PowerPoint Sunusu

advertisement
AVRUPA BİRLİĞİ
SOSYAL POLİTİKASI
Ders Notları-1
BİRLEŞİK AVRUPA DÜŞÜNCESİ
• “Avrupa” sözcüğünü ilk kez MÖ 7. Yüzyılda, yaşadıkları bölgenin kuzeyindeki,
bilmedikleri bölge için Yunanlılar kullandı. Fenike kökenli bir kelime olup, “Güneşin
Battığı Yer” demektir.
• Roma İmparatorluğu, Akdeniz’i bir iç göl haline sokarken, Avrupa’da Roma kültürü
hakim oldu.
• Batı Roma 476’da barbar saldırılarıyla yıkıldı. Avrupa’da Latin veya Germen kökenli
krallıklar hüküm sürdü. (7. Yüzyıldan itibaren).
• Roma’nın son döneminde Hıristiyanlık Avrupa’da yayıldı ve kıtanın ortak dini haline
geldi.
BİRLEŞİK AVRUPA DÜŞÜNCESİ
• Avrupa’nın güneyindeki İslam fetihleri, Avrupa’yı Akdeniz’in güneyinden kopardı.
• 800’de Kutsal Roma-Germen İmparatoru ilan edilen Charlemagne Avrupa’yı büyük
ölçüde denetimi altına aldı ve ilk kez Avrupalı olmayı bütünleşmeye ideolojik bir
temel sağlamak için kullandı. İleriki dönemde Charlemagne için “rex pater Europae”
(Avrupa’nın Babası) tabiri kullanılacaktır.
• Hıristiyanlığın kök salmasıyla, Avrupa “Hıristiyanlar topluluğu” biçimine dönüştü.
14. Yüzyıla kadar Avrupa sözcüğü hiç kullanılmadı. Bu dönemde “Birlik”ten
anlaşılan Hıristiyan devletlerin birliğiydi. 13. Yüzyılda şair Dante böyle bir
“Birlik”ten söz ediyordu.
BİRLEŞİK AVRUPA DÜŞÜNCESİ
• Rönesans düşüncesi ile “çalışmanın yüceltilmesi” temelinde güç kazanan yapı, Avrupa
Medeniyeti’nin oluşumunda büyük paya sahip olmuştur.
• Avrupa bütünleşme düşüncesine ait ilk eserin, Fransız hukukçu Pierre Dubois tarafından
1306 yılında yazıldığı, birçok Avrupalı tarihçi tarafından da kabul edilmektedir.
• Dante’nin, monarşik bir yapı altında tek bir hukuk sisteminin benimsenmesi yaklaşımı ve
Jean Jacgue Rousseau’nun yapılacak bir antlaşma ile Avrupa Federasyonu kurulması fikirleri
dikkat çekicidir.
• Birleşik Avrupa düşüncesinin La Roche Faucauld, Saint-Simon ve Victor Hugo gibi
düşünürlerce dile getirildiği ve XX.yüzyılda Monnet, Churchill ve H. Speak gibi birçok devlet
adamının bu konuda girişimleri olduğu bilinmektedir
BİRLEŞİK AVRUPA DÜŞÜNCESİ
• Sanayi devrimiyle birlikte, ulus-devletlerin kendi iç pazarları ürünlerin satılması için
yetersiz hale geldi. Bu dönemde, siyasi değil, ticari engellemelerin olmadığı, serbest
ticarete dayanan ekonomik birlik düşüncesi taraftar topladı. (Adam Smith).
• 1819’da Prusya’da Maassen Tarifesi’nin kabulüyle ilk kez iç ticari engeller kaldırıldı.
• 1834’de Alman devletleri arasında Zollverein (gümrük birliği) kuruldu.
• Gümrük birliğinin Avrupa’nın diğer bölgelerine de yaygınlaştırılması için çalışmalar
yapıldı. İkili ticaret anlaşmalarında ayrıcalık tanınmasıyla ticaret bir ölçüde
serbestleşti. Fakat, 19. Yüzyıl dengelerinde, kıtasal bir gümrük birliği sağlanamadı.
Korumacılık arttı.
BİRLEŞİK AVRUPA DÜŞÜNCESİ
• 19. Yüzyılın son çeyreğinde belirginleşen Fransız-Alman rekabeti, kıtasal birliğin önündeki en
önemli engel oldu.
• I. Dünya Savaşı kıtadaki bölünmeyi daha da derinleştirdi.
• I.DS sonrasında yükselişe geçen revizyonizm kıtada istikrarsızlığı körükledi.
• İki Savaş arası dönemde, Avrupa’da Birlik kurma girişimleri taraftar buladı. Avusturyalı
Richard Coudenhove Kalergi’nin 1926’daki “Pan-European Union” kongresi ve Fransız
devlet adamı Briand’ı 1930’da ortaya attığı “Avrupa Federal Birliği” fikri sonuçsuz kaldı.
• II. Dünya Savaşı Avrupa’ya, barbar kavimlerin saldırılarından beri en büyük yıkımı getirdi.
II.DÜNYA SAVAŞI
BİRLEŞİK AVRUPA DÜŞÜNCESİ
• 1944 yılında Belçika, Hollanda ve Lüksemburg kendi aralarında bir ekonomik birlik
kurulması düşüncesini kabul etmişlerdir.
• iki yıl sonra Churchill, Birleşik Avrupa Devletlerinin kurulmasını önermiştir.
• Avrupa’da birlik yaratma konusundaki en ciddi atılım ise Fransa’dan gelmiştir. Fransa
Planlama Teşkilatı Başkanı Jean Monnet, savaş sonrasında Avrupa’da düzenin
korunmasının yolunun, Almanya’nın büyümesinin sınırlanmasında değil, Avrupa
içinde asimile edilmesinde olduğunu ifade etmiştir.
• İki kutuplu dünya düzeninde güvenliklerini sağlama endişesi içinde olan Batı Avrupa
devletleri NATO’ya, Doğu Avrupa devletleri de Varşova Paktına üye olmak suretiyle
derin bir ayırımın içine girmişlerdir.
II. DÜNYA SAVAŞI SONRASI
REFAH ARAYIŞI
• Siyasi Açıdan Almanya İle Fransa Arasındaki Sorunları Kalıcı Biçimde Çözüme
Kavuşturma İhtiyacı
• Güvenlik Açısından Sovyet Tehdidine Karşı Koyabilecek Bir Bütünleşme Oluşturma
İhtiyacı (Truman Doktrini-brüksel Antlaşması-nato)
• Ekonomik Açıdan Savaş Sonrası Yıkımı Ortadan Kaldırarak Refahı Tesis Etme Ve
Yaygınlaştırma ; Marshall Yardımının Etkin Biçimde Dağıtımının Ve Kullanılmasının
Sağlanması İhtiyacı
• Savaş sonrasında ABD, Almanya’yı tekrar Avrupa ekonomisine entegre edebilmek
için konfederatif bir yapı üzerinde duruyordu. Ancak, 1945’te Avrupa’nın Doğu-Batı
olarak bölünmeye başlaması bunu sonuçsuz bıraktı.
Bütünleşme İhtiyacı
• -12 Mart 1947’de Truman Doktrini’nin ilanı ile Soğuk Savaş’ın başladığı belgelendi.
• -Şubat 1948’de Çekoslovakya’da komünistlerin hükümet darbesiyle iktidara gelmesi.
• -17 Mart 1948’de Belçika, Hollanda, Lüksemburg, İngiltere ve Fransa arasında Brüksel Paktı kuruldu. (Kağıt
üstünde Almanya’nın tekrar saldırma ihtimaline karşı ama gerçekte SSCB tehdidine karşı)
• -1948 yazında SSCB’nin Berlin ablukası.
• -Nisan 1949’da Brüksel Paktı üyelerine Norveç, Portekiz, İtalya, İzlanda, ABD ve Kanada’nın katılımıyla
NATO kuruldu.
• 5 Haziran 1947’da ABD Dışişleri Bakanı George Marshall’ın “Marshall Planı”nı ilan etmesi:
• Avrupa’nın savaşın yıkıntılarını ortadan kaldırması ancak tüm Avrupa ülkelerinin birarada yer alacağı,
kapsamlı bir ekonomik plan çerçevesinde olabilir.
• 16 Nisan 1948’de, plana dahil olmayı kabul eden 16 Avrupa ülkesi “Avrupa Ekonomik İşbirliği Örgütü”nü
(OEEC) kurdu. (Bu daha sonra OECD adını alacaktır).
Bütünleşme Adımları
• Avrupa Birliği Hareketleri Uluslararası Komitesi, 8-19 Mayıs 1948’de La Haye’de 16 ülkeden 713 delegenin
katılımıyla, Avrupa Kongresi’ni (Congress of Europe) topladı. (W. Churchill onursal başkan).
• Toplantı sonunda kabul edilen “Avrupalılara Mesaj”, insanların, düşüncenin ve malların serbestçe dolaşacağı
bir Birleşik Avrupa isteği dile getirildi.
• Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin hazırlanması, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kurulması ve Avrupa
Parlamentosunun oluşturulması kararlaştırıldı.
• Avrupa Kongresi, Churchill, Paul H. Spaak, Blum ve de Gasperi’nin onursal başkanlıklarında sürekli bir
örgüte dönüştü. Kongre’de alınan kararlar, Fransa ve Belçika tarafından Brüksel Paktı’na getirildi.
• Fransa ve Belçika Avrupa Parlamentosu’nun kurulmasını savunurken, İngiltere, ulusal egemenlik sınırlarını
aştığı gerekçesiyle parlamento fikrine karşı çıktı. Uzlaşma sonucunda Mayıs 1949’da Avrupa Konseyi (Council
of Europe) kuruldu.
• İngiltere, İrlanda ve İskandinavya ülkeleri federalist bir deneye girişmek istemediklerinden, Konsey,
hükümetlerarası işbirliğinin yapıldığı, etkisiz bir Avrupa Forumu olarak doğdu ve öyle kaldı.
SCHUMAN DEKLARASYONU
9.Mayıs.1950
• Almanya’nın Ruhr bölgesindeki kömür ve çelik üretimi, II. DS sonrasında
müttefikler arası Ruhr Uluslararası Otoritesinin denetimine sokulmuştu. Ancak,
Marshall Planı sonrasında Alman sanayiinin hızla gelişme hamlesi içine girmesi bu
denetimin sınırlarını zorluyordu. Bu hıza yetişemeyen Fransız sanayii Almanya’nın
gerisinde kalıyor ve yeniden Alman-Fransız rekabetini ortaya çıkaracak siyasal bir
sorun ortaya çıkıyordu.
• Bu sorunu aşmak için Fransa Planlama Teşkilatı başkanı Jean Monnet’nin geliştirdiği
bir fikri, Fransa Dışişleri Bakanı Robert Schuman 9 Mayıs 1950’de açıkladı. Planın
özünde, Avrupa’da düzenin korunması, Almanya’nın sınırlanmasıyla değil,
Almanya’yı Avrupa içinde asimile etmekle mümkündür tezi vardı.
Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu’nun Kurulması
8.Nisan.1951/25 Eylül 1952
• Savaş sonrasındaki olumsuz tablo, Batı Avrupa ülkelerini ileri bir işbirliğine zorlamış, ekonomik ve savunma
alanlarında birlik arayışlarına girilmiştir.
• AKÇT fikri Jean Monnet ile Alman Prof. Hallstein tarafından geliştirildi.
• AKÇT antlaşması Benelüks ülkeleri, Fransa,Almanya ve İtalya (Altılar) arasında 18 Nisan 1951’de
imzalandı.İngiltere antlaşmaya katılmadı. Onay sürecinden sonra AKÇT 25 Eylül 1952’de doğdu.
• Monnet’nin planına uygun olarak AKÇT’nin 4 organı bulunuyordu:
•
Yüksek Otorite (Üyeleri ulusal meclisler tarafından seçilmekle birlikte, uluslarüstü bir niteliğe sahip. AKÇT’nin icra organı. İlk
başkan J. Monnet)
•
•
•
Bakanlar Konseyi: Karar alma mercii.
Adalet Divanı:İhtilafların çözüm yeri.
Ortak Meclis: çok zayıf bir nitelikte. Gruplar, üye ülkelere göre değil, siyasal eğilimlere göre; sosyalistler, liberaller, Hıristiyan
demokratlar şeklinde kuruldu.
Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu
• Kömür ve çelik sektörlerinde ülkeler arası işbirliği
• Sınırlı düzeyde işgücünün serbest dolaşımı
• Mesleki eğitimin yaygınlaştırılması
Roma Antlaşması
25.Mart.1957
• Daha çok ekonomik entegrasyon üzerinde yoğunlaşılmış bir anlaşma
• Uzun görüşmeler ve teknik çalışmaların ardından 25.Mart.1957’de Roma’da imzalanan
antlaşmalarla, Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu (EURATOM) ve Avrupa Ekonomik
Topluluğu (AET) kurulmuştur.
• AET, altı üye ülke arasında kömür çelik sektörlerinde başlayan bütünleşmenin o tarihe kadar
ulaştığı en kapsamlı birliktelik olmuştur.
• Roma Antlaşmasının 1958 yılında uygulamaya girmesiyle birlikte, başarılı olarak
değerlendirilebilecek bir dönem başlamıştır.
• “Geçiş Dönemi” adı verilen ilk uygulama döneminin sonu olan 31.Aralık.1969’da tespit
edilen hedeflerin çoğuna ulaşılmıştır.
Roma Antlaşması
• 1 Ocak 1958’de yürürlüğe girdi.
• Altılar için gümrük birliği, dolaşım serbestliği, serbest rekabet, topluluk tivcaret politikası ve
topluluk tarım politikası oluşturuldu.
• Topluluğun işleyişinin Roma Antlaşması’na uygunluğunu Topluluk Adalet Divanı denetleyecekti.
• Komisyon, AET’nin yürütme organı olarak, topluluk çıkarlarının bekçiliğini yapacak. Komisyon
üyeleri, üye ülkelerin birlikte seçtikleri 9 kişiden oluşacak, 4 yıl görev yapacak ve seçildikleri
ülkelerden direktif almayacaklar. Kararlar oyçokluğuna göre alınacak.
• Konsey, üye devletleri temsilen birer bakanın katılmasıyla oluşur. AET’nin asıl karar organıdır.
Kararlar oybirliğiyle alınır.
• Avrupa Parlamentosu, oldukça güçsüz bir yapıdaydı. Üyeler doğrudan seçimle geliyordu.
Komisyon üyelerinin atanmasını etkileyemiyordu. Komisyon ve Konseyin kararlarına etkisi tavsiye
düzeyindeydi.
• Adalet Divanı, antlaşmaların uygulanmasında hukukun üstünlüğünü koruyacaktı. Üye devletlerin
birlikte seçtiği 7 yargıçtan oluşuyordu.
Kuruluş Döneminde Sosyal Politika
•
•
•
•
•
Sektörel ve ekonomik işbirliği ile başlayan bütünleşme/ Sosyal bütünleşme vurgusu düşük
Farklı refah modellerinin varlığı
Kalkınma ve büyüme sorunlarının kendine özgü sosyal yapılar inşası
İlkesel yaklaşım ve somut gelişme farklılığı
Avrupa Sosyal Modeli ve sosyal politikası bu alanda kazanılan tarihsel, hukuksal, demokratik
ve insan haklarına dayalı kazanımların ve değerlerin bir yansıması olarak görülmektedir.
• Roma Antlaşmasında içerik yönünden çok sınırlı olan sosyal hükümler, birçok bölümü
dağıtılmış durumdadır.
Kuruluş Döneminde Sosyal Politika
• Roma Antlaşmasında sosyal konularla ilgili oniki maddeye yer verilmiş, sosyal koruma ve sosyal güvenlikle
ilgili düzenlemelerin işverenlere ve devlete getireceği yükler düşünülerek, bu düzenlemeler
gerçekleştirilememiştir.
• Topluluk sorumluluğunu, kesin sosyal politika hedefleri tanımlamaktan ziyade, işbirliğini teşvikle sınırlı
tutmuştur.
• Antlaşmaya sosyal politika başlığı konulmasına karşın, Topluluğa bu başlığa ilişkin normlar koyma yetkisi
verilmemiştir.
• Bu yetki genel olarak üye devletlerde bırakılmış, topluluğun görevi uyum sağlamaktan çok üye devletlerin
faaliyetlerini koordine ve teşvik etmek olarak sınırlandırılmıştır.
• Bu dönemde sosyal politika alanında en önemli faaliyet, antlaşmada hukuki tasarruflar için özel yetkinin
tanındığı işçilerin, serbest dolaşımı ile ilgili düzenlemelerdir.
• İşgücünün serbest dolaşımı çerçevesinde yapılan düzenlemeler neticesinde, sanayileşmekte olan ülkelerin
işgücü piyasalarında oluşan emek talebi önemli ölçüde işgücü fazlası olan İtalya tarafından sağlanmıştır
Kuruluş Döneminde Sosyal Politika
• Avrupa Ekonomik Topluluğu’nu kuran Roma Antlaşması’nın, sosyal maliyetlerin
kısılarak, rekabet düzeyinin korunmasını esas alan liberal yaklaşım ile sosyal
politikayı sosyal barışın en önemli unsuru sayan ve sosyal koruma maliyetlerindeki
farklılıkların rekabet eşitsizliklerine yol açacağına inanan refah devleti anlayışı
arasında uzlaştırıcı bir yol çizdiğini söylemek mümkündür.
• Bu doğrultuda malların, sermayenin ve emeğin serbest dolaşımı önündeki engellerin
kaldırılmasıyla, Avrupa piyasalarının genişletilmesi ve rekabet gücünün artırılması
amaçlanmıştır.
• Roma Antlaşmasını takip eden 10 yılda topluluk düzeyinde ileri sosyal politika
düzenlemeleri yok
Kuruluş Döneminde Sosyal Politika
• İlk dönemde yaşanan gelişmelerden biri 1961 yılında Avrupa Sosyal Fonunun kurulması olmuştur.
• İstihdam olanaklarının artırılması, yaşam standartlarının yükseltilmesi, mesleki ve coğrafi mobilitenin
kolaylaştırılması gibi amaçları taşıyan fonun, işçi, işveren ve devlet tarafından oluşturulan bir komitece
yönetilmesi öngörülmüştür. 1970 yılında fona, işsizliği önleyici tedbirleri finanse etme ve yapısal-bölgesel
dengesizlikleri giderme işlevi de kazandırılmıştır.
• Sosyal taleplerin yoğun olarak gündeme geldiği 1968 Mayıs olayları ve birinci petrol krizinin yaşandığı yıllarda,
bir “sosyal eylem planı” ortaya çıkmıştır. 1969 yılında General De Gaulle’un iktidardan ayrılması ve
Almanya’da Willy Brantt’ın iktidara gelmesi, bu dönemdeki sosyal politika taleplerinin yükselmesinde önemli
aşamalar olarak sayılabilir.
• Bu anlayışların bir sonucu olarak Avrupa Ekonomik Topluluğu’nun iktisadi ve siyasi temellerini geliştirmenin
en önemli unsuru olarak görülen sosyal politikalar, 1970 yılından itibaren komisyonun üzerinde yoğunlaştığı
konulardan birisi olmuştur.
Avrupa Genişlemesi
Avrupa Genişlemesi
Download