araştırmaya göre, aileler bütçelerindeki açığı da en çok aile büyüklerinden ya da arkadaşlarından borç alarak ve “veresiye” yazdırarak gideriyor. “Aylık aile bütçesinin açığını nasıl karşılıyorsunuz” sorusuna katılımcıların yüzde 48’i “aile büyüklerinden/arkadaşlardan borç alarak”, yüzde 29.4’ü de “Veresiye”, yüzde 25.7’si “Banka kredisi”, yüzde 15.8’i “Çalıştığım kurumdan avans çekerek”, yüzde 15.4’ü “Aile birikimlerimizi bozdurarak”, yüzde 6.1’i “Çek, senet gibi finansal alternatiflerle giderleri taksitlendirerek”, yüzde 4.9’u “Ek iş yaparak”, yüzde 3.9’u “Kredi kartıyla” borçlarını kapattığı ortaya çıkmıştır. Tek geçim kaynağı maaş... Araştırma; “Ailenizin aylık gelirini düşündüğünüzde, size saydığım düzenli gelir türleri arasında hangilerine sahipsiniz” sorusuna verilen yanıtlar şöyle: Yüzde 53 “Çalıştığım şirketten maaş alıyorum”, yüzde 46.6 “Emekli maaşı alıyorum”, yüzde 15.3’ü “Aile büyüklerinden/çocuklardan aylık mali destek alıyorum”, yüzde 13.9’u “Kira geliri alıyorum”, yüzde 6.7’si “Serbest meslek sahibiyim”, yüzde 6.7’si “Çeşitli kurumlardan maddi destek alıyorum”, yüzde 3.9’u “Dul/yetim maaşı alıyorum”, Türk ailelerinin yarısından fazlasının, kira gibi ek bir gelire sahip olmadığını, tek düzenli gelirinin maaşları olduğunu ortaya koydu. Gelirler kira ve taksitlere gidiyor… Ailelerin 100 liralık gelirlerinin dağılımı şöyle: “Ev kirası 30 TL”, “Isınma, elektrik, su 15.1 TL”, “Taksitler ve borç ödemeleri 10.6 TL”, “Okul eğitim giderleri 9.7 TL”, “Mutfak ve beslenme giderleri 7.8 TL”, “Giyim giderleri 7 TL”, “Çocukların giderleri 6.2 TL”, “Ulaşım giderleri 4.9 TL”, “Sağlık giderleri 4.3 TL”, “Diğer giderler 4.4 59 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) TL”dir. Ailelerin aylık gider kalemleri sıralamasında ise ilk üç sırada “Kira gideri”, “Isınma elektrik, su gideri”, “Taksitler ve borç ödemeleri” yer aldı. Elektrik Fiyatı AKP Döneminde Yüzde 86.2 Arttı.. Konutta kullanılan elektriğin kilovat saati 2002 yılından 2009 yılı ekim ayına kadar yüzde 86.2 artarak 11,480 kuruştan 21,376 kuruşa çıktı. 2000 yılında konutta 3,818 kuruş olan elektrik fiyatının 2002 yılında 11,480 kuruş olduğu görüldü. Konutta kullanılan elektriğin kilovat fiyatının 2002 Kasım-2003 döneminde 12,975 kuruş, 2003 Mart-2006 Kasım döneminde 12,780 kuruş, 2003 Kasım 2006 Aralık döneminde 12,780 kuruş, 2007 yılının tamamında 12,405 kuruş, 2008 OcakHaziran döneminde 14,830 kuruş, 2008 Temmuz-Eylül döneminde 17,944 kuruş, 2008 Ekim-Aralık döneminde 19,572 kuruş olduğu görüldü. 2009’un ilk çeyreğinde konutta kullanılan elektrik fiyatının kilovatı 19.803 kuruş, Nisan-Eylül 19,489 kuruş, Ekim ayı itibariyle ise 21,376 kuruşa yükseldi. Türkiye Kamu-Sen Araştırma Geliştirme Merkezi’nin hazırladığı “Gelir Dağılımı’nın İyileştirilmesi Sorunu ve Politikalar” raporuna göre Türkiye, OECD ülkeleri arasında gelir dağılımının en bozuk olduğu ikinci ülke konumunda. Yoksulluk oranının ise en yüksek olduğu üçüncü ülke durumunda. Türkiye, Gelirin En Adaletsiz Olduğu İkinci Ülke… Araştırmada en yüksek gelirli grup ile en düşük gelirli grup arasındaki fark ve gelirin paylaşımındaki adalete göre 0 ile 1 arasında değişen değerler alan Gini katsayısı kullanıldı. Buna göre eğer bir ülkede gelir tam olarak adil bir şekilde paylaşılıyorsa Gini katsayısı “0”; bir ülkedeki gelirin tamamını yalnızca bir kişi alıyorsa Gini katsayısı “1” rakamını alıyor. Bu rakamın büyüklüğü o ülkedeki gelir dağılımındaki adaletsizliği de ortaya koyuyor. Buna göre Gini katsayısı Danimarka’da 0,22, İsveç’te 0,24, Çek Cumhuriyeti ve Finlandiya’da 60 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) 0,26, Macaristan’da 0,29, İspanya’da 0,30 olarak ölçüldü. OECD ülkeleri arasında en yüksek Gini katsayısı ise 0,38 ile Türkiye ve 0,46 ile Meksika’da. Buna göre OECD’ye üye ülkeler içinde gelir dağılımı en bozuk olan ülkelerin başında Türkiye ve Meksika geliyor. Sosyal Patlamalar İçin Kritik Eşikteyiz… Türkiye’de halen en düşük gelire sahip 14 milyon fert, toplam gelirin yalnızca %6,1’ini alırken; en yüksek gelirli 14 milyon fert ise toplam gelirin %44,4’ünü alıyor. Ülkemizde en düşük gelirli grup ile en yüksek gelirli grup arasında yaklaşık 7,3 kat fark bulunuyor. Uluslar arası bilim çevrelerine göre bu fark 8 kat olduğunda ülkede sosyal patlamalar yaşanıyor. Buna göre Türkiye, 7,3 kat farkla son derece kritik bir eşikte bulunuyor. Araştırmada Ülkelerdeki Yoksulluk Oranları Da Oldukça Dikkat Çekiyor... Türkiye Kamu-Sen’in araştırmasına göre yoksulluk oranları bakımından da Türkiye’nin OECD içinde en yüksek oranlardan birine sahip olduğu görülüyor. Buna göre Danimarka’da nüfusun yalnızca %2,1’i, Norveç’te %2,9’u, İsveç’te %3,2’si, Çek Cumhuriyeti’nde %5,6’sı, Almanya’da %10,4’ü Yeni Zelanda’da %13,6’sı yoksulluk sınırının altında kalırken bu rakam Türkiye’de %17,11, ABD’de %18,4, ve Meksika’da da %21,3 olarak tespit edildi. Türkiye, OECD içinde yoksulluğun en yüksek olduğu üçüncü ülke konumunda. Açıklanan son enflasyon rakamlarına göre, Kasım ayında enflasyonun %1,29 olarak tespit edilmesi ve zorunlu tüketim harcamalarında yaşanan fiyat artışları, yoksulluk oranlarını biraz daha artırdı. Geç kalınmadan Tedbir Alınmalı… “Bu durum hükümetin Türkiye’de gelir dağılımı konusuna daha fazla önem vermesi ve konunun farklı boyutlarını dikkate alması gereğini ortaya koymaktadır. Toplumda ortaya çıkan ve kimi zaman çatışmaya dönüşen, bir çoğunda da çatışmaya dönüşme potansiyeli taşıyan sorunların çözümü için atılacak ilk adım, uygulanan ekonomi 61 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) politikalarındaki tercihlerin dar ve sabit gelirlilerin öncelikli talepleri doğrultusunda değiştirilerek, gelir dağılımı yapısının, daha fazla geç kalınmadan düzeltilmelidir.” TÜKETİCİ GÜVEN ENDEKSİ Türkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası işbirliği ile yürütülen Aylık Tüketici Eğilim Anketi, tüketicilerin harcama davranış ve beklentilerini değerlendirmektedir. Endeksin 100’den büyük olması tüketici güveninde iyimser durum, 100’den küçük olması tüketici güveninde kötümser durum, 100 olması ise tüketici güveninde ne iyimser ne de kötümser durum olduğunu göstermektedir. 2007 yılında % 93,9 ile en yüksek seviyesinde olan Tüketici Güven Endeksi, 2008 yılı yılında 69,9 olmuştur. 2009 yılı Ekim ayında 80,46 olan Tüketici Güven Endeksi, 2009 yılının Kasım ayında Ekim ayına göre %2,59 oranında azalarak 78,38 değerine düşmüştür. Tüketici güven endeksi, alt kalemleri ve değişim oranları Tüketici Güven Endeksi Satın alma gücü (mevcut dönem) Satın alma gücü (gelecek dönem) Genel ekonomik durum (gelecek dönem) İş bulma olanakları (gelecek dönem) Mevcut dönemin dayanıklı tüketim malı s a t ı n a l m a k i ç i n u y g u n l u ğ Bir önceki aya göre değişim oranı (%) 10/2009 11/2009 -1,79 -2,59 09/2009 81,92 Endeks 10/2009 80,46 11/2009 78,38 75,16 78,74 76,28 73,08 74,02 77,66 76,23 72,61 72,56 76,32 73,48 72,33 -1,52 -1,38 -0,07 -0,64 -1,98 -1,72 -3,61 -0,40 106,35 101,77 97,21 -4,30 -4,48 u Vatandaşların ekonomiye olan güveninin sayısal göstergelerinden biri olan, Merkez Bankası ve TUIK tarafından ortaklaşa hazırlanan 62 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Tüketici Güven Endeksi vatandaşın ekonomiden ümidini kesmeye başladığını net bir biçimde ortaya koymaktadır. BÜYÜME Tüm yıl revize edildi... 2008 yılı rakamlarında da revizyona giden TÜİK, 2008 yılı gayri safi yurtiçi hasıla değerini cari fiyatlarla yüzde 12.7’lik artışla 950 milyar 98 milyon TL, sabit fiyatlarla yüzde 0.9’luk artışla 102 milyar 164 milyon TL olarak açıkladı. 2008 yılında kişi başına gayri safi yurtiçi hasıla değeri cari fiyatlarla 13 bin 367 TL, dolar cinsinden 10 bin 436 dolar olarak hesaplandı. 2008 yılının tamamındaki büyüme TÜİK’in yaptığı revizyonlardan sonra yüzde 1.1’den yüzde 0.9’a geriledi. Böylece Türkiye 2008 yılında yüzde 1 bile büyüyememiş oldu. 2008 yılında Milli gelir 950,1 milyar YTL'lik (741,8 milyar dolar) bir ekonomi haline gelirken sanayi ve ticaret sert fren yaptı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) yılı dördüncü çeyrek büyüme verilerini açıkladı. 2008 yılında ise birinci çeyrekte 7,3 olan büyüme ikinci çeyrekte 2,8'e, üçüncü çeyrekte ise 1,2'ye geriledi. Büyüme 2008 63 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) yılının son çeyreğinde ise eksi 6,2 olarak gerçekleşti. Yılın dördüncü çeyreğinde cari fiyatlarla 232 149 milyar YTL'lik gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) yaratılırken son bir yıllık GSYİH 950,1 milyar YTL olarak hesaplandı. 2008 yılında kişi başına gayri safi yurtiçi hasıla değeri cari fiyatlarla 13 367 YTL, ABD doları cinsinden 10 436 Dolar olarak hesaplanmıştır. Bu rakamlar 2002-2007 döneminde ulaşılan yüksek oranlı büyüme döneminin sona erdiğine işaret etmektedir. Türkiye 2009 yılı ilk 9 ayda yüzde 8,4 küçüldü, çifte revizyon ‘TÜİK kuşkusu’ yarattı. 2009’un ilk çeyreğinde de küçülerek teknik olarak resesyona giren Türkiye ekonomisi 2009’un üçüncü çeyreğinde de küçülmeyi sürdürdü. Ekonomideki küçülme dört çeyrektir devam ederken, geçmiş dönemlere ait büyüme rakamlarının revize edilmesi dikkat çekti. Üçüncü çeyrek yüzde 3,3 küçülme… * Geçen yılın aynı dönemine göre 2009 üçüncü çeyrekte sabit fiyatlarla GSYH yüzde 3,3’lük azalmayla 27 milyar 129 milyon lira oldu. * Cari fiyatlarla ise GSYH yüzde 0,1 azalışla 262 milyar 229 milyon lira düzeyinde gerçekleşti. * Yılın ilk çeyreği için açıklanan yüzde 13.8 küçülme rakamı da yüzde 14.7 olarak revize edildi. * Türkiye ekonomisi, üçüncü üç ayda, dolar bazında da cari fiyatlarla yüzde 23,6 küçüldü ve GSYH 447 milyar 076 milyon dolar olarak gerçekleşti. * Geçen yılın üçüncü çeyreğinde, GSYH cari fiyatlarla yüzde 13,0 , sabit fiyatlarla yüzde 1,0 büyümüştü. 64 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Dokuz aylık küçülme * 2009 yılının dokuz aylık döneminde sabit fiyatlarla GSYH geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8,4 azalarak 71 milyar 294 milyon TL’ye geriledi. * Yılın ilk dokuz ayında cari fiyatlarla GSYH yüzde 2,3 azalarak 700 milyar 958 milyon TL’ye geriledi. Büyük revizyon... TÜİK, 2009 yılı ilk çeyreğinde yüzde 13,8 olarak açıkladığı küçülme oranını, yüzde 14,7’e yükseltti. 2009 yılı ilk çeyrekte TÜİK, GSYH değerini sabit fiyatlarla yüzde 13,8’lik azalışla 21 Milyar 145 milyon TL olarak açıklamıştı. TÜİK yaptığı revizyonla bu rakamı 20 Milyar 879 milyon TL’ye çekti. İlk çeyreğe ilişkin yapılan revizyonla daha önce 210 Milyar 997 milyon TL olarak açıklanan cari fiyatlarla GSYH değeri, yapılan revizyonla 209 Milyar 781 milyon TL’ye indi. 2009 ikinci çeyreğinde GSYH değerini sabit fiyatlarla yüzde 7.9 azalışla 23 Milyar 285 milyon TL oldu. ikinci çeyrekte cari fiyatlarla GSYH değeri yüzde 4,4’lük azalışla 228 Milyar 948 milyon TL’ye olmuştur. 65 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) 2009 yılının üçüncü üç aylık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre sabit fiyatlarla gayri safi yurtiçi hasıla % 3.3’lük azalışla 27 129 Milyon TL olmuştur. 2009 yılının ilk dokuz aylık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre cari fiyatlarla gayri safi yurtiçi hasıla %2.3’lük azalışla 700 958 Milyon TL olmuştur. 2009 yılının ilk dokuz aylık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre sabit fiyatlarla gayri safi yurtiçi hasıla % 8.4’lük azalışla 71 294 Milyon TL olmuştur. 2009 yılı üçüncü üç aylık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre cari fiyatlarla gayri safi yurtiçi hasıla %0.1’lik azalışla 262 229 Milyon TL olmuştur. Üreticinin Hali Vahim; 2009'un üçüncü çeyreğine ilişkin açıklanan GSYH verilerine göre, geçen yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 4,3 küçülen inşaat sektörü, bu yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 3,3 ile önemli ölçüde daralma gösterdi. Yüksek oranda küçülme gösteren diğer sektörler arasında yer alan madencilik ve taş ocakçılığı sektöründe yüzde 3,2’lik daralma yaşandı. Bu sektörde geçen yılın ikinci çeyreğinde yüzde 3,9 büyüme olmuştu. Toptan ve perakende ticaret sektörü de geçen yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 1,5 küçülme göstermişti ancak bu yılın aynı döneminde söz konusu sektörde yüzde 7,2 küçülme gözlendi. İmalat sanayinde de geçen yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 0,3 büyüme kaydedilmişti, yılın aynı döneminde söz konusu sektörde yüzde 3,9 66 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) daralma meydana geldi. Geçen yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 1,2 büyüme gösteren ulaştırma-haberleşme sektörü de bu yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 6,9 daraldı. Vergi-sübvansiyon yüzde 8,4, elektrik, gaz, buhar ve sıcak su üretimi ve dağıtımı da yılın ikinci çeyreğinde yüzde 4,8 küçüldü. Tarım Ticaret İmalat Sanayi İnşaat Ulaştırma Mali Kuruluşlar D.Ölç.Mali GSYH Artış (%) Arac.Hiz. 2007 -7,3 5,7 5,4 5,7 7,1 9,8 1,5 4,6 Üretim Yönüyle Katkı 2008 2009 I Çeyrek 2009 II Çeyrek 2009 III Çeyrek 3,9 -0,4 6,4 2,7 -1,1 -26,3 -15,4 -7,2 0,8 -21,8 -11,2 -3,9 -8,2 -18,9 -21,4 -18,1 1,3 -17,7 -12,2 -6,9 9,1 10,8 7,5 7,8 8,4 10,7 6,6 9,5 0,9 -14,7 -7,9 -3,3 Büyüme Gösteren Sektörler; Üçüncü çeyrekte büyüyen sektörler arasında balıkçılık yüzde 6,2, tarım, avcılık ve ormancılık da yüzde 2,7 ile öne çıktı. Mali aracı kuruluşların faaliyetlerinde yüzde 7,8, dolaylı ölçülen mali aracılık hizmetlerinde yüzde 9,5 büyüme gözlendi. Yılın ilk çeyreğinde söz konusu sektörlerde sırasıyla yüzde 10,9 ve 10,7 büyüme olmuştu. Üçüncü çeyrekte oteller ve lokantalar yüzde 5,2, konut sahipliği yüzde 3,8, gayrimenkul kiralama ve iş faaliyetleri yüzde 6,3, kamu yönetimi ve savunma, zorunlu sosyal güvenlik yüzde 1,7, sağlık işleri ve sosyal hizmetler yüzde 3,6 ile büyüme gösteren diğer sektörler arasında yer aldı. Eğitimdeki büyüme söz konusu dönemde yüzde 2,0 oldu. Teğet geçen kriz dünyadaki en büyük üçüncü yıkımı Türkiye'de yaşattı. TÜİK, bu yılın üçüncü çeyreğinde (Temmuz-Ağustos-Eylül) bir önceki yılın aynı dönemine göre büyüme oranını yüzde -3,3 olarak açıkladı. Geçen sene üçüncü çeyrekte ekonomi daralmaya başlamıştı. Büyüme oranı yüzde 1,0’e düşmüştü. Baz etkisi nedeniyle GSYH’ nın eksi yüzde 3,3 küçülmesi, daha fazla önem kazanıyor. Üçüncü 67 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) çeyrekte, yüzde 3,3 küçülme, Türkiye’ nin G-20’ ler içinde en fazla küçülme yaşayan ülke olduğunu gösteriyor. Bazı G-20 Ülkelerinde İkinci Çeyrekte, Bir Önceki Yılın Aynı Dönemine Göre Büyüme Oranı; AB (27) -4.8, ALMANYA -5.9, FRANSA -2.6, İTALYA -6.0, ABD -3.9, TÜRKİYE -3,3 SANAYİDE KAPASİTE KULLANIMI ORANI Aylık İmalat Sanayi anketine göre 2007 yılında % 81,1 olan üretim değeri ağırlıklı kapasite kullanım oranı, 2008 yılında % 64,7 seviyesine düşmüştür. İmalat sanayiinde kapasite kullanım oranı, geçen yılın aynı ayına göre 5,0 puan artarken, bir önceki aya göre 1,0 puan azalarak 69,7 seviyesinde gerçekleşmiştir. NACE Rev.1.1’e göre Aylık İmalat Sanayi Eğilim Anketi'ne cevap veren 4835 işyerinden derlenen verilerin analiz sonuçlarına göre, 2008 yılı Aralık ayında 64,7 olan üretim değeri ağırlıklı kapasite kullanım oranı, 2009 yılı Aralık ayında 69,7 seviyesinde gerçekleşmiştir. 68 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) İç pazarda talep yetersizliği, işyerlerinin tam kapasite ile çalışmamasının en önemli nedenidir. 2009 Aralık ayında, işyerlerinin, tam kapasite ile çalışmamasının nedenleri arasında talep yetersizliği ilk sıradadır. İç pazarda talep yetersizliği %53,9 ve dış pazarda talep yetersizliği %31,2 oranında etkili olmuştur. Mali imkansızlıklar %3,3, yerli mallarda hammadde yetersizliği %3,7 ve ithal mallarda hammadde yetersizliği %1,6, işçilerle ilgili meseleler ise %0,9 oranında etkili olmuştur. Sanayide Mevcut ve Beklenen Durumu. Aralık 2009 Geçen aya göre artış belirten işyerleri (%) Geçen aya göre azalış belirten işyerleri (%) Geçen aya göre değişim oranı (%) Gelecek ay için beklenen değişim oranı (%) Üretim miktarı 36,3 33,2 1,2 0,1 Yurtiçi satışlar 40,3 30,4 10,5 -5,9 Satış fiyatları 11,3 20,6 -0,2 0,3 Hammadde fiyatları 20,2 5,7 0,5 0,5 Konusu Üretim miktarı, Aralık ayında bir önceki aya göre %1,2 artmıştır. İşyerlerinde 2009 yılı Aralık ayı üretim miktarı bir önceki aya göre %1,2 artmıştır. Ocak ayında üretim miktarının %0,1 artacağı beklenmektedir. Aralık ayı satış miktarı %10,5 artmıştır. Ocak ayında %5,9 azalacağı beklenmektedir. Aralık ayı satış fiyatları bir önceki aya göre %0,2 azalmıştır. Ocak ayında %0,3 artacağı beklenmektedir. 69 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Aralık ayı hammadde fiyatları %0,5 artmıştır. Ocak ayında %0,5 artacağı beklenmektedir. Sanayide Kullanılan Elektrik Yüzde 70.1 Arttı... 2000 yılında sanayide kullanılan elektriğin kilovat saati 3,767 kuruş olurken, 2002 yılında 11,340 kuruş, 2009 Ekim itibariyle ise 19,284 kuruşa ulaştı. 2002-2009 yılları arasında sanayide kullanılan elektriğin kilovat saatinin ise yüzde 70.1 arttığı görüldü. SANAYİ ÜRETİM ENDEKSİ Sanayi Üretim Endeksi, 2009 yılı Kasım ayında 2008 yılı Kasım ayına göre %2,2, bir önceki aya göre ise %8,6 azalmıştır. NACE Rev.1.1’e göre hesaplanan 2005=100 temel yıllı Sanayi Üretim Endeksi, 2009 yılı Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %2,2 azalarak 107,8 olmuştur. Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2009 yılı Kasım ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre Madencilik ve Taşocakçılığı sektörü endeksi %0,6 artarak 116,7’den 117,3’e; Elektrik, Gaz ve Su sektörü endeksi %1,1 artarak 114,7’den 116,0’a yükselirken; İmalat Sanayi sektörü endeksi ise %2,8 azalarak 109,4’ten 106,4’e düşmüştür. İKTİSADİ FAALİYET KOLLARI Endeks Değişim 2008 Kasım Endeks Değişim 2009 Kasım TOPLAM SANAYİ 110,3 -13,3 107,8 -2,2 MADENCİLİK 116,7 -0,4 117,3 0,6 İMALAT SANAYİ 109,4 -14,9 106,4 -2,8 ELEKTRİK, GAZ VE SU 114,7 -3,7 116,0 1,1 70 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Ana Sanayi Grupları (MIGs) Sınıflamasına göre, 2009 yılı Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre en yüksek azalış %7,2 ile Dayanıklı Tüketim Malları İmalatında görülmüştür. Ana Sanayi Grupları (MIGs) Sınıflamasına göre diğer gruplar incelendiğinde, Dayanıksız Tüketim Malı İmalatının %4,0, Enerji’nin %2,1, Ara Malı İmalatının %1,1 azaldığı, Sermaye Malı İmalatının ise %1,0 oranında arttığı görülmektedir. 71 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Takvim Etkisinden Arındırılmış Endeks 2009 yılı Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %5,8 artış gösterirken, Mevsim ve Takvim Etkilerinden Arındırılmış Endeks bir önceki aya göre % 0,2 artış göstermiştir. 140 ARINDIRILMAMIŞ İLE MEVSİM VE TAKVİM ETKİLERİNDEN ARINDIRILMIŞ SANAYİ ÜRETİM ENDEKSİ 130 120 110 100 90 TOPLAM SANAYİ ENDEKSİ (ARINDIRILMAMIŞ) 20 09 -1 20 09 -2 20 09 -3 20 09 -4 20 09 -5 20 09 -6 20 09 -7 20 09 -8 20 09 -9 20 09 -1 0 20 09 -1 1 20 08 -1 20 08 -2 20 08 -3 20 08 -4 20 08 -5 20 08 -6 20 08 -7 20 08 -8 20 08 -9 20 08 -1 0 20 08 -1 1 20 08 -1 2 80 MEVSİM VE TAKVİM ETKİLERİNDEN ARINDIRILMIŞ ENDEKS ENFLASYON Bilindiği üzere, hükümetin, enflasyonla mücadele amacıyla, 1 Ocak 2006'dan itibaren uygulamaya başladığı “açık enflasyon hedeflemesine” rağmen yükseliş durdurulamamış ve enflasyon tekrar iki haneli rakamlara ulaşmıştı. 2007’de GSYİH % 4,5 büyümüştür. Esasen büyümedeki düşüş, 2004 yılından bu yana hızlanarak sürmektedir. 2008 yıllık büyüme oranı ilk çeyreği % 7,2, ikinci çeyreği % 2,8, üçüncü çeyreği % 1 son çeyrekte de % -6,5 gerçekleşmiştir. 2007 büyümesi de % 4,6’dan % 4,7’ye revize edilmişti. 2008 yılında kaydedilen % 0,9’luk, büyüme oranı 2009 I.Çeyrekte % -13,8’lik büyüme revize edilerek % 14,3’e, II.Çeyrekte % -7,0 olarak gerçekleşmiştir. 72 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Bu rakamlar 2002-2007 döneminde ulaşılan yüksek oranlı büyüme döneminin sona erdiğine işaret etmektedir. Esasen büyümedeki düşüş, 2004 yılından bu yana hızlanarak sürmekte 2009 yılı I.Çeyreğinde 1945 ten buyana en yüksek küçülme rakamlarıdır. Uygulanmakta olan ekonomi politikasının en önemli hedefi fiyat istikrarını sağlama ve enflasyonla mücadeledir. 2005’te % 7,72 olan TÜFE endeksi 2006’da % 9,65, 2007’de % 8,39, Şubat 2008’de % 9,1, 2008’de ise % 10,06 olmuştur. Demek ki son dört yılda hedef hiç tutturulamamış, enflasyon yüksek seyrini korumuştur. Ancak ortaya çıkan global kriz neticesi daralan satın alma gücü nedeniyle endekslerde nispi düşüşler gözlenmektedir. TÜİK verilerine göre; TÜFE’de aylık değişim %0,53 olarak gerçekleşti. 2009 yılı Aralık ayında 2003=100 Temel Yıllı Tüketici Fiyatları Endeksi’nde bir önceki aya göre %0,53, bir önceki yılın Aralık ayına göre %6,53, bir önceki yılın aynı ayına göre %6,53 ve on iki aylık ortalamalara göre %6,25 artış gerçekleşmiştir. Ana harcama grupları itibariyle bir ay önceye göre en yüksek artış %2,22 ile gıda ve alkolsüz içecekler grubunda gerçekleşmiştir. 73 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Aralık ayında endekste yer alan gruplardan haberleşmede %0,93, lokanta ve otellerde %0,63, çeşitli mal ve hizmetlerde %0,50, konutta %0,49 artış, alkollü içecekler ve tütünde %-0,05, ulaştırmada %-0,26, ev eşyasında %-0,36, eğlence ve kültürde %-0,38, sağlıkta %-0,44, giyim ve ayakkabıda 2,79 düşüş gerçekleşmiştir. Eğitim grubunda değişim olmamıştır. Bir önceki yılın aynı ayına göre TÜFE’de en yüksek artış %20,91 ile alkollü içecekler ve tütün grubunda gerçekleşmiştir. Çeşitli mal ve hizmetler (%13,75), gıda ve alkolsüz içecekler (%9,26), eğlence ve kültür (%8,92), ulaştırma (%7,89), lokanta ve oteller (%7,31) artışın yüksek olduğu diğer harcama gruplarıdır. 2009 yılı Aralık ayında endekste kapsanan 449 maddeden; 67 maddenin ortalama fiyatlarında değişim olmazken, 223 maddenin ortalama fiyatlarında artış, 159 maddenin ortalama fiyatlarında ise düşüş gerçekleşmiştir. TÜİK verilerine göre; ÜFE’de aylık değişim %0,66 olarak gerçekleşti. 2009 yılı Aralık ayında 2003=100 Temel Yıllı Üretici Fiyatları Endeksi’nde bir önceki aya göre %0,66, bir önceki yılın Aralık ayına göre %5,93, bir önceki yılın aynı ayına göre %5,93 ve on iki aylık ortalamalara göre %1,23 artış gerçekleşmiştir. Üretici Fiyatları Endeksi Yıllık Değişim Oranları (%) 20,00 17,03 18,41 16,53 16,00 14,67 14,56 12,00 8,00 13,29 12,25 8,11 8,15 7,90 5,93 6,43 6,44 4,00 3,46 -0,35 01 -4,00 12,49 10,50 02 03 04 05 06-1,86 07 -2,46 08 -3,75 0,47 -1,04 09 1,51 0,19 10 11 12 Aylar 2008 2009 Aylık değişim tarım sektöründe %1,90, sanayi sektöründe %0,36 olarak gerçekleşti. Tarım sektörü endeksinde, bir önceki yılın Aralık 74 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) ayına göre %14,22, bir önceki yılın aynı ayına göre %14,22 ve on iki aylık ortalamalara göre %2,34 artış gerçekleşmiştir. Sanayi sektörü endeksinde ise bir önceki yılın Aralık ayına göre %4,14, bir önceki yılın aynı ayına göre %4,14 ve on iki aylık ortalamalara göre %1,02 artış gerçekleşmiştir. ÜFE sonuçları sanayinin alt sektörleri bazında değerlendirildiğinde en yüksek aylık artış %10,27 ile ham petrol ve doğalgaz çıkarımı alt sektöründe gerçekleşti. Sanayinin üç sektöründen madencilik ve taşocakçılığı sektöründe %2,31, elektrik, gaz, su sektöründe %0,64, imalat sanayi sektöründe %0,28 artış gerçekleşmiştir. Bir önceki aya göre endekslerin en fazla artış gösterdiği alt sektörler, ham petrol ve doğalgaz çıkarımı (%10,27), metal cevheri (%2,98), ana metal sanayi (%1,86), tekstil ürünleri imalatı (%1,48), tıbbi, hassas ve optik aletler imalatı (%1,10), gıda ürünleri ve içecek imalatı (%0,84), mobilya imalatı (%0,78), elektrik, gaz üretimi ve dağıtımı (%0,71) alt sektörleridir. Buna karşılık giyim eşyası imalatı (%-2,37), deri ürünleri imalatı (%-1,30), ağaç ve mantar ürünleri imalatı (%-0,87), kok kömürü, rafine edilmiş petrol ürünleri (%-0,59) bir ay önceye göre endekslerin en fazla gerilediği alt sektörler olmuştur. 2009 yılı Aralık ayında endekste kapsanan 768 maddeden; 208 maddenin ortalama fiyatlarında değişim olmazken, 362 maddenin ortalama fiyatlarında artış, 198 maddenin ortalama fiyatlarında ise düşüş gerçekleşmiştir. Beklenti tutmadı... Aralık ayının beklenti anketlerinde enflasyonda Kasım ayına göre bir kötüleşme görülmektedir. Aralık ayının II. anketinde, yıl sonu TÜFE enflasyon beklentisi, % 5,81’den % 6,27’ye, 12 ay sonrası için enflasyon beklentisi ise % 6,29’dan % 6,56’ya yükselirken, 24 ay sonraki enflasyon beklentisi % 6,36’dan % 6,31’e gerilemiştir. 75 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Merkez Bankası, daha önce yaptığı açıklamada, “Ekim ayında baz etkisi ve vergi ayarlamaları nedeniyle yıllık enflasyonda gözlenebilecek yükselişin kalıcı olmayacağı, sonrasında enflasyonun düşük seyrini koruyacağı tahmin edilmektedir” demişti. Esasen düşük gelirli halkımızın sık kullandığı mal ve hizmetlerden oluşturulacak bir sepetle ölçülebilecek olan “hissedilen enflasyon”un % 14-20 aralığında olacağı söylenebilir. Açıklanan fiyat artışları ile vatandaşlarımızın karşılaştığı fiyat artışları arasında fark bulunmaktadır. 2002 - 2009 yılları arasından AKP döneminde enflasyon % 60 olmuştur. Aynı dönemde bazı temel ihtiyaçlar bakımından fiyat artışları aşağıda yer alan tabloda mukayeseli olarak verilmektedir. Ülkemizde en yoksul ve en zengin kesim arasındaki enflasyonun aynı oranda gerçekleşip gerçekleşmediği çok tartışılan bir konudur. Harcamalarına göre sıralı % 20’lik dilimlere ait 2009 (Aralık) enflasyonu hesaplanmıştır. Hesaplamalar en yoksul % 20’lik harcama diliminde 2003=100 bazlı enflasyon endeksinin 161,67, en zengin % 20’lik harcama diliminde ise endeksin 176,09 çıktığını gösteriyor. Enflasyon, ortalama tüketici sepeti için 170,91 olarak gerçekleşmiştir. Rakamlardan da anlaşılacağı gibi en yoksul ve en zengin % 20’lik dilimler arasında 14,42 puanlık bir enflasyon farkı vardır. Bu fark, tüketicilerin tüketim sepetlerindeki bileşim farklarından kaynaklanmaktadır. En yoksul kesim, bütçesinin büyük bir kısmını gıda, konut gibi zorunlu harcamalara ayırırken en zengin kesim bu ihtiyaçların yanında eğlence, eğitim ve ulaştırma gibi ihtiyaçlara da bütçesinde daha fazla yer verebilmektedir. Enflasyon, zorunlu harcamalarda daha yüksekse, bütçeleri içindeki payı daha fazla olduğu için en yoksul kesim bu artışlardan daha çok etkilenecektir. 76 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) SOSYAL GÜVENLİK Sosyal güvenlik açıklarını azaltmak amacıyla 57. Hükümet döneminde, 25.08.1999 tarih ve 4447 sayılı 23.05.2002 tarih ve 4759 sayılı Kanunlarla yaş haddi kadınlarda 58, erkeklerde 60 olarak belirlenmiş, prim gün sayısı 5000 günden 7000 güne yükseltilmiş, mevcut sigortalılar için de kademeli geçiş öngörülmüştür. Sosyal güvenlik reformu sonrası emeklilik… SOSYAL güvenlik reformunun uygulama Kanunu, 2008/Ekim ayından itibaren tüm hükümleriyle birlikte yürürlüğe girmiştir. 30.04.2008 tarihi ve öncesinde işe girenlerin emeklilik (yaş, prim ödeme gün sayısı ve sigortalılık süresi açısından) şartlarında bir değişiklilik söz konusu değildir. İlk defa Sosyal Güvenlik Reformu’nun uygulama Kanununa (5510 s.k.na) tabi olarak çalışanlar normal emeklilik için; Memur ve esnaf, sanatkâr ve diğer bağımsız çalışanlar (Bağ-Kur’lular); Kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmuş olmaları ve en az 9000 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin olması, İşçiler (SSK’lılar) ise; Kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmuş olmaları ve en az 7200 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin olması, şartlarının bulunması halinde normal emeklilik maaşına hak kazanmaktadırlar. Ancak, belirtilen yaş şartı “prim gün sayısı şartının doldurulduğu” aşağıdaki tarihler arasına denk geldiğinde o tarihlerdeki yaş şartı aranmaktadır. 1) 1/1/2036 ilâ 31/12/2037 Tarihleri Arasında Kadın için 59, Erkek 2) 1/1/2038 ilâ 31/12/2039 Tarihleri Arasında Kadın için 60, Erkek 3) 1/1/2040 ilâ 31/12/2041 Tarihleri Arasında Kadın için 61, Erkek 4) 1/1/2042 ilâ 31/12/2043 Tarihleri Arasında Kadın için 62, Erkek 5) 1/1/2044 ilâ 31/12/2045 Tarihleri Arasında Kadın için 63, Erkek 6) 1/1/2046 ilâ 31/12/2047 Tarihleri Arasında Kadın için 64, Erkek 7) 1/1/2048 Tarihinden İtibaren ise Kadın ve Erkek için 65 yaş yapılmıştır. için için için için için için 61 62 63 64 65 65 77 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) AKP iktidarında SGK’nın gelir-gider-açık ve bütçe transferinin gelişimi şöyle olmuştur; SOSYAL GÜVENLİK KURUMUNUN GELİR VE GİDER DENGESİ Bin TL -Thousand TL Artış Toplam Artış Oranı Gelirler Giderler Açık Oranı (%) Gelirlerin (%) Rate of Rate of Revenues Expenditures Deficit Toplam Increase Increase Giderleri 20.018.189 27.982.464 -7.964.275 2002 49,8 56,9 71,5 Karşılama 27.916.539 41.336.077 -13.419.538 2003 39,5 47,7 67,5 Oranı % 34.689.248 50.621.622 -15.932.374 2004 24,3 22,5 68,5 41.249.438 59.941.373 -18.691.935 2005 18,9 18,4 68,8 53.830.886 71.867.475 -18.036.589 2006 30,5 19,9 74,9 56.874.830 81.915.401 -25.040.571 2007 5,7 14,0 69,4 67.257.484 93.159.462 -25.901.978 2008 18,3 13,7 72,2 2009 68.574.547 96.545.943 -27.971.396 71,0 Ocak - January 6.079.866 8.581.059 -2.501.193 70,9 Şubat - February 6.058.422 8.120.534 -2.062.112 -0,4 -5,4 74,6 Mart - March 6.750.685 8.919.938 -2.169.253 11,4 9,8 75,7 Nisan - April 6.486.249 8.854.352 -2.367.995 -3,9 -0,7 73,3 Mayıs - May 6.142.706 8.213.317 -2.070.611 -5,3 -7,2 74,8 Haziran - June 6.060.452 8.964.249 -2.903.797 -1,3 9,1 67,6 Temmuz - July 6.618.238 9.309.674 -2.691.436 9,2 3,9 71,1 Ağustos - August 5.808.952 8.613.587 -2.804.635 -12,2 -7,5 67,4 Eylül -September 6.163.483 9.323.844 -3.160.361 6,5 8,5 66,1 Ekim - October 6.493.792 9.350.709 -2.856.917 5,4 0,3 69,4 Kasım -November 6.068.902 8.446.417 -2.377.516 -6,5 -9,7 71,9 Aralık -December Toplam- Total 68.574.547 96.545.943 -27.971.396 71,0 2009 Yıllar Years NOT: Yatırım ve yönetim giderleri revize edilmiştir. T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı'nın 2009 Kasım ayında 4/a, 4/b ve 4/c’lilere ait aktif, pasif sigortalı sayıları ve mali bilgiler ile Kurum faliyetlerine ilişkin diğer verileri şöyledir: Toplam 15.259.717 aktif sigortalı bulunurken, toplam dosya bazında 8.437.757 pasif (emekli) sigortalı bulunmaktadır. Aktif / pasif oranı 1,81 olarak gerçekleşmiştir. Devlet memuru sayısında, özellikle 2009 yılında ilginç bir azalma var. Mart 2009 ayında, memur sayısı bir önceki aya göre yüzde 7.84 yani 193.874 kişi azalmış. Kasım 2009'da ise 2008 yılına göre yüzde 2,3 yani 351.473 kişi azalmıştır. Mevcut kanunlar ortadadır. AKP’nin getirdiği ve 1 Ekim 2008’de yürürlüğe giren düzenleme ortadadır. Hesap ortadadır. 78 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Zaten mevcut emekli aylıklarının dahi açlık sınırının altında olduğu dikkate alındığında, bu Kanuna göre bağlanacak aylıklarla emeklilerin hayatını nasıl idame ettirebilecekleri tümüyle göz ardı edilmektedir. Sosyal güvenlik kuruluşlarının finansman açıkları bütçeden yapılan transferlerle karşılanmaktadır. 2002 yılında 8,3 katrilyon olan sosyal güvenlik açıkları, AKP iktidarında 2003 yılında 13,4 Milyar YTL, 2004 yılında 16,3, 2005 yılında 19,6, 2006 yılında 18,6, 2007 yılında 26 Milyar YTL ye ulaşmıştır. 2008 yılının Kasım ayı itibariyle 31.7 Milyar YTL, 2008 yıl sonunda ise 35 Milyar 016 milyon YTL olmuştur. 2009 Ocak-Kasım bütçeden yapılan transferler 50 Milyar 139 milyon 790 TL’ye ulaşmıştır. KAPANANAN İŞYERLERİ 2008 yılında; 2007 yılına göre kurulan şirket ve kooperatif sayısı % 11,5 azalarak 55350’den 49003’e, kurulan ticaret ünvanlı işyeri sayısı % 4,7 azalarak 48673’den 46401’e düşmüştür. 2009 yılı Kasım ayında; 2008’in aynı ayına göre kurulan şirket ve kooperatif sayısı % 14,2 artarak 3088’den 3526’ya yükselmiştir. 79 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) 2009 Kasım ayında; 2008’in aynı ayına göre kurulan ticaret ünvanlı işyeri sayısı % 20,2 artarak 3000’den 3606’ya yükselmiştir. Kapanan ticaret ünvanlı işyerleri sayısı ise geçen yılın aynı ayına göre %23 azalarak 1880’den 1448’e düşmüştür. Şirket Kooperatif Ve Ticaret Ünvanlı İşyerlerinin Bir Önceki Yıl Aynı Dönemine Göre Değişimi (TÜİK) Kasım Şirket, kooperatif ve ticaret ünvanları Şirketler ve kooperatifler Kurulan Kapanan Ticaret Ünvanlı İşyerleri Kurulan Kapanan (*) Ocak-Kasım Değişim 2008 2009 (%) 2008 Değişim 2009 (%) 3 088 640 3 526 664 14,2 3,8 46 327 8 388 40 295 8 860 -13,0 5,6 3 000 1 880 3 606 1 448 20,2 -23,0 43 707 35 227 39 927 30 289 -8,6 -14,0 * Kapanan ticaret ünvanlı işyerleri sayısı, yapılan tebligatlarla ticari faaliyeti bulunmadığı tespit edilen ticaret ünvanlı işyerlerinin kayıtlarının ilgili ticaret sicil memurlukları tarafından Ticaret Sicili Tüzüğünün 41. maddesine istinaden resmen silinen işyerlerini de kapsamaktadır. 2009 yılı Kasım ayında 136, Ocak-Kasım döneminde 10331 ticaret unvanlı işyeri resmen kapatılmıştır. 2009 Kasım ayında kurulan toplam 3606 ticaret ünvanlı işyerinin; 1572’si Toptan ve perakende ticaret, motosiklet, kişisel ve ev eşyalarının onarımı, 637’si İnşaat, 367’si malat, 299’u Otel ve lokantalar, 249’u Ulaştırma, depolama ve haberleşme, 226’sı Gayrimenkul kiralama ve iş faaliyetleri, 125’i Diğer toplumsal, sosyal ve kişisel hizmet faaliyetleri, 51’i Mali aracı kuruluşların faaliyetleri, 42’si Eğitim, 17’si Sağlık işleri ve sosyal hizmetler, 10’u Madencilik ve taşocakçılığı, 9’u Tarım, avcılık ve ormancılık ve 2’si balıkçılık sektöründen oluşmaktadır. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin Ticaret Sicili verilerine göre, 2009 yılı Aralık ayında, 2008 yılı Aralık ayına göre kurulan şirket sayısında yüzde 55,90’lık, kurulan kooperatif sayısında yüzde 53,73’lük ve kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısında yüzde 51,33'lük bir artış oldu. Aynı verilerden, bu yılın ilk 12 ayında geçen yılın aynı dönemine göre; kurulan şirket sayısında yüzde 9,90'lık, kurulan kooperatif 80 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) sayısında yüzde 11,92’lik, kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısında da yüzde 6,72'lik bir azalma olduğu görülüyor. 2009 yılı Aralık ayında, 2008 yılı Aralık ayına göre tasfiyeye giren şirket sayısında yüzde 28,86’lık bir artış olurken, tasfiyeye giren kooperatif sayısında da yüzde 25,74'lük bir artış oldu. ŞİRKET TÜRÜ Şirketler Kooperatif Ger. Kişi Tic. İşl. İLAN TÜRÜ Kurulan Tasfiye Kapanan Kurulan Tasfiye Kapanan Kurulan Kapanan (OCAK- ARALIK) (12 Aylık) 2008 2009 48.003 43.250 11.658 13.459 9.925 10.429 1.309 1.153 2.561 2.444 1.815 1.842 47.583 44.387 38.340 32.289 ARALIK (1 Aylık) 2008 2009 48.003 43.250 11.658 13.459 9.925 10.429 1.309 1.153 2.561 2.444 1.815 1.842 47.583 44.387 38.340 32.289 Aynı verilerden, bu yılın ilk 12 ayında geçen yılın aynı dönemine göre; tasfiyeye giren şirket sayısında yüzde 15,45'lik artış olurken, tasfiyeye giren kooperatif sayısında yüzde 4,57’lik bir azalma olduğu görülüyor. 2009 yılı Aralık ayında, 2008 yılı Aralık ayına göre kapanan şirket sayısında yüzde 27,53’lük, kooperatif sayısında yüzde 7,01'lik ve kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısında da yüzde 0,09’luk bir artış oldu. Aynı verilerden, bu yılın ilk 12 ayında geçen yılın aynı dönemine göre; kapanan şirket sayısında yüzde 5,08’lik, kapanan kooperatif sayısında yüzde 1,49’luk artış olurken, kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısında ise yüzde 15,78’lik bir azalma olduğu görülüyor. Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Sicil Gazetesi terkin edilen (işyerini kapatan) esnaf ve sanatkâr sicil kayıtlarına göre, 2004 yılında 92 bin 700, 2005 yılında 282 bin 600, 2006 yılında 177 bin 213, 2007 yılında 118 bin 835, 2008 yılında 117 bin 810, 2009 OcakAralık itibariyle 91 bin 165 esnaf faaliyetine son vermiştir. 81 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Türkiye Esnaf Sanatkarlar Odası Sicil Gazetesi 2004-2009 Tescil Tadil S.Terkin M.Terkin 2004 146,095 26,617 92,700 2005 196,494 42,221 282,600 4,916 2006 217,050 12,026 177,213 15,241 2007 170,752 20,281 118,835 11,472 2008 166,823 19,907 117,810 10,521 2009 Ocak-Aralık 162.911 24.795 91.165 10.046 AKP İktidarında Çek–Senet Manzarası; AKP’nin iktidarının 7 yılı sonunda; esnaf, sanatkâr ve ticari işletmeler borcunu ödeyememe veya alacağını tahsil edememe durumuna gelmiştir. 2002 yılında 1 milyon 241 bin olan Protestolu senet ve karşılıksız çek sayıları 2005 yılında 1 milyon 927 bin adet olmuştur. 2007 yılı sonu itibariyle de, protestolu senet 1 471 bin, karşılıksız çek 1 325 bin olmak üzere toplam 2 milyon 796 bin adet olmuştur. Protestolu Senet/Karşılıksız Çek PROTESTO EDİLEN SENET KARŞILIKSIZ ÇIKAN ÇEK TUTARI MİLYON TL SAYISI ADET TUTARI MİLYON TL SAYISI ADET 816 498.748 2.204 743.000 2003 908 480.231 3.494 690.000 2004 1.652 589.892 5.497 894.000 2005 2.803 920.641 6.975 1.006.000 2006 4.055 1.177.910 9.604 1.144.000 2007 5.732 1.470.758 11.728 1.325.000 2008 6.760 1.574.031 15.742 1.537.194 7.066.562.665 1.451.464 - Ksm. 1.776.365 2002 2009 Kasım 82 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) 2008 yılında protestolu senet 1 milyon 574 bin 031 adet, 2008 yılında karşılıksız çek 1 milyon 537 bin 194 adet olmak üzere, toplam 3 milyon 111 bin 225 adet olmuştur. 2009 yılının Kasım ayında protestolu senet 1 milyon 451 bin 464 adet, 2009 Kasım ayında karşılıksız çek 1 milyon 776 bin 365 adet olmak üzere, toplam 3 milyon 230 bin 829 adet olmuştur. Karşılıksız çek, 2009 Kasım ayında %27,8 arttı (10 Aralık 2009) Merkez Bankası tarafından bankalara duyurulan toplam karşılıksız çek sayısı, 2009 yılının onbir ayında geçen yılın aynı dönemine göre, (1 Milyon 389 bin 802), yüzde 27,8 artarak 1 milyon 776 bin 365'e çıktı. Aynı dönemde, mahkemeler tarafından yapılan bildirimlere göre ise, Merkez Bankası'nca duyurulan yasaklanan çek sayısı da Kasım ayında, 2008 yılının aynı ayına göre yaklaşık yüzde 7,7 artarak 71 bin 476'dan, 77 bin 039'a yükseldi. Mahkemeler tarafından yapılan bildirimlere göre, Merkez Bankasınca duyurulan yasaklanan çek sayısı da Kasım ayında, 2008 yılının aynı ayına göre yüzde 73,8 artarak 7 bin 161'den 9 bin 720'ye yükseldi. Kasım ayında bir önceki aya göre Merkez Bankası tarafından bankalara duyurulan toplam karşılıksız çek sayısı 2009 Kasım ayın da bir önceki aya göre yüzde 35,8 azalarak 154 bin 277'den 113 bin 584'e, birikimli karşılıksız çek sayısı yüzde 6,8 yükselerek 1 milyon 662 bin 781'den 1 milyon 776 bin 365'e çıktı. Mahkemeler tarafından yapılan bildirimlere göre, Merkez Bankası'nca duyurulan yasaklanan çek sayısı 2009 Kasım ayın da bir önceki aya göre yaklaşık yüzde 25,2 oranında azalarak 12 bin 170'dan 9 bin 720'e yükseldi. Aynı dönemde, mahkemelerin bildirimleriyle Merkez Bankası'nca duyurulan yasaklanan birikimli çek sayısı 2009 Kasım ayın da bir 83 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) önceki aya göre yüzde 4,1 artarak 67 bin 319'dan 70 bin 039'a, bankalarca Merkez Bankasına yapılan bildirimlere göre, Merkez Bankası'nca duyurusu yapılan karşılıksız kaldıktan sonra ödenmiş çek sayısı yüzde 39,1 azalarak 99 bin 551'den 71 bin 538'e çıktı. Adalet Bakanlığı Verilerine göre; 14 Mayıs 2009 itibariyle karşılıksız çek keşide etme suçundan dolayı verilen Adli para cezalarının infazı gereğince cezaevlerinde tutuklu sayısı 68.021 kişi, Sahte çek kullanma suçuyla tutuklu olanların sayısı 1.125 kişi ve adli para cezası kesinleşmiş ve aranan kişi sayısı 676 bin kişi’ye ulaşmıştır. Merkez Bankası verilerinden yapılan hesaplamaya göre 2008 yılının da 1 milyon 574 bin 031 olan protestolu senet sayısı 2009'un Kasım ayında 1 Milyon 451 bin 464 kişi oldu. 2008 yılının da protestolu senet tutarı 6 milyar 760 milyon 278 bin TL düzeyindeyken, 2009'un Kasım ayında 7 milyar 066 milyon 562 bin TL'yi buldu. Ekonomik krizin yaşandığı 2001'den sonra ödenmeyen senet sayısı ve tutarı, 2005'te 2001 seviyesine ulaşıp, 2006'da ise hızlı bir artış trendine girdi. 2006 sonunda protestolu senetlerin toplam tutarı önceki yıla göre yüzde 44,6, 2007 sonunda yüzde 41,3, 2008'de ise 84 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) yüzde 17,9 oranında artış gösterdi. 2009 yılının Kasım döneminde protestolu senet tutarı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17,9 oranında artışla 7 Milyar 066 milyon 562 TL'ye ulaştı. 2005-2007 döneminde protestolu senet sayısının artmasında, ekonomik canlılığa karşın uygulanan sıkı para politikaları etkili oldu. 2008 yılı ve 2009 yılında ise küresel ekonomik krizin etkisi kendisini hissettirmeye başladı. ÖDENMEYEN TÜKETİCİ KREDİLERİ/KREDİ KARTLARI Enflasyon yıllık % 10 düzeyine inmiş ancak kredi kartı borç faizleri yıllık % 90’lar seviyesinde devam etmektedir. Bankalar Arası Kart Merkezi (BKM)’nin verilerine göre; 2009 Kasım itibariyle Türkiye’de kredi kartı sayısı 44 milyon 199 bin 008 adet’e ulaşmıştır. Banka kartı sayısı 64 milyon 167 bin 492 adet’e yükselmiştir. Krizle birlikte tüketicinin kredi kartına yüklendiği gözlendi. Yılın onbir aylık döneminde ekonomideki daralmaya karşın kredi kartı ile yapılan harcamalar ve nakit avans kullanımları yüzde 12 arttı. 2008 yılında kredi kartı ve banka kartlarından yapılan harcama miktarı geçen yıl 186.549 milyon TL iken, 2009 kasım ayında 186.238 milyon TL’ye ulaşmıştır. Kredi Kartı ve Banka Kartı İşlem Tutarları (BKM) (Milyon TL) 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 Kasım Alışveriş 22.567 36.064 59.035 78.042 99.082 128.787 166.725 167.736 Nakit Avans 3.046 4.270 6.653 8.452 10.077 14.000 19.824 18.501 Toplam 25.613 40.334 65.688 86.494 109.159 142.787 186.549 186.238 Visa/MasterCard ve Diğer kredi kartlarının yurtiçi kullanım cirosu (Turistlerin kullanımı dahil.) (Milyon TL) 85 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Merkez Bankası verilerine göre; 2002 yılında ferdi kredi borcunu ödememiş kişi 5 bin 664 iken 2005 yılında 3 kat artışla 16 bin 532’e ulaşmıştır. 2002 yılında kredi kartı borcunu ödememiş kişi sayısı 33 bin 419 iken 2005 yılında 5 kat artışla 166 bin 813 olmuştur. 2007 yılı içinde ferdi kredi borcunu ödememiş kişi sayısına 40 bin 262 yeni kişi, kredi kartı borcunu ödememiş kişi sayısına da 143 bin 832 kişi eklenmiştir. 2008 yılında ferdi kredi borcunu ödememiş kişi sayısına 175 bin 989 kişi, kredi kartında ise 377 bin 470 kişiye ulaşmıştır. Ferdi kredi ve kredi kartı borcunu ödemeyen kişilerin sayısı toplamda 553 bin 459 kişi olmuştur. Merkez Bankası verilerine göre; 2009 Ekim itibariyle ferdi kredi borcunu ödememiş kişi sayısına 393 bin 146 kişi, kredi kartında ise 601 bin 465 kişiye ulaşmıştır. Ferdi kredi ve kredi kartı borcunu ödemeyen kişilerin sayısı toplamda 994 bin 611 kişi olmuştur. Kredi kartlarında 2 milyon adet kart takiptedir. Takipte olan kartların tutarı 3,3 Milyar TL’dir. Takibe düşmeden kredi kartını taksitlendirerek faiz ödeyen kişi sayısı 7 milyon 76 bin kişidir. Yani her 3 kredi kartı sahibinden birisi borcunu taksit taksit ödeyebilmektedir. FERDİ KREDİ BORCUNU ÖDEYEMEMİŞ KİŞİ SAYISI KREDİ KARTI BORCUNU ÖDEYEMEMİŞ KİŞİ SAYISI FERDİ KREDİ + KREDİ KARTI BORCUNU ÖDEYEMEMİŞ KİŞİ SAYISI 2002 5.664 33.419 39.083 2003 4.196 31.608 35.804 YILLAR 2004 9.995 51.414 61.409 2005 16.532 166.813 183.345 2006 13.807 139.389 153.196 2007 40.262 143.832 184.094 2008 175.989 377.470 553.459 2009 Ekim 372.676 558.549 931.225 2002-2009 Toplam 659.591 1.545.410 2.205.001 86 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Kredi kartında azami faiz % 2,91’ indirdi, Merkez bankası kredi kartı işlemlerinde uygulanan azami faiz oranını yüzde 3.26’dan yüzde 2,91’e indirdi. Merkez bankası bankaların kredi kartı işlemlerinde uyguladığı azami faizi düşürdü. Merkez bankası “Kredi Kartı İşlemlerinde Uygulanacak Azami Faiz Oranları Hakkında Değişiklik Yapılmasına Dair” 2009/9 sayılı Bankamız Tebliği gereğince, 01.01.2010 tarihinden itibaren bankalarca kredi kartı işlemlerinde uygulanacak aylık azami akdi faiz oranı, TL için yüzde 2,91, ABD doları için yüzde 2.54 ve Euro için yüzde 2.30, aylık azami gecikme faiz oranı ise, TL için yüzde 3,66, ABD doları için yüzde 3.11 ve Euro için yüzde 2.82 olarak belirledi. Söz konusu oranlar azami oranlar olup, bankalarca kredi kartı işlemlerinde 1 Ekim’den itibaren bu oranların üzerinde bir faiz oranı uygulanamıyor. Bankalar, bu oranları, geçmemek üzere faiz oranlarını serbestçe belirleyebilecek. Kara Listedeki Vatandaş 2.5 Milyona Tırmanıyor... Daha şimdiden borcunu ödeyememiş ve kara listeye alınmış aile sayısının 2 milyonu aştığı görülüyor. Her ay, tüketici kredisi ve kredi kartı taksitini ödeyemediği için Merkez Bankası tarafından kara listeye alınan borçlu sayısı 150 bini aşıyor. Merkez Bankası tarafından ağustos sonunda 1 milyon 900 bine yakın olarak açıklanan kara listedeki borçlu sayısının ekim sonunda 2 milyon 150 bini bulduğu tahmin edilirken bu sayının, yıl sonunda da 2.5 milyona ulaşması şaşırtıcı olmayacak. 2004 sonunda 26 milyar TL dolayında olan aile borçları, izleyen yıllarda hem taşıt ve konut kredilerine olan talebin artması hem de kredi kartı kullanımının ve harcamalarının hızla artmasıyla çığ gibi büyüdü. 2005’te 47 milyar TL’yi bulan harcamalar 2008 sonunda 118 milyar TL’ye, 2009 Kasım ayı itibariyle 128 Milyar 380 milyon TL’ye kadar çıktı. 87 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) AİLELERİN BORCU VE KARA LİSTEDEKİLER Yıllar Ailenin Borç Stoku Kara Listeliler 2005 (Milyon TL) (Kişi) 47.036 120.184 2006 69.582 249.838 2007 95.474 433.932 2008 118.011 987.391 2009-9 ay 124.286 1.884.305 2009-12 ay (Tah.) 124.500 2.500.000 Kaynak: TCMB Buna karşılık borcu borçla kapatmak için alınan ihtiyaç kredisi 41 milyarı aşarak yüzde 6’ya yakın artmış görünüyor. İhtiyaç kredisi ise borcu borçla kapatma ihtiyacı aslında. Kredi kartı kullanımı ile borçlanma, risk almaya devam mesajı taşıyor. Ama öte yanda ailelerin batıkları da artıyor. Tüketici kredilerinin yüzde 6.1’ini oluşturan 7.6 milyar liralık kısmı “takibe alınan,” yani batık kredilerden oluşuyor. Batık kredi oranı, kredi kartı borçlarında ise yüzde 11.5’e kadar yükseliyor. Eylül ayı sonu itibarıyla, bankalar ve katılım bankalarının tüketicilerden yaklaşık 36.3 milyar liralık kredi kartı alacağı bulunuyor. Bu alacağın yaklaşık 4 milyar liralık kısmı ise zamanında ödenmeyen kart borçları. Bugüne kadar borcu borçla kapatarak, eş dost dayanışması ile yüzdürülen gemi şimdi ciddi biçimde su almaya başladı. Emniyet subapları da bir bir tüketildi. Bankalarla başı belada olan nüfusun 2.5 milyona tırmanması, çok zorlu bir kışa girildiğinin de işareti aynı zamanda. Kısa vade için tüketici kredisi kullanın, Bankaların, diğer ülkelerde olduğu gibi, kredi kartı faiz oranlarını bireysel kredi faizlerine göre daha yüksek belirlediğine işaret edilen açıklamada, bu nedenle, kısa vadeli kredi gereksinimi olan kredi kartı sahiplerinin bu gereksinimlerini kredi kartları yerine tüketici kredileri yoluyla karşılamaları önerildi. 88 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) VATANDAŞIN GELİRİ İPOTEK ALTINA ALINMIŞTIR BDDK (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu) verilerine göre; AKP’nin iktidara geldiği 2002-2009 yılları arasında vatandaşın bankalara olan tüm tüketici kredileri ve bireysel kredi kartı borçları toplamı; 2002 yılında 6 Milyar 605 milyon YTL iken, 2003 yılında 12 Milyar 842 milyon YTL’ ye, 2004 yılında 26 Milyar 616 milyon YTL’ ye, 2005 yılında 47 Milyar 036 milyon YTL’ ye, 2006 yılında 69 Milyar 582 milyon YTL’ ye, 2007 yılında 95 Milyar 474 milyon YTL’ ye, 2008 yılında 118 Milyar 011 milyon YTL’ye, 2009 Kasım itibariyle 128 Milyar 380 milyon TL’ye ulaşmıştır. AKP döneminde, bireysel kredilerde borç patlaması yaşanmıştır. 2002 yılında bireylerin bankalara kişi başına borcu 92 YTL iken 2007 sonu itibariyle 1.295 YTL’ye, 2008 yılında 1.664 YTL’ye, 2009 Kasım itibariyle de 1.796 TL’ye ulaşmıştır. 89 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Türkiye KAMU-SEN’e göre; ekonomik krizin Türkiye’yi teğet geçmedi. Günde 2 602 ev ve işyerine haciz amacıyla icra memurları gidiyor. Her gün ortalama 123 araç haciz ediliyor, 273 fabrika ve işyeri kapanıyor, 26 260 çek karşılıksız çıkıyor ve 4 bin 312 senet de protesto ediliyor. İSMMMO'nun 09.08.2009 Tarihli Raporu... İSMMMO’nun raporuna göre, tasfiye durumundaki kredi kartı ve tüketici kredilerin oranı da her geçen gün artıyor. 24 Temmuz itibarıyla tasfiye olunacak kredi kartı borcu 3.6 milyar TL’ye, bireysel krediler de 3.1 milyar TL’ye ulaşmış durumda. Ocak başından bu yana tasfiye olunacak kredi kartlarının oranı yüzde 52 artarken bireysel kredilerde bu rakam yüzde 68’i aştı. Bu rakamlar da gösteriyor ki borç yükü altında ezilen aileler, ciddi bir ödeme güçlüğü yaşıyor. İSMMMO’nun “Çocuklar Duymasın; Aile Borçlu” başlıklı raporunda yer alan saptamalar ve değerlendirmeler şöyle: 51 Fabrikaya El Kondu… Son bir yılda el konulan fabrika sayısı 51'e yükseldi. El konulan fabrikaların muhammen bedeli de 235 milyon TL olarak hesaplandı. El konulan büyüklü küçüklü işyeri sayısı 654'ü, dükkan sayısı da 261'i buldu. İSMMMO'nun raporuna göre, işyeri ve fabrika hacizlerinin yanı sıra 425 adet arsa, 983 adet villa ve daire tipi konut, 77 adet bina ve 166 adet tarlaya da el konulduğu ortaya kondu. Vatandaş ta hacizden nasibini aldı… Son bir yılda kredi çekip kredisini ödeyemeyen bireysel müşteriler ev, bina, tarla ve arsasından oldu. Bina, mesken, tarla ve boş arazi ve 94 diğer mallar olmak üzere toplam bin 745 kişinin malına el konmuş oldu. Takipteki alacaklar 2 milyar 625 milyon TL'den 6 milyar 771 milyon TL'ye çıktı. 2007 yılında kullandırılan 30 milyar TL'lik konut kredisinin 217 milyon TL'lik kısmı takipteyken, 2009 yılının Haziran 90 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) ayında kullandırılan 37 milyar TL'lik konut kredisinin takipteki kısmı 796 milyon TL'ye ulaştı. En Sorunlu Kalem İhtiyaç Kredisi... Farklı ihtiyaçlarını kredi kullanarak karşılamaya çalışan ve bunun için ihtiyaç kredisi kullanan kişilerin de son dönemde borçlarını ödemedikleri gözleniyor. Kullandırılan 34 milyar TL'lik ihtiyaç kredisinin 2007'de 350 milyon TL olan takipteki alacak miktarı, 2009 Haziran'da 1 milyar 514 milyon TL oldu. 35,1 milyar liralık büyüklüğe ulaşan kredi kartı borçlarının takipteki alacak miktarı ise şimdiden 3,6 milyar liraya dayandı. Taşıt ve diğer bireysel kredilerde takipteki durum ne diye baktığımızda 4 milyar 645 milyon TL'lik taşıt kredisinin ödenmeyen kısmı 231 milyon TL'den 463 milyon TL'ye çıktı. Bugüne kadar kullandırılan 5 milyar 119 milyon TL'lik diğer tüketici kredilerinde de takipteki alacak rakamı 2007'de 108 milyon TL iken, 2009 Haziran'da bu rakam 421 milyon TL oldu. Bu durum bu konuda çıkardığı affa rağmen AKP’nin vatandaşı düşürdüğü durumu göstermesi açısından ibret verici bir durumdur. Sosyal patlama yaşıyoruz… Türkiye KAMU-SEN’ın yaptığı araştırmaya göre Cumhuriyet Tarihinde ilk defa ceza ve tevkif evlerinde mahkûm ve tutuklu sayısı 100 bin barajını aşarak 111 bin kişiye ulaştı. Son bir yılda 950 bin kişinin evine iş yerine ya da maaşına icra geldi. 45 bin araç haczedildi. Kapanan iş yeri ve fabrika sayısı 100 bine dayandı. Karşılıksız çek sayısı 9 milyon 585 bine, protestolu senet sayısı 1 milyon 574 bine çıktı. AKP iktidarının 2009 rakamları netleşiyor… Rekor düzeyde cari açık 63 milyar TL civarında. Faiz harcamaları rekor düzeye ulaşmış 56 milyar TL. İşsizlikte ise OECD ülkeleri içersinde başa güreşiyoruz. Küçülme eksi 6’ya ulaşmış. 2009 yılı kişi 91 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) başı milli gelir 2008 yılına göre %20 gerilerdedir. Önümüzdeki yılda da büyümede bir sıçrama görülmemektedir. Büyüme olmadan işsizlik aşılamaz, yoksulluk aşılamaz. İşsizlik, yoksulluk ve yolsuzluk üçlü sarmalı toplumumuzu kuşatmaktadır. Asgari ücret 546 lira 50 kuruş, açlık sınırı 780 liranın üstünde 5 milyon 202 bin işçi emeklisinin % 82’si aylık açlık sınırının altında maaş almaktadır. Yani emekliler açlıkla boğuşmaktadır. Resmi rakamlar gerçeği yansıtmamaktadır. Gerçekte her üç gençten biri işsizdir. 6 milyon insanımız işsizlikten kıvranmakta, iş bulamadığı için gözyaşları boşalmaktadır. İşsizlik fonu amacı dışında bütçeye destek olarak kullanılmaktadır. TARIM/ÇİFTÇİLER AKP İktidarları döneminde yapılan uygulamalar ile Tarım sektörünün çöküşü hazırlanmış, çiftçimiz, üreticilerimiz yoksulluğa itilerek tarım kesimi yok edilmeye çalışılmıştır. AKP iktidarınca; tarım sektöründeki nüfusun ve tarımın milli gelir içerisindeki payı azaltıldıkça, gelişmiş batılı ülkelerin standartlarına daha çabuk ulaşılacağı zannedilmiştir. Tarımdan kaçış başlamış, gerek istihdamda gerekse işlenen alanlarda önemli düşüşler olmuştur. Tarım Sektörü Büyüme verileri; Tarımda kalıcı sorunlar temel olarak; toprak, sermaye, işgücü ve bilgi kullanım şeklinden kaynaklanmaktadır. AKP iktidarının tarım politikaları planlaması yoktur. GSYİH’dan tarımın aldığı pay hızla azalmaktadır. 2002-2007 yılları arasında GSYİH yılda ortalama %6,8 büyürken, tarımsal katma değer sadece %1,8 büyümüştür. Son yıllarda tarım ve gıda ithalatı, ihracata oranla daha hızlı artıyor. İşlenmiş gıda ihracatının toplam tarım ve gıda ihracatı içindeki payı % 15’i geçemiyor. 92 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Tarımda üretkenliğin, etkinliğin, ürün niteliğinin ve çeşitliliğinin artırılması gerekir. Bunun için gerekli bilginin üretilmesi şarttır. Bilgi akışı sağlanamamaktadır. Geç kalmanın iktisadi ve sosyal maliyeti daha fazla olacaktır. Rekabet gücünün artırılması için kurumsal örgütlenme ve örgütlenmedeki beşeri sermayenin kalitesini artırmak gereklidir. 2007 yılında tarım %7,2 gerilemiştir. Bu gerilemede yaşanan kuraklığın da etkisi olmuştur. 2008 yılında da Güneydoğu Anadolu bölgemizle birlikte Doğu Anadolu ve İç Anadolu bölgelerimizin bazı yörelerinde kuraklıktan önemli oranlarda hasar gören ürünlerimiz olmuştur. 2007 de büyük oranda gerileyen tarım sektörü için büyüme 4,1’de kalınca, 2008 yılı çiftçimiz için iyi bir yıl olmamıştır. Tarımda birinci çeyrekte büyüme oranı -3,0 olarak gerçekleşen 2009 yılı için de iyimser olmamıza imkan görünmüyor. Tarım Sektöründe İstihdam; TÜİK’in yıllık istihdamın sektörel dağılımı verilerine göre 2002 yılında tarım kesiminde 7 Milyon 458 bin kişi çalışırken bu sayı 2005 yılı sonunda 6 Milyon 493 bine, 2006 yılında 2002’ye göre 1 Milyon 745 bin kişi azalarak 5 Milyon 713 bine gerilemiştir. 2007 yılında daha da azalarak sayı 5 Milyon 601 bine, 2008 yılı Kasım itibariyle 2007 yılına göre tarım sektöründe çalışan sayısı 107 bin kişi daha azalmış ve 2008 yılında 2002 ye göre % 26.4’e düşerek tarımda çalışan sayısı 5 Milyon 494 bin kişiye inmiştir. Tarım dışı işsizlik oranının geçen yılın aynı dönemine göre 3,5 puanlık artışla % 16,9 seviyesine ulaştığı 2009 Eylül döneminde, tarımda istihdam 5 Milyon 754 bin olmuştur. Böylece 2002 yılından bu yana tarım sektöründeki istihdam sayısı 1 Milyon 704 bin kişi azalmıştır. 93 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Son açıklanan “İstihdam ve Teşvik Paketi”nde de tarıma yer verilmemiştir. Yeni açıklanan Teşvik Paketi’nde sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde “tarım ve tarıma dayalı imalat sanayii” teşviki vardır. Diğer bölgelerde tarım ve tarıma dayalı sanayiler teşvik edilmemiştir. Tarım sektörünün kullandığı traktörde, temel girdilerden gübre ve mazot gibi girdilerin KDV ve ÖTV’lerinde herhangi bir indirim yapılmamıştır. Sorun istihdamsa, tarımda istihdam artıyor. Bazı alanlarda KDV ve ÖTV uygulamaları yanında kredi kartı borçları ile ilgili kolaylıklar sağlayan yetkililerin, çiftçi borçları, tarımsal girdi maliyetleri konularında da aynı hassasiyeti göstermeleri beklenmektedir. 2007 de büyük oranda gerileyen tarım sektörü için 2008 yılı da iyi bir yıl olmadı.2009 yılı ise, özellikle bütçe kesintisini de göz önüne alırsak, çiftçilerimiz için IMF’nin baskısı altında ve çok zor geçeceğe benziyor. 2009 yılı için iyimser olmamıza imkan görünmüyor. Yaşanan global krizin yanısıra; maliyetlerin yüksekliği, desteklerin yetersizliği, kredi kullanımındaki zorluklar gibi çiftçilerimizin içinde bulunduğu olumsuz ekonomik koşulların da bu sonuçta payı bulunmaktadır. Tarımda çalışanların gitmektedir. ekonomik durumu sürekli kötüye 2002 yılında kişi başına düşen gelir 2 598 dolar, tarımda ise kişi başına düşen gelir ise 916 dolar iken, 2007 yılında kişi başına düşen gelir 9 333 dolar, tarımda kişi başına düşen gelir ise 2 392 dolar, 2008 yılında kişi başına düşen gelir 10 436 dolar, tarımda ise 2 272 dolar olurken, 2009 yılı II.çeyrek itibariyle kişi başına düşen gelir 8 978 dolar, tarımda ise 1 995 dolar olmuştur. 94 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) GSYİH’dan tarımın aldığı pay hızla azalıyor; 2002 yılında yaklaşık olarak % 10’larda olan tarımın payı 2009 yılı ilk yarısı rakamlarına göre % 5’lerin altına inmiştir. Kişi başına gelir dağılımında tarımda çalışanların gelirinin Ülke ortalamasına oranları 2002’de % 35 iken 2009 yılı ilk yarısı rakamlarına göre % 22’lere gerilemiştir. Yıllar GSYİH (Milyon $) Tarımsal GSYİH (Milyon $) Kişi Başına Gelir ($) Tarımda Kişi Başına Gelir ($) Toplam İstihdam Tarım Sektöründe İstihdam 2002 230 512 23 715 2 598 916 21 354 7 458 2003 305 033 30 275 3 390 1 180 21 147 7 165 2004 390 309 37 002 4 172 1 419 21 790 7 399 2005 481 462 45 045 5 008 1 576 22 046 6 493 2006 526 427 43 496 5 477 1 947 22 330 6 088 2007 658 786 50 699 9 333 2 392 21 189 5 601 2008 620 441 48 157 8 675 2 272 21 194 5 016 2009 6 Aylık 438 251 23 306 8 978 1 995 21 947 5 801 Ekim alanları daralmıştır; AKP iktidarları döneminde izlenen tarım politikaları nedeniyle ülkemiz için stratejik öneme sahip ürünlerin ekim alanlarında özellikle son 7 yılda pamukta %26,4, tütünde %24,1, şeker pancarında %19,3 ve buğdayda %13’e varan azalmalar gerçekleşmiştir. Köyünde yaşarken kendi aile ekonomisi içerisinde ürettiği et, süt, yoğurt, tahıl gibi temel gıda maddelerini yeterli seviyede tüketen insanlar, AKP politikalarıyla açlığa, yoksulluğa ve yardıma muhtaç bir hale getirilmiştir. Bugün çiftçimizin cebinde sadece son ödeme tarihi geçmiş faturalar, icra tebliğleri ve çaresizlik içinde sıkılmış yumruklar vardır. Topraktan ekmeğini kazanmak için çırpınan, tarlasından çocuklarının rızkını çıkarmak için didinen, kış aylarında köy kahvesinde içecek çay parası dahi bulamayan, ihtiyaçlarını harman veresiyesi ile gideren 95 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) aziz çiftçi vatandaşlarımızın şikayetleri artmış, geleceğe yönelik umut verici hiçbir girişim ve gelişme olmamıştır. Destekleme ve Bütçe Bilindiği üzere tarım destekleri bir yıl gecikmeyle ödenmektedir. 2008 yılı üretimine ait destek ödemeleri ancak 2009 tarım destek bütçesinden ödenecektir. 2008 yılında çiftçilerimize ödenen desteklerin toplamı 5,4 Milyar TL olmuştur. Bu desteğe ilave olarak 535 Milyon TL kuraklık desteği ödenmiştir. İlk defa MHP’nin hükümette olduğu dönemde başlatılan genel destekleme aracı olan DGD 2008 yılında kaldırılmış, 2007 yılında hak edilen 7 TL/da DGD ödemesi 2008 yılı içinde son kez yapılmıştır. 2001 yılında pilot projeyle başlayan, 2002 yurt genelinde uygulanan doğrudan gelir desteği uygulanmaya başladığı yıllarda tarım destek bütçesinin %80’ini oluşturmaktaydı. 2008 yılında ise DGD ödemeleri tarım destek bütçesinin %40’ını oluşturmuştur. Gübre ve mazot desteği Son yıllarda en büyük destekleme kalemi olan DGD, 2009 yılından itibaren ödenmeyecektir. 2008 yılında son kez 2007 yılına ait DGD ödemeleri yapılmıştır. 2009 yılı tarım destek bütçesinde mazot destekleri için ayrılan kaynak 583 Milyon TL’dir. 2008-2009 üretim sezonunda mazot fiyatının değişmeyeceği varsayıldığında bile çiftçilerimiz toplam olarak yaklaşık 9,5 Milyar TL mazot bedeli ödeyecektir. Ürün Grupları Sebze, meyve, süs bitkileri, özel çayır, mera ve orman emvali ürün alanları Hububat, yem bitkileri, baklagiller ve yumru bitkiler alanları Yağlı tohumlu bitkiler ve endüstri bitkileri Toplam Gübre ve Mazot Desteği (TL/Da) 2008 2009 % 3,23 5 55 5,01 7,50 50 8,4 12 43 96 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Destekleme amacıyla verilen 583 Milyon TL, çiftçinin mazot giderinin yaklaşık %6’sını karşılayabilecektir. 2009 yılı bütçesinde gübre desteği için ayrılan bütçe 737 Milyon TL’dir. Ancak bu destek ürünlere göre incelendiğinde, üzüm için yapılan gübre masrafının %4’ünü, fındık gübre masrafının %4,6’sını, çeltikte gübre masrafının %4’ünü, patatesteki gübre masrafının %3’ünü, şeker pancarı gübre masrafının %5’ini ancak karşılamaktadır. Cumhuriyet tarihinde ilk defa ve yeni bir destekleme kalemi olarak verildiği iddia edilen mazot ve gübre desteği asla yeni bir uygulama olmadığı gibi Doğrudan Gelir Desteğinden kesilen miktarların başka bir isim altında verilmesinden başka bir şey değildir. Ayrıca, Türk Çiftçisinin dünyanın en pahalı mazotunu ve gübresini kullandığı ve ağır girdi maliyetleri altında ezildiği ve bu nedenle üretim yapamaz duruma geldiği de açık bir gerçektir. Az sayıda üretim yapabilenlerin de maliyetlerinin yüksekliğinden dolayı ya satış yapamadığı yada zararına sattığı yaşanan bir gerçektir. Destekleme Bütçesi, Türkiye’de son 7 yılda Hükümet tarafından iddia edildiği gibi tarıma verilen destekler giderek artmamış, bilakis azaltılmıştır. 2009 yılına ait tarımsal destek bütçesi 5.5 Milyar TL olarak açıklanmıştır. Bu durumda 2009 yılı ve önceki yıl tarım destek bütçesi 100’er Milyon TL ve her yıl sadece %1,9 oranında artırılmıştır. Genel bütçede %13-14 artışlar olduğu halde, tarım için ayrılan kaynağın % 1,9 artırılmasının sebebi anlaşılamamıştır. Ancak, bu miktar bile yetersiz olmasına rağmen Tarımsal Destekleme Bütçesi’nde 2009’da %10 kesintiye gidilerek daha da azaltılmıştır. Ayrılan bu bütçenin tarımın ihtiyacını karşılaması, çiftçilerimizi diğer ülkelerin çiftçileri düzeyinde desteklemesi mümkün değildir. AKP iktidarının ciddi, kalıcı, istikrarlı bir destekleme politikası olmamıştır. Destekler yazboz tahtasına çevrilmiştir. Gerek hayvancılık 97 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) destekleri gerekse bitkisel ürün destekleri Bakanlar Kurulu Kararları ile sürekli azaltılmıştır. 2009 dahil yedi yıllık süreç incelendiğinde tarım destek bütçesinin Milli Gelirden aldığı pay gittikçe düşmektedir. 2002 yılında tarımı desteklemek için milli gelirin %0,65’i ayrılırken 2009’da bu oran %0,44’e düşmüştür. 2006 yılında çıkarılan 5488 sayılı Tarım Kanununa göre tarıma verilen destekler toplamı GSMH’nın %1’inden az olmaması gerekmektedir. Ama kanunun öngördüğü yüzde 1’in %66 gerisine gidilmiş, nüfusun % 26’sını oluşturan bir kesime, Tarım Kanunu ile verilmesi gereken asgari miktarın yarısı bile verilmemiştir. Bu miktar bu kadar yetersizken bir de Tarımsal Destekleme Bütçesinde %10 kesintiye gidilmiştir. Bu durumda, yaklaşık 5.5 Milyar TL olan tarımsal destekleme bütçesi, 5 Milyar TL’nin altına (4.95 Milyar TL’ye) düşürülmüştür. Yasa hükmüne uygun bir bütçe hazırlansaydı, tarımsal destek bütçesinin asgari 11 Milyar TL olması gerekirdi. Tarım Destek Bütçesi Destek Bütçesi (Milyar TL) Destek Bütçesi Endeks TÜFE Endeks TÜFE'ye Göre Deflate Edilmiş Destek Bütçesi (Milyar TL) Desteğin GSYH’ya oranı (%) 2002 2003 2,28 3,02 100 132 100 118 2,28 2,55 0,65 0,66 2004 3,08 135 129 2,38 0,55 2005 3,71 162 139 2,66 0,57 2006 4,75 207 153 3,11 0,62 2007 5,30 231 166 3,19 0,62 2008 5,40 235 184 2,93 0,54 2009 5,50 239* 198* 2,78 0,49 2009 4,95** 217 198 2,50 0,44 (*) 2009 Hedef Enflasyona göre hesaplanmıştır. (**) 2009 kesintili Destekleme Bütçesi Not: 2007 yılında 300 Milyon, 2008 yılında ise 584 Milyon TL bütçe dışı kuraklık yardımı yapılmıştır. Rakamlar artmış gibi gözükse de Genel Bütçe içinde tarıma ayrılan Desteğin yüzde payı sürekli azalmıştır. 98 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Bütçeden tarıma ayrılan pay Türkiye’de % 2,5’un altında; ABD’de %3,4, AB’de (27) % 38’dir... ABD, AB-27 ve Türkiye’nin 2008 ve 2009 Mali Yılı Tarımsal Bütçeleri Ve Tarımsal Nüfusa Kişi Başına Düşen Destek Miktarları karşılaştırıldığında bu miktarların ne kadar yetersiz olduğu daha açık görülecektir. ABD: 2008 yılı; Toplam Bütçe Gelirleri : 2.662 Milyar Dolar Tarım Bütçesi : 90 Milyar Dolar (%3,38) Tarım Nüfusu : 6 milyon (%2) Tarımda Kişi Başı Tarımsal Destek:15.000 Dolar AB-27: 2008 yılı; Toplam Bütçe Gelirleri : 120 Milyar Avro Tarım Bütçesi : 45 Milyar Avro (%38) Tarım Nüfusu : 27 milyon (%5,8) Tarımda Kişi Başı Tarımsal Destek:1.800 Avro Türkiye: 2008 yılı; Toplam Bütçe Gelirleri : 217 Milyar TL Tarım Bütçesi : 5,4Milyar TL (%2,48) Tarım Nüfusu : 19 milyon (%27) Tarımda Kişi Başı Tarımsal Destek: 284 TL (yaklaşık 178 Dolar) 99 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Geçen yıl 856 Milyar 387 milyon TL olan GSYH’nın 2009 yılında 1 Trilyon TL’yi aşacağı düşünülürse, tarımsal desteklerin bütçedeki büyümenin çok gerisinde kaldığı görülür. Bütçe gelirine oranlandığında tarımsal desteklemeler bütçenin %2’si civarındadır. Oysa Bu oran ABD’de %3,38, AB’de %38’dir. Hayvancılığın Desteklenmesi Bakanlar Kurulu’nun “Hayvancılığın Desteklenmesi Hakkında Karar”ı 15 Nisan 2008 tarihli Resmi Gazete’de yayınlandı. Buna göre, melez ırklar için büyükbaş hayvan başına 300 lira, saf ırklar için 350 lira, hastalıklardan ari işletmelerde hayvan başına 400 lira, manda başına 300 lira, damızlık koyun ve keçi başına 10 lira doğrudan ödeme yapılacaktı. Bu karar, Bakanlar Kurulunun 24 Mayıs 2008 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan yeni bir kararı ile değiştirilerek hayvan başına destek kalemleri 50′şer lira düşürüldü. Bu son kararla da yetinmeyen Hükümet, bu iki karara dayanarak “Hayvancılığın Desteklenmesi Hakkında Uygulama Esasları Tebliği”ni 13 Haziran 2008 tarihli Resmi Gazete’de yayınladı. Hayvancılık için de 2009 yılı destekleri 2 grupta toplanıyor: (1) Toprak büyüklüğüne göre yem destekleri (2) Hayvan başı ödeme. Hayvan başı ödeme, hastalıktan ari sığırda 300 TL, mandada 250 TL, koyun ve keçide 10 TL olarak belirlendi. Arıcılara kovan başı 6 TL, çipura ve levrek üretenlere kilo başına 85 Kr, inek sütü üretenlere 4 Kr, koyun sütü üretenlere 10 Kr prim ödenecek. Bitkisel üretimde yaşananlar hayvancılıkta yaşananlardan çok farklı değil. 25 Ocak 2009 günü Resmi Gazete’de yayınlanan tebliğlerle 2008 ürünü pamuk, yağlık ayçiçeği, soya fasulyesi, kanola, aspir, zeytinyağı, buğday, mısır, kuru fasulye, mercimek, nohut, çeltik, arpa, yulaf, çavdar, tütün vb. bir çok üründe destekleme priminde ciddi kesintiler yapıldı. 100 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Tarıma desteğe 2010 için bütçeden 5.6 milyar TL ayrıldı... Bu yıl tarım desteklerine bütçeden 5.6 milyar TL ayrıldı. (Bütçe harcamalarının toplamı 286 milyar TL. Personele ayırılan para 71 milyar TL. Faize ayırılan para 56 milyar TL. Tarım desteğinin amacı üretimi artırmaktır. 2010’da tarım desteğine ayrılan para faize ayrılan paranın onda biri kadardır. Bizde tarım üreticisi, üretime başlamadan devletin ne destek vereceğini bilerek yola çıkamaz. Destek yola çıktıktan sonra açıklanır. Destekler 2010’un ilk yarısında ödenecek. Buğday ve mısırda ürün piyasaya çıktıktan, TMO ürün alımına başladıktan sonra destekler açıklandı. Başta yağlı tohumlar olmak üzere diğer ürünlerde desteğin ne olacağını üretici ürün elden çıktıktan sonra öğrenebilecek. Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz ülkemizin her yöresinin, her yöre insanın adaletli ve eşit şartlarda desteklenmesinden yana olduğumuzu her vesile ifade etmişizdir. Ancak AKP İktidarı illere verilen desteklerde, hem toplam destek miktarı hem de çiftçi başına destekleme miktarı bakımından son derece adaletsizdir ve iller arasında ayrımcılık yapılmıştır. AKP kayıtlı yaklaşık 2,5 Milyon çiftçiye bölgesel ve il bazında adaletli davranmamıştır. Biz, krizden zarar görmeye başlayan sektörün bu zararlarına karşılık destekleme bütçesinin artırılmasını beklerken, tam tersi yapılmıştır. Tarımda Teşviklerde yeniden yapılanma AKP döneminde adeta yazboz tahtasına dönen ve neye? kime? hizmet ettiği pek anlaşılamayan teşvik ve destek politikaları sıkça değiştirilmekte ve yapılan değişikliklerle genellikle belirli kişi, bölge ve kesimlere ayrıcalıklar sağlanarak adeta haksız kazanç fırsatı olarak değerlendirilmektedir. Tarımda üretim ve destekleme modeli sil baştan değişiyor. 101 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Tarım ve Köy İşleri Bakanı Mehdi Eker tarafından 1 Haziran 2009’da Bakanlar Kurulu’na sunulan sistem, ürün temelinde kurulan mevcut destekleme politikasını değiştiriyor. Mevcut sistemde destekleme kapsamında bulunan bir ürün, Türkiye’nin neresinde üretilirse üretilsin destek alıyordu. Yeni sistemde ürünlerin hangi bölgelerde üretileceği önceden belirleniyor. Destekleme modeli de buna göre kuruluyor. Üretici destekten faydalanmak için kendi bulunduğu bölgede desteklenen üründen üretmek zorunda kalacak. Tarım ve Köyişleri Bakanlığının 3 yıldan beri sürdürdüğü "Türkiye'nin Tarım Havzaları Üretim ve Destekleme Modeli" ana hatları ile şu değişiklikleri içeriyor: - Türkiye 30 ayrı üretim bölgesi olarak tanımlanıyor. Havza adı verilen bu üretim bölgeleri, ekolojik olarak aynı veya benzer yerlerden oluşuyor. Bu havzaların tesbiti ve en uygun ürünün belirlenmesi, yeni tarımsal yapının en önemli dayanaklarından birini oluşturuyor. Yeni teşvikler bu havzalar bazında verilecek. - Havzalarda farklı üretimlere farklı teşvikler verilecek. Bu yolla bazı ürünlerin teşviği artırılacak, bazılarınınki azaltılacak. Sonuçta Türkiye'nin gıda ihtiyacı ve ihracat olanakları göz önünde bulundurularak bir üretim planlamasına gidilecek. Ekonomik değeri olmayan, Türkiye'nin ihtiyacından fazla ve ihraç edilmeyen ürünler ya da katma değeri az ürünlerden vazgeçilecek. - Üretim planlaması ile ithal edilen tarımsal ürünlere daha yüksek teşvik verilecek. Bu açıdan yeni modelin uygulanmasıyla sadece buğday, mısır ve zeytinyağına yapılan destek miktarında 2008’e göre düşüş olacak. Diğer 13 üründe ise destek miktarları artacak. En yüksek artış ise yağlı tohumlarda, ayçiçeği, soya, kanola, aspir ve pamuk ürünlerine sağlanacak. Bu ürünlere verilen teşvikler yüzde 300'den fazla artırılacak. Çaya verilen teşvik de bir kattan fazla artırılıyor. 102 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) - Yeni havza modeli uygulaması 2010'dan itibaren kademeli şekilde başlayacak. - Öncelik halen primle desteklenen 16 ürüne verilecek. Gelecek yıldan itibaren havza desteği alacak 16 ürün arpa, aspir, ayçiçeği, buğday, çavdar, çay, çeltik, kuru fasulye, kanola, mercimek, mısır, nohut, pamuk, soya, yulaf ve zeytin olacak. - Üretim planlaması ve toprağa uygun üretimle 5.3 Milyar liralık ekstra ekonomik değer yaratılacak. Bu, hem katma değeri daha yüksek ürünlere yönelinmesi hem de verimlilik artışıyla sağlanacak. Modelin Amaçları şöyle sıralanmaktadır; * Tarım envanteri hazırlamak, * Hangi ürünün nerede ne kadar üretileceğini belirlemek, * Çiftçinin gelirini artırmak, * Geleceğe ait talep projeksiyonları yapmak, * Arz açığı olan ürünlerde üretim artışı sağlamak, * Destekleri rasyonel, yönlendirici ve etkin bir şekilde kullanmak, * Doğal kaynakları korumak ve sürdürülebilir kullanımını sağlamak, * Havza bazlı planlama ve yönetimle, ilgili sektör talebini karşılamak. Önerilen Yeni sistemin de eksikliği çok; - Yeni model, tarımın en sorunlu alanlarına dokunmuyor. En azından 2010 yılında başlayacağı belirtilen uygulamada bu sorunlu alanlar yer almamış. Fındık, tütün, şeker pancarı tarımın en sorunlu ürünleri. Bu alanlardan Fındık için tam hasatın başladığı dönemde ve üreticiyi sıkıntılara sokan ve ileride detayları ile verilen bir uygulama başlatılmıştır. Ekim alanlarını sınırlayan, hatta fındığın sökülmesini teşvik etmeye yönelik bir sistem değişikliği getirilmektedir. 103 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) - Meyve ve sebze ile balıkçılığa da yer verilmemiş. Bu da yeni modelin alanını ve etkisini sınırlıyor. - Buğday’da teşvikin düşürülmesi düşündürücüdür. Nüfus artış hızı ve küresel ısınmanın etkisiyle buğdayın bir stratejik ürün olduğu kabul ediliyorsa, ihtiyacın sınırında gezen bir üretim gelecek yıllarda risk doğurmaz mı? - Yine sık sık üretim açığı verdiğimiz ve ithalat yapmak zorunda kaldığımız mısırın teşviki de azaltılıyor. Bu da ilginç bir gelişme. - Buna karşılık ihtiyacımızın fazlasını ürettiğimiz ve ihraç olanağımızın bulunmadığı çaya teşvikin artırılması herhalde siyasi olsa gerek. Yıllarca ihmal edilen ve bir arpa boyu yol alınamayan tarımda, yeniden yapılanmanın gerçekleştirilmesi sadece nüfusun üçte birini doğrudan ilgilendirmiyor. Onları üretim ve gelir yönüyle elbette ilgilendiriyor. Ama kentlerde yaşayan tüm insanları, hatta yeme eylemi içindeki tüm canlıları da yakından etkiliyor. Hem kalite olarak hem parasal olarak... Teşvik Sistemi 5.3 Milyar TL kazandıracak; Ürün Arpa Ayçiçeği Buğday Çavdar Çay Çeltik Kanola K.Fasulye Mercimek Mısır Nohut Pamuk Soya Yulaf Zeytin (Y) TOPLAM Mevcut Sistem* 3.361 726 8.789 115 1.893 732 21 428 843 1.944 651 2.866 19,3 94,5 1.923 23.413 Yeni Sistem* 4.262 1.895 9.347 210 820 946 113 658 779 2.670 702 2.895 407 92 2.885 28.719 Fark 901 1.169 558 95 -72 214 91 229 -64.9 726 50,9 29 388 -2,3 961 5.306 *Ekonomik değeri (Milyon TL) 104 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Tarımda değişim veya reformun ötesinde, aslında devrim yapmak lazımdı. Ama kim yapacak? AKP İktidarının bunu gerçekleştirebilmesi pek mümkün görülmemektedir. Havza destekleme modelinin uygulanması ile yıllık 23 Milyar lira olan tarımsal ürün büyüklüğünün, 16 ürüne verilen destek miktarının yılda 1 Milyar lira artırılarak 2.9 Milyar liradan 3.9 Milyar liraya yükseltilmesiyle toplamda 28 Milyar liraya çıkarılacağı iddia edilmektedir. Bu ürünlerin üretiminde sağlanacak artış ile yıllık 5.3 Milyar liralık ekonomik değer artışı sağlanacağı ifade ediliyor. Tarım Sektörünün Enflasyona Etkisi; 2008 Yılında Çiftçinin Ürünleri Para Etmemiştir. 2008 yılında yıllık Üretici Fiyatlarında artış %8,11 iken, ÜFE alt gruplarından Tarım Fiyatları %0,16 artmıştır. 2009 Ekim ayı değişimi tarım sektöründe %1,13, sanayi sektöründe %0,10 olarak gerçekleşti. Tarım sektörü endeksinde, bir önceki yılın Aralık ayına göre %9,74, bir önceki yılın aynı ayına göre %5,52 ve on iki aylık ortalamalara göre %0,79 artış gerçekleşmiştir. Sanayi sektörü endeksinde ise bir önceki yılın Aralık ayına göre %2,64 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre %-0,97 düşüş ve on iki aylık ortalamalara göre %2,56 artış gerçekleşmiştir. Çiftçilerimizin kredi borçları arttı... 2007 yılında Ziraat Bankası 4.8 Milyar TL, diğer bankalar 4 Milyar TL, Tarım Kredi Kooperatifleri ise 1.7 Milyar TL tarımsal kredi kullandırmıştır. Tarım sektörüne toplam 12 banka ile tarım kredi kooperatifleri ve girdi ihtiyaçlarının karşılanması için düşük miktarlarda olmak üzere tarım satış kooperatifleri kredi kullandırmaktadır. 2008 yılında 105 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) kullanılan toplam kredinin %45’i Ziraat Bankası ve %15’i tarım kredi kooperatifleri, %8,2’si İş Bankası, %7,9’u Denizbank, %5’i de Halkbank, geri kalanı ise diğer bankalar tarafından kullandırılmıştır. Bu durumda kredilerin %60’ı Ziraat Bankası ve tarım kredi kooperatifleri, %40’ı da diğer bankalar tarafından kullandırılmıştır. Bankaların kullandırdığı tarımsal kredi miktarları (Milyon TL) Bankalar 2006 2007 % Artış 2008 % Artış Türkiye İş Bankası 536 907,5 69 1140 25,6 Denizbank 512 803,6 57 1100 36,9 Halkbank 391 566,7 45 737 30,0 Akbank 350 550 57 430 -21,8 Yapıkredi 339 401,4 18 410 2,2 Garanti Bankası 473 292 -38 382 30,8 Şekerbank 400 235 -41 350 48,9 Vakıfbank 175 11,6 -93,3 309 - - 35 - 231 - Finansbank 108 168,4 56 219 30,0 Fortis 61 72,7 19 100 37,5 Diğer Bankalar Top. 3.345 4.043 20,8 5.408 33,7 Ziraat Bankası 3.522 4.810 36,5 6.358 32,2 Tarım Kredi Koop. 1.452 1.723 18,6 2.124 23,2 Ziraat Bankası ve TKK 4.974 6.533 31,3 8.482 25,1 Genel Toplam 8.319 10.576 27,1 13.890 31,3 TEB Not: Akbank: 2006,2007 yıllarına ait veriler bankanın ilgili şubelerinden, 2008 yılı ise bankanın yıllık faaliyet raporundan temin edilmiştir. Fortis: Bankanın yıllık faaliyet raporundan temin edilmiştir. Diğer banka verileri ise bankaların ilgili şubelerinden temin edilmiştir. TÜİK, tarım sektörü üretim ve katma değer tablosuyla hayvancılık üretimine ait verileri açıklamadığı için, bu sektörle ilgili daha ayrıntılı bir değerlendirme yapılamamaktadır. Ancak çiftçilerimizin karşı karşıya bulunduğu ekonomik zorluklar yanında, iki yıldır devam eden kuraklığın ve küresel ekonomik krizin bu sektörü de olumsuz etkilediği 2008 yılında kredi sübvansiyonu için ayrılan kaynak bir önceki yıla göre %131 oranında artırılarak 400 Milyon TL’ye çıkarılmış, 2009 yılında ise 475 Milyon TL ayrılmıştır. 106 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Faiz indirimi için verilen bu destek çiftçilerimiz için sevindirici olmakla birlikte, halen kredi miktarının %40’ının yüksek faizle kullanılması kabul edilir bir durum değildir. Kredi Sübvansiyonu İçin Ayrılan Kaynak Yıllar Miktar (Milyon TL) % Artış 2006 2007 2008 2009 120,0 173,0 400,0 475,0 79,1 44,2 131,2 18,7 Tarım sektörünün kredi ihtiyacı ortadadır. Tarım sektörü 2008 yılında toplam 14 Milyar TL kredi kullanmıştır. Ancak, sadece Ziraat Bankası ve TKK tarafından kullandırılan 8.5 Milyar TL kredi faiz indirimli kullandırılmıştır. Gübre Fiyatlarındaki İndirimden Çiftçiler Yararlanamamıştır. Çiftçi Gübresinin Önemli Bir Kısmını Aldıktan Sonra İndirimler Yapılmıştır. 2007 yılında dünyada petrol ve buna bağlı olarak doğalgaz fiyatları arttıkça amonyak ve dolayısıyla da kimyasal gübre fiyatları yükselmiştir. 2006 yılına göre 2007 yılında meydana gelen kimyevi gübre fiyatlarındaki artış yüzde 54,5’e ulaşmıştır. Bu nedenle 2007 yılında gübre tüketimi 2006 yılına göre %4 oranında azalmıştır. 2008 Ekim ayı itibarıyla son bir yılda gübre fiyatlarında; Kompoze (20-20-0)’de % 154, ürede % 123, amonyum nitratta (% 26N) % 122, amonyum sülfatta ( %21 N) % 112, DAP’ta %120, amonyum nitratta (% 33N) ise % 98 oranında artışlar olmuştur. Bu fiyat artışları sebebiyle 2008 Ocak-Ağustos Dönemi gübre tüketiminde bir önceki yılın aynı dönemine göre % 12 oranında azalma olmuştur. Son bilgiler 2008 yılında gübre tüketiminin % 30 azaldığını ortaya koymaktadır. 107 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Ülkemizde 2008 yılı Ekim ayı sonuna kadar gübre fiyatlarındaki artış devam etmiş, Kasım ayında ise fiyatlar düşmeye başlamıştır. Kimyevi gübrelerde meydana gelen fiyat düşüşleri sonbaharda, gübre kullanımından sonra ortaya çıkmıştır. 2003 – 2009 Yılı Gübre Fiyatları Değişimi (YTL/Kg) GÜBRE FİYATLARI Amonyum Sülfat(%21N) Amonyum Nitrat(%26N) Amonyum Nitrat(%33N) 2003 2004 2005 2006 2007 2008 5 - 24 Aralık Tarihleri 2009 2 -21 Ocak Tarihler 0,27 0,28 0,28 0,33 0,51 0,50– 0,38 0,40-0,50 0,27 0,3 0,31 0,35 0,51 0,48– 0,48 0,48-0,54 0,31 0,35 0,34 0,44 0,61 0,504– 0,45 0,45-0,60 Üre 0,37 0,46 0,49 0,58 0,76 0,68– 0,64 0,64-0,85 DAP 0,45 0,52 0,53 0,62 0,85 1,6 – 1,35 1,35-1,50 Kompoze 20-20-0 0,32 0,42 0,39 0,48 0,65 1,05 – 0,9 0,90-1,10 1,10– 0,93 0,93-1,05 Kompoze15-15-15 Çiftçi alacağı gübreyi Eylül-Ekim ayında alıp tarlasına attıktan sonra, gübrenin ucuzlamasının çiftçimize herhangi bir yararı olmamıştır. Gübre fiyatlarındaki olağanüstü artışların olduğu dönemde gübre kullanmak zorunda kalan çiftçilerimiz bu düşüşten yararlanamamıştır. Mazot destekleri yetersiz ve anlamsız; 2009 yılı tarım destek bütçesinde mazot destekleri için ayrılan kaynak 583 Milyon TL’dir. Fiyatının değişmeyeceği varsayılsa bile çiftçilerimiz kullanacağı mazota yaklaşık 9,5 Milyar TL ödeyecektir. Bunun 1,72 Milyar TL si KDV, yaklaşık 3,4 Milyar TL’si de ÖTV’dir. Destekleme amacıyla verilen 583 Milyon TL, çiftçinin mazot giderinin yaklaşık % 6’sını, kullandığı mazot için ödediği toplam verginin % 11’ini karşılayacaktır. 108 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Gübre ve mazot için verilen desteklerin artırılması çiftçilerimizin toplamda desteğinin arttığını göstermeyecektir. Çünkü toplam bütçe miktarı sadece % 1,9 artırılmıştır. Gübre ve mazot desteğindeki artışlar DGD için verilen kaynağın bu girdilere aktarılmasından ibarettir. Tarımda kullanılan elektrikte destekleme politikasını 2003 yılı Ocak ayından itibaren kaldırılmıştır. Diğer yandan bitkisel ve hayvansal üretimde kullanılan elektrik enerjisinin, tarımsal üretim maliyeti içinde önemli bir orana ulaşması, elektrik faturasının ödenmesinde ciddi sorunlara neden olmaktadır. Bilindiği üzere, tarımda kullanılan elektrikte destekleme politikasının 2003 yılı Ocak ayından itibaren kaldırılmış olması, söz konusu alanda fiyatların yüzde 34,4 oranında artmasına yol açmıştır. Bu artışın ardından, elektriğe 2008 yılının Ocak, Temmuz, Ekim aylarında olmak üzere üç defa daha zam yapılmış, maliyet bazlı fiyatlandırma mekanizmasına geçiş ile birlikte tarımsal sulamada kullanılan elektriğin birim fiyatı 2008 yılında yaklaşık yüzde 50 oranında yükselmiştir. Bilindiği üzere elektriğe son günlerde %10 mertebesinde bir zam daha gelmiştir. 2002-2009 yılları arasında tarımsal sulamada kullanılan elektriğin kilovat saatinin ise yüzde 70.1 arttı. Fındık; AKP Hükümetlerinin iktidarda olduğu son 7 yılda sürekli tartışma konusu olan fındık hasadı, bu yıl da üreticiyi ürettiğine pişman etmiştir. 1938 yılında kurulan ve devlet adına destekleme görevi verilen FİSKOBİRLİK devre dışı bırakılarak, kamu zararının artmasına neden olunmuştur. FİSKOBİRLİK işlemez hale getirilerek, Sakarya’dan Trabzon’a kadar olan bölgede kurulu tesisleri ve fabrikaları çürümeye bırakılmıştır. 109 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) AKP hükümeti fındık üretiminde, üretim az da olsa çok da olsa üreticiyi üzmeyi, ürettiğine pişman etmeyi başarmıştır. TMO’nun müdahale alımı için bir kaynağının olup olmadığı belirsizdir. Yetersiz alım merkezleri ve teknik personel yetersizliği ve alım prosedürleri, üreticiyi çileden çıkarmıştır. TMO tarafından adeta fındık almamak için “alım merkezleri” kurulmuştur. Fındık piyasasında ancak iki yıl kalan ve 15 Temmuz 2009 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile fındık piyasasından çekilen TMO, stoklarında bulunan 535 bin ton fındığı ne yapacağı belirsizdir. Hükümetin açıklamış olduğu 2009 yılı fındık stratejisi sonrası fındık fiyatlarında hızlı bir düşüş yaşandığını, açıklama öncesi 4,2 TL olan müdahale fiyatı, serbest piyasada fındık fiyatlarının 3 TL’den, 2,5 TL’ye düşmesine sebep olmuştur. Müdahale fiyatı açıklanmadan önce 3-3,5 lira arasında serbest piyasada işlem gören fındık, bugün 2,5 lira altında işlem görmektedir. FİSKOBİRLİK’i devre dışı bırakan ve birkaç ihracatçıyı piyasanın aktörü haline getirmeye çalışan oyun, tüm hızıyla devam etmektedir. Mart ve Nisan aylarında ihracatçıların 3,5 liradan fındığı sattığını bu fiyatın pazarda en fazla 2,80 TL ye geleceğini Milliyetçi Hareket Partisi olarak Meclis Genel Kurulunda dile getirdik ve bu tahminimizde yanılmayı çok istedik. Ancak bugün görüyoruz ki fiyat 3 TL’nin bile ne yazık ki altına düşmüştür. 2008-2009 yılı Buğday fiyatı 50 kuruş... “Bu yıl hububatta rekolte normal yıllardaki üretim seviyesine yakın gerçekleşmektedir. Geçen iki yılda kuraklık, girdi maliyetlerinin yüksekliği nedenleriyle mağdur olan çiftçilerimiz, bu yıl ürettikleri hububattan alın teri emeklerinin karşılığını almayı beklemekteyken hüsrana uğramışlardır. 110 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Açıklanan 50 Kr/Kg buğday fiyatı maliyetin altında kalmıştır. Bu fiyat alım sırasında en düşük kalite buğdayın fiyatı kabul edilmeli ve kalite kriterleri yükseldikçe fiyat belli oranda yükselmelidir. Kısacası açıklanan fiyat taban fiyat olmalı, tavan fiyat olmamalıdır. Açıklanan bu fiyata göre, çiftçinin en azından maliyetini karşılayabilmesi için prim miktarının TZOB tarafından belirlenen 61 Kr/Kg 2008/2009 ürünü buğday maliyetine erişebilmesi için pirim desteği 11 Kr/Kg olması gerekmektedir. Ancak prim miktarı 5 Kr/Kg olarak açıklanmıştır. Açıklanan bu fiyat geçen yıl 56 Kr/Kg olan piyasa fiyatlarının altında kalmıştır. Arpa fiyatları 28 kuruşa kadar düştü... 2007 ve 2008 yıllarında ülkemizde yaşanan kuraklık arpa üretimini olumsuz etkilemiş ve arpa üretimi 2007 yılında 7.3 Milyon tona 2008 yılında ise 5,9 Milyon tona gerilemiştir. Üretim masraflarının artmasına rağmen bu iki yılda yeterli ürünü elde edemeyen üretici zarar etmiştir. 2009 yılında ise yağışların normallerin üzerine çıkması neticesinde arpa rekoltesi ilk tahmin sonuçlarına göre 7,2 Milyon ton beklenmektedir. 2008-2009 üretim döneminde arpa üretiminin yoğun olarak gerçekleştirildiği ilçelerdeki Ziraat Odalarımızdan alınan bilgilerle gerçekleştirilen çalışmaya göre arpa maliyeti 55 Kr/Kg olarak tespit edilmiştir. 2009 yılı arpa maliyeti 55 kr/kg iken arpa fiyatları 28 kr/kg’a kadar gerilemiştir. Artan girdi fiyatları ile üretim maliyeti yükselen üreticiler bu yıl iyi bir pazarlama yılı olmasını beklerken ucuz fiyatlı ikame ürünlerle rekabet etmek zorunda bırakılmıştır. 111 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) TMO fındıkta olduğu gibi mısırda da piyasayı düzenleyememiştir. Bu yıl AB’ye uyum kapsamında yürürlüğe giren yönetmeliğe göre TMO, 1 Hazirandan önce piyasaya müdahale etmeyecek, 3 tonun altında ürün almayacak ve 1 Kasım itibarıyla da sadece çiftçiden değil, tüccardan da alım yapacaktır. TMO'nun mısır müdahale alım fiyatları da Tarım ve Köyişleri Bakanı tarafından açıklandı. Toprak Mahsulleri Ofisi'nin mısıra müdahale fiyatı olarak 43 Kr/Kg ve kilogram başına da 4 Kr prim olarak belirlenmiştir. Yapılan hatalar sonucunda 2007 yılında 1,1 Milyon ton mısır ithal edilmiştir. 2008 yılında 1,5 Milyon tonun üzerinde mısır ithalatı yapıldıktan sonra Gümrük Vergi Oranları artırıldı. Zamanında artırılmayan vergi oranları üreticiyi koruyamamıştır. TMO tarafından açıklanan 43 Kr/Kg fiyat üreticilerimizin maliyetini dahi karşılamamaktadır. Ayrıca, önemli olan husus TMO’nun alım yaparken uygulayacağı en yüksek fiyatıdır. TMO, üreticinin getirdiği mısırı 43 Kr/Kg’dan almamaktadır. TMO mısırdaki nem oranına, yabancı madde oranına ve hektolitreye bakarak fiyat düşürmektedir. Özellikle ikinci ürün mısır üretiminde nem oranları yüksek olmaktadır. Bu sebeple ikinci ürün mısır fiyatları özellikle Marmara Bölgesinde 25 Kr/Kg’a kadar gerilemiştir. Rakamlar mısır üreticisinin içinde bulunduğu durumu açıkça ortaya koymaktadır. 45 Kr/Kg maliyeti olan mısırı üretici ortalama 30 Kr/Kg ancak pazarlayabilmiştir. Daha öncede belirtildiği gibi fiyatlar, özellikle ikinci ürün mısırda 25 Kr/Kg kadar gerilemiştir. TMO’nun verdiği 43 Kr/Kg fiyat ve prim olduğu halde mısır fiyatlarının düşmesi engellenememiştir. Bu nedenle seneye mısırdan kaçış olması ihtimali kuvvetlidir. 112 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Ayçiçeği Avans Alım Fiyatı 0,765 TL/Kg. Türkiye bitkisel yağlar tüketiminde ayçiçeği yağının % 65-70 civarında payı ve % 40 civarındaki yüksek yağ oranı ile yağlık ayçiçeği, ülkemizin en önemli yağlık tohumudur. 2008/2009 sezonu Türkiye yağlık ayçiçeği üretiminin 800-850 bin ton seviyelerinde gerçekleşmesi beklenmektedir. 2008/2009 iş yılı yağlık ayçiçeği avans alım fiyatı 0,765 TL/Kg. olarak açıklanmıştır. 2009 Yaş çay alım fiyatı 90,5 kuruş olarak açıklandı... Ekvator kuşağı dışında dünyada çay üretilen nadir ülkelerden biri olan Türkiye, Dünya üretiminde önemli bir paya sahiptir. Avrupa Birliği'nde tek çay üreticisi olan Türkiye, çay üretiminde Dünyada 5.sıradadır. Türkiye'de ÇAYKUR tarafından 553 bin ton yaş çay alımı yapılıyordu. Özel sektör ile birlikte 790 bin ton yaş çay alımı yapılıyor. 2008 yılında ÇAYKUR 650 bin ton yaş çay alımı gerçekleştirdi. Toplamda ise 2002 yılında 790 bin ton olan rakam, 1 Milyon 100 bin tona çıktı. Türkiye'de 100 kişiden 96'sı her gün çay içmekte, yıllık kişi başı çay tüketimi 2,80 kg dır. Türkiye'nin yıllık kuru çay talebi 200.000 ton civarındadır. Ancak AKP hükümeti tüketimin bu oranda yüksek bir düzeyde bulunduğu ülkemizde çay üreticisini sıkıntıya düşürülmektedir. Tarım ve Köyişleri Bakanı, 2009 yılı yaş çay alım fiyatını kilogram başına 79 kuruş ve 11,5 kuruş ta prim uygulaması ile toplam 90,5 kuruş olarak açıkladı. Yaş çay alım fiyatları geçen yıl kilogram başına 73,7 kuruş fiyat, 11,3 kuruş da prim olmak üzere toplam 85 kuruş olarak açıklanmıştı. 113 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Beyaz altın Sarımsak, beyaz pul oldu... Çin’den genleriyle oynanmış, HİBRİT sarımsak ithal edilmektedir. Hibrit genleriyle oynanıp büyükbaş haline getirilen, diş sayısı çoğaltılmış sarımsak sağlığa faydalı değildir. Sarımsağın kendisine has bir kokusu ve kendine has bir tadı vardır. Çin sarımsağının kokusu dahi farklı ve mide bulandırıcıdır. Yerli üretimimiz sarımsak içinde çok sayıda mineral ve vitamin içeren gerçekten kaliteli bir üründür. İktidar vekillerinin beyaz altın dediği sarımsağımız, AKP iktidarının uyguladığı yanlış politikalar sonucu beyaz pul olmuştur. Zam şampiyonu sarımsak 1 TL'ye düştü... Rekoltenin geçen yıla oranla yaklaşık yüzde 50 oranında artması 4 TL'ye kadar çıkan sarımsağın fiyatını düşürdü. Son 3 yıl içinde sarımsağın iyi para etmesinden dolayı rekoltenin artması sonucu, 4 TL'ye satılan sarımsak, kademeli olarak 2 TL ve şimdi 1 TL'ye kadar düştü. Piyasada çok fazla sarımsak olması nedeniyle daha önce 5-6 TL olan birinci kalite sarımsak dahi 1,8 – 2,3 TL’ye, İkinci kalite sarımsak 1,3-1,8 TL, üçüncü kalite sarımsak ise 0,5 – 1,3 TL’ye kadar düştü. Tarım Ürünlerinde Dışa Bağımlılık; AKP iktidarında, Türkiye’de tarım ürünleri ithalatı giderek artmaktadır. Buna karşılık ihracat göreceli olarak azalmaktadır. Böylece ülkemiz, en önemli özeliklerinden biri olan kendi kendine yetebilme özelliğini kaybetmektedir. AKP iktidarı ile birlikte, tarımsal ithalat adeta patlamıştır. 2001 yılında 3 Milyar dolar olan tarımsal ithalat, 2007 yılında neredeyse 10 Milyar dolara ulaşmıştır. İthal ürünler yoluyla çiftçimiz tüketilmiştir. 2006 yılı on aylık döneminde; Tarım ürünleri ithalatı %11 artarak yaklaşık 6 Milyar dolar olmuştur. Tarım ürünleri ihracatı aynı dönemde %1,5 artarak 6.7 Milyar dolar olmuştur. 114 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) 2007 yılı dış ticaret rakamları ise şöyle gerçekleşmiştir. İthalat, yaklaşık 7.4 Milyar dolar bu rakam 2006 yılı aynı dönemine göre %42 daha fazladır. İhracat ise 9.7 Milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu rakam 2006 yılı aynı dönemine göre % 15 fazladır. Fasıllara göre yapılan incelemede tarım ürünleri ithalatındaki artış oranı ihracat artışının 2,5 katıdır. Bir önceki yıla göre 2008 yılında tarım ve ormancılık ihracatı %5,4 artarken, ithalatı % 37,7 artmıştır. Bu artışlar sonucu 2008 yılında tarım ve Ormancılık ihracatı 3 Milyar 927 Milyon dolar olurken, ithalat 6 Milyar 391 Milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Balıkçılık ihracat rakamları 240 Milyon dolar olurken, ithalatı 41,1 Milyon dolar olmuştur. Bir önceki yıla göre, 2009 yılı Ocak-Ağustos döneminde tarım ve ormancılık ihracatı %8,2 artarken, ithalatı %36,1 azalmıştır. Bu sonuçlara göre, 2009 Ocak-Ağustos döneminde Tarım ve Ormancılık ihracatı 2 Milyar 358 Milyon dolar olurken, ithalatı 2 Milyar 958 Milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Bir önceki yıla göre, Balıkçılık ihracat rakamları (% 15,9 azalarak) 125 Milyon dolar olurken, ithalatı (% 30 azalarak) 18,8 Milyon dolar olmuştur. Tarım Alanları Yok Ediliyor... Türkiye’de toplam 26,5 Milyon hektar tarım alanı bulunmaktadır. Bu miktarın ancak 5,1 Milyon hektarı her türlü tarıma ve işlemeye elverişli 1. sınıf tarım arazisi, 6,7 Milyon hektarı ise işlemeli tarıma orta elverişli 2. sınıf tarım arazisidir. Başka bir değişle ülkemizin toplam alanının ancak % 6,5 i verimli 1.sınıf tarım arazisidir. Diğer taraftan ülkemizde arazilerin bir kısmı ise kabiliyetlerine uygun kullanılmamaktadır. Orman ve mera olarak kullanılması gerekirken 6 Milyon hektar kadar bir arazide işlemeli tarım yapılırken, verimli bazı tarım arazileri de tarım dışı amaçlarla kullanılmaktadır. 115 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Dokuzuncu Kalkınma Planı raporunun (2007-2013'te Plan Öncesi Dönemde Türkiye'de Ekonomik ve Sosyal Gelişmeler) başlığı altında son on yılda tarım dışına çıkarılan yüksek verimli tarım alanları toplamının 1,26 Milyon hektara ulaştığı belirtilmektedir ki, bu rakam büyük verimli ovalarımızdan biri olan Amik Ovası’nın 11 katıdır. Türkiye dünyada toprak rezervi azalan 20 ülkeden biridir. Bu nedenle topraklarını çok dikkatli ve doğru kullanmak zorundadır. Toprak ve su kaynaklarının korunması insanlığın ve yaşamın sürdürülebilirliği için önemlidir. Alternatif olarak kullanılabilecek geniş verimsiz alanlar varken verimli, hatta yatırım yapılarak sulamaya açılmış tarım arazilerinin bile tarım dışı amaçla kullanımı israftan ve geleceğimizi yok etmekten başka bir şey değildir. Genel durum ve değerlendirmeler; Genel değerlendirmeye geçmeden evvel bir yıl önce yaptığımız bir değerlendirmeyi aynen dikkatlerinize sunuyoruz; Gıda fiyatlarındaki artışlara tepki olarak Mısır, Haiti, Filipinler, Bolivya gibi ülkelerde açlık ve yoklukla boğuşan halk yönetimlerine karşı ayaklanma halindedir. Çiftçilerimiz kuraklıktan dertli, tarımda büyük yangın var. Hükümet hiçbir tedbir almadı. Çiftçi borçlarına yeni yapılandırma yok diyen Tarım Bakanı Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından çiftçilere kullandırılan kredilerin vadelerinde ödenmemesi halinde 2 aylık idari takip süresi tanındığını, bu sürede de borçların ödenmemesi halinde yasal yollarla alacakların tahsil edildiğini kaydetti. Ürününü satamayan çiftçiler, borçlarını ödeyebilmek için traktör, tarla ve römorkunu satışa çıkarmıştır. Ülkemizde de başta buğday olmak üzere bulgur, pirinç fiyatlarında son dönemlerdeki önlenemeyen artış; vatandaşımızın sofradan aç 116 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) kalkmasını ortaya çıkarabilecek bir tehlikeli noktaya ulaşmıştır. Ancak nedense böyle bir konjüktürde bile üretici çiftçimiz perişan haldedir. Son günlerde gıda fiyatlarındaki artışların ortaya çıkaracağı infial haliyle ilgili içten ve dıştan yapılan uyarılarda bir yoğunlaşma olduğu anlaşılmaktadır. Fiyatlar bu şekilde artmaya devam ettiği takdirde, dünyada yüz binlerce insanın açlık çekeceği, açlıktan ölümlerin olabileceği dillendirilirken, siyasi iktidarın meseleyi basit sözlerle geçiştirmesi, temelsiz gerekçelerle sorunun ciddiyetini görmezden gelmesi yeni bir aymazlığın işareti olarak yorumlanmalıdır. Özellikle buğday ve pirinç fiyatındaki artışa mazeret bulmaya çalıştığı görülen AKP Hükümeti; daha şimdiden fiyat artışının müsebbibi olarak “enerji tarımını” göstermiştir. Ayrıca buğday ve pirinç stokundaki alarm zillerini hafife alan hükümetin ilgili bakanı; bu konuda bir sorunun olmadığını yeterli stok olduğunu belirtmiştir. Buradan başta Başbakan Erdoğan ve ilgili Bakan’a sormak lazımdır: - Madem buğday ve pirinçte yeterince stok vardır; bu fiyat artışlarının ve piyasadaki telaşın asıl sebebi nedir? Eğer stoktan kast edilen açık denizlerde, ülkemizdeki durumu kollayan, içeri mal sokmak için uygun zamanı bekleyen vurguncuların ve sinsi fırsatçıların sahip olduğu hububat yüklü gemiler ise elbette söylenecek bir şey yoktur. - Yaşanılan fiyat artışlarından dolayı elini ovuşturan ve spekülasyon yaparak anormal kazanç elde etmenin peşinde olan fırsatçılarla ve böylesi zamanların değişmez simaları olan vurguncularla ilgili bir tedbir alınmış mıdır? - Piyasayı düzenlemekle görevli kuruluşların etkisi şimdiye kadar neden hissedilmemiştir? 117 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) - Böylesine bir durumun ortaya çıkma haline karşılık daha önceden herhangi bir önlem alınmış mıdır? Alındıysa, bunlar hangileridir? Ve daha da önemlisi, bu karaborsa ortamından yararlanarak servetine servet katmayı planlayan AKP’li yandaşlar ve aile fertleri var mıdır? Altı yılı aşkın süredir, simit-çay hesabıyla milletimizle alay eden Başbakan Erdoğan’ın sürekli tekrarlayıp durduğu istikrar ve gelişme masalının sonu gelmiştir. Bu sanal maceranın sonunda açlık vardır, yoksulluk vardır, yolsuzluk vardır. Bu bunalımın en ağır yaşandığı yer olan mutfaklar ne hazindir ki tam anlamıyla yangın yerine dönmüş, bulgurdan kuru fasulyeye kadar ortaya çıkan fiyat artışları, orta halli vatandaşımızı gerçek anlamda krize sokmuştur. Sabahın erken saatlerinde, sadece ucuz ekmek alabilmek için saatlerce kuyrukta bekleyen aziz vatandaşlarımızın manzarası iflas eden ekonomik politikaların, ucuz siyasi polemiklerin, belagat yüklü hamasi sözlerin artık bir anlamının kalmadığını çok net bir şekilde resmetmektedir. Ekmeği büyüttüğünü iddia eden Başbakan Erdoğan, görünen odur ki yakında sofralardaki ekmeği tamamen küçültecek, hatta vatandaşımızı ekmeğe muhtaç bir hale getirecektir. Gözünü toprak doyursun, diyerek azarlanan ve yanlış tarım politikaları sonucunda çok zor şartlar altına giren Türk çiftçisinin artık dayanılacak durumu kalmamıştır. 2001 yılında 19 Milyon ton olan buğday üretiminin 2007’de 17 Milyon 234 bin tona düştüğüne dikkat’e alındığında, bir süre sonra ekmeği bile ithal etmeye başlanılacağını söylemek yanlış olmayacaktır. 2008 yılındaki kuraklık ürün miktarını büyük ölçüde düşürmüş çiftçi emeğinin karşılığını alamamıştır. Ekonomik bozulmadan ikinci sırada etkilenen küçük işletmeler tarım sektöründe faaliyet gösterenler oldu. Daha çok hane şeklindeki 118 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) işletmelerden oluşan Türkiye tarımı son yıllarda uygulanan destekleme politikaları nedeniyle sürekli kan kaybederken, 2008 yılının firma haline gelebilmiş olan tarım işletmeleri de kötü etkilendi birçoğu kapanmak zorunda kaldı.” Şimdi de günümüzdeki duruma bir göz atalım ve hiçbir şeyin değişmediği AKP İktidarının çiftçi politikalarını özetle değerlendirelim; İçinde bulunduğumuz 2009 yılında yağışların mevsim normallerinin üzerinde gerçekleşmesi sevindirici bir gelişme olmuş, mağdur halde bulunan çiftçilerimizin bir nebze de olsa yüzünü güldürmüştür. Bu yağışlar, son iki yıldır ülkemizde tarımsal üretimi olumsuz etkileyen kuraklığı da ortadan kaldırmış, buğday, arpa ve kırmızı mercimek verimlerinde geçen yıla göre artış olmuştur. Bu gelişmelerin doğal sonucu olarak ürün rekoltesinin artması, çiftçilerimizin az da olsa rahatlamaları beklenebilir. Ancak AKP tarafından uygulanan yanlış politikalar bu olumlu havayı ortadan kaldırmaktadır. Yaşanmakta olan küresel gıda krizi yanında ABD’de başlayıp tüm dünyayı etkisi altına alan küresel ekonomik krizden özellikle yılın ikinci yarısında ülkemiz ve tarım sektörümüz de etkilenmeye başlamıştır. Kriz nedeniyle çeşitli sektörlere destek verilirken, tarımın göz ardı edilmesi, daha da kötüsü akıllara dahi gelmemesi çiftçilerimizin kendi hallerine terk edilmesinin en bariz göstergesi olmuştur. Borç tuzağına düşen ve borçlarını ödeyemez hale gelen sektör mensupları, artık sadece ihtiyaçlarını karşılamak için banka kredi kuyruklarında bekleyen çiftçi kardeşlerimiz, varlıklarını ipotek ettirerek ekonomideki sorunların neden olduğu baskılara direnmeye çabalamakta, geçimlerini sağladıkları ve alın terleriyle ekmeklerini kazandıkları arazilerini haraç mezat satışa çıkarmaktadırlar. 119 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) İcraların hızla arttığı, iflasların nefes aldırmadığı tarım kesimindeki problemler çığ gibi büyürken, Başbakan Erdoğan ve hükümeti duyarsızlıklarını inatla sürdürmektedir. Ülkemiz toplam nüfusunun yaklaşık üçte birini oluşturan tarım kesiminde çalışan Milyonlarca insanımız, Tarım Kredi Kooperatifleri ve bankalar tarafından tam anlamıyla kıskaca alınmışlardır. Son bir yılda sırtına kaldırmayacağı bir yük yüklenen çiftçilerimiz, AKP iktidarının anlaşılamaz ve kabulü mümkün olmayan yanlış uygulamaları yüzünden çok zor durumda kalmışlardır. Desteklemelerde görülen gerilemeler; çiftçilerimizin katlanmak zorunda kaldığı girdi maliyetlerindeki artışlar, tarım kesiminde çözülme ve dağılmayla son bulacak bir sürecin de önünü açmıştır. Büyük fedakârlıklarla ve zorluklarla mücadele eden çiftçilerimizin sorunları, geldiğimiz bu aşamada sözle, vaatle geçiştirilemeyecek kadar büyümüştür. Bir yandan da, KDV ve ÖTV'yi peşin olarak ödeyen, sattığı ürünlerinden KDV'sini mahsup edemeyen Türk çiftçisi, zarar etmesine rağmen bir de her satışında stopaj vergisini ödemek durumunda kalmaktadır. Nitekim tarım sektöründe sadece mazota ödenen KDV ve ÖTV miktarı bile destekleme bütçesini aşmaktadır. AKP hükümetinin tarımın yapısal sorunlarını çözecek, tarımsal girdi yükünü azaltacak ve tarım sektörünü yeniden ayağa kaldıracak tedbirleri alma niyet ve isteğinin olmadığı ortaya çıkmıştır. Üretemeyen ve toplumun diğer kesimlerinde olduğu gibi borç içinde yüzen “Milletin Efendisi” çiftçilerimiz, bu gidişle Hükümetin erzak yardımlarına muhtaç hale gelecektir. Bir bakıma siyasi iktidarın ilgi ve destek alanının dışında bulunan köylülerimiz, sadece seçim dönemlerinde hatırlanıp sorunları dile getirilmekte, seçimler bittikten sonra eski anlayış ısrarla sürdürülmektedir. 120 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Milliyetçi Hareket Partisi olarak çiftçilerimizin sorunlarını hiçbir zaman aklımızdan ve gündemimizden çıkarmadık ve onların lehine olan her girişimin yanında ve arkasında olduk. Bundan sonra da, Milyonlarca tarım kesimi çalışanımıza yönelik desteğimizin artarak devam edecek onların her sorunu bizim asli meselelerimizden birisi olacaktır. MHP olarak, 2007 Seçim Beyannamesinde küçük ölçekte faaliyet gösteren çiftçilerimizin desteklenmesi amacıyla; elektrik, mazot, gübre, ilaç ve tohum gibi temel tarımsal girdilerin üzerindeki ÖTV ve KDV'nin kaldırılması gerektiğini açıkça vurgulamıştık. Bunun yanında, orta ve büyük ölçekte üretim yapan çiftçilerimizin kullandığı bu temel girdilerin üzerindeki ÖTV ve KDV'nin de kademeli olarak yüzde 50 oranında düşürülmesi yönünde siyasi kararlılığımızı ortaya koymuştuk. Bu kriz ortamında her sektörle ilgili akla gelen ve uygulamaya başlanılan KDV ve ÖTV indirimlerinin çiftçilerimizden esirgenmesi, sıra bu aziz kardeşlerimize geldiğinde tedbirlerin Başbakan'ın deyimiyle teğet geçmesi, AKP hükümetinin gerçek niyet ve yüzünü deşifre etmesi açısında iyi bir örnektir. Türk çiftçisinin sorunları bunlarla sınırlı değildir. İhmallerle, vurdumduymazlıklarla gelinen bugünkü süreçte çiftçilerimizin tahammülleri, dayanma güçleri tükenme noktasına gelmiştir. Kolay para kazanmanın prim yaptığı AKP iktidarları döneminde, kol ve bilek gücüyle hayatını kazanmaya çalışan çiftçilerimizin hayat standardında en ufak bir iyileşme olmamış, aksine bugün dünden daha da kötü olmuştur. Bu süreçte MHP olarak çiftçi kardeşlerimizin yanında bulunacağımızı, dertlerinin ortağı olacağımızı ifade ediyoruz. 121 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Tarla ürünleri Üretim Miktarı * Üretim (Ton) 2006 Pay (%) 2007 Toplam 59 247 672 100 50 816 134 Tahıllar 34 642 986 58,47 29 256 990 Buğday 20 010 000 33,77 17 234 000 Mısır 3 811 000 6,43 3 535 000 Çeltik 696 000 1,17 648 000 Arpa 9 551 000 16,12 7 306 800 Çavdar 271 000 0,46 240 540 Yulaf 208 787 0,35 189 099 Kaplıca 6 341 0,01 6 977 Darı 6 955 0,01 7 094 Kuşyemi 61 0 62 Mahlut 3 971 0,01 2 826 Tritikale 77 642 0,13 86 476 Sorgum 229 0 116 Patates, kuru baklagiller, 5 828 124 9,84 5 511 082 yenilebilir kök ve yumrular Patates 4 366 180 7,37 4 227 726 Baklagiller (toplam) 1 430 578 2,41 1 264 809 Bakla (yemeklik) 10 897 0,02 11 006 Bakla (hayvan yemi) 10 419 0,02 10 037 Bezelye 4 373 0,01 3 503 Nohut 551 746 0,93 505 366 Fasulye 195 970 0,33 154 243 Mercimek (kırmızı) 580 298 0,98 508 378 Mercimek (yeşil) 42 326 0,07 26 803 Börülce 2 937 0 1 845 Burçak (dane) 14 863 0,03 23 850 Buy 632 0 36 Mürdümük (culbant) 16 117 0,03 19 742 Yüksek nişasta içerikli yumru ve 31 366 0,05 18 547 kökler Tatlı patates 31 125 0,05 18 481 Yerelması 241 0 66 Yağlı tohumlar 1 312 593 2,22 1 031 552 Soya 47 300 0,08 30 666 Yerfıstığı 77 454 0,13 86 409 Ayçiçeği 1 118 000 1,89 854 407 Susam 26 545 0,04 20 010 Aspir 395 0 2 280 Kolza 12 615 0,02 28 727 Keten (tohum) 84 0 48 Kenevir (tohum) 13 0 24 Haşhaş (tohum) 30 187 0,05 8 981 Tütün 98 137 0,17 74 584 Şeker pancarı 14 452 162 24,39 12 414 715 Diğer yem bitkileri (tahıl samanı 158 771 0,27 151 611 ve kabuklar hariç) Hayvan pancarı 158 771 0,27 151 611 Tekstilde kullanılan ham bitkiler 2 550 068 4,3 2 275 044 Pamuk (kütlü) 2 550 000 4,3 2 275 000 Keten (lif) 8 0 6 Kenevir (lif) 60 0 38 Parfümeri, eczacılık ve benzeri 204 831 0,35 100 556 alanlarda kullanılan bitkiler, Hayvan yemi bitkilerinin tohumlar Haşhaş (kapsül) 27 443 0,05 8 164 Acı bakla 482 0 401 Şerbetçi otu 1 384 0 1 423 Fiğ 175 522 0,3 90 568 * Avrupa Birliği'nin Faliyete Göre Ürünlerin İstatistiki Sınıflaması (FÜS 2002). Pay (%) 2008 Pay(%) 2007/2008 Değişim(%) 100,00 57,57 33,91 6,96 1,28 14,38 0,47 0,37 0,01 0,01 0,00 0,01 0,17 0,00 10,85 53 177 789 29 315 927 17 782 000 4 274 000 761 800 5 923 000 254 730 206 921 7 221 7 245 17 3 401 95 466 126 5 121 566 100,00 55,13 33,44 8,04 1,43 11,14 0,48 0,39 0,01 0,01 0,00 0,01 0,18 0,00 9,63 4,6 0,2 3,2 20,9 17,6 -18,9 5,9 9,4 3,5 2,1 -72,6 20,3 10,4 8,6 -7,1 8,32 2,49 0,02 0,02 0,01 0,99 0,30 1,00 0,05 0,00 0,05 0,00 0,04 0,04 4 211 354 882 527 10 720 10 355 3 922 536 330 156 845 111 502 25 975 3 017 6 046 195 17 620 27 685 7,92 1,66 0,02 0,02 0,01 1,01 0,29 0,21 0,05 0,01 0,01 0,00 0,03 0,05 -0,4 -30,2 -2,6 3,2 12,0 6,1 1,7 -78,1 -3,1 63,5 -74,6 441,7 -10,7 49,3 0,04 0,00 2,03 0,06 0,17 1,68 0,04 0,00 0,06 0,00 0,00 0,02 0,15 24,43 0,30 27 547 138 1 227 317 33 643 82 025 992 000 20 110 6 755 81 732 40 12 11 000 100 000 15 210 000 156 573 0,05 0,00 2,31 0,06 0,15 1,87 0,04 0,01 0,15 0,00 0,00 0,02 0,19 28,60 0,29 49,1 109,1 19,0 9,7 -5,1 16,1 0,5 196,3 184,5 -16,7 -50,0 22,5 34,1 22,5 3,3 0,30 4,48 4,48 0,00 0,00 0,20 156 573 1 938 024 1 938 000 2 22 108 382 0,29 3,64 3,64 0,00 0,00 0,20 3,3 -14,8 -14,8 -66,7 -42,1 7,8 0,02 0,00 0,00 0,18 9 849 290 1 556 96 687 0,02 0,00 0,00 0,18 20,6 -27,7 9,3 6,8 122 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) Dönemsel Gerçekleşmeler 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 (P) Dönem Gerçekleşme GSMH Cari (Milyon TL) 454.781 559.033 648.932 758.391 843.178 950.144 1.111.438 Ocak-Eylül 700.958 GSMH 304.901 390.387 481.497 526.429 656.670 741.792 788.365 Ocak-Eylül 447.076 5,3 9,4 8,4 6,9 4,7 1,1 4,0 Ocak-Eylül -8,4 4.531 5.779 7.027 7.609 9.305 10.436 10.913 Toplam Sanayi Üretim Endeksi 100,0 107,8 115,3 114,3 Ekim 117,9 İmalat Sanayi Üretim Endeksi 100,0 107,7 114,8 112,8 (Milyon $) Büyüme Hızı (%) Kişi Başına GSMH ($) 116,7 İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı (%) 78,5 81,5 80,3 81,0 81,8 78,1 İşsizlik Oranı (%) 10,5 10,3 10,3 9,9 10,3 11,0 10,4 Deflatör 23,27 12,40 7,08 9,33 6,22 11,50 7,50 (%) 13,90 13,80 2,66 11,58 5,94 8,11 6,40 (%) 18,40 9,30 7,72 9,65 8,39 10,06 6,00 (%) ÜFE Yıl Sonu TÜFE BÜTÇE DIŞ TİCARET ÖDEMELER DENGESİ Yıl Sonu İhracat (Milyar $) 47.253 63.167 73.476 85.535 107.272 132.025 149.000 İthalat (Milyar $) 69.340 97.540 116.774 139.576 170.063 201.963 232.500 Dış Ticaret Dengesi (Milyar $) İhracatın İthalatı Karşılama Oranı ( % ) İhracat BORÇLANMA -34.373 -43.298 -54.041 -62.791 -69.939 -83.500 68,1 64,8 62,9 61,3 63,1 65,4 64,1 (TİM Verilerine Göre - Milyar$) Cari İşlemler Dengesi (Milyon $) Cari İşlemler Dengesi / GSMH 70,7 Eylül 13,4 Aralık 0,66 Aralık-Aralık 5,93 Aralık 0,53 Aralık-Aralık 6,53 92.116 125.610 Ocak-Kasım 73,3 Ocak-Aralık -7.515 -14.431 -22.088 -32.051 -38.219 -41.514 -50.400 -2,5 -6,4 - 33.493 97.074 -7.903 Ocak-Ekim -3,7 -4,6 -6,1 -5,9 -5,6 Doğrudan Yabancı Sermaye Girişi (Milyon $) 1.702 2.785 10.031 20.185 22.046 18.012 TCMB Brüt Döviz Rezervleri (Milyon $) 33.724 36.006 48.320 58.332 71.263 70.075 Bütçe Giderleri ( Milyon TL.) 141.248 152.093 159.687 178.126 204.068 225.967 259.156 239.542 Bütçe Gelirleri ( Milyon TL.) 101.037 122.919 152.784 173.483 190.360 208.898 248.759 193.186 Bütçe Dengesi ( Milyon TL. ) -40.210 -29.173 -6.903 -4.643 -13.708 -17.069 -10.397 Faiz Dışı Fazla ( Milyon TL.) 18.317 27.318 38.777 41.320 35.045 33.592 47.103 6.622 Aralık 69.631 -46.366 5.803 Vergi Gelirleri ( Milyon TL ) 82.484 100.342 119.627 137.480 152.835 168.087 202.090 Faiz Giderleri ( Milyon TL. ) 58.527 56.491 45.680 45.963 48.753 50.661 57.500 52.159 (%) 71,0 56,3 38,2 33,4 31,9 30.1 28.5 33,3 Bütçe Gelirleri / Bütçe Giderleri ( % ) 71,5 80,8 95,7 97,4 93,3 92.4 96,0 80,6 Faiz Dışı Fazla / GSMH (%) 4,0 4,9 6,0 5,4 4,2 3.5 4,2 Bütçe Giderleri / GSMH (%) 31,1 27,2 24,6 23,5 24,2 23,8 23,3 Bütçe Gelirleri / GSMH (%) 22,2 22,0 23,5 22,9 22,6 22.0 22,4 Faiz Giderleri GSMH (%) 12,9 10,1 7,0 6,1 5,8 5.3 5,2 Bütçe Dengesi GSMH (%) -8,8 -5,2 -1,1 -0,6 -1,6 -1.8 -0,9 Kamu Kesimi Borçlanma Gereği/GSYİH(% ) 7,33 3,65 -0,31 -1,97 -0,10 0,87 -0,02 Merk. Yönt. İç Borç Stoku ( Milyon TL ) 194.387 224.483 244.782 251.470 255.310 274.827 Merk. Yönt. Dış Borç Stoku (Milyon $ ) 63.346 68.583 64.643 66.576 67.120 69.757 Merk. Yönt. Toplam Borç Stoku (Milyon TL) 282.807 316.528 331.520 345.050 333.485 380.321 Kamu Net İç Borç Stoku ( Milyon TL ) 172.277 199.298 228.224 227.729 237.141 248.380 Kamu Net Dış Borç Stoku ( Milyon TL) 78.316 74.897 42.051 30.468 11.237 19.420 Toplam Kamu Net Borç Stoku /GSMH (%) 55,1 49,0 41,6 34,0 29,5 28,2 DİBS. Faiz Oranı Ay Ort.Yıllık Bileşik (%) 46,0 24,7 16,3 18,1 18,4 19,2 Emisyon 10.676 13.465 19.612 26.815 27.429 31.743 İNTERBANK O / N Faiz Oranı Yıl. ( % ) 26,0 18,00 13,50 17,50 15,75 15.00 6,50 IMKB = 100 Endeksi Ay Sonu 18.625 24.972 39.778 39.117 55.538 26.864 52.825 Ortalama Dolar Kuru ( TL / $ ) 1,4931 1,4223 1,3408 1,4311 1,3015 1.2929 1.4098 Dönem Sonu Dolar Kuru ( TL / $ ) 1,3958 1,3421 1,3430 1,4131 1,1647 1.5123 1.4390 Faiz Giderleri / Vergi Gelirleri PARA- BANKA SERMAYE PİYASASI -22.087 Kasım Ocak-Kasım FİYATLAR MİLLİ GELİR- ÜRETİM İSTİHDAM TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELER (ARALIK–2009) 2009 Yıllık Gerçekleşme ( Milyon TL ) 154.247 329.191 Kasım 75.240 440.735 276.059 Eylül Kasım 26.885 8,5 38.627 Aralık 1,4995 1,5057 Kaynak: Maliye Bakanlığı, TCMB, DPT, Hazine, TÜİK. 123 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ARAŞTIRMA, STRATEJİ GELİŞTİRME VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ (ARGE) EN SON EKONOMİK GÖSTERGELER (11 OCAK 2009) 2002 2004 2006 2007 2008 BÜYÜME (98 bazlı) GSYH (Milyar $) GSYH (Milyar YTL) Büyüme Oranı ENFLASYON (%) 2009 (*) Eylül Kasım Ekim 230,5 350,5 6,2 390,4 559,0 9,4 526,4 758,4 6,9 658,8 856,4 4,5 741.792 950.144 0,9 I.Ç 126,9 I.Ç 209,4 I.Ç -14,7 2.Ç 145,6 2.Ç 228,8 2.Ç -7,9 30,8 29,7 13,8 9,35 11,58 9,65 5,94 8,39 8,11 10,06 0,47 5,27 0,19 5,08 36,1 51,5 -15,5 -0,6 63,2 97,5 -34,4 -14,4 91,9 133,3 -41,7 -31,9 107,5 170,0 -62,9 -37,4 132,0 201,8 69,8 -41,4 73,1 100,1 -27,0 8,6 83,2 112,8 29,6 İç Borçlar (Milyar YTL) 149,9 224,5 251,5 255,3 274,8 320,6 327,2 İç Borçlar (Milyar $) Dış Borçlar (Milyar $) Kamu Sek. Ve TCMB Özel sektör (FK dahil) Top. Borç (Milyar $) 91,7 130,1 85,6 44,5 221,8 167,3 162,2 95,2 67,0 329,5 178,9 207,8 87,2 120,5 386,7 219,2 247,2 89,2 158,0 466,4 181,7 276,8 91,7 185,1 458,5 216,3 2.Ç268,6 91,6 177,0 484,9 220,7 2.Ç268,6 91,6 177,0 489,3 115,7 51,8 63,6 75,6 59,6 16,0 -40.1 11,8 141,0 56,5 84,5 110,7 99,1 17,5 -30,3 26,2 175,3 45,9 129,4 171,3 137,6 33,8 -4,0 42,0 203,5 48,7 154,8 189,6 152,8 36,4 -13,9 34,8 225,9 50,7 175,3 208,9 168,1 34,7 -17,1 33,6 197,17 45,5 151,7 156,4 125,3 31,1 -40,8 4,7 218,6 50,2 168,4 175,4 139,2 36,2 -43,2 7,0 Ekim 197,17 45,5 151,7 156,4 125,3 31,1 -40,8 4,7 TÜFE bazlı Reel Kur E. $/YTL Avro/YTL Avro/$ DİĞER 125,4 1,63 1,70 1,04 143,2 1,34 1,82 1,35 160,1 1,41 1,85 1,31 190,4 1,16 1,71 1,46 168,5 1,52 2,13 1,40 170,6 1,48 2,16 1,46 170,8 1,48 2,20 1,48 1,48 2,23 1,50 Protesto Ed. Sen.(Bin Ad) 499 589 1.178 1.471 1.574,0 1.215,6 1.342,5 Karşılıksız Çekler (Bin Ad) 748 965 1.213 1.325 1.537,2 1.508,1 1.662,8 1.776,4 191,4 296,8 340,4 433,4 486,0 504,5 505,7 63,5 82,3 102,6 101,6 120,6 123,1 124,2 97,3 207,6 261,7 343,2 371,6 382,0 382,2 34,9 91,6 124,6 152,6 158,6 161,4 162,9 ÜFE (yıllık) TÜFE (yıllık) ÖDEMELER DENGESİ (Milyar $) İhracat İthalat Dış Ticaret Dengesi Cari Denge (Revize) BORÇ STOKU 3.Ç 174,3 3.Ç 262,2 3.Ç -3,3 1,51 5,53 BÜTÇE GERÇEKLEŞ (Milyar YTL) Harcamalar Faiz harcamaları Faiz dışı harcamalar Gelirler Vergi gelirleri Vergi dışı gelirler Bütçe Dengesi Faiz Dışı Fazla DÖVİZ KURLARI Top. Mevduat (Milyar TL) YP Mevduat (Milyar $) Krediler (Milyar YTL)** 28,8 Bireysel Kr. (Milyar TL) Tüketici Kredi (Mlyr TL) 2,27 12,7 47,5 67,6 83,2 86,0 89,1 90,3 Kredi Kartı (Milyar TL) 4,33 13,9 22,0 27,8 34,8 36,1 36,4 36,7 Kaynak: TÜİK, TCMB, Hazine Müsteşarlığı, İş Bankası, Dış Ticaret Müsteşarlığı Raporları (*) Dış ticaret ödemeler dengesi ve bütçe rakamları birikimlidir. ((**) Mali kesime verilenler hariç. 124 EKONOMİ’DE 7 YIL (AKP DÖNEMİ 2002–2009) ÖZET MUKAYESE – OCAK 2010 Bu rapor bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Rapor bir önceki ayın ekonomik gelişmeleri ile değerlendirmeleri içermektedir.