SEMPOZYUM SAĞLIK PERSONELİNE YÖNELİK ŞİDDETİN

advertisement
SEMPOZYUM
SAĞLIK PERSONELİNE YÖNELİK ŞİDDETİN ÖNLENMESİ
KAPANIŞ BİLDİRGESİ
19 HAZİRAN 2010
ZONGULDAK
DÜZENLEYENLER
Zonguldak Kadın Doğum Çocuk Hastalıkları Hastanesi
Adli Bilimciler Derneği
Zonguldak Tabip Odası
Türk Hemşireler Derneği
Sağlık ortamında hekime ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddet son yıllarda artış
göstermektedir. Hastaneler sağlık çalışanları için belki de gün geçtikçe tehlikeli ortamlar
olmaktadır. Bu durumda hekimler ve sağlık çalışanları kendilerini güvende hissetmemektedir.
Gerek sağlık hizmetindeki hızlı değişimler gerek yasal uygulamalardaki eksiklikler şiddetin
önlenmesinde ve çalışan güvenliği sağlama konusunda boşluklar bırakmaktadır. Şiddete
maruz kalma sağlık personellerinde olduğu kadar hastalar ve yakınları içinde ciddi bir sorun
olabilmektedir. Sağlık çalışanlarının güvenli ortam sağlanmasın da şiddetin erken tanınması
ve önlenmesine yönelik bilgilerinin arttırılması, gelecekte bu konuya ilişkin sorunların
giderilmesi ve güvenli ortam sağlanmasına yönelik uygulamalara ışık tutmak amacıyla Sağlık
Personeline Yönelik Şiddetin Önlenmesi Sempozyumu düzenlenmiştir. Sempozyum 19
Haziran 2010 tarihinde 3 oturum ve 3 konferans olarak Zonguldak Kadın Doğum ve Çocuk
Hastalıkları Hastanesi konferans salonunda gerçekleştirilmiştir.
Sağlık Personeline Yönelik Şiddetin Önlenmesi Sempozyumunda, Şiddetin Sosyal
Antropolojik Kökenleri, Şiddetin Psikodinamiği, Sağlık Çalışanlarına Yönelik Şiddet ve
Zonguldak Tabip Odasının Görüşleri, Şiddetin Hukuki Boyutu, Şiddeti Önleme ve Etkisiz
Kılma, Şiddetin Önlenmesinde Psikolojik Algı ve İletişimin Önemi, Medyada Sağlık ve
Şiddet, Hemşire ve Ebelere Yönelik Şiddet, İşyerinde Psikolojik Şiddet (Mobbing) başlıkları
altında konferans ve oturumlar düzenlenmiş detaylı bir şekilde tartışılmıştır. Sempozyuma
Ankara Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Ege Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi,
Zonguldak Tabip Odası ve Adli Tıp Kurumu İzmir Grup Başkanlığından konuşmacılar,
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, Türk Hemşireler Derneği, Zonguldak Tabip Odasından
moderatörler, Zonguldak ve çevre illerden il sağlık müdür yardımcıları, başhekimler,
başhekim yardımcıları, öğretim görevlileri, hasta hakları birimi çalışanları, , hekim, hemşire,
ebe, sağlık alanında çalışanlar ve basın mensupları katılmıştır. Sempozyum, ayrıca yerel ve
ulusal basında da yer almıştır.
Sempozyum takdim sunuculuğunu Zonguldak Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi
eğitim hemşiresi Uzm Hem. Nihal Kalıncı arz etmiş olup, açılış konuşması Zonguldak Kadın
Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Sayın Uzm. Dr. Rüstem Albayrak
tarafından yapılmıştır. Sayın Albayrak konuşmasında, Türkiye’nin en önemli konularından
birinin sağlık personeline yönelik şiddet olduğunu, bunlarında sadece bir kısmının medyaya
ve çok az bir kısmının da adli olgu olarak yansıdığını ifade etmiştir. Dünyada şiddetin ciddi
bir sorun olduğunu ve maalesef mesleğimiz içinde de şiddetin bir gerçek olduğunu ve sağlık
çalışanlarının güvenlik görevlilerinden daha fazla şiddete maruz kaldıklarını belirtmiştir.
1.OTURUM Şiddetin Kökenleri
Sempozyumun ilk oturumunun başlığı ‘Şiddetin Kökenleri’, Moderatör Zonguldak Karaelmas
Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Nuray ATASOY;
Şiddet kavramsal olarak açıklanmaya başlandığında insanın acıkması susaması gibi fizyolojik
bir şey haline gelebiliyor, insanın yapısında her şey var, insanlar şiddeti engellemeye uygun
beyne sahip olduğundan insan şiddeti hissetse, ihtiyaç duysa bile bunu durdurabiliyor olması
beklenir, ancak acı çeken derdi çözülemeyen insanlar bunun sorumlusu olarak hemşire, doktor
gibi personeli görüyor ve sıkıntısını ona da yaşatıyor, artık insanların beyinleri sağlık
çalışanları ile yüz yüze geldiğinde hissettikleri şiddeti davranışa dökebiliyor, bastıramıyor
şeklindeki konuşması ile oturumu başlatmıştır.
Oturumun birinci konuşmacısı Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Sosyal
Antropoloji Anabilim Dalı Arş. Gör. Ayşe YILDIRIM, Şiddetin Sosyal Antropolojik
Kökenleri ile ilgili konuşmasında şiddetin tanımlarını yapıp, sosyal antropolojideki yerini,
tarihte toplumların şiddeti algılamadaki farklılıklarını örneklerle ifade etmiştir, şiddetin
kültürel olarak şekillendiğini belirtmiştir.
Oturumun ikinci konuşmacısı Psikoanaliz Derneği Üyesi Analitik Psikoterapist Rebia DİRİM,
Şiddetin Psikodinamiği adlı konuşmasında; saldırganlığın tanımı üzerinde durmuştur.
Şiddetin saldırganlığın bir derecesi ve saldırganlığın da ilkel bir savunma mekanizması
olduğuna ve bütün insanlarda var olduğuna dikkat çekmiştir. Bu durumda önemli olanın,
sağlık personelinin de insan olduğunu unutmadan, profesyonelce davranılması gerektiği ve
karşısındaki kişinin aynı ilkel savunma mekanizmasına sahip olacağının hesaba katmayı hep
aklında tutması gerektiğini ifade etmiştir. Aynı zamanda kendilerine ait dürtüsel zafiyetlerinin
de farkındalıkların geliştirilmesi ve güçlendirilmesi gereği üzerinde durmuştur.
Oturumun üçüncü konuşmacısı Sağlık Personeline Yönelik Şiddet Ve Zonguldak Tabipler
Odasının Görüşleri adlı konuşmayı yapan Atatürk Devlet Hastanesi Üroloji UzmanıZonguldak Tabipler Odası Genel Sekreteri Uz. Dr. Okan BİÇGİ, sağlık personeline yönelik
şiddet dair yapılan araştırmalardan örnekler vererek, sonunda Zonguldak Tabip Odası olarak
şiddetin önlenmesine yönelik önerilerini sunmuştur.
1.KONFERANS Sağlık Personeline Yönelik Şiddetin Hukuki Boyutu
Sempozyumun ilk konferansının konu başlığı “Sağlık Personeline Yönelik Şiddetin Hukuki
Boyutu” Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim
Üyesi Yrd. Doç. Dr. Rıza YILMAZ moderatörlüğünde gerçekleşmiştir.Sayın YILMAZ
sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin özellikle acil servislerde büyük bir artış gösterdiğini ,
maruz kalınan şiddetin bildirilmemesinin cezasız kalmasına sebep olduğunu belirtmiştir.
Konferans konuşmacısı Adli Bilimciler Derneği Genel Sekreteri Av. Devrim KARAKÜLAH
şiddetin hukukta bir tanımın olmadığını, Türk Ceza Kanununda, sağlık personeline yönelik
şiddetin diğer şiddet olgularından farklı yargılama yapılmasını sağlayacak maddelerin
bulunmadığını, sağlık personeline yönelik şiddetin mevcut yasalara göre değerlendirildiğini
ifade etmiştir. Katılımcıların soruları ve katkıları ile özellikle hukuki sürecin işlemesi ile ilgili
fikirlerin ortaya konması ile konferans sona ermiştir.
2.KONFERANS Sağlık Kurumlarında ve Alanda Şiddeti Önleme ve Etkisiz Kılma
Sempozyumun ikinci konferansı Zonguldak Tabipler Odası Genel Sekreteri Uz. Dr. Okan
BİÇGİ moderatörlüğünde Ankara Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı-Adli
Bilimciler Derneği Başkanı Prof. Dr. Hamit HANCI Sağlık Kurumlarında ve Alanda Şiddeti
Önleme ve Etkisiz Kılma hakkındaki sunumudur. İnteraktif sunumuyla tüm konuşmacı ve
katılımcıların ilgi beğenisini toplayan Prof. Dr. Hamit HANCI’ nın, özellikle acil servislerde
olası şiddet olaylarının önlenmesi veya asgari zararla olayın sona erdirilebilmesi amacıyla,
silah bulunduran hastalara yaklaşım, olası saldırılardan korunma, şiddeti fark edebilme ve
şiddet karşısındaki davranışlar ve korunma yöntemlerini uygulamalı olarak anlatması,
konunun hayatiyetini bir kez daha ortaya koymuştur. Olası şiddetin önlenmesi veya asgari
zararla olayın sona erdirilebilmesi amacıyla acil durumlarda görevlilerin uyarılması, alarm ve
izleme sistemleri, güvenlik kameraları gibi çeşitli sistemlerin kurulması gerektiğini,
ülkemizde birçok özel hastane ve kimi kamu hastaneleri güvenliğin sağlanmasında ve
takibinde kapalı devre televizyon ve kamera sistemlerini kullanmaya başlandığını belirtmiştir.
Güvenliği sağlanmış bir iş yerinde çalışmak herkesin hakkı olduğunu ve hastanelerin kendi iç
güvenlik sistemlerini kurmalarının şart olduğunu ifade etmiştir. Bu konuda yasal
düzenlemeler yapılması gerektiğini, bu şekilde tüm hastanelerin birbirine benzer güvenlik
protokolleri oluşturulmaları gerektiğini belirtmiştir. Hastanede saldırıların önlenmesi için
"Çevre düzenleme, acil servise girişlerin denetlenmesi, hastaneye girenlerin kontrol edilmesi,
uygun bekleme yerlerinin yanı sıra hasta yakınlarına yardımcı olunması gerektiğini, çalışanlar
için dinlenme odaları ve sağlık çalışanları için acil kaçış kapıları olması gerektiği üzerinde
duran Sayın HANCI, akrilik camlar, güvenlik kameralarını kurulması hem faillerin
bulunmasını sağlayabileceğini hem de caydırırcı etki yapabileceğini belirtmiştir. Tehlikeli
durumlarla karşılaşıldığında sağlık çalışanı failin bulunduğu yerde müdahale etmek
durumunda kaldığında, aksanların hemen soğumayacağını düşünerek dokunmaması
gerektiğini, aynı şekilde elektrik kablolarından akım geçmediğinde emin olunmadıkça temas
etmemesi, elinde bıçak olan zanlının elinden bıçağı bileğinden tutarak, bıçağın sivri ucu
kendinizle ters yönde tutarak alınması, dolu ve kurulu silah ile gelen yaralı hastada ise
yapılması gereken ise tetiğin olduğu bölüme spanç konarak tetiğin patlamasını önleyerek
hastanın elinden alınması gerektiğini, kısaca kendi canlılığınızı korumadan hiçbir can
kurtarılamayacağını vurgulamış ve uygulamaları olarak göstermiştir.
2.OTURUM Sağlık Personeline Yönelik Şiddet ve Medya
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Yrd. Doç.
Dr. Sadık TOPRAK Moderatörlüğünü yaptığı 3. oturumda; Şiddetin Önlenmesinde Psikolojik
Algı ve İletişimin Önemi Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğretim
Üyesi Yrd. Doç. Dr. Suavi TUNCAY Şiddetin Önlenmesinde Psikolojik Algı ve İletişimin
Önemi konusuna dikkat çekmiştir. Sayın TUNCAY konuşmasında; şiddetin ve psikolojik
algının tanımını yapmış, şiddetin toplumların karşı karşıya kaldıkları ve bugün daha da öne
çıkan bir kavram olduğunu bireysel şiddet olduğu gibi kurumsal şiddetten de söz etmenin
mümkün olduğundan, sağlık kuruluşları ile hasta ve hasta yakınları arasındaki çatışma
düzeyinin kurumsal bir şiddet olarak algılanması gerektiği, bu bağlamda şiddetin çok boyutlu
olarak incelenmesi psikolojik algı açısından analizi ve uygun bir Türkçe dili ile ortak alanda
kurulacak pozitif iletişimin büyük önemi olduğunu vurgulamıştır. Şiddetin çözümünde gerek
bireysel gerekse kurumsal açıdan iletişimin son derece önemli bir yeri olduğunu, bu hususları
çözebilecek sosyo psikolojik ve sosyokültürel bakış içinde yönetimsel bir bakışın tüm
toplumu kucaklaması ve yönetim erkinin ulusal mensubiyet bilinci içinde milli kültüre
dayandırılması kaçınılmazlığı üzerinde durmuştur. Kurumsal bağlamda şiddetin önlenmesine
kurum kültürünün geliştirilmesi gerektiği, kurumsal ahlak açısından önceliklerin belirlenmesi,
mensubiyet bilinci paralelinde hizmet algısının benimsenmesi, halkla ilişkiler bölümlerinin
insana hizmet biçimde örgütlendirilmesi ve iletişimi, dilek, istek, şikâyet ve önerilerin geri
dönüşümünün alınması, hiyerarşik yapının baskı ve önyargılardan arındırılması, dedikodu ve
gruplaşmaların önlenmesi ve hızlı bir denetim modelinin gerekli olduğunu ifade etmiştir.
Şiddet ve suçun ayrılmaz iki kavram olduğunu, hukuksal düzenlerin ancak bunu çevreler
nitelikte olduğu, ceza hukuku olgusu boyutu içinde şiddet eylemlerinin bireysel ve toplumsal
reflekslere dayandığını belirtmiştir. Bireysel faktörler, biyolojik ve genetik kotlar kalıtımla
ilgili olarak patolojik bir olgu olduğu, toplumsal reflekste olgu olarak şiddetin beslendiği
birincil grup toplumsal doku aile, arkadaşlık çevresi, ikinci grup eğitim kurumları, iş
çevreleri, kurum ve kuruluşlar, yazılı ve görsel medya araçlarının etkilediğini ifade etmiş,
yazılı basından örnekler göstermiştir.
Oturumun 2. konuşmacısı Adli Bilimciler Derneği Üyesi Binnur UÇAKHAN Medyada
Sağlık ve Şiddet isimli konuşmasında, medyanın içindeki tüm kitle iletişim araçlarının
birbirinden farklı olduğunu, ancak orantılarının farklı olduğunu, sağlıkla ilgili medyaya
yansıyan olayların hasta ve hasta yakınları üzerine olumlu ve olumsuz etkileri üzerinde
durmuş, medyanın ilettiklerinin her zaman gerçeği yansıtmadığı yönünde özeleştiri yapmıştır.
Reklâm yapma yasağı olan sağlık sektöründeki özel firmaların medyada sağlık programlarına
katılımlarla gündemde olma yoluna gittiklerini ifade etmiştir.Basın özgürlüğü kısıtlanmadan
medyanın habere erişim hakkını kullanması gerektiği, özellikle sağlık alanında doğru haberi
doğru iletişim teknikleri ve doğru halkla ilişkiler uygulamaları ile profesyonelce ve duyarlı
bir şekilde iletilmesi gerektiğinin önemini belitmiştir.
3.OTURUM Hemşire ve Ebelere Yönelik Şiddet
Türk Hemşireler Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Lale BÜYÜKGÖNENÇ
moderatörlüğünü yaptığı 3. Oturumda hemşirelik kanunundaki son gelişmelerden bahsetmiş,
yakın bir gelecekte istenen yönde yasal bir zemine oturtulacağını belirtmiştir. Türk
Hemşireler Derneği bünyesinde hukuki danışmanlık hizmeti verildiğini, örnek teşkil etmesi
amacıyla hemşireler yönelik şiddetle ilgili davaların da üstlenildiğini ifade etmiş, derneğe
sahip çıkılmasının ve örgütlenmenin önemi üzerinde durmuştur.Stresli ve gergin bir ortamda
çalışan sağlık çalışanlarının birbirine destek olması ve hastaya hizmetin esas olduğunu
vurgulamıştır.
Oturumun ilk konuşmasını Adli Tıp Kurumu İzmir Grup Başkanlığından Uzm.Hem.Dilek
SUNMAZ hemşirelerin karşılaştığı şiddetin kurumsal ve hasta kaynaklı olduğunu,sağlık
personeline yönelik şiddet araştırmalarında en çok şiddet gören grubun acil serviste çalışan
hemşire ve hekim olduğunu en az şiddet gören grubun öğretim üyeleri olduğunu ifade
etmiştir.Hemşirelerin sık sık şiddete maruz kalmasının hasta ile ilk iletişime geçen çalışan
olmasına, toplumsal cinsiyet ve meslek üzerindeki etkilerine bağlı olduğunu
belirtmiştir.Hemşirelerin şiddetin önlenmesi ile ilgili eğitim almadan mezun olduklarından
şiddetle baş etmede sorunlar yaşadıklarını ifade etmiştir.
Oturumun 2. konuşmacısı Zonguldak Kadın Doğum Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nden Adli
Hem.Yeliz ÇATAK Ebelere Yönelik Şiddetin hemşireler kadar sık rastlanmadığını, bunun
sebeplerini, bildirim yapılmaması ve ebelerin hemşire olarak çalışmasının olabileceğini
belirtmiştir.Ayrıca hizmet verdiği hasta ile uzun süreli birebir ilişki içinde olmasının, hasta ve
ailesi ile bir geçmişleri olmasının, ebenin şiddete maruz kalma riskini azalttığını ifade
etmiştir.Ebelikte akademik geçmişin çok eskiye dayanmaması ve mesleki gelişimin
sağlanamaması, ebenin karar verici pozisyonunun olmaması, buna bağlı olarak eğitimini
almadığı alanlarda, hemşire açıkların giderilmesi için istihdam edilmesi ve performans
göstermesinin beklenmesi, ebelerin işyerinde psikolojik şiddete maruz kaldığının açık bir
göstergesi olduğunu ifade etmiştir.
3.KONFERANS Sağlık Kurumlarında Psikolojik Şiddet (Mobbing)
Sempozyumun üçüncü konferansın başlığı Sağlık Kurumlarında Psikolojik Şiddet (Mobbing)
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Eksal KARGI
moderatörlüğünde gerçekleşmiştir. Sayın KARGI sağlık kurumlarında Mobbingin
hiyerarşiden yanlış anlaşılmasından kaynaklandığını ifade etmiştir. Konferans konuşmacısı
İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi- Adli Bilimciler Derneği Y.K.
Üyesi Prof. Dr. Nevzat ALKAN İşyerinde Psikolojik şiddetin tanımını yapmış,Dünyada ve
Türkiye’deki durumdan bahsetmiş, İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’nda günde
80 civarında olgunun incelendiği bir Mobbing Poliklininiği olduğunu belirtmiştir.Türkiye’de
Mobbing ile ilgili bir yasanın olmadığını mevcut DMK ve İş Kanunu kapsamında
değerlendirilmeye alındığını, bu sebeple Mobbingi kanıtlamanın da sıkıntılı bir süreç
olduğunu bildirmiştir.
Tartışma bölümünde hukuki süreçler, sağlık personeline yönelik şiddetin önlenmesi ile ilgili
sorular cevaplanmış, görüş ve öneriler dinlenmiş, ,Medyada Şiddet ve Mobbing konularında
daha kapsamlı sempozyumlar düzenlenmesinin gerekliliği ortaya çıkmıştır.
Farklı disiplinlerdeki konuşmacı ve katılımcıların büyük bir ilgi ve dikkatle izlediği
sempozyum,kapanış konuşmalarının ardından, konuşmacılara plaket, teşekkür belgesi ve
yöresel hediyelerin verilmesi ile sona ermiştir.
Yeliz ÇATAK
Zonguldak ta Gerceklestirilen Saglik Personeline Yonelik siddetin Onlenmesi Sempozyumuna ait
fotograflara
http://picasaweb.google.com.tr/adlibilimlerankara/ZONGULDAK#
adresinden ulasabilirsiniz.
Download