Claudius. - Ankara Üniversitesi

advertisement
1
T.C.
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
DİL VE TARİH-COĞRAFYA FAKÜLTESİ
ROMA İMPARATORU CLAUDIUS (M.S. 37-41)
CY5172 GEÇ DÖNEM ROMA EDEBİYAT TARİHİ
ÖDEVİ
HAZIRLAYAN: KORAY ATA
No: TA 00016427
ANKARA-2004
2
İMPARATOR CLAUDIUS (M.S. 41-54)
Başkent ve Meclis
Gaius’un ölümünden sonra gece geç saatlere kadar toplanan Senato’da, iki
consul, Cn. Sentius Saturninus ve Q. Pomponius Secundus Cumhuriyet ve özgürlüğün
yeniden oluşturulmasını savunmasına rağmen, Senato’nun çoğu Principatus’luğun
yerine Julius hanedanlığından kurtulmanın iyi olacağını düşünüyordu. Eğer sistem
devam ederse pek çok aday vardı. Örneğin Roma’da yaşayan Annius Vinicianus yada
Valerius Asiaticus gibi çok zengin kişilerin yanı sıra arkadaşları tarafından desteklenen
Servius Sulpicius Galba yada Furius Camillus Scribonianus gibi eyalet valileri de bu
görevi istiyordu. Ancak Senato son karar yeri değildi. Zira Gaius’un cinayetini
müteakip ortaya çıkan belirsizlik ortamında bazı praetorian’lar, Gaius’un amcası
Claudius’u saklandığı yerde bulmuş ve onu “Germanicus” olarak tanımışlar ve onu
imparator olarak selamlamak için, acele onlarla kamplarına gelmesini istemişlerdir.
Ancak Senato bunu engellemek için ona bir baskın hazırlamıştı. Bunun için baskına
önderlik edecek iki tribunus görevlendirmişlerdi. Bunlar Varenius ve Brocchus idi.
Ancak artık çok geçti. Nitekim baskın haber alınmıştı ve ilk başlarda Senato’yu
destekleyen (koruyan) şehir muhafızları kısa sürede Praetorian’ların safına geçmişlerdi.
25 Ocak 41’de çok miktarda (15.000 sesterces) ulufe dağıttığı Praetorian’ların
eskortluğunda Senato tarafından tanındı ve “imparator, Augustus ve Pontifex Maximus”
unvanlarının yanı sıra tribunluk yetkisini de aldı. Bunu izleyen 14 yıl boyunca
imparatorluğu Tiberius Cladius Caesar Augustus Germanicus olarak yönetti.
İmparator olduğunda 50 yaşındaydı. Talih öylesine ilginç bir şekilde onu güç
sahibi yapmıştı ki, Tacitus bunu, insan işleri ile alay eden şansın su götürmez bir kanıtı
saymıştır. Annesi ondan nefret etmişti, ailesi onu değersiz ve embesil olarak görmüştü.
Çocukluğunda geçirdiği hastalıklar onun vücut yapısında bir şekilde izlerini bırakmıştı.
Zinde ve güzel bir vücut yapısının kabul gördüğü bir kültürde, Claudius’un çirkin bir
yürüyüş tarzı, zayıf dizleri, sallanan bir kafası, orantısız bir ağzı ve kalın bir ensesi
vardı. Bu yüzden hiçbir kamu işinde çalışmasına izin verilmedi. Kariyer yapma
3
konusunda hayal kırıklığı yaşamıştı. O da bunun yerine kendini bilime adamaya karar
vermişti. Rehber ve arkadaşı olarak yanında Livius vardı. Pek çok alanda derin ve
detaylı araştırmalar yaptı, çok okudu. Kendi zamanının ilim irfan sahibi en bilge
insanlarından birisi idi. Bilim adamları ona mektup yazar veya bilimsel çalışmalarını
ona yollardı.
Şimdi yönetmesi için ülkenin başına çağırıldığında, 37’de yaptığı 2 aylık
consullüğü dışında hiçbir yönetim tecrübesi yoktu. Ancak yine de o bir Claudius idi ve
neslinde yatan politik kapasitesi ve tarih alanındaki araştırmaları ona bu görevi
yaparken yardımcı olacak, Roma’nın görevini ve yerini hatırlatacaktı.
Augustus Modeline Dönüş
Cladius’un ilk işi tüm partileri sakinleştirip kendinden önceki iki halefinin kötü
hatırasını unutturmak ve bu sayede yerini sağlamlaştırmak olmuştu. Chaerea ve baş
suikastçılar yakalanıp öldürüldü. Ancak diğerlerine karşı, hatta olası asilere karşı
bağışlayıcı olmuştu. Asiaticus ve Saturninus’u dostları arasında saymıştı; Galba,
Britanya expedisyonunda yer almıştı, ve Varenius ise daha sonra imparatorluk valisi
olarak Lycia’ya atandı. Senato’ya, anayasal principatus’luğa geri dönmek için, eski
yetkilerini geri verdi. Seçme hakkını 37’de halka veren Gaius’un bu uygulamasını
kaldırdı ve bu hakkı Senato’ya geri verdi. Augustus gibi o da Senato’ya çok önem
veriyordu. 37’de Gaius ile paylaştığından başka 42, 43, 47 ve 51 senelerinde 4 kez daha
consul olmuştur. Bir kez de (47-48 yıllarında) censor’luk görevini üstlendi. 18 ay süren
bu görevi en güvendiği arkadaşı C. Vitellius ile paylaştı. O sene (Roma’nın 800. kuruluş
yılı kutlanıyordu) Sekular Oyunları kutlanıyordu. Müteakip sene ise resmi “Augurium
Salutis” vardı ve “Lusus Troiae”nin bir sunumu yapılmıştı. Claudius’un hedefi
Augustus
Barışını
ve
özgürlüğünü
yaşatmaktı.
Gaius’un
nefret
uyandıran
uygulamalarını durdurdu. Evrakları yakıldı, sürgüne gönderdikleri geri çağırıldı,
koyduğu yeni vergiler kaldırıldı. Atina ve başka şehirlerden çaldıkları iade edildi
(Castor, Pollux). Protogene ve Helicon idam edildi.
Her ne kadar Gaius’un hatırası asla resmen lanetlenmediyse de, Claudius pek
çok heykelini ve anıtını kaldırttı. Pek çok yazıttan ismini sildirtti. Ancak sadece bunları
yapmakla kalmadı Cladius; imparatorluğunun her yanında Gladyatör dövüşleri ,
4
oyunlar, festivaller düzenledi. Britanya zaferinden sonra, Britanyalıların lideri
Caratacus’u teşhir etti. Fucine Tünelini açtı. Ordu komutanları, çeşitli rütbe ve
unvanlarla ödüllendirildi. Bütün birlikler, Germanicus’un kardeşi ve Drusus’un oğlu
Claudius’un yönetimi altında çok sayıda sefere çıkma olanağı bulmuştu. Arka arkaya
zaferler elde ederek en az 27 defa “imperator” unvanını kazandı. (Ancak Claudius
imperator unvanını hiç kullanmadı, bilgece bunu geri çevirdi). 42 senesinde sadakatsiz
bir valiyi desteklemeyi reddeden 7. ve 11. legionlara Claudia, Pia ve Fidelis unvanlarını
verdi. 46 senesinde ise tüm legion’lar için (görev süresince evlenmeleri yasaktır)
Privilegia Maritorum’u çıkartır. Corbulo, Galba, Vespasian, Hosidius Geta gibi ünlü
komutanlar hep bu zamanda ortaya çıkmışlardı, ki bu da o dönemde ordudaki disiplin
ve başarıyı özetler niteliktedir. Claudius ayrıca, Gaius’un başlattığı tüm anıtsal yapıların
inşasını durdurup iş gücünü asıl ihtiyaç duyulan yol ve su kemerlerinin inşasına sevk
etti. Ayrıca azalan, hatta tükenme noktasına gelen yiyecek stoku, Ostia yakınında inşa
ettirdiği yeni bir liman ve ambarlar sayesinde garanti altına alınıyordu. (Ayrıca hububat
ticareti yapan gemiciler için de özel yasalar çıkarmıştı).
Azatlıların Gücü
Principatus’luğun gelişmesiyle birlikte kaçınılmaz olarak bir bürokrasi
oluşuyordu. Bunun da başlıca sebebi, Claudius’un azatlıları idi. Azatlılar genelde Grek
veyahut Asya kökenli idi. Onların gücü Roma aristokrasisini rahatsız edecek boyuta
ulaşmıştı. Özellikle Callistius, Narcissus ve Pallas gibi azatlılar çok önemli mevkii ve
güç kazanmıştır. Yine 3. karısı olan Messallina da bu azatlılarla beraber iç idarede
kendisine önemli bir yer edinmişti. Bunlar, korktukları yada mevkisini istedikleri
kişileri bir şekilde bertaraf etmeyi başarmışlardı.
Claudius, kimseyi ona karşı konuşmak veya muhalif hareketlerinden dolayı
yargılamayacağına söz vermiş olsa da, tüm kapılar kapalı değildi. İmparatorun kendi
mahkemesinde, kadınlar ve erkekler yargılanabiliyordu. Mesellina ve azatlılar bunu ve
batıl boş inançlarını da kullanarak pek çok kişinin yargılanıp suçlu bulunmasını
sağlamışlardır.
Geleneksel Tarih bize şu rakamları verir: 35 senatör ve 300 şövalye. Ancak bu
rakamları tam doğrulayacak kaynaklara sahip olmadığımız için, bu bilgiyi kesin
5
sayamıyoruz. Mesellina, Claudius’a Octavia ve Britannicus isimli 2 çocuk verdi. Ancak
sadakati pek kuvvetli değildi. Muester isminde bir aktörle, yada önemsiz şövalyelerle
yaptığı kaçamakları imparatordan gizlemeyi başarmıştı. Ancak son olarak, onu Silius
isminde yakışıklı, zengin bir soyluyla aldatması, hem de tüm uyarılara rağmen böyle
olması, bardağı taşırmıştı. Narcissus olaya el koydu ve onu hemen idam ettirdi. Bunu
bir devrim niyeti olarak lanse etti. Silius da pek çok arkadaşıyla beraber hemen
öldürülmüştü.
Şimdi Claudius’a yeni bir eş lazımdı. Bu eş seçiminde Pallas’ın istediği şekilde
Claudius’un yeğeni olan ve 2 kez dul kalan Agrippina’da karar kılındı. Ancak yasal
terör durmadı ve o da mevkii ve gücünü, Cn. Domitius Ahenobarbus’dan olan oğlu
Domitius’u ön plana çıkarmak için kullandı. Sürgünde olan Seneca’yı geri getirdi,
yoluna çıkanları mahkeme ve yasaları da kullanarak bertaraf etti. Nüfuzu artınca oğlu
Nero’yu Claudius’un evlat edinmesini sağladı. 51 senesinde ona “toga virilis” giydirdi
ve böylece 13 yaşındayken geleceğin imparatoru olarak ilan edildi. 53 senesinde
Octavia ile evlenerek yerini iyice sağlamlaştırdı.
Agrippina’nın başarısı, oğlunu imparator, onu da devlet işlerinde birinci
derecede etkin yapacaktı. Ancak biz şimdi Claudius’a dönüp onun eyalet ve
imparatorluk yönetimindeki işlerine bir bakalım ki, ancak bu sayede onun gerçek
önemini anlayabiliriz.
Eyaletler ve Bağlı Krallar
Eyalet ve dış politikada çok enerjik olan Claudius imparatorluğa pek çok yeni
yerler katmıştı. Ayrıca, zaten bağlı bulunan krallıkları da imparatorluğun yönetimine
daha fazla entegre etmişti. Ordu gerçek anlamda militar bir güç oluşturmuştu.
Şimdi Afrika’dan başlayarak, güneybatı-güneydoğu yönünde faaliyetlerine göz
atmak en doğrusu olacaktır.
a.) Mauretania:
Bu Afrika eyaleti Gaius zamanında ilhak edilmeye çalışılmışsa da gerçek bir
başarı sağlanamamıştır. Çünkü Aedemon ismindeki kralın azatlılarından birisi,
işgalcileri, başarılı bir isyan sayesinde uzaklaştırmıştı. Claudius’un bu bölgeyi kontrol
6
altına alması, 2 ünlü komutanı Suetonius Paulinus ve Hosidius Geta’nın bölgede 3-4 yıl
kadar daha askeri faaliyet göstermeleriyle gerçekleşmiştir. Burada “Volubilis” ismini de
anmak gerektiğini düşünüyorum. Ne de olsa Batı Mauretania’da Romalılarla beraber
savaşmış bir yerli lideri idi. O kendi halkına Romalıların yanında saf tutturmuştur. Bunu
unutmayan Claudius, onlara Roma vatandaşlığını ve evlenme hakkı (cum peregrinis
mulieribus) ile beraber kasabalarına da belediye-şehir statüsü vermiştir.
Mauretania ikiye bölündü. Batıdaki Tingitana, doğudaki Caesarea idi. Bunları
söylerken bu bölgenin vahşi ve medeniyetten yoksun olduğunu asla kast etmemekteyiz.
Hatta tam tersi, eski kral Juba II buralarda hala Pön kültürünü canlı tutmuştu.
b.) Britanya, İspanya, Galya:
Toprak olarak daha küçük, ama gururunu okşaması bakımından paha biçilemez
bir yer tutan Britanya’nın ilhakı son derece önemlidir. 43 senesinde bizzat kendisi
ordunun başında yer almak için Marsilya’dan yola çıkarak Britanya’ya gitmiştir.
Camuldonum’da Veteranlar’dan oluşan bir koloni bulunuyordu. Kumandanları Aulus
Plautius, Flavius Vespasianus ve Ostorius Scapula Thamesis’e kadar Britanya’yı ilhak
ettiler.
İspanya’da ise Claudionerium isminde yeni bir şehir inşa ettirdi. Sancak bunun
dışında bu bölgede fazlaca bir faaliyette bulunmamıştı.
Oysa ki doğduğu topraklar olan Galya’ya çok farklı bir yaklaşımı vardı.
Britanya’nın ilhakı ile yeni ticaret yolları ve iş imkanları doğmuştu. Normandia ve
Britanya’da yeni yollar inşa edildi ve yeni ticaret kasabaları kuruldu. Forum Claudii
Vallensium, F.C. Ceutronum). Ayrıca Lugdunum Ubii gibi önemli şehirlere de yeni
kolonistler gönderdi.
Claudius Atlantik kıyılarından (Britanya) Karadeniz’e (Bosphorus) uzanan uzun
hat boyunca pek çok kazanımlar elde etti. Tabii bunu yaparken buralara da pek çok şey
kattığını gözardı etmemeliyiz. Censor’luğu sırasında (47-48) 350 mil uzunluğundaki
“Via Claudia Augusta”yı yaptırması Germania ve Galya üstünde rahat ve hızlı lojistik
destek sağlanması bakımından çok önemlidir.
7
c.) Trakya:
Trakya, bağlı bir krallık olarak hep problem çıkarmış idi. Şimdi bu karışıklıklar
giderilmeli ve imparatorluğun selameti için bu karmaşaya son verilmeliydi. 46
senesinde kral Rhoemetalces III karısı tarafından öldürülünce, Claudius Trakya’nın
ilhakına karar verdi. Romalılar bir süre mücadele etmek zorunda kalsalar da sonunda
Trakya’yı bir Roma eyaletine çevirip başına da bir procurator atamışlardı. Apri’ye bir
koloni kurulmuş ve imparatorluk kültü eyalete benimsetilmişti. Sonunda huzur
sağlanmış ve pasivizasyon başarılı olmuştu.
Agrippa ve Yahudiler
Kral Agrippa, Judea’nın kralı idi. Bağlı kral olarak Claudius’u desteklemiş ve bu
hareketinin
ödülünü
de,
tüm
imparatorluktaki
Yahudilere
(özellikle
İskenderiye’dekilere) bazı imtiyazlar sağlanması ve krallığının topraklarını genişletmesi
olarak almıştı. Bu genişleme, Büyük Herod zamanındaki toprakların yeniden
kazanımıydı. Bu, hem Gaius zamanında Yahudilerle gerilen ilişkileri düzeltmek, hem de
bir dosta çok kıymetli bir hediye vermek için yapılmış akıllıca bir hamle idi. Ancak 44
yılında Agrippa’nın ölümü ile burası (İsrail) 2 procurator tarafından yönetilen bir
eyalete dönüştürüldü.
Bu hassas coğrafyada yaşayan farklı bir millet, kültür ve din mevcuttu ve buraya
atanan yöneticiler diğer bölgelere göre daha titiz ve dikkatli seçilmesi gereken kişilerdi.
Ancak bu noktada Claudius’un, azatlıların etkisinde kalmış olduğunu düşünebiliriz.
Agrippa’nın genç oğlu Agrippa, 50 senesinde Claudius tarafından Chalcis’e kral
olarak atandı. Bu durumda Claudius’un ona düşmanca bir tavır takınmadığını
görebiliyoruz. Ancak imparatorun izin veremeyeceği bir şey varsa o da Yahudiliğin
Roma ve imparatorluk vatandaşları arasında yayılması idi. O, ne “druid”liği ne de
Yahudiliği istemiyordu. İşte 49’da Roma’daki Yahudileri kovup sürmesi ve “druid”liğe
son vermesi, onun devlet politikasının bir sonucu idi.
8
Claudius Döneminin Artı ve Eksileri
14 yıllık idaresi boyunca nasıl bir tutum sergilediğini çok yüzeysel olarak
anlatmaya çalıştık. Şimdi bir sonuç değerlendirmesi yapmamız gerekiyor. Sanırım,
onun hakkında yargılamamızı yaparken çok dikkatli olmamız ve kişisel yorum
yapmaktan da kaçınmamız gerekecek.
O, pek çok eyalette çok sevilen, Roma’da korkulan bir imparator’du.
Princeps’liği sırasında pek çok Senato üyesi ve şövalye idam edildi veyahut sürüldü. Bu
tabii ki Claudius’dan gelen bir tehdit değildi. Bunu daha önce de belirtmiştik. Aslında,
Claudius’dan en çok etkilenen Senato idi. Çünkü azatlılarına ve eşlerine verdiği güç,
onların yoğun etkisi altında kalışı ve yine onların icraatlarına belki göz yumması, belki
sezinleyememesi asıl eksisi idi.
Hatırası, Gaius gibi hiçbir zaman lanetlenmedi. Olan gücü ile imparatorluğun
selameti ve genişlemesi için çalışmıştır. 5 yeni eyaleti imparatorluk topraklarına kattı.
İletişim ve ulaşımın birincil derecede önemli olduğunun farkına varmıştı ve her yerde
yol yapım çalışmalarına girişmiştir. Pek çok kişiye istihdam yarattı (Fucine Tüneli =
30.000 kişi, 11 yıl).
Ancak azatlıların ve eşlerinin yönetimdeki etkileri; rüşvet, entrika ve kişisel
çıkarlar için kullanmaları, kendi güçlerini ve nüfuzlarını arttırmak için hiçbir şeyden
çekinmemeleri ve bu durum karşısında Claudius’un hiçbir şey yapmamış olması onun
başarısızlığı idi.
Sonunda, karısı Agrippina tarafından 13 Ekim 54 senesinde zehirlenerek
öldürüldü. Artık Agrippina’nın oğlu Nero için imparatorluğu devralmanın vakti
gelmişti.
9
CLAUDIUS’UN ROMA VATANDAŞLIĞI VEREN BİLDİRİSİ
(İtalya Alplerindeki Tridentum yakınlarında bulunan Latince bronz bir tablet)
“… Anauni ve Tulliassi ve Siduni’nin statüleri hakkında / ki bazıları bir haberci
tarafından teyit edildi, Tridentum’a verildi / Bazıları ise verilmedi / Her ne kadar bu tip
insanların Roma vatandaşlığı için çok da derin istekleri olmadığını anlıyor olsam da
yine de, uzun zamandan beri bu statüyü kullandıkları söylendi ve böylece Tridentini ile
bağlandılar (birleştirildi) ki onlar bu harikulade yönetime bir zarar vermedikçe kenara
atılamazlar, Ben onların tabi olduklarına inandıkları yasal statülerinde kalmalarına izin
veriyorum. Bunu onlara bir iyilik olarak yapmıyorum. Ayrıca daha çok isteyerek de
yapıyorum çünkü bu insanların Praetor Muhafız alayında askerim olarak da
bulundukları söylendi, bazıları sınır kumandanı ve bazıları da Roma’da hukuk
meselelerine çözüm için panellerde kayıtlı. Ben onlara bu iyiliği Roma vatandaşları imiş
gibi davrandıkları tüm hareketlerinin bir mükafatı olarak yada hangi statü kendi
aralarında Tridentum’la yada herhangi bir başkasıyla kabul etmişlerse şimdi ben bu
statülerin veya şeylerin yasal olarak bağlanmasını emredebilirim artık. Ve Roma
vatandaşıymış gibi davranmadan önce sahip oldukları isimleri şimdi ellerinde
tutmalarına izin veriyorum.
Download