kalp sesleri

advertisement
Doç. Dr. Dilek AYGİN
• Fizik muayene, hasta bakım süreci içinde hastanın sağlık
durumunu gerçek ya da potansiyel sağlık problemlerini
tanımlamada önemlidir.
Hemşire/ebe fizik muayeneye başlamadan önce hastanın
sağlık hikayesini alır. Sağlık hikayesi;
•
•
•
•
•
•
Biyografik veriler,
Önceki sağlık durumunu,
Şimdiki şikayetlerini,
Hastanın halen kullandığı ilaçları,
Ailesinin sağlık hikayesini,
Günlük yaşam alışkanlıklarını içermelidir.
Fiziksel muayene sırasında hastanın fizyolojik durumuna
ilişkin veriler;
İnspeksiyon,
Palpasyon,
Perküsyon,
Oskültasyon
Olfaksiyon becerileri kullanılarak yapılır.
Vücut bölümleri ve fonksiyonlarının önemli fizik bulguları
veya normal karakteristik özelliklerini saptamak için görme,
işitme ve koklama duyularının kullanılmasıdır.
•
•
•
•
Bireyin dış görünümü ve bireysel bakımı
Bireyin oturuşu, etrafa olan ilgisi, reaksiyon ve cevapları
Genel durumu, fizik yapı, duruş (postür) ve yürüyüşü
Cildin görünümü, rengi, tırnak ve kıl gibi cilt eklentileri,
terleme durumu incelenir.
İnspeksiyon görsel beceriyi aynı zamanda olfaksiyon
(koklama) becerisini de içerebilir. Çünkü göremediğimiz
bazı şeyleri koklama duyusu ile saptayabiliriz.
• Palpasyon dokunma duyusu kullanılarak hastanın fiziksel
durumuna ilişkin veri toplanmasıdır. Bu amaçla eller
özellikle parmak uçları kullanılır (bu bölgelerde çok
miktarda sinir ucu sonlandığını için).
• Hastanın rahat bir pozisyonda ve kaslarının gevşek
olması gerekir.
• Palpasyon sırasında kasların gevşemesi için hastaya
yavaş yavaş derin nefes alıp vermesi söylenir.
• Hassas bölgeler en son palpe edilmelidir.
• Hastanın duyarlı bölgelerini işaret etmesi söylenerek,
hemşire bu bölgeleri ve hastanın sözsüz rahatsızlık
belirtilerini gözlem formuna kaydeder.
• Hemşirenin elleri ılık, tırnakları kısa olmalı ve hastaya
nazik davranmalıdır.
• Uygulamaya yüzeyel palpasyon ile
başlanır. Abdomen gibi bölgelere
uygulanan
yüzeyel
palpasyon
bölgedeki hassasiyeti saptar.
• Yüzeyel palpasyonda hemşire elini
muayene edilen bölgeye yerleştirir
ve 1 cm’lik çökme oluşturacak
şekilde bölgeyi palpe eder.
• Dokunma duyusu aralıklı yüzeyel
bası ile en iyi sonucu verir. Ağır ve
uzun süreli bası hemşirenin elinde
duyu kaybına neden olur.
• Yüzeyel palpasyondan sonra organların durumunu
değerlendirmek için derin palpasyon uygulanır.
• Derin palpasyon sırasında uygulanan basınç dokuda
yaklaşık 2,5cm’ lik çökme oluşturur. Derin palpasyon tek
ya da iki elle (bimanuel) yapılabilir.
İki Elle Derin Palpasyon
Tek elle derin palpasyon
• Aktif el deri üzerine hafifçe
yerleştirilir
• Pasif elin parmak uçları aktif
elin işaret orta ve yüzük
parmağının uç eklemlerinin
üzerine yerleştirilir.
• Aktif el altta gevşek
durumda iken, üstteki pasif
elin parmak uçları ile basınç
uygulanır.
• Aktif elin parmak uçları
bölgeyi
basınç
oluşturarak
palpe
ederken, pasif el organ
ya da dokuyu alttan
destekler.
• Vücut yüzeyine parmakla vurularak işitilebilir ya da
titreşimleri hissedilebilir sesler oluşturarak kullanılan bir
değerlendirme yöntemidir.
• Parmakla vurarak oluşan sesin karakteri iç organların
yoğunluğu, büyüklüğü, lokasyonu hakkında bilgi verir.
• Perküsyon doğrudan ve dolaylı olmak üzere iki yöntemle
uygulanır.
• Perküsyon çekiciyle, elin dış yan yüzüyle, bir veya iki
parmakla doğrudan vücut düzeyine vurarak uygulanır.
• Derin tendon reflekslerini değerlendirmek için kullanılır.
• Perküsyonun uygulanacağı alan ile vurma amacıyla
kullanılacak perküsyon çekici ya da parmak arasında bir
obje vardır. Bu ara obje oluşturulan sesi kuvvetlendirerek
sesin daha net duyulmasını sağlar.
• Hemşire/ebe perküsyonu uygularken önkolu sabit
tutarak, fleksör parmakla çabuk ve yavaş vuruş yapar.
• Bilek vuruşa hazırlanırken gevşemiş olmalıdır.
• Perküsyon sırasında 5 tip ses duyulur.
SES
YOĞU
NLUK
MESAFE SÜRE
KALİTE
ANATOMİK BULGU
TİMPANİ
GÜRÜLTÜLÜ
YÜKSEK ORTA
DAVUL
SESİ
HAVA İLE DOLU MİDE
YADA BAĞIRSAKLAR
DAVUL SESİ GİBİ
TINLAYICI MÜZİKAL BİR
SES
DÜŞÜK
UZUN
OYUKTAN
GELEN
SES
OYUKTA OLUŞAN
YANKILANMA SESİDİR
NORMAL AKCİĞER
REZONAN
SA GÖRE
DAHA
UZUN
GÜMLEME AMFİZEMATÖZ
SESİ
AKCİĞER
REZONANS ORTA
GÜRÜLTÜLÜ
ÇOK
HİPER
ÇOK
REZONANS GÜRÜL- DÜŞÜK
TÜLÜ
SES
YOĞUN
LUK
MESAFE
SÜRE
KALİTE
ANATOMİK BULGU
DULLNESS
(MATİTE)
ORTA
YUMUŞ
AK
YÜKSEK
ORTA
TOK
KARACİĞER, DALAK,
GÜMBÜRTÜ KALP GİBİ YOĞUN
SESİ
DOKULARDA OLUŞAN
GÜMBÜRTÜLÜ ANCAK
SÖNÜK SESTİR
FLATNESS
YUMUŞ
AK
YÜKSEK
KISA
MAT SES
KAS, KEMİK GİBİ ÇOK
YOĞUN DOKULARDA
OLUŞAN TAMAMEN
MAT VE SÖNÜK
SESTİR.
• Vücutta oluşan normalden farklı seslerin dinlenmesi
tekniğidir.
• Tam ve doğru oskültasyon için hemşire/ebenin sağlam
kulağa iyi bir steteskopa ve steteskobun nasıl
kullanılacağı bilgisine gereksinimi vardır.
• Steteskop;
diyafram,
tüp,
kulaklık
bölümünden
oluşmaktadır. steteskoplarda ayrıca çan denilen ve alçak
perdeden sesleri yükseltmeye yarayan bir kısım da
bulunur.
• Diyafram, steteskobun tüp kısmının ucunda bulunan ve
dinlenmek istenen bölgeye değdirilen yassı koni şeklinde
bir parçadır.
• Steteskopla en çok kalbin atışı, akciğerlerin çıkardığı
sesler, bağırsaklarda ve midede ortaya çıkan sesler,
nabız, kan basıncı dinlenir.
• Steteskop hem çan biçiminde hem de düz dairesel
diyaframlı olmalıdır.
• Yüksek perdeli vücut sesleri (bağırsak sesleri) en iyi düz
dairesel diyafram ile
• Düşük perdeli vücut sesleri (bazı kalp sesleri) ise en iyi
çan kısmı ile iletilir.
• Oskültasyon sırasında duyulan sesler sesin perdesine,
gürlüğüne, süresine ve niteliğine göre değerlendirilir.
• Vücut kokularını belirlemek üzere muayeneyi yapan
kişinin koklama duyusunu kullandığı muayene tekniğidir.
• Hasta değerlendirilirken
tanımlanmaya çalışılır.
kokunun
kaynağı,
niteliği
• Örn; travma sonrası ekstremitelerden birisi alçıya alınmış
hastadan yoğun küf kokusu gelmesi alçı altında
enfeksiyonu düşündürür.
• Antropometri;
insan
vücudu
karşılaştırmalı ölçümüdür.
ve
bölümlerinin
• Boy ve kilo, deri katmanı kalınlığı, kol çevresi, göğüs ve
baş çevresi genel ölçüm alanlarıdır.
• Deri renk, nem, ısı, yapı, damarlanma, ödem, turgor,
lezyonlar açısından değerlendirilir.
• Deri rengi vücut bölümünden vücut bölümüne, kişiden
kişiye değişir.
• Derinin renk değerlendirmesine öncelikle hiç güneşe
maruz kalmamış bölgelerden başlanır (örn. Avuç içi)
Deri rengi
Nedeni
Değerlendirme alanları
Mavimsi
Kalp ya da akciğer
hast.
Tırnak yatağı, ağız içi mukozası,
kulak kepçesi, dudaklar
Soluk
Anemi, şok
Yüz, konjonktiva, dudaklar, yanak
mukozası, tırnak yatağı
Sarımsı
Karaciğer hast.
Sklera, müköz membran, deri,
eritrositlerin tahrip olması
Kırmızı
Utanma, alkol alma,
ateş, travma, enf.
Yüz, boyun, omuzlar, travma ya da
enfeksiyondan etkilenen bölgeler
Renk kaybı
Vitiligo, albinizm
Yüz,eller, kollar gibi dışa açık
bölgelerde yama gibi hipopigmente
alanlar ya da saç, deri, gözlerde
pigment yokluğu
Bronz,
kahverengi
alanlar
Güneş ışığı, gebelik
Yüz, kollar gibi güneş ışığına maruz
kalan alanlar ve gebelerde aerola,
meme başı
• Derinin ve muköz membranların hidrasyonu vücut sıvı
dengesi, ciltteki değişiklikler, vücut ısısı regülasyonundaki
sorunların belirlenmesinde yardımcıdır.
• Nem ıslaklık ve yağlılığın işaretidir. Deri kıvrımları örn;
koltuk altı normalde nemlidir.
• Cilt normalde kurudur.
• Ciltte kepeklenme
kurumasına işarettir.
pullanma
olması
anormal
cilt
• Elin sırtı ile palpe edilerek vücut ısısının değerlendirmesi
doğru olarak yapılabilir.
• Normal vücut ısısı ılıktır.
• Dolaşımın bozulma riski olduğunda vücut ısısı temel
değerlendirmedir.
• Sıcaklık ve eritem olmadan stage 1 bası ülserini
erkenden hemşire tespit edebilir.
Dokuya kan
azalmasından sonra bası ülseri tip
1’den tip 2’ye
değişerek deri hasara uğrayabilir.
• Bölgede kırmızılık kan akımının azalması halinde normal
reaktif hiperemidir ve lokal vazdilatasyon sonucudur.
Basıya maruz kalmış derideki kırmızı bölgeler kaydedilir.
• Hemşire bu bölge üzerine parmak uçları ile yumuşak bası
yapar ve bırakır.
• Normal reaktif hiperemide etkilenen bölge parmak
uçlarının basıncı ile beyazlayacak ve durum bir saatten
az böyle sürecektir.
• Anormal hiperemide durum 1 saatten 2 haftaya kadar
sürebilir.
• Derinini yüzeyi ve daha alttaki kısımları derinin yapısını
oluşturur.
• Hemşire hastanın cildini parmak uçları ile palpe ederek
derinin yumuşak veya pürüzlü, ince veya kalın, gergin
veya elastik olup olmadığı değerlendirilir.Örn; avuç içi ve
ayak tabanı incedir
• Yaşlılarda deri buruşuk ve serttir.
• Turgor derinin elastikiyetidir.
• Ödem veya dehidratasyon ile turgor azalabilir.
• Yaşla birlikte deri elastikiyetini kaybeder.
• Elin üstündeki veya önkolun üstündeki deri parmak uçları
ile tutulup kaldırılır ve serbest bırakılır.
• Normalde deri eski halini alır.
• Turgor zayıfsa deri çimdik halinde kalır.
• Derideki kan dolaşımını gösterir.
• Derideki kan dolaşımı, derinin
damarların görünümünü etkiler.
rengini ve yüzeyel
• Ekimoz (derideki çürük, mor lekeler) ve peteşi (küçük
kanamaların neden olduğu derinin üzerinde küçük, iğne
ucu büyüklüğünde kırmızı lekeler )gibi patolojik bulgular
gözlenir.
• Dokuda sıvı birikimi nedeniyle bölgede şişme olmasıdır.
• Direk travma ve venöz dönüşün bozulması ödem için iki
sebeptir.
• Ödemli bölge lokalizasyon, renk ve şekil açısından
gözlenir. Ödemli cilt gergin, parlak görünür.
• Hemşire parmağıyla ödemli bölgeye bası yapıp
bıraktığında bölgede çukur oluşur buna gode bırakan
ödem denir. Değerlendirme yapabilmek için hemşire bu
bölgeye 5 sn. bası yapar.
Gode
Şiddeti
Gösterge
Zor tespit ediliyor
5 mm den az
5-10mm arasında
10 mm den fazla
Hafif
Orta
Şiddetli
Çok şiddetli
+1
+2
+3
+4
• Benler ve yaşa bağlı keratozis (deride kalınlaşma) hariç
normalde deride lezyonlar olmaz.
• Deride bulunan lezyonlar renk, lokasyon, büyüklük, tip ve
dağılımı (lokalize, yaygın) açısından gözlenir.
• Palpasyon, lezyonun mobilitesini, sınırlarını (düz, kabarık
veya baskılanmış) ve yoğunluğu (yumuşak veya sert)
belirlemede önemlidir.
LEZYON
TİPLERİ
MAKÜL
Düz,palpe edilemeyen, deride renk
değişimi, 1 cm’den küçük. Örn; çil, peteşi
PAPÜL
Palpe edilebilir, sınırlı, katı, ciltten yüksek,
0.5 cm den küçük. Örn; ben
NODÜL
Ciltten yüksek, katı kütle, daha derinde ve
papüle göre daha sabit ve 0.5- 2.0 cm
arasında büyüklüğe sahiptir. Örn; siğil
TÜMÖR
Katı kitle subkütan dokuya doğru uzanır,
büyüklüğü 1-2 cm kadardır. Örn;
epitelioma
LEZYON
TİPLERİ
KABARCIK
Düzensiz sınırlar; deriden yüksek, yüzeysel
lokalize ödem, büyüklük değişir. Örn; sivrisinek
ısırığı
VEZİKÜL
Seröz sıvıyla dolu ciltten yüksek, sınırlı, 0. 5
cm’den daha küçük. Örn; herpeks simpleks
veya suçiçeği
PÜSTÜL
Vezikül gibidir fakat irinle doludur ve büyüklüğü
değişebilir. Örn; akne, stafilakok enf.
ÜLSER
Cilt yüzeyinin dermise kadar uzanan derin
kaybı, sıklıkla kanar ve skarlaşır, büyüklüğü
değişir.
ATROFİ
Derinin incelmesi, parlak ve yarı saydam
görünür, büyüklüğü değişir. Örn; arterial
yetersizlik
• Hemşire ebe tüm muayene boyunca kıl ve saçların
dağılımı, kalınlığı, yapısı ve yağlanmasını değerlendirir.
• Saçlı deride enfeksiyon, parazit varlığı açısından da
değerlendirir.
• Tırnak yatağını rengini, tırnağın kalınlığını ve şeklini
tırnağın yapısını ve tırnak çevresindeki dokunun yapısını
gözler. Tırnak normalde transparan, yumuşak ve
konveks, çevresin deki kütikülin yumuşak, bozulmamış
ve inflamasyonsuzdur.
• Beyaz tenlilerde tırnak yatağı hafifçe bastırmayla
beyazlayan yarı saydam ve pembedir.
(pembeliğin
çabucak dönmemesi dolaşım yetersizliğini gösterir. )
• Siyah tenlilerde normal tırnak yatağı kahverengi veya
siyah, uzunlamasına çizgilerle kaplıdır.
• Kıymık şeklindeki kanamalar travma, siroz, diyabet ve
hipertansiyon nedeniyle olabilir.
• Vitamin protein ve elektrolitlerdeki değişiklikler tırnak
yatağında çeşitli çizgi ve dalgalara neden olur.
• Tırnak ve tırnak yatağı arasındaki açı normalde 160
derecedir.
• Daha büyük açı ve tırnak yatağında yumuşama kronik
oksijenlenme problemini gösterir.
• Tırnak yatağında sürekli mavilik veya morluk siyanozdan,
beyaz veya solgunluk anemiden kaynaklanır.
• Nasır el ve atak parmaklarında bulunabilir.
Hastaya tırnaklarını kesmeden önce 10 dk. Ilık suda
bekletmesi
Hastaya kallus, nasır, tırnak batması gibi oluşumları yok
etmek için preparatlardan kaçınması
Hastaya tırnaklarını düz kesmesi
Hasta diyabetli ise tırnaklarını
kesmemesi, törpüyle şekillendirmesi
söylenir.
• Tiroid bezi ön alt boyunda trakeanın önünde ve her iki
yanında yerleşmiştir.
• Hemşire/ebe boynun alt yarısını tiroid bezinin simetrik
görünüp görünmediği ya da görünen bir kitle olup
olmadığı yönünden hastayı gözler.
• Sonra
hastaya
başını
hiperekstansiyona getirmesi ve
yutkunmasını söyler.
• Yutkunma
ile
tiroid
dokusu
yükseldiğinden yutkunma sırasında
tiroid ve krikoid kıkırdağın nasıl
hareket ettiğine, tiroid bezinde
herhangi bir şişlik olup olmadığına,
tiroid bezinin simetrisine bakılır.
• Tiroid bezi palpe edilerek büyüklüğüne simetrisine ağrı
nodül olup olmadığına dikkat edilir.
• Zayıf hastaların palpe edilebilen bezleri küçük, yumuşak
ve nodülsüzdür.
• Büyümüş tiroid
belirtisidir.
gland
disfonksiyonu
• Büyük hassas tiroid troiditis belirtisidir.
veya
tümör
• Hemşire/ebe steteskobun diyaframını posterior göğüs
duvarında interkostal aralıklara yerleştirir.
• Hasta kollarını göğsünün önünde kavuşturur, başını öne
eğer ve ağzını hafifçe açarak derin nefes alıp verir.
• Steteskop değişik alanlara yerleştirilerek inspirasyon ve
ekspirasyonu dinler.
Bronşial
• Sesler
normalde
posterior
toraksta
bronkovesiküler
ve
veziküler sesler olarak duyulur.
• Bronkovesiküler
sesler
posteriorda skapulalar arasında
orta frekanslı ve orta şiddetli
olarak duyulur. Rüzgar sesine
benzer
Bronkovesiküler
Bronşial
Bronkovesiküler
• Veziküler
sesler
akciğerlerin
periferinde
oluşur.
Düşük
frekanslı ve yumuşak sesler olup
hafif bir esinti sesine benzerler.
ses
Oskülte edilen
bölge
nedeni
karakteri
Raller
(çıtırtı,
hışırtı
sesi)
Akc.
tabanlarında
loblarda simetrik
olarak saptanır.
Kollabe
alveoller ve
bronşial
damarların
inspirasyonda
duyulan ani
açılma sesidir.
Kısa, aralıklı çıtırtı sesleri
inspirasyon, ekspirasyon veya
her ikisi süresince duyulur;
çeşitli tonlarda yüksek veya
alçak; öksürükle değişebilir
veya değişmeyebilir.
Ronkuslar Öncelikle trakea
(hırıltı
ve bronşlar
sesi)
üzerinde
duyulur, eğer
gürültülü ise akc.
çoğu yerlerinde
duyulur.
Türbülans
nedeniyle
büyük hava
yollarında sıvı
veya mukus
Düşük tonda, devamlı müzikal
sesler ekspirasyon boyunca
duyulur; öksürükle
temizlenebilir.
ses
Oskülte edilen
bölge
wheezing
Tüm akc. Alanında
Plevral
friksiyon
(rendeleme sesi )
En iyi anterior
İltihabi iki
İnspirasyon süresince daha iyi
lateral akc.
plevral yüzün
duyulur, öksürükle
Alanlarında duyulur
solunum
temizlenmez.
(hasta dik
esnasında
oturuyorsa)
birbirine
sürtünmesin
e bağlı kaba
sürtünmedir.
nedeni
Genellikle
daralmış
bronşlar
karakteri
Yüksek tonda, devamlı
müzikal sesler inspirasyon
veya ekspirasyon süresince
duyulur, öksürükle
temizlenmez.
• Kalbin steteskop ile dinlenmesi normal kalp seslerini,
ekstra kalp seslerini ve üfürümleri tanımlamak için yapılır.
• Kalp seslerini dinlemede
gürültüsüz olması önemlidir.
konsantrasyon,
odanın
• Steteskop ile muayeneye aortik bölge ile başlayarak
sistematik sırayı takip ederek her bir altı bölge
dinlenmelidir.
• Daha sonra her bir bölge sırasıyla steteskopun çanı
kullanılarak tekrar dinlenir.
• Muayene boyunca üç değişik pozisyon alması gerektiği
hastaya açıklanır.
• Oturur pozisyon ve hafifçe öne eğilme (tüm bölgeler için
uygun pozisyon ve tiz murmurların duyulmasını sağlar. )
• Supine (tüm bölgeler iyi dinlenir).
• Sol lateral recumbent (tüm bölgeler iyi dinlenir, diyastolde
tiz seslerin duyulmasını sağlayan en iyi pozisyon).
• Mitral (apikal) odak : Mid-klavikular vertikal (klavikulanın
orta hat) çizgisinin sol 5nci interkostal aralığı kestiği bölge
mitral (apikal) odaktır. Mitral kapağa ait üfürümler, hasta
hafif sola dönük ve inspiryum (nefes alma) esnasında
dinlenirse daha rahat duyulur.
• Triküspid odak : 5nci interkostal aralığın, sternumun sol
kenarıyla birleştiği bölgedir. Triküspid odağı inspiryum
esnasında dinlenirse sesler daha rahat duyulur.
• Aort odağı : Sağ ikinci interkostal aralığın, sternumun sağ
kenarıyla birleştiği bölgedir. Aortla ilgili üfürümler en iyi bu
bölgede duyuluyorsa da, bazen apeksten, sternumun sol
kenarından hatta karotid arterlerin bulunduğu bölgeden de
güçlü duyulabilir. Hasta biraz öne eğik ve ekspirasyonda(soluk
verirken) en iyi dinleme sağlanır.
• Pulmoner odak : Sol 2nci interkostal aralığın, sternumun sol
kısmı ile birleştiği bölgedir. Üfürümler en güçlü inspiryum
esnasında duyulur.
• Erb’s point ( mezokardiyak odak) : Sternumun solunda 3ncü
interkostal aralıktadır. Aort ve pulmonalis yetmezliğinin en iyi
duyulduğu yerdir.
Hemşire/ebe birinci ve ikinci kalp seslerini (S1 ve S2) tespit
etmeyi öğrenmelidir.
• Birinci kalp sesidir.
• Atrioventriküler (solda mitral ve sağda triküspid)
kapakların kapanması esnasında apeksten (mitral
odaktan) duyulur.
• S1 duyulan en yüksek sestir; S2 den daha kuvvetli, uzun
süreli ve düşük frekanslıdır. Fonetik olarak “LAB”
şeklinde duyulur.
• İkinci kalp sesidir.
• Aort ve pulmonalis odaklarında en güçlü duyulur.
• S1 den daha şiddetli, kısa süreli,daha yüksek frekanslı ve
keskin bir karakterdedir. Fonetik olarak “DAB” şeklinde
duyulur.
• Üçüncü kalp sesleridir. Hasta sol yan yattığında
steteskobun çan kısmı ile apeksten (mitral odaktan)
dinlenir. S2 den sonra duyulur. Sol ventriküler yetmezlikte
duyulur, ventriküler gallop da denir.
• Atriumlardan kan ventriküle hızla atılırken içerde kalan
volüme çarpar ve dolgun bir ses oluşur.
• Hamile, çocuk ve yaşlılarda patoloji olmadan da duyulur.
Fonetik olarak “ Dİ” şeklinde duyulur.
• En iyi apeksten ve S1 den hemen önce duyulur.
Ventriküller dolu iken basınç atriumlara yayılır.
• Bu basınç atriumdaki kanı dalgalandırır, duyulan bu
dalgalanma sesidir; atrial gallop da denir.
• Akut myokard infarktüsüne bağlı gelişir. Koroner
arterlerdeki bir hastalık, atrioventriküler yetmezlik sonucu
ortaya çıkar. Fonetik olarak “Tİ” şeklinde duyulur.
Murmur (üfürüm): Anormal girdap sonucu oluşan seslerdir.
Kan, dar ya da düzensiz kapaktan geçerken girdap oluşur.
Girdaba yol açan nedenler:
1- Kanın akışı yönünde bir lezyon varsa, düzgün akışı bozularak
girdapların oluşur ve üfürümler ortaya çıkar.
2- Kanın akışı yönünde etraftaki yapılar ve fiziksel değişiklikler
varsa, titreşimler meydana gelir ve üfürümler duyulur.
3- Kan, dar bir aralıktan geçerken,
4- Kan, dar olmayan fakat pürüzlü bir kapak sistemi içinden
geçerken,
5- Normal bir kapak sistemi içinden geçen akımın hızlanması
halinde,
6- Dar bir yerden geniş bir sisteme geçtiği zaman üfürümler
duyulur.
Murmurlar zaman, yoğunluk, yer, frekans, kalite ve
yayılmalarına göre sınıflandırılırlar. Üfürüm S1 ve S2
arasında duyuluyorsa buna sistolik murmur denir.
• Gallop ritmi (S4 ) : S3 ve S4 ün; S1 ve S2 ile birlikte
duyulmasıdır. Nabız dakikada 110 un üstünde olup,
koşan at sesi gibi ses duyulur.
• Perikardiyal sürtünme: Parietal ve visseral yaprakların
sürtünmesi sonucu, perikarditte duyulan ıslak ve
gürültülü sestir.
• Hemşire/ebe abdomeni intestinal hareketleri ve vasküler
sesleri dinlemek için oskülte eder.
• Steteskobun ısıtılmış diyaframı alt sol kadran üzerine yavaşça
yerleştirilir. Hastaya konuşmaması söylenir.
• Normalde hava ve sıvı barsakta hareket eder, her bir kadranda
5-35 sn aralıklarla yumuşak gümbürtü ve fokurtu oluşur. Sesler
düzenli değildir.
• Normalde dk da 4-6 defa tekrarlayan bağırsak sesleri duyulur.
• En iyi dinleme yemekler arası yapılır.
• Barsak sesleri hipoaktiftir, sesler bir dk. boyunca
olmayabilir sonra tekrar başlar.
• Hipoaktif barsakta sesler çok seyrek ve yumuşaktır.
• Barsak seslerinin olmaması gastrointestinal motilitenin
olmadığının işaretidir.
• Barsak seslerinin hiperaktif olması (borgorigmi) sesler
gürültülü, hızlı ve sık sık olan seslerdir. Ortalama her 3
sn’de bir duyulur.
• Epigastrik bölgeyi oskülte etmek için steteskobun çanını
kullanır ve 4 kadranın her birini dinler.
• Normalde aorta, renal veya femoral arterler üzerinde
vasküler sesler olmaz.
TEŞEKKÜRLER
Download