şinasi - Ahmet SINAR

advertisement
ŞİNASİ
HAZIRLIK ÇALIŞMALARI
1.Tanzimat Dönemi sanatçılarından kimleri tanıyorsunuz?
2.Türk Edebiyatında yazılan ilk tiyatro oyununun adını
biliyor musunuz?
3.Türkiye’de gazeteciliğin gelişimi hakkında ne
biliyorsunuz?
ŞAİR EVLENMESİ’NDEN
(Şair Müştak Bey’e, sevgilisi Kumru Hanım diye, çirkin ve yaşlı olan ablasını
nikahlarlar. Evleneceği akşam bu işin farkına varan Müştak Bey, epeyce sıkıntı
çeker ve sonunda arkadaşı Hikmet Bey’in sayesinde bu işten kurtulur.)
(Hikmet Bey, İmam, Muhtar, Bekçi ve mahallenin toplandığı ve tartışmaya
başladıkları sırada:)
HİKMET BEY: Aman efendim, ben kendi kusurumu anladım ama onun kusuru
noluyor, anlayamadım.
EBÜLLAKLAKA: Daha ne olsun. Kendisine nikahladığım kızı istemiyor da onun
küçüğünü istiyor. Bu ne demektir?
HİKMET BEY: Efendim, sinirlenmeyiniz, (gizlice bir para kesesi göstererek)
küçük kızı senden isteriz.
BATAK ESE: Efendi, nedir o? Rüşvet mi alıyosunuz?
EBÜLLAKLAKA, Batak Ese’ye: Ben öyle şey mi kabul ederim. İstemem. (gizlice
Hikmet Efendi’ye ) yan cebime koy.
ATAK KÖSE: Gizlice yan cebime koy mu diyosun?
EBÜLLAKLAKA: Haşa sümmü haşa. Eğer ben paraya elimi sürdümse ellerim
kırılsın.
HİKMET BEY: Aman efendim, gerçekler neyse ortaya çıkarın da ona göre
şanınıza düşeni yapın.
EBÜLLAKLAKA: Böyle kibarca derdinizi ifade ettiğiniz için size olan kızgınlığım
gitti ve yerine merhamet geldi. (mahalleliye) Yahu mahalleli, ben bu işte bir başka
türlü bir gerçek görmeye başladım. Çünkü aklıma sonradan bir şey geldi.
MAHALLELİ: Nedir o?
EBÜLLAKLAKA: Kani, nikahını kıydığım hanım büyük kızdır diye demin söylemiştim
ya…
MAHALLELİ: Öyle ya!
EBÜLLAKLAKA: Fakat büyük kız demekten maksadım, yaşta büyük değildir, boyda
büyük demek anlamındadır. Çünkü, büyük kız kırk yaşını geçmiş olduğu halde
damat beyin dengi olamaz. İşte benim bildiğim bu kadardır. Her bir zamanda ve
her bir mekanda böyle doğrucasına şehadet ederim.
BATAK ESE: Siz böyle dil ile söyledikten sonra biz de hiç düşünmeden kabul
ederiz.
MAHALLELİ: Hay hay.
EBÜLLAKLAKA, Habbe Kadın’a: Yenge Kadın. Boyda büyük yani yaşta küçük olan
asıl gelin hanımı git getir. Kendi elimle damat beye teslim edeyim, bir daha
yanlışlık olmasın. (Hikmet Bey’e) Başka yanlışlar varsa söyleyin, onları da
düzelteyim. Çünkü hayırlı hizmetlerde bulunmaktan gurur duyarım.
BİLİNMEYEN KELİMELER
kabahat: kusur
gazaplanmak: sinirlenmek, kızmak
haşa sümme haşa:tövbeler olsun.
meram: dert, sıkıntı
kani: hani
ŞİNASİ’NİN HAYATI
5 Ağustos 1826’da İstanbul’da doğdu. 13 Eylül 1871’de
İstanbul’da yaşamını yitirdi. Asıl ismi İbrahim Şinasi. Topçu
yüzbaşısı olan babası Mehmed Ağa 1829’da Osmanlı-Rus
Savaşı’nda şehit oldu. Annesi onu yakınlarının desteğiyle
büyüttü. İlköğretimini Mahalle Sıbyan Mektebi’nde ve
Feyziye Okulu’nda tamamladı. Müşiriyeti Mektubî Kalemi’ne
katip adayı olarak girdi. Arapça ve Farsça, Fransızca öğrendi.
1849’da bilgisini artırması için devlet tarafından Paris’e
gönderildi. Burada edebiyat ve dil konularındaki
çalışmalarını sürdürdü. Doğu kültürleri araştırmacısı De Sacy
ailesi ile dostluk kurdu, Ernest Renan’la tanıştı, Lamartine’in
toplantılarını izledi. Yine doğu kültürleri araştırmacısı Pavet
de Courteille’nin çalışmalarına yardım etti. Dilbilimci Littré
ile tanıştı. 1851’de Société Asiatique’e üye seçildi. 1854’te
İstanbul’a döndü. Bir süre Tophane Kalemi’nde çalıştı.
Meclis-i Maarif üyeliğine atandı. Encümen-i Daniş’te (ilimler
akademisi) görev yaptı. Koruyucusu sadrazam Mustafa Reşit
Paşa’nın görevinden ayrılması üzerine sakalını kestiği için
üyelikten çıkarıldı. Reşit Paşa 1857’de yeniden sadrazam
olunca, eski görevine döndü.
ŞİNASİ’NİN TÜRK EDEBİYATI’NA
KAZANDIRDIKLARI
19.yy başları, Osmanlı İmparatorluğu'nun bir çöküşün eşiğine geldiği yıllardı.
Batı'ya yönelerek ve Batı'nın desteğiyle önlenebileceğine inanmıştı.
Batılılaşma hareketiyle birlikte yeni insanın yetişmesinde etkili olabilecek olan
batı kültürünü ve onun kaynaklarını tanıtma amacı ön planda tutularak
Avrupa'ya öğrenci gönderilip onların bu yönde eğitilmesine çalışılıyordu. Bu
grup içinde yer alan Şinasi Batı, özellikle di Fransız Kültürüyle de çalıştı.
Şinasi, ülkenin uygarlaşma yoluyla gelişebileceğini bunun da Batı örnek
alınarak eğitim alanında uygulanacak akılcı bir yöntemle gerçekleşebileceğini
savunmuştur. Bu amaçla yazarlığında çok yönlü bir çaba içine girmiştir.
Gazete çıkarmış, makale, şiir ve oyun yazmış, sözlük çalışmaları yapmıştır.
Halkın "aydınlatılmasına" yönelik bu çalışmalarında eğitime önem vermiştir.
Dilin yalınlaştırılması ve edebiyatın halkın anlayabileceği bir dille yazılması
çabasının ilk örneklerini ortaya koymuştur.
Batılılaşma sorununa yaklaşımında savunduğu düşünceleri gazeteciliği
aracılığıyla halka iletmiştir. Bu amaçla kaleme aldığı yazılarını önce
Tercüman-ı Ahvâl'de daha sonra da Tasvir-i Efkâr'da yayımlamıştır.
İmparatorluğun iktisadi ve toplumsal yapısının gelişimine ilişkin sorunlara
değinerek, halkın yönetiminde söz sahibi olması düşüncesini savunmuş, "ulus",
"Özgürlük", "kamuoyu", "yasal haklar", "basın özgürlüğü gibi", o günün düşün
yaşamına henüz girmemiş birtakım yeni kavramları tartışma gündemine
getirmiştir.
Düzyazılarında yalın bir dil kullanılmıştır. Dili Osmanlıca'nın süslemelerinden
arındırarak doğru ve güzel yazmaya öncelik tanınmıştır. Dildeki yalınlaşma
çabasını edebiyat ve tiyatro alanlarındaki yenileştirme çalışmalarıyla
desteklemiştir. Batı şiirini tanıtma, yeni şiir biçimlerini edebiyata sokma
amacıyla Fransız şairlerinden çeviriler yapmıştır.
Tercüman-ı Ahval ve Tasvir-i
Efkar
1860’da Ağah Efendi ile birlikte Tercüman-ı Ahvâl gazetesini
çıkardı. 1862'de de Tasvir-i Efkar gazetesini çıkardı. Devlet
işlerini eleştirdiği ve Sultan Abdülaziz’e karşı girişilen
eylemleri desteklediği gerekçesiyle 1863’teki Meclis-i
Maarif’teki görevine son verildi. Gazeteyi Namık Kemal’e
bırakarak, 1865’te Fransa’ya gitti. Orada sözcük çalışmalarına
yöneldi. Yaklaşık 5 yıl Ulusal Kitaplık'ta araştırma yaptı.
Tamamlayamadığı kapsamlı bir Türkçe sözlük üzerinde çalıştı.
1867’de İstanbul’a döndü. Kısa bir süre sonra yeniden Paris’e
gitti. 1869’da tekrar İstanbul’a dönünce bir matbaa açtı,
eserlerinin basımıyla uğraşmaya başladı. 13 Eylül 1871’de beyin
tümöründen yaşamını yitirdi. Tanzimat'la başlayan Batılılaşma
hareketlerine öncülük ederek, dil, edebiyat ve düşünce
yaşamının gelişmesine katkıda bulundu. Fransız şairlerinden
çeviriler yaptı. Eski nazım biçimleriyle yazdığı şiirlerde yeni
düşünceleri dile getirdi. Öz ve biçim yönünden tümüyle yeni
şiirler de yarattı. 1860'da yazdığı tek perdelik "Şair
Evlenmesi" adlı komedi, Batılı anlamdaki ilk Türkçe oyundur.
Anlatımdaki yeniliklerin yanısıra tema bakımından da Türk
tiyatro edebiyatının öncüsüdür. Ama asıl önemli çalışmalarını
gazetecilik alanında yaptı. Batılılaşmayı savunan "Tasvir-i
Efkar", bir düşünce gazetesi kimliğiyle Türk basın tarihinde
önemli bir aşamadır. Dildeki yalınlaşma çabasını edebiyat ve
tiyatro alanlarındaki eserleriyle destekledi.
ŞİNASİ’NİN ESERLERİ
 Tercüme-i Manzume
 Şair Evlenmesi
 Müntehabat-ı Eşhar (1862, Divan-ı
Şinasi adıyla da bilinir, şiirlerinden
seçmeler)
 Durub-u Emsal-i Osmaniye
(1863,atasözleri derlemesi)
 Müntahabat-ı Tasvir-i Efkar
(18623, 1885. Ebüzziya Tevfik
tarafından düzenlenen seçme
makaleler)
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Şinasi’nin Türk Edebiyatı’na
kazandırdıkları nelerdir?
Tanzimat'la başlayan Batılılaşma hareketlerine öncülük ederek, dil,
edebiyat ve düşünce yaşamının gelişmesine katkıda bulundu.
Fransız şairlerinden çeviriler yaptı. Eski nazım biçimleriyle yazdığı
şiirlerde yeni düşünceleri dile getirdi. Öz ve biçim yönünden
tümüyle yeni şiirler de yarattı. 1860'da yazdığı tek perdelik "Şair
Evlenmesi" adlı komedi, Batılı anlamdaki ilk Türkçe oyundur.
Anlatımdaki yeniliklerin yanı sıra tema bakımından da Türk tiyatro
edebiyatının öncüsüdür. Ama asıl önemli çalışmalarını gazetecilik
alanında yaptı. Batılılaşmayı savunan "Tasvir-i Efkar", bir düşünce
gazetesi kimliğiyle Türk basın tarihinde önemli bir aşamadır.
Dildeki yalınlaşma çabasını edebiyat ve tiyatro alanlarındaki
eserleriyle destekledi.
2. Şinasi’nin Şair Evlenmesi adlı tiyatrosunun
Türk Edebiyatı’ndaki önemi nedir?
Tiyatronun konusu nedir?
“Şair Evlenmesi” adlı komedi Batılı anlamdaki
ilk Türkçe oyundur. Bir töre komedyası özelliği
taşıyan “Şair Evlenmesi” görücü usulüyle
evliliğin sakıncalı yanlarını konu almıştır.
3. Şinasi Batılılaşma sorununa yaklaşımında
savunduğu düşüncelerini halka nasıl
iletmiştir?
Batılılaşma sorununa yaklaşımında
Savunduğu düşünceleri gazeteciliği
aracılığıyla halka iletmiştir.
TEŞEKKÜR EDERİM…
AHMET SINAR
Download