Karadeliğimizin Görüntüsü Netleşiyor Gökadamız Samanyolu, görünür evrende varolduğu düşünülen en az 200 milyar gökadadan yalnızca bir tanesi. Ama en büyüklerinden. Tabii kendinden daha büyük olan sarmal gökadalar da yok değil. Sarmal gökadaların birleşmesiyle oluşan “eliptik”gökadalarsa çok daha büyük. Ama yine de gökadamız devler kategorisinde yer alıyor. Merkezinde de, hemen her gökadada olduğu gibi bir dev kütleli karadelik bulunuyor. Ancak, merkezdeki dev, Milyarlarca Güneş kütlesine erişebilen rakip devlerin yanında bir cüce sayılır. Bizimkinin kütlesinin “yalnızca” üç milyon Güneş kütlesine yakın olduğu sanılıyordu. Neyse ki, şimdi yeni gözlemler, fazla olmasa bile hem gökadamız hem de karadeliğimiz için, daha kârlı çıktıkları yeni bir resim sunuyor. Samanyolu’nda farklı tahminlere göre 100– 400 milyar arasında (son tahminler 300– 400 milyar) yıldız bulunuyor. Tahminler arasındaki büyük farklılık, gökadadaki yıldızların dörtte üçünün, Güneşimizden çok daha küçük ve soluk (dolayısıyla gözlenmesi zor) “kırmızı cüce” sınıfından olması. Buna karşın Samanyolu’nun kütlesi, yaklaşık 1.5 trilyon Güneş kütlesi olarak hesaplanıyor. Bu fark da, yıldızlararası boşluktaki gaz ve tozla, gökadayı bir küre biçiminde saran ve kütlenin büyük kısmını oluşturan, henüz tanımadığımız, ışıma yapmadığı için “karanlık madde” diye adlandırılan, varlığını yaptığı kütleçekim etkisiyle hissettiren bir madde türünden kaynaklanıyor. Samanyolu’nun çevresindeyse ayrıca her biri çok küçük hacimlerde 10.000’den 10 milyona kadar yıldız içeren 200 kadar “küresel yıldız kümesi” ile, 12 kadarı keşfedilmiş, bir o kadarının varlığı da kesinleşmeyi bekleyen uydu “cüce gökada” bulunuyor. Aslında adı üstünde; bir karadeliğin görüntüsü olamaz. Uzay-zaman dokusunu, muazzam kütlesiyle sonsuz derecede büktüğü için içine düşen hiçbirşeyin, bu arada ışığın bile kaçamadığı matematiksel noktalar olarak tarif ediliyor karadelikler. Varlıklarını, çevrelerinden üzerlerine çektikleri maddelerin yutulmadan önce oluşturdukları diskler içinde yüksek hızlara ve sıcaklıklara erişerek yaydıkları X-ışınlarıyla belli ediyorlar. Bir de çevrelerinde dolanan yıldızların eriştiği olağanüstü yörünge hızlarından. . Karadeliklerin çevrelerindeki, çapları kütlelerine bağlı olarak değişen ve “olay ufku” (event horizon) denen sınırdan içeriye düşen madde, hatta ışık bile bir daha dışarıya çıkamayıp karadeliğin içine çekiliyor. Karadeliğin “tekillik” (singularity) olarak tanımlanan merkezinde, bildiğimiz fizik kurallarının işlemediği varsayılıyor Hangi kütlede olursa olsun, bir karadeliğin yakınına sokulan cisimlerden ya da çevresinden çektiği madde, olay ufkunun çevresinde “kütle aktarım diski” oluşturuyor. Disk içindeki madde olay ufkuna yaklaşırken muazzam hızlara ulaşıyor ve sürtünmeden dolayı madde olay ufkunun içine düşmeden önce milyonlarca derece sıcaklığa erişerek Xışınları yayıyor. Diskte oluşan çok güçlü manyetik alanlar nedeniyle maddenin bir kısmı karadeliğin kutuplarından gökbilim dilinde “jet” diye adlandırılan parçacık fıskiyeleri şeklinde karadeliğin kutuplarından ışığınkine çok yakın hızlarda uzaya püskürtülüyor. Karadelikler, kütlelerine göre farklı sınıflara ayrılıyor: “Yıldız kütleli karadelikler”, Güneş’ten en az sekiz kat daha kütleli olan yıldızların merkezlerindeki hidrojeni tümüyle helyuma çevirerek tükettikten sonra ardışık olarak daha ağır çekirdekler oluşturma sürecini demirle noktalayıp daha fazla enerji üretemeyerek kendi üzerlerine çökmesiyle oluşuyorlar. Çöken merkezin yol açtığı şok dalgası yıldızın dış katmanlarını bir süpernova patlamasıyla uzaya savuruyor. Dev bir gaz ve toz bulutu içinde topluca oluşan büyük kütleli yıldızlar 30-40 milyon yıllık kısa ömürlerinin (Güneş’inki 10 milyar yıl) sonuna yaklaştıklarında, güçlü rüzgarlarıyla dış katmanlarını uzaya salmaya başlıyorlar ve merkezinde ve çevreleyen katmanlardaki füzyon tepkimeleri sonucu şişerek bir kırmızı süperdev haline geliyor. Bu arada merkezde giderek kısalarak yıllar, aylar, günler mertebesinde sürmeye başlayan ardışık element sentezleri sonucu demirle dolan merkez çökerek karadelik ya da nötron yıldızı oluşturuyor. Süpernova patlamasıyla uzaya saçılan ağır elementler de yeni nesil yıldızları oluşturacak gaz ve toz bulutlarını “zenginleştiriyorlar.” Güneş'ten en az sekiz kat büyüklükteki yıldızlarda merkezdeki hidrojen yakıtı helyuma sentezlendikten sonra giderek daha ağır elementler sentezlenmeye başlıyor. Merkezin üstündeki bir katmandaysa daha önce sentezlenen element yanmaya devam ediyor (kendisinden bir sonraki elementi sentezlemeye devam ediyor). Böylece yıldız, soğan zarları gibi her katmanda merkezden dışa doğru hafifleyen bir elementler dizisi sentezliyor. Merkez en son sentezlenen demirle dolduğundaysa, füzyon tepkimeleri duruyor. Dış katmanların baskısını dengeleyecek enerjiyi üretemeyen merkez çöküyor ve bir karadelik ya da 15-20 km çaplı bir nötron yıldızına dönüşüyor. Oluşan şok dalgası da dış katmanları süpernova patlamasıyla uzaya savuruyor Son yıllarda varlıkları konusunda tutarlı kanıtlar elde edilen bir kategori de “orta kütleli karadelikler” bunların kütlelerinin, birkaç bin Güneş kütlesinden 30.000-40.000 Güneş kütlesine kadar değiştiği hesaplanıyor. Gökbilimciler, çok rastlanmayan, “orta sıklet karadelik”lerden birini, Omega Centauri adlı “küresel yıldız kümesi” (yukarıda) içinde buldular. Karadeliğin yaklaşık 40.000 Güneş kütlesinde olduğu belirlendi. Küresel yıldız kümeleri, Samanyolu ve öteki gökadaların çevrelerinde, merkezi topağın etrafında yer alan çok sıkışık ve çok eski yıldız toplulukları. Samanyolu’nu çevreleyen karanlık halede bunlardan yaklaşık 200 tane bulunuyor (yanda). 60 ile 300 ışıkyılı arasında çapları olan küre biçimli bu yapılarda yüzbinlerce, bazılarında milyonlarca yıldız yer alıyor. Bunların en büyüklerinden olan Omega Centauri’nin yaklaşık 80 ışıkyılı çaplı bir hacimde 10 milyon yıldız barındırdığı hesaplanıyor. Küresel kümeler evrendeki en eski yapılardan. Yaşları 10-12 milyar yıl arasında değişiyor (Evrenin yaşı, 13.7 milyar yıl). Dolayısıyla, başlangıçta içlerinde yer alan büyük kütleli yıldızların hepsi, 30-40 milyon yıllık ömürlerinin sonunda süpernova patlamalarıyla yok olup geride yalnızca uzun ömürlü, küçük, yaşlı kırmızı yıldızları bırakmışlar. Bu patlamalarda oluşan karadelikler ise, kürenin merkezinde toplanarak birleşmişler. Bu birleşmeler sonucu bazıları küme dışına savrulurken, bazıları da 3040.000 Güneş kütlesine ulaşmış. Çok yaygın olan bir tür ise, “dev kütleli” ya da “süper kütleli” olarak tanımlanan karadelikler. Samanyolu gibi Sarmal ve bunların birleşmesiyle oluşan eliptik gökadaların hepsinin merkezinde birer dev kütleli karadelik bulunduğu düşünülüyor. Bunların kütlelerinin ise milyonlarca, hatta milyarlarca Güneş kütlesine ulaştığı hesaplanıyor. Bir sarmal gökada merkezindeki aktif süperdev karadeliğin temsili resmi Virgo Gökadalar Kümesi’ndeki M87, Sarmal gökadaların birleşmesiyle oluşan eliptik gökadaların en büyüklerinden. Büyük bölümü gaz ve karanlık maddeden oluşan kütlesinin, Samanyolu’nunkinin 200 katı olabileceği düşünülüyor. Merkezindeki süperdev karadelik de, türünün en büyüklerinden. 6-7 milyar Güneş kütlesinde olduğu hesaplanıyor. Karadelikten çıkan “jet”, çevresindeki diskten aldığı parçacıkları, ışığınkine yakın hızlarda 5000 ışıkyılı uzağa taşıyor Bizim gökadamız Samanyolu’nun merkezinde de dev kütleli bir gökadanın bulunduğu, zaman zaman bölgeden gelen tipik X-ışını yayımlarından ve en merkezdeki yıldızların hereketlerinden çıkarılıyordu. Ama 100 ile 300 milyar arasında yıldız içeren ve “dev gökadalar” liginde oynayan Samanyolu, karadeliğini başkalarınkiyle yarıştırmasa daha iyi. Çünkü elde edilen dolaylı verilerden, Sagittarius (Yay) Takımyıldızı bölgesinde yer aldığı için Sagittarius A* (Sagittarius A yıldız) diye adlandırılan karadeliğimizin kütlesi 2.7 milyon Güneş kütlesi ya da biraz daha üzeri olarak hesaplanmaktaydı. Ancak, bizim konumumuz gökadayı tepeden değil de yandan görmeye elverdiğinden, aradaki sarmal kollar üzerinde bulunan toz Samanyolu merkezinin optik teleskoplarla gözlenmesini engelliyordu.Bu nedenle de merkezin ayrıntılı bir resmi oluşturulamıyordu. NASA’nın Chandra X-ışını uzay Teleskopu , bölgeden gelen ışınımla karadeliğin yerini belirledi Yeryüzünden Samanyolu diskini yandan görebiliğimiz için optik teleskoplarla s merkezinin ayrıntılı görüntüsü alınamıyor. Almanya’daki Max Planck Dünyadışı Fizik Enstitüsü’nden gökbilimciler, toz perdesinden geçen kızılaltı dalga boylarıyla yaptıkları ve 16 yıl aralıksız sürdürdükleri sabırlı gözlemlerle resmi 2008 yılında olabildiğince netleştirdiler. Merkezdeki karadeliğin çevresinde dolanan en yakın 28 yıldızın yörünge hareketleri izlenerek karadeliğin kütlesi ve Dünya’ya uzaklığı hakkında daha kesin değerler elde edildi. Karadeliğin kütlesiyle ilgili olarak elde edilen son değer, 4 milyon Güneş kütlesi. Bu arada, gökada merkezine sandığımızdan biraz daha uzak olduğumuz anlaşılıyor. Eskiden 26.000 ışıkyılı olarak hesaplanan uzaklık, 27.000 olarak düzeltildi. Avrupa Güney Gözlemevi’nin Şili’deki Yeni Teknoloji Teleskopu ve Çok Büyük Teleskop adlı modern gözlem araçlarıyla izlenen 28 yıldızdan, 1 “ışık ayı” (yaklaşık 800 milyar km) yarıçap içinde dolananların yörüngeleri, bir arı kovanının çevresini andırıyor. Bu sınırın dışında kalan 6 yıldız ise karadeliği bir disk düzleminde dolanıyor. 28 yıldızın en ilginci, SO-2 adlı olanı. Öylesine hızlı ki, yörüngesini, gözlem süresi olan 16 yıl içinde tamamlamış. Ama hızlının da hızlısı var! 2012 yılında keşfedilen SO-102 adlı yıldızın, süperdev karadelik çevresindeki yörünge periyodunun yalnızca 11.5 yıl olduğu açıklandı. SO-2, Karadeliğe en yakın konumuna 2018 yılında , SO-102 ise 2021’de gelecek. Bu tarihler Einstein’ın genel görelilik kuramının sınanmasına olanak verecek. Eğer kuram doğruysa, bu noktalarda uzay zamanın eğriliği yıldızların hareketini etkileyecek ve bize gelen ışıklarında bozulmalara yol açacak. Son gözlemler her ne kadar önemli sorulara yanıt getirmiş olsalar da bir önemli soru havada kalmayı sürdürüyor. Böylesine genç yıldızlar nasıl oluyor da, böylesine dev kütleli bir karadeliğin yanında var olabiliyorlar? Bunlar, Güneş’in 3 – 15 katı Samanyolu’nun merkezindeki dev kütlede B sınıfı yıldızlar. 10 -100 kütleli karadeliğin çevresinde 1 milyon yıl kadar yaşayabiliyorlar. Parsek (3.26 ışıkyılı = yaklaşık 30 Daha uzaklarda oluşup karadeliğin trilyon km) genişlikteki alanda kütle çekimi nedeniyle içeriye göç binlerce yıldız yer alıyor. etmiş deseniz, buna vakit (Karşılaştırmak için, Güneşimize bulamayacak kadar genç yaştalar. en yakın yıldız 4.2 ışıkyılı = 40 Çünkü bunlar büyük bir gaz ve toz trilyon km uzaklıkta). Bunların bulutu içinde küme halinde ve çok bazıları, karadeliğin 11 milyon daha büyük sayıda küçük yıldızla km çaptaki olay ufkunun iki ışık birlikte doğuyorlar. Böyle bir günü (yaklaşık 52 milyar km) bulutta, büyük yıldızların yanısıra yakınında dolanıyor ve en yakın ortalama 1 milyon küçük yıldızın konumlarında Karadeliğe 18-20 da doğması lazım. Oysa, milyar km yaklaşmaları Sagittarius A*’ın yakın çevresinde bekleniyor. Gökbilimciler, bu küçük yıldızların sayısının karadeliği çevreleyen gaz diski yaklaşık 10.000 kadar olduğu içinde 100 kadar büyük kütleli saptanmış. Ayrıca, uzak bir bulut yıldızın varlığı ve bunların içinde doğan yıldızların karadelik çoğunun bir düzlem üzerinde yakınlarına göç edebilmesi 1 değil de karmakarışık yönlerde milyar yıl gerektirir ki, bu da B olan yörünge hareketlerini sınıfı bir yıldızın maksimum açıklamakta zorlanmaktaydılar. ömrünün 10 katı demek. Bunlar, Bunlar,Güneş’in Güneş’in33––15 15katı katıkütlede kütledeB sınıfı yıldızlar. 10 -100 milyon yıl yıl B sınıfı yıldızlar. 10 -100 milyon kadar yaşayabiliyorlar. Daha uzaklarda kadar yaşayabiliyorlar. uzaklarda oluşup oluşupkaradeliğin karadeliğinkütle kütleçekimi çekimi nedeniyle içeriye göç nedeniyle içeriye göçetmiş etmişdeseniz, deseniz, buna vakit bulamayacak kadar buna vakit bulamayacak kadargenç genç yaştalar. yaştalar.Çünkü Çünkübunlar bunlarbüyük büyükbir birgaz gaz ve vetoz tozbulutu bulutuiçinde içindeküme kümehalinde halindeve ve çok çokdaha dahabüyük büyüksayıda sayıdaküçük küçükyıldızla yıldızla birlikte birliktedoğuyorlar. doğuyorlar.Böyle Böylebir birbulutta, bulutta, büyük yıldızların yanısıra ortalama büyük yıldızların yanısıra ortalama11 milyon milyonküçük küçükyıldızın yıldızında dadoğması doğması lazım. lazım.Oysa, Oysa,Sagittarius SagittariusA*’ın A*’ınyakın yakın çevresinde çevresindebu buküçük küçükyıldızların yıldızların sayısının sayısınınyaklaşık yaklaşık10.000 10.000kadar kadarolduğu saptanmış. Ayrıca, uzak bir bulutbir olduğu saptanmış. Ayrıca, uzak içinde doğan yıldızların karadelik bulut içinde doğan yıldızların yakınlarına göç edebilmesi 1 milyar yıl karadelik yakınlarına göç edebilmesi gerektirir ki, bu da B sınıfı bir 1 milyar yıl gerektirir ki, bu dayıldızın B maksimum ömrünün 10 katı demek. sınıfı bir yıldızın maksimum ömrünün 10 katı demek. Halen bulundukları yörüngelerde oluşmuş olmaları da tartışmalı; çünkü klasik modellerde karadeliğin güçlü kütleçekimi ve yol açtığı etkiler, bu kadar yakında yıldız oluşumuna izin vermez. Ancak yeni geliştirilen bazı kuramlar, bu bilmeceyi açıklar görünüyor. Bunlardan birine göre, karadelik üzerine Samanyolu’nun son derece kalabalık merkez bölgesindeki yıldızlardan yağan gaz, düzenli olarak değil de birkaç milyon yıllık aralıklarla birikmiş olarak diske katılıyor. Buna karşılık diskin iç kısımlarındaki gazın sıcaklığı milyonlarca dereceye çıktığında dışarıya doğru bir basınç oluşturup gaz akımını durduruyor (eddington Limiti) ve iki taraftan sıkışan disk bölümü içinde yıldızlar ortaya çıkıyor. Bir başka kuram, disk içinde bulunan küçük ve yaşlı yıldızların, disk ortamı içinde karbon monoksit gibi ağır moleküllerin birikmiş olduğu dış zarflarını yitirmeleri sonucu ağır elementlerin birikmediği daha saf katmanlarının ortaya çıkması sonucu “bazı yaşlı Hollywood yıldızları gibi gençleri taklit etmeleri.” Ama en yaygın kabul gören kuram, karadelik diskindeki çalkantılı ortama karşın, Güneş çevresindeki ortamdan bir milyon kez daha yoğun olan diskin büyük kütleçekimiyle, karadeliğin etkilerini dengelemesi ve diskteki gazın kararsızlaşıp çökerek yeni yıldızlar oluşturmasına yol kararsızlaştırması biçiminde bir açıklama getiriyor. Bu kuramın savunucuları, bu genç ve ağır yıldızların neden bir düzlemde değil de karmakarışık yönlerde hareket ettiklerini de karadeliğin kendi ekseni etrafında dönüyor olabileceğiyle açıklıyorlar. Bu gökbilimcilere göre, karadeliğin disk içinde dönerken yaptığı yalpalar, sonunda yıldızları egzantrik yörüngelere savuruyor. Sagittarius A*’nın spekülasyon konusu bir özelliği de (en azından şimdilik) “iştahsız” olması. Öteki büyük gökadaların merkezlerinde doymak bilmez bir iştahla çevrede ne varsa silip süpürüp, milyarlarca Güneş kütlesine erişmiş, yaydıkları ışınım gökadalarınkini bastıran, yüzlerce, binlerce ışıkyılı uzaklara ışık hızına yakın (relativistik) parçacık kütleleri fırlatan hemcinslerinin aksine, bizimki perhiz menüsünde. Bazı gözlemcilere göre karadeliğimiz, çevredeki yıldızların rüzgarlarıyla üzerine gönderdikleri ve diskte toplanan gazın ancak yüz binde birini yutabiliyor. Bu da yılda Dünyamızın kütlesinin yüzde birine karşılık geliyor. Ama karadeliğimiz hergün az da olsa ağzına bir şeyler atıyor. Bu, yaklaşık bir saat kadar süren kısa ve değişken X-ışını parlamalarıyla kendini belli ediyor. Kimi gökbilimciye göre bu parlamalar, karadeliğe düşen kuyrukluyıldız ya da asteroidlerin sonunu belgeliyor. Bu açıklamaya göre, karadeliğin çevresinde, güçlü çekimiyle çevresindeki yıldızlardan kopardığı yüzlerce trilyon kuyrukluyıldız ya da asteroidden oluşan biğr kuşak bulunuyor. Bu gökcisimlerinden hergün bazıları aralarındaki kütleçekimsel etkileşimler nedeniyle yörüngesinden sapıp karadeliğe yöneliyor ve gaz diski içindeki sürtünme nedeniyle milyonlarca derece sıcaklığa erişip X-ışınları yayınlıyor. Uzun yıllardır gökada merkezini gözleyen gökbilimci ekiplerine göre sorun, devimizin şimdiki iştahsızlığı değil, geçmişteki iştahı olabilir. Gama ışını dalgaboylarında gözlem yapan Fermi Gama Işını Geniş Alan Uzay Teleskopu (Fermi-LAT) tarafından 2010 yılında gökada düzleminin her iki tarafında belirlenen , yaklaşık 25.000 ışıkyılı çaplı simetrik küreler biçiminde gama ışını topakları, karadeliğimizin geçmişte kısa sürelerle bir kuasar gibi şiddetli ışınım ve madde saçtığını gösteriyor. Bazı gökbilimcilere göre bu şiddetli faaliyet, 6 milyon yıl önce karadeliğin çevresindeki 1.6 ışık yılı çaplı alana çevreden gelen son gaz akışının tetiklediği geniş çaplı yıldız oluşumuna denk düşüyor. Önerilen modele göre gelen gaz oluşan yıldızlar ve karadelik tarafından yarı yarıya paylaşılmış; karadelik de, kendi payına düşenin bir kısmını yutarken, büyük bölümünü de çevresindeki disk üzerindeki şiddeetli manyetik alanlar aracılığıyla her iki kutbundan uzaya püskürtmüş. Gama ışınları da topaklar içinde kimi gökbilimcilere göre enerjik elektronlar, kimisine göre de enerjik kozmik ışın protonlarınca yayılıyor. Ayrıca 20.000 yıl önce karadeliğin 100 Güneş kütlesinde bir gaz bulutunu çekerek kutuplarından gama ışınları yayan iki gaz jeti püskürttüğü belirtiliyor. Bazı gökbilimcilere göre de karadeliğimiz, günümüzden 350 yıl önce, şimdikinden 1 milyon kat daha enerjikmiş. . Chandra X-ışını Teleskopu da Sagittarius A*’ın bir başka şiddet gösterisininin kanıtlarını sunuyor. İki hafta süreyle yapılan gözlemle oluşturulan bu görüntüde , karadeliğin yaklaşık 10.000 yıl önce kutuplarından püskürtmüş olduğu sıcak gaz topakları, saat 2 ve saat 7 yönlerinde izlenebiliyor. Kara deliğimiz geçmişteki bu güç gösterileriyle erişebileceği mesafelerdeki gıda stoklarını boşaltmış . Şimdilik günlük haplarla idare edip pusuda yanına sokulacak büyük avları bekliyor Gökbilimcilerin 2002 yılında keşfedip G-2 adını verdikleri büyük bir gaz ve toz bulutunun 2013 yılının Eylül ayında karadeliğe beklenen yaklaşması gerçekleşmedi; ancak yakın geçişini 2014’ün ilk yarısı içinde yapması bekleniyor. Bulutun yakın geçişi 30 milyar km uzaktan yapacak olmasına karşın, içerdiği gaz ve tozun büyük kısmını pusuda bekleyen canavara kaptıracağı düşünülüyor. Buluttaki 10.000⁰C sıcaklıktaki gaz, büyük topaklar halinde karadeliğin çevresindeki diske karışacak ve sarmal hareketle deliğe sürüklenirken milyonlarca derece sıcaklığa erişecek. Tüm sürecin 10 yıl içinde tamamlanacağı sanılıyor. Geçişin, Sgr A*’ın neden öteki gökadalardaki dev kütleli karadeliklere kıyasla çok daha soluk olması bilmecesine ışık tutması bekleniyor. Gökbilimcilerin gökadamızın cılız devinin taşıdığı sırları çözmeye yönelik kuramsal açıklamaları Sonunda aç midesine dişe dokunur birşeyler atmak için, anlaşılan fazla beklemeyecek... sınamak için gereksinim duydukları daha yüksek gözlem çözünürlüğü nihayet sağlandı. Avrupa Uzay Ajansı’nın (ESA) Cero Telolo’daki (Şili) Çok Büyük Teleskop (VLT) tesisindeki dört teleskop, 2012 şubatında “girişimölçüm” denen bir teknikle bilgisayar aracılığıyla birbirlerine bağlandı. Böylece her biri 8.2 metre ayna çaplı dört ayrı teleskoptan oluşan dizge, 130 metre ayna çaplı tek bir teleskopmuş gibi kullanılarak günümüzde erişilmiş olandan 10-100 kat daha yüksek çözünürlük elde edilecek. Böylece, Samanyolu’nun merkezinde ve evrenin başka yerlerindeki pek çok sır aydınlatılabilecek. Raşit Gürdilek Son güncelleme: 18 Şubat 2014 KAYNAKLAR: The Milky Way’s Dark, Starving Pit, Science, 30 Mayıs 2003. “Unprecedented 16-Year Long Study Tracks Stars Orbiting Milky Way Black Hole”, ESO, 9 Aralık 2008. A surprising Stellar Nursery, Science, 2 Haziran 2006. The Shortest-known–Period Star Orbiting Our Galaxy’s Supermassive Black Hole, 5 Aralık 2012. “Milky Way's black hole getting ready for snack”, Lawrence Livermore Ulusal Laboratuvarı, 22 Ekim 2012 Sagittarius A*: NASA's Chandra Finds Milky Way's Black Hole May be Grazing on Asteroids http://www.nasa.gov/mission_pages/chandra/multimedia/saga.html, Feb 8. 2012 NASA's NuSTAR Spots Flare From Milky Way's Black Hole, 23 Ekim 2012 “UCLA astronomers discover star racing around black hole at center of our galaxy”, University of California –Los Angeles, 03, 10, 2012 http://en.wikipedia.org/wiki/Sagittarius_A* The Massive Stars Orbiting Sagittarius A*, The Astrophysics Spectator, 11 Temmuz 2007. Stars Surprisingly Form in Extreme Environment Around Milky Way's Black Hole, ESA. Cradled by Destruction, NASA, 13 Ekim 2005. Stars Form Surprisingly Close to Milky Way's Black Hole, NASA, 9 Kasım 2006. The Milky Way’s Fermi Bubbles: Echoes of the Last Quasar Outburst?, arXiv org., 29 Nisan 2011. ETİKETLER: Samanyolu, gökada, karadelik, “kara delik”, Sagittarius, “Sagittarius A*”, S-2, SO-102