Eğitimin Ekonomik Temelleri

advertisement
EĞİTİMİN EKONOMİSİNE
GİRİŞ
Eğitimin Ekonomik Temelleri
Ekonomi kökeni Yunanca’ da ki “oikia”(ev) ve
“nomos” (kural, yönetim) kelimelerine dayanır.
 Ev yönetimi anlamına gelir.
 Ekonomi yerine Arapça’ dan gelen iktisat
kelimesi de kullanılmaktadır.

Ekonomiye ilişkin çeşitli tanımlar:
Ekonomi (veya politik ekonomi), parayla ilgili
olsun yada olmasın, kişiler arasındaki değişim
(mübadele) işlemlerinin incelenmesidir.
 Ekonomi, halkın günlük faaliyetlerini, gelir
kazanmasını ve yaşamını sürdürmesini
inceleyen bir bilim dalıdır.
 Sahip olunan kıt kaynakların birbirinin
seçeneği veya karşıtı olan ihtiyaçlar
arasındaki dağılımdan en rasyonel şekilde
yararlanma çabasına yönelik toplumsal
olayların değişmez kurallarını araştıran bir
bilim dalıdır.

Eğitim Bilimine Giriş
3
Ekonominin ilgili olduğu kavramlar:
İhtiyaç, bireylerde karşılanmadığında sıkıntı,
acı ve üzüntü yaratan her tür durumdur.
 Üretim, sınırsız ihtiyaçların karşılanmasında
sınırlı olan malların çoğaltılması, kullanılacak
zamana kadar korunması ve kullanılacak yere
kadar taşınmasıdır.
 Gelir, en genel anlamıyla belli bir dönemde
yaratılan mal ve hizmetler toplamı olarak
tanımlanabilir. Kira, ücret, kar ve faiz başlıca
gelir türleridir.
 Harcama, ihtiyaçların karşılanması amacıyla
mal ve hizmetlerin kullanılmasıdır.

Eğitim- Ekonomi arasındaki ilişki
1.
2.
3.
Eğitim, ekonominin ihtiyaç duyduğu insan
gücünü yetiştirir (üretime katkısı)
Eğitim hizmetinin yürütülmesinin ve
hizmetten yararlanmanın belli bir maliyeti
vardır (eğitim maliyeti),
Eğitime yapılan harcamalar (makro-mikro)
1. Kısa dönemde tüketim özelliği taşır,
2. Uzun dönemde yatırım özelliği taşır,
4.
Eğitimin gelir yaratma etkisi vardır,
1. Bireysel (mikro) düzeyde,
2. Toplumsal (makro) düzeyde,
Eğitim Bilimine Giriş Dersi
5
Eğitim- Ekonomi arasındaki ilişki
5.
6.
7.
8.
9.
Eğitim arzının ekonomiyle ilişkisi mevcuttur,
Eğitim talebinin ekonomiyle ilişkisi vardır,
Eğitim-verimlilik arasında ilişki vardır,
Eğitim hizmetinin mal olma özelliği vardır,
Eğitim-finansman açısından ilişki vardır.
Eğitim- Ekonomi arasındaki ilişki




Ortaöğretim ve yüksek öğretim de içine alındığında
bireyler ortalama 18-24 yaşlarında mesleki
becerilere sahip olarak ekonomik hayata
katılmaktadır.
Türkiye’de ortalama insan ömrünün 72 yıl olduğu
düşünüldüğünde insanın ömrünün yaklaşık üçte
biri eğitim- öğretim almakla geçmektedir.
Bu süre, sadece bireysel anlamda değil aynı
zamanda toplumsal olarak da büyük maddi
kaynaklar gerektirmektedir.
Bu bağlamda bir insana yapılan yatırım uzun
vadede ekonomik gelire ve üretime dönüşmektedir.
Eğitim- Ekonomi arasındaki ilişki
Ülkemizde bir insan aldığı eğitimden sonra
üretime ve ekonomiye yaklaşık 25 yıl katkıda
bulunabilmektedir.
 Alınan eğitim süresi ile üretim süresini
kıyasladığımızda bire bir denk gelecek
orandadır.
 İnsana yapılan bu denli büyük bir yatırımın
doğal olarak ekonomiye büyük girdiler
sağlaması amaçlanmaktadır.

Eğitim- Ekonomi arasındaki ilişki

İnsana yapılan yatırım sadece eğitimden
oluşmamaktadır.
◦ Sağlık ve beslenme
İnsan kaynağından gerektiği şekilde
yararlanmak için bu üç alana yapılan
harcamaların dengeli bir şekilde dağıtılması
gerekmektedir.
 Ancak, şunu da unutmamak gerekir
ki, insana yatırımın temelini eğitim
harcamaları oluşturmaktadır.

Eğitim- Ekonomi arasındaki ilişki
Eğitim harcamaları ile eğitime ilişkin
toplumsal talebin karşılanması ve ekonomik
büyümenin veya gelişmenin hızlanması
sağlanmaktadır.
 Eğitim düzeyi arttıkça toplam üretim
düzeyinin de arttığı bilinen bir olgudur.
 Eğitime yapılan her ek lira harcamanın milli
geliri de artıracağı ifade edilebilir.

Eğitimin Bireysel ve Toplumsal
Faydaları

Küreselleşmeden dolayı ekonomik hayatta
karşılaşılacak sorunlarla baş etmek için daha
donanımlı ve bilgiye sahip olunması
gerekmektedir.

Bir başka ifade ile bilgiye yön veren bireylerin
yetiştirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.
Eğitimin Bireysel ve Toplumsal
Faydaları
Alınan eğitimle insanlar sadece bilgi
öğrenmemekte, aynı zamanda küresel
dünyada kendi ekonomik koşullarını
oluşturmaktadır.
 Bireysel iyileştirme çabaları toplumun ve
ülkenin de ekonomik kalkınmışlığını
etkilemekte ve artırmaktadır.
 Üretken bireylerin ürettikleri yeni bilgi,
teknoloji, ürün veya toplumsal
davranışlarda kullanılmaya uygun yeni
değer yargıları arttıkça ekonomik kalkınma
da hızlanmaktadır.

Eğitimin Bireysel ve Toplumsal
Faydaları





Eğitim, işgücündeki insan sermayesinin
niteliklerini artırır.
İşgücü üretkenliği ve gelir seviyesi artar.
Eğitim, ekonominin yenilikçi kapasitesini
artırır.
Yeni teknolojiye dayalı olarak yeni bilgiler,
ürünler ve süreçler geliştirilir.
Eğitim, bilginin dağılımını ve
yaygınlaşmasını sağlar.
ÇİN Örneği



Çin, ülke içinde eğitim ve yatırım faaliyetlerine
ağırlık vermekle birlikte aynı zamanda yurt
dışındaki eğitimli genç nüfusunu da ülkeye hizmet
etmek üzere geri çağırmaktadır.
Çin, geçmişte her yıl yaklaşık 1000 kişiyi Amerika,
İngiltere, Almanya gibi ekonomik gelişmesini
tamamlamış ülkelere eğitim almak üzere
göndermiş ve eğitimlerini tamamlayanların
gittikleri bu ülkelerde kalmalarını istemiştir.
Gittikleri ülkelere yerleşen bu insanlar ülkenin ileri
gelen kurum ve kuruluşlarında çalışmaya
başlayarak oradaki teknolojiye ve bilgiye sahip
olmuşlardır.
ÇİN
Çin geriye çağırdığı bu eğitilmiş nitelikli
kadrolarına bağlı olarak uluslar arası rekabette
yaptığı çıkışla kalkınmada, artan nüfusuna inat
birçok gelişmiş ülkeyi bile geride bırakabilecek
bir ekonomik gücü yakalamıştır.
 Evimizin ve işyerimizin her tarafı bu Çinli
insanlar tarafından kurulan fabrikalarda
üretilen ürünlerle dolup taşmaktadır.
 Bu durum eğitime yapılan harcamanın ileri
dönemlerde ne gibi toplumsal faydaya
dönüştüğüne güzel bir örnektir.

Küreselleşme Kavramı

Küreselleşme=Global Köy
◦ Ulaşım ve iletişimdeki gelişmeler sonucu
dünyanın küçülmesi
◦ Küreselleşme, kısaca dünya çapındaki ilişkilerin
yoğunlaşması olarak tanımlanabilir.

Küreselleşme, her alanda mesafenin daha az
önemli hale gelerek, siyasal, ekonomik, sosyal
ve kültürel alanlarda dünyanın daha çok
bütünleşmesidir (Bozkurt, 2003).
Küreselleşme
Küreselleşme sadece para ve malların
dolaşımından ibaret değildir.
 Aynı zamanda, zaman ve mekân
kavramlarının eski anlamını yitirmesi, sınırların
ortadan kaybolmaya başlaması ve
yeryüzündeki tüm insanların ve ülkelerin
karşılıklı bağımlılığının artmasıdır.

Küreselleşmenin Eğitime Etkileri
Küreselleşmenin en önemli etkisi eğitim
sistemlerinde yol açtığı değişimlerdir.
 Eğitimin küreselleşmesi denilince genellikle
eğitim yöntem, süreç ve yönetiminde
gelişmiş ülkelerle bütünleşme akla
gelmektedir.
 Eğitim, sadece küreselleşmeye uyum ya da
entegre sorunu için değil, aynı zamanda
küreselleşmenin yarattığı sorunları aşmak
için bir araçtır.

KÜRESELLEŞMENİN EĞİTİME
ETKİLERİ
Eğitim toplumların ve bireylerin,
küreselleşmenin doğuracağı muhtemel
sonuçlara karşılık önlem alabilecek ve
değişimlerden yarar sağlayabilecek
özellikte olmalarına imkân sağlamalıdır.
 Dolayısıyla eğitim kurumları yapacakları
fizibilite analizleri ile olası gelişme ve
değişmeleri önceden sezinleyip bunlara
ayak uydurmasını bilen bireylerin
yetiştirilmesini amaçlamalıdırlar.

a)




Küreselleşme ve Eğitimde Yeni
Şekillenmeler
Küreselleşmenin gerektirdiği insan
tipi:
Küreselleşme ile birlikte insan tipi değişmiş ve bilgiyi
kullanan insan ön plana çıkmıştır.
Dünyanın tek pazar haline gelmesi ve bilginin maliyetinin
düşmesi ile herkes ona kolayca ulaşmaktadır.
Bilgiye sahip olma değil onun yorumlanması bir beceri
haline gelmiştir. Bu durum insanın bağımsız bir birey olma
gerekliliğini her dönemden daha çok ön plana
çıkarmaktadır.
Geleceğin toplum yapılarında sorun çözen, araştıran ve
yorumlayan güçlü bireyler aranmaktadır.
Küreselleşme sürecinde öğretmenler:
Küreselleşme sürecinde öğretmenler bu nitelikteki
bireyi yetiştirmede yetkin ve bu özelliklere paralel
donanımlarla yüklü olmalıdırlar.
 Değişik kültürel ve sosyal ortamlardan gelen
öğrencilerin yaşamlarına duyarlılık gösteren,
 Eğitimin sürekliliğine, yani yaşam boyu eğitim
olgusuna inanan,
 İşbirliğine ve grupla çalışmaya yatkın ve öğrenmeyi
derin kişisel bir etkinlik olarak gören bireylerin
yetiştirilmesini sağlayacak modellerin
uygulanmasında öğretmenlere büyük görevler
düşmektedir.

Küreselleşme ve Eğitimde Yeni
Şekillenmeler
b) Eğitim sistemlerinin yapılarındaki
değişmeler:



Küreselleşme ile birlikte eğitim tüm dünyada ileri yaş
gruplarına doğru uzamakta ve yaşam boyu sürmektedir.
Ülkemizde bundan yaklaşık 30 yıl önce üniversiteye
gidebilmek için belli yaş aralığı ve özel şartlar aranırken
günümüzde orta ve ileri yaştaki insanların da artık
üniversiteye gidebilir olduklarını görüyoruz.
Sürekli öğrenme, ülke kurum ve kuruluşları için rekabette
avantaj sağlamakla birlikte toplumda refah ve ekonomik
artışı da beraberinde getirmektedir.
Küreselleşme ve Eğitimde Yeni
Şekillenmeler
c) Eğitim yöntemlerindeki değişmeler:
Öğrenmeyi bilmek, öğrenmeyi öğrenmek, bireysel olarak
öğrenmek, takım halinde ve örgüt olarak öğrenmek
eğitimin başlıca öğeleri olarak kabul edilmektedir.
UNESCO Eğitim Komisyonu bunlara “birlikte öğrenmek”
ilkesini de eklemiştir. Eğitimde küreselleşmede dört ilkeden
bahsedilmektedir. Bu ilkeler;
a) öğrenmeyi bilmek,
b) öğrenmeyi öğrenmek,
c) bireysel öğrenmek ve
d) birlikte yaşamayı öğrenmektir.
Download