Ticari İlişkilerde Hedef Pazar; İRAN Dünyada 1935’e kadar Persiya olarak bilinen ve resmi adı İran İslam Cumhuriyeti olan ülke, güneyde Basra ve Umman Körfezi, kuzeyde ise Hazar Denizi ile çevrelenmiş durumda. Türkiye, Azerbaycan, Ermenistan, Irak, Pakistan, Afganistan ve Türkmenistan ile kara sınırına sahip olan İran, MÖ 4000’lere dayanan tarihi ile dünyadaki en eski uygarlıklardan birine ev sahipliği yapmakta. Güçlü bir kültür geçmişi olan ülkenin, Birinci Dünya Savaşı sonrasında ekonomisi her zaman petrole bağlı olagelmiştir. Ortadoğu’nun iki ülkesi tarih boyunca hem ticaret, hem siyaset hem de ekonomik olarak bulunduğu coğrafyada diğer komşularından çok ayrı bir konumda. Bu iki ülkeden biri Türkiye, diğeri ise İran. Fiziki sınırları değişmeden çok uzun yıllardır komşuluk ilişkileri sürdüren iki ülke, her ne kadar gündeme siyasi meselelerle gelse de, ekonomik ilişkilerini sıcak tutup ortak işbirlikleri imza atmaya devem etmekte. Bunun en son örneklerinden biri geçtiğimiz günlerde, Kapıköy Sınır Kapısı’nın transit ticaret işlemlerine açılması yönünde imzalanan protkol. Bu sayede iki ülke serbest ticarete doğru gidecek ve bölgelerin potansiyeli ortaya çıkacak. İlişkilerin ticari anlamda yoğunlaştığı ve Türkiye’nin de doğal gaz ihtiyacının önemli bir kısmını İran’dan aldığı düşünülürse, bu komşu ülke ile iş yapmak, önemli seçeneklerden biri halinde. Diğer taraftan, İran nüfusunun önemli bir bölümü Türkiye’ye büyük bir sempatiyle bakmakta ve Türk ürünlerinin İran pazarında marka imajına sahip olduğu bilinen bir gerçek. Bu imaj, satış sonrası hizmetlerin kalitesi ile de ilişkili. Türk üniversitelerinden mezun olan çok sayıda İranlı meslek sahibi ve iş adamı da ilişkilerin geliştirilmesi açısından büyük bir potansiyel teşkil etmekte. İran’a seyahat edecek Türk vatandaşlarından; Diplomatik, Hizmet, Hususi ve Umuma Mahsus Pasaport hamillerinin vizeden muaf olması da büyük kolaylık sağlıyor. Üretimin yüzde 43’ü sanayiden Bugün İran, 2007 yılı göstergelerine göre 286 milyar dolarlık bir GSYİH’ye sahip ve kişi başına geliri ise nominal olarak 4000 dolar seviyelerinde. İran üretiminin yüzde 43’ü sanayiden, yüzde 45’i hizmet sektöründen ve sadece yüzde 12 kadarı ise tarımdan elde edilmekte. İşsizliğin yüzde 12 civarında olduğu ülkede, nüfusun yüzde 40 kadarı da fakirlik sınırının altında bulunmakta. Son küresel krizle birlikte oluşan yeni işsizler ordusuna rağmen İran, çok ciddi boyutta vasıflı işçi sıkıntısını da beraberinde çekmektedir. Nüfusunun yalnızca yüzde 35 kadarı işgücüne dahil olan ülkede, sanayinin işgücüne katkısı ise sadece yüzde 25 civarlarında kalmakta. Petrol ucuz nakliye fiyatları düşük Ülkede genel olarak acente ve distribütörlük aracılığı ile iş yapma biçimi yaygın. Nakliye masrafları ucuz olduğu için firmaların kendi distribütörlük ağını kurmak yerine, kargo ve nakliye şirketleri ile çalışması önemli bir avantaj sağlıyor. Ülke çapında süpermarket zincirlerinin ve alışveriş merkezlerinin sayısı hızla artmakta olup; Tahran’da bakkal ve butik gibi küçük ölçekli şirketler de oldukça yaygın. İran’da sıklıkla kullanılan bir pazarlama usulü, işletim hakkı belediyelere ait olan şehir ilan panoları. Döviz alım satımının serbest olduğu İran’da, yurt dışına yapılacak döviz havalelerinde ve akreditif açılması işlemlerinde gerekli dövizin Riyal karşılığının bankaya yatırılmasını müteakip banka vasıtasıyla Merkez Bankası’ndan temin edilmesi veya ihracatçı şirketlerin yaptıkları ihracat karşılığı yurt dışından temin ettikleri dövizin kullanılması önem arz etmekte. İki tür ödeme yöntemi mevcut Şu an İran ile iş yapan firmalar, peşin ödeme, akreditif, vesaik mukabili veya mal mukabili ödeme yöntemlerini kullanabilmekte olup; uygulamada iki çeşit ödeme yönteminin sıklıkla kullanıldığını bilmek oldukça önemli. Bunlardan birincisi, ithalatçı İran firmasının gerçekleştireceği ithalat tutarında meblağı (ya da bu meblağa tekabül eden gayrimenkulü) bankasına bloke/ipotek ettirmesi ve bankanın da bu blokaj (ya da ipotek) karşılığında parayı yurt dışındaki ihracatçı firmaya transfer etmesi ve azami bir yıl sonra parayı ithalatçı firmadan tahsil ederek blokajı/ipoteği çözmesi şeklindedir. Uygulanan bu yaklaşım ile ithalâtçıların nakit ödeme sorunu aşılmakta. İkinci ve daha riskli bir yöntem ise âdeta bir banka ve bir gümrük komisyoncusu gibi çalışan “sarraf”ların aracı olarak kullanılmasıdır. Bu yöntemde ithalâtçının ithal etmek istediği mala ilişkin ödemeyi çalıştığı sarrafa vermesinden sonra, ihracatçı da malı sarrafın (ithalâtçının değil) adına ve genellikle CIF teslim şekli üzerinden göndermekte. Sarraf, gelen malı alıcısına, parayı ise satıcısına teslim etmekte ve bu işlem için önceden anlaşılan komisyonu alarak görevini tamamlamakta. Ödemeler konusunda Türk bankalarını kullanmak isteyenler İran’daki Türkiye Halk Bankası ve Ziraat Bankası temsilciliklerini kullanabilmekte. İran Mellat Bankasının İzmir, Ankara ve İstanbul’da şubeleri bulunmaktadır. Olumsuzlukları da bilmekte fayda var Katı bürokratik kurallar, ticaretin yarıdan fazlasının doğrudan devletin veya devlete yarı bağlı vakıfların elinde bulunması, bankacılık alanında karşılaşılan vadeli akreditif açılması ve teminat mektuplarının kabul edilmesinde karşılaşılan sorunlar İran ticaret hayatı için olumsuzlukların başında geliyor. Ayrıca, ithal ham madde ve ara mamul temininde karşılaşılan güçlükler, yabancı eleman çalıştırılması konusunda vergi ve izin sıkıntıları hala çözülmüş değil. Sanayi Üretimi (Yıllar itibariyle % değişimi) 2003 2004 2005 2006 9,2 4,0 0,0 3,0 2007 0.8. Ticarette marka avantajı söz konusu Türkiye İran arasında ekonomik komşuluk ilişkileri her ne kadar istenilen düzeyde olmasa da İran pazarında Türk firmaları ile rekabet edecek Avrupa firmalarının sayısı da oldukça az. Böyle bir ortamda Türkiye’nin İran ile coğrafi ve kültürel bağlarını kullanarak pazarda mevcut Türk malı imajını daha da geliştirmesi ve diğer ülkelere kıyasla rekabet avantajı kazanmasının mümkün olduğu düşünülmekte. Bunlarla birlikte, İran’nın aynı zamanda Türkiye’nin Orta Asya pazarlarına açılımında da en kısa güzergah olduğunu göz önünde bulundurmak gerekiyor. İran ile 1996 yılında 1 Milyar Dolar civarında olan dış ticaret hacmimiz, 2008 yılı itibarıyla 10 Milyar Dolar’ı aşmış durumda. Türkiye aleyhinde seyreden dış ticaret dengesi, İran’dan doğal gaz ithalatı ile birlikte son yıllarda daha da artmış ve 2008 yılı itibarıyla 6 Milyar Dolar’ın üzerinde gerçekleşmiştir. 2008 yılında Türkiye’nin İran’a ihracatında önem arz eden başlıca ürün grupları; işlenmiş petrol ürünleri (yüzde 7,6 payla), otomotiv yan sanayi ürünleri (yüzde 5 pay ve yüzde 100,7 artışla), lif levha (yüzde 4,6 pay ve yüzde 1,1 artışla) ve demir çelikten yarı mamullerdir (yüzde 3,4 pay ve yüzde 255,5 artışla). 2009 yılı OcakNisan dönemi ihracatımızda da benzer bir tablo ile karşılaşılmakta; makineler, demir ve çelik, tütün, motorlu kara taşıtları ve orman ürünleri yine ilk sıralarda ye almakta. Türkiye’nin İran’dan 2008 yılında gerçekleştirdiği ithalatta ham petrol (yüzde 68,4 pay ve yüzde 33,8 artışla) ve doğal gaz (yüzde 23,4 pay ve yüzde 6,6 artışla) başta olmak üzere, çeşitli kimyasallar ve otomobiller önemli yer tutmakta. 2009 yılı Ocak-Nisan döneminde İran’dan gerçekleştirilen ithalatın yüzde 92’sini petrol ve doğal gaz, yüzde 2,9’unu plastik ürünleri oluşturmaktadır. 24 Mayıs 2007 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) Ticaret Anlaşması, İran ile Türkiye arasındaki ticaretin artırılması ve bölgede ekonomik entegrasyonun sağlanması yolunda atılmış önemli bir adımdır. Van Gölü Kuzey Geçişi Projesi’nin ilerleyen yıllarda tamamlanması ile iki ülke arasındaki taşımacılığın süresinin kısalması ve taşınan yük miktarının artması, böylece bölge içerisinde ticaret ve yatırım koridorlarının geliştirilmesi mümkün olacak. Bir çok ürüne serbestlik getirildi 2007 verilerine göre İran’ın toplam 97 milyar ABD doları ihracat ve 57 milyar ABD doları ithalat rakamı ile dış ticaret fazlası veren bir yapıya sahip olduğu görülmekte. İran’ın 2007 yılı ihracatını gerçekleştirdiği ülkeler arasında Japonya’nın (yüzde 16,3) yerini Çin’in (yüzde 17,2) aldığı; Hindistan (yüzde 11,8), Türkiye (yüzde 8,5), Güney Kore (yüzde 8,4) ve İtalya’nın (yüzde 7,4) ise İran’ın diğer başlıca ihraç pazarları olduğu bilinmekte. Halihazırda Dünya Ticaret Örgütü’ne üye olmayan, gözlemci statüsünde bulunan İran, son yıllarda izlediği dışa açılma politikaları ve Dünya Ticaret Örgütü’ne üyelik hedefi doğrultusunda birçok ürünün ithalatında uygulanan tarife dışı engelleri kaldırmış, birçok yasaklı ürünün ithalatına izin verilmiştir. Bu durum ülkeye yönelik ihracatta ciddi bir avantaj sağlamaktadır. Yerli sanayiyi korumak amacıyla ithalâtta uygulanan yüksek Ticari Kazanç Vergisi uygulamasını 2005 yılında kaldıran ülke, daha önce ithalatta uygulanan özel kuru (1 ABD Doları = 1,75 İran Riyali) serbest piyasa kuru ile eşitleyerek ithalatta alınan Gümrük ve diğer vergilerinin hesaplanmasında serbest piyasa kurunun esas alınması yönünde bir değişikliğe de gitti. Bazı vergi oranları yüksek İthalatta alınan vergilerin hesaplanmasında esas alınan kurun 4,5 kat artmış olması nedeniyle vergi oranlarında yapılan indirimlerin etkisi sınırlı olan İran’da, yerli sanayi korumak amacıyla bazı temel sanayi dallarında ithalatta uygulanan Gümrük Vergisi oranları yüksek tutulmakta. Örneğin 2008 yılında küresel ekonomik kriz ve azalan petrol gelirleri nedeniyle önlem olarak lüks malların ithalatı zorlaştırılmış ve KDV uygulamasına 2008/09 döneminde geçilememiş ve söz konusu tasarı ileri bir tarihe ertelenmiştir. İran’da ithalattan önce, ithal edilecek ürünün özelliğine (yerli üretiminin olup olmadığı vb.) göre İran Ticaret Bakanlığı’na müracaat ederek malın kaydettirilmesi ve diğer Bakanlıkların (Sanayi, Sağlık, Tarım vb.) iznini gerektiren kalemlerde ilgili Bakanlıktan ithalat ön izninin alınması gerektiğini bilmekte fayda var. Bu izin, bankaların akreditif açarken de istediği bir belge. İran’a ithalatı yasak maddeler arasında; dinen sakıncalı içecekler, gıda maddeleri, hayvansal besinler, yayın ve bantlar bulunmakta. Kaynaklar: 1. T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı, İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, İran Ülke Raporu 2. EIU Iran Main Country Profile, 2008 3. http://newtr.bankmellat.ir/portal.aspx 4.(http://en.tpo.ir/documents/document/12226/13133/lawsof2008.Aspx)