SU KAYNAKLARI-OKYANUSLAR VE DENİZLER Su Döngüsü: • Suyun atmosfer karalar, deniz ve okyanuslar arasındaki dolaşımıdır. Yeryüzündeki sular, sıcaklık etkisi ile buharlaşır. Buharlaşan su meteorolojik oluşumlarla değişik bölgelere taşınarak soğuk hava tabakalarında yoğunlaşır. Yağmur, kar, dolu gibi yağış çeşitleriyle yeryüzüne döner. • Bu sular kaynak sularını, yeraltı sularını, nehirleri ve gölleri oluştururlar. Bu suların tekrar denizlere ve okyanuslara dönmesi olayına “Su döngüsü” denir. Canlıların kullanarak kirlettiği sular yeraltında ve ekosistem içinde temizlenerek yeniden kullanılır. Su döngüsü 3 evre halinde gerçekleşir. • 1.Buharlaşma: Suyun ısınarak buharlaşması, bitkilerinde terleme yoluyla atmosfere verilmesidir. • 2.Yoğunlaşma: Su buharının soğuyarak doygun hale gelince su zerreciklerine dönerek bulutları oluşturmasıdır. • 3.Yağışlar: Yoğunlaşan su zerreciklerinin daha soğuyup su damlaları halinde yer çekimi etkisiyle yere düşmesidir. Yeryüzüne düşen suların akarsular göler, yeraltı suları yoluyla denizlere ulaşarak döngüyü tamamlar. • Dünyada sular alan ve kütle olarak fazla olmasına karşı insanın kullanabileceği tatlı su miktarı oldukça azdır. Yeryüzündeki su kaynaklarının % 97 denizlerin ve okyanusların tuzlu sularından oluşur. Su kaynaklarının % 3’i kadarı tatlıdır. Tatlı suların %68 den fazlası buzullar ve buzul dağlarında bulunur.%31,4 ü yeraltı sularında % 0,3 ü ise yüzey sularıdır. Yüzey sularının da %87 si göllerde, % 11’i ,% 2’si nehirlerde bulunmaktadır • Ancak insanlar tarafından kullanılan sular kimyasal maddeler, fabrika atıkları, nükleer atıklar, tarım ilaçları, yapay gübreler vb. unsurlarla kirletilirler. Kirletilen bu sular yağışlarla yeraltı suyu ve içme sularına karışır. Doğal döngü içinde de yeterince temizlenemez ve canlılar için büyük bir tehlike oluşturmaktadır.Sonuç olarak; • 1- Yeryüzünde su kaynakları dengesiz bir şekilde dağılmıştır. Özellikle de tatlı su miktarı oldukça düşüktür. • 2- Yeryüzünde en fazla suya sahip kaynak okyanuslardır. • 3- Yeryüzünde en fazla tatlı suya sahip alanlar: Kuzey Amerika Özellikle Kanada, Orta ve Güney Amerika, Avrupa’nın kuzeyi ve yer yer batı kesimleri, Asya’nın kuzeyi özellikle Sibirya, Asya’nın güneyi ve güneyindeki ekvatoral yağışa sahip adalar ( Endonezya, Malezya, Filipinler vb.), Avustralya kıtaları tatlı suların en fazla olduğu sahalardır. • Dünyada bazı ülkeler su içerisinde yüzerken, bazı ülkeler ise susuzluktan dert yanıyor. Brezilya 8 trilyon 233 milyar metreküp toplam yenilenebilir su kaynağına sahipken, Gazze Şeridi 41 metreküple su fakiri ülkeler listesinde sonuncu sırada yer alıyor. • Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün verilerine göre, dünyada en fazla tatlı su kaynağının Brezilya’da olduğu belirlendi. Yağmur ormanlarına ve dünyanın en büyük debisine sahip Brezilya’yı 4 trilyon 507 milyar metreküp toplam yıllık yenilenebilir su kaynağı ile Rusya takip ediyor. • Türkiye ise 180 ülke içinde 214 milyar metreküplük toplam yıllık tatlı su kaynağıyla 41’inci, kişi başına düşen 2 bin 950 metreküp tatlı suyla da 106’ıncı sırada bulunuyor. Türkiye, toplam tatlı su kaynağı açısından Avrupa’da Rusya, Grönland ve Norveç’in ardından dördüncü sırada yer alıyor. • Doğal toplam su kaynağı yanında kişi başına düşen su miktarı daha da önem taşıyor. Dünyanın kişi başına düşen en az tatlı su kaynağına sahip ülkesi ise Kuveyt olarak belirlendi. Petrolü suyundan fazla olan bu ülkede kişi başına yıllık 8 metreküp su düşüyor. Toplam yıllık 20.8 milyon ton tatlı su kaynağı bulunan Kuveyt'in, yıllık petrol üretimi 130.1 milyon tonu, kişi başına petrol üretimi de 50 tonu aşıyor • Yeryüzünde en az tatlı suya sahip alanlar: Tatlı su kaynağı az olan yerler özellikle dönenceler çevrelerinde yer alan çöl alanlarıdır. Özellikle Kuzey Afrika( Büyük Sahra), Afrika’nın Doğu ve güney kısımları( Kenya, Güney Afrika ( Kalahari Çölü),Zimbabwe,) Asya’da Arabistan çöl bölgesi, Pakistan, Avrupa’da Polonya çevresi kişi başına tatlı miktarının en az olduğun yerlerdir. • Su fakiri diğer ülkeler ise 340 metreküple Umman, 320 metreküple Batı Şeria, 296 metreküple Barbados, 250 metreküple İsrail, 198 metreküple Yemen, 160 metreküple Ürdün, 157 metreküple Bahreyn, 139 metreküple Singapur, 130 metreküple Malta, 106 metreküple Libya, 96 metreküple Suudi Arabistan, 91 metreküple Maldivler, 86 metreküple Katar, 63 metreküple Bahamalar, 49 metreküple Birleşik Arap Emirlikleri, 41 metreküple Gazze Şeridi. • 4-Yeryüzündeki tatlı su kaynakları giderek azalmaktadır. Gerek iklim şartlarında meydana gelen değişmeler, gerekse insanoğlunun doğal dengeyi bozması ve çölleşme, ayrıca her geçen gün artan aşırı nüfus ve artan tatlı su ihtiyacı, • Gerekse de çevre kirlenmesinin her geçen gün hızla artması tatlı suları azalmakta ve ihtiyacında sürekli artması tatlı su kaynaklarının tükenmekte olduğunu göstermektedir. • Örnek: Ülkemizde kişi başına yıllık yenilenebilir tatlı su miktarı sürekli düşmektedir. 1955 ‘ de 8503 metreküp, 1990 ‘da 3026 metreküp, 2025 ‘de 2186 metreküp olacağı tahmin edilmektedir. • • • • • • • • OKYANUSLAR VE DENİZLER: Deniz ve okyanuslar yeryüzündeki en büyük durgun su kütleleridir. Okyanuslar kıtaları birbirinden ayıran geniş su kütleleridir. Denizlerden ayrılan yönleri: 1-Okyanuslar denizlerden geniştir. 2-Denizlerden daha derindir.( 3000- 6000m yi bulan dipleri çok geniş yer kaplar.) 3- Tuzluluk ve sıcaklık şartları denizlerden daha farklıdır. 4-Üzerlerinde binlerce km yi bulan akıntılar mevcuttur. Birbirleri ile çok geniş yüzeylerle bağlantılıdır. • Denizler ise okyanusların koludur. Yani denizler okyanusların karalar aralarında kalmış parçalarıdır. • Denizler bu yönüyle okyanusla bağlantısına göre üçe ayrılır. • 1-Kenar denizler: Okyanusla bağlantısı oldukça geniş yüzeylerle sağlanmış ve kıtalarla aralarında sığ bir eşik yoktur. Bengal körfezi, Umman denizi, Bering denizi, Ohotsk denizi, Japon denizi gibi dünyadaki denizlerin çoğu bu gruba girer. • BERING DENIZI OHOTSK DENIZI JAPON DENİZİ • 2-İç denizler: ( Kıtalar veya karalar arasında kalmış denizler): Okyanuslarla bağlantıları dar bir eşikle ya da boğazla sağlanan denizlerdir. Akdeniz, Marmara, Karadeniz, Azak denizi, Kuzey buz denizi, Kızıldeniz, Baltık denizi gibi. • 3-Kapalı denizler: Bunlar aslında suları tuzlu olan göllerdir. Çünkü okyanusla bağlantıları yoktur. Sadece büyüklükleri nedeniyle deniz ismi verilmektedir. • NOT: Okyanuslarda tuzluluk oranı çok değişken değildir. (Çok geniş ve derin olması • Deniz ve okyanus suları tuzlu olmasına rağmen dünyada yaşamın devamı açısından önem taşırlar. Başta kendi içinde yaşayan canlıların hayat kaynağıdırlar. Dünyamızda iklim olaylarında önemli yere sahiptirler. Buralar atmosfer nemi ve yağışların ve su döngüsünün ana merkezleridir. Ayrıca sıcaklığın düzenlenmesinde önemli görevleri vardır. İnsanlar için de hem bir geçim kaynağı hem de iyi bir ulaşım sistemidirler. • Enleme bağlı olarak sıcaklık ve tuzluluk özellikleri değişmekte, kutuplara doğru tuzluluk ve sıcaklık düşmektedir. • Denizler neden tuzludur? Milyarlarca yıldır yağmur ve sel suları kayaçların bünyesindeki tuzu aşındırıp çözmektedir. Sel sularının beraberinde taşıdığı bu tuzlar denizlere ve bataklıklara taşınmaktadır. İşte deniz tuzluluğunun kaynağı taşınan bu malzemedir. Denizlerde ki suyun bir kısmının sürekli buharlaşması tuz oranın sabit kalmasına neden olmaktadır. Ancak her denizin tuzluluk derecesi buharlaşmaya dolayısıyla da bulunduğu enleme göre farklılık göstermektedir. • Dünyada kara ve denizlerin oranları: • Dünya alanının % 71 lik kısmını kaplarlar. ( 361 milyon km² si deniz ve okyanus, 149 milyon km² si karadır. ) Tek başına Büyük Okyanus tüm karalardan fazladır. • Okyanusların büyüklüğe göre sıralanışı: • 1- Büyük Okyanus: 180 milyon km² ( % 50), • 2- Atlas Okyanusu: 106 milyon km² ( %29), • 3- Hint Okyanusu: 75 milyon km² ( %21) alana sahiptir. • • Okyanuslar en çok Güney Yarımkürede yer almaktadır.( % 81 deniz ve okyanus, %19 ‘u kara), Kuzey Yarımkürede ise (% 61 deniz ve okyanus, %39 ‘u kara) okyanuslar oran olarak fazla olmasına rağmen karalar güney yarımküreden daha fazladır.